POLİTİKA
Başkan Aydar’dan siyasi yasak tepkisi: "Ceyhan halkının iradesine ipotek konuluyor" 19 Eylül 2024 Perşembe - 21:34:59 Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, siyasi yasak kararını, Ceyhan halkının siyasi tercihlerine ipotek koyma girişimi olarak değerlendirdi. Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, siyasi yasak kararının çelişkili olduğunu öne sürerek, tanık ve delil bulunmayan bir dava sonucu alındığını savundu. Aydar, "13 ay sonra ortaya çıkan yalan beyanlarla adım dosyaya dahil ediliyor" diyerek, sürecin adaletsiz ilerlediğini iddia etti. "Hızla alınan bir karar” Aydar, mahkeme sürecinin alışılmadık bir hızda sonuçlandığını ifade ederek, "16 Mayıs’ta ilk derece mahkemesi siyasi yasak kararı veriyor, 16 Temmuz’da istinaf mahkemesine gidiyor ve bugün, Eylül ayında, karar çok hızlı bir şekilde onanıyor" dedi. Bu hızlı ilerleyişin arkasındaki gerekçelerin sorgulanması gerektiğini belirterek, mahkemenin oy çokluğuyla aldığı kararı eleştiren Aydar, "Oy çokluğuyla, bir hakimin muhalefet şerhine rağmen, 2’ye karşı 1 oyla karar veriliyor. Bu karar, Ceyhan halkının iradesine ipotek koymak anlamına gelir" dedi. "Davada adil olmayan sonuçlarla karşılaşıldığını" söyleyen Aydar, "25 ay ceza veriliyor, 24 ay olsaydı siyasi yasak gerekmeyecekti. Siyasi olmayan isimler beraat ederken, siyasi isimlere yasak getiriliyor" şeklinde konuştu. Aydar, yerel mahkemenin mayıs ayında verdiği kararın temmuzda istinafa taşındığını ve eylül ayında onandığını hatırlatarak, "Ceyhan halkının iradesine çok hızlı bir şekilde ipotek konuldu" dedi.
19 Eylül 2024 Perşembe - 19:01 Milli Savunma Bakanı Güler: “KKTC’nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edecek, Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi de sürdüreceğiz” Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edecek, Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi de etkin ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz” dedi. Mustafa Kemal Atatürk’e “Gazi” unvanı ile “Mareşal” rütbesi verilişinin 103’üncü yıl dönümü ve 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla Milli Savunma Bakanlığında tören düzenlendi. Gazi ve gazi yakınlarının katıldığı törene Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler katıldı. Gaziler için düzenlenen tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Törende 2016 yılında Mardin’in Nusaybin ilçesinde özel birlik operasyonu sırasında gazi olan Gazi İkmal Üsteğmen Umut Şimşek de bir konuşma gerçekleştirdi. Gazi Şimşek konuşmasında, “Türkiye Cumhuriyeti doğuşundan bugüne kadar sürekli iç ve dış tehditlere maruz kalmıştır. Bu tehditlere bugün de maalesef artarak devam ettiğini görüyoruz. Vatanımızın bölünmez bütünlüğünü milletimizin birliğini ve bekasının bozulmasına atalarımız müsaade etmediler, bizler müsaade etmiyoruz ve bizden sonraki nesiller de hiçbir zaman müsaade etmeyeceklerdir. Kan dökülerek vatan yapılan bu topraklar, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk milleti tarafından en kutsal emanet olarak sonsuza denk korunacaktır” ifadelerine yer verdi. Gazi Şimşek’in konuşmasının ardından ‘19 Eylül Gaziler Günü Konseri’ verildi. Programda konuşan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Dün 729 şehit yakını, gazi ve gazi yakınımızın kamu kurum ve kuruluşlarına atamasının yapıldığını memnuniyetle takip ettik. Bu vesileyle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş hanımefendiye ve bakanlığının seçkin personeline hassaten teşekkür etmek istiyorum. Bundan sonra da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın koordinatörlüğünde devletimizin tüm kurumlarıyla yakın bir iş birliği içerisinde, gazilerimiz ile şehit ve gazilerimizin değerli ailelerinin yanında olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. “Bizlere vatan olan bu kutsal topraklarda sonsuza dek yaşayacağımızın en büyük teminatı şüphesiz ki şehitlerimiz ve siz kahraman gazilerimizsiniz” Türk milletinin köklü tarihi boyunca milli ve manevi değerlerini canı pahasına koruduğunu dile getiren Bakan Güler, kahraman Türk ordusunun bu değerleri korumak adına ’ölürsem şehit, kalırsam gazi’ düsturu ile hareket ettiğini belirterek, “Peygamber ocağı olarak da bilinen şanlı Türk ordusunun en büyük ilham ve motivasyon kaynağı, bu anlayışla büyük bir kahramanlık ve fedakarlık sergileyen şehit ve gazilerimiz olmuştur. Kahraman Gazilerimiz, sizlerin ecdadımızdan aldığınız feyzle istiklal ve istikbalimiz uğrunda gösterdiğiniz üstün cesaret ve fedakarlık tüm silah arkadaşlarınıza örnek, her bir Türk evladı için de büyük bir ilham kaynağıdır. Bugün cennet vatanımızda başımız dik, rahat ve huzur içinde yaşıyorsak, bu sizlerin sayesindedir. Bu nedenle aziz şehitlerimize ve siz kahraman gazilerimize daima minnettarız, ilelebet de minnettar kalacağız. Bin yıldır bizlere vatan olan bu kutsal topraklarda sonsuza dek yaşayacağımızın en büyük teminatı da şüphesiz ki şehitlerimiz ve siz kahraman gazilerimizsiniz. Şairin; ’çağırsan cepheye hiç durmaz koşar, vatan, millet, bayrak dedikçe coşar, şehit kalpte, Gazi gönülde yaşar, var olsun kahraman gaziler’ mısralarında ifade ettiği gibi, Vatan uğruna mücadelenin en büyük temsilcileri olan şehitlerimize yoldaş, şehadete aşık olan siz gazilerimizin göğsünüzü siper ederek yazdığınız kahramanlık destanları, hiçbir zaman unutulmayacak; asil milletimizin vefa dolu gönlünde sonsuza dek yaşayacaktır. Sizlerin cesaret ve fedakarlığı bize her zaman ışık tutacak ve yol gösterecektir” diye konuştu. “Azerbaycan Türkü, Karabağ’ın özgürlüğünü sağlamıştır” Programa Azerbaycan’dan gelen Gaziler de olduğunu bildiren Bakan Güler, "Azerbaycan Türkü, icra ettiği Vatan Harekatı’nda büyük bir kahramanlık destanı yazarak sinesinde kanayan bir yara olan Karabağ’ın özgürlüğünü sağlamıştır. Siz kahraman gazilerimiz ve şanlı Azerbaycan ordusunun yiğit askerleri; büyük bir azim, inanç ve cesaretle varını yoğunu ortaya koyarak bu şanlı zaferin en büyük mimarları oldunuz. Bu kapsamda Azerbaycan’ın bütünlüğü, güvenliği ve huzuru için büyük bir cesaret, kahramanlık ve fedakarlıkla mücadele ederken makamların en yücesi olan şehadet mertebesine ulaşan kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyor; gazilerimize ve kıymetli ailelerine saygılarımı sunuyorum. ’Tek millet iki devlet şiarıyla’ bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kederde ve kıvançta her zaman can Azerbaycan’ın yanında olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. “Ordumuzun daima güçlü ve etkin olması gerekmektedir” Uluslararası güç dengelerinin yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı, nüfuz mücadelelerinin ve jeopolitik gerginliklerin arttığı hassas bir dönemden geçtiklerini aktaran Bakan Güler, "Jeostratejik önemi yüksek ülkemiz, etrafının ateşten bir çember olduğu bu süreçte, artan risk ve tehditlere karşı çok yönlü ve etkin bir savunma ve güvenlik politikası takip etmektedir. Bu kapsamda, ülkemizin ve asil milletimizin bekasını en güçlü şekilde savunurken, pek çok bölgesel ve küresel meselenin çözümüne yönelik sergilediğimiz yapıcı ve güçlü duruşla da müzakere masalarının ve uluslararası güvenlik mimarisinin vazgeçilmez bir üyesi haline gelmiş durumdayız. Her geçen gün büyüyen ve güçlenen ülkemizin ulaştığı bu seviyeyi korumak, asil milletimizin huzur ve güvenliğini sağlamak için, kahraman ordumuzun da daima güçlü ve etkin olması gerekmektedir. Bu bilinçle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin üstün niteliklerini artırmak için var gücümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Artan imkan ve kabiliyetlerimiz ve personelimizin emsalsiz kahramanlığı ile İstiklal Harbi’mizden bu yana, en yoğun ve en etkili faaliyetlerimizi icra ediyoruz. Nitekim şanlı ordumuz; pek çok ülke tarafından örnek alınan ve modern teknolojiyi haiz sistemlerle hudutlarımızı korurken, bir yandan da yurt içinde ve sınır ötesinde terörle mücadelede büyük başarılar kazanıyor, destanlar yazıyor" ifadelerini kullandı. “Kıbrıslı kardeşlerimizin meşru çıkarlarını destekliyoruz” Bakan Güler, geçmişte yürütülen ’sınırlı hedefli ve süreli’ operasyonların yerine bugün, terör tehdidinin kaynağında yok edilmesi stratejisi ile ’sürekli ve kapsamlı’ operasyonlar gerçekleştirerek terör örgütlerine büyük darbeler vurduklarını belirterek, şöyle konuştu: "Şehit ve gazilerimizin kahramanlığı ile ortaya konulan bu mücadele olmasaydı; terör örgütlerinin ülkemize ve milletimize yönelik saldırıları, daha önceden olduğu gibi devam edecek ve mevcut istikrar ortamı sağlanamayacaktı. Kimsenin şüphesi olmasın ki, huzur ve güvenliğimiz için terörle mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam edecektir. Aynı şekilde mavi ve gök vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizi de tavizsiz bir şekilde korumaktayız. Bu çerçevede milli meselemiz olan Kıbrıs’ta da Garanti ve İttifak Antlaşmaları kapsamında bulunuyor; Kıbrıslı kardeşlerimizin meşru çıkarlarını her koşulda destekliyoruz. Bu arada vurgulamak gerekir ki; provakatif eylem ve söylemlerle sürekli gerginlik çıkaranların bu tutumu kimseye bir yarar sağlamayacaktır. Çözümsüzlüğe hizmet eden bu beyhude çabalar; Ada’da sağlanan güvenlik ortamına da zarar vermektedir. Üçüncü tarafların, bölgedeki girişimlerini de yakından takip ediyor; buna yönelik kendi inisiyatiflerimizin daima hazır olduğunu belirtmek de yarar görüyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da güvenlik, barış ve istikrar için Ada’da bulunmaya ve kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edecek; Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi de etkin ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz." “Ordumuzun etkin ve güçlü olması elzemdir” Kahraman Türk ordusunun; Kafkaslardan Karadeniz’e, Ortadoğu’dan Afrika’ya, Balkanlar’dan Akdeniz’e kadar birçok coğrafyada barış ve istikrarın tesisine önemli katkılar sunduğunu dile getiren Bakan Güler, "Bu bölgelerin barış, huzur ve istikrarına yönelik sağladığımız katkılar kapsamında eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetlerimizi başarıyla sürdürüyoruz. Şanlı ve köklü tarihi mirasımızdan aldığımız sorumluluk ile stratejik bakış açımızın bir yansıması olan bu faaliyetlerimiz; ülkemizin gücüne güç katmakta; aynı zamanda mazlum coğrafyaların da umudu olmaktadır. Dünyadaki etkinliğimizi sürdürmek ve bin yıldır var olduğumuz coğrafyamızdaki varlığımızı devam ettirmek için ordumuzun etkin ve güçlü olması elzemdir” dedi. “Ülkemiz artık ürettiği, tasarladığı yerli ve milli savunma sanayi ürünleri ile dünyada adından her geçen gün daha fazla söz ettirmektedir” Bakan Güler, yerli ve milli savunma sanayi ürünü silah sistemlerinin geliştirmek, ordunun etkin, caydırıcı ve saygın niteliklerini artırmak için çalıştıklarını vurgulayarak, "Bu çalışmalar neticesinde ortaya çıkan silah ve sistemlerimiz, operasyon sahalarında etkinliklerini kanıtlamış ve personelimizin harekat bölgesindeki gücünü artırırken, güvenlik riskini de asgari seviyeye düşürmüştür. Ülkemiz artık; ürettiği, tasarladığı ve ihraç ettiği yerli ve milli savunma sanayi ürünleri ve bu alanda sahip olduğu imkan ve kabiliyetleriyle dünyada adından her geçen gün daha fazla söz ettirmektedir " diye konuştu. “Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz” Ülkenin şu ana kadar her alanda elde ettiği bu başarıların korunması ve daha yüksek seviyelere çıkarılması, öncelikleri olduğuna işaret eden Bakan Güler, şöyle dedi: "Bu kapsamda bir asır önce İstiklal Harbi’mizi zafere ulaştırmak için en zor şartlar altında, gece gündüz demeden çalışan Bakanlığımız ve Genelkurmay karargahımız bugün de ülkemizin ulaştığı bu seviyeyi daha yukarılara taşımak için büyük bir şevk ve motivasyonla çalışmalarını sürdürmektedir. Görev ve sorumluluk alanımızla ilgili, siz kıymetli silah ve mesai arkadaşlarımın sahip olduğu yüksek nitelikleri, çalışma azmi kararlılığı ve mesai mefhumu bilmeyen gayreti; en büyük dayanak noktamızdır. Elbette ki bizlerin ve tüm arkadaşlarımızın başarıya giden bu yolda en büyük ilham kaynağı, vatanı ve milleti için canını seve seve feda eden aziz şehitlerimiz ve bu uğurda gazilik mertebesine ulaşan siz kahramanlarımızsınız. Sonuç olarak Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu tarihi süreçte, ’Türkiye Yüzyılı’ hedeflerimiz doğrultusunda geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz. Bu vesileyle Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı, yani bugün sizlerin de tanık olduğu değerleri bizlere bırakan manevi mimarlarımızı saygıyla anıyorum." “Bizi biz yapan değerlerimizi savunan kahramanlardır” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise Azerbaycan’dan gelen gazilerin de ağırlandığını belirterek, “Sizlere aslında hepimizin çok iyi bildiği, ama zaman zaman hatırlayarak hafızalarımıza kazımamız gerektiğine inandığım iki gazimizden bahsedeceğim. Bu gazilerimizden ilki Ali Aya. Çanakkale gazisi. Bir sabah kendisiyle beraber 300 kişinin çıktığı köyüne bir tek o geri döndü. Çanakkale Harbini, tarihin akışını değiştiren, destansı bir mücadeleye, bir milletin varoluş mücadelesine dönüştüren işte bu fedakarlıktı. Diğer gazimiz ise Iğdırlı Hasan Onbaşı. Birinci Dünya Savaşında işgal edilen Kudüs’te, ilk kıblemizdir, Yavuz Sultan Selim Han’ın emanetidir diyerek yarım asrı aşkın bir süre Mescid-i Aksa’yı bekleyen son Osmanlı askeriydi. Bugün Türkiye’yi, Filistin davasının en güçlü savunucusu yapan Mescid-i Aksa’yı bir emanet bilip can pahasına tutulan işte bu nöbetti. Bu anlamda gazilerimiz, özgürlük mücadelemizin yaşayan abideleridir. Her biri, gözünü kırpmadan vatanımızı, bayrağımızı, bizi biz yapan değerlerimizi savunan kahramanlardır” diye konuştu. “Sizlerin sayesinde şanlı bayrağımız ebediyen dalgalanacak” Gazilerin cesaretinin ve fedakarlığının birlik ve beraberliğin teminatı olduğunu kaydeden Bakan Göktaş, “Vatan sevgisini yaşatmanın, evlatlarımıza anlatmanın en güçlü ifadesidir. Sizlerin sayesinde şanlı bayrağımız ebediyen dalgalanacak, gelecek nesiller huzur ve güven içinde yaşayacak. Gazilerimizin gösterdiği kahramanlıkları, bize bıraktığı mirası nesilden nesle aktaracak, asla unutmayacağız. İşte bu mirası yaşatmak için Bakanlık olarak, büyük bir gayretle çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı’nda ‘Büyük Kahramanlar Ailesi’nin her bir ferdinin refahını en üst seviyeye çıkarmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Minnet ve şükran duygularımızla her daim yanınızdayız” açıklamasında bulundu. Toplu fotoğraf çekiminin ardından gaziler ve yakınları için onur yemeği verildi.
Kasapoğlu, Varşova’da NATO toplantısına katıldı
19 Eylül 2024 Perşembe - 11:18 Kasapoğlu, Varşova’da NATO toplantısına katıldı Polonya’nın başkenti Varşova’da NATO toplantısına katılan önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Kasapoğlu, "Ukrayna’daki savaşın Karadeniz’e yayılmasına engel olmak için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz" dedi. Önceki Dönem Gençlik ve Spor Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Kasapoğlu, NATO PA 106. Rose-Roth Semineri Ekonomi ve Güvenlik Komisyonu & Savunma ve Güvenlik Komisyonu Ortak Toplantısı’na katılmak üzere gittiği Polonya’nın başkenti Varşova’dan yurda döndü. NATO PA 106. Rose-Roth Semineri’nde "Washington Zirvesi Sonrasında NATO’nun Caydırıcılığı ve Savunması: Doğu Kanadının Güçlendirilmesi", "Ukrayna’ya Verilecek Destekler", "Doğu Komşuları ve Avrupa Güvenliğinin Geleceği", "Belarus ve Baltık Denizi Bölgesi ve Otokrasiyle Yüzleşmek: Demokratik Mukavametin Güçlendirilmesi" konuları ele alındı. Gerçekleşen toplantılarda Kasapoğlu, Türkiye’nin demokrasiye bağlılığı başta olmak üzere Türkiye’nin Ukrayna savaşındaki tutumu, Karadeniz’in Güvenliği ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Avrupa güvenliğinin geleceği ve demokratik mukavemet konularında Türkiye’nin önemine ve gerçekleştirdiği faaliyetlere değindi. Karadeniz’de savaşın engellenmesinde Türkiye’nin izlediği politikaya vurgu yapan Kasapoğlu, “Karadeniz, 1936 Montrö Sözleşmesi ve Türkiye’nin bunu uygulaması ile kurulan hassas denge sayesinde son yüzyılda askeri çatışma ve gerginlik denizi olmamıştır. Sözleşme, Karadeniz güvenliği çerçevesinde temel bir unsurdur. Türkiye 80 yılı aşkın bir süredir 1936 Montrö Sözleşmesi’ne harfiyen uymaktadır. Rusya-Ukrayna savaşı başladığından beri Karadeniz’de gerilimin yükselmesine engel olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Ukrayna’daki savaşın, mümkün olduğunca Karadeniz’e yayılmaması için gayret göstermeye devam edeceğiz. Savaşın artık son bulmasını ve bölgede artık barışın tesis edilmesini arzu ediyoruz. Türkiye’nin bu konudaki kararlı tavrı devam edecektir. Tüm süreçleri bugüne kadar nasıl hassasiyetle yürüttüysek, aynı şekilde sürdüreceğiz” dedi. "Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu, demokrasimizin gücünün ve mukavemetinin bir sembolüdür" Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu’nun demokrasinin sembolü olduğunu belirten Kasapoğlu, “Çok çeşitli siyasi görüşlere ev sahipliği yapıyor olmak parlamentomuzun bir geleneğidir. Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu; demokrasimizin gücünün ve mukavemetinin de en önemli sembollerindendir. Demokrasimiz, 15 Temmuz 2016’daki menfur darbe girişimi gibi pek çok iç ve dış müdahalelere maruz kalmış, ancak hepsini milletimizin dik ve sağlam duruşuyla bertaraf ederek daha da güçlenmiş ve bugünlere gelmiştir. Milletimiz; demokrasi, özgürlük ve vatanın bütünlüğü için iradesini her daim ortaya koymuştur ve koymaya devam etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin, demokrasisini koruma ve yarınlara en güçlü şekilde ulaştırma noktasındaki kararlılığı azalmadan sürmektedir. Türkiye, dünya çapında demokrasiyi güçlendirmek için de çabalarını büyütmeye ve tüm ortaklarıyla işbirliği yapmaya hazırdır” dedi.
Mardin’de 19 Eylül Gaziler Günü kutlandı
19 Eylül 2024 Perşembe - 11:14 Mardin’de 19 Eylül Gaziler Günü kutlandı 19 Eylül Gaziler Günü, Mardin Valiliği önündeki Atatürk büstüne çelenk sunulma ve kortaj yürüyüşü ile kutlandı. Mardin Valisi Tuncay Akkoyun, 19 Eylül Gaziler Günü etkinlikleri çerçevesinde hükümet konağı önünde düzenlenen törene katıldı. Törende, valilik adına çelengi Vali Tuncay Akkoyun, Gaziler Derneği adına ise Türkiye Muharip Gaziler Derneği Mardin Şube Başkanı Mehmet Akpulat, Füze Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Yalbır sundu. Çelenk sunulması ile başlayan tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde devam etti. Mardin Muharip Gaziler Derneği adına günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan Ali Candemir, “Türk’ün Anadolu’daki bin yıllık varlığını sona erdirmek isteyen emperyalist güçler 1. Dünya Savaşı sonunda ülkemizi dört yandan işgal ettiler. Bu işgalle yetinmeyip vatanımızı parçalamayı amaçlayan Sevr anlaşması ülkemize zorla kabul ettirmek üzere yunan ordusunu 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e çıkardılar. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk ordusu Yunan ordusunu Polatlı yakınlarında Sakarya’da 22 gün 22 gece süren dünyanın en uzun ve en kanlı meydan muharebelerinde yenerek bozguna uğrattı. Çareyi kaçmakta bulan Yunan ordusu bir sene sonra Dumlupınar‘da aynı akıbete uğratırarak 9 Eylül 1922’de topraklarımızdan tamamen atıldı. Böylece Yunanlıların küçük Asya hayallerini Ege’nin serin sularında son buldu. Sakarya Meydan Muharebesi Türk’ün ateşli imtihanını, milletimizin ölüm kalım mücadelesi olmuştur. Sakarya Meydan Muharebesi yaklaşık 238 yıl Avrupa’dan geri çekilen Türk Ordusunun son savunma savaşı olmuştur. Sakarya Meydan Muharebesi Kurtuluş Savaşı’nın seyrini ve kaderini değiştirmiş, kısacası Anadolu’nun düşman işgalinden kurtuluşu için bir kırılmadır. Sakarya Meydan Muharebesi esnasında başkomutan Mustafa Kemal Atatürk gözüm Sakarya’da kulağım inebolu‘da diyerek Türk analarının taşıyıp cephanedeki askere ulaştırmak için İnebolu üzerinden gelecek cephanenin ne kadar önemli olduğunu belirtmiş, Mehmeti cephede olan bağrıyanık anaların desteği sonsuz olmuştur. Sakarya Meydan Muharebesinin kazanılmasından sonra Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi 19 Eylül 1921 tarihinde bu emsalsiz zaferin anısına zaferin mimari başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’e gazi unvan ve mareşal rütbesi tevcih etmiştir. Üzerinde yaşadığımız toprakların bizler için vatana dönüşmesi bayrağımızın özgürce dalgalanması şehitlerimizin ve gazilerimizin emsalsiz fedakarlıkların eseridir. Tarihin her döneminde hür yaşamayı bağımsızlık ve istiklalini canı pahasına korumayı ilke edinen aziz milletimiz burada şehit ve gazi olmayı büyük bir onur ve gurur kaynağı saymıştır. Aziz milletimizin asırlardır Anadolu toprakları üzerinde verdiği varoluş mücadelesinin şifresi ölürsem şehit kalırsam gazi demeleridir” ifadelerini kullandı.
Yüreğir Belediyesinden öğrencilere ücretsiz LGS kursu
19 Eylül 2024 Perşembe - 10:29 Yüreğir Belediyesinden öğrencilere ücretsiz LGS kursu Eğitimde fırsat eşitliğini önemseyen Yüreğir Belediyesi, liseye hazırlanan öğrencilere 5 Kültürevinde ücretsiz LGS hazırlık kursu vermeye başladı. Yüreğir Belediyesi’nin ilçede yaşayan gençlerin iyi bir lisede okumaları amacıyla başlattığı ücretsiz LGS (Lise Giriş Sınavı) Hazırlık Kursu yoğun ilgi görüyor. Yıl boyu devam edecek kurs sürecinde öğrenciler, hayallerindeki okula girmek için alanında uzman eğitmenlerden eğitim alıyor. Doğankent Kültürevi, Çetin Topçuoğlu Kültürevi, Mevlana Kültürevi, Yunus Emre Kültürevi ve Fatih Terim Kültürevi’nde başlayan hazırlık kursları öğrencilere ve ailelerine büyük destek oluyor. Kursa katılan öğrencilere profesyonel kadro eşliğinde ders ve konu anlatımları, etütler, ücretsiz denemeler gibi destekler sağlanıyor. BAŞKAN DEMİRÇALI: “YOLLARI AÇIK OLSUN” Fatih Terim Kültürevi’ni ziyaret eden Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, kursta eğitim desteği alan öğrencilerle buluştu. Gençlere iyi bir lise yolunda başarılar dileyen Başkan Demirçalı, “Çocuklarımız bizim geleceğimiz. Biz gençlerimize güveniyoruz. Her alanda her türlü destekle daima yanlarında olacağız. Yüreğir Belediyesi olarak 5 kültürevimizde öğrencilerimize eğitim desteği sağlıyoruz. Şu anda 350 öğrencimiz kurslarımızdan yararlanıyor. Çok yakında bu sayı binlere ulaşacak. Ben şimdiden bütün öğrencilerimize başarılar diliyorum. Yolları hep açık olsun” dedi.
Isparta’nın yeni valisi Abdullah Erin oldu
19 Eylül 2024 Perşembe - 01:22 Isparta’nın yeni valisi Abdullah Erin oldu Resmi Gazete’de yayımlanan 18 Eylül 2024 tarihli Cumhurbaşkanı kararnamesi ile Isparta Valiliği’ne Abdullah Erin getirildi. Mevcut vali Aydın Baruş ise Gümüşhane Valisi oldu. 18 Eylül 2024 tarihli Resmi Gazete sayısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla 16 ilin valisi değişti. Vali-Mülkiye Başmüfettişi görevini yürüten Abdullah Erin Isparta Valiliği’ne getirildi. Mevcut vali Aydın Baruş ise Gümüşhane Valiliği’ne atandı. Abdullah Erin kimdir? 1991 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun oldu. Meslek hayatına Burdur ili Tefenni ilçesinde kaymakamı olarak başladı. Gülşehir kaymakam vekilliği, Tefenni kaymakamlığı, Doğanşar kaymakamlığı, Bayburt vali yardımcılığı, Şırnak vali yardımcılığı görevlerini yürüttü. 2005 yılında açılan Mülkiye Müfettişliği sınavını kazandı ve 2005-2009 yılları arasında Mülkiye Başmüfettişi görevlerinde bulundu. 2009 yılı Haziran ayında, Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA) genel sekreterliği görevini yaptı. 2012 yılında Genel Sekreterlikten ayrılarak Mülkiye Başmüfettişliği görevine geri döndü. 2013 yılı Şubat ayı itibari ile 2 yıl boyunca İçişleri Bakan Danışmanlığı görevinde bulundu. Haziran 2016, Temmuz 2017 arasında Adıyaman valisi olarak görev aldı. 21 Haziran 2017 tarihinde yayınlanan 2017/10458 sayılı Valiler Kararnamesi ile Şanlıurfa valisi görevine getirildi. İngilizce, Arapça ve Kürtçeyi iyi derecede bilen Abdullah Erin, evli ve 3 çocuk babasıdır.
Burdur’un yeni valisi Tülay Baydar Bilgihan şehre atanan ilk kadın vali oldu
19 Eylül 2024 Perşembe - 00:41 Burdur’un yeni valisi Tülay Baydar Bilgihan şehre atanan ilk kadın vali oldu Resmi Gazete’de yayımlanan 18 Eylül 2024 tarihli Cumhurbaşkanı kararnamesi ile Burdur Valiliği’ne Tülay Baydar Bilgihan getirildi. Vali Bilgihan şehrin ilk kadın valisi olurken mevcut vali Türker Öksüz ise Vali-Mülkiye Başmüfettişi oldu. 18 Eylül 2024 tarihli Resmi Gazete sayısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla 16 ilin valisi değişti. Buna göre İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcısı görevini yürüten Tülay Baydar Bilgihan yeni Burdur Valisi oldu. Burdur Valisi Türker Öksüz ise Vali-Mülkiye Müfettişliği’ne atandı. Burdur’un ilk kadın valisi oldu Personel Genel Müdür Yardımcısı görevini yürütürken Burdur Valisi olarak atanan Tülay Baydar Bilgihan şehrin ilk kadın valisi oldu. Tülay Baydar Bilgihan Kimdir? Burdur Valisi olarak atanan Tülay Baydar Bilgihan 1978 yılında Ağrı’nın Tutak ilçesinde doğdu. 1998 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nü bitirdikten sonra 2000 yılında Mülki İdare Amirliği mesleğine Kaymakam adayı olarak başladı ve yaklaşık üç yıl süren bir eğitim sonrasında sırasıyla Isparta-Yenişar Bademli, Erzurum- Köprüköy, Malatya- Hekimhan, Denizli- Kale ve Babadağ, Kaymakamlığı, Erzincan Vali Yardımcılığı, Yalova-Armutlu Kaymakamlığı, Kayseri - Hacılar Kaymakamlığı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünde Şube Müdürlüğü ve Kimlik Kartları Daire Başkanlığını, 2017-2022 yılları arasında Ankara-Gölbaşı Kaymakamlığı görevini yürüttü. Baydar Bilgihan 26 Ağustos 2022 tarihinde İller İdaresi Genel Müdürlüğünde Genel Müdür Yardımcılığı görevine başladı. 24 Ağustos 2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Personel Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Yönetim Bilimleri alanındaki yüksek lisans çalışması neticesinde “İngiltere’deki Yönetim Etiği Çalışmaları” konulu tezini hazırlayan Bilgihan 2008 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından gönderildiği İngiltere’nin Portsmouth Üniversitesi’nde ise Avrupa Birliği çalışmaları üzerine yüksek lisans yapmış ve tezini “Çevreci Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü ve AB’deki Demokrasi Açığı Sorunu” üzerine tamamladı. Vali Tülay Baydar Bilgihan Erzurum’un Köprüköy ilçesinde kız çocuklarının okullaşmasına dönük çalışmaları dolayısıyla 2006 yılında Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından “Şeref Diploması” ödülüne, Gölbaşı ilçesindeki çalışmaları nedeniyle de 2022 yılında Türk İdareciler Derneği tarafından “Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk Üstün Hizmet Ödülüne” layık görüldü. İyi derece İngilizce bilen Vali Baydar Bilgihan evli ve iki çocuk annesidir.