ASAYİŞ - 21 Eylül 2024 Cumartesi 14:39

37 yıldır dinmeyen acı

A
A
A

Şırnak merkeze bağlı Güneyce köyü Berman mezrasında 37 yıl önce PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit edilen 12 kişinin acısı unutulmadı.

Gabar Dağı eteğinde bulunan Güneyce köyünde 37 yıl önce PKK’lı teröristler tarafından düzenlenen köy baskınında şehit edilen 6’sı çocuk, 2’si hamile 12 kişinin acısı ilk günkü tazeliğini koruyor. PKK’lı teröristler Güneyce köy sakinlerini 1987 yılında önce katletti, sonra yaktı. Olayın üzerinden 37 yıl geçmesine rağmen PKK’lı teröristlerin katlettiği 12 kişinin acısı ilk günkü tazeliğini koruyor. 37 yıl önce terör örgütü PKK’nın evlerine düzenlediği saldırıda, annesi, babası ve eşinin de aralarında bulunduğu 6’sı çocuk, 2’si hamile kadın, 12 akrabası şehit edilen Şehmuz Güngör, her yıl dönümünde köye gelip, evden geriye kalan enkaza Türk bayrağı asıyor.

Güneyce köyünde 21 Eylül 1987 tarihinde, terör örgütü PKK’lıların saldırısında Güngör ailesinin yaşadığı evde Rıfat Güngör (80), Emine Güngör (70), Sait Güngör (35), Behiye Güngör (32), Huhe Güngör (35), Hizne Güngör (34), Azime Güngör (15), Hülya Güngör (4), Abdulcebar Güngör (2), Sacide Güngör (2) ile hamile olan Narinç Güngör (33) ve Emine Güngör (19) karnında bebekleri ile şehit edildi. Saldırıdan tek kurtulan ise 6 yaşındaki Fettah Güngör oldu.

Saldırıda annesi, babası ve eşi Huhe Güngör’ü kaybeden Şehmuz Güngör, olayın her yıl dönümünde yaşadığı Aslanbaşar köyünden Güneyce köyüne gelerek, evden geriye kalan yıkık enkaza Türk bayrağı asıyor. Saldırının yaşandığı gün köyde olmadığını belirten Şehmuz Güngör, "1987 tarihinde terör örgütü tarafından köyümüz basıldı. Bu hain saldırı sonucu şehit olanları biz her yıl buraya gelip anıyoruz. Terör örgütü insanları öldürüp, buralardan vazgeçeceğini sanmasınlar. Terör örgütü buraya baskın düzenlediğinde 6’sı çocuk, 2’si hamile 12 kişiyi katlettiler. Biz bu katliamı unutmadık, unutturmayacağız" dedi.

Gece vakti teröristlerin baskın yaptığını söyleyen Beşire Güngör ise, "12 kişiyi şehit ettiler, çocuklar sahipsiz kaldı. Biz çok zorluk çektik. Biz devletimizin yanındayız. Başımıza bunu getirenleri lanetliyoruz" diye konuştu.

Hanım Güngör de, annesini, babasını ve 5 kardeşini kaybettiğini söyledi. Hanım Güngör, "Amcamın evinde büyüdüm. Ama yoklukla büyüdüm. Annemi babamı hiç görmedim, o zaman çok küçüktüm. Bize şehitlik hakkı verilmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.

Behiye Güngör ise o geceyi hiç unutamadığını belirterek, "Gece uyandığımda ateş, dumanlar var. Ben şahsen asla unutamıyorum. Bunu başımıza getirenlere insan demiyorum. Bizi bu hale getiren bu hayvanları lanetliyorum" dedi.

Katılımcılar adına açıklama yapan Fatma Güngör, 1984 yılında ilk katliamlarını gerçekleştiren kalleş, hain, bölücü terör örgütü PKK’nın 21 Eylül 1987 tarihinde Şırnak’ın Güneyce köyü yakınındaki Berma mezrasında Güngör ailesine yaptığı menfur saldırının 37’nci senesi sebebiyle toplandıklarını söyledi. Fatma Güngör, "Burada toplanma amacımız başta aziz şehitlerimizi anmak, bizleri buralardan yok etmeye çalışan hainlere karşı bayrağımızı dalgalandırdığımızı ve gölgesinde vatan nöbeti beklediğimizi göstermektir. Olayın üzerinden 37 sene geçti ama acısını dün gibi hissediyor ve yaşıyoruz. 40 yılı aşkındır bebek-çocuk, kadın-erkek, genç-yaşlı ayrımı yapmaksızın binlerce vatandaşımızı, korucumuzu, askerimizi şehit eden bu kalleşleri kınıyor ve lanetliyoruz. Allah’ın da laneti bu hainlerin ve destekçilerinin üzerine olsun. 21 Eylül gecesi Güngör soyadını taşıyan, ailemizden, yaşları 2 ile 12 arasında değişen çocuk, hamile, yetişkin erkek olmak üzere toplam 12 kişi şehit edildi. Tam tamına 12 insan, 12 can, 12 masum beden kalleşçe aynı gece içinde katledildi. Bu kadar insanımızın şehit edilme sebebi ailemizden koruculuk yapmaya başlayanların olmasıdır. 12 insanımıza ’sivil terör mağduru’ sıfatından ziyade ’şehitlik’ vasfının verilmesini ve şehit statüsüne alınmalarını talep ediyoruz. Şehitlerimizi andığımız, aziz hatıralarını yad ettiğimiz bugün de memleketin her neresinde olursa olsun dini, bayrağı ve vatanı uğruna kanı dökülen her bir vatandaşımıza, korucumuza, askerimize, polisimize Yüce Allah’tan rahmet ve kederli ailelerine de tekrar başsağlığı ve sabırlar dileriz" ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından program mevlid-i şerif okunması ve duaların edilmesiyle son buldu.

Melih Yiğit - Mikail Şan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya’da Mevlid-i Nebi Haftası etkinliği düzenlendi Malatya’da Mevlid-i Nebi Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen konferansta Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi “Peygamberimiz ve şahsiyet inşaatı’ konulu konferans verdi. Malatya Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konferansa Malatya Valisi Seddar Yavuz, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Emniyet Müdürü Arif Çankal, İl Müftüsü Ramazan Dolu ile din görevlileri ve davetliler katıldı. İstiklal Marşı’nın okunması ve sonrasında Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda açılış konuşmasını İl Müftüsü Ramazan Dolu yaptı. Hafta boyunca yapılacak etkinliklerden bahseden Dolu’nun konuşmasının ardından söz alan Malatya Valisi Seddar Yavuz ise İslam coğrafyasında yaşanan zulme değindi. İnsanlığın hiçbir çağda görmediği acı ve zulmün yaşandığı kötü günlerden geçildiğini belirten Yavuz, “İslam dünyası her gün tarumar ediliyor. Biz ise halen kendimize gelmekte sorunlar yaşıyoruz. Bir araya gelemiyor, zulme karşı dur diyemiyoruz” dedi. Malatya İl Müftülüğü ilahi grubu tarafından verilen kısa konserin ardından söz alan Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi, “Peygamberimiz ve şahsiyet inşaatı’ konulu konferans verdi. Hz. Muhammed’in hayatından kesitler sunan Kondi, “Peygamberimizin hayatı bizzat vahi ile inşa edilmiş, Allah’ü Teâlâ onu Kur’an-ı Kerim ile beslemiş, davranışlarına Kur’an-ı yansıtmış, O Kur’an’ın ete kemiğe bürünmüş şekli olarak tanıtılmıştır” dedi.
Van Van’da asırlık sobacılar çarşısında hareketlilik başladı Van’da asırlık sobacılar çarşısında imalat yapan esnaf, kırsal mahallelerde soğuk ayların vazgeçilmezi olan ’sac soba’ üretimine başladı. Van’ın en eski çarşısı olarak bilinen sobacılar çarşısı esnafı, önceki yıllara göre bu yıl sezonu daha erken açtı. Kent merkezinde son yıllarda doğal gazın yaygınlaşması soba imalatı ve tamiratı yapan esnafın işlerini geçmiş yıllara oranla yarı yarıya düşürdü. Ancak doğal gazın ulaşmadığı kırsal mahallelerde yoğun bir taleple karşılaşan esnaf, hareketli bir sezon yaşıyor. Kırsal mahallede yaşayan vatandaşların çetin kış aylarında vazgeçilmezi olan ve yörede ’tezek sobası’ ya da ’kara soba’ denilen sacdan sobalara rağbeti arttı. Kömür fiyatlarındaki artıştan dolayı vatandaşın turbo sobadan, sac sobalara ilgi gösterdiği belirtiliyor. İHA muhabirine konuşan soba imalatçısı Metin Akcan, hava sıcaklıklarının bu yıl birden düştüğünü ve bu yüzden yoğunluğun da erken başladığını belirtti. Havaların bu şekilde birden düşeceğini tahmin edemediklerini ifade eden Akcan, “İmalat için hazırlıklarımıza devam ediyoruz. Genellikle tezek sobalarını kırsal bölgelere gönderiyoruz. Doğal gazın gitmediği, kömür ve kat kaloriferin olmadığı her yere gönderiyoruz. Eleman yetişmediği için bu işi belirli kişiler yapıyor. Bu yüzden bunu yapanların sayısı az. Dışarıdan hazır gelen sobalarımız var ancak burada üretilen sobalara talep daha fazladır. Vatandaşın daha iyi hizmet alabilmesi için talepleri daha erken yapmaları gerekiyor. Bu hem bizim hem de vatandaş için daha iyi olur” dedi.
Kayseri Başkan Büyükkılıç’ın duygusal anları: Ağabeyinin yaptıracağı merkezin temel atma töreninde gözyaşlarını tutamadı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç; ağabeyi tarafından yaptırılacak olan Alzheimer merkezinin temel atma töreninde duygusal anlar yaşayarak gözyaşı döktü. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç’ın ağabeyi Ramazan Büyükkılıç tarafından yaptırılacak olan Ramazan Büyükkılıç ve Kızları Alzheimer Gündüz Bakım Evi’nin temeli atıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından bir konuşma yapan emekli öğretmen Ramazan Büyükkılıç, eşinin de 12 yıldır Alzheimer tedavisi gördüğünü söyleyerek; "Bugün hayırlı bir iş toplanmış bulunuyoruz. Bu hayırlı işin bir serüveni var. Benim eşim 12 yıldır Alzheimer hastası. Başkana “Kayseri’mizde hastane var, okul var, üniversite var, engelsiz yaşam merkezi var ama neden bir Alzheimer merkezi yok” dedim. Buna hemhal olmak istedim. Başkanda arsayı buldu ve projeyi hazırladı. Gereği olan bağışı da ben yaptım. Bu tesis için gerekli bağış bedelini ben yalnız kazanmadım. Sevgili eşim ve kızlarım en büyük desteğim oldu" dedi. Başkan Büyükkılıç gözyaşlarını tutamadı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç da, belediyenin sağlık alanında yaptığı çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Büyükkılıç; "Bir hayra vesile olmak, samimi olmak, dava adamı olmak, gerçek manada “insanı yaşat ki devlet yaşasın” felsefesi ile yol almak önemlidir. Bizim siyasi kaygımız ve belediyecilik anlayışımız bu. O açıdan biz diyoruz ki belediyecilik bizim işimiz. Belediyecilik felsefe olarak bizim kaygımız. Bizim olmazsa olmazımız. Her alanda olduğu gibi bu alanda da MEvlam mahcup etmesin diyorum. Proje boyutundan bu aşamaya kadar emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Değerli büyüğüm ağabeyimi bir kez daha ellerinden öpüyorum" diyerek konuşmasını tamamlarken duygulanarak gözyaşı döktü. Konuşmasının tamamlayan Büyükkılıç, açılışta bulunan ağabeyinin yanına giderek elini öptü. "Hayat her zaman planladığımız gibi de gitmiyor" TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar da; "Hayatın doğal akışı her zaman devam etmiyor. Hayat her zaman planladığımız gibi de gitmiyor. Bir taraftan depremler, bir taraftan sel, bir taraftan yangınlar, bir taraftan da hastalık. Bir taraftan da Netenyahu çetesi gibi insanların başına musibet olan alçaklarla toplum karşılaşıyor. Bu durumlara karşı tedbirli olabilmek bakımından biz bir taraftan eğitim ve öğretim ile insanları yetiştirirken diğer taraftan da burada devlet olarak millet olarak mutlaka bunlara karşı tedbir almamız lazım. Bunlardan bir tanesi hastalı konusunda sağlık hizmetleri. Bazı problemlerimiz var. Bu nedenle devlet her tarafa yetişemiyor. Dün de böyleydi, bugün de böyle. Zaten bizim vakıflar medeniyeti olmamızın da temelinde yatan şey hayırseverlik duygusu. Geçmiş tarihimizde de her şey devlet tarafından yapılmadı. Milletimizin içinde hali vakti yerinde olanlar bunları gerçekleştirdi. Kayseri’de de bunun çok örneğini görüyoruz" diye konuştu. Alzheimer merkezinin temeli edilen duanın ardından atıldı. (AG-
Burdur Dünya çevre gününde kuraklıkla boğuşan Burdur Gölü etrafında çöp topladılar Dünya Temizlik Günü’nde hem çevre temizliğine hem de kuraklıkla boğuşan Burdur Gölü’ne dikkat çekmek isteyen gönüllüler göl kenarında çöp topladı. Yaşanan iklim değişikliği ve doğaya atılan çöpler nedeniyle hem kuraklık hem de kirlilikle boğuşan Burdur Gölü kenarında Let’s Do It Türkiye öncülüğünde Dünya Temizlik Günü çerçevesinde Yeşilay ve TEMA Vakfı üyeleri, Burdur Belediyesi ile Burdur Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri, gönüllüler ve çocuklar, tarafından çöp toplama etkinliği düzenlendi. Burdur Gölü Halk Plajında toplanan gönüllüler kuraklık nedeniyle gölün çekilen alanlarında cam şişe, izmarit ve plastik atıklarından oluşan toplam 40 torba çöp topladılar. Tema Vakfı gönüllülerinden olan Sebahat Gümüş; “Göle daha önce küçüklüğümüzde gelirdik. Çadırlar kurulurdu. Tuzlu, güzel bir göldü. Yavaş yavaş kurumaya başladı. Barajların göle akmaması, yağmurların az yağması nedeniyle göl kurudu ve bu da bizi çok üzdü. Burdur’da irili ufaklı 14 tane göl vardı. Bunların hepsi yavaş yavaş kurudu. Şimdi sadece Salda gölü gözüküyor bir de Burdur Gölümüz var o da gitmek üzere. Çok üzülüyoruz. Temizlik için geldik. Daha çok cam şişe sigara izmaritleri var. Vatandaşlar izmaritlerini atmasınlar. Vatandaşlar bilinçli olmalı. En güzel yerlerimize kirletiyorlar. Gölü kurtarmak bizim elimizde ama ne yazık ki olmuyor.” dedi. Burdur Gölünü Kirletmeyin Çöp toplama etkinliğine katılan ve göl kenarına çöp atanlara Burdur Gölünü kirletmeyin mesajını gönderen 10 yaşındaki Eymen Zeybek ise bu etkinlikte çöpleri, tütün maddelerini ve doğaya atılan diğer başka maddelerini topladığını belirtirken; “Bence çöpler doğaya atmak yerine çöp veya geri dönüşüm konteynerlerine atılmalı. Burdur Gölünü Kirletmeyin!” sözlerini sarf etti. Let’s Do It Türkiye Burdur İl Temsilcisi Mustafa Beydilli ise etkinlik hakkında yaptığı açıklamada; “Bugün burada gönüllülerimizle birlikte Dünya Temizlik Günü kapsamında etkinliğimizi gerçekleştirdik. Bu etkinlik sadece Burdur’da değil hem ulusal da hem de uluslararası çapta 91 ülkede, ülkemizde de 81 ilimizde yapılan bir etkinlik. Bugün Burdur Gölü çevresini, plajını gönüllülerimizle birlikte çeşitli sivil toplum kuruluşları paydaşlığında temizledik. Yaklaşık 40 çöp poşeti dolusu topladık sanırım. Özellikle insanların ziyaret ettiği kültürel ve doğal mirasları koruma konusunda bilinç kazanması yönünde eğitilmesi gerekiyor. Bunlar bizim ortak değerlerimiz ve ortak mirasımız olduğu için de hep birlikte korumamız gerektiğini düşünüyoruz. Bazı kaynaklar geri yerine getirilemeyecek kadar değerli olduğu için bunları korumaya özen göstermemiz lazım.’’ şeklinde konuştu. Etkinlik sonunda toplanan çöpler geri dönüşüm kamyonuna yüklenirken bir yamaç paraşütü sporcusu etkinliğe dikkat çekmek için Burdur Gölü kenarına paraşütle iniş yaptı. (SK-SM-