Yerel Haberler
Ankara
22 Eylül 2024 Pazar - 12:57 Başkent’in yanı başında yetişen hünnabın hasadı başladı Hünnap hasadı Ankara’nın Güdül ilçesinde başladı. Genellikle Asya ve Orta Doğu ülkelerinde yetişen hünnap ve Çin hurması olarak da bilinen hünnap meyvesinin hasadı başladı. Başkent’in yanı başında Güdül ilçesinde yetiştirilen hünnaba ilgi büyük. Güney Asya’ya özgü bir meyve olan hünnap elmaya olan benzerliği ve lezzetiyle vatandaşlardan tam not alıyor. Küçük ve yuvarlak bir yapıya sahip olan meyvenin faydaları saymakla bitmiyor. Hünnap meyvesinin kemikleri güçlendirdiği, uykusuzluğa iyi geldiği ve kan dolaşımını düzenlediği belirtiliyor. Doktorların tavsiyesini dinledi bahçesine hünnap ekti Atalarından kalan arsasına hünnap ağaçları diken ve her yıl yüzlerce kilo hasat eden 70 yaşındaki Ruftane Babaoğlu, torunlarının isteğiyle bahçeye çevirdiği arsasından çıkan hünnapları gelire dönüştürüyor. Sabahları ATV sürerek bahçenin bakımlarını yaptığını söyleyen Babaoğlı, “Çocukla istediği için burayı bahçe yaptık, hünnap ağacı diktik. Sabahları geliyoruz, ATV’ye biniyoruz. Hünnap her şeye iyi sağlığa ve şekere iyi geliyor. Doktorlar söylüyor yiyin için diye çok faydalı. Onun için biz de özlendik işte. Diktik, yetiştirdik bu hale getirdik. Benim bahçemde 250-300 kilo çıkıyor. Geçen sene 50 liraya sattık. Bu yıl 75 liraya satıyoruz. Çocuklarım Ankara’ya götürüyorlar. Müşterileri var alıştır artık herkes istiyor” dedi. "Yıllık en aşağı 200 tona yakın çıkar" İlçede yılda 200 tona yakın hünnap hasadı yapıldığını belirten Güdül ilçesine bağlı Yeşilöz mahalle muhtarı Osman Odabaşı, “Bu ağaçları Antalya Kemalpaşa’dan getirdim. Bütün ilçemiz bu ağaçlardan dikti. Bütün meyve satışı mükemmel. Kilosu 75 liradan satılıyor. Toplaması kolay, satması, pazarlaması çok kolay. Tembel işi iki işi istediği kadar hünnap yetiştirebilir. Hünnap bazı hastalıklara iyi geliyor kalp ve şeker gibi hastalıklara iyi geliyor. Şeker hastası olan çoğu kişi bize sipariş veriyorlar. Hünnap yetiştirmek çok kolay ne kadar su verirsen o kadar verim olur. Soğuk vurma derdi olmaz. Güdül ilçemizde yıllık en aşağı 200 tona yakın çıkar. Herkes iyi kötü bu meyveyi Güdül’de yetiştirir. Bu Hünnap elmaya benziyor ama çoğu kişi bu meyveyi bilmiyor. Bunun ana vatanı Amasya’dır. Aroması bol yemesi kolay. Bir dakika 10 tane bile yiyebilirsin” diye konuştu.
22 Eylül 2024 Pazar - 12:50 Başkent’in yanı başında yetişen ‘ölümsüzlük meyvesi’ hünnabın hasadı başladı ’Ölümsüzlük meyvesi’ olarak bilinen hünnabın hasadı Ankara’nın Güdül ilçesinde başladı. Genellikle Asya ve Orta Doğu ülkelerinde yetişen hünnap ve Çin hurması olarak da bilinen hünnap meyvesinin hasadı başladı. Başkent’in yanı başında Güdül ilçesinde yetiştirilen hünnaba ilgi büyük. Güney Asya’ya özgü bir meyve olan hünnap elmaya olan benzerliği ve lezzetiyle vatandaşlardan tam not alıyor. Küçük ve yuvarlak bir yapıya sahip olan meyvenin faydaları saymakla bitmiyor. Hünnap meyvesinin kemikleri güçlendirdiği, uykusuzluğa iyi geldiği ve kan dolaşımını düzenlediği belirtiliyor. Doktorların tavsiyesini dinledi bahçesine hünnap ekti Atalarından kalan arsasına hünnap ağaçları diken ve her yıl yüzlerce kilo hasat eden 70 yaşındaki Ruftane Babaoğlu, torunlarının isteğiyle bahçeye çevirdiği arsasından çıkan hünnapları gelire dönüştürüyor. Sabahları ATV sürerek bahçenin bakımlarını yaptığını söyleyen Babaoğlı, “Çocukla istediği için burayı bahçe yaptık, hünnap ağacı diktik. Sabahları geliyoruz, ATV’ye biniyoruz. Hünnap her şeye iyi sağlığa ve şekere iyi geliyor. Doktorlar söylüyor yiyin için diye çok faydalı. Onun için biz de özlendik işte. Diktik, yetiştirdik bu hale getirdik. Benim bahçemde 250-300 kilo çıkıyor. Geçen sene 50 liraya sattık. Bu yıl 75 liraya satıyoruz. Çocuklarım Ankara’ya götürüyorlar. Müşterileri var alıştır artık herkes istiyor” dedi. "Yıllık en aşağı 200 tona yakın çıkar" İlçede yılda 200 tona yakın hünnap hasadı yapıldığını belirten Güdül ilçesine bağlı Yeşilöz mahalle muhtarı Osman Odabaşı, “Bu ağaçları Antalya Kemalpaşa’dan getirdim. Bütün ilçemiz bu ağaçlardan dikti. Bütün meyve satışı mükemmel. Kilosu 75 liradan satılıyor. Toplaması kolay, satması, pazarlaması çok kolay. Tembel işi iki işi istediği kadar hünnap yetiştirebilir. Hünnap bazı hastalıklara iyi geliyor kalp ve şeker gibi hastalıklara iyi geliyor. Şeker hastası olan çoğu kişi bize sipariş veriyorlar. Hünnap yetiştirmek çok kolay ne kadar su verirsen o kadar verim olur. Soğuk vurma derdi olmaz. Güdül ilçemizde yıllık en aşağı 200 tona yakın çıkar. Herkes iyi kötü bu meyveyi Güdül’de yetiştirir. Bu Hünnap elmaya benziyor ama çoğu kişi bu meyveyi bilmiyor. Bunun ana vatanı Amasyadır. Çoğu yerde Ölümsüzlük meyvesi derler. Aroması bol yemesi kolay. Bir dakika 10 tane bile yiyebilirsin” diye konuştu.
2024 yılının ilk 8 ayında demiryolları ile toplamda 17 milyon 449 bin 75 ton yük taşındı"
13 Eylül 2024 Cuma - 10:32 2024 yılının ilk 8 ayında demiryolları ile toplamda 17 milyon 449 bin 75 ton yük taşındı" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ulusal demiryolu ağındaki 439 kilometrelik 286 iltisak hattı ile, Ocak-Ağustos döneminde 17 milyon 842 bin ton yük taşındığını açıkladı. Bu hatlarla gerçekleştirilen taşımaların tüm demiryolu taşımalarının yaklaşık yüzde 45’i olduğunu vurgulayan Bakan Uraloğlu, 2024 yılının 8 aylık diliminde ise demiryolları ile toplamda 17 milyon 449 bin 75 ton yük taşındığını ifade etti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, üretim merkezlerinin hammadde, yarı mamul ve nihai ürünlerini taşımak için fabrikalara doğrudan bağlantı sağlayan iltisak hatlarının; sanayici, üretici ve ihracatçıların rekabet gücünü artırdığını vurgulayarak Türkiye’nin ulusal demiryolu ağı üzerinde 439 kilometre uzunluğunda 286 iltisak hattının bulunduğunu aktardı. Bu hatlar ile gerçekleştirilen taşımaların tüm demiryolu yük taşımalarının yaklaşık yüzde 45’ini oluşturduğunu vurgulayan Uraloğlu, “2024 yılının ilk 8 ayında demiryolları ile toplamda 17 milyon 449 bin 75 ton yük taşındı. Bu 8 aylık sürede 7 milyon 842 bin 981 ton yük ise iltisak hatları ile taşındı. Bu rakamın yıl sonunda 11,5 milyonu geçeceğini tahmin ediyoruz.” dedi. Bakan Uraloğlu, 2053 yılı hedefleri doğrultusunda kara yollarındaki yüzde 72’lik yük taşımacılığı payını yüzde 57’ye düşürmeyi, demir yollarının yüzde 5 olan taşımacılık payını ise yüzde 22’ye yükseltmeyi planladıklarının da altını çizdi. 13,3 kilometre uzunlukta iltisak hattı yapım çalışması devam ediyor Uraloğlu, ayrıca Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü (AYGM), TCDD ve TCDD Taşımacılık’ın yanı sıra sektör paydaşlarıyla da iltisak hatlarının sayısını artırmak için ortak çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. Toplam uzunluğu 13,3 kilometre olan Samsun Gelemen-Tekkeköy ve Yenikent-Kazan Soda’daki iltisak hatlarının yapım çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Bakan Uraloğlu, yük taşımacılığında demiryolu payının artırılmasının kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. Uraloğlu, “Toplam uzunluğu 439 kilometre olan iltisak hatlarına 12. Kalkınma Planı hedefleri doğrultusunda 74,5 kilometresi TCDD tarafından 141 kilometresi AYGM tarafından olmak üzere toplam 215 kilometre ilave ederek, lojistik merkezlerinin, fabrika, sanayi, OSB ve limanlara bağlantılarının sağlanması amacıyla toplam iltisak hattı uzunluğumuzu 654 kilometreye çıkartmayı hedefliyoruz.” diye konuştu. Türkiye’de demiryolu ile yapılan yük taşımacılığının önemine değinen Bakan Uraloğlu, demiryollarının çevre dostu, düşük maliyetli ve güvenilir bir taşımacılık alternatifi olarak her zaman öne çıktığını ifade etti. Demiryolu taşımacılığının Türkiye’nin sanayileşme sürecindeki kritik rolüne de vurgu yapan Uraloğlu, demiryolu ile yapılan taşımalarda iltisak hatlarının, ürünleri ulusal demiryolu ağına ulaştırmak için önemli bir görev gördüğünün altını çizdi.
1 milyon 864 bin 867 adayın başvurduğu KPSS Ortaöğretim pazar günü yapılacak
13 Eylül 2024 Cuma - 10:22 1 milyon 864 bin 867 adayın başvurduğu KPSS Ortaöğretim pazar günü yapılacak 1 milyon 864 bin 867 adayın başvurduğu 2024-Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) Ortaöğretim, 81 il ve Lefkoşa’da 15 Eylül Pazar günü gerçekleştirilecek. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, 2024- KPSS Ortaöğretim 81 il ve Lefkoşa’da 15 Eylül Pazar günü gerçekleştirilecek. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, “KPSS Ortaöğretim uygulamasına 1 milyon 864 bin 867 aday başvurdu. Başvurulardan 900 bin 148’i kadın, 964 bin 719’u ise erkek adaylardan oluşuyor. Sınav 81 il ve Lefkoşa’da yapılacak. Oluşan ihtiyaçlar doğrultusunda sınav merkezlerine 19 ekleme yaptık ve merkez sayımızı 227’ye çıkardık. Merkez sayısını arttırmaktaki amacımız adayların sınava erişimini kolaylaştırmaktır. Sınavda 5 bin 683 bina ve 99 bin 765 salon kullanılacak. KPSS Ortaöğretim, pazar günü saat 10.15’te başlayacak ve 12.25’te sona erecek. Genel yetenek ve genel kültür testlerinin uygulanacağı sınavda adaylara 120 soru sorulacak. 130 dakika cevaplama süresi verilecek ve ek süre kullanması uygun görülen engelli adaylar 30 dakika ilave sürelerini kullanabilecekler. Sınav görevlilerimize ilişkin eğitim süreci tamamlandı. İhtiyaç duyacakları alanlara ilişkin bilgilendirici yazılı ve görsel materyaller kendilerine aktarıldı. Sınav süreçlerinde alınan güvenlik önlemlerini paydaş kurumlarla iş birliği içerisinde yürütüyoruz. Sınav güvenliğinin sağlanması noktasında da 21 bin 660 emniyet görevlisi sahada olacak" ifadelerini kullandı. 6 binden fazla şehit ve gazi yakını sınav ücretinden muaf tutuldu Sınava başvuran gaziler ile şehit ve gazilerin eş ve çocuklarının sınav ücretinden muaf tutulduğunu aktaran Ersoy, 6 bin 155 adayın bu haktan yararlandığı bilgisini verdi. Sınava 3 bin 908 engelli adayın katılacağını aktaran Ersoy, engelli adayların mağduriyet yaşamaması için titiz bir çalışma yürütüldüğünün altını çizdi. Sınava katılan adayların 18-23 yaş aralığında yoğunlaştığını aktaran ÖSYM Başkanı Ersoy, en yoğun başvurunun İstanbul, Ankara, Adana ve İzmir illerinden yapıldığını ifade etti. Ersoy, “Nüfus cüzdanı bulunmayan veya nüfus cüzdanında kimlik numarası ve fotoğraf olmayan adaylar için il ve ilçe nüfus müdürlükleri sınav günü açık olacak. Adaylarımızın sınav gününden önce kimlik ve sınava giriş belgelerini hazırlamaları faydalı olacaktır. Sınava katılacak adaylara başarılar diliyorum” dedi. Sınav sonuçları 4 Ekim tarihinde açıklanacak.
Emine Erdoğan, Kiev’deki 4. Lider Eşleri Zirvesi’ne video mesaj gönderdi
13 Eylül 2024 Cuma - 10:01 Emine Erdoğan, Kiev’deki 4. Lider Eşleri Zirvesi’ne video mesaj gönderdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Ukrayna, Suriye, Gazze ve diğer tüm çatışma bölgelerinin çocuklarına savaşmak veya ölmek haricinde insan onuruna yakışır bir gelecek borçlu olduklarını bildirdi. Emine Erdoğan, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de bu yıl 4’üncüsü "Çocuk Güvenliği" başlığıyla düzenlenen Lider Eşleri Zirvesi’ne bir video mesaj gönderdi. Video mesajında bu seneki zirvenin ana temasının "çocuk güvenliği" olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, "Ne acı ki bugün yaşadığımız dünyada çocukların yaşam hakkını korumak, güvenli ve huzurlu bir ortamda büyümelerini sağlamak küresel bir sınava dönüşmüş durumda. Halbuki insanlığın geleceği çocukla filizlenir" dedi. "Çocuklar bugünkü nüfusumuzun üçte birini, geleceğimizin ise tamamını oluşturur" sözünün bu gerçeği güzel bir şekilde ifade ettiğini belirten Emine Erdoğan, şöyle devam etti: "Bir toplumun ruhunu yansıtan şeyin çocuklara davranışında gizli olduğunu söyleyen Nelson Mandela da bu gerçeği vurgular. Ben bu cümleyi insanlık adına yeniden kurmak istiyorum ve diyorum ki insanlık olarak ruhumuzun yansımasını görmek istiyorsak, dünya çocuklarının mevcut durumuna bakmalıyız. Bebeklerin nüfusa bile kaydedilmeden kefene sarılması, çocuk ölümlerinin savaş zayiatı sayılması, bugünkü insanlığın ruhunun ne denli karanlıkta olduğunu ortaya koyuyor." "Savaş ortasındaki bir çocuğun ölmeyi yaşamaya tercih ettiği bir dünyayı nasıl içimize sindirebiliriz" Emine Erdoğan, Ukrayna’daki ve Suriye’deki çocukların yaraları sarılamamışken Gazze’de eşi benzeri görülmemiş bir vahşete tanıklık edildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Her on dakikada bir çocuğun öldürüldüğü, yaşayan on çocuktan dokuzunun ise açlık ve susuzluktan ölüm ile karşı karşıya kaldığı bir çatışma bölgesi düşünün. Savaş ortasındaki bir çocuğun ’Çok yoruldum, ölüp dinlenmek istiyorum’ dediği, ölmeyi yaşamaya tercih ettiği bir dünyayı nasıl içimize sindirebiliriz. Ukrayna’nın, Suriye’nin, Gazze’nin ve diğer tüm çatışma bölgelerinin çocuklarına savaşmak veya ölmek haricinde insan onuruna yakışır bir gelecek borçluyuz. Bu bilinçle bir araya gelmiş olan bizler, herkes için adil ve yaşanabilir bir dünya hayaline inanıyoruz." Böyle bir yeryüzünü çocuklar aşkına kurmaya yönelik atılan her adımın çok değerli olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, "Evlatlarımızın savaşın karanlık gölgesiyle dünyalarından eksilen her rengi yeniden yerine koyma sorumluluğunu yüreğimizde hissediyoruz" dedi. Bu bakış açısıyla Olena Zelenska’nın özellikle Ukraynalı çocukları korumaya yönelik çalışmalarını kıymetli bulduğunu belirten Emine Erdoğan, "2022 yılında savaş mağduru Ukraynalı çocukları Türkiye’de misafir etme girişimi de bunlardan bir tanesi. Bugün hala bin 500’e yakın Ukraynalı çocuk ve refakatçisine ülkemizde ev sahipliği yapıyoruz" bilgisini verdi. "Savaşın adil ve kalıcı bir barışla bir an önce sona ermesini yürekten diliyorum" Emine Erdoğan, vatanını savunan Ukrayna halkıyla dayanışma içinde olduklarını bir kez daha vurgulayarak, "Savaşın adil ve kalıcı bir barışla bir an önce sona ermesini yürekten diliyorum" dedi. Çocukları koruma amacıyla düzenlenen zirvenin hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Emine Erdoğan, "Dünyanın dört bir yanında yaşanan silahlı çatışmalarda hayatını kaybedenleri rahmetle yad ediyorum. Başta değerli dostum Sayın Zelenska olmak üzere tüm katılımcıları saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum" ifadelerini kullandı. Lider Eşleri Zirvesi Zirve, Olena Zelenska tarafından 2021’de insani sorunların çözümüne yardımcı olacak uluslararası bir diyalog platformu oluşturmak ve insanların refahı için ortak projeler uygulamak amacıyla başlatıldı. Zirvenin ilki "Yeni Gerçeklikte Yumuşak Güç" başlığıyla 2021’de, ikincisi "Ukrayna ve Dünya: Birlikte (Yeniden) İnşa Edeceğimiz Gelecek" başlığıyla 2022’de Kiev’de düzenlendi. Zirvenin üçüncüsü ise 2023’te ise “Savaşın Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkisi" başlığıyla yapıldı.
Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: “Sağlık profesyonellerinin esnek çalışabilecekleri sistem kurgulanmalı, mevcut izinlerine ilave izinler verilmelidir”
13 Eylül 2024 Cuma - 10:00 Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: “Sağlık profesyonellerinin esnek çalışabilecekleri sistem kurgulanmalı, mevcut izinlerine ilave izinler verilmelidir” Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, “Sağlık profesyonellerinin esnek çalışabilecekleri sistem kurgulanmalı, mevcut izinlerine ilave izinler verilmelidir” dedi. Sağlık çalışanlarının izinleriyle ilgili açıklamalarda bulunan Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, Sağlık hizmetlerinin önemine ve kesintisiz bir hizmet olduğuna vurgu yaptı. Doğan açıklamasında, “Sağlık hizmetleri 24 saat kesintisiz olarak verilen, oldukça kompleks faaliyetler gerektiren ve profesyonel olarak yapılan işlerdir. Bu süreçte hekimler, hemşireler, ebeler fiziksel ve duygusal olarak yorulmakta, yıpranmaktadırlar. Bugün sahayı incelediğimizde fazla mesai yapmadan çalışan sayısı çok azdır. İş yükü, uzun çalışma saatleri, ergonomik olmayan çalışma şartları ve iş yerinde karşılaştıkları güçlükler sorunları katlamakta, iş motivasyonunu tüketmekte ve verimlilik kaybına sebep olmaktadır” ifadelerini kullandı. “Esnek çalışma sistemi kurgulanmalı” Sağlık profesyonellerini motive edecek, iş tatminini yükseltecek, onları sosyal, ruhsal ve fiziki açıdan destekleyecek adımlar atılması gerektiğini dile getiren Doğan, “Sağlık profesyonellerinin esnek çalışabilecekleri sistem kurgulanmalı, mevcut izinlerine ilave izinler verilmelidir” dedi.
14 arkeolojik ve etnografik eser daha Türkiye’ye geri kazandırıldı
13 Eylül 2024 Cuma - 09:58 14 arkeolojik ve etnografik eser daha Türkiye’ye geri kazandırıldı Kültür ve Turizm Bakanlığı, yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılan 14 arkeolojik ve etnografik eseri daha Türkiye’ye geri kazandırdı. Yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılan eserler, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanlığı ile Manhattan Bölge Savcılığı ve Amerikan İç Güvenlik Soruşturma Birimi (HSI) arasındaki iş birliği sonucunda yürütülen çalışmaların ardından Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı’nın katılımıyla New York’taki Türk Evi’nde düzenlenen törenle teslim alınarak Türkiye’ye getirildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanlığının yurt dışında ve Türkiye genelinde yaptığı incelemeler, takip ve araştırmalar sonucu sağlanan bilgi, belge ve deliller aracılığıyla Türkiye’ye geri kazandırılan eserler arasında yaklaşık 50 yıldır iadesi için çalışmalar süren Burdur’daki Boubon Antik Kenti kökenli iki bronz heykel başı ve anıtsal boyutlarda bir bronz kadın heykelinin yanı sıra, çeşitli dönemlere ait seramik eserler, madeni paralar, bir mücevher parçası ve Osmanlı dönemine ait iki hançer de bulunuyor. Milattan önce (M.Ö.) 1. ile milattan sonra (M.S.) 1. yüzyıllar arasına tarihlenen ve genç bir erkeği tasvir eden bronz heykel başı da Türkiye’ye iade edildi. Bu heykelin iadesi, yürütülen soruşturma kapsamında ortaya konan deliller çerçevesinde eserin bulunduğu Jean Paul Getty Müzesi’nce kabul edildi. Santa Barbara Sanat Müzesi’nden iadesi sağlanan sakallı erkek başı ise M.S. 3. yüzyıla tarihlendiriliyor. İnsan boyutunda bir heykele ait olduğu düşünülen ve Roma İmparatoru Gallienus dönemi modasını yansıtan saç ve sakal tipine sahip başın iade sürecinde görgü tanığı ifadeleri ve soruşturmalar sonucu elde edilen yeni bilgiler büyük rol oynadı. Farklı dönemlerden eserler Türkiye’ye iade edildi İade edilen eserler arasında Miami Üniversitesi’ne bağlı Lowe Sanat Müzesi’nden getirilen çeşitli dönemlere ait pişmiş toprak eserler de bulunuyor. Bunlar arasında, M.Ö. 1. binyıla tarihlenen çift kulplu ve boyalı bir kap, antik döneme ait bir testi, Bizans dönemine ait bir kase ve bir kandil yer alıyor. Ayrıca M.S. 1055-1056 yıllarına tarihlenen Histamenon olarak nitelendirilen, M.S. 540 yılına tarihlenen ve Follis olarak nitelendirilen ve M.S. 775-780 yıllarına tarihlenen Solidus olarak nitelendirilen üç adet Bizans Dönemi sikkesi, M.Ö. 40 yılına tarihlenen Denarius olarak nitelendirilen gümüş Roma sikkesi de iade edilen eserler arasında. Etnografik eserler de iade edildi Türkiye’ye iadesi sağlanan eserler arasında etnografik nitelikte olan 10. ve 11. yüzyıllara tarihlenen ve Anadolu’daki Türkmen işçiliğinin parlak bir örneği olan, mine ve değerli taşlarla süslenmiş bir mücevher parçasının Adana kökenli bir kemer olduğu tespit edildi. Osmanlı metal işçiliğinin zerafetini gösteren, 19. yüzyıla ait gümüş kın ve kabzası olan, telkâri işlemeli iki hançer ise dönemin metal işçiliğinin ulaştığı noktayı gözler önüne seriyor. Türkiye’nin kararlılığı sürüyor Burdur’daki Boubon Antik Kenti kökenli olan ve 1960’lı yıllarda kaçak kazılarla elde edilen ve yurtdışına yasadışı yollarla çıkarılan eserler ilk olarak Prof. Dr. Jale İnan ve gazeteci-yazar Özgen Acar tarafından gündeme getirilmişti. Manhattan Bölge Savcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanlığınca derinleştirilen araştırmalar sonucunda bugüne kadar Lucius Verus, Septimus Severus, bir imparator heykeli ile 3 bronz heykelin yanı sıra Genç ve Olgun Caracalla başları ile bronz bir kadın büstü başta olmak üzere birçok bronz eserin iadesi sağlanmıştı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tarihi eser kaçakçılığına karşı kararlılıkla sürdürdüğü mücadele sonucunda iadesi sağlanan bu eserler, Türkiye’nin kültürel mirasına yeniden kazandırılıyor. Bakanlık, uluslararası iş birliği ve yerel çalışmalarla kültür varlıklarının ülkemize dönüşünü sağlamak adına çalışmalarını sürdürüyor. “Kültürel mirasımıza sahip çıkmaya, onu dünyaya tanıtmaya kararlıyız” Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda kültürel mirasın en nadide parçalarının Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanlığının çalışmaları sayesinde Türkiye’ye dönmeye devam ettiğini belirterek, “Boubon Antik Kenti kökenli iki bronz heykel başı ve anıtsal boyutlarda bir bronz kadın heykelinin yanı sıra, çeşitli dönemlere ait seramik eserler, madeni paralar, bir mücevher parçası ve Osmanlı dönemine ait iki hançer gibi 14 arkeolojik ve etnografik eser yıllar süren çabanın ardından yeniden milletimizin kültürel mirasına katıldı. Türkiye’nin tarihî zenginliklerini koruma kararlılığıyla Manhattan Bölge Savcılığı ve Amerikan İç Güvenlik Soruşturma Birimi (HSI) ile yürüttüğümüz iş birliği neticesinde bu çok özel eserler ait oldukları topraklara geri döndü. Bu eseler binlerce yıllık geçmişimizin ve köklü mirasımızın sembolleri olarak ait oldukları yerde korunarak gelecek nesillere aktarılacak. Kültürel mirasımıza sahip çıkmaya, onu dünyaya tanıtmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, Kiev’deki 4. Lider Eşleri Zirvesi’ne video mesaj gönderdi
13 Eylül 2024 Cuma - 09:56 Emine Erdoğan, Kiev’deki 4. Lider Eşleri Zirvesi’ne video mesaj gönderdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Ukrayna, Suriye, Gazze ve diğer tüm çatışma bölgelerinin çocuklarına savaşmak veya ölmek haricinde insan onuruna yakışır bir gelecek borçlu olduklarını bildirdi. Emine Erdoğan, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de bu yıl 4’üncüsü "Çocuk Güvenliği" başlığıyla düzenlenen Lider Eşleri Zirvesi’ne bir video mesaj gönderdi. Video mesajında bu seneki zirvenin ana temasının "çocuk güvenliği" olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, "Ne acı ki bugün yaşadığımız dünyada çocukların yaşam hakkını korumak, güvenli ve huzurlu bir ortamda büyümelerini sağlamak küresel bir sınava dönüşmüş durumda. Halbuki insanlığın geleceği çocukla filizlenir" dedi. "Çocuklar bugünkü nüfusumuzun üçte birini, geleceğimizin ise tamamını oluşturur" sözünün bu gerçeği güzel bir şekilde ifade ettiğini belirten Emine Erdoğan, şöyle devam etti: "Bir toplumun ruhunu yansıtan şeyin çocuklara davranışında gizli olduğunu söyleyen Nelson Mandela da bu gerçeği vurgular. Ben bu cümleyi insanlık adına yeniden kurmak istiyorum ve diyorum ki insanlık olarak ruhumuzun yansımasını görmek istiyorsak, dünya çocuklarının mevcut durumuna bakmalıyız. Bebeklerin nüfusa bile kaydedilmeden kefene sarılması, çocuk ölümlerinin savaş zayiatı sayılması, bugünkü insanlığın ruhunun ne denli karanlıkta olduğunu ortaya koyuyor." "Savaş ortasındaki bir çocuğun ölmeyi yaşamaya tercih ettiği bir dünyayı nasıl içimize sindirebiliriz" Emine Erdoğan, Ukrayna’daki ve Suriye’deki çocukların yaraları sarılamamışken Gazze’de eşi benzeri görülmemiş bir vahşete tanıklık edildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Her on dakikada bir çocuğun öldürüldüğü, yaşayan on çocuktan dokuzunun ise açlık ve susuzluktan ölüm ile karşı karşıya kaldığı bir çatışma bölgesi düşünün. Savaş ortasındaki bir çocuğun ’Çok yoruldum, ölüp dinlenmek istiyorum’ dediği, ölmeyi yaşamaya tercih ettiği bir dünyayı nasıl içimize sindirebiliriz. Ukrayna’nın, Suriye’nin, Gazze’nin ve diğer tüm çatışma bölgelerinin çocuklarına savaşmak veya ölmek haricinde insan onuruna yakışır bir gelecek borçluyuz. Bu bilinçle bir araya gelmiş olan bizler, herkes için adil ve yaşanabilir bir dünya hayaline inanıyoruz." Böyle bir yeryüzünü çocuklar aşkına kurmaya yönelik atılan her adımın çok değerli olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, "Evlatlarımızın savaşın karanlık gölgesiyle dünyalarından eksilen her rengi yeniden yerine koyma sorumluluğunu yüreğimizde hissediyoruz" dedi. Bu bakış açısıyla Olena Zelenska’nın özellikle Ukraynalı çocukları korumaya yönelik çalışmalarını kıymetli bulduğunu belirten Emine Erdoğan, "2022 yılında savaş mağduru Ukraynalı çocukları Türkiye’de misafir etme girişimi de bunlardan bir tanesi. Bugün hala bin 500’e yakın Ukraynalı çocuk ve refakatçisine ülkemizde ev sahipliği yapıyoruz" bilgisini verdi. "Savaşın adil ve kalıcı bir barışla bir an önce sona ermesini yürekten diliyorum" Emine Erdoğan, vatanını savunan Ukrayna halkıyla dayanışma içinde olduklarını bir kez daha vurgulayarak, "Savaşın adil ve kalıcı bir barışla bir an önce sona ermesini yürekten diliyorum" dedi. Çocukları koruma amacıyla düzenlenen zirvenin hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Emine Erdoğan, "Dünyanın dört bir yanında yaşanan silahlı çatışmalarda hayatını kaybedenleri rahmetle yad ediyorum. Başta değerli dostum Sayın Zelenska olmak üzere tüm katılımcıları saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum" ifadelerini kullandı. Lider Eşleri Zirvesi Zirve, Olena Zelenska tarafından 2021’de insani sorunların çözümüne yardımcı olacak uluslararası bir diyalog platformu oluşturmak ve insanların refahı için ortak projeler uygulamak amacıyla başlatıldı. Zirvenin ilki "Yeni Gerçeklikte Yumuşak Güç" başlığıyla 2021’de, ikincisi "Ukrayna ve Dünya: Birlikte (Yeniden) İnşa Edeceğimiz Gelecek" başlığıyla 2022’de Kiev’de düzenlendi. Zirvenin üçüncüsü ise 2023’te ise “Savaşın Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkisi" başlığıyla yapıldı.
MİT’ten PKK’ya Irak’ta operasyon
13 Eylül 2024 Cuma - 08:51 MİT’ten PKK’ya Irak’ta operasyon Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), terör örgütü PKK/KCK’nın sözde Mahmur kampı genel sorumlusu "Adıl Mardin’ kod adlı Azad Akıncı’yı Irak’ın Musul iline bağlı Mahmur ilçesinde düzenlediği operasyonla etkisiz hale getirdi. Terörden arananlar listesinde kırmızı kategoride yer alan PKK/KCK’lı Azad Akıncı, MİT’in hedef listesinde yer alıyordu. MİT, haber kaynakları aracılığı ile terörist Akıncı’nın konumunu tespit etti. MİT, Türkiye sınırına 160 kilometre derinlikte yer alan Mahmur’da Azad Akıncı’yı adım adım takip etti. En uygun anda nokta operasyonla terörist Azad Akıncı etkisiz hale getirildi. Azad Akıncı, 2006 yılında PKK/KCK güdümünde faaliyet gösteren Özgür Liseli Gençlik Derneği yapılanmasında yer aldı. 2008 yılında "terör örgütü adına suç işlemek, terör örgütü adına faaliyetlerde bulunmak, terör örgütünün propagandasını yapmak" suçlarından tutuklandı. Aynı yıl Batman Kapalı Cezaevi’nde açlık eylemine katılan örgüt mensupları arasında yer aldı. Aralık 2008 itibarıyla PKK/KCK terör örgütünün sözde gençlik yapılanması olan Siirt Yurtsever Devrimci Gençlik sorumluluğu yaptı. 2009 yılında sözde Serhat alanına geçiş yaptı. 2011 yılında Yurtsever Devrimci Gençlik Merkezi Türkiye yürütmesi sorumluluğu yaptı. 2014 itibarıyla Metina’da lojistik faaliyetlerin sözde sorumluluğunu yürüttü. 2016 yılında Mahmur’da düzenlenen PKK/KCK Gençlik Kongresi’ne katıldı. 2017 yılında İran alanında KCR (Doğu Kürdistan Gençlik Topluluğu) biriminde sözde sorumlu düzeyde görev aldı. 2023 itibarıyla PKK/KCK Mahmur Genel Sekretarya sözde sorumlusu olarak faaliyet yürüttü.