GÜNDEM - 07 Temmuz 2024 Pazar 09:46

Muhtarlıkta eş değişimi

A
A
A

Trabzon’un Akçaabat ilçesindeki Yıldızlı Mahallesi’nde örneğine az rastlanılacak bir bayrak değişimi yaşandı. 31 Mart’ta yapılan seçimlerde aday olan Sema Can, muhtarlık koltuğunu eşi Ufuk Can’dan aldı. 2 dönem Yıldızlı Mahallesi’nde muhtar olarak görev yapan Ufuk Can, eş değişimi ile muhtarlık koltuğunu eşi Sema Can’a devretti.

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Trabzon’un Akçaabat ilçesindeki Yıldızlı Mahallesi’nde ilginç bir bayrak değişimi yaşandı. 5 adaylı muhtarlık seçiminin kazananı tek kadın aday Sema Can oldu. İlçenin ilk kadın muhtarlarından biri olan Sema Can örneğine az rastlanılacak bir bayrak değişimi ile muhtarlık koltuğuna oturdu. 2014 yılında yapılan seçim ile Yıldızlı Mahallesi’nin muhtarı olan ve 2 dönem görev yaptıktan sonra geçmişte olan bir dosyasından dolayı görevden alınan Ufuk Can, tekrar aday olamayınca eşi Sema Can’ın muhtar olmasını istedi. Mahalle sakinlerinden destek alan Sema Can, oyların çoğunluğu alarak muhtar oldu. Yaklaşık 14 bin kişinin yaşadığı mahallede muhtar olarak göreve başlayan Sema Can, ilk 3 ayında ise bir proje hayata geçirdi. Muhtar Can, kadınlara yönelik projesinde Yöresel Halk Pazarı’nı hizmete geçirerek mahalle sakinlerinin takdirini kazandı.

Bir yola çıktığını belirten muhtar Sema Can, "Bundan önce iki dönem eşim Ufuk Can muhtardı. Sonra ayrıldı, bıraktı. Ama Yıldızlı halkı Ufuk Can’ı çok sevdi. Başarılarını hep takdir etti. Bu konuda yine bizimle yola devam etmek istediklerini söylediler. Ufuk Bey’e böyle bir öneriyle geldiler. Ufuk Bey de gelip bana Sema Hanım, Yıldızlı halkı böyle bir öneri getirdi bana sen ne dersin dediği zaman ben tabii bir bayan olarak ilk önce çok düşündüm. Sorumluluk ve mahalle büyük. Ama dedim ki Sema sen bunu da başarırsın. Daha önce çok şeyleri başardın. Bu anlamda böyle bir yola çıktık. Sağ olsun Yıldız halkı sözünü verdiği gibi arkamızda durdu. Yine bizi muhtarları olarak görmek istedi. Desteklerini de eksik etmediler. Biz de hakkımız ile bu göreve yine geldik. Özellikle bayanlardan çok güzel tepkiler alıyorum. Biz size karar verdik, size destek verdik diye çok memnunuz Sema Hanım. Siz yeter ki burada olun. Biz her zaman arkanızdayız. Destekçiniz diye hep geliyorlar bana sağ olsunlar. Ben de onlara bir kadın sözü veriyorum. Özellikle kadınlar için daha çok şeyler yapacağım anlamında sözler verdim. Bunun ilk basamağını da attım. Mahallemizde kadınlarımıza yönelik halk pazarı oluşturdum. Kadınlarımıza bir iş istihdamı sağlayabilmek için güzel de gidiyor projem. Herkes memnun. İnşallah daha ilerilerde, daha güzel projeler tabii ki yapmak istiyoruz. Bu anlamda canla başla çalışacağız. Ufuk Bey de destek veriyor sağ olsun. Çünkü 10 yıllık bir tecrübesi var bu konuda. Onu es geçemeyiz. Şimdilik güzel gidiyor" dedi.

"Bana gelen haberlerde mahalleli memnun"

Eşi Ufuk Can’dan destek aldığını kaydeden Sema Can, "Ufuk Bey’in tanımadığı insan yok. Sağ olsun yönlendiriyor. Mahalleyi, kişileri tanıyor. Bu anlamda bana her zaman Sema Hanım böyle olur yani bu şekilde ilerlersen daha iyi olur diye yönlendirme yapıyor. Bunun üzerine biz de kadınlığımızı biraz katıyoruz. Bana gelen haberlerde mahalleli memnun. Onlar memnun olduğu sürece ben memnun. Şimdi Yıldızlı halkı sağ olsun gayet sıcakkanlılıkla gelip bana bütün önerilerini söyleyebiliyorlar. Hani kadın olmamdan ötürü de daha rahat muhtarlığa gelebildiklerini, hani bu kadar içimizi size dökebileceğiz diye düşünemiyorduk. Ama seçim günündeki güler yüzlülüğünüz, gözünüzdeki o ışık hala var Sema Hanım. Biz anladık ki bu yapmacık değil. Siz samimi bir kadınsınız diyerekten her zaman rahat geliyorlar. Benden yol talebinde bulunuyorlar. Park istiyorlar açıkçası. Rahat dolaşabilecekleri bir sahil istiyorlar. Yıldızlı TOKİ bölgemiz sağlık ocağı istiyor. Bu anlamda da her zaman gittik. Görüşmelerimizi de yaptık. İnşallah peşini de bırakmayacağız. Şimdilik böyle talepler var. İlerleyen günlerde daha çok taleple geleceğini düşünüyorum. Çünkü henüz üç aylık bir muhtarız" şeklinde konuştu.

"Sorumluluk isteyen bir meslek"

Elinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştığını vurgulayan Sema Can, "Ufuk bey muhtar dönemindeyken tabii ev halkı olarak biz üç çocuklu bir aileyiz. Evin de sorunları oluyordu destek bekliyordum ondan ama Ufuk bey hep yoğundu. Ben de tabii işin içinde olmadığım için bunun neden bu kadar yoğun olduğunu imasını sürekli vuruyordum. Ama anladım ki gerçekten insanın kafası çok dolu. Çok yoğun. Şimdi ona hak veriyorum. Sorumluluk isteyen bir meslek. Mahallelinin bütün sanki sıkıntısı senin sıkıntın oluyor. Birine çözüm buldun diğerini bulamayınca vicdanen üzülüyorum. O yüzden sorumluluk büyük. Bu konuda Ufuk beye hak veriyorum. Ama elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyorum sonuna kadar da yapacağım" diye konuştu.

Ufuk Can: "Bayrağı bizden daha iyi de taşıyacağına inanıyorum"

Yıldızlı Mahallesi’nin eski muhtarı Ufuk Can ise, eşi Sema Can’ın bayrağı daha iyi taşıyacağına inandığını belirterek, "Bizim için çok gurur verici bir olay. 2014 yılında muhtar olduğumuz zaman sağ olsun Yıldızı Mahallesi halkı bizlerden memnun kaldılar. Açık ara farklı bir şekilde kazandık. 2014 yılından 2019 yılına kadar güzel hizmetler yaptık. Bunun neticesinde de karşımıza rakip çıkmadan 2019 yılında tek aday olarak tekrar seçime girdik. 2023 yılının 3. ayına kadar görevimizi yaptık. Geçmişte olan dosyamızdan dolayı bir ceza alan dolayı görevimizden uzaklaştırıldık. Sağ olsun Yıldızlı Mahallesi halkı Sema Hanım’ın da dediği gibi muhtarlığın bizde kalmasını istedi. Biz sizden memnunuz. Sizin ailenize bu işi yapabilecek biri varsa aday gösterin biz yine sizle birlikte olalım, destekleyelim dediler. Bende eşimle konuştum, Sema Hanım’a bu teklifi götürdüm kendine de güveniyordum zaten. Bu işi benden daha iyi yapacağına da inanıyordum. Bayrağı bizden daha iyi de taşıyacağına inanıyorum. Tabii mahallemizin kanaat önderleri var onlarla da konuştum, istişare yaptık. Onlar da bizim bu düşüncemizi uygun gördüler. Bu şekilde Sema Hanım’ı aday gösterdik. Halkımız da arkamızda durdu. Sağ olsunlar. Bayrak bizde kaldı" ifadelerini kullandı.

"Bu mahallede dedemde 25 yıl muhtarlık yaptı"

Yıldızlı Mahallesi’nden dedesinin de 25 yıl muhtarlık yaptığını ifade eden Ufuk Can, "Açık konuşayım ben çok heyecanlanmadım ki çünkü seçimi kazanacağımıza çok emindim. Sema Hanım da biraz heyecan oldu tabii çünkü ilk seçime girişiydi. Ben çok soğuk kanlıydım ve kazanacağımıza da çok emindim. Çünkü geçmişime baktığım zaman mahallemize güzel hizmetler yaptım. Mahallemiz 5 bölgeden oluşuyor. Her bölgede bir hizmetimiz var. En son ki işte TOKİ bölgesine doğal gazın gelmesinde de çok büyük emeklerim vardır. En son hizmetimize o olmuştur. Sera Gölü ve Çatırdağ’ın da hizmetimiz vardı. Allah razı olsun insanlardan. Vefalı insanlar. Vefalı olanlar bizi yine muhtar görmek istedi. Aynı şekilde muhtar olarak kaldık. Sema Hanım 3 aydan beri bu işi gayet güzel yapıyor. 1 senenin sonunda Sema Hanım’ın beni geçeceğine inanıyorum. Bu mahallede dedemde 25 yıl muhtarlık yaptı. Dedemizden sonra 30 yıl sonra tekrar bize geldi. O arada 30 yıllık bir mesafe oldu. Dedemizin mesleğini devam ettiriyoruz. İnsanlardan gelen güzel bir yaklaşım insanların sosyal medyada işte muhtarım yok mu eşiniz olsun, çocuğunuz olsun, hatta çocuklarınızdan da olabilir hiç fark etmez. Siz yeter ki bize bir hedef gösterin. Biz seninle beraberiz. Yani öyle oluştu. Ben de Sema Hanım’ı düşündüm. Kendisine geldim. O da bayağı düşündü. O düşünürken ben de kanaat önderleriyle görüştüm. Allah razı olsun. Arkamızda durdular. Bu şekilde çıktık yola. Kocadan eşine muhtarlık geçmesi belki de Türkiye’de ilktir. Gerçekten bizi gururlandırdı. Biz her zaman hizmet için varız. Vatandaşımızın her zaman hizmet için yanında olacağız. Bunu kibirle yapmayacağız. Mütevazı bir şekilde görevimize devam edeceğiz. Mahallemize en güzel şekilde hizmet etmeye elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışacağız. Mahalle halkı mutlu, biz mutlu" dedi.

Ozan Köse - Tolga Şahin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Organik Bayburt bal kabağı tarladan tezgaha tezgahtan sofraya ulaşıyor Bayburt’ta organik tarım ve ata tohumuyla üretilen Bayburt bal kabağı hasadı başladı. Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti olan Bayburt’a has bal kabağı boranisi, kabak bastı yemeklerinin yapımında kullanılan ve kabak tatlısının ana maddesi olan bal kabağı organik tarım anlayışıyla üretiliyor. Bununla birlikte ata tohumuyla ve organik tarımla ilgilenen, yarım asırdır çiftçilikle uğraşan İsmail Öksüz, ata tohumlarının devamını sağlamak amacıyla kurulan Gez Hanları Ekolojik Tarım Deneme ve Üretim Merkezi Derneği (GEZEKODER) bünyesinde gez hanları denilen alandaki tarlada bal kabağı üretip, Bayburt pazarına satışını yaparak Bayburtluların organik bal kabağına ulaşımını sağlıyor. Dernek üyelerine de bal kabağının satışının yapılmasının ardından, üyelerden kabağın çekirdeklerini bir kenarda biriktirmesini isteyen Öksüz, bu tohumların önemli olduğunu, ata tohumlardan gelecek sezon yeniden bal kabağı üreteceklerini söyleyerek tohumları atmamalarını, biriktirmeleri çağrısında bulundu. Dernek çatısı altında faaliyetlerini yürüten ve ata tohumlarına gözü gibi bakan Öksüz, amacının ata tohumlarını gelecek nesillere aktararak devamlılığının sağlanması olduğunu söyleyerek, "Burada söyleyeceğim en önemli şey bu kabakların organik olarak bu tarlada yetiştirilmesi. Bayburt’ta insanlara organik kabak ulaştırılıyor. İnsanlar bu kabakları tükettikten sonra kabakların tohumlarını çöpe atmayıp alarak evlerinin bahçelerinde ekip, bizim de tarif ettiğimiz organik yetiştirme şekliyle yetiştirip organik tarım yapmış olacaklar. Bu bir hizmet, buna katkı sunabildiysem ne mutlu bana, çok mutlu olurum. Bildiklerimi insanlara anlatmak, öğretmek istiyorum. Bu kabaklar organik, net söylüyorum kesinlikle organik kabaklar. Ayrıca bu kabakların bir diğer özelliği ise ata tohumlarından üretiliyor olması. Ata tohumları üzerine kurulan derneğimiz var ve bu tohumların kaybolmaması, yaşatılması adına kurulan derneğimizin çatısı altında bu çalışmaları yapıyoruz" şeklinde konuştu.
Ankara 32 ilde zehir tacirlerine darbe: 125 zehir taciri ve sokak satıcısı yakalandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "32 ilde uyuşturucu madde imalatçılarına ve sokak satıcılarına yönelik jandarma tarafından düzenlenen ’Narkoçelik-40’ operasyonlarında; 3 ton 972 kilogram uyuşturucu madde, 15 milyon 825 bin 619 adet kök kenevir ve kök skunk, 188 bin adet uyuşturucu hap ele geçirildi. 125 zehir taciri ve sokak satıcısı yakalandı, 63’ü tutuklandı, 3’ü hakkında adli kontrol kararı verildi. Diğerlerinin işlemleri devam ediyor" dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Jandarma Genel Komutanlığı KOM Daire Başkanlığı koordinesinde, İl Jandarma Komutanlıklarınca; Diyarbakır, Antalya, Erzurum, Van, Ankara, İstanbul, Manisa, İzmir, Rize, Edirne, Gaziantep, Siirt, Mardin, Iğdır, Samsun, Hatay, Kahramanmaraş, Ardahan, Kocaeli, Tekirdağ, Batman, Adıyaman, Bolu, Elazığ, Aksaray, Bingöl, Afyonkarahisar, Zonguldak, Malatya, Hakkari, Ağrı ve Aydın’da uyuşturucu madde imalatçılarına ve sokak satıcılarına yönelik jandarma tarafından düzenlenen ’Narkoçelik-40’ operasyonlarında; 3 ton 972 kilogram uyuşturucu madde, 15 milyon 825 bin 619 adet kök kenevir ve kök skunk, 188 bin adet uyuşturucu hap ele geçirildiğini belirterek 125 zehir taciri ve sokak satıcısının yakalandığını, 63’ünün tutuklandığını kaydetti. Bakan Yerlikaya, şüphelilerin 3’ü hakkında adli kontrol kararı verildiğini ifade ederek, diğerlerinin işlemlerinin devam ettiğini bildirdi. Bakan Yerlikaya, "Ülkemizi zehir tacirlerinden ve sokak satıcılarından temizlemeye kararlıyız" vurgusu yaptı.
Erzincan Nesli tükenmeyen meslek anahtarcılık ve çilingirlik Temeli yaklaşık 2 bin yıl öncesinde ki Mısırlılara dayanan ve tarihin en eski mesleklerinden biri olan anahtarcılık ve çilingirlik, tarihin tozlu sayfalarına karışan mesleklerin aksine yeniçağa ayak uydurarak devam ediyor. İlk olarak kapı köçeğinin kilidini açmak için kullanılan ve işin bilirkişisi olan anahtarcılık ve çilingirlik mesleği eskiden beri süregelen en önemli mesleklerden biri. Gelişen teknolojinin etkisiyle kaybolmayan anahtarcılık ve çilingirlik mesleği uzun yıllardır devamlılığını korumasıyla birlikte mesleği icra edenler tarafından nesli bitmeyen meslek olarak adlandırılıyor. Anahtarcı kelime anlamıyla işlenmeyen kapı, kasa, oto, masa, dolap gibi eşyaların kilitlerini açma, kilide ve anahtar numunesine göre anahtar, kilit montajı, kilit bakım ve onarım işlerini yapan kişi olarak tanımlanıyor. Beraberinde çok yönlü işlerin yapımında görülen anahtarcılık ve çilingirlik mesleği; örnek anahtara “Chip” kontrolü, anahtar kopyasını çıkarma, anahtar yapım esnasında oluşan çapakları alma, anahtar kodlama, maymuncuk hazırlama, kilit açma tutanağı, kilit açma, kilide anahtar yapma, kilit tamir ve bakımları, kilit şifrelerini değiştirme, kilide barel takma, emniyet sistemi takma ve gerekli durumlarda ise bilirkişilik yapma gibi birçok detayı olan bir iş kolu olarak sürdürülmeye devam ediyor. Bu mesleğe 1983’lü yıllarda başlayan esnaf Turan Yıldırım mesleği oğlu Furkan Yıldırım’a öğrettiğini belirterek, “Nesilden nesile bu işi aktarıyoruz, işi devam ettirecek elemen yetiştiriyoruz. Oğlum öğrendikten sonra ben artık işi bıraktım. Bu dükkanda oğlumun, ben arada uğruyorum.” ifadelerini kullandı. Çelik kapı dâhil tüm kapı anahtarlarını yenilediklerini söyleyen Yıldırım tüm bu kapılar için çilingirlik hizmeti de verdiklerinin altını çizdi. Söz konusu meslek günümüzde Meslek Yüksekokullarında “Makine Teknolojisi” alanında anahtarcılık ve çilingircilik dalında eğitimleri verilen bir meslek kolu haline gelmiş durumda. Mesleğe başlamak için öncelikle çıraklık eğitim sürecinden geçmek gerekiyor. En az ortaokul mezunu olanlar çıraklık eğitimi alabiliyor. Bir işyeri kurmak veya çırak olarak bu meslekte çalışmak için ise çıraklık sözleşmesinin imzalanması gerekiyor.
Erzincan Aktarlardan soğuk algınlığına karşı “kış çayı” tavsiyesi Erzincan’da sonbahar hastalıklarından korunmak isteyen vatandaşlar soluğu aktarlarda alıyor. Satışların arttığını belirten aktarlar ise soğuk algınlığına karşı kış çayını tavsiye ediyor. Sonbaharın kendini hissettirmesi ve havaların soğumasının ardından Erzincan’da yaşayan vatandaşlar, hastalıklara önlem alabilmek için aktarlara koşuyor. Kış çaylarının, hastalanmadan önce bağışıklık sistemini güçlendirmek için içilmesi gerektiğini vurgulayan aktarlar, bu dönemde en çok ıhlamur, hatmi çayı ve hibiskus gibi nebati ürünleri tavsiye ediyor. Birçok ilaçlı tedavinin yanı sıra aktarları tercih eden vatandaşlar, her zaman tercih ettikleri nebati ürünlerin yerine bu kez aktarların tavsiyesini dinledi. Aktarlar hava değişimi rahatsızlığı olarak görülen hastalıklara karşı kullanılması için birçok bitki ve nebati ürünle harmanlanarak kaynatılan kış çayını tavsiye etti. İçerisinde ıhlamur, hatmi çiçeği, kuşburnu, zencefil, tarçın, karanfil, zerdeçal, papatya ve kızılcık gibi ürünleri barındıran kış çayı vatandaşlar tarafından ilgiyle karşılandı. Aktarlar kış çayını tavsiye ederken, hem çayın yapılışını hem de faydalarını anlattı. Vatandaşlar ise aktarlardan aldıkları tavsiyelerle fayda gördüklerini ve tavsiye ettiklerini belirtti. "İnsanlar kış çayının grip olduktan sonra içildiğini düşünüyor" Özellikle sonbahar mevsimine geçiş aylarında insanların sert hava değişiminden etkilendiğini kaydeden aktar Murat Sönmez, bu dönemlerde vatandaşların genellikle ıhlamur, kış çayı, tarçın ve zencefil gibi ürünler tükettiğini söyledi. Sönmez, "Sonbaharda hastalıkların daha çok artması ile birlikte ülke genelinde aktara ilgi arttı. Son zamanlarda insanların alternatif tıpa talebi arttığı için biz daha çok burada hatmi çayı, hibiskus, ıhlamur ve benzeri ürünleri öneriyoruz. Hem boğazı yumuşatır, hem de boğazdaki enfeksiyon oranını azaltır. İnsanlarda yanlış bilinen bir algı var. Genellikle kış çayının grip olduktan sonra içildiği düşünülür ama tam tersi. Kış çayı vücudun bağışıklığını ve direncini kuvvetlendirmek için tüketilmesi gereken bir içecektir” dedi. Kış çaylarının faydalarından da bahseden Murat Sönmez, “Kış çayının olmazsa olmaz ıhlamurdur. Boğazı yumuşatma etkisi vardır. Çünkü kuru öksürüğe ve boğazdaki tahribata çok iyi geliyor. Onun haricinde enfeksiyonu azaltacak etkisi olduğu için kuru zencefil antioksidan özelliğe sahip tarçın ve karanfil çok etkilidir. Bunun içine tatlandırıcı olsun biraz daha vücudun direncini arttırması için hibiskus bizim önerdiğimiz bitkiler arasındadır. Bu saydığım bitkiler genellikle demirbaş ürünlerdir yani herhangi bir aktarda olmazsa olmaz ürünlerdir. Kış çayına ilave olarak genelde herhangi bir içeceğinize veya tükettiğiniz yiyeceğiniz içerisine sıvı propolis de takviye ederek bağışıklığımızı koruyabiliriz. Sıvı propolis bence Türkiye’de hak ettiği değeri görmüyor. Sıvı propolis vücudun bağışıklığı ve direnci için çok önemli. Özellikle küçük yaştaki çocukların bağışıklığını güçlendirmek için propolis öneriyoruz. İnsanların daha çok kimyasal ilaçlardansa yavaş yavaş aktar ürünlerine, yani alternatif tıpa yönelmesini destekliyoruz" diye konuştu.
Erzincan Havaların soğumasıyla hastalıklara deva sakatata ilgi artıyor Erzincan’da havaların soğumasıyla birlikte insan sağlığına faydası olan büyük ve küçükbaş hayvanların sakatatlarına ilgi artıyor. Erzincan’da özellikle kış aylarında vatandaşların tercih ettiği sakatat, zengin vitamin ve mineral içeriği dolayısıyla "doğal antibiyotik" olarak da tanımlanıyor. Erzincan’da kelle, paça, ciğer, yürek, böbrek ve işkembe gibi sakatatlar müşteriler için özenle hazırlanıyor. Sabahın erken saatlerinde başlayan sakatat hazırlama telaşı, akşama kadar devam ediyor. "Suyu ayrı faydası oluyor, etinin ayrı bir faydası oluyor" İçeriğindeki vitamin ve mineraller sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiren bir besin olarak bilindiğini aktaran sakatat satıcısı Selim Erdoğan, "Havaların soğumasıyla bizim işlerimizde de hareketlilik başlar. Kış aylarının gelmesiyle birlikte en çok tüketilen ürünlerimiz kelle paça ve pöç. Çünkü, bu ürünler düdüklüde pişirildiği zaman kemiğinden ayrılarak suyu ayrı faydası oluyor, etinin ayrı bir faydası oluyor. Bu pişirilen ürünün suyu daha çok vitaminli ve daha çok faydalı. Eti ise ayrı tüketiliyor. Pöç dediğimiz ürün dananın kuyruk kısmından çıkan bir bölümdür, daha çok lezzetli ve daha çok faydalıdır" dedi. Sakatatın birçok rahatsızlıklara faydalı olduğunu anlatan Selim Erdoğan, "Sakatat Türkiye’de en güzel tutulan ürünlerden birisidir. Ciğerimiz zaten her kesimde bilindiği üzere tutulan ve tüketilen bir üründür. Pişirildiğinde çok lezzetli ve faydalıdır. Paça ve kelleye baktığımızda kış aylarında en çok tüketilen ürünler arasında. Bu ürün ise hem eti, hem suyu protein olarak tüketiliyor. Tüm vücuda jel gibi yayılan bir besin kaynağı olduğu biliniyor. Sakatat deyince kış aylarında daha fazla tüketilen bu ürün, genel olarak da birçok üründen daha faydalı olarak görülür" şeklinde konuştu.