Yerel Haberler
İzmir
Olcay Şahan: “Altınordu’nun yeri üst ligler” 23 Aralık 2024 Pazartesi - 15:12:21 Altınordu Teknik Direktörü Olcay Şahan, sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yaparak, “Altınordu’ya imza attığımız ilk gün dediğimiz gibi ‘Türkiye’nin Altınordu’su burada olmayı asla hak etmiyor. Bu takımın yeri üst liglerdir’ sözlerimizi gerçekleştirmek adına 2025 yılında daha çok çalışacağız” dedi. TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Altınordu, ligin ilk devresini 35 puanla üçüncü sırada noktaladı. İzmir ekibinde Teknik Direktör Olcay Şahan da 17. hafta mücadelesinde 6-0 yendikleri Afyonspor müsabaka sonrasında yazılı bir açıklama yaparak, kırmızı-lacivertlilerin 2024 yılını değerlendirdi. 27 Mayıs tarihinde başladıkları Altınordu yolculuğunun 2024 yılını güzel bir galibiyetle noktalamanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Şahan, “Şampiyonluk hedefi ile başladığımız sezonun ilk yarısı bizim adımıza oldukça verimli geçti. Yeni oluşturduğumuz kadromuz ile sezona çok iyi başlangıç yaptık. Belki de futbol kamuoyunda kimse bizim bu kadar başarılı olacağımızı beklemezken bizler oluşturduğumuz kadroya en baştan beri inanıyorduk. Başta Başkanımız Seyit Mehmet Özkan’ın önderliğinde profesyonel yöneticilerimiz ve teknik kadromuz ile çok çalıştık ve ilk yarıyı zirvenin ortakları arasında tamamladık” dedi. Teknik Direktör Olcay Şahan sözlerini şöyle noktaladı: “Altınordu’ya imza attığımız ilk gün dediğimiz gibi ‘Türkiye’nin Altınordu’su burada olmayı asla hak etmiyor. Bu takımın yeri üst liglerdir’ sözlerimizi gerçekleştirmek adına 2025 yılında daha çok çalışacağız. Futbolcu kardeşlerimle beraber 2024-25 sezonu sona erdiği gün Altınordu’yu bir üst lige çıkarmak için elimizden geleni yapacağımızdan emin olabilirsiniz. Herkese çok güzel ve sağlıklı, başarılı bir yıl diliyorum.”
23 Aralık 2024 Pazartesi - 13:11 112 yıllık Karşıyaka’ya kayyum atanabilir Karşıyaka Spor Kulübü’nde yarın gerçekleşecek genel kurul öncesi henüz bir başkan adayı çıkmadı. Divan Kurulu’ndan yapılan açıklamada, “Bugün itibarıyla, eğer kulübümüzün yönetim kurulunda bir aday çıkmadığı takdirde, maalesef kulübümüzün kayyum sürecine girmesi kaçınılmaz olacaktır” ifadelerini kullanıldı. İzmir’in en köklü kulüplerinden birisi olan Karşıyaka’da, kasım ayının başında yaşanan istifa depremleri sonucunda yönetimin düşmesinden sonra 112 yıllık kulüp o günden sonra yönetimsiz kaldı. Yeşil-kırmızılı kulübün divan kurulu, tüzük gereği olağanüstü genel kurulu aldı. 3 Aralık’ta yapılan kongrede aday çıkmadığı için Kaf-Kaf yarın bir kez daha yeni başkan ve yönetim kurulunu belirlemek için toplanacak. İzmir’in en köklü kulübü için henüz resmi bir yönetim adayı çıkmadı. KSK Divan Kurulu da yaptığı açıklamada, başkan adayının çıkmaması durumunda kayyum sürecine girileceğini ifade etti. Divan Kurulu’nun açıklaması şöyle: “Kulübümüzün yarınları adına büyük bir sorumlulukla karşı karşıya olduğumuz bu önemli süreçte, Divan Yönetim Kurulu olarak tüm adaylarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isteriz. Bugün itibarıyla, eğer kulübümüzün yönetim kurulunda bir aday çıkmadığı takdirde, maalesef kulübümüzün kayyum sürecine girmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu durum, köklü tarihimiz ve spor camiamız açısından zorlu bir dönemin başlangıcı anlamına gelmektedir. Camiamızın değerli bireylerini, birlik ve beraberlik ruhuyla hareket etmeye; kulübümüzün geleceğini güvence altına alacak çözümler üretmeye davet ediyoruz. Divan Kurulu olarak, bu süreçte tüm tarafların yapıcı bir yaklaşım sergilemesi gerektiğine inanıyor ve kulübümüzün hak ettiği şekilde yönetilmesi adına üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzu vurguluyoruz. Unutulmamalıdır ki Karşıyaka Spor Kulübü, büyük bir tarihe ve güçlü bir camiaya sahiptir. Bu zorlukları da yine el ele vererek aşacağımıza olan inancımız tamdır.”
Bayraklı’da yılbaşı öncesi denetimler arttı
20 Aralık 2024 Cuma - 11:06 Bayraklı’da yılbaşı öncesi denetimler arttı Bayraklı Belediyesi, yeni yıl öncesi vatandaşların sağlıklı ve güvenli bir şekilde alışveriş yapabilmelerini sağlamak amacıyla ilçedeki işletmelere yönelik denetimlerini sıklaştırdı. Zabıta ekipleri, özellikle market, manav, pastane, fırın ve gıda üretimi yapan işletmelerde ruhsat, hijyen ve fiyat etiketleri konusunda detaylı incelemeler gerçekleştirdi. Yıl boyunca düzenli denetimler yapan Bayraklı Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, gıda yüksek mühendisi eşliğinde yılbaşı öncesinde denetimlerini daha da yoğunlaştırdı. Ekipler, market, manav, pastane, fırın ve gıda üretimi yapan işletmelerde güvenilir gıda sağlanması amacıyla titiz bir çalışma yaptı. Denetimlerde, işletmelerin hijyen koşulları, gıda ürünlerinin son kullanma tarihleri, fiyat etiketlerinin doğruluğu ve ruhsatlarının geçerliliği gibi önemli unsurlar kontrol edildi. Kurallara uymayan işletmelere gerekli uyarılar yapıldı ve eksikliklerin giderilmesi için süre tanındı. Yapılan denetimler vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılanırken, işletme sahipleri de daha bilinçli bir şekilde hizmet verme konusunda teşvik edildi. Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, "Vatandaşlarımızın sağlıklı ve güvenilir ürünlere ulaşmasını sağlamak öncelikli görevlerimizden biri. Zabıta ekiplerimiz yıl boyunca özveriyle denetimlerini sürdürüyor. Yılbaşı öncesinde de bu çalışmaları yoğunlaştırarak vatandaşlarımızın yeni yıla sağlıklı ve güvenle girmesi için çaba gösteriyoruz. Ekiplerimiz yeni yılda da denetimlerini düzenli olarak sürdürecek" dedi.
Çiğli Eğitim ve Araştırma’ya "Anne Dostu Hastane" unvanı
20 Aralık 2024 Cuma - 10:19 Çiğli Eğitim ve Araştırma’ya "Anne Dostu Hastane" unvanı İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi, anne adaylarının ve bebeklerin konforlu ve güvenli bir doğum deneyimi yaşamalarını sağlamak amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından "Anne Dostu Hastane" unvanıyla ödüllendirildi. Bu önemli başarı, hastanenin anne ve bebek sağlığına verdiği değerin bir kanıtı olarak büyük bir gururla karşılandı. Doğum Üniteleri, annelerin doğum sürecini tamamen kendi tercihlerine göre yaşamalarına olanak tanıyor. Refakatçi desteği, özel tasarlanmış doğum yatakları ve kişisel kullanım alanlarıyla anneler, kendilerini evlerinde gibi hissediyor. Ayrıca, yenidoğan bakımının anne yanında yapılması, anne ve bebek bağını güçlendiren önemli bir detay olarak öne çıkıyor. Anneler için daha iyi bir deneyim Hastane Başhekimi Doç. Dr. Adnan Yamanoğlu, alınan bu unvanın hastane için taşıdığı öneme dikkat çekerek şunları söyledi: "Anne Dostu Hastane unvanı, hastanemizin sağlık hizmetlerindeki kararlılığını ve anne-bebek odaklı yaklaşımını ortaya koyuyor. Annelerimizin gebelikten lohusalığa kadar geçen süreçte en iyi deneyimi yaşamalarını sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Modern doğum ünitesi odalarımızla onların hem fiziksel hem de duygusal ihtiyaçlarına yanıt veriyoruz. Hastane yönetimi, anne dostu hastane kriterlerine uyum sağlamak için yoğun bir çaba sarf etti. Sağlık çalışanlarının sürekli eğitimlerle donatıldığı ve hizmet kalitesinin düzenli olarak değerlendirildiği bu model, Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni bölgenin sağlık merkezi haline getiriyor." Doç. Dr. Yamanoğlu, bu süreçte emeği geçen sağlık personeline teşekkür ederek, "Bu başarı, sadece hastanemizin değil, aynı zamanda bölgedeki tüm ailelerin bir zaferidir," diye ekledi. Mahremiyet ve konfor bir arada Hastanenin Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Tuba Zavaroğlu da, anne dostu hizmet anlayışını şu sözlerle vurguladı: "Anne adaylarımızın kendilerini güvende ve rahat hissetmeleri bizim önceliğimiz. Doğum Ünitesi odalarımız, hem modern tıbbi donanımlarla hem de sıcak ve mahremiyet esasına dayalı bir ortamla hizmet veriyor. Doğum sürecini bir aile deneyimi haline getirerek anne ve bebeğin ilk anlardan itibaren bağ kurmasını destekliyoruz. Anne ve bebek odaklı hizmet anlayışı, sadece doğum anını değil, geleceğin sağlıklı nesillerini inşa etme vizyonunu da yansıtıyor. İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bu yaklaşımıyla hem bölge halkına hem de tüm İzmir’e örnek olmaya devam ediyor." Anneler için yepyeni bir standart belirleyen bu unvan, İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinin sağlık hizmetlerinde öncü bir rol üstlendiğini gösteriyor. Her annenin hak ettiği güvenli, konforlu ve saygılı doğum deneyimi için atılan bu adım, gelecekteki başarıların da habercisi niteliğinde.
Sadece Güney Doğu’da değil İzmir’in o ilçesi de güne kebapla başlıyor
20 Aralık 2024 Cuma - 09:53 Sadece Güney Doğu’da değil İzmir’in o ilçesi de güne kebapla başlıyor Türkiye’nin bazı illeri alışılmışın dışında güne kebapla başlasa da, İzmir’in Tire ilçesindeki vatandaşlarda kuyu kebabını yiyip çorbasını tatmadan işlerine gitmiyor. Odun ateşinde ve sadece tuğlanın sıcaklığında pişen helva kıvamındaki etler, çorbasının sunumuyla farklı illerden de yoğun ilgi görüyor. Genellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye’nin bazı illerinde yaşayan vatandaşlar güne kebapla başlıyor. Ege’nin incisi İzmir’de de bu gelenek var. İzmir Tire’de yapılan kuyu kebabı ve tandır çorbasıyla vatandaşlar güne “merhaba” derken, kuzudan yapılan yöresel lezzet yıllardır sabahların vazgeçilmezi oldu. Halk arasında adı "tak tak" kebabı İlçede halk arasında “tak tak” kebabı olarak bilinen bu kebabın hazırlığı geceden başlıyor. Kuyuya yerleştirilen odunlar, köz haline geldiğinde kepçeler yardımıyla alınıyor. Çengellere asılan kuzular, kuyuda ateş gibi olan tuğlanın sıcaklığıyla 2 saat boyunca pişiyor ve adeta bir helva kıvamını alıyor. Kuyudaki kazanda çorbası pişiyor: En geç 11.00’de bitiyor Kuyuya yerleştirilen kazanda ise pirinç ve su yardımıyla tandır çorbası da yapılıyor. Çengellere asılan kuzunun yağları piştikçe bu çorbanın içine damlıyor. Pişen çorbanın buharı da, kuyunun içindeki etlerin yumuşak olmasına ayrıca katkı sağlıyor. Sabah 06.30 gibi servise hazır olan tak tak kebabı ve tandır çorbası, yoğun ilgiden dolayı saat 11.00’e kadar bitiyor. Kuyuda ısıtılan sıcacık pideler yardımıyla servis edilen bu geleneksel lezzeti tatmak için; Ankara, İstanbul, Aydın ve Ege’nin diğer illerinden gelenler bile var. İşte lezzetin sırrı Kebap ustası Hasan Sanlı (54), kuyu kebabı ve çorbasının asırlara dayandığını söyledi. Tirelilerin güne kebapla başladığını anlatan Sanlı, hazırlıkların gece saat 02.00’de başlayıp 06.30’da servise çıktıklarını, kebap ve çorbanın saat 11.00’e kadar bittiğini söyledi. Sanlı, “Genellikle Güneydoğu’da etin sabah tüketildiği düşünür; ama Tire’de de bu gelenek yıllardır var. Kuzunun her yerinden kebap yapılıyor. 2 saat civarında, etin yoğunluğuna göre pişme süresi var. Et ateşte değil, tuğlada pişiyor; ateş tuğlası değil, normal dolu tuğla. Odunlar köz halini aldığında biz onları alıyoruz. Kuyunun içinde yine tandır çorbası kazanımız var. Çorba kaynarken, kuyunun içi buharla kaplanıyor. Yumuşak olmasının nedeni işte oradan çıkan buhar. Etler piştikçe de o çorbanın içine akıyor. Lezzeti buradan geliyor” dedi. "Her gün İzmir dışından insanlar gelir" Kebabın sadece bir gün değil her sabah yoğun ilgi gördüğünü ifade eden Hasan Sanlı, şöyle devam etti: “Her gün İzmir dışından insanlar gelir. Önceleri daha erken başlardı servis; baba mesleği zaten. Babam Ali usta, her gün gece 00.00’da gelir, gece 03.00’te kebap hazır olurdu; ama gün geçtikçe artık süre uzadı ve bizde 06.30’da servise başlıyoruz. Öğlene doğru en geç saat 11.00 gibi biter kebap ve çorba.” Kebabı tadan vatandaşlarda, bu yöresel lezzet için Tire’ye geldiklerini ve farklı bulduklarını söyledi.
Sadece Güney Doğu’da değil İzmir’in o ilçesi de güne kebapla başlıyor
20 Aralık 2024 Cuma - 09:50 Sadece Güney Doğu’da değil İzmir’in o ilçesi de güne kebapla başlıyor Türkiye’nin bazı illeri alışılmışın dışında güne kebapla başlasa da, İzmir’in Tire ilçesindeki vatandaşlarda kuyu kebabını yiyip çorbasını tatmadan işlerine gitmiyor. Odun ateşinde ve sadece tuğlanın sıcaklığında pişen helva kıvamındaki etler, çorbasının sunumuyla farklı illerden de yoğun ilgi görüyor. Genellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye’nin bazı illerinde yaşayan vatandaşlar güne kebapla başlıyor. Ege’nin incisi İzmir’de de bu gelenek var. İzmir Tire’de yapılan kuyu kebabı ve tandır çorbasıyla vatandaşlar güne “merhaba” derken, kuzudan yapılan yöresel lezzet yıllardır sabahların vazgeçilmezi oldu. Halk arasında adı "tak tak" kebabı İlçede halk arasında “tak tak” kebabı olarak bilinen bu kebabın hazırlığı geceden başlıyor. Kuyuya yerleştirilen odunlar, köz haline geldiğinde kepçeler yardımıyla alınıyor. Çengellere asılan kuzular, kuyuda ateş gibi olan tuğlanın sıcaklığıyla 2 saat boyunca pişiyor ve adeta bir helva kıvamını alıyor. Kuyudaki kazanda çorbası pişiyor: En geç 11.00’de bitiyor Kuyuya yerleştirilen kazanda ise pirinç ve su yardımıyla tandır çorbası da yapılıyor. Çengellere asılan kuzunun yağları piştikçe bu çorbanın içine damlıyor. Pişen çorbanın buharı da, kuyunun içindeki etlerin yumuşak olmasına ayrıca katkı sağlıyor. Sabah 06.30 gibi servise hazır olan tak tak kebabı ve tandır çorbası, yoğun ilgiden dolayı saat 11.00’e kadar bitiyor. Kuyuda ısıtılan sıcacık pideler yardımıyla servis edilen bu geleneksel lezzeti tatmak için; Ankara, İstanbul, Aydın ve Ege’nin diğer illerinden gelenler bile var. İşte lezzetin sırrı Kebap ustası Hasan Sanlı (54), kuyu kebabı ve çorbasının asırlara dayandığını söyledi. Tirelilerin güne kebapla başladığını anlatan Sanlı, hazırlıkların gece saat 02.00’de başlayıp 06.30’da servise çıktıklarını, kebap ve çorbanın saat 11.00’e kadar bittiğini söyledi. Sanlı, “Genellikle Güneydoğu’da etin sabah tüketildiği düşünür; ama Tire’de de bu gelenek yıllardır var. Kuzunun her yerinden kebap yapılıyor. 2 saat civarında, etin yoğunluğuna göre pişme süresi var. Et ateşte değil, tuğlada pişiyor; ateş tuğlası değil, normal dolu tuğla. Odunlar köz halini aldığında biz onları alıyoruz. Kuyunun içinde yine tandır çorbası kazanımız var. Çorba kaynarken, kuyunun içi buharla kaplanıyor. Yumuşak olmasının nedeni işte oradan çıkan buhar. Etler piştikçe de o çorbanın içine akıyor. Lezzeti buradan geliyor” dedi. "Her gün İzmir dışından insanlar gelir" Kebabın sadece bir gün değil her sabah yoğun ilgi gördüğünü ifade eden Hasan Sanlı, şöyle devam etti: “Her gün İzmir dışından insanlar gelir. Önceleri daha erken başlardı servis; baba mesleği zaten. Babam Ali usta, her gün gece 00.00’da gelir, gece 03.00’te kebap hazır olurdu; ama gün geçtikçe artık süre uzadı ve bizde 06.30’da servise başlıyoruz. Öğlene doğru en geç saat 11.00 gibi biter kebap ve çorba.” Kebabı tadan vatandaşlarda, bu yöresel lezzet için Tire’ye geldiklerini ve farklı bulduklarını söyledi. (HG-
İzmir’de 5 ton mandalina örnek iş birliği ile dağıtılıyor
20 Aralık 2024 Cuma - 09:49 İzmir’de 5 ton mandalina örnek iş birliği ile dağıtılıyor Menderes Belediyesine ait bahçelerde yetiştirilen 5 ton mandalina İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılıyor. Araçlarla yola çıkan Büyükşehir ekipleri mandalinaları sisteme kayıtlı hanelere dağıtırken, çocukları, kadın sığınma evlerinde kalan kadınları ve huzurevleri sakinlerini de unutmadı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Menderes Belediyesi iş birliği ile ihtiyaç sahibi aileler için örnek bir çalışmaya daha imza atıldı. Giderek artan ekonomik kriz ve derinleşen yoksulluk karşısında belediyeler aracılığı ile kentte sosyal yardımlar artırıldı. Menderes Belediyesi yetiştirdiği 5 ton mandalinayı ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaştırmak için İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte harekete geçti. Mandalinalar, İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesindeki personel ve lojistik ekiplerinin koordinasyonuyla dağıtılmaya başlandı. “Sosyal destek projeleri çoğalarak devam edecek” İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Sosyal Hizmetler ve Yardımlar Şube Müdürlüğü’nde görevli Sosyal İnceleme Şefi Gamze Kocadağ, belediyeler arası iş birliği ile kaynakların sosyal yardımlara ayrıldığına dikkat çekti. Kocadağ, “Toplanan 5 ton mandalina ihtiyaç sahibi ailelerin yanı sıra ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin oyun odası ve atölyelerinde bulunan bin 602 çocuğumuza, kadın sığınma evlerinde kalan kadınlarımıza, 11 Dayanışma Noktası’ndan sıcak yemek hizmeti alan vatandaşlarımıza ve huzurevi sakinlerimize sunuluyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ailesi olarak Başkanımız Sayın Dr. Cemil Tugay’ın sosyal belediyecilik anlayışı doğrultusunda bu çalışmalar devam edecek ve sosyal destek projeleri arttırılacak” ifadelerini kullandı.
Karaciğer nakilli uzman psikologdan hastalara öneri: "Güçlü ve pozitif olun"
20 Aralık 2024 Cuma - 09:35 Karaciğer nakilli uzman psikologdan hastalara öneri: "Güçlü ve pozitif olun" Henüz 4 yaşındayken karaciğer nakli olan abisi Mustafa’yla aynı kaderi paylaşan Uzman Psikolog İbrahim Keskin (28), kadavradan bağışlanan karaciğerle nakil olup yeni bir hayata başladı. Organ beklemenin çaresizliğini umutsuzluğunu da, ameliyathane kapısında bekleyenlerin kaygılarını da en iyi anlayanlardan biri olduğunu belirten Keskin, “Bu kolay bir süreç değil. Güçlü olmak gerekiyor hem kendimiz hem sevdiklerimiz için. Ben de çok zor günler geçirdim. Ancak düşüncelerimiz hayatımızı etkiliyor. Olumsuz düşüncelerimizi olumluya çevirdiğimizde hayatımızı pozitif anlamda etkiliyoruz. Ben böyle yaptım ve başardım. Umudunuzu hiçbir zaman yitirmeyin” dedi. Afyonkarahisar’da yaşayan İbrahim Keskin’in abisi Mustafa Keskin’e henüz 9 yaşındayken bakır metabolizmasının bozulması sonucu oluşan genetik bir hastalık olan Wilson Hastalığı (WH) tanısı koyuldu. Bu hastalık, abi Keskin’in karaciğerini iflas ettirdi. Sonucunda abi Keskin, İzmir’de bir üniversite hastanesinde karaciğer nakli oldu. Nakil sonrasında aile fertlerinde yapılan tetkik sonucu kardeş İbrahim Keskin’e de Wilson tanısı koyuldu. İlaç tedavisiyle hayatını sürdüren İbrahim Keskin okudu, uzman klinik psikolog oldu. Rutin muayenelerini aksatmayan Keskin 2023 Nisan’daki doktor kontrolünde beklenen sonun geldiğini öğrendi. O günlerde nişanlısı Gülçin Keskin ile evlilik hazırlıkları yapan genç psikolog, doktorunun karaciğer nakli olması gerektiğini söylemesi üzerine büyük bir şok yaşadı ancak evlilik planlarını bozmak istemedi. Keskin, 13 Ağustos 2023 tarihinde nişanlısı Gülçin ile dünya evine girdi. Düğün öncesi hazırlıklar sırasında rahatsızlığı iyice ilerleyen, bir iki saat bile ayakta kalmakta zorlanıp acillik olan genç adamın sağlığı düğünden sonra da iyice kötüleşti. Yaşamının en mutlu günlerini hastalıkla mücadeleyle geçiren Keskin, doktorlarının önerisiyle karaciğer nakli için Acıbadem Kent Hastanesi’ne başvurdu. Annesi Safiye Keskin şeker, tansiyon hastası olduğu, kız kardeşi Defne’nin yaşı tutmadığı için donör adayı olamazken, baba Mehmet Keskin de yapılan tetkikler sonucunda uygun bulunmadı. Onca olumsuzluklara karşın umudunu hiç yitirmeyen Keskin kadavra listesine adını yazdırıp, çaresizliğine çare olacak bağışı beklerken, kanında amonyak yükselmesi sonucu yataktan kalkamayacak hale geldi. Eşinin ve ailesinin desteğine onlara “ben nakil olup ayağa kalkacağım, merak etmeyin” diyerek karşılık ve moral veren Keskin, beklediği müjdeyi 5 Kasım 2023 tarihinde, evliliğinin üzerinden 3 ay bile geçmeden aldı. Kadavradan çıkan bağış üzerine hastaneye çağrılan Keskin, uçarcasına İzmir’e geldi. Acıbadem Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü kurucu başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç, Doç. Dr. Cahit Yılmaz, Dr. Kamil Kılıç, Dr. Rasim Farajov, Doç. Dr. Mert Akan, Uzm. Dr Alihan Pirim ve Uzm. Dr. Özgür Bolat’tan oluşan ekibin gerçekleştirdiği nakil sonrasında ikinci hayatına “merhaba” dedi. "Dolandırıcılardır diye telefonu az daha açmayacatım" Nakil sonrasında hızla iyileşip, eşiyle birlikte kötü geçen günlerin acısını çıkartan Keskin, yaşadığı süreci hem hasta hem de bir psikolog gözüyle anlattı. Çok zor günler geçirdiğini vurgulayan Keskin şöyle konuştu: “Kadavradan bağış beklerken, kuzenim, arkadaşlarım donör olmak istediler. Tetkikler için hastaneden randevu aldık. Randevudan iki gün önce telefonum çaldı. Numarayı tanımıyordum, dolandırıcılardır diyerek açmayacaktım. İyi ki de açmışım. Bağış çıktığı müjdesini aldım, eşimle yaşadığımız sevinci anlatamam. Çok kötü durumdaydım, sürekli acile gidiyordum. Konuşamama, yutkunamama, bilinç kaybı gibi sorunlar yaşıyordum. Hastaneye olabilecek en kısa sürede geldik ve ameliyatım başarıyla gerçekleşti. Öncelikle bana yeni bir hayatın kapılarını açan bağışçıma rahmet, ailesine ve hekimlerime sonsuz teşekkürler ediyorum.” "Umudurmu hiç yitirmedim" Öte yandan bu zor süreçleri umudunu hep canlı tutarak geçirdiğini belirten Psikolog Keskin, “Kesinlikle hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Tabii ki bir psikolog olarak da bilinçliydim ama umudumuzu kaybettiğimiz zaman gerçekten her şey bitiyor. Çünkü hayatımızı yönlendiren aslında düşüncelerimiz. Olumlu düşünürsek, olumlu devam ederiz. Güçlü, azimli olmak zorundayız.” dedi. Ameliyat öncesi ve sonrasında hem kendisi hem sevenleri için iyi olmak zorunda olduğunu ve bunun gereklerini yerine getirdiğini belirten Keskin, “Bu hayat şansı bir kere gelir kaybetmemek gerekir. Güçlü olacaksınız, hem kendiniz hem aileniz için. Üstelik ben şu an tek kişi değilim, bir emanet taşıyorum. Bu emanete ne kadar sahip çıkarsam o kadar iyi yaşayacağım, o kişiyi de ailesini de mutlu edeceğim. Evet, umut azalabilir, yağmur damlasından bile az olabilir ama tükenmez. Organ nakli adayları, organ bekleyen hastalar isterlerse onlarla deneyimlerimi paylaşabilirim. Onları en iyi anlayacak olan hastalardan biriyim. Gönüllü yol göstericiliğe hazırım.” "Eşim çok azimli bir hastaydı" Eşinin müthiş bir yaşam savaşçısı olduğunu belirten Gülçin Keskin, “Çok azimliydi. Organ çıkacağına, nakil olacağına inancı, umudu çoktu. Bize de moral veren, iyileşmek için azami çaba harcayan o oldu. Şimdi güzel günler başladı.” dedi. Keskin’in Wilson hastalığına bağlı karaciğer sirozu nedeniyle nakil olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Kılıç da şunları söyledi: “Bu hastalık dokularda bakır birikimine yol açan genetik bir hastalıktır. Normalde karaciğer vücuttaki fazla bakırı safrayla sindirim sistemine atar ve dışkılamayla fazla bakır vücuttan atılmış olur. Wilson hastalığında karaciğerin safraya çok az bakır bırakır ve atılamayan bakır vücutta birikir. Bu birikim özellikle karaciğer ve beyinde hasara yol açar. Hastamızda karaciğer yetmezliği çok ileri safhada idi, beyin etkilenmemişti. 3-6 ay içinde yüzde 50 ölüm riski vardı. Zamanında çıkan bir organ ile hayata tutundu. Şimdi sağlığı iyi ve kontrollere gidip geliyor. Hastamızın ağabeyi de aynı nedenle nakil olmuştu. ”
Ziraat Türkiye Kupası: Bucaspor 1928: 0 - Göztepe: 4
19 Aralık 2024 Perşembe - 21:58 Ziraat Türkiye Kupası: Bucaspor 1928: 0 - Göztepe: 4 Ziraat Türkiye Kupası 5. Eleme Turu’nda Bucaspor 1928, konuk ettiği Göztepe’ye 4-0 yenilerek kupaya veda etti. Maçtan dakikalar 2. dakikada sağ kenardan kullanılan kornerde karambol oluştu ve Matsuki ceza sahası içinde topu filelere gönderdi. 1-0 8. dakikada ceza sahasında topla buluşan Tijanic, rakibini geçtikten sonra çaprazdan şutunda meşin yuvarlak ağlara gitti. 2-0 28. dakikada sağ kanattan yapılan ortada Yasin’den seken topu arka direkte Selahattin tamamla ancak top üstten dışarı çıktı. 50. dakikada Tijanic’in yerde kaldığı pozisyonda Göztepe serbest vuruş kazandı. Topun başına geçen Romulo, topu doğrudan filelere gönderdi. 3-0 61. dakikada Göztepe’de sol kenarda Tijanic topu ceza sahasına gönderdi, topu alan Hugo’nun etkili şutunu kaleci Bayram son anda çıkardı. 79. dakikada Matsuki’nin penaltı noktasına gönderdiği topu kontrol eden İzzet Furkan, düzgün bir vuruşla topu ağlarla buluşturdu. 4-0 Hakemler: Ümit Öztürk, Bilal Gölen, Emrah Ünal Bucaspor 1928: Bayram Olgun, Doğan Can Otman, Cebrail İrtürk, Şerif Doğan (Buğra Akçagün dk. 75), Nizamettin Çalışkan (Muzaffer Buğra Hotur dk. 90), Osman Işıklı (İsmail Haktan Odabaşı dk. 46), Selahattin Seyhun (Kerem Aktürk dk. 90), Mehmet Sak, Yılmaz Özeren, Çağrı Ortakaya, Yasin Öztekin (Mecit Deniz dk. 83) Yedekler: Berkin Özgür, Efe Doğan, Efecan Çakaldere, Ali Aydepe, Arda Yılmaz Teknik Direktör: Nihat Yılmaz Göztepe: Arda Özçimen, İsmail Köybaşı, Koray Günter, Lasse Nielsen, Ogün Bayrak, Anthony Dennis (Victor Hugo dk. 55), Novatus Miroshi (Malcom Bokele dk. 55), Doğan Erdoğan (Heliton dk. 71), Kuryu Matsuki, David Tijanic (Djalma Silva dk. 76), Romulo (İzzet Furkan Malak dk. 55) Yedekler: Emircan Seçgin, Mateusz Lis, Nazım Sangare, Ömer Samet Akın, Efe Yavman Teknik Direktör: Stanimir Stoilov Goller: Kuryu Matsuki (dk. 2), David Tijanic (dk. 8), Romulo (dk. 50), İzzet Furkan Malak (dk. 79) (Göztepe) Sarı kartlar: David Tijanic (Göztepe), Mehmet Sak (Bucaspor 1928)
Evi sanıp mağazanın camını kırdı, yatakta polisler uyandırdı: "Neden geldiniz"
19 Aralık 2024 Perşembe - 16:41 Evi sanıp mağazanın camını kırdı, yatakta polisler uyandırdı: "Neden geldiniz" İzmir’in Karabağlar ilçesinde, eğlence mekanında alkolün dozunu fazlaca kaçıran ve ne yaptığını hatırlamayan adam, evi sandığı mağazanın kapısını önce anahtarıyla açmaya çalıştı, sonrada tekmelerle camı kırıp içeri girdi ve yatakların birinde sızıp kaldı. Sabah polislerin uyandırdığı adam, “Hayırdır neden geldiniz? Sizin ne işiniz var evimde?” diye yanıt verirken, şahsın kötü niyetli olmadığını öğrenen iş yeri sahibi şikayetçi olmadı. Filmlere bile konu olacak ilginç olay, Karabağlar ilçesinde yaşandı. Bir eğlence mekanında alkolün dozunu fazla kaçıran İrfan Kayın, sabaha karşı evine gitmek için mekandan ayrıldı. Evine geldiğini sanan Kayın, Niron yatak mağazasının önünde durdu, iş yerinin kapısını dakikalarca anahtarıyla zorladı. İddialara göre ne yaptığını dahi hatırlayamayan Kayın, tekme darbeleriyle camı kırıp içeri girdi. Üstünü çarşafla örttü, yatakların birinde sızıp kaldı Mağazanın içerisine girdiğinde bir çarşaf ve yastık bulan adam, daha sonrada üzerini örttü, yatağın birine kıvrılıp yattı. Sabah mağazaya gelen çalışan, camın kırıldığını görünce önce hırsız girdi sandı. Komşularıyla içeri doğru bakan genç kız, yatakta bir kişinin yattığını görünce şoka girdi. İhbarla iş yerine gelen ve içeri giren polisler, sızıp kalan ve adeta kendinden geçen adamı güçlükle uyandırdı. Polisler uyandırdı: "Sizin ne işiniz var evimde?" Uyanıp etrafa bakan ve polisleri gören İrfan Kayın, “Hayırdır neden geldiniz? Sizin ne işiniz var evimde?” diye yanıt verdi. Tüm bu ilginç anlar ise iş yerinin güvenlik kameraları tarafından da saniye saniye kaydedildi. Niron Grup sahibi Eren Çağlar Niron, olayın hırsızlık olmadığını öğrenince İrfan Kayın’dan şikayetçi olmadı. Eren Çağlar Niron, “Ben olaydan sabah saat 09.30 sıralarında haberdar oldum. Aradılar, ‘dükkana girilmiş, vitrin kırılmış’ diye. İçeride biri olduğunu başta bilmiyorduk. Onların hepsini sonradan öğrendik. Videoyu izleyince, arkadaşın gerçekten bizim yataklarda yatmak için girdiğini, hiçbir şeye ellemediğini görünce şikayetçi olmaktan vazgeçtik. Sabaha karşı girmiş, videolarda da sabit yatağa yatmış. Polisler gelene kadarda kalkmamış, polisler uyandırmış. Yattığı yatağı da kendisine hediye ettik. Polisler ilk geldiğinde, ‘ne yapıyorsun burada?’ deyince, o da ‘siz ne yapıyorsunuz burada’ diye karşılık vermiş. Kendi evinde olduğunuzu zannediyordu herhalde” dedi. "Çok mahcubum. Uyuduğum yatağı bana hediye etti" Çok mahcup olduğunu anlatan İrfan Kayın, hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Kayın, olayı şöyle anlattı: “Ben sabaha karşı buraya gelmişim; fakat ben hiç hatırlamıyorum. Ben kendi evime geldim zannediyorum. Hatta; kapıyı açmaya çalışıyorum, anahtarımı çıkartıyorum. Kapıyı açamadığım içinde tekmeliyorum. Çarşaf alıyorum, yastık alıyorum; yatakta konforluydu olunca uyumuşum. Sabah bir baktım polisler var başımda. Bana dediler, ‘ne yapıyorsunuz burada?’ Bende, ‘siz ne yapıyorsunuz?’ dedim. Ben kendimi evimde zannediyorum. Abi çok anlayışlı bir insan çıktı. Şikayetçi olmadı benden. Yattığım yatağı da sağolsun hediye etti bana. Daha sonra evime gönderecek.” İş yeri çalışanı Coşku Kayalarlıoğulları da, sabah geldiğinde camın kırık olduğunu görünce iş yeri sahibini aradığını, içeride birisinin uyuduğunu sonradan gördüklerini söyledi. Kayalarlıoğulları, “Polisleri aradım. Daha sonrada polisler gelince uyandı” ifadelerine yer verdi.
Geleceğin ressamları bu kursta yetişiyor
19 Aralık 2024 Perşembe - 14:53 Geleceğin ressamları bu kursta yetişiyor Aliağa Belediyesi Sanatevi (ASEV) bünyesindeki resim kursları 120 öğrencisiyle çalışmalarına devam ediyor. Aliağa Belediyesi’nin çocukların küçük yaştan itibaren hayal güçlerini geliştirmelerini, özgüvenlerini yükseltmelerini, dikkat, odaklanma, problem çözme ve sanat aracığıyla sosyalleşme becerileri ile ince motor becerilerini artırmalarını sağlamak amacıyla açtığı resim kursları faaliyetlerini sürdürüyor. Aliağa Belediyesi resim kursları, ASEV Resim Eğitmeni Tolga Tunç’un öğretimleriyle, Aliağa Gençlik Merkezi (AGM) ile Aliağa Spor ve Yaşam Merkezi’nde (AYM) gerçekleştiriliyor. Yeni kayıtlarla birlikte 120 öğrencinin yer aldığı kurslar, 16 kişilik resim sınıflarında icra ediliyor. ASEV Resim kursuna katılmak isteyen öğrenciler, 9-14 yaş ile 14 yaş üstü grup olmak üzere iki ayrı gruba kayıt olabiliyor. Resimler yıl sonunda görücüye çıkıyor Resim kursunun bir dönem içindeki ders programına; karakalem, perspektif ve derinlik algıları eğitimi, ışık, gölge, renk konuları ile başlanıyor. Daha sonrasında ise program renkli malzemelerle yapılan çalışmalarla devam ediyor. Her sınıfın performansına göre konuların işlenme süresi değişiklik gösteriyor. Öğrenciler, yıl içinde yaptıkları çalışmaları dönem sonunda, ASEV yıl sonu etkinlikleri kapsamında AGM’nin giriş katında gerçekleştirdikleri resim sergisi ile görücüye çıkarıyor. Yeni dönemin öğrencileri de 2025’teki sergileri için çalışmalarını sürdürüyor. Yaz ve kış olmak üzere iki dönemden oluşan kurslar için kayıt duyuruları Aliağa Belediyesi resmi sosyal medya hesaplarından yapılıyor.
Buca Metrosu’nda yoğun tempo
19 Aralık 2024 Perşembe - 14:15 Buca Metrosu’nda yoğun tempo İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yapımını sürdürdüğü Buca Metrosu’nun tünel kazıları devam ederken, geçen hafta bir bölümü Üçyol Hat Başı Şaftı’ndan General Asım Gündüz İstasyonu’na taşınan 450 ton ağırlığındaki tünel açma makinesinin (TBM) kalan parçaları da bu hafta taşınacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi, güzergah üzerinde taşıt park edilmemesi için vatandaşları uyardı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yapımını sürdürdüğü Buca Metrosu’nun tünel kazıları kesintisiz devam ediyor. Çalışmalara hız kazandıran devasa boyuttaki 4 tünel açma makinesi ise tamamladıkları etapların ardından yeni rotalarına yerleştirilmek üzere farklı noktalara taşınıyor. General Asım Gündüz İstasyonu’ndan kazı yaparak Üçyol Hat Başı Şaftı’na ulaşan 100 metre uzunluğunda, 7 metre genişliğinde ve 450 ton ağırlığındaki ikinci tünel açma makinesi de parçalar halinde General Asım Gündüz İstasyonu’na götürülmeye devam ediyor. Geçen hafta sonu bir bölümü taşınan TBM’in kalan parçaları da bu hafta General Asım Gündüz İstasyonu’na taşınacak. Tünel açma makinelerinden bir diğeri kasım ayında Üçyol Hat Başı Şaftı’ndan General Asım Gündüz İstasyonu’na taşınmıştı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, taşıma işlemi sırasında trafik için gerekli uyarılarda bulunarak önlemleri de aldı. İzmirlilere uyarı 19 Aralık Perşembe akşamı saat 20.00 ile 22 Aralık Pazar gecesi saat 23.59’a kadar, Uğur Mumcu Parkı’ndan itibaren Ali Rıza Avni Bulvarı, Eski İzmir Caddesi’nin bir kısmı ve 526/5 sokakta araç park edilmemesi konusunda vatandaşlar uyarıldı. TBM parçalarını taşıyan tırlar, bu yönü kullanarak General Asım Gündüz İstasyonu’na gelecek. Dev makine parçalarının indirildiği General Asım Gündüz İstasyonu’nda ise 20 Aralık Cuma akşamı saat 20.00 ile 23 Aralık Pazartesi saat 07.00’e kadar Halide Edip Adıvar Bulvarı’nın bir kısmı trafiğe kapalı kalacak. Özellikle Yeşildere istikametinden gelip Üçyol’a gitmek isteyen sürücülerin alternatif güzergahları kullanmaları gerekiyor. İki tünel açma makinesi, General Asım Gündüz İstasyonu’nda tekrar kurularak Şirinyer yönüne doğru kazıya başlayacak. Diğer iki tünel açma makinesi ise Dokuz Eylül İstasyonu’ndan Hasanağa Bahçesi İstasyonu’na doğru kazı çalışmalarını sürdürüyor.