SAĞLIK
Kontrolsüz magnezyum kullanımı problemleri de beraberinde getiriyor 23 Aralık 2024 Pazartesi - 12:16:08 Magnezyumun vücuttaki önemlerinden ve rollerini bahseden Denizli Özel Cerrahi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Dündar Güngör, vücutta 300’den fazla reaksiyonda görevi olduğu ve yoğunluk açısında vücutta dördüncü sırada geldiğini belirtti. Ayrıca vatandaşların kendi tercihine göre magnezyum ilaçları almamasını belirten Uz. Dr. Güngör, “Magnezyumun aşırı tüketilmesi halinde de yine tersine uyku problemleri, zihinsel sorunlar yaşanabiliyor. Hekim kontrolü olmadan hastalarımız gidip kendi inisiyatifleriyle magnezyum almasınlar” dedi. Uzmanlar, magnezyumun vücutta 300’den fazla reaksiyonda görevi olduğu bir katyon olduğunu ve vücudun içinde yoğunluk açısından dördüncü sırada geldiğini belirtti. Denizli Özel Cerrahi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Dündar Güngör, magnezyumun vücuttaki önemi ve magnezyumun vücuttaki rollerini değindi. Uyku problemleri, zihinsel problemlere, kas güçsüzlüklerinden kemik erimesine ve kabızlıktan gastrointestinal sistem problemlerine kadar her şeyde magnezyumun rolü olduğunu belirtildi. Aynı zamanda magnezyumun eksikliğinde ne tür şikayetlerin olduğunu belirten Uz. Dr. Güngör, uyku ile ilgili sorunlar olabildiğini yani rahat uyuyamadığında veya uyumasına rağmen dinlenemediğini ve özellikle de gece kas krampları olabileceğini belirtti. Magnezyumu eksik olan hastalarda en sık görülen hasta belirtilerini de dile getiren Uz. Dr. Güngör, Tansiyon yüksekliği, diyabette kontrolsüzlük, zihinsel problemler yani hafıza problemleri ayrıca beslenmede sorun yaşayabilir yani beslenme bozukluklarından magnezyum eksikleri olabilir. Bunlarda ise yine en çok gördüğümüz hasta belirtileri ise kas krampı gözüküyor” diye konuştu. “Magnezyum takviye ilaçlarının vücutta rolleri ayrıdır” İç Hastalıkları Uz. Dr. Dündar Güngör, magnezyum eksikliğinin gidermek için yeşil bitkilere başvurulmasını gerektiğini belirtti. Ayrıca magnezyum eksikliğinde genellikle ilaç takviyesi verildiğini belirten Uz. Dr. Güngör, “Magnezyum eksikliğini gidermek için ıspanak gibi yeşil bitkilere başvurabilirler. Ayrıca ceviz, badem, kuru baklagiller ve yağlı somon balığı gibi genellikle günümüzde beslenme eksikliğine bağlı magnezyum eksikliği pek görmüyoruz. Çünkü herkes bu besin maddelerine ulaşabiliyor. Daha çok biz ilaçlara bağlı magnezyum eksikliği görüyoruz veya bağırsaktaki bir takım problemler yani kron hastalıkları gibi mide bağırsak hastalıkları sonucu magnezyum eksiklikleri görüyoruz. Biz magnezyumun doğal yoldan alınmasının tarafındayız ancak loval yolla vücut bunları karşılayamadığında dışarıdan bizim magnezyum desteği ilaçlar ile destek veriyoruz. Mesela Alzheimer da bile kullanılan magnezyum çeşitleri var. Magnezyumun birden çok çeşitleri bulunmaktadır. Hepsinin vücuttaki rolü ayrıdır. Mesela kabızlığa iyi gelen magnezyum Alzheimer için kullanılan magnezyum gibi çeşit çeşit magnezyum türleri var. Biz bunlar gelen hastaların şikayetlerine göre düzenliyoruz. Ardından hastalara takviye gıdalara verdiğimizde hastaların çok fayda gördüğünün geri dönüşlerini alıyoruz” dedi. “Hekim kontrolü olmadan hastalar kendi inisiyatifleriyle magnezyum ilaçları almasınlar” Herhangibi birisi eczaneye gidip magnezyum ilacını ücreti karşıladıktan sonra alabileceğini ancak magnezyum fazlalığında vücuda zararları olduğunu ancak hekimine başvurmadan alınan ilaçların vücuda zararları olabileceğini dile getiren Uz. Dr. Güngör, “Eczaneye gidip bir vatandaş magnezyum ilacını ücreti karşılığında alabilir ancak magnezyum fazlalığında vücuda zararları var. Bu nedenle mutlaka hekimine başvurup tetkiklerine başvurup ondan sonra kendisine uygun gelecek yani magnezyum çeşidine hekim belirlemesi gerekiyor. Bisglisinat hapı var bu uyku problemlerinde, kas kramplarında ve kronik yorgunluklarda verebiliyoruz. Aynı şekilde, magnezyum malat var o ise adet ağrılarında yine kas kramplarında verebiliyoruz. Yani bunların hepsinin tespiti yapılıp hekim tarafından önerildikten sonra alınmasında fayda var. Çünkü magnezyumun aşırı tüketilmesi halinde de yine tersine uyku problemleri, zihinsel sorunlar yaşanabiliyor. Hekim kontrolü olmadan hastalarımız gidip kendi inisiyatifleriyle magnezyum almasınlar” diye konuştu.
23 Aralık 2024 Pazartesi - 11:46 Elazığ’da normal doğum eylem planı toplantısı düzenlendi Elazığ İl Sağlık Müdürlüğü tarafından sezaryen oranlarının azaltılması ve normal doğumun teşviki konusunda bilinç ve farkındalık oluşturmak üzere doğal olan normal doğum eylem planı konulu toplantı düzenlendi. İl Sağlık Müdürü Dr. Emrah Gecekuşu’nun başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya hizmet başkanları, idareciler, birim sorumluları hekim ve çalışanlar katıldı. Konferans salonunda, Halk Sağlığı Başkanı Uzm. Dr. Ali Atar’ın slaytlar eşliğindeki sunumuyla yapılan toplantıda, anne ve bebek sağlığını korumanın Sağlık Bakanlığının öncelikli hedefleri arasında olduğu vurgusu yapıldı. Uzm. Dr. Atar sunumunda, ’’Tıbbi zorunluluk olmadıkça sezaryen oranlarının azaltılması ve nüfus artış hızını sürdürülebilir bir seviyede tutmak için normal doğumun özendirilmesi gerekmektedir. Bakanlığımız öncellikli olarak güvenli doğumu ön planda tutarken, diğer yandan da gebenin rahatını, huzurunu, konforunu ve mahremiyetini dikkate alan hastane ortamlarında doğumu teşvik etmektedir. Yine aynı şekilde doğum hizmetlerinin kalite ve standartlarını yükseltmek amacıyla Anne Dostu Hastane uygulamasını başlatan bakanlığımız, anne adayının mahremiyetine saygılı, süreç boyunca anne ve ailesini destekleyen, bebeğin dünyaya en iyi şekilde gelmesini amaçlayan anne dostu hastaneleri yaygınlaştırmaya devam etmektedir” dedi.
10 binde bir görülen omfalosel hastalığıyla dünyaya gelen bebek sağlığına kavuştu
20 Aralık 2024 Cuma - 15:51 10 binde bir görülen omfalosel hastalığıyla dünyaya gelen bebek sağlığına kavuştu Elazığ’da bağırsakları karın duvarı dışında doğan bebek, dünyaya gelişinin 12’nci saatinde ameliyata alınarak sağlığına kavuştu. Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi’nde anne karnından takipli bir bebek, 10 binde bir görülen omfalosel hastalığıyla dünyaya geldi. Bağırsaklarının bir kısmı karın dışında gelişen ve üzeri amniyon kesesiyle örtülü olarak doğan bebek, 12’inci saatinde ameliyata alındı. 2 saat süren başarılı ameliyatın ardından bebek, sağlığına kavuştu. Bebeğin zamanında doğduğunu belirten Çocuk Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fikret Ersöz, “2 kilo 600 gramdı. Bebeğimizin karın duvarının bir bölümü gelişmediği için bağırsaklarının bir kısmı karın dışında gelişmişti. Karın dışında gelişen bağırsakların üzerini de amniyon kesesi örtmüştü. Bu durum çok nadir görülür. En kısa zamanda ameliyat olması gerekiyor. Ameliyat edilmeden yaşaması mümkün olmayan bir hastalık. Biz buna omfalosel diyoruz. Omfaloselin daha komplike olan hallerini de ameliyat ettik. Bu bebeğimizde gerçekten doğduktan sonra 12 saatinde 2 saat süren bir cerrahi operasyon geçirdi. Şu anda bebeğimizin genel durumu iyi ve besleniyor. Bebeğimiz anne karnındayken hastanemizde takipliydi. Bu hastalıkların yüzde 90’nından fazlası anne karnında tanı konuyor. Anne karnında, bebeğin doğduktan sonra omfalosel olacağı bildirilmiş. Dolasıyla kadın doğum kliniğini de kutluyorum. Onlarla her zaman temas halindeydik” dedi. Neonatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Meral Alagöz, “Omfalosel yaklaşık 10 binde bir ve iki sıklığında görülen karın duvarı defektinden bağırsaklar, karaciğer ve mide gibi organların dışarı çıkıntı yaptığı cerrahi bir patolojidir. 38 hafta 2 bin 600 gram doğan bebeğin anne karnında omfalosel olduğu tespit edilmişti. Buna genetik bazı bulgular eşlik edebiliyor. Bizim bebeğimizin sendromik ve genetik altyapısının olmaması büyük bir şanstı. Güzel bir cerrahi sonrası bebeğimizi hayata bağlamış olduk” diye konuştu. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İlkay Evrim Özden ise “Bebeğimiz kadın doğum ekibi tarafından anne karnında tanısı konduğu için sezaryene gittik ve önlemleri aldık. Omfalosel olarak doğdu. Tetkiklerini tamamladıktan sonra çocuk cerrahımız Dr. Fikret Ersöz tarafından ameliyata alındı. Özel serumla beslenen bebeğimiz şu anda annesini emiyor. Herhangi bir komplikasyon gelişmedi. Yakın bir zamanda taburcu olacak” şeklinde konuştu.
Elazığ’da 10 binde bir görülen omfalosel hastalığıyla doğan bebek sağlığına kavuştu
20 Aralık 2024 Cuma - 15:45 Elazığ’da 10 binde bir görülen omfalosel hastalığıyla doğan bebek sağlığına kavuştu Elazığ’da, 10 binde bir görülen bağırsakları karın duvarı dışında doğan bebek, dünyaya gelişinin 12’nci saatinde ameliyata alınarak sağlığına kavuştu. Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi’nde anne karnından takipli bir bebek, 10 binde bir görülen omfalosel hastalığıyla dünyaya geldi. Bağırsaklarının bir kısmı karın dışında gelişen ve üzeri amniyon kesesiyle örtülü olarak doğan bebek, 12’nci saatinde ameliyata alındı. 2 saat süren başarılı ameliyatın ardından bebek, sağlığına kavuştu. Bebeğin zamanında doğduğunu belirten Çocuk Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fikret Ersöz, “2 kilo 600 gramdı. Bebeğimizin karın duvarının bir bölümü gelişmediği için bağırsaklarının bir kısmı karın dışında gelişmişti. Karın dışında gelişen bağırsakların üzerini de amniyon kesesi örtmüştü. Bu durum çok nadir görülür. En kısa zamanda ameliyat olması gerekiyor. Ameliyat edilmeden yaşaması mümkün olmayan bir hastalık. Biz buna omfalosel diyoruz. Omfaloselin daha komplike olan hallerini de ameliyat ettik. Bu bebeğimizde gerçekten doğduktan sonra 12 saatinde 2 saat süren bir cerrahi operasyon geçirdi. Şuanda bebeğimizin genel durumu iyi ve besleniyor. Bebeğimiz anne karnındayken hastanemizde takipliydi. Bu hastalıkların yüzde 90’nından fazlası anne karnında tanı konuyor. Anne karnında, bebeğin doğduktan sonra omfalosel olacağı bildirilmiş. Dolasıyla kadın doğum kliniğini de kutluyorum. Onlarla her zaman temas halindeydik” dedi. Neonatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Meral Alagöz, “Omfalosel yaklaşık 10 binde bir ve iki sıklığında görülen karın duvarı defektinden bağırsaklar, karaciğer ve mide gibi organların dışarı çıkıntı yaptığı cerrahi bir patolojidir. 38 hafta 2 bin 600 gram doğan bebeğin anne karnında omfalosel olduğu tespit edilmişti. Buna genetik bazı bulgular eşlik edebiliyor. Bizim bebeğimizin sendromik ve genetik altyapısının olmaması büyük bir şanstı. Güzel bir cerrahi sonrası bebeğimizi hayata bağlamış olduk” diye konuştu. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İlkay Evrim Özden ise, “Bebeğimiz kadın doğum ekibi tarafından anne karnında tanısı konduğu için sezaryene gittik ve önlemleri aldık. Omfalosel olarak doğdu. Tetkiklerini tamamladıktan sonra çocuk cerrahımız Dr. Fikret Ersöz tarafından ameliyata alındı. Özel serumla beslenen bebeğimiz şuanda annesini emiyor. Herhangi bir komplikasyon gelişmedi. Yakın bir zamanda taburculuğu planlanmaktadır” şeklinde konuştu.
Karasu’da sağlık hizmetlerinin çeşitliliği arttı
20 Aralık 2024 Cuma - 15:29 Karasu’da sağlık hizmetlerinin çeşitliliği arttı Karasu Devlet Hastanesi güçlenen yapısı ve genişleyen hizmet yelpazesiyle binlerce hastaya şifa imkanı sunmaya devam ederken, hastanede hasta memnuniyetiyle öne çıkan Palyatif Bakım Ünitesi personeline teşekkür belgesi verildi. Karasu Devlet Hastanesi, geniş sağlık hizmetleriyle hem ilçesi hem de bölge sakinlerine hizmet veriyor. Hastanede; Ağız ve Diş Sağlığı, Genel Cerrahi, İç Hastalıkları, Enfeksiyon Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Psikiyatri, Göz Hastalıkları, Kardiyoloji, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Ortopedi ve Travmatoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Nöroloji ve Radyoloji branşlarında poliklinik hizmetleri sunuluyor. Hastanede bu yılın ilk 11 ayında 5 bin 384 hastanın ameliyat ve küçük cerrahi operasyonlarının gerçekleştiğini belirten Başhekim Uzm. Dr. Anıl Erdik, 116 hastaya da endoskopi ve kolonoskopi hizmeti verildiğini kaydetti. Uzman hekim sayısının artmasıyla birlikte kadın doğum ve ortopedik cerrahinin yanında birçok ameliyat ve operasyon gerçekleştirdiklerini dile getiren Başhekim Erdik, “Diz ve kalça protezleri, kapalı fıtık, safra kesesi ve apandis ameliyatları yapabiliyoruz. Hastanemizde göz kapağı estetik işlemlerine kadar birçok cerrahi işlem başarıyla gerçekleştiriliyor. Ayrıca, sünnet, tümör tedavileri ve çeşitli lazerasyon müdahaleleri de yapılıyor. Sistoskopi ve tomografi çekimlerimizde hastanemizde gerçekleşiyor” dedi. Hastanede ayrıca GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) bölümüzde akut ve kronik ağrı tedavisi, boyun fıtığı, bel fıtığı, fibromiyalji, gonartroz, zona ve migren gibi rahatsızlıkların tedavisinde proloterapi ve mezoterapi yöntemleri uygulandığını dile getiren Erdik, hastaneye ikinci Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olarak Op. Dr. Umut Kazım Hayran’ın atamasının yapıldığını ve hasta kabulüne başladığını da kaydetti. Bu atamayla birlikte hastanedeki uzman hekim sayısının 26’ya yükseldiği belirtildi. Hastanede 2019 yılında açılan 8 yataklı Palyatif Bakım Ünitesinde yalnızca fiziksel semptomların hafifletilmesi değil, aynı zamanda hastaların duygusal, sosyal ve ruhsal ihtiyaçlarına da yanıt verilmesi amaçlanırken Başhekim Erdik, Palyatif Kliniği Sorumlu Hekimi Genel Cerrahi Uzmanı Uğur Can Dülger ve Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Müge Yıldız, üniteyi ziyaret ederek çalışanlara teşekkür etti. Ziyaret çerçevesinde ünitede hizmet veren personele teşekkür belgeleri takdim edildi. Başhekim Erdik, “Hastalarımıza daha kaliteli bir yaşam sunabilmek için büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Vatandaşlarımıza yönelik palyatif okulları gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, dilek ve öneri kutuları ile memnuniyet anketlerinden en fazla teşekkür alan servisimizin palyatif kliniği olması bizleri gururlandırıyor. Birimde görev alan sorumlu hemşiremiz Fatmanur Şirin ve hemşirelerimiz Yonca Koca, Yasin Terzioğlu, Merve Kısak ve Esra Ersoy’a özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ederiz” diye konuştu.
Güney Sudan ile Türkiye arasında sağlık turizminde güçlü işbirliği başladı
20 Aralık 2024 Cuma - 13:23 Güney Sudan ile Türkiye arasında sağlık turizminde güçlü işbirliği başladı Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Genel Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay, Güney Sudan Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçiliği’ni ziyaret ederek, iki ülke arasında sağlık turizmi alanında işbirliği yapılması gerektiğini vurguladı. Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Genel Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay, Güney Sudan’ın Ankara Büyükelçisi Amb. Majok Guandong’ı ziyaret etti. Kabulde Türkiye’nin güçlü sağlık altyapısının büyük bir potansiyel sunduğunu belirten Bay, Türkiye’nin alternatif tıp, termal kaplıcalar ve doğal güzellikler bakımından zengin olduğuna, ayrıca karaciğer nakli, kanser tedavisi, organ nakli ve cerrahi müdahaleler konusunda uzman kadroların bulunduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Aysun Bay, aynı zamanda tıbbi aromatik bitkiler alanında da çalışmalar yürüttüklerini, Güney Sudan Cumhuriyeti ile bu konuda işbirliği yapabileceklerini söyledi. Prof. Dr. Bay, Güney Sudan’da yetişen bitkisel ürünlerin ülkenin ekonomisine katkı sağlamak amacıyla değerlendirilmesi ve bu ürünlerin Türkiye’ye ve diğer ülkelere ihraç edilmesi konusunda Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu üye şirketlerinin girişimlerde bulunmaya hazır olduğunu belirtti. Güney Sudan Devleti’nden Türkiye’ye gelecek hastalara güvenli, sağlıklı ve kaliteli sağlık hizmeti sunmaya hazır olduklarını dile getiren Prof. Dr. Bay, sağlık yatırımları, hastaneler ve klinikler konusunda da işbirliği yapmak üzere sağlık şirketleri aracılığıyla girişimlerde bulunacaklarını ifade etti. Prof. Dr. Aysun Bay, Güney Sudan Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü ikili ilişkilerinin iki ülke arasındaki ilişkileri daha ileri seviyelere taşıdığını belirterek, “Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Yönetim Kurulu olarak iki ülke arasındaki ilişkilerimizin güçlenmesini büyük bir memnuniyetle karşılıyor ve en güçlü duygularımızla destekliyoruz” dedi. Prof. Dr. Aysun Bay, önümüzdeki günlerde Türkiye ile Güney Sudan arasında sağlık turizmi alanında işbirliği yapmak üzere Güney Sudan Cumhuriyeti’ne bir ziyaret gerçekleştirmeyi planladıklarını bildirdi. Güney Sudan Büyükelçisi Amb. Majok Guandong ise, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Prof. Dr. Aysun Bay ve heyetine teşekkür etti. Büyükelçi Guandong, Türkiye ile Güney Sudan arasında her alanda güçlü bir işbirliği olduğunu, iki millet arasında çok eski yıllara dayanan tarihi bağlar bulunduğunu belirterek, “Türkiye ile Güney Sudan arasında sağlık turizmi alanında ilişkilerimizi güçlendirmek amacıyla Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu ile işbirliği yapmaya hazırız” dedi. Büyükelçi Guandong, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Güney Sudan Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit’in girişimleri ve gayretleriyle iki ülke arasındaki ilişkilerin en üst seviyeye ulaştığını vurguladı. Büyükelçi Guandong, Güney Sudan’da yetişen tıbbi aromatik bitkiler hakkında da heyeti bilgilendirdi. Sağlık alanında yapılması planlanan yatırımlar konusunda fikir alışverişinde bulunululan görüşmede büyükelçilik diplomatları da hazır bulundu.
Geçirdiği felç sonrası düzenli sporla ayağa kalktı
20 Aralık 2024 Cuma - 13:03 Geçirdiği felç sonrası düzenli sporla ayağa kalktı Konyaaltı Sanat Eğitim Merkezi (KONSEM) kurslarından faydalanan Ahmet Tuğlu, felç sonrası KONSEM eğitimleriyle yeniden sağlığına kavuşarak hayata tutundu. Tuğlu, “Konyaaltı Belediyesi sayesinde hem hayatımı hem de aile huzurumu geri kazandım” dedi. Konyaaltı ilçesinde yaşayan Ahmet Tuğlu, felç geçirdikten sonra vücudunun sağ tarafını kullanamaz hale geldi. Umutsuz olduğu bir dönemde, Konyaaltı Belediyesi’nin sabah sporu etkinliklerini fark ederek iletişime geçti. KONSEM’de Pilates Eğitmeni Cemre İlk ile çalışmaya başlayan Tuğlu, azim ve sabırla yürüttüğü egzersizlerle önce koltuk değneklerini bıraktı, ardından ağrılarından kurtuldu. “Artık kimseye muhtaç değilim” Tuğlu, bu süreçte yaşadıklarını, “Başlarda ayakta duramıyordum, koltuk değnekleri olmadan hareket edemezdim. Ama burada Cemre hocamın desteğiyle adım adım kendimi toparladım. Artık kimseye muhtaç değilim. Daha önce çok karamsardım ama burası hayatımı değiştirdi. Belediyemiz sıcak bir çalışma ortamı ve güler yüzlü personeliyle bize büyük destek sağladı. Şimdi hem fiziksel hem de ruhsal olarak çok daha iyiyim” sözleriyle anlattı. “Her işini kendi yapabiliyor” Ahmet Tuğlu’nun eğitmeni Cemre İlk ise süreçle ilgili şunları söyledi: “Ahmet Bey’le geçen yaz tanıştık ve çok sıkı bir şekilde çalıştık. Şimdi her işini kendi yapabiliyor. Burada kursiyerlerimizin omurga sağlığını iyileştirmelerine ve hayatlarına dokunmalarına yardımcı oluyoruz. Ücretsiz olarak sunduğumuz bu hizmete ilgi çok büyük.”
’Kulak çınlaması ve baş dönmesi anemi habercisi olabilir’
20 Aralık 2024 Cuma - 12:56 ’Kulak çınlaması ve baş dönmesi anemi habercisi olabilir’ İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Özüm Polat, "Hemoglobin değerinin erişkin erkekte 14 gram, erişkin kadında 12 gramın altında olması anemi (kansızlık) olarak tanımlanır. Kulak çınlaması ve baş dönmesi anemi habercisi olabilir" dedi. Liv Hospital Samsun İç Hastalıkları (Dâhiliye) Uzmanı Dr. Önder Özüm Polat, eritrosit (RBC) yüksekliği ve düşüklüğü hakkında bilgilendirmede bulundu. ‘Kırmızı kan hücresi’ olarak bilinen eritrositin vücuttaki birinci fonksiyonunun gaz değişimi olduğunu belirten Uzm. Dr. Polat, "Eritrositler oksijeni akciğerden dokulara taşır ve dokudan da karbondioksit dışarı atılacağı akciğere getirirler. Eritrositler birkaç organel içeren çekirdeksiz hücrelerdir; sitoplazmalarının büyük bir kısmını oksijen taşınmasında rol oynayan demir içerikli hemoglobin adı verilen molekül oluşturur" diye konuştu. Kırmızı kan hücrelerindeki artış Hemoglobinin normal sınırının üzerinde bulunmasına "eritrositoz" veya "polistemi" adı verildiğini dile getiren Uzm. Dr. Polat, "Eritrositoz, hacim başına düşen eritrosit sayısında ve hemoglobinde artış olarak tanımlanır. Kırmızı küre kütlesinde görülen mutlak artış ise polisitemi veya diğer adıyla mutlak eritrositoz şeklinde adlandırılır. Polistemi aynı zamanda eritrosit üretiminde bir artma olduğunu işaret eder" şeklinde konuştu. "Polistemi nedenleri ve risk faktörleri" Polisteminin nedenleri ve risk faktörleri hakkında konuşan Uzm. Dr. Polat, "Polistemi, hipoksemi oluşturan başka hastalıklara bağlı ikincil (sekander) olarak gelişebileceği gibi (sekander polistemi) kanser veya renal hastalığa bağlı yüksek miktarlarda eritropoetin salgılanmasıyla veya tamamen otonom neoplastik bir hastalık (polistemi vera) olarak ortaya çıkabilir. Polistemi vera diğer adıyla polistemi, (rubra vera) krantik myeloproliferatif hastalıklar grubundan bir bozukluktur. Baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, görme bozuklukları, eklemlerde karıncalanma ve uyuşma olabilir. Gastroentestrol kanamalar, burun, diş eti kanaması, kardiovasküler semptomlar (angina pektoris, kalp yetersizliği) en sık görülen semptom kaşıntıdır. Hemoglobin değerinin erişkin erkekte 14 gram, erişkin kadında 12 gramın altında olması anemi olarak tanımlanır. Aneminin varlığının gösterilmesinin (teşhis edilmesinin) ardından mutlaka nedeninin aydınlatılması gereklidir" ifadelerini kullandı. 10 önemli hastalık "Eritrosit düşüklüğüne sebep olan 10 önemli hastalığı da belirten Uzm. Dr. Polat, şunları söyledi: "Demir eksikliği anemisi, talesemi, kronik hastalık anemisi, sideroblostik anemi, ranel hastalık anemisi, hipatiroidizm, B12 ve polik asit eksikliği (megalablastik anemi), karaciğer hastası bazı ilaçlar, kanser, HIV, kanama sebebiyle eritrosit düşer. Yangınlık, kalp atışında düzensizlik, çabuk yorulma, nefes almada güçlük, baş ağrısı, baş dönmesi, soluk cilt, bacaklarda kramp gibi belirtilerde eritrosit düşüklüğü tespit edilebilir."
Havalar soğudu, sakatata talep arttı
20 Aralık 2024 Cuma - 12:29 Havalar soğudu, sakatata talep arttı Kış hastalıklarından korunmak isteyen Sivaslılar, sakatat tüketerek bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Sivas’ta havaların soğumasıyla birlikte bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen sakatat tüketimine rağbet arttı. A vitamini, B grubu vitaminleri, demir, çinko, fosfor ve potasyum mineralleri yönünden oldukça zengin olan sakatat ürünleri kış aylarının adeta vazgeçilmez gıdası haline geldi. Bağışıklık sitemini güçlendirdiği bilinen sakatat, kuzu kelle, paça, işkembe, ciğer, böbrek, pöç gibi ürünlerle reyonlarda tüketiciyle buluşuyor. Sakatat tüketimi ile alakalı açıklamalarda bulunan Uzman Diyetisyen Gülsüm Hazman, sakatatın düzenli olarak tüketilmesini ifade ederek, gereğinden fazla tüketilirse obeziteye yol açabileceğini söyledi. “Sakatat tüketimini öneriyorum” Uzman Diyetisyen Gülsüm Hazman, soğuk ve kış aylarında düzenli tüketilen sakatatın bağışıklığı güçlendirdiğini belirterek,” Sakatatlar, yüksek ve zengin besin içeriği ile bilinen ve hayvanların iç organlarıyla elde edilen gıdalardır. Sakatatlar demir açısından zengin olup anemi ve demir eksikliği gibi hastalıklara çok iyi gelmektedir. Yüksek B vitamini içeriği ile özellikle unutkanlığa iyi gelmektedir. B12 takviyesi sağlayacağından unutkanlığı olan danışanlarıma düzenli olarak yemelerini tavsiye ediyorum. Sakatatı çocukların tüketmesini de tavsiye ediyorum. Konsantrasyon eksiliğine ve derslere karşı ilgisini artırmak için ayda 2 kez sakatat tüketimini öneriyorum. Özellikle soğuk ve kış aylarında düzenli tüketilen sakatat bağışıklığı güçlendirerek hastalığa yakalanma riskini azaltır. İçeriğinde yüksek A, B vitamini, demir ve B12 açısından zengin olduğu için düzenli tüketilmesini öneririm. Sakatat ile birlikte yüksek C vitamini içeren limonu da kullanırsanız biyoyararlanımı artırırsınız. Gut, tansiyon ve kolesterol gibi hastalıkları bulunan kişilerin sakatattan uzak durmasını tavsiye ediyorum. İçerisinde bulunan yüksek yağ miktarı ile bu hastalıkları bulunan kişilere zarar verir. Bunların dışında kalan kişiler ise ayda 2’den fazla tüketmemeli. Tüketilirken ölçüsü kaçırıldığında obeziteye yol açabilir” dedi. “Kışın talep artıyor” Kasaplık yapan Adem Yıldırım, kış aylarının gelmesiyle sakatata talebin fazla olduğunu ifade ederek, ”Sivas’ta havaların soğumasıyla kış şartları ağır geçiyor. Sakatat faydalı olduğu için de talep daha fazla artıyor. Talebin fazla olmasından kaynaklı yoğunluk oluyor ve yetiştiremiyoruz. Bu yüzden sakatat Sivas’ın önemli bir yiyeceğidir. Paşa, işkembe, böbrek, yürek, ciğer ve mumbar sakatat grubuna girer” diye konuştu.
Uzmanından ’estetik’ uyarısı: "Estetik de bir ameliyattır ve riskleri vardır"
20 Aralık 2024 Cuma - 12:23 Uzmanından ’estetik’ uyarısı: "Estetik de bir ameliyattır ve riskleri vardır" Ünlü estetikçi Prof. Dr. Hayati Akbaş, estetik operasyonları hakkında uyarıda bulunarak, "Her ameliyatta olduğu gibi estetik operasyonlarda da riskler söz konusu olabilir. Estetik operasyon düşünen bir insanın ameliyattan önce hekimiyle ne tür risklerle karşılaşabileceği konusunda bilgi alışverişinde bulunması şarttır" dedi. FBM Tıp Merkezi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hayati Akbaş, estetik ameliyatlarında bazı riskler oluşabileceğini, estetik operasyon düşünen kişinin ameliyattan önce mutlaka doktoruyla detaylı konuşması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Akbaş, "Estetik ameliyat olmak için bizlere gelen insanların özellikle sorduğu sorulardan bir tanesi şu: ‘Bu ameliyatların riskleri var mı?’ Her ameliyatta olduğu gibi belli ameliyatlarda da riskler söz konusu olabilir. Sonuçta bu da bir ameliyattır. Mutlaka lokal anestezi veya genel anestezi gibi uygulamaların yapılması gerekiyor. Gerek anestezilere bağlı gerek kullanılan ilaçlara bağlı gerekse de ameliyatlara bağlı bazı komplikasyonlar, riskler söz konusu olabilir. Bu yüzden estetik operasyon düşünen bir insanın mutlaka ameliyattan önce hekimiyle ne tür risklerle karşılaşabileceği konusunda bilgi alışverişinde bulunması şarttır” diye konuştu. Prof. Dr. Hayati Akbaş, açıklamasının devamında şunları söyledi: “Ameliyattan önce estetik cerrahlar hastalarına tasvip formlarını gösterirler ve orada hastalar ne ameliyatı oluyorsa o ameliyatla ilgili muhtemel riskler yazılıdır. Hayatta hiçbir eylemin risksiz olması söz konusu değildir. Ameliyat da sonuç olarak bir cerrahi eylemdir. Mutlaka cerrahi bilgi, ekipman, ortam gerektiren yerlerde yapılır. Uzman kişiler tarafından yapılır. Her türlü tedbire rağmen zaman zaman beklenmeyen durumlar olabilir. Bu bir burun estetiği, vücut şekillendirme estetiği olabilir. Bunlarla ilgili ne tür risklerin olacağı konusunda ameliyatı yaptıracak kişi ile ameliyatı yapan arasında mutlaka ameliyat öncesinde detaylı bir görüşme yapılması önemlidir."