Yerel Haberler
İzmir
Altınordu, iki gurbetçiyi kadrosuna kattı 23 Ocak 2025 Perşembe - 17:44:50 Altınordu, FC Bocholt’da forma giyen 21 yaşındaki sol bek Ali Barak ve Salzburg 2 takımında forma giyen 19 yaşındaki orta saha oyuncusu Alparslan Baran’ı kadrosuna kattı. TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Altınordu, ara transfer döneminin gelmesiyle birlikte takviyelere başladı. İzmir ekibi iki takviye birden yaparak kadrosunu güçlendirdi. Kırmızı-lacivertliler, FC Bocholt’da forma giyen 21 yaşındaki sol bek Ali Barak ve Red Bull Salzburg 2 takımında forma giyen 19 yaşındaki orta saha oyuncusu Alparslan Baran’ı kadrosuna kattı. İki futbolcu ile de 2.5 yıllık sözleşme imzalandı. Alpaslan Baran: “Gelişimimiz için burada her şey var” Düzenlenen imza törende açıklamalarda bulunan yeni transfer Alpaslan Baran, “Altınordu’nun bana güvenini biliyorum. Çok çalışarak bu formanın hakkını vermeyi çok istiyorum. Çok zorlu bir süreçten geçtim. Sabırla bekledim. Şimdi Altınordu’ya imza attım. Şampiyonluk yolunda takımın bir parçası olmak için elimden geleni yapacağım. Salzburg’dan geliyorum. Oradan daha güzel bir tesis hayal etmek zor, orada her şey vardı. Burası da o kadar güzel. Gelişimimiz için burada her şey var. İnşallah burada başarılı oluruz” diye konuştu. Ali Barak: “Çok çalışacağım” Altınordu’nun bir diğer yeni transferi Ali Barak da Altınordu’ya geldiği için çok mutlu olduğunu vurgulayarak, “Formayı kazanmak içi var gücümle çalışacağım. Altınordu’nun tesisleri ve imkanları çok güzel. Başarılı olmak için çok çalışacağım ve takımım için elimden geleni yapacağım” şeklinde konuştu.
23 Ocak 2025 Perşembe - 15:37 Otel yangınında hayatını kaybeden anne ve kızı gözyaşlarıyla uğurlandı Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki otel yangınında 4 kişilik aileden hayatını kaybeden anne ile 10 yaşındaki kızı, memleketleri İzmir’in Urla ilçesinde son yolculuğuna uğurlandı. Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de yaşanan yangın faciasında bir acı haber de İzmir’e geldi. Urla ilçesinde emlak danışmanlığı yapan Müge Suyolcu (41), inşaat mühendisi eşi Yavuz Suyolcu (42), kızı Pera Suyolcu (10) ve oğlu Göksel Derin Suyolcu’nun (12) yangın sırasında yarıyıl tatili sebebiyle otelde bulundukları öğrenildi. Facianın olduğu esnada 8’inci katta oldukları ifade edilen Yavuz Suyolcu ve Göksel Derin Suyolcu otelden çıkmayı başarırken, Müge Suyolcu ve ilkokul 4’üncü sınıf öğrenci olan kızı Pera Suyolcu mahsur kalarak yaşamını yitirdi. Yakınları gözyaşlarını tutamadı Anne ve kızı için Urla İskele Yahşibey Camisi’nde bugün öğlen cenaze namazı kılındı. Cenazede bir yakını baygınlık geçirirken, kimi yakınlarının ise güçlükle ayakta durduğu görüldü. Kılınan namazın ardından anne ve kızın bir süre omuzlarda taşınan cenazesi Urla İskele Mezarlığı’na götürülüp, toprağa verildi. Törene baba Yavuz Suyolcu, oğlu Göksel Derin Suyolcu, İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, Önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı, İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, ünlü oyuncu Cemal Hünal, akrabaları ve yakınları katıldı. "Benim meleklerim son değil, dünyanın kuralı bu" Törende basın mensuplarına yaptığı açıklamada, herkes için çok zor bir durum olduğundan bahseden Baba Yavuz Suyolcu, "Benim meleklerim son değil. Dünyanın kuralı bu" dedi. "Aşağı inerken kalabalıktan çarpışıyorlar" Yakını İsmet Özgenç ise, "Dördüncü kata çıktığı için duman yukarı çıkıyor. Hep beraber el ele tutuşuyorlar. Ekmek getiren bir adam bağırıp çağırıyor. Sekizinci kattan dördüncü kata kadar zor geliyorlar. Sonra kalabalıktan çarpışıyorlar. Baba ile oğlu çıkıyor. Onlar kalıyor" dedi. "Pera doktor ve mimar olmak istiyordu" Baba ve annenin, çocuklarını tatil hediyesi olarak kayak merkezine götürdüklerinden bahseden Özgenç, “Kayağı çok seviyorlar. Çok çalışkan ve akıllı bir kadın. Pera doktor ve mimar olmak istiyordu. Daha çocuktu” açıklamalarında bulundu.
İranlı meme kanseri hastası İzmir’de sağlığına kavuştu
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:27 İranlı meme kanseri hastası İzmir’de sağlığına kavuştu İran’da meme kanseri teşhisi konan Fatemeh Ashrafı Najafabad, kuzeninin de tavsiyesiyle Türkiye’ye gelerek tedavisini İzmir’de sürdürdü. Akıllı ilaç tedavisiyle sağlığına kavuşan ve artık İzmir’de yaşamaya başlayan Najafabad, “Şifayı nerede bulursan orası senin vatanındır. Türkiye de bana ikinci vatan oldu” dedi. İran’ın Urmiye şehrinde yaşayan 49 yaşındaki Fatemeh Ashrafı Najafabad, 3 yıl önce kendisini elle muayene ederken göğsünde bir kitle hissetti. Bunun üzerine Tahran’da bir hastaneye başvuran Najafabad’a yapılan tetkiklerde, sağ memesinde kitle olduğu tespit edildi ve meme kanseri teşhisi konuldu. 3 çocuk annesi Najafabad o süreçte önce 1 yıl boyunca kemoterapi, ardından da ışın tedavisi gördü. Bir yıllık tedavi süreci sonrası talihsiz kadın, yapılan check up’ta bu sefer kanserin akciğer metastazı yaptığını öğrendi. Avrupa yerine Türkiye’yi tercih etti Metastaz fazlalaşınca pozitron emisyon tomografisi (PET-CT) çekilen ve kanserin beyin metastazı yaptığı tespit edilen Najafabad’ın 2 yılın sonunda gözleri görmemeye başladı. Hastalığına çare arayan kadına doktorlar tarafından akıllı ilaç tedavisi önerildi ve ‘ilaç tedavisine başladığı taktirde 4 ile 6 ay daha fazla yaşayabileceği’ söylendi. Tedavi süreci için çeşitli Avrupa ülkelerinde hastane aramaya başlayan Najafabad, kuzeni Morteza Jahanbakhsh Hesar’ın önerisi ve Türkiye’nin sağlık sistemine güvenmesi sonucu eşi Mohammed Najafabad ile birlikte 8 ay önce İzmir’e gelmeye karar verdi. Najafabad burada, Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi’ne başvurdu ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Görümlü’nün takibine girdi. 14 seans ışık tedavisi ve ardından kemoterapi tedavisi aldı. Tedavisi başarıyla tamamlandıktan sonra İzmir’de yaşamaya başlayan ve kontrollerini aksatmadan sürdüren Fatemeh Ashrafı Najafabad, “Şifayı nerede bulursan orası senin vatanındır. Türkiye de bana ikinci vatan oldu” diye konuştu. “Çok zor günler geçirdim” Hastalık sürecini anlatan Fatemeh Ashrafı Najafabad, “Meme kanseri olduğumu öğrendim. Urmiye’den Tahrana gittim ve ameliyat oldum. Daha sonra 7 ay tedavi gördüm. Doktorlar, kanserin akciğerime sıçradığını söyledi. Onun için de tedavi gördüm. İlerleyen süreçte gözlerim görmemeye başladı. Tedavi için Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Uçak bulamayınca bir taksi tuttuk ve yaklaşık 25 saatlik yolculuğun ardından İzmir’e ulaştık. Burada çok zor günler geçirdim. Tedavimi sürdürdüm ve sağlığıma kavuştum. Şu an daha iyiyim. Kuzenime ve doktoruma minnettarım. Bana çok yardımcı oldular” ifadelerini kullandı. “Türkiye’yi tavsiye ettim” Hollanda’da yaşayan kuzeni Morteza Jahanbakhsh Hesar ise ilacı tedarik etmek için Avrupa ülkelerinde araştırmalara başladığını belirtti. Sözlerini sürdüren Hesar, şunları kaydetti: “En son Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Benim de İzmir’de sağlık alanında geçmişim var. O yüzden direkt Türkiye’yi tavsiye ettim. Kuzenim ve eşi taksiyle İran’dan İzmir’e geldi. Biz de annemle birlikte hastaneye giderek işlemleri başlattık. Gelir gelmez hemen hastaneye yatırdılar ve bir sürü tahlil yaptılar. Sonra akıllı ilaçlarla tedavi süreci başladı.” “Akıllı ilacın uygun olduğuna karar verdik” Tedavi sürecine dair bilgiler aktaran Doç. Dr. Gürbüz Görümlü de “Hastamız dördüncü evre beyin ve akciğer metastazlı bir hasta. Meme kanseri sonucu beyin ve akciğerlerinde yaygın hastalığıyla bize başvurdu. Yurt dışında tedavisi bugüne kadar devam etmiş. Orada tedavi seçeneklerinin tükendiği ile ilgili bilgi verilmesi ve ulaşamadıkları bir ilaçtan bahsedilmesi üzerine, ikinci görüş almak üzere bize başvurdular. Biz de tetkiklerini yaptık. Hastamızın meme kanserinin son derece agresif türüne sahip olduğunu, tedavi seçeneklerini birkaç basamak olarak kullandığını ve hastalığın son derece ileri bir aşamaya geldiğini gördük. Hasta, solunum yetmezliği tablosuna yakın bir tabloda gittiği akciğer şikayetleriyle bize başvurmuştu. Beyin metastazına bağlı görme problemleri ve ayakta duramaz bir pozisyondaydı. Yaptığımız genetik test ve incelemelerden sonra bu hastada, yakın dönemde kullanıma giren akıllı ilaç ve kemoterapinin bir araya getirilmesiyle oluşan yüksek teknoloji ürünü yeni bir ilacın uygun seçenek olduğuna karar verdik. İlacın getirtilmesini takiben tedaviye başladık ve hastamız şu an son derece iyi. İlk uygulamanın ardından üç hafta içerisinde klinik şikayetlerinde düzelmeyi gözlemledik. Şu anda aktif bir şekilde tedaviye devam ediyoruz. Son kontrollerinde akciğer, radyolojik ve klinik şikayetlerinde de belirgin rahatlama olduğunu gördük. Beyin metastazlarında da yapılmış bir tedaviyle gerileme olduğunu keşfettik” şeklinde konuştu. “Hastamız aktif hayatına devam edebilir” Bundan sonraki süreçte hastanın doktoru ile yakın ilişkisine devam etmesini, düzenli tedavi ve takiplerini sürdürmesini öneren Görümlü, “Bu tedaviler bazı hasta grubunda son derece etkili, uzun dönem faydalar sağlayabilmekte. Hastamız, aktif hayatına devam edebilir pozisyona geldi. Umarım bundan sonra bu tedaviyi güzel bir şekilde devam ettirebilecek” diye vurguladı.
NEET Gençler İzmir Araştırma Raporu tanıtıldı
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:23 NEET Gençler İzmir Araştırma Raporu tanıtıldı EGİAD tarafından hazırlanan "Birlikte Çözüm Arayışı-Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan (NEET) Gençler İzmir Araştırma Raporu" tanıtım toplantısında, ne eğitimde ne istihdamda olan (NEET) gençlerin istihdama katılabilmesi için yapılması gerekenler ele alındı. Günümüzde genç işsizliği sorunu hem dünyanın hem de Türkiye’nin en temel problemlerinden birisi olarak kabul edilmiş ve bu alanda pek çok politika uygulanmaya başlanmıştır. EGİAD olarak bu önemli soruna yerel düzeyde politika önerileri geliştirmek ve etkili çözümler sunmak hedefiyle, kamuoyunda “Ev Genci” olarak ifade edilen Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan (NEET) Gençlerin istihdama katılabilmesi için yapılması gerekenleri Kentimiz İzmir Derneği ile ele alan EGİAD-Ege Genç İş İnsanları Derneği, bir rapor hazırlayarak kamuoyunun dikkatine sundu. İzmir Kent Değerlerini Koruma ve Geliştirme Derneği olarak Doç. Dr. Işıl Kurnaz tarafından hazırlanan 98 sayfalık rapor, İzmir’deki NEET gençlerinin işgücü piyasasına katılımını teşvik etmeye yönelik politika önerileri ile dikkat çekti. EGİAD olarak, ulusal ve bölgesel sorunlara yönelik doğru politikalar izlenmesini sağlamak amacıyla stratejiler oluşturma hedefi ile oluşturulan EGİAD Think Tank olarak geçmiş yıllarda pek çok ekonomi ve kent raporu hazırlama fırsatı yakalayan kurum, son olarak kamuoyunda “Ev Genci” şeklinde yaygın olarak dillendirilen soruna ilişkin önemli bir Araştırma Raporu oluşturdu. “Ne Eğitimde Ne de İstihdamda Olan Gençler” veya kısa ismiyle “NEET Gençler” terminolojisiyle ifade edilen kavrama dikkat çeken EGİAD, bu sorunun çözümü için ise, ülke ve bölge düzeyinde olmak üzere, her ölçekte akılcı politikalara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. EGİAD Think Tank çalışmaları kapsamında "Birlikte Çözüm Arayışı - Ne Eğitimde Ne İstihdam Olan (NEET) Gençler İzmir Araştırma Raporu" başlığıyla hazırlan rapor ile Bakanlıklar ve Yerel Yönetimlere ulaşma hedefinde olan STK, karar alıcı ve uygulayıcı tüm paydaşlarla çözümün bir parçası olabilmeyi hedeflemekte. Raporun lansmanında iş dünyası ve basın mensuplarını Dernek Merkezinde buluşturan lansmana, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer ev sahipliği yaparken, Kentimiz İzmir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yüce ve Doç. Dr. Işıl Kurnaz, İZPA-İzmir Planlama Ajansı Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu da katılım sağladı. "Karşılık bulabileceğini düşünüyoruz" Lansmanla ilgili açıklama yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, "Ülkemiz maalesef OECD ülkeleri arasında yüzde 28 ile ev gençleri sıralamasında en üstte. Sürekli övündüğümüz genç nüfusu evlere mahkum etmemiz hem iş dünyası hem de toplum için bir problem olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden de aslında bir çözüm arayışı içerisindeyiz. Bu raporumuzun da bu yüzden çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Dünyadaki iyi örnekleri içeren, Türkiye’nin durum tespitini yapan, İzmir’in durum tespitini yapan ve İzmir için politika önerileri içeren bir rapor olduğu için oldukça değerli. Yerel yönetimimiz ve merkezi hükümetimizde de karşılık bulabileceğini düşünüyoruz" açıklamasına yer verdi. Toplantıda sunum gerçekleştiren Doç. Dr. Işıl Kurnaz ise, "Bizim ilk kez birincil olarak ele aldığımız bir konu ve NEET gençler ulusal istihdam stratejimizde de bir başlık haline geldi. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençler bir ülke için atalet problemi. Türkiye de bu yönde önemli bir mücadele sürdürüyor. Ancak uluslararası düzeyde karşılaştığımız zaman hala oranlarımız yüksek. Bugün de bunu bir sivil toplum kuruluşu bakışıyla ele almaya çalışacağız" dedi.
İzmir Kordon’da taşkınlara karşı kurulan beton bariyerlerin yüzde 60’ı tamam
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:21 İzmir Kordon’da taşkınlara karşı kurulan beton bariyerlerin yüzde 60’ı tamam İzmir Kordon’da, deniz taşkınlarına karşı önlem amaçlı kurulmaya başlanan beton bariyer projesinin yüzde 60’ı tamamlanırken, toplam bin 700 metrelik projenin 1 kilometrelik kısmının bitmesiyle peyzaj çalışmalarına geçildi. İzmir’in kalbi Alsancak Kordon’da, geçtiğimiz yıl sağanak yağmur ve fırtınayla birlikte yaşanan deniz taşkını, onlarca ev ve iş yerini sular altında bırakmıştı. Milyonlarca liralık hasar sonrası İzmir Büyükşehir Belediyesi, taşkınların önüne geçmek için “Kordon Acil Eylem Paketi” hazırlamıştı. Gündoğdu Meydanı’na kadar beton bariyerlerin kurulumu bitti, peyzaj başladı Bu kapsamda, Alsancak Limanı’ndan itibaren sahil şeridine beton bariyerler kurulurken, İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı ile Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı çalışmaları hızlandırdı. Gündoğdu Meydanı’na kadar bariyer kurulumu tamamlanırken, bin 700 metrelik projenin yaklaşık 1 kilometrelik kısmı bitti. Betonarme imalatların büyük bölümünün tamamlanmasıyla alanda peyzaj düzenlemelerine geçildi. Yüzde 60 oranında ilerleme sağlayan projenin geri kalan yüzde 40’lık kısmının ise yıl sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. 22 adet sel kapısı Kurulan bariyerler sayesinde deniz suyu, mıhtemel taşkınlarda mümkün olduğunca kıyı hattında kalacak. Proje kapsamında alanda bulunan asfalt yüzeyler geçirgen yüzey haline dönüştürülecek. Böylece suyun drenajı sağlanmış olacak. İzmir Büyükşehir Belediyesinin Kordon Acil Eylem Paketi çalışmaları, 3 ana düzenlemeyle hayata geçecek. Güzergâh boyunca oluşturulacak 22 adet sel kapısı, acil durum uyarılarında kapatılarak denizden gelen suyun kara tarafına geçişi engellenecek. Dalganın en çok etki gösterdiği ve can güvenliğini tehdit eden Cumhuriyet Meydanı kıyısında da önlem alınacak. Bu noktada denizden gelen dalganın aşma etkisini azaltmak amacıyla kıyı hattına kronman duvarı monte edilecek. Böylelikle hava şartlarının olumsuzlaştığı dönemlerde dalganın tehdit oluşturması engellenecek.
NEET Gençler İzmir Araştırma Raporu tanıtıldı
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:20 NEET Gençler İzmir Araştırma Raporu tanıtıldı EGİAD tarafından hazırlanan "Birlikte Çözüm Arayışı-Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan (NEET) Gençler İzmir Araştırma Raporu" tanıtım toplantısında, ne eğitimde ne istihdamda olan (NEET) gençlerin istihdama katılabilmesi için yapılması gerekenler ele alındı. Günümüzde genç işsizliği sorunu hem dünyanın hem de Türkiye’nin en temel problemlerinden birisi olarak kabul edilmiş ve bu alanda pek çok politika uygulanmaya başlanmıştır. EGİAD olarak bu önemli soruna yerel düzeyde politika önerileri geliştirmek ve etkili çözümler sunmak hedefiyle, kamuoyunda “Ev Genci” olarak ifade edilen Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan (NEET) Gençlerin istihdama katılabilmesi için yapılması gerekenleri Kentimiz İzmir Derneği ile ele alan EGİAD-Ege Genç İş İnsanları Derneği, bir rapor hazırlayarak kamuoyunun dikkatine sundu. İzmir Kent Değerlerini Koruma ve Geliştirme Derneği olarak Doç. Dr. Işıl Kurnaz tarafından hazırlanan 98 sayfalık rapor, İzmir’deki NEET gençlerinin işgücü piyasasına katılımını teşvik etmeye yönelik politika önerileri ile dikkat çekti. EGİAD olarak, ulusal ve bölgesel sorunlara yönelik doğru politikalar izlenmesini sağlamak amacıyla stratejiler oluşturma hedefi ile oluşturulan EGİAD Think Tank olarak geçmiş yıllarda pek çok ekonomi ve kent raporu hazırlama fırsatı yakalayan kurum, son olarak kamuoyunda “Ev Genci” şeklinde yaygın olarak dillendirilen soruna ilişkin önemli bir Araştırma Raporu oluşturdu. “Ne Eğitimde Ne de İstihdamda Olan Gençler” veya kısa ismiyle “NEET Gençler” terminolojisiyle ifade edilen kavrama dikkat çeken EGİAD, bu sorunun çözümü için ise, ülke ve bölge düzeyinde olmak üzere, her ölçekte akılcı politikalara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. EGİAD Think Tank çalışmaları kapsamında "Birlikte Çözüm Arayışı - Ne Eğitimde Ne İstihdam Olan (NEET) Gençler İzmir Araştırma Raporu" başlığıyla hazırlan rapor ile Bakanlıklar ve Yerel Yönetimlere ulaşma hedefinde olan STK, karar alıcı ve uygulayıcı tüm paydaşlarla çözümün bir parçası olabilmeyi hedeflemekte. Raporun lansmanında iş dünyası ve basın mensuplarını Dernek Merkezinde buluşturan lansmana, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer ev sahipliği yaparken, Kentimiz İzmir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yüce ve Doç. Dr. Işıl Kurnaz, İZPA-İzmir Planlama Ajansı Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu da katılım sağladı. "Karşılık bulabileceğini düşünüyoruz" Lansmanla ilgili açıklama yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, "Ülkemiz maalesef OECD ülkeleri arasında yüzde 28 ile ev gençleri sıralamasında en üstte. Sürekli övündüğümüz genç nüfusu evlere mahkum etmemiz hem iş dünyası hem de toplum için bir problem olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden de aslında bir çözüm arayışı içerisindeyiz. Bu raporumuzun da bu yüzden çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Dünyadaki iyi örnekleri içeren, Türkiye’nin durum tespitini yapan, İzmir’in durum tespitini yapan ve İzmir için politika önerileri içeren bir rapor olduğu için oldukça değerli. Yerel yönetimimiz ve merkezi hükümetimizde de karşılık bulabileceğini düşünüyoruz" açıklamasına yer verdi. Toplantıda sunum gerçekleştiren Doç. Dr. Işıl Kurnaz ise, "Bizim ilk kez birincil olarak ele aldığımız bir konu ve NEET gençler ulusal istihdam stratejimizde de bir başlık haline geldi. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençler bir ülke için atalet problemi. Türkiye de bu yönde önemli bir mücadele sürdürüyor. Ancak uluslararası düzeyde karşılaştığımız zaman hala oranlarımız yüksek. Bugün de bunu bir sivil toplum kuruluşu bakışıyla ele almaya çalışacağız" dedi.
İranlı meme kanseri hastası İzmir’de sağlığına kavuştu
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:19 İranlı meme kanseri hastası İzmir’de sağlığına kavuştu İran’da ‘beyin ve akciğer metastazı yapmış dördündü evde meme kanseri’ teşhisi alan Fatemeh Ashrafı Najafabad, kuzeninin de tavsiyesiyle Türkiye’ye gelerek tedavisini İzmir’de sürdürmeyi tercih etti. Akıllı ilaç tedavisiyle sağlığına kavuşan ve artık İzmir’de yaşamaya başlayan Najafabad, “Şifayı nerede bulursan orası senin vatanındır. Türkiye de bana ikinci vatan oldu” dedi. İran’ın Urmiye şehrinde yaşayan 49 yaşındaki Fatemeh Ashrafı Najafabad, 3 yıl önce kendisini elle muayene ederken göğsünde bir kitle hissetti. Bunun üzerine Tahran’da bir hastaneye başvuran Najafabad’a yapılan tetkikler sonucu, sağ memesinde kitle olduğu tespit edildi ve meme kanseri teşhisi konuldu. 3 çocuk annesi Najafabad o süreçte önce 1 yıl boyunca kemoterapi, ardından da ışın tedavisi gördü. Geçen 1 yılın ardından kontroller için tekrar hastanenin yolunu tuttu. Talihsiz kadın, orada yapılan check up’ta bu sefer kanserin akciğer metastazı yaptığını öğrendi. Avrupa yerine Türkiye’yi tercih etti Metastaz fazlalaşınca Pozitron Emisyon Tomografisi (PET-CT) çekilen ve kanserin beyin metastazı yaptığı tespit edilen Najafabad’ın 2 yılın sonunda gözleri görmemeye başladı. Hastalığına çare arayan kadına doktorlar tarafından akıllı ilaç tedavisi önerildi ve ‘ilaç tedavisine başladığı taktirde 4 ile 6 ay daha fazla yaşayabileceği’ söylendi. Tedavi süreci için çeşitli Avrupa ülkelerinde hastane aramaya başlayan Najafabad, kuzeni Morteza Jahanbakhsh Hesar’ın önerisi ve Türkiye’nin sağlık sistemine güvenmesi sonucu eşi Mohammed Najafabad ile birlikte 8 ay önce İzmir’e gelmeye karar verdi. Najafabad burada, Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi’ne başvurdu ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Görümlü’nün takibine girdi. 14 seans ışık tedavisi ve ardından kemoterapi tedavisi aldı. Tedavisi başarıyla tamamlandıktan sonra İzmir’de yaşamaya başlayan ve kontrollerini aksatmadan sürdüren Fatemeh Ashrafı Najafabad, “Şifayı nerede bulursan orası senin vatanındır. Türkiye de bana ikinci vatan oldu” diye konuştu. “Çok zor günler geçirdim” Hastalık sürecini anlatan Fatemeh Ashrafı Najafabad, “Meme kanseri olduğumu öğrendim. Urmiye’den Tahrana gittim ve ameliyat oldum. Daha sonra 7 ay tedavi gördüm. Doktorlar, kanserin akciğerime sıçradığını söyledi. Onun için de tedavi gördüm. İlerleyen süreçte gözlerim görmemeye başladı. Tedavi için Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Uçak bulamayınca bir taksi tuttuk ve yaklaşık 25 saatlik yolculuğun ardından İzmir’e ulaştık. Burada çok zor günler geçirdim. Tedavimi sürdürdüm ve sağlığıma kavuştum. Şu an daha iyiyim. Kuzenime ve doktoruma minnettarım. Bana çok yardımcı oldular” ifadelerini kullandı. “Türkiye’yi tavsiye ettim” Hollanda’da yaşayan kuzeni Morteza Jahanbakhsh Hesar ise ilacı tedarik etmek için Avrupa ülkelerinde araştırmalara başladığını belirtti. Sözlerini sürdüren Hesar, şunları kaydetti: “En son Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Benim de İzmir’de sağlık alanında geçmişim var. O yüzden direkt Türkiye’yi tavsiye ettim. Kuzenim ve eşi taksiyle İran’dan İzmir’e geldi. Biz de annemle birlikte hastaneye giderek işlemleri başlattık. Gelir gelmez hemen hastaneye yatırdılar ve bir sürü tahlil yaptılar. Sonra akıllı ilaçlarla tedavi süreci başladı.” “Akıllı ilacın uygun olduğuna karar verdik” Tedavi sürecine dair bilgiler aktaran Doç. Dr. Gürbüz Görümlü de “Hastamız dördüncü evre beyin ve akciğer metastazlı bir hasta. Meme kanseri sonucu beyin ve akciğerlerinde yaygın hastalığıyla bize başvurdu. Yurt dışında tedavisi bugüne kadar devam etmiş. Orada tedavi seçeneklerinin tükendiği ile ilgili bilgi verilmesi ve ulaşamadıkları bir ilaçtan bahsedilmesi üzerine, ikinci görüş almak üzere bize başvurdular. Biz de tetkiklerini yaptık. Hastamızın meme kanserinin son derece agresif türüne sahip olduğunu, tedavi seçeneklerini birkaç basamak olarak kullandığını ve hastalığın son derece ileri bir aşamaya geldiğini gördük. Hasta, solunum yetmezliği tablosuna yakın bir tabloda gittiği akciğer şikayetleriyle bize başvurmuştu. Beyin metastazına bağlı görme problemleri ve ayakta duramaz bir pozisyondaydı. Yaptığımız genetik test ve incelemelerden sonra bu hastada, yakın dönemde kullanıma giren akıllı ilaç ve kemoterapinin bir araya getirilmesiyle oluşan yüksek teknoloji ürünü yeni bir ilacın uygun seçenek olduğuna karar verdik. İlacın getirtilmesini takiben tedaviye başladık ve hastamız şu an son derece iyi. İlk uygulamanın ardından üç hafta içerisinde klinik şikayetlerinde düzelmeyi gözlemledik. Şu anda aktif bir şekilde tedaviye devam ediyoruz. Son kontrollerinde akciğer, radyolojik ve klinik şikayetlerinde de belirgin rahatlama olduğunu gördük. Beyin metastazlarında da yapılmış bir tedaviyle gerileme olduğunu keşfettik” şeklinde konuştu. “Hastamız aktif hayatına devam edebilir” Bundan sonraki süreçte hastanın doktoru ile yakın ilişkisine devam etmesini, düzenli tedavi ve takiplerini sürdürmesini öneren Görümlü, “Bu tedaviler bazı hasta grubunda son derece etkili, uzun dönem faydalar sağlayabilmekte. Hastamız, aktif hayatına devam edebilir pozisyona geldi. Umarım bundan sonra bu tedaviyi güzel bir şekilde devam ettirebilecek” diye vurguladı.
İEÜ’lü profesöre ‘uluslararası’ gurur
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:16 İEÜ’lü profesöre ‘uluslararası’ gurur İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Akdoğan, uluslararası alanda önemli bir göreve seçildi. Prof. Dr. Akdoğan, 42 ülkeden üyelerin yer aldığı Avrupa Biyotıp ve Sağlık Bilimleri Alanında Doktora Topluluğu’nun (ORPHEUS) akreditasyon komisyonu başkanlığına getirildi. Prof. Dr. Akdoğan, uluslararası alanda doktora eğitiminin kalitesini artırmak, profesyonel eğitim yoluyla lisansüstü okullar, fakülteler, departmanlar, araştırma öğrencileri ve danışmanlara destek sağlamak amacıyla çalışmalar yapacak. İEÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı ve Temel Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gül Akdoğan’a, başarılı çalışmaları dolayısıyla Rektör Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu ve Dekan Prof. Dr. İlgi Şemin tarafından tebrik plaketi verildi. Lisans ve lisansüstü eğitim ile ilgili Avrupa’nın değişik ülkelerinde 50’den fazla eğitim toplantısı/çalıştay düzenleyen, yaklaşık 100 uluslararası yayına imza atan Prof. Dr. Akdoğan, bilgi ve deneyimiyle ülkemizi en iyi şekilde temsil edecek. Eğitimde mükemmellik ORPHEUS’un çalışmaları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Akdoğan, “ORPHEUS’a, sağlık alanında doktora eğitimi veren kuruluşlar üye olabiliyor. Temel amaç, Avrupa ülkelerinde sağlık bilimleri ve biyotıp alanında doktora eğitimini mükemmelleştirerek, yarışmalı ortamda genç araştırıcılara parlak bir gelecek sağlamak. ORPHEUS; Avrupa Tıp Fakülteleri Derneği (AMSE) ve Dünya Tıp Eğitimi Federasyonu (WFME) ile iş birliği içinde hareket eden, daha önce doktora eğitimi için ‘İyi Uygulamalar Kılavuzu’nu geliştiren bir topluluk. ORPHEUS Akreditasyon (Etiket) Komisyonu, Avrupa’da biyomedikal ve sağlık bilimleri doktora eğitimi veren kuruluşların, kendi doktora eğitim programları üzerine İyi Uygulamalar Kılavuzu çerçevesinde düşünmelerine yardımcı olmayı; bu süreçte kuruluşlara kapsamlı ve esnek bir prosedür sunarak öz değerlendirme sürecine destek sağlamayı hedefliyor. Komisyonda; Belçika, İsveç, Danimarka, İrlanda, Fransa, Hırvatistan ve Portekiz üniversitelerinden birer üye de bulunuyor” diye konuştu. Prof. Dr. Akdoğan, böylesine anlamlı ve önemli bir görevde bulunacağı için mutlu ve gururlu olduğunu belirterek, fark oluşturan nitelikli çalışmalara imza atmak istediğini sözlerine ekledi.
Seferihisar Belediyesi Ürkmez Doğanbey hizmet noktası yenilendi
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:10 Seferihisar Belediyesi Ürkmez Doğanbey hizmet noktası yenilendi Seferihisar Ürkmez ve Doğanbey’de ikamet eden vatandaşların belediye işlemleri için ilçe merkezine gitmesine gerek duymadan 5 yıldır hizmet alabildiği Ürkmez’deki hizmet noktası, fiziki olarak büyütülerek hizmet standartları yükseltildi. Yenilenen hizmet binasının açılış törenine Seferihisar Belediye Başkan Vekili Gökhan Pehlivan, başkan yardımcıları İnanç Karabulut, Nuriye Hepterlikçi, belediye meclis üyeleri ile vatandaşlar katıldı. Belediye Başkanvekili Gökhan Pehlivan, Ürkmez’e uzun seneler hizmet etmiş eski belediye başkanları Şerafettin Yeşilçayır, Halil Küçükkural, Osman Ürkmez ve Doğanbey’in eski belediye başkanı Halil Çadır’a teşekkür plaketlerini takdim etti. Pehlivan, "2019 yılında göreve geldiğimizde başkanımız sayın İsmail Yetişkin ile birlikte Ürkmez’e acilen bir hizmet binası kazandırmamız gerektiğini söylemiştik ve hiç zaman kaybetmeden bunu hayata geçirdik. Ürkmez’in daha kapsamlı ve modern bir hizmet binasına ihtiyacı olduğunu gördük. Bu nedenle bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz binayı tadilata alarak, Ürkmez-Doğanbey Hizmet Binası olarak vatandaşımızın hizmetine hazır hale getirdik. Bu bina, Ürkmez halkı için ayrı bir anlam taşıyor. Geçmişte Ürkmez Belediyesi hizmet binası olarak kullanılan, ardından gençlik merkezi olarak birçok etkinlik ve kursa ev sahipliği yapan bu yapı, şimdi hem belediye hizmetlerini hem de kurs faaliyetlerini barındıran bir merkez haline geldi. Burada belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra sosyal destek, psikolojik danışmanlık, sanat ve spor aktiviteleri, çocuklara yönelik eğitim kursları gibi birçok farklı hizmet verilebilecek. Bu mekan, Ürkmez’in neşesi ve huzurunu yansıtan, yaşayan bir merkez olacak’’ diye konuştu. Ürkmez Caddesi’nin güzergahında bulunan bina, başkanlık, vezne, emlak servisi, evde sağlık, sosyal işler, müzik, resim, çini seramik, cam kumlama, dikiş, özel eğitim, psikolojik danışmanlık, etüd dersleri faaliyetlerini kapsayacak şekilde vatandaşların ihtiyaçlarına olanak sağlayacak. Bu arada, zamandan tasarruf sağlayarak hizmetlere kolayca ulaşabilmenin avantajı ile çıkılan yolda Seferihisar Belediyesinin vatandaşa her koşulda ulaşmak için tüm imkanlarını sarf ettiği ve her koşulda desteğinin devam edeceğinin güvencesi olduğu belirtildi. Öte yandan, bir ilk gerçekleşerek Seferihisar Belediyesi’nin meclis toplantısı bu kez yeni hizmet binasında yapıldı.
Türkiye ve Özbekistan halkı bu projeyle birbirini yakından tanıyacak
06 Kasım 2024 Çarşamba - 09:43 Türkiye ve Özbekistan halkı bu projeyle birbirini yakından tanıyacak Türkiye ile Özbekistan arasındaki ilişkilerin gelişmesini artırmak, iki ülkenin; bayramı, etkinliği, ortak günleri, anma programlarının araştırılması ve karşılaştırılması amacıyla başlayan proje kapsamında Özbekistan heyeti İzmir’e geldi. Araştırmanın, dünyada giderek artan bayram ve festival turizmine de katkıda bulunması, iki ülkenin ekonomisine de katkı sağlaması hedefleniyor. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Özbekistan Kalkınma Bakanlığı, iki ülkenin yükseköğretim kurumlarına yönelik proje çağrısı yaptı. Desteklenmeye layık görülen “Özbekçe ve Türkçe Geortonimlerin Dilsel-Kültürel ve Etno-Dilsel İncelemesi” isimli sosyal bilimler projesinin Türkiye tarafındaki yürütücüsü, Ege Üniversitesi (EÜ) Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Dili ve Lehçeleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Şahin oldu. Ortak projede Özbekistan tarafının yürütücüsü olarak ise Namangan Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesi Özbek Dili ve Edebiyatı Bölümünden Prof. Dr. Nasircan Ulukov görevlendirildi. İki ülkenin bayramı ve şöleni karşılaştırılacak, iş birliği geliştirilecek Proje kapsamında, iki ülkenin; bayramı, şöleni, festivali, kandili ve anma günleri karşılaştırılacak. Yine tarih, sosyoloji, etnoloji, turizm, folklor ve hatta ilahiyat alanlarını da çeşitli noktalardan ilgilendiren bu konuların araştırılması, iki ülkenin iş birliğine katkı sağlayacak. İki halkın sevinçlerini ve acılarını da yakından tanımalarına katkı sağlayacak proje, 2 yıl boyunca devam edecek. İki ülkenin turizmine katkı sağlaması hedefleniyor Araştırmaların sonunda Özbekistan-Türkiye arasındaki benzerlikler (ortak günler, bayramlar, anmalar vs.) ve farklılıklarda tespit edilecek ve kitaplaştırılacak. Yine projenin dünyada giderek artan bayram ve festival turizmine de katkıda bulunması, bu sayede iki ülkenin ekonomisine katkı sağlaması hedefleniyor. Prof. Dr. Nasircan Ulukov öncülüğündeki Özbekistan heyeti de, proje kapsamında İzmir Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü’ne geldi. Düzenlenen törende iş birliğinin artırılması için çalışmaların devam etmesi gerektiği vurgulandı. Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, projenin önemine dikkat çekerek, “Türkiye’de genelde dil çalışmaları, bir gramatik boyutta ya da herhangi bir metni tahlil etme boyutunda el alınıyor. Oysa bu projeyle, sadece gramatik olarak ele alınmıyor. Türk dilinin dünya tasavvurundaki ortak adlandırmayı bulduğumuz zaman, ortak kültürel aklı tespit etmiş olacağız. Hocalarımızın yapmak istediği şey budur. Bunun tanıtılması iki ülkeye katkı sağlayacaktır” dedi. Karşılıklı hediye takdiminin ardından tören son bulurken, Türkiye’den bir heyette önümüzdeki aylarda Özbekistan’a gidecek.
‘Karaoğlan’ 18. yılında Güzelbahçe’de anıldı
05 Kasım 2024 Salı - 15:04 ‘Karaoğlan’ 18. yılında Güzelbahçe’de anıldı Eski başbakanlardan Bülent Ecevit vefatının 18. yılında Güzelbahçe’de ismine verilen parkta heykeli önünde anıldı. Anma programına Güzelbahçe Belediye Başkan Vekili Ali Turan, Güzelbahçe İlçe Yönetimi, Meclis üyeleri, STK Başkanları, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. Güzelbahçe Belediye Başkan Vekili Ali Turan yaptığı konuşmada, “Bir lideri, gazeteci ve yazarı, eski Başbakan ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin 3. Genel Başkanı Bülent Ecevit’i anmak üzere toplandık. 5 Kasım 2006’da hayata veda eden Ecevit, ülkemizin demokrasi ve adalet mücadelesinde iz bırakmış bir lider olarak hafızalarımızda yaşamaya devam ediyor. Bülent Ecevit, yalnızca bir siyasetçi değil aynı zamanda halkına gönülden bağlı bir insan, bağımsızlık ve demokrasi savunucusu, halkçı ve dürüst bir liderdi. 1925 yılında İstanbul’da doğan Ecevit, Robert Koleji’nden mezun olduktan sonra gazetecilik kariyerine adım attı. ’Karaoğlan’ olarak halk arasında tanınan Ecevit, mütevazi kişiliği, kültür ve sanata olan ilgisi ve halktan kopmayan yaklaşımıyla gönüllerde taht kurdu. Ecevit’in hayatında özellikle 1974 Kıbrıs Barış Harekatı büyük bir dönüm noktasıydı. O dönemde başbakan olarak aldığı bu kararla, yalnızca Kıbrıs Türk halkını değil, tüm Türk milletini koruma adına önemli bir adım atmış, milletimizin saygısını kazanmıştır." dedi. Ecevit’in, barışın ve kardeşliğin savunucusu olduğunu, ülkenin zor dönemlerinde çözüm odaklı yaklaşımıyla halkına umut aşıladığını belirten Başkan Vekili Turan, şöyle devam etti: "Bir gazeteci olarak da Bülent Ecevit, kalemiyle topluma ışık tutmuş, gerçekleri halka ulaştırmayı bir görev bilmiştir. Yazıları ve kitaplarıyla Türk siyaset düşüncesine önemli katkılarda bulunmuş; dürüst, şeffaf ve samimi liderliğiyle genç siyasetçilere örnek olmuştur. Bugün Ecevit’i anarken, onun “Ne ezen, ne ezilen; insanca, hakça bir düzen” şiarını, yani herkesin eşit ve özgür olduğu bir Türkiye özlemini hatırlıyoruz. Onun vizyonunu, dürüstlüğünü ve halka hizmet etme anlayışını bugün hala ilham verici buluyoruz. Türk siyasetine, demokrasiye ve halkımıza yaptığı katkılar için kendisine bir kez daha minnetle teşekkür ediyoruz. Bülent Ecevit’i saygı, rahmet ve özlemle anıyor; onun bıraktığı mirası yaşatma gayretinde olduğumuzu vurgulamak istiyorum.18. Yılında Bülent Ecevit’i ve eşi Rahşan Ecevit’i rahmetle anıyorum” Konuşmaların ardından, Ecevit’in anıtına karanfil bırakıldı.
Bergama’da yeni sezon zeytin hasadı başladı
05 Kasım 2024 Salı - 14:38 Bergama’da yeni sezon zeytin hasadı başladı Bergama ilçesinde zeytin ve zeytin yağı sezonun açılışında konuşan İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, "Sektör bir rekora hazırlanıyor. Rekolte tahmin çalışması sonucuna göre 750 bin ton sofralık zeytin, 475 bin ton zeytinyağı üretimi bekliyoruz" dedi. İTB ve Bergama Ticaret Odası (BERTO) iş birliğinde, Bergama Belediyesi desteğiyle yeni sezon zeytin ve zeytin yağı sezon açılışı töreni yapıldı. Tören öncesi zeytin hasadı yapılarak sezon açılışı gerçekleştirildi. Törene, Bergama Kaymakamı Avni Oral, Bergama Belediye Başkan Yardımcısı Emel Ürper, İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, BERTO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Kolat’ın yanı sıra zeytin ve zeytinyağı sektör temsilcileri katıldı. “Zeytin, bu topraklarda hep bolluğun bereketin simgesi olmuştur.” İTB Başkanı Işınsu Kestelli yaptığı konuşmada, “Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da sezon açılışımızı dünyanın en bereketli topraklarında, Bakırçay Havzamızda gerçekleştiriyoruz. Zeytin, bu topraklarda hep bolluğun ve bereketin simgesi olmuştur. Varlığıyla hayatımıza zenginlik katmıştır. Verdiği huzurla, gölgesinde yaşayan herkese barışın yüceliğini anlatmıştır. Kalıcı olmanın önemini hatırlatmıştır. Zeytin çürüyüp ölse bile sürgün verilerek yeniden dirilen bir ağaçtır. Hayat ağacıdır. Mitolojide de ölümsüzlüğün simgesi olarak yer alır. Medeniyetlerin besleyici kaynağı, sağlığın da anahtarıdır.” dedi. "Geçtiğimiz yıl ortalama bir sezon yaşasak da 2022 yılında tarihin en yüksek üretim seviyelerine ulaşmıştık. Bu sezon ise sektör, yeni bir rekora hazırlanıyor." diyen Kestelli, şöyle devam etti: "Geçtiğimiz günlerde açıklanan rekolte tahmin çalışması sonucuna göre 750 bin ton sofralık zeytin, 475 bin ton zeytinyağı üretimi bekliyoruz. Üretimdeki artışa paralel olarak ihracatta da rekor bir rakama ulaşabiliriz. Ancak, önceliğimizin rakamsal büyüklüklere ulaşmaktan ziyade verimliliğimizi ve kalite standartlarımızı yükseltmek, markalaşma çalışmalarına ağırlık vermek ve sürdürülebilir zeytin uygulamalarını benimsemek olması gerektiğine inanıyorum" diye konuştu. “Coğrafi işaret müraacatı yaptık; bölgemiz için istekli ve hevesliyiz” BERTO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Kolat, yeni sezonunun hayırlı uğurlu olması dileğinde bulunarak şöyle devam etti: "Zeytinle ilgili ilk serüvenimiz 2023 yılının nisan ayında, odamızda düzenlenen ilk toplantıyla başladı. Bu durumla ilgili bir hayalim vardı; özellikle dışarıdan gelen insanların alabilmesi amacıyla ilçemizde ve çevre ilçelerde zeytin dükkanlarının olmasıydı. Bu hayalim elbette devam ediyor. Bunun çalışmalarını hep birlikte yapıyoruz. Bu etkinlik belki işin görünen kısmı ancak odamızda bu konuyla ilgili ciddi çalışmalar yapıyoruz. Mesela coğrafi işaret müracaatı yaptık. İnşallah coğrafi işareti aldıktan sonra diğer bölgelerimizde olduğu gibi AB coğrafi işaretleri de alırız. Bu konuda heyecanlı ve istekliyiz, hevesliyiz. Bununla birlikte bölgemizin tanıtımına da katkıda bulunmak istiyoruz." "En önemli yağlık zeytin üretim merkezlerinden birisiyiz" İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin, Bergama’nın Türkiye’deki en önemli yağlık zeytin üretim merkezlerinden birisi olduğunu belirterek, "Önümüzdeki süreç içerisinde bakanlığımızın uygulamış olduğu yeni tarım politikaları çerçevesinde üretimin planlı olması, suyun merkezi olarak tarımın oluşturulması konusunda da yine her zaman olduğu gibi hem sivil toplum örgütlerinin hem üreticilerin yanında olmaya devam edeceğiz. Çok önemli üç tane havzanın üzerinde bulunan bir şehirdeyiz. Kadim bir bitkiye sahibiz. Zeytin, yüksek ve eğimli alanlarda yaşamayı seviyor. O yüzden taban arazilerde zeytini çok da fazla kullanmamamız gerektiğini düşünüyorum. Suyun merkezi olarak üretimin ne kadar önemli olduğunu içinde bulunduğumuz kasım ayında da almadığımız yağışlarla daha da iyi anlıyoruz. Suya göre ihtiyaçlarımızı belirleyip ihtiyaçlarımıza göre de önümüzdeki süre içerisinde planlarımızı yapacağız" dedi. 66 bin dekarlık alanda zeytin hasadı Bergama Kaymakamı Avni Oral, ilçede kayıtlı 66 bin dekarlık alanda zeytin hasadı yapıldığını açıklayarak, bu alanda yaklaşık 2,5 milyon zeytin ağacı bulunduğunu kaydetti. Oral, "Kınık, Bergama’yı, Aliağa’yı değerlendirdiğimiz zaman aslında ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğumuzu da görebiliyoruz. Ancak zeytinin katma değeri yüksek bir ürün olarak pazarlanmasına yönelik de ilçemizde eksikliklerin mevcut olduğunu değerlendiriyoruz. Yeterli tesiste ve örgütlenmede olmadığınızı rahatlıkla söyleyebiliriz. Zeytin tarımında kooperatifleşme ve şirketleşme çok önemli bir yer almaktadır. Bölgemizde bu alanda faaliyette bulunan kurumsal yapılar yeterli değildir. Bu yönde kurulacak kooperatifler, işletmelerin varlığı bölge ve Bergama zeytininin ve zeytinyağının bir marka olarak ortaya çıkmasına, ambalajlı ürüne dönüştürülmesine ve üretimde bulunan çiftçilerimize katkı sağlaması açısından oldukça önemlidir" dedi. Tören sonunda, zeytinyağı tadımı yapıldı. Kaliteli zeytinyağı ile kusurlu zeytinyağı arasındaki farklar gözlemlendi.