SAĞLIK
22 Eylül 2024 Pazar - 13:17 Uzmanından ‘lenfödem’ uyarısı: “Lenf sistemindeki herhangi bir bozukluk lenfödem hastalığına yol açabilir” Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hülya Yüksel, lenfödem hastalığı konusunda uyarıda bulunarak “Kol ve bacaklarda oluşan şişlik, ısı artışı, ciltte kızarıklık veya değişiklik gibi belirtiler lenfödem hastalığına işaret ediyor” dedi. Lenf sisteminin insan vücudunda hem bağışıklık sistemi hem de sıvı dengesinde rol oynayan bir sistem olduğunun altını çizen Acıbadem Kayseri Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hülya Yüksel, lenf sisteminde meydana gelen herhangi bir bozukluğun lenfödem hastalığına yol açabileceğini söyledi. Bu sürece dair bilgi veren Dr. Yüksel, “Bu durum herhangi bir kanser sonrası lenf bezlerinin alınması ya da radyoterapi sonrası lenf bezlerinde hasarlanma sonucu oluşabileceği gibi doğuştan da lenf kanallarındaki bir bozukluk sonrası oluşabilir. Hastalar genellikle kollarda ve bacaklarda olan şişlik sonrası doktora başvururlar. Bacaklarında şişlik, kollarında şişlik, ağrı ve cilt enfeksiyonları belirtileriyle bizlere başvurabilirler. Biz bu hastalarda öncelikle tanı, sonrasında tedavi uygulamaktayız” diye konuştu. “Doğuştan da olabilir, sonradan travma yoluyla da oluşabilir” Lenfödem hastalığının primer (birincil) ve sekonder (ikincil) olarak ikiye ayrıldığını belirten Dr. Yüksel “Primer lenfödem lenf kanallarının doğuştan bozukluğu sonucu oluşan lenf akımının dolaşım sistemine dahil olmasıyla oluşan sorundan kaynaklanır. Genellikle doğumdan sonraki ilk bir yıldan başlayarak 30’lu yaşlara kadar da görülebilir. Primer lenfödem daha çok gençleri etkilemektedir” dedi. Sekonder lenfödemin ise herhangi bir travma, enfeksiyon, cerrahi bir müdahale, kanser öyküsü, kanser sonucunda oluşan lenf bezlerinin düğümlerinini cerrahi olarak çıkarılması ya da radyoterapiye bağlı lenf kanallarında büzüşmelerin olmasına nedeniyle lenf yollarındaki akımın kesintiye uğraması sonucu oluşabileceğini dile getirdi. Sekonder lenfödemin herhangi bir yaşta oluşabileceğini söyleyen Dr. Yüksel “Genellikle bir cerrahi, travma enfeksiyon gibi bir öykü altta yatar. Lenfödem öncelikle vücudumuzda oluşan büyük proteinli yapıları, yağ dokusunu vücudumuzdan temizlenerek, yukarı doğru çıkarılmasını sağlayan sistemdeki akışın bozulması lenfödemle sonuçlanır. Bu genellikle kollarda ve bacaklarda şişlik, boyunda, genital bölgelerde ve başta da olabilir” şeklinde konuştu. “Şişlik ve ağrı hastanın yaşam kalitesini bozuyor” Tanı koyma aşamasında hastanın tek ya da her iki kol veya bacağında oluşan şişlikle başvurduğunu aktaran Dr. Yüksel hastaların genellikle bir enfeksiyon geçirdiğini ve bu şişliğin nedenini anlayamadıklarını dile getirdi. Muayenede hastada görülen cilt değişiklikleri, ısı artışı ya da ciltte kızarıklık gibi belirtilerin lenfödem hastalığına işaret ettiğini belirten Dr. Yüksel, muayenenin ardından ihtiyaç halinde ultrason, lenfosintigrafi ve MR gibi tetkiklere de başvurarak kesin tanıyı koyup tedavi uyguladıklarını sözlerine ekledi. Hastalarımız genellikle kol ve bacaklarında şişlik ve ağrıyla geldikleri için yaşam kalitelerinin bozulmuş olduğuna dikkat çeken Dr. Yüksel “Hasta enfeksiyona daha açık bir hale geliyor. Enfeksiyonlar da şişlikleri daha da artırıyor. Bu anlamda biz hastalara kompleks boşaltıcı fizyoterapi uyguluyoruz” dedi. “Fizyoterapiye cilt bakımı ile başlanıyor” Fizyoterapiye ilk olarak cilt bakımıyla başlandığını kaydeden Dr. Yüksel “Cilt bakımı çok önemli çünkü enfeksiyon gelişimi açısından riskli. Geçirilen her enfeksiyon şişliği artırıyor. Cilt bakımı, egzersiz ve kompleks bandajlama dediğimiz tedavileri uyguluyoruz. Önce hastaların ölçümlerini yapıyoruz, hastanın çap farkı olan bölgeye cilt bakımı, manuel lenf drenajı ve kompleks boşaltıcı fizyoterapi dediğimiz kompleks bandajlamayı uyguladıktan sonra hastayı ev programlarıyla evine gönderiyoruz” diye konuştu. Dr. Yüksel hastaların egzersizlerini mutlaka planladıklarını, hastanın ölçümlerini yaptıktan sonra istenilen çap farkına ulaşınca evde giymesi için hastaya bası giysisi önerip bu şekilde takip ettiklerini anlattı.
22 Eylül 2024 Pazar - 12:57 Kepez’de Hasta Yakınları Konukevi’nin kapasite ve konforu arttı Kepez Belediyesi’nin Hasta Yakınları Konukevi misafirlerine konforlu ve kaliteli bir hizmet sunuyor. Kapasitesini yüzde 115 arttırılan ve 2024 yılında konaklayan misafir sayısı geçen yıla göre iki katına çıkan Hasta Yakınları Konukevi’ni Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz ziyaret etti. Kepez Belediyesi bölge halkına daha modern, erişilebilir ve ihtiyaçlara cevap veren çözümler sunarken, ilçeye gelen vatandaşların konforuna yönelik hizmetleri de ayrıca önemsiyor. Heasta Yakınları Konukevi, misafirlerine her açıdan rahat ve konforlu bir konaklama imkânı sunarken, bölgedeki sağlık hizmetlerine erişen hasta ve yakınlarına büyük bir destek sağlıyor. Hasta Yakınları Konukevi’nde yapılan iyileştirmelerle, konukevi kapasitesini yüzde 115 artırarak, 2024 yılında konaklayan misafir sayısını geçen yıla göre iki katına çıktı. Mayıs ayından bu yana 731 misafir konukevinden faydalandı. 7 gün 24 saat hizmet veriyor Daha önce 17.30’dan sonra yeni misafir kabul edilmeyen Hasta Yakınları Konukevi’nde bu uygulama kaldırılarak, 7 gün 24 saat kabul hizmetine başlandı. Gecenin herhangi bir saatinde gelen misafirlerin, hemen konaklama işlemleri yapılarak ertesi gün eksik belgelerini getirme imkânı sunuluyor. Bu sayede, acil durumlarda hastane çevresinde kalmak zorunda olan hasta yakınları, büyük bir rahatlıkla konukevi hizmetlerinden yararlanabiliyor. Konukevi ayrıca engelli misafirler için de özel olarak tasarlanmış 4 adet odaya sahip. Bu odalar sadece engelli bireylere tahsis edilirken, sabah kahvaltısı ve akşam yemeği odalara servis ediliyor. Konukevinde sunulan ücretsiz çay ve kahve servisi ise 24 saat kesintisiz devam ediyor. Yenilenen bahçe ve lobi alanı Hasta Konukevi’nin kullanıma kapalı olan bahçesi 11 günlük yoğun bir peyzaj çalışması sonrası yeniden hizmete açıldı. Bahçeye banklar ve kamelyalar eklenerek, hasta yakınları için hastane stresinden uzak, yeşillikler içinde ferah bir alan oluşturuldu. Aynı şekilde, misafirlerin zaman geçirebileceği lobi alanında da yenilikler yapıldı. Artık misafirler, lobide çay ve kahvelerini yudumlayarak televizyon izleyebiliyor, masa tenisi oynayabiliyor. Ayrıca, lobi kütüphanesindeki 247 olan kitap sayısı 1863’e çıkarıldı. Hasta Yakınları Konukevi’nde kapalı olan çocuk oyun parkı yenilenerek, yeniden hizmete açıldı. Hasta Konukevi’ne gelen çocuklara, balon, oyuncak ve boyama kitapları hediye ediliyor Şehit ve gazi ailelerine ücretsiz Kepez Belediyesi meclisinden alınan karar doğrultusunda, şehit ve gazi ailelerine ücretsiz konaklama imkanı da sunuluyor. Ayrıca güvenlik tedbirleri de artırıldığı konuk evinde, vatandaşlara daha kaliteli ve konforlu bir hizmet sunabilmek amacıyla dilek, şikayet ve öneri ofisini hayata geçirildi. Antalya’ya tedavi amacıyla gelen hasta ve yakınlarına, sabah kahvaltısı ve akşam yemeği imkanı da sunuluyor. Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, Antalya’ya tedavi için gelen hasta ve yakınlarının konakladığı Hasta Konuk Evini ziyaret etti. Konukevi’nin yenilenen alanlarını gezdi, hasta yakınları ile sohbet ederek, istek ve taleplerini dinleyen Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, "Antalya’ya tedavi için gelen hastalar ve yakınları için bu konukevimiz büyük bir anlam taşıyor. Misafirlerimize burada kaliteli ve en güzel hizmeti sunmak, bizim için bir önceliktir" dedi.
Isparta Şehir Hastanesi, 8 yılda 13 milyon hastaya hizmet verdi
07 Eylül 2024 Cumartesi - 10:03 Isparta Şehir Hastanesi, 8 yılda 13 milyon hastaya hizmet verdi Isparta’da 2017 yılından beri hizmet veren Isparta Şehir Hastanesi, 8 yıllık sürede yaklaşık 13 milyon hastaya hizmet verdi. Çevre illerden de birçok hastaya hizmet veren Isparta Şehir Hastanesi bölgenin önemli bir sağlık kompleksi haline geldi. 24 Mart 2017 tarihinde hizmete açılan Isparta Şehir Hastanesi, bölgenin önemli bir sağlık kompleksi haline geldi. En ileri teknolojiye sahip hastane, 222 bin 571 metrekare alan üzerine 755 yatak kapasiteli olarak inşa edildi. 8 yıldır vatandaşların hizmetinde olan hastanede, hizmet kalitesinin daha da artırılması amacıyla Isparta Şehir Hastanesi’nin yatak kapasitesi bugün itibariyle 845’e ulaştı. 188 yoğun bakım, 22 ameliyathane, 3 doğum ameliyathanesi, 3 lokal ameliyathane, 2 MR, 2 tomografi, 13 ultrason ve 224 poliklinikte hizmet veren hastane bugüne kadar 13 milyon hastaya hizmet verdi. Yaklaşık bir hafta önce genel cerrahi bölümüne gelerek cerrahi operasyon geçiren 64 yaşındaki İlyas Eliaçık hastaneden aldığı memnuniyeti dile getirerek “Safra kesemdeki taşı aldırdım. En zor ameliyatlardan biri oldu. Doktorum Ekrem bey sağ olsun gerekeni yaptı. Hemşirelerimizden, doktorumuzdan çok memnunum. Allah razı olsun” dedi. “Yürüyemiyordum, hastane doktorlarımızın desteği sayesinde artık yürüyorum” Beyin Cerrahi bölümünde önemli bir operasyon geçiren 54 yaşındaki Özlem Özer 45 gündür hastanede hizmet aldığını söyledi. Doktorlar ve hastane personelinin ilgisi sayesinde tekrardan yürümeye başladığını söyleyen Özer “Benim vücudumun bir kısmı tutmuyordu acil ambulansla geldim. Tansiyon problemim vardı biraz dikkat etmediğim için sıkıntı yaşadım ama şu anda çok iyiyim. Buradaki arkadaşlardan. fizik tedavi doktorumuzdan, fizyoterapistlerimizden çok memnunum çok ilgililer. İlk günler çok kötüydüm hareketli iken bir anda yatağa bağımlı kalmak beni çok üzmüştü ama buradaki personellerin yardımları, beyin cerrahı doktorumuzun desteği fizyoterapi ve psikiyatri doktorumuzun desteğiyle çok iyiyim, çok rahatım ve de yürüyorum. Yürüyemiyordum öyle bir durumdaydım. Ben hizmet ve ilgiyi bu kadar beklemiyordum. Herkese çok teşekkür ederim. Sağ olsunlar” açıklamalarında bulundu. "Isparta Şehir Hastanesi 8 yılda 13 milyon vatandaşa hizmet verdi" Isparta Şehir Hastanesi hakkında İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Isparta İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Serhat Küçükcoşkun Isparta Şehir Hastanesinin 2017 yılından bugüne kadar yaklaşık 13 milyon vatandaşa hizmet verdiğini belirterek “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “sevdam” olarak nitelendirdiği şehir hastanelerinden bir tanesi de Mart 2017 tarihinden itibaren Isparta’da hizmet vermeye başlamıştır. Vatandaşlarımıza güvenilir ve kolay ulaşılabilir sağlık hizmeti vermenin gururunu yaşıyoruz. Isparta Şehir Hastanesi Mart 2017 tarihinden itibaren yaklaşık 3 milyonu acil muayene, 10 milyonu poliklinik muayene olmak üzere toplam 13 milyon vatandaşımıza muayene hizmeti verdi. Yaklaşık 360 bin hastamızda çeşitli branşlarda operasyon geçirerek sağlığına kavuşmuştur” dedi. Isparta Şehir Hastanesinin çevre illerden de yoğun ilgi görerek sağlık kompleksi haline geldiğini vurgulayan Dr. Küçükcoşkun “Ayaktan başvuran hastalarımızın yüzde 19.86’sı, yatan hastalarımızın yüzde 21’i Isparta dışından Şehir Hastanemize başvuru yapmaktadır. Vatandaşlarımıza durmadan, yorulmadan hizmet etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. “Hastanemizde günde yaklaşık 10 bine yakın ayaktan hastaya hizmet vermekteyiz” Isparta Şehir Hastanesinin açıldığı yıldan itibaren ayaktan tedavi, acil, yatarak, yoğun bakım, diyaliz, obezite, kemoterapi ve ameliyathane hizmetleri olmak üzere birçok çeşitli alanda hizmet verdiğini söyleyen Isparta Şehir Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Ekrem Aytar "Günlük olarak yaklaşık 8 bin 500, 9 bin ayaktan poliklinik hizmeti ile beraber, 700- 800 tane de acil poliklinik hizmeti olmak üzere günde yaklaşık 10 bine yakın ayaktan hastaya hizmet vermekteyiz. Hastanemizde günlük 160-170’e ameliyatlar yapılmakta ve bu ameliyatların sadece organ nakli dışındaki ameliyatların hemen tamamı hastanemizce hızlı, güvenilir ve çabuk sonuçlanabilir şekilde yapılmaktadır. Hastanemizde sadece organ nakil birimimiz yok onun dışındaki bütün ameliyatları yapıyoruz” dedi. Isparta Şehir hastanesi aynı zamanda çevre illerde ve çoğu merkezde uygulanmayan cerrahi operasyonlarında gerçekleştirildiğini vurgulayan Opr. Dr. AYTAR “Mikro invaziv kalp cerrahilerinin de yapıldığı aynı zamanda ameliyathaneden canlı video yayını ile ameliyatların yapıldığı bir merkez haline geldi” şeklinde konuştu. “345 hekim arkadaşımızla vatandaşlarımıza hizmet veriyoruz” Isparta Şehir Hastanesinde 345 hekimin hizmet verdiğini belirten başhekim Aytar “Hastanemizde yaklaşık olarak 280’in üzerinde uzmanımız, 30’un üzerinde yan dal uzmanımız ve 55 adette pratisyen hekimi arkadaşımızla beraber yaklaşık 345 hekim arkadaşımızla hizmet vermeye devam etmekteyiz. 2017 yılında açıldıktan sonra çevre il ve ilçelerinde bir tedavi kompleksi haline gelen bir hastanesi konumuna geldi. Bizim hem yataklı servislerimiz de hem ayaktan hastalarımızda ve ameliyat hizmeti verdiğimiz hastaların yaklaşık beşte biri ile il dışına hizmet verir pozisyona geldik. Tümör cerrahisinden obezite cerrahisinden çeşitli cerrahilerin tamamı yapılabilir oldu ve aynı zamanda artık sağlık turizmi ön plana çıktığından beri hastanemizde Türkiye’nin hatta ülke dışından da hastalarımız şehir hastanemize gelip tedavilerini olup güvenli taburculuk hizmeti alabilmekte” dedi. “Hasta memnuniyeti odaklı olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz” Konuşmasının devamında Isparta Şehir hastanesi olarak gerek ayaktan gerek yatarak tedavileri tamamlanmış olan hastaların telefonla ya da mail ortamında veya SMS ile hastaneden almış oldukları hizmetin değerlendirmesinin sağlandığını belirten Opr. Dr. Aytar “Bu geri dönüşümlerle beraber olumlu, olumsuz daha iyi yapabileceğimiz anlamda nasıl bir yöntem sağlamamız gerekiyorsa çok ivedi bir şekilde hasta geri dönüşümlerinin çok hızlı bir şekilde sağlanmasını yerine getiriyoruz. Hastane olarak da zaten asıl amacımız hasta odaklı, hasta merkezli, hasta memnuniyet odaklı olmamızdan kaynaklı hasta geri dönüşümleri bizim şu anki mevcutta elde ettiğimiz başarının en önemli portföyünü oluşturuyor diyebilirim. Isparta Şehir hastanesinin artık Isparta sınırları dışına taşmış olması, ciddi bir tedavi kompleksi haline gelmiş olması, açıkçası yoğunluğumuzu arttırmakla beraber bu biz de ciddi bir memnuniyet ve onur kaynağı oluşturmaktadır. Diğer illerden, ilçelerden, bölgelerden gelen hastaları burada güvenle tedavi edip, taburculuklarını sağlayıp, onların huzurunu mutluluğunu sağlamak bizi de aynı zamanda mutlu ediyor. Tüm alanlarda sağlanabilir en lüks ortamların, hem otelcilik hizmetleri anlamında en lüks ortamları aratmayacak derecede hasta memnuniyeti odaklı olarak çalışmalarına devam etmektedir” açıklamalarında bulundu.
Kas gücü ve gelişiminde gecikme olan çocuklarınızı ihmal etmeyin
07 Eylül 2024 Cumartesi - 10:03 Kas gücü ve gelişiminde gecikme olan çocuklarınızı ihmal etmeyin Dünya Duchenne Farkındalık Günü’nde uzmanlar, aileleri bilinçlendirecek uyarılarda bulundu. Duchenne MuskülerDistrofi’nin (DMD) ilerleyici bir kas hastalığı olduğunu vurgulayan Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Topçu, “Kas güçsüzlüğü ve gelişim problemi yaşayan bütün erkek çocuklarında öncelikle DMD’nin araştırılması gerekmektedir” dedi. Medipol Sağlık Grubu’ndan Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Topçu, Dünya Duchenne Farkındalık Günü’nde hastalığın başlangıç aşaması ve gelişim süreçlerini anlattı. Duchenne Musküler Distrofi kısa adıyla DMD’nin genetik kalıtımlı ve ilerleyici bir kas hastalığı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Topçu, “Hastalığa neden olan durum genetik olan bir sorun sonucu kas yapısında bulunan distrofin adlı proteinin üretilememesidir. Kas yapısı hassaslaşır ve kas giderek yıkılmaya başlar. Böylece çocuklarda kas güçsüzlüğü ortaya çıkar” diye belirtti. “Yürümede gecikme, sık düşme, çabuk yorulma” DMD hastalığının ana şikâyetinin güçsüzlük ve çabuk yorulma olduğunun altını çizen Prof. Dr. Topçu, “Bunun yanı sıra çocuklarda desteksiz oturmada gecikme, yürümede gecikme, parmak ucu yürüme, sık düşme şikâyetleri olabiliyor. Hiçbir şikâyet belirtisi olmadan yapılan kan tetkiklerinde, karaciğer fonksiyonlarında bozukluk işaretlerinin olması nedeniyle de bu hastalık anlaşılabiliyor” ifadesini kullandı. Aileler dikkatli olmalı Hastalığın ilerleyici olduğunu ifade eden Prof. Dr. Topçu, “Hastalık birçok sistemi etkiliyor. Hatalı olan protein, kalpte de var, beyinde de var. Zaman içerisinde kalpte, beyinde problemler ortaya çıkabiliyor. Çocuklarda ilerleyen süreçlerde öğrenme problemleri olabileceği gibi ders başarısızlığını da tetikliyor. Birçok tipi bulunan hastalık genellikle erkek çocuklarında görülüyor. Kas güçsüzlüğü ve gelişim problemi yaşayan bütün erkek çocuklarında öncelikle DMD’nin araştırılması gerekmektedir” dedi. Tedavi için çalışmalar devam ediyor Hastalığın kesinleşmiş bir tedavisinin olmadığının altını çizen Prof. Dr. Topçu, “Çok yararlı bir tedavisi bulunmuyor. Fakat son dönemlerde genetik çalışmalar sıklaşmış durumda. Genetik tedavilerin olması için bazı genetik belirteçlerin olması gereklidir. Her hastaya genetik tedavi uygulanamıyor. Mart 2024’ten itibaren dünyada onaylanan bir tedavi yöntemi geliştirildi. 6 yaşın üzerinde DMD hastalığı olan çocuklara yapılabileceği yönünde çalışmalar bulunuyor. Bu çalışmalar her yıl artarak devam ediyor” şeklinde konuştu.
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hakseven: “Obezite bir hastalık mıdır diye düşünürsek evet, bir hastalıktır hatta hastalıkların anasıdır”
07 Eylül 2024 Cumartesi - 10:01 Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hakseven: “Obezite bir hastalık mıdır diye düşünürsek evet, bir hastalıktır hatta hastalıkların anasıdır” Memorial Diyarbakır Hastanesi Cerrahi Onkoloji ve Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Musluh Hakseven, “Obezite bir hastalık mıdır diye düşünürsek evet, bir hastalıktır hatta hastalıkların anasıdır” dedi. Cerrahi Onkoloji ve Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Musluh Hakseven, obezitenin tetiklediği sağlık sorunlarının oldukça fazla olduğunu, vücutta artan yağ dokusu ile birlikte kişilerde birçok sağlık sorunu ortaya çıkmakta olduğunu söyledi. Obezitenin temelinde hormonal bozukluklar, genetik hastalıkların tetiklenmesi, psikolojik rahatsızlıklar, aşırı yemek yeme isteği, hareketsiz yaşam biçimi, sağlıksız beslenme gözlemlenmekte olduğunu belirten Dr. Hakseven, obezite şikayetiyle başvuran hastalarda ilk olarak fazla kilo alımına bağlı gelişebilen rahatsızlıklara bakılmakta olduğunu ifade etti. Genel olarak obez kişilerde solunum sıkıntıları, horlama, diyabet, uyku apnesi, hormonal bozukluklar, kardiyak hastalıklar, hipertansiyon, hareket sistemi sorunları ve özellikle diz problemleri eşlik edebilmekte olduğuna değinen Dr. Hakseven, “Ameliyat sonrası bu hastalıklarda ciddi gerileme olmakta, çoğunlukla uyku problemleri, solunumsal sıkıntılar, hipertansiyon ve insülin direnci ortadan kalmaktadır. Obezite bir hastalık mıdır diye düşünürsek, evet bir hastalıktır hatta hastalıkların anasıdır” dedi. Obezite ameliyatı ile yeni bir hayata adım atılabileceğini kaydeden Dr. Hakseven, “Obezite için cerrahi kararı alındıktan sonra eski hayat alışkanlıkları geride bırakılmaktadır. Cerrahi yeni yaşamımız için tabiri caizse milat olarak kabul edilmelidir. Cerrahi sürecinden sonra spor hayatımızın bir parçası olmaktadır ve olmalıdır. Yaklaşık 1 yıl boyunca her adımda takip ettiğimiz hastalarda değişimlere şahit olmaktayız. Düzenli ve diyetisyen kontrolündeki bir beslenme ve iyi ve devamlı bir spor ile vücut fazla kilolardan kurtulurken form tutmakta ve yeni yaşam tarzı oturmaktadır. Şeker gibi küçük kütlede yüksek kalorili besinlerden uzak durulmalıdır” ifadelerini kullandı.
ASATUF heyetinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ziyaret
06 Eylül 2024 Cuma - 18:53 ASATUF heyetinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ziyaret Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu (ASATUF) heyeti Prof. Dr. Aysun Bay başkanlığında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Sanayi ve Ticaret Konfederasyonu (SANKON) kuruluşunun üyesi olan ve merkezi Ankara’da bulunan, Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Muhsin Şentürk’ü ziyaret etti. Burada konuşan Prof. Dr. Aysun Bay, "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na seçilmeniz nedeniyle daha önceden de nezaket ziyareti gerçekleştirmiştik ve ASATUF kuruluşunun yapısı ve çalışmaları hakkında bilgi vermiştik. Sağlık turizmi alanında Türkiye ile dünya ülkeleri arasında iş birliği yapmak ve ülkemizin sağlık turizmi alanında yükselen marka değerini daha da yukarılara taşımak istiyoruz” dedi. Türkiye’nin sağlık turizmi alanında son yıllarda çok önemli gelişmeler gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Bay, "Ülkemizde anlaşma yapmış olduğumuz termal otellerle ve hastanelerle tüm ülkelerle sağlık turizmi alanında iş birliği yaparak, bu alanda ülkemize gelecek olan hastalarımızı ve refakatçilerini misafir etmek ve sağlık sorunlarına yardımcı olmak istiyoruz. Alternatif tıp alanında özellikle yapmış olduğumuz çalışmalarla ilgili olarak, tüm dünya genelinde şifalı bitkilerin de tanıtımını yapmak istiyoruz. Bu alanda yapmış olduğum çalışmalar sonucunda tarafıma, ‘bitkilerin profesörü’ lakabı verilmiştir. Ayrıca yaşlı turistlerin bakımı ve rehabilitasyonu konusunda da klinik konukevleri ve geriatrik tedavi merkezleri ile ülkemize gelecek yaşlı turistlere hizmet vermeyi düşünüyoruz. Bu amaçla Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu, önümüzdeki dönemde sağlık turizmine katkı sağlamak amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin de destek ve katkılarıyla, dünya ülkelerinin Ankara Büyükelçilikleri işbirliği ile sağlık turizmi alanında online ve fiziki olarak iş forumu ve konferansları yapmak istiyoruz. Sağlık sektöründeki Türk şirketleriyle birlikte bir çok ülkeye kalabalık bir heyetle ziyaret gerçekleştirecek ve ikili anlaşmalar yapacağız" şeklinde konuştu. Prof. Dr. Aysun Bay, konuşmasında, “Yargıtay, ilk derece mahkemelerince verilen kararlara ilişkin adli yargı alanında adil ve adaletli bir şekilde temyiz incelemesi yapan nadide bir kuruluştur. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise Yargıtay’ın en önemli birimlerinden biridir. 2024-2025 adli yılının başladığı bu yeni dönemde, adaletin kılıcının keskin, terazinin dengeli olması dileğiyle, hukukun üstünlüğüne dayalı adil bir yıl olmasını dileriz” dedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Muhsin Şentürk ise, “Nezaket ziyaretiniz nedeniyle teşekkür ederim. ASATUF heyeti, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na seçilmem nedeniyle de makamımda ziyaret etmişti. Sizleri ikinci kez misafir etmekten dolayı mutluyum. Modern dünyada sivil toplum kuruluşlarının önemi giderek artmaktadır. Sağlık turizmi alanında sivil toplum örgütlerinin çalışmaları da bu anlamda ülkemiz açısından son derece önemlidir. Sağlık turizmi alanındaki çalışmalar ülkemizin sağlık alanındaki marka değerini tüm dünyada artıracaktır ve ülkemizin tanıtımına büyük katkı sağlayacaktır. Bu nedenlerle çalışmalarınızı önemsiyor ve kolaylıklar diliyorum” diye konuştu.
Muş’ta 11. Uluslararası Onkoloji Günleri başladı
06 Eylül 2024 Cuma - 17:36 Muş’ta 11. Uluslararası Onkoloji Günleri başladı Muş’ta "Kanserden Daha Güçlüyüz" mottosuyla düzenlenen 11. Uluslararası Onkoloji Günleri programına 10 ülkeden 350 gönüllü katıldı. Meme kanserine dikkat çekmek için Genç Birikim Derneği tarafından Muş Ticaret ve Sanayi Odası konferans salonunda düzenlenen 10. Uluslararası Onkoloji Günleri programı 2 gün sürecek. 10 ülkeden bilim insanları ve kanser hastalarının katıldığı programda konuşan Muş Valisi Avni Çakır, Anadolu’yu bizlere yurt yapan Sultan Alparslan ve onun kutlu askerlerinin ruhaniyetinin dolaştığı bu kutlu şehrin valisi olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. İnsanların kanser ismi dahi telaffuz ederken ürperdiğini ifade eden Çakır, "Kanser, bilim insanlarımız açısından belki son derece normal olabilir ama hayatında bir gerçeği. Muş’ta onkoloji günlerinin düzenlenmesi gerçekten bir ilin yöneticisi olarak bana çok büyük bir gurur verdi. Bu sadece Muş açısından değil, bölge illerin açısından da son derece önemlidir. Bilim insanlarının burada sunum yapması son derece önemli. Vatandaş olarak kanserle mücadelede bilgilendirmenin, bilinçlenmenin önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bilimsel anlamdaki yeniliklerle bizleri aydınlatacaklar. Çok kıymetli bilim insanlarını yürekten tebrik ediyorum. Buraya katılım göstererek bu organizasyona verdiğiniz destekten dolayı da herkese teşekkür ediyorum” dedi. Programa desteklerinden dolayı Muş Valisi Avni Çakır ve eşi Bahar Çakır’a plaket takdim edildi. "Erken Tanı ve Genetik Taramalar" konulu panelle devam eden programa; uzmanlar, gönüllüler ve kanser hastaları katıldı.
Prof. Dr. Coşkun: “Elektronik sigaraların daha zararlı yan etkileri ortaya çıktı”
06 Eylül 2024 Cuma - 16:37 Prof. Dr. Coşkun: “Elektronik sigaraların daha zararlı yan etkileri ortaya çıktı” Edirne’de Prof. Dr. İrfan Coşkun, “Elektronik sigara ilk çıktığı zaman gerçek sigaradan daha zararlı olduğu bilimsel olarak ispatlandı” dedi. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Bölümünden Prof. Dr. İrfan Coşkun, elektronik sigara ve tütün zararlarıyla ilgili açılamalarda bulundu. Prof. Dr. İrfan Coşkun, sigara firmalarının para kazanmak için devamlı Ar-Ge çalışmaları yürüttüğünü ve bu tür araştırmalar için harcanan paranın insan sağlığı için sağlanması daha faydalı olabileceğini ifade etti. “Keşke bu çalışma için harcanan parayı insan sağlığı için harcasalardı” “Göğüs Cerrahisi Hocalarımızın bize bildirdiği, onlardan aldıklarımızı size anlatayım, Gerçekten ilk çıktığı zaman gerçek sigaradan daha zararlı olduğu bilimsel olarak ispatlandı. Bunun üzerine sigara firmaları, bu yan etkileri azaltıcı tekniksel laboratuvar araştırmaları geliştiriyorlar ve bu bir kazanç. İnsanlar para kazanmak için nasıl yapabiliriz diye bununla ilgili devamlı Ar-Ge çalışmaları yapıyorlar. Keşke bu çalışma için harcanan parayı insan sağlığı için harcasalardı. Dolayısıyla yan etkileri gittikçe azaltılmış elektronik sigaralar şeklinde piyasaya çıkıyor ama onlar için de bilimsel araştırmalar önümüzdeki yıllarda ortaya çıkar. Biz bilimsel çalışmalara bakarak oradan size bunları aktarmaya çalışıyoruz“ dedi.