KÜLTÜR SANAT
15 Kasım 2024 Cuma - 18:18 Gazeteci-Yazar İhsan Tunçoğlu, Macaristan Büyükelçisi Viktor Matis’e kitabını takdim etti Gazeteci-Yazar İhsan Tunçoğlu, Macaristan Büyükelçisi Viktor Matis’e kitabını takdim etti. Kütahya’da düzenlenen uluslararası etkinliklerde Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, Gazeteci-Yazar ve Sosyal Yardım ve Kültür Vakfı Başkanı İhsan Tunçoğlu’ndan “Dünyada İlkler ve Sırlar Kenti: Kütahya” kitabını aldı. Macaristan-Türkiye ilişkilerini güçlendiren etkinliklerden biri olan DPÜ Rektörlüğü’nün düzenlediği Uluslararası 100. Yıldönümü Sempozyumu ve Avrupa Birliği büyükelçilerinin Kütahya ve Aizanoi gezisi sırasında gerçekleşen buluşmada Tunçoğlu, kitabını Büyükelçi Matis’e hediye etti. Tunçoğlu, kitabını takdim ederken Büyükelçi Matis’in Türk-Macar dostluğuna önemli katkılar sunduğunu belirterek, "Sayın Büyükelçi Viktor Matis, Türk-Macar dostluğuna unutulmaz destekler vermiştir. Kendisi, Büyükelçi olmadan önce Macaristan’ın İstanbul Başkonsolosluğu ve Ankara Büyükelçiliği’nde üst düzey diplomatik görevler üstlenmiştir. Uzun yıllardır tanışıyoruz. 2019 yılında genç yaşta Büyükelçi olarak atanmış ve o günden beri aktif bir diplomasi yürütmektedir. Ayrıca Türkçe’yi çok iyi bilmekte ve sosyal medyada, özellikle Twitter’da, en çok takip edilen büyükelçilerden biridir" dedi. Tunçoğlu, 3. baskısı yapılan kitabında Macaristan’a geniş bir yer ayırdığını ifade ederek, "Kitabımda Macaristan’la ilgili araştırmalar, yazılar, fotoğraflar ve belgeler bulunuyor. Ayrıca Macaristan Fahri Konsolosu İsmet Güral’ın Türk-Macar ilişkilerine yaptığı katkılara da geniş yer verdim" diye konuştu. Dünyada İlkler ve Sırlar Kenti: Kütahya kitabı, Kütahya’da bir yazar tarafından 3. baskısı yapılan ilk eser olma özelliğini taşıyor.
15 Kasım 2024 Cuma - 18:02 "Opera ve Bale Festivali" başladı: İlk durak Şırnak Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Anadolu’yu sanatla buluşturmak üzere 1.Anadolu Opera ve Bale Festivali’ni Şırnak’tan başlattı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Devlet Opera ve Balesi’nin ilk kez temsil vereceği Şırnak’ta, 7 Aralık 2024 başlayacak festival, Türkiye’nin dört bir yanında kültürel zenginlikleri evrensel sanatlarla harmanlamayı hedefliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Anadolu’yu sanatın birleştirici gücüyle buluşturmak amacıyla 1. Anadolu Opera ve Bale Festivali’ni hayata geçiriyor. Aralık 2024’te Şırnak’ta açılışı yapılacak olan festival kapsamında aynı zamanda “Yetenek Her Yerde” sloganıyla her şehirde yetenek taramaları da gerçekleştirilecek. Anadolu Opera ve Bale Festivali, 2024 - 2025 sanat sezonunda 23 farklı şehirde ücretsiz olarak düzenlenecek ve operadan baleye, müzikalden modern dansa, çocuk oyunlarından konserlere geniş bir yelpazede temsiller sunacak. Festival, 2024 yılında 5 şehirde 14 temsil ve 2025 yılında 18 şehirde vereceği temsillerle sanatseverlerle bale, opera ve çok sesli müziği buluşturacak. İlk durak Şırnak ardından Erzincan, Kırklareli, Ardahan ve Hatay İlk olarak 7-8 Aralık 2024 tarihlerinde Şırnak’ta perdelerini açacak olan festival, sırasıyla Erzincan (8-10 Aralık), Kırklareli (12-13 Aralık), Ardahan (13-14 Aralık) ve Hatay’da (15-17 Aralık) düzenlenecek temsillerle izleyicilere ulaşacak. Bu kapsamda; bale, müzikal, modern dans, çocuk oyunları ve konserler dâhil toplam 13 eser 14 temsille sanatseverlerle buluşacak. “Yetenek Her Yerde" sloganıyla gençlerle buluşulacak Festival kapsamında "Yetenek Her Yerde" sloganıyla her şehirde yetenek taramaları gerçekleştirilecek. Çocuk ve genç yeteneklerin keşfedilmesi amacıyla düzenlenecek bu etkinlikler, genç sanatçılara eğitimler ve atölyeler sunarak, kariyerlerinde sağlam bir temel oluşturmalarına katkı sağlayacak. Bu bağlamda düzenlenecek eğitim sohbetleri ve çalışma atölyeleri, genç yeteneklerin sanatla iç içe büyümelerini amaçlıyor.
Ait olduğu topraklara kazandırılan eserler ve hikayeleri ’Kaçış Yok’ sergisiyle Antalya’da
05 Kasım 2024 Salı - 12:48 Ait olduğu topraklara kazandırılan eserler ve hikayeleri ’Kaçış Yok’ sergisiyle Antalya’da Kültür Yolu Festivali’nde ziyaretçiyle buluşan ’Kaçış Yok’ sergisi, Antalya Arkeoloji Müzesi’nde açıldı. Hafta boyunca ücretsiz gezilebilecek müzede; Perge Antik Kenti’nden kaçırılan Tetrarkh heykel başları, yasa dışı yollarla evlerinden koparılan Anadolu’da görev yapan askerlere 25 yıllık hizmetleri sonrası verilen Roma dönemi askeri diplomaları, Osmanlı dönemine ait hançerler, Orta Çağ mücevherleri, pişmiş toprak kapları gibi çok sayıda kültür varlığı ziyaretçiyle buluşuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Kültür Yolu festivali kapsamında; kaçak kazılarla yurt dışına çıkarılan, yasa dışı yollarla evlerinden koparılan, uluslararası iş birliği ile iadesi sağlanan ve kolluk kuvvetlerinin operasyonlarıyla ele geçirilen kültür varlıkları “Kaçış Yok” adlı sergiyle, Antalya Müzesi’nde sergileniyor. 2-10 Kasım tarihleri arasında ücretsiz ziyaret edilebilen müze, çok sayıda yerli ve yabancı vatandaşın uğrak yeri oldu. Eserlerin yanında topraklara kazandırılma öykülerinin de yer aldığı sergi, Antalya Arkeoloji Müzesi’nin görkemli eserleriyle derin bir anlam kazanıyor. “İsimsiz kahramanların elinden kaçış yok” Kültür ve Turizm Bakanlığı Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı uzmanlarının yurt dışında ve Türkiye genelinde yaptığı incelemeler, takip ve araştırmaları sonucu sağlanan bilgi, belge ve deliller aracılığıyla iadesi sağlanan eserlerin oluşturduğu serginin konusu; kültür varlığı kaçakçılığının önlenmesi için yıllardır her koşulda mücadele veren isimsiz kahramanların Antalya’ya kazandırdıkları şeklinde belirtiliyor. Bakanlık tarafından oluşturulan, “Kaçış Yok sergisini neden izliyorsunuz?” sorusu yöneltilen broşürde; “Antalya, anaforlu Ksanthos Çayı’nın bulunduğu Lykia Uygarlığı’ndan Sarpedon’un, Perslere karşı bağımsızlık için can veren Lykia Beyi Perikle’nin, Millî mücadelede İngiliz ve Fransız gemilerini batıran kahraman Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul Aker’in, efsanelerin, doğal güzelliklerin ve antik uygarlıkların mekânıdır. Sizler asırlık bir çınar gibi dimdik ayakta duran Antalya Müzesinde, üst bölümü kaçırıldıktan 30 yıl sonra evine dönen ’Perge Yorgun Herakles Heykeli’ ve İsviçre gümrüğünde yakalanıp 50 yıl sonra anavatanına geri getirilen ’Perge Herakles Lahdi’nin hikâyesi gibi Antalya’ya geri kazandırılan başka nice eserlerin öykülerini öğrenecek ve yıllardır sürdürülen bu çabanın, b mücadelenin tanığı olacaksınız. Bu vitrinlerde gördükleriniz kültür varlığı kaçakçılığı ile mücadele eden her bir neferin alın terinin eseridir. Sizleri de bu mücadeleye ortak olmaya davet ediyoruz. Bizlere bu gururu yaşatan ve kültür varlığı kaçakçılığının önlenmesi için gece gündüz çalışan isimsiz kahramanlara sonsuz teşekkürler. İsimsiz kahramanların elinden kaçış yok" ifadelerine yer verildi. "Tetrarkh’ın hikayesi, bilim ve uluslararası iş birliğinin zaferini simgeliyor" “Bütünün Parçaları: Tetrarkh Heykel Başları” eseriyle başlayan sergide, toplam 22 eser yer alıyor. Teatrarkh Heykel Başları, “Antalya’daki Perge Antik Kenti, yalnızca zengin bir tarih değil, aynı zamanda karanlık bir talan hikayesiyle de yüzleşti. 1970’li yıllardan itibaren kaçak kazılarla yağmalanan bu kadim kent, Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu Prof. Dr. Jale İnan’ın önderliğinde kararlı bir mücadeleye sahne oldu. Ancak kaçırılan eserlerimizden biri olan Tetrarkh heykel başlarının, yıllar sonra heyecan verici hikayesi, bilim ve uluslararası işbirliğinin zaferini simgeliyor. Tetrarkh, Roma İmparatorluğu’nda dört imparator tarafından yönetilen dönemi temsil eden yöneticilere verilen isimdir. 2020 yılında yayınlanan bir makale, New York’taki Metropolitan Müzesi’nde sergilenen bu heykel başlarının, Perge Tiyatrosu’ndaki başsız imparator heykellerine ait olabileceğini ortaya koydu. Türk ve Alman bilim insanlarının titiz çalışmaları ve arşiv incelemeleri, bu başların Perge’den kaçırıldığını kesinleştirdi. Manhattan Bölge Savcılığı’nın hızlı müdahalesiyle eserlere el konuldu ve başlar yıllar sonra 2023 yılında ait oldukları gövdelerle Antalya’da birleştirildi. Bu birleşme, tarihin talanını geri döndürmek için verilen kararlı mücadelenin bir sembolüdür” şeklinde öykülendirildi. Kolluk kuvvetlerinin operasyonlarıyla ele geçirilen eserler de sergide Kolluk kuvvetlerinin operasyonlarıyla ele geçirilen kültür varlıkları kısmında ise 1959 yılında Antalya’da ele geçirilen Bizans İmparatorlarına ait altın sikkeler, 1960’lı yılların sonunda Korydalla Antik Kenti’nde bulunan "Sion Buluntuları" ve Serik’teki bir kaçak kazıda bulunan Apollon Heykeli, ziyaretçiyle buluşuyor. Kültür varlıklarının hikayesi ise şu şekilde aktarılıyor: “Kültür varlığı kaçakçılığına karşı verilen mücadelede jandarma, emniyet ve gümrük muhafaza birimlerinin özverili çalışmaları sayesinde, pek çok kıymetli eser kaçakçıların ellerinden kurtarılarak müzelerimize kazandırıldı.1959 yılında Antalya’da ele geçirilen Bizans İmparatorlarına ait altın sikkeler ve 1960’lı yılların sonunda Korydalla Antik Kenti’nde bulunan ’Sion Buluntuları’ bu başarıların sadece birkaç örneği. Bu eserlerin bir kısmı burada sergilenirken, bir kısmı ne yazık ki yurt dışına kaçırılmış ve Washington D.C.’deki Dumbarton Oaks Müzesi’nde sergilenmektedir. Ancak, onları geri getirmek için çabalarımız sürüyor. Serik’teki bir kaçak kazıda bulunan Apollon Heykeli de büyüleyici detaylarıyla izleyicilerini geçmişle buluşturuyor. Hep birlikte, kültürel mirasımızı koruma mücadelesinde devletimizin tüm organlarıyla omuz omuza çalışıyoruz.” “Merhaba güzel evim” Kaçış Yok adlı etkinlikte sergilenen Rahip Büstü’nün öyküsü ise hafızalara kazınacak şekilde hazırlanmış. Eserin yanında yer alan öyküde şu ifadelere yer veriliyor: “Ben, 1800 yıllık bir rahibim. Bronzdan döküldüm, zor zamanlar yaşadım, hatta yakılma ve eritilme tehlikesiyle karşı karşıya kaldım. Ancak en büyük acım, yasa dışı yollarla yurdumdan koparılmak oldu. Başımda gördüğünüz büstler, atalarımın izlerini taşır. Saçlarım ve sakallarım, dönemin asker modasına uygun olarak özenle şekillendirildi, böylelikle kendi çağım hakkında size bilgi taşıyabildim. Yüzyıllar boyunca memleketimde kalmayı umarken, hain eller beni ait olduğum topraklardan kopardı. Ama iyiler kötüleri yendi ve sonunda evime kavuştum. Merhaba güzel evim.” “Geriye kalan sikkelerin de ülkemize iade edilmesi için çalışmalar sürüyor” “Antalya Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen, 1999 ve 2022 yıllarında ait olduğu topraklara geri dönen Elmalı Sikkeleri ise şöyle aktarılıyor: “Elmalı Sikkeleri, Antik dönemde Attik-Delos Deniz Birliği için basılan değerli parçalardır. 1984 yılında Antalya Elmalı’da gerçekleştirilen kaçak kazılar sonucu 1900 adet sikkeden büyük bir kısmı yurt dışına kaçırıldı. Ancak, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın titiz çalışmaları sonucunda 1999 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nden 1674 sikkenin iadesi sağlandı. Massachusetts Mahkemesi, bu sikkelerin koşulsuz olarak Türkiye’ye ait olduğuna karar verdi. 2021 yılına gelindiğinde ise Sotheby’s Müzayede Evi’nde, Elmalı Sikkeleri grubuna ait olduğu düşünülen bazı sikkeler tespit edildi. 2022 yılında yapılan olumlu görüşmeler sonucunda 17 adet sikke ülkemize getirildi ve Antalya Müzesi’nde sergilenmeye başladı. Bu dosya, Türkiye’nin hiçbir kültür varlığından vazgeçmediğinin simgelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Geriye kalan sikkeler de tespit edilerek ülkemize iade edilmesi için çalışmalar sürüyor. Kaçış yok.” Askeri diplomalar da öz yurduna döndü Evlerinden koparılan eserler ait oldukları yere döndü levhalı kısımda ise yasadışı yollarla ülkeden kopartılan eserlerin öyküsünde ise şu ifadelere yer verildi: “Bu vitrin, farklı dönem ve kültürlere ait eserleri bir araya getiriyor. Osmanlı dönemine ait hançerlerden Bizans sikkelerine, Orta Çağ mücevherlerinden pişmiş toprak kaplara kadar her biri, yasadışı yollarla evlerinden koparıldı. Kültür varlığı kaçakçılığı, dünya mirasına karşı işlenmiş ciddi bir suçtur. Bu eserlerin iadesiyle geçmişte yapılan yanlışları düzeltme yolunda önemli adımlar atıyoruz. Kültürel mirasın korunması için uluslararası iş birlikleri sayesinde bu nadide parçalar ait oldukları topraklara geri dönüyor. Bu eserlerin yurt dışına hiç çıkmaması, kaçak kazıya maruz kalmaması ise ilk hedefimiz ve çalışmalarımızı bu anlayışla çok yoğun sürdürüyoruz. Çünkü tek amaç var: Korumak ve bundan kaçış yok.” Eserler, festival sonrası da Antalya’da Eserler, festival bittikten sonra da Antalya Arkeoloji Müzesi’nde sanatseverlerle buluşmaya devam edecek. Festival kapsamında 7 ilde ziyaretçiyle buluşan Kaçış Yok sergisinin Antalya ayağında görkemli eserler bulunuyor. Sergilenen eserler arasında; Boubon’un Kayıp Eserleri, Yorgun Herakles Heykeli, Herakles Lahti, Sütunlu Lahit parçaları gibi varlıklar da yerini aldı. "Eserleri burada görünce gurur duydum" Kaçış Yok sergisini ziyaret eden Ümmühan Akın, "Türk olarak, Türkiye’de yaşayan bir insan olarak, bize ait olan eserlerin yurdumuza dönmesini istiyoruz. Bütün eserlerimizi burada görmekten çok mutlu oldum ve gurur duydum. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na çok teşekkür ederiz" diye konuştu.
Merkezefendi Kent Tiyatrosu seyircisiyle buluşuyor
05 Kasım 2024 Salı - 12:34 Merkezefendi Kent Tiyatrosu seyircisiyle buluşuyor Hazırladıkları oyunlarla Denizlililerin ilgisi toplayan Merkezefendi Kent Tiyatrosu’nun Kasım ayı oyun takvimi açıklandı. Tiyatro ekibinin, ilk oyunu 6 Kasım’da gerçekleşeceği belirtildi. İlçe genelindeki çalışmaları sürdüren Merkezefendi Belediyesi, kültür sanat alanındaki etkinlikleriyle devam ediyor. Hazırladıkları oyunlarla Denizlililerin ilgisini toplayan Merkezefendi Kent Tiyatrosu’nun, Kasım ayındaki oyun takvimi duyuruldu. Oyunların hazırlıklarını tamamlayan tiyatro ekibi, yetişkin ve minik seyircileri ile buluşmayı bekliyor. Merkezefendi Kent Tiyatrosu, Bonbon ve Şeker Kukla Tiyatrosu oyunu 6 Kasım Çarşamba saat 10.30’da Yüzüncü Yıl Gençlik Merkezi’nde gerçekleşecek. Tiyatro ekibi ardından Mavi Kuş Masal Saati 8 Kasım Cuma günü saat 10.30’da Merkez Kütüphane, Sınır Oyunu 12 Kasım Salı günü saat 20.00’da Merkezefendi Kültür Merkezi, Mavi Kuş Masal Saati 15 Kasım Cuma günü saat 10.30’da Merkez Kütüphane, Palyaço Dodo’nun Okyanus Sirki Oyunu 20 Kasım Çarşamba günü saat 10.30’da Merkezefendi Kültür Merkezi, Söz Veriyorum Tiyatro Oyunu 21 Kasım Perşembe günü saat 20.00’da Merkezefendi Kültür Merkezi, Kırmızı Toka 27 Kasım Çarşamba günü saat 20.00’da Merkezefendi Kültür Merkezi ve Bonbon ve Şeker Kukla Tiyatrosu 29 Kasım Cuma günü saat 10.30’da Yüzüncü Yıl Gençlik Merkezi’nde oynanacak.
RTÜK İletişim Dergisi’nin yeni sayısı çıktı
05 Kasım 2024 Salı - 12:10 RTÜK İletişim Dergisi’nin yeni sayısı çıktı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) İletişim Dergisinin yeni sayısı çıktı. Derginin kapağında ‘Yayınlarda Ailenin Korunması’ ilkesi işlendi. İki yıl önce yayın hayatına başlayan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu İletişim Dergisi, zengin içeriği ve yayıncılık sektörüne ışık tutan yazılarıyla dikkat çekiyor. Radyo ve televizyon yayıncılığı alanında yeni gelişmeleri aktaran ayrıca sektör temsilcilerinin görüş ve makalelerinin yer aldığı derginin son sayısında ana gündem “Yayınlarda Ailenin Korunması” oldu. “Ailenin bütünlüğünün ve sürekliliğinin korunmasında medyanın rolü” Çocuk ve gençlerin ruhsal ve fiziksel gelişimlerine olumsuz etki edebilecek zararlı yayın içerikleriyle yoğun olarak mücadele eden RTÜK, bu kapsamda aile bütünlüğünün ve sürekliliğinin sağlanması için çeşitli faaliyetler sürdürüyor. Son olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığıyla ortak proje geliştiren RTÜK, yapılan çalışmaları dergiye yansıttı. Bakanlık ile imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde gerçekleştirilen 4. Medya Buluşması sonrasında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, RTÜK İletişim Dergisi için ‘Aile Bütünlüğünün ve Sürekliliğinin Korunmasında Medyanın Rolü’ başlıklı makale kaleme aldı. RTÜK İletişim Dergisi’nde Üst Kurul Başkanı Ebubekir Şahin ise, aile ve çocuk dostu yapımların desteklenmesi projesini anlattı. Dr. Elif Arslan da, dergi için, Diyanet İşleri Başkanlığının ailenin korunması ve kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarını özetleyen bir yazı yazdı. ‘Çocuk İstismarıyla Mücadelede Farkındalık Sağlaması Noktasında Medyadan Beklentiler’ başlıklı makalenin yazarı UCİM Başkanı Saadet Özkan olurken, Yazar, Aile ve Evlilik Danışmanı Serhat Yabancı ile yapılan röportaj da dergi içeriğinde ön plana çıkıyor. Ekran bağımlılığıyla mücadele RTÜK, düzenli olarak yaptığı kamuoyu araştırmaları ile vatandaşların medya kullanım alışkanlıklarını ölçüyor. Günlük yayın izleme veya ekrana bakma süresinin ortalama 4 saate çıktığı gerçeğinden hareket eden Üst Kurul, özellikle gençlerin ekran bağımlılığı konusuna odaklanıyor. Bu bilinçle Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayıp Birinci’nin görüşlerine yer verilen dergide, çocukların ekran bağımlılığı sorunuyla mücadelenin ailede başladığı ve toplumsal bir durum olduğu vurgulandı. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren’in makalesinde ise uluslararası sivil toplumun medyada yer alış şekli ele alındı. Dergide, tecrübeli iletişimci Prof. Dr. Zakir Avşar’ın ‘Güvenli Eğitim İletişimi’ konulu yazısı ile Güvenli İnternet Medya Merkezi Başkanı Cüneyd Altıparmak’ın ‘Yalan Haber Salgınıyla Mücadelenin Hukuki Yönü’ başlıklı makalesi de dikkat çeken içerikler olarak göze çarpıyor. Habertürk Haber Programı Sunucusu Sena Alkan Aktürk ve Yazar, Radyo Programı Sunucusu Umut Öztürk de birer yazı kaleme alarak dergiye katkı sağladı. Dijital dergi, RTÜK’ün resmi internet sayfasına yüklendi.
İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nda sanat dolu bir sezon daha
05 Kasım 2024 Salı - 11:33 İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nda sanat dolu bir sezon daha Antalya Büyükşehir Belediyesi İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nda yetenek sınavını başarıyla geçen bin 841 öğrencinin 2024-2025 eğitim-öğretim sezonu başladı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nda, 2024-2025 eğitim-öğretim sezonu başladı. Sanata gönül vermiş öğrencilerin yetenek sınavları sonucunda kabul edildiği konservatuvarda 2024-2025 sezonunda bin 841 öğrenci eğitim alıyor. Geleceğin sanatçılarını profesyonel bir eğitimle yetiştirmek amacı güden İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nda, 58 profesyonel eğitmen, öğrencilerin gelişimi için uğraşıyor. Her yaştan sanatseverin bir araya geldiği konservatuvarda, Türk sanat müziği, Türk halk müziği, tiyatro, halk oyunları, şan bölümü ve enstrüman eğitimi gibi çeşitli alanlarda akademik düzeyde eğitimler alan öğrenciler, konservatuvarın zengin eğitim imkanlarından yararlanma fırsatı buluyor. Antalya sanatla buluşmaya devam edecek İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı Müdürü Okan Atila, öğrenci sayısında geçen yıla oranla yüzde 43’lük bir artış olduğunu belirterek, “Gençlik orkestrası, gitar orkestrası, bağlama orkestrası gibi yeni oluşumlarımız var. Konservatuvar olarak öğrencilerimizin iyi birer sanatçı olmasını ve gerçek sanatı halkımızla buluşturmayı amaçlıyoruz. Bu yıl, icra heyetleri, korolar, halk oyunları ekipleri ve tiyatro ekipleriyle birlikte 30’u aşkın etkinlik planlamaktayız. Antalya’yı sanatla buluşturmaya devam ediyoruz” diye konuştu. "Yurt dışından burs aldım" Piyano öğrencisi 13 yaşındaki Azra Erkış ise İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nda 3 yıldır piyano öğrencisi olduğunu kaydederek şunları söyledi: "Burası bana çok şey kattı, büyük aşamalar kaydettim. Bu süreçte Londra merkezli bir sınava girip kazandım. Bu sayede de yurt dışında burslu okuma şansı elde ettim." Gençlik Korosu öğrencisi Elifnaz Sezer, ilkokuldan beri İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nda eğitim aldığını, piyano, opera dersleri ve çocuk korosunun ardından şimdi de Gençlik Korosu’nda olduğunu söyledi. Sezer, "Aldığım tüm eğitimlerden çok memnunum. Daha uzun yıllar burada olmayı istiyorum" dedi. Piyano öğrencisi Dilek Osmanlı da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Burada aldığım piyano dersleri sayesinde yurt dışında birçok yarışmaya katıldım ve ödüller aldım. Piyanoyla olan bağım güçlendi. Piyano öğretmenliği yapmayı çok isterim. Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nde çalmayı hayal ediyorum ve bunun için de hazırlıklarıma devam ediyorum." Altı el piyano çalıyorlar İsmail Aras Sağlam, Mehmet Deniz Sağlam ve Şerife Roza Sağlam kardeşler ise 3 yıldır İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı Piyano eğitmeni Rufina Bahadır’dan eğitim aldıklarını belirterek, "Piyano, okul derslerimizdeki başarımıza da olumlu katkı sağlıyor. Günlük ve düzenli çalışma yapıyoruz. Piyano, el-göz koordinasyonunun yanı sıra sayısal zekamızı da geliştiriyor. Derslerimize daha kolay odaklanabiliyoruz. Hayatımıza daha disiplinli ve düzenli devam ediyoruz. 3 kardeş olarak küçük yaşta başladığımız piyano eğitimini İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nda bölüm öğrencisi olarak devam ediyoruz. Hem bireysel olarak piyano çalıyoruz. Hem de 3 kardeş birlikte, 6 el çalıyoruz" ifadelerini kullandı.
Manisa Şehir Tiyatrosu Adana’da
05 Kasım 2024 Salı - 11:21 Manisa Şehir Tiyatrosu Adana’da Geçtiğimiz ekim ayında perdelerini açan Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Adana’da ilk turnesine çıktı. ’Bir Yaz Gecesi Rüyası’ adlı oyunla izleyicilerin karşısına çıkan Şehir Tiyatrosu, performansıyla beğeni topladı. Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Adana’da düzenlenen 9. Şehir Tiyatroları Festivali’ne katıldı. Festivalde, ’Bir Yaz Gecesi Rüyası’ adlı oyun sahnelendi. William Shakespeare’in aşk ve rüyalar üzerine kaleme aldığı en büyük komedisi olan oyunla, tiyatroseverlere unutulmaz anlar yaşatıldı. Şehir Tiyatrosu’nun Genel Sanat Yönetmeni Kubilay Penbeklioğlu, gösteri sonrası izleyicilere hitap etti. Yüzlerce kişi ayakta alkışladı Tiyatroseverlere Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek’in selamını ileterek sözlerine başlayan Pembeklioğlu, şu açıklamalarda bulundu: “Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Adana 9. Şehir Tiyatroları Festivali’ne katıldığımız için çok mutluyuz. Çok güzel ağırlandık, teşekkür ederiz. Sizlere Başkanımız Sayın Ferdi Zeyrek’in selamlarını getirdik. Eminim ki Adana Büyükşehir Belediyesi ve Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin birlikte yapacağı hamlelerle, bütün büyükşehirlerde şehir tiyatroları kurulacak ve daha da büyüyeceğiz. Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu olarak Manisalıların yanı sıra il dışı turneleriyle de tiyatroseverlere unutulmaz anlar yaşatıyoruz. 550 kişinin ayakta alkışladığı harika bir deneyimdi bizim için. Turne programlarımız tüm hızıyla devam edecek.”
ANTGİAD üyeleri,  Atatürk’ün 86. ölüm yıl dönümünde Anıtkabir’de
05 Kasım 2024 Salı - 11:07 ANTGİAD üyeleri, Atatürk’ün 86. ölüm yıl dönümünde Anıtkabir’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sonsuzluğa uğurlanışının 86. yılında, Antalya Genç İş İnsanları Derneği (ANTGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Yavaş ve dernek üyeleri ile birlikte Anıtkabir’e bir ziyaret gerçekleştirdi. Cumhuriyet değerlerine ve Atatürk’ün ideallerine olan bağlılıklarını ifade etmek amacıyla düzenlenen ziyarette, ANTGİAD heyeti Ata’nın manevi huzurunda saygı duruşunda bulunarak şükranlarını sundu. Ziyaret kapsamında, ANTGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Yavaş, Anıtkabir Şeref Defteri’ne yazdığı mesajda Atatürk’ün gençliğe duyduğu güveni ve Cumhuriyet’in geleceğini genç kuşaklara emanet edişini vurguladı. Yavaş, ANTGİAD olarak Atatürk’ün “Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir” sözüne olan inançlarını yineledi. Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda ilerlemenin, bilimin ve aklın rehberliğinde güçlü ve modern bir Türkiye sorumluluğunu omuzladıklarını belirten Ercan Yavaş, genç iş insanları olarak Türkiye’yi aydınlık yarınlara taşıma kararlılığı içinde olduklarını ifade etti. Ercan Yavaş, Anıtkabir Şeref Defteri’ne yazdığı mesajda şu ifadelere yer verdi: “Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetimizin kurucusu ve yol göstericisi olarak huzurunda bulunmanın gururunu yaşıyoruz. Senin en büyük umudun olan gençlik, her zaman olduğu gibi bugün de ülkemizin geleceğini aydınlatan en güçlü ışık olarak yoluna devam ediyor. ANTGİAD olarak bizler, senin ‘Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir’ diyerek bize verdiğin değeri her zaman kalbimizde taşıyoruz. Medeniyeti en yüksek değer olarak benimseyen vizyonunla, bilimin, aklın ve ilerlemenin izinden gitmeyi görev biliyoruz. Gelecek nesillere modern, güçlü ve çağdaş bir Türkiye bırakmak için genç iş insanları olarak sorumluluklarımızın farkındayız. Senin bize miras bıraktığın Cumhuriyet ve medeniyet ideallerini, her alanda daha ileriye taşımak adına var gücümüzle çalışıyoruz. Medeniyet yolculuğunda, ilke ve devrimlerinle geleceğe ışık tutan rehberimiz olmaya sonsuza kadar devam edeceksin. Bu inançla, sana ve eşsiz mirasına olan bağlılığımızı bir kez daha dile getiriyor, aziz hatıranın önünde saygıyla eğiliyoruz. Ruhun şad olsun.”
Semicenk, ekim ayında da fizy’de öne çıktı
05 Kasım 2024 Salı - 10:41 Semicenk, ekim ayında da fizy’de öne çıktı “Geçiyor Zaman” şarkısıyla büyük bir başarı yakalayan Semicenk, Türkiye’nin popüler müzik uygulamalarından fizy’de, eylülün ardından ekim ayının da en çok dinlenen sanatçısı oldu. Semicenk, hem “Geçiyor Zaman” ile en çok dinlenen şarkılar kategorisinde hem de ayın en çok aratılan sanatçıları kategorisinde zirveyi korudu. fizy’de ekim ayında en çok aranan ve dinlenen sanatçı “Geçiyor Zaman” şarkısıyla Semicenk oldu. Geçtiğimiz ay da müzik kategorisinde Semicenk liderliğini korumuştu. Ekim ayında fizy’de en çok izlenen videolarda ise ‘Pop Bizde Popcast fizy Özel Hadise Bölümü’ öne çıktı. Zengin müzik içeriğinin yanı sıra podcastleriyle de güçlü bir takipçi kitlesine sahip olan fizy’de ekim ayının en çok dinlenen podcast’i ise geçtiğimiz ay da zirvede yer alan “Ortamlarda Satılacak Bilgi” oldu. En çok şarkı İstanbul’da dinlendi fizy, ekim ayında en fazla İstanbul’da dinlendi. Sıralamanın devamında ise Ankara, İzmir, Bursa ve Gaziantep yer aldı. Ekimin gözde listeleri platformda Zengin içerikleriyle kullanıcılarına keyifli anlar yaşatan platformda ekim ayında kullanıcıların tercihleriyle oluşan algoritma listeleri hariç, editörlerin dikkatle hazırladığı en çok dinlenen listeler arasında ‘fizy Top 50 Yerli’, ‘fizy Trend’, ‘Yılın Şarkıları’, ‘Karışık Kaset’, ‘POParabesk’, ‘%100 Türkçe Pop’ ve ‘En Yeniler (Yerli)’ öne çıktı.
"Küçük Prens" evrenine geri sayım
05 Kasım 2024 Salı - 10:40 "Küçük Prens" evrenine geri sayım Paris, Sidney ve Dubai’deki kapalı gişe gösterilerin ardından Broadway’de bir sezon geçiren "Küçük Prens", 80. yılında 21 Kasım-1 Aralık arasında İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde sahnelenecek. Yapımı Broadway Entertainment Group tarafından üstlenilen Küçük Prens, dansın, müziğin, projeksiyonların ve akrobasinin canlı evrenine davet ediyor. Hayal gücünün sınırlarını zorlayacak gösterinin biletleri Türkiye’nin etkinlik biletleme platformu Biletinial’da satışa çıktı. Yönetmen ve koreograf Anne Tournié liderliğindeki gösterinin opera metninin uyarlamasına adını yazdıran Chris Mouron aynı zamanda ortak yönetmen koltuğunda oturuyor. Orijinal müzik Terry Truck tarafından hazırlanırken, koreografide yardımcı olan isim Noellie Bordelet. Marie Jumelin video tasarımında yer alırken, Peggy Housset kostüm, Stéphane Fritsch aydınlatma, Tristan Viscogliosi ise ses tasarımı görevinde bulunuyor. Gösterinin video projeksiyonundaki isim Etienne Beaussart olurken, saç ve makyajdan Carmen Arbues Miro ve dekorlardan Aurelie Gandilhon sorumlu bulunuyor. Yönetmen Anne Tournié, gösteriye ilişkin yaptığı açıklamada, "Ekip olarak Küçük Prens’in dünya yolculuğunu İstanbul’a devam ettirmesinden dolayı çok heyecanlıyız. Küçük Prens yolculuğunda, karşılaştığı birçok farklı insan ve kültürle insanlık mesajını paylaşıyor. Antoine de Saint-Exupéry’nin değerli masalının oluşturduğu bu kaynaştırma ortamında; Küçük Prens’in dostluk, yalnızlık, sevgi ve hem diğer insanlara hem de gezegenimize duyduğu şefkatin hikayesini getirmekten onur duyuyoruz" dedi.
El emeği ve hayal gücüyle şekillenen kaşıklar doğallığıyla göz dolduruyor
05 Kasım 2024 Salı - 10:38 El emeği ve hayal gücüyle şekillenen kaşıklar doğallığıyla göz dolduruyor Kocaeli’de el işçiliğiyle üretilen ve çeşitli figürlerle süslenen 150 ahşap kaşık, İzmit’te sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Murat Babadağı’nın sabırla şekillendirdiği ve detaylarla dolu eserleri, sanayileşmenin gölgesinde kaybolan zanaatı yaşatmayı hedefliyor. Kocaeli’de yaşayan Murat Babadağı, 6 yıl önce odun ve tahta parçalarından kaşık figürleri yapmaya başladı. Hobi amaçlı başladığı ahşap oymacılığı sanatında büyük ilerleme kaydeden Babadağı, atölye kiralamaya karar verdi. "Eskikafa" adını verdiği atölye ile hobisini daha da büyüten Babadağı’nın birbirinden güzel kaşıkları, şu anda İzmit Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde sergileniyor. 5 yıllık bir emeğin ürünü olan 150 özgün eser, sanayileşmenin gölgesinde kaybolan bu zanaatı yeniden canlandırmayı hedefliyor. Tamamen geleneksel yöntemlerle, yalnızca el aletleri kullanılarak yapılan ve şimşir, zeytin, ceviz ve kestane gibi farklı ağaç türleriyle zenginleştirilen kaşıklar, hiçbir kimyasal renklendirici kullanılmadan, doğallığıyla göz dolduruyor. Murat Babadağı’nın her birini titizlikle işlediği 150 kaşık eseri, 10 Kasım’a kadar Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde sergilenecek. "Kaşık oyma sanatının hak ettiği değeri gördüğünü düşünmüyorum" Sanayileşen dünyanın zanaat üzerindeki etkisine dikkat çeken Babadağı, "Kaşık oyma sanatının hak ettiği değeri gördüğünü düşünmüyorum. Sanayileşen dünya sisteminin de bu konuda etkisi olabilir. Ben 6 yıldır bu işi yapıyorum. Bu zanaatı biraz daha ön plana çıkarmak istedim. Bu sanatı halkla buluşturmak istiyorum. Tüm sanatseverleri de eserleri görmeye davet ediyorum" dedi. Tamamen el emeği, göz nuru Sergideki kaşıkların tamamının geleneksel yöntemlerle ve yalnızca el aletleri kullanılarak yapıldığını aktaran Murat Babadağı, "Kaşıklarımda farklı ağaç parçalarını kullanıyorum. Gündelik kullanım kaşıklarını şimşir ve zeytin ağaçlarından yapıyorum. Ceviz ve kestane gibi hemen hemen her sert yapılı ağacın parçasını kullanıyorum. Herhangi bir kimyasal renklendirici de kullanmıyoruz. Ayrıca bir zaman kavramımızda yok. 3 gün sürede üretilen kaşık da var 3 saatte üretilen de. Türüne, işlevine göre değişebiliyor" şeklinde konuştu. "Çok sabırlı biridir" Ortada büyük bir emeğin olduğunu söyleyen Murat Babadağı’nın eşi Kanile Babadağı ise "Görüldüğü üzere her yer el emeği, göz nuru. Çok büyük emek var. Eşim diye söylemiyorum, çok sabırlı biridir. Aynı zamanda bu sergi vatandaşlarla sanatın tanışma sergisi. İlerleyen zamanlarda sergilerin devamı gelecek" ifadelerini kullandı.
Dört asırlık Hoca Hasan Hamamını 1 yılda, 35 bin kişi ziyaret etti
05 Kasım 2024 Salı - 10:34 Dört asırlık Hoca Hasan Hamamını 1 yılda, 35 bin kişi ziyaret etti Elazığ’da tarihi Harput Mahallesi girişinde görkemli kubbesiyle ve gösterişli mimarisiyle ziyaretçileri karşılayan Hoca Hasan Hamam Müzesi bir yılda 35 bin kişiyi ağırladı. Harput mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Osmanlı dönemine ait 392 yıllık Hoca Hasan Hamamı, restorasyon çalışmalarının ardından müzeye dönüştürüldü. Harput mimarisine uygun olarak dizayn edilen Hoca Hasan Hamamı, şehrin kültür ve turizm yaşamına kazandırıldı. 5 bin yıllık Harput Mahallesi girişinde görkemli kubbesiyle ve gösterişli mimarisiyle ziyaretçileri karşılayan müze, tarihi serüveni içerisindeki hamam kültürünü gelecek nesillere aktaracak. Açıldığı tarihten itibaren yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgi gösterdiği Hoca Hasan Hamamı bir yılda 35 bin kişi ziyaret etti. ’’Önümüzdeki yıl çalışmalarla birlikte 70 bin kişiyi misafir etmeyi planlıyoruz’’ Hoca Hasan Hamam Müzesi sorumlusu Hasan Aytaç, “Atıl durumda olan tarihi hamam, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Elazığ’ı müzeler şehri haline getirmenin basamaklarından biri olarak 2020 yılında restore ettirmeye başladı. 3 yıl boyunca süren titiz kazı ve restorasyon çalışmalarının ardından Hoca Hasan Hamam Müzesi, halkımızın hizmetine hazır hale getirildi. Hamamımız Osmanlı hamamı olarak 4 halvet ve 4 eyvandan oluşmaktadır. Halvetlerimiz sıcağı sevenler için eyvanlarımız da toplu halde yıkanmak isteyen insanlarımızın kullandığı alanlardır. Hamamda sergilediğimiz eseler, şifa tasları, taraklar, kazı çalışmalarında bulunan seramik parçalarımız ve çinilerimizdir. Hoca Hasan Hamamında geçmişe ait bütün eserler burada sergilenmektedir. Belediye Başkanımız Şahin Şerifoğulları’nın yaptığı çalışmalar sonucunda Harput Mahallemizde Basın Müzesi, Musiki Müzesi ve Hoca Hasan Hamam Müzemiz açıldı. Son olarak da şehrimizin göbeğinde Kent Müzemiz açıldı. Hoca Hasan Hamamına günlük olarak bin ile bin 500 kişi arasında misafirimiz geliyordu fakat havaların soğumasıyla beraber gelen misafirlerimizde düşüş yaşandı. Şimdilerde ise batı illerinden gelen turlardan dolayı yoğunluk yaşamaya başladık. Sürekli Ege’den Akdeniz’den ve İç Anadolu Bölgesinden misafirlerimiz geliyor. Hoca Hasan Hamam Müzemizi açıldığı tarihten itibaren 35 bin kişi ziyaret etti. Hedeflerimiz Elazığ Belediyesi olarak çalışmalarımızı sürekli sürdürüyoruz. Önümüzdeki yıl hedefimiz burayı 70 bin vatandaşın ziyaret etmesidir” dedi.
Yükümlülerin yaptığı ebru ve resimler göz doldurdu
05 Kasım 2024 Salı - 10:08 Yükümlülerin yaptığı ebru ve resimler göz doldurdu İzmir’de Karşıyaka Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen, yaklaşık 150 yükümlünün eserlerinin yer aldığı ‘Geleneksel El Sanatları Ebru ve Resim Sergisi’ ziyarete açıldı. Mevlana türbesinden lale figürüne kadar kültürel boyutta olan pek çok eser büyük beğeni gördü. Karşıyaka Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün denetimi altında olan yaklaşık 150 yükümlüye, Buca Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünce görevlendirilen eğitmen tarafından ebru sanatı ve çeşitli alanlarda boya kursu eğitimi verildi. Yükümlüler, aldıkları eğitimler sonunda Mevlana’dan lale motifine kadar geleneksel özellik taşıyan birçok eser ortaya çıkardı. Eserler, İzmir Bölge Adliye Mahkemesinde düzenlenen sergiyle tanıtıldı. "Tarihimizi ve kültürümüzü yansıtan eserler ön planda" Sergiye dair bilgiler aktaran Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcısı Halil Sezgin, “Karşıyaka Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün takibini yaptığı yükümlülerimizin; kişisel becerilerini geliştirmeleri, boş zamanlarını değerlendirmeleri ve sosyal hayata, topluma adaptasyonlarının hızlandırılması amacıyla böyle bir kurs düzenledik. Kurs sonucunda ortaya çıkan bu güzel eserleri de insanlarımıza gösterdik. Tarihimizi ve kültürümüzü yansıtan eserler ön planda. Osmanlı döneminden itibaren ‘lale’ figürü bizim kültürümüzde çok önemli bir yer tutmaktadır. Çalışmalarda lale figürü, Mevlana Türbesi’ndeki eserlerin yansıması gibi çeşitli eserleri burada görebiliyoruz. Önemli olan bu eserleri kalıcı hale getirmek ve tarihimizi, gençlerimize aktarabilmek. Ebru sanatı da bunun için çok önemli” dedi.