Yerel Haberler
Kastamonu
Emekli polis, ahşap hat sanatıyla evini adeta müzeye çevirdi 20 Aralık 2025 Cumartesi - 13:51:01 Bomba imha uzmanı olarak görev yaptığı polislik mesleğinden emekli olduktan sonra ahşap hat sanatıyla uğraşmaya başlayan Şaban Meşeoğlu, yaptığı eserleriyle adeta evini müzeye dönüştürdü. Meşeoğlu en büyük hayalinin Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek olduğunu söyledi. Kastamonu’nun İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde yaşayan 73 yaşındaki emekli polis Şaban Meşeoğlu, 1993 yılında emekli olduktan sonra gittiği Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi’nde Arapça "Allah" yazılı levhadan etkilenerek ahşap oyma sanatına yöneldi. Uzun yıllar bomba imha uzmanı olarak görev yapan Meşeoğlu, emekliliğini adeta ahşap oyma sanatına adadı. Hat sanatını ahşaba işleyen ve ahşap oyarak çeşitli kabartmalar yapan Meşeoğlu, yıllar içinde yaptığı eserleriyle evini adeta bir müzeye dönüştürdü. Yaşlılığı sebebiyle sanatına devam edemeyen Meşeoğlu, en büyük hayalinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu hediye etmek oluğunu söyledi. Türkiye’yi yağtığı SİHA’larla gururlandırdığı için BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’a, kargo ile çift başlı kartal figürü işlemeli tablo gönderdiğini kaydeden Meşeoğlu, tablonun Selçuk Bayraktar’a ulaşıp ulaşmadığını çok merak ettiğini ifade etti. "Evimi müze haline getirdim" Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli’nin türbesindeki hatların kendisine ilham olduğunu söyleyen Meşeoğlu, "Türbede baktım camekan içerisinde üçgen şeklinde bir yazı var, kufi şeklinde yazıyor. Öğrendim ki kenarlarda Muhammed, ortada Allah yazıyor. Ben, Sezai Karakoç’un şiirleriyle büyüdüm, şiirlerinde, ’kuşların yuvasına hak yol İslam yazacağız’ der. ’Bu üçgen bizim kültürümüzde yok, sen nereden buldun’ diyenler oldu. Ben, bu yazıyı 5 sene cebimde gezdirdim. En son sanayiye gittim, 7 levha yaptım. Öbür sene 20 levha yaptım. Benim ahşap oymada az çok bir becerim var. Hatta çocukluğumda ortaokula giderken ben bir mezarlık imalathanesinde çalıştım. O arada hilal içerisinde bozkurt resmi yaptım. Evimde 2 odanın duvarlarını oymalarla süsledim. Evimi müze haline getirdim" dedi. İsrail menşeli ürünleri yasakladığı için Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya da ulaşmak istediğini söyleyen Meşeoğlu, "Maduro, bizim İslam ülkelerinin yapamadığını yaptı. Hristiyan bir ülke. Amerika’dan ülkesine gelecek İsrail ürünlerini yasakladı. Filistin’e destek verdi. İslam ülkeleri bunu yapamadı. Ben ona Kastamonu’daki Şeyh Şaban-ı Veli’nin sancağını göndermek istiyorum ama benim kolum kısa. Maduro’ya ulaşmak için bana yardımcı olunursa çok sevinirim" diye konuştu. "İnsanın ruhunu rahatlatıyor" Yaptığı eserlerin büyük bir emek istediğini kaydeden Meşeoğlu, "Bu oymanın zamanı falan olmaz. Bunu gece çalışıyorsun, gündüz çalışıyorsun. Kereste sesini duymak, dinlemek, çizimlerini yapmak çok farklı bir olay. Bu olay öyle göründüğü gibi basit bir olay değil. Aşağı yukarı 15 senedir falan ben bu işlerle uğraşıyorum. Bir eseri meydana getirmek çok büyük bir olaydır. İnsanın ruhunu rahatlatır, bunlara bakmak benim için çok büyük bir olay. Güzeli seviyorum, güzel olan her şeyi seviyorum" şeklinde konuştu. "Kendisi bizlere ahşap oymasını öğretti" İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde 2018 yılında imam hatip olarak atanan Yunus Bademli ise Meşeoğlu’nun kendisine ahşap oymayı öğrettiğini belirterek, "O bizim ustamız, bir gün bana kendi atölyesini tanıtmak, yapmış olduğu eserleri göstermek istedi. Şaban amcayla bu şekilde tanışıklığımız başladı. O gün bugün bizim kendisi de acizane bizlere burada bu işi gösterdi, öğretti. Öğrendikten sonra bizim de eserlerimiz oldu. Şaban amcamla da onları Allah razı olsun, kendisinden çok ilham aldık" ifadelerini kullandı.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 13:36 Emekli polis, ahşap hat sanatıyla evini adeta müzeye çevirdi Bomba imha uzmanı olarak görev yaptığı polislik mesleğinden emekli olduktan sonra ahşap hat sanatıyla uğraşmaya başlayan Şaban Meşeoğlu, yaptığı eserleriyle adeta evini müzeye dönüştürdü. Meşeoğlu en büyük hayalinin Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek olduğunu söyledi. Kastamonu’nun İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde yaşayan 73 yaşındaki emekli polis Şaban Meşeoğlu, 1993 yılında emekli olduktan sonra gittiği Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi’nde Arapça "Allah" yazılı levhadan etkilenerek ahşap oyma sanatına yöneldi. Uzun yıllar bomba imha uzmanı olarak görev yapan Meşeoğlu, emekliliğini adeta ahşap oyma sanatına adadı. Hat sanatını ahşaba işleyen ve ahşap oyarak çeşitli kabartmalar yapan Meşeoğlu, yıllar içinde yaptığı eserleriyle evini adeta bir müzeye dönüştürdü. Yaşlılığı sebebiyle sanatına devam edemeyen Meşeoğlu, en büyük hayalinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu hediye etmek oluğunu söyledi. Türkiye’yi yağtığı SİHA’larla gururlandırdığı için BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’a, kargo ile çift başlı kartal figürü işlemeli tablo gönderdiğini kaydeden Meşeoğlu, tablonun Selçuk Bayraktar’a ulaşıp ulaşmadığını çok merak ettiğini ifade etti. "Evimi müze haline getirdim" Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli’nin türbesindeki hatların kendisine ilham olduğunu söyleyen Meşeoğlu, "Türbede baktım camekan içerisinde üçgen şeklinde bir yazı var, kufi şeklinde yazıyor. Öğrendim ki kenarlarda Muhammed, ortada Allah yazıyor. Ben, Sezai Karakoç’un şiirleriyle büyüdüm, şiirlerinde, ‘kuşların yuvasına hak yol İslam yazacağız’ der. ’Bu üçgen bizim kültürümüzde yok, sen nereden buldun’ diyenler oldu. Ben, bu yazıyı 5 sene cebimde gezdirdim. En son sanayiye gittim, 7 levha yaptım. Öbür sene 20 levha yaptım. Benim ahşap oymada az çok bir becerim var. Hatta çocukluğumda ortaokula giderken ben bir mezarlık imalathanesinde çalıştım. O arada hilal içerisinde bozkurt resmi yaptım. Evimde 2 odanın duvarlarını oymalarla süsledim. Evimi müze haline getirdim" dedi. İsrail menşeli ürünleri yasakladığı için Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya da ulaşmak istediğini söyleyen Meşeoğlu, "Maduro, bizim İslam ülkelerinin yapamadığını yaptı. Hristiyan bir ülke. Amerika’dan ülkesine gelecek İsrail ürünlerini yasakladı. Filistin’e destek verdi. İslam ülkeleri bunu yapamadı. Ben ona Kastamonu’daki Şeyh Şaban-ı Veli’nin sancağını göndermek istiyorum ama benim kolum kısa. Maduro’ya ulaşmak için bana yardımcı olunursa çok sevinirim" diye konuştu. "İnsanın ruhunu rahatlatıyor" Yaptığı eserlerin büyük bir emek istediğini kaydeden Meşeoğlu, "Bu oymanın zamanı falan olmaz. Bunu gece çalışıyorsun, gündüz çalışıyorsun. Kereste sesini duymak, dinlemek, çizimlerini yapmak çok farklı bir olay. Bu olay öyle göründüğü gibi basit bir olay değil. Aşağı yukarı 15 senedir falan ben bu işlerle uğraşıyorum. Bir eseri meydana getirmek çok büyük bir olaydır. İnsanın ruhunu rahatlatır, bunlara bakmak benim için çok büyük bir olay. Güzeli seviyorum, güzel olan her şeyi seviyorum" şeklinde konuştu. "Kendisi bizlere ahşap oymasını öğretti" İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde 2018 yılında imam hatip olarak atanan Yunus Bademli ise Meşeoğlu’nun kendisine ahşap oymayı öğrettiğini belirterek, "O bizim ustamız, bir gün bana kendi atölyesini tanıtmak, yapmış olduğu eserleri göstermek istedi. Şaban amcayla bu şekilde tanışıklığımız başladı. O gün bugün bizim kendisi de acizane bizlere burada bu işi gösterdi, öğretti. Öğrendikten sonra bizim de eserlerimiz oldu. Şaban amcamla da onları Allah razı olsun, kendisinden çok ilham aldık" ifadeleri kullandı. (Vİ-MK-
19 Aralık 2025 Cuma - 18:35 Domuz avı sırasında komşusunu öldüren sanığa 3 yıl 4 hapis cezası Kastamonu’da domuz avı sırasında komşusunun ölümüne sebebiyet verdiği gerekçesiyle yargılanan sanıklardan biri beraat ederken, diğeri 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Olay, 18 Eylül 2023 tarihinde Kastamonu’nun Merkez ilçesine bağlı Kaşçılar köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İsmail Göloğlu, komşusu O.D. ve B.K. ile birlikte gece saatlerinde tarlada ekili mahsulleri korumak için domuz avına çıktı. Av sırasında İsmail Göloğlu, O.D.’nin silahından çıkan kurşunun isabet etmesi sonucu ağır yaralandı. Sağlık ekiplerince Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan İsmail Göloğlu, burada yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde, O.D. ile B.K. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde "taksirle ölüme neden olma" suçundan dava açıldı. Açılan davanın karar duruşması görüldü. Duruşmaya olayda hayatını kaybeden İsmail Göloğlu’nun yakınları ve avukatlar katıldı. İsmail Göloğlu’nun ailesi mütalaayı kabul etmedikleri, sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep edildi. Göloğlu ailesinin avukatı ise, "Dosya kapsamı, olayın oluş şekli, sanıkların davranışları, çelişkili beyanları ve olay sonrası tutumları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, olayın taksirle değil, kasten ve tasarlayarak gerçekleştirilmiş bir öldürme fiili olduğu açıkça ortadadır" diyerek sanıkların bu suçlardan cezalandırılmasını talep etti. Sanıkların avukatları ise müvekkillerinin beraatlarını istedi. Mahkeme heyeti, sanık O.D.’yi ’bilinçli taksirle adam öldürme’ suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırırken, B.K.’nin ise beraatına karar verdi.
Oğluyla birlikte kaybolan kadının 16 yaşındaki kızı konuştu: "Kaybolduklarını internet sayfalarında çıkan haberlerden öğrendim"
08 Kasım 2025 Cumartesi - 17:43 Oğluyla birlikte kaybolan kadının 16 yaşındaki kızı konuştu: "Kaybolduklarını internet sayfalarında çıkan haberlerden öğrendim" Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 7 gün önce oğluyla birlikte kaybolan kadının 16 yaşındaki kızı konuştu. Annesinin kaybolduğu haberini internet sitelerindeki haberlerden öğrendiğini ifade eden Meryem Nur, "En kısa zamanda kavuşmak istiyorum, şu anda yanımda olmalarını istiyorum" dedi. Edinilen bilgiye göre, Bozkurt ilçesinde Merkez Mahallesi Meteoroloji TOKİ Konutları’ndaki evlerinden ayrılan 43 yaşındaki Huriye Helvacı ve 5 yaşındaki oğlu Osman Helvacı’dan Pazar gününden itibaren haber alınamıyor. 7 gün önce başlatılan arama çalışmaları AFAD, Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE), Kastamonu Emniyet Müdürlüğü, Kastamonu Jandarma Komutanlığına bağlı Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ile komando birlikleri tarafından sürdürülüyor. Çok sayıda ekibin katılımıyla çalışmalar yoğun şekilde devam ederken, Huriye Helvacı’nın 16 yaşındaki kızı Meryem Nur Helvacı konuştu. Annesinin ve kardeşinin kaybolduğunu, yurtta olduğu için haberlerden öğrendiğini ifade eden Meryem Nur Helvacı, eğer kendisini duyuyorsalar, annesi ile kardeşinin eve dönmesini istedi. İyi bir haber almak istediğini kaydeden Meryem Nur Helvacı, "Ben Huriye Helvacı’nın kızıyım. Buradan sesleniyorum, eğer duyan, gören birisi var ise bize ya da herhangi birine haber versin. Eğer annem şu an beni izliyorsa birine ulaşsın, iyi mi, kötü mü, nerede, herhangi bir şekilde bizlere ulaşsın, haber almak istiyoruz" dedi. "Kaybolduğu haberini internet sayfalarında çıkan haberlerden öğrendim" "En son iki hafta önce okuldan eve gelmiştim" ifadelerine yer veren Meryem Nur Helvacı, "Ben yurtta yatılı kalıyorum. Yurttayken annemle en son telefonla Cumartesi günü konuştum. Pazar günü kaybolduğu haberini internet sayfalarında çıkan haberlerden öğrendim. Öğrencince ben de çok üzüldüm, şok atlattım. Sınavlarım bitince eve geldim" diye konuştu. "Şu anda yanlarımda olmalarını istiyorum" Annesine çağrıda bulunan Meryem Nur Helvacı, "Eğer annem beni duyuyorsa ulaşsın, herhangi birine haber versin. Gören duyan bilen biri varsa, bir şekilde bize ulaşsın. En ufak haber bizim için güzel olur. En kısa zamanda kavuşmak istiyorum, şu anda yanlarımda olmalarını istiyorum" şeklinde konuştu. "Bana bir şey demeden çıktın, gittin" Huriye Helvacı’nın annesi Ayşe Hıra ise kızı ve torununun dönmesini istediğini belirterek, "Huriye, neredeysen çık gel. Bana bir şey demeden çıktın, gittin. Neredesin, kime sığınıyorsun, ormanda mısın, ben şaşırıyorum. Çık da gel. Kardeşin burada" ifadelerini kullandı. "Kendi isteğiyle bile gittiyse bizden çekinmesin" Huriye Helvacı’nın ablası Ayşe Çalık da kardeşinin ve yeğeninin bir anca bulunması ya da evlerine dönmesini istediğini kaydederek, "Kendi isteğiyle bile gittiyse bizden çekinmesin. Arasın, haber versin. Ben kendi isteğiyle gittiğini düşünmüyorum. Nasıl bir kafa karışıklığı yaşadıysa ya da birine denk geldi. Son dönemde agresifliği, ilaçlarını kullanmaması derken, günden güne nasıl bir duruma girdiyse bilmiyorum. Kızını da bizi de duyuyorsa bu kadar insanı üzmeye hakkı yok. Herkes onu arıyor. En azından bir telefonla arasın, sesini duyalım. En azından ‘ben sizi istemiyorum’ desin, bir ses versin. Bu kadar belirsizlikle insan daha ne kadar yaşar" dedi.
Çocuğuyla birlikte kaybolan kadının annesi: "Kızım beni duyuyorsan evine dön"
07 Kasım 2025 Cuma - 17:52 Çocuğuyla birlikte kaybolan kadının annesi: "Kızım beni duyuyorsan evine dön" Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde, çocuğuyla birlikte kayıp olarak aranan kadının annesi, "Kızım beni duyuyorsan evine dön, torunumu çok özledim" dedi. Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 2 Kasım Pazar günü evlerinden ayrıldıktan sonra bir daha haber alınamayan 43 yaşındaki Huriye Helvacı ve 5 yaşındaki oğlu Osman Helvacı’yı bulmak için başlatılan arama çalışmaları aralıksız sürüyor. Son telefon sinyalinin alındığı bölgede çalışmalar sürerken, Huriye Helvacı’nın annesi Ayşe Hıra ve ablası Ayşe Çalık konuştu. Ayşe Hıra, kızıyla damadının 2 Kasım sabahı küçük bir tartışma yaşadığı, ondan sonra kızının nereye gideceğini söylemeden oğluyla birlikte evden ayrıldığını ifade etti. "Kızımı görün duyan ne olur haber versinler" Kızına çağrıda bulunan Ayşe Hıra, "Kızımın bir an önce gelmesini istiyorum. Damadım var. Ben onun yanında kışın duruyorum, yazın köyüme gidiyorum. Burada kapıdan çıkarken kızımı uğurladım. ’Kızıma nereye gidiyorsun’ dedim, bana cevap vermedi. Çantasını ve Osman’ı alıp gitti. Sabahl çocuk buradaki suyu alıyor, ’o suyu içme, o suyu ben içiyorum dedi. Damadım da kıza bağırdı. Bunu biliyorum. Kızım beni duyuyorsan evine dön, torunumu çok özledim. Osman’ım yok, bir şey içemiyorum, yatamıyorum, uyuyamıyorum. Osman benim elimde büyüdü, doğduğundan beri benim yanımda. 5 senedir yanındayım. Kızımı gören duyan varsa ne olur haber versinler" dedi. "Kardeşimle Pazar günü öğle saatlerinde konuştum, bana hiçbir şey anlatmadı" Kayıp Huriye Helvacı’nın ablası Ayşe Çalık ise, "Ben İstanbul’da yaşıyorum. Pazar günü saat 13.00 sıralarında kardeşimle görüştüm. Benden 10 dakika sonra evden çıkmış. Pazartesi günü de saat 16.00’da beni aradı’ kardeşin kayıp ulaşamıyorum’ dedi. Pazartesi akşam da otobüse bindim, geldim. Telefonla konuşmamızın sebebi ise, İstanbul’da kardeşim mantar toplayıp getirmişti, ben de sosyal medyada durum yaptım. O arada kardeşim durumu görüp aramış, benimle sohbet etti. ’Mantarı parayla mı aldın’ diye sordu. ’Kardeşin toplamış, akşam o getirdi, biz de yapıp yiyeceğiz’ dedim. Sonra yeğenim Osman ile konuştuk, ’Teyze nasılsın, teyze köye gelecek misin’ diye sordu. Yanlış bir şey sezmedim. Kardeşim bir yere gideceğinden bahsetmedi, anneme de evden çıkarken cevap vermemiş. Kapıdan çıkarken annem, ’kızım nereye gidiyorsun’ diye sormuş, ’akşam erken gel, eşin gelmeyecek, geç gelecek sen nereye gidiyorsun’ demiş. Anneme de cevap vermemiş, çıkışta da komşu görmüş, o da seslenmiş, ’Huriye nereye gidiyorsun’ diye sormuş, ona da cevap vermemiş" diye konuştu. "Kardeşimin kaçtığını düşünmüyorum" Kardeşinin eşiyle herhangi bir ailevi sorunun olduğuna dair bir bilgisinin olmadığını söyleyen Ayşe Çalık, "Kardeşimin kaçtığını düşünmüyorum. Yani kaçan insan evde para var, parayı götürür değil mi? Para evde duruyor, ne çamaşır almış ne kıyafet almış. Sadece telefonu ile sırt çantasına bir su, bir de cüzdanını almış. Üzerinde de fazla para olduğunu düşünmüyorum. Çünkü fazla para tutmaz yanında, parayı bulursa gider harcar. Daha önce de buna benzer bir kaybolduğuna dair olay olmadı. Kızı 16 yaşında, biraz atışmalar oluyor ama kızı yatılı okuyor ama her evde olan basit şeyler. Hani bir iş buyurunca o da yapmıyordu, bu sefer azalıyordu. Bildiğim kadarıyla biz de köye geldiğimizde denk geliyorduk. Bildiğim kadarıyla eşiyle arası da iyiydi. Benim şahit olduğum bir durum yok" diye konuştu. "Ben kardeşimin kaçtığını düşünmüyorum" Sabah eşiyle ufak bir tartışması olduğunu öğrendiğini belirten Ayşe Çalık, "Osman suyu annesinin şişesinden içmiş. O da demiş ki ’benim şişeden su içme, kendi şişenden suyu iç.’ Eşi de ona bağırmış, ’niye çocuğa bağırıyorsun, bırak içsin’ demiş. Ben kaçtığını düşünmüyorum. O gün yine gezme amaçlı çıktı. Eve geri dönecekti veya yolu da sormuş zaten. Kaçan kimse niye geri dönsün, yolu sorsun? Emeği geçen herkesten Allah razı olsun, devletimiz yanımızda. Gören, duyan varsa lütfen haber versin. Kaçırıldı mı, bir yerde tutuluyor mu? Kardeşimin kaybolduğu gün aracına alan kişi, annemin teyzesinin oğlu. Yolda görmüş, aracına almış, ’ben tanımıyorum, ben hiç arkama dönüp bakmadım’ dedi. Ondan sonra onun olduğunu öğrendiğini söyledi. Arabayla bıraktığını da görenler varmış" şeklinde konuştu. Öte yandan, arama çalışmaları, Huriye Helvacı’nın annesinin köyü olan Yaşarlı köyünde sürdürülüyor.
Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkı için resmi başvuru yapıldı
07 Kasım 2025 Cuma - 14:38 Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkı için resmi başvuru yapıldı Kastamonu’nun 11 ilçesini kapsayan Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkı’nın "UNESCO Küresel Jeoparklar Ağı"na dahil edilmesi için hazırlanan resmi başvuru dosyası, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’na teslim edildi. Kastamonu İl Genel Meclisi kararıyla 2021 yılında 11 ilçeyi kapsayan Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkı’nın ilan edilmesinin ardından KASTAB çatısı altında yürütülen çalışmalarda önemli bir aşamaya gelindi. Yaklaşık 4 yılın sonunda, Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkı’nın resmi başvuru dosyasının UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’na sunulması ile süreçte kritik bir adım atılmış oldu. Geçtiğimiz Ekim ayı sonunda UNESCO Türkiye Mill, Komisyonu’na teslim edilen başvuru dosyası, UNESCO’nun belirlediği tematik ve teknik kriterleri kapsayacak şekilde, bilimsel, kültürel ve yönetsel açıdan kapsamlı bir çerçevede hazırlandı. Başvurunun kabul edilmesi halinde Kastamonu’da Abana, Ağlı, Azdavay, Bozkurt, Cide, Çatalzeytin, Doğanyurt, İnebolu, Küre, Pınarbaşı ve Şenpazar’ın yer aldığı 11 ilçeyi kapsayan bölge ilk etapta ulusal jeopark olarak ilan edilecek. Bölgenin küresel jeopark ağına dahil olması halinde ise 11 ilçede kırsal kalkınmayı destekleyecek şekilde turizm hareketliliğinin artması, turizmin mekansal olarak yayılması ve UNESCO miras listelerinden biri olan "UNESCO Küresel Jeoparklarına" dahil olması bekleniyor. Kastamonu’nun kuzeyinde, Karadeniz kıyı şeridinde ağırlıklı olarak yaklaşık 4.400 km2 alan; jeolojik oluşumları, kanyonları, denizel ekosistemleri ve kültürel mirasıyla Türkiye’nin doğa-kültür etkileşiminin en çarpıcı örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Jeopark, Tethys Okyanusu’nun kalıntılarından Karadeniz’in bugünkü biçimine kadar uzanan jeolojik geçmişi, kültürel mimari ve doğal yaşama biçimleriyle ziyaretçilere zengin kültürel deneyim vadediyor. Jeopark çalışmaları, KASTAB koordinasyonunda paydaş kurumların desteğiyle yürütülüyor. Bugüne kadar da oldukça disiplinli bir süreç yürütüldü. Kastamonu Jeoparkı’nın kurumsal kimliği, alan sınırları, haritası, web sitesi, sosyal medya hesapları ile jeositlere ilişkin ön inceleme raporu yapıldı. Ayrıca Jeoparkın tanıtım materyalleri, sosyal medya hesapları, bisiklet ve trekking haritaları, hediyelik eşya çalışmaları, gezici ziyaretçi merkezi, kurumsal yapısı, jeolojik unsurlarının tespiti, çeşitli etkinlikler hayata geçirildi. Birlik, bölgedeki jeolojik mirasın korunması, eğitsel ve turistik faaliyetlerin geliştirilmesi, yerel kalkınmanın desteklenmesi ve sürdürülebilirlik ilkelerinin güçlendirilmesi yönünde çalışmalarını sürdürüyor. Aday ulusal jeoparka KUZKA desteği Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkı’nın ana teması olan Karadeniz’in ve eşsiz doğal, jeolojik ve kültürel zenginliklerinin görünür kılınmasına yönelik "Ana Ziyaretçi Merkezi ve Müzesi"nin hayata geçirilmesi planlanıyor. Bu amaçla Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) 2025 Yılı Destinasyon Geliştirme Teknik Destek Programı kapsamında "Ziyaretçi Merkezi ve Müze Konsepti Tasarım Danışmanlığı Projesi’ne destek sağlanacak. Kastamonu il merkezindeki ziyaretçi merkezi, jeoparkın tanıtım, eğitim ve sergileme işlevlerini birleştirerek, bölgenin jeolojik ve kültürel mirasını çağdaş yöntemlerle ziyaretçilere sunacak. Merkez, sadece UNESCO Küresel Jeopark Ağı kriterlerini karşılamakla kalmayacak, aynı zamanda Kastamonu’nun marka değerini ve doğa temelli turizmi güçlendirecek önemli bir adım olarak da görülüyor. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun değerlendirmesi sonucunda başvurunun uygun bulunması halinde, Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkı "Ulusal Jeopark" unvanını almaya hak kazanacak. Bu adım, Kastamonu’nun gelecekte UNESCO Küresel Jeopark Ağı’na dahil olma süreci için önemli bir temel oluşturacak.