Yerel Haberler
YEREL HABERLER
Reis: “Gaziantep FK maçından kesinlikle galibiyetle ayrılmak istiyoruz” 23 Ocak 2025 Perşembe - 15:02:17 Samsunspor Teknik Direktörü Thomas Reis, Beşiktaş maçındaki mücadeleleri ile birçok rakibe mesaj verdiklerini söyleyerek, “Gaziantep FK maçından ise kesinlikle galibiyetle ayrılmak istiyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 21. haftasında yarın sahasında Gaziantep FK ile karşılaşacak Samsunspor’da Teknik Direktör Thomas Reis, Nuri Asan Tesisleri’nde basın toplantısı düzenledi. 10 kişiyle 1 puan aldıkları Beşiktaş maçının geride kaldığını hatırlatan Alman teknik adam, Gaziantep FK müsabakasına ise mutlak 3 puan parolası ile çıkacaklarını ifade etti. “Beşiktaş maçındaki mücadelemiz ile birçok rakibe mesaj verdik” “Ülke olarak bu hafta içerisinde çok zor 2 günü yad ettik. Otel yangınında hayatını kaybeden insanlarla alakalı olarak çok üzgünüm. Tüm ailelere geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. 20 Ocak kazasında camiamızın kaybettiği insanları üzüntüyle yad ediyorum” diyerek sözlerine başlayan Thomas Reis, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Beşiktaş karşılaşması geride kaldı. Bizler de insanız ve hata yapabiliyoruz. Hakemin verdiği bazı kararlar hakkında hemfikir olmadığımı belirtmiştim. Mücadelemiz çok önemliydi. Uzun süre boyunca 10 kişiyle takım olarak birbirimiz için çok iyi savaştık. Bu zaten bizim olmak istediğimiz seviye. Bu şekilde devam edersek birçok maç için rakiplerimize mesaj da vermiş oluruz. Gaziantep FK son 4 maçtan 2 galibiyet ve 2 beraberlikle ayrıldı. Zorlu bir rakiple karşılaşacağız. Kendi evimizde oynayacağız ve güzel bir sonuçla ayrılmak istiyoruz. 1 oyuncumuz kart cezası dolayısıyla bizle olamayacak. Bugünkü son antrenmanla birlikte Gaziantep FK maçının ilk 11’ini şekillendireceğiz” ifadelerini kullandı. “Gaziantep FK maçından kesinlikle galibiyetle ayrılmak istiyoruz” Ligin formda ekiplerinden Gaziantep FK’ya karşı kazanmak için mücadele edeceklerini dile getiren Thomas Reis, “Burada en önemli konu başarılı sonuç almak. Bazen topa sahip olduğumuz karşılaşmalar oluyor. Bazen de topu rakibe bıraktığımız maçlar oluyor. Bu da rakip ve maçtan maça değişiyor. En önemli konu istediğimiz sonucu almak. Rakipler de bizi analiz ediyor. Aldıkları tedbirler dolayısıyla bizim bazen sorun yaşamamıza neden olabiliyorlar. Biz bunu son maçlarda orta sahada topa sahip olmakla alakalı sıkıntılar yaşadığımızda gördük. Ancak sonuçlara bakacak olursak topa sahip olalım ya da olmayalım başarılı sonuçlar aldık diyebilirim. Tüm maçlarda baskılı bir şekilde oynamak istiyoruz. Kayserispor maçında da istemediğimiz bir performans göstermemize rağmen o maçı kazanmayı bildik. Bu tip maçlarda top sizde değilse bile kötü performans gösteriyorsanız dahi kazanmanız çok önemli ki bunu başardık. Gaziantep FK maçından ise kesinlikle galibiyetle ayrılmak istiyoruz. Maçın seyrine göre oyunumuzu şekillendireceğiz ve istediğimiz sonucu almaya çalışacağız” cümlelerine yer verdi. “Oyuncularımın ceza sınırında olması ilgilendiğim bir konu değil” Sarı kart ceza sınırındaki oyuncuların çokluğunun taktik zihniyeti etkileyip etkilemediği ile alakalı soruyu da Reis, “Her maçın bizim için anlamı var. Her maç için ayrı bir plan olması gerekiyor. Tüm maçlarda temaslı bir şekilde agresif bir şekilde oynayıp istediğimizi almak istiyoruz. Bunun sarı kart ceza sınırıyla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Kart sınırında olan futbolcuların bu nedenle agresif oynamadıklarını düşünmüyorum. Galatasaray ve Kayserispor mücadelelerinde yaptığımız bazı hatalar vardı. Ne zaman agresif, ne zaman önde baskı veya ne zaman ikinci bölgede baskı yapacağımızla alakalı bazı sıkıntılar yaşadık. Bu 2 maçta bazen çok fazla hatlar arası boşluklar verdik. Sonuçta rakipler de bizi analiz ediyor. Bize göre bazı tedbirler alıyor. Bizim de bir şekilde cevap vermemiz gerekiyor. Beşiktaş maçından 1 puan aldık ama güzel bir oyun sergileyip, takım olarak kompakt kaldığımızı söyleyebilirim. Gaziantep FK da çok agresif, baskı yapmaya çalışan ve ciddi boşluklar veren bir takım. Bizim de ona göre güzel bir oyun sergilememiz gerekiyor. Çözüm olarak da bu maçın özelinde bizim de tedbir ve çözümlerimiz olacak. Bazen önde bazen de geri çekilip agresif baskı yapmayı düşünüyoruz. Sezon başında genelde aynı takımla oynamaya çalıştık. O dönemde oynayan ve oynamayan oyuncular arasında seviye farkı vardı. Bugüne geldiğimizde kesinlikle antrenman ve maç performanslarına baktığımızda futbolcular arasında farkın kapanarak seviyenin hemen hemen birbirine yakın olduğunu gördük. Bunu Trabzonspor maçında da net gördük. Daha önce süre almamış birkaç oyuncumuzla Trabzonspor maçına çıkmıştık ve süre almadıklarını hiç hissettirmediler. Çok iyi bir performans sergilediler. Bir oyuncunun kart sınırında olması benim çok fazla ilgilendiğim bir konu değil. Benim için önemli olan takımdaki diğer futbolcuların da hazır bir şekilde bekliyor olması. Gaziantep FK maçında da Drongelen bizle olamayacak. Takımdaki diğer herkesin hazır olması bizim için, takım için ve sezonun geri kalanı için çok doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Umarım yarın da iyi bir performans gösterip ve 3 puanın Samsun’da kalmasını sağlarız” şeklinde konuştu.
23 Ocak 2025 Perşembe - 15:02 ’Ölüm’ kavramı çocuklara doğru açıklanmalı: Uyku sorunlarına yol açabilir Ölüm kavramının çocuğun gelişim düzeylerine ve yaş dönemine göre farklı şekilde anlatılması gerektiğini belirten Prof. Dr. T. Gül Şendil, hangi yaş ve gelişim seviyesi olursa olsun çocuklara asla yalan söylenmemesi gerektiğini vurguladı. İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. T. Gül Şendil, ölüm ve yas kavramları hakkında çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiğine ilişkin değerlendirmede bulundu. Çocukların ölüm kavramını, gelişim düzeylerine ve yaşlarına göre farklı şekillerde algıladığını belirten Şendil, “Böyle bir durumla karşılaştıklarında ebeveynlerin çocuklarına yaklaşım biçimleri, çocuklarının ölüme dair duygularını anlamalarını ve bu duyguları sağlıklı bir şekilde yaşamalarını sağlar” dedi. ’Açıklama çocuğun yaş ve gelişim seviyesine uygun olmalı’ “Çocukların ölümle ilgili duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri yetişkinlerden farklıdır” diyen Şendil, “Sabırlı, açık ve sevgi dolu bir yaklaşımla onları desteklemek, bu zorlu süreci daha sağlıklı bir şekilde atlatmalarını sağlar. Öncelikle ölüm hakkında çocuklara yapılacak açıklamalar, onların yaş ve gelişim seviyesine göre farklılaşabilir dolayısıyla yapılacak her türlü açıklamanın buna uygun olması hatırlanmalıdır” diye konuştu. ’Dürüstçe yanıt verilmeli’ Hangi yaş ve gelişim seviyesi olursa olsun ebeveynlerin çocuklarına yalan söylememesinin önemli olduğunu kaydeden Şendil, “Çocuklar ölümle ilgili birçok soru sorabilir. Ebeveynlerin sabırlı olması ve çocuklarının sorularına dürüstçe yanıt vermesi, gerçekleri onlarla sevgi dolu bir şekilde paylaşmaları çok önemlidir. Cevabını bilmedikleri sorularla karşılaştıklarında ise ‘bu konuda emin olmadıklarını ama birlikte düşünebileceklerini’ söyleyebilirler” dedi. ’Dolaylı ifadeler kafalarını karıştırır’ 5 yaşına kadar olan dönemdeki çocuklara somut ve basit açıklama yapılması gerektiğini söyleyen Şendil, “Yaklaşık 5 yaşına kadar çocuklar, ölüm kavramının kalıcı olduğunu anlamakta zorlanırlar. Onlara kaybedilen kişi hakkında somut ve basit ifadelerle açıklama yapılabilir. Örneğin ‘Deden öldü, o artık bizimle olamayacak...’ gibi. Dolaylı ifadeler veya yanıltıcı açıklamalar yapmak onların kafalarını karıştırır. Özellikle de bu yaş çocuklarına ‘Uyudu’ ya da ‘Başka bir yere gitti’ gibi yapılan yanlış açıklamalar onlarda uyku sorunlarına ya da yakınlarından hiç uzak duramama gibi bağımlılık sorunlarına yol açabilir” uyarısında bulundu. ’Açık ve dürüst bir şekilde nedenleri ile açıklanmalı’ 6 ile 9 yaşları arasında olan çocukların ölümün kalıcı ve geri döndürülemeyen bir süreç olduğunu anlamaya başladığını kaydeden Şendil, “Muhtemelen ölüm kavramını daha ziyade yaşlılıkla ilişkilendirirler. Kayıp, bir yaşlı yakın ise ona açık ve dürüst bir şekilde bu kaybı açıklamak ve ölümün doğal bir süreç olduğunu söylemek gerekir. Beklenmeyen bir ölüm yaşandığında ise bu durum açık, dürüst bir şekilde ve nedenleri ile açıklanabilir” dedi. ’10 yaşından sonra ölümün gerçek olduğunu anlıyorlar’ 10 yaş ve üstünde olan çocukların ise artık ölümün gerçek ve evrensel olduğunu anladığını ifade eden Şendil, “Ölüm kavramı ve sonuçları hakkında daha derin anlamlar üzerine düşünebilirler. Kaybın uzun süreli sonuçlarını daha iyi öngörebilirler. Bu yaşlardaki çocuklarla daha ayrıntılı ve duygusal yönleri içeren konuşmalar yapılabilir” şeklinde konuştu. ’Duyguların ihmal edilmemesi de önemli’ “Çocuklara yapılacak açıklamalar önemlidir ancak duyguların ihmal edilmemesi de bir o kadar önemlidir” diyen Şendil, "Yaşanan kayıp, kişilerde derin üzüntüye yol açacağı için ebeveynlerin bu duyguları ne kendileri ne de çocukları için inkar etmemeleri gerekir. Çocuklar kayıplar karşısında korku, üzüntü, suçluluk, öfke gibi karmaşık duygular yaşayabilir. Bu duyguların doğal olduğu, ebeveynin kendisinin de bu duyguları yaşadığı ve herkesin farklı şekillerde yas tuttuğu anlatılabilir” diye konuştu. Çocukların ebeveynlerinin duygularını gözlemleyerek kendi duygularını nasıl ifade edeceklerini öğrendiklerini belirten Şendil, “Ebeveynlerin üzüntü veya ağlama gibi tepkilerini onlarla paylaşmaları, çocuklara duyguların bastırılmaması gerektiğini öğretir” dedi. ’Çocuklar cenaze törenine götürülmeli mi?’ Prof. Dr. T. Gül Şendil, 7 yaşından büyük çocukların cenaze, dua veya başka bir anma ritüeline dahil etmenin, kaybı anlamalarına ve vedalaşmalarına yardımcı olabileceğini söyledi. Şendil, “Ritüelleri onlara önceden açıklamak ve gönüllü olup olmadıklarını sormak önemlidir. Ayrıca ölen yakının hatırasına çiçek ya da ağaç dikilmesi, düzenli mezar ziyaretleri, anı kitabı ya da albümü oluşturulması çocukların yasını sağlıklı yaşamalarına yardımcı olabilir” tavsiyesinde bulundu. Bazı durumlarda çocukların kayıptan sonra yoğun korku, öfke veya üzüntü gibi belirtiler gösterebileceğini ifade eden Şendil, bu tür durumlarda bir çocuk psikoloğu ya da terapistten yardım almanın faydalı olabileceğini söyledi.
23 Ocak 2025 Perşembe - 14:59 Merkezefendi Belediyesi buz pateni pisti kurdu Merkezefendi Belediyesi, çocukların tatil sevincini paylaşmak için Merkezefendi Kültür Merkezi’nin açık otoparkına buz pateni pisti kurdu. Hem çocukları hem de ailelerini davet eden Belediye Başkanı Şeniz Doğan, buz pateni pistinin Mart ayına kadar açık olacağını belirtti. İlçe genelindeki çalışmalarını sürdüren Merkezefendi Belediyesi hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap eden etkinlikler gerçekleştirmeye devam ediyor. Okulların tatile girmesiyle birlikte Merkezefendi Belediyesi öğrenciler için bir sürpriz hazırladı. Merkezefendi Kültür Merkezi’nin açık otoparkına Merkezefendi Belediyesi’nce büyük bir buz pateni pisti kuruldu. Çocuklar pistin tadını çıkarırken anne babaların da keyiflice vakit geçirmesi için pistin etrafına alışveriş stantları ve yiyecek-içecek kioskları yerleştirildi. İlk ve ortaokul öğrencilerinin ücretsiz girebileceği pist, Mart ayına kadar açık olacak. Aynı zamanda okul öncesi çocukların da ücretsiz olarak vakit geçireceği etkinlikler alanları da bulunuyor. “Hem çocuklar hem yetişkinler keyifli vakit geçirecek” Pistin kurulumunun büyük bir titizlikle tamamlandığı belirten Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, “Sevgili çocuklar, sevgili gençler; Merkezefendi Belediyesi olarak, sizlerin tatil sevincini paylaşmak için bir sürprizimiz var. Sizlere keyifli ve eğlenceli bir aktivite hazırladık. Merkezefendi Kültür Merkezi’mizin açık otoparkına, kocaman bir Buz Pateni Pisti kurduk. Değerli anne ve babalar, çocuklarımız eğlenirken, sizlerin de keyiflice vakit geçirebilmesi için, Buz Pateni Pisti’mizin etrafına alışveriş stantları ve yiyecek-içecek kioskları yerleştirdik. Okul öncesi çocuklarımızın, ilk ve ortaokul öğrencilerimizin ücretsiz girebileceği Buz Pateni Pistimiz Mart ayına kadar açık olacak. Tüm çocuklarımızı ve hemşerilerimizi davet ediyorum” diye konuştu.
Kocasına tehdit, hakaret ile ısrarlı takip suçlarından yargılanan kadın hakim karşısına çıktı
21 Ocak 2025 Salı - 16:26 Kocasına tehdit, hakaret ile ısrarlı takip suçlarından yargılanan kadın hakim karşısına çıktı Eskişehir’de boşanma aşamasındaki kocasına yönelik tehdit, hakaret ile ısrarlı takip suçlarından yargılanan kadın hakim karşısına çıktı. Sanık B.A., "Mail adresi bana ait fakat kendisi benim şifrelerimi biliyordu. Beni takip etmesinden dolayı uzaklaştırması mevcuttu. Banka hesaplarından para göndererek oradan benimle iletişim kurmaya çalışıyordu” dedi. Eskişehir 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanık B.A., boşanma aşamasındaki eşi Ö.A. ve taraf avukatları katıldı. Sanık olarak duruşmada hazır bulunan B.A., davaya konu olan mesajların kendisinin göndermediğini savunmasında iddia ederken, mesajların kendisinin mail hesabına izinsiz giren eşi Ö.A. tarafından gönderildiğini söyledi. “Ailemi ölümle tehdit etti” Savunmasında B.A., "Mail adresi bana ait fakat kendisi benim şifrelerimi biliyordu. Beni takip etmesinden dolayı uzaklaştırması mevcuttu. Banka hesaplarından para göndererek oradan benimle iletişim kurmaya çalışıyordu. Boşanmak istemiyordu. İntihar girişiminde bulunarak beni geri döndürmeye çalışıyordu. Ailemle kaldığım dönemde ailemi ölümle tehdit etti. Uzaklaştırma kararı olmasına rağmen tacizlere devam ettiği için tazyik hapsi verildi. Bu karardan sonra da intikam almak için benim hesaplarımdan kendine mesajlar attı" dedi. Müştekinin kendisine zarar vermek amacıyla mağdur rolü yaptığını öne süren B.A., incelemelerde mesajların kendisi tarafından yazılmadığının dile getirdi. “Mailleri sildiğim için mahkemeye sunamıyorum” Olay tarihinde kendisine, boşanma aşamasındaki eşinden mail yoluyla mesajlar geldiğini ifade eden Ö.A., şöyle konuştu; "Ancak kullandığı mail adresinden gönderildiğine ilişkin herhangi bir ekran görüntüsü almadım. Sonrasında mailleri sildiğim için mahkemeye sunamıyorum. Sanığın cezalandırılmasını istiyorum." Müşteki Ö.A.’nın avukatları ise sanığın suçları işlediğini öne sürerek cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, bahse konu mesajlar ve müştekiye ait telefonun incelenmesine karar verirken duruşmayı 15 Nisan’a erteledi.
Odunpazarı Belediyesi’nden kadınlara iğne oyası atölyesi
21 Ocak 2025 Salı - 16:23 Odunpazarı Belediyesi’nden kadınlara iğne oyası atölyesi Odunpazarı Belediyesi Kırmızıtoprak Mahallesi’nde bulunan Prof. Dr. Orhan Oğuz Halk Merkezi’nde düzenlenen iğne oyası atölyesi, kadınlar tarafından büyük ilgi görüyor. Odunpazarı Belediyesi, 18 mahallede hizmete sunduğu 19 “halk merkezi” ile vatandaşların kişisel gelişimlerine destek olmaya devam ediyor. Halk merkezlerinde özellikle kadınlar ve çocuklara yönelik çeşitli branşlarda atölyeler düzenleniyor. Bu kapsamda iğne oyası atölyesi, Kırmızıtoprak Mahallesi’nde bulunan Prof. Dr. Orhan Oğuz Halk Merkezinde gerçekleştiriliyor. Salı günleri 09.00-16.00 saatleri arasında düzenlenen iğne oyası atölyesinde, katılımcılara ipek iplikten iğne ile üç boyutlu kenar dantelleri işleme teknikleri öğretiliyor. Usta öğreticilerin liderliğinde gerçekleşen bu atölye, büyük ilgi görüyor. Yetkililer, iğne oyasının herhangi bir tekstilin kenarına yapılan danteller olduğunu ve “el emeği göz nuru” tanımına en çok uyan el işlerinden biri olarak Anadolu’da yaygın bir şekilde üretildiğini belirtiyor. Atölye çalışmalarında, katılımcıların duygularını renklere ve oyaya dönüştürdüğüne vurgu yapan yetkililer, iğne oyasının düğüm düğüm işlenerek sevgiliye, hasrete, umuda, istek ve dileklere ulaşmak için kullanılan bir ifade aracı olduğunu ifade ediyor. Atölyeye katılan Eskişehirli kadın vatandaşlar, bu etkinlikten büyük keyif aldıklarını ve burada stres attıklarını belirtirken; atölyeler sadece el becerilerini geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda katılımcıların sosyal ilişkilerini güçlendirmelerine, kendilerini ifade etmelerine ve ortak bir kültürel mirasın yaşatılmasına olanak tanıyor.
Karate 1 Premier Lig müsabakalarının ilk ayağı Paris’te düzenlenecek
21 Ocak 2025 Salı - 16:23 Karate 1 Premier Lig müsabakalarının ilk ayağı Paris’te düzenlenecek Karate 1 Premier Lig müsabakalarının ilk ayağı 70 ülkeden 384 sporcunun katılımıyla Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenecek. Karatenin Şampiyonlar Ligi olarak bilinen 2025 yılının Karate 1 Premier Lig müsabakalarının ilk ayağı Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenecek. 70 ülkeden 384 sporcunun mücadele edeceği bu prestijli organizasyonda, Türkiye’yi 12’si kadın, 13’ü erkek olmak üzere toplam 25 Milli Sporcu temsil edecek. Premier Lig müsabakaları öncesi Kocaeli’de yoğun bir kamp dönemi geçiren Milli Takım, Paris’teki zorlu müsabakalar öncesi hazırlıklarını tamamladı. Türkiye’yi organizasyonda temsil edecek sporcular şu şekilde: Kadınlar: Dilara Bozan - Kadın Kata Keyda Nur Çolak - Kadın Kata Selva Nur Akkurt Küçükoğlu - Kadın Kumite -50 Kg Tuba Yakan - Kadın Kumite -55 Kg Zümra Rezzan İm - Kadın Kumite -55 Kg Fatma Naz Yenen - Kadın Kumite -61 Kg Gülbahar Gözütok - Kadın Kumite -61 Kg Eda Eltemur - Kadın Kumite -68 Kg Sudenur Aksoy - Kadın Kumite -68 Kg Meltem Akyol Hocaoğlu - Kadın Kumite +68 Kg Zeyna Gaballa - Kadın Kumite +68 Kg Fatma Uygur - Kadın Kumite +68 Kg Erkekler: Ali Sofuoğlu - Erkek Kata Enes Özdemir - Erkek Kata Tarık Koç - Erkek Kata Eray Şamdan - Erkek Kumite -60 Kg Mert Halıcı - Erkek Kumite -60 Kg Burak Özdemir - Erkek Kumite -60 Kg Ömer Abdurrahim Özer - Erkek Kumite -67 Kg Ömer Faruk Yürür - Erkek Kumite -75 Kg Enes Bulut - Erkek Kumite -75 Kg Hasan Arslan - Erkek Kumite -84 Kg Yusuf Eren Temizel - Erkek Kumite -84 Kg Furkan Kayalı - Erkek Kumite +84 Kg Umut Eren Gündoğ - Erkek Kumite +84 Kg
Başkan Alper Yeğin kadın kuaförleri ile kahvaltıda buluştu
21 Ocak 2025 Salı - 16:20 Başkan Alper Yeğin kadın kuaförleri ile kahvaltıda buluştu Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin, ilçedeki kadın kuaförleriyle kahvaltıda bir araya geldi. Sancaktepe Belediyesi Şehit Furkan Doğan Sosyal Tesisleri’ndeki programda İstanbul Kadın Kuaförler ve Manikürcüler Odası yönetim kurulu ve ilçedeki kadın kuaförleri ile buluşan Başkan Yeğin, görev süresi boyunca yaptıkları ve yapacakları projeler hakkında konuklarını bilgilendirdi. İlçede sosyal hayatın iyileştirilmesi için de geceli gündüzlü çalıştıklarını belirten Başkan Yeğin, her sektör temsilcisi ile bir araya gelip çalışmalar yürüttüklerini de belirterek, “Hedefimiz, ilçemizde tüm ihtiyaçları tek tek gidermek” dedi. Önceki belediye yönetimini eleştiren Başkan Yeğin, "Göreve başladığımızda karşımıza çıkan durum çok vahim bir hal almıştı. Bizler bunları herkes ile paylaştık, herkese anlattık ve burada yaşananları tüm Türkiye duydu. Bir ilçe, bir belediye parsel parsel birilerine peşkeş çekilmiş. Tam 300 bin metrekare kamu alanı eşe dosta parsel parsel satılmış" ifadelerini kullandı. "En çok proje üreten ilçe belediyesiyiz" Görev süresi boyunca gece, gündüz, tatil kavramını bir tarafa bırakarak Sancaktepe halkının yaşam kalitesini daha üst seviyelere çıkarmak için çalıştıklarını söyleyen Başkan Yeğin, “Ben bir siyasi partinin değil, tüm ilçe halkının, her bir yurttaşın belediye başkanıyım. Birinci derece sorumluluk halkımıza karşıdır. Bu sorumluluk çerçevesinde zaman kavramı olmaksızın çalışmaya üretmeye devam ediyoruz. İlçe belediyeleri içinde 124 proje ile en çok proje üreten ilçe belediyesi olup bunların 35 tanesini hayata geçirdik. İlçemizin 19 mahallesine yatırımlarımız hız kesmeden devam ediyor. Hedefimiz Sancaktepe’yi İstanbul’un gelişmiş ilk 5 ilçesi haline getirmektir” diye konuştu. Esnaf ve sektörel buluşmalarının devam edeceğini belirten Başkan Yeğin, katılımlarından ötürü teşekkür ettiği meslek odası başkanlarına çeşitli hediyeler de verdi.
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Şahin: “Bankaların bütün kalemlerdeki kar hırsına bir ‘dur’ demek lazım“
21 Ocak 2025 Salı - 16:17 Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Şahin: “Bankaların bütün kalemlerdeki kar hırsına bir ‘dur’ demek lazım“ Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin; kredi kartlarındaki aidat artışlarıyla ilgili olarak, “Bankaların faiz dışındaki bütün kalemlerdeki kar hırsına da bir ‘dur’ demek lazım” dedi. Kredi kartlarının aidatlarındaki artışlar hakkında açıklamalarda bulunan Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, bankaların kredi kartlarından ekstra karlar ettiğini söyledi. Ödenen aidatların tüketici için fazladan ödenen bir para olduğunu aktaran Şahin; "Kredi kartı aidatları bankalar için ciddi bir gelir kapısı. 100 milyon civarında bir kredi kartı var ve bu kartlara her ay ya da yıl ciddi anlamda rakamlar toplanıyor. Bu senede yine yüzde 60 oranında kredi kartı aidatlarına zamlar var. Kredi kartının cinsine göre de bu aidat miktarı değişiyor. Şu anda yıllık 850 TL aidatta var, 2 bin 850 TL’de aidatta var. Ortalaması bin 200- bin 500 TL’ye geliyor. Bu rakamlar bankalar için bir kar ama tüketici için aslında fazladan ödenen bir para. Bankalar müşteri elde etmek için kredi kartı veriyor. Ancak aidatı da alarak ekstra karlar ediyorlar. Çünkü bir kartın maliyeti o kadar olmaz. Yalnız burada atlanılan bir nokta var. Bankaların 2014’den bu yana aidatsız bir kart sunma zorunluluğu da var. Yalın kart dediğimiz ve aidatı olmayan taksit yapamadığınız, bir takım birikimlerin olmadığı bir kart. Sadece kredi kartı olarak kullanıyorsunuz ve taksit yapamıyor, tek çekim olarak kullanabiliyorsunuz. Bankalar bunu tüketiciye bildirmiyor. Sözleşmelerde de bu yalın kart bildirimi yok. Halbuki tüketicinin bilgilendirilmesi lazım. Hatta aidat ödeyip de eğer bilgilendirilme yoksa onun iade alınması da söz konusu hakem heyetleri vesilesiyle. Tüketici eğer sözleşmede yalın kart konusunda bilgilendirildim ve kabul ettim’ diye yazıp, imzalamamış ise alınan aidatları geri alabilir” ifadelerini kullandı. Kredi kartlarının faiz dışındaki tüm kalemlerdeki kar hırsına ‘dur’ demek gerektiğini belirten Şahin, sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Kredi kartları çok dikkat çekiyor ama bankanın 20’nin üzerinde bir kar kalemi var. Bunlara da aynı oranda zam yapıldı. Yani baktığınız zaman maliyet artışında bir oynama olmamasına rağmen sanki maliyette artış varmış gibi bütün bu kalemlere zam yapılması BDDK’nın engellemesi gereken bir durum. Yalnız orada BDDK’nın ‘makul’ kavramı sündürülebiliyor. Bu rakamlar bu şirketlere göre gayet makul çünkü bu kuruluşlar milyonlarla oynayan şirketler. Yalnız bin TL gönderen bir insan için o 100 TL’lik ücret hiç makul değil. Bunun bir oranlamasının olması lazım. ‘Makul’ bir rakam diyerek, bunu geçiştirmemek lazım. Bu da çok can yakıyor. Bazıları için makul olan bazıları için can yakıcı oluyor. Bankaların bu faiz dışındaki bütün kalemlerdeki kar hırsına da bir ‘dur’ demek lazım.”