Yerel Haberler
Ankara
20 Eylül 2024 Cuma - 18:39 Ticaret Bakanlığı Basın Müşaviri Uysan’dan, İsrail ile ticaretin sürdüğünü savunan CHP Genel Başkan Yardımcısına yanıt Ticaret Bakanlığı Basın Müşaviri Fatih Uysan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir’in ’Bakanlığın Türkiye Gümrüklerinden İsrail’e yönelik herhangi bir ihracat işlemi yapılmadığı açıklamasının gerçeği yansıtmadığı’ şeklindeki sözlerine ilişkin, "Bu yalan ve iftira korosunun amacı, Filistinli mazlumların ihtiyacı olan ürünleri dahi temin etme süreçlerine zarar vermektir” dedi. Ticaret Bakanı Basın Müşaviri Uysan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir’in “İsrail İstatistik Enstitüsünün resmi dış ticaret istatistiklerine göre Türkiye’den 2024 Haziran ayında yaklaşık 60, 2024 Temmuz ayında ise yaklaşık 70 milyon Dolarlık ithalat yapılmıştır” açıklamasına yanıt verdi. Uysan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye’nin dünyada İsrail ile tüm ticareti durdurmuş tek ülke Türkiye olduğunu hatırlatarak, “Yapılan bu mesnetsiz ve İsrail makamları ile işbirliği yaparak yalan ve çarpıtma amaçlı açıklamaların, Filistin davası ve Filistinlilerin menfaatleri ile hiçbir alakası bulunmamaktadır” dedi. Demir’in açıklamalarında İsrail servislerinin ve kurumlarının dezenformasyon amaçlı verilerinin kaynak gösterilmesini eleştiren Uysan, “Bu açıklamaların en acı ve utanılacak tarafı, söz konusu açıklamalarda Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi gümrük ve dış ticaret sistemleri ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun şeffaf ve gerçek veri ve istatistikleri dururken, İsrail servislerinin ve kurumlarının dezenformasyon amaçlı verilerinin kaynak gösterilmesidir. Başlı başına bu bile, bu açıklamayı gerçekleştiren siyasi ve bir kısım medya zevatın Filistinlileri ağzına dahi almazken, Türkiye’yi ve hükümeti yıpratmak hedefiyle İsrail’in çıkarlarına hizmet ettiğini, kimlerden bilgi ve yönlendirme aldığını açıkça ortaya koymaktadır. Tek dertleri, dünyada Filistin için en çok uğraşan, İsrail soykırımı karşısında onurlu ve haysiyetli bir duruş ve politika izleyen ve Filistinli tüm yetkililerin devamlı teşekkür ettiği Türkiye’nin ve hükümetinin mazlum Filistin için verdiği büyük çabalarına zarar vermektir. Zaten İsrail makamlarının sosyal medya paylaşımlarında onları överek atıf yaptığına zaman zaman şahit olduk” ifadelerini kullandı. “Bu yalan ve iftira korosunun amacı, Filistinli mazlumların ihtiyacı olan ürünleri dahi temin etme süreçlerine zarar vermektir” Türkiye Cumhuriyeti, hükümeti ve halkıyla topyekün Filistin’in yanında olduğunu bildiren Uysan açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin gümrük sistemi kısmen 9 Nisan 2024’te, tamamıyla 2 Mayıs 2024’ten beri ihracat ve ithalatta İsrail’e kapalıdır. Açıkladığımız gibi, sadece Filistin Ulusal Ekonomi Bakanlığının uygunluk verdiği, Filistinlilere ulaştırılan ve Filistinli mazlumların ihtiyacı olan ürünler, bu uygunluk sonrası varış yeri Filistin olmak şartıyla sevk edilebilmektedir. Hal böyleyken, bu yalan ve iftira korosunun amacı, Türkiye’nin tüm dünya ülkelerine yaptığı ihracatı bile sabote etmek, İsrail çıkarlarına hizmet etmek ve Filistinli mazlumların ihtiyacı olan ürünleri dahi temin etme süreçlerine zarar vermektir. Bu konuda Ticaret Bakanlığımız gerekli açıklamayı iki gün önce yapmıştır.”
20 Eylül 2024 Cuma - 18:00 TFF Yönetimi, Ampute Futbol Milli Takımı ile bir araya geldi Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeleri, Ankara’da Ampute Futbol Milli Takımı ile bir araya gelerek çalışmalarında başarılar diledi. Ziyarette TFF 1. Başkan Vekili, İcra Kurulu Üyesi, Süper Lig’den Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mecnun Otyakmaz, TFF 2. Başkan Vekili, İcra Kurulu Üyesi, Hukuk, İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Fuat Göktaş, TFF Başkan Vekili, İcra Kurulu Üyesi, Sponsorluklar ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Lale Cander, TFF Futbol Altyapı ve Gençlik Projelerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Gökay, TFF 1. Lig Kulüplerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Bahadır Saraç, TFF Stratejik Planlama ve Gelişimden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mevlüt Aktan, TFF Ar-Ge’den Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Surözü, TFF Kulüp Lisans İşleri, Tesisler ve Yatırımlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Temel Bozbağ, TFF Amatör İşler ve Kadın Futbolundan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ural Aküzüm, TFF Teknoloji ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Arslan ile TFF 2. ve 3. Lig Kulüplerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Murat Şahin, TFF Engelli Futbolu Koordinasyon Kurulu Başkanı Kerim Vural ve TFF Engelliler Koordinasyon Kurulu Uzmanı H.Gürkan Acun yer aldı. Görüşmede ampute futbolunun gelişimi, ileriye yönelik hedefler, başarılar ve beklentiler hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. Üst üste üçüncü kez Avrupa şampiyonluğu kazanan Ampute Futbol Milli Takımı’nı bir kez daha tebrik eden TFF Başkan Vekili Mecnun Otyakmaz, başarılarını yakından takip ettiklerini ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun engelli futboluna desteğinin artarak devam edeceğini dile getirdi.
20 Eylül 2024 Cuma - 17:06 Erkekleri Koruma Derneği’nden erkek hakları için yürüyüş ve basın açıklaması Erkekleri Koruma Derneği üyeleri, erkek haklarının toplumda daha görünür olması talebi ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Dernek Başkanı Bahri İnceler, “Bakanlığımızın güzel çalışmalar yaptığını biliyorum ama erkeklerle alakalı da çalışmalar yapacağını ümit ediyorum” dedi. Ankara’daki Nefes Parkı’nda bir araya gelen Erkekleri Koruma Derneği üyeleri, bando eşliğinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın önüne yürüdü. ‘Eşit Velayet, Eşit Adalet’, ‘Nafaka Yükü Köleliktir, Erkekler de Özgürlük İster’, ‘Erkeklerin de Kalbi Var, Çığlıklarını Duyun’ ve “İftiralar Can Alıyor, Erkeklere İftira Ölüm Demek” yazılı pankartların taşındığı yürüyüş sonrası basın açıklaması yapıldı. Erkekleri Koruma Derneği Başkanı Bahri İnceler yaptığı açıklamada, ne kadının ne de erkeğin yanında olduğunu, sadece bireysel eşitlikten yana olduğunu söyledi. Nafaka verme zorunluluklarının olduğunu kaydeden İnceler, Cem Yılmaz’ın geçmişte vergi rekortmenleri listesine girdiğini ve 10 bin dolar nafaka ödediğini, kendisinin ise rekortmen olmadığını ancak eski eşine 3 bin dolar nafaka ödediğini sözlerine ekledi. “Bakanlığımızın güzel çalışmalar yaptığını biliyorum ama erkeklerle alakalı da çalışmalar yapacağını ümit ediyorum” İnceler, “Bir kadın iftira attığı zaman örnek veriyorum bir otobüse bindiğinizde bir kadın, psikolojisi bozuk bir kadın iftira attığı zaman hem toplumdan linç yiyorsunuz hem size kimse inanmıyor, hem de mesleğinizden oluyorsunuz. İşinizden oluyorsunuz, gücünüzden oluyorsunuz, hayatınızdan oluyorsunuz. Ve boşandıktan sonra dahi kurtulamıyorsunuz. Bunun için ben Aile Bakanlığımıza buradan sesleniyorum. Bakanlığımızın güzel çalışmalar yaptığını biliyorum ama erkeklerle alakalı da çalışmalar yapacağını ümit ediyorum. Ve kendisinden burada sizlerin huzurunda randevu talep ediyorum. Lütfen sayın bakanım sesimizi duyun. Madem siz aile bakanısınız, madem önemli olan aileyi tutmak, bir arada tutmak. Ben de diyorum ki o zaman bir ilişkide nasıl kadın erkek var, karı koca var, biz de erkek olarak bir yanda arada durmak istiyoruz ve haklarımızı savunmak istiyoruz” diye konuştu. “Nafakaya da hayır diyorum” Yürüyüşe bir babaanne olarak geldiğini dile getiren Güler Tüm ise, torununu göremediğini söyledi. Eski gelininin nafakasının ödendiği zaman torununu kendilerine gösterdiğini kaydeden Tüm, “Bunu da polis ve emniyet karşılığı, avukat karşılığı alıyoruz. Çocuk bize geldiği zaman bizimle şımarıyor ediyor, gittiği zaman bizi unutuyor. Çünkü anne sürekli ona bizim hakkımızda kötü şeyler konuşuyor. Çünkü 11 yaşındaki bir çocuk neye inanırsa ona inanır yavrum. Benim gibi milyonlarca babaanne var. Ayrılabilirler ama çocuğu ticari amaçla kullanmasınlar. Nafakaya da hayır diyorum. Yeter artık. Çünkü verdiğim nafakayı başka türlü kullanıyor. Çocuğuna kullanmıyor. Çocuk geldiği zaman kıyafetsiz geliyor. Biz buradan alıyoruz, gönderiyoruz. Yine bir sırt çantası içinde hiçbir şey yok” dedi. Basın açıklamasının ardından Dernek Başkanı Bahri İnceler, Bakanlığa gideceğini ve randevu talep edeceğini bildirdi.
Bakan Kurum’dan ASO’ya ziyaret
18 Eylül 2024 Çarşamba - 11:13 Bakan Kurum’dan ASO’ya ziyaret Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Ankara Sanayi Odası’nı (ASO) ziyaret etti. Yapılan toplantıda sanayicilerin sorun ve talepleri değerlendirildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 60 yıllık köklü geçmişi ve yaklaşık 10 bin üyesi olan ASO’yu ziyaret etti. ASO ev sahipliğinde ASO Meclis Başkanı Celal Koloğlu, Yönetim Kurulu üyeleri ve Ankaralı sanayicilerin katıldığı toplantıda, Başkent’te sanayinin daha da gelişmesi için atılacak adımlar ele alınarak, sanayicilerin sorun ve talepleri değerlendirildi. Toplantı sonrası sosyal medya hesabından paylaşım yapan Bakan Kurum, “Ankara Sanayi Odası’nda başkentimizin ve ülkemizin kalkınmasında büyük katkılar sunan sanayicilerimizle bir araya geldik. Yeni sanayi alanları, fuar merkezinin bir an önce bitirilmesi ve kentsel dönüşüm başta olmak üzere istihdam ve teknoloji odaklı yatırımları da ele aldık. İş dünyamızın yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. ASO Başkanı Seyit Ardıç da, Bakan Kurum’un 6 Şubat depremleri sonrası bölgenin yeniden yapılanması ve muhtemel Marmara depreminin yıkıcı etkilerini minimum düzeye indirmek için başta kentsel dönüşüm olmak üzere yürüttüğü faaliyetleri çok değerli bulduklarını belirtti. Ankara Sanayi Odası’nın 6 Şubat depremleri sonrası afet bölgesine yönelik çalışmalarını anlatan Ardıç, “Hatay’da tam donanımlı 300 konteynerden oluşan ilk konteyner kenti, ASO Yaşam Merkezi adıyla çok kısa sürede hayata geçirdik. Ankaralı sanayicilerimizin destekleriyle depremden etkilenen diğer bölgelerle birlikte toplamda 500’e yakın konteyneri depremzedelerimizin kullanımına sunduk” dedi. Ardıç, deprem bölgesindeki sanayi tesislerinin bir an önce faaliyete geçmesi için “Tersine Göç” kampanyasını da ilk kez ASO’nun başlattığına dikkat çekti. “Ankara’da yeni sanayi bölgelerine ihtiyaç var” Son dönemde Marmara Bölgesi’ndeki yatırımcılardan Ankara’da sanayi arazisi tahsisi konusunda çok sayıda talep aldıklarını belirten ASO Başkanı Ardıç, yeni genişleme sahaları açılmasının önemine değindi. Ankara’da Geri Dönüşüm İhtisas OSB kurulması gerektiğini de belirten Ardıç, “Geri Dönüşüm İhtisas OSB’nin sanayi bölgelerine yakın olması da çok önemli. Türkiye’de ilk olacak böyle bir OSB için Bakanımız Sayın Murat Kurum’un sağlayacağı destek bizler için çok önemli” ifadelerini kullandı. “Ankara yüksek teknolojili ihracatta lider” ASO’nun hazırladığı Ankara’nın Dış Ticaret Analizi ve Teknolojik Boyut Çalışma Raporu’na da değinen Ardıç, teknoloji sınıflandırması verilerine göre Ankara’nın ihracatında yüksek teknoloji ihracatı payının yüzde 13 ile yüzde 3,8 olan Türkiye ortalamasından ve diğer 5 büyük sanayi ilinden yüksek olduğuna dikkat çekti. ASO’nun Türkiye’nin en büyük teknoloji üssünü kurmak için çalışmalara başladığını söyleyen Ardıç, “Malıköy’den Sincan’a uzanan sanayi havzasının odağında ve 5 büyük OSB’nin ortasında konumlanacak Ankara Teknoloji Üssü, başkentimizin teknolojiye dayanan yüksek katma değerli üretimini daha üst seviyelere çıkaracaktır. Hedefimiz, ülkemizin başkentini sanayi ve teknolojinin de başkenti yapmak” ifadelerini kullandı. ASO’nun yeşil dönüşüm sürecinde üyelerine verdiği desteklere de değinen Ardıç, ASO 2. OSB’nin Türkiye’nin bir numaralı Yeşil OSB Belgesi’ni aldığını hatırlattı.
’Murat Karahan ile Anadolu’nun Eşsiz Hazineleri’ konseri izleyicisiyle buluşuyor
18 Eylül 2024 Çarşamba - 10:42 ’Murat Karahan ile Anadolu’nun Eşsiz Hazineleri’ konseri izleyicisiyle buluşuyor Limak Vakfı tarafından kurulan ve bu yıl 7’nci yaşını kutlayan Limak Filarmoni Orkestrası, ’Murat Karahan ile Anadolu’nun Eşsiz Hazineleri’ konseriyle 4 Ekim’de Ankara izleyicisiyle buluşuyor. Anadolu’nun kültürel derinliğini yansıtan ve halk müziğinin nadide örneklerinin yer aldığı konser, Congresium Ankara Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleşecek. Limak Filarmoni Orkestrası ve ünlü tenor Murat Karahan, Anadolu’nun eşsiz türkülerini senfonik yorumla başkent izleyicisi için sahneye taşıyacak. Orkestranın sanat yönetmeni ünlü tenor Murat Karahan’ın solist olarak sahne alacağı konserde, halk müziği eserleri modern orkestrasyon eşliğinde senfonik bir tarzda yorumlanacak. Konserde Karahan’a ve 70 enstrümandan oluşan Limak Filarmoni Orkestrası’na dünyanın prestijli opera evlerinde orkestra şefi olarak görev alan İbrahim Yazıcı eşlik edecek. İzleyicileri, farklı yörelerden seçilmiş türkülerle özel bir müzik yolculuğuna çıkaracak konser, Anadolu’nun zengin kültürel mirasını filarmonik dokunuşla daha geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlıyor. Konserin tüm geliri ise mühendislik alanında kariyer yapmayı hedefleyen genç kadınlara burs, mentorluk ve eğitim fırsatları sağlayarak onların mesleki ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunan Türkiye’nin Mühendis Kızları Programı’na aktarılacak. Saat 20.30’da Ankara Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleşecek konserin biletleri satışa sunuldu.
Bakan Yumaklı: “İl Su Kurullarında su yönetimi ve altyapı sorunlarına dair etkili çözümler ve stratejiler belirlendi”
18 Eylül 2024 Çarşamba - 10:10 Bakan Yumaklı: “İl Su Kurullarında su yönetimi ve altyapı sorunlarına dair etkili çözümler ve stratejiler belirlendi” Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 81 ilde oluşturulan İl Su Kurullarının ilk toplantılarının yapıldığını belirterek, “İl Su Kurullarında kentlerimizin su yönetimi ve altyapı sorunlarına dair kapsamlı değerlendirmeler yapılarak, etkili çözümler ve stratejiler belirlendi” dedi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yaptığı yazılı açıklamada su yönetiminde koordinasyonun sağlanması, bütüncül yaklaşımın garanti altına alınması ve ülkenin su kaynaklarının daha verimli kullanılması amacıyla Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile merkezde, havzada ve yerelde ‘Su Kurulları’ teşkil edildiğini hatırlattı. Su yönetiminde en üst karar mekanizması olan Ulusal Su Kurulunun su arzına ilişkin kısa ve uzun vadeli plan, politika ve stratejiler geliştirmek ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine yönelik politikalar belirlemek üzere hayata geçirildiğine dikkati çeken Yumaklı, “Ulusal Su Kurulu ile su arzına ilişkin kısa ve uzun vadeli plan, politika ve stratejiler oluşturulacak. Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine ilişkin politikalar belirlenecek. Havza ölçekli yönetim planlarının uygulanması ile su yatırımlarında kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasına yönelik kararlar alınacak. Su tahsisinde arz ve talep dengesi ile sektörel su tahsisleri konuları da değerlendirilecek. Kurul aynı zamanda ulusal su planı, havza ölçekli yönetim planları, su verimliliği planları ile içme ve kullanma suyu güvenliği planlarını onaylamak gibi yetkilere sahip olacak” dedi. “İl Su Kurulları, su yönetiminde kurumlar arası koordinasyonun sağlanması kritik bir öneme sahip” Bunlara ilaveten Ulusal Su Kurulu çatısı altında illerde su ile ilgili sorunların görüşülerek çözümler üretilmesi, çözülemeyen problemlerin bir üst kurul olan Havza Su Kuruluna iletilmesi, su konusunda hazırlanan planların uygulamalarını takip etmek maksadıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve üniversiteler gibi toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği İl Su Kurulları oluşturulduğunun altını çizen Yumaklı, şu değerlendirmelerde bulundu: “İl Su Kurulları, su yönetiminde kurumlar arası koordinasyonun sağlanması ve entegre su yönetimi ilkelerinin hayata geçirilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi, farklı sektörlerin ve kurumların bir araya gelerek ortak kararlar almasını ve uygulamalarını gerektirir. Bu bağlamda İl Su Kurulları, su yönetiminde sadece teknik bir yapı değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliği sağlayan önemli bir mekanizmadır.” Bakan Yumaklı, İl Su Kurullarının il valisinin başkanlığında, büyükşehirlerde büyükşehir belediye başkanı ve su ve kanalizasyon idaresi genel müdürü, büyükşehir olmayan illerde il belediye başkanları ve il özel idaresi genel sekreterleri, Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğünün bulunduğu illerde Devlet Su İşleri Bölge Müdürü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Kalkınma Ajansı ve İller Bankası Anonim Şirketinin ildeki en üst düzey temsilcilerinin yanı sıra Tarım ve Orman İl Müdürü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü, İl Kültür ve Turizm Müdürü, İl Sağlık Müdürü, İl Afet ve Acil Durum Müdürü ile kurul başkanı tarafından belirlenen organize sanayi bölgeleri, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, sulama birlikleri ve sulama kooperatiflerinin birer temsilcisinden oluştuğunu bildirdi. İl Su Kurullarının vali başkanlığında yılda en az bir kez toplanma zorunluluğu bulunduğuna işaret eden Yumaklı, “İl Su Kurullarımız, havza ölçekli yönetim, içme ve kullanma suyu havzası koruma, su verimliliği, içme ve kullanma suyu güvenliği planları için gerekli katkıları sağlayacak” ifadelerini kullandı. İl su kurulları 81 ilde ilk toplantılarını gerçekleştirdi Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve bölgesel su ihtiyaçlarının etkin bir şekilde karşılanması amacıyla geniş bir katılımla hayata geçirilen İl Su Kurullarının ilk toplantılarını gerçekleştirdiğini belirten Yumaklı, “Bugüne kadar 81 ilde düzenlenen İl Su Kurulu toplantılarına ilgili kurum/kuruluşlar, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarından toplam bin 737 kişinin iştirak etmiş olması, su ile ilgili son dönemde kamu kurumları ve diğer paydaşlar nezdinde Su Verimliliği Seferberliği ile başlatılan duyarlılığının arttığının önemli bir işaretidir. Bu bağlamda Su Kurulu toplantılarında Bakanlığımızı temsilen Su Yönetimi Genel Müdürlüğümüzün üst düzey yöneticileri ve teknik personelinin de hazır bulunması, bu oluşumlara verdiğimiz önemin en büyük göstergesidir. Her ildeki valilerimizin su ile ilgili konulara ciddiyet, hassasiyet ve çözüm odaklı yaklaşımları sayesinde toplantılarda önemli kararlar alınmış ve bunların hayata geçirilmesi için önemli adımlar atılmıştır” dedi. Bakan Yumaklı, İl Su Kurulu toplantılarında şehirlerin su yönetimi ile taşkın ve kuraklık başta olmak üzere tüm sorunlarının ele alındığını vurgulayarak, “İlk toplantılarda illerimizin su yönetimi ve altyapı sorunlarına dair kapsamlı değerlendirmeler yapılarak, etkili çözümler ve stratejiler belirlendi. Bunun yanında İl Su Kurulu toplantılarında il ölçeğinde çözüme kavuşturulamayan hususların kısa süre içinde oluşturulacak, Havza Su Kurullarına iletilmesi de karara bağlandı” ifadelerini kullandı.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kılıç: “Yeniden Refah Partisi, Anayasa’nın 1,2,3 ve 4. maddelerinin tartışmaya açılmasına olumlu yaklaşmamaktadır”
18 Eylül 2024 Çarşamba - 10:07 Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kılıç: “Yeniden Refah Partisi, Anayasa’nın 1,2,3 ve 4. maddelerinin tartışmaya açılmasına olumlu yaklaşmamaktadır” Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, Anayasa’nın 4. maddesinin kaldırılması gerektiği ifadelerine ilişkin, “Yeniden Refah Partisi, Anayasa’nın 1,2,3 ve 4. maddelerinin tartışmaya açılmasına olumlu yaklaşmamaktadır” dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kılıç, Genel Başkan Fatih Erbakan başkanlığında Genel Merkez binasında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın açıklamasında bulundu. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın gerçekleştirdiği görüşmeye değinen Kılıç, Babacan’ın parti yöneticileriyle gerçekleştirdiği ziyarette Türkiye gündeminin değerlendirildiğini belirterek, “1 Ekim tarihinde TBMM, yeni yasama yılının açılışını gerçekleştirecek. DEVA, Yeniden Refah Partisi ve diğer siyasi partilerin TBMM’de yapılacak çalışmalarla Türkiye’nin gündemine daha fazla tesir etmeleri, insanlarımızın refahına daha fazla katkı sağlayacak iş birliklerini geliştirmeleri yönünde fikir alışverişinde bulunulmuştur. Türkiye’deki elbette iktidar partileri olduğu gibi muhalefet partileri vardır. Bütün bu partilerin varlığı çok partili siyasal hayatın en temel gerekliliğidir. Yeniden Refah Partisi bu partiler arasında önemini koruyan ve her geçen gün üye sayısıyla birlikte önem katsayısını da artıran bir siyasi parti olarak tezahür etmektedir. Tüm siyasi partilerin iktidar karşısında Türkiye adına doğruları söylemeleri, siyasetin de, hukukun da, vicdanın da gereğidir. Yeniden Refah Partisi bu doğrultuda doğruya doğru, yanlışa yanlış stratejisini baştan itibaren ortaya koymuş; iktidarın doğrularına doğru derken, yanlışlarını da açık sözlülükle eleştirmekten geri durmamıştır” açıklamasında bulundu. "Dünyanın ve bölgemizin yeni bir krize ihtiyacı yoktur" Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında imzalanan Ortak Savunma İş Birliği Antlaşması’nın Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) yönelik ciddi bir tehdit mahiyetinde olduğunu ifade eden Kılıç, “NATO müttefikimiz ABD’nin Akdeniz’de tansiyonu yükseltmeye matuf GKRY ile sınırlı böyle bir adım atmasını tasvip etmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ABD ile GKRY arasındaki antlaşmanın etkisizleştirmesi yönünde atacağı tüm adımları destekliyoruz. GKRY ile ABD arasındaki bu antlaşma, bölgeyi istikrarsızlığa sürükleyecektir. Doğu Akdeniz’deki maden rezervleri, hidrokarbon yatakları, petrol ve kömür rezervleri ve doğalgaz rezervleriyle ilgili olarak ABD’nin GKRY ile Türkiye ve KKTC’yi yok sayan yakınlaşması bölgedeki ilişkileri bozucu mahiyetindedir. Dünyanın ve bölgemizin yeni bir krize ihtiyacı yoktur” değerlendirmesinde bulundu. “Yeniden Refah Partisi, Anayasa’nın 1,2,3 ve 4. maddelerinin tartışmaya açılmasına olumlu yaklaşmamaktadır” Bir gazetecinin HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun Anayasa’nın 4. maddesi ile ilgili ifadelerini Yeniden Refah Partisi’nin nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Kılıç, şu cevabı verdi: “Yeniden Refah Partisi, Anayasa’nın 1,2,3 ve 4. maddelerinin tartışmaya açılmasına olumlu yaklaşmamaktadır. Türkiye’de anayasa değişimini herhangi bir partiye göre yapmak mümkün değildir. Değişimi toplumun herhangi bir kesimine göre yapmakta mümkün değildir. Anayasalar temel metinlerdir. Toplumsal uzlaşılar ve sözleşmelerdir. Anayasa’nın toplumun genelinin heyecan ve hissiyatını yansıtan ve hepimizi bir arada tutan maddeleri içermesi gerekmektedir. Anayasa, TBMM’de de yapılacak olsa, TBMM’de oylandıktan sonra referanduma da taşınacak olsa toplumun genelinin görüşlerini yansıtmak mecburiyetindedir. Hiçbir beşeri metin kutsal, kusursuz ve eksiksiz değildir. 100 maddenin 99’una katılır, birinden rahatsızlık duyabilirsiniz, bu herkes için geçerlidir. Öyleyse çoğunluğun uzlaşını yansıtan ve bizi bir arada tutan anayasa metinlerine sahip çıkmak hepimiz için gerekliliktir. Türkiye’nin başkentini, resmi dilini, milletin temel değerlerini, devlet şeklimizin cumhuriyet olduğunu tartışmanın hiçbirimize bir faydası yoktur. 4. maddeyi ortadan kaldırmak, diğer üç maddeyi tartışmaya açmak anlamına gelecektir. Türkiye’nin bugün ihtiyacı bu değildir.”
Eğitim Gücü-Sen Genel Başkanı Özat: “Bahaneleri bırakın 20 bin öğretmenin atamasını yaparak artık göreve başlatın”
17 Eylül 2024 Salı - 22:00 Eğitim Gücü-Sen Genel Başkanı Özat: “Bahaneleri bırakın 20 bin öğretmenin atamasını yaparak artık göreve başlatın” Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası (Eğitim Gücü-Sen) Genel Başkanı Oğuz Özat, “Bahane sebepleri bir tarafa bırakın ve 20 bin öğretmenin atamasını yaparak artık göreve başlatın” dedi. Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası (Eğitim Gücü-Sen) Genel Başkanı Oğuz Özat öğretmen atanmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Özat, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e seslenerek 20 bin öğretmenin atanmasının gerçekleştirilmesini söyledi. Özat, öğretmenlerin atanmamasında Danıştay davalarının bahane edildiğini iddia ederek, “Milli Eğitim Bakanlığında üst düzey bir yetkili ile yaptığımız telefon görüşmesinde, 20 bin öğretmen atamasının bekletilmesinde Danıştay davalarının bahane olduğunu, asıl nedenin mali olduğu ifade edildi. Ayrıca Bakanlığın, uzatabildikleri kadar süreyi uzatmaya çalışacaklarını belirtti. Okullarda öğretmen eksikliği yaşanıyor ve ücretli öğretmenlerle idare ediliyor” ifadelerini kullandı. Bakan Tekin’e 20 bin öğretmenin atanması için çağrıda bulunan Özat, şu ifadelere yer verdi: “Bahane sebepleri bir tarafa bırakın ve 20 bin öğretmenin atamasını yaparak artık göreve başlatın. Okullarda personel, hizmetli, güvenlikçi, kaloriferci eksikliği yaşanıyor. Okullar pislik içinde! Öğretmen, idareci okul temizliyor, Taşımalı öğrencilere yemek servisi yapıyor. Okullarda ödenek bulunmuyor ve bizi arayan bir psikolojik danışman arkadaşımız toner istediğini ancak Okul Müdürü, toner isteğine para olmadığını, kredi kartı ile alalım dediğini belirtiyor. Bu nedir Allah aşkına? Okulların içinde bulunduğu durum ortadayken sayın Bakan sözünü ettiğiniz yapılan 100 yılın devrimi bu mudur? Oysa tarihimizde bugüne kadar böyle bir mağduriyet hiç yaşatılmadı.”