POLİTİKA
Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”PKK ve uzantıları için zaman kısalıyor, çember daralıyor, yolun sonu görünüyor" 23 Aralık 2024 Pazartesi - 21:43:54 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”PKK ve uzantıları için zaman kısalıyor, çember daralıyor, yolun sonu görünüyor. Kimin eteğine yapışırsa yapışsınlar, kimin tetikçiliğini yaparsa yapsınlar, hangi yabancı odağa sarılırsa sarılsınlar, şunu çok iyi bilsinler ki kendilerini bekleyen acı akıbetten kaçamayacaklar" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. Sözlerine dün Muğla’da hastaneye çarparak düşen ambulans helikopterde vefat eden 2 pilot, 1 hekim ve 1 sağlık personeline Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek başlayan Erdoğan, ”Biliyorsunuz dün Sarıkamış Harekatı’nın 110’uncu yıl dönümüydü. Aralarında merhum büyük dedemin de olduğu Sarıkamış şehitlerimize ve gazilerimize bugün bir kez daha Cenab-ı Mevla’dan rahmet diliyorum. Allahüekber ve Soğanlı Dağları’nda vatan savunması esnasında kar çiçekleri gibi toprağa düşen kahramanları minnetle yad ediyor, Rabbim asil ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum” ifadelerini kullandı. 2024 yılının son kabine toplantısını gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısında dış politikadan ekonomiye, sanayii ve teknoloji alanındaki atılımlardan göçün idaresine kadar birçok konuyu masaya yatırdıklarını aktardı. Erdoğan, ”Bakan arkadaşlarımız yaptıkları sunumlarla hem son iki haftayı etraflıca değerlendirdiler hem de önümüzdeki döneme dair talimatlarımızı aldılar. Her zaman altını çizdiğim gibi biz ’hesaba çekilmeden önce nefsinizi hesaba çekin’ ikazını rehber edinmiş bir kadroyuz. 2024 yılını tamamlarken bir taraftan yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı en objektif şekilde sorguluyor, diğer taraftan da gelecek yıla dair yol haritalarımızı tekemmül ettiriyoruz. Bugünkü kabine toplantımızda da bu hassasiyetimiz tecessüm etmiştir” dedi. Bugüne kadar hep kendileriyle yarıştıklarını, çıtayı daima yukarıya taşıdıklarını söyleyen Erdoğan, ”Şimdi de hedeflerimiz doğrultusunda azimle, cesaretle, sabırla ilerliyoruz. Partimizin 23’üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 7’nci, Türkiye Yüzyılı’nın 2’nci bütçesini, 17 Ekim’de gazi Meclisimizin takdirine sunmuştuk. 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tekliflerimiz, cumartesi günü Genel Kurul’da 317 evet oyuyla kabul edildi. 2025 bütçesinin ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum" diye konuştu. 2025 bütçesinin en temel vasfının Türkiye’nin 22 yıllık kazanımlarını perçinleyen, yatırımları, ekonomik istikrarı ve sosyal refahı önceleyen bir bütçe olması olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Gerek Cumhurbaşkanı Yardımcımız, gerek Hazine ve Maliye Bakanımız bütçenin detaylarını ve hedeflerini derli toplu bir şekilde anlattılar. 2025 yılı bütçesine ’halkın bütçesi değil’ diyenlere sadece şu rakamları hatırlatmak istiyorum. Mayıs ayında başlayan dezenflasyon süreci inşallah 2025 yılında ivmelenerek devam edecek. Rekabet kurallarını ihlal ederek veya söylentiler yayarak enflasyonu körükleyen fırsatçılarla mücadelemizde yeni yılda daha kararlı olacağız. 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak, son iki yıldır hep gündemimizin ilk sırasındaydı. 2023 ve 2024 yılında bu amaçla günümüz fiyatlarıyla toplam 2,6 trilyon lira para harcadık. Yani bugünkü kurla 75 milyar dolarlık harcama yaptık” değerlendirmesini yaptı. Deprem yatırımlarının gündemlerindeki yerini 2025 yılı bütçesinde de koruduğunu vurgulayan Erdoğan, ”Deprem bölgesini inşa ve ihya faaliyetlerimiz kapsamında toplam 584 milyar lira ayırdık. ’Deprem turistleri’ ne yaparsa yapsın, biz en son hak sahibi vatandaşımız da güvenli yuvasına ve ticarethanesine kavuşana kadar durmadan, dinlenmeden çalışacağız” açıklamasını yaptı. “Sosyal yardımlar için ayırdığımız rakam 651 milyar liradır” 2002’den beri hazırladıkları tüm bütçelerde sosyal devlet ilkesini hayata geçirmeye özel önem verdiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Halkın kaynaklarını, ’toplumun çeperlerinden’ başlayarak halkımızın tamamı için kullandık. 2025 yılında da ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızı gözetmeyi sürdüreceğiz. Bu kapsamda sosyal yardımlar için ayırdığımız rakam 651 milyar liradır. Enerjide vatandaşımıza verdiğimiz destekleri emeklilerle olan buluşmamızda genel hatlarıyla paylaşmıştım. 2002 yılında asgari ücretli bir kardeşimiz evinde kullandığı 200 kilovatsaat elektrik için aylığının yüzde 20’sini, 100 metreküp doğalgaz için ise yüzde 26’sını ayırmak mecburiyetindeydi. Bugün aynı miktar elektrik için aylığının yüzde 2,4’ünü; doğalgaz için de yüzde 5,6’sını ayırması yeterlidir. En düşük emekli aylığı alan vatandaşımız 2002’de elektriğe maaşının yüzde 15,3’ünü, doğalgaza yüzde 19,3’ünü harcıyordu. Şimdi bu oranlar elektrikte yüzde 3,3’e, doğalgazda yüzde 7,7’ye geriledi” şeklinde konuştu. 2024 yılında vatandaşların her 100 liralık doğalgaz faturasının 65 lirasını, 100 liralık elektrik faturasının 60 lirasını üstlendiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Enerji desteği olarak 2025 yılında bütçede 472 milyar lira kaynak tahsis ettik. ’Suyun fiyatını indireceğiz’ vaadiyle göreve gelip, son 5 yılda suya yüzde 1000’in üzerinde zam yapanlar, özellikle bu söylediklerimizi mahcubiyetle not etmelidir. Birçok şehrimizde vatandaşlarımızın su faturaları, elektrik faturalarından daha yüksek geliyor. Bunun takdirini milletimizin yaptığına ve yapacağına inanıyorum” dedi. Diğer başlıklarda da vatandaş odaklı bir anlayışla bütçeyi şekillendirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”2025 bütçemizde istihdama ve üretime 2,6 trilyon liradan fazla bir kaynak ayırdık. Yatırımlar için tahsis ettiğimiz tutar ise 1 trilyon 568 milyar liradır. 2025 yılı boyunca da çiftçimize, esnafımıza, sanayicimize, ihracatçımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz” diye konuştu. "2025 yılının muhalefet zihniyetinde ve tarzında asgari düzeyde de olsa bir iyileşmeye kapı aralamasını ümit ediyoruz" “Bizim 22 yıldır durduğumuz yer bellidir: Biz kaderini, ülkenin ve milletin kaderiyle özdeşleştirmiş bir hükümetiz” diyen Erdoğan, muhalefeti eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sessiz yığınların sesi, kimsesizlerin kimsesi olmak için çıktığımız bu yolda tam 22 yıldır sendelemeden yürüyoruz. Bundan sonra da bu çizgimizde en ufak bir değişiklik olmayacak. Burada yaşadığımız bir hayal kırıklığını da ifade etmek zorundayım. Biz, istiyoruz ki dünya ve Türkiye değişirken, muhalefet partileri de kendini değiştirsin, yenilesin, güncellesin. Hadi zihniyet değişmiyor, bari en azından üslup değişsin, tarz değişsin, söylem değişsin. İktidara geldiğimiz günden bu yana hep böyle bir muhalefet özlemi içinde, böyle bir muhalefet arayışı içinde olduk. Hatta bu samimi temennimizi çeşitli vesilelerle yüksek sesle dile getirdik. Ancak her defasında muhalefete dair acı gerçeklerin sert duvarına çarptık. Dünyayı takip eden, gelişmeleri doğru okuyan, ülkeye ve millete ufuk çizen, hepsinden öte sözünün ağırlığı olan bir muhalefet, henüz ülkemizde neşvünema bulmadı” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan bütçe görüşmelerinde yaşananlar üzerinden muhalefete tepki gösterdi. Erdoğan, ”Muhalefet, daha önceki görüşmelerde yaptığı gibi maalesef 2025 bütçesi görüşmelerinde de katkı sunmak, yapıcı eleştiride bulunmak yerine görüşmeleri sabote etmeyi, kışkırtmayı, Komisyon aşamasından Genel Kurul’a kadar tüm süreci terörize etmeyi tercih etmiştir. Son bütçe görüşmelerinde de afaki söylemler, ucuz polemikler, buram buram provokasyon kokan açıklamalar dışında hiçbir şey göremedik. Yıllar geçiyor, isimler değişiyor, liderlik koltuğunda oturanlar değişiyor ama muhalefetin siyaset tarzında zerre miskal tekâmül yaşanmıyor. Böyle gelmiş, ama artık böyle gitmesin diyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”2025 yılının muhalefet zihniyetinde ve tarzında asgari düzeyde de olsa bir iyileşmeye kapı aralamasını ümit ediyoruz. Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığımız başta olmak üzere bütçe ve kesin hesap kanunu tekliflerinin hazırlanmasında emeği geçen tüm kamu kurum ve kuruluşlarını tebrik ediyorum. AK Parti Grubumuz ile Cumhur İttifakı ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Grubu’na, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye bütçe görüşmelerindeki dirayetli duruşları dolayısıyla şükranlarımı sunuyorum. Yasama aşamasında teklifleri, tenkitleri, değerlendirmeleri ile bütçe sürecine katkı veren tüm milletvekillerimize de teşekkürlerimi iletiyorum“ diye konuştu. "Ekonomi programımızın olumlu etkilerini önümüzdeki dönemde birçok alanda daha fazla göreceğiz” Merkez Bankası rezervlerinin düzenli olarak arttığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Brüt rezervlerimiz geçen hafta 163,5 milyar dolara çıktı ve şimdiye kadarki en yüksek seviyeyi gördü. İstihdam tarafı da hamdolsun oldukça iyi gidiyor. Son bir senede istihdam 1 milyon kişi arttı, işsizlik oranı yüzde 8,8’e düştü. 2025 yılında da Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyütme stratejimizi uygulamaya devam edeceğiz. Ekonomi programımızın olumlu etkilerini önümüzdeki dönemde birçok alanda daha fazla göreceğiz.” "Ankara Bildirisi ile atılan tarihi adımın Afrika Boynuzu’nda kalıcı barışın, sükunetin ve istikrarın tesisine yardımcı olacağına inanıyoruz" Son kabine toplantısından bu yana özellikle dış politikada oldukça yoğun bir gündemle çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Erdoğan, “Büyükelçiler Konferansımızın 15’incisini kritik başlıkların ele alındığı bir programla Külliyemizde başarıyla gerçekleştirdik. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 76’ncı yıldönümü münasebetiyle düzenlenen ’Kardeşliğin Yüzü’ etkinliğinde Gazzeli ve Suriyeli çocuklarla bir araya geldik. 11 Aralık’ta Somali Cumhurbaşkanı Şeyh Mahmud ile Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’i ülkemizde misafir ettik. Her iki liderle ve heyetleriyle yaklaşık 8 saati bulan uzun bir görüşmemiz oldu. İki dost ülke arasındaki sorunları çözmek amacıyla 8 ay önce başlattığımız Ankara sürecinde bir kritik eşiği daha aşmış bulunuyoruz. Doğu Afrika bölgesi, uzun yıllardır gerilimle, açlıkla, terör saldırılarıyla ve emperyalist güçlerin böl-parçala-yönet politikalarıyla gündeme geliyor. Bu sinsi senaryoların halen devrede olduğunu çok iyi biliyoruz” dedi. Ankara Bildirisi ile atılan tarihi adımın Afrika Boynuzu’nda kalıcı barışın, sükunetin ve istikrarın tesisine yardımcı olacağına inandıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Macaristan’la diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 100’üncü yılı çerçevesinde ilan ettiğimiz Kültür Yılı’nı başarıyla icra ettik. Türk-Macar Kültür Yılı kapanış törenini Cumhurbaşkanı Sulyok ve Başbakan Orban’ın katılımıyla 12 Aralık’ta Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdik. 2024 yılını malumunuz Emekliler Yılı olarak ilan etmiştik. Bu sene boyunca Çalışma Bakanlığımız öncülüğünde emeklilerimize yönelik birçok proje hayata geçirildi. 16 Aralık’ta Türkiye Yüzyılı’nın emektarlarıyla bir araya gelerek hem kendilerine teşekkür ettik hem de hasbihal ettik. Ülkemizde sayısı 16 milyonu aşan emeklilerimizin her biriyle gurur duyuyor, hayat kalitelerini artırmak için samimiyetle çalışıyoruz. Emeklilerimiz konusunda bugüne kadar asla ’umut tacirliği’ yapmadık. Meydanlarda bol keseden söz verip, göreve gelince sözünü unutanlardan da değiliz. Yaşanan her sıkıntının, iletilen her serzenişin farkındayız. Emeklilerimizi enflasyona ezdirmeme noktasında kararlı olduğumuzu bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum” açıklamasını yaptı. Dost ve kardeş ülke Katar’la ilişkilerin derinliği ve yakınlığının herkesin malumu olduğunu söyleyen Erdoğan, ”Ana muhalefet partisi eski genel başkanının bu ilişkiyi yalanlarla dinamitleme girişimlerine rağmen işbirliğimizi her alanda geliştirdik, geliştiriyoruz. Katar Emiri Şeyh Temim kardeşimin ülkemizi ziyaretinde başta Suriye’deki güncel meseleler olmak üzere pek çok konuyu ele aldık. 13 yıllık savaşın ardından Suriye’nin yaralarını sarma, kendini toparlama, devleti ve toplumuyla tekrar ayağa kalkma gayretlerine destek vereceğiz. İsrail saldırılarının hedefi olan Lübnan’ın Başbakanı Sayın Necip Mikati’nin ülkemizi ziyareti, bizim için son derece kıymetliydi. Sayın Mikati, ülkesinin en zor dönemlerinden birinde ağır bir yükü alnının akıyla taşımaya gayret ediyor. Necip kardeşimin dirayetli ve basiretli liderliğiyle Lübnan’ı sahili selamete ulaştıracağına inancım tamdır. Biz de bu süreçte ülkemize ve şahsımıza yönelik güveni inşallah boşa çıkarmayacak, tüm imkanlarımızla Lübnan’ın yanında olacağız” diye konuştu. "Avrupa Birliği’yle bölgesel konularda da yakın temas halinde olacağız" Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der L’yen ile görüşmelerin de oldukça verimli geçtiğini söyleyen Erdoğan, ”Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik perspektifini güçlendirecek, yeni bir vizyona ihtiyaç duyulduğunu kendilerine ilettim. Avrupa Birliği’yle bölgesel konularda da yakın temas halinde olacağız. 18 Aralık’ta TÜBA ve TÜBİTAK Ödülleri’ni takdim ettiğimiz tüm bilim, kültür ve sanat insanlarımızı tekrar tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” açıklamasını yaptı. 19 Aralık Perşembe günü Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin davetine icabetle 11. D-8 Zirvesi’ne iştirak etmek üzere Kahire’de olduklarını hatırlatan Erdoğan, ”1997 yılında merhum Erbakan Hocamızın öncülüğünde kurulan D-8; üç kıtada temsil edilen ve 1 milyarı aşan nüfusuyla sağlam adımlarla yoluna devam ediyor. Can Azerbaycan’ın üyeliğe kabul edilmesiyle birlikte D-8 Teşkilatı daha da güçlenmiştir. Zirve kapsamında Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Sisi’nin yanı sıra, katılımcı ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarıyla da ikili görüşmelerimiz oldu. Mısırlı kardeşlerimiz, özellikle Gazze krizinde ciddi zorluklarla karşılaştılar. Ülkemizin gönderdiği insani yardımların Gazzeli mazlumlara ulaştırılması noktasında da daima kolaylık gösterdiler. Türkiye ile Mısır arasında gelişen samimi diyaloğun olumlu etkisini başta ticaret ve diplomasi olmak üzere birçok alanda görüyoruz” dedi. Bundan sonra da Mısır makamlarıyla eşgüdüm içinde hareket edeceklerini belirten Erdoğan, ”Gerek D-8 Zirvesi’ne başarılı ev sahipliği, gerekse sıcak misafirperverliği için Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Abdülfettah es-Sisi’ye teşekkür ediyor, Mısır halkını ülkem ve milletim adına bir kez daha hürmetle selamlıyorum. Bir taraftan bu yoğun gündemle koştururken, diğer taraftan da partimizin il kongrelerine iştirak ediyoruz. Son iki haftada bizzat katıldığımız Sakarya, Kocaeli, Erzurum, Mardin ve Muğla başta olmak üzere il kongrelerimizde görev alan tüm yol arkadaşlarımı tebrik ediyor, nöbeti devreden arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum” açıklamasını yaptı. "’Doğru duvar yıkılmaz’ inancıyla Suriye krizinin ilk anından itibaren hep tarihin doğru tarafında yer aldık" 8 Aralık’ta Şam’ın düşmesi, Esad’ın kaçması ve 61 yıllık Baas rejiminin yıkılmasıyla birlikte Suriye’de yepyeni bir dönemin başladığının altını çizen Erdoğan, ”Suriye devriminin ortaya çıkardığı yeni durum, tüm dünyanın ilgisini tekrar bu ülkeye yöneltti. Suriye’nin komşusu ve kardeşi olarak yeni süreci en iyi okuyan, en iyi tahlil ve tetkik eden ülke konumundayız. ’Doğru duvar yıkılmaz’ inancıyla Suriye krizinin ilk anından itibaren hep tarihin doğru tarafında yer aldık. Rabbim bizi önce Suriyeli mazlumlara, sonra da bize inanan ve itimat eden aziz milletimize mahcup etmedi. Bugün sadece Suriye halkının değil, Türkiye’nin adını duyunca gözleri parlayan yüz milyonlarca kardeşimizin yüzüne de vakarla bakabiliyoruz” dedi. “Şüphesiz bu süreçte en ağır imtihan, 14-28 Mayıs seçimleri döneminde yürütülen alçakça kampanyaya karşı göğsümüzü siper etmemiz olmuştur” diyen Erdoğan, ”Esas meselenin ’seçim kazanmak’ değil, her şeyden önce ’gönül kazanmak’ olduğunu bir kez daha gördük. Rabbimizin yardımı ve milletimizin engin ferasetiyle hem seçimleri kazandık hem de Suriye halkının zaferine giden yolun taşlarını döşedik. Yeni yönetimde görev alan isimleri hepimiz gururlanarak takip ediyoruz. Türkiye’de eğitim almış, milletimizle gönül bağı olan kardeşlerimizi çeşitli makamlarda gördükçe Rabbimize bir kez daha hamdediyoruz” ifadelerini kullandı. Suriye devriminin lideri Ahmet Eş-Şerâ ile yakın diyalog halinde olduklarını bildiren Erdoğan şöyle konuştu: “Talimatımız üzerine ilk önce MİT Başkanımız kendisini ziyaret etti. Ardından Şam Büyükelçiliğimizi süratle faaliyete geçirdik. Dün de Dışişleri Bakanımız Şam’daydı, geçici yönetimle son derece sıcak görüşmeler gerçekleştirdi. İnşallah ziyaretlerimiz bundan sonra da artarak devam edecek. Zalim rejime karşı savaşı kazanan Suriye halkının zaferi de kazanması ve başarılarını kalıcı hale getirmesi için gereken her türlü desteği vereceğiz. En zor günler, Allah’ın izniyle artık geride kalmıştır. Dökülen mübarek şehit kanları da, Suriye halkının çektiği çileler de boşa gitmemiştir. 61 yıllık Baas karanlığına son veren Suriyeli kardeşlerimizin el birliği ve gönül birliği içinde ülkelerini yeniden ayağa kaldıracaklarına eminim. Suriye’nin komşularının da şu önemli hakikati gördükleri kanaatindeyim: İstikrarlı bir Suriye, tüm bölge için istikrar ve güven kaynağı demektir. Suriye huzura kavuştukça bölgedeki herkes kendini daha güvende hissedecektir. Bunun için toparlanma ve kapasite inşa etme çabalarında Suriye halkına hep beraber omuz vermeliyiz. Suriye halkının da Arap alemi ve İslam dünyasından beklentisi bu yöndedir. Yeni yönetimin bu meyanda verdiği mutedil mesajları çok değerli ve anlamlı buluyoruz.” "Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının her şart altında korunması, Türkiye’nin değişmez çizgisidir" İsrail’in artan saldırganlığının gerisinde Suriye’deki devrimi gölgelemek, Suriye halkının umutlarını boğmak olduğunun anlaşıldığını kaydeden Erdoğan, ”İsrail, fırsatçılık yapsa da er ya da geç işgal ettiği topraklardan çekilecektir, buna mecbur kalacaktır. Daha önce söyledim, elinde 50 bin Gazzeli masumun kanı olan Netanyahu’nun tuttuğu yol yol değildir. Daha fazla kan dökerek, daha fazla can alarak, daha çok toprağı işgal ve istila ederek varılacak yer sadece daha fazla güvensizliktir, huzursuzluktur. İsrail’de şayet bir devlet aklı varsa bunu ne kadar erken idrak ederlerse o kadar iyi olacaktır. Burada şu noktanın altını özellikle çizmek istiyorum: Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının her şart altında korunması, Türkiye’nin değişmez çizgisidir. Bundan kesinlikle geri adım atmayacağız. Suriye’nin ve bölgemizin geleceğinde DEAŞ ve PKK dahil hiçbir terör yapılanmasına yer yoktur. PKK ve uzantıları ya kendilerini tasfiye edecekler ya da tasfiye edilecekler. Kürt kardeşlerimize zulmeden, çocuklarını kaçırarak ölüme gönderen, kendileri dışında hiç kimseye hayat ve söz hakkı tanımayan bu katil sürülerini bölgemiz için bir tehdit kaynağı olmaktan mutlaka çıkartacağız” ifadelerini kullandı. "PKK ve uzantıları için zaman kısalıyor, çember daralıyor, yolun sonu görünüyor" Suriye’deki bölücü terör örgütü unsurlarına yönelik nokta operasyonlarını bir cerrah hassasiyetiyle sivillerin kılına zarar vermeden sürdürmekte kararlı olduklarının altını çizen Erdoğan şunları söyledi: “Suriye’deki yeni yönetimin bu konudaki kararlılığını memnuniyetle karşılıyoruz. Yakın zamana kadar bölücü örgütün arkasında duran Batılı ülkelerin de bu canilerden desteğini yavaş yavaş kestiğini görüyoruz. Şunu rahatlıkla ifade edebilirim: PKK ve uzantıları için zaman kısalıyor, çember daralıyor, yolun sonu görünüyor. Kimin eteğine yapışırsa yapışsınlar, kimin tetikçiliğini yaparsa yapsınlar, hangi yabancı odağa sarılırsa sarılsınlar, şunu çok iyi bilsinler ki kendilerini bekleyen acı akıbetten kaçamayacaklar. Şairin dediği gibi ’belki yarın, belki yarından da yakın’ bir sürede 40 yıldır kanımızı emen bu beladan Allah’ın izniyle kurtulacağız. Terör duvarını da tamamen yıktıktan sonra Türkler, Araplar, Kürtler olarak hep beraber büyük bir kucaklaşmaya imza artacağız. Barışın, huzurun, refahın ve kalkınmanın bölgemizin tamamına hâkim olduğu, çatışmalarla değil, kardeşlikle anılan bir iklimi inşallah tesis edeceğiz. Bu güzel günlerin şafağı artık sökmeye başlamıştır. Bugünümüz nasıl dünden daha iyiyse, yarınlarımız da bugünden çok daha iyi olacaktır.”
Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Türkiye 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 16:52 Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Türkiye 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" Karabük’te AK Parti 8. Olağan İl Kongresi’ne katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" dedi. Bakan Tekin, partisinin Karabük Yeni Şehir Spor Salonu’nda düzenlenen 8. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Kongreye; Grup Başkan Vekili Leyla Şahin Usta, AK Parti Karabük milletvekilleri Cem Şahin Ali Keskinkılıç, Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, İl Başkanı Fatih Salt ve parti teşkilatı katıldı. Bakan Tekin, konuşmasının başında İl Başkanı Salt’a Ak davaya hizmet vermiş herkese plaket vermesinden dolayı teşekkür ederek, AK Parti’yi farklı kılan şeyin bu olduğunu belirtti. AK Parti’yi farklı kılan şeyin kardeşlik hukuku, vefa duygusuyla hareket etmek olduğunu, bundan dolayı 22 yılda, 80 yılda yapılanlar kadar hizmet yaptıklarını ifade eden Bakan Tekin, "Buna sahip olduğumuz için bütün bunları başarabildik. Ben İl Başkanımıza teşekkür ediyorum. Allah kendisinden razı olsun. Bu türden davranan siyasetçilerimizin sayısını arttırsın. AK Parti bu kadar icraatı yaparken, bu kadar işi yaparken bunun arkasındaki motivasyon unsuru ne? Onun arkasındaki motivasyon unsuru şu, AK Parti’yi ve bizim yaptığımız hizmetleri kamuoyunda farklı kılan şey şu; milletvekili, il başkanı, mahalle temsilcisi, ilçe başkanı, sahanın problemini alıyor, en tepedeki Sayın Cumhurbaşkanımıza kadar ulaştırıyor" dedi. Sahanın en ücra köşesindeki kişinin derdiyle dertlenen bir Cumhurbaşkanı olduğunu aktaran Bakan Tekin, "Onların ne hissettiğini hisseden bir Cumhurbaşkanımız var ve onun sayesinde de bütün bu hizmetleri yapabiliyoruz. Ne yaptık? 22 yılda ne yaptık? Çabuk unutuyoruz. Çabuk unuttuğumuz için ben size bir hususu hatırlatayım. Hatırlayın 1990’lı yılları hatırlayın. Çok farklı şeyler söylemeye gerek yok. Sadece bir rakam vereyim size. 1990 ile 2002 arasında Türkiye’de 11 tane hükümet değişti. Size soruyorum; 11 tane hükümetin değiştiği bir dönemde, 11 defa hükümet değişikliğinin yaşandığı bir dönemde şu icraatlar yapılabilir miydi? Bu 1990’lı yılları sadece şöyle gözünüzün önüne getirin. Şöyle bir düşünün. Türkiye’de güvenlik alanında, terör alanında neler vardı? Her gün sabahleyin bir terör olayıyla karşı karşıyaydık. Haberleri açtığımızda içimizin cız ettiği, şehitlerimizin olduğu, terörist vakalarının olduğu bir güne uyanıyorduk. 1990’lı yılları böyle geçtik" diye konuştu. "Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" Ekonomiyle ilgili o yıllarda her gün banka iflasları ile karşı karşıya olunduğunu hatırlatan Tekin, şunları kaydetti: "Bunlar çok eski değil arkadaşlar. 1990-2000’li yıllarda yaşadık. Gecelik repo faizlerinin yüzde 7000’lere ulaştığı bir Türkiye’yi yaşadık hep beraber. Bu ülkede esnaf, enflasyon sebebiyle isyan etme noktasına gelmiştir. Bakın çok üzüldüğüm bir olayı anlatayım size. Yurt dışı bir ülkede bir akademisyenle konuşurken cebinden bir para çıkardı. Türkiye’deki bizim kullandığımız kağıtlara, üzerindeki sıfırları sayarak Türkiye’yle ve Türkiye’deki ekonomisiyle tırnak içinde dalga geçtiği bir Türkiye’yi yaşadık. Şu an çok şükür Türkiye her alanda dünyada örnek gösterilen bir ülke haline dönüştü. Ulaşımdan sağlığa kadar her alanda bunları yaşadık. Sadece bir şey söyleyeyim size. Sağlık konusunda eski Türkiye neredeydi, yeni Türkiye nerede sorusunun cevabını almak istiyorsanız Aşık Mahsuni Şerif’in ’Doktor Bey’ türküsünü açın dinleyin. Diyor ki, ’geldik daha sabahtan kaldık akşama. Yarına sıra mümkün mü doktor bey’ diye başlayan bir türkü. Bakın Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı. Bunları nasıl yaptık biliyor musunuz arkadaşlar? Bunu biz yapmadık. Bunu Cumhurbaşkanımız da tek başına yapmadı. Bunu işte konuşmamın başında çizdiğim teşkilat ruhuyla, teşkilat şuuruyla hareket eden siz yaptınız. AK Parti’nin tabanı yaptı. Ben o yüzden Türkiye’yi bu noktaya getirdiğiniz için AK Parti tabanına, Türkiye’de demokrasi gönüllüsü AK Partililere, hepinize teşekkür ediyorum. Allah razı olsun." Cumhuriyet’in 100. yılına yazılan mektupları okudu 2001-2002 yılında öğretmen ve öğrenciler tarafından Cumhuriyet’in 100. yılına yazılan mektupları okuyan Yusuf Tekin, "Eğitimle ilgili ilgili de biz anlatınca muhalefet ikna olmuyor. Biz anlatınca muhalefet karşımıza bambaşka argümanlar getiriyorlar. Ben anlatmayayım, başkaları anlatsın. Kim anlatsın? 2001-2002 yılında başlayan bir proje. Dönemin Başbakanı Sayın Bülent Ecevit’in başlattığı bir proje. Projenin adı ne? ’Cumhuriyetin yüzüncü yılına mektuplar’. Sayın Başbakan şöyle bir proje başlatıyor. Diyor ki; ’Cumhuriyet’in 100. yılı yaklaşıyor. Cumhuriyet’in 100. yılında iş başında olan hükümete mektuplar yazsın vatandaş. PTT de koordine etsin, vakti zamanı geldiğinde 100. yıl olduğunda PTT bu mektupları ilgili bakanlara ulaştırsın.’ Ne zaman yapılmış bu? 2001-2002 yılında, yani AK Parti iktidarından önce. Ben de hasbelkader 100. yılda Milli Eğitim Bakanı olunca PTT bu projenin mektuplarını 2023 yılı 29 Ekim haftasında bize ulaştırdı. Ne diyorlar biliyor musunuz bana mektup yazanlar, yani dönemin Milli Eğitim Bakanına mektup yazanlar; öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, müfettişlerimiz, okul yöneticilerimiz mektuplar yazmışlar. Mesela bir öğretmenimiz diyor ki, bakın altını çizerek söylüyorum, bunu söyleyen bir öğretmen. ’Allah’ım’ diyor ’İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında 40 kişilik sınıflarda ders anlatabilirim’ diyor. Bakın ben söylersem muhalefet anlamıyor ama o dönem öğretmenimiz bunu söylüyor. Niye? Diyor ki, ’76, 72 kişilik sınıflarda ders anlatıyorum.’ Şu an Türkiye’de derslik başına düşen öğrenci sayısı ilkokullar, ortaokullar ve ortaöğretim kurumlarımız açısından düşündüğümüzde 16 ile 24 arasında. Bakın nereden nereye getirdik Türkiye’yi? Aynı şey öğretmen başına düşen öğrenci sayısı açısından da geçerli. Bir başka öğretmenimiz diyor ki, ’Allah’ım’ diyor ’İnşallah bir gün Cumhuriyet’in 100. yılında, koridorlarında farelerin cirit atmadığı bir okulda öğretmenlik yaparım.’ Bakın dün Karabük’e geldik. Buradaki okul yatırımlarımızı gezdik. Ben diyorum ki, ’birinci sınıf iş kalitesiyle okullar yapıyoruz.’ Muhalefet beni Meclis kürsüsünde eleştiriyor. Buyurun burada inşaatı devam eden ya da bu yıl eğitim öğretime açtığımızda okullarımızı gelsinler ziyaret etsinler. 2002’den önce neredeydik, 2023’te neredeyiz? Bu sorunun cevabını buyursunlar alsın. Bir başka öğretmenimiz diyor ki, ’İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında çocuklarımız tuvalet ihtiyaçlarını gidermek için okulun dışına çıkmazlar. İnşallah çocuklarımız okulun içerisinde ihtiyaçlarını giderebilir.’ Şu an Türkiye’de yaptığımız okulların tamamı bu statüde, gerçekten çocuklarımızın ihtiyaçlarını giderecek nitelikte. Bir başka öğrencimiz diyor ki, öğrencimiz mektup yazmış. Diyor ki, ’İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında ben başörtüsüyle üniversitede ya da lisede eğitim öğretim hayatıma devam edebilirim’ diyor. Kaldı mı böyle bir problemi arkadaşlar? Kalmadı. Bu kimin sayesinde? Sizin sayenizde. Sizin bize verdiğiniz destekler sayesinde. O yüzden ben hepinize çok teşekkür ediyorum. Siz bize destek olmasaydınız, siz Sayın Cumhurbaşkanımıza oylarınızla, siz Sayın Cumhurbaşkanımıza dualarınızla destek olmasaydınız bu yaptığımız şeylerden hiçbirini yapamazdık, beceremezdik" ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:" Muğla’ya son 22 yılda 302 milyar lira tutarında yatırım yaptık"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 16:30 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:" Muğla’ya son 22 yılda 302 milyar lira tutarında yatırım yaptık" AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Muğla 8’inci İl Kongresine katıldı. Menteşe Spor salonunda gerçekleştirilen AK Parti Muğla İl Kongresinde konuşan Erdoğan, konuşmasının ilk bölümünde CHP’yi eleştirerek, CHP’nin Türkiye’nin uluslararası alanda etkin hale gelmesinden rahatsız olanların apartı olduklarını söyledi. “Kazanımları korumak için gerektiğinde canımız ortaya koyduk” İstiklal harbinde Ege illeri arasında en fazla şehidi Muğla’nın verdiğini belirten Erdoğan, Erzurum Palandöken’de çığ düşmesi onucu vefat eden milli sporcu Emre Yazgan için başsağlığı dileyen Erdoğan, “Kardeşlerim, coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızın her anı, kesintisiz bir mücadeleyle geçmiştir. Nice medeniyetlerin doğduğu, yükseldiği ve battığı bu toprakları vatanımız kılmak için çok fedakârlık yaptık. Çok ter döktük, çok kan akıttık. Dişimizle tırnağımızla elde ettiğimiz kazanımları korumak için, gerektiğinde canımızı ortaya koymaktan çekinmedik. Tüm bu sureti içerisinde sadece dışarıdan gelen saldırıları göğüslemekle kalmadık. Aynı zamanda içerideki gaflet, dalalet, hatta ihanet odaklarıyla da uğraştık. Tarihe baktığımızda Osmanlı’nın Avrupa işlerine doğru sürdürdüğü ilerleyişinin hemen her safhasında önce geriye dönüp arkasını sağlama atma ihtiyacı duyduğunu görüyoruz. Osmanlı’nın son dönemde asırlarca bir arada yaşadığımız kimi kesimlerce nasıl kakla haline dönüştüğüne şahit olduk. Cumhuriyet döneminde kendi ülkesinin potansiyeline, kendi halkının değerlerine düşman olan mankurtların yol açtığı talimatların bedelini ödedik” “Kafaları karıştırmakta pek mahirler” “Onların heybelerinde ülkenin ve milletin sorunlarıyla ilgili en küçük bir çözüm paketi yoktur” “Bugün de sırf kendi çıkarları uğruna, insanımızın öz güvenini kırmaya, buna küresel siyasi ve sosyal saldırılar karşısında savunmasız bırakmaya çalışanlar var. Bakınız Rus yazar Dostoyevski ne diyor? ‘Hiç insan öldürmediği halde bir katilden daha cani insanları gördük. Umudumuzu öldürenleri gördük’ Evet, en büyük caniler insanların umudunu öldürenler veya ona teşebbüs edenlerdir. Yaşadığımız geçici sıkıntıları sanki dünya yıkılmış, biz de altında kalmışız edasıyla anlatanların gayesi asla milletimizin derdiyle dertlenmek değildir. Onların heybelerinde ülkenin ve milletin sorunlarıyla ilgili en küçük bir çözüm paketi yoktur. Daha önemlisi, böyle bir niyetleri, gayretleri, hazırlıkları da bulunuyor. ‘Ver ki yiyem, öp ki yatam. Gözdeki canım çıkmasın’ zihniyetiyle yıllardır milletin umudunu, enerjisini tüketenlerin bu ülkede dikilmiş tek bir ağaçları olmadığını en iyi sizler biliyorsunuz. Hiçbir eser ve hizmet olmadığı halde kafaları karıştırmakta, kabadayılık taslamakta, kavga çıkarmakta maşallah pek mahirdirler. Halbuki siyaset sadece yıkmakla, sadece engellemekle, sadece içi boş nutuklarla, sadece kameralara şov yapmakla yürütülecek bir iş değildir. Ne diyor Gönül Sultanı? ‘Kamil insan odur ki koyan dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yerler eser’ Şöyle dönüp ülkemizin son bir asrına baktığımızda kimlerin eserleriyle gönüllerde yaşadığını, kimlerin yerinde yerler estiğini herkes görüyor” “Hangi CHP?” “Son çeyrek asra bakalım. AK Parti’nin eser ve hizmet siyasetiyle, demokrasi ve özgürlük reformlarıyla ülkemize nasıl çağ atlattığını kim inkar edebilir? Hayata geçirdiğimiz projelere en çok karşı çıkanlar, en çok takoz koyanlar, şimdi bunlardan en fazla faydalananlardır. Mahalli İdare düzeyinde yıllardır yönettikleri yerleri, alt yapısı ve üst yapısıyla nasıl geri bıraktıklarını, buna karşılık imkânlarını nasıl yağmaladıklarını cümle alem biliyor. Üstelik son dönemde bu yağmaya bölücü terör örgütüyle irtibatını bir türlü kesmeyenleri de ortak ettiler. Kendi işlerindeki kavganın temelinde de işte bu rant kavgası var. Evet, kimden bahsediyorum? CHP’den bahsediyorum. Gerçi bu partiden söz açılınca insanın aklına ister istemez hangi CHP diyen bir soru geliyor. Çünkü karşımızda aynı amblem altında dört beş parçaya bölünmüş her biri diğerinin ayağını kaydırmakla, gözünü çıkarmakla meşgul bir yapı var. Her neyse kendi içlerinde ne yapacakları onları bileceği iş. Biz bu partinin genel duruşuyla ilgiliyiz. Esasen CHP, ilk parti faşizminden beri tarihinin her döneminde milletle kavgalı bir partiydi. Ama son dönemde işi artık ülkemize yönelik küresel projelerin taşeronluğunun işlenmeye kadar vardırdılar. Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada giderek etkin bir güç haline gelmesinden rahatsız olanların içerideki aparatı haline dönüştüler. Her geçen gün dibe batmalarına rağmen maalesef bunlardan en küçük bir kendini düzeltme emaresi de göremiyoruz. Değerli Kardeşlerim, bu söylediklerimizin hiçbiri de izah değildir, ithaf değildir, iftira hiç değildir. Hepsi de apaçık hakikattir. CHP’nin tüm bünyesini saran bu gaflet haline her alanda şahit oluyoruz” “CHP, millilikten ve yerlilikten giderek daha fazla uzaklaşıyor” “Mesela, Türkiye güney sınırlarının güvenliği için sınır ötesi harekatlar yapıyor. Karşısına kim çıkıyor? CHP. Türkiye Akdeniz’deki çıkarlarını korumak için Libya’da pozisyon alıyor. Karşısına kim çıkıyor. CHP. Türkiye Ukrayna Savaşı’ndan Filistin’de yaşanan trajediye kadar, bölgesindeki tüm çatışmalarda dünyanın takdirini kazanan tutumlar geliştiriyor, karşısına yine CHP çıkıyor. Türkiye, Türk dünyasının siyasi, kültürel, sosyal, askeri, beşeri birliğini sağlayacak tarihi adımlar atıyor, karşısına yine CHP çıkıyor. Türkiye, Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar geniş bir alanda kazan kazan esasına dayalı açılımlara gelişiyor, karşısına yine CHP çıkıyor. Uluslararası hemen her konuda kendi ülkesi yerine başkalarının safında yer almayı alışkanlık haline getiren CHP, millilikten ve yerlilikten giderek daha fazla uzaklaşıyor. Bu savrulmanın en önemli delillerinden biri de FETÖ’dan PKK, YPG’ye kadar farklı örgütlerle kurdukları alengirli ilişkilerdir. Küresel güçlerin soytarısı haline gelen CHP’ye gönül verenlerin önemli bir kısmının da bu tablodan rahatsız olduklarını biliyoruz, görüyoruz. Biz bu hakikatlerin vicdanları rahatsız, kafaları huzursuz ama aynı zamanda çaresiz aklıselim sahibi CHP’liler adına da dile getiriyoruz” “Özel’in kırdığı potları üst üste koysak Halep’e yol olur” “Eski genel başkanların gerçeklerden kopmuş bir şekilde eline FETÖ’cülerin tutuşturduğu argumanlarla 13 yıl güya siyaset yaptı. Şimdiki genel başkanları da yalan yalan bilgiler, içeride ve dışarıda karşılığı olmayan ve komplo teorileri üzerinde siyaset yapıyor. Sayın Özel’in iç ve dış politikada kırdığı potları üst üste koysak, burada Halep’e yol olur. Hakkını vermek sözsüz. İlk başta milletimizi ve gençlerimizi eğlendiriyordu. Ama artık komik bile değil, Türkiye gibi güçlü bir ülkenin ana muhalefet liderinin kendini bu durumlara düşürmesi Türk siyaseti adına utandırıcıdır. Demokrasilerde iktidarın icraat gücüne en çok katkıyı yapan unsurlardan biri de muhalefetin tutarlılığı ve alternatif politika geliştirme kabiliyetidir. Bizdeki muhalefet ne tutarlı, ne de politika geliştirme kabiliyetine sahiptir. Muhalefet temsilcileri tuğla üstüne tuğla koymak yerine, laf üstüne laf koymakla iş yaptıklarını sanıyorlar. Aslına bakılırsa, mevcut hallerinden gayet memnunlar. Aksi olsaydı, kendilerini şunca zamandır iktidardan uzak tutan bu yanlış üsluptan vazgeçip, milletin gönlünü kazanacak işlere yönetirlerdi. Demokratik siyasetin muhalefet vasıtasıyla kendini yenileme erdemini biz kendi kendimize gerçekleştiriyoruz” “Ülkemizin dünü gibi yarınının da umudu, inşaatçısı, yol açıcısı yine AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır“ “İşte kapalı spor salonu. Her şeye haykırıyor. AK Parti kurulduğu günden bugüne kadar kesintisiz bir değişim sürecini kendi içinde yaşatmayı hep başarmıştır. Parti yönetimimiz ve kabinelerimizle, vizyon belgelerimiz ve programlarımızla, eserlerimizle, hizmetlerimizle, reformlarımızla, milletimizle kurduğumuz temellerini güçlendirecek adımlarımızla. Velhasıl hayatın her alanına dokunan icraatlarımızla değişim bayrağını elden hiç bırakmadık. Bugün de ülkenin ihtiyacı olan her konuda, programı, projesi, vizyonu olan parti ve ittifak biziz. Milletimizin yaşadığı sıkıntıları çözme noktasında iradesi, çabası, reçetesi olan parti ve ittifak yine biziz. Bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri en doğru şekilde okuyabilen parti ve ittifak biziz. Ülkemizin itibarını, devletimizin çıkarlarını, milletimizin olurunu korumak için gerektiğinde her türlü riski alarak tavır geliştirebilen parti ve ittifak biziz. Sadece günü kurtarmaya değil, asıl geleceği inşaaya yönelik vizyona sahip parti ve ittifak biziz. Sözünü suya değil, milletin gönül defterine yazarak arkasında duran parti ve ittifak biziz. Saymaya kalksak, saatlerce sürecek vasıflarımızla ülkemizin dünü gibi yarının da umudu, inşaatçısı, yol açıcısı yine AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır” dedi. Muğla’ya 22 yılda 302 milyar lira tutarında yatırım yaptık” AK Parti Genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muğla’ya 22 yılda yapılan yatırımlar hakkında da bilgi verdi. Yapılan yatırımlar arasında, Adalet Bakanlığı 4 milyar, Eğitimde 23 milyar, Gençlik ve Sporda 5 milyar, Sosyal Yardımlar 34 milyar, Sağlık alanında 8 milyar, Çevre ve Şehircilik 36 milyar, 8 milyar tutarındaki yatırımlar da devam ediyor. Ulaştırma 57 milyar, Tarım ve Ormancılıkta 47 milyar, Enerji yatırımında 67 milyar, Kültür ve Turizm 7 milyar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik 13 milyar liralık hizmet ve eseri Muğla’ya kazandırdıklarını açıkladı.
AK Parti İzmir İl Başkanı Saygılı’dan İzmir Büyükşehir’e ‘kredi’ cevabı
21 Aralık 2024 Cumartesi - 16:26 AK Parti İzmir İl Başkanı Saygılı’dan İzmir Büyükşehir’e ‘kredi’ cevabı AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediyesinin beklediği ileri sürülen kredilerine açıklık getirerek, "6 adet kredi talepleri var. Bunlardan 3 tanesi, devam eden geçmişten bakanlığın izin verdiği ön izin; yani her yıl bittiğinde kullandığınız kredilerle ilgili evrak güncellemesi. 3 tanesi de yeni. Bunlardan sadece biri İzmir Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi 4. Faz, körfez ile ilgili. 2023’te, 4. faz için ihale yapıldı. O zaman bir kredi paketi bakanlığımız onayladı. Büyükşehir bununla ilgili harcamalar yapıyor" dedi. AK Parti Bayındır 8. Olağan İlçe Kongresinde, mevcut Başkan Veysel Bakıcıol yeniden aday olmazken, Mehmet Gelir başkan adayı oldu. Belediye Düğün Salonunda yapılan kongreye; AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, AK Parti Manisa 27. Dönem Milletvekili Mehmet Ali Özkan ve teşkilat mensupları katıldı. AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, konuşmasında, "Ölüme terk ettikleri körfez üzerinden akordu bozuk bir kredi türküsü tutturmuş söylüyorlar" dedi. "algı oluşturmaktan öteye geçmiyor" "Peki işin gerçeği ne ben size anlatayım" diyen Saygılı, "İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, kredilerle ilgili hükümetimizi suçlarken, gerçekler bambaşka bir tablo ortaya koyuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin bakanlığımızdan beklediği 6 adet kredi talebi var. Bunlardan 3 tanesi devam eden, geçmişten bakanlığın izin verdiği ön izin; yani her yıl bittiğinde kullandığınız kredilerle ilgili evrak güncellemesi. 3 tanesi de yeni. Sadece biri, İzmir Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi 4. Faz körfez ile ilgili. 2023’te, 4. faz için ihale yapıldı. O zaman bir kredi paketi bakanlığımız onayladı. Büyükşehir bununla ilgili harcamalar yapıyor. Bu işi etkiliyor mu? Hayır. Bu bir ‘köprü’ kredisi; yani bunu kullandığınızda Avrupa Kalkınma Bankası diyor ki; ’buraya harcadıklarınızı faturalandırırsanız, ben sana yeniden finansman veririm.’ ’Kredilendiririm’ dediği bir sistem; yani yaptıkları işi etkilemiyor. Başvuru yapılan bu yeni köprü kredisi, Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi Çamur Yakma Tesisi ve Dikili Yağmur Suyu işleri için geçtiğimiz kasım ayı İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinde, AK Parti grubumuzun oyları ile oy birliği yapılarak, belediye başkanına kredi görüşmeleri yaparak, şartlarını görüşmesi ve onaylaması için yetki verdik. Daha bu yetkiyi yeni almışken; ’kredi onayı gelmedi, geciktik’ demek, algı oluşturmaktan öteye geçmiyor. Bu bahane siyasetini Cemil Tugay’ın selefi Tunç Soyer yapıyordu. Siz yeni seçildiniz. Sadece AK Parti’yi suçlayan bir siyaseti kendinize ilke edinmeyin" diye konuştu. Başkan Saygılı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Gelelim hazır olan 5.5 milyarlık krediye; 2023 yılında, Dünya Bankasının alt yapılarla ilgili Türkiye’ye tanıdığı 330 milyon Euro bir genel paketi vardı. Hükümetimiz, bu pakette İzmir’i pilot il ilan etti. Büyükşehir meclisinde oy birliği yaptık; 130 milyon Euro, 30 yıl geri ödemeli, devlet garantisi altında, İller Bankası bu kredi paketini kullanmayı İzmir’e verdi. Bunun karşılığı bugün 5,5 milyar TL. Peki bu ne? Yağmur suyu ve kanalizasyon suyu hattının ayrıştırması için harcanması gereken para. Büyük kanal projesinde, projeyi değiştirip, birleşik sisteme dönen kim? Cumhuriyet Halk Partisi. 25 yıl boyunca ayrıştırma yapmayan Cumhuriyet Halk Partisi. Her yağmur yağdığında 7 litre/saniye kapasitesi olan bir şebekeye, 25 litre/saniye su verip denize tonlarca atık suyu basan kim? İzmir Büyükşehir Belediyesi. İzmir Büyükşehir Belediyesi 1.5 yıldır niye Dünya Bankası standartlarındaki ihaleye çıkamadı? Bu para hazır ve bekliyor şuan. İller Bankasının dış finansbank koordinatörü 15 günde bir İzmir’e geliyor. Sürekli İZSU’ya baskı yapıyor, ’kullanın’ diye. Büyükşehir bir taraftan hazır 5.5 milyar TL’li parayı kullanmıyor; hükümet 5.5 milyar garantörlüğü hazır olan bir para veriyor. Diyor ki; ’bizim kredilerimiz hazır. Hükümet onay vermiyor.’ İşte bu bahane belediyeciliğidir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:"Sayın Özel’in iç ve dış politikada kırdığı potları üst üste koysak buradan Halep’e yol olur"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 16:25 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:"Sayın Özel’in iç ve dış politikada kırdığı potları üst üste koysak buradan Halep’e yol olur" AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Muğla 8’inci İl Kongresine katıldı. Menteşe Spor salonunda gerçekleştirilen AK Parti Muğla İl Kongresinde konuşan Erdoğan, konuşmasının ilk bölümünde CHP’yi eleştirerek, CHP’nin Türkiye’nin uluslararası alanda etkin hale gelmesinden rahatsız olanların apartı olduklarını söyledi. “Kazanımları korumak için gerektiğinde canımız ortaya koyduk” İstiklal harbinde Ege illeri arasında en fazla şehidi Muğla’nın verdiğini belirten Erdoğan, Erzurum Palandöken’de çığ düşmesi onucu vefat eden milli sporcu Emre Yazgan için başsağlığı dileyen Erdoğan, “Kardeşlerim, coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızın her anı, kesintisiz bir mücadeleyle geçmiştir. Nice medeniyetlerin doğduğu, yükseldiği ve battığı bu toprakları vatanımız kılmak için çok fedakârlık yaptık. Çok ter döktük, çok kan akıttık. Dişimizle tırnağımızla elde ettiğimiz kazanımları korumak için, gerektiğinde canımızı ortaya koymaktan çekinmedik. Tüm bu sureti içerisinde sadece dışarıdan gelen saldırıları göğüslemekle kalmadık. Aynı zamanda içerideki gaflet, dalalet, hatta ihanet odaklarıyla da uğraştık. Tarihe baktığımızda Osmanlı’nın Avrupa işlerine doğru sürdürdüğü ilerleyişinin hemen her safhasında önce geriye dönüp arkasını sağlama atma ihtiyacı duyduğunu görüyoruz. Osmanlı’nın son dönemde asırlarca bir arada yaşadığımız kimi kesimlerce nasıl kakla haline dönüştüğüne şahit olduk. Cumhuriyet döneminde kendi ülkesinin potansiyeline, kendi halkının değerlerine düşman olan mankurtların yol açtığı talimatların bedelini ödedik” “Kafaları karıştırmakta pek mahirler” “Onların heybelerinde ülkenin ve milletin sorunlarıyla ilgili en küçük bir çözüm paketi yoktur” “Bugün de sırf kendi çıkarları uğruna, insanımızın öz güvenini kırmaya, buna küresel siyasi ve sosyal saldırılar karşısında savunmasız bırakmaya çalışanlar var. Bakınız Rus yazar Dostoyevski ne diyor? ‘Hiç insan öldürmediği halde bir katilden daha cani insanları gördük. Umudumuzu öldürenleri gördük’ Evet, en büyük caniler insanların umudunu öldürenler veya ona teşebbüs edenlerdir. Yaşadığımız geçici sıkıntıları sanki dünya yıkılmış, biz de altında kalmışız edasıyla anlatanların gayesi asla milletimizin derdiyle dertlenmek değildir. Onların heybelerinde ülkenin ve milletin sorunlarıyla ilgili en küçük bir çözüm paketi yoktur. Daha önemlisi, böyle bir niyetleri, gayretleri, hazırlıkları da bulunuyor. ‘Ver ki yiyem, öp ki yatam. Gözdeki canım çıkmasın’ zihniyetiyle yıllardır milletin umudunu, enerjisini tüketenlerin bu ülkede dikilmiş tek bir ağaçları olmadığını en iyi sizler biliyorsunuz. Hiçbir eser ve hizmet olmadığı halde kafaları karıştırmakta, kabadayılık taslamakta, kavga çıkarmakta maşallah pek mahirdirler. Halbuki siyaset sadece yıkmakla, sadece engellemekle, sadece içi boş nutuklarla, sadece kameralara şov yapmakla yürütülecek bir iş değildir. Ne diyor Gönül Sultanı? ‘Kamil insan odur ki koyan dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yerler eser’ Şöyle dönüp ülkemizin son bir asrına baktığımızda kimlerin eserleriyle gönüllerde yaşadığını, kimlerin yerinde yerler estiğini herkes görüyor” “Hangi CHP?” “Son çeyrek asra bakalım. AK Parti’nin eser ve hizmet siyasetiyle, demokrasi ve özgürlük reformlarıyla ülkemize nasıl çağ atlattığını kim inkar edebilir? Hayata geçirdiğimiz projelere en çok karşı çıkanlar, en çok takoz koyanlar, şimdi bunlardan en fazla faydalananlardır. Mahalli İdare düzeyinde yıllardır yönettikleri yerleri, alt yapısı ve üst yapısıyla nasıl geri bıraktıklarını, buna karşılık imkânlarını nasıl yağmaladıklarını cümle alem biliyor. Üstelik son dönemde bu yağmaya bölücü terör örgütüyle irtibatını bir türlü kesmeyenleri de ortak ettiler. Kendi işlerindeki kavganın temelinde de işte bu rant kavgası var. Evet, kimden bahsediyorum? CHP’den bahsediyorum. Gerçi bu partiden söz açılınca insanın aklına ister istemez hangi CHP diyen bir soru geliyor. Çünkü karşımızda aynı amblem altında dört beş parçaya bölünmüş her biri diğerinin ayağını kaydırmakla, gözünü çıkarmakla meşgul bir yapı var. Her neyse kendi içlerinde ne yapacakları onları bileceği iş. Biz bu partinin genel duruşuyla ilgiliyiz. Esasen CHP, ilk parti faşizminden beri tarihinin her döneminde milletle kavgalı bir partiydi. Ama son dönemde işi artık ülkemize yönelik küresel projelerin taşeronluğunun işlenmeye kadar vardırdılar. Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada giderek etkin bir güç haline gelmesinden rahatsız olanların içerideki aparatı haline dönüştüler. Her geçen gün dibe batmalarına rağmen maalesef bunlardan en küçük bir kendini düzeltme emaresi de göremiyoruz. Değerli Kardeşlerim, bu söylediklerimizin hiçbiri de izah değildir, ithaf değildir, iftira hiç değildir. Hepsi de apaçık hakikattir. CHP’nin tüm bünyesini saran bu gaflet haline her alanda şahit oluyoruz” “CHP, millilikten ve yerlilikten giderek daha fazla uzaklaşıyor” “Mesela, Türkiye güney sınırlarının güvenliği için sınır ötesi harekatlar yapıyor. Karşısına kim çıkıyor? CHP. Türkiye Akdeniz’deki çıkarlarını korumak için Libya’da pozisyon alıyor. Karşısına kim çıkıyor. CHP. Türkiye Ukrayna Savaşı’ndan Filistin’de yaşanan trajediye kadar, bölgesindeki tüm çatışmalarda dünyanın takdirini kazanan tutumlar geliştiriyor, karşısına yine CHP çıkıyor. Türkiye, Türk dünyasının siyasi, kültürel, sosyal, askeri, beşeri birliğini sağlayacak tarihi adımlar atıyor, karşısına yine CHP çıkıyor. Türkiye, Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar geniş bir alanda kazan kazan esasına dayalı açılımlara gelişiyor, karşısına yine CHP çıkıyor. Uluslararası hemen her konuda kendi ülkesi yerine başkalarının safında yer almayı alışkanlık haline getiren CHP, millilikten ve yerlilikten giderek daha fazla uzaklaşıyor. Bu savrulmanın en önemli delillerinden biri de FETÖ’dan PKK, YPG’ye kadar farklı örgütlerle kurdukları alengirli ilişkilerdir. Küresel güçlerin soytarısı haline gelen CHP’ye gönül verenlerin önemli bir kısmının da bu tablodan rahatsız olduklarını biliyoruz, görüyoruz. Biz bu hakikatlerin vicdanları rahatsız, kafaları huzursuz ama aynı zamanda çaresiz aklıselim sahibi CHP’liler adına da dile getiriyoruz” “Özel’in kırdığı potları üst üste koysak Halep’e yol olur” “Eski genel başkanların gerçeklerden kopmuş bir şekilde eline FETÖ’cülerin tutuşturduğu argumanlarla 13 yıl güya siyaset yaptı. Şimdiki genel başkanları da yalan yalan bilgiler, içeride ve dışarıda karşılığı olmayan ve komplo teorileri üzerinde siyaset yapıyor. Sayın Özel’in iç ve dış politikada kırdığı potları üst üste koysak, burada Halep’e yol olur. Hakkını vermek sözsüz. İlk başta milletimizi ve gençlerimizi eğlendiriyordu. Ama artık komik bile değil, Türkiye gibi güçlü bir ülkenin ana muhalefet liderinin kendini bu durumlara düşürmesi Türk siyaseti adına utandırıcıdır. Demokrasilerde iktidarın icraat gücüne en çok katkıyı yapan unsurlardan biri de muhalefetin tutarlılığı ve alternatif politika geliştirme kabiliyetidir. Bizdeki muhalefet ne tutarlı, ne de politika geliştirme kabiliyetine sahiptir. Muhalefet temsilcileri tuğla üstüne tuğla koymak yerine, laf üstüne laf koymakla iş yaptıklarını sanıyorlar. Aslına bakılırsa, mevcut hallerinden gayet memnunlar. Aksi olsaydı, kendilerini şunca zamandır iktidardan uzak tutan bu yanlış üsluptan vazgeçip, milletin gönlünü kazanacak işlere yönetirlerdi. Demokratik siyasetin muhalefet vasıtasıyla kendini yenileme erdemini biz kendi kendimize gerçekleştiriyoruz” “Ülkemizin dünü gibi yarınının da umudu, inşaatçısı, yol açıcısı yine AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır“ “İşte kapalı spor salonu. Her şeye haykırıyor. AK Parti kurulduğu günden bugüne kadar kesintisiz bir değişim sürecini kendi içinde yaşatmayı hep başarmıştır. Parti yönetimimiz ve kabinelerimizle, vizyon belgelerimiz ve programlarımızla, eserlerimizle, hizmetlerimizle, reformlarımızla, milletimizle kurduğumuz temellerini güçlendirecek adımlarımızla. Velhasıl hayatın her alanına dokunan icraatlarımızla değişim bayrağını elden hiç bırakmadık. Bugün de ülkenin ihtiyacı olan her konuda, programı, projesi, vizyonu olan parti ve ittifak biziz. Milletimizin yaşadığı sıkıntıları çözme noktasında iradesi, çabası, reçetesi olan parti ve ittifak yine biziz. Bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri en doğru şekilde okuyabilen parti ve ittifak biziz. Ülkemizin itibarını, devletimizin çıkarlarını, milletimizin olurunu korumak için gerektiğinde her türlü riski alarak tavır geliştirebilen parti ve ittifak biziz. Sadece günü kurtarmaya değil, asıl geleceği inşaaya yönelik vizyona sahip parti ve ittifak biziz. Sözünü suya değil, milletin gönül defterine yazarak arkasında duran parti ve ittifak biziz. Saymaya kalksak, saatlerce sürecek vasıflarımızla ülkemizin dünü gibi yarının da umudu, inşaatçısı, yol açıcısı yine AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır” dedi. Muğla’ya 22 yılda 302 milyar lira tutarında yatırım yaptık” AK Parti Genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muğla’ya 22 yılda yapılan yatırımlar hakkında da bilgi verdi. Yapılan yatırımlar arasında, Adalet Bakanlığı 4 milyar, Eğitimde 23 milyar, Gençlik ve Sporda 5 milyar, Sosyal Yardımlar 34 milyar, Sağlık alanında 8 milyar, Çevre ve Şehircilik 36 milyar, 8 milyar tutarındaki yatırımlar da devam ediyor. Ulaştırma 57 milyar, Tarım ve Ormancılıkta 47 milyar, Enerji yatırımında 67 milyar, Kültür ve Turizm 7 milyar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik 13 milyar liralık hizmet ve eseri Muğla’ya kazandırdıklarını açıkladı.
Bakan Göktaş: "Burdur’a 23 yılda 60,5 milyar lira yatırım yaptık"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 14:57 Bakan Göktaş: "Burdur’a 23 yılda 60,5 milyar lira yatırım yaptık" AK Parti Burdur 8. Olağan Kongresi’nde konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, AK Parti’nin gücünü milletten aldığını belirterek 23 yılda Burdur’a 60,5 milyar lira yatırım yaptıklarını söyledi. Burdur’da AK Parti 8. Olağan Kongresi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi İşleri Bakanı Nihat Zeybekçi’nin katılımıyla Hüsnü Bayer Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Kongrede konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, "Burdur’umuzun 8. Olağan Kongresi’nin hayırlara vesile olmasını diliyorum" sözleriyle kongreye katılanları selamlayarak, "’Millete hizmet yolunda kutlu yürüyüşe devam’ diyen AK Parti’mizin tüm kadrolarıyla, millete hizmet yolunda durmadan, yorulmadan ilk günkü aşkla çalışıyoruz. 85 milyon vatandaşımızın huzurunu ve refahı için, her alanda gerçekleştirdiğimiz reformlarla güçlü bir Türkiye inşa ediyoruz. AK Parti, her daim büyük bir heyecanla milli hedeflerine yürüyenlerin partisidir. AK Parti, Türkiye sevdasıyla yoğrulmuş, milli iradenin desteğiyle büyümüş, azim ve kararlılıkla ilerleyenlerin partisidir. AK Parti, milli hâkimiyetin üstünde hiçbir gücü tanımayanların, milletimizin hayallerini gerçek kılanların partisidir" dedi. “23 yılda vatandaşımızın karşısında icraatla çıktık” Bakan Özdemir Göktaş AK Parti’nin 23 yılda halkın karşısına icraat ile çıktıklarını belirterek, “Ne büyük bir şeref ki, aziz milletimizin takdiri ve desteğiyle büyüyen AK Parti, Türkiye’nin büyümesinde, her zaman öncü bir misyonu yerine getirmiştir, getirmeye de devam ediyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, siz kıymetli dava arkadaşlarımızla ’Yaparsa AK Parti Yapar’ dedik ve çok değerli yollar kat ettik. 23 yılda, hakikat yolunda ilerledik, her daim milletimizin yanında olduk. 23 yılda, vatandaşlarımızın huzuruna her zaman söz verdiğimiz gibi lafla değil, icraatla çıktık. Türkiye’nin gücüne güç kattık" ifadelerini kullandı. “Gücümüzün kaynağı milletin kendisidir” AK Parti’nin gücünü milletten aldığını belirten Bakan Göktaş, “Gücümüzün kaynağı aziz Türk milletinin bizatihi kendisi oldu. Gücümüzü durmak nedir, yorulmak nedir bilmeyen AK gençlerden aldık. Türkiye’yi büyüten, istikrarı sürdüren AK kadınlardan aldık. Gücümüzü, bu davaya gönül veren siz kıymetli kardeşlerimizden aldık. Gücümüzü gece gündüz demeden 7’den 77’ye emek veren AK Teşkilatımızdan aldık. Bugün Türkiye’nin dirliğinin ve birliğinin teminatı teşkilatlarımızdır. Teşkilatlarımızla gurur duyuyoruz. Her birinizle yol arkadaşlığı yaptığımız için onur duyuyoruz” ifadelerine yer verdi. “Burdur’a 23 yılda 60,5 milyar lira yatırım yaptık” Burdurlu kardeşleriyle yol yürüdüğü için iftihar ettiklerini belirten Bakan Göktaş, “Cumhurbaşkanımızın da ifadeleriyle ’Burdur’u sadece gönülden sevmekle kalmadık, Burdur’u hizmetlerimizle ileriye taşıdık.’ 23 yılda güzel Burdur’umuza 60,5 milyar lira değerinde yatırımlar yaptık. Burdur’umuzun kadınları, çocukları, yaşlıları, engellilerin hayatını kolaylaştıracak, refahı artıracak adımları bir bir attık. Bir yandan şehirlerimizi güzelleştirirken diğer yandan vatandaşlarımızın yaşam kalitelerini artıracak sosyal politikalar geliştiriyoruz. Burdurlu vatandaşlarımızın yüzü güldükçe bizler de mutlu oluyoruz. Biz inanıyoruz ki, mutlu bireyler güçlü aileleri, güçlü aileler huzurlu bir toplumu inşa eder. Bu inançla, sizler için, Burdurlu kardeşlerimiz için büyük bir azim ve gayretle çalışmaya devam edeceğiz. Bugün Burdur’un, kutlu davamıza olan bağlılığını, vefasını ve azmini bir kez daha yüreklerimizde hissettik. Bu salonda var olan gayret ve birlik ruhu, sadece Burdur’u değil, tüm Türkiye’yi kucaklayan AK Parti’nin ne kadar büyük bir aile olduğunu gösteriyor” diye konuştu. “Mazlum coğrafyanın refahı için mücadelemizi sürdüreceğiz” AK Parti’nin temelinde, millete olan sarsılmaz sevdası, hizmet tutkusu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonuyla gerçekleştirdikleri büyük dönüşümlerin olduğunu söyleyen Bakan Göktaş, "Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde AK Parti, sadece bir milletin değil, gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki mazlumların umududur. Tarihin doğru tarafında yer alanların, merhametle hareket edenlerin, zulme ve haksızlığa karşı direnenlerin yanında saf tutmaktır. Suriye’de özgürlüğün şafağı sökerken hakikatin gür sesi, Suriye halkının refahı ve esenliği için barışın teminatı olmaktır. Filistin davasının yılmaz savunucusu, Kudüs’ün onurlu muhafızı olmaktır. Bu inançla, Filistin’in özgürlüğü, Suriye’nin huzuru ve tüm mazlum coğrafyaların refahı için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. “23 yılda olduğu gibi bundan sonra da çalışmalarımız devam edecek” 23 yılda olduğu gibi bundan sonra da çalışmalarının devam edeceğini ve Türkiye Yüzyılı hedeflere el ele vereceklerini belirten Bakan Göktaş, “İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un kıymetli hemşehrileri, merhum şairimizin de ’Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz’ dizesinde dile getirdiği gibi sarsılmaz bir inançla kutlu davamızda emin adımlarla ilerliyoruz. Milletimizin iradesiyle, en çetin badireler karşısında dahi dimdik ayakta kalarak, asırlardır süregelen birlik ruhuyla güçlü bir Türkiye için çalışmaya devam ediyoruz. 23 yılda olduğu gibi, bundan sonra da hizmetlerimizle, eserlerimizle ülkemize değer katmaya devam edeceğiz. Toplumun tüm kesimlerini kapsayan, 85 milyon vatandaşımızı kucaklayan bir siyaset anlayışıyla hizmetlerimizi sürdüreceğiz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Türkiye Yüzyılı hedeflerimize el ele vererek ulaşacağız. Burdur’umuzu yeni yatırımlarla güçlendirecek, öncü şehirlerimizden biri haline getireceğiz. Dün olduğu gibi bugün de ’Umudun, İcraatın, Geleceğin Adı AK Parti’ diyeceğiz" sözleriyle konuşmasını tamamlayıp Burdur 8. Olağan Kongresi’nin hayırlı olmasını dileyerek kongrede tek aday olan İl Başkanı Mustafa Özboyacı ve yönetimine başarılar diledi.
Başkan Kaplan’dan Arslan ailesine ziyaret
21 Aralık 2024 Cumartesi - 14:27 Başkan Kaplan’dan Arslan ailesine ziyaret Yeniden Refah Partisi Akhisar İlçe Başkanı Ünal Kaplan ve yönetimi Manisa’nın Saruhanlı ilçesinden Gazze’ye gitmek üzere yola çıkan, ancak Suriye’de Esed rejimi tarafından tutuklanarak Adra Hapishanesi’ne konulan ve Suriye Milli Ordusu’nun hapishanedeki mahkumları serbest bırakmasıyla özgürlüğüne kavuşan Engin Arslan ve ailesini ziyaret etti. Duygusal anların yaşandığı ziyarette Engin Arslan, bu süreçte yaşadığı insanlık dışı muamele ve ağır şartlar hakkında tecrübelerini paylaştı. Hapishane şartlarındaki yetersiz beslenme, hijyen eksikliği ve maruz kaldığı fiziksel işkence, insan hakları ihlalleri konusundaki farkındalığı artırmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyan Arslan, yaşadığı tüm zorluklara rağmen ailesine kavuşma arzusu ve güçlü duruşu partililere de cesaret ve ilham verdi. "Engin Arslan ve ailesinin duyarlılığı bizi derinden etkiledi" Yeniden Refah Partisi Akhisar İlçe Başkanı Ünal Kaplan, "Ziyaretimiz sırasında, yaşanan bu acı tecrübelerin ötesinde, kardeşlik ve dayanışmanın ne kadar kıymetli olduğuna bir kez daha tanık olduk. Engin Arslan ve ailesinin misafirperverliği, İslam ümmetine olan duyarlılıkları ve güçlü manevi duruşları, bizi derinden etkiledi. Bu anlamlı buluşma vesilesiyle, insanlığın ortak değerleri etrafında kenetlenmenin önemini bir kez daha hatırladık. Yeniden Refah Partisi Akhisar İlçe Başkanlığı olarak, bu ziyaretin sadece bir buluşmadan ibaret olmadığını, aynı zamanda toplumsal duyarlılık ve insani değerlerin güçlendirilmesi adına önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. Bu tür ziyaretlerin devam etmesi, toplumumuzda birlik, beraberlik ve dayanışma duygularını pekiştirecektir. Engin Arslan ve ailesine yeni yaşamlarında huzur, mutluluk ve refah dilerken, başta İslam coğrafyası olmak üzere, dünyanın dört bir yanında zulüm gören kardeşlerimiz için dualarımızın ve gayretlerimizin devam edeceğini kamuoyuna saygıyla duyururuz." dedi.
Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, 99 adet taşınmazın satışı için yetki isteyecek
21 Aralık 2024 Cumartesi - 14:22 Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, 99 adet taşınmazın satışı için yetki isteyecek Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Belediye Meclisi’ne olağanüstü toplantı çağrısı yaparken, 99 adet taşınmazın satışı için yetki isteyecek. Bilecik Belediye Meclisi 23 Aralık Pazartesi günü saat 10.00’da Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı başkanlığında Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezinde olağanüstü toplanacak. Toplantıda mülkiyeti belediyeye ait İstiklal Mahallesi 89 ada 15 parselde kayıtla taşınmaz ile ilgili olarak 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 18’inci maddesinin (h) bendi ve 38’inci maddesinin (g) bendine istinaden alacaklı taraf olan Alve İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile var olan uyuşmazlığın sulh ile tasfiye, kabul ve feragatine ilişkin her türlü anlaşma ve protokoller yapılması, istinaf ve temyiz yargılamasından feragat edilmesi hususlarında Belediye Başkanına yetki verilmesi konusu görüşülecek. Diğer bir gündem maddesi de 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 18’inci maddesinin (e) bendi ve 34’üncü maddesinin (g) bendine istinaden, mülkiyeti belediye ait müzekkere eki tabloda belirtilen 99 adet taşınmazın satışına ilişkin tüm iş ve işlemleri yürütmek üzere Belediye Başkanlığına ve Belediye Encümenine yetki verilmesi konusunun görüşülmesi olacak. Bu gündem maddeleri sonrası AVM inşaatının müteahhidi Alve İnşaat ile süreci yönetmek ve 99 adet taşınmazın satışına ilişkin Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı’na yetki istenecek.
Geçit, “Bayyiğit’in başarısı hepimizi gururlandırdı”
21 Aralık 2024 Cumartesi - 13:05 Geçit, “Bayyiğit’in başarısı hepimizi gururlandırdı” Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr.İlhan Geçit, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden ‘Yaşayan İnsan Hazineleri’ ödülünü alan sıcak demir ustası Yusuf Bayyiğit’i Malatya Büyükşehir Belediyesi Sanat Sokağı’ndaki atölyesinde ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘Yaşayan İnsan Hazineleri’ ödül töreninde Malatya’lı zanaatkâr, demirci ustası Yusuf Bayyiğit’e ‘Yaşayan İnsan Hazineleri’ ödülünü takdim etmişti. Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, 53 yıldır sıcak demir işçiliğini aralıksız sürdüren ve unutulmaya yüz tutmuş ‘Damascus’ tekniğiyle yaptığı el emeği göz nuru bıçaklar ve kılıçlarla bu alanda isminden söz ettiren demirci ustası Yusuf Bayyiğit’i atölyesinde ziyaret ederek, büyük bir titizlik ve emekle hayata geçen eserleri inceledi. Yusuf Bayyiğit’i aldığı ödülden dolayı tebrik eden Başkan Geçit, Anadolu medeniyetinde özel bir yeri olan ‘bıçak ve kılıç’ gibi sanatsal mirasların korunması ve yaşatılması açısından önemli bir misyon üstelenen Yusuf Bayyiğit’in başarılarını takdirle karşıladıklarını söyledi. Yusuf Bayyiğit’in ustalığı ve sanatıyla kültürel mirasın korunmasında öncü isimler arasında yer aldığını ifade eden Başkan Geçit, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden ‘Yaşayan İnsan Hazineleri’ ödülünü alan sıcak demir ustası Yusuf Bayyiğit ustamızı öncelikle hem aldığı ödülden dolayı hem de kültürel miraslarımızın korunması noktasındaki duyarlılığından dolayı tebrik ediyorum. Yusuf Ustamızın bu başarısı hepimizi gururlandırdı. Sanat Sokağındaki atölyesinde birbirinden değerli eserler üreten Yusuf Ustamızı ziyaret ederek bin bir emek ve gayretle yaptığı eserleri yakından inceledik. Ustamız geleneksel yöntemlerle sürdürdüğü bu kadim mesleğiyle bir yandan sanatsal mirasımızın yaşatılmasını sağlarken diğer taraftan yeni nesle bu kadim mesleği öğretmeye çalışıyor. 53 yıldır demir işçiliği gibi zor bir meslek dalını başarıyla yerine getiren Yusuf Ustamızın çabalarını asla unutmayacağız. Bu şehrin kültürüne ve sanatına emek veren zanaatkârlarımızla her zaman gurur duyuyoruz. Yusuf Ustama, değerli eşine ve çocuklarına sağlıklı bir hayat diliyorum” diye konuştu. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirip, teşekkürlerini sunan demirci ustası Yusuf Bayyiğit ise, ‘Damascus’ bıçakları ve kılıçları Başkan Geçit’e tanıttı.