POLİTİKA
13 Aralık 2025 Cumartesi - 20:52 Bakan Bayraktar: "Filomuza geçen yıl kattığımız yeni yüzer üretim platformumuz ’Osman Gazi’yle günlük üretim kapasitemizi 2026 yılında 20 milyon metreküpe çıkaracağız" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, "Filomuza geçen yıl kattığımız yeni yüzer üretim platformumuz ’Osman Gazi’yle günlük üretim kapasitemizi 2026 yılında 20 milyon metreküpe çıkaracağız. 2028 yılında 2’nci yüzer üretim tesisimizle bunu 40 milyon metreküpün üzerine çıkaracağız ve merak etmeyin, bu gemilerin sadece adlarını değiştirmedik; bu gemilerimizde çalışan kendi çocuklarımız, bugün yerlilik yüzde 30’dan yüzde 70’lerin üzerine çıktı. Yani bizim gemilerimizde bin 100 çalışanımız var, bunların içerisinde Fatihler var, Yavuzlar var, Abdülhamitler var, Süleymanlar var, Alparslanlar var" dedi. Bakan Bayraktar, 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Bayraktar, madencilik sektörünün ekonomik büyümeye katkısı olduğu kadar istihdama ve bölgesel kalkınmaya da önemli katkılar sağladığını söyleyerek, "150 bin maden emekçimiz, ülkemizin dört bir yanında alın teri dökmekte, üretimimizin gücüne güç katmaktadır. Madencilik faaliyetlerinde, iş sağlığı, işletme ve çevre güvenliğini artırmak için arama ve üretim süreçlerinin her aşamasında etkin denetimler gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda, 2025 yılı Kasım sonu itibarıyla aylık ortalama 775 saha denetimi yaptık. Bu dönemde bin 578 firmaya idari para cezası uyguladık. Ayrıca 2 bin 225 adet faaliyet durdurma tedbiri aldık. Diğer taraftan, madencilik faaliyetlerinin çevreyle uyum içerisinde yürütülmesi için Temmuz ayında yapılan düzenlemeyle, yatırımcıların rehabilitasyon yükümlülükleri artırılmış ve rehabilitasyon çalışmalarının madencilik faaliyetiyle eş zamanlı yürütülmesi zorunlu hale getirilmiştir. Ayrıca, ruhsat sahiplerinden tahsil edilen rehabilitasyon bedelinin iki katının üzerine çıkarılması ve bu bedelin nemalandırılması ile rehabilitasyon faaliyetlerinin uygulanabilirliği sağlanmıştır. Madencilik yapılan sahaların doğaya yeniden kazandırılması konusundaki hassasiyetimizin bir sonucu olarak, bugüne kadar 18 bin futbol sahası büyüklüğündeki alan rehabilite edilmiş ve yaklaşık 24 milyon ağaç dikilmiştir" ifadelerini kullandı. Bayraktar, 2024 yılında altın dahil maden ithalatının 32 milyar dolar olduğunu kaydederek, "Bu alandaki dışa bağımlılığımızı düşürmek için, maden üretimimizi her geçen yıl artırıyoruz. 22 yıl önce Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içinde bugünkü fiyatlarla 117 milyar TL olan madencilik sektörünün hacmini 2024 yılında 529 milyar TL’ye; maden ihracatımızı da aynı dönemde 7 kat artırarak 6 milyar dolara çıkardık. Dünya rezervinin büyük bir kısmına sahip olduğumuz bor madeninde, 2024 yılında 2,5 milyon ton satışla 1,3 milyar dolarlık gelir elde ederek rekor kırdık. İnşallah 2025 yılını da benzer seviyelerde tamamlayacağız. Nadir Toprak Elementleri modern teknolojilerin ve yeşil dönüşümün temel unsurlarından biridir. Enerji dönüşümünün hızlandığı, dijitalleşmenin vazgeçilmez bir hale geldiği dünyada, nadir toprak elementlerine sahip olmak, yalnızca bir maden zenginliği değil; ülkelerin en önemli stratejik güç alanlarından biri hâline gelmiştir. Elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji sistemleri, gelişmiş uzay ve savunma teknolojileri gibi birçok alandaki ilerlemeler Nadir Toprak Elementlerine olan ihtiyacı artırmıştır. Bizler; Nadir Toprak Elementlerindeki bu yükseliş trendini yıllar öncesinden tespit ederek, potansiyelimizin olduğu bölgelerdeki çalışmalarımıza hız verdik. Bu kapsamda, Eskişehir Beylikova’da 125 bin metreden fazla sondaj yaparak 694 milyon tonluk, dünyada tek sahada en büyük ikinci rezervi keşfettik. Akabinde, pilot tesisimizi 2023 yılı Nisan ayında devreye aldık. 570 bin ton kapasiteli endüstriyel tesisin temelini de önümüzdeki yıl atmayı hedefliyoruz. Bu kaynağı milli menfaatlerimize en uygun şekilde, devlet eliyle işletecek ve en katma değerli şekilde ekonomimize kazandıracağız" şeklinde konuştu. Doğal gaz tüketiminde Türkiye’nin dördüncü büyük ülkesi olduğunu belirten Bayraktar, "Bu yüksek tüketimi mümkün olduğunca kendi kaynaklarımızdan karşılamak için yurt içinde ve yurt dışında arama ve üretim faaliyetlerimizi artırıyoruz. Yurt içi ve yurt dışındaki kara ve deniz sahalarımızda günlük doğal gaz üretimimizi 22 milyon metreküpün üzerine çıkarak üretim rekoru kırdık. Bu üretim seviyesi, konut tüketiminin yüzde 42’sine, sanayi tüketiminin yüzde 63’üne, toplam doğal gaz talebinin ise yüzde 15’ine karşılık gelmektedir. Ayrıca, enerji altyapımızı geliştirmek adına birçok önemli yatırımı hayata geçiriyoruz. Devreye aldığımız doğal gaz iletim ve dağıtım hatları, yer altı depolama tesisleri, LNG terminalleri ve Yüzer Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Üniteleri (FSRU) ile doğal gaz altyapımızı güçlendirdik. Bu süreçte yalnızca yerli üretim kapasitemizi artırmakla kalmadık, aynı zamanda kaynak ülke ve tedarik güzergahlarımızı da çeşitlendirdik. Özellikle LNG alanında yaptığımız yatırımlar sayesinde, günlük gazlaştırma kapasitemizi beş katına çıkararak 161 milyon metreküpe ulaştırdık. Bugün, doğal gaz tüketimimizin neredeyse yarısını LNG tedarikiyle karşılayabilir durumdayız. Önümüzdeki dönemde bu kapasiteyi günlük 200 milyon metreküpe yükselteceğiz. Bu çalışmalarımızla Türkiye’yi yalnızca kendi talebini karşılayan bir ülke olmaktan çıkararak bölgesindeki ülkelere doğal gaz ihraç edebilen bir merkez ülke haline getiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda, sahip olduğumuz petrol ve doğal gaz potansiyelinin ortaya konması, yeni keşifler yapılması ve üretim kabiliyetimizin artırılması adına dünyada sayılı enerji filolarından birini kurduk. Kısa süre önce filomuza ilave iki adet yedinci nesil ultra derin deniz sondaj gemisi kazandırdık. Bu gemilerden ilki Eylül ayında ikincisi ise bu ayın başında mavi vatanımıza ulaşmıştır. Böylece, altı sondaj gemisi, iki sismik araştırma gemisi ve destek unsurlarıyla birlikte, Türkiye’yi dünyanın en büyük dördüncü arama ve üretim filosuna sahip ülkesi konumuna getirdik. Karadan 170 kilometre açıkta ve 2 bin 100 metre deniz derinliğinde, deniz tabanından sonra ilave 2 bin 500-3 bin metre sondajla bulduğumuz gazı 3 yıl gibi kısa bir sürede karaya çıkardık ve vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Millî filomuzla sürdürdüğümüz çalışmalar kapsamında, 2025 yılı içinde güncel ekonomik değeri yaklaşık 37 milyar dolar olan 92 milyar metreküpün üzerinde yeni doğal gaz rezervi bulduk. Sakarya Gaz Sahası’nda üretimimizi artırmaya yönelik çalışmalarımıza hız verdik. Bir yıl önce günlük 7 milyon metreküp olan üretimimizi 9,5 milyon metreküpe çıkardık. Böylece sadece son bir yılda sağladığımız bu üretim artışıyla ilave bir milyondan fazla evin ihtiyacını yerli doğal gazdan karşıladık. Filomuza geçen yıl kattığımız yeni yüzer üretim platformumuz ’Osman Gazi’yle günlük üretim kapasitemizi 2026 yılında 20 milyon metreküpe çıkaracağız. 2028 yılında 2’nci yüzer üretim tesisimizle bunu 40 milyon metreküpün üzerine çıkaracağız ve merak etmeyin, bu gemilerin sadece adlarını değiştirmedik; bu gemilerimizde çalışan kendi çocuklarımız, bugün yerlilik yüzde 30’dan yüzde 70’lerin üzerine çıktı. Yani bizim gemilerimizde bin 100 çalışanımız var, bunların içerisinde Fatihler var, Yavuzlar var, Abdülhamitler var, Süleymanlar var, Alparslanlar var" dedi. Bayraktar, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye’yi enerjide tam bağımsız bir geleceğe taşıma gayesiyle, Karadeniz’in derinliklerinden Gabar’ın zirvesine kadar kararlılıkla çalışıyoruz. Dışa bağımlılığımızın yüksek olduğu petrol alanında, Şırnak Gabar’da tarihimizin en büyük petrol rezervini keşfettik. Yürüttüğümüz yoğun çalışmalarla, Ankara-Edirne otoyolu uzunluğuna tekabül eden yaklaşık 700 kilometrelik yol ağı inşa ettik. Geçen yıl bu zamanlarda Gabar’da günlük 61 bin varil petrol üretirken, bugün günlük 81 bin varil üretime çıktık. Gabar sahasındaki bu başarı, yalnızca üretim rakamlarıyla sınırlı değil. Sahadaki faaliyetlerimiz kapsamında 3 bin 500’ün üzerinde çoğunluğu Şırnaklı olmak üzere genç kardeşlerimize iş imkânı oluşturduk. Bölgenin istihdamına önemli bir katkı sağladık. Terörsüz Gabar’da hayata geçirdiğimiz bu proje ile Terörsüz Türkiye’nin ne kadar eşsiz fırsatları beraberinde getirdiğinin bir örneğini aziz milletimize gösterdiğimize inanıyorum."
13 Aralık 2025 Cumartesi - 20:11 Sağlık Bakanı Memişoğlu: "Deprem öncesinde kamu hastanelerinde 23 bin 733 yatak bulunmaktayken bugün yüzde 16 artarak 27 bin 503’e çıkmıştır" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Deprem öncesinde kamu hastanelerinde 23 bin 733 yatak bulunmaktayken bugün bu sayı yüzde 16 artarak 27 bin 503’e çıkmıştır" dedi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Memişoğlu, yurt dışından Türkiye’ye dönen hekim sayısının 249 olduğunu ve bunların sağlık sistemine yeniden başladığını söyledi. Memişoğlu, "943 hastanemiz, 8 bin 300 aile sağlığı merkezimiz, bin 237 laboratuvarımız, 973 toplum sağlığı merkezimiz, 137 ağız ve diş sağlığı merkezimiz, 327 sağlıklı hayat merkezimiz, 592 diyaliz merkezimiz ve 191 ruh sağlığı merkezimiz toplumun her noktasına ulaşan güçlü bir sağlık altyapımızı biliyorsunuz. Son 23 yılda mevcut hastanelerimizin yüzde 80’ini yeniledik veya yeniden yaptık. Birinci basamak sağlık hizmetlerini toplum sağlığının temel direği olarak çok daha güçlü bir yapıyla sunuyoruz. Aile sağlığı merkezleri, sağlıklı hayat merkezleri ve toplum sağlığı merkezlerinden oluşan birinci basamak yatırım programımız kapsamında toplam sağlık tesisimiz bulunmaktadır" ifadelerini kullandı. Memişoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "435 sağlık tesisinin 165 inşaat çalışmaları devam ediyor. 234 proje ve arsa aşamasındayken 36’sı ihale aşamasına gelmiştir. 6 Şubat depremlerinden etkilenen illerimizde sağlık hizmetlerini sürdürmenin yanında bölgenin yeniden ayağa kalkması için kalıcı sağlık altyapı yatırımlarını da hızlandırdık. Toplam 40.8 milyar liralık yatırım yaptık ve 109 sağlık tesisini tamamladık. Deprem öncesinde kamu hastanelerinde 23 bin 733 yatak bulunmaktayken bugün bu sayı yüzde 16 artarak 27 bin 503’e çıkmıştır." Şehir hastanelerinin yalnızca yatak sayılarla değil yüksek teknolojiye sahip altyapıları, modern tıp cihazları, donanımlı ameliyathaneleri ve geniş yoğun bakım kapasiteleriyle öne çıktığını belirten Memişoğlu, "Her biri birer sağlık kampüsü olarak planlanan bu tesisler dünyanın sayılı sağlık yatırımları arasında yer almakta ve Türkiye’nin sağlıkta fark oluşturan gücünü temsil etmektedirler. Bu büyük yatırımları hayata geçirirken kamu özel eş birliği modeli sağlık altyapısında sürdürülebilir yatırımı ve yüksek hizmet kalitesinin önemli bir aracı olmuştur. Önümüzdeki dönemde de vatandaşımıza doğrudan fayda sağlayan kamu kaynaklarımızı en etkin biçimde kullanan farklı finansman modellerini değerlendirmeye devam edeceğiz. Vatan taşımıza hangisi daha fazla katkı sunuyorsa biz bu yöntemi hayata geçirmeye kararlıyız" şeklinde konuştu. Memişoğlu, bebek ölümlerine ilişkin de bilgi vererek, "2002 yılında bin canlı doğumda 31.5 olan bebek ölüm hızını 2024 yılında 8.4’e kadar düşürdük. Sayın Emine Erdoğan hanımefendilerin himayelerinde 2024 tarihinde başlattığı normal doğum eylem planının neticesinde primer sezaryen oranını ilk kez düşürdük. Primer sezaryen oranı sadece son bir yılda yüzde bir düşüş sağladık. Ayrıca 3 bin 400 koordinatör eve ve bin 524 gebe okuluyla anne adaylarını bilinçli şekilde doğuma hazırlıyoruz. Gebenin hamilelik ve doğum sürecinde öğreneceği, bilgileneceği annelik yolculuğu mobil uygulamasını hayata geçirdik" ifadelerini kullandı.
Bakan Tunç: "Hedefimiz, anayasa borcumuzu milletimize ödemektir"
11 Aralık 2025 Perşembe - 19:43 Bakan Tunç: "Hedefimiz, anayasa borcumuzu milletimize ödemektir" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bizim hedefimiz, Türkiye Yüzyılı’nı darbe ürünü bir anayasayla değil, temel hak ve özgürlükleri önceleyen yeni bir toplum sözleşmesiyle karşılamak, demokratik, sivil, katılımcı bir anayasa borcumuzu milletimize ödemektir" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Hakimevi’nde yapılan, ’İnsan Hakları Kurumları Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Toplantıda, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Serap Yazıcı Özbudun ile TİHEK Başkanı Fahrettin Altun yer aldı. Son 23 yılda atılan adımların Türkiye’yi yüksek standartlı demokrasi hedefine taşıyan köklü bir dönüşümün yapı taşları olduğunu ifade eden Bakan Tunç, "Anayasanın 90. maddesinde yaptığımız değişiklikle usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin anlaşmalarla; kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağını düzenledik. 2003 yılında 4982 sayılı kanunla yürürlüğe giren bilgi edinme hakkını 2010 Anayasa değişikliğiyle Anayasal güvenceye kavuşturarak, demokratik bir yönetimin temel unsurlarından biri olan bilgi edinme hakkını güçlendirdik. Böylece vatandaşlarımızın devlete erişimini, denetim ve katılımını daha şeffaf ve güvenilir bir zemine kavuşturmayı amaçladık. Vatandaşlarımızın insan hakları ihlallerinde AİHM’ne başvurmadan önce hakkını kendi ülkesinde arayabilmesi için Bireysel başvuru imkanını getirdik. İdarenin her türlü eylem ve işlemleri nedeniyle mağdur olduğunu düşünen vatandaşlarımızın haklarının takibi noktasında kurumsal bir mekanizmayı, Kamu Denetçiliği Kurumu’nu ihdas ettik. İnsan onurunu koruyan, ayrımcılığa karşı herkes için eşitlik ilkesini güçlendiren daha sağlam bir kurumsal yapı oluşturmak amacıyla Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nu hayata geçirdik" dedi. "Anayasa Mahkememizin yapısını daha demokratik hale getiren düzenlemeleri hayata geçirdik" TİHEK ile birlikte, insan hakları ihlallerini izleyen, ayrımcılığı önleyen ve devletin tüm kurumlarında eşit muamele standardını güvence altına alan bağımsız ve etkin bir mekanizmayı ülkeye kazandırdıklarından bahseden Bakan Tunç, "Anayasamızda yapılan değişikliklerle kadın haklarından çocuk haklarına; temel hak ve özgürlükleri güçlendiren ve genişleten reformları milletimizin onayıyla hayata geçirdik. Anayasamızda hukuk devleti ilkesini güçlendiren, yüksek standartlı bir demokrasi için önemli yapısal reformları gerçekleştirdik. Bu kapsamda; Hakimler ve Savcılar Kurulu ile Anayasa Mahkememizin yapısını daha demokratik hale getiren düzenlemeleri hayata geçirdik. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılmasından Milli Güvenlik Kurulunun sivilleştirilmesine, askeri yargının kaldırılmasından sıkıyönetim ilanına izin veren Anayasa maddesinin kaldırılmasına; darbecilerin yargılanmasına engel olan Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasına varıncaya kadar önemli reformlara imza attık" ifadelerini kullandı. Tunç, söz konusu bu reform belgeleri çerçevesinde bugüne kadar yargı ve insan hakları alanında ciddi mesafeler kat ettiklerinden bahsetti. "Hedefimiz demokratik, sivil, katılımcı bir Anayasa borcumuzu milletimize ödemektir" İnsan hakları alanında yürütülen özverili çalışmaların, ülkenin demokratik standartlarını yükselten önemli reformlar olduğuna değinen Tunç, "Bizim hedefimiz, Türkiye Yüzyılını darbe ürünü bir Anayasayla değil, temel hak ve özgürlükleri önceleyen yeni bir toplum sözleşmesiyle karşılamak, demokratik, sivil, katılımcı bir Anayasa borcumuzu milletimize ödemektir. İnsan haklarına ilişkin ülkemizdeki tüm kurumların aynı masa etrafında buluştuğu bu toplantının, ortak aklı ve kurumsal iş birliğini daha da güçlendirecek önemli sonuçlar üreteceğine yürekten inanıyorum. Bugün ortaya koyacağımız değerlendirmeler, yalnızca bugünün çalışmalarına yön vermeyecek; Türkiye’nin insan hakları standartlarını daha ileriye taşıyacak yeni adımların da kapısını aralayacaktır" ifadeleriyle konuşmasını noktaladı.
Mecliste gerginlik sürerken CHP’li meclis üyesinin attığı mesaj ortaya çıktı
11 Aralık 2025 Perşembe - 19:22 Mecliste gerginlik sürerken CHP’li meclis üyesinin attığı mesaj ortaya çıktı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin aralık ayı meclis toplantısında Kandıra’ya yapılması planan atık tesisi tartışılırken, CHP’li Meclis Üyesi Muhammet Ertürk’ün meclis devam ettiği sırada WhatsApp grubundaki üyelere, "Tepkilere devam edin, Tahir Başkan sinirlenmeye başladı. Bu bizim için olumlu bir gelişme olur" mesajı attığı ortaya çıktı. Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen meclis toplantısında 112 gündem maddesi görüşüldü. Mecliste, Kandıra’daki Kocakaymaz, Pirceler ve Akçakese mahallelerini kapsayacak şekilde inşa edilmesi planlanan atık tesisi konusu da yer aldı. Toplantıya katılan bazı Kandıralılar, tesis yapımını protesto etti. "Havaya, suya, toprağa zararı yok" Kandıra’ya kurulması planlanan Doğu Bölgesi Atık Bertaraf ve Düzenli Depolama Tesisi ile ilgili iddialara yanıt veren Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, "Kandıra’ya yapmayı planladığımız tesisin mahsuru çevresel zararı olmadığı raporlandı. Havaya, suya, toprağa zararı yok. İlgili kurumlara göre de yok. Eğer varsa, hukuk gerekli kararını verir ama biz bu tesisleri yapmaya çalışırken, bir yandan da Ar-Ge çalışmalarına devam ettik. Daha farklı bir teknoloji geliştirmek mümkün olur mu diye çalıştık. Bir tane tesis Ar-Ge projesi başarılı oldu. Günlük 20 ton yakma kapasiteli bir tesis başarıyla çalıştı. Bu tesis, yerinde bertaraf eden bir tesis. Kandıra’da yapmayı planladığımız tesisin bir zararı olmadığını düşünmemize rağmen, bu tür bir tesisin ayrıca kurulması için bir yetkilendirmeyi bu mecliste almış oldum" dedi. "Eğer A planı sorunsuz işlerse Akçakese bizim gündemizden kalkmış olacak" Başkan Büyükakın sözlerine şöyle devam etti: "Ben bu şehrin bütün ilçelerinde yaşayan vatandaşları aynı derecede düşünen, hiçbirine zarar vermemek için hareket eden bir yaklaşım içindeyim. Ne Kandıra’ya ne başka bir yere zarar veririm. Bu tesisin Ar-Ge projesi başarılı olana kadar bizim A planımız Akçakese, yapacağımız olan biyokurutma tesisiydi. Bu karardan sonra bizim A planımız yeni tesis, yani Ar-Ge projesi kapsamında yapılacak tesis oldu. B planımız Akçakese oldu. Eğer A planı sorunsuz işlerse Akçakese bizim gündemizden kalkmış olacak çünkü böyle bir tesisin yapılması yaklaşık 4 yıl alıyor. O zaman bizim ellerimiz havaya kalkar. Şehrin atık süreci yönetilemez hale gelir. Bizim için A planımız, Ar-Ge projesi ile başarıya ulaşan, Çevre ve Enerji bakanlıkları bürokratları ile görüştüğümüz yeni tesistir. Bu tesis, diğer tesisler gibi bilinen çöp teknolojilerinden bir tanesi değil. Olduğu yerde bertarafı anında gerçekleştirebilen, günlük 20 ton kapasiteli bir tesis olacak. Mesela bir yerde günde 100 ton günde çöp toplanıyorsa, 20 ton çalışan tesisten 5 tane yan yana kurduğunuzda zaten oranın çöpü alınmış oluyor. Bu tesislerin, aktarma istasyonlarının olduğu noktada yapılması planlanıyor. Arkadaşlarımız çalışıyor." CHP’li üyeden WhatsApp mesajı Meclis toplantısında Kandıra’ya yapılması planan atık tesisi tartışılırken, CHP’li meclis üyesi Muhammet Ertürk’ün, "Çevre Akademi Kandıra Topluluğu" isimli WhatsApp grubundaki üyelere, "Tepkilerinize devam edin, Tahir Başkan sinirlenmeye başladı. Böyle devam edersek katılımcıları dışarı çıkarttırmak isteyecektir, bu bizim için olumlu bir gelişme olur diye düşünüyorum" şeklinde mesaj yazdığı tespit edildi.
Tarsus Belediyesi ve MESKİ muhtarlarla değerlendirme toplantısında buluştu
11 Aralık 2025 Perşembe - 17:36 Tarsus Belediyesi ve MESKİ muhtarlarla değerlendirme toplantısında buluştu Mersin’in Tarsus ilçesinde muhtarlarla buluşan Belediye Başkanı Ali Boltaç, altyapı, asfalt ve kentsel dönüşüm başta olmak üzere kentte yürütülen çalışmaların hız kesmeden süreceğini belirterek, sorunların Büyükşehir Belediyesi ve MESKİ ile ortak koordinasyonla çözüleceğini söyledi. Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç, kent genelindeki muhtarlarla kapsamlı bir değerlendirme toplantısında bir araya geldi. Toplantıya, MESKİ Genel Müdürlüğü adına İşletmeler 3. Bölge Daire Başkanı Önder Yandımata, MESKİ Doğu Abone Şube Müdürü Muhammed Güzel, Doğu İçme Suyu Şube Müdür Vekili Efe Tangüler, Doğu Kanalizasyon Şube Müdür Vekili Hasan Baltacı, Çamlıyayla Tarsus Koordinasyon Şube Müdürü İsmail Belli, Tarsus Belediyesi Başkan Yardımcıları ve Mersin Tarsus Muhtarlar Derneği Başkanı Rıza Türkmen katılım sağladı. "Vatandaş sizleri seçti, bizi idari olarak seçti" Muhtarların yerel yönetim için vazgeçilmez olduğunu belirten Başkan Boltaç, "Yoğun katılımınız beni çok mutlu etti. Sizler bu memleketin zor zamanlarında sorumluluk almış insanlarsınız. Vatandaş sizleri seçti, bizi idari olarak seçti. ‘Birbirinize omuz vereceksiniz, 5 yıl boyunca çalışacaksınız’ dedi. Biz de bu anlayışla hareket ediyoruz" ifadelerini kullandı. Göreve geldikleri günden bu yana 50-55 kilometreye yakın asfalt çalışması gerçekleştirdiklerini belirten Başkan Boltaç, kentte yürütülen projelere ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Yakında açılacak olan Kent Meydanı Projesinin Tarsus’a yeni bir yaşam alanı kazandıracağını ifade eden Başkan Boltaç, proje kapsamında ortaya çıkarılan gladyatör ve balıkçı mozaiğinin kentin tarihi zenginliğini gözler önüne serdiğini söyledi. "Bu dönüşüm, tarımda, sanayide ve turizmde yeni bir geleceğin kapısını açacak" Malta ziyaretinde Tarsus halkı adına aldıkları ödülün de gurur verici olduğunu ifade eden Boltaç, "Tarsus’un merkezinde turistlerin gezdiği, gecesi ayrı gündüzü ayrı güzel bir kent oluşturuyoruz. Bu dönüşüm; tarımda, sanayide ve turizmde yeni bir geleceğin kapısını açacak" dedi. Toplantıda muhtarların taleplerinin tek tek not alınmasını isteyen Başkan Boltaç, Büyükşehir Belediyesi, MESKİ ve Tarsus Belediyesi arasında koordineli bir çalışma ile sorunların öncelik sırasına göre çözülmesi talimatını verdi. Beş yıl boyunca asfalt çalışmalarının hız kesmeden süreceğini belirten Başkan Boltaç, kentsel dönüşüm konusunda da kapsamlı bir plan yürüttüklerini dile getirdi. Özellikle Yeni Mahalle’nin öncelikli alan olduğunu söyleyen Başkan Boltaç, "Alt yapı ve üst yapı sorunlarını biliyoruz. Hiç merak etmeyin, bu süreci kararlılıkla yöneteceğiz" diye konutu.
Başkan Saygılı Efes Antik Kent Kanal Projesi’ni yerinde inceledi
11 Aralık 2025 Perşembe - 16:40 Başkan Saygılı Efes Antik Kent Kanal Projesi’ni yerinde inceledi Selçuk’ta UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Efes Antik Kenti’ni denizle buluşturacak Büyük Kanal Projesi’ni yerinde inceleyen AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, "Toplam 3 milyar TL yatırım bedeline sahip Efes Antik Kent Kanal Projesi üç etaptan oluşuyor. 1. etap bitti; 2. etap devam ediyor. Efes, denizle yeniden buluşmasıyla Türkiye’nin en önemli turizm destinasyonlarından biri haline gelecek" ifadelerini kullandı. AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, Selçuk programı kapsamında AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı’nın da eşlik ettiği programda, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Efes Antik Kenti’ni denizle buluşturacak Büyük Kanal Projesi’ni de yerinde inceledi. Başkan Saygılı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Bu proje tamamlandığında yalnızca Selçuk değil, İzmir ve ülkemiz turizmi için de yeni bir dönemin kapısı aralanacak. Efes’in denizle yeniden buluşmasıyla, ziyaretçiler özel teknelerle antik kente ulaşabilecek. Böylece Efes, Türkiye’nin en önemli turizm destinasyonlarından biri haline gelecek. Proje sayesinde hem Selçuk’un değeri yükselecek hem de bölge ekonomisine dolaylı olarak büyük katkılar sağlanacak. Toplam 3 milyar TL yatırım bedeline sahip Efes Antik Kent Kanal Projesi üç etaptan oluşuyor: 1. etap olan altyapı yatırımları tamamlandı. Serapis Tapınağı restorasyonla ayağa kaldırılmaya başlandı. 7 Uyuyanlar Mağarası’ndaki çalışmalar sona yaklaşmış durumda. Liman bölümü tamamlanarak 1 milyar TL’lik yatırım hayata geçirildi. 2. etap kapsamında Efes Karşılama Merkezi inşa ediliyor; 180 otobüs kapasiteli otopark ve 61 dükkanla bölgenin turizm potansiyeli güçlendirilecek. 3. etapta ise buggie yolları, elektrik altyapısının yenilenmesi ve peyzaj çalışmaları yer alıyor. Öte yandan Efes Antik Kent Kanalı Denize Çıkış Yapıları Projesi kapsamında; 300 metre ve 275 metre uzunluğunda iki adet dalgakıran inşaatı ile tarama çalışmaları gerçekleştirilecek. Bu önemli yatırımın ihalesi geçtiğimiz hafta, 4 Aralık’ta yapılırken, süreç şu anda ihale komisyonu karar aşamasındadır. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın ’Gece müzeciliği’ uygulamasıyla Efes Antik Kenti artık gün batımından sonra da ziyaret edilebiliyor. Bu yeni uygulama ile Efes’in büyüsünü günün her saatinde yaşanabilir kılıyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, tarihine, kültürüne ve turizmine sahip çıkan bir anlayışla; AK Parti hükümetleri, İzmir’in ve ülkemizin kadim mirasına değer katmaya devam ediyor." "Selçuklu çiftçilerimiz, İzmir’in ve Türkiye’nin değerine değer katıyor" Gökçealan Mahallesi’nde, zeytin hasadına katılan AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, "Selçuk, bereketli topraklarıyla sadece İzmir’in değil, Türkiye’nin de en kıymetli tarım merkezlerinden biridir. Zeytin, nar, mandalina, ayva, şeftali, üzüm, incir Her biri Selçuk’un verimli topraklarından doğan, alın teriyle yoğrulmuş bereketin simgesidir. Üreticilerimizin emeğiyle yetişen bu ürünler, artık sadece ülkemizin sofralarına değil, dünyanın dört bir yanına ulaşıyor. Selçuklu çiftçilerimiz, İzmir’in ve Türkiye’nin değerine değer katıyor. AK Parti hükümetleri olarak çiftçimizin her zaman yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Sağladığımız desteklerle üreticimizin elini güçlendirdik; modern tarımı, güçlü üretimi ve ihracat vizyonunu hep birlikte büyütüyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki; bu ülkenin bereketi, toprağında ve o toprağa emek veren çiftçisindedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, emek verenin, üretenin, alın teri dökenin yanında olmaya; tarımıyla, sanayisiyle, kültürüyle İzmir’i Türkiye Yüzyılı’nın öncü şehirlerinden biri yapmaya kararlıyız" dedi.
Başkan Doğan: "Dönüşüm sürecinde kentsel dönüşüm ofisleri iletişimin en güçlü adresi oluyor"
11 Aralık 2025 Perşembe - 16:38 Başkan Doğan: "Dönüşüm sürecinde kentsel dönüşüm ofisleri iletişimin en güçlü adresi oluyor" Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, "Kentsel Dönüşüm Ofislerimiz kentsel dönüşüm süreçlerinde iletişimin en güçlü adresi oluyor. Samsun’umuzu, Samsun’da yaşayan, kalbi Samsun ile atan kıymetli hemşehrilerimizle birlikte dönüştüreceğiz" dedi. Samsun Büyükşehir Belediyesi, kentsel dönüşüm çalışmalarını aralıksız sürdürürken çalışmaların daha katılımcı, daha şeffaf ve planlı bir zeminde yürütülmesi adına Kentsel Dönüşüm Ofislerini hayata geçirdi. Kadıköy, Anadolu, Zeytinlik ve Kökçüoğlu mahallerinde gerçekleşecek kentsel dönüşüm çalışmaları için Barış Bulvarı üzerindeki Kentsel Dönüşüm Ofisi, Gülsan Sanayi Sitesi’nde gerçekleşecek Kentsel Dönüşüm çalışmaları için ise Canik, Yenimahalle Çarşamba Caddesinde bulunan Kentsel Dönüşüm Ofisi vatandaşlara hizmet sunuyor. Kentsel Dönüşüm Ofisleri ile süreç katılımcı bir yöntemle ilerliyor. Yerinde dönüşüm, katılımcı yönetim Vatandaşın dönüşüm sürecine doğrudan dahil olabildiği aktif platformlar olarak hizmet veren Kentsel Dönüşüm Ofisleri, belediye ile vatandaş arasında adeta iletişim köprüsü oluyor. Yerinde dönüşüm, katılımcı yönetim anlayışı ile Kentsel Dönüşüm Ofisleri, vatandaşların dönüşüm süreciyle ilgili sorularını yetkililere doğrudan iletebildiği, projelerle ilgili doğrudan bilgi alabildiği bir yapıda hizmet sunuyor. "Hemşehrilerimiz sürecin aktif bir paydaşı oluyor" Kentsel dönüşüm sürecinde iletişimin önemine vurgu yapan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, "Kentsel dönüşüm, geleceğe bırakacağımız en büyük mirastır anlayışı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kentsel dönüşüm çalışmalarımızla sadece yapı stokunun yenilenmesini değil; aynı zamanda sosyal dokunun korunmasını, yaşam alanlarının modernleştirilmesini ve şehir estetiğinin yükseltilmesini de amaçlıyoruz. Kentsel dönüşüm şehrimizin uzun yıllardır beklediği önemli bir süreç. Biz dönüşüm sürecini hemşehrilerimizle birlikte hareket ederek, birlikte yol yürüyerek gerçekleştirmek istedik. Bu yolda Kentsel Dönüşüm Ofislerimiz önemli bir rol oynayacak. Adeta bir iletişim köprüsü görevi üstlenen Kentsel Dönüşüm Ofislerimiz ile hemşehrilerimiz sürecin aktif bir paydaşı oluyor. Biz süreci ‘vatandaşımıza rağmen değil, vatandaşımızla birlikte yol yürüyerek’ yönetiyoruz. Kentsel Dönüşüm Ofislerimiz kentsel dönüşüm süreçlerinde iletişimin en güçlü adresleri oluyor. Samsun’umuzu, Samsun’da yaşayan, kalbi Samsun ile atan kıymetli hemşehrilerimizle birlikte dönüştüreceğiz" diye konuştu.
Bakan Işıkhan: "Hedeflerimize işçilerle ve işverenlerle birlikte hareket ederek ulaşabiliriz"
11 Aralık 2025 Perşembe - 16:25 Bakan Işıkhan: "Hedeflerimize işçilerle ve işverenlerle birlikte hareket ederek ulaşabiliriz" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, vatandaşların huzuru ve refahının sağlanması hedefi doğrultusunda hareket ettiklerini belirterek, "Bu hedeflere işçilerle, işverenlerle birlikte hareket ederek ulaşabiliriz. Ortak yarınları ancak sosyal diyaloğu güçlendirerek kurabiliriz" dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) 29’uncu Olağan Genel Kurulu’nda konuştu. Işıkhan, sendikal faaliyetlerin işçi, işveren ve devlet taraflarından oluşan üçlü yapının sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi ve sosyal diyaloğun geliştirilmesi bakımından vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu dile getirdi. "Hepimizin ortak hedefi vatandaşlarımızın huzur ve refahını sağlamaktır" Türkiye’nin bugüne kadar küresel belirsizlik atmosferinin sebep olduğu finansal sınavlardan, sınamalardan alnının akıyla çıkmayı başarmış bir ülke olduğunun altını çizen Işıkhan, "Türkiye, özellikle son yıllardaki pandemi, küresel krizler, savaşlar ve afetler gibi hadiselere rağmen Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla hız kesmeden büyümeye devam etmektedir. Elbette bu süreçte aşılması gereken pek çok engel, çözüme kavuşturulacak pek çok mesele önümüze çıkmış ve çıkmaya da devam edecektir. Ancak sosyal diyaloğun hakim olduğu bir çalışma hayatıyla biz tüm bu engelleri aşmaya devam edeceğiz. Hepimizin ortak hedefi, milli kalkınma hedeflerimizi başarıyla menzile ulaştırmak, ülkemizin dirliğini, birliğini, vatandaşlarımızın huzur ve refahını sağlamaktır" açıklamasında bulundu. "Hedeflerimize işçilerle, işverenlerle birlikte hareket ederek ulaşabiliriz" Işıkhan, vatandaşların huzuru ve refahının sağlanması hedefi doğrultusunda hareket ettiklerini sözlerine ekleyerek, "Bu hedeflere işçilerle, işverenlerle birlikte hareket ederek ulaşabiliriz. Ortak yarınları ancak sosyal diyaloğu güçlendirerek kurabiliriz. Çalışanlarımızın alın teri ve emeği, işverenlerimizin hakkaniyetli ve adil tutumu, sosyal paydaşlarımızın uzlaşmacı ve aklıselim yaklaşımı ile her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğimize yürekten inanıyorum Bu anlayışla çalışma hayatı dinamiklerini iyileştirirken attığımız her adımda sosyal paydaşların desteğini önemsiyor, işverenlerimizin yolunu açmak, yatırım ortamını iyileştirerek bu yapıyı üretime ve istihdama elverişli hale getirmek için büyük bir gayretle çalışıyoruz" ifadelerine yer verdi. SGK aracılığıyla işverenlere ve işletmelere yönelik çeşitli teşvik ve destekleri artırdıklarını söyleyen Işıkhan, diğer yandan da İŞ-KUR aracılığıyla iş dünyasının ihtiyaçlarına uygun nitelikli işgücünü yetiştirecek yeni uygulamaları hayata geçirdiklerini ifade etti. Işıkhan, bu anlayışla kendini güncelleyen, değişime ve yeniliğe açık, daha adil, daha müreffeh ve herkesin kazandığı bir çalışma hayatını birlikte inşa etmeye devam edeceklerini aktardı. Türkiye olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonuyla istihdamda, işgücüne katılımda, üretimde ve ihracatta Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdıklarının altını çizen Işıkhan, "İşverenlerimizin aldığı insiyatifler ve devletimizin sağladığı desteklerle Türkiye’yi dünyanın en önemli üretim üslerinden birisi haline getirmekte kararlıyız. Zatı alinizin işaret ettiği Türkiye Yüzyılı hedefimize emin adımlarla yürürken, çalışma hayatı mensupları olarak kendimize hedef edindiğimiz ‘yatırım-istihdam-üretim ekseninde büyük ve güçlü Türkiye’ sözünden hareket ediyoruz" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan, Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın ve TİSK üyelerinin yer aldığı program, Bakan Işıkhan’ın konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasıyla devam etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Enflasyonda nihai hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağız"
11 Aralık 2025 Perşembe - 15:53 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Enflasyonda nihai hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağız" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından gerçekleştirilecek olan çalışmalarda işverenleri temsilen yer alan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) heyetinden ellerini taşın altına koymalarını beklediğini söyledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium’da gerçekleştirilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) 29. Olağan Genel Kurulu’na katıldı.Burada konuşan Erdoğan, kurulun, Türkiye, Türk milleti, işverenler ve çalışma hayatının tüm paydaşları için hayırlara vesile olmasını, kurulda alınacak kararlarla belirlenecek yol haritasının işçi, işveren ve sendikasıyla iş dünyasının tamamı için faydalı sonuçlar getirmesini canı gönülden temenni ettiğini söyledi.TİSK camiasının 2,3 milyon çalışanıyla tam 63 yıldır güçlü ve kurumsal bir varlık gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "‘Birlikte mümkün’ anlayışıyla çalışmalarını sürdüren TİSK ailesi ülkemizin gayrisafi yurt içi hasılasına 200 milyar dolar, ihracatına ise 100 milyar doların üstünde çok önemli katkılar sunuyor. Türkiye’nin en büyük 5 yüz sanayi kuruluşunun yer aldığı ISO-500’deki ilk 10 işletmemizin 7 TİSK camiası içerisindedir. İhracatımızın neredeyse yarısı TİSK bünyesindeki işletmeler tarafından gerçekleştiriliyor. Ayrıca TİSK, 40’ın üzerinde ulusal 10’u aşkın uluslararası platformda işverenlerimizi başarıyla temsil ediyor" ifadelerini kullandı."Dünya değişirken işletmelerimizin ve işverenlerimizin bu yeni gerçekliğe uyum sağlamasa kritik önemlidir"TİSK’in icraat odaklı ve gerçekçi bir yaklaşımla hareket ettiğini memnuniyetle müşahede ettiklerini söyleyen Erdoğan, "Dünya değişirken, küreselleşme tüm hızıyla devam ederken, teknoloji baş döndürücü bir şekilde ilerlerken işletmelerimizin ve işverenlerimizin bu yeni gerçekliğe uyum sağlaması kritik önemdedir. Bu anlamda planlamadan seri üretime, istihdam politikasından proje uygulama süreçlerine, ihracat stratejilerinden dijital dönüşüme, reel sektörün tüm aktörlerinin yeni şartlara hızla adapte olması büyüme ve kalkınmanın yanı sıra küresel rekabette de elimizi güçlendiren ekonomimize dinamizm katan önemli faktörlerdir" açıklamasında bulundu.Erdoğan, üç dönemdir refah ve istikrarı tehdit eden sımalarla mücadelede TİSK’in Türk milleti ve devletinin yanında olduğunu açık ve net bir şekilde gösterdiğini belirterek, "Dışarıdan aldıkları talimatlarla siyaset ve toplum mühendisliğine soyunan, vesayete vefa borcunu ödemeye çalışan kimi oluşumların aksine TİSK, kritik dönemeçlerde yerli ve milli bir duruş sergilemiştir" şeklinde konuştu."İşçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olması bizim için vazgeçilmezdir"İşçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olmasının kendileri için vazgeçilmez olduğunu aktaran Erdoğan, "Bu ilişki sağlıklı bir zemine oturtulmadığında Allah muhafaza sömürü ve adaletsizliğe giden yol önümüzde açılacaktır. Bu da yalnızca sosyal barışın altını oymakla kalmayacak aynı zamanda birlik ve dayanışma iklimine de zarar verecektir. Geçmişte bunun acı örneklerini millet olarak hep birlikte yaşadık. Anadolu’nun gönül hamurunu mayalayan o büyük insan Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri bu konuda bizlere neler söylüyor? ‘Ekmeği öğrendim, sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini, sonra ekmeği hakça üleşmenin bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.’ Diğer tüm alanlarda olduğu gibi işçi ve işveren arasındaki ilişkilerde de baktığımız yer hak ve adalet eksenindedir" dedi."Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum"Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısının yarın gerçekleştirileceğine dikkati çeken Erdoğan, "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum. İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir. Hep söylerim, kefenin cebi yok. Dar dünyadan dar bekaya mal mülk değil, adalet, hakkaniyet, dürüstlük üzerine yaşanmış bir hayat ile hayır dualar götüreceğiz. İster siyasetçi ister işveren olalım eğer geride hayırla yad edilen bir miras bırakabiliyorsak işte asıl zenginlik budur. Bahtiyarlık kaynağı budur" ifadelerine yer verdi.Devlet olarak, emekçilerin güvenli ortamlarda gönül huzuruyla ve rahatça çalışabilmesi için tüm imkanları azami ölçüde seferber ettiklerini kaydeden Erdoğan, hem sertifikasyon hem teftiş mekanizmalarını tam anlamıyla işletmeye özen gösterdiklerini söyledi. Ayrıca Erdoğan, İzmir, İstanbul, Bolu ve Kocaeli’nde meydana gelen facialarda ihmali olan kim varsa kamu ve belediye görevlileri dahil olmak üzere kimsenin gözünün yaşına bakılmadığını, işverenlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda üzerlerine düşen tüm yükümlülükleri titizlikle yerine getirmesi gerektiğini sözlerine ekledi."2028 için belirlediğimiz 1,9 trilyon dolar milli gelir hedefine emin adımlarla yürüyoruz"İktidar olarak ekonomiden demokrasiye hak ve özgürlüklerden güvenliğe uzanan geniş bir alanda son 23 yılda Türkiye’ye tarihi başarılar yansıttıklarının altını çizen Erdoğan,"Dış politikada sözü, tavrı ve duruşu dikkatle takip edilen, sadece bölgesinde değil küresel ölçekte etki sahibi bir Türkiye’yi sabırla hep birlikte inşa ettik. Dış ticarette sizlerin de emekleriyle ihracatımızı 36 milyar dolardan aldık, kasım ayı itibarıyla 270 milyar doların üzerine çıkarttık. Milli gelirimiz 238 milyar dolardı. 2025 yılı üçüncü çeyrek rakamlarına göre 1,5 trilyon doları aşmış bulunuyoruz. Ekonomik büyümemiz 21 çeyrektir kesintisiz bir şekilde sürüyor. Deprem bölgemizin ihyası için harcanan 90 milyar dolara rağmen bunları başardık. 2028 için belirlediğimiz 1,9 trilyon dolar milli gelir hedefine emin adımlarla yürüyoruz. Merkez Bankası rezervlerimiz güçlenirken ülke risk primimiz düşüyor" diye konuştu."OVP’nin rehberliğinde enflasyonda nihayet hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağızErdoğan, enflasyonda kasım ayında umutları artıran bir tabloyla karşılaştıklarını ve kasım ayında 0,87 gelen enflasyonun doğru yolda olduklarını teyit ettiğini kaydederek, "Hayat pahalılığının temel sebeplerinden biri olan fiyatlama davranışındaki bozulma da yavaş yavaş düzeliyor. Fırsatçılıkla mücadelemiz ise hız kesmeden devam ediyor. Orta Vadeli Program’ın (OVP) rehberliğinde enflasyonda nihayet hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağız. Bu süreçte hep yaptığımız gibi reel sektörümüzün önerilerine taleplerine ve eleştirilerine kulak vereceğiz. Son kabine toplantımızda emek yoğun üretim yapan tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerine yönelik koruma programını 2026 yılında da devam ettirmeyi kararlaştırdık. İstihdamını koruyan KOBİ’lerimize çalışan başına verdiğimiz aylık 2 bin 500 liralık desteği 2026 senesinde 3 bin 500 liraya yükseltiyoruz. Ayrıca büyük ölçekli firmalarımızı da programa dahil ediyoruz. Böylece toplam 48 milyar liralık bir destekle 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak, emekçi ve sanayicimizin yanında olacağız. 2025 yılı için işverenlerimize asgari ücret desteği olarak her bir işçimiz için malumunuz bin lira veriyoruz. 2025 yılı Ocak-Kasım döneminde istihdamın korunması amacıyla 53 milyar lira kaynak kullandık. Kadın, Genç ve Mesleki Yeterlilik Belgesi Olanların Teşviki programında 24 ila 54 ay arasında sosyal güvenlik desteği sunuyoruz. Bu teşvik programının 2026 yılının sonuna kadar uzatılacağına dair müjdeyi de bugün burada paylaşmak istiyorum" ifadelerini kullandı.İş dünyasının finansman yükünü hafifletmek amacıyla farklı programları devreye aldıklarına da değinen Erdoğan, Merkez Bankası’nın günlük reeskont limitini 300 milyon liradan 15 kat artışla 4,5 milyar liraya çıkardığını söyledi."Sadece ekonomimize maliyeti 2 trilyon doları bulan terör meselesini sonsuza kadar geride bırakmak istiyoruz"İş dünyasının desteğini bekledikleri meselelerden bir diğerinin de ‘Terörsüz Türkiye’ süreci olduğunu belirten Erdoğan, "Sizleri, 40 kırk yıldır ülkenin ayağına pranga olan terör sorununun çözümünün ülkemiz aslından ne manaya geldiğini en iyi bilenlerdensiniz. Türkiye’nin bu yükten kurtulduğunda hangi ölçekte bir potansiyelin çarpan etkisiyle devreye gireceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz. Sadece ekonomimize maliyeti 2 trilyon doları bulan terör meselesini artık sonsuza kadar geride bırakmak istiyoruz. Bunu da olabilecek en geniş toplumsal ve siyasal mutabakatla milletimizin değerleriyle örtüşen bir zeminde yapmanın hassasiyeti içindeyiz. Gayemiz belli; artık kan akmasın, ocaklara ateş düşmesin ve yürekler dağlanmasın. Türkiye bu sorunu gündeminden tamamen çıkarsın. Terörden beslenen odakların tahrip edici, tahrik edici söylemlerine rağmen iktidar ve ittifak olarak ilk günden itibaren hem samimiyetimizin hem de kararlılığımızı yeter ki bu sorun çözülsün diye en yüksek düzeyde olduğunu gösterdik. Yine ittifak olarak elimizle birlikte tüm gövdemizi taşın altına koyduk" dedi."Meclisimizde kurulan komisyon çok önemli bir misyon üstlendi"Terörsüz Türkiye sürecine muhalefet partilerinin de dahil olması için daima yapıcı davrandıklarını, uzlaşmacı bir tavırla hareket ettiklerini aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:"Meclisimizde kurulan komisyon kritik eşiklerde su koyuverenler olsa da gerek şeffaflık gerekse siyaset ve ilgili tüm tarafların katkısının alınması noktasında çok önemli bir misyon üstlendi. Milletimizin sürece dair umutlarını güçlendiren komisyonun aynı özgüvenli yaklaşımı son ana kadar devam ettireceğine inanıyorum. Komisyon raporunun sürecin önünü açacak öneri ve değerlendirmeleriyle müteakip adımlar için ortak bir perspektif çizmesini temenni ediyorum. Bunun yolu da sağduyuyla, samimiyetle hareket ederek bu tarihi süreci başta günlük siyasetin geçici tartışmaları olmak üzere küçük hesaplara kurban etmemekten geçiyor. Biz ilk günden beri bu hassasiyetimizi koruyoruz ve koruyacağız. ‘Yarımı yeme bütünü bölme’ anlayışıyla hiçbir yere varılmaz. Terörsüz Türkiye menziline ancak özgüvenle ve cesaretle ulaşabiliriz. Başarısız olmamızı bekleyenleri ancak bu şekilde hüsrana uğratabiliriz. Türkiye’yi yarım asırlık bu sıkıntısından ancak bu şekilde kurtarabiliriz."
Bakan Bak: "Türkiye sonunda dünyada söz sahibi bir ülke olacak"
11 Aralık 2025 Perşembe - 15:50 Bakan Bak: "Türkiye sonunda dünyada söz sahibi bir ülke olacak" Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimize çok güveniyoruz. Geleceğimiz sizlersiniz. Hep beraber bu ülkeyi ayağa kaldıracağız. Türkiye, sonunda dünyada söz sahibi olan bir ülke olacak" dedi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından genç ofislerin üniversite öğrenci kulüpleriyle ve topluluklarıyla etkileşimlerini arttırmak, gençlerin gelişimlerine yönelik faaliyetlerini desteklemek amacıyla yürütülen Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) sertifika dağıtım programına katıldı. Ankara Spor Salonu’nda 10 ilden 2 bin öğrencinin yer aldığı programda ÜNİDES’in gençlere yönelik projeleri ele alındı. Programda konuşan Bakan Bak, gençlere her konuda güvendiklerini ve Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak gençleri yüceltecek projelerle destek olmayı hedeflediklerini belirtti. "Sizlere çok güveniyoruz" Bakan Bak, Türkiye’nin geleceğinin gençlerin elinde olduğunu ve Bakanlık olarak her konuda gençleri desteklediklerini belirterek, "Türkiye’de bilime ve teknolojiye büyük bir yatırım var. O yüzden şu çok önemli, gençlik olarak şuna inanmanız lazım; ben yaparım, biz yaparız, Türkiye yapar. Dolayısıyla bu ülkenin kalkınması için hep beraber çalışmaya devam edeceğiz. O yüzden sizlere çok güveniyoruz. Gençlerimize çok güveniyoruz. Geleceğimiz sizlersiniz. Hep beraber bu ülkeyi ayağa kaldıracağız. Türkiye, sonunda dünyada söz sahibi olan bir ülke olacak. Sizlere bu nedenle çok güveniyoruz. Bu projelerin artarak devam etmesini arzu ediyoruz. İki şeye dikkat edin. Birincisi, basamakları çıkarken karşılaştığınız size destek olan insanları asla unutmayın. Bu öğretmeniniz olabilir, mahalledeki bir ağabey olur, iş yerindeki bir arkadaşınız olabilir ve en önemli şey anne ve babanız. Size emek veren, sizi büyüten, sizi en iyi okullarda okumanız için, en iyi eğitimler almak için gecesini gündüzüne katan anne ve babalarınız. Onlara of bile demeyin. İşte bu sizi güçlü kılar" diye konuştu. "Bizim bu ülkeyi hem teknolojide hem sporda yukarıya taşımamız lazım" Gençlere her konuda güvendiğini belirten Bakan Bak, "Bizim bu ülkeyi hem teknolojide, hem sanayide, hem kültürde, hem sanatta, hem de sporda yukarıya taşımamız lazım. O yüzden sizlere çok güveniyoruz. O yüzden sizlerle beraberiz. Bu ülke sizler sayesinde ayağa kalkacak. Üniversitedeki gençlerimiz sayesinde, milletimiz sayesinde ayağa kalkacak. O yüzden değerlerimize sahip çıkalım, değerlerimizi yükseltelim. Arkadaşlarımıza destek olalım, aşağıya çekmeyelim. Onları daha yukarıya taşıyalım. Onların daha iyi olması için çalışalım. İşte en büyük başarı bu. İnsanlara destek olabilmek, onları yükseltebilmek. İçinizdeki iyilik ateşini yakın, gönüllülük ateşini yakın. Ülkenizi sevin. O yüzden heyecanınızı, coşkunuzu arkadaşlarınızla paylaşın, ailenizle paylaşın, üniversiteyle paylaşın, ülkenizle paylaşın. Ülkenizi sevin. Hep beraber güçlü Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye yüzyılında gençlerle beraber yürümeye devam edeceğiz. Spordaki başarılarımızı milletimize sunmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Program sonunda Ankara, Aksaray, Bolu, Çankırı, Çorum, Eskişehir, Kırıkkale, Kırşehir, Konya ve Nevşehir illerinde ÜNİDES projelerinde yer alan 2’nci, 3’üncü ve 4’üncü dönem öğrenci kulüp ve topluluk temsilcilerine sertifikaları takdim edildi. Türkiye’nin uzaya giden ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever’in de katıldığı program, hatıra fotoğrafı çekimi ile son buldu. ÜNİDES’te 5 dönem için talep edilen bütçe yaklaşık 670 milyon TL ÜNİDES’te bilim ve teknoloji, güzel sanatlar, spor ve sağlıklı yaşam, kişisel ve sosyal gelişim, iş birliği programları, kapasite geliştirme, erişilebilirlik projeleri, uluslararası çalışmalar ve mesleki gelişim faaliyetleri, tarım ve teknolojileri olmak üzere 10 ana başlıkta proje konuları ele alınıyor. ÜNİDES kapsamında 5 dönemde toplam 81 ilden 9 bin 43 başvuru yapılırken, 5 dönem için talep edilen bütçenin ise 669 milyon 937 bin 920 lira olduğu açıklandı. Bin 427 ulusal, 3 bin 17 yerel olmak üzere toplam 4 bin 444 projenin destek almaya hak kazandı. ÜNİDES ile üniversite öğrenci topluluklarına toplam 314 milyon 191 bin 552 lira bütçe tahsis edildi. ÜNİDES projelerinden Türkiye genelinde toplam 1 milyon 155 bin 304 genç faydalandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(Asgari ücret) "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum"
11 Aralık 2025 Perşembe - 15:45 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(Asgari ücret) "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından gerçekleştirilecek olan çalışmalarda işverenleri temsilen yer alan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) heyetinden ellerini taşın altına koymalarını beklediğini söyledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium’da gerçekleştirilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) 29. Olağan Genel Kurulu’na katıldı.Burada konuşan Erdoğan, kurulun, Türkiye, Türk milleti, işverenler ve çalışma hayatının tüm paydaşları için hayırlara vesile olmasını, kurulda alınacak kararlarla belirlenecek yol haritasının işçi, işveren ve sendikasıyla iş dünyasının tamamı için faydalı sonuçlar getirmesini canı gönülden temenni ettiğini söyledi.TİSK camiasının 2,3 milyon çalışanıyla tam 63 yıldır güçlü ve kurumsal bir varlık gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "‘Birlikte mümkün’ anlayışıyla çalışmalarını sürdüren TİSK ailesi ülkemizin gayrisafi yurt içi hasılasına 200 milyar dolar, ihracatına ise 100 milyar doların üstünde çok önemli katkılar sunuyor. Türkiye’nin en büyük 5 yüz sanayi kuruluşunun yer aldığı ISO-500’deki ilk 10 işletmemizin 7 TİSK camiası içerisindedir. İhracatımızın neredeyse yarısı TİSK bünyesindeki işletmeler tarafından gerçekleştiriliyor. Ayrıca TİSK, 40’ın üzerinde ulusal 10’u aşkın uluslararası platformda işverenlerimizi başarıyla temsil ediyor" ifadelerini kullandı."Dünya değişirken işletmelerimizin ve işverenlerimizin bu yeni gerçekliğe uyum sağlamasa kritik önemlidir"TİSK’in icraat odaklı ve gerçekçi bir yaklaşımla hareket ettiğini memnuniyetle müşahede ettiklerini söyleyen Erdoğan, "Dünya değişirken, küreselleşme tüm hızıyla devam ederken, teknoloji baş döndürücü bir şekilde ilerlerken işletmelerimizin ve işverenlerimizin bu yeni gerçekliğe uyum sağlaması kritik önemdedir. Bu anlamda planlamadan seri üretime, istihdam politikasından proje uygulama süreçlerine, ihracat stratejilerinden dijital dönüşüme, reel sektörün tüm aktörlerinin yeni şartlara hızla adapte olması büyüme ve kalkınmanın yanı sıra küresel rekabette de elimizi güçlendiren ekonomimize dinamizm katan önemli faktörlerdir" açıklamasında bulundu.Erdoğan, üç dönemdir refah ve istikrarı tehdit eden sımalarla mücadelede TİSK’in Türk milleti ve devletinin yanında olduğunu açık ve net bir şekilde gösterdiğini belirterek, "Dışarıdan aldıkları talimatlarla siyaset ve toplum mühendisliğine soyunan, vesayete vefa borcunu ödemeye çalışan kimi oluşumların aksine TİSK, kritik dönemeçlerde yerli ve milli bir duruş sergilemiştir" şeklinde konuştu."İşçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olması bizim için vazgeçilmezdir"İşçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olmasının kendileri için vazgeçilmez olduğunu aktaran Erdoğan, "Bu ilişki sağlıklı bir zemine oturtulmadığında Allah muhafaza sömürü ve adaletsizliğe giden yol önümüzde açılacaktır. Bu da yalnızca sosyal barışın altını oymakla kalmayacak aynı zamanda birlik ve dayanışma iklimine de zarar verecektir. Geçmişte bunun acı örneklerini millet olarak hep birlikte yaşadık. Anadolu’nun gönül hamurunu mayalayan o büyük insan Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri bu konuda bizlere neler söylüyor? ‘Ekmeği öğrendim, sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini, sonra ekmeği hakça üleşmenin bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.’ Diğer tüm alanlarda olduğu gibi işçi ve işveren arasındaki ilişkilerde de baktığımız yer hak ve adalet eksenindedir" dedi."Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum"Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısının yarın gerçekleştirileceğine dikkati çeken Erdoğan, "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum. İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir. Hep söylerim, kefenin cebi yok. Dar dünyadan dar bekaya mal mülk değil, adalet, hakkaniyet, dürüstlük üzerine yaşanmış bir hayat ile hayır dualar götüreceğiz. İster siyasetçi ister işveren olalım eğer geride hayırla yad edilen bir miras bırakabiliyorsak işte asıl zenginlik budur. Bahtiyarlık kaynağı budur" ifadelerine yer verdi.Devlet olarak, emekçilerin güvenli ortamlarda gönül huzuruyla ve rahatça çalışabilmesi için tüm imkanları azami ölçüde seferber ettiklerini kaydeden Erdoğan, hem sertifikasyon hem teftiş mekanizmalarını tam anlamıyla işletmeye özen gösterdiklerini söyledi. Ayrıca Erdoğan, İzmir, İstanbul, Bolu ve Kocaeli’nde meydana gelen facialarda ihmali olan kim varsa kamu ve belediye görevlileri dahil olmak üzere kimsenin gözünün yaşına bakılmadığını, işverenlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda üzerlerine düşen tüm yükümlülükleri titizlikle yerine getirmesi gerektiğini sözlerine ekledi."2028 için belirlediğimiz 1,9 trilyon dolar milli gelir hedefine emin adımlarla yürüyoruz"İktidar olarak ekonomiden demokrasiye hak ve özgürlüklerden güvenliğe uzanan geniş bir alanda son 23 yılda Türkiye’ye tarihi başarılar yansıttıklarının altını çizen Erdoğan,"Dış politikada sözü, tavrı ve duruşu dikkatle takip edilen, sadece bölgesinde değil küresel ölçekte etki sahibi bir Türkiye’yi sabırla hep birlikte inşa ettik. Dış ticarette sizlerin de emekleriyle ihracatımızı 36 milyar dolardan aldık, kasım ayı itibarıyla 270 milyar doların üzerine çıkarttık. Milli gelirimiz 238 milyar dolardı. 2025 yılı üçüncü çeyrek rakamlarına göre 1,5 trilyon doları aşmış bulunuyoruz. Ekonomik büyümemiz 21 çeyrektir kesintisiz bir şekilde sürüyor. Deprem bölgemizin ihyası için harcanan 90 milyar dolara rağmen bunları başardık. 2028 için belirlediğimiz 1,9 trilyon dolar milli gelir hedefine emin adımlarla yürüyoruz. Merkez Bankası rezervlerimiz güçlenirken ülke risk primimiz düşüyor" diye konuştu."OVP’nin rehberliğinde enflasyonda nihayet hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağızErdoğan, enflasyonda kasım ayında umutları artıran bir tabloyla karşılaştıklarını ve kasım ayında 0,87 gelen enflasyonun doğru yolda olduklarını teyit ettiğini kaydederek, "Hayat pahalılığının temel sebeplerinden biri olan fiyatlama davranışındaki bozulma da yavaş yavaş düzeliyor. Fırsatçılıkla mücadelemiz ise hız kesmeden devam ediyor. Orta Vadeli Program’ın (OVP) rehberliğinde enflasyonda nihayet hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağız. Bu süreçte hep yaptığımız gibi reel sektörümüzün önerilerine taleplerine ve eleştirilerine kulak vereceğiz. Son kabine toplantımızda emek yoğun üretim yapan tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerine yönelik koruma programını 2026 yılında da devam ettirmeyi kararlaştırdık. İstihdamını koruyan KOBİ’lerimize çalışan başına verdiğimiz aylık 2 bin 500 liralık desteği 2026 senesinde 3 bin 500 liraya yükseltiyoruz. Ayrıca büyük ölçekli firmalarımızı da programa dahil ediyoruz. Böylece toplam 48 milyar liralık bir destekle 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak, emekçi ve sanayicimizin yanında olacağız. 2025 yılı için işverenlerimize asgari ücret desteği olarak her bir işçimiz için malumunuz bin lira veriyoruz. 2025 yılı Ocak-Kasım döneminde istihdamın korunması amacıyla 53 milyar lira kaynak kullandık. Kadın, Genç ve Mesleki Yeterlilik Belgesi Olanların Teşviki programında 24 ila 54 ay arasında sosyal güvenlik desteği sunuyoruz. Bu teşvik programının 2026 yılının sonuna kadar uzatılacağına dair müjdeyi de bugün burada paylaşmak istiyorum" ifadelerini kullandı.İş dünyasının finansman yükünü hafifletmek amacıyla farklı programları devreye aldıklarına da değinen Erdoğan, Merkez Bankası’nın günlük reeskont limitini 300 milyon liradan 15 kat artışla 4,5 milyar liraya çıkardığını söyledi."Sadece ekonomimize maliyeti 2 trilyon doları bulan terör meselesini sonsuza kadar geride bırakmak istiyoruz"İş dünyasının desteğini bekledikleri meselelerden bir diğerinin de ‘Terörsüz Türkiye’ süreci olduğunu belirten Erdoğan, "Sizleri, 40 kırk yıldır ülkenin ayağına pranga olan terör sorununun çözümünün ülkemiz aslından ne manaya geldiğini en iyi bilenlerdensiniz. Türkiye’nin bu yükten kurtulduğunda hangi ölçekte bir potansiyelin çarpan etkisiyle devreye gireceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz. Sadece ekonomimize maliyeti 2 trilyon doları bulan terör meselesini artık sonsuza kadar geride bırakmak istiyoruz. Bunu da olabilecek en geniş toplumsal ve siyasal mutabakatla milletimizin değerleriyle örtüşen bir zeminde yapmanın hassasiyeti içindeyiz. Gayemiz belli; artık kan akmasın, ocaklara ateş düşmesin ve yürekler dağlanmasın. Türkiye bu sorunu gündeminden tamamen çıkarsın. Terörden beslenen odakların tahrip edici, tahrik edici söylemlerine rağmen iktidar ve ittifak olarak ilk günden itibaren hem samimiyetimizin hem de kararlılığımızı yeter ki bu sorun çözülsün diye en yüksek düzeyde olduğunu gösterdik. Yine ittifak olarak elimizle birlikte tüm gövdemizi taşın altına koyduk" dedi."Meclisimizde kurulan komisyon çok önemli bir misyon üstlendi"Terörsüz Türkiye sürecine muhalefet partilerinin de dahil olması için daima yapıcı davrandıklarını, uzlaşmacı bir tavırla hareket ettiklerini aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:"Meclisimizde kurulan komisyon kritik eşiklerde su koyuverenler olsa da gerek şeffaflık gerekse siyaset ve ilgili tüm tarafların katkısının alınması noktasında çok önemli bir misyon üstlendi. Milletimizin sürece dair umutlarını güçlendiren komisyonun aynı özgüvenli yaklaşımı son ana kadar devam ettireceğine inanıyorum. Komisyon raporunun sürecin önünü açacak öneri ve değerlendirmeleriyle müteakip adımlar için ortak bir perspektif çizmesini temenni ediyorum. Bunun yolu da sağduyuyla, samimiyetle hareket ederek bu tarihi süreci başta günlük siyasetin geçici tartışmaları olmak üzere küçük hesaplara kurban etmemekten geçiyor. Biz ilk günden beri bu hassasiyetimizi koruyoruz ve koruyacağız. ‘Yarımı yeme bütünü bölme’ anlayışıyla hiçbir yere varılmaz. Terörsüz Türkiye menziline ancak özgüvenle ve cesaretle ulaşabiliriz. Başarısız olmamızı bekleyenleri ancak bu şekilde hüsrana uğratabiliriz. Türkiye’yi yarım asırlık bu sıkıntısından ancak bu şekilde kurtarabiliriz."