EKONOMİ - 07 Ekim 2025 Salı 12:07

Domuzların talan ettiği çeltik tarlaları, devlet desteğiyle yeniden verimli hale getirildi

A
A
A
Domuzların talan ettiği çeltik tarlaları, devlet desteğiyle yeniden verimli hale getirildi

Kastamonu’nun Tosya ilçesinde domuzların sürekli zarar vermesi sebebiyle hasat yapılamayan yaklaşık 220 dekarlık tarım arazisinde, etrafının yüzde 75 hibe desteğiyle kapatılmasının ardından yeniden ürün hasat edilebildi.


Kastamonu’nun Tosya ilçesi Karaköy köyünde 220 dekarlık tarım arazisi, her yıl domuzlar başta olmak üzere yaban hayvanlarının istilasına uğruyordu. Domuzlar yüzünden tarım arazisinden verim alamayan köylüler, Tosya İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğüne proje hazırlayarak destek istedi. Toplam 2 milyon bütçesi olan proje kapsamında, Tarım ve Orman Bakanlığınca yüzde 75 hibe desteği sağlandı. Alınan destekle 220 dekarlık tarım arazisinin etrafı tellerle kapatıldı. Domuzlar başta olmak üzere yaban hayvanlarına karşı korunan tarlalarına biçerdöverlerle girerek ilk kez çeltik hasadı yapmanın mutluluğunu yaşadı.


Öte yandan, ilçede Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi (KDAKP) projesi çerçevesine bugüne kadar 6 köyde sulama kanalı modernizasyonu, 4 köyde kapalı sulama sistemi, 13 adet sera kurulumu başta olmak üzere çeşitli makine ekipman alımları için toplam 16 milyon 400 bin TL hibe desteği verildi. Ayrıca Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi kapsamında Kastamonu’da bugüne kadar 189 milyon TL hibe ödemesi yapıldı.



"Bu yıl ilk kez biçerdöver tarlamıza girecek ve çeltik hasadı yapacağız"


Uzun yıllar boyunca tarım arazisinden faydalanamadıklarını belirten Karaköy Köyü Muhtarı Mustafa Tamarslan, "Biz, bu araziyi domuzlardan alamıyorduk. Buradan hasat kaldıramıyorduk. Bizler de ne yapabiliriz diye düşündük ve Tosya İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğüne başvuruda bulunduk. Başvurumuz kabul edildi. Dilekçemize olumlu yanıt verildi. Dilekçemiz onaylandıktan sonra yüzde 75’ini hibe ettiler. Geri kalan yüzde 25’ini köy tüzel kişiliği olarak bizler tamamladık. Burası için 2 milyon TL para harcadık. Bu paranın da 1 milyon 500 bin TL’sini devletimiz karşıladı. Geri kalan 500 bin TL’sini de bizler köylüler olarak topladık. Artık çeltik tarlamıza domuzun girme şansı yok. Her yıl bizler bu araziden çok fazla zarar ediyorduk. Hatta bazı yerlerine hiç biçerdöver girmedi, tamamen zayiat olmuştu. Yoktu ürün, domuz hepsini mahvetmişti. Bu sene verim iyi, domuz tehlikesi kalmadı. Bu yıl ilk kez biçerdöver tarlamıza girecek. Çok mutluyuz, çok memnunuz. Burası köy arazisi oluyor, herkesin tarlası var burada. 15’e yakın kişinin arazisi bulunuyor" dedi.



Domuzların talan ettiği çeltik tarlaları, devlet desteğiyle yeniden verimli hale getirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ’Otomatik Dikkatin Bilimsel Serüveni’ semineri düzenlendi Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen ’Otomatik Dikkatin Bilimsel Serüveni: Son 22 Yılda Yanıldıklarımız ve Keşfettiklerimiz’ başlıklı seminer, Turuncu Salon’da gerçekleştirildi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nart Bedin Atalay’ın konuşmacı olduğu seminere; Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aslı Aslan’ın yanı sıra öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı. Sunumunda bilişsel süreçlerin tarihi gelişimini ve Stroop etkisini ele alan Prof. Dr. Nart Bedin Atalay, dikkatin yalnızca stratejik ve yavaş bir süreç olmadığını, çevresel ipuçlarıyla tetiklenen otomatik bir kontrol mekanizmasının devrede olduğunu ifade etti. Günlük hayattan örneklerle otomatik kontrolün evrimsel önemine değinen Atalay, "Çevre sürekli değişiyor ve biz adapte olmak zorundayız. Eğer her seferinde stratejik ve yavaş bir kontrol mekanizması kullansaydık, hayatta kalmamız zor olurdu. Otomatik kontrol, tehlike anında hızlı karar vermemizi ve enerjiden tasarruf etmemizi sağlar. Beyin enerjiyi verimli kullanmayı sever" dedi. İki dilli bireylerde dikkat süreçleri Konuşmasında laboratuvar ortamında yürütülen deneylere de yer veren Atalay, özellikle iki dilli bireyler üzerindeki dikkat çalışmalarına değindi. Dil hâkimiyetinin dikkat kontrolü üzerindeki etkilerini açıklayan Atalay, yapay zekâ ile insan beyni arasındaki ilişkiye de dikkat çekti. Modern yapay zekâ modellerinin, insan beynindeki hata düzeltme mekanizmalarına benzer şekilde çalıştığını belirten Atalay, buna karşın insan beyninin hâlâ daha esnek bir yapıya sahip olduğunu vurguladı. Seminer, soru-cevap bölümünün ardından Prof. Dr. Aslı Aslan’ın, Prof. Dr. Nart Bedin Atalay’a plaket takdim etmesiyle sona erdi.
Kastamonu Yaşlı adam para ve altınlarla kayıplara karışan eşinden 8 aydır haber alamıyor Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki adam evdeki altın, para ve kredi kartını alarak ayrıldığı iddia edilen 35 yıllık eşinden yaklaşık 8 aydır haber alamıyor. Yaşlı adam, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki Hüseyin Demirel’in 35 yılık eşi Dudu Demirel’den (50) nisan ayında evdeki 30 bin TL nakit para ile evde bulunan iki adet Cumhuriyet altını ve 40 bin TL limitli kredi kartıyla ayrıldıktan sonra haber alınamıyor. Demirel, 5 çocuk annesi eşinin evden ayrıldıktan sonra kredi kartıyla da altın aldığını iddia etti. Eşini, kaybolduktan sonra telefonla aradığı ve ailecek tanıdıkları F.K. isimli şahısla birlikte olduğunu söylediğini, daha sonra bir daha kendisinden haber alamadığını söyledi. 5 çocuk annesi eşinin kendisini sevdiğini ve büyü yapıldığı için evden ayrılarak kaybolduğunu belirten Hüseyin Demirel, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Eşinin daha önce F.K. ile kaçtığını daha sonra eve döndüğünü söyleyen Demirel, "Ben rahatsızım, içeride odada yatıyorum. Bir gün saat 03.00 gibi kalktım. Eşim yoktu. Telefonla aradım, eşim açtı, ’Dudu neredesin’ diye sordum, ’ben F.K.’nin yanındayım’ dedi. ’F.K.’nin yanında ne yapıyorsun’ diye sorduğumda, ’F.K. ne yaptı etti beni aldı, götürüyor, yoldayız, gidiyoruz’ dedi. ’Nereye gittiklerini sordum, ’nereye gittiğimizi bilmiyorum’ dedi. Sonra avukata boşanma dilekçesi vermiş, mahkemeye çıktık, sadece avukat gelmişti. ’Ben karımdan vazgeçmeyeceğim, ben karımı er ya da geç alacağım’ dedim. Ondan 10 gün sonra eşim geldi. İstanbul’a gidip dilekçe verdi, ’ben kocamı seviyorum, ayrılmak istemiyorum’ dedi ve mahkeme düştü. Altın almıştık, iki tane altın vardı. Altın alınca kart eşimin cebinde kalmış. Kartı da almış, cebimde 60 bin TL para vardı, 30 bin TL’sini de almış. Karttan para çekilmiyor, o yüzden kartla altın almış. Kartın 40 bin TL limiti vardı, hepsiyle altın almışlar. Evde de iki tane Cumhuriyet altını vardı, onları da almış" şeklinde konuştu. Şu an eşinden haber alamadığını belirten Demirel, "Eşimin telefonunu arıyorum, ’numara kullanılmıyor’ diyor. Ben, eşimin geri gelmesini istiyorum, çocuklarımın yanına gelmesini istiyorum. Eşimin bende çok emeği var, bu evi eşim ile birlikte satın aldık. Ben kanser tedavisi gördüm, eşim 3 yıl bana baktı, bir kez ’niye böyle yapıyorsun’ demedi. Benim eşim evini, köyünü bırakacak birisi değildi. Eşim kendisi çıkıp evden gitti ama F.K.’nin eşime büyü yaptırdığını düşünüyorum. Çünkü evden muska çıktı, muskanın içinde de F.K.’nin saçı çıktı. Biz bunu bir hocaya okutturamadık" ifadelerini kullandı.