GÜNDEM - 19 Kasım 2024 Salı 17:36

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı ile Kayseri Üniversitesi arasında iş birliği protokolü imzalandı

A
A
A
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı ile Kayseri Üniversitesi arasında iş birliği protokolü imzalandı

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı ile Kayseri Üniversitesi arasında denetimli serbestlik hizmetleri alanında iş birliği protokolü imzalandı.



Kayseri Üniversitesi’nde gerçekleştirilen iş birliği protokolüne Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz ile Rektör Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa imza attı. Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, yaptığı konuşmada iş birliği protokolünün hedefleri konusunda şunları söyledi;


“Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüklerimiz, cezaevinden tahliye olan ya da hiç cezaevine girmeden cezasını dışarıdan çeken yükümlüleri takip eden müessesemizdir. Bu kapsamda denetimli serbestlik şube müdürlüğümüzün iş görev ve faaliyet alanlarını daha iyi yapması, daha kaliteli hizmet üretebilmesi için Bakanlığımızın talimatları ile üniversitelerle bir işbirliği yapma çalışmalarımız oldu ve üniversiteler sağ olsun bizim taleplerimize olumlu karşılık verdiler. Biz de hem denetimli serbestlikte çalışan personelimizin eğitilmesi hem de cezaevi sonrası takiplerini yaptığımız yükümlülerin eğitilmesi ve topluma kazandırılması konusunda birlikte iş birliği yapacağız ve projeler üreteceğiz. Bu süreçte suç işlemiş vatandaşlarımızı tekrar topluma kazandırmak için önemli faaliyetleri gerçekleştirebileceğiz. Ben Sayın Rektöre göstermiş olduğu anlayış ve işbirliğinden dolayı teşekkür ediyor ve protokolün hayırlara vesile olmasını diliyorum.”



Konuşmasında üniversitelerin üç temel görevinden bahseden Rektör Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa ise şunları kaydetti;


“Üniversitelerin üç temel görevi vardır. Birincisi, üniversiteler bilgi üreten üretim merkezleridir. Yapmış oldukları araştırmalar, lisansüstü çalışmalar, öğretim elemanlarımızın öğrencilerle birlikte yaptıkları araştırma projeleri, bilgi üretme anlamında önemli bir fonksiyonu içermektedir. Tabi, elbette, genel yaygın olarak bilinen eğitim-öğretim faaliyetleri de üniversitelerin ikinci temel görevini oluşturmaktadır. Bu manada üniversiteler üretilen bilgiyi, var olan bilgiyi öğrencilerle paylaşarak, toplumda nitelikli insan kaynağının oluşmasına, entelektüel bilginin oluşmasına katkı sağlarlar. Üçüncüsü toplumsal fayda oluşturan işler yapmak. Bu manada bizler Kayseri Üniversitesi olarak toplumda genel yaygın olarak bilinen görevleri icra ediyoruz. İmzalanan bu protokol çerçevesinde gerçekleştireceğimiz etkinlikler ve işbirlikleri ile sağlayacağımız katkılar da toplumsal fayda açısından değerlendirilebilir. Bizler bu konuda üzerimize ne görev düşüyorsa, öğretim kadromuzun vereceği eğitimler ile mevcut programlarımızda var olan uygulamalar ve atölye çalışmalarıyla bu protokole katkı sağlayacağız. İmzalanan protokolün, şehrimiz ve ülkemiz için faydalı sonuçlar oluşturması temennisi ile hayırlı olmasını diliyorum.”



Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı ile Kayseri Üniversitesi arasında iş birliği protokolü imzalandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Savunma Sanayii Başkanı Görgün: "Bayraktar TB-3, dünya tarihine geçti" Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Bayraktar TB-3’ün kısa pistli bir gemiden kalkış ve iniş yapabilen ilk SİHA olarak dünya tarihine geçtiğini açıkladı. Savunma Sanayii Başkanı Görgün, sosyal paylaşım sitesi X hesabından “Dünya havacılık tarihinde bir ilk” başlığıyla yaptığı paylaşımda, “Bayraktar TB-3, kısa pistli bir gemiden kalkış ve iniş yapabilen ilk SİHA olarak dünya tarihine geçti. Bu başarı, yalnızca Türk savunma sanayiinin değil, aynı zamanda havacılık teknolojilerindeki küresel yarışta liderliğimizin bir göstergesidir. Bu yarışı Türkiye kazandı” dedi. Milli Deniz Havacılığı tarihimizde de bir ilk, olduğunu dile getiren Görgün, “Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen TB-3, Milli deniz havacılığımız alanında çığır açan bir inovasyon. Havada kalış süresi, yüksek faydalı yük kapasitesi ve şimdi de kısa pistli bir gemiden havalanma yeteneği ile TB-3, geleceğin savunma teknolojilerinde yeni bir dönemin kapısını araladı. Türkiye deniz havacılığına en yüksekten girdi. Bu tarihi başarıda emeği geçen başta BaykarTech firmamız olmak üzere, mühendislerimizi, teknisyenlerimizi ve tüm ekipleri yürekten tebrik ediyorum. Türkiye, azmi ve kararlılığıyla küresel bir yarışta daha en önde yer aldı. Baykar’ımızla ve Savunma sanayiimizle gurur duyuyoruz. TB-3 gerçek kuvvet çarpanı” ifadelerine yer verdi.
Antalya Antalya’da yaşayan yerleşik Ukraynalılardan 1000. gün açıklaması Antalya’da yaşayan yerleşik Ukraynalılar, Ukrayna-Rusya savaşının bininci günü nedeniyle açıklamada bulundu. Antalya’da yaşayan Ukraynalılar, Ukrayna-Rusya savaşının bininci günüde Attalos Heykeli önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması sırasında çok sayıda Ukraynalı, bayraklarına bürünmüş halde alanda hazır bulundu. “Rusya, dün çocukların da bulunduğu onlarca can kaybına sebep oldu” Ukrayna Antalya Konsolosu Oleksandr Voronin, Rusya’nın saldırısı nedeniyle Ukrayna’da yaşayan insanların normal hayat düzeninden mahrum kaldığını ifade ederek, "Sivil yerleşim yerlerinin ve sivillere yönelik altyapı ile enerji altyapısının sürekli olarak bombardımana maruz kalması nedeniyle, insanlar, normal bir hayat düzeninden mahrum kaldı. Başkent Kiev’de bile, kimi zaman hava hücum alarmı, kesintisiz on saat sürüyor ve bu esnada insanlar, işlerine, öğrenimlerine ve gece uykularını bölerek sığınaklara inip beklemek zorunda kalıyor. Geride bıraktığımız Pazar günü, 17 Kasım’da Rusya, Ukrayna geneline yönelik, 120 füze ve 90 kamikaze İHA ile yoğun bir hava saldırısı düzenledi. Bu saldırıda hedef, enerji altyapısıydı ve saldırının sonucunda, Ukrayna’nın bütün illerinde yoğun elektrik kesintileri görülmeye başladı. Rusya, dün Sumı ve Odesa şehirlerindeki yerleşim bölgelerine füze saldırıları düzenleyerek yeni bir suç işledi. Bu saldırılar, aralarında çocukların da bulunduğu onlarca can kaybına sebep oldu” dedi. Zelenskiy’nin formülüne destek talebi Savaşın bin gündür sürdüğünü vurgulayan Ukrayna Antalya Konsolosu Oleksandr Voronin, kendilerine destek olan tüm ülkelere teşekkür ederek, "Bin gün, sembolik bir tarihtir, çünkü işgalin başlangıcında dünya toplumu, Ukrayna’nın dayanabilme şansını 48-72 saat olarak değerlendiriyordu. Ancak Ukrayna askerleri ve halkı, orantısız bir güce karşı gerçek bir kahramanlık sergileyerek ayakta kalmayı başardı ve topraklarını savunmaya devam ediyor. Tüm ortaklarımıza, bu süre boyunca bize destek olmaya devam ettikleri için minnettarız. Ayrıca, tüm dünyanın, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy tarafından sunulan, adil ve kalıcı bir barışı sağlamayı amaçlayan Zafer Planı ve Barış Formülü’nü destekleyeceğini umuyoruz.”
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasına yarın devam edilecek İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine yarın devam edilecek. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılanmasına 2. gününde devam ediliyor. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Fehmi Alperen, "Ben İBB’ye bağlı ambulans şoförü olarak çalışıyorum. 17 yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışıyorum. Hasta sevki yapıyoruz. Bir şirketim de vardır aynı zamanda. Biz yeni doğan hasta nakli yapmıyorduk. 112 sisteminin bertaraf edilerek hastanelere sevk yapıldığı iddiasına katılmıyorum. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bahsi geçen hiçbir hastaneye nakil yapmadım. Birçok sevki sanık Hasan Basri Gök yürütmektedir. Hatta sevk işlemi için bazen doktor olduğunu söylemiştir kendisi. Benim hakkımda iddianamenin hiçbir sayfasında sevk ile alakalı bir şey yoktur. Sanıklardan Hakan Doğukan Taşçı’yı tanıyorum. Taşçı bana hasta bebeklerin basamak değerleri ile oynandığını da söyledi. Benim Fırat Sarı ile bir menfaat ilişkim yoktur. Sarı’nın hesabından bana yıllardır gelen 1 TL bile yoktur. Burada bir örgüt olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Buradaki herkes sağlık çalışanı” dedi. Fehmi Alperen’in avukatı ise savunmasında, “Benim müvekkilim mağdurdur. Burada suçlanan kişiler aynı zamanda da mağdurdur. Uzun süredir tutuklu olan müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum” dedi. Sanık avukatının savunmasının ardından duruşmanın 3. oturumunun yarın saat 09.30’da devam etmesine karar verildi.