Yerel Haberler
YEREL HABERLER
ABD’de hayatını kaybeden Ahu Tuğba’nın cenazesi ailesine teslim edildi 27 Eylül 2024 Cuma - 20:20:51 ABD’de 1 Eylül’de hayatını kaybeden sinema oyuncusu Ahu Tuğba’nın cenazesi, Miami-İstanbul seferini yapan yolcu uçağıyla İstanbul’a getirildi. Ünlü oyuncunun cenazesini teslim alan kızı Anjelik Calvin, annesinin ölümüne neden olan hastalığının KOAH ve migren olduğunu söyledi. Oyuncu Ahu Tuğba, ABD’de birlikte yaşadığı kızı Anjelik Calvin’in evinde 1 Eylül’de hayatını kaybetmişti. KOAH hastalığı nedeniyle hayatını kaybettiği öğrenilen Tuğba’nın cenazesi, ABD’nin Miami eyaletinden kalkan THY uçağıyla saat 16.00 sıralarında İstanbul Havalimanı’na getirilmişti. Tuğba’nın cenazesi ekipler eşliğinde uçaktan indirilirken diğer prosedürler ve yakınlarının teslim alması için kargo terminaline götürüldü. Ünlü oyuncunun kargo terminaline getirilen naaşını ABD’de yaşayan kızı Anjelik Calvin teslim aldı. "Migren ilacının etkisinin olduğunu düşünüyorum" Kargo terminalinde açıklamalarda bulunan Ahu Tuğba’nın kızı Anjelik Calvin, "9-10 gün uyumayan bir kız çocuğu düşünün ateşlendi bir anda soğuktu buz gibiydi ben annecim hadi ateşin düştü alnını öptüm uyumaya gittim. Artık sırf bu yüzden uyuyamıyorum. Ben ne olduğunu düşünüyorum, ben herhalde migren ilacının bir etkisi olduğunu düşünüyorum annemin ölümünde. Aç karnına almış olduğu ateş düşürücü migren ilacı da üzerinde yazıyor birden fazla alınca kanamaya sebebiyet verir diye. Migren ilacından şüpheleniyorum” şeklinde konuştu. "Kızım ben ölürsem beni Türkiye’ye göm dedi" Ölmeden önce annesiyle yaşadığı son konuşmayı anlatan Calvin, "İlgi istiyorum dedi bebek gibi. O hissetti sanki bana dedi ki ‘kızım ben ölürsem beni Türkiye’ye göm dedi. Beni burada bırakma dedi. Bana ‘yavrum ben öleceğim galiba’ dedi. Ben de ‘anne ne biçim konuşuyorsun hastaneye gidelim’ dedim. Solüsyon makinesi yetmiyor sana hastaneye götüreyim seni dedim. Döndü bana tekrar dedi ki ‘ben gayet iyiyim’ sonrasında uyuya kaldı. Bir süre sonra kontrol etmeye gittim. Uyuyor sanıyorum melek gibi başta hiç algılayamadım, sonra artık ben tabii duramıyorum şüphelendim akşam olunca içim içimi yiyor. Bir baktım annemde tık yok kaldırdığım zaman artık ceset olmuştu. Allah almıştı onu" diye konuştu. Anjelik, "Rabbim bizi affetsin böyle geciktiği için. Bu da Allah’ın hükmü ve ben elimden geleni yaptım" şeklinde konuştu. Yarın son yolculuğuna uğurlanacak Anjelik Calvin son olarak annesinin sosyal medya hesabından cenaze işlemlerine ilişkin detayları aktaran bir paylaşımda bulundu. Calvin yaptığı paylaşımda, "Bu cumartesi (yarın) saat 11.00’de Beyoğlu Atlas Sineması’nda anma töreni olacaktır. Cenaze, Teşvikiye Camii’nde öğlen kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek. Annemi birlikte dualarla uğurlayalım, dualarla gitsin" ifadelerini kullandı.
27 Eylül 2024 Cuma - 20:11 Ahlat’ta 50 engelliye akülü araç hediye edildi Bitlis’in Ahlat ilçesinde ihtiyaç sahibi 50 engelli bireye akülü araç hediye edildi. Adil Paylaşım Derneği, Cros Medikal, Wiki Autos, Avukat Muaz Ergezen ve Hollanda’da yaşayan gurbetçilerin katkılarıyla, Ahlat Kaymakamlığı ile Engellilerle El Ele Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği işbirliğiyle temin edilen 50 akülü araç ihtiyaç sahibi engellilere düzenlenen törenle dağıtıldı. Ahlat Özel İdaresi Şantiye Şefliği Bahçesinde gerçekleşen program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, "Göreve başladığımız ikinci günde böyle önemli bir program, böyle güzel duygulu bir programla sizlerle bir araya gelmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Gerçekten bir ülkenin medeniyet seviyesini ölçebileceğimiz elbette çok Kriter var. Ama bu kriterlerden en önemlisi engelli vatandaşlarına sağlayabildiği imkanlardır. Eğer bir ülke bir şehir hangi ölçekte alırsak alalım, engelli vatandaşlarının ve onların ailelerinin ihtiyaçlarını, sorunlarını önemli oranda gideremiyorsa geri kalan yaptığı işlerin bir bereketi olmaz diye düşünüyorum. İşte bu sebeple Devletimiz, hükümetimiz, engelli vatandaşlarımız için uzun yıllardır çok ciddi çabalar sarf ediyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın engelsiz yaşam projeleri var. Yine belediyelerimizin çok ciddi bir şekilde fiziki mekanlara yönelik olarak, bu sorunları gidermeye, engelli vatandaşlarımızın her yere erişimini sağlayabilecek bir düzen kurma ile ilgili çalışmalar var. Şimdi bunların hepsi bir araya geldiğinde artık yavaş yavaş görünür oluyor. Son 20 yıllık süre zarfında çok ciddi atılımlar yapıldı. Belediyelerimizin, hükümetimizin çalışmalarıyla engelli kardeşlerimiz sokağa çıkabiliyor. Çok sayıda okullar açıldı. Özel eğitimle ilgili özel çocuklarımız için. İnancımız zaten bunu salık veriyor. Eğer ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın sorunlarına eğilmediğimiz takdirde, dediğim gibi hiçbir şeyin bereketi olmuyor. Şuan 50 vatandaşımızın akülü araç dağıtımı yapılacak. Bunun sayısı ne kadar ihtiyaç varsa gidermek zorundayız. Biz gerek devlet kurumlarımız gerek sivil toplum kuruluşlarımız genel yönetimlerimiz el birliği yapacağız ve bu sorunu önceleyeceğiz. Dediğim gibi işimizin bereketi kalmaz. Ben buradan hayırsever vatandaşlarımıza da sesleniyorum. Hiçbirimiz hiçbir makamın, hiçbir mülkün sahibi değiliz. Hepimiz ancak ve ancak emanetçiyiz. Bu emaneti yürüttüğümüz süre zarfında yapabileceğimiz en güzel işlerden birisi engelli kardeşlerimizin dertlerine derman olmaya çalışmak ve onların yanında olmaktır. Çünkü bu Yapılan faaliyetle, bu güzel kardeşlerimiz adeta özgürlüklerine kavuşuyor. Bu güzel kardeşlerimiz ailelerinin üzerindeki yükü de hafifletmiş oluyor. Dolayısıyla aile içerisindeki sevgi bağlarını da daha da güçlendirmiş oluyoruz. Çünkü sürekli bir arada olmaktan kaynaklı sorunlar var. Empati yaptığımız zaman çok kıymetli bir hizmet. Küçük dokunuşlarla böyle gönüllere girmek ancak bu şekilde olur. Bu programa projeye emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi. Kazakistan Fahri Başkonsolosu Avukat Muaz Ergezen de, “Engelli kardeşlerimiz yakından şahit olduk ki engelli kardeşlerimize imkan verildiğinde hayatın içine neler kattıklarına şahit olduk. Bu nedenle elimizden geldiği kadarıyla bağışçı ve ihtiyaç sahiplerini bir araya getirmeye çalışıyoruz” dedi. Engellilerle El Ele Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Neslihan Akdemir, sunulan imkanın kıymetini paha biçilemez olduğunu belirterek, binlerce kilometre uzaktan araçları gönderen bağışçılara ve emeği geçenlere teşekkür etti. Konuşmaların ardından Vali Karakaya ve beraberindekiler, akülü araçlarını teslim alan engelli bireylerle bir süre sohbet etti. Hediye töreninin ardından dua edilerek, çekilen toplu hatıra fotoğrafıyla birlikte program sona erdi. Akülü araçlarını alan yürüme engelli bireyler kendilerine akülü araç hediye edilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirerek destek olanlara teşekkür ettiler.
‘Alzheimer ile nasıl yaşanır?’ sorusu bu konferansta yanıt buldu
26 Eylül 2024 Perşembe - 14:23 ‘Alzheimer ile nasıl yaşanır?’ sorusu bu konferansta yanıt buldu Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin Alzheimer hastalığına önemli bir farkındalık oluşturduğu “Azlehimer Hasta ile Yaşam” konferansında nöroloji uzmanı Doç. Dr. Güzey Aras ve konuşma terapisti Emrah Karacaoğlu, YADEM’in yaşlılarına teşhis sonrasında yapılacaklar ve hasta psikolojisiyle ilgili önemli aktarımlar yaptı. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Yaşlı Destek Merkezi (YADEM) günümüzün önemli hastalıklarından biri olan Alzheimer ile ilgili farkındalık oluşturacak bir konferansa imza attı. Yaşlıların önemli bir sınavla karşı karşıya kaldığı ve aileleri için büyük önem arz eden hastalık, Adapazarı Sosyal Gelişim Merkezi’nde (SGM) gerçekleştirilen konferansta anlatıldı. Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Yeşim Güzey Aras ve Dil Konuşma Terapisti Emrah Karacaoğlu, YADEM çatısı altındaki yaşlılara hastalıkla ilgili önemli bilgiler verirken ailelere ise muhtemel bir teşhis durumunda ne yapmaları gerektiği konusunda aktarımlar yaptı. Hastalığa karşı farkındalığın artması ve hasta yakınlarının yaşadıkları zorluklara dikkat çeken alanında uzman iki isim, hastalar üzerinden örnekler vererek “Alzheimer ile yaşamak” konu başlığını masaya yatırdı. Konferansı İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Kayhan Özdemir, Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Ahmet Öksüzoğlu da takip etti. Sabır, anlayış ve inancın en önemli başlıklar olduğunu vurgulayan uzmanlar, konuyla ilgili ciddi bir motivasyon ortaya koydu. "Sabır ve anlayış doğru yola götürür" Doç. Dr. Yeşim Güzey Aras, “Hastalarımızın yaşam kalitesini artırmak çok önemli bir etken. Alzheimer hastalarının ihtiyaçlarını anlamalı ve onlara uygun bir destek sunmamız çok önemli. Hastalarımızın günlük rutinlerine devam etmesini sağlamak onlar üzerindeki olumlu etkileri ciddi şekilde artıracaktır. Bu noktada bizi sabır ve anlayış huzurlu bir yola iletecektir” dedi. "Etkili iletişim ve doğru yöntemler" Konuşma terapisti Emrah Karacaoğlu ise uygulamalı yöntemler ile bu sorunların nasıl üstesinden gelinebileceği hakkında pratik bilgiler paylaşarak etkili iletişimin stratejik önemini vurguladı. Karacaoğlu, “Hastaların genellikle konuşma bozuklukları ve yutma güçlükleri yaşıyor, bu durumun hem hastanın hem de bakım veren aile yakınlarının yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Hastalarımızla sağlıklı bir iletişim kurarak onları anlamaya ve anlaşmayı sağlamalıyız” ifadelerine yer verdi. Program sonunda uzman isimlere sorular soran YADEM’in yaşlıları tansiyonlarını ölçtürerek farkındalık adımı için teşekkür etti.
Denizli’de tiyatro rüzgarı esmeye devam ediyor
26 Eylül 2024 Perşembe - 14:22 Denizli’de tiyatro rüzgarı esmeye devam ediyor Denizli Büyükşehir Belediyesinin bu yıl 36’ncısını düzenlediği Uluslararası Tiyatro Festivali kentin dört bir tarafında sürüyor. Manisa Alaşehir Belediye Tiyatrosu’nun Acıpayam ilçesinde sergilediği “Karanlıktan Aydınlığa” adlı oyun büyük beğeni topladı. Denizli Büyükşehir Belediyesinin 29 Eylül’e kadar sürdüreceği 36. Uluslararası Tiyatro Festivali kentin dört bir tarafında sahneye konan oyunlarla sürüyor. Oyunlar kent merkezinin dışında ilçelerde de devam ediyor. Bu kapsamda Manisa Alaşehir Belediye Tiyatrosu, Karanlıktan Aydınlığa adlı oyunu Acıpayam ilçesinde sahneye koydu. Acıpayam Gençlik ve Kültür Merkezi’nde sahneye koyulan oyunun yönetmenliğini Cengizhan Sürücü yaptı. Gülin Beşikçi, Gamze Çeneli, Emine Demir, Burak Güçer, Mehmet Ali Karagöz ve Ali Cığış’ın oynadığı eserde kadın şiirleri üzerinden, hareket ve oyun performansı sergilendi. Acıpayamlıların büyük beğeni ile izlediği oyun uzun süre alkışlandı. Atölye çalışmaları ve söyleşilerle birlikte her gün birçok oyunun sahnelendiği festivalle ilgili ayrıntılı bilgi ve programa Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin tiyatro alanının internet adresinden ulaşılabiliyor. İlçe ve mahallelerin yanında Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi, Merkezefendi Belediyesi Kültür Merkezi ile Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nda sahnelenen oyunlar için Denizli Büyükşehir Belediyesi internet adresinden rezervasyon yaptırılabiliyor.
Kasapoğlu, BM gözlemlerini makalesinde paylaştı
26 Eylül 2024 Perşembe - 14:20 Kasapoğlu, BM gözlemlerini makalesinde paylaştı Önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı, AK Parti İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Kasapoğlu New York’ta katıldığı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 79. oturumu ile ilgili gözlemlerini ve uluslararası gündeme dair düşüncelerini paylaştığı Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu: Türkiye’nin Küresel Rolü başlıklı yeni makalesini yayınladı. Dr. Kasapoğlu makalesinde, “Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu, dünya liderlerinin küresel sorunları tartışmak ve çözüm önerileri sunmak üzere bir araya geldiği önemli bir platform olarak tarihe geçti. Bu yılki toplantılarda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, güçlü mesajlarla uluslararası topluma seslendi ve Türkiye’nin barış, adalet ve insan hakları konusundaki kararlı duruşunu pek çok kez yineledi. Genel kurul konuşmasında, Filistin meselesinden Ukrayna’daki savaşa, Suriye’deki insani krizden küresel iklim değişikliğine kadar birçok önemli başlığa değinerek, dünyanın karşı karşıya olduğu krizlere dair kapsamlı bir vizyon sundu. Cumhurbaşkanımızın konuşmasında en dikkat çekici noktalardan biri, Filistin’de yaşanan insanlık dramına ve İsrail Devleti’nin Gazze’de süregelen saldırılara yönelik yaptığı sert eleştiriler oldu. Gazze’deki durumun sadece Filistin halkını değil, insanlık onurunu da yaralayan bir trajedi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanımız, ‘Gazze’de sadece çocuklar değil, Birleşmiş Milletler sistemi, hakikat ve Batı’nın savunduğunu iddia ettiği değerler ölüyor’ ifadeleriyle, uluslararası toplumun ve özellikle Birleşmiş Milletler’in bu konuda yaşadığı ahlaki çöküşü gözler önüne serdi. İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayan politikalarına karşı tüm insanlığın harekete geçmesi gerektiğini vurguladı ve bu insanlık trajedisine sessiz kalanları eleştirdi. Gazze’deki durum, insanlık adına utanç verici bir hal almaya devam ediyor. 353 gündür süren İsrail saldırıları, kadın, çocuk demeden binlerce masum insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. İsrail’in acımasız saldırıları sonucu, pek çoğu kadınlar ve çocuklar olmak üzere 41 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. 10 binden fazla Gazzelinin nerede olduğu hâlâ bilinmiyor ve bu insanların akıbeti hakkında hiçbir bilgiye ulaşılamıyor. Ayrıca, 100 bine yakın insan yaralandı ve sakat kaldı. Sadece hayat kurtarmak için orada bulunan 500’den fazla sağlık görevlisi, acil yardım ekipleri ve 172 gazeteci de İsrail saldırılarının kurbanı oldu. Bu sayılara yabancı değiliz. Bu sayıları herkes, tüm dünya biliyor. Bunlar her geçen gün artan ve hiçbir adım atılmazsa artmaya devam edecek olan sayılar. Aynı zamanda Batı’nın da duymamazlıktan, görmemezlikten, bilmemezlikten geldiği sayılar. Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasında vahşetin boyutlarına bir kez daha vurgu yapması ve hitabını onlar üzerinden inşa etmesi ve bunu dünyanın gözünün içine baka baka yapması, Filistin direnişine omuz vermeye yönelik stratejik bir gayretti. Gazze’nin alt yapısı da İsrail saldırılarından büyük zarar gördü. Şehirdeki su kaynaklarının yüzde 70’i tahrip edilmiş durumda. Sağlık merkezlerinin yüzde 95’i kısmen ya da tamamen zarar gördü. 400 binden fazla konut oturulamaz hale geldi. Tüm bu yıkım ve kayıplar, Gazze’yi dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürdü. Gazze halkı, günlük ihtiyaçlarının sadece dörtte birini karşılayabilecek durumda ve temel insani yardımlara ulaşmakta büyük zorluklar yaşıyor. Bu da Gazze halkının hayatta kalma mücadelesini daha da zorlaştırıyor. İnsani yardım kuruluşlarının ve Birleşmiş Milletler’in bu duruma müdahale çabaları yetersiz kalırken, Gazze halkı çaresizce bir yardım elinin uzanmasını bekliyor. Türkiye, bu süreçte Gazze’ye en fazla insani yardım gönderen ülke oldu. Türkiye’den 60 bin tondan fazla insani yardım malzemesi Gazze’ye ulaştırıldı. Aynı zamanda, İsrail ile olan ticari işlemler durdurularak, bu konudaki hassasiyet tüm dünyaya gösterdi. Cumhurbaşkanımız, ‘İsrail yönetimi, temel insan haklarını hiçe sayarak bir millete, bir halka karşı etnik temizlik uygulamakta, topraklarını adım adım işgal etmektedir” diyerek, uluslararası toplumun bu konuda daha aktif bir tutum sergilemesi gerektiğini belirtti. Gazze’deki bu durumun son bulması için acil ve kalıcı bir ateşkesin sağlanması, rehine-mahkum takasının gerçekleştirilmesi ve insani yardımların kesintisiz olarak Gazze’ye ulaştırılması gerektiğini vurguladı. İsrail’in saldırgan politikalarına karşı Türkiye’nin duruşu, Gazze halkının haklarını savunma ve bu insanlık dışı durumu sona erdirme noktasında kararlılıkla sürdürülecek. Türkiye, Gazze’de yaşanan bu dramın sona ermesi için her türlü diplomatik çabayı göstermeye ve Filistin halkının haklı davasını savunmaya devam edecektir.” diye yazdı. “Dünya beşten büyüktür” Dr. Mehmet Kasapoğlu makalesinde küresel sistemin işlevsizleşmesine de vurgu yaparak, “Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki konuşmasında öne çıkan bir diğer önemli tema ise, küresel sistemin işlevselliğini yitirdiği ve daha adil bir düzenin kurulması gerektiği yönündeki mesajlarıydı. ‘Dünya beşten büyüktür’ vurgusunu yineleyerek, BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin dünya barışı ve güvenliği üzerindeki orantısız etkisine dikkat çekti. Bu sistemin artık değişmesi gerektiğini belirterek, daha kapsayıcı ve adil bir uluslararası yapı için reform çağrısında bulundu. Burada kilit bir kavram öne çıkıyor. Bu kilit kavram, inisiyatif almaktır. Türkiye bunu yapıyor. Türkiye yıllardır bunu yapıyor. Çünkü hepimiz biliyoruz ki 21. yüzyılda ortaya çıka ve çıkacak her sorun ister küçük olsun ister büyük, neticeleri itibariyle bütün dünyayı etkiliyor. Kelebek etkisi misali dünyanın bir noktasında başlayan olumsuzluk, diğer tarafında sistemsel bir şekilde hissedilir hale geliyor. Örneğin kitlesel göç meselesi artık tüm dünyanın problemidir. Dolayısıyla onun en büyük tetikleyicisi olan savaşlar da tüm dünyanın problemidir. Hukuksuzluk, insan hakları ihlalleri, adaletsizlik tüm ülkelerin topyekûn halde tepki vermesi, elini taşın altına koyması gereken başlıklardır. Bu konulara hiçbir devletin, özellikle hiçbir güçlü devletin sırtını dönmesi ise mümkün değildir. Türkiye, bu konudaki küresel sorumluğunu yerine getirmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasının özeti, esasında bu konuyu vurguladı.” şeklinde yazdı. Yoğun diplomasi trafiği Milletvekili Dr. Kasapoğlu yayınladığı makalesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştirdiği görüşmelere ve görüşmelerde öne çıkan konulara da değinerek, “Cumhurbaşkanımızın BM Genel Kurulu’ndaki bu güçlü mesajlarının yanı sıra, diplomasi trafiği de yoğun geçti. Cumhurbaşkanımız, New York’taki temasları kapsamında birçok dünya lideriyle bir araya geldi ve ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis ile yaptığı görüşmede, Ege ve Doğu Akdeniz’deki meseleler ve Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin geliştirilmesi dile getirildi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile yapılan görüşmede, Ukrayna’daki savaş ve Karadeniz’in güvenliği konuları ele alındı; Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne olan desteği ve barışa yönelik diplomatik çabaları vurgulandı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile yapılan görüşmede, Türkiye-Almanya ilişkileri ve Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki işbirliğinin artırılması konuları masaya yatırıldı. Cumhurbaşkanımız, Türkiye’nin Avrupa’nın güvenliği ve enerji politikalarındaki kritik rolünü bir kez daha hatırlattı. Görüşmelerin bir diğer önemli başlığı da Lübnan’da giderek büyüen ve Gazze’de devam eden İsrail saldırılarıydı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yapılan görüşmede, Lübnan’ın ikinci bir Gazze olma tehlikesi ve İsrail’in bölgedeki sınır tanımaz politikalarının olumsuz etkileri değerlendirildi. Erdoğan, Guterres’e bölgedeki insani yardımların artırılması gerektiğini ve Lübnan’ın istikrarı için uluslararası toplumun daha fazla çaba göstermesi gerektiğini ifade etti. Cumhurbaşkanımızın diplomasi trafiği, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile yapılan görüşmeyle devam etti. Bu görüşmede, Türkiye ve Ermenistan arasındaki normalleşme süreci ve Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış süreci konuşuldu. Cumhurbaşkanımız, Türkiye’nin bu süreçte barış ve istikrarın sağlanması için her türlü kolaylaştırıcı adımı atmaya hazır olduğunu ve diyalog sürecinin devamını samimiyetle desteklediğini belirtti. Cumhurbaşkanımız, bu diplomasi trafiği sırasında İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Lübnan Başbakanı Necib Mikati, İran Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vui, Kuveyt Veliaht Prensi Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, Gine-Bissau Cumhurbaşkanı Umaro Sissoco Embalo ile de bir araya geldi. Görüşmelerde, ikili ilişkiler, bölgesel meseleler ve iş birliğinin artırılması konuları ele alındı. Cumhurbaşkanımız, Türkiye’nin bölgesel ve küresel barışa katkı sağlamak için her zaman yapıcı bir tutum sergilediğini ve bu doğrultuda adımlar atmaya devam edeceğini ifade etti. BM Genel Kurulu boyunca gerçekleştirdiği görüşmeler ve yaptığı konuşmalarla, Türkiye’nin küresel barışa ve adalete olan bağlılığını bir kez daha gösteren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası arenada daha adil ve kapsayıcı bir sistem kurulması çağrılarını yineledi. Dünya liderleriyle yapılan görüşmeler ve Türkiye’nin küresel meselelerdeki duruşu, bölgesel ve küresel barışa katkı sağlama noktasında oynadığımız rolün en somut göstergeleri oldu. Türkiye’nin küresel barış ve istikrarı sağlama konusundaki çabalarının, dünya tarafından daha iyi anlaşılması ve desteklenmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanımız, “Hakkı haykırmaktan çekinmeyiz, doğruları söylemekten korkmayız.’ diyerek Türkiye’nin uluslararası arenada güçlü ve kararlı duruşunu sürdürmeye ve mazlumların sesi olmaya devam edeceğini vurguladı” ifadelerini kullandı. “Biz, barışı sadece bölgemiz için değil, tüm dünya için istiyoruz” Dr. Mehmet Kasapoğlu makalesinin son bölümünde genel bir değerlendirme yaparak, “Bu yoğun diplomasi trafiği ve yapılan temaslar, Türkiye’nin uluslararası arenadaki etkin rolünü ve bölgesel barışın sağlanmasına yönelik çabalarını bir kez daha gözler önüne serdi. Mesajımız çok net: Dünya beşten büyüktür ve adil bir dünya düzeni kurulmadıkça insanlık trajedileri devam edecektir. Bu sözün öyle alelade söylenmiş bir söz olmadığını biz zaten en başından beri biliyorduk. Dünya da bu sözün içeriğini anlamalı ve ona göre pozisyon almalı. Dünün göz ardı edilen kıvılcımları bugün koca bir coğrafyayı yangın yerine çevirdi. Bu yangının artık coğrafyadan bağımsız olarak tüm ülkeleri tehdit eder bir boyuta ulaştığının ifade edilmesi anlamında Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasının defalarca, derinlemesine okunması gerekiyor. Biz, barışı sadece bölgemiz için değil, tüm dünya için istiyoruz. Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi, Türkiye, dünya barışı ve adaleti için mücadelesini sürdürecek ve küresel sorunlara çözüm üretmeye devam edecektir.” sözleriyle makalesini tamamladı.
Zeyrek ‘Akademi’ yeni dönem eğitimlerine başlıyor
26 Eylül 2024 Perşembe - 14:20 Zeyrek ‘Akademi’ yeni dönem eğitimlerine başlıyor İstanbul’un tarihi Zeyrek semtinde yer alan ve Fatih Belediyesi tarafından kurulan Zeyrek Akademi, 2024-2025 eğitim dönemi için kapılarını açmaya hazırlanıyor. Geleneksel ahşap ev dokusuyla restore edilen bu merkez, kısa sürede lisans ve lisansüstü öğrencilerin ilgi odağı haline gelmişti. Zeyrek Akademi, geçmişin ilim merkezi geleneğini yaşatmayı ve kültürel mirası genç nesillere aktarmayı amaçlıyor. Zeyrek Akademi yeni dönemde de geniş bir akademik kadro ile eğitim verecek. İstanbul’un tarihi atmosferinde sunulacak dersler, çeşitli alanlardan uzman akademisyenler tarafından verilecek. Program, "Türk Kültüründe Yönetim ve Liderlik", "İstanbul’un İç Tarihi", "Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Güncel Meseleler" ve "Osmanlı Düşünce Dünyasından Portreler" gibi dersleri kapsayacak. Ayrıca, sanat ve edebiyat tutkunları için "Edebiyat ve Görsel Sanatlar" dersi de sunulacak. Dersleri verecek isimler arasında, Prof. Dr. İsmail Kara, Prof. Dr. Azmi Özcan, Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu ve Prof. Dr. Mustafa Koç gibi önemli akademisyenler yer alıyor. Eğitim kadrosunda, Doç. Dr. İbrahim Halil Üçer ve Dr. Savaş Ş. Barkçin gibi uzmanlar da bulunacak. Zeyrek Akademi, teorik eğitimi kültürel gezilerle destekleyerek uygulamalı öğrenme fırsatları sunacak. İstanbul’un tarihi ve kültürel mirasını yerinde keşfetme şansı sunan bu geziler, özellikle Fatih semtindeki önemli yapılar ve kültürel alanları kapsayacak. “Zeyrek Akademi geçmişin ilim ve kültür mirasını gençlerimize aktarmada önemli bir rol oynuyor” Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, Zeyrek Akademi’nin 2024-2025 eğitim dönemi için hazırlıklarını tamamlamasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Zeyrek Akademi, İstanbul’un tarih kokan bu özel semtinde, geçmişin ilim ve kültür mirasını gençlerimize aktarmada önemli bir rol oynuyor. Bu eğitim merkezi, sadece akademik bilgiyi değil, aynı zamanda kültürel zenginliği de öğrencilerimize sunarak, şehrimizin tarihi dokusuyla birleşen bir öğrenme deneyimi vaat ediyoruz. Bu yılki ders programının zengin içeriği ve akademik kadrosu, Zeyrek Akademi’nin kalitesini ve önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Ayrıca, Ali Kuşçu Zeyrek Akademi Konuşmaları gibi özel etkinliklerle, kültürel ve bilimsel mirasımızı daha da derinleştirmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu. Başkan Turan, Fatih Belediyesi olarak, Zeyrek Akademi’nin bu tür etkinliklerle İstanbul’un kültürel ve bilimsel hayatına katkıda bulunmaya devam edeceğini belirtti. 2024-2025 dönemi boyunca, Fatih Kültür ve Sanat Merkezi’nde "Aklın Sınırında: Felsefî Tartışmalar" adlı bir etkinlik serisi düzenlenecek. İhsan Fazlıoğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilecek bu tartışmalar, kadîm, modern ve çağdaş felsefi süreklilikleri ele alacak. Etkinlikler, her 15 günde bir düzenlenecek ve konunun uzmanlarıyla felsefi müzakereler yapılacak. Ali Kuşçu’nun 550’nci vefat yılı anısına düzenlenen Ali Kuşçu Zeyrek Akademi Konuşmaları ise, Fatih Belediyesi Zeyrek Akademi ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi Bilim Tarihi Enstitüsü iş birliğiyle gerçekleştirilecek. Etkinlikler, 5 Ekim’de başlayacak ve Aralık ayına kadar sürecek. Konuşmalar, Ali Kuşçu’nun hayatını, düşünce dünyasını ve bilimsel katkılarını derinlemesine inceleyecek.