POLİTİKA
Başkan Aydar’dan siyasi yasak tepkisi: "Ceyhan halkının iradesine ipotek konuluyor" 19 Eylül 2024 Perşembe - 21:34:59 Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, siyasi yasak kararını, Ceyhan halkının siyasi tercihlerine ipotek koyma girişimi olarak değerlendirdi. Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, siyasi yasak kararının çelişkili olduğunu öne sürerek, tanık ve delil bulunmayan bir dava sonucu alındığını savundu. Aydar, "13 ay sonra ortaya çıkan yalan beyanlarla adım dosyaya dahil ediliyor" diyerek, sürecin adaletsiz ilerlediğini iddia etti. "Hızla alınan bir karar” Aydar, mahkeme sürecinin alışılmadık bir hızda sonuçlandığını ifade ederek, "16 Mayıs’ta ilk derece mahkemesi siyasi yasak kararı veriyor, 16 Temmuz’da istinaf mahkemesine gidiyor ve bugün, Eylül ayında, karar çok hızlı bir şekilde onanıyor" dedi. Bu hızlı ilerleyişin arkasındaki gerekçelerin sorgulanması gerektiğini belirterek, mahkemenin oy çokluğuyla aldığı kararı eleştiren Aydar, "Oy çokluğuyla, bir hakimin muhalefet şerhine rağmen, 2’ye karşı 1 oyla karar veriliyor. Bu karar, Ceyhan halkının iradesine ipotek koymak anlamına gelir" dedi. "Davada adil olmayan sonuçlarla karşılaşıldığını" söyleyen Aydar, "25 ay ceza veriliyor, 24 ay olsaydı siyasi yasak gerekmeyecekti. Siyasi olmayan isimler beraat ederken, siyasi isimlere yasak getiriliyor" şeklinde konuştu. Aydar, yerel mahkemenin mayıs ayında verdiği kararın temmuzda istinafa taşındığını ve eylül ayında onandığını hatırlatarak, "Ceyhan halkının iradesine çok hızlı bir şekilde ipotek konuldu" dedi.
19 Eylül 2024 Perşembe - 19:01 Milli Savunma Bakanı Güler: “KKTC’nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edecek, Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi de sürdüreceğiz” Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edecek, Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi de etkin ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz” dedi. Mustafa Kemal Atatürk’e “Gazi” unvanı ile “Mareşal” rütbesi verilişinin 103’üncü yıl dönümü ve 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla Milli Savunma Bakanlığında tören düzenlendi. Gazi ve gazi yakınlarının katıldığı törene Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler katıldı. Gaziler için düzenlenen tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Törende 2016 yılında Mardin’in Nusaybin ilçesinde özel birlik operasyonu sırasında gazi olan Gazi İkmal Üsteğmen Umut Şimşek de bir konuşma gerçekleştirdi. Gazi Şimşek konuşmasında, “Türkiye Cumhuriyeti doğuşundan bugüne kadar sürekli iç ve dış tehditlere maruz kalmıştır. Bu tehditlere bugün de maalesef artarak devam ettiğini görüyoruz. Vatanımızın bölünmez bütünlüğünü milletimizin birliğini ve bekasının bozulmasına atalarımız müsaade etmediler, bizler müsaade etmiyoruz ve bizden sonraki nesiller de hiçbir zaman müsaade etmeyeceklerdir. Kan dökülerek vatan yapılan bu topraklar, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk milleti tarafından en kutsal emanet olarak sonsuza denk korunacaktır” ifadelerine yer verdi. Gazi Şimşek’in konuşmasının ardından ‘19 Eylül Gaziler Günü Konseri’ verildi. Programda konuşan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Dün 729 şehit yakını, gazi ve gazi yakınımızın kamu kurum ve kuruluşlarına atamasının yapıldığını memnuniyetle takip ettik. Bu vesileyle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş hanımefendiye ve bakanlığının seçkin personeline hassaten teşekkür etmek istiyorum. Bundan sonra da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın koordinatörlüğünde devletimizin tüm kurumlarıyla yakın bir iş birliği içerisinde, gazilerimiz ile şehit ve gazilerimizin değerli ailelerinin yanında olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. “Bizlere vatan olan bu kutsal topraklarda sonsuza dek yaşayacağımızın en büyük teminatı şüphesiz ki şehitlerimiz ve siz kahraman gazilerimizsiniz” Türk milletinin köklü tarihi boyunca milli ve manevi değerlerini canı pahasına koruduğunu dile getiren Bakan Güler, kahraman Türk ordusunun bu değerleri korumak adına ’ölürsem şehit, kalırsam gazi’ düsturu ile hareket ettiğini belirterek, “Peygamber ocağı olarak da bilinen şanlı Türk ordusunun en büyük ilham ve motivasyon kaynağı, bu anlayışla büyük bir kahramanlık ve fedakarlık sergileyen şehit ve gazilerimiz olmuştur. Kahraman Gazilerimiz, sizlerin ecdadımızdan aldığınız feyzle istiklal ve istikbalimiz uğrunda gösterdiğiniz üstün cesaret ve fedakarlık tüm silah arkadaşlarınıza örnek, her bir Türk evladı için de büyük bir ilham kaynağıdır. Bugün cennet vatanımızda başımız dik, rahat ve huzur içinde yaşıyorsak, bu sizlerin sayesindedir. Bu nedenle aziz şehitlerimize ve siz kahraman gazilerimize daima minnettarız, ilelebet de minnettar kalacağız. Bin yıldır bizlere vatan olan bu kutsal topraklarda sonsuza dek yaşayacağımızın en büyük teminatı da şüphesiz ki şehitlerimiz ve siz kahraman gazilerimizsiniz. Şairin; ’çağırsan cepheye hiç durmaz koşar, vatan, millet, bayrak dedikçe coşar, şehit kalpte, Gazi gönülde yaşar, var olsun kahraman gaziler’ mısralarında ifade ettiği gibi, Vatan uğruna mücadelenin en büyük temsilcileri olan şehitlerimize yoldaş, şehadete aşık olan siz gazilerimizin göğsünüzü siper ederek yazdığınız kahramanlık destanları, hiçbir zaman unutulmayacak; asil milletimizin vefa dolu gönlünde sonsuza dek yaşayacaktır. Sizlerin cesaret ve fedakarlığı bize her zaman ışık tutacak ve yol gösterecektir” diye konuştu. “Azerbaycan Türkü, Karabağ’ın özgürlüğünü sağlamıştır” Programa Azerbaycan’dan gelen Gaziler de olduğunu bildiren Bakan Güler, "Azerbaycan Türkü, icra ettiği Vatan Harekatı’nda büyük bir kahramanlık destanı yazarak sinesinde kanayan bir yara olan Karabağ’ın özgürlüğünü sağlamıştır. Siz kahraman gazilerimiz ve şanlı Azerbaycan ordusunun yiğit askerleri; büyük bir azim, inanç ve cesaretle varını yoğunu ortaya koyarak bu şanlı zaferin en büyük mimarları oldunuz. Bu kapsamda Azerbaycan’ın bütünlüğü, güvenliği ve huzuru için büyük bir cesaret, kahramanlık ve fedakarlıkla mücadele ederken makamların en yücesi olan şehadet mertebesine ulaşan kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyor; gazilerimize ve kıymetli ailelerine saygılarımı sunuyorum. ’Tek millet iki devlet şiarıyla’ bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kederde ve kıvançta her zaman can Azerbaycan’ın yanında olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. “Ordumuzun daima güçlü ve etkin olması gerekmektedir” Uluslararası güç dengelerinin yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı, nüfuz mücadelelerinin ve jeopolitik gerginliklerin arttığı hassas bir dönemden geçtiklerini aktaran Bakan Güler, "Jeostratejik önemi yüksek ülkemiz, etrafının ateşten bir çember olduğu bu süreçte, artan risk ve tehditlere karşı çok yönlü ve etkin bir savunma ve güvenlik politikası takip etmektedir. Bu kapsamda, ülkemizin ve asil milletimizin bekasını en güçlü şekilde savunurken, pek çok bölgesel ve küresel meselenin çözümüne yönelik sergilediğimiz yapıcı ve güçlü duruşla da müzakere masalarının ve uluslararası güvenlik mimarisinin vazgeçilmez bir üyesi haline gelmiş durumdayız. Her geçen gün büyüyen ve güçlenen ülkemizin ulaştığı bu seviyeyi korumak, asil milletimizin huzur ve güvenliğini sağlamak için, kahraman ordumuzun da daima güçlü ve etkin olması gerekmektedir. Bu bilinçle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin üstün niteliklerini artırmak için var gücümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Artan imkan ve kabiliyetlerimiz ve personelimizin emsalsiz kahramanlığı ile İstiklal Harbi’mizden bu yana, en yoğun ve en etkili faaliyetlerimizi icra ediyoruz. Nitekim şanlı ordumuz; pek çok ülke tarafından örnek alınan ve modern teknolojiyi haiz sistemlerle hudutlarımızı korurken, bir yandan da yurt içinde ve sınır ötesinde terörle mücadelede büyük başarılar kazanıyor, destanlar yazıyor" ifadelerini kullandı. “Kıbrıslı kardeşlerimizin meşru çıkarlarını destekliyoruz” Bakan Güler, geçmişte yürütülen ’sınırlı hedefli ve süreli’ operasyonların yerine bugün, terör tehdidinin kaynağında yok edilmesi stratejisi ile ’sürekli ve kapsamlı’ operasyonlar gerçekleştirerek terör örgütlerine büyük darbeler vurduklarını belirterek, şöyle konuştu: "Şehit ve gazilerimizin kahramanlığı ile ortaya konulan bu mücadele olmasaydı; terör örgütlerinin ülkemize ve milletimize yönelik saldırıları, daha önceden olduğu gibi devam edecek ve mevcut istikrar ortamı sağlanamayacaktı. Kimsenin şüphesi olmasın ki, huzur ve güvenliğimiz için terörle mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam edecektir. Aynı şekilde mavi ve gök vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizi de tavizsiz bir şekilde korumaktayız. Bu çerçevede milli meselemiz olan Kıbrıs’ta da Garanti ve İttifak Antlaşmaları kapsamında bulunuyor; Kıbrıslı kardeşlerimizin meşru çıkarlarını her koşulda destekliyoruz. Bu arada vurgulamak gerekir ki; provakatif eylem ve söylemlerle sürekli gerginlik çıkaranların bu tutumu kimseye bir yarar sağlamayacaktır. Çözümsüzlüğe hizmet eden bu beyhude çabalar; Ada’da sağlanan güvenlik ortamına da zarar vermektedir. Üçüncü tarafların, bölgedeki girişimlerini de yakından takip ediyor; buna yönelik kendi inisiyatiflerimizin daima hazır olduğunu belirtmek de yarar görüyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da güvenlik, barış ve istikrar için Ada’da bulunmaya ve kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edecek; Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi de etkin ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz." “Ordumuzun etkin ve güçlü olması elzemdir” Kahraman Türk ordusunun; Kafkaslardan Karadeniz’e, Ortadoğu’dan Afrika’ya, Balkanlar’dan Akdeniz’e kadar birçok coğrafyada barış ve istikrarın tesisine önemli katkılar sunduğunu dile getiren Bakan Güler, "Bu bölgelerin barış, huzur ve istikrarına yönelik sağladığımız katkılar kapsamında eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetlerimizi başarıyla sürdürüyoruz. Şanlı ve köklü tarihi mirasımızdan aldığımız sorumluluk ile stratejik bakış açımızın bir yansıması olan bu faaliyetlerimiz; ülkemizin gücüne güç katmakta; aynı zamanda mazlum coğrafyaların da umudu olmaktadır. Dünyadaki etkinliğimizi sürdürmek ve bin yıldır var olduğumuz coğrafyamızdaki varlığımızı devam ettirmek için ordumuzun etkin ve güçlü olması elzemdir” dedi. “Ülkemiz artık ürettiği, tasarladığı yerli ve milli savunma sanayi ürünleri ile dünyada adından her geçen gün daha fazla söz ettirmektedir” Bakan Güler, yerli ve milli savunma sanayi ürünü silah sistemlerinin geliştirmek, ordunun etkin, caydırıcı ve saygın niteliklerini artırmak için çalıştıklarını vurgulayarak, "Bu çalışmalar neticesinde ortaya çıkan silah ve sistemlerimiz, operasyon sahalarında etkinliklerini kanıtlamış ve personelimizin harekat bölgesindeki gücünü artırırken, güvenlik riskini de asgari seviyeye düşürmüştür. Ülkemiz artık; ürettiği, tasarladığı ve ihraç ettiği yerli ve milli savunma sanayi ürünleri ve bu alanda sahip olduğu imkan ve kabiliyetleriyle dünyada adından her geçen gün daha fazla söz ettirmektedir " diye konuştu. “Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz” Ülkenin şu ana kadar her alanda elde ettiği bu başarıların korunması ve daha yüksek seviyelere çıkarılması, öncelikleri olduğuna işaret eden Bakan Güler, şöyle dedi: "Bu kapsamda bir asır önce İstiklal Harbi’mizi zafere ulaştırmak için en zor şartlar altında, gece gündüz demeden çalışan Bakanlığımız ve Genelkurmay karargahımız bugün de ülkemizin ulaştığı bu seviyeyi daha yukarılara taşımak için büyük bir şevk ve motivasyonla çalışmalarını sürdürmektedir. Görev ve sorumluluk alanımızla ilgili, siz kıymetli silah ve mesai arkadaşlarımın sahip olduğu yüksek nitelikleri, çalışma azmi kararlılığı ve mesai mefhumu bilmeyen gayreti; en büyük dayanak noktamızdır. Elbette ki bizlerin ve tüm arkadaşlarımızın başarıya giden bu yolda en büyük ilham kaynağı, vatanı ve milleti için canını seve seve feda eden aziz şehitlerimiz ve bu uğurda gazilik mertebesine ulaşan siz kahramanlarımızsınız. Sonuç olarak Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu tarihi süreçte, ’Türkiye Yüzyılı’ hedeflerimiz doğrultusunda geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz. Bu vesileyle Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı, yani bugün sizlerin de tanık olduğu değerleri bizlere bırakan manevi mimarlarımızı saygıyla anıyorum." “Bizi biz yapan değerlerimizi savunan kahramanlardır” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise Azerbaycan’dan gelen gazilerin de ağırlandığını belirterek, “Sizlere aslında hepimizin çok iyi bildiği, ama zaman zaman hatırlayarak hafızalarımıza kazımamız gerektiğine inandığım iki gazimizden bahsedeceğim. Bu gazilerimizden ilki Ali Aya. Çanakkale gazisi. Bir sabah kendisiyle beraber 300 kişinin çıktığı köyüne bir tek o geri döndü. Çanakkale Harbini, tarihin akışını değiştiren, destansı bir mücadeleye, bir milletin varoluş mücadelesine dönüştüren işte bu fedakarlıktı. Diğer gazimiz ise Iğdırlı Hasan Onbaşı. Birinci Dünya Savaşında işgal edilen Kudüs’te, ilk kıblemizdir, Yavuz Sultan Selim Han’ın emanetidir diyerek yarım asrı aşkın bir süre Mescid-i Aksa’yı bekleyen son Osmanlı askeriydi. Bugün Türkiye’yi, Filistin davasının en güçlü savunucusu yapan Mescid-i Aksa’yı bir emanet bilip can pahasına tutulan işte bu nöbetti. Bu anlamda gazilerimiz, özgürlük mücadelemizin yaşayan abideleridir. Her biri, gözünü kırpmadan vatanımızı, bayrağımızı, bizi biz yapan değerlerimizi savunan kahramanlardır” diye konuştu. “Sizlerin sayesinde şanlı bayrağımız ebediyen dalgalanacak” Gazilerin cesaretinin ve fedakarlığının birlik ve beraberliğin teminatı olduğunu kaydeden Bakan Göktaş, “Vatan sevgisini yaşatmanın, evlatlarımıza anlatmanın en güçlü ifadesidir. Sizlerin sayesinde şanlı bayrağımız ebediyen dalgalanacak, gelecek nesiller huzur ve güven içinde yaşayacak. Gazilerimizin gösterdiği kahramanlıkları, bize bıraktığı mirası nesilden nesle aktaracak, asla unutmayacağız. İşte bu mirası yaşatmak için Bakanlık olarak, büyük bir gayretle çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı’nda ‘Büyük Kahramanlar Ailesi’nin her bir ferdinin refahını en üst seviyeye çıkarmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Minnet ve şükran duygularımızla her daim yanınızdayız” açıklamasında bulundu. Toplu fotoğraf çekiminin ardından gaziler ve yakınları için onur yemeği verildi.
Bakan Kacır: “Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizin 22 yıl öncesine kadar terör belası yüzünden eser ve hizmet siyasetinden mahrum kaldığını biliyoruz”
18 Eylül 2024 Çarşamba - 17:55 Bakan Kacır: “Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizin 22 yıl öncesine kadar terör belası yüzünden eser ve hizmet siyasetinden mahrum kaldığını biliyoruz” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizin 22 yıl öncesine kadar terör belası yüzünden eser ve hizmet siyasetinden mahrum kaldığını biliyoruz. Biz özellikle bu bölgelerimize ayrı bir önem atfederek hemen her alanda şehirlerimizi ihya ederek çehrelerini değiştiriyoruz" dedi. Mardin’de bir dizi programa katılan Bakan Kacır, Yeşilli ilçesindeki "2. OSB Kalkınma Ajansları Toplu İmza ve Fabrika Açılış Töreni"ne katıldı. 2. OSB’de faaliyete geçen tekstil fabrikasında düzenlenen törene gelen Kacır, yeni yatırımları şehirle buluşturmanın mutluluğu içinde olduklarını, kadın ve genç istihdamını destekleyecek, turizmine, sanayisine, eğitimine katkı sağlayacak projelerin şehre, millete ve ülkeye hayırlı olması dileğinde bulundu. Cumhuriyet’in ikinci asrında "Türkiye Yüzyılı"nda daha büyük daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye hedefiyle yola devam ettiklerini belirten Kacır, “Son 22 yılda attığımız sağlam temellerin neticesinde gerçekleştirdiğimiz büyük ve kalıcı kazanımlarla asırlık başarılara imza atıyoruz. Eser ve hizmet siyasetimizle Türkiye’yi sanayiden tarıma, sağlıktan eğitime, ulaştırmadan ticarete ve turizme kadar her alanda kalkındırıyor, büyütüyoruz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri 22 yıl öncesine kadar terör nedeniyle eser ve hizmet siyasetinden mahrum kaldı. Özellikle bu bölgelere ayrı bir önem atfederek her alanda şehirleri ihya edip, çehresini değiştiriyoruz” dedi Sosyal devlet anlayışıyla ülkenin alt ve üst yapısını güçlendirdiklerini, sağlıkta, eğitimde, sanayide, turizmde hemen her alanda yaptıkları yatırımlarla hizmet çıtasını her geçen gün yükselttiklerini söyleyen Bakan Kacır, şöyle konuştu: "Bölgemizin barındırdığı tüm değerleri harekete geçirerek, ekonomik kalkınmayı, üretim gücünü hızlandırıyor, ülke sathına kalkınma adımlarımızı yaygınlaştırıyoruz. Bu kutlu yolda kararlı adımlar atmaktan geri durmayacağız. Gayemiz bölgemizde tesis ettiğimiz huzur ve güvenin daim olmasıdır. Kardeşlik iklimiyle ülkemizin yarınlarını güçlendirmektir. Şehirlerimizin üzerine çöken terörün sisli ve karanlık havasının dağılmasıyla, güven ortamının pekişmesiyle bölgemiz her zamankinden çok daha huzurlu ve güçlü bir hale geliyor. Tesis ettiğimiz huzur ve güven atmosferi bölgemizde yeni yatırımların zeminini hazırladı, örnek bir ihya ve inşa döneminin önünü açtı. Şehirlerimiz her alanda yeni eserlerle, hizmetlerle buluştu, milletimizin refahı artmaya devam etti. Bizler de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak devreye aldığımız sürdürülebilir ve sürekli kalkınma hamleleriyle, yeni yatırımlarla şehirlerimizin yerel potansiyelinin tamamını harekete geçirerek ülke geneline yaygınlaştırıyoruz." KOBİ’lere sağladıkları imkanlarla ve bölgesel kalkınma projeleri ile Mardin ve Mardinliler için çalıştıklarını ifade eden Kacır, Mardin’in refah seviyesini artırmaya, sağladıkları teşvik mekanizmalarıyla, desteklerle kentin kalkınma yolculuğunu hızlandırmaya devam ettiklerini dile getirdi. Gençleri geleceğe hazırladıklarını, bu yılın sonunda Deneyap Teknoloji Atölyesi’nin geleceğin Aziz Sancar’ları, milli teknoloji hamlesinin neferi olacak ilk mezunlarını vereceğini aktaran Bakan Kacır, şunları kaydetti: “Mardinli üreticilerimizi ve Mardin’in kadim kültürünü koruma altına aldık. Mardin’i sahip olduğu tüm değerleri muhafaza ederek, kenti tarihi dokusuna, kültürüne, geleneklerine sadık kalarak yeni yatırımlarla buluşturuyoruz. Güneydoğu’muzun incisi şehrimizin sahip olduğu potansiyeli kalkınma ajanslarımız ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi ile birlikte harekete geçiriyoruz. Dicle Kalkınma Ajansımız eliyle kamu kurumlarımızın, mahalli idarelerimizin, üniversitelerimizin, özel sektörümüzün ve sivil toplum kuruluşlarımızın 262 projesine 732 milyon lira destek sağladık. Cazibe Merkezleri Programı ile 7 projeye 317 milyon lira, SOGEP programıyla 6 projeye 54 milyon lira kaynak ayırdık. GAP Bölge Kalkınma İdaremize de 95 proje için 642 milyon lira destek verdik. Bugün de ’Yerel kalkınma hamlesi’ vizyonumuzun bir yansıması olarak; kalkınma ajansımız ve bölge kalkınma idaremiz eliyle şehrimizin ekonomisine katkılar sunacak vizyon projeleri devreye alıyoruz. Mardin’imizin tarım ve tekstil alanlarında üretimini verimli kılacak, istihdamına katkı sağlayarak yerel ekonomisini destekleyecek yeni yatırımların adımını atıyoruz. Bugün Dicle Kalkınma Ajansı’mızın 415 milyon lira destek sağladığı toplam yatırım tutarı 520 milyon liraya ulaşan 3 proje ile 10 yeni tesisimizin açılışını gerçekleştiriyoruz. GAP Bölge Kalkınma İdaresi eliyle 35 milyon lira destek sunakları 6 yatırımın imzasını atıyoruz." "Şehrimizi yeni eser ve hizmetlerle buluşturmayı sürdüreceğiz" Yeni yatırımların açılışını ve imzasını, üretimdeki gücünün ispatı niteliğindeki bir fabrikada gerçekleştirdiklerine işaret eden Bakan Kacır, bugün açılışını gerçekleştirdikleri tesisler ve projelerin devletin tüm imkanlarının Mardin ve bölge için seferber edildiğinin açık ispatı olduğunu kaydetti. Bu konuda çıkan çatlak seslere de en güçlü cevabın burada çalışan makineler olduğunu işaret eden Kacır, Mardin’in artık sükunetin ve huzurun hakim olmasıyla üreterek büyüdüğünü, yeni yatırımlarla kalkındığını, bölgenin emsal teşkil eden bir şehri haline geldiğine dikkat çekti. Kacır, Mardin için devreye alınan bütün projelerin hayırlı olmasını dileyerek, "Kadim medeniyetlere ev sahipliği yapan şehrimizi yeni eser ve hizmetlerle buluşturmayı sürdüreceğiz Bizi birbirimizden ayıracak, birliğimizi dirliğimizi gölgeleyecek hiçbir odağa prim vermeden yolumuza devam edeceğiz" dedi. Mardin Valisi Tuncay Akkoyun ise Mezopotamya’nın bereketli topraklarında yaşadıklarını belirterek, bu bereketli topraklara katkı sağlamayı amaçladıklarını ifade etti. Törende, GAP İdaresi Başkanı Hasan Maral ve DİKA Genel Sekreteri Aykut Aniç de birer konuşma yaptı. Tören sonunda ilgili kurum ve kuruluşlarla yatırımlar için protokol imzalandı, tekstil fabrikasının kurdele kesilerek açılışı yapıldı. Törene, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Oruç Baba İnan, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, Sanayi Genel Müdürü Prof. Dr. İlker Murat Ar, Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Abdurrahman Aydın, Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek, TÜBİTAK Bilim ve Toplum (BİTO) Başkanı Ömer Kökçam, AK Parti Mardin milletvekilleri Faruk Kılıç ve Muhammed Adak da katıldı.
Başkan Pekyatırmacı: “Örnek tesislerimizle mahallelerimize değer katıyoruz”
18 Eylül 2024 Çarşamba - 17:41 Başkan Pekyatırmacı: “Örnek tesislerimizle mahallelerimize değer katıyoruz” Konya’nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi’nin hizmete kazandırdığı Buhara Sosyal Tesisini ziyaret eden Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, belediye olarak hizmete geçirdikleri örnek tesislerle mahallelere değer kattıklarını söyledi. Sosyal yaşamda Selçuklu’ya örnek tesisleriyle değer katan Selçuklu Belediyesi vatandaşların konforlu bir hizmet alması için gayret gösteriyor. Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, bu çerçevesinde vatandaş memnuniyetini ölçmek ve tesislerin işleyişiyle ilgili almak için sosyal tesisleri ziyaret ediyor. Başkan Pekyatırmacı’nın ziyaretlerinin bu defaki adresi Buhara Sosyal Tesisi oldu. Tesisten faydalanan vatandaş ve öğrencilerle sohbet eden Başkan Pekyatırmacı, tesisin işleyişi hakkında yetkililerden bilgi aldı. “Örnek tesislerimizle mahallelerimize değer katıyoruz” Selçuklu’nun sosyal yaşamdaki farkına vurgu yapan Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, “Selçuklu’nun altyapısına verdiğimiz önemi sosyal yaşamda da sürdürüyoruz ve bu çerçevede hem yatırımlarımızı hem de planlamalarımızı gerçekleştiriyoruz. 2020 yılında açtığımız ve Buhara Mahallemizde hemşehrilerimizin hizmetine sunduğumuz Buhara Sosyal Tesisimiz açıldığı günden bu yana yoğun bir şekilde kullanılıyor. Her bir vatandaşımızın önerisini dikkate almak suretiyle sunduğumuz hizmet kalitesini arttırıyoruz. Selçuklu’da sosyal yaşamın farkını hisseden her yaştan hemşehrimiz Buhara Sosyal Tesisimizin donanımından yararlanarak hem keyifli vakit geçiriyor hem de eğitim, spor ve sosyal faaliyetlerini gerçekleştirebiliyor. Burası ayrıca öğrencilerimizin ders çalışma noktasında verim aldığı önemli bir merkez. Tüm hemşehrilerimizin tesisimize olan yoğun ilgisi sebebiyle teşekkür ediyorum Selçuklu onlarla güzel ve hep birlikte Selçuklu’yu zirveye taşımaya devam edeceğiz” dedi.
Sakin Şehirler toplantısı Eğirdir’de yapıldı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 17:12 Sakin Şehirler toplantısı Eğirdir’de yapıldı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cittasslow Türkiye Koordinatörü Muhittin Böcek, ‘Sakin Şehirler Ağı’ olarak bilinen Uluslararası Belediyeler Birliği ‘Cittaslow’a üye ve aday belediye başkanlarıyla Isparta’nın Eğirdir ilçesinde bir araya geldi. Başkan Böcek, şehirlerin yurt dışında tanınırlığını arttıran farklı devletler ile iş birliği kurma ve birlikteliklerini geliştirme fırsatı sunan Cittaslow’da belediyelerle koordineli bir şekilde çalışacaklarını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cittasslow Türkiye Koordinatörü Muhittin Böcek, Türkiye Cittaslow şehirler toplantısı kapsamında üye ve aday şehirler ile Isparta’nın Eğirdir İlçesi’nde buluştu. Eğirdir Belediye Başkanı Mustafa Özer ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda Cittaslow Türkiye Ağı’nın genel değerlendirilmesi yapıldı. Toplantının açılışında konuşan Başkan Muhittin Böcek, bütün belediye başkanlarının destekleriyle seçildiği bu görevde güzel işlere imza atacaklarını söyledi. Çalışmalara hızla başladıklarını söyleyen Başkan Böcek, “İlk işimiz olarak Cittaslow Türkiye ofisimizi kurduk, personellerimizi görevlendirdik. Telefonları ve e-posta adreslerimizi güncelledik. Web sayfamızı ve sosyal medyamızı güncelledik. Seçtiğimiz Türkiye Komitemiz ile ilk online toplantımızı gerçekleştirdik” dedi. Şehirlerin tanıtımına katkı sağlıyor Belediyelerin, dünya genelindeki ortaklıklarda ve uluslararası ilişkilerde aktif rol almasının önem arz ettiğini aktaran Muhittin Böcek, “33 ülkede bugün itibari ile 301 şehirde uygulanan, dünyanın en güçlü belediye ağlarından biri olan Cittaslow ağında olmamız son derece önemlidir. Kentlerin çevresel, kültürel ve toplumsal değerlerinin korunmasına katkı sağlayan bu ağın üyeleri olarak, şehirlerimizde yerel kimliklerimizi koruyarak yaşam kalitemizi artırma hedefimizi sürdüreceğiz. Yeni üye ilçelerimizin katılımıyla, bu hedeflere daha güçlü bir şekilde ilerleyecek ve ülkemizi uluslararası alanda en iyi şekilde temsil edeceğiz” diye konuştu. Teknik gezi ve inceleme yapıldı Toplantıda Cittaslow Türkiye Ağı’na üye belediyelerin çalışmaları, aday belediyelerin süreçleri değerlendirildi. Aday belediyelere gerçekleşen teknik geziler ele alınırken, yapılacak çalışmalara ilişkin karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, toplantıya ev sahipliğinden dolayı ‘Sakin Şehir’ Eğirdir Belediye Başkanı Mustafa Özer’e teşekkür etti. Toplantıdan sonra ise Eğirdir Belediye Başkanı Özer, ev sahipliğinde teknik gezi ve inceleme yapıldı.
Başkan Çavuşoğlu: “Hür ve bağımsız yaşıyorsak gazilerimiz sayesindedir”
18 Eylül 2024 Çarşamba - 16:59 Başkan Çavuşoğlu: “Hür ve bağımsız yaşıyorsak gazilerimiz sayesindedir” 19 Eylül Gaziler Günü nedeniyle bir mesaj yayımlayan Başkan Çavuşoğlu, “Bu cennet vatan için canını ve kanını ortaya koymaktan çekinmeyen şehitlerimiz ve gazilerimiz milletimizin iftiharıdır” dedi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. TBMM’nin 19 Eylül 1921’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e “Mareşal” rütbesi ve “Gazi” unvanı verdiğini hatırlatan Başkan Çavuşoğlu, bu özel tarihin yıldönümünün Gaziler Günü olarak kutlandığını belirtti. İstiklal mücadelesinde Atatürk ve tüm yol arkadaşlarının kendi canlarını hiçe sayıp ülkenin geleceği için yola çıktığını anlatan Başkan Çavuşoğlu, “Bugün hür ve bağımsız yaşıyorsak bir çift mavi gözle birlikte vatanı uğruna canlarını ortaya koyan şehit ve gazilerimiz sayesindedir” ifadelerini kullandı. Bu cennet vatan için canını ve kanını ortaya koymaktan çekinmeyen şehit ve gazilerin Türk milletinin iftihar kaynağı olduğunu vurgulayan Başkan Çavuşoğlu, şunları kaydetti: “Bugün bizlere düşen görev şehit ve gazilerimizin fedakarlıklarını unutmadan, Ulu Önder Atatürk’ün bizlere bıraktığı Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatmaktır. Bu duygu ve düşüncelerle tüm şehit ve gazilerimize şükranlarımı sunuyor, Ulu Önder Atatürk’e ’Gazi’ unvanı ve ’Mareşal’ rütbesi verilmesinin yıldönümünde, kahraman gazilerimizin Gaziler Günü’nü kutluyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur
18 Eylül 2024 Çarşamba - 16:24 Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tekrar altını çizerek söylüyorum. Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Özellikle Cumhur İttifakı’nın böyle bir sıkıntısı, böyle bir derdi de yoktur” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreninde konuştu. Ödül alan firmaları ve temsilcilerini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeği geçenleri kutladı. Bu sene proje gelirlerinden Türk firmalarının aldığı payda kısmı bir düşüş olduğu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu düşüşün gelecek yıllarda süratle telafi edileceğine inandığını söyledi. Türkiye’yi büyüklüğüne, uluslararası konumuna ve saygınlığına yaraşır çizgide temsil eden müteahhitler ve müşavirlik firmalarıyla iftihar ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan,” "Sektörün dünyadaki başarısı, Türk ekonomisi ve insan kaynağının uluslararası alanda ne denli güçlü olduğunu gösteriyor. Bu başarının, mevcut ekonomik konjonktürde gelmesi daha da anlamlıdır. Koronavirüs salgınıyla beraber global ekonomide bozulan dengelerin halen yerli yerine oturmadığını görüyoruz. Son 70 yılın zirvelerini gören enflasyonun sorun olmaktan çıkmasının biraz daha zaman alacağı anlaşılıyor. Kuzeyimizdeki savaşın olumsuz etkilerini henüz aşamadan İsrail’in Gazze’ye saldırıları sebebiyle artan gerilim ciddi bir endişe kaynağı olmayı sürdürüyor. Afrika’dan Asya’ya dünyanın farklı coğrafyalarında hemen her gün yeni bir krizle, yeni bir siyasi istikrarsızlıkla veya çatışmayla karşılaşıyoruz. Tüm bunların ülkeleri korumacılığa ve yeni yatırımlar noktasında aşırı ihtiyatlı davranmaya ittiğinin farkındayız. Avrupa’nın da aralarında olduğu birçok gelişmiş ekonomi, büyüme beklentilerini düşürmekte, büyüme oranlarını aşağı doğru revize etmektedir. Karşılaştıkları tüm bu zorluklara rağmen Türk şirketlerinin yakaladıkları ivmeyi korumasını çok kıymetli buluyoruz. Sizlerin şahsında tüm şirketlerimize, tüm girişimcilerimize, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum."dedi. - Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden olan inşaat sektörünün ülkedeki ideolojik çevrelerin haksız eleştirilerine maruz kaldığını ve kalmaya devam ettiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi; “ "Tenkit sınırlarını aşan, neredeyse düşmanlık derecesine varan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bakınız bugüne kadar inşaat sektörünün gelişmesine, büyümesine yönelik her adımımız ’israf’ yaftası vurularak itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Havalimanlarından otoyollara, hükümet binalarından prestij projelerine kadar her alanda yapılan devasa işlerle ilgili tek bir takdir cümlesi kurulmadı. Oysa biraz ekonomi bilseler, biraz dünyayı tanısalar inşaat sektörünün ne derece kritik bir konuma sahip olduğunu anlayabilir." İnşaat alanındaki her hamlenin 250’den fazla alt sektörü etkilediğinin altını çizen Erdoğan, ”Sadece ülkemizde 6 milyon insan doğrudan ve dolaylı olarak bu sektörden geçimini sağlıyor. Firmalarımızın yurt dışında aldığı işler hem ülkemize döviz kazandırmakta hem de Türkiye’nin marka değerini yükseltmektedir. Rakamlar, ülkemizin bu alandaki başarısını açıkça ortaya koymaktadır. Türk inşaat sektörü, yurt dışı faaliyetlerine 1972 yılında başladı. Aradan geçen 52 yıllık sürede firmalarımız 137 ülkede, 515 milyar dolar değerinde 12 bin 277 proje üstlendi. 2005 yılında toplam üstlenilen proje bedelinde ilk defa 10 milyar doları aştık” dedi. 2012, 2013 ve 2021 yıllarında 32 milyar dolarlık proje tutarlarıyla bu alanda rekor kırıldığını kaydeden Erdoğan,” 2023 yılında ise Rusya-Ukrayna çatması gibi tüm dünyayı etkileyen sorunlara rağmen yıllık proje büyüklüğü 28 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2000’li yılların başında ortalama proje bedeli 21 milyon dolar iken 2023 yılında bu rakam 65 milyon dolara ulaştı. Yani her alanda, her başlıkta çok ciddi ilerlemeler kaydettik. Yılmadan, yorulmadan, engellere aldırmadan çalışarak bugünlere geldik. İnşallah bunları çok daha yukarılara taşıyacağız. Sektörün geleceğiyle ilgili tahminler bu noktada umutlarımızı artırıyor. En büyük 250 müteahhitlik firmasının toplam uluslararası gelirleri 2002 yılında 106,5 milyar dolar seviyesindeydi. 2023 üç yılında bu tutar 430 milyar dolar sınırına geldi. 2030’larda bunun 750 milyar dolara çıkması bekleniyor” diye konuştu. Her yıl büyüyen bu pastadan Türk şirketlerinin de hak ettikleri payı alacağına inandığını belirten Erdoğan şunları söyledi.” "Şunun bilinmesini isterim, sizlerin başarısı ülkemizin başarısıdır. Yurt dışındaki başarılarınızla sadece ekonomimize değil ülkemizin dünya üzerindeki itibarına da büyük katkılar sağlıyorsunuz. Biz de hükümet olarak her ihtiyacınızda, her meselenizde sizin yanınızda olmaya gayret gösteriyoruz. İş adamlarımızın, müteahhitlerimizin, girişimcilerimizin meselelerini yaptığımız görüşmelerde sık sık dile getiriyor ve çözüm arıyoruz. İnşallah bundan sonra da sizin yanınızda olmaya devam edeceğiz.” Müteahhitlik firmalarının bu başarılarının aslında Türkiye’nin itibarını, gücünü, vizyonunu, dış politikadaki başarısını net biçimde ortaya koyduğunu son 22 yılda ekonomiden dış politikaya geniş bir yelpazede devrim niteliğinde adımlar atıldığını ifade eden Erdoğan,” Rahmetli Menderes’in başlattığı, merhum Özal’ın bir üst aşamaya taşıdığı dış politika ufkunu daha da genişletmenin gayretindeyiz. Burada öncelikle şu tespiti yapmamız gerekiyor, Türk dış politikası uzun yıllar içe dönük, tabiri caizse idare-i maslahatçı bir karaktere sahipti. ’Risk almayalım, kimseyi ürkütmeyelim, belli aktörlerle aman karşı karşıya gelmeyelim. Bu anlayış kendi yakın coğrafyasını ilgilendiren meselelerde dahi Türkiye’yi uzun yıllar tribünlere mahkum etti. Bu içe kapanıklığın faturasını ekonomi, dış ticaret ve yatırımlar başta olmak üzere birçok başlıkta ödedik. Halen de ödüyoruz. 2002’den itibaren dış politikamızda önemli bir paradigma değişikliği tarih kültür medeniyet eksenimize hak ettiği ağırlığı vermeye çalıştık. Komşularımızla ilişkilerimizi farklı mekanizmalarla güçlendirdik. Türk devletleri teşkilatı vasıtasıyla kardeşliğimizi ve işbirliğimizi perçinledik. Pek çok bölgesel ve uluslararası kuruluşla ortaklıklar tesis ettik. Afrika açılımından Latin Amerika açılımına ve yeniden Asya girişimine kadar daha önce sınırlı varlık gösterdiğimiz bölgelerle yeni köprüler kurduk. 2002 yılında yani göreve geldiğimiz dönemde ihracatımız 36 milyar dolardı. Biz bunu 7 kat artışla 256 milyar dolara çıkardık. Nereden nereye bugün Türk ürünlerinin girmediği neredeyse hiçbir ülke kalmadı” açıklamasını yaptı. Turizmde göreve geldiklerinde 13 milyon turist sayısının 56, 7 milyon turist rakamına ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda ekonominin ortalama yüzde 5,4 büyüdüğünü kaydetti. Milli gelirin tarihinde ilk kez 1, 1 trilyon doları aştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Artık trilyonu konuşuyoruz. Neredeydik? Bakın şimdi neredeyiz? Uluslararası yatırımlarda 270 milyar dolar sınırına yaklaştık. Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde biraz önce de ifade ettim. Göz kamaştıran bir başarı yakaladık. Her kıtayla hemen her ülkeyle ekonomik ilişkilerimizde katbekat artış yaşandı” dedi. Dış misyonların sayısını da gelişen ekonomik ilişkilerle paralel olarak yükselttiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 261 yurt temsilcilikle dünyanın en geniş üçüncü ağına sahip ülkesi olduğunu vurguladı. Buna benzer başarı örneklerinin daha da çoğaltılabileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şunu da söylemek durumundayım. Dış politikada tüm bu açılımları yaparken çok sık eleştirilere maruz kaldık. Hiçbir temeli olmayan eksen kayması tartışması bunlardan biriydi. Türkiye Batı’dan uzaklaşıyor iftirası bunlardan biri. Avrupa’yla köprüleri atıyoruz paronoyası bunlardan biriydi. Daha bunun gibi nice haksız, tamamen safsatadan ibaret olan çoğu niyet okumasından öte hiçbir anlam ifade etmeyen bir sürü iddiayla uğraştık halen de uğraşıyoruz. 22 yıllık mücadele ve başarılarla dolu sürecin sonunda artık şu gerçeği çok biçimde görebiliyoruz” değerlendirmesini yaptı. “Biz bunlara asla ve asla kulak asmıyoruz” 2024 Türkiye’sini 30-40 yıl öncesinin kalıplarına mahkum etmenin ülkeye yapılacak çok büyük bir haksızlık olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya değişirken ekonomide, üretimde, teknolojide, yeni güç merkezleri ortaya çıkarken biz de kendimizi buna adapte etmek mecburiyetindeyiz. Türkiye’nin dış politikada kendine yeni rotalar keşfetmesi tenkit edilecek değil takdir edilecek, övgüyle karşılanacak bir çabadır. Türkiye’nin Afrika’da, Latin Amerika’da, Asya’da ne işi var demek, küresel siyaseti doğru bir şekilde okuyamamaktır. Dış politikamızı, bölgesel ve küresel meselelerdeki tutumumuzu anlamamakta ısrar edenler hatta anlayıp da inatla çarpıtanlar olduğunun farkındayız. Biz bunlara asla ve asla kulak asmıyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye’yi bölgesel ve küresel bir ağırlık merkezi haline getirmek için her imkanı değerlendirdiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti; “ Uluslararası sistemde çeşitlenen ve artan bölgesel bloklar karşısında her yapı ve aktörle fırsat pencerelerini açık tutmaya çalışıyoruz. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinin ve en büyük beş ekonomisinden üçünün bulunduğu Asya Pasifik ve Hint Okyanusu coğrafyasıyla işbirliğimizi güçlendirmemizden daha doğal hiçbir şey olamaz. Artık bayatlamış eksen tartışmalarının bizim nazarımızda geçerliliği yoktur.” “Türkiye’nin ekseni de rotası da bellidir” Türkiye’nin eksen ve rotasının belli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üyesi olduğumuz parçası, mensubu olduğumuz ittifaklarda bellidir. Her zaman söylüyorum, Türkiye olarak yüzümüz elbette batıya dönüktür. Ancak bu Doğu’’ya sırtımızı döneceğimiz Doğu’yu ihmal edeceğimiz, Doğu’yla ilişkilerimizi geliştirmeyeceğimiz anlamına kesinlikle gelmez. Siyah beyaz bir dünyada iki bloktan birinin tercih edilmek zorunda olduğu bir dünyada artık yaşamıyoruz. Kazan kazan temelinde dengeli, karşılıklı saygıyı esas alan bir yaklaşımla iş birliğimizi tüm ülkelerle tüm aktörlerle geliştirmeyi arzu ediyoruz. Son 22 yılda bunu yaptık ve yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde olduğu gibi çok önemli başarılar elde ettik. İnşallah bundan sonra da korkularla değil özgüven içinde hareket etmeyi sürdüreceğiz” dedi. Türkiye’nin ekonomide, demokraside, küresel siyasetle hak ve özgürlüklerde hedeflerine ulaşabilmesi için yeni anayasa ihtiyacını sık sık dile getirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivil anayasa çağrısını bir kez daha yineledi. Erdoğan, “Siviller eliyle yapılmış tamamen sivil iradenin ürünü bir anayasa 15 Temmuz gecesi göğsünü tanklara siper eden kahraman milletimize karşı borcumuzdur. Darbe mahsulü mevcut Anayasanın yapılan tüm değişikliklere rağmen Türk demokrasisine yakışmadığını hepimiz çok ama çok iyi biliyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak milletimizi yeni, sivil ve kuşatıcı bir anayasa ile buluşturma irademizi farklı vesilelerle çok net biçimde ortaya koyduk. Yeni anayasadan neyi murat ettiğimizi, kırmızı çizgilerimizin neler olduğunu da şüpheye mahal bırakmayacak şekilde defalarca izah ettik” açıklamasını yaptı. Demokratik siyasette, düşüncenin ifade edilmesine engel olunamayacağını söyleyen Erdoğan, “Şiddeti teşvik etmediği, terörü övmediği, hakarete varmadığı sürece katılmasak ve doğru bulmasak dahi farklı fikirlere müsamahayla yaklaşmak zorundayız. Bugüne kadar siyasette bu çizgiyi daima korumaya gayret ettik. Ancak maksimalist söylemlerin anayasa tartışmalarına katkı sunmak yerine bilakis ket vuracağını düşünüyoruz” dedi. "Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur” Cumhurbaşkanı Erdoğan, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun Anayasa’nın 4 maddesi ile ilgili sözleriyle başlayan tartışmaya yönelik de açıklamalarda bulundu. Erdoğan,” Tekrar Altını çizerek söylüyorum. Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Özellikle Cumhur İttifakı’nın böyle bir sıkıntısı, böyle bir derdi de yoktur. Partimizin bu konudaki duruşu tutumu, yaklaşımı gayet açıktır. Biz mümkün olan en geniş toplumsal mutabakatla yeni anayasa sürecini yönetmek ve başarıyla neticelendirmek arzusundayız. Biz milletimizi darbe anayasasından bir an önce Türkiye’nin önünü açmak istiyoruz. Siyaset kurumunun da yeni anayasa sürecine yapıcı ve mutedil bir anayasa anlayışıyla yaklaşması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.