Yerel Haberler
İzmir
İzmir’de öğrenciler sporcularla buluştu: 750 adet voleybol topu hediye edildi 15 Ocak 2025 Çarşamba - 17:00:39 İzmir’de öğrencileri spora teşvik etmek amacıyla, Papara Göztepe Voleybol Takımı ve bir sponsor markanın iş birliğiyle, okullara 750 adet voleybol topu dağıtıldı. Sporcularla bir araya gelen öğrenciler, voleybola dair merak ettiklerini öğrenme fırsatı buldu. Papara Göztepe Voleybol Takımı, sponsor firma aracılığıyla İzmir’de okullara 750 adet voleybol topu hediye ederek öğrencilerin sporla tanışmasına destek verdi. Etkinlik, İzmir Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, Göztepe Spor Kulübü Onursal Başkanı Mehmet Sepil, sponsor firmanın Kurucusu Ayhan Yıldız, Papara Göztepe Voleybol Asbaşkanı Sinem Güntekin, Başantrenör Ataman Güneyligil, takım oyuncuları Ceren Kapucu ve Nursevil Gökbudak’ın katılımıyla İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’nde gerçekleşti. “Spor ve eğitim el ele” İzmir’in köklü takımlarından Göztepe’nin bu anlamlı sosyal sorumluluk projesine liderlik etmesinin kendilerini gururlandırdığını anlatan İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, “Göztepe’nin bu girişimi, çocuklarımızın hem sporla tanışmasına hem de sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesine katkı sağlıyor. Akademik başarı ile sporun el ele yürüdüğü bir nesil için çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi. “Şehrimin Takımı projesi ile geleceğe dokunuyoruz” Göztepe Spor Kulübü olarak yalnızca sahadaki başarılarla değil, topluma dokunan projelerle de öne çıkmayı hedeflediklerini kaydeden Göztepe Spor Kulübü Onursal Başkanı Mehmet Sepil, “Bu projede yer almak, sporun ve eğitimin geleceği adına çok kıymetli bir adım. Hepinizin bildiği Şehrimin Takımı projesiyle, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitelere dokunmaya devam edeceğiz. İzmir’in gençlerine destek olmak bizim için bir gurur kaynağıdır" diye konuştu. Papara Göztepe Voleybol Asbaşkanı Sinem Güntekin ise, “Spor, gençlerin hayatına sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir disiplin ve özgüven de katıyor. Bugün burada olmaktan ve Göztepe’nin 100’üncü yılında bu anlamlı projenin mimarlarından olmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyorum” ifadelerini kullandı. Sporla eğitimin bir arada yürüyebileceğini sporcu adaylarına anlatabilmenin kendileri için çok kıymetli olduğunun altını çizen Başantrenör Ataman Güneyligil de, “Spor bir hedef değil, gençlerin eğitimlerini de sürdürebilecekleri bir araçtır. Eğitim, spora; spor ise eğitime her zaman katkı sağlayabilir” şeklinde konuştu. Sponsor firmanın Temsilcisi Zeynep Odabaşı da kadınların sporla güçlenmesi ve gençlerin spor kültürüne kazandırılması için bu tür projelere her zaman destek vermeye devam edeceklerini kaydetti. Oyuncular öğrencilerle buluştu Etkinlikte Göztepe Voleybol Takımı oyuncuları, öğrencilerle söyleşi gerçekleştirdi. Takım Kaptanı Ceren Kapucu ve Nursevil Gökbudak, sporun hayatlarına kattığı disiplin ve özgüveni anlatarak, öğrencilerin sorularını yanıtladılar. Öğrenciler, voleybol oyuncularının günlük antrenman rutinlerinden milli takım deneyimlerine kadar pek çok konuda bilgi edinme fırsatı buldu.
15 Ocak 2025 Çarşamba - 16:06 İZENERJİ TİS’te 8 madde kabul edildi, 5 madde ertelendi İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İZENERJİ A.Ş.’deki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin 4. oturumunda 13 maddeden 8’i kabul edilirken, 5 madde bir sonraki oturuma ertelendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İZENERJİ A.Ş.’de görev yapan yaklaşık 15 bin çalışanı kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin dördüncü oturumu gerçekleştirildi. Üçüncü toplantıda 13 madde ele alınmış, 8 maddede anlaşmaya varılırken, 5 maddede uzlaşı sağlanamamıştı. Yaklaşık 3 saat süren dördüncü toplantının ardından açıklamalarda bulunan DİSK Genel İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Gül toplantıda 13 maddenin görüşüldüğünü maddelerden 8’inde uzlaşı sağlandığını 5 maddenin ise ertelendiğini açıkladı. 4’üncü oturumdan 8 madde geçti Uzlaşıya varılan ve ertelenen maddeler hakkında açıklamalarda bulunan Ercan Gül, “Maaşlarımız ile ilgili ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıya kaldık ve binlerce İZELMAN, İZENERJİ emekçisi ile birlikte bu duruma karşı, yarınlarda aynısının yaşanmaması için birlikte mücadele sergiledik. Buradan bütün İZENERJİ emekçilerine, öncelikle şahsım adına, 2 No’lu ve 9 No’lu şube yönetim kurulları ile burada bulunan iş yeri temsilcileri adına, sürece sahip çıktıkları için teşekkür etmek istiyorum. Bugün dördüncü oturumu gerçekleştirdik. Daha önce de söylediğim gibi bir görüşme geriden geliyoruz. Elimizden geldiği kadar maddelerimizi sağlıklı bir şekilde masada görüşüp akit altına almaya çalışıyoruz. Bugün 13 madde görüştük. Bu maddelerden 8’i kabul edilerek imza altına alındı, 5 tanesi ise bir sonraki oturuma ertelendi. Bu maddelerimizden; 14. Madde eski TİS gibi kabul edildi. 15. Madde eski TİS gibi kabul edildi. 16. Madde eski TİS olarak kabul edildi. 17. Madde ertelendi. 18. Madde eski TİS olarak kabul edildi. 19. Madde ertelendi. 20. Madde ertelendi. 21. Madde değişiklik yapılarak kabul edildi. 22. Madde eski TİS gibi kabul edildi. 23. Madde ertelendi. 24. Madde eski TİS olarak kabul edildi ve 25. Madde ertelendi” sözlerine yer verdi. "Kimse umutsuzluğa kapılmasın" Görüşmelerin sonunda emekçinin mutlu olması için mücadele ettiklerini ifade eden Ercan Gül, “Bir önceki toplu iş sözleşmesinde komisyonlar kurmuştuk. Özellikle gruplar üzerinden ve iş riski maddeleri üzerinden çalışıyorduk. İlk oturumda bu komisyonun tekrar kurulmasını talep etmiştik ve bu komisyon, önümüzdeki hafta Salı günü toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden bağımsız bir şekilde toplanmaya başlayacak. Çünkü vasıflar ve iş riski maddeleriyle ilgili görüşmeler uzunca bir vakit alıyor. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin süresinin çalınmaması adına böyle bir yöntem izlenmesi konusunda işverenle mutabakata varıldı. Bu oturum önümüzdeki hafta Salı günü gerçekleşecek ve toplu sözleşme görüşmelerimiz kaldığı yerden devam edecek. Biz bu toplu sözleşmenin ilk gününde de söyledik; Kararlıyız. Bu toplu sözleşmeyi, binlerce İZENERJİ emekçisinin mutlu olacağı şekilde imzalamak için yola çıktık. Nihai kararı verirken de birlikte, binlerce İZENERJİ emekçisinin mutlu olacağı bir toplu sözleşmenin altına imza atacağız. Dostlar, hiç kimse umutsuzluğa ya da karamsarlığa kapılmasın. İş yeri temsilcilerimiz ve yönetim kurullarımızla birlikte, bu toplu iş sözleşmesini başarıyla tamamlayacağımıza olan umudumuz yüksek. Bütün arkadaşlarımızın da bu umutla, aynı ayın 7’sinde olduğu gibi, birlikte yan yana durarak ve omuz omuza bu mücadeleyi sonuçlandıracağına inancım tam. Kimsenin bundan şüphesi olmasın” dedi. Görüşmelerin 5’inci oturumu 29 Ocak Çarşamba günü saat 10:00’da gerçekleşecek.
15 Ocak 2025 Çarşamba - 15:33 Elleri yıkamak enfeksiyon riskini yüzde 50 oranında azaltabiliyor Enfeksiyonların büyük kısmının el hijyeninin yetersizliğinden bulaşabiliyor. Medicana Sağlık Grubu Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Bölümü’nden Uzm. Dr. Özge Yendur, el hijyeni konusunda çocukları bilinçlendirmenin toplumun üzerinde önemli olduğunu ifade ederek, el yıkamanın önemi hakkında uyarılarda bulundu. Hijyen sağlıklı bir yaşamın en önemli adımlarından biri sayılıyor. Özellikle de Covid-19 pandemisinde hijyenin önemi bir kez daha gözler önüne serilmişken, el yıkama konusunda özel bir hassasiyet gerekiyor. Medicana International İzmir Hastanesi Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Uzmanı Dr. Özge Yendur, “Pandemi süreci, hijyenin sağlıklı bireyler ve toplumlar için vazgeçilmez bir gereklilik olduğunu açıkça göstermiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), enfeksiyonların büyük bir kısmının eller yoluyla bulaşmakta olduğunu, el yıkamanın ishal ve solunum yolu enfeksiyonlarını yüzde 50 oranında azalttığını belirtmektedir. Bu nedenle çocuklara hijyenin önemini öğretmek, sağlıklı bir yaşamın ilk adımıdır. 20-30 saniye boyunca sabun ve suyla elleri yıkama, hastalıkları önlemenin en etkili yollarından biridir. Ancak hijyen yalnızca el temizliğiyle sınırlı değildir; sağlıklı bir yaşam için kapsamlı bir hijyen anlayışına ihtiyaç duymak gerekmektedir” dedi. "Yetişkinler çocuklara örnek olmalı" Çocukların oyun ve taklitle öğrendiklerini ifade eden Uzm. Dr. Özge Yendur, “Çocuklara en büyük rol model ebeveynlerdir. Onlara hijyenin önemini anlatmanın ve bunu alışkanlık haline getirmenin en etkili yolu, yetişkinlerin doğru davranışlarla örnek olmalarıdır. Ebeveynler ellerini düzenli olarak yıkayarak çocuklara doğru teknikleri öğretebilirler. Yemek hazırlamadan önce, yemekten sonra veya dışarıdan geldikten sonra ellerin yıkanması gerektiğini göstermek etkili bir yöntemdir. Kişisel hijyen alışkanlıkları geliştirmek ayrıca önem taşımaktadır. Çocuklara dişlerini fırçalamanın, düzenli duş almanın, tırnaklarını kısa ve temiz tutmanın önemini anlatmak gerekmektedir. Bu eylemler, başlangıçta birlikte eğlenceli hale getirilerek yapılabilir. Örneğin diş fırçalarken ’mutlu yıllar’ şarkısı birlikte söylenebilir. Böylece çocuk, şarkı süresi kadar da dişlerini fırçalamış olur” ifadelerini kullandı. Yiyecek ve mutfak hijyenine dikkat edilmeli “Yiyeceklerin doğru şekilde saklanması, hazırlanması ve çapraz bulaşın önlenmesi için mutfak yüzeylerinin temizliği esnasında çocuklara bir yandan bunun neden yapıldığının anlatılması gerekmektedir” diyen Uzm. Dr. Özge Yendur, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin, çiğ sebzeleri yemeden önce neden yıkamamız gerektiğinden bahsedilebilir. Bu anlatılar, hijyenin öneminin onlarda daha iyi kavranmasını sağlayacaktır. Çocukların gözlemlemelerine imkan sağlayacak şekilde evde düzenli temizlik yapmak, ortak kullanılan alanların hijyenini korumak ve çöpleri uygun şekilde bertaraf etmek, çocukların temizlik bilincini artırmaktadır. Hapşırırken ya da öksürürken ağız ve burnun dirsek içiyle kapatıldığı gösterilerek, aynı durumda nazikçe bu davranışın yapılması gerektiği hatırlatılarak, çocuklara alışkanlık kazandırılabilmektedir.” Video ve oyunla hijyen öğretilebilir Çocukların ilgisini çekecek kitaplar, videolar veya oyunların, hijyen alışkanlıklarını öğretmek için harika araçlar olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Özge Yendur, “Mikropların nasıl yayıldığı basit bir dille hikayeleştirilerek, ilgi çekici ve kimi zaman çocuksu ifadelerle anlatılabilmektedir. Çocuklar, hijyen kurallarına uyduklarında abartıya kaçmadan onları takdir etmek, alışkanlık kazanmalarını hızlandırabilmektedir” dedi. Hijyenin bireysel sağlığın ötesinde toplumsal sağlığı da etkilediğine dikkat çeken Uzm. Dr. Özge Yendur, şunları da söyledi: “DSÖ’nün verilerine göre hijyen eksikliği, yılda milyonlarca enfeksiyona ve önlenebilir ölümlere yol açmaktadır. Çocuklarımıza bu bilinci aşılamak, sağlıklı bir toplumun temelini oluşturacaktır. Hijyen, bir yaşam biçimi olmalıdır. El hijyeninden kişisel hijyene, yiyecek hazırlığından solunum hijyenine kadar tüm bu alanlarda farkındalık oluşturarak çocuklar için daha sağlıklı bir gelecek inşa edilebilir.”
Altay’da Ceyhun Gülselam’ın çapraz bağları koptu
04 Aralık 2024 Çarşamba - 10:16 Altay’da Ceyhun Gülselam’ın çapraz bağları koptu Altay, İnegölspor müsabakasında sakatlanan Ceyhun Gülselam’ın yapılan tetkikler sonucunda ön çapraz bağlarında kopma tespit edildiğini duyurdu. TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Altay’da Ceyhun Gülselam üzüntüsü yaşanıyor. Hafta sonu oynanan İnegölspor maçında sakatlanan 36 yaşındaki orta saha oyuncusunun, ön çapraz bağlarında kopma tespit edildiği bildirildi. Konuyla ilgili siyah-beyazlı kulüpten yapılan açıklamada, "30.11 2024 tarihinde oynanan Altay - İnegölspor müsabakasında sakatlık yaşayan oyuncumuz Ceyhun Gülselam’ın yapılan tetkikleri sonucunda ön çapraz bağ kopması teşhisi konmuştur. Futbolcumuz Ceyhun Gülselam önümüzdeki günlerde ameliyat olacak olup ameliyatı sonrasında uygulanacak programla tedavisi sürdürülecektir. Futbolcumuz Ceyhun Gülselam’a geçmiş olsun dileklerimizi sunarız" ifadeleri kullanıldı. Ceyhun Gülselam da sakatlığının ardından yaptığı açıklamada, "Maalesef, son oynadığımız maçta yaşadığım talihsiz sakatlık sonucu çapraz bağlarımda ciddi bir hasar oluştuğunu bugün çekilen MR sonucumda öğrenmiş bulunuyorum. Doktorlarımızın tavsiyeleri doğrultusunda sahalardan bir süre uzak kalmam gerekecek. Ancak, bu süreçte takımımın ve takım arkadaşlarımın her zaman yanında olacağım. Tedavi sürecinde desteğiniz ve dualarınız benim için çok kıymetli. Destekleriniz için teşekkür ederim" dedi. 36 yaşındaki futbolcu, bu sezon forma giydiği 10 maçta 2 gol kaydetti.
İzmir İtfaiyesi’nden baca, soba yangınları ve zehirlenmelere karşı uyarı
04 Aralık 2024 Çarşamba - 10:14 İzmir İtfaiyesi’nden baca, soba yangınları ve zehirlenmelere karşı uyarı İzmir Büyükşehir Belediyesi, özellikle kış aylarında baca ve soba kaynaklı yangınlarla, zehirlenmelere karşı yurttaşları dikkatli olmaya çağırdı. İstatistiklere göre İzmir’de geçen yıl baca tutuşması sonucu 305 yangın çıktı. 2024 yılının 9 aylık diliminde bu oran 227 olarak kayıtlara geçti. İzmir itfaiyesi, olası yangın veya zehirlenmelere karşı, bacaların yetkili firmalar tarafından temizlenmesi gerektiği uyarısında bulundu. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kış aylarında artan baca yangınları ile soba zehirlenmelerine karşı yurttaşları dikkatli olmaya çağırdı. İtfaiye raporlarına göre İzmir’de geçen yıl 305 baca kaynaklı yangın çıktı. Bu oran toplam yangınların yüzde 2.35’ini içeriyor. 2024’ün 9 aylık diliminde de 227 yangın çıktı. Bu da toplam yangınların yüzde 1.59’unu oluşturuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı Eğitim Şube Müdürlüğü, sık sık ölümlerle sonuçlanan bu tür olayların yaşanmaması için verdiği eğitimlerle yurttaşları bilgilendiriyor. “Yangınları yüzde 50 oranında azaltmış oluruz” Eğitim Şube Müdürlüğü’nde görevli İtfaiye Eğitim Amiri Bülent Yanaşık, 31 yıllık meslek hayatında gerekli önlemlerin alınmadığı için ölümle sonuçlanan birçok olayla karşılaştıklarını söyledi. Yurttaşların canının yanmaması için, bacalarını temizletmeleri ve ön hazırlık yapmaları gerektiğini vurgulayan Bülent Yanaşık, “Özellikle mevsimsel geçişlerde bacaların temizlenmesi gerekiyor. Baca menfezleri ile baca içlerinin temizlettirilmesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından yetki alan firmalar tarafından yapılması gerekiyor. Bunları uygun şekilde yaparsak yangınları yüzde 50 oranında azaltmış oluruz” dedi. “Kovayı değiştirmeden üzerine ekleme yapmayın” Yangınların çıkmasının en büyük nedenlerinden birinin de çocukların evde yalnız bırakılması olduğunu vurgulayan Yanaşık, “Yine soba etrafına kuruması için bırakılan kıyafetler de yangınların çıkmasındaki en büyük etkenlerden. Sobanın tutuşması için atılan hızlandırıcı benzin, tiner gibi maddeler de yangına neden oluyor. Vatandaşlarımız sobayı yaktıktan sonra, çevresinde bulunan ve yangına neden olabilecek materyalleri buradan uzaklaştırmalı. Yapılan en büyük yanlışlardan biri sobada odun ve kömür yandıktan sonra kovayı değiştirmeden üzerine yeniden ürün koymak. Bu da karbon monoksit zehirlenmelerine neden oluyor. Yanan bir malzemenin üzerine, yanmamış bir malzeme koyduğunuz zaman içeride zehirlenmenin olması kaçınılmaz” diye konuştu. Evlerdeki sinsi tehlike “Uyuyan soba” Evlerde “uyuyan soba” tehdidinin bulunduğuna dikkat çeken Bülent Yanaşık, “Sobalar yakıldığında sıcaklık arttığı zaman sobayı kapatıyoruz. Buna ‘uyuyan soba’ diyoruz. Tekrar açıldığında sobanın içerisindekilerin yanmadığı görülünce üzerine tiner, benzin dökülüyor. Bu da patlamaya neden olabiliyor. Hiçbir şekilde yanan sobayı açıp, herhangi bir malzemeyi dökmememiz gerekiyor. Kendi haline bırakmalıyız. Bu şekilde yanıp, sönmeli. Soba etrafında battaniye, pike tarzı yanıcı ürünler bulunmamalı. Bunların yaşanmaması için sobaların kurulduğu andan kaldırıldığı zamana kadar tüm bakımlarının yapılıp, önlemlerin alınması gerekiyor. Bacaların temizlenmesi için bazı maddeler kullanılıyor” şeklinde konuştu. “Ne kadar oksijen alırsa yanma o kadar fazla oluyor” İtfaiye Dairesi Başkanlığı Merkez Bölge Gruplar Amiri Fuat Eroğlu da havaların soğuması ile birlikte baca yangınlarında artışların yaşandığını söyledi. Bu tür yangın ihbarlarına gittikleri zaman ilk önce iş yeri mi yok bina bacası mı olduğuna baktıklarını, müdahaleyi de buna göre yaptıklarını ifade eden Eroğlu, şunları söyledi: “Beton binalarda su ile söndürmeyi çok sağlıklı bulmuyoruz. Genellikle boğma yöntemi ve kuru kimyevi tozlarla yangına müdahale ediyoruz. Baca yangınlarının bina yangınına dönüşmemesi önceliğimiz. Baca yangınları doğru ve zamanında müdahale edilmediğinde, bina yangınlarına dönüşebiliyor. Bu da daha büyük sorunlara neden olabiliyor.” “Yaptığımız kimi hatalar zehirlenmelere neden olabilir” Eğitim Şube Müdürlüğü’nde eğitmen olarak görev yapan Ebru Kervankıran da doğalgaz kullanımına yönelik önemli bilgiler paylaştı. Verdikleri eğitimlerle yangın çıkmasını engelleyerek, yangın riskini azaltmayı hedeflediklerini anlatan Ebru Kervankıran, “ Havların soğuduğu bu günlerde özellikle baca yangınları ve karbon monoksit zehirlenmeleri ile sık sık karşılaşıyoruz. Doğalgaz da bu nedenle çok önemli. Yaptığımız kimi hatalar zehirlenmelere neden olabilir. Özellikle yağlı kanal dediğimiz aspiratör bacalarının düzenli olarak temizlenmesi gerekiyor. İşletmelerde bu tür bacalar daha fazla kullanıldığı için sık sık temizlenmeli. Kullanılan ocak türündeki gazın niteliğine göre algılama dedektörünün takılması gerekiyor” diye konuştu. Doğalgaz zehirlenmelerine karşı yapılması gerekenler Ebru Kervankıran, sensörlü selenoid valfe bağlı gaz algılama dedektörünün, gaz kaçağı olduğu anda gaz akışını keserek olası zehirlenme vakalarının önüne geçtiğini vurguladı. Kervankıran, “Doğalgazlı evlerin camlarında menfezler var. Bunları kış aylarında soğuktan ya da toz gelmesin diye çeşitli şekillerde kapatıyoruz. Aslında açık kalması gerekiyor. Atmosfere açılan hava olması lazım. Bir gaz kaçağı olduğunda, doğalgaz havadan hafif olduğu için yukarı doğru çıkar. Mutlaka camın üst kısmında, kombilerin olduğu alanlarda bu menfezleri açık bırakmak gerekiyor. Her gaz kaçağı olduğunda patlama meydana gelmez. Ama gaz kokusu alındığı zaman tedbirli olmakta fayda var. Bu nedenle evinize girdiğiniz zaman önce ortamı koklayın. Gaz kokusu var mı? Eğer gaz kokusu alıyorsanız, lambalara dokunmayın. Sigortaları kapatmayın. Gazı kaynağından kesip, ortamı havalandırın. Açıkta duran doğalgaz borularının üstü de kesinlikle kapatılmamalı” dedi.
Başkan Günay, kapı kapı dolaşıyor vatandaşı dinliyor
04 Aralık 2024 Çarşamba - 10:06 Başkan Günay, kapı kapı dolaşıyor vatandaşı dinliyor Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay, vatandaşlara çat kapı ziyaretler yaparak onlarla sohbet ediyor, sorunlarını dinleyip ihtiyaçları belirledikten sonra ilgili birmler aracılığıyla çözümünü sağlıyor. Güzelbahçe Belediyesi, sosyal yardımlar kapsamında, ihtiyaç sahibi vatandaşlara erzak kolisi, kömür, hasta bezi, soba vb ihtiyaçlar için sahada. Başkan Mustafa Günay da belediye ekipleriyle birlikte sahaya inerek, kapı kapı dolaşıp vatandaşla birebir görüşerek hem taleplerini dinledi hem de her zaman yanlarında olacaklarını belirtti. "Seçimden seçime gelen belediye olmayacağız" Saha da 3 aydan fazla bir süredir ekiplerin çalıştıklarını söyleyen Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay “Belediyemiz, zor günlerden geçen vatandaşlarımızın yanında olmaya her zaman devam edecektir. Yardım faaliyetlerimizi artırarak sürdüreceğiz ve halkımızın ihtiyaçlarını karşılamak için var gücümüzle çalışacağız. Sosyal belediyecilik anlayışımızla hanelerimize dokunmaya, yüzlerde tebessüm oluşturmaya devam ediyoruz. Her bir kapıyı çalarken, paylaşmayı seviyoruz, dayanışmamızın sıcaklığını da ulaştırıyoruz. Vatandaşlarımızın yanında olmak, onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek bizim en büyük sorumluluğumuz. Bugün de Güzelbahçe sokaklarında, mahallelerinde kapı kapı gezerek komşularımızın derdini dinledik. Bu çalışmalarımız devam edecek. Çünkü biz seçimden seçime gelen belediye olmayacağız. Her gün vatandaşının kapısını çalan, her gün sahada olan bir belediye olacağız. Bunun sözünü vererek geldik. 20 personelimiz 3 aydan fazla bir süredir sahada vatandaşların talep, şikâyet ve isteklerini alıyor. Özellikle ihtiyaç sahibi bölgelerde daha yoğun çalışıyoruz. Bir eve 4-5 kez ziyarette bulundu arkadaşlarımız. Burada sadece ne ihtiyacı var ’ne istiyor’ değil, ‘bugün nasılsın Ayşe Teyze, Ahmet Amca’ demek bile vatandaşları mutlu ediyor. Vatandaş sadece ihtiyaç durumunda sorulmaz, ona selam verip gününün nasıl geçtiğini de sormak gerekiyor. Biz belediyecilik anlayışını değiştiriyoruz. Soran, kapısını çalan, halkıyla iç içe olan belediyecilik anlayışı başlatıyoruz” diye konuştu.
Ömrünü çömlekçiliğe adayan UNESCO ödüllü sanatkâr dünyaya usta yetiştiriyor
04 Aralık 2024 Çarşamba - 10:06 Ömrünü çömlekçiliğe adayan UNESCO ödüllü sanatkâr dünyaya usta yetiştiriyor İzmir’in Menemen ilçesinde, asırlardır süren bir geleneği devam ettiren ve ömrünü çömlekçiliğe adayan Ahmet Taşhomcu, 46 yıldır aşkla, sevgiyle ve büyük bir titizlikle yaptığı mesleğinde dünyanın sayılı ustaları arasında yer alıyor. Yok olmaya yüz tutan çömlekçiliği günümüze uyarlayarak bu anlamda yeniliğin öncüsü olan Ahmet usta, UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülü hakkında ise “Çok ödül aldım; ama bu ödül bambaşka” dedi. Menemen ilçesi, “çömlekçilik” deyince akla ilk gelen yerlerden bir tanesi. İlçe, bu namını ise kısa sürede değil, asırlardır usta-çırak ilişkisiyle yetişen sanatkârlarından aldı. O ustalardan biride ömrünü çömlekçiliğe adayan Ahmet Taşhomcu. Ahmet usta, ilçede sanatıyla adını dünyaya duyuran isimlerin başında geliyor. Hikayesi 12 yaşında başladı 58 yaşındaki emektar, çömlek ustası eniştesinin yanına 12 yaşında çırak olarak yerleştirildi ve hikayesi de böyle başladı. O günden bugüne kadar yaklaşık yarım asırdır işine; aşkla, sevgiyle sahip çıkan ve çamura hayat veren Taşhomcu, yılmadı ve mesleğinde kendisini geliştirdi. Çömlekçiliği günümüze uyarladı Eskiye bağlı kalmayan sanatkâr Ahmet usta, çömlekçiliği günümüze uyarlayarak mesleğin ayakta kalmasını sağlayabilecek en önemli adımlardan birini attı. 2019 yılında İtalya’da düzenlenen yarışmada dünya şampiyonu olan çömlek ustası Ahmet Taşhomcu, sık sık hem yurt içi hem de yurt dışından davetler alıyor. En son Rusya’ya giden Menemenli usta, burada da ustalar yetiştirdi. UNESCO gururu Ahmet Taşhomcu, son olarak geçtiğimiz günlerde UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülü’ne layık görüldü. Ömrünü çömlekçiliğe adayan ustaya ödülünü ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verdi. Her gün atölyesine gelerek emek emek çamura şekil veren Taşhomcu’nun 4 evladı da çömlekçilikle uğraşıyor. 46 yıldır çömlek ustalığı yaptığını ifade eden Taşhomcu, “Menemen’de ve yurt dışında bir çok kez sempozyumlara katıldım, ustalar yetiştirdim. Yılda belki 3-4 kez yurt dışına gidiyorum. Orada da eğitimler verdim, jüri olarak katıldım ve yarışmacı olarak da gidiyorum. Mesleğimle alakalı bilgilerimi artırıyorum. Gördüklerimi de gelip burada uyguluyorum. Ağırlıklı olarak sanatsal ürünler yapıyorum, seri üretim yapmıyorum; daha çok galerilere farklı pişirim teknikleri uyguluyorum. Yurt dışında katıldığım sempozyumlardan edindiğim bilgileri burada paylaşıyorum herkesle. Mesela; bildiğimiz tarz vazolar var; ama daha farklı tasarımlar” dedi. “Çok ödül aldım; ama bu ödül bambaşka” UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülü’yle gururlandığını anlatan emektar usta, “Çok ödül aldım; ama bu ödül bambaşka” diye konuştu. Ahmet Taşhomcu, “İtalya’da, Rusya’da, Belçika’da, bir sürü ülke ve yurt içinden ödüller aldım; ama benim için en önemli onur verici ödül bu oldu. Mesleğimizin en üst seviyesinde, Cumhurbaşkanımızın elinden bu ödülü almak benim için onur oldu; Menemen çömlekçiliği içinde büyük bir onur oldu. Belki yeni yetişecek gençlerimize de bu ödül bir ilham kaynağı olacak” ifadelerine yer verdi. Taşhomcu, çömlekçilik için çırak yetişmediğinden de dert yakındı. Taşhomcu, “Menemen, Türkiye’de baktığınız zaman çok önemli bir çömlekçilik merkezi, dünyada da öyle. Bu çapta, büyüklükte ürün yapan ülkeler yok. Bu anlamda Menemen çok önemli bir yerde” diye konuştu. "Çömlek yapısına uygun topraklara yerleşim yeri yapıldı, 5-10 yıl sonra sorun olabilir" Çömlekçiliğe daha çok ilgi gösterilmesi gerektiğini ifade eden ve “verilen değer yetersiz” diyen Ahmet Taşhomcu, son olarak şöyle devam etti: “Ben yurt dışına gittiğim zaman kendimi özel hissediyorum, öyle hissettiriyorlar. Maalesef ülkemizde sanata ve sanatçıya değer verilmiyor. Çömlekçilikte kullanılan toprak ise Menemen’e has bir toprak. Her toprak çömlek olmaz. Menemen’de zaten bu işin binlerce yıl yaygınlaşmasının sebebi; toprağın çömlekçiliğe uygun yapısından kaynaklanıyor. Özel bir toprak ama; maalesef 5 ya da 10 yıl sonra toprakla ilgili çok büyük sorunlar olacak; çünkü toprak alanlarına yerleşim alanları yapıldı. Böyle bir sıkıntımız var.”
Geliştirdiği teknoloji yeşil ve ekonomik ısı sağlıyor
04 Aralık 2024 Çarşamba - 09:57 Geliştirdiği teknoloji yeşil ve ekonomik ısı sağlıyor Yaşar Üniversitesi Enerji Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Emin Umdu, geliştirdiği konut, kent ve sanayiye yeşil ve ekonomik ısı sağlayacak “Calor-e Termal Depolama Teknolojisi” ile Dünya Bankası’ndan 300 bin Euro destek aldı. Yaşar Üniversitesi’nin akademik girişim olarak ortağı olduğu Dr. Öğretim Üyesi Emin Umdu’nun kurduğu Unda Mühendislik tarafından geliştirilen Calor-e Termal Depolama Teknolojisi yeşil ve ekonomik ısı sağlıyor. Fosil yakıtlara bağımlılığı da azaltan sistem, yeni bir yatırım alanı sunuyor. Göktoğan Teknik Makina Model San. ve Tic. A. Ş.’nin üretim ortağı olduğu projede, 1 megawatt gücünde şebekeye entegre bir termal depolama yapılacak. Türkiye’de bu büyüklükte ilk termal depolama projesi olduğuna dikkat çeken Dr. Öğretim Üyesi Umdu şu bilgileri verdi: “1832 - Sanayide Yeşil Dönüşüm Çağrısı kapsamında TÜBİTAK aracılığıyla Dünya Bankası projemize 300 bin Euro’nun üzerinde destek verdi. Bildiğimiz kadarıyla bu desteği alan termal depolama alanında tek proje bizimki. Termal depolama alanında çalışan dünyadaki az sayıda firmadan biriyiz ve modüler yapıya sahip bu boyutta örneği yok. KOBİ’ler, bölgesel ısıtma yapan şehirler, tesisler için megawatt ölçeğinde çözüm geliştirdik. Öncelikle hitap ettiğimiz sektörler ise; kâğıt, gıda gibi sektörler. Hedeflediğimiz kullanıcılar yerel yönetimler ve KOBİ’ler.” Karbon emisyonu sıfır Dr. Öğretim Üyesi Emin Umdu, “Çalışmalara 2020 yılında başladık. Isıtma dünya enerji tüketiminin yarısını oluşturuyor ve neredeyse tamamen fosil yakıtlara bağımlı. Unda Mühendislik’in geliştirdiği ve Göktoğan Teknik Makina Model San. ve Tic. A. Ş.’nin üretim ortağı olduğu Calor-e Termal Depolama Teknolojisi; yenilenebilir enerjinin daha çok kullanılmasını sağlıyor, şebekenin altyapısında yaşanacak zorlanmaları azaltıyor, ısıya daha ucuza ulaşım sağlıyor ve fosil yakıtlara bağımlılığı da azaltıyor. Bu teknoloji ile karbon emisyonu oluşturmayan, yeşil ve ekonomik ısı elde ediliyor” dedi. Projeyi uygulama noktasında GDZ Elektrik Dağıtım A.Ş. ile iş birliği yapacaklarını aktaran Dr. Öğretim Üyesi Emin Umdu, “GDZ Elektrik Dağıtım A.Ş. projeye ilgi gösterdi. Üretim ortağımız Göktoğan Teknik Makina Model San. ve Tic. A. Ş.’nin üretimi gerçekleştirip Gediz Elektrik’in merkez kampüsünde bir binanın ısıtma soğutma sistemine ve şebekeye entegre etmeyi planlıyoruz. Onların uygulamak istediği başka tesislerde de projelerimiz olacak” diye konuştu. Sistem nasıl işliyor? Sistemin kitlesel kullanıma uygun olduğunu belirterek işleyiş şeklini anlatan Dr. Öğretim Üyesi Umdu şunları söyledi: “Bir termal depo var. Yenilenebilir enerji yüksekken ya da talep azken biz bu enerjiyi düşük fiyata alıyoruz ve depomuzu doldurup elektriği ısıya dönüştürüyoruz. Kullanıcıya ısı olarak veriyoruz. Böylece şebekede atıl kalacak sıfır emisyonlu enerji kullanılabilir hale geliyor. Ayrıca şebeke de zorlanmıyor. Isı pompaları gibi sistemlerde herkes aynı anda çalıştırdığı için şebeke ve trafolar zorlanıyor. Biz bu ısı yükünü başka zamana çekiyoruz. Elektriği ısı olarak depoladığımız için şebekenin altyapı yüklerini azaltıyoruz. Trafo kapasitesini artırmadan daha kişiye daha fazla ısı sağlanabiliyor. Ülkemizin ve kurumların karbon azaltımı ve enerji güvenliği hedeflerine ulaşması için alternatif bir ısıtma teknolojisi sunuyor. Çok hızlı devreye alınabilen bir sistem. Saha kurulduktan sonra 3-4 gün içinde kullanıma geçilebilir.”
Selçuk Kent Lokantası Öğrenci Otobüsü büyük ilgi gördü
04 Aralık 2024 Çarşamba - 09:50 Selçuk Kent Lokantası Öğrenci Otobüsü büyük ilgi gördü Selçuk Belediyesinin eğitim odaklı sosyal belediyecilik projelerinden biri olan Kent Lokantası Öğrenci Otobüsü, öğrencilere ücretsiz öğle yemeği verme hizmetine başladı. Öğrencilerle bir araya gelen Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, kendi elleriyle yemek servisi yaptı. Selçuk’ta Meryem Ana Evi nöbeti devam ederken, diğer taraftan belediyecilik hizmetleri ve planan proje çalışmaları aralıksız sürüyor. Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in hafta sonu mobil makamdan yaptığı canlı yayında ilk kez duyurduğu Kent Lokantası Öğrenci Otobüsü öğrencilerle buluştu. Selçuk’ta liselerin bulunduğu alanda otobüs şeklinde konuşlanan Kent Lokantası Öğrenci Otobüsünde öğrenciler, her gün belirlenen bir menüye küçük bir ücret karşılığında ulaşabiliyorlar. Öğrencilerin, eğitimlerine sağlıklı beslenerek devam edebilmeleri amacıyla hayata geçirilen Kent Lokantası Öğrenci Otobüsü, hizmete girdiği ilk günde öğrenciler tarafından büyük bir memnuniyet ile karşılandı. Menülerin çok lezzetli ve doyurucu olduğunu belirten öğrenciler, Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’e teşekkür ettiler. Öğrencilerin yanı sıra veliler ve vatandaşlar da öğrencilere sunulan öğle yemeği hizmetinden memnun olduklarını dile getirdiler. "Her şey çocuklarımız için" Hiçbir ekonomik zorluğun, çocukların sağlıklı gelişimleri ve eğitim hayatlarına etkisine izin vermeyeceklerini belirten Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, “Kent Lokantası Öğrenci Otobüsü ile kendi bütçemize göre yepyeni bir alan oluşturduk. Onların sevecekleri yiyecekler var ve burası çok eğlenceli. Sıra, kuyruk, efsane kalabalık ama her şeyden önce çocuklar mutlu. Biz her şeye rağmen çocuklarımızın hiçbir şeyden mahrum kalmaması için çalışacağız” dedi. Çocukların eğitim hayatının her aşamasında yanında olmak için çabaladıklarını belirten Başkan Filiz Ceritoğlu Sengel, “Efes Selçuk’ta birçok öğrenci sağlıklı öğünlere ulaşma konusunda zorlanabiliyor. Biz 2019 yılından bu yana merkezden uzakta ikamet eden öğrencilerimize ulaşım desteği sağlayarak okullarına ücretsiz ulaşımlarını sağlıyoruz. Ulaşım kadar beslenme de eğitim gören bir öğrenci için elzem. Bu konuda da hızlı bir çözüm hayata geçirmeyi bir süredir düşünüyorduk. Kent Lokantası Öğrenci Otobüsümüzü, Meryem Ana Evi nöbetimizi devam ederken, direnmek biraz da sorumluluğunu taşıdığımız kentin çocuklarına, gençlerine hizmet etmektir düşüncesiyle hayata geçirdik.” dedi. Emekli Öğretmen Sunay Kılınç, bir eğitimci olarak uygulamadan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Ben bir emekli öğretmenim. Belediyemizin böyle bir uygulamada bulunması beni o kadar memnun etti ki. Geçerken gördüm ve karşılaştığım öğrencileri buraya gönderdim. Çok duygulandım, hatta gözlerim doldu. Tebrik ve teşekkür ediyorum” dedi.
Engelsiz Kafe Selçuk’un hizmetinde
03 Aralık 2024 Salı - 16:11 Engelsiz Kafe Selçuk’un hizmetinde Selçuk Belediyesinin yeni sosyal belediyecilik projesi olan Engelsiz Kafe hizmete girdi. Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, “Burası engel tanımaz çocukların ve daha da önemlisi engel tanımaz bireylerin. Hepimiz sahip çıkalım, büyüsün” dedi. Selçuk Belediyesi önemli bir projeye imza atarak yeni sosyal belediyecilik projesi olan Engelsiz Kafe’yi vatandaşlarının hizmetine açtı. Tüm Selçuk’a hitap edecek olan kafenin engelli bireylerin istihdamına da katkı sunacağı ifade edildi. Engelsiz çocukların ve ailelerinin yoğun ilgi gösterdiği açılışta, Engelsiz Yaşam Merkezi kursiyerlerinin yaptığı el emeği ürünler de satışa sunuldu. SEGEM-DER’in kurucu başkanı olduğundan bu yana engel tanımaz çocuklar ve bireylerle çalıştığını hatırlatan Başkan Ceritoğlu Sengel, SEGEM-DER Başkanı Birgül Gönül ile dayanışma halinde engelsiz bireyler için çalıştıklarını belirtti. 18 yaşını doldurmuş engel tanımaz gençlerin hayatına katkı sunmak için Engelsiz Yaşam Merkezi’nde düzenlenen kurslardan çok iyi dönüş aldıklarını kaydeden Başkan Ceritoğlu Sengel; “Engel tanımaz bütün vatandaşlarımızın ailesi ile görüşmelerimize devam ederken aslında çok uzun zamandan beri benim hayalini kurduğum ve de 18 yaşını dolduran yaşam mücadelesi vermesi, sosyal hayatın içine girmesi gereken, evlere kapatılmak şöyle dursun tam aksine sokaklarda sosyalleşmesi gereken ve yaşamın her noktasını eşit şartlarda, herkes gibi yaşamaya devam edilebilecek bir ortamı oluşturmak istiyorduk. İşte o yüzden Kadın Dayanışma ve Engelsiz Yaşam Merkezi’ni kurduğumuzda kurslar açtık. Ritim kursları, el sanatları kursları derken engelsiz çocuklarımızın çantalar, kırlentler derken birçok güzel iş çıkardığını gördük ve bu ürünleri satın aldık. Biz, bir nebze olsun katkı sunmanın keyfini yaşarken, engelsiz çocuklarımız bir şeyleri başarmış olmanın mutluluğunu yaşadı. Onların da mutluluğu artsın istedik. O yüzden bu şekilde başladığımız serüvene başka bir şey katmalıydık. Artık kuşun kendi kanatlarıyla uçması gerekiyordu. O kuşun uçması için kendilerine ait bir mekanın olması gerekiyordu” dedi. "Hep birlikte sahip çıkalım" Engelsiz Kafe’nin Selçuk’un sahip çıkması ile büyüyeceğini ve engelsiz bireylerin güçleneceğini belirten Başkan Ceritoğlu Sengel; “Engelsiz Kafemiz küçük bir yer ama sizlerin bu alana sahip çıkması engelsiz arkadaşlarımıza destek olacak. 18 yaşını doldurmuş engelsiz arkadaşlarımız çalışacak. Onların kendi durumlarına göre farklı olarak çalışma saatleri ayarlanacak. O çalışma saatleri dahilinde nöbet usulü ve yevmiye ile burada çalışacaklar. Mekan engel tanımaz çocukların ve daha da önemlisi engel tanımaz bireylerin. Hepimiz sahip çıkalım, büyüsün. Engelleri beraber aşacağız. Biz engelleri beraber aşmanın ne demek olduğunu, Selçuk’un ve Selçuk Belediyesi’nin ne kadar büyük bir aile olduğunu 10 günden beri birlikte yaşıyoruz. Dimdik durarak, yan yana durarak engellerin nasıl aşılabileceğini gösteriyoruz. Sıra hep birlikte engelsiz çocuklarımız için yan yana durmada. Hayırlı uğurlu olsun” dedi. Öte yandan Başkan Ceritoğlu Sengel’in konuşmasının ardından Engelsiz Kafe açılışı müzik gösterisi ile devam etti. Engelsiz Kafe, Pazar günü hariç her gün 12.00- 18.00 saatleri arasından Eşitlik Birimi Kadın Dayanışma ve Engelsiz Yaşam Merkezi yanında hizmet verecek.