POLİTİKA
2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri 19 Kasım 2024 Salı - 01:01:23 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.
18 Kasım 2024 Pazartesi - 21:34 Bakan Kacır: “Ay misyonunu da hep birlikte başaracağız” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, üzerinde çalışılan Ay misyonuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Kacır, Türkiye’nin kendi geliştiridği uzay aracıyla Ay’a gitmeyi hedeflediğini söyledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Amasya Üniversitesi’nde düzenlenen programda gençlerle buluştu. Türkiye’nin son yıllardaki projelerle havacılıkta yakaladığı başarılara değinen Bakan Kacır, bu yıl uzaya gönderilen 4 tondan fazla ağırlıktaki ilk milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’nın 36 bin kilometre yüksekliğe erişebildiğini vurguladı. Bakan Kacır, “Şimdi daha öteye gideceğiz. İnşallah milli hibrit roket motorumuzu uzayda ateşlediğimiz ve kendi geliştirdiğimiz uzay aracıyla Ay’a eriştiğimiz Ay misyonunu da sizler gibi Türk gençlerinin emeğiyle, gayretiyle hep birlikte başaracağız” dedi. Bu durumun yeni fırsatlar sunacağına işaret eden Kacır, “Hibrit roket motoru teknolojisini uzayda gerçekleştirmeyi başarırsak yörüngeler arası transferler yapabilen, uzay araçları üretebilen bir ülke olacak Türkiye. Uzayda uydular çoğalıyor. Uzaya erişim daha ucuz hale geldi. 10, 15 yıl önce yılda 150, 200 uydu uzaya gönderilirken, şimdi yılda 2 bin, 2 bin 500 uydu gönderiliyor. Bugün yörünge transferleri yapabilen araçları geliştirmek Türkiye’nin önünde uzay ekonomisinde yeni bir fırsat penceresi açacak” diye konuştu. “Bunu şu ana kadar yapabilen sadece 6 ülke var” Programda öğrencilerle Türkiye’nin uzay faaliyetlerine ilişkin bilgiler paylaşan Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı da, “Biz kendi etrafında ve Dünya’nın etrafında turlamaya devam eden Ay’da spesifik bir noktaya Dünya’dan erişerek sert iniş yapacak bir roket üzerinde çalışıyoruz. Bunu şu ana kadar yapabilen sadece 6 ülke var. Sonuncusu da Çin oldu” şeklinde konuştu. 2026-2028 yılları arasında planlanan bir proje üzerinde de çalışıldığını aktaran Gezeravcı, “İkinci bir fırlatmayla bu kez Ay üzerine bir bilimsel üniteyi indirip, orada araştırma yapmaya başlamayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı. Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, üniversiteye teknopark kazandırılacağını açıklayan Bakan Kacır’a teşekkür etti. Programa Amasya Valisi Önder Bakan, AK Parti milletvekilleri Haluk İpek ve Hasan Çilez ile Amasya Belediye Başkanı Turgay Sevindi de katıldı.
18 Kasım 2024 Pazartesi - 21:22 AK Partili Kasapoğlu: “Hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadık, kapılmayacağız” Eski Gençlik ve Spor Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu, “Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da dünyanın umudu olmaya devam edecek. Hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadık, kapılmayacağız” dedi. İzmir’de AK Parti Dikili 7. Olağan İlçe Kongresi geniş katılımla yapıldı. Mevcut başkan Tahsin Şekerci’nin tek listeyle gittiği kongreye, eski Gençlik ve Spor Bakanı ve İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu, İzmir İl Koordinatörü ve Nevşehir Milletvekili Emre Çalışkan, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, teşkilat mensupları ve partililer katıldı. Kongrede konuşan Milletvekili Kasapoğlu, “Yapacak çok işimiz var. Çünkü biz umudun adresiyiz, biz icraatın adresiyiz ve biz geleceğin adresiyiz. Önümüzde dünya lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, ardımızda aziz milletimiz olduğu müddetçe daha gidecek çok yolumuz, daha yapacak çok işimiz var. Bizim kongrelerimizde sandalyeler havada uçmaz; kongrelerimiz, birlik ve beraberliğin adresidir. Kimseyi ötekileştirmeden kucaklayan bir gönül hareketiyiz. Gönlüne ve kalbine dokunamadığımız her vatandaşımız için daha çok çalışmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Sağlıktan sanayiye, ekonomiden gençliğe ve spora kadar daha yapacak çok işimiz var, gençler. Gönül coğrafyamızda bizi bekleyen mazlumlar var; biz, onlar için de çalışacağız. Bu kongrelerimizi birer yeniden doğuş olarak görüyoruz. Her dönemde yeni başlangıçlarla doğmaya devam edeceğiz. Birlikte güçlü olduğumuzu biliyoruz. 15 Temmuz’da ve 17-25 Aralık sürecinde bunu defalarca ispat ettik. Önümüzde yürünecek yollar, hayata geçirilecek projeler ve milletimize sunulacak hizmetler var. Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da dünyanın umudu olmaya devam edecek. Hak gelecek, batıl zail olacak; biz buna inanıyoruz. Bu davanın neferleri olarak durmak ve yorulmak nedir bilmeyiz. İşte bu yüzden bu kadrolarla gurur duyuyoruz. Hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadık, kapılmayacağız. İnanıyoruz ki yeni süreçte partimiz Dikili’de yeni bir tarih yazacaktır” dedi. AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ise, “Bizim kongrelerimiz, Türkiye’nin yeni ve güçlü soluklarının müjdecisidir. İşte bu soluklarla Türkiye Yüzyılı yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Gemimizin kaptanı belli. Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde tertemiz bir sayfada büyük Türkiye’nin destanını yazıyoruz. Bir yandan yeni anayasa süreciyle demokrasi standartlarımızı yükseltiyoruz. Bir yandan normale dönen makroekonomik verilerle enflasyonla mücadele ediyoruz. Bir yandan sınırlarımızda kurulmak istenen terör koridorlarını yerle bir ediyoruz. Ve bir yandan da tam bağımsızlık şiarıyla milli savunma sanayimizi güçlendiriyoruz. İnşallah yarınlar bugünden çok iyi olacak. Küresel ekonomik dalgalanmalar ve gerilim alanlarının oluşturduğu bazı ekonomik sıkıntılar tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkiledi. Ama büyük yürüyüşteki bu tür meseleler ciddiyetle aşılır ve bu kutlu kervan yoluna devam eder. Biz Türkiye’nin ve elbette İzmir’in aşını, işini, ekmeğini büyütme derdindeyiz. İstiyoruz ki bu büyümeden Dikili’de eser ve hizmet olarak nasiplensin. Çünkü CHP belediyeciliği diğer ilçelerde de olduğu gibi Dikili’yi de pas geçiyor. Konsere para var, çöp toplamaya yok. Yandaşa, siyasi rantçılara para var, işçiye ve memura yok. Adrese teslim ihalelere para var ama kentsel dönüşüme yok. Ama hükümetimiz bu iş bilmezlere ne Dikili’yi ne de İzmir’i bırakmadı. Hükümetimiz 23 yılda Dikili’ye sayısız eser ve hizmet sundu. Adliyemizi modernize ettik. Okullarımızı yeniledik, güçlendirdik. Dikili Tarıma Dayalı Sera İhtisas Organize Sanayi Bölgesi inşaatında artık sona yaklaştık. Burada 3 bin 500 insanımız iş ve aş sahibi olacak. 3 bin dönüm arazi üzerine kurulacak bu OSB projesinde 50 adet 25 dönümlük sera parseli, ayrıca 35 adet de sanayi parseli oluşturuldu. TOKİ marifetiyle bin adet konut Dikili’ye yapılacak. İnşaatı biten yeni 75 yataklı devlet hastanemiz 2025’te faaliyete girecek. Saymakla bitmez, yapmakla biter. Biz laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyan bir iktidarız. Bakın Dikili sahil şeridinde evlerden gelen atık sular direkt denize ulaşıyor. Yazıktır, günahtır. Yandaşlara, kifayetsizlere paraları oluk oluk akıtan CHP belediyeleri, daha bir altyapı meselesini çözemiyor. Dikili’yi kirlettiler, Körfez’de de aynı umursamazlıkla çevre felaketine neden oldular. Ama Dikili gerçekleri biliyor” dedi. AK Parti kongrelerinin yeniden dirilişin bir vesilesi olduğunu vurgulayan İzmir İl Koordinatörü ve Nevşehir Milletvekili Emre Çalışkan, “Dün itibarıyla Türkiye genelinde 728 kongremizi tamamlamış bulunuyoruz. Çok yakında il kongremizi de gerçekleştireceğiz inşallah. Sizler, birçok zorlu seçim sürecini geride bırakmış, bu kutlu davaya gönülden bağlı insanlarsınız. Bu birlik ve beraberliği sağlayan, bize vizyon kazandıran ve güven veren, elhamdülillah Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderimiz var. Yarından itibaren yenilenmiş kadrolarımızla birlikte Dikili’nin her sokağında tek tek çalışma suretiyle devam edeceğiz. Bugün burada gerçekleştirdiğimiz Dikili 7. Olağan İlçe Kongremizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Katılımınız, destekleriniz ve gayretleriniz için her birinize gönülden teşekkür ediyorum” dedi. AK Parti Dikili İlçe Başkanı Tahsin Şekerci ise, "Kadın kolları, gençlik kolları ve kadın kollarımızla durmadan yola devam ediyoruz. Biz maddi olan şeyleri bir şekilde yerine getiririz imkanlarımız el verdiğince ama teşkilatta olan hiçbir kardeşimizi üzmeye, kırmaya hakkımız yok. Bu düsturdan ayrılmayacağız. 7. olağan kongremizin ilçemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum” dedi.
18 Kasım 2024 Pazartesi - 20:59 AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala’dan memleketi Oltu’ya ziyaret AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, memleketi Erzurum’un Oltu ilçesinde davul-zurna ile karşılandı. Annesi ve babasını da ziyaret eden Ala, “Baba ocağında olmak, burada büyümüş biri olarak Oltu’yu ziyaret etmek benim için çok anlamlı. Hemşehrilerimle kucaklaşmak, geçmişimi yad etmek çok kıymetli” dedi. AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, memleketi Erzurum’un Oltu ilçesini ziyaret etti. İlçe girişinde Oltu Belediye Başkanı Adem Çelebi, AK Parti İlçe Teşkilatı, AK Parti Kadın Kolları, MHP İlçe Teşkilatı ve çok sayıda vatandaş tarafından davul-zurna ile karşılanan Ala’nın ilk durağı AK Parti Oltu İlçe Başkanlığı oldu. Burada AK Parti İlçe Başkanı Oğuz Yavuz ile bir araya gelen Ala, seçimdeki başarısından dolayı Yavuz’a teşekkür etti. Partiyle ve Oltu ile ilgili konularda fikir alışverişinde bulunan Ala, Türkiye gündemine de değindi. Ala, Oltu’ya geldiği için büyük bir mutluluk duyduğunu belirterek, “Burası benim çocukluğumun geçtiği yer. Hemşehrilerimle buluşmak, hatıralarımı tazelemek çok değerli. Burada hem Türkiye’nin meselelerini hem de Oltu’nun ihtiyaçlarını konuştuk. Hemşehrilerimle birlikte olmaktan büyük keyif aldım” dedi. Daha sonra Oltu Belediyesi’ni ziyaret eden Efkan Ala, Belediye Başkanı Adem Çelebi’ye ilçede yapılan başarılı çalışmalardan dolayı teşekkür etti. Başkan Çelebi, Ala’ya Oltu taşından yapılmış bir tesbih hediye ederken, Ala’nın eşine ise Oltu zümrütünden bir takı seti takdim etti. Son olarak Ala, babaevini ziyaret etti. Annesi ve babasını ziyaret eden Ala, “Baba ocağında olmak, burada büyümüş biri olarak Oltu’yu ziyaret etmek benim için çok anlamlı. Hemşehrilerimle kucaklaşmak, geçmişimi yad etmek çok kıymetli” diye konuştu.
Başkan Taşkın Kanalboyu esnafıyla buluştu
31 Ekim 2024 Perşembe - 13:36 Başkan Taşkın Kanalboyu esnafıyla buluştu Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, her fırsatta vatandaşlarla bir araya gelmeye devam ediyor. Başkan Taşkın, bu kez Kanalboyu’ndaki esnafı ziyaret ederek taleplerini dinledi. Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Kanalboyu esnafını ziyaret ederek sorun ve taleplerini dinledi, esnafın ihtiyaçlarına yanıt vermek için çalıştıklarını ifade etti. Esnafın güler yüzlü karşılaması ve samimi sohbetleri, ziyaretin sıcak bir atmosferde geçmesini sağlarken, Taşkın, Battalgazi halkının beklentilerine kulak vermeye devam edeceklerini vurguladı. Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, ziyaret esnasında vatandaşlarla ve esnafla sohbet ederken, onların dilek ve isteklerini bizzat dinledi. Başkan Taşkın, yaptığı açıklamada, “Günün her saati, her vakit hemşehrilerimizle bir aradayız. Onların gülen yüzü ve samimiyeti, günümüzü bereketlendirdi, içimizi ısıttı. Bizim için önemli olan, vatandaşımızın huzur ve mutluluğudur. Esnafımızın işlerini kolaylaştırmak, taleplerine kulak vermek, onlarla omuz omuza çalışmak bizim önceliğimiz. Hemşehrilerimizin gülen yüzü ve samimiyeti, sadece günümüzü değil, çalışmalarımızı da bereketlendiriyor. Battalgazi Belediyesi olarak, esnafımızın sorunlarını çözmek ve ilçemizi daha yaşanabilir bir hale getirmek için her daim yanlarında olacağız. Bu ziyaretler, halkımızla bağlarımızı güçlendirirken, sorunları yerinde görmemize de imkan sağlıyor’’ ifadelerini kullandı. Ziyaret boyunca esnafla yakından ilgilenen Başkan Taşkın, talepleri not alarak belediyenin bu talepleri değerlendireceğini belirtti. Esnaf, Başkan Taşkın’a gösterdiği ilgi ve destekten dolayı teşekkürlerini iletti. İlçe esnafıyla düzenli olarak bir araya gelmesi, Başkan Taşkın’ın esnaf ve vatandaşlarla belediye arasındaki iletişimi güçlendirmesine katkı sağlıyor.
Geçit: "Sağlıklı ve temiz bir gelecek için çalışıyoruz"
31 Ekim 2024 Perşembe - 12:12 Geçit: "Sağlıklı ve temiz bir gelecek için çalışıyoruz" Yeşilyurt Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından Sadrettin Konaevi Kız Anadolu İmar Hatip Lisesinde düzenlenen ‘Sıfır Atık ve İklim Değişikliği Farkındalık’ eğitiminde öğrencilerle bir araya gelen Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, çevre ve doğa bilincine sahip bir nesil inşa edip, geleceğe güzel bir dünya emanet etmek için farkındalık oluşturan ‘Sıfır Atık’ projelerinin altına imza atmaya devam ettiklerini söyledi. Öğrencilere çevre bilincini aşılamak, çevreye duyarlılığı ve sağlıklı yaşamı öğretmek amacıyla gerçekleşen eğitim çalışmasında konuşan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, ‘Hep Birlikte El Ele, Sıfır Atıkla Yeşil Geleceğe’ sloganıyla gerçekleşen bilgilendirme faaliyetleriyle öğrencilere çevre bilincini aşılamaya çalıştıklarını söyledi. Sürdürülebilir ve farkındalık oluşturan projelerle çevreyi koruma adına önemli adımlar attıklarını ifade eden Başkan Geçit, “Günümüz dünyasında sağlıklı bir çevre, temiz bir ortam ve yaşanabilir alanların çok büyük önemi vardır. Atık yönetimi, geri dönüşüm çalışmaları, yeşil alanların artırılması ve temiz enerji kullanımı konularında yaptığımız yatırımlar ile ilçemizi daha yaşanabilir bir kent haline getirmek için çalışıyoruz. Güzel bir gelecek inşa etmek için bugünlerde attığımız adımların, ektiğimiz tohumların ayrı bir değeri vardır. Çocuklarımıza erken yaşlarda çevre bilinci aşılamak amacıyla okullarımızda düzenlediğimiz bilgilendirme faaliyetleri ise bu açıdan bakıldığı zaman ayrı bir önem taşımaktadır. Çevre bilincine ve geri dönüşüm duyarlılığına sahip bir nesil inşa ederek gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya emanet içinde tüm imkânlarımızı seferber ettik. Bilgilendirme faaliyetlerimiz dışında okullar arasında atık pil toplama yarışması düzenledik, bu yarışma ile atık pilin çevreye verdiği zarara dikkat çekmeye çalışıyoruz. Atık pilin toprağa, havaya ve suya çok ciddi zararları vardır, bizlerde bu konuda toplumsal bir bilinç oluşturmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu. Başkan Geçit, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan himayesinde devam eden ‘Sıfır Atık’ projesine ülke çapında en fazla katkı sunan yerel yönetimlerin başında geldiklerini dile getirdi. Dünya çapında bilinen bir çevre hareketine dönüşen ‘Sıfır Atık’ projesinin kesintiye uğramadan uzun yıllar devam etmesi, bir yaşam biçimi haline gelmesi ve çevreyi koruma bilincinin her an diri tutulması içinde belediye olarak her türlü desteği verdiklerinden bahseden Başkan Geçit, “Temiz, sağlıklı ve güzel çevrenin insan ve toplum hayatında çok önemli yeri vardır. Çevre bilincinin yaygınlaşması ve hep birlikte daha temiz, daha yeşil bir Yeşilyurt inşa etmek içinde farklı projeler geliştirip, toplumun tüm kesimlerinin desteğini almaya çalışıyoruz. Çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek bırakmak için, doğayı koruma konusunda her bir vatandaşımızın desteğine ihtiyacımız var. Hep birlikte hareket ederek çevremizi ve doğamızı korumalıyız. Tüm hemşerilerimizi, çevre konusunda daha duyarlı olmaya ve doğamızı korumak için birlikte hareket etmeye davet ediyorum" diye konuştu. Başkan Geçit konuşmasından sonra öğrencilere ‘Sıfır Atık’ çantası hediye etti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş: “Eğer partiler anlaşır, belli bir konsensus sağlanırsa, yeni Anayasa süreçlerinin devam etmesi mümkündür"
31 Ekim 2024 Perşembe - 11:44 TBMM Başkanı Kurtulmuş: “Eğer partiler anlaşır, belli bir konsensus sağlanırsa, yeni Anayasa süreçlerinin devam etmesi mümkündür" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Eğer partiler anlaşır, uzlaşır, belli bir konsensus sağlanırsa, yeni Anayasa süreçlerinin devam etmesi mümkündür. Bu konuda yaptığımız temaslarda özellikle ilk dört madde tartışma yapılmaksızın Anayasa ile ilgili yapılacak müzakerelerde faydalı sonuçlar doğurabileceği kanaatindeyim” dedi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2025 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun ve 2023 Kesin Hesap Kanun teklifi görüşmelerine katıldı. Kurtulmuş, uluslararası platformlarda, Kıbrıs Türkleri ve Azerbaycan’ın Karabağ Zaferi’nde, Türkiye’nin duruşunu net bir şekilde ifade ederken, Gazze’deki insanlık dramı karşısında milletimizin onurlu ve hakkaniyetli tavrını dünya kamuoyuna duyurduklarını belirtti. Kurtulmuş, “Meclisimiz, milletimizin itibarını, hak ve hukukunu kararlılıkla savunmakta ve bu yolda halkımızın sesi olmaktadır. Bu yüce çatı altında, milletimizin sadece iç meselelerine değil, aynı zamanda uluslararası sahada insanlık vicdanının sesi olmaya da gayret ediyoruz. Filistin meselesi, dünya genelinde hak ve adalet arayışının sembollerinden biridir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bu mücadelenin her aşamasında etkin rol üstlenmekteyiz. Bugüne dek çoğu devlet, hükümet ya da parlamento başkanları olmak üzere 180’den fazla muhatabımızla yaptığımız görüşmelerde Filistin’de yaşanan İsrail’in zulmüne karşı durduğumuzu, bu hukuksuzlukları tüm dünyaya duyurma irademizi daima ifade ettik. Gerek ikili temaslarımızda gerekse parlamentoları harekete geçirme çabalarımızda Filistin’de barış ve ateşkesin sağlanması adına insanlık cephesinin ortak sesini yükseltmek için çalıştık. Parlamenter diplomaside, Filistin meselesinin dünya kamuoyunun dikkatinden kaçmaması ve bu mücadeleye tüm parlamentoların ortak iradesiyle katkı sunması için yürüttüğümüz faaliyetler her geçen gün daha da yoğunlaşmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na iletilen taleplerden Uluslararası Adalet Divanı’na taşınan soykırım davasına kadar tüm süreçlerde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tam desteği, farklı siyasi görüşlerin ve partilerin el birliğiyle sağlanmıştır” ifadelerini kullandı. Kurtulmuş, Ukrayna-Rusya krizinde üstlendikleri arabuluculuk rolünün, sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel barışa katkı sunmak adına yürüttükleri gayretlerin önemli bir parçası olduğunun altını çizerek, “İki ülkeyle de diyalog kurabilen, her iki tarafın da güvendiği bir ülke olarak; çatışmayı sona erdirme, insani ihtiyaçların ulaşmasını sağlama ve tarafların birbirine yakınlaşmasını temin etme yolunda sağlam bir duruş sergiliyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, milletimizin menfaatleri çerçevesinde hareket ederken, bu irademizi uluslararası arenada her fırsatta vurguluyoruz. Sayın Putin ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede, ülkemizin barışçıl çözümler konusunda taraflara sunduğu önerilerin dikkatle değerlendirildiğini görmek önemlidir. Türkiye’nin sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel barışın temini için sağladığı katkıların karşılıklı bir iş birliği zeminine taşınabileceğine dair olumlu işaretler almış bulunuyoruz” şeklinde konuştu. Yeni Anayasa konusunda Kurtulmuş, Anayasa’nın bir ihtiyaç olduğunu ve TBMM’nin yeni bir Anayasa yapma kudretine sahip olduğunu ifade etti. Kurtulmuş, “Bir asrı geride bırakan tecrübesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi inanıyoruz ki milletin menfaatlerini uygun yeni bir Anayasa ihtiyacını her daim gündemine alabilir. Eğer partiler anlaşır, uzlaşır, belli bir konsensus sağlanırsa, yeni Anayasa süreçlerinin devam etmesi mümkündür. Bu konuda yaptığımız temaslarda özellikle ilk dört madde tartışma yapılmaksızın Anayasa ile ilgili yapılacak müzakerelerde faydalı sonuçlar doğurabileceği kanaatindeyim. Anayasa sürecinde attığımız adımlar, milletimizin tüm kesimlerinin hak ve hürriyetlerine sahip çıkan, tüm tarafları eşit gören bir yaklaşımla ele alınmalı” dedi. Kurtulmuş, şöyle konuştu “TBMM Başkanlığına 28’nci yasama döneminde 2 bin 642 kanun teklifi sunulmuştur. Genel Kurul gündemine giren 149 kanun teklifinden 76’sı kanunlaşmıştır. Hâlihazırda 73 kanun teklifi Genel Kurul gündemindedir. 2 Bin 489 kanun teklifi ilgili komisyonlardadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde kanun teklif etme yetkisinin münhasıran milletvekillerine tanınmış olması sebebiyle 28’nci yasama döneminde milletvekillerimizin talepleri doğrultusunda Teklif Destek Büromuzca 456 kanun teklifi taslağı hazırlanmıştır. Ayrıca TBMM Başkanlığına sunulan; 39 uluslararası anlaşmaların uygun bulunmasına dair kanun teklifi için inceleme raporu, bin 257 kanun teklifi için 30 inceleme raporu ve bin 227 bilgi formu hazırlanmış, 96 kanun teklifi taslağı kanun yapım tekniğine uygunluk açısından incelenmiştir.” Kurtulmuş, TBMM’de 10 bildiri yayımlandığını söyleyerek, “Bunlardan dördü, İsrail’in Filistin halkına yönelik Gazze’de gerçekleştirdiği soykırıma dönüşen katliamlara, ikisi terör saldırılarına ilişkindir. Diğer ortak bildiriler sırasıyla; Srebrenitsa soykırımının 28’nci yıldönümü hakkında, Fransa Ulusal Meclisinin kararına karşı ve Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl dönümü konulu ortak bildirilerdir. Son olarak, 24 Ekim 2024 tarihinde TUSAŞ’a yönelik alçak terör saldırısına karşı tezkere Genel Kurulda kabul edilmiştir. Diğer yandan Meclisimiz, 28’nci yasama döneminde çeşitli konularda 62 TBMM kararı almıştır” diye konuştu. Kurtulmuş, 2023 yılı kesin hesap hakkında bilgi vererek, “2023 yılı bütçemiz; 5 milyar 560 milyon 588 bin Türk Lirası olarak kanunlaşmış, yıl içinde yapılan aktarmalarla birlikte 5 milyar 723 milyon 865 bin Türk Lirası olmuştur. 2023 yılında bu rakamın 5 milyar 702 milyon 359 bin 671 lira 54 kuruşu harcanmış olup yıl sonu bütçe gerçekleşmesi yüzde 99,6’dır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2023 yılı harcamalarının dış denetimi, Sayıştay Başkanlığınca görevlendirilen uzman denetçiler tarafından gerçekleştirilmiştir. Hazırlanan TBMM Başkanlığı 2023 Yılı Dış Denetim Raporunun “sonuç” bölümünde özetle; TBMM Başkanlığınca arşivlenen 2023 yılı harcamalarına ait ödeme emri belgeleri ve muhasebe işlem fişleri tutarlarıyla bunların kaydedildiği ilgili hesaplardaki tutarların uyumlu olduğu, 2023 yılı kesin hesap cetvellerinde gösterilen gelir-gider rakamlarının doğru ve denk olduğu, Strateji Geliştirme Başkanı, Harcama Birimi Başkanları ve diğer personelin, mali işlemlerin yürütülmesine ilişkin harcama belgelerinin düzenlenmesinde ve muhasebe kaydında, ilgili mevzuatta öngörülen usul ve esaslara uygun şekilde işlem yaptıkları, üst yönetici tarafından, kalkınma planına, yıllık programa, Kurumun stratejik plan ve hedeflerine uygun olarak bütçe hazırlanması ve uygulanmasında, kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanılmasında, gerekli özenin gösterildiği ifade edilmiştir” ifadelerini kullandı. 2024 yılı bütçesinin 9 milyar 536 milyon 586 bin Türk Lirası olarak kanunlaştığını hatırlatan Kurtulmuş, “Yapılan ödenek ekleme işlemiyle birlikte toplam ödenek 9 milyar 973 milyon 536 bin Türk Lirası olmuştur. Bu ödeneğin, yaklaşık 9 milyar Türk Lirası, yani yüzde 90’ı harcanmıştır. Şimdi de sizlere 2025 yılı bütçe teklifimizle ilgili olarak kısaca bilgi vermek istiyorum. 2025 bütçe teklifimiz, 2024 yıl sonu harcama tahminleri dikkate alınarak hazırlanmıştır. 2025 yılı bütçe teklifimiz hazırlanırken; Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı 2023-2027 Dönemi Stratejik Planındaki amaç ve hedefler doğrultusunda gerçekleştirilecek faaliyet ve projeler maliyetlendirilerek ödenek teklifinde bulunulmuştur. Bütçe teklifi hazırlanırken kaynakların etkin/verimli kullanılması amaçlanmış ve tasarruf tedbirlerine azami düzeyde riayet edilmiştir. 2025 yılı bütçe teklifi 17 milyar 817 milyon 190 bin Türk Lirası olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna sunulmuştur. 2025 yılı bütçe teklifinin; yüzde 62,9’u yasama, yüzde 32,2’si yönetim ve destek ve yüzde 4,9’u ise program dışı giderlerden oluşmaktadır. Ayrıca 2025 yılı bütçe teklifinin; yüzde 95,4’ü cari giderlerden, yüzde 4,6’sı ise yatırım giderlerinden oluşmaktadır. 2025 yılı bütçe teklifimiz, 2024 yılı başlangıç ödeneği olan 9 milyar 536 milyon 586 bin Türk Lirası’na göre yüzde 86,8; yıl sonu harcama tahmini olan 11 milyar 208 milyon 369 bin Türk Lirası’na göre yüzde 58,9 oranında artarak, 17 milyar 817 milyon 190 bin Türk Lirası olmuştur. TBMM Başkanlığı 2025-2027 Dönemi Bütçe Teklifi; 2025 yılı için 17 milyar 817 milyon 190 bin Türk Lirası, 2026 yılı için 22 milyar 335 milyon 381 bin Türk Lirası, 2027 yılı için de 24 milyar 334 milyon 635 bin Türk Lirası olarak öngörülmektedir” diye konuştu.
Denizli Milletvekili Ün; “Emeklinin çığlığına kulak verin”
31 Ekim 2024 Perşembe - 09:38 Denizli Milletvekili Ün; “Emeklinin çığlığına kulak verin” Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, meclis kürsüsünden yaptığı açıklamada; "Emeklinin çığlığına kulak verin. 2024 yılının ikinci yarısında emekli olanlar 2025 yılında emekli olacaklardan yaklaşık yüzde 30 daha fazla aylık alacak" dedi. Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada nüfusun yüzde 18’ine karşılık gelen emeklilerin karşı karşıya olduğu adaletsizlik ve karmaşık politikaya dikkat çekti. Emeklilik sisteminin tepeden aşağıya adaletsiz ve eşitsizliklerle dolu olduğuna dikkat çeken Milletvekili Sema Silkin Ün, “15 milyonluk nüfusuyla kimi zaman oy deposu olarak istismar ettiğimiz, aylık 12 bin 500 liraya, 3 bin liralık bayram ikramiyesine tamah etmesini beklediğimiz, aldığı en düşük aylığı Aralık 2002’de asgari ücretin yüzde 139’u iken bu yıl asgari ücretin yüzde 59’una gerilettiğimiz, ne kiraya ne gıdaya yeten maaşlarıyla gözden çıkardığımız insanlar onlar. Şimdi, hepimiz birden bu Mecliste ‘Emeklinin çığlığına kulak verin’ diye haykırıyoruz. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun emeklilik sisteminde ortaya çıkarttığı adaletsizlikler ve haksızlıklar zaman içinde yapılan yamalarla giderilmeye çalışıldıysa da maalesef başarılı olamadı, aksine daha da arttı. Şimdi, emeklilerimiz yeni bir adaletsizlikle karşı karşıya. 2024 yılının ikinci yarısında emekli olanlar 2025 yılında emekli olacaklardan yaklaşık yüzde 30 daha fazla aylık alacak” dedi. Emekliler arasında uçurum artacak Emekli maaşı hesaplamasındaki adaletsizliğin bir an önce bitirilmesi gerektiğine dikkat çeken Sema Silkin Ün, “Aynı şartlara sahip emekliler arasında uçurum daha da artacak. Bu fark öyle birkaç puanla da sınırlı kalmayacak, ömür boyu sürecek ve her zamla birlikte büyümeye de devam edecek. Bu farkın ardında yatan sebep, aylık bağlama oranlarının sistemdeki boşluğu. Yüksek enflasyon dönemlerinde güncelleme katsayısının yetersiz kalması, emeklilik başvuru zamanına göre yaşlılık aylıkları arasında ciddi farklara yol açıyor. Kanun, yıllık enflasyon oranı ve büyüme oranının yüzde 30’unu güncelleme katsayısına dâhil ediliyor. Daha önce bu oran büyümenin tamamıyla hesaplanıyordu ancak 2008’de yüzde 30’a düşürüldü, böylece ekonomik büyümeden emeklilerimiz pay alamaz hâle geldi. Bu tablo, sosyal güvenlik sistemimizin bir reform ihtiyacı olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Emekli aylıklarının yıllık artışında kullanılan güncelleme katsayısının mutlaka değişmesi gerekir. Son yılın güncelleme katsayısının mı, yoksa yıl içinde yapılan artışın mı yüksek olduğu dikkate alınarak emekli maaşları hesaplanmalı ve bu adaletsizlik bu şekilde giderilmelidir. Yeter ki siz sorunu çözmek isteyin, yeter ki siz bütçeden alınan payın değişmemesine rağmen emeklilerin bütçeye yük olduğunu söyleyerek günah keçisi ilan etmekten vazgeçin. Adalet topaldır, ağır yürür fakat gideceği yere er geç varır ancak burada gördüğümüz adaletsizliğin bile yolunu kaybettiğidir. Emeklilik yalnızca bir maaş değil, emeklilik ömrünü çalışarak geçirmiş insanların hak ettiği onurlu bir yaşamdır; bizim emeklilerimiz haklı oldukları hâlde en ağır yüklerle yaşamaya mecbur bırakılıyorlar. Bu insanlar, hayatlarının son demlerinde bir gün bile. Emekliliğimiz huzur içinde geçsin’ demeyi sizce de hak etmiyorlar mı” ifadelerini kullandı.