ASAYİŞ - 17 Ocak 2025 Cuma 15:31

11 yaşındaki çocuğun asansör ile duvar arasında sıkışarak ölmesiyle ilgili davaya başlandı

A
A
A
11 yaşındaki çocuğun asansör ile duvar arasında sıkışarak ölmesiyle ilgili davaya başlandı

Adana’da 11 yaşındaki çocuğun asansör ile duvar arasında sıkışarak can vermesiyle ilgili sorumluların yargılanmasına başlanırken anne kimseden şikayetçi olmadı.


Seyhan ilçesine bağlı Kocavezir Mahallesi’ndeki bir tekstil atölyesinde işçi olarak çalışan yabancı uyruklu Sefa Avvaf’ın oğlu Ahmet Direk Turan Haskiro,11 Haziran 2024’te iş yerinin 2’nci katındaki asansöre bindi. Küçük çocuk, bilinmeyen nedenle asansör ile duvar arasında sıkıştı. Çocuğun çığlıklarını duyan işçiler, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye gelen itfaiye ekiplerince sıkıştığı yerden çıkarılan çocuğun hayatını kaybettiği belirlendi.


Küçük Ahmet’in ölümüyle ilgili asansör şirketi yetkilisi Recep Karayiğit ile bina sorumlusu Ömer İnce hakkında ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan Adana 13’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan dava görülmeye başlandı. Duruşmaya, haklarında adli kontrol kararı bulunan tutuksuz sanıklar Recep Karayiğit ile Ömer İnce katıldı. Müşteki anne Sefa Avvaf ile taraf avukatlarının da hazır bulundu. Asansör şirketi yetkilisi Recep Karayiğit, savunmasında, olay nedeniyle üzgün olduğunu söyledi.



"Üzgünüm"


Karayiğit, asansörün bütün bakımlarının tam olduğunu belirterek, kendini şöyle savundu;


’’Biz yaptığımız bakımlarda bütün önlemleri de alıyoruz. Olaydan öncede Makine Mühendisleri Odası asansörlerin bakım ve onarımlarının eksik olup olmadığına yönelik denetim yaptı ve bir sorun olmadığı anlamına gelen ‘’mavi etiket’’ verdi. Hatta biz herkes binemesin diye asansörlerimize akbil sistemi kurduk. Akbil sistemi sayesinde asansöre herkes binemez ve akbil olmadan çalışmaz. Akbil ise sadece yetkili kişilerde vardır. Dağ Tekstil İş Hanı 5 katlı ve her katta ayrı bir iş yeri vardır. Bu iş yerlerinin yetkililerine birer tane akbil verdik. Ayrıca her katta 12 yaşından küçük olanların tek başına asansöre binemeyeceği yönünde asansörlerde levhalarımız vardır. Yani dışarıdan birisinin binmesi mümkün değildir. Çocuk ya akbil temin etti ya da birisi verdi. Böyle bir asansöre o çocuk nasıl tek bindi ve bu olay yaşandı anlamadık. Ben 40 yıldır bu işi yapıyorum. 30 yıldır da kendime ait iş yerim var. Böyle bir olay ilk defa başımıza geldi. Bunun için çok üzgünüm.’’


Bina sorumlusu sanık Ömer İnce de, Özcan Dağ’a ait Dağ Tekstil İş Hanı’nda bir sorumluluğu olmadığını sadece iş yerinin muhasebe işlerini yürüttüğünü belirtti.


Bina sorumlusu olarak kendisinin göründüğünü ve asansör sözleşmesini de Recep Karayiğit ile kendisinin yaptığını dile getiren İnce, “O çocuğun asansöre nasıl bindiğini hala anlayabilmiş değilim. Ben bina sorumlusu olarak görünüyorum. Asansörlerin bakımını kontrol etmek sorumluluğu yerine getirmekse yaptım. Ben üzerime düşen her şeyi yaptım. Hatta olay sonrası annenin maddi zararlarını kendi cebimden karşıladım. Zaten böyle bir olay olduğu için çok üzgünüz’’ dedi.



"Anne şikayetçi olmadı"


Anne Sefa Avvaf, sanıklardan şikayetçi olmadı. Ana Avvaf, Dağ Tekstil İş Hanı’nda bulunan Kaside isimli iş yerinde sigortasız olarak çalıştığını belirterek oğlunun nasıl öldüğü ile ilgili şunları söyledi:


’’Ben olay tarihinden 5 ay önce işe başladım. Olay tarihinde sabah saat 07.00 sıralarında iş yerine geldik. Bayrama az bir süre kaldığı ve bayram alışverişi yapacağım için oğlumu da yanımda getirdim. İş yerindeki asansörler akbil sistemi ile çalışır. O günde asansörle yukarı çıkmak istedik. Akbilin bulunduğu yetkili Haris isimli kişi gelip, akbili bastı. Ancak asansör 1’nci katta takılı kaldı. Oğlum da ‘ben gider getiririm’ dedi ve yukarı çıktı. Daha sonra ‘anne’ diye bir çığlık duydum ve oğluma bir şey olduğunu anladım. Dizlerimin bağı çözüldü ve olduğum yerde çöktüm kaldım. Diğer kişiler gidip baktığında oğlumun asansör ile duvar arasında sıkıştığını görmüşler. Ben oğlumu o halde görmedim. Olaydan sonra da iş yeri sahipleri maddi olarak bana destek oldu. Sanıklardan şikayetçi değilim.’’



Çocuğu ilk gören kişi olan iş yerinin bekçisi Nezir Baran da tanık olarak dinlendi. Nezir, Ahmet’i nasıl bulduğunu şöyle anlattı;


’’Ben iş yerinin önünü temizlerken 3-4 tane kadın gelerek, içeri girdi. Daha sonra ben içeri girdim ve temizlik malzemelerini köşeye koydum. Bu sırada bir kadın asansörün 1’nci katta durduğunu söyledi. Bende tamam diyerek, bakmak için yukarı çıktım. Yukarı çıktığımda Ahmet’i bedenin alt kısmı asansör ile duvar arasında sıkışmış halde gördüm. Hemen diğerlerine haber verdim. Başkaları gelip, çocuğu sıkıştığı yerden çıkardı.’’


Tanık olarak dinlenen anne Sefa Avvaf’ın iş arkadaşı Emine Serun da olay anını görmediğini söyleyerek, ’’Olay günü iş yerine giderken Sefa ile oğlu benden öndeydi. Onlar içeri girdi bende arkalarından geliyordum. Sonra Sefa’nın çığlıklarını duydum ve koştum. Olay anını görmedim ancak sorduğumda çocuğun asansöre sıkıştığını söylediler. ’’dedi.


Tanık olarak dinlenen Dağ Tekstil İş Hanı sahibi Özcan Dağ ise asansörlerin akbilsiz çalışmadığını belirterek, olayı görmediğini söyledi.


Mahkeme hakimi, sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verip, duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe erteledi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Fizik tedavi servisi Kula halkının hizmetine açıldı Kula Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanlığı’nın yaklaşık 2 milyon 500 bin TL değerindeki desteğiyle Kula Devlet Hastanesi’nde yeni bir Fizik Tedavi Servisi açıldı. Kula’nın en büyük sağlık eksikliklerinden biri olan bu servisin açılması, halkın sağlık hizmetlerine erişimini önemli ölçüde artıracak. Geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi 2025 yılında sağlık alanındaki eksikleri tamamlamak için çalışmalar yürüten Kula Devlet Hastanesi Başhekimliği, Kula Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanlığı’nın yaklaşık 2 milyon 500 bin TL değerindeki desteğiyle Kula’nın en büyük eksiklerinden biri olan Fizik Tedavi Servisi’nin eksikliğini giderdi. Kula’daki sağlık çalışmaları için oldukça anlamlı olan bu servisin hasta kabulüne başlaması için açılış töreni düzenlendi. Kula Kaymakamı Ömer Ahmet Özdemir, Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca ve protokol üyelerinin katılımı ile hizmete açılan Fizik Tedavi Servisi, 20 Ocak Pazartesi günü itibariyle hasta kabulüne başlayacak. Kula Devlet Hastanesi’nin fizik tedavi branşındaki eksikliğini Kula Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanlığı’nın büyük destekleriyle gidermiş olmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getiren Kaymakam Ömer Ahmet Özdemir, tüm Kula halkına hayırlı olsun temennilerini iletti. Kula’daki sağlık çalışmalarını yakından takip ettiğini belirten Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca ise emeği geçen herkese teşekkür etti. Kula’daki hizmet süresince sağlık alanına her zaman destek olduklarının altını çizen Kula Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Ali Yiğen, kooperatif üyelerinin de desteğiyle bu hizmeti Kula’ya kazandırmanın gururunu yaşadıklarını belirtti. Fizik Tedavi Servisi, 20 Ocak Pazartesi günü itibariyle Kula halkının hizmetine sunulacak. Kula’daki sağlık hizmetlerine önemli bir katkı sağlayacak olan bu yeni servis, bölgedeki hasta kabulüne başlamasıyla birlikte vatandaşlara kaliteli tedavi imkânları sunmayı hedefliyor. Düzenlenen açılış törenine Kula Kaymakamı Ömer Ahmet Özdemir, Kula Belediye Başkan Vekili Mutlu Keskin, Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca, İl Sağlık Müdürlüğü Personel Hizmetleri Başkanı Ebru Taşık, Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Uz. Dr. Leyla Arıcı, Kula Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Ali Yiğen, Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Aytekin Şadan, Alaşehir Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Fatih Çataldere, 28.Dönem AK Parti Manisa Milletvekili Adayı Ahmet Palabıyık, AK Parti Kula İlçe Başkanı Nejat Gülmez, MHP Kula İlçe Başkanı Nazım Baytok, Kula Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Cansu Sarıgül, siyasi parti temsilcileri ve sağlık emekçileri katıldı.
Manisa Uzm. Dr. Karabağ Salmonella enfeksiyonuna dikkat çekti Manisa Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Hekimi Uzm. Dr. Sevil Sapmaz Karabağ "Salmonella Enfeksiyonları" üzerine açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Buca ilçesinde bir kumpircide yemek yedikten sonra birçok kişi hastanelerin acil servisine başvurduğu, gıda zehirlenmesinden etkilenen bir kişi ise hayatını kaybettiği, kişilerin yedikleri kumpirde salmonella bakterisi tespit edildi. Bazen hayatı tehdit edecek ciddi sonuçlara yol açabilen Salmonella bakterisi ile oluşan Salmonella enfeksiyonları, tüm dünyada önemini koruyan başlıca zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) hastalıklardan biri olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Sevil Sapmaz Karabağ, "Salmonella cinsi bakteriler gastroenterit (ishal, kusma, karın ağrısı) ve tifonun da aralarında yer aldığı pek çok hastalığın etkenidirler. Sistemik enfeksiyon şekli olan tifo son yıllarda daha az görülmekle beraber, birçok ülkede, hijyenik koşullarda iyileşmeye rağmen, besin zehirlenmeleri ile oluşan gastroenterit formu, salgın ölçütlerine varmaktadır. Doğada yaygın biçimde bulunur. Salmonella insanlarda; ani başlangıçlı gastroenteritler, tifo-paratifo, septisemi adı verilen ciddi enfeksiyonlara yol açabilir. Hem insanda hemde hayvanda hastalık yapan türleri de olan bir mikroorganizmadır. Taşıyıcı olan insan ve hayvanların dışkısı enfeksiyonun yayılmasında önemli rol oynamaktadır. Salmonella bakterisi yetiştiriciliği yaygın olan bütün çiftlik hayvanlarında (kanatlı, sığır ve domuz) bulunur. Özellikle su kaynaklarının kanalizasyon ile kirlenmesi, mikroorganizmaların gıda üretim ve tüketim zincirine rahatlıkla geçişine yol açar. Tavuk ve domuz yetiştiriciliği bu kirlenmeden öncelikle etkilenerek, Salmonellozis’in ana kaynağını oluştururlar. Salmonella çok farklı yollarla da bulaşabilir ve enfeksiyona yol açar. Tavukçuluk ürünlerinden yumurta başta olmak üzere, kırmızı et ürünleri, taze meyve sebze, su, fast-food ürünler de Salmonella salgınlarında rol alırlar. Özellikle uygun olmayan hijyen şartlarında faaliyet gösteren restoranlarda; et, yumurta ürünlerinin yetersiz pişirildiği durumlarda, Salmonella enfeksiyonunun bulaşma riski yüksektir. Salmonella enfeksiyonlarında bulaşma dışkı ile kirlenmiş gıdaların ağız yoluyla alınması ile olmaktadır." dedi. Salmonella gastroenteritlerinde antibiyotik tedavisi taşıyıcılık süresini uzattığını ve ilaca dirençli türlerin oluşmasına yol açtığını ifade eden Karabağ, "Bu nedenle Salmonella gastroenteritlerinin tedavisinde antibiyotik kullanımı önerilmez. Ancak kendiliğinden düzelmenin olmadığı yüksek ateşle seyreden olgularda, hastaneye yatmayı gerektiren ağır ishallerde, immün sistemi bozuk olan hasta gruplarında antibiyotik tedavisi önerilir. Salmonella’nın sebep olduğu sepsis, lokal organ ve doku enfeksiyonlarının uygun antibiyotiklerle tedavisi gereklidir. Salmonella enfeksiyonlarında korunma, su kaynaklarının kanalizasyon ile karışmamasına, besinlerin hijyen kurallarına uygun imalatına, satışına ve kişisel hijyen gibi birçok farklı faktörlere bağlıdır." şeklinde konuştu.
İstanbul CHP Genel Başkanı Özel: "Rıza Başkanımızın tutuklanması hepimizi derinden üzdü, sarstı" CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Rıza Başkanımızın tutuklanması hepimizi derinden üzdü, sarstı ve büyük bir rahatsızlık içerisindeyiz" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklanan ve görevinden uzaklaştırılan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ı Üsküdar’da bulunan Paşakapısı Cezaevinde ziyaret etti. Ziyaret sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Özel, bu konuyla ilgili tüm yetkili kurullarıyla toplantı halinde olduklarını söyleyerek, "Rıza Başkanımızın tutuklanması hepimizi derinden üzdü, sarstı ve büyük bir rahatsızlık içerisindeyiz. Biz tüm siyasi partilere ve onların seçmenlerine duyduğumuz saygıdan ötürü hürmetimizi her zaman koruduk. Bu noktadan itibaren gelişmelerin nasıl ilerleyeceğine dair bir garanti veremiyoruz. Çünkü sonuçta savaş ilan edilmiş bir tarafız. Buna nasıl cevap verilirse, biz de o şekilde cevap vereceğiz. Bu konuyla ilgili tüm yetkili kurullarımızla toplantılar halindeyiz. Bugün, başkanımız sabah saatlerinde Paşakapısı Cezaevi’ne sevk edildi. Burası devlet memurlarının tutulduğu bir cezaevi. Görüşme talebimizi Sayın Bakan’a ilettik. Teşekkür ediyoruz” dedi. "Acı acı gülüştük" Özel, Akpolat ile vedalaşırken acı acı gülüştüklerini ifade ederek, "Geçen sefer yaşanan ve bir aya yaklaşan sıkıntılı süreçte karşılıklı rahatsızlıklarımızı ifade etmiştik. Bugün bu görüş izninin hızla verilmesi önemli. Ancak, sonuçta Rıza Akpolat’ın cezaevinde olmasının kabul edilebilir ya da izah edilebilir bir tarafı yok. Çünkü ilgili kanuna göre ihale sorumlusu değil, imzası yok. Biraz önce kendisiyle vedalaşırken son bir şey söyledi ve acı acı gülüştük. Dedi ki: “Bir örgüt mensubu olmakla suçlanıyorum, örgütün diğer elemanlarıyla nezarette tanıştım” Yedisiyle aynı koğuşta kalıyor. Hem suç örgütü lideri olarak adlandırılan kişiyle hem de bu örgüte dahil edilen herkesle nezarethanede tanışıyor” diye konuştu. "Morali yerinde" Özel, cezaevinde bulunan Akpolat’ın sağlık durumunun iyi olduğu ve moralinin yerinde olduğuna değinerek, "Ortada ne bir telefon görüşmesi, ne bir para aktarımı, ne bir bas kayıt, ne bir görgü şahidi var. Hiçbir delil yok. Böylesine büyük bir yalan ve iftirayla karşılaştığı için son derece üzgün. Ama şunu da belirtiyor, ’Suçsuz olmanın ve haklı olmanın direnci bana güç veriyor’. Ben de bunu kendisinde gördüm. Sağlık durumu iyi. Sadece günlerdir uyuyamamış olmanın verdiği bir yorgunluk var. Bunun dışında morali yerinde. Bu sürecin sonunda aklanarak çıkacağına hiçbir şüphesi yok. Bizim de hiçbir şüphemiz yok. Başkana bugün hepimiz adına gelip burada bedel ödemek düştü” şeklinde konuştu.