POLİTİKA
Denizli Büyükşehir Belediyesi, Kutlubey projesinde bin ton asfalt, 90 bin metrekare beton parke taşı döşendi 23 Aralık 2024 Pazartesi - 13:52:05 Denizli Büyükşehir Belediyesi, Bekilli ilçesi Kutlubey Mahallesi’nde tamamladığı içme suyu hattı çalışmaları sonrası üst yapı çalışmalarını da gerçekleştirerek mahallenin çehresini değiştirdi. Kutlubey’e üst yapı çalışmalarında 1000 ton asfalt döküldü, 90 bin m beton parke taşı döşendi. Denizli Büyükşehir Belediyesi, bir süre önce Bekilli ilçesi Kutlubey Mahallesi’nde başlattığı altyapı ve üstyapı çalışmalarını tamamladı. İlk etapta Denizli Su ve Kanalizasyon İdaresi (DESKİ) Genel Müdürlüğü, Kutlubey Mahallesi’nde sık sık içme suyu hatlarında arıza ve patlak yaşanması sebebiyle ömrünü tamamlamış içme suyu borularını yeni nesil, uzun ömürlü polietilen borularla değiştirmeye başladı. Proje kapsamında bölgeye 25 bin 500 metre içme suyu hattı döşendi. Altyapı çalışmalarının tamamlanmasının hemen ardından üst yapı çalışmalarına başlayan Denizli Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi ekipleri, mahallede 700 metre uzunluğunda ve 6 metre genişliğindeki Atatürk Caddesi’ni 1000 ton sıcak asfaltla buluşturdu. Mahalleyi 90 bin metrekare beton parke ile donatan ekipler, mahallenin çehresini baştan aşağıya yeniledi. Çalışmalar hakkında bilgi veren Denizli Büyükşehir Belediyesi Yol İşleri Şube Müdürü Kaan Özaydın, “Yıllar sonra mahallemizi sıcak asfaltla buluşturuyoruz. Ara sokaklarımızda ise beton parke taşı imalatlarımızı tamamladık. Kutlubey’de kış gelmeden bütün işlerimizi tamamladık” dedi. Başkan Çavuşoğlu’na teşekkür Kutlubey Mahalle Muhtarı Ergün Akgeyik, hem Atatürk Caddesi’ni sıcak asfaltla buluşturduğu, hem de sokak aralarına beton parke taşı döşendiği için Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’na teşekkür etti. Mahalle sakinlerinden Ömer Kaşak, uzun yıllardır gelmeyen hizmetlerin artık kendilerine ulaştığını, yapılan çalışmalardan çok memnuniyet duyduklarını belirterek Başkan Çavuşoğlu’na ve emek verenlere teşekkürlerini sundu. Mahalle sakini Zeliha Aydınhan ise, şimdiye kadar böyle düzenli ve güzel bir hizmet almadıklarını, üvey evlat muamelesi gördüklerini ifade ederek, kendilerine bu imkanı sunan Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’na teşekkür etti. “Bu çalışmalara hasret kalmıştık” Bekilli Belediye Başkanı Önder Demir, Kutlubey’in yıllardır hasret duyduğu ve özlediği bir çalışmanın gerçekleştiğini ifade ederek, “Bülent Nuri Çavuşoğlu Başkanımız diğer partiler gibi seçim zamanını beklemeden, hemen seçimin arkasından vatandaşa hizmet şiarıyla bu çalışmaları başlattı. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu. “Tek şiarımız var o da halka hizmet” Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, halkın ihtiyaçları doğrultusunda bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirterek, Kutlubey Mahallesi’nin kronikleşen sorunlarına çözüm getirdiklerini söyledi. Başkan Çavuşoğlu, “Tek şiarımız var o da halka hizmet anlayışı ile nerede, kimin ne ihtiyacı varsa, Denizli’nin kaynaklarını yine Denizli’ye harcamak için gece gündüz demeden gayret ediyoruz. Kutlubey Mahallemiz çalışmalarımız neticesinde artık daha modern ve güzel bir hale gelmiştir. Kutlubey’e, Bekilli’ye hayırlı ve uğurlu olsun” dedi.
23 Aralık 2024 Pazartesi - 13:16 Kırım Tatarlarının kültürel ve dini merkezi TİKA tarafından restore edildi Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Ukrayna’nın Başkenti Kiev’e yönelik hava saldırılarında zarar gören Kırım Özerk Cumhuriyeti Müslümanları Dini İdaresi ve Ukrayna Müslümanları Birliği’nin hizmet verdiği binayı yeniledi. Kiev’e yönelik yoğun hava saldırılarında zarar gören ve içerisinde Kırım Özerk Cumhuriyeti Müslümanları Dini İdaresi, Ukrayna Müslümanları Birliği, Ukrayna Müslüman Kadınlar Birliği gibi kurumların yer aldığı İslam Kültür Merkezi, TİKA tarafından yapılan onarım çalışmaları yeniden kullanılabilir hale getirildi. Kırım Tatarları başta olmak üzere Kiev’de yaşayan Müslümanlara ibadet imkanı sunan merkezin mescidi de yenilenerek yeniden ibadete açıldı. TİKA, geçen aylarda Ukrayna Müslüman Kadınlar Birliği bünyesinde kurduğu dikiş atölyesinin de yer aldığı binanın zarar gören pencereleri, kapıları, duvarları ve aydınlatma sistemleri onarılarak yeniden faaliyete başladı. İslam Kültür Merkezi, Kırım Tatar soydaşları dini ve kültürel kurumlarına ev sahipliği yaparak, Kırım Tatarları başta olmak üzere tüm Müslümanlar için bir ibadethane işlevi görüyor. Müslümanların dini ve özel günlerde bir araya geldiği bu merkez, Ukrayna’daki savaş şartlarında Müslümanların dini ve sosyal ihtiyaçlarını karşılıyor.
23 Aralık 2024 Pazartesi - 13:09 Battalgazi’nin kalbi kadın kooperatifi üretime devam ediyor Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Battalgazi’nin Kalbi Kadın Kooperatifi’ni ziyaret ederek üretim çalışmalarını yerinde inceledi. Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, belediye bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Battalgazi’nin Kalbi Kadın Kooperatifi’ni ziyaret etti. Tandoğan Mahallesi’nde, Yeşilçam Sosyal Tesisleri’nin alt katında bulunan üretim merkezinde incelemelerde bulunan Başkan Taşkın, kooperatifin Malatya mutfağının vazgeçilmez tatlarını vatandaşlara sunduğunu belirtti. Ziyaret sırasında kooperatifte üretilen ürünler ve faaliyetlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Taşkın, kooperatifin kadınların üretime katılmasında ve Malatya mutfağının tanıtılmasında önemli bir rol oynadığını vurguladı. Başkan Taşkın, kooperatifin mevcut satış noktalarının yanı sıra yeni satış yerlerinin de açılacağını belirterek, “Sevgili hemşerilerimiz, bugün Battalgazi’nin Kalbi Kadın Kooperatifi’ndeyiz. Çok nezih bir mekânda, evlerimizin ihtiyacına hitap edecek her türlü gıda üretimi burada var. Tatlılardan içli köfteye kadar Malatya mutfağının tüm lezzetlerini burada üretiyoruz. Çarşı merkezindeki satış noktamız Gazi İlkokulu’nun yanında, ikinci satış noktamızı ise Millet Bahçesi’ndeki konteyner çarşıda hizmete açtık. Üçüncü satış noktamızı da belediye hizmet binamızın yanında açmayı planlıyoruz. Kadın Kooperatifimiz, Malatya’da büyük bir açığı kapatmış durumda. İnşallah belediyemizin desteğiyle hedeflerimizi büyüteceğiz ve üretimi tarladan sofraya taşıyacağız. Bugüne kadar emek veren tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi. Battalgazi’nin Kalbi Kadın Kooperatifi, üretim kapasitesini artırarak Malatyalılara sağlıklı ve lezzetli ürünler sunmayı hedefliyor. Başkan Taşkın, tüm vatandaşları gönül rahatlığıyla alışveriş yapmaya davet ederken, kooperatifin yerel ekonomiye sağladığı katkılara dikkat çekti. Ziyaretin ardından, kooperatifin daha geniş kitlelere ulaşması ve hedeflerini büyütmesi için çalışmaların devam edeceği ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”
21 Aralık 2024 Cumartesi - 18:41 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Muhalefet samimi çağrılarımıza kulak tıkasa da siviller eliyle yapılmış demokratik, kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasa ihtiyacımız var. Yeni anayasa Türkiye için lüks değil. Evet, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır. Bu yönde atılacak bir adım Türkiye’yi yüzyılı hedefimize daha kolay daha hızlı ulaşılmasını sağlayacaktır" dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Muğla İl Kongresinin ardından Marmaris’te sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri ve muhtarlar toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, "“Aslolan milletin gönlünü kazanmak, milletin hayır duasına mazhar olabilmektir. Bunun yolu da şüphesiz eser, hizmet ve proje üretmekten geçer. Bize oy versin ya da vermesin, kimseyi ayırmadan, ötekileştirmeden tüm Türkiye’ye hizmet etmek için gece gündüz koşturuyoruz. Şunun altını çizerek tekrar ifade etmek isterim. Bizim siyaset felsefemizde ayrımcılık asla yoktur. Kimseyi inancından tercihinden, meşrebinden, siyasi partisinden dolayı dışlama yoktur. Etnik kökeni, dünya görüşü, sandıktaki tercih ne olursa olsun seksen beş milyonun her bir ferdi bizim öz bir öz kardeşimiz canımızın bir parçasıdır. Hep söylüyorum. 85 milyonluk devasa bir aileyiz. Vatanımız bir, bayrağımız bir, istiklal marşımız bir, acımız bir, sevincimiz bir, mazimiz bir, istikbalimiz birdir. Allah’ın izniyle bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez” dedi.“Kürt kardeşlerimiz bir avuç kibir abidesinin olduğu bir cendereye sıkıştırıldı”“Sevgili kardeşlerim, önemine binaen bir hususa özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bakınız bu ülkenin yakın geçmişinde gerçekten büyük acılar yaşandı. Milletin tercihleri yok sayıldı. Milli iradeye darbe vuruldu" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Gençlerimizi sokak olaylarında kurban verdik. 40 yıllık terörle mücadelemizde nice koç yiğit ömrünün baharındayken toprağa düştü. Maraş ve Çorum olaylarında insanımızı birbirine kırdırdılar. Sermayenin renklere ayrıldığı baskıların tehditlerin zorbalıkların ayyuka çıktığı insanların fişlendiği olağanüstü dönemler yaşandı. Kürt kardeşlerimiz bir tarafta terör örgütünün diğer tarafta dikta heveslisi bir avuç kibir abidesinin olduğu bir cendereye sıkıştırıldı. Kılık kıyafetinden, şivesinden, dış görünüşünden dolayı insanlarımız hakarete maruz kaldı, itildi, ötelendi. Alevi, Bektaşi vatandaşlarımız asırlardan süzülüp gelen kültürlerini tam yaşayamıyor, kimliklerini korkusuzca dile getiremiyor, başörtülü kızlarımızın en temel hakkı olan eğitim hakları, çalışma hakları, iş hayatına katılma hakları keyfi sebeplerle gasp edilmiş, kısıtlanmıştı. Kerameti kendinden menkul seçkinler mutlu müreffeh bir hayat sürerken, toplumun kahir ekseriyeti ya yasaklarla ya da yokluk ve yoksullukla boğuşuyordu. Daha bunun gibi sayısız zorlukla, sınamayla karşılaştık. Allah’a hamdolsun bunların neredeyse tamamını artık geride bıraktık” ifadelerini kullandı."Milli gelirimizi 2024 yılı sonunda 1 trilyon 331 milyar dolar bekliyoruz"Krizlerin ve belirsizliklerin kol gezdiği Türkiye’yi son 22 yılda tekrar ayağa kaldırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2002’de 230 milyar dolar ekonomik büyüklüğü olan ülkemizi geçen sene 1 trilyon 130 milyar dolarlık büyüklüğe kavuşturduk. Milli gelirimizin 2024 sonunda 1 trilyon 331 milyar dolara ve kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini şu anda bekliyoruz. İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık, 261 milyar doların üzerine çıkardık. Ayrıca bizden önce hayal dahi edilemeyen nice önemli reformu, nice hak ve özgürlük hamlesini sabırla, azimle ve kararlılıkla hayata geçirdik. Türkiye’yi güven ve istikrarla uyum içinde en önemlisi de birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde hamdolsun bu günlere getirdik. Elini vicdanına koyan herkes geçmişin Türkiye’siyle bugünün Türkiye’si arasındaki devasa farkı görüyor ve kabul ediyor. Yapılanları objektif olarak değerlendiren her bir insanımız ülkemizin 22 yılda kat ettiği büyük mesafeyi tasdik ve takdir ediyor. Ekonomide, diplomaside, ticarette, turizmde, savunmada, sağlıkta hasılı. Aklınıza gelebilecek her alanda gerçekten hiç umulmadık başarılara imza attık. Şurası da bir gerçek. Hayatın dinamizmi içerisinde beklentiler ve talepler de dönüşmektedir. Dünya değiştikçe insanın aynı kalması fıtrata aykırı bir durumdur. Siyasetin görevi sorulara ve sorunlara makul cevaplar üretmek halktaki değişim iradesini doğru enstrümanlarla yönetmektir. Bunun kolay bir vazife olmadığını hepimiz biliyoruz” diye konuştu.“Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”Türkiye gibi demokrasisi 42 yıl önce yapılmış darbe anayasasıyla malul olan ülkelerde değişimi yönetmenin çok daha çetrefilli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunun için Türkiye’nin darbe anayasası kamburundan kurtulmasının şart olduğunu uzun bir süredir ısrarla dile getiriyoruz. Bu çağrıyı da muhalefetin iddia ettiği gibi gündem kaygımızdan değil tam aksine ülkemizin yeni anayasa ihtiyacını gördüğümüz için yapıyoruz. Ama bizim öyle bir muhalefetimiz var ki bırakın çözümün parçası olmayı sorunun katlanarak büyümesi için elinden geleni ardına koymuyor. Anayasa dahil, ülkenin herhangi bir meselesinde önerileri var mı? Yok. İstemüzlükten başka lügatlerinde kelime var mı? O da yok. Böyle gelmiş böyle gitsin. Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın modunda son derece konforlu bir alanda siyasetçilik oynuyorlar. Allah aşkına böyle siyaset olur mu? Mızıkçılık yaparak, kaçarak saklanarak işin yokuşa sürerek bu ülkeye hizmet edilir mi? Muhalefet demek her şeye karşı çıkmak, her şeye itiraz etmek midir? Şu hakikati açık ve net ifade etmek durumundayım. Muhalefet samimi çağrılarımıza kulak tıkasa da siviller eliyle yapılmış demokratik, kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasa ihtiyacımız var. Yeni anayasa Türkiye için lüks değil. Evet, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır. Bu yönde atılacak bir adım Türkiye’yi yüzyılı hedefimize daha kolay daha hızlı ulaşılmasını sağlayacaktır. Meclisimizdeki partilerin çoğunun ilk dört madde başta olmak üzere pek çok hususta hem fikir olduğunu memnuniyetle müşahede ediyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın da yeni anayasa iradesi zaten güçlüdür, diridir, dinamiktir. Son yılların en çoğunlukçu aritmetiğine sahip 28’inci dönemde meclisin kendisinden bekleneni özellikle yerine getirmesini ümit ve arzu ediyoruz. İnşallah böylece evlatlarımıza daha özgür, daha müreffeh ve güçlü bir ülke bırakma ülkümüze biraz daha yaklaşmış olacağız. Bu süreçte Muğla’nın iş dünyasıyla, sivil toplumuyla, kanaat önderleriyle bizim yanımızda olması çok ama çok önemlidir. Rabbim şimdiden işlerimizi kolaylaştırsın diyorum” dedi.“Muğla, yerel yönetimler boyutunda maalesef hak ettiği ilgiyi görmüyor”“Muğla gerçekten insanı kendine meftun eden bir şehrimiz. Özellikle son yıllarda Muğla, her alanda büyük bir atılım içerisinde. Öyle ki, Muğla’nın seralarında üretilen, tesislerinde işlenip paketlenen gıda ürünleri dünyanın dört bir yanına gönderiliyor" diyen Erdoğan, Muğla’nın tabiat harikası koylarına, köylerine, tesislerine dünyanın dört bir yanından turist geliyor. Aynı zamanda Muğla, Akdeniz’le Ege’yi ve iç Anadolu’yu birleştiren konu ile ülkemizdeki her ferdinde hayallerini süsleyen bir yerdir. Ancak bütün bu avantajlarına rağmen Muğla, yerel yönetimler boyutunda maalesef hak ettiği ilgiyi görmüyor. Muhalefetin siyasi meselelerdeki lakayt tavrı yönettikleri şehirlerdeki yerel yönetimlerle ilgili konulara da sirayet ediyor. Sorun çözmek, milletin sıkıntılarını ortadan kaldırmak gibi bir dertleri yok. Polemik ve mazeret üretmeye harcadıkları enerjiyi şehirlere hizmet etmeye ayırsalar inanın şehirlerimiz çok farklı bir yerde olurdu. Ama bu konuda herhangi bir değişim işareti göremiyoruz” şeklinde konuştu.“Muğla’nın birçok ilçesinde içme suyu sıkıntısı çekiliyor”Her yıl Bodrum’un yaklaşık 1,5 milyon misafiri ağırladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin turizmdeki hedefleri büyüdükçe buralara gelen yerli ve yabancı ziyaretçi sayısı da doğal olarak artıyor. Turizmde 2024 yılı hedefimiz biliyorsunuz 60 milyon ziyaretçi. Biz bir taraftan turizmde gaza basarken yerel yönetimler tarafında tam anlamıyla bir atalet hatta sabotaja varan bir duyarsızlık görüyoruz. Turizmden ekonomik olarak ciddi gelir elde ediyorlar ama iş altyapı ve iş yapı yatırımlarına gelince hiçbir adım atmıyorlar. Örneğin başta Bodrum olmak üzere Muğla’nın birçok ilçesinde bunu sizler yaşıyorsunuz. Ben de Muğla’lı sayılırım. Muğla’nın birçok ilçesinde içme suyu sıkıntısı çekiliyor. Bu asırda, bu zamanda. Ancak görevi içme suyu sorununu çözmek olanlar, sorunu görmezden, duymazdan geliyordur. İstanbul gibi bir şehrin belediye başkanlığını yapmış bir kardeşiniz olarak, üstelik de biliyorsunuz çöp, çukur, çamur, susuzluk bunları yaşayan bir İstanbul devralmıştır. Ve orada bütün bu sorunları bir yıl içerisinde sildik süpürdük. Şimdi aynı durum maalesef Muğla’da var mı? Var. Kirlilik sebebiyle neredeyse canlının yaşamadığı İzmir körfezi için de aynı şeyler geçerli. Orada da İzmir’e hizmet etmemeyi hayat tarzı üzerinden meşrulaştırmaya çalışan garip bir zihniyet var. Eser ve hizmet siyasetiyle temayüz etmek yerine korkuları körükleyerek, ideolojik belediyecilik yaparak beceriksizliklerini örtmeye çalışıyorlar. Biz ise derde derman olmanın sıkıntıları ortadan kaldırmanın peşindeyiz” dedi.“Su sorunu çözmek DSİ’nin değil, büyükşehirlerin işi”Su sorununu çözmenin DSİ’nin görevi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:"Su sorununu çözmek büyük şehirlerde, büyük şehir belediyelerinin görevidir. Sorunu ben yaşadığım için söylüyorum. İstanbul’u susuzluktan aldık ve kısa bir zaman içerisinde de İstanbul’un su sorununu çözdük. Şimdi CHP’nin büyükşehir belediyelerine bakın. Acaba bu sorunları çözdüler mi, çözüyorlar mı? Böyle bir dertleri var mı? Muğla büyükşehir, büyükşehir Muğla’da su sorunu niçin çözülmez? Neden bu konuda adım atılmaz? Aynı durum geçiyorum şöyle. Van’da vardı. Van’da da Veysel Bey bakan olduğu zaman baktık ki Van maalesef su sorununu çözemiyor. O zaman Veysel Bey’e dedim ki burada yaşayanlar bizim insanımız. Yatırımı yap ve Van’ın su sorununu DSİ ile çözelim. Ve Van’ın su sorununu biz o zaman devlet su işleri ile çözdük. 22 yıldır nasıl milletimize kulak vererek biz bugünlere geldiysek, Muğla’nın, Bodrum’un içme suyu sorunlarını çözmek için de kolları sıvadık. Yatırım programına aldığımız Sandras içme suyu projemiz ile Muğla İl Merkezi’nin içme suyu ihtiyacını inşallah karşılayacağız. Toplam 7,6 milyar lira maliyeti olan proje ile yıllık 7,32 milyon metreküp içme suyu depolama, günlük 45 bin metreküp kapasiteli arıtma tesisi ve 12,3 kilometresi tünel olan toplam 80 kilometrelik isale hattını devreye alacağız. Bodrum barajının proje çalışmalarını daha seneye başlatıyoruz. Yıllık 13,2 milyon metreküp depolama, günlük 135 bin metreküp arıtma kapasitesiyle Bodrum’un kanayan yarasına inşallah merhem olacağız. Bir diğer konu ulaştırmadır. Bodrum-Yalıkavak yolunun kalan 7 kilometresinin ihalesini yaptık, çalışmalara başladık, inşallah seneye onu da bitiriyoruz. 69 kilometre uzunluğundaki Söğüt-Seydikemer yolunun 21 kilometresini bölünmüş yol olarak tamamladık. Çalışmalarımız devam ediyor. 51 kilometrelik Seydikemer-Kalkan yolunun 12 kilometresini tamamladık, kalan kısımlarıyla ilgili çalışmalarımız sürüyor. 27 kilometre Gökova ayrım Marmaris yolunu bölünmüş yol olarak yine biz bitirdik. Marmaris-Datça yolunun 50 kilometresini bitirdik, kalan 18 kilometresinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçeleriyle birlikte tüm Muğla’yı Allah’ın izniyle muhalefetin beceriksizliğine mahkûm etmeyeceğiz. Hayatın her türlü hız kesme varlığına rağmen, biz yorgunluğa hız kesmeden, yılgınlığa pirin vermeden, hem Muğla’yı hem diğer 80 vilayetimizi kalkındırmaya devam edeceğiz."
Adalet Bakanı Tunç: "Suriye’deki durum karşısında bütün dünya Türkiye’nin dış politikasını takdir ediyor"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 17:56 Adalet Bakanı Tunç: "Suriye’deki durum karşısında bütün dünya Türkiye’nin dış politikasını takdir ediyor" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Suriye’yi bölüp parçalamak isteyenler, orada mazlumları katleden bir diktatörlüğe hep yıllarca destek oldular. Ve 60 yılın sonunda o diktatör devrildi. O mazlumların ahı tuttu. Suriye’de gelişen bu durum karşısında bütün dünya Türkiye’nin dış politikasını takdir ediyor. Türkiye bölgede hesaba katılmadan hiçbir yapılanmanın mümkün olamayacağını bütün dünya anlamış bulunuyor" dedi. AK Parti Zonguldak İl Başkanlığı 8. Olağan Kongresi, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un katılımıyla gerçekleştirildi. Kozlu Spor Salonu’nda düzenlenen ve saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu kongrenin açılış konuşmasını yapan AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan, AK Parti iktidarları sayesinde 22 yılda birçok hizmet ve yatırımın yapıldığını ifade etti. Çağlayan, "Cumhurbaşkanımızın arkasında aslanlar gibi durdunuz. Biz Ayasofya’nın zincirlerini kırıp açan Uzunmehmet Camiisini Zonguldak’a bir mühür gibi vuran Recep Tayyip Erdoğan’ın kadrolarında olmaktan gurur duyuyoruz. Torunlarımıza anlatacağımız hikayemiz var. Biz her zaman mazlumların yanında olduk" diye konuştu. Kongrede önceki dönem il başkanları, milletvekilleri ile mevcut dönem milletvekillerinin yanı sıra İl Koordinatör Milletvekili Ersan Aksu’ya fotoğraflarının yer aldığı tablolar hediye edildi. Aile fotoğrafının çektirilmesinin ardından konuşan AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Muammer Avcı, Saffet Bozkurt ve Ahmet Çolakoğlu kongrenin hayırlı olmasını diledi. "Yeter ki heyecanımızın, potansiyelimizin farkında olalım" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Belgin Uygur, "Siz değerli yol arkadaşlarımızla güçlü şekilde ilk günkü heyecanımızla yol yürümeye devam edeceğiz. Yeter ki kendi heyecanımızın farkında olalım. Yeter ki Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi hafızaları tazeleyelim. 23 yıl boyunca Türkiye’yi nasıl devraldı nereden nereye getirdi bu yol arkadaşlığının gücü, Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve milletimize olan aşkımızın ve heyecanımızın bu potansiyelimizin farkında olalım" şeklinde konuştu. Zonguldak’ta AK Parti’ye yakışır bir kongre gerçekleştirildiğini ifade eden Adalet Bakanı Tunç, Zonguldak’ın enerjinin başkenti olduğuna vurgu yaparak, "Zonguldak herşeyi ile tüm ilçeleriyle, doğal güzellikleriyle yerin altıyla üstüyle gerçekten fedakar, çalışkan insanların şehri. Zonguldaklı olmaktan onur ve gurur duyuyoruz. Bir Zonguldaklı olarak bunu söylüyorum" dedi. Filyos Vadi Projesi’nin yüzyılın hayali olduğunu ifade eden Bakan Tunç, "Filyos’ta büyük bir proje. Yılların hayaliydi. Filyos yüzyılın hayaliydi. Abdülhamid Han’ın hayaliydi. Ve oraya bir liman yapılmaya, liman için çalışmalar başladığında muhalefet itiraz etti. Davalar açıldı. Hatırlıyoruz. Betona yatırım dendi. Burada limana ne gerek var dendi. Ama liman bitti. Hemen limanın açılışıyla doğalgazın keşfi aynı ana denk geldi. Ve Sakarya Gaz Sahası’ndan çıkan doğalgaz yerin üç bin dört bin metre denizin dibi ve o makineler robotlarla kazılarak 170 kilometre denizin altından borular döşenerek, Zonguldak’a Filyos’a doğal gaz ulaştı" ifadelerine yer verdi. "Bu parti milletin talebiyle kuruldu" Türkiye’nin ışığının hiçbir zaman sönmeyeceğini, hiçbir gücün de söndürmeye gücünün yetmeyeceğini söyleyen Bakan Tunç, AK Parti’nin millet tarafından kurulduğunu hatırlattı. Altılı masa gibi sosyal ve siyasi bir mühendislik neticesinde masa başında kurulmuş bir parti olmadığını ifade eden Bakan Tunç, "Bu partiyi millet kurdu. Bu parti milletin talebiyle kuruldu. Doksanlı yıllar boyunca o parlamenter sistemin neden olduğu siyasi krizler, ekonomik krizler, istikrarsızlık bir buçuk yılda değişen hükümetler, yatırımsızlık, anarşi ve terör ve temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasından, usanan, bıkan milletimiz ’Türkiye’yi bu sorunlardan, bu krizlerden kurtarsa kurtarsa Recep Tayyip Erdoğan kurtarır’ dedi" ifadelerine yer verdi. "Bütün Türkiye’yi ateşe vermek, Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan düşürmek için devreye girdiler, başaramadılar" Dünyanın en büyük havaalanları, en büyük köprüleri ve dünya projelerinin konuşulduğu dönemde Gezi Parkı’nda ateş yakarak bütün Türkiye’nin ateşe verilmek istenildiğini söyleyen Tunç, "Recep Tayyip Erdoğan’ı AK Parti’yi iktidardan düşürmek için o şer güçler devreye girdi. Başaramadılar. Sokakta başaramadıklarını, masa başında başarabilir miyiz diye düşündüler. On yedi yirmi beş emniyet, yargı darbesiyle acaba AK Parti’yi, AK Parti’nin bu yükselişini Recep Tayyip Erdoğan’ın yolunu kesebilir miyiz diye düşündüler. Onu da başaramadılar. Terörü azdırmaya çalıştılar. Orada da başarı olmadılar. 15 Temmuz’da milletimize karanlık bir gece yaşatmak istediler. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, milletimizin şanlı direnişiyle bağımsızlığa, bayrağımıza sahip çıkmasıyla 15 Temmuz karanlık gecesini aydınlığa çevirdik. Milletimize şükran borçluyuz. Her önümüz kesilmeye çalışıldığında milletimiz bize destek oldu, yolumuzu açtı" şeklinde konuştu. "Bütçede en fazla payı eğitime, gençlerimize ayırdık" 2025 yılı bütçesinin TBMM’de onaylandığını ifade eden Tunç, "Aile güçlü olacak ki toplum güçlü olsun. Millet olarak güçlü olalım dedik. Eğitime önem verdik. İşte dün akşam bütçe görüşmeleri onaylandı. Milletvekillerimize çok teşekkür ediyoruz. Yine bütçede en fazla payı eğitime ayırdık. Çocuklarımıza ayırdık. Gençlerimize ayırdık. Savunma sanayimize ayırdık. Ekonomiye ayırdık. Sağlığa ayırdık, ayırmaya devam edeceğiz. Sosyal politikalara ayırdık. Kültüre, adalete ayırdık, güvenliğe ayırdık. Demokrasimizin güçlendirilmesi, temel hak ve özgürlüklerin güçlenmesi noktasında kararlılığımızı milletvekillerimiz kürsülerden bütçe görüşmelerinde ifade ettiler. Türkiye’yi her alanda güçlü etmek için bir kere ekonomide güçlü olmak lazım. Tek haneli rakama düşürdüğümüz enflasyonu tekrar tek haneli rakama düşürmenin zamanı. Bunun için mücadele ediyoruz. Yine memurumuzun, işçimizin, emeklimizin alım gücünü artırmanın gayreti içerisinde olacağız." AK Parti’nin 22 yıldan bu yana kesintisiz dünya tarihinde görülmemiş bir başarıyı elde etmesinin sebebinin kalkınmacı, reformcu ve icraatçı olması olduğunu söyleyen Tunç, "İcraatlarında hep milletinin sesine kulak vermesi, milletini temsil etmesi, milli iradeyi esas alması, adaletli olmasıdır. 2028’e giderken inşallah halkımızın alım gücünü daha da arttırdığımız bir ortamda ve istikrarlı kalkınma hamlelerinin daha da artarak devam ettiği bir ortamda inşallah 2028’de milletimiz yine durmak yok yola devam diyecek" şeklinde konuştu. "Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekatı’nı yaptık. Orada bir terör devleti kurulmasını engelledik" AK Parti’nin dış politikasının insanı bir dış politika olduğunu ifade eden Tunç, Suriye’deki gelişmelere de değindi. Suriye’de yapılan harekatlar ile terör devleti kurulmasının engellendiğini belirten Bakan Tunç, "Şimdi 15 Temmuz darbe kalkışmasının hangi sebeple yapıldığını anlayabiliyor muyuz?" diye sordu. "Türkiye’nin Suriye’de ne işi var" sözlerini hatırlatan Tunç şöyle devam etti: "AK Parti’nin dış politikası, insani bir dış politikadır. İnsancıldır, hakkaniyete, adalete dayalıdır. 22 yıldan bu yana bu dış politikayı gözettik ve mazlumların sesi olduk. Cumhurbaşkanımız, mazlumların sığınağı oldu. Omazlumların sığınağı olan o merkezi hazmedemeyenler var. Biz hep doğrunun yanında olmaya, mazlumun yanında olmaya devam edeceğiz. Bunu Suriye’de böyle yaptık. Birileri Türkiye’nin muhalefeti. Bunlar AK Parti’ye, Cumhur İttifakı’na, muhalefet olmayı Türkiye’ye muhalefet olmak olarak görüyorlar. Türkiye’nin muhalefeti, ana muhalefeti hep ne dedi? ’Türkiye’nin Suriye’de ne işi var’ dedi. Demedi mi? Bir terör devleti kurulmaya çalışılırken 2016’da hemen hain kalkışmanın bir ay sonrasında ’Biz Fırat Kalkan Harekatıyla size, küresel güçlere, burada terör devleti kurdurtmayız’ dedik. Şimdi 15 Temmuz hain kalkışmasının hangi sebeple yapıldığını anlayabiliyor muyuz? Türkiye’de kendilerine göre bir uydu yönetimi oluşturacaklardı. O Fırat Kalkanı Harekatı yapılmamış olacaktı. İşte bu mücadeleyi devam ettirdik. Zeytin Dalı Harekatı’nı yaptık. Barış Pınarı Harekatı’nı yaptık. Ve orada bir terör devletinin kurulmasını engelledik. Suriye’yi bölüp parçalamak isteyenler, orada mazlumları katleden bir diktatörlüğe hep yıllarca destek oldular. Ve 60yılın sonunda o diktatör devrildi. O mazlumların ahı tuttu. Ve Türkiye olarak biz hep o mazlumların yanında olduk. Onlara ensar olduk. Türkiye’nin Suriye’de ne işi var diyenlere itibar etseydik biz bugün terör devletine terör oluşumuna orada engel olabilir miydik? Suriyelilerin Türkiye’de ne işi var dediler hep. Bizi bu nedenle karalamaya çalıştılar. Suriyelilerin Türkiye’de ne işi var diyenlere itibar etseydik. Biz orada çocukların, kadınların, mazlumların, milyonlarca insanın katledildiği bir durumda, vicdan azabı çekmez miydik? Aylan bebeğin o sahile vuran cansız bedenini gördüğünüzde yüreği sızlamayana, insan denebilir mi? Denebilir mi? İşte o Aylan bebekler, şairlere vurmasın diye insani ve insancıl, dış politikamızda mazlumların duasına ve bugün gelinen noktada Suriye’de gelişen bu durum karşısında bütün dünya Türkiye’nin dış politikasını takdir ediyor ve Türkiye bölgede hesaba katılmadan hiçbir yapılanmanın mümkün olamayacağını bütün dünya anlamış bulunuyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a çok çok teşekkür ediyoruz. Diktatör devrildi. Yurdundan kaçmak üzereyken belki de kaçmıştı. Türkiye’nin ana muhalefet lideri ’Esat’la masaya oturmak lazım’ diyebildi. Bunlar vizyonu bu kadar." "Demokratik, sivil, katılımcı bir anayasayı milletimize hediye etmek zorundayız" Türkiye’nin ikinci yüzyılına başladığını ve darbe anayasası ile yönetildiğini söyleyen Bakan Tunç, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına başladı. Bir darbe anayasasıyla yönetiliyoruz. Darbecilerin yazdırdığı seçilmeyen kişilerin bir araya geldiği ve oluşturduğu bir anayasa. Milletimizin demokratik siyasi hayata bir an önce geçebilmesi için onay verdiği bir darbe anayasasıyla yönetiliyoruz. Anayasamız bugüne kadar madde sayısından fazla değişiklikle karşı karşıya kaldı. Adeta bir yamalı bohçaya dönüştü. O nedenle anayasamızın maddeleri arasındaki çelişkilerle birtakım problemlere yol açıyor. Yargı kurumlarımızın, yüksek yargı kurumlarımızın farklı yorumladığı maddeler var. O nedenle ileride bu farklı yorumların bir krize dönüşmemesi için yeni, demokratik, sivil, katılımcı bir anayasayı milletimize hediye etmek zorundayız. Bunu parlamentomuz inşallah başaracak." Salondakiler, Bakan Tunç’un konuşmasının ardından AK Parti’nin Muğla Kongresi’ne katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın video konferans yöntemi ile hitaplarını dinledi. Hediyelerin takdim edilmesinin ardından hatıra fotoğrafı çektirildi. İl Başkanı Mustafa Çağlayan, tek liste ile gidilen kongrede oluşturulan yeni yönetim ile güven tazeledi.
Bakan Kacır: "Türk milleti gökyüzüne imzasını attı"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 17:47 Bakan Kacır: "Türk milleti gökyüzüne imzasını attı" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Bayraktar’la, Akıncı’yla, Aksungur’la, Anka’yla, Hürkuş’la, Hürjet’le, Atak’la, Kızılelma’yla, Kaan’la, Türk milleti gökyüzüne imzasını attı" dedi. Osmaniye Tosyalı Spor Merkezinde AK Parti Osmaniye 8. Olağan Kongresi düzenlendi. Kongreye Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Mehmet Kacır, AK Parti Sözcüsü Adana Milletvekili Ömer Çelik, Genel Başkan Yardımcısı AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanı Hamza Dağ da katıldı. "Ürettiğimiz uçakların ne uçmasına ne yurt dışına ihraç edilmesine izin verilmedi" Kongrede konuşan Bakan Kacır, "Bu ülkede Devrim otomobili yolda bırakıldığı ama 60 yıllık aradan sonra Türk milletini otomobiliyle buluşturan AK Parti oldu. Hayalleri gerçeğe dönüştüren biziz. Bu ülkede 20. yüzyılda da helikopterler, uçaklar üretilmek istendi. Biz Türk gençliğiyle 2018’den bu yana Teknofest’ler düzenliyoruz. İstanbul Atatürk Havalimanı’nda düzenliyoruz. Biliyor musunuz? Bizden 60 yıl önce o havalimanında yine Teknofest düzenlenmişti, Nuri Demirağ tarafından. Nuri Demirağ, o yıllarda metal gövdeli uçaklar üretti. İstedik ki o uçakları birlikte geliştireceği, üreteceği teknisyenler, mühendisler, o uçakları uçuracak pilotlar yetişsin. Gök okulları açtı Sivas’ta, İstanbul’da. Gök şenlikleri düzenledi, bizim Teknofest düzenlediğimiz Atatürk Havalimanı’nda ama Nuri Demirağ’ın ürettiği uçakların ne uçmasına, ne yurt dışına ihraç edilmesine izin verildi. Önü öyle bir kesildi ki bizlerin dünya gözüyle Demirağ’ın ürettiği uçakları görmemize bile imkan tanınmadı. Adeta toprağa gömüldüler" ifadelerini kullandı. "Türk milleti gökyüzüne imzasını attı" Ankara’da Teknofest’i Etimesgut Havalimanı’nda düzenlediklerini, aynı yerde 1941 yılında uçak fabrikası kurulduğunu belirten Bakan Kacır, "Bu uçak fabrikası 9 yıl üretime devam etti. Bu fabrikada 1949 yılında 950 kişi çalıştı. Türkiye’ye dediler ki, ’Biz sana bu kaynakları sunuyoruz ama sen sakın bizim sözümüzden dışarı çıkmayacaksın. Sen sakın altından kalkamayacağın işleri yapmak için bu kaynakları heba etmeyeceksin.’ 950 kişinin çalıştığı Etimesgut Uçak Fabrikası, 1949’da bu ülkede kapatıldı. 2000’li yıllarda bir sağlam irade, güçlü lider, ’Bu ülkenin neye ihtiyacı varsa biz onu kendi evlatlarımızın alın teriyle geliştireceğiz, üreteceğiz’ dedi. Nihayetinde ne oldu? Bayraktar’la, Akıncı’yla, Aksungur’la, Anka’yla, Hürkuş’la, Hürjet’le, Atak’la, Kızılelma’yla, Kaan’la Türk milleti gökyüzüne imzasını attı" dedi. "Kurulmaya çalışılan terörist haritalarını da Allah’a hamdolsun biz parçaladık" Terörü topraklarımızdan kazıyıp attıklarını ifade eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Şimdi artık harp paradigmalarını değiştiren Türkiye konuşuluyor dünyada, Karabağ’da Azerbaycan Türkü’yle omuz omuza verdik, 30 yıllık işgal son buldu. Libya’da oyunu biz bozduk. Orta Doğu’da birilerinin planlarını biz altüst ettik. Terörü topraklarımızdan kazıdık attık, sildik attık. Yetmedi sınırlarımızın ötesinde kurulmaya çalışılan terörist haritalarını da Allah’a hamdolsun biz parçaladık, biz parçalıyoruz. Bol yıldızlı bayrakları kabullenmemiş, şehidinin kanıyla boyanmış ay yıldızlı bayrağın gölgesinde ilelebet yaşamayı ant içmiş Türk milletini kim neye meşgul edebilir, neye mahkum edebilir? Bugün Afrika’dan Orta Doğu’ya, Avrupa’dan Uzak Asya’ya oyun kuran, denge kuran bir Türkiye var artık. Vakit, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde büyük ve güçlü Türkiye vaktidir" diye konuştu.
Bakan Yerlikaya: "Türkiye’nin huzuru için, tüm tehditlere karşı kararlı bir duruş sergiliyoruz"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 16:54 Bakan Yerlikaya: "Türkiye’nin huzuru için, tüm tehditlere karşı kararlı bir duruş sergiliyoruz" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, asayiş suçlarından terör örgütlerine, organize suç şebekelerinden zehir tacirlerine ve siber saldırganlara kadar Türkiye’nin huzuru için, tüm tehditlere karşı kararlı bir duruş sergilediklerini söyledi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Konya’da Selçuklu Kongre Merkezinde düzenlenen AK Parti Selçuklu 8. Olağan İlçe Kongresine katıldı. Burada konuşan Bakan Yerlikaya, doğduğu, havasını soluduğu, çocukluğunu yaşadığı Selçuklu’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. "Cumhurbaşkanımızın, AK Parti’mizin, AK kadrolarının eseridir" Salonun milletin iradesinin, cesaretinin ve kararlılığının buluştuğu bir mekan olduğunu belirten Bakan Yerlikaya, "Bizler, her kongrede yenilenen, her seçimde güçlenen ve her daim milletimizin hizmetinde olan, büyük bir davanın mensuplarıyız. Cumhurbaşkanımız, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde başladığımız bu kutlu yürüyüşte 22 yılı geride bıraktık. ‘Durmak yok, yola devam’ diyerek çıktığımız bu yolda, her zaman milletimize hizmet etmeyi şiar edindik. Bizim davamız; yılmadan, yorulmadan, milletin emanetine sahip çıkma, mazlumların yanında, zalimlerin karşısında olma davasıdır. Bugün Türkiye, bölgesinde ve dünyada söz sahibi bir ülkeyse; mazlumların sesi ve vicdanıysa, bu Cumhurbaşkanımızın, AK Parti’mizin, AK kadrolarının eseridir" dedi. "Türkiye, barışın ve kardeşliğin teminatıdır" Türkiye’nin her alanda büyüdüğünün altını çizen Bakan Yerlikaya, "Bugün Türkiye her alanda büyüdü ve güçlendi. Eğitimde, sağlıkta, sanayide, ekonomide, güvenlikte ve pek çok alanda güçlü adımlar attık. Ekonomide büyümenin ve kalkınmanın önünü açtık. Yerli üretimi güçlendirdik. Böylece; yerli kaynaklarla büyüyen bir ekonomiye sahip olduk. Hamdolsun artık kendi teknolojisini kendisi üreten, dışa bağımlı olmayan, gücünü kendi kaynaklarından alan bir ülkeyiz. Uluslararası arenada, güçlü bir diplomasi iklimini tesis ettik. Sadece bölgesinde değil, uluslararası alanda sözü muteber bir güç olduk. Nerede yardım eli bekleyen bir mazlum varsa, onlara elimizi uzattık. Filistin davasını davamız bildik. Suriye’deki kardeşlerimize kol kanat gererek, tüm dünyaya insanlık dersi verdik. Somali’den Filistin’e, Karabağ’dan Arakan’a, Libya’dan Suriye’ye kadar nerede bir mazlum varsa; Türkiye olarak orada olduk. Gazze vicdanımızdır dedik. Suriye yüreğimizdir dedik. Türkiye’nin dostluğunu baş göz üstüne koyanlar kazanır; kaybetmek isteyenler Türkiye’nin karşısında durur dedik. İşte Baas rejimi, işte Esed. Ne oldu sonları? Sednaya Hapishanesinde, insanlık onurunun nasıl ayaklar altına alındığına, nasıl işkenceler yapıldığına şimdi tüm dünya şahitlik ediyor. Ama Cumhurbaşkanımız, yıllardır uyarmadı mı? Birleşmiş Milletler’i, Avrupa Birliğini, uluslararası kuruluşları uyarmadı mı? Vicdanı olanlara, kalp taşıyanlara seslenmedi mi? Herkes gördü, Türkiye’nin büyüklüğünün, sadece ülke sınırlarıyla sınırlı olmadığını. Türkiye, barışın ve kardeşliğin teminatıdır. Türkiye, adaletin ve merhametin timsalidir" ifadelerini kullandı. "Bu yıl 9 Aralık tarihine kadar 124 bin 325 Suriyeli kardeşimiz geri döndü" Güven ortamı sağlandıktan sonra mültecilerin geri dönüşlerinin hızlandığını belirten Bakan Yerlikaya, "Bu yıl 9 Aralık tarihine kadar 124 bin 325 Suriyeli kardeşimiz, ‘Gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli’ bir şekilde vatanlarına geri döndü. 2024 yılında, gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşlerde ay ortalaması 11 bindi. Suriye’nin özgürlüğüne kavuşmasından sonra vatanına dönen Suriyelilerin sayısı da artmaktadır. Göç yönetiminde temel kılavuzumuz; insan hakları ve hürriyetlerdir. Medeniyet değerlerimize bağlı kalıyor, Kamu düzenini ve güvenliğini her daim ön planda tutuyoruz" dedi. "Dağ kadrolarını bitirme noktasına geldik" İç güvenlikte de çalışmaların sürdüğünü ifade eden Bakan Yerlikaya, "İç güvenlikte ise, asayiş suçlarından terör örgütlerine, organize suç şebekelerinden, zehir tacirlerine ve siber saldırganlara kadar Türkiye’nin huzuru için, tüm tehditlere karşı kararlı bir duruş sergiliyoruz. Son terörist etkisiz hale gelinceye kadar, son organize suç şebekesi çökertilinceye kadar, son uyuşturucu taciri adalete teslim edilinceye kadar, tüm gücümüzle çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İçişleri Bakanlığı olarak; bizler de başta polisimiz, jandarmamız, sahil güvenliğimiz olmak üzere; 623 bin personelimizle milletimizin emrindeyiz. Bugün Türkiye, terörle mücadelede tarihinin en başarılı dönemini yaşamaktadır. PKK’nın inlerine girdik. Şehir yapılanmalarını çökerttik. Dağ kadrolarını bitirme noktasına geldik. Bu yılın ilk 11 ayında, bölücü terör örgütüne yönelik düzenlediğimiz operasyonlarla 779 teröristi etkisiz hale getirdik. Bu kabine dönemimizde bu sayı bin 381. 15 Temmuz hain darbe girişiminin baş sorumlusu, FETÖ elebaşının ölümden sonra da; bu hain terör örgütüne yönelik yürüttüğümüz mücadelede hiçbir gevşemeye mahal vermedik. Terörün ismi farklı olsa da amacı aynıdır, beslendiği yer aynıdır. Bu yılın ilk 11 ayında; FETÖ, DEAŞ ve diğer terör örgütlerine yönelik yaptığımız operasyonlar sonucu bin 894 şahıs tutuklandı. Bu kabine dönemimizde ise tutuklanan şahıs sayısı 3 bin 552 oldu" şeklinde konuştu. Bakan Yerlikaya son olarak, "Huzurun anahtarı asayişten geçer. Önleyicilik gücümüzü ne kadar artırırsak, olay sayılarını o kadar azaltırız. İşte biz de buna odaklandık. Yani suçta önleyiciliğe. Personel sayımızı artırdık, araç sayılarımızı artırdık. Böylece gece ve gündüz ekip sayılarımız arttı. Sonuçta bu yılın ilk 11 ayında, ‘Kişilere karşı işlenen suçlarda’ olay sayısını azalttık. Aydınlatma oranımızı yüzde 98’e çıkardık" diye konuştu. AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı ise, “Bugün Selçuklu ilçemizin olağan 8. kongresini gerçekleştiriyoruz. Katılan herkese çok teşekkür ederiz. 2001’de ilk kuruluşta çıktığımız heyecanla devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da kongrenin hayırlı olmasını dileyerek, “Uzun süre Selçuklu İlçe Teşkilatında görev yapmış biri olarak teşkilat mensuplarımıza teşekkür ediyorum. Teşkilat işi zordur. Teşkilat işi dava adamlığı gerektirir” dedi. Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, kongreye gelen herkese teşekkür ederek, hayırlara vesile olmasını diledi. Kongreye Bakan Yerlikaya’nın yanı sıra, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti Konya Milletvekilleri, AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı, merkez ilçe belediye başkanları ve partililer katıldı.
Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Türkiye 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 16:52 Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Türkiye 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" Karabük’te AK Parti 8. Olağan İl Kongresi’ne katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" dedi. Bakan Tekin, partisinin Karabük Yeni Şehir Spor Salonu’nda düzenlenen 8. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Kongreye; Grup Başkan Vekili Leyla Şahin Usta, AK Parti Karabük milletvekilleri Cem Şahin Ali Keskinkılıç, Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, İl Başkanı Fatih Salt ve parti teşkilatı katıldı. Bakan Tekin, konuşmasının başında İl Başkanı Salt’a Ak davaya hizmet vermiş herkese plaket vermesinden dolayı teşekkür ederek, AK Parti’yi farklı kılan şeyin bu olduğunu belirtti. AK Parti’yi farklı kılan şeyin kardeşlik hukuku, vefa duygusuyla hareket etmek olduğunu, bundan dolayı 22 yılda, 80 yılda yapılanlar kadar hizmet yaptıklarını ifade eden Bakan Tekin, "Buna sahip olduğumuz için bütün bunları başarabildik. Ben İl Başkanımıza teşekkür ediyorum. Allah kendisinden razı olsun. Bu türden davranan siyasetçilerimizin sayısını arttırsın. AK Parti bu kadar icraatı yaparken, bu kadar işi yaparken bunun arkasındaki motivasyon unsuru ne? Onun arkasındaki motivasyon unsuru şu, AK Parti’yi ve bizim yaptığımız hizmetleri kamuoyunda farklı kılan şey şu; milletvekili, il başkanı, mahalle temsilcisi, ilçe başkanı, sahanın problemini alıyor, en tepedeki Sayın Cumhurbaşkanımıza kadar ulaştırıyor" dedi. Sahanın en ücra köşesindeki kişinin derdiyle dertlenen bir Cumhurbaşkanı olduğunu aktaran Bakan Tekin, "Onların ne hissettiğini hisseden bir Cumhurbaşkanımız var ve onun sayesinde de bütün bu hizmetleri yapabiliyoruz. Ne yaptık? 22 yılda ne yaptık? Çabuk unutuyoruz. Çabuk unuttuğumuz için ben size bir hususu hatırlatayım. Hatırlayın 1990’lı yılları hatırlayın. Çok farklı şeyler söylemeye gerek yok. Sadece bir rakam vereyim size. 1990 ile 2002 arasında Türkiye’de 11 tane hükümet değişti. Size soruyorum; 11 tane hükümetin değiştiği bir dönemde, 11 defa hükümet değişikliğinin yaşandığı bir dönemde şu icraatlar yapılabilir miydi? Bu 1990’lı yılları sadece şöyle gözünüzün önüne getirin. Şöyle bir düşünün. Türkiye’de güvenlik alanında, terör alanında neler vardı? Her gün sabahleyin bir terör olayıyla karşı karşıyaydık. Haberleri açtığımızda içimizin cız ettiği, şehitlerimizin olduğu, terörist vakalarının olduğu bir güne uyanıyorduk. 1990’lı yılları böyle geçtik" diye konuştu. "Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" Ekonomiyle ilgili o yıllarda her gün banka iflasları ile karşı karşıya olunduğunu hatırlatan Tekin, şunları kaydetti: "Bunlar çok eski değil arkadaşlar. 1990-2000’li yıllarda yaşadık. Gecelik repo faizlerinin yüzde 7000’lere ulaştığı bir Türkiye’yi yaşadık hep beraber. Bu ülkede esnaf, enflasyon sebebiyle isyan etme noktasına gelmiştir. Bakın çok üzüldüğüm bir olayı anlatayım size. Yurt dışı bir ülkede bir akademisyenle konuşurken cebinden bir para çıkardı. Türkiye’deki bizim kullandığımız kağıtlara, üzerindeki sıfırları sayarak Türkiye’yle ve Türkiye’deki ekonomisiyle tırnak içinde dalga geçtiği bir Türkiye’yi yaşadık. Şu an çok şükür Türkiye her alanda dünyada örnek gösterilen bir ülke haline dönüştü. Ulaşımdan sağlığa kadar her alanda bunları yaşadık. Sadece bir şey söyleyeyim size. Sağlık konusunda eski Türkiye neredeydi, yeni Türkiye nerede sorusunun cevabını almak istiyorsanız Aşık Mahsuni Şerif’in ’Doktor Bey’ türküsünü açın dinleyin. Diyor ki, ’geldik daha sabahtan kaldık akşama. Yarına sıra mümkün mü doktor bey’ diye başlayan bir türkü. Bakın Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı. Bunları nasıl yaptık biliyor musunuz arkadaşlar? Bunu biz yapmadık. Bunu Cumhurbaşkanımız da tek başına yapmadı. Bunu işte konuşmamın başında çizdiğim teşkilat ruhuyla, teşkilat şuuruyla hareket eden siz yaptınız. AK Parti’nin tabanı yaptı. Ben o yüzden Türkiye’yi bu noktaya getirdiğiniz için AK Parti tabanına, Türkiye’de demokrasi gönüllüsü AK Partililere, hepinize teşekkür ediyorum. Allah razı olsun." Cumhuriyet’in 100. yılına yazılan mektupları okudu 2001-2002 yılında öğretmen ve öğrenciler tarafından Cumhuriyet’in 100. yılına yazılan mektupları okuyan Yusuf Tekin, "Eğitimle ilgili ilgili de biz anlatınca muhalefet ikna olmuyor. Biz anlatınca muhalefet karşımıza bambaşka argümanlar getiriyorlar. Ben anlatmayayım, başkaları anlatsın. Kim anlatsın? 2001-2002 yılında başlayan bir proje. Dönemin Başbakanı Sayın Bülent Ecevit’in başlattığı bir proje. Projenin adı ne? ’Cumhuriyetin yüzüncü yılına mektuplar’. Sayın Başbakan şöyle bir proje başlatıyor. Diyor ki; ’Cumhuriyet’in 100. yılı yaklaşıyor. Cumhuriyet’in 100. yılında iş başında olan hükümete mektuplar yazsın vatandaş. PTT de koordine etsin, vakti zamanı geldiğinde 100. yıl olduğunda PTT bu mektupları ilgili bakanlara ulaştırsın.’ Ne zaman yapılmış bu? 2001-2002 yılında, yani AK Parti iktidarından önce. Ben de hasbelkader 100. yılda Milli Eğitim Bakanı olunca PTT bu projenin mektuplarını 2023 yılı 29 Ekim haftasında bize ulaştırdı. Ne diyorlar biliyor musunuz bana mektup yazanlar, yani dönemin Milli Eğitim Bakanına mektup yazanlar; öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, müfettişlerimiz, okul yöneticilerimiz mektuplar yazmışlar. Mesela bir öğretmenimiz diyor ki, bakın altını çizerek söylüyorum, bunu söyleyen bir öğretmen. ’Allah’ım’ diyor ’İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında 40 kişilik sınıflarda ders anlatabilirim’ diyor. Bakın ben söylersem muhalefet anlamıyor ama o dönem öğretmenimiz bunu söylüyor. Niye? Diyor ki, ’76, 72 kişilik sınıflarda ders anlatıyorum.’ Şu an Türkiye’de derslik başına düşen öğrenci sayısı ilkokullar, ortaokullar ve ortaöğretim kurumlarımız açısından düşündüğümüzde 16 ile 24 arasında. Bakın nereden nereye getirdik Türkiye’yi? Aynı şey öğretmen başına düşen öğrenci sayısı açısından da geçerli. Bir başka öğretmenimiz diyor ki, ’Allah’ım’ diyor ’İnşallah bir gün Cumhuriyet’in 100. yılında, koridorlarında farelerin cirit atmadığı bir okulda öğretmenlik yaparım.’ Bakın dün Karabük’e geldik. Buradaki okul yatırımlarımızı gezdik. Ben diyorum ki, ’birinci sınıf iş kalitesiyle okullar yapıyoruz.’ Muhalefet beni Meclis kürsüsünde eleştiriyor. Buyurun burada inşaatı devam eden ya da bu yıl eğitim öğretime açtığımızda okullarımızı gelsinler ziyaret etsinler. 2002’den önce neredeydik, 2023’te neredeyiz? Bu sorunun cevabını buyursunlar alsın. Bir başka öğretmenimiz diyor ki, ’İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında çocuklarımız tuvalet ihtiyaçlarını gidermek için okulun dışına çıkmazlar. İnşallah çocuklarımız okulun içerisinde ihtiyaçlarını giderebilir.’ Şu an Türkiye’de yaptığımız okulların tamamı bu statüde, gerçekten çocuklarımızın ihtiyaçlarını giderecek nitelikte. Bir başka öğrencimiz diyor ki, öğrencimiz mektup yazmış. Diyor ki, ’İnşallah Cumhuriyet’in 100. yılında ben başörtüsüyle üniversitede ya da lisede eğitim öğretim hayatıma devam edebilirim’ diyor. Kaldı mı böyle bir problemi arkadaşlar? Kalmadı. Bu kimin sayesinde? Sizin sayenizde. Sizin bize verdiğiniz destekler sayesinde. O yüzden ben hepinize çok teşekkür ediyorum. Siz bize destek olmasaydınız, siz Sayın Cumhurbaşkanımıza oylarınızla, siz Sayın Cumhurbaşkanımıza dualarınızla destek olmasaydınız bu yaptığımız şeylerden hiçbirini yapamazdık, beceremezdik" ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:" Muğla’ya son 22 yılda 302 milyar lira tutarında yatırım yaptık"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 16:30 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:" Muğla’ya son 22 yılda 302 milyar lira tutarında yatırım yaptık" AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Muğla 8’inci İl Kongresine katıldı. Menteşe Spor salonunda gerçekleştirilen AK Parti Muğla İl Kongresinde konuşan Erdoğan, konuşmasının ilk bölümünde CHP’yi eleştirerek, CHP’nin Türkiye’nin uluslararası alanda etkin hale gelmesinden rahatsız olanların apartı olduklarını söyledi. “Kazanımları korumak için gerektiğinde canımız ortaya koyduk” İstiklal harbinde Ege illeri arasında en fazla şehidi Muğla’nın verdiğini belirten Erdoğan, Erzurum Palandöken’de çığ düşmesi onucu vefat eden milli sporcu Emre Yazgan için başsağlığı dileyen Erdoğan, “Kardeşlerim, coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızın her anı, kesintisiz bir mücadeleyle geçmiştir. Nice medeniyetlerin doğduğu, yükseldiği ve battığı bu toprakları vatanımız kılmak için çok fedakârlık yaptık. Çok ter döktük, çok kan akıttık. Dişimizle tırnağımızla elde ettiğimiz kazanımları korumak için, gerektiğinde canımızı ortaya koymaktan çekinmedik. Tüm bu sureti içerisinde sadece dışarıdan gelen saldırıları göğüslemekle kalmadık. Aynı zamanda içerideki gaflet, dalalet, hatta ihanet odaklarıyla da uğraştık. Tarihe baktığımızda Osmanlı’nın Avrupa işlerine doğru sürdürdüğü ilerleyişinin hemen her safhasında önce geriye dönüp arkasını sağlama atma ihtiyacı duyduğunu görüyoruz. Osmanlı’nın son dönemde asırlarca bir arada yaşadığımız kimi kesimlerce nasıl kakla haline dönüştüğüne şahit olduk. Cumhuriyet döneminde kendi ülkesinin potansiyeline, kendi halkının değerlerine düşman olan mankurtların yol açtığı talimatların bedelini ödedik” “Kafaları karıştırmakta pek mahirler” “Onların heybelerinde ülkenin ve milletin sorunlarıyla ilgili en küçük bir çözüm paketi yoktur” “Bugün de sırf kendi çıkarları uğruna, insanımızın öz güvenini kırmaya, buna küresel siyasi ve sosyal saldırılar karşısında savunmasız bırakmaya çalışanlar var. Bakınız Rus yazar Dostoyevski ne diyor? ‘Hiç insan öldürmediği halde bir katilden daha cani insanları gördük. Umudumuzu öldürenleri gördük’ Evet, en büyük caniler insanların umudunu öldürenler veya ona teşebbüs edenlerdir. Yaşadığımız geçici sıkıntıları sanki dünya yıkılmış, biz de altında kalmışız edasıyla anlatanların gayesi asla milletimizin derdiyle dertlenmek değildir. Onların heybelerinde ülkenin ve milletin sorunlarıyla ilgili en küçük bir çözüm paketi yoktur. Daha önemlisi, böyle bir niyetleri, gayretleri, hazırlıkları da bulunuyor. ‘Ver ki yiyem, öp ki yatam. Gözdeki canım çıkmasın’ zihniyetiyle yıllardır milletin umudunu, enerjisini tüketenlerin bu ülkede dikilmiş tek bir ağaçları olmadığını en iyi sizler biliyorsunuz. Hiçbir eser ve hizmet olmadığı halde kafaları karıştırmakta, kabadayılık taslamakta, kavga çıkarmakta maşallah pek mahirdirler. Halbuki siyaset sadece yıkmakla, sadece engellemekle, sadece içi boş nutuklarla, sadece kameralara şov yapmakla yürütülecek bir iş değildir. Ne diyor Gönül Sultanı? ‘Kamil insan odur ki koyan dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yerler eser’ Şöyle dönüp ülkemizin son bir asrına baktığımızda kimlerin eserleriyle gönüllerde yaşadığını, kimlerin yerinde yerler estiğini herkes görüyor” “Hangi CHP?” “Son çeyrek asra bakalım. AK Parti’nin eser ve hizmet siyasetiyle, demokrasi ve özgürlük reformlarıyla ülkemize nasıl çağ atlattığını kim inkar edebilir? Hayata geçirdiğimiz projelere en çok karşı çıkanlar, en çok takoz koyanlar, şimdi bunlardan en fazla faydalananlardır. Mahalli İdare düzeyinde yıllardır yönettikleri yerleri, alt yapısı ve üst yapısıyla nasıl geri bıraktıklarını, buna karşılık imkânlarını nasıl yağmaladıklarını cümle alem biliyor. Üstelik son dönemde bu yağmaya bölücü terör örgütüyle irtibatını bir türlü kesmeyenleri de ortak ettiler. Kendi işlerindeki kavganın temelinde de işte bu rant kavgası var. Evet, kimden bahsediyorum? CHP’den bahsediyorum. Gerçi bu partiden söz açılınca insanın aklına ister istemez hangi CHP diyen bir soru geliyor. Çünkü karşımızda aynı amblem altında dört beş parçaya bölünmüş her biri diğerinin ayağını kaydırmakla, gözünü çıkarmakla meşgul bir yapı var. Her neyse kendi içlerinde ne yapacakları onları bileceği iş. Biz bu partinin genel duruşuyla ilgiliyiz. Esasen CHP, ilk parti faşizminden beri tarihinin her döneminde milletle kavgalı bir partiydi. Ama son dönemde işi artık ülkemize yönelik küresel projelerin taşeronluğunun işlenmeye kadar vardırdılar. Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada giderek etkin bir güç haline gelmesinden rahatsız olanların içerideki aparatı haline dönüştüler. Her geçen gün dibe batmalarına rağmen maalesef bunlardan en küçük bir kendini düzeltme emaresi de göremiyoruz. Değerli Kardeşlerim, bu söylediklerimizin hiçbiri de izah değildir, ithaf değildir, iftira hiç değildir. Hepsi de apaçık hakikattir. CHP’nin tüm bünyesini saran bu gaflet haline her alanda şahit oluyoruz” “CHP, millilikten ve yerlilikten giderek daha fazla uzaklaşıyor” “Mesela, Türkiye güney sınırlarının güvenliği için sınır ötesi harekatlar yapıyor. Karşısına kim çıkıyor? CHP. Türkiye Akdeniz’deki çıkarlarını korumak için Libya’da pozisyon alıyor. Karşısına kim çıkıyor. CHP. Türkiye Ukrayna Savaşı’ndan Filistin’de yaşanan trajediye kadar, bölgesindeki tüm çatışmalarda dünyanın takdirini kazanan tutumlar geliştiriyor, karşısına yine CHP çıkıyor. Türkiye, Türk dünyasının siyasi, kültürel, sosyal, askeri, beşeri birliğini sağlayacak tarihi adımlar atıyor, karşısına yine CHP çıkıyor. Türkiye, Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar geniş bir alanda kazan kazan esasına dayalı açılımlara gelişiyor, karşısına yine CHP çıkıyor. Uluslararası hemen her konuda kendi ülkesi yerine başkalarının safında yer almayı alışkanlık haline getiren CHP, millilikten ve yerlilikten giderek daha fazla uzaklaşıyor. Bu savrulmanın en önemli delillerinden biri de FETÖ’dan PKK, YPG’ye kadar farklı örgütlerle kurdukları alengirli ilişkilerdir. Küresel güçlerin soytarısı haline gelen CHP’ye gönül verenlerin önemli bir kısmının da bu tablodan rahatsız olduklarını biliyoruz, görüyoruz. Biz bu hakikatlerin vicdanları rahatsız, kafaları huzursuz ama aynı zamanda çaresiz aklıselim sahibi CHP’liler adına da dile getiriyoruz” “Özel’in kırdığı potları üst üste koysak Halep’e yol olur” “Eski genel başkanların gerçeklerden kopmuş bir şekilde eline FETÖ’cülerin tutuşturduğu argumanlarla 13 yıl güya siyaset yaptı. Şimdiki genel başkanları da yalan yalan bilgiler, içeride ve dışarıda karşılığı olmayan ve komplo teorileri üzerinde siyaset yapıyor. Sayın Özel’in iç ve dış politikada kırdığı potları üst üste koysak, burada Halep’e yol olur. Hakkını vermek sözsüz. İlk başta milletimizi ve gençlerimizi eğlendiriyordu. Ama artık komik bile değil, Türkiye gibi güçlü bir ülkenin ana muhalefet liderinin kendini bu durumlara düşürmesi Türk siyaseti adına utandırıcıdır. Demokrasilerde iktidarın icraat gücüne en çok katkıyı yapan unsurlardan biri de muhalefetin tutarlılığı ve alternatif politika geliştirme kabiliyetidir. Bizdeki muhalefet ne tutarlı, ne de politika geliştirme kabiliyetine sahiptir. Muhalefet temsilcileri tuğla üstüne tuğla koymak yerine, laf üstüne laf koymakla iş yaptıklarını sanıyorlar. Aslına bakılırsa, mevcut hallerinden gayet memnunlar. Aksi olsaydı, kendilerini şunca zamandır iktidardan uzak tutan bu yanlış üsluptan vazgeçip, milletin gönlünü kazanacak işlere yönetirlerdi. Demokratik siyasetin muhalefet vasıtasıyla kendini yenileme erdemini biz kendi kendimize gerçekleştiriyoruz” “Ülkemizin dünü gibi yarınının da umudu, inşaatçısı, yol açıcısı yine AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır“ “İşte kapalı spor salonu. Her şeye haykırıyor. AK Parti kurulduğu günden bugüne kadar kesintisiz bir değişim sürecini kendi içinde yaşatmayı hep başarmıştır. Parti yönetimimiz ve kabinelerimizle, vizyon belgelerimiz ve programlarımızla, eserlerimizle, hizmetlerimizle, reformlarımızla, milletimizle kurduğumuz temellerini güçlendirecek adımlarımızla. Velhasıl hayatın her alanına dokunan icraatlarımızla değişim bayrağını elden hiç bırakmadık. Bugün de ülkenin ihtiyacı olan her konuda, programı, projesi, vizyonu olan parti ve ittifak biziz. Milletimizin yaşadığı sıkıntıları çözme noktasında iradesi, çabası, reçetesi olan parti ve ittifak yine biziz. Bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri en doğru şekilde okuyabilen parti ve ittifak biziz. Ülkemizin itibarını, devletimizin çıkarlarını, milletimizin olurunu korumak için gerektiğinde her türlü riski alarak tavır geliştirebilen parti ve ittifak biziz. Sadece günü kurtarmaya değil, asıl geleceği inşaaya yönelik vizyona sahip parti ve ittifak biziz. Sözünü suya değil, milletin gönül defterine yazarak arkasında duran parti ve ittifak biziz. Saymaya kalksak, saatlerce sürecek vasıflarımızla ülkemizin dünü gibi yarının da umudu, inşaatçısı, yol açıcısı yine AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır” dedi. Muğla’ya 22 yılda 302 milyar lira tutarında yatırım yaptık” AK Parti Genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muğla’ya 22 yılda yapılan yatırımlar hakkında da bilgi verdi. Yapılan yatırımlar arasında, Adalet Bakanlığı 4 milyar, Eğitimde 23 milyar, Gençlik ve Sporda 5 milyar, Sosyal Yardımlar 34 milyar, Sağlık alanında 8 milyar, Çevre ve Şehircilik 36 milyar, 8 milyar tutarındaki yatırımlar da devam ediyor. Ulaştırma 57 milyar, Tarım ve Ormancılıkta 47 milyar, Enerji yatırımında 67 milyar, Kültür ve Turizm 7 milyar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik 13 milyar liralık hizmet ve eseri Muğla’ya kazandırdıklarını açıkladı.
AK Parti İzmir İl Başkanı Saygılı’dan İzmir Büyükşehir’e ‘kredi’ cevabı
21 Aralık 2024 Cumartesi - 16:26 AK Parti İzmir İl Başkanı Saygılı’dan İzmir Büyükşehir’e ‘kredi’ cevabı AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediyesinin beklediği ileri sürülen kredilerine açıklık getirerek, "6 adet kredi talepleri var. Bunlardan 3 tanesi, devam eden geçmişten bakanlığın izin verdiği ön izin; yani her yıl bittiğinde kullandığınız kredilerle ilgili evrak güncellemesi. 3 tanesi de yeni. Bunlardan sadece biri İzmir Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi 4. Faz, körfez ile ilgili. 2023’te, 4. faz için ihale yapıldı. O zaman bir kredi paketi bakanlığımız onayladı. Büyükşehir bununla ilgili harcamalar yapıyor" dedi. AK Parti Bayındır 8. Olağan İlçe Kongresinde, mevcut Başkan Veysel Bakıcıol yeniden aday olmazken, Mehmet Gelir başkan adayı oldu. Belediye Düğün Salonunda yapılan kongreye; AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, AK Parti Manisa 27. Dönem Milletvekili Mehmet Ali Özkan ve teşkilat mensupları katıldı. AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, konuşmasında, "Ölüme terk ettikleri körfez üzerinden akordu bozuk bir kredi türküsü tutturmuş söylüyorlar" dedi. "algı oluşturmaktan öteye geçmiyor" "Peki işin gerçeği ne ben size anlatayım" diyen Saygılı, "İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, kredilerle ilgili hükümetimizi suçlarken, gerçekler bambaşka bir tablo ortaya koyuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin bakanlığımızdan beklediği 6 adet kredi talebi var. Bunlardan 3 tanesi devam eden, geçmişten bakanlığın izin verdiği ön izin; yani her yıl bittiğinde kullandığınız kredilerle ilgili evrak güncellemesi. 3 tanesi de yeni. Sadece biri, İzmir Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi 4. Faz körfez ile ilgili. 2023’te, 4. faz için ihale yapıldı. O zaman bir kredi paketi bakanlığımız onayladı. Büyükşehir bununla ilgili harcamalar yapıyor. Bu işi etkiliyor mu? Hayır. Bu bir ‘köprü’ kredisi; yani bunu kullandığınızda Avrupa Kalkınma Bankası diyor ki; ’buraya harcadıklarınızı faturalandırırsanız, ben sana yeniden finansman veririm.’ ’Kredilendiririm’ dediği bir sistem; yani yaptıkları işi etkilemiyor. Başvuru yapılan bu yeni köprü kredisi, Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi Çamur Yakma Tesisi ve Dikili Yağmur Suyu işleri için geçtiğimiz kasım ayı İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinde, AK Parti grubumuzun oyları ile oy birliği yapılarak, belediye başkanına kredi görüşmeleri yaparak, şartlarını görüşmesi ve onaylaması için yetki verdik. Daha bu yetkiyi yeni almışken; ’kredi onayı gelmedi, geciktik’ demek, algı oluşturmaktan öteye geçmiyor. Bu bahane siyasetini Cemil Tugay’ın selefi Tunç Soyer yapıyordu. Siz yeni seçildiniz. Sadece AK Parti’yi suçlayan bir siyaseti kendinize ilke edinmeyin" diye konuştu. Başkan Saygılı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Gelelim hazır olan 5.5 milyarlık krediye; 2023 yılında, Dünya Bankasının alt yapılarla ilgili Türkiye’ye tanıdığı 330 milyon Euro bir genel paketi vardı. Hükümetimiz, bu pakette İzmir’i pilot il ilan etti. Büyükşehir meclisinde oy birliği yaptık; 130 milyon Euro, 30 yıl geri ödemeli, devlet garantisi altında, İller Bankası bu kredi paketini kullanmayı İzmir’e verdi. Bunun karşılığı bugün 5,5 milyar TL. Peki bu ne? Yağmur suyu ve kanalizasyon suyu hattının ayrıştırması için harcanması gereken para. Büyük kanal projesinde, projeyi değiştirip, birleşik sisteme dönen kim? Cumhuriyet Halk Partisi. 25 yıl boyunca ayrıştırma yapmayan Cumhuriyet Halk Partisi. Her yağmur yağdığında 7 litre/saniye kapasitesi olan bir şebekeye, 25 litre/saniye su verip denize tonlarca atık suyu basan kim? İzmir Büyükşehir Belediyesi. İzmir Büyükşehir Belediyesi 1.5 yıldır niye Dünya Bankası standartlarındaki ihaleye çıkamadı? Bu para hazır ve bekliyor şuan. İller Bankasının dış finansbank koordinatörü 15 günde bir İzmir’e geliyor. Sürekli İZSU’ya baskı yapıyor, ’kullanın’ diye. Büyükşehir bir taraftan hazır 5.5 milyar TL’li parayı kullanmıyor; hükümet 5.5 milyar garantörlüğü hazır olan bir para veriyor. Diyor ki; ’bizim kredilerimiz hazır. Hükümet onay vermiyor.’ İşte bu bahane belediyeciliğidir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:"Sayın Özel’in iç ve dış politikada kırdığı potları üst üste koysak buradan Halep’e yol olur"
21 Aralık 2024 Cumartesi - 16:25 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:"Sayın Özel’in iç ve dış politikada kırdığı potları üst üste koysak buradan Halep’e yol olur" AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Muğla 8’inci İl Kongresine katıldı. Menteşe Spor salonunda gerçekleştirilen AK Parti Muğla İl Kongresinde konuşan Erdoğan, konuşmasının ilk bölümünde CHP’yi eleştirerek, CHP’nin Türkiye’nin uluslararası alanda etkin hale gelmesinden rahatsız olanların apartı olduklarını söyledi. “Kazanımları korumak için gerektiğinde canımız ortaya koyduk” İstiklal harbinde Ege illeri arasında en fazla şehidi Muğla’nın verdiğini belirten Erdoğan, Erzurum Palandöken’de çığ düşmesi onucu vefat eden milli sporcu Emre Yazgan için başsağlığı dileyen Erdoğan, “Kardeşlerim, coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızın her anı, kesintisiz bir mücadeleyle geçmiştir. Nice medeniyetlerin doğduğu, yükseldiği ve battığı bu toprakları vatanımız kılmak için çok fedakârlık yaptık. Çok ter döktük, çok kan akıttık. Dişimizle tırnağımızla elde ettiğimiz kazanımları korumak için, gerektiğinde canımızı ortaya koymaktan çekinmedik. Tüm bu sureti içerisinde sadece dışarıdan gelen saldırıları göğüslemekle kalmadık. Aynı zamanda içerideki gaflet, dalalet, hatta ihanet odaklarıyla da uğraştık. Tarihe baktığımızda Osmanlı’nın Avrupa işlerine doğru sürdürdüğü ilerleyişinin hemen her safhasında önce geriye dönüp arkasını sağlama atma ihtiyacı duyduğunu görüyoruz. Osmanlı’nın son dönemde asırlarca bir arada yaşadığımız kimi kesimlerce nasıl kakla haline dönüştüğüne şahit olduk. Cumhuriyet döneminde kendi ülkesinin potansiyeline, kendi halkının değerlerine düşman olan mankurtların yol açtığı talimatların bedelini ödedik” “Kafaları karıştırmakta pek mahirler” “Onların heybelerinde ülkenin ve milletin sorunlarıyla ilgili en küçük bir çözüm paketi yoktur” “Bugün de sırf kendi çıkarları uğruna, insanımızın öz güvenini kırmaya, buna küresel siyasi ve sosyal saldırılar karşısında savunmasız bırakmaya çalışanlar var. Bakınız Rus yazar Dostoyevski ne diyor? ‘Hiç insan öldürmediği halde bir katilden daha cani insanları gördük. Umudumuzu öldürenleri gördük’ Evet, en büyük caniler insanların umudunu öldürenler veya ona teşebbüs edenlerdir. Yaşadığımız geçici sıkıntıları sanki dünya yıkılmış, biz de altında kalmışız edasıyla anlatanların gayesi asla milletimizin derdiyle dertlenmek değildir. Onların heybelerinde ülkenin ve milletin sorunlarıyla ilgili en küçük bir çözüm paketi yoktur. Daha önemlisi, böyle bir niyetleri, gayretleri, hazırlıkları da bulunuyor. ‘Ver ki yiyem, öp ki yatam. Gözdeki canım çıkmasın’ zihniyetiyle yıllardır milletin umudunu, enerjisini tüketenlerin bu ülkede dikilmiş tek bir ağaçları olmadığını en iyi sizler biliyorsunuz. Hiçbir eser ve hizmet olmadığı halde kafaları karıştırmakta, kabadayılık taslamakta, kavga çıkarmakta maşallah pek mahirdirler. Halbuki siyaset sadece yıkmakla, sadece engellemekle, sadece içi boş nutuklarla, sadece kameralara şov yapmakla yürütülecek bir iş değildir. Ne diyor Gönül Sultanı? ‘Kamil insan odur ki koyan dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yerler eser’ Şöyle dönüp ülkemizin son bir asrına baktığımızda kimlerin eserleriyle gönüllerde yaşadığını, kimlerin yerinde yerler estiğini herkes görüyor” “Hangi CHP?” “Son çeyrek asra bakalım. AK Parti’nin eser ve hizmet siyasetiyle, demokrasi ve özgürlük reformlarıyla ülkemize nasıl çağ atlattığını kim inkar edebilir? Hayata geçirdiğimiz projelere en çok karşı çıkanlar, en çok takoz koyanlar, şimdi bunlardan en fazla faydalananlardır. Mahalli İdare düzeyinde yıllardır yönettikleri yerleri, alt yapısı ve üst yapısıyla nasıl geri bıraktıklarını, buna karşılık imkânlarını nasıl yağmaladıklarını cümle alem biliyor. Üstelik son dönemde bu yağmaya bölücü terör örgütüyle irtibatını bir türlü kesmeyenleri de ortak ettiler. Kendi işlerindeki kavganın temelinde de işte bu rant kavgası var. Evet, kimden bahsediyorum? CHP’den bahsediyorum. Gerçi bu partiden söz açılınca insanın aklına ister istemez hangi CHP diyen bir soru geliyor. Çünkü karşımızda aynı amblem altında dört beş parçaya bölünmüş her biri diğerinin ayağını kaydırmakla, gözünü çıkarmakla meşgul bir yapı var. Her neyse kendi içlerinde ne yapacakları onları bileceği iş. Biz bu partinin genel duruşuyla ilgiliyiz. Esasen CHP, ilk parti faşizminden beri tarihinin her döneminde milletle kavgalı bir partiydi. Ama son dönemde işi artık ülkemize yönelik küresel projelerin taşeronluğunun işlenmeye kadar vardırdılar. Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada giderek etkin bir güç haline gelmesinden rahatsız olanların içerideki aparatı haline dönüştüler. Her geçen gün dibe batmalarına rağmen maalesef bunlardan en küçük bir kendini düzeltme emaresi de göremiyoruz. Değerli Kardeşlerim, bu söylediklerimizin hiçbiri de izah değildir, ithaf değildir, iftira hiç değildir. Hepsi de apaçık hakikattir. CHP’nin tüm bünyesini saran bu gaflet haline her alanda şahit oluyoruz” “CHP, millilikten ve yerlilikten giderek daha fazla uzaklaşıyor” “Mesela, Türkiye güney sınırlarının güvenliği için sınır ötesi harekatlar yapıyor. Karşısına kim çıkıyor? CHP. Türkiye Akdeniz’deki çıkarlarını korumak için Libya’da pozisyon alıyor. Karşısına kim çıkıyor. CHP. Türkiye Ukrayna Savaşı’ndan Filistin’de yaşanan trajediye kadar, bölgesindeki tüm çatışmalarda dünyanın takdirini kazanan tutumlar geliştiriyor, karşısına yine CHP çıkıyor. Türkiye, Türk dünyasının siyasi, kültürel, sosyal, askeri, beşeri birliğini sağlayacak tarihi adımlar atıyor, karşısına yine CHP çıkıyor. Türkiye, Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar geniş bir alanda kazan kazan esasına dayalı açılımlara gelişiyor, karşısına yine CHP çıkıyor. Uluslararası hemen her konuda kendi ülkesi yerine başkalarının safında yer almayı alışkanlık haline getiren CHP, millilikten ve yerlilikten giderek daha fazla uzaklaşıyor. Bu savrulmanın en önemli delillerinden biri de FETÖ’dan PKK, YPG’ye kadar farklı örgütlerle kurdukları alengirli ilişkilerdir. Küresel güçlerin soytarısı haline gelen CHP’ye gönül verenlerin önemli bir kısmının da bu tablodan rahatsız olduklarını biliyoruz, görüyoruz. Biz bu hakikatlerin vicdanları rahatsız, kafaları huzursuz ama aynı zamanda çaresiz aklıselim sahibi CHP’liler adına da dile getiriyoruz” “Özel’in kırdığı potları üst üste koysak Halep’e yol olur” “Eski genel başkanların gerçeklerden kopmuş bir şekilde eline FETÖ’cülerin tutuşturduğu argumanlarla 13 yıl güya siyaset yaptı. Şimdiki genel başkanları da yalan yalan bilgiler, içeride ve dışarıda karşılığı olmayan ve komplo teorileri üzerinde siyaset yapıyor. Sayın Özel’in iç ve dış politikada kırdığı potları üst üste koysak, burada Halep’e yol olur. Hakkını vermek sözsüz. İlk başta milletimizi ve gençlerimizi eğlendiriyordu. Ama artık komik bile değil, Türkiye gibi güçlü bir ülkenin ana muhalefet liderinin kendini bu durumlara düşürmesi Türk siyaseti adına utandırıcıdır. Demokrasilerde iktidarın icraat gücüne en çok katkıyı yapan unsurlardan biri de muhalefetin tutarlılığı ve alternatif politika geliştirme kabiliyetidir. Bizdeki muhalefet ne tutarlı, ne de politika geliştirme kabiliyetine sahiptir. Muhalefet temsilcileri tuğla üstüne tuğla koymak yerine, laf üstüne laf koymakla iş yaptıklarını sanıyorlar. Aslına bakılırsa, mevcut hallerinden gayet memnunlar. Aksi olsaydı, kendilerini şunca zamandır iktidardan uzak tutan bu yanlış üsluptan vazgeçip, milletin gönlünü kazanacak işlere yönetirlerdi. Demokratik siyasetin muhalefet vasıtasıyla kendini yenileme erdemini biz kendi kendimize gerçekleştiriyoruz” “Ülkemizin dünü gibi yarınının da umudu, inşaatçısı, yol açıcısı yine AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır“ “İşte kapalı spor salonu. Her şeye haykırıyor. AK Parti kurulduğu günden bugüne kadar kesintisiz bir değişim sürecini kendi içinde yaşatmayı hep başarmıştır. Parti yönetimimiz ve kabinelerimizle, vizyon belgelerimiz ve programlarımızla, eserlerimizle, hizmetlerimizle, reformlarımızla, milletimizle kurduğumuz temellerini güçlendirecek adımlarımızla. Velhasıl hayatın her alanına dokunan icraatlarımızla değişim bayrağını elden hiç bırakmadık. Bugün de ülkenin ihtiyacı olan her konuda, programı, projesi, vizyonu olan parti ve ittifak biziz. Milletimizin yaşadığı sıkıntıları çözme noktasında iradesi, çabası, reçetesi olan parti ve ittifak yine biziz. Bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri en doğru şekilde okuyabilen parti ve ittifak biziz. Ülkemizin itibarını, devletimizin çıkarlarını, milletimizin olurunu korumak için gerektiğinde her türlü riski alarak tavır geliştirebilen parti ve ittifak biziz. Sadece günü kurtarmaya değil, asıl geleceği inşaaya yönelik vizyona sahip parti ve ittifak biziz. Sözünü suya değil, milletin gönül defterine yazarak arkasında duran parti ve ittifak biziz. Saymaya kalksak, saatlerce sürecek vasıflarımızla ülkemizin dünü gibi yarının da umudu, inşaatçısı, yol açıcısı yine AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır” dedi. Muğla’ya 22 yılda 302 milyar lira tutarında yatırım yaptık” AK Parti Genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muğla’ya 22 yılda yapılan yatırımlar hakkında da bilgi verdi. Yapılan yatırımlar arasında, Adalet Bakanlığı 4 milyar, Eğitimde 23 milyar, Gençlik ve Sporda 5 milyar, Sosyal Yardımlar 34 milyar, Sağlık alanında 8 milyar, Çevre ve Şehircilik 36 milyar, 8 milyar tutarındaki yatırımlar da devam ediyor. Ulaştırma 57 milyar, Tarım ve Ormancılıkta 47 milyar, Enerji yatırımında 67 milyar, Kültür ve Turizm 7 milyar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik 13 milyar liralık hizmet ve eseri Muğla’ya kazandırdıklarını açıkladı.