POLİTİKA
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Erdoğan "Türkiye satın alma gücü itibarıyla milli gelire bakıldığı zaman dünyada bu sene sonunda 11. sıraya yerleşecek" 13 Aralık 2025 Cumartesi - 23:50:23 "Türkiye Yüzyılında Erzincanlı İş İnsanlarının Misyonu" programında konuşan İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, "Türkiye satın alma gücü itibarıyla milli gelire bakıldığı zaman dünyada bu sene sonunda 11. sıraya yerleşecek" dedi. İstanbul Beyoğlu’nda bir otelde "Türkiye Yüzyılında Erzincanlı İş İnsanlarının Misyonu" programı gerçekleştirildi. Programda konuşan Necmeddin Bilal Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında, 21. yüzyıl dünyasına Türkiye’nin damga vurması iddiasının adı aslında. Tabii Türkiye Yüzyılı hedeflerini düşünürken, bu kadar iddialı hedeflere ulaşabilir miyiz diye düşünenler için bazı verilere bakmak lazım. Türkiye 25 sene önce aşağı yukarı 67, 68, 70 milyonluk Türkiye’ydi. Milli gelirimiz 200 milyar dolardı, kişi başına 3 bin dolar civarındaydı. Toplam 200 milyar dolar kadar bir milli gelirimiz var. Geldiğimiz nokta ne oldu? 86 milyonluk Türkiye milli gelir bir buçuk trilyon dolar. 200 milyar dolar nerede, bir buçuk trilyon dolar nerede. Yani 7 kattan fazla büyümüş bir Türkiye. Kişi başına milli gelir 3 bin dolarlardan bu sene itibarıyla neredeyse 18 bin dolara gelecek. Türkiye satın alma gücü itibarıyla milli gelire bakıldığı zaman dünyada bu sene sonunda 11. sıraya yerleşecek" dedi. "23 yılda yüzde 5,4 büyümüşüz" Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "23 yılda ortalama yüzde 5,4 büyümüşüz. Bu 23 yılda neler oldu? Böyle küçük bir özet yapsak. Yüzyılın en büyük global ekonomik krizi, darbe girişimi, 17-25 Aralık olayları, iki günde iki tane inanılmaz büyüklükte asrın felaketi dediğimiz 15 milyon kişiyi etkileyen deprem, pandemi, bölgedeki savaşları düşünün. Yani Irak, Suriye, Ukrayna, Gürcistan, Mısır ve bölgedeki bütün bu karışıklık. Bütün bunlar olurken, 23 yılda yüzde 5,4 büyümüşüz. Bütün dünya yüzde 3,3 büyürken. Yani 200 milyardan bir buçuk trilyona böyle çıkıyoruz. Türkiye’nin ne kadar çok gücünün, enerjisinin, potansiyelinin olduğunu görmek için daha neyi görmemiz lazım." Programa, Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, Hazine ve Maliye Bakanı Yardımcısı Osman Çelik, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Gündüz, eski futbolcu Mesut Özil ve iş adamları katıldı.
13 Aralık 2025 Cumartesi - 20:52 Bakan Bayraktar: "Filomuza geçen yıl kattığımız yeni yüzer üretim platformumuz ’Osman Gazi’yle günlük üretim kapasitemizi 2026 yılında 20 milyon metreküpe çıkaracağız" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, "Filomuza geçen yıl kattığımız yeni yüzer üretim platformumuz ’Osman Gazi’yle günlük üretim kapasitemizi 2026 yılında 20 milyon metreküpe çıkaracağız. 2028 yılında 2’nci yüzer üretim tesisimizle bunu 40 milyon metreküpün üzerine çıkaracağız ve merak etmeyin, bu gemilerin sadece adlarını değiştirmedik; bu gemilerimizde çalışan kendi çocuklarımız, bugün yerlilik yüzde 30’dan yüzde 70’lerin üzerine çıktı. Yani bizim gemilerimizde bin 100 çalışanımız var, bunların içerisinde Fatihler var, Yavuzlar var, Abdülhamitler var, Süleymanlar var, Alparslanlar var" dedi. Bakan Bayraktar, 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Bayraktar, madencilik sektörünün ekonomik büyümeye katkısı olduğu kadar istihdama ve bölgesel kalkınmaya da önemli katkılar sağladığını söyleyerek, "150 bin maden emekçimiz, ülkemizin dört bir yanında alın teri dökmekte, üretimimizin gücüne güç katmaktadır. Madencilik faaliyetlerinde, iş sağlığı, işletme ve çevre güvenliğini artırmak için arama ve üretim süreçlerinin her aşamasında etkin denetimler gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda, 2025 yılı Kasım sonu itibarıyla aylık ortalama 775 saha denetimi yaptık. Bu dönemde bin 578 firmaya idari para cezası uyguladık. Ayrıca 2 bin 225 adet faaliyet durdurma tedbiri aldık. Diğer taraftan, madencilik faaliyetlerinin çevreyle uyum içerisinde yürütülmesi için Temmuz ayında yapılan düzenlemeyle, yatırımcıların rehabilitasyon yükümlülükleri artırılmış ve rehabilitasyon çalışmalarının madencilik faaliyetiyle eş zamanlı yürütülmesi zorunlu hale getirilmiştir. Ayrıca, ruhsat sahiplerinden tahsil edilen rehabilitasyon bedelinin iki katının üzerine çıkarılması ve bu bedelin nemalandırılması ile rehabilitasyon faaliyetlerinin uygulanabilirliği sağlanmıştır. Madencilik yapılan sahaların doğaya yeniden kazandırılması konusundaki hassasiyetimizin bir sonucu olarak, bugüne kadar 18 bin futbol sahası büyüklüğündeki alan rehabilite edilmiş ve yaklaşık 24 milyon ağaç dikilmiştir" ifadelerini kullandı. Bayraktar, 2024 yılında altın dahil maden ithalatının 32 milyar dolar olduğunu kaydederek, "Bu alandaki dışa bağımlılığımızı düşürmek için, maden üretimimizi her geçen yıl artırıyoruz. 22 yıl önce Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içinde bugünkü fiyatlarla 117 milyar TL olan madencilik sektörünün hacmini 2024 yılında 529 milyar TL’ye; maden ihracatımızı da aynı dönemde 7 kat artırarak 6 milyar dolara çıkardık. Dünya rezervinin büyük bir kısmına sahip olduğumuz bor madeninde, 2024 yılında 2,5 milyon ton satışla 1,3 milyar dolarlık gelir elde ederek rekor kırdık. İnşallah 2025 yılını da benzer seviyelerde tamamlayacağız. Nadir Toprak Elementleri modern teknolojilerin ve yeşil dönüşümün temel unsurlarından biridir. Enerji dönüşümünün hızlandığı, dijitalleşmenin vazgeçilmez bir hale geldiği dünyada, nadir toprak elementlerine sahip olmak, yalnızca bir maden zenginliği değil; ülkelerin en önemli stratejik güç alanlarından biri hâline gelmiştir. Elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji sistemleri, gelişmiş uzay ve savunma teknolojileri gibi birçok alandaki ilerlemeler Nadir Toprak Elementlerine olan ihtiyacı artırmıştır. Bizler; Nadir Toprak Elementlerindeki bu yükseliş trendini yıllar öncesinden tespit ederek, potansiyelimizin olduğu bölgelerdeki çalışmalarımıza hız verdik. Bu kapsamda, Eskişehir Beylikova’da 125 bin metreden fazla sondaj yaparak 694 milyon tonluk, dünyada tek sahada en büyük ikinci rezervi keşfettik. Akabinde, pilot tesisimizi 2023 yılı Nisan ayında devreye aldık. 570 bin ton kapasiteli endüstriyel tesisin temelini de önümüzdeki yıl atmayı hedefliyoruz. Bu kaynağı milli menfaatlerimize en uygun şekilde, devlet eliyle işletecek ve en katma değerli şekilde ekonomimize kazandıracağız" şeklinde konuştu. Doğal gaz tüketiminde Türkiye’nin dördüncü büyük ülkesi olduğunu belirten Bayraktar, "Bu yüksek tüketimi mümkün olduğunca kendi kaynaklarımızdan karşılamak için yurt içinde ve yurt dışında arama ve üretim faaliyetlerimizi artırıyoruz. Yurt içi ve yurt dışındaki kara ve deniz sahalarımızda günlük doğal gaz üretimimizi 22 milyon metreküpün üzerine çıkarak üretim rekoru kırdık. Bu üretim seviyesi, konut tüketiminin yüzde 42’sine, sanayi tüketiminin yüzde 63’üne, toplam doğal gaz talebinin ise yüzde 15’ine karşılık gelmektedir. Ayrıca, enerji altyapımızı geliştirmek adına birçok önemli yatırımı hayata geçiriyoruz. Devreye aldığımız doğal gaz iletim ve dağıtım hatları, yer altı depolama tesisleri, LNG terminalleri ve Yüzer Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Üniteleri (FSRU) ile doğal gaz altyapımızı güçlendirdik. Bu süreçte yalnızca yerli üretim kapasitemizi artırmakla kalmadık, aynı zamanda kaynak ülke ve tedarik güzergahlarımızı da çeşitlendirdik. Özellikle LNG alanında yaptığımız yatırımlar sayesinde, günlük gazlaştırma kapasitemizi beş katına çıkararak 161 milyon metreküpe ulaştırdık. Bugün, doğal gaz tüketimimizin neredeyse yarısını LNG tedarikiyle karşılayabilir durumdayız. Önümüzdeki dönemde bu kapasiteyi günlük 200 milyon metreküpe yükselteceğiz. Bu çalışmalarımızla Türkiye’yi yalnızca kendi talebini karşılayan bir ülke olmaktan çıkararak bölgesindeki ülkelere doğal gaz ihraç edebilen bir merkez ülke haline getiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda, sahip olduğumuz petrol ve doğal gaz potansiyelinin ortaya konması, yeni keşifler yapılması ve üretim kabiliyetimizin artırılması adına dünyada sayılı enerji filolarından birini kurduk. Kısa süre önce filomuza ilave iki adet yedinci nesil ultra derin deniz sondaj gemisi kazandırdık. Bu gemilerden ilki Eylül ayında ikincisi ise bu ayın başında mavi vatanımıza ulaşmıştır. Böylece, altı sondaj gemisi, iki sismik araştırma gemisi ve destek unsurlarıyla birlikte, Türkiye’yi dünyanın en büyük dördüncü arama ve üretim filosuna sahip ülkesi konumuna getirdik. Karadan 170 kilometre açıkta ve 2 bin 100 metre deniz derinliğinde, deniz tabanından sonra ilave 2 bin 500-3 bin metre sondajla bulduğumuz gazı 3 yıl gibi kısa bir sürede karaya çıkardık ve vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Millî filomuzla sürdürdüğümüz çalışmalar kapsamında, 2025 yılı içinde güncel ekonomik değeri yaklaşık 37 milyar dolar olan 92 milyar metreküpün üzerinde yeni doğal gaz rezervi bulduk. Sakarya Gaz Sahası’nda üretimimizi artırmaya yönelik çalışmalarımıza hız verdik. Bir yıl önce günlük 7 milyon metreküp olan üretimimizi 9,5 milyon metreküpe çıkardık. Böylece sadece son bir yılda sağladığımız bu üretim artışıyla ilave bir milyondan fazla evin ihtiyacını yerli doğal gazdan karşıladık. Filomuza geçen yıl kattığımız yeni yüzer üretim platformumuz ’Osman Gazi’yle günlük üretim kapasitemizi 2026 yılında 20 milyon metreküpe çıkaracağız. 2028 yılında 2’nci yüzer üretim tesisimizle bunu 40 milyon metreküpün üzerine çıkaracağız ve merak etmeyin, bu gemilerin sadece adlarını değiştirmedik; bu gemilerimizde çalışan kendi çocuklarımız, bugün yerlilik yüzde 30’dan yüzde 70’lerin üzerine çıktı. Yani bizim gemilerimizde bin 100 çalışanımız var, bunların içerisinde Fatihler var, Yavuzlar var, Abdülhamitler var, Süleymanlar var, Alparslanlar var" dedi. Bayraktar, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye’yi enerjide tam bağımsız bir geleceğe taşıma gayesiyle, Karadeniz’in derinliklerinden Gabar’ın zirvesine kadar kararlılıkla çalışıyoruz. Dışa bağımlılığımızın yüksek olduğu petrol alanında, Şırnak Gabar’da tarihimizin en büyük petrol rezervini keşfettik. Yürüttüğümüz yoğun çalışmalarla, Ankara-Edirne otoyolu uzunluğuna tekabül eden yaklaşık 700 kilometrelik yol ağı inşa ettik. Geçen yıl bu zamanlarda Gabar’da günlük 61 bin varil petrol üretirken, bugün günlük 81 bin varil üretime çıktık. Gabar sahasındaki bu başarı, yalnızca üretim rakamlarıyla sınırlı değil. Sahadaki faaliyetlerimiz kapsamında 3 bin 500’ün üzerinde çoğunluğu Şırnaklı olmak üzere genç kardeşlerimize iş imkânı oluşturduk. Bölgenin istihdamına önemli bir katkı sağladık. Terörsüz Gabar’da hayata geçirdiğimiz bu proje ile Terörsüz Türkiye’nin ne kadar eşsiz fırsatları beraberinde getirdiğinin bir örneğini aziz milletimize gösterdiğimize inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(Asgari ücret) "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum"
11 Aralık 2025 Perşembe - 15:45 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(Asgari ücret) "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından gerçekleştirilecek olan çalışmalarda işverenleri temsilen yer alan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) heyetinden ellerini taşın altına koymalarını beklediğini söyledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium’da gerçekleştirilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) 29. Olağan Genel Kurulu’na katıldı.Burada konuşan Erdoğan, kurulun, Türkiye, Türk milleti, işverenler ve çalışma hayatının tüm paydaşları için hayırlara vesile olmasını, kurulda alınacak kararlarla belirlenecek yol haritasının işçi, işveren ve sendikasıyla iş dünyasının tamamı için faydalı sonuçlar getirmesini canı gönülden temenni ettiğini söyledi.TİSK camiasının 2,3 milyon çalışanıyla tam 63 yıldır güçlü ve kurumsal bir varlık gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "‘Birlikte mümkün’ anlayışıyla çalışmalarını sürdüren TİSK ailesi ülkemizin gayrisafi yurt içi hasılasına 200 milyar dolar, ihracatına ise 100 milyar doların üstünde çok önemli katkılar sunuyor. Türkiye’nin en büyük 5 yüz sanayi kuruluşunun yer aldığı ISO-500’deki ilk 10 işletmemizin 7 TİSK camiası içerisindedir. İhracatımızın neredeyse yarısı TİSK bünyesindeki işletmeler tarafından gerçekleştiriliyor. Ayrıca TİSK, 40’ın üzerinde ulusal 10’u aşkın uluslararası platformda işverenlerimizi başarıyla temsil ediyor" ifadelerini kullandı."Dünya değişirken işletmelerimizin ve işverenlerimizin bu yeni gerçekliğe uyum sağlamasa kritik önemlidir"TİSK’in icraat odaklı ve gerçekçi bir yaklaşımla hareket ettiğini memnuniyetle müşahede ettiklerini söyleyen Erdoğan, "Dünya değişirken, küreselleşme tüm hızıyla devam ederken, teknoloji baş döndürücü bir şekilde ilerlerken işletmelerimizin ve işverenlerimizin bu yeni gerçekliğe uyum sağlaması kritik önemdedir. Bu anlamda planlamadan seri üretime, istihdam politikasından proje uygulama süreçlerine, ihracat stratejilerinden dijital dönüşüme, reel sektörün tüm aktörlerinin yeni şartlara hızla adapte olması büyüme ve kalkınmanın yanı sıra küresel rekabette de elimizi güçlendiren ekonomimize dinamizm katan önemli faktörlerdir" açıklamasında bulundu.Erdoğan, üç dönemdir refah ve istikrarı tehdit eden sımalarla mücadelede TİSK’in Türk milleti ve devletinin yanında olduğunu açık ve net bir şekilde gösterdiğini belirterek, "Dışarıdan aldıkları talimatlarla siyaset ve toplum mühendisliğine soyunan, vesayete vefa borcunu ödemeye çalışan kimi oluşumların aksine TİSK, kritik dönemeçlerde yerli ve milli bir duruş sergilemiştir" şeklinde konuştu."İşçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olması bizim için vazgeçilmezdir"İşçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olmasının kendileri için vazgeçilmez olduğunu aktaran Erdoğan, "Bu ilişki sağlıklı bir zemine oturtulmadığında Allah muhafaza sömürü ve adaletsizliğe giden yol önümüzde açılacaktır. Bu da yalnızca sosyal barışın altını oymakla kalmayacak aynı zamanda birlik ve dayanışma iklimine de zarar verecektir. Geçmişte bunun acı örneklerini millet olarak hep birlikte yaşadık. Anadolu’nun gönül hamurunu mayalayan o büyük insan Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri bu konuda bizlere neler söylüyor? ‘Ekmeği öğrendim, sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini, sonra ekmeği hakça üleşmenin bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.’ Diğer tüm alanlarda olduğu gibi işçi ve işveren arasındaki ilişkilerde de baktığımız yer hak ve adalet eksenindedir" dedi."Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum"Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısının yarın gerçekleştirileceğine dikkati çeken Erdoğan, "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum. İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir. Hep söylerim, kefenin cebi yok. Dar dünyadan dar bekaya mal mülk değil, adalet, hakkaniyet, dürüstlük üzerine yaşanmış bir hayat ile hayır dualar götüreceğiz. İster siyasetçi ister işveren olalım eğer geride hayırla yad edilen bir miras bırakabiliyorsak işte asıl zenginlik budur. Bahtiyarlık kaynağı budur" ifadelerine yer verdi.Devlet olarak, emekçilerin güvenli ortamlarda gönül huzuruyla ve rahatça çalışabilmesi için tüm imkanları azami ölçüde seferber ettiklerini kaydeden Erdoğan, hem sertifikasyon hem teftiş mekanizmalarını tam anlamıyla işletmeye özen gösterdiklerini söyledi. Ayrıca Erdoğan, İzmir, İstanbul, Bolu ve Kocaeli’nde meydana gelen facialarda ihmali olan kim varsa kamu ve belediye görevlileri dahil olmak üzere kimsenin gözünün yaşına bakılmadığını, işverenlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda üzerlerine düşen tüm yükümlülükleri titizlikle yerine getirmesi gerektiğini sözlerine ekledi."2028 için belirlediğimiz 1,9 trilyon dolar milli gelir hedefine emin adımlarla yürüyoruz"İktidar olarak ekonomiden demokrasiye hak ve özgürlüklerden güvenliğe uzanan geniş bir alanda son 23 yılda Türkiye’ye tarihi başarılar yansıttıklarının altını çizen Erdoğan,"Dış politikada sözü, tavrı ve duruşu dikkatle takip edilen, sadece bölgesinde değil küresel ölçekte etki sahibi bir Türkiye’yi sabırla hep birlikte inşa ettik. Dış ticarette sizlerin de emekleriyle ihracatımızı 36 milyar dolardan aldık, kasım ayı itibarıyla 270 milyar doların üzerine çıkarttık. Milli gelirimiz 238 milyar dolardı. 2025 yılı üçüncü çeyrek rakamlarına göre 1,5 trilyon doları aşmış bulunuyoruz. Ekonomik büyümemiz 21 çeyrektir kesintisiz bir şekilde sürüyor. Deprem bölgemizin ihyası için harcanan 90 milyar dolara rağmen bunları başardık. 2028 için belirlediğimiz 1,9 trilyon dolar milli gelir hedefine emin adımlarla yürüyoruz. Merkez Bankası rezervlerimiz güçlenirken ülke risk primimiz düşüyor" diye konuştu."OVP’nin rehberliğinde enflasyonda nihayet hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağızErdoğan, enflasyonda kasım ayında umutları artıran bir tabloyla karşılaştıklarını ve kasım ayında 0,87 gelen enflasyonun doğru yolda olduklarını teyit ettiğini kaydederek, "Hayat pahalılığının temel sebeplerinden biri olan fiyatlama davranışındaki bozulma da yavaş yavaş düzeliyor. Fırsatçılıkla mücadelemiz ise hız kesmeden devam ediyor. Orta Vadeli Program’ın (OVP) rehberliğinde enflasyonda nihayet hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağız. Bu süreçte hep yaptığımız gibi reel sektörümüzün önerilerine taleplerine ve eleştirilerine kulak vereceğiz. Son kabine toplantımızda emek yoğun üretim yapan tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerine yönelik koruma programını 2026 yılında da devam ettirmeyi kararlaştırdık. İstihdamını koruyan KOBİ’lerimize çalışan başına verdiğimiz aylık 2 bin 500 liralık desteği 2026 senesinde 3 bin 500 liraya yükseltiyoruz. Ayrıca büyük ölçekli firmalarımızı da programa dahil ediyoruz. Böylece toplam 48 milyar liralık bir destekle 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak, emekçi ve sanayicimizin yanında olacağız. 2025 yılı için işverenlerimize asgari ücret desteği olarak her bir işçimiz için malumunuz bin lira veriyoruz. 2025 yılı Ocak-Kasım döneminde istihdamın korunması amacıyla 53 milyar lira kaynak kullandık. Kadın, Genç ve Mesleki Yeterlilik Belgesi Olanların Teşviki programında 24 ila 54 ay arasında sosyal güvenlik desteği sunuyoruz. Bu teşvik programının 2026 yılının sonuna kadar uzatılacağına dair müjdeyi de bugün burada paylaşmak istiyorum" ifadelerini kullandı.İş dünyasının finansman yükünü hafifletmek amacıyla farklı programları devreye aldıklarına da değinen Erdoğan, Merkez Bankası’nın günlük reeskont limitini 300 milyon liradan 15 kat artışla 4,5 milyar liraya çıkardığını söyledi."Sadece ekonomimize maliyeti 2 trilyon doları bulan terör meselesini sonsuza kadar geride bırakmak istiyoruz"İş dünyasının desteğini bekledikleri meselelerden bir diğerinin de ‘Terörsüz Türkiye’ süreci olduğunu belirten Erdoğan, "Sizleri, 40 kırk yıldır ülkenin ayağına pranga olan terör sorununun çözümünün ülkemiz aslından ne manaya geldiğini en iyi bilenlerdensiniz. Türkiye’nin bu yükten kurtulduğunda hangi ölçekte bir potansiyelin çarpan etkisiyle devreye gireceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz. Sadece ekonomimize maliyeti 2 trilyon doları bulan terör meselesini artık sonsuza kadar geride bırakmak istiyoruz. Bunu da olabilecek en geniş toplumsal ve siyasal mutabakatla milletimizin değerleriyle örtüşen bir zeminde yapmanın hassasiyeti içindeyiz. Gayemiz belli; artık kan akmasın, ocaklara ateş düşmesin ve yürekler dağlanmasın. Türkiye bu sorunu gündeminden tamamen çıkarsın. Terörden beslenen odakların tahrip edici, tahrik edici söylemlerine rağmen iktidar ve ittifak olarak ilk günden itibaren hem samimiyetimizin hem de kararlılığımızı yeter ki bu sorun çözülsün diye en yüksek düzeyde olduğunu gösterdik. Yine ittifak olarak elimizle birlikte tüm gövdemizi taşın altına koyduk" dedi."Meclisimizde kurulan komisyon çok önemli bir misyon üstlendi"Terörsüz Türkiye sürecine muhalefet partilerinin de dahil olması için daima yapıcı davrandıklarını, uzlaşmacı bir tavırla hareket ettiklerini aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:"Meclisimizde kurulan komisyon kritik eşiklerde su koyuverenler olsa da gerek şeffaflık gerekse siyaset ve ilgili tüm tarafların katkısının alınması noktasında çok önemli bir misyon üstlendi. Milletimizin sürece dair umutlarını güçlendiren komisyonun aynı özgüvenli yaklaşımı son ana kadar devam ettireceğine inanıyorum. Komisyon raporunun sürecin önünü açacak öneri ve değerlendirmeleriyle müteakip adımlar için ortak bir perspektif çizmesini temenni ediyorum. Bunun yolu da sağduyuyla, samimiyetle hareket ederek bu tarihi süreci başta günlük siyasetin geçici tartışmaları olmak üzere küçük hesaplara kurban etmemekten geçiyor. Biz ilk günden beri bu hassasiyetimizi koruyoruz ve koruyacağız. ‘Yarımı yeme bütünü bölme’ anlayışıyla hiçbir yere varılmaz. Terörsüz Türkiye menziline ancak özgüvenle ve cesaretle ulaşabiliriz. Başarısız olmamızı bekleyenleri ancak bu şekilde hüsrana uğratabiliriz. Türkiye’yi yarım asırlık bu sıkıntısından ancak bu şekilde kurtarabiliriz."
AK Parti geleceğin şehirlerine dair politikaların belirleneceği ‘Odak Grup Çalışmaları’nı İstanbul’dan başlatıyor
11 Aralık 2025 Perşembe - 14:44 AK Parti geleceğin şehirlerine dair politikaların belirleneceği ‘Odak Grup Çalışmaları’nı İstanbul’dan başlatıyor AK Parti Çevre ve Şehircilik Politikaları Başkanlığı, "Türkiye Yüzyılı" vizyonu doğrultusunda çevre ve şehircilik alanında bütüncül, sürdürülebilir ve katılımcı politikaların oluşturulması amacıyla hayata geçirilen ‘Odak Grup Çalışmaları’ programını İstanbul’da başlatıyor. AK Parti Çevre ve Şehircilik Politikaları Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Odak Grup Çalışmaları’ İstanbul’da başlıyor. Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda çevre ve şehircilik alanında bütüncül, sürdürülebilir ve katılımcı politikaların geliştirilmesi amacıyla düzenlenen programda kamu yöneticileri, sivil toplum kuruluşları, akademi dünyası, saha uygulayıcıları ve yerel yöneticiler bir araya gelerek, İstanbul’un çevre ve şehircilik politikalarının tüm boyutlarını kapsamlı biçimde ele alacak. Programda ortak akıl ve istişare zemini oluşturulması hedefleniyor. Birçok uzmanın yer alacağı programda politika önerileri geliştirme, çevre, şehircilik, enerji, yeşil finans, tarım ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında yeni politika önerileri üretme, izleme ve değerlendirmeler yapılacak. Aynı zamanda mevcut projeler ve uygulamalar hakkında geri bildirim mekanizmaları oluşturulacak. Sahadan gelen verilerle politikalar güncellenecek, etki analizleri yürütülecek, uygulanan çevre ve şehircilik politikalarının toplumsal, ekonomik ve ekolojik etkileri analiz edilecek. Öte yandan toplum memnuniyetini ölçmek, vatandaşın beklentilerinin, memnuniyet düzeyinin ve önerilerinin sistematik biçimde değerlendirilmesi bekleniyor. Türkiye Yüzyılı’nda yeni bir istişare platformu Gerçekleştirilecek oturumda ilgili paydaş grubunun birikimini, tecrübesini ve önerilerini merkeze alarak Türkiye Yüzyılı vizyonuna uygun etkin, kapsayıcı ve sürdürülebilir politika önerilerinin oluşturulmasına katkı sağlanması hedefleniyor. Program, aynı zamanda 2025 yılının genel değerlendirmesini yapmak, yürütülen çalışmaların etkilerini analiz etmek ve gelecek yılın stratejik planına ışık tutacak yeni politika önceliklerini belirlemek amacıyla düzenlenecek. Böylece hem mevcut politikaların etkinliği izlenecek hem de gelecek dönemde atılacak adımlar somut öneriler doğrultusunda şekillenecek. "Türkiye Yüzyılı Çevre ve Şehircilik Politikaları Buluşmaları"nın yalnızca mevcut politikaları tartışmakla kalmayarak, geleceğin şehirlerini, çevre yönetimini ve yeşil dönüşümünü şekillendirerek yeni bir istişare platformu işlevi görmesi bekleniyor. Program sonunda elde edilen önerilerin ‘Türkiye Yüzyılı Çevre ve Şehircilik Politikaları Buluşmaları Sonuç Raporu’nda derlenerek, karar süreçlerine katkı sağlaması hedefleniyor.
Başkan Balaban Mutlu Mahallesinde incelemelerde bulundu
11 Aralık 2025 Perşembe - 12:53 Başkan Balaban Mutlu Mahallesinde incelemelerde bulundu Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, Mutlu Mahallesi’nde esnaf ve mahalle sakinleriyle bir araya gelerek mahallenin ihtiyaçlarını yerinde değerlendirdi. Yunusemre’deki 87 mahallenin tamamını düzenli olarak ziyaret eden Başkan Balaban, son olarak Mutlu Mahallesi’ni gezdi. Ziyaretine Mutlu Mahalle Muhtarı İsmail Barmaksız ile başlayan Başkan Balaban’a; Belediye Başkan Yardımcısı Haydar İzci, MAYEB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Balkan ve birim müdürleri eşlik etti. Mahalle esnafını gezerek "hayırlı işler" dileyen Başkan Balaban, esnaf ve vatandaşlarla sohbet etti, taleplerini dinledi. İncelemelerde Muhtar Barmaksız ile görüş alışverişinde bulunan Belediye Başkanı Balaban, mahallede öncelikli olarak çözülmesi gereken konular hakkında bilgi aldı. "Mahallelerimizin ihtiyaçlarını yerinde tespit ediyoruz" Ziyaret sırasında değerlendirmelerde bulunan Belediye Başkanı Semih Balaban, bu ziyaretlerin önemine vurgu yaparak şunları söyledi: "Her mahallemizin ihtiyacı farklı ve biz de bu ihtiyaçlara en hızlı şekilde cevap verebilmek için sahadayız. Mutlu Mahallemizde de hem mevcut talepleri dinledik hem de yapılması gerekenleri yerinde görme fırsatı bulduk. Amacımız; Yunusemre’nin tüm mahallelerinde yaşam kalitesini eşit şekilde yükseltmek. Sorunları masa başından değil, vatandaşımızla omuz omuza çözmeye devam edeceğiz."
Başkan Altun: "Sorun, asgari ücretin artması değil, alım gücünün yok olmasıdır"
11 Aralık 2025 Perşembe - 12:48 Başkan Altun: "Sorun, asgari ücretin artması değil, alım gücünün yok olmasıdır" Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Erdal Altun; yaptığı basın açıklamasında asgari ücretin artmasının değil alım gücünün yok olmasının sorun olduğunu söyleyerek, "GSS uygulaması yeniden düzenlenmelidir" dedi. Saadet Partisi olarak alın terini savunmaya devam edeceklerini söyleyen Erdal Altun; "2026 yılı asgari ücret görüşmelerinin başladığı bu günlerde, milyonlarca çalışanımızın geleceğini ilgilendiren son derece kritik bir süreçten geçiyoruz. 2025 yılı için net 22.104 TL olarak belirlenen asgari ücretin, 2025 yılının son günlerine geldiğimizde alım gücü ortadadır ve maalesef açlık sınırının dahi altına düşmüştür. Bugün 2026 yılı için konuşulan rakamlar ise, ülkemizde enflasyonun bu denli yüksek olduğu bir dönemde 27 bin olsun mu, 28 bin mi olsun tartışmalarının ötesine geçememektedir. Oysa mesele yalnızca rakam tartışması değildir. Mesele asgari ücretlinin insanca yaşayabileceği bir gelir seviyesine ulaşmasıdır. Ne yazık ki bugün geldiğimiz noktada asgari ücretli çalışanlarımız bitmiş, tükenmiş, nefes alamaz hale gelmiştir. Sorun, asgari ücretin artması değil, alım gücünün yok olmasıdır. Evet, asgari ücreti artırmak önemlidir ama asgari ücretlinin alım gücünü korumak daha önemlidir. Her yıl aynı tabloyu görüyoruz. Asgari ücrete zam yapıldığı günün ertesi, iğneden ipliğe tüm ürünlere gelen zamlarla, işçinin maaşı daha cebine girmeden erimekte, birkaç ay içinde eski seviyesinin bile altına düşmektedir. Bu kısır döngü, çalışanlarımızı yoksullaştırmakta, aileleriyle birlikte hayata tutunmalarını zorlaştırmaktadır. Saadet Partisi olarak meseleye sadece eleştiren değil, çözüm üreten bir anlayışla yaklaşıyoruz. Bugün burada üç temel çözüm önerimizi kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. Birincisi asgari ücrette sigorta primlerinin devlet tarafından karşılanması. Asgari ücrete yapılacak artışın işveren üzerinde ciddi bir yük oluşturduğu bilinmektedir. Bu nedenle asgari ücret sigorta primlerinin tamamı veya bir kısmı devlet tarafından karşılanmalı, işverenin üzerindeki yük hafifletilmeli, böylece işçinin maaşına doğrudan yansıyacak net bir artış sağlanmalıdır. Bu model hem çalışanı korur hem işvereni ayakta tutar. İkincisi enflasyonla etkin mücadele ve zamların zammının önlenmesi. Asgari ücrete zam yapılır yapılmaz tüm sektörlerde fiyatların artması artık kronik bir sorundur. Bunun için enflasyonun gerçek ve kalıcı şekilde düşürüleceği bir ekonomik program, asgari ücret artışını fırsata çeviren fiyat dalgalanmalarına karşı etkin denetim mekanizmaları, zamların otomatikleşmesine engel olacak güçlü bir piyasa kontrolü ve enflasyonla mücadelenin en birinci şartlarından olan üretimin desteklenmesi ön plana alınmalıdır. Unutmayalım ki ücret artışı değil, fiyat istikrarı kalıcı refah getirir. Son olarak da vatandaşın alım gücünü artıracak kapsamlı sosyal politikalar üretilmelidir. Asgari ücretlinin alım gücünü korumak adına temel gıda ürünlerinde fiyat istikrarı, kamu hizmetlerinde fahiş fiyat artışlarının durdurulması, ulaşım, eğitim, enerji ve barınma alanlarında vatandaşın yükünü hafifletecek politikalar, dar gelirliyi koruyan hedefli sosyal destek programları hayata geçirilmelidir. Biz Saadet Partisi olarak emeği savunmaya, adil paylaşımı savunmaya ve alın terinin karşılığını savunmaya devam edeceğiz. 2026 yılı asgari ücret görüşmelerinin, çalışanlarımızın hayat şartlarını iyileştirecek bir anlayışla sonuçlanmasını umuyor; hükümete, ilgili kurumlara ve tüm paydaşlara sorumluluklarını hatırlatıyoruz" dedi. Altun, gençlerin borçlanmalarına son verilmesi gerektiğini söyleyerek; "Bir diğer konu GSS primine yapılan yüzde 100’lik artış. Hepinizin bildiği üzere, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararnameyle Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim oranı yüzde 3’ten yüzde 6’ya çıkarılmış, yani tam iki katına yükseltilmiştir. Bu düzenleme sonucunda 780 TL olan GSS primi, 1.560 TL’ye yükselmiş; hiçbir geliri olmayan yüz binlerce vatandaşımız için adeta ödenemez bir yük haline gelmiştir. GSS primi artışı, geliri olmayan vatandaşlarımızı borç kıskacına almıştır. GSS kapsamında en büyük mağduriyeti şu kesimler yaşamaktadır; üniversiteden mezun olmuş fakat henüz iş bulamamış gençler, sağlık sorunu veya işsizlik nedeniyle çalışamayan vatandaşlar ve hiçbir sosyal güvencesi olmayan dar gelirli aile bireyleri. Bu vatandaşlarımızın hiçbir geliri olmamasına rağmen, sistem tarafından otomatik olarak GSS kapsamına alınıp her ay 1.560 TL borçlandırılmasıdır ki yılbaşı itibari ile bu rakam daha da artacaktır, bu sosyal devlet anlayışı açısından kabul edilemez bir durumdur. Bu durum geliri olmayan vatandaşlarımızı borçlandırmakta, birikmiş prim borçları nedeniyle sağlık hizmeti alırken ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. GSS gibi bir sistem, gelir düzeyi düşük vatandaşın yükünü hafifletmek için vardır; artırmak için değil. Genel Sağlık Sigortası, çıkış noktasında sosyal devletin bir gereği olarak tasarlanmış bir uygulamadır. Ancak bugün karşımıza çıkan tablo şudur; geliri olmayan vatandaşa prim borcu çıkaran, gençleri borç listesine ekleyen, sağlık hizmetine erişimi kolaylaştırmak yerine zorlaştıran, borcu olanı cezalandıran, bir sisteme dönüşmüştür. Bu haliyle GSS, amacını aşan, sosyal adalet ilkesiyle uzlaşmayan bir yapıya bürünmüştür. Saadet Partisi olarak uyarıyoruz. Bu zam geri alınmalı, GSS uygulaması yeniden düzenlenmelidir. Gençlerin otomatik borçlandırılmasına son verilmelidir. Vatandaşını borçlandıran değil, vatandaşını koruyan bir devlet anlayışı gereklidir. Saadet Partisi olarak açıkça ifade ediyoruz; GSS primleri üzerinden gelir elde etmek sosyal devlet anlayışına aykırıdır. Biz vatandaşlarımızın sağlık hizmetine kolayca erişmesini, gelirinin olmadığı dönemde borçla karşılaşmamasını, GSS sisteminin adil ve insani bir şekilde yeniden düzenlenmesini savunuyoruz. Bu çağrımız bir eleştiriden öte, ülkemizin sosyal adalet ilkesi adına bir sorumluluk çağrısıdır. Milletimizin hak ettiği insanca yaşam şartları için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
MHP "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin komisyon raporunu TBMM Başkanlığı’na sundu
11 Aralık 2025 Perşembe - 12:04 MHP "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin komisyon raporunu TBMM Başkanlığı’na sundu Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin komisyon raporunu TBMM Başkanlığı’na sundu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu raporunu partisinin adına TBMM Başkanlığı’na sundu. Yıldız, raporu sunmadan önce basın mensuplarının sorularını cevapladı. Raporun 120 sayfadan oluştuğunu belirten Yıldız, "Daha çok siyasal değerlendirme sonunda hukuken yapılacak şeyler var. Hukuken yapılacak şeyler şarta bağlı. Örgütün tamamen dağıtılması, silahların teslimi, bu hususun da güvenlik güçleri tarafından tespit edilmesine bağlı. Örgüt üyeleri önce de açıklandığı gibi TCK’nın 221. maddesi belli. Suça karışmamış olanların teslim olmaları halinde ceza görmeyecekleri ancak herhangi bir cezaya muhatap olmama manasında değil bu, tamamen beraat şeklinde anlaşılmaması lazım, denetimli serbestliğe de tabi olacaklar" dedi. "İnfaz düzenlemesi mutlaka yapılacak" Rapor konusunda bir araya gelip komisyon olarak ortak bir karar vereceklerini söyleyen Yıldız, "Herkesin raporu birbirine benzemeyebilir. Bizim düzenlememiz başka. Komisyondaki tüm partiler mutlaka raporu ortaklaştıracağız. CHP, AK Parti, DEM ve diğer partiler, hatta grubu olmayan, rapor hazırlayan arkadaşların da görüşlerinden faydalanacağız. Ortak rapor çıkacak ancak dediğim gibi kanuni düzenleme için örgütün tüm kuruluşlarıyla birlikte -PYD de dahil buna tabi- dağıtılması, bunun da devletin yetkili organları tarafından ilan edilmesi. Bu kimdir mesela; MİT, TSK’dır, emniyet birimleridir. Bu birimler açıkladıktan sonra kanun yapmak kolay. İnfaz düzenlemesi mutlaka yapılacak. Ceza indirimini af şeklinde anlamayın. Zaten bizim infaz kanunumuz yeni baştan ele alınmalıdır. Yamalı bohçaya dönmüştür. İnfaz kanunu, anayasa, siyasi partiler kanununun ele alınıp yazılması lazım" şeklinde konuştu.
Kent Konseyi’nden Manisa’ya vizyon katacak 8 stratejik proje
11 Aralık 2025 Perşembe - 10:29 Kent Konseyi’nden Manisa’ya vizyon katacak 8 stratejik proje Manisa Kent Konseyi, kentin sosyal, kültürel ve çevresel gelişimine katkı sunmak amacıyla hazırladığı 8 stratejik projeyi Manisa Büyükşehir Belediye Meclisi’ne sundu. Türkiye’ye örnek olması hedeflenen "Yaşlı Yaşam Merkezi" projesi, hazırlanan çalışmalar arasında öne çıktı. Kuruluş amaçları doğrultusunda katılımcı demokrasiyi geliştirmek ve ortak akıl kültürünü güçlendirmek adına faaliyetlerini sürdüren Manisa Kent Konseyi, Başkanı Hakkı Bayraktar öncülüğünde paydaş kurumlarla yürüttüğü ziyaretler, toplantılar ve projelerle kent vizyonuna katkı sunmaya devam ediyor. Ekim ayında gerçekleştirilen Olağan Seçimsiz Genel Kurul’da Yürütme Kurulu ve Çalışma Grupları tarafından hazırlanan 8 proje, genel kuruldan onay alarak meclis sürecine taşındı. Projeler, Manisa Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aralık ayı toplantısında ele alınarak ilgili komisyonlara havale edildi. Meclis toplantısında söz alarak projeler hakkında bilgi veren Manisa Kent Konseyi Başkanı Hakkı Bayraktar, çalışmalara emek veren tüm gönüllülere teşekkür etti. Bayraktar, "Manisa için büyük katkı sağlayacağını düşündüğümüz 8 projemizin her biri birbirinden değerli. Yürütme Kurulu üyelerimize, çalışma gruplarında yer alan gönüllülerimize ve projelerimizin meclis gündemine alınmasını sağlayan Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Besim Dutlulu’ya teşekkür ediyorum. Projelerimiz arasında yaşlılarımıza yönelik Türkiye’de örnek olacak bir yaşam merkezi, çevre dostu çalışmalar ve Manisa’nın kültür-turizm yapısını güçlendirecek projeler yer alıyor" dedi. Bayraktar, projelerin komisyonlarda detaylı şekilde ele alınacağını belirterek, meclis üyelerinin destek vereceğine inandığını ifade etti. Bayraktar, Manisa Kent Konseyi’nin sürdürülebilir yaşam, çevre bilinci, kültürel değerlerin korunması ve toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi yönündeki çalışmalarına kararlılıkla devam edeceğini vurguladı.
Bakan Bolat ile CHP’li milletvekilleri arasında akaryakıt kaçakçılığı tartışması
11 Aralık 2025 Perşembe - 09:01 Bakan Bolat ile CHP’li milletvekilleri arasında akaryakıt kaçakçılığı tartışması Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri arasında akaryakıt kaçakçılığı yapıldığı gerekçesiyle tartışma çıktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 2026 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifleri görüşüldü. Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri arasında akaryakıt kaçakçılığı yapan bir firmaya antrepo verildiği iddiasıyla tartışma yaşandı. Bakan Bolat, CHP milletvekillerinin iddialarına ilişkin, "Belediyelerdeki iddialara cevap verirsiniz. Veli Ağbaba Bey kendinizi bizimle karıştırmayın. Sen kendini bizimle karıştırma. Veli Ağbaba’nın şecerisi de belli, bizim şecerimiz de belli" ifadelerini kullandı. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise kendilerinin ev sahibi olduğunu söyleyerek, kaçakçıya antrepo veren bir bakanın, bakanlık makamında oturamayacağını söyledi. Başarır, Bolat’ı istifaya davet etti. Ağbaba ise kaçakçılık yapan şirketin 2020-2021 döneminde 42 milyar liralık kaçak akaryakıt işi yaptığını ve devletin 18 milyar lira zarara uğradığını belirtti. Ağbaba, ismi geçen şirkete 2023 yılında antrepo verildiğini iddia etti. AK Parti Milletvekli Muhammet Emin Akbaşoğlu ise söz alarak Eski CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ’CHP, iftiralar ve yolsuzluk iddialarıyla yol alamaz, derhal arınmalı ve yoluna devam etmelidir’ sözlerini hatırlatarak CHP’nin her türlü hırsızlık ve yolsuzluktan arınmasını istedi.