SPOR - 16 Eylül 2024 Pazartesi 16:55

Menteşe Belediyesinden ‘Stadyum’ açıklaması

A
A
A
Menteşe Belediyesinden ‘Stadyum’ açıklaması

Muğla Atatürk stadyumunun yenileme çalışmalarının Menteşe Belediyesi’nin süreci yavaşlattığı iddiaları Menteşe Belediye tarafından yalanlandı.


Menteşe Belediyesinden yapılan açıklamada, yeni stadyum için hazırlanan taslak projenin yapılan incelemesi sonunda eksiklerin giderilmesi için 28 Ağustos tarihinde proje yetkililerine ve Muğlaspor yönetimine bildirildiği, ayrıca şu ana kadar resmi bir ruhsat başvurusu yapılmadığı açıklandı.


Menteşe Belediyesinden yapılan açıklamada, “Son günlerde Muğlaspor’un stadyum yenileme süreciyle ilgili olarak ortaya atılan iddialar, Menteşe Belediyesi’ni hedef alan asılsız suçlamaları içermektedir. Belediye olarak, Muğlaspor’a her zaman en güçlü desteği verdiğimiz gerçeğinin altını çizmek isteriz. Muğlaspor, ilimizin ve ilçemizin gurur kaynağıdır. Özellikle bu yıl profesyonel lige yükselmemiz, Muğla’mız, Menteşe’miz için büyük bir sevinç kaynağı olmuştur. Bu süreçte Menteşe Belediyesi olarak, kulübümüzün tüm taleplerini karşılamak, projelerini desteklemek, geçici stadyumun yapımı ve tesislerinin yenilenmesine katkıda bulunmak için büyük bir gayret gösterdik. Stadyumun yıkılıp yeniden yapılması sürecinde ise, herhangi bir süre kaybı yaşanmaması adına her türlü kolaylık sağlanmış, bürokratik işlemler hızla çözüme kavuşturulmuştur. Tüm iş ve işlemlerimiz dijital ruhsat sistemi üzerinden tarih saat bilgileri ile kayıt altındadır. Basına yansıyan açıklamalar, belediyemizin bu süreçte yavaşlatıcı bir rol oynadığı yönünde asılsız iddialar içermektedir. Bu beyanlar gerçekleri yansıtmamaktadır. Yeni stadyum için sunulan taslak mimari proje hızla incelenmiş ve eksiklikler 28 Ağustos’ta proje yetkililerine ve Muğlaspor yöneticilerine bildirilmiştir. Eksiklikler giderilerek projenin Belediye’ye teslimi beklenmektedir. Menteşe Belediye’sine stadyumla ilgili yapılan resmi bir ruhsat başvurusu bulunmamaktadır. Yapılan tüm çalışmaların, iş ve işlemlerin kamuoyunca doğru anlaşılması adına, halkımızı bilgilendirmeye devam edeceğiz” denildi



Menteşe Belediyesinden ‘Stadyum’ açıklaması

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum’da ortalama yaşam süresi 77,7 yıl TÜİK hayat tabloları yoluyla elde edilen doğuşta beklenen yaşam sürelerini il bazlı olarak yayınladı. Erzurum’da kadınların yaşam süreleri erkeklerden daha fazla çıktı. Yeni doğmuş bir bireyin mevcut ölümlülük risklerine maruz kalması durumunda yaşaması beklenen ortalama yıl sayısı olarak tanımlanan "doğuşta beklenen yaşam süresi" Türkiye’de 2020-2022 döneminde 77,5 yıl iken 2021-2023 döneminde 77,3 yıl oldu. Doğuşta beklenen yaşam süresinin en yüksek olduğu il 80,8 yıl ile Tunceli oldu. Tunceli’yi, 79,7 yıl ile Şırnak ve Mardin takip etti. Erzurum ortalamanın üstünde Beklenen yaşam süresinin en düşük olduğu il ise 76,1 yıl ile Kilis oldu. Kilis’i, 76,2 yıl ile Gaziantep ve 76,8 yıl ile Adana izledi. Doğuşta beklenen yaşam süresi noktasında Erzurum için ortalama yıl 77,7 iken, erkekler için bu rakam 75,3 ve kadınlar için ise 80,1 yıl olarak belirlendi. Erzurum doğuşta beklenen yaşam süresi ortalamasında Türkiye’de 50’inci sırada yer aldı. Doğuşta beklenen yaşam süresinde Erzurum 77.7 yıl ile Türkiye ortalamasının üstünde yer aldı. Eğitim düzeyi yaşam standartını etkiliyor Türkiye’de eğitim düzeyine göre beklenen yaşam süresi incelendiğinde; eğitim düzeyi yükseldikçe beklenen yaşam süresinin de uzadığı görüldü. Her yaştaki beklenen yaşam süresi, düşük eğitime sahip kişiler arasında daha az olurken, artan eğitim düzeyi ile birlikte beklenen yaşam süresinin de arttığı tespit edildi. Cinsiyet ayrımında, eğitim düzeyine göre beklenen yaşam süresine bakıldığında, hem erkek hem de kadınlarda eğitim düzeyi yükseldikçe beklenen yaşam süresinin de arttığı tespit edildi. Ortaöğretim altı eğitim seviyesi ile yükseköğretim eğitim seviyesine sahip 30 yaşındaki kişilerin beklenen yaşam süreleri arasındaki farkın 5 yıl civarında olduğu görüldü.
Adana Küresel ısınma cevizi de vurdu Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mehmet Sütyemez, aşırı sıcaklar ile birlikte kalite kaybı ve dökülmeler yaşandığını kaydetti. Bir dizi program çerçevesinde Adana’ya gelen KSÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mehmet Sütyemez, küresel ısınmanın cevizi de olumsuz etkilediğini belirterek, yaklaşık 30 yıldır ceviz üzerine araştırmalar yaptığını ve 26 çeşit cevizin patentini aldıklarını aktardı. Sütyemez, yaşanan aşırı sıcaklar nedeniyle ceviz üreticisinin geleceği için tedbir alması gerektiğini ifade etti. "Dökülme ve kalite kaybı gözlemlendi" Sütyemez, 2024 yılı itibarıyla ülkenin çok sıcak olduğunu belirterek, "Mayıs ayından başlayan sıcaklıklar neredeyse hala devam ediyor. Bu sıcaklık dönemi içerisinde bütün canlılarda olduğu gibi tüm bitkiler ve cevizlerde etkilendi. Özellikle su sıkıntısının kuraklık probleminin olduğu yerlerde cevizlerde dökümler gördük. Olmayan yerlerde ise bu aşırı sıcaklıklardan dolayı güneş yanıklarından kaynaklı kalite kayıpları meydana geldi. Tabii kalite kaybının meydana gelmesi ekonomik anlamda düşüşlere sebep olacaktır" dedi. "Ceviz kabuğunda incelme tespit ettik" Aşırı sıcaklar nedeniyle ceviz kabuğunda incelme ve açılmaların olduğuna dikkat çeken Sütyemez, şöyle devam etti: "Yazın yaşanan bu aşırı sıcaklık bitkilerin normal sağlıklı gelişmesine engel olduğu gibi meyvelerin hem kalite hem de meyve işlerinin kalite bakımlarını düşüşlerine sebep olduğu çok önemli bir tespitim var. Meyve kabuklarının, özellikle o sert kabuğunun inceldiğini, cevizin birleşim noktalarının zayıfladığını gösteriyor. Bu kolay kırılırı akla getirse de öyle değil. Ceviz hasat edildikten sonra, en kısa sürede soyulmak zorundadır. Yani üzerindeki yeşil kabuğun alınarak kuruma yapılması gerekir. Ülkemizde son yıllarda ceviz bahçelerinin artmasıyla beraber üreticilerimiz cevizleri topladıktan sonra yeşil kabuğunu makineyle soyuyorlar. O güçlü devir ve bu kabuğun zayıflamasından dolayı kabuklarda açılma meydana geliyor. İçine su alıyor. İçine su almasıyla beraber ve güneşte de kurutulma esnasında iç kalitesinin kaybını görüyoruz. Üreticilerin iki noktaya dikkat etmesi lazım. Makineleri düşük devirde çalıştırmaları ve makinelerin hazinesini normalin üzerinde meyve koymadan soymaları gerekir. Eğer imkanları varsa dışarıda gölgede kurutmaları gerekir. Direkt güneşle temasla da o kabın birleşim yönünden açıldığını ve kalite kaybını görmek mümkün. Zaten güneşle gelen bir kararma var. Bir de bu hasat sonrası dikkat etmezlerse kalite kaybı daha da düşecektir." "Küresel ısınma kapımızı çalmadı, içeriye girdi" Ceviz üretimi noktasında küresel ısınmanın dikkate alınması gerektiğini kaydeden Sütyemez, "Küresel ısınma kapımızı çalmadı içeriye girdi galiba. Küresel ısınmayla beraber kuraklık ve su noksanlıkları başlayacak. Belki mevcut bahçelerde güneş yanıklığına karşı bazı tedbirler alınabilir. Bunlardan bir tanesi mutlaka sulama düzenini kuracaklar ve dikkatli bir şekilde sulama programı, besleme yapacaklar. Belki bu sorunun esas geleceği ilgilendiren kısmı ceviz bahçesi kuracak insanlarımız, bir kere daha düşünmek zorundalar. Bu küresel ısınmayla beraber ceviz yetiştiriciliği yapılacak bölgelerden özellikle yaz sıcaklıklarındaki hareketlere dikkat etmeleri gerekir. Yaz sıcaklıkları ceviz yetiştiriciliğini bu gidişle çok sınırlayacak bir faktör olarak önümüzde duruyor" diye konuştu.