KÜLTÜR SANAT
15 Kasım 2024 Cuma - 18:18 Gazeteci-Yazar İhsan Tunçoğlu, Macaristan Büyükelçisi Viktor Matis’e kitabını takdim etti Gazeteci-Yazar İhsan Tunçoğlu, Macaristan Büyükelçisi Viktor Matis’e kitabını takdim etti. Kütahya’da düzenlenen uluslararası etkinliklerde Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, Gazeteci-Yazar ve Sosyal Yardım ve Kültür Vakfı Başkanı İhsan Tunçoğlu’ndan “Dünyada İlkler ve Sırlar Kenti: Kütahya” kitabını aldı. Macaristan-Türkiye ilişkilerini güçlendiren etkinliklerden biri olan DPÜ Rektörlüğü’nün düzenlediği Uluslararası 100. Yıldönümü Sempozyumu ve Avrupa Birliği büyükelçilerinin Kütahya ve Aizanoi gezisi sırasında gerçekleşen buluşmada Tunçoğlu, kitabını Büyükelçi Matis’e hediye etti. Tunçoğlu, kitabını takdim ederken Büyükelçi Matis’in Türk-Macar dostluğuna önemli katkılar sunduğunu belirterek, "Sayın Büyükelçi Viktor Matis, Türk-Macar dostluğuna unutulmaz destekler vermiştir. Kendisi, Büyükelçi olmadan önce Macaristan’ın İstanbul Başkonsolosluğu ve Ankara Büyükelçiliği’nde üst düzey diplomatik görevler üstlenmiştir. Uzun yıllardır tanışıyoruz. 2019 yılında genç yaşta Büyükelçi olarak atanmış ve o günden beri aktif bir diplomasi yürütmektedir. Ayrıca Türkçe’yi çok iyi bilmekte ve sosyal medyada, özellikle Twitter’da, en çok takip edilen büyükelçilerden biridir" dedi. Tunçoğlu, 3. baskısı yapılan kitabında Macaristan’a geniş bir yer ayırdığını ifade ederek, "Kitabımda Macaristan’la ilgili araştırmalar, yazılar, fotoğraflar ve belgeler bulunuyor. Ayrıca Macaristan Fahri Konsolosu İsmet Güral’ın Türk-Macar ilişkilerine yaptığı katkılara da geniş yer verdim" diye konuştu. Dünyada İlkler ve Sırlar Kenti: Kütahya kitabı, Kütahya’da bir yazar tarafından 3. baskısı yapılan ilk eser olma özelliğini taşıyor.
15 Kasım 2024 Cuma - 18:02 "Opera ve Bale Festivali" başladı: İlk durak Şırnak Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Anadolu’yu sanatla buluşturmak üzere 1.Anadolu Opera ve Bale Festivali’ni Şırnak’tan başlattı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Devlet Opera ve Balesi’nin ilk kez temsil vereceği Şırnak’ta, 7 Aralık 2024 başlayacak festival, Türkiye’nin dört bir yanında kültürel zenginlikleri evrensel sanatlarla harmanlamayı hedefliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Anadolu’yu sanatın birleştirici gücüyle buluşturmak amacıyla 1. Anadolu Opera ve Bale Festivali’ni hayata geçiriyor. Aralık 2024’te Şırnak’ta açılışı yapılacak olan festival kapsamında aynı zamanda “Yetenek Her Yerde” sloganıyla her şehirde yetenek taramaları da gerçekleştirilecek. Anadolu Opera ve Bale Festivali, 2024 - 2025 sanat sezonunda 23 farklı şehirde ücretsiz olarak düzenlenecek ve operadan baleye, müzikalden modern dansa, çocuk oyunlarından konserlere geniş bir yelpazede temsiller sunacak. Festival, 2024 yılında 5 şehirde 14 temsil ve 2025 yılında 18 şehirde vereceği temsillerle sanatseverlerle bale, opera ve çok sesli müziği buluşturacak. İlk durak Şırnak ardından Erzincan, Kırklareli, Ardahan ve Hatay İlk olarak 7-8 Aralık 2024 tarihlerinde Şırnak’ta perdelerini açacak olan festival, sırasıyla Erzincan (8-10 Aralık), Kırklareli (12-13 Aralık), Ardahan (13-14 Aralık) ve Hatay’da (15-17 Aralık) düzenlenecek temsillerle izleyicilere ulaşacak. Bu kapsamda; bale, müzikal, modern dans, çocuk oyunları ve konserler dâhil toplam 13 eser 14 temsille sanatseverlerle buluşacak. “Yetenek Her Yerde" sloganıyla gençlerle buluşulacak Festival kapsamında "Yetenek Her Yerde" sloganıyla her şehirde yetenek taramaları gerçekleştirilecek. Çocuk ve genç yeteneklerin keşfedilmesi amacıyla düzenlenecek bu etkinlikler, genç sanatçılara eğitimler ve atölyeler sunarak, kariyerlerinde sağlam bir temel oluşturmalarına katkı sağlayacak. Bu bağlamda düzenlenecek eğitim sohbetleri ve çalışma atölyeleri, genç yeteneklerin sanatla iç içe büyümelerini amaçlıyor.
Kabe kapısının örtüsü Edirne’de sergilenmeye başlandı
04 Kasım 2024 Pazartesi - 14:58 Kabe kapısının örtüsü Edirne’de sergilenmeye başlandı Edirne’de, 2016 yılında Türkiye’ye getirilen el dokuması Kabe kapısının örtüsü Eski Cami’de sergilenmeye başlandı. Ramazan Bayramı’na kadar camide sergilenecek olan örtü, ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi görüyor. Kabe kapısının örtüsü (Burka), Edirne Valisi Yunus Sezer’in girişimiyle Edirne’ye getirildi. Edirne’de en çok ziyaretçi ağırlayan noktalardan biri olan Eski Cami, mihrabın bir yanında Rükn-i Yemani, bir yanında ise Kabe örtüsü ile ziyaretçilerini ağırlıyor. Her yıl değiştirilen Kâbe örtülerinin 8 parçasından birisi olan ve 1988 yılında kullanılan örtünün 70 kilo saf ipekten yapıldığı, altın ve gümüş karışımı iplikle işlendiği belirtildi. 6 metre uzunluğunda ve 3,3 metre enindeki örtü, 70 kilo ağırlığında ve üzerinde çeşitli ayetler yer alıyor. 1988 yılına ait Kabe örtüsünün Eski Cami’de sergilenmeye başladığını söyleyen Edirne İl Müftüsü Ercan Aksu, "Kabe örtüsü 8 parçadan oluşmaktadır. Bunlardan bir tanesi de Kabe kapısını oluşturan perdedir. Buna burka deniyor. Bu örtüde başta Fatiha Suresi olmak üzere kıblenin değişimi ve değişik ayetler bulunmakta. Allah’ın isimleri ve Kelime-i Tevhit bulunmakta. Bu örtü bir kardeşimiz sayesinde Türkiye’ye getirilmiş ve sayın valimizin girişimleriyle ilimize getirildi. İnşallah Ramazan ayının sonuna kadar bu örtü burada kalacak" dedi. Örtünün daha getirildiği ilk andan itibaren müthiş bir heyecan uyandırdığını aktaran Aksu, Edirne’nin Selimiye’siyle, Üç Şerefeli Camii ile, Hasan Sezai’si ve diğer tarihi camileriyle çok ziyaretçi aldığını hatırlattı. Örtünün Ramazan Bayramı’nın sonuna kadar sergilenecek olmasının ayrı bir heyecan uyandırdığını belirten Aksu, vatandaşları hem Kâbe taşını hem de Kâbe örtüsünü ziyaret etmeleri için beklediklerini ifade etti. Lüleburgaz’dan gelen ziyaretçilerden Bahar Yenerel, camiyi dolaştıklarında kabe örtüsünü görünce çok mutlu olduklarını ve arkadaşlarına da bu muhteşem eseri görmelerini tavsiye edeceğini söyledi. Kâbe kapısının örtüsü, Ramazan Bayramı’na kadar Edirne’deki Eski Cami’de sergilenecek.
İZKİTAP hafta sonunda on binleri ağırladı
04 Kasım 2024 Pazartesi - 14:57 İZKİTAP hafta sonunda on binleri ağırladı İZKİTAP-4. İzmir Kitap Fuarı, hafta sonu edebiyat ve sinema dünyasından birbirinden değerli isimleri bir araya getirdi. Her yaştan ziyaretçinin yer aldığı fuar kapsamındaki söyleşi ve imza etkinliklerine ilgi büyüktü. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ ve TACT Fuarcılık iş birliği ile Fuar İzmir’de düzenlenen İZKİTAP - 4. İzmir Kitap Fuarı, edebiyat ve yazın dünyasının birbirinden değerli isimlerini ağırladı. Ali Lidar, Ercan Kesal, Erol Mütercimler, İlker Başbuğ, İnci Aral, Murat Menteş, Polat Özlüoğlu, Sezgin Kaymaz, Töre Sivrioğlu, Umut Sarıkaya, Yılmaz Aslantürk gibi birbirinden değerli isimler okuyucuları ile buluştu. Adora Yağmur, Beyza Aksoy, Beyza Alkoç gibi genç kalemlerin imza stantları, özellikle çocuk ve genç okurlar tarafından yoğun ilgi gördü. Hayranları, genç yazarlara kitaplarını imzalatmak için uzun kuyruklar oluşturdu. İZKİTAP’a büyük ilgi İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Kent Kitaplığı tarafından hazırlanan kitaplar da ilk kez İZKİTAP’ta okuyucularıyla buluştu. İzmir’de kurulan ve tarihi olaylardan etkilenen Şark Halı Kumpanyası’nın dünü ve bugününe ilişkin bilgilerin yer aldığı kitap, ilk kez Türkçeye “İzmir Yolunda Üç Deve” adıyla kazandırıldı. Cambridge Üniversitesi Yayınları’ndan Türkçeye çevrilen ve araştırmacı Peter Thonneman tarafından kaleme “Antik Köylerde Yaşam” kitabında ise 2 bin yıl öncesinin Manisalı köylülerinin yaşamına uzanan bir öykü yer alıyor. İlk gençlik yıllarını İzmir’de geçiren Halid Ziya Uşaklıgil’in unutulmaz edebi üslubuyla kaleme aldığı “İzmir Hikayeleri” kitabı da ikinci baskısı ile fuarda okuyucu ile buluştu. Ercan Kesal okurlarıyla buluştu Sevilen oyuncu ve yazar Ercan Kesal da “Sinema ve Edebiyat” başlıklı söyleşi ile İZKİTAP’taydı. Ercan Kesal, “Fuarlara defalarca geldim. Önce bir okur olarak, sonra yazar olarak, şimdi de oyuncu olarak. Ben Ege Üniversitesi mezunuyum. Uzun yıllar İzmir’de kaldım, yaşadım. Önce diş hekimliği okudum, sonra tıp fakültesine girdim. Son dört yıldır İzmir Urla’da yaşıyorum. İzmir’i çok seviyorum. İzmirli sayılırım. Ben buradaki alana ilk kez geldim. Çok uzun yazar imza sıraları var. Çok şaşırdım açıkçası, anlatmaya değer buluyorum bunu. İçinde kitap olan her şey benim hoşuma gider” dedi. “Sinemacı olmamı kitaplar sağladı” Ercan Kesal, “Bu yıl kitap fuarının teması da aynı şekilde ‘Edebiyat ve Sinema’. Başka birçok şeyin yanında bu ikisini hep yan yana götüren birisi oldum. Bu ikisinin birbiriyle olan toplamından fazlasıyla faydalandım. Bendeki bir artı bir, eşittir iki olmadı, üç oldu, dört oldu. Bendeki sinemanın edebiyatla buluşması, aslında sinemayı başlatan şeyin edebiyat olmasıyla ortaya çıktı. Ben edebiyatçı kimliğimle sinemacı oldum. 48 yaşımda kamerayı gördüm, hayatım boyunca oyunculuk ve yönetmenlik yapmadım, senaryo yazmadım, bu konuda eğitim almadım, okuluna gitmedim, böyle bir müfredatım yok. Beni sinemada konuşturan şey ya da el yordamı ile becerebiliyor olmam, bunu sağlayan şey kitaplardır. Yani kelimeler ve edebiyatla olan ilişkim. Edebiyatın hayatımdaki yeri beni sinemacı yaptı. Sinema ile bu kadar barışık olabilmemi, çok erken yaşta kitaplarla tanışmama bağlıyorum” diye konuştu. Sinema ve edebiyat arasındaki farkları anlattı Kesal, “Sinema ve edebiyat için şunları da söyleyebiliriz. Birisi bir kitap yazar onu bin kişi okur, o kitap bin kitap olur. Birisi bir film yapar o yönetmenin filmidir ve hep öyle kalmaya devam eder. Sinemada daha emredici bir şeyden söz ediyoruz. Aslında sinemacıların kullandıkları malzeme de bir edebi metindir. Elbette kendi matematiği vardır, değişmeye ve dönüşmeye devam eder, Kurguda değişir, prodüksiyonda değişir. Yönetmenin koyduğu bir köpek sesi veya bir ışık, hikayeyi değiştirir. Kelimelerin bir araya geldiği her şey bir edebi metindir. Ama sinema; yönetmenin dünyası olduğu için o edebi metin de yönetmene hizmet etmekle mükelleftir. O yüzden uyarlama eserlerin birçoğunda mutsuz evlilikler olur. Yani Sefiller’i, Anna Karenina’yı okursunuz çok hoşunuza gider, ancak bu edebi eserlerin filmlerini izlersiniz ve hiç beğenmezsiniz. Kitaplarına haksızlık edildiğini düşünürsünüz” diyerek sinema ve edebiyat arasındaki farkı okurları ve izleyenleri ile paylaştı. Söyleşiye katılan okurları, Kesal’a kitaplarını imzalatabilmek için uzun kuyruklar oluşturdu.
Başkan Aras Dünya Seyahat Fuarı için Londra’da
04 Kasım 2024 Pazartesi - 14:38 Başkan Aras Dünya Seyahat Fuarı için Londra’da Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras 5-7 Kasım tarihleri arasında İngiltere’nin başkenti Londra’da 45.kez düzenlenecek Dünya Seyahat Fuarı’na katılacak. Dünya genelinde seyahat ve turizm endüstrisinin en önemli etkinliklerinden biri olan Dünya Seyahat Fuarı (World Travel Market) turizm profesyonellerinin bir araya gelerek iş fırsatlarını keşfetmeleri, pazar trendlerini tartışmaları, sürdürülebilir turizm yaklaşımları geliştirmeyi ve sektördeki yenilikleri sergilemeleri için eşsiz bir platform sunuyor. Başkan Aras; “Turizmin başkenti olmak için güçlü adımlar atmaya devam edeceğiz” Dünya Seyahat Fuarı için Londra’ya giden Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras burada turizm fuarı ve diğer yurt dışı temsilciliklerle de görüşmeler gerçekleştirecek. Dünya Kenti Muğla vizyonu ile yola çıktıklarını söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras bu vizyona çok önemli katkı sunacak Dünya Seyahat Fuarı’nda Muğla’yı anlatacaklarını belirtti. Başkan Aras; “Her yıl dünya turizminin paydaşlarını bir araya getiren Dünya Seyahat Fuarı’nda turizmin en önemli aktörlerinden olan Muğlamızı anlatacağız. Dünya Seyahat Fuarı’nda şehrimizin turizm potansiyelini ve uluslararası arenada görünürlüğümüzü arttırmak istiyoruz. Tüm katılımcılarla iş birliği yaparak Muğla’nın benzersiz kültürel ve doğal güzelliklerini tanıtmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda ülkemizin ve Muğlamızın turizm gelirlerinden daha fazla pay almasını amaçlıyoruz. Ekonomik olarak turizm endüstrisi büyük bir alana ve güce sahip. Fuar, seyahat acenteleri, otel ve konaklama sektörü temsilcileri, hava yolu şirketleri, turizm destinasyonları ve turizm teknolojileri geliştiricileri gibi çeşitli katılımcıları da bir araya getiriyor. Bu etkinlik, sadece bir fuar olmanın ötesinde, sektördeki profesyoneller için yeni ağlar oluşturma fırsatları sunarak, yeni iş ilişkileri geliştirilmesine imkan tanıyacak. Dünya Kenti Muğla vizyonu ile her alanda Muğlamızı tanıtmaya, turizmin başkenti olmak için güçlü adımlar atmaya devam edeceğiz” dedi.
Odunpazarı Belediye Tiyatrosu 6 dalda ödüle layık görüldü
04 Kasım 2024 Pazartesi - 14:21 Odunpazarı Belediye Tiyatrosu 6 dalda ödüle layık görüldü Odunpazarı Belediye Tiyatrosu, Türkiye’nin ilk ve tek “seyirci örgütlenmesi” olan Direklerarası Seyircileri tarafından verilen Direklerarası Seyirci Ödülleri’nde 6 farklı dalda ödüle layık görüldü. Odunpazarı Belediye Tiyatrosu, başarıları ile tiyatro dünyasında adından söz ettirmeye devam ediyor. 2023-2024 sezonunda “Marifet İltifata Tabidir” mottosu ile yola çıkmış Direklerarası Seyircileri’nin oluşturduğu “Halk Jürisi” üyeleri, 2023-2024 Tiyatro Sezonunda Eskişehir, Amasya, Bolu, Düzce, Kocaeli, Konya, Ordu, Safranbolu, Tekirdağ, Trabzon ve Van’da sahneye konulan oyunları seyrederek; Tasarım, Performans ve Yapımlar kategorilerinde başarılı oyun, oyuncu ve tiyatroları değerlendirdi. Odunpazarı Belediye Tiyatrosu, Eskişehir’de 6 farklı dalda ödüle layık görüldü. Odunpazarı Belediye Tiyatrosu, Süleyman Karaahmet “Uşak, Kral ve Ötekiler” adlı oyun ile “Oyun Yazarı”; Elçin Karaahmet Hasret adlı oyunla “Yönetmen”, Abdullah Çiftçi, Uşak, Kral ve Ötekiler adlı oyunla, Hüseyin Demir ise Hasret adlı oyunla “Erkek Oyuncu”; Çiğdem Öztürk Uşak, Kral ve Ötekiler adlı oyunla “Sahne Tasarımı”, Hasret adlı oyunla da “Kostüm Tasarımı” ödülü aldı. Tüm ekibimizi yürekten kutluyorum Bu başarılarından dolayı Odunpazarı Belediye Tiyatrosu emekçilerini tebrik eden Başkan Kurt, “Odunpazarı Belediye Tiyatrosu’nun bu önemli ödülleri kazanması, kültürel ve sanatsal faaliyetlerimize olan desteğimizin ne denli değerli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Tiyatro, toplumsal hafızamızın önemli bir parçasıdır ve bu başarılar, hem sanatçılarımızın hem de izleyicilerimizin katkılarıyla mümkün oldu. Tüm ekibimizi yürekten kutluyorum!” dedi.
Kasım kültür sanat etkinlikleri film gösterimi ve söyleşi ile başladı
04 Kasım 2024 Pazartesi - 14:09 Kasım kültür sanat etkinlikleri film gösterimi ve söyleşi ile başladı Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kasım Kültür Sanat Takvimi çerçevesinde Michael Haneke’nin “Beyaz Bant” filmi beyazperdeye yansıdı. Filmin ardından sinema eleştirmeni ve akademisyen Dr. Doğuşcan Göker, katılımcılarla bir araya geldi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin Kasım Kültür-Sanat Etkinlikleri, sinema tutkunları için keyifle geçen bir etkinlikle başladı. Her sanat takviminde birbirinden değerli sanatçıları, Türkiye’ye yakından tanıdığı önemli isimleri ağırlayan Büyükşehir, Ofis Sanat Merkezi’nde (OSM) sinema duayenlerini dikkat çekici bir gösterim ve söyleşide bir araya getirdi. Oscar adayı yönetmen Michael Haneke’nin filmi Beyaz Bant (Das Weie Band) beyaz perdeye yansıtıldı. Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Alpay Şirin’in yanı sıra etkinliği çok sayıda sinemasever takip etti. Haneke’nin toplumsal yapılar, baskı ve faşizmin kökenleri üzerine çarpıcı eleştiriler getiren bu ödüllü yapıtı, izleyenlerin beğenisini kazandı. Öte yandan, gösterimin konuğu film eleştirmeni ve akademisyen Dr. Doğuşcan Göker olurken, film üzerine söyleşi gerçekleştirdi. Dr. Doğuşcan Göker, filmde toplumun şiddet dolu yapısı ve baskısının anlatıldığını ve güçlü bir metafor ortaya koyulduğunu ifade ederek, “Haneke, Das Weie Band filminde, şiddet dolu toplum yapısının ve baskının, Almanya’da faşizmin köklerini nasıl oluşturduğuna dair güçlü bir metafor sunuyor” diye konuştu. Ayrıca ‘çocuk ve şiddet’ başlığı altında önemli bir mesaj verildiğini belirten Göker, “Nazi ideolojisinin temelinin bu tarz baskıcı ve itaate dayalı toplumlarda atıldığını ima eder. Çocukların gördükleri şiddet ve bastırılmış duygular, gelecekte daha büyük bir şiddet mekanizması içinde ortaya çıkacaktır. Haneke, bireysel kötülüklerin toplumsal baskının bir yansıması olduğunu göstererek, baskıcı toplumların nasıl bir nesil yetiştirdiğini eleştirir” şeklinde konuştu. Etkinlik, konuşmacı akademisyen Göker’in katılımcıların sorularını cevaplaması ve günün anısına çekilen fotoğraflarla son buldu. Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, “Kasım Kültür-Sanat Etkinlikleri, ay boyunca film gösterimleri, tiyatro oyunları, sergiler ve edebiyat söyleşileri gibi çeşitli etkinliklerle devam edecek. Programlarımıza tüm sanatseverleri bekliyoruz” denildi.
Büğdüz Boyu’nun 8 asırlık mirası mescit, restorasyonla yeniden gün yüzüne çıktı
04 Kasım 2024 Pazartesi - 13:38 Büğdüz Boyu’nun 8 asırlık mirası mescit, restorasyonla yeniden gün yüzüne çıktı Tokat’ta Selçuklu mimarisine özgü kubbe ve mihrap detaylarıyla öne çıkan 8 asırlık Büğdüz Mescidi, restorasyonla yeniden gün yüzüne çıktı. Tokat-Sivas kara yolu üzerindeki Çamlıbel beldesinde yer alan ve 13. yüzyıla tarihlendirilen Büğdüz Mescidi, Vakıflar Genel Müdürlüğünün restorasyon çalışmalarıyla yeniden ibadete açıldı. 2020 yılında başlanan restorasyon çalışmaları 2022’de tamamlanırken mescit eski ihtişamına kavuştu. Adını 24 Oğuz Boyu’ndan biri olan Büğdüz’den alan yapı, Anadolu Selçuklu mimarisine özgü kubbe ve mihrap detaylarıyla öne çıkıyor. “Mescit çevresinde butik mesire alanı oluşturulacak” Mescidin 8 asır boyunca kervan ve yolculara hizmet veren önemli bir yapı olduğuna işaret eden Tokat Vakıflar Bölge Müdürü Sebahattin Erdoğan, restorasyon sonrası mescidin özgün yapısının uygun şekilde korunduğunu ifade etti. Proje kapsamında ayrıca, mescidin etrafındaki yaklaşık 3 dönümlük alanda yapılan yeni düzenlemelerle vakıf çeşmesi, tuvalet, abdest alma yerleri, kamelya ve yeşil alanlarla mescit çevresinde butik bir mesire alanı oluşturulacağını belirten Erdoğan, “Geçmişten günümüze emanet olan bu yapıyı koruyarak gelecek nesillere aktarmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Büğdüz Mescidi ve çevresinde yapılan bu düzenlemelerle, hem tarihi mirası yaşatacağız hem de bölge halkının ve yolcuların faydalanabileceği aktif bir alan sunacağız” dedi.
Osmanlı’nın sağlıklı mutfak sırları, Alanya Üniversitesi’nde paylaşıldı
04 Kasım 2024 Pazartesi - 13:15 Osmanlı’nın sağlıklı mutfak sırları, Alanya Üniversitesi’nde paylaşıldı Alanya Üniversitesi, Osmanlı mutfağının zengin mirasını keşfetmek isteyen öğrenciler ve gastronomi meraklıları için anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Gastronomi dünyasının önde gelen isimlerinden Şef Yunus Emre Akkor, “Bir İmparatorluğun Mutfak Hikayeleri” başlıklı sunumunda Osmanlı saray mutfağının inceliklerini ve halk mutfağının derinliklerini öğrenci ve akademisyenlerle paylaştı. “Geleneksel tarifler, günümüz gastronomisiyle buluştu” Alanya Üniversitesi Şebnem Köseoğlu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sunuma, öğrenciler ve akademisyenler yoğun ilgi gösterdi. Sunumunda Türk ve Osmanlı mutfak kültürünün tarihsel yolculuğunu detaylandıran Şef Yunus Emre Akkor, öğrencilere Osmanlı Cihan Devleti’nin çok kültürlü yapısını ve bunun mutfak üzerindeki etkilerini anlattı. Şef Akkor, Osmanlı mutfağına dair tarihi tarifler ve pişirme tekniklerini anlattı, bu değerli mirasın modern mutfaklarda nasıl yeniden yorumlanabileceğine dair ilham verici ipuçları verdi. Şef Akkor, Osmanlı mutfağının sağlıklı yönlerine dair ilginç bilgiler de paylaştı. “Öğrenciler için ilham kaynağı” Ünlü Şef Akkor, söyleşi sonunda genç gastronomi öğrencilerinin sorularını yanıtlayarak, sektöre dair deneyimlerinden yola çıkarak yol gösterici tavsiyelerde bulundu. Genç şef adaylarına mesleğin dinamikleri ve zorlukları hakkında kapsamlı bilgiler aktaran Akkor, geleneksel mutfak kültüründen ilham alarak özgün tarifler geliştirmelerinin önemine dikkat çekti. Alanya Üniversitesi’nin gastronomi bölümüne ait mutfak ve gıda laboratuvarlarını da ziyaret eden Akkor, bölümün eğitim imkanlarını oldukça başarılı bulduğunu ifade etti. Ünlü şef, üniversitenin genç gastronomi öğrencilerine sağladığı modern imkanların etkileyici olduğunu belirterek, bu tür eğitim desteklerinin sektördeki nitelikli iş gücüne önemli katkılar sağladığını vurguladı. “Eğitime kültürel perspektif kazandırıyoruz” Alanya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yazıcı, etkinlikle ilgili görüşlerini dile getirdi. Üniversitede düzenlenen gastronomi etkinliklerinin öğrencilerin eğitimine ve kültürel gelişimlerine katkı sağladığını ifade eden Prof. Dr. Yazıcı, “Üniversitemiz, eğitim anlayışını yalnızca teorik bilgilerle sınırlamayıp öğrencilerimizin alanında önde gelen isimlerle birebir etkileşime geçmesini sağlayan etkinliklere büyük önem veriyor. Yunus Emre Akkor’un katılımıyla gerçekleştirdiğimiz ‘Bir İmparatorluğun Mutfak Hikayeleri’ etkinliği sayesinde öğrencilerimiz, Osmanlı mutfağının köklü geleneklerini tanıma fırsatı buldu. Bu, hem yerel değerlerimizi sahiplenme hem de bu zenginliği geleceğe taşıma adına onlara ilham verdi” dedi.