Yerel Haberler
Kastamonu
25 Aralık 2025 Perşembe - 11:14 Anne ve oğluna uyuşturucudan 18’er yıl hapis cezası Kastamonu’nun Tosya ilçesinde "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama" suçlarından yargılanan anne ve oğlu, davanın karar duruşmasında 18’er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Edinilen bilgiye göre, 12 Ekim 2024’te, Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince Tosya ilçesinde N.Ü.’nün ikametinde yapılan aramada, farklı miktarlarda kannabinoid, amfetamin, ecstacy, sentetik ecza hapı ve suçtan elde edildiği değerlendirilen 4 bin 700 TL ele geçirildi. Jandarma ekiplerince gözaltına alınan N.Ü. ile oğlu Ç.B.K., tutuklandı. Sanıklar hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama" suçlarından açılan davanın karar duruşması görüldü. Duruşmada tutuklu sanıklar ile avukatları hazır bulundu. Son kez savunma yapan N.Ü., mütalaayı kabul etmediğini belirterek, "Ben uyuşturucu kullanıyorum. Uyuşturucuyu bana Murat getirdi. Uyuşturucu ıslaktı, ben kuru istemiştim. O da ’abla, kurusunu getireceğim’ dedi. O sırada da ben tutuklandım. Murat, benden habersiz daha öncesinden dediği gibi kuru uyuşturucuyu getirmiş. Maddenin içinden başka maddeler de çıkmıştı. Biz bunu 4 kişi ortak aldık, kullanıyoruz. Ben, uyuşturucu satmadım, sadece kullandım. Haksız yere 1,5 yıldır cezaevinde bulunuyorum. Beraatımı ve tahliyemi talep ediyorum" dedi. Kendisinin uyuşturucu satmadığını iddia eden Ç.B.K. de, "Efe isimli şahıs benim kendisine uyuşturucu sattığımı söylüyor. Ben, ne kendisini görmüşümdür ne de selam vermişimdir, kendisini tanımam. Murat, İstanbul’dan temin ettiği uyuşturucuyu anneme getiriyor. Ben de Murat’tan bu uyuşturucuyu alıp eve getiriyorum. Ben, sadece anneme gelen uyuşturucuyu teslim alıyorum, uyuşturucu satmamla alakası yok. Eve uyuşturucuyu almamam gerekiyordu, eve sokmamam lazımdı. Annem tutuklanmıştı, o sırada Murat da uyuşturucu getirdi. Sokağın ortasında paketi bırakamazdım. Ben de paketi alıp eve getirdim. Ben suçsuzum. Uzun zamandır tutukluyum. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum" diye konuştu. Avukat savunmalarının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, N.Ü. ile oğlu Ç.B.K.’yi ’uyuşturucu ticareti’ suçundan 18’er yıl hapis, ayrı ayrı 180 bin TL’de para cezasına çarptırdı.
25 Aralık 2025 Perşembe - 10:30 Kanser hücrelerinin oluşumunu önleyen kokulu üzümün üretimi arttırılacak Karadeniz’de yetiştirilen ve barındırdığı bol resveratrol sayesinde kanser dokularının oluşumunu, gelişimini ve artmasını engelleyen kokulu kara üzümün ekiminin yaygınlaştırılması hedefleniyor. Karadeniz Bölgesi’ndeki nemli alanlarda yetişen, kokulu kara üzüm, bünyesinde bol miktarda bulunan resveratrol maddesi antioksidan, antimutagen ve antikanserojen aktivitesi göstererek insan vücudunda kanser dokularının oluşumunu, gelişimini ve artmasını engelliyor. Kastamonu’nun sahil kesimindeki ilçelerinde bol miktarda yetiştirilen kokulu kara üzümün ekim alanının genişletilmesi amaçlanıyor. Orman ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi tarafından hazırlanan TÜBİTAK projesiyle kokulu kara üzümün kırsal kesimde yaşayan vatandaşlar için ek gelir kapısı oluşturulması hedefleniyor. Proje kapsamında kokulu kara üzümden elde edilen pekmez, sirke, tatlıların zenginleştirilerek Kastamonu mutfağına kazandırılması hedefleniyor. Kanser hastaları yoğun ilgi gösteriyor Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde kokulu kara üzüm yetiştiren emekli akademisyen Hüsnü Şinoforoğlu, yerel halk tarafından üzümün öneminin bilinmediğini ifade etti. Kendisinin kokulu kara üzümden yaptığı kokulu kara üzümden yaptığı ürünlere kanser hastalarından yoğun ilgi gösterildiğini belirten Şinoforoğlu, kendisinin de cilt kanserine yakalandığını ve üzüm sayesinde 3,5 yıldır ilaç kullanmadan ayakta kaldığını dile getirdi. "Bahçemde özellikle kokulu üzüm yetiştiriyorum" Kokulu kara üzümün sporculardan da yoğun ilgi gördüğünü dile getiren Şinoforoğlu, "Bu aynı zamanda sporcular için bulunmayan bir velinimettir. Glikoz ve früktoz direk kana karıştığı için maçtan yarım saat önce içildiğinde sporcu maç boyunca oynamak istiyor. Sporcu kendisini çok dirençli hissediyor. Başka bir özelliği daha var. Sıcak içildiğinde bağırsak florasını düzenliyor. Eğer ishal ise soğuk içildiğinde sindirimi normale çeviriyor. Biz de elimizden geldiğince yetiştirmeye çalışıyoruz. Çevremize yaymaya çalışıyoruz. Yaprağı da çok güzel, yaprağından sarma yapılıyor. Çünkü yaprağı ekşimsi gibi limon istemiyor. Bu yüzden sarması lezzetli oluyor" dedi. "Kokulu üzümü proje haline getirirsek Kastamonu’ya yayabiliriz" Kastamonu’da kokulu üzümün üretiminin ve katma değerli ürüne dönüştürülmesinin yaygınlaştırılabileceğini kaydeden Şinoforoğlu, "Karadeniz’in olmazsa olmazı karalahana, mıhlama ve bir de pepeçuradır. Bu yüzden bunu Kastamonu’da geliştirebiliriz. Kastamonu Üniversitesi’nden Hikmet Haberal hocamız bu konuda çok duyarlı. Eğer bunu proje haline getirirsek Kastamonu’ya yayabiliriz. Bu ürün 750 rakımda daha çok yetişiyor. Sahilde daha rahat yetiştiriliyor, bu üzüm nem ve rutubet istiyor. İl merkezi bin rakımın üzerinde olduğundan dolayı 20 kiloda 1 kilo pekmez oluyor ama 750 rakımın altında 5-6 kiloda 1 kilo pekmez elde edilebiliyor" diye konuştu. "Hiçbir ilaç tedavisi görmeden iyileştim" "Hangi kanser türü olursa olsun fark etmiyor" ifadelerine yer veren Şinoforoğlu, "4’üncü evrede olsa hiç fark etmiyor. Tüm kanserler hücrelerini yok etmeye çalışıyor. Resveratrol maddesi kanserin düşmanıdır. Bu yüzden doğal bir ilaçtır. Ben de çok ciddi bir operasyon geçirdim ama ben de kokulu üzümden sürekli tüketiyorum. Benim hastalığım cilt kanseriydi ve yayılan kanser türüydü. Hiçbir kemoterapi ve ilaç tedavisi almadan Allah’ıma şükürler olsun 3,5 senedir yaşıyorum. Doktorlar benim kafatasını alacağını söylemişlerdi ama hiç yayılmadığı için az bir kısmını aldılar. Ben kanseri iyileştirdiğine dair bir iddiada bulunmuyorum ama ben bundan fayda buldum, hiçbir ilaç tedavisi görmeden iyileştim" şeklinde konuştu. "TÜBİTAK projesi ya da üniversitemize ihtisas projesi olarak sunacağız" Kokulu kara üzümün yaygınlaşması için çalışma yürüten Kastamonu Üniversitesi Araç Rafet Vergili Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal ise, "Gastronomi ürünü olarak ürün geliştirme konusunda öğrencilerimizle TÜBİTAK 2209 projeleri yapmak istedik. Araştırmalarımız sırasında aklıma kokulu üzüm geldi. Kokulu üzüm, bizim olmazsa olmazlarımızdan. Bilimsel bir çalışma yaptığımız için öncelikle literatür taraması yaptık. Literatürde Kafkaslardan Batum’a, Rize’ye ve ardından Batı Karadeniz bölgesine kadar, Kastamonu’nun sahil ilçeleri Cide, İnebolu, Bozkurt, Çatalzeytin’de bu üzümden gördük. Öğrencilerimizle birlikte bu çalışmaları yapmaya başladık. Şu anda biz, bu üzümden hocamın desteği sayesinde 5 çeşit gastronomi ürünü ortaya çıkardık. Daha sonra TÜBİTAK projesi olarak hazırladık. Ben aynı zamanda Kastamonu Üniversitesi’nde flora ve fauna dersini veriyorum. Tıbbi aromatik bitkilerden birisi de kokulu üzümdür. Amerika’da ’isabella’ diye biliniyor. Bizim ülkemizde böyle bir değer var. Biz bu değeri hem ekonomiye, kırsal kalkınmaya, bölgesel kalkınmaya yönelik çalışma yaparak ürün geliştiriyoruz. Restoranlara, kafelere, mutfağımıza bu üzümü kazandıracağız. Kokulu üzümden sirke yapılıyor, pepeçura yapılıyor, kabak ile beraber tatlı yapılıyor, reçeli yapılıyor. Bunun şırası çıkarılıyor. Bizler de hocamla birlikte dalından üzümleri toplayarak bizzat yerinde kaç aşamadan geçtiğini öğrencilerimizle birlikte inceledik. Öğrenci kardeşlerimizle, hocam ile mülakata geçecekler. Soru cevap şeklinde hem video hem mülakat hem yazılı olarak bilgileri alacağız. İnşallah gastronomi alanında TÜBİTAK projesi olarak ürün geliştirmesi sağlanabilir ya da ihtisas projesi de olabilir" dedi.
Bin 700 rakımlı zirvedeki 4 kilometre uzunluğuna sahip mağara görenleri mest ediyor
08 Ekim 2025 Çarşamba - 12:10 Bin 700 rakımlı zirvedeki 4 kilometre uzunluğuna sahip mağara görenleri mest ediyor Kastamonu’nun Araç ilçesinde bulunan Soğucaova yaylası sınırlarında yer alan bin 700 rakımlı Katbaşı Zirvesinin bulunduğu alanda yer alan 4 kilometre uzunluğa sahip mağara görenleri hayran bırakıyor. Türkiye’nin eşsiz doğa manzaralarına sahip, tabiat ve doğa turizminin merkezlerinden olan Kastamonu’nun Araç ilçesinde bulunan yaylaların turizme kazandırılması noktasında çalışmalar devam ediyor. Doğal güzellikleri, geniş ormanlık ve manzaralı piknik alanlarıyla yaz vatandaşların uğrak yeri haline gelen Araç ilçe merkezinden başlayarak 48 kilometrelik rota üzerinde birbirine bağlantılı 33 yaylada, ‘orman ve tabiat turizmi’ alanında ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi tarafından yürüyüş rotaları oluşturuldu. Kastamonu Üniversitesi ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve Kastamonu Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğüyle yapılan çalışmalar sonucunda bölgenin milli park ya da korunan alan ilan edilmesi hedefleniyor. Bu çerçevede bölgede bulunan Soğucaova yaylası sınırlarında yer alan Fokurdan Mağarası’nda Kastamonu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, Ersizlerdere Kalkınma Eğitim ve Ekoturizm Derneği Başkanı Mustafa Çağır ile Kastamonu Doğa Koruma ve Milli Park Müdürlüğü ekipleri, Soğucaova yaylasında Katbaşı Zirvesi ile Fokurdan Mağarasında incelemelerde bulundu. İncelemelere bölgede yaşayan vatandaşlar da katıldı. Yaylanın içerisinden iki kaya parçasının arasından girişi bulunan ve içerisinde salon büyüklüğünde odaların yer aldığı mağarada biriken suyun da şifalı olduğuna inanılıyor. Oluşumunu tamamlamamış yeni sütunlar, buz sarkıtlarının yer aldığı mara görenleri kendisine hayran bırakıyor. "Fokurdan mağarasında uzmanlar tarafından inceleme yapılmasını talep ediyoruz" İncelemelerle ilgili bilgi veren Kastamonu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, "Kastamonu’nun Araç ilçesine bağlı Soğucaova yaylasında bulunuyoruz. Soğucaova yaylasının 2 kilometre uzaklığında bulunan Katbaşı Zirvesi olarak bilinen yer bin 700 rakımdadır. Görsel güzelliğiyle tabiat kaynakları açısından önemli bir alan. Bitki çeşitliliği, yaban hayatı çeşitliliği, dağ sarımsakları olan, çam ağaçlarının olduğu Soğanlı Çayının olduğu noktadayız. Karabük, Kastamonu ve Çankırı sınırlarının yani 3 ilimizin bir arada göründüğü burası doğa harikası bir yer. Soğucaova yaylasına artı bir değer katan kaynaklardan birisi de yaylanın doğal güzelliği haricinde hemen yaylanın ortasında bulunan Fokurdan Mağarasıdır. Fokurdan Mağarası yaylanın ortasında bulunuyor ama normal bir vatandaş girişi göremeyebilir. Yaylada giriş tam belli olmuyor. Bir kaya kitlesinin içerisinden mağaraya iniyorsun. Derin bir vadi içerisine giriyorsun ve ucu bucağı belli değil ve o mağaranın gittikçe suyunun Katbaşı Zirvesinden Soğanlı Çayıyla birleştiğini ya da döküldüğünü tahmin etmekteyim. Bu yüzden daha detaylı bilgi için mağara uzmanlarının gelip Fokurdan mağarasını burada yerinde incelenip çıkışının nereden olduğunu tamamen tespit etmesi gerekmektedir" dedi. "Mağarada oluşan teknelerin içerisindeki suyun şifalı olduğuna inanıyoruz" Bölgede yaşayan Mehmet Deveci isimli vatandaş ise, "Mağaranın iki kapısı var. Buraya merdiven ile inebiliyorsunuz. Diğer kapıdan da yürüyerek gelebiliyorsunuz. Sadece giriş kısmında dar bir geçit var, sonrasında genişliyor. Burada sol tarafta tekne var, teknenin içinde de şifalı dediğimiz bir su var. Buradan devam ettiğimiz zaman daha ileride bölmeler bulunuyor. Ben kendim daha fazla ileriye gidemedim ama gidenler bölmelerin, sütunların olduğunu söylüyor. Eskiden burada mağaranın çıkışını bulabilmek için hayvan torbasına saman koymuşlar, mağaranın içerisine atmışlar, Soğanlı Çayından çıktığını söylüyorlar" ifadelerini kullandı.
3 üniversite tarafından geliştirilen güçlendirilmiş köpük beton tescillendi
08 Ekim 2025 Çarşamba - 10:08 3 üniversite tarafından geliştirilen güçlendirilmiş köpük beton tescillendi Kastamonu Üniversitesi, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi ve Atatürk Üniversitesi’nin geliştirdiği güçlendirilen köpük beton, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillendi. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Sadık Alper Yıldızel, Araştırma Görevlisi Mustafa Açık, Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökhan Kaplan ve Kastamonu Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuzhan Yavuz Bayraktar, çevre dostu ve yüksek performanslı yeni bir inşaat malzemesi geliştirdi. "PLA+ Malzemeden Kancalı Lif (Elyaf) ile Güçlendirilmiş Köpük Beton" başlıklı malzeme, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillendi. Ulusal ve uluslararası patentlerle koruma altına alınan malzeme, 3D yazıcı teknolojisiyle üretilen özel liflerle güçlendirilmiş köpük betondan oluşuyor. Böylece inşaat sektöründe hem dayanıklılığı artıran hem de sürdürülebilirliğe katkı sağlayan yenilikçi bir çözüm ortaya konuldu. Tamamen doğal hammaddelerden üretilen ve geri dönüştürülebilir yapısıyla dikkat çeken malzeme, enerji verimliliğini artırarak binalarda ısı kaybını azaltıyor. Yüksek dayanıklılığa ve çevre dostu özelliğe sahip olan bu yeni yapı malzemesi, geleceğin sürdürülebilir inşaat çözümleri için umut verici bir alternatif olarak değerlendiriliyor.
Domuzların talan ettiği çeltik tarlaları, devlet desteğiyle yeniden verimli hale getirildi
07 Ekim 2025 Salı - 12:07 Domuzların talan ettiği çeltik tarlaları, devlet desteğiyle yeniden verimli hale getirildi Kastamonu’nun Tosya ilçesinde domuzların sürekli zarar vermesi sebebiyle hasat yapılamayan yaklaşık 220 dekarlık tarım arazisinde, etrafının yüzde 75 hibe desteğiyle kapatılmasının ardından yeniden ürün hasat edilebildi. Kastamonu’nun Tosya ilçesi Karaköy köyünde 220 dekarlık tarım arazisi, her yıl domuzlar başta olmak üzere yaban hayvanlarının istilasına uğruyordu. Domuzlar yüzünden tarım arazisinden verim alamayan köylüler, Tosya İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğüne proje hazırlayarak destek istedi. Toplam 2 milyon bütçesi olan proje kapsamında, Tarım ve Orman Bakanlığınca yüzde 75 hibe desteği sağlandı. Alınan destekle 220 dekarlık tarım arazisinin etrafı tellerle kapatıldı. Domuzlar başta olmak üzere yaban hayvanlarına karşı korunan tarlalarına biçerdöverlerle girerek ilk kez çeltik hasadı yapmanın mutluluğunu yaşadı. Öte yandan, ilçede Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi (KDAKP) projesi çerçevesine bugüne kadar 6 köyde sulama kanalı modernizasyonu, 4 köyde kapalı sulama sistemi, 13 adet sera kurulumu başta olmak üzere çeşitli makine ekipman alımları için toplam 16 milyon 400 bin TL hibe desteği verildi. Ayrıca Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi kapsamında Kastamonu’da bugüne kadar 189 milyon TL hibe ödemesi yapıldı. "Bu yıl ilk kez biçerdöver tarlamıza girecek ve çeltik hasadı yapacağız" Uzun yıllar boyunca tarım arazisinden faydalanamadıklarını belirten Karaköy Köyü Muhtarı Mustafa Tamarslan, "Biz, bu araziyi domuzlardan alamıyorduk. Buradan hasat kaldıramıyorduk. Bizler de ne yapabiliriz diye düşündük ve Tosya İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğüne başvuruda bulunduk. Başvurumuz kabul edildi. Dilekçemize olumlu yanıt verildi. Dilekçemiz onaylandıktan sonra yüzde 75’ini hibe ettiler. Geri kalan yüzde 25’ini köy tüzel kişiliği olarak bizler tamamladık. Burası için 2 milyon TL para harcadık. Bu paranın da 1 milyon 500 bin TL’sini devletimiz karşıladı. Geri kalan 500 bin TL’sini de bizler köylüler olarak topladık. Artık çeltik tarlamıza domuzun girme şansı yok. Her yıl bizler bu araziden çok fazla zarar ediyorduk. Hatta bazı yerlerine hiç biçerdöver girmedi, tamamen zayiat olmuştu. Yoktu ürün, domuz hepsini mahvetmişti. Bu sene verim iyi, domuz tehlikesi kalmadı. Bu yıl ilk kez biçerdöver tarlamıza girecek. Çok mutluyuz, çok memnunuz. Burası köy arazisi oluyor, herkesin tarlası var burada. 15’e yakın kişinin arazisi bulunuyor" dedi.
Kastamonu’da uyuşturucuyla yakalanan sanıklara 20 yıla kadar hapis cezası talebi
06 Ekim 2025 Pazartesi - 17:38 Kastamonu’da uyuşturucuyla yakalanan sanıklara 20 yıla kadar hapis cezası talebi Kastamonu’nun Tosya ilçesinde jandarma ekiplerince düzenlenen operasyonda uyuşturucu maddeyle yakalanan iki sanık hakkında 10 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Edinilen bilgiye göre,, 12 Ekim 2024 tarihinde Kastamonu’nun Tosya ilçesinde Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince, N.Ü.’nün ikametinde yapılan aramada, bonzai, amfetamin, ecstacy, sentetik ecza hapı ve 4 bin 700 TL suçtan elde edildiği değerlendirilen para ele geçirildi. Jandarma ekiplerince gözaltına alınan N.Ü., tutuklandı. N.Ü.’nün ifadeleri doğrultusunda gözaltına alınan M.Ş. tutuklanırken, Ç.B.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanıklar hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama" suçlarından açılan dava görülmeye devam etti. Duruşmada mütalaa veren Cumhuriyet savcısı, N.Ü. ve M.Ş.’nin 10 yıldan 20 yıla kadar cezalandırılmasını talep etti. Mütalaada Ç.B.K.’nin delil yetersizliğinden dolayı beraatı istendi. Duruşmada kendisini savunan tutuklu sanık N.Ü., uyuşturucu satmadığını iddia ederek, "Ben, tutuklandıktan sonra evde uyuşturucu yakalanmış. Uyuşturucunun bana ait olduğu söylenmiş. Uyuşturucunun bana getirildiği söylenmiş. Daha önce M.Ş. uyuşturucu getirmişti. Uyuşturucu yaş olduğu için içemedik. Ben de M.Ş.’yi arayıp telefonda kavga ettim. O da bana daha sonra uyuşturucunun kurusunu getireceğini söylemişti. Fakat ben cezaevindeyken uyuşturucu getirmiş olabilir" dedi. M.Ş. ise kendisinin uyuşturucu kullanıcısı olduğunu belirterek, "Satışını da yapmadım. Mütalaayı kabul etmiyorum. Evde bulunan uyuşturucu bana ait değildir. Beraber içecektik. Beraatımı talep ederim" şeklinde konuştu. Tutuksuz yargılanan sanık Ç.B.K. de kendisinin diğer sanıklara uyuşturucu satmadığını iddia ederek beraatını talep etti. Avukatın mütalaaya karşı süre talebinde bulunması üzerine mahkeme heyeti, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Ormancılık ve tabiat turizminde ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi’nden 61 projeye 46 milyon TL’lik destek
06 Ekim 2025 Pazartesi - 15:22 Ormancılık ve tabiat turizminde ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi’nden 61 projeye 46 milyon TL’lik destek Ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi, bu alanda hazırlanan 61 projeye yaklaşık 46 milyon TL bütçeyle destek sağladı. Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük, Orman Genel Müdürlüğüyle yaptıkları protokolle yıllık 300 ton olan defne üretimini 3 bin tona çıkartarak, 70 ailenin daha ekmek yemesine vesile olduklarını söyledi. Kastamonu Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen "İhtisaslaşma Üniversiteleri Çalıştayı", Merkez Kütüphane Cemil Meriç Salonu’nda başladı. Çalıştayın açılışına Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ömer Küçük ve Prof. Dr. Selahattin Kaymakcı’nın yanı sıra, ihtisaslaşan 25 üniversitenin temsilcileri, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Çalıştayın açılışında konuşan Prof. Dr. Ömer Küçük, Kastamonu Üniversitesi’nin ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşmasına dikkat çekerek, "Üniversitelerimizin ihtisaslaştığı alanda uzmanlaşmış altyapı ve araştırma merkezlerinin kurulmasını teşvik etmek son derece kritik beklentilerden bir tanesidir. Beşeri sermaye son derece önemli, öğretim üyelerimiz var ama bunu odaklanma noktasına getirdiğimiz zaman özellikle ihtisaslaşma alanımızda bölgeye şehre hitap edecek uzmanlaşmış merkezlerin kurulması ya da var olan altyapıların bu anlamda yapılandırılması ve geliştirilmesi yine bize düşen en önemli vazifelerden bir tanesidir" dedi. "Yıllık 300 ton olan defne üretimini 3 bin tona çıkartarak 70 ailenin ekmek yemesine vesile olduk" Kastamonu Üniversitesi’nin ihtisaslaşma alanındaki çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Küçük, "Çağımızın gereklerini dikkate aldığımızda çok hızlı dönüşen ve değişen bir ortamdayız. 3-5 sene önce yapay zeka gündemimizde değildi. Şimdi yapay zekayı konuşuyoruz. Siber güvenliği görüşüyoruz. Bizim bu değişen dönüşen dünyada rekabet edebilmemiz için klasik, geleneksel yöntemlerden artık kurtulmak, endüstri 4.0, endüstri 5.0 ayarında yeni çalışmalara doğru yelken açmamız lazım. İşte burada nitelikli katma değerli ürünlere dönüştürme noktasında Ar-Ge faaliyetleri yol açıcı çalışmalar yine bizden beklenen önemli unsurlardan bir tanesi. Bizler de bazı çalışmaları yürütmeye gayret ediyoruz. Bunlardan bir tanesi defnenin ekonomiye kazandırılması. Güzel de bir çalışma oldu, devam da ediyor. Sayın rektörümüz, Orman Genel Müdürümüz bir protokolle iş birliğiyle burada 300 hektarlık defne sahasını 800 hektara sonra 2 bin 700 hektara kadar çıkardık. Yıllık 300 ton olan üretimi 3 bin tona çıkardık. 70 aile orada şu anda ekmek yiyor. Bartın’daki bir tesisle bizim buradaki artırımdan dolayı kapasite artırımına gitti ama şunu başaramadık. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı ile biz, bu noktada fizibilite raporu yaptık. Ar-Ge çalışmasını tamamladık ama buraya bir girişimciyle beraber bir entegre defne işleme tesisini kurduramadık. Dolayısıyla defneden üretilecek defne yağı şampuanı, kozmetikte, kimya sektöründe bizim köylümüzün 8 liraya ürettiği günde bir ton topladığını varsayarsak 8 bin TL günlük kazancının olduğu bir defneyi ama onun bir parfümüne biz 100 lira veriyoruz 10 gram, 20 gram bir şişeye. Gastronomi değeri olan bir yaprak. Kurutulmuş yaprağına aktardan şu kadar veriyoruz" diye konuştu. "Devletimizin ve YÖK’ün bizden beklentilerini öncelikli hale getirmemiz gerekiyor" Üniversitelerin ihtisaslaşma çalışmalarında bütün birimleriyle yer alması gerektiğinin önemine değinen Küçük, "İhtisaslaşmayı sadece aslında üniversiteye değil, şehrin tamamına, tabanına yaymaya varana kadar bölgesel, ulusal düzeyde ihtisas alanına yönelik politika ve stratejiler üretmeye, hatta bunların ulusal politikalara dönüştürülmesine kadar izlememiz gereken süreçler noktasında bir takım politikaları bekliyoruz. Özellikle kısa vadeli başarıların ötesinde kalıcı, kurumsal kapasite inşasını hedefleyen modellerin tartışmasını çok önemsiyoruz. Gerçekten günü kurtaran değil, temel olan kurumsal kapasiteyi oluşturan ve yapılan çalışmalarla süreçleri ileriye taşıyacak olan bizden sonraki dönemlerde de daha ileriye taşıyacak olan bir yapılandırma, bir mekanizmaların inşasını burada kısa vadeli değil, uzun vadeli olmasını önemsiyoruz. Bu modelleri tartışmak istiyoruz. Yeni teknoloji kavramları ülkemizin 12. Kalkınma Planında yer alan öncelikleri, TÜBİTAK’ın bu noktadaki Yükseköğretim Kurulunun ve devletimizin bizden beklentilerini öncelediği konuları değerlendirip kendi ihtisaslaşma alanımızla harmanlamamız gerektiği yine karşımıza çıkan önemli hususlardan bir tanesidir" şeklinde konuştu. "61 projeye 46 milyon TL bütçe ile destek verildi" Kastamonu Üniversitesi Ormancılık ve Tabiat Turizmi İhtisaslaşma Koordinatörü Doç. Dr. Emre Birinci ise ihtisaslaşma sürecinde elde edilen tecrübelerin paylaşılmasının, başarılı uygulamaların yaygınlaştırılmasının ve karşılaşılan sorunlara ortak çözümler üretilmesinin önemine dikkat çekerek, "Ekosistemin korunmasından doğa temelli turizmin sürdürülebilir yönetimine, yeşil ekonominin yerelde güçlenmesinden bilimsel bilginin toplumla buluşmasına, orman ürünlerine yeni kullanım alanları kazandırmadan katma değerli ürünler elde etmeye uzanan birçok farklı alanda toplam 61 proje yaklaşık 46 milyon TL bütçe ile desteklenmiştir" ifadelerini kullandı. İki gün sürecek çalıştay, altı tematik gruptaki oturumlarla yürütülecek. 7 Ekim’de sonuç beyannamesiyle sona erecek çalıştay çerçevesinde, katılımcılar üniversite kampüsünde teknik geziye katılacak.
Ormancılık ve tabiat turizminde ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi’nde 61 proje 46 milyon TL bütçeyle destekledi
06 Ekim 2025 Pazartesi - 15:19 Ormancılık ve tabiat turizminde ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi’nde 61 proje 46 milyon TL bütçeyle destekledi Ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi, bu alanda hazırlanan 61 projeye yaklaşık 46 milyon TL bütçeyle destekledi. Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük, Orman Genel Müdürlüğüyle yaptıkları protokolle yıllık 300 ton olan defne üretimini 3 bin tona çıkartarak, 70 ailenin daha ekmek yemesine vesile olduklarını söyledi. Kastamonu Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen "İhtisaslaşma Üniversiteleri Çalıştayı", Merkez Kütüphane Cemil Meriç Salonu’nda başladı. Çalıştayın açılışına Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ömer Küçük ve Prof. Dr. Selahattin Kaymakcı’nın yanı sıra, ihtisaslaşan 25 üniversitenin temsilcileri, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Çalıştayın açılışında konuşan Prof. Dr. Ömer Küçük, Kastamonu Üniversitesi’nin ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşmasına dikkat çekerek, "Üniversitelerimizin ihtisaslaştığı alanda uzmanlaşmış altyapı ve araştırma merkezlerinin kurulmasını teşvik etmek son derece kritik beklentilerden bir tanesidir. Beşeri sermaye son derece önemli, öğretim üyelerimiz var ama bunu odaklanma noktasına getirdiğimiz zaman özellikle ihtisaslaşma alanımızda bölgeye şehre hitap edecek uzmanlaşmış merkezlerin kurulması ya da var olan altyapıların bu anlamda yapılandırılması ve geliştirilmesi yine bize düşen en önemli vazifelerden bir tanesidir" dedi. "Yıllık 300 ton olan defne üretimini 3 bin tona çıkartarak 70 ailenin ekmek yemesine vesile olduk" Kastamonu Üniversitesi’nin ihtisaslaşma alanındaki çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Küçük, "Çağımızın gereklerini dikkate aldığımızda çok hızlı dönüşen ve değişen bir ortamdayız. 3-5 sene önce yapay zeka gündemimizde değildi. Şimdi yapay zekayı konuşuyoruz. Siber güvenliği görüşüyoruz. Bizim bu değişen dönüşen dünyada rekabet edebilmemiz için klasik, geleneksel yöntemlerden artık kurtulmak, endüstri 4.0, endüstri 5.0 ayarında yeni çalışmalara doğru yelken açmamız lazım. İşte burada nitelikli katma değerli ürünlere dönüştürme noktasında Ar-Ge faaliyetleri yol açıcı çalışmalar yine bizden beklenen önemli unsurlardan bir tanesi. Bizler de bazı çalışmaları yürütmeye gayret ediyoruz. Bunlardan bir tanesi defnenin ekonomiye kazandırılması. Güzel de bir çalışma oldu, devam da ediyor. Sayın rektörümüz, Orman Genel Müdürümüz bir protokolle iş birliğiyle burada 300 hektarlık defne sahasını 800 hektara sonra 2 bin 700 hektara kadar çıkardık. Yıllık 300 ton olan üretimi 3 bin tona çıkardık. 70 aile orada şu anda ekmek yiyor. Bartın’daki bir tesisle bizim buradaki artırımdan dolayı kapasite artırımına gitti ama şunu başaramadık. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı ile biz, bu noktada fizibilite raporu yaptık. Ar-Ge çalışmasını tamamladık ama buraya bir girişimciyle beraber bir entegre defne işleme tesisini kurduramadık. Dolayısıyla defneden üretilecek defne yağı şampuanı, kozmetikte, kimya sektöründe. Bizim köylümüzün 8 liraya ürettiği günde bir ton topladığını varsayarsak 8 bin TL günlük kazancının olduğu bir defneyi ama onun bir parfümüne biz 100 lira veriyoruz. 10 gram, 20 gram bir şişeye. Gastronomi değeri olan bir yaprak. Kurutulmuş yaprağına aktardan şu kadar veriyoruz" diye konuştu. "Devletimizin ve YÖK’ün bizden beklentilerini öncelikli hale getirmemiz gerekiyor" Üniversitelerin ihtisaslaşma çalışmalarında bütün birimleriyle yer alması gerektiğinin önemine değinen Küçük, "İhtisaslaşmayı sadece aslında üniversiteye değil, şehrin tamamına, tabanına yaymaya varana kadar bölgesel, ulusal düzeyde ihtisas alanına yönelik politika ve stratejiler üretmeye, hatta bunların ulusal politikalara dönüştürülmesine kadar izlememiz gereken süreçler noktasında bir takım politikaları bekliyoruz. Özellikle kısa vadeli başarıların ötesinde kalıcı, kurumsal kapasite inşasını hedefleyen modellerin tartışmasını çok önemsiyoruz. Gerçekten günü kurtaran değil, temel olan kurumsal kapasiteyi oluşturan ve yapılan çalışmalarla süreçleri ileriye taşıyacak olan bizden sonraki dönemlerde de daha ileriye taşıyacak olan bir yapılandırma, bir mekanizmaların inşasını burada kısa vadeli değil, uzun vadeli olmasını önemsiyoruz. Bu modelleri tartışmak istiyoruz. Yeni teknoloji kavramları ülkemizin 12. Kalkınma Planında yer alan öncelikleri, TÜBİTAK’ın bu noktadaki Yükseköğretim Kurulunun ve devletimizin bizden beklentilerini öncelediği konuları değerlendirip kendi ihtisaslaşma alanımızla harmanlamamız gerektiği yine karşımıza çıkan önemli hususlardan bir tanesidir" şeklinde konuştu. "61 projeye 46 milyon TL bütçe ile destek verildi" Kastamonu Üniversitesi Ormancılık ve Tabiat Turizmi İhtisaslaşma Koordinatörü Doç. Dr. Emre Birinci ise ihtisaslaşma sürecinde elde edilen tecrübelerin paylaşılmasının, başarılı uygulamaların yaygınlaştırılmasının ve karşılaşılan sorunlara ortak çözümler üretilmesinin önemine dikkat çekerek, "Ekosistemin korunmasından doğa temelli turizmin sürdürülebilir yönetimine, yeşil ekonominin yerelde güçlenmesinden bilimsel bilginin toplumla buluşmasına, orman ürünlerine yeni kullanım alanları kazandırmadan katma değerli ürünler elde etmeye uzanan birçok farklı alanda toplam 61 proje yaklaşık 46 milyon TL bütçe ile desteklenmiştir" ifadelerini kullandı. İki gün sürecek olan çalıştay, altı tematik gruptaki oturumlarla yürütülecek. 7 Ekim’de sonuç beyannamesinin açıklanmasıyla sona erecek çalıştay çerçevesinde, katılımcılar üniversite kampüsünde teknik geziye katılacak.