SAĞLIK
22 Eylül 2024 Pazar - 13:17 Uzmanından ‘lenfödem’ uyarısı: “Lenf sistemindeki herhangi bir bozukluk lenfödem hastalığına yol açabilir” Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hülya Yüksel, lenfödem hastalığı konusunda uyarıda bulunarak “Kol ve bacaklarda oluşan şişlik, ısı artışı, ciltte kızarıklık veya değişiklik gibi belirtiler lenfödem hastalığına işaret ediyor” dedi. Lenf sisteminin insan vücudunda hem bağışıklık sistemi hem de sıvı dengesinde rol oynayan bir sistem olduğunun altını çizen Acıbadem Kayseri Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hülya Yüksel, lenf sisteminde meydana gelen herhangi bir bozukluğun lenfödem hastalığına yol açabileceğini söyledi. Bu sürece dair bilgi veren Dr. Yüksel, “Bu durum herhangi bir kanser sonrası lenf bezlerinin alınması ya da radyoterapi sonrası lenf bezlerinde hasarlanma sonucu oluşabileceği gibi doğuştan da lenf kanallarındaki bir bozukluk sonrası oluşabilir. Hastalar genellikle kollarda ve bacaklarda olan şişlik sonrası doktora başvururlar. Bacaklarında şişlik, kollarında şişlik, ağrı ve cilt enfeksiyonları belirtileriyle bizlere başvurabilirler. Biz bu hastalarda öncelikle tanı, sonrasında tedavi uygulamaktayız” diye konuştu. “Doğuştan da olabilir, sonradan travma yoluyla da oluşabilir” Lenfödem hastalığının primer (birincil) ve sekonder (ikincil) olarak ikiye ayrıldığını belirten Dr. Yüksel “Primer lenfödem lenf kanallarının doğuştan bozukluğu sonucu oluşan lenf akımının dolaşım sistemine dahil olmasıyla oluşan sorundan kaynaklanır. Genellikle doğumdan sonraki ilk bir yıldan başlayarak 30’lu yaşlara kadar da görülebilir. Primer lenfödem daha çok gençleri etkilemektedir” dedi. Sekonder lenfödemin ise herhangi bir travma, enfeksiyon, cerrahi bir müdahale, kanser öyküsü, kanser sonucunda oluşan lenf bezlerinin düğümlerinini cerrahi olarak çıkarılması ya da radyoterapiye bağlı lenf kanallarında büzüşmelerin olmasına nedeniyle lenf yollarındaki akımın kesintiye uğraması sonucu oluşabileceğini dile getirdi. Sekonder lenfödemin herhangi bir yaşta oluşabileceğini söyleyen Dr. Yüksel “Genellikle bir cerrahi, travma enfeksiyon gibi bir öykü altta yatar. Lenfödem öncelikle vücudumuzda oluşan büyük proteinli yapıları, yağ dokusunu vücudumuzdan temizlenerek, yukarı doğru çıkarılmasını sağlayan sistemdeki akışın bozulması lenfödemle sonuçlanır. Bu genellikle kollarda ve bacaklarda şişlik, boyunda, genital bölgelerde ve başta da olabilir” şeklinde konuştu. “Şişlik ve ağrı hastanın yaşam kalitesini bozuyor” Tanı koyma aşamasında hastanın tek ya da her iki kol veya bacağında oluşan şişlikle başvurduğunu aktaran Dr. Yüksel hastaların genellikle bir enfeksiyon geçirdiğini ve bu şişliğin nedenini anlayamadıklarını dile getirdi. Muayenede hastada görülen cilt değişiklikleri, ısı artışı ya da ciltte kızarıklık gibi belirtilerin lenfödem hastalığına işaret ettiğini belirten Dr. Yüksel, muayenenin ardından ihtiyaç halinde ultrason, lenfosintigrafi ve MR gibi tetkiklere de başvurarak kesin tanıyı koyup tedavi uyguladıklarını sözlerine ekledi. Hastalarımız genellikle kol ve bacaklarında şişlik ve ağrıyla geldikleri için yaşam kalitelerinin bozulmuş olduğuna dikkat çeken Dr. Yüksel “Hasta enfeksiyona daha açık bir hale geliyor. Enfeksiyonlar da şişlikleri daha da artırıyor. Bu anlamda biz hastalara kompleks boşaltıcı fizyoterapi uyguluyoruz” dedi. “Fizyoterapiye cilt bakımı ile başlanıyor” Fizyoterapiye ilk olarak cilt bakımıyla başlandığını kaydeden Dr. Yüksel “Cilt bakımı çok önemli çünkü enfeksiyon gelişimi açısından riskli. Geçirilen her enfeksiyon şişliği artırıyor. Cilt bakımı, egzersiz ve kompleks bandajlama dediğimiz tedavileri uyguluyoruz. Önce hastaların ölçümlerini yapıyoruz, hastanın çap farkı olan bölgeye cilt bakımı, manuel lenf drenajı ve kompleks boşaltıcı fizyoterapi dediğimiz kompleks bandajlamayı uyguladıktan sonra hastayı ev programlarıyla evine gönderiyoruz” diye konuştu. Dr. Yüksel hastaların egzersizlerini mutlaka planladıklarını, hastanın ölçümlerini yaptıktan sonra istenilen çap farkına ulaşınca evde giymesi için hastaya bası giysisi önerip bu şekilde takip ettiklerini anlattı.
Balıkesir Üniversite Hastanesine 5 yeni klinik
06 Eylül 2024 Cuma - 09:27 Balıkesir Üniversite Hastanesine 5 yeni klinik Balıkesir ve çevresine sunduğu nitelikli sağlık hizmetleri ile faaliyetlerini sürdüren ve imza attığı ilklerle dikkat çeken Balıkesir Üniversitesi Hastanesi, uzman hekim yetiştirilmesinde de önemli görev üstleniyor. Tıp Fakültesi ile birlikte Tıpta Uzmanlık eğitimi kapsamında da eğitim ve uygulama faaliyetlerinin sürdürüldüğü hastane bünyesinde 5 bölümde daha uzmanlık eğitimi verilmeye başlayacak. Tıpta uzmanlık eğitimi çerçevesinde açılan yeni bölümler arasında; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Cerrahisi, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Halk Sağlığı ve Tıbbi Farmakoloji yer alıyor. Yakın zamanda T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlıkta Kalite ve Akreditasyon Daire Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen, “Sağlıkta Kalite Standartları” değerlendirmesinde 100 üzerinden 92,4 puan alarak büyük bir başarıya imza atan BAÜN Hastanesi, aralarında bir kısmı daha önce kapanan eğitim programlarının yeniden açılmasıyla birlikte, toplamda 36 farklı klinikte uzmanlık eğitimi yürütülen bir merkez halini alacak. Son yıllarda hizmet verdiği hasta ve gerçekleştirilen ameliyat sayılarında gösterdiği yüksek performansla dikkat çeken ve “Uzaktan Sağlık Hizmetleri Sunumu Faaliyet İzin Belgesini” de tüm klinikler kapsamında almaya hak kazan Balıkesir Üniversitesi Hastanesi, uzmanlık eğitimi yelpazesine eklenen yeni bölümler ile birlikte Balıkesir ve bölgede önemli bir sağlık kuruluşu olarak hizmet vermeye devam edecek.
Okul fobisinin sebebi "Ayrılık Anksiyetesi" olabilir
06 Eylül 2024 Cuma - 09:15 Okul fobisinin sebebi "Ayrılık Anksiyetesi" olabilir Biruni Üniversitesi Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Aybige Üstüner, çocuklarda görülen okul fobisiyle ilgili, "Okul fobisinin ayrılık anksiyetesi, sosyal kaygılar, travmatik deneyimler ve aile içi dinamikler gibi pek çok farklı sebebi olabilir. Okul fobisi, uzun süre devam ederse çocuğun eğitim hayatını ve sosyal gelişimini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, erken teşhis ve müdahale önemlidir" değerlendirmesinde bulundu. Okulların açılmasına sayılı günler kala okula gideceği için stres yaşayan çocukların aileleri, bu durumu çözmek için çözüm yolları aramaya başladı. Biruni Üniversitesi Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Aybige Üstüner, okul fobisinin nedenlerini anlatarak, çözüm önerileri sundu. Üstüner, okul fobisinin, başka bir adıyla okul reddinin bir çocuğun okula gitme konusunda aşırı korku yaşaması durumu olduğunu ifade etti. Bu durumun genellikle okula karşı güçlü bir endişe ve kaçınma davranışıyla karşılarına çıktığını kaydeden Üstüner, "Okul fobisinin ortaya çıkmasında bazı örneklerde çocuğun okulda yaşadığı bir durum veya olay etkili olabiliyorken bazı örneklerinde ise okula yeni başlama durumunda sıklıkla karşılaşılmaktadır" açıklamasında bulundu. “Fiziksel belirtiler yaşanabilir” Üstüner, okul fobisinin birçok belirtisi olduğunu, bunların psikolojik, fiziksel, davranışsal ve duygusal olarak birkaç kategoriye ayrılabileceğini kaydederek, belirtileri şu şekilde sıraladı: "Psikolojik belirtiler kapsamında yoğun kaygı ve korku yaşayabilirler. Aynı zamanda kaçınma davranışı sergileyebilirler. Örneğin, okula gitmemek için çeşitli bahaneler üretebilirler. Fiziksel belirtilerde, mide bulantısı, baş ağrısı, karın ağrısı gibi stres ve kaygı kaynaklı psikosomatik belirtiler yaşanabilir. Davranışsal ve duygusal belirtilerde, uyku bozuklukları, iştah kaybı, öfke patlamaları, sosyal geri çekilme gibi değişiklikler gözlemlenebilir. Okula gitme konusundaki ısrarlar karşısında ağlama, öfke nöbetleri, hatta panik ataklar görülebilir." "İlkokula hazır olma durumu, bireysel olarak bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimlere bağlıdır" Çocukların eğitim hayatına başlangıç yaşının onların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimi açısından büyük önem taşıdığına işaret eden Üstüner, "Çocuklar genellikle 3-5 yaş aralığında okul öncesi eğitimine başlatılabilir. Bu yaş grubu, çocukların sosyalleşmesi, motor becerilerini geliştirmesi ve temel öğrenme becerilerini kazanması açısından kritik bir dönemdir. İlkokula başlamak için ise çocukların 69 ayı tamamlaması yeterliyken öğrenmede ve derslere odaklanmada güçlük yaşamaması için 72 ayı tamamlamayı önermekteyim. Çünkü ilkokula hazır olma durumu, bireysel olarak bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimlere bağlıdır. Özellikle dikkat süreleri, ince motor becerileri, duygusal olgunluk ve sosyal etkileşim becerileri gibi faktörler ilkokula başlama yaşının belirlenmesinde önemli rol oynar" ifadelerini kullandı. Uzman Klinik Psikolog Üstüner, erken yaşta okula başlamanın çeşitli sakıncaları olabileceğini vurgulayarak, çocukların akademik ve duygusal zorluklar, dikkat ve konsantrasyon eksikliği, sosyal becerilerde zorlanma, kaygı ve stres artışı ile fiziksel yetersizlikler yaşayabileceğini belirtti. “Okula gitmeyi küçük adımlarla teşvik edin” Ebeveynlerine okul fobisi yaşayan çocuklara yardımcı olmaları noktasında tavsiyelerde bulunan Üstüner, şunları kaydetti: "Çocuğunuzun korkularını ve kaygılarını anlamak için onu dinleyin. Onun duygularını küçümsemeyin veya yok saymayın. Çocuğunuza bu duyguların normal olduğunu ve onun yanında olduğunuzu hissettirin. Korkularını hafife almadan ona cesaret verin. Okula gitmeyi küçük adımlarla teşvik edin. İlk etapta sadece okulu ziyaret etmek, öğretmeniyle tanışmak gibi küçük hedefler koyabilirsiniz. Okula gitme sürelerini yavaş yavaş artırarak çocuğun alışmasına yardımcı olun." “Öğretmenin de destekleyici ve anlayışlı olması önemlidir” Üstüner, çocuğun günlük rutininin düzenlenmesi gerektiğini belirterek, "Sabah kalkma, kahvaltı, hazırlık ve okula gitme gibi adımları net ve tutarlı bir şekilde uygulayın. Rutinler, çocuğun güvende hissetmesine ve kontrol duygusu kazanmasına yardımcı olabilir. Çocuğun sevdiği aktiviteleri ve arkadaşlarını hatırlatın. Okuldaki hoşuna gidebilecek etkinlikler hakkında konuşarak, olumlu yönlere odaklanmasını sağlayın. Öğretmen ve okul yönetimi ile işbirliği içinde olun. Çocuğunuzun durumu hakkında bilgi verin ve çözüm yolları konusunda birlikte çalışın. Öğretmenin de destekleyici ve anlayışlı olması önemlidir. Böylece çocuk kendini daha rahat hissedebilir" ifadelerini kullandı. Okul fobisini önlemek için okula hazırlık yapmanın önemine dikkati çeken Üstüner, bu hazırlıkların çocuğun okula kolay bir şekilde uyum sağlamasına ve akademik hayatına mutlu bir başlangıç yapmasına olanak sağlayacağını anlattı. “Okulu mutlaka önceden görmesi çok önemlidir” Üstüner, okula hazırlık sürecinde yapılabileceklere dair şu maddeleri paylaştı: "Çocuğun daha önce okul deneyimi yoksa, okul onun için belirsizliklerle dolu bir yerse veya aileden ayrılma konusunda kaygılıysa korkabilir. Bu nedenle aileler, okulda onu nelerin beklediği ve neler olacağıyla ilgili bilgi paylaşımında bulunabilir. Neler olacağını bilmesi kaygısını azaltacaktır. Gideceği okulu mutlaka önceden görmesi çok önemlidir. Okul için gerekli malzemelerin alışverişini çocukla birlikte yapmaya özen gösterilmelidir ve onun seçimlerine saygı duyulmalıdır. Ebeveynler kendi ilkokula başlama gününü anlatarak paylaşımda bulunabilir. O gün hissettiği duygulardan bahsedebilir ve varsa fotoğraflar gösterilebilir. Çocuğunuzun okula dair korkuları varsa okul teması oyunlara dahil edilebilir ve kitaplar okuyarak normalleştirmesi sağlanabilir. Mümkünse okul başlamadan önce öğretmeni ile tanışması ve adapte olması çok önemlidir. Okul açılmadan en az bir hafta önce çocuğun beslenme, uyku, teknoloji kullanımı gibi alışkanlıklarının düzenlenmesi sağlanabilir." Uzun süreli okul fobisi yaşayan çocukların mutlaka uzman desteği alması gerektiğini belirten Üstüner, "Okul fobisinin ayrılık anksiyetesi, sosyal kaygılar, travmatik deneyimler ve aile içi dinamikler gibi pek çok farklı sebebi olabilir. Okul fobisi, uzun süre devam ederse çocuğun eğitim hayatını ve sosyal gelişimini olumsuz etkileyebilir" açıklamasını yaptı.
Kasık fıtıklarında laparoskopik cerrahi ile hızlı iyileşme
06 Eylül 2024 Cuma - 09:10 Kasık fıtıklarında laparoskopik cerrahi ile hızlı iyileşme Yaşam kalitesini etkileyen yaygın bir sağlık sorunu olan kasık fıtıklarında laparoskopik cerrahi tedavisi hızlı bir iyileşme süreci sunuyor. Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ali Gök, kasık fıtıklarının tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler verdi. Kasık fıtıkları, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen yaygın bir rahatsızlıktır. Bu durum, karın duvarındaki zayıf bir noktadan organların dışarı çıkması sonucu oluşur. Medipol Sağlık Grubu’da görev yapan Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ali Gök, kasık fıtıklarının nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri üzerine bilgiler verdi. Doç. Dr. Gök, özellikle laparoskopik cerrahinin sunduğu avantajların altını çizerek, bu modern yöntemin hastalara hızlı bir iyileşme süreci sağladığını belirtti. Kasık fıtıklarının nedenleri ve belirtileri Doç. Dr. Mehmet Ali Gök, kasık fıtıklarının genellikle doğuştan gelen zayıf karın duvarı dokusundan, ağır kaldırma gibi fiziksel aktivitelerden veya yaşlanma gibi etkenlerden kaynaklandığını belirtti. Fıtıkların özellikle kasık bölgesinde belirgin bir şişlik, ağrı ve rahatsızlık hissi ile ortaya çıktığını ifade eden Gök, “Bu belirtiler hareketle artarken, istirahatle azalabilir. Fıtık bölgesinde küçük bir yumru bile hissedilebilir” diye konuştu. Laparoskopik cerrahi: modern ve konforlu bir tedavi yöntemi Kasık fıtıklarının tedavisinde laparoskopik cerrahinin sunduğu avantajlara değinen Doç. Dr. Gök, bu yöntemin minimal invaziv olması sebebiyle daha az ağrı, küçük ameliyat izleri ve hızlı iyileşme süreci gibi faydalar sağladığını belirtti. “Laparoskopik cerrahi, karın boşluğuna açılan birkaç küçük kesiyle gerçekleştirilir. İnce bir kamera yardımıyla fıtık alanı görüntülenir ve özel cerrahi aletlerle onarılır. Bu sayede hastalar, geleneksel açık cerrahiye göre çok daha konforlu bir iyileşme süreci yaşar” dedi. Hızlı iyileşme ve düşük komplikasyon riski Laparoskopik cerrahinin ameliyat sonrası dönemi hakkında bilgi veren Gök, hastaların genellikle hastanede kısa bir süre kaldıklarını ve çoğunlukla ertesi gün taburcu edilebildiklerini söyledi. “Ameliyat sonrası hafif ağrılar, şişlik ve geçici rahatsızlıklar yaşanabilir. Ancak iyileşme süreci genellikle hızlıdır ve hastalar birkaç gün içinde normal aktivitelerine dönebilirler. Komplikasyon riskini en aza indirmek için doktorun tavsiyelerine uymak oldukça önemlidir” diye ekledi. Güvenilir ve etkili tedavi Kasık fıtıklarıyla ilgili herhangi bir belirti yaşayan kişilerin vakit kaybetmeden bir sağlık profesyoneline başvurmalarının önemini vurgulayan Gök, “Laparoskopik cerrahi, tecrübeli ellerde çok başarılı sonuçlar vermektedir. Medipol Sağlık Grubu olarak bizler ileri teknik altyapımızla bu hizmeti en iyi şekilde sunuyoruz” dedi.
Van’da sağlıklı yaşam için pedal çevirdiler
05 Eylül 2024 Perşembe - 20:13 Van’da sağlıklı yaşam için pedal çevirdiler Van İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ’Halk Sağlığı Haftası’ etkinlikleri kapsamında bisiklet turu düzenlendi. İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığınca “Halk Sağlığı Haftası” çerçevesinde Van Pedalşör Bisiklet Kulübü ile Öğretmenler Bisiklet Topluluğu üyelerinin desteğiyle bir etkinlik düzenledi. “Sağlığını Erteleme Harekete Geç” sloganıyla düzenlenen bisiklet turu etkinliği için çok sayıda bisikletli bir araya geldi. İpek Yolu Caddesi’nde başlayan bisiklet turu, tarihi Van Kalesi’nde sona erdi. Düzenlenen etkinliğe ilişkin gazetecilere bilgi veren İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Halk Sağlığı Haftası dolayısıyla yapılan etkinliklerin tüm ülkeye tanıtıldığını belirtti. Haftayı etkinliklerle dolu dolu geçirdiklerini ifade eden İl Müdürü Tosun, “Bugün burada ‘Sağlığını Erteleme Harekete Geç’ sloganıyla Van’daki çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla beraber bisiklet turu düzenledik. Van’ın önemli tarihi merkezlerinden biri olan Van Kalesi’ne kadar hep beraber bisikletlerimizin pedallarına basıp harekete geçeceğiz. Van halkını da harekete geçmeye davet ediyoruz. Çünkü ne kadar hareket, o kadar az obezite, o kadar az kronik hastalıklar demektir. Bu nedenle Van halkını durmadan hareket etmeye davet ediyoruz” dedi. Sağlıklı yaşamı önemsediklerini dile getiren Van Öğretmenler Bisiklet Topluluğu Başkanı Hakan Durğun ise, “Sağlıklı yaşama özendirmek adına bir bisiklet turu planladık. Herkese bisikletin bir ulaşım aracı olduğunu, bizleri de trafikte yok saymamalarını ve sağlıklı yaşam içinde pedal çevirmeyi hatırlatmak istiyorum” diye konuştu. Van Pedalşör Bisiklet Grubu Başkanı Yalçın Şahin de 45 yaşında olduğunu ve bu dinçliğini bisiklet kullanmaya başladığını belirtti. Genç ve zinde görünmek için bisiklet kullanımını öneren Şahin, etkinlikte emeği geçenlere teşekkür etti.
Van’da sağlıklı yaşam için pedal çevirdiler
05 Eylül 2024 Perşembe - 20:06 Van’da sağlıklı yaşam için pedal çevirdiler Van İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ’Halk Sağlığı Haftası’ etkinlikleri kapsamında bisiklet turu düzenlendi. İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığınca “Halk Sağlığı Haftası” çerçevesinde Van Pedalşör Bisiklet Kulübü ile Öğretmenler Bisiklet Topluluğu üyelerinin desteğiyle bir etkinlik düzenledi. “Sağlığını Erteleme Harekete Geç” sloganıyla düzenlenen bisiklet turu etkinliği için çok sayıda bisikletli bir araya geldi. İpek Yolu Caddesi’nde başlayan bisiklet turu, tarihi Van Kalesi’nde sona erdi. Düzenlenen etkinliğe ilişkin gazetecilere bilgi veren İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Halk Sağlığı Haftası dolayısıyla yapılan etkinliklerin tüm ülkeye tanıtıldığını belirtti. Haftayı etkinliklerle dolu dolu geçirdiklerini ifade eden İl Müdürü Tosun, “Bugün burada ‘Sağlığını Erteleme Harekete Geç’ sloganıyla Van’daki çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla beraber bisiklet turu düzenledik. Van’ın önemli tarihi merkezlerinden biri olan Van Kalesi’ne kadar hep beraber bisikletlerimizin pedallarına basıp harekete geçeceğiz. Van halkını da harekete geçmeye davet ediyoruz. Çünkü ne kadar hareket, o kadar az obezite, o kadar az kronik hastalıklar demektir. Bu nedenle Van halkını durmadan hareket etmeye davet ediyoruz” dedi. Sağlıklı yaşamı önemsediklerini dile getiren Van Öğretmenler Bisiklet Topluluğu Başkanı Hakan Durğun ise “Sağlıklı yaşama özendirmek adına bir bisiklet turu planladık. Herkese bisikletin bir ulaşım aracı olduğunu, bizleri de trafikte yok saymamalarını ve sağlıklı yaşam içinde pedal çevirmeyi hatırlatmak istiyorum” diye konuştu. Van Pedalşör Bisiklet Grubu Başkanı Yalçın Şahin de 45 yaşında olduğunu ve bu dinçliğini bisiklet kullanmaya başladığını belirtti. Genç ve zinde görünmek için bisiklet kullanımını öneren Şahin, etkinlikte emeği geçenlere teşekkür etti.
Çorum’da yataklı radyonüklid tedavi ünitesi hizmete girdi
05 Eylül 2024 Perşembe - 17:14 Çorum’da yataklı radyonüklid tedavi ünitesi hizmete girdi Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Tanı ve Tedavi Merkezinde bulunan Nükleer Tıp Kliniğinde PET-BT, sintigrafik görüntüleme hizmetlerine ek olarak ayakta ve yatarak radyonüklid tedavi hizmeti hayata geçirildi. İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamada, "Atom tedavisi olarak da bilinen radyoaktif iyot tedavisi tiroid kanseri olan hastalarda ameliyat sonrası kalan tiroid dokusunun yok edilmesi ve bölgesel yayılmaların tedavisinde kullanılan başarılı bir yöntem olarak bilinmektedir. Bu tedavi yöntemi tiroit bezinin çok hızlı çalıştığı hipertiroidi (zehirli guatr) durumunda da etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Yapılan bu tedavilerle hastaların yaşam kalitesi artırılırken kanser tedavileri yapılmakta ve tedavi sonrası takip kolaylaşmaktadır. Bölgede ilk defa Nükleer Tıp Kliniğinde uygulamaya başlanan bu tedavi yöntemi ile tiroid kanseri olan hastaların sadece ameliyatları değil ameliyat sonrası tedavileri de başarılı olarak yapılmaya başlandı. Bu tedavinin yapılabilmesi için hastanın, nükleer tıp uzman hekimleri tarafından değerlendirilmesi ve yapılan değerlendirmeler sonucunda hastalara özel bir plan çerçevesinde yatırılarak tedavi uygulanması gerekmektedir. Hastanemizde bu tedavinin yapılması için tüm altyapı çalışmaları tamamlanarak hastalarımızın büyük şehirlere sevk edilmesinin de önüne geçilmiştir" ifadeleri kullandı.
Marmaris’in turistik Mahallesi Bayır suya kavuştu
05 Eylül 2024 Perşembe - 16:34 Marmaris’in turistik Mahallesi Bayır suya kavuştu Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Marmaris’te hayata geçirilen ‘Bozburun Yarımadası içme suyu projesi’ kapsamında Bayır Mahallesine su verildi. Bayır Mahalle Muhtarı Halil İbrahim Şengül, “Eskinden eşeklerle, tankerlerle su taşıyorduk. Artık çeşmemizden kesintisiz su akıyor. Vatandaşımız çok memnun. Artık rahatça uyuyabiliyorum” dedi. Özellikle yaz aylarında suyun yetersiz kalması nedeniyle büyük sorun yaşayan Bozburun Yarımadası’nda bulunan mahallelerin problemi Muğla Büyükşehir Belediyesinin başlattığı proje ile çözülüyor. 8 Mahalleye ilave su sağlayacak olan projede Turunç Mahallesinin ardından Bayır’a da su verildi. Geri kalan Mahallelere de kısa sürede Atatürk Barajından gelen suyun aktarılarak problemin tamamen ortadan kaldırılması planlanıyor. Muhtar Halil İbrahim Şengül, “Artık rahat uyuyabiliyorum” Mahallelerine su gelmesinden dolayı çok mutlu olduklarını belirten Bayır Mahalle Muhtarı Halil İbrahim Şengül, “Su konusunda günde 150 telefon alıyordum, artık sorunumuz tamamen ortadan kalktı rahat uyuyabiliyorum” dedi. Şengül, eskiden taşıma su ile ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirterek, “Mahallemizde çok önceye dayanan bir su sorunumuz var. Eskiden biz burada eşeklerle taşıyarak suyumuzu temin ediyorduk. 20 yıl önce bir şebeke yapıldı. Bununla yarım yamalak idare ederek yetmedi. Tankerler ile taşıyarak Turgut Mahallesinden Bayır’a. Ama bir haftadır baraj suyumuz aktığı için bir haftadır rahatımız iyi. Günde 150 telefon gelirken şu anda rahatça uyumaya başladık. Bunun için Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras ve MUSKİ Genel Müdürümüz Yılmaz Şengül’e ve çalışan ekiplere teşekkür ederim” dedi. Bayır Mahalle sakini Mustafa Kalaycı ise, “Suyumuz geldi herkes sevinçli. Allah razı olsun bu işe yapanlardan. Bu yarımada bütünüyle susuzdu. Bozburun, Söğüt, Taşlıca. Suyu bol olan Turgut ve Orhaniye idi” Yıllardan bu yana su sorunu yaşadıklarını ve sadece kendilerinin değil hayvanlarında mağdur olduğunu vurgulayan Mahalle sakini Alaattin Demirtaş, “Yıllardan beri biz bu su sıkıntısı çekiyoruz. Malımız meşakkatimiz susuz geçiyor. Biz sevinçliyiz yani. Allah razı olsun hepsinden” dedi.
Samsun’da ’Sağlıklı Hayat Şenliği’
05 Eylül 2024 Perşembe - 16:15 Samsun’da ’Sağlıklı Hayat Şenliği’ Samsun’da düzenlenen ‘Sağlıklı Hayat Şenliği’nde vatandaşların sağlıklarını koruması için yol haritası belirlenirken, çocuklar da çeşitli aktiviteler ile spora yönlendirildi. 3-9 Eylül Halk Sağlığı Haftası kapsamında Samsun İl Sağlık Müdürlüğü, Canik Belediyesi, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü iş birliğiyle düzenlenen ‘Sağlıklı Hayat Şenliği’, Canik Belediyesi önünde gerçekleştirildi. Vatandaşların sağlıklarını korumak ve yol haritası oluşturmalarına yardımcı olmak için düzenlenen etkinlikte sağlık ekipleri tarafından ücretsiz olarak; tansiyon, kan şekeri, boy-kilo ölçümleri gerçekleştirildi. Stantlarda da meme muayenesi-eğitimi, gebe bilgilendirmesi, akılcı ilaç kullanımı, kronik hastalıklar, tüberküloz, fiziksel aktivite uygulamaları, SMA hastalığı, bulaşıcı hastalıklar, ilkyardım, bağımlılıkla mücadele ve çevre sağlığı gibi pek çok konuda vatandaşların sorularına cevap verildi. Uras: "Önceliğimiz insanların sağlığının korunması" Erken tanı ve teşhisin hayati öneme sahip olduğunu belirten Samsun İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Uras, “3-9 Eylül Halk Sağlık Haftası etkinliklerimiz tüm hızıyla devam ediyor. Sağlık anlamında sadece temel görevimiz tedavi etmek değil. Bizim önceliğimiz insanların sağlığının korunması. Yani hastalanmaması veya bir hastalık durumunda teşhisin erken yapılması. Burada birinci basamak sağlık hizmetleri kapsamında farklı etkinliklerimiz var. Stantlarda anne sütünün önemi, bebeklerde, beslenmede nelere dikkat edilmesi gerektiği anlatılıyor. Aynı zamanda kanser, erken teşhis merkezlerimiz hakkında bilgi veriliyor. Belirli yaş üzerindeki bayanlara meme muayenesinin nasıl yapılacağını veya ne gibi bulgularda hastaneye veya KETEM merkezlerine başvurması gerektiği anlatılıyor. Birçok halk sağlığı hakkında burada bilgilendirme veriliyor. Uyuz hakkında bilgi veren bir standımız var. Kaşıntı durumunda ne yapılması gerekiyor veyahut da korunma yolları ve tedavi sürecinde yapılması gerekenler burada çok daha ayrıntılı ve detaylı bir şekilde anlatılıyor. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından çocukların ve yetişkinlerin hareket etmesi, spora yönlendirilmesiyle alakalı farklı etkinliklerimiz var. Bizim temel hedefimiz insanların hastalanmadan sağlığını korumak ve eğer bir hastalık durumu varsa da bunun en kısa zamanda teşhisini koyup tedavisine başlamak” dedi. Başkan Sandıkçı: "Her alanda toplumu bilinçlendirmek zorundayız" Vatandaşları bilinçlendirme faaliyetlerine önem verdiklerine belirten Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı ise “Çok önemli bir faaliyete ev sahipliği yapıyoruz. Stantları gezerken de gördük. Aslında birçok hastalığın tedavisi ve teşhisi çok kolay. Sağlık Bakanlığımızı bu anlamda ciddi pratik yollar geliştirmiş. Saha araştırmalarımız, vatandaşlarımızın bunlarla çok ilgilenmediğini gösteriyor. Aslında birçok hastalığı çok basit tahlillerle, kendisinin bile yapabileceği kontroller ile tespit edebileceğini gördük. Açılan stantlarla vatandaşlarımızın erken tanı ve teşhis konusunda bilinçlendirilmesi herkes için önemli. Her alanda toplumu bilinçlendirmek zorundayız. Biz de tansiyonumuzu ölçtürdük. Tansiyonumuz biraz yüksek çıktı. Tedbirini almak gerekir. Önemli olan teşhisi erken evrede yapabilmek. Onun için de İl Sağlık Müdürlüğümüz gerekli özveride çalışıyor. Bu farkındalığın oluşmasında emeği geçen tüm kurumlara şükranlarımızı sunuyoruz” diye konuştu. Şenlik kapsamında ayrıca çeşitli spor aktivitelerinin yer aldığı programda çocuklar da keyifli vakit geçirdi. 2023 istatistikleri Öte yandan İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan bilgilendirmede 2023 yılında Samsun’da 56 bin 500 kişiye mamografi çekildiği, bunlardan 650 kişide pozitif bulgu bulunarak bir üst merkeze gönderildiği, ayrıca rahim ağzı kanseri açısından Samsun’da yaklaşık 32 bin kişiye kanser taraması yapıldığı, bu kişilerden de 1. basamak olarak yapılan taramalarda 620 kişide bulgu rastlanarak üst merkeze yönlendirilerek tedavilerinin yapılmasının sağlandığı belirtildi.
Nilüfer Halk Sağlığı Günleri başladı
05 Eylül 2024 Perşembe - 16:10 Nilüfer Halk Sağlığı Günleri başladı Nilüfer Belediyesi Halk Sağlığı Haftası’nda 3 gün sürecek Nilüfer Halk Sağlığı Günleri düzenliyor. Vatandaşlara ücretsiz olarak sağlık taramasının yapıldığı etkinlikte sağlıklı yaşam konusunda bilgi verilerek çeşitli aktiviteler yapılıyor. Nilüfer Belediyesi’nin halk sağlığı ve koruyucu sağlık hizmetleri konusundaki farkındalığı artırmak amacıyla gerçekleştirdiği Nilüfer Halk Sağlığı Günleri, düzenlenen törenle başladı. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü Hizmet Binası’nda düzenlenen açılış törenine Nilüfer Belediyesi Başkanvekili Salih Güleç; Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcıları Okan Şahin, Zerrin Güleş, Serpil Altun, Tezcan Öztürk; Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri Furkan Yavuz, İrfan Özer, Demirhan Aslan, Resul Tarman; Nilbel A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mart, Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Dr. Yunuz Arslan, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Türkan ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programın açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin, halk sağlığı ve koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini vurgulamak ve yürütülen çalışmaları daha görünür kılmak amacıyla 3-9 Eylül tarihlerinin ‘Halk Sağlığı Haftası’ olarak kutlandığını hatırlattı. Yerel yönetimlerin halk sağlığı konusunda önemli sorumluluklarının bulunduğunu söyleyen Şahin, bunları koruyucu sağlık hizmetleri konusunda vatandaşları bilinçlendirmek, önemli günler ve haftalarda farkındalık çalışmaları yürütmek, sağlık okur-yazarlığını geliştirmek, devletin sunduğu sağlık hizmetlerine vatandaşların erişimini sağlamak ve kolaylaştırmak, sağlık kurumlarına gidebilecek durumda olmayan vatandaşlara temel sağlık hizmetleri sunmak olarak sıraladı. Nilüfer Halk Sağlığı Günleri’nin 5-6-7 Eylül tarihlerinde gerçekleşeceğini belirten Şahin, “Nilüfer’de yaşayan vatandaşlarımıza göz taraması, işitme testi, karbon monoksit ölçümü, vücut kitle endeksi ölçümü, kan şekeri ve tansiyon ölçümü gibi birçok tarama yapmayı, kurduğumuz stantlarda da farklı branşlarda bilgilendirme yapmayı, atölyelerimizde çeşitli deneyim paylaşımlarının yapılmasını, alanında uzman kişiler tarafından verilecek eğitim ve seminerlerle sağlıkta farkındalığı arttırmayı hedefliyoruz. Vatandaşlarımızın sağlık okur-yazarlığı bizler için çok kıymetli. Türkiye’deki sağlık okur-yazarlığının maalesef ilkokul 2 seviyesinde olduğunu görmek bizler için üzücü bir konu. Bizler de Nilüfer Belediyesi olarak bunu geliştirmek, arttırmak için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Destek veren kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyoruz” dedi. Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Dr. Yunuz Arslan ise bireyin ve toplumun sağlığını olumsuz yönde etkileyen her türlü çevresel ve bünyesel risk faktörleriyle mücadele eden sağlık hizmetlerinin halk sağlığı hizmetleri olduğunu hatırlattı. Belediyelerin bu anlamda önemli hizmetler yaptığının altını çizen Arslan, gerçekleştirilen programın önemini vurguladı. Konuşmaların ardından Nilüfer Halk Sağlığı Günleri, başladı. Üç gün sürecek programa katılanlar, sağlık taraması yaptırabilecek, farklı konulardaki stantları gezerek bilgi alabilecek, atölye çalışmaları ile eğitim ve seminerlerden faydalanabilecek.