Yerel Haberler
İstanbul
22 Eylül 2024 Pazar - 01:12 İbrahim Hatipoğlu: "Kadıköy’de bu akşam kepenk indirttik" Galatasaray Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi İbrahim Hatipoğlu, 3-1 kazandıkları Fenerbahçe derbisinin ardından yaptığı açıklamada, “Son maçta kendi sahamızda biliyorsunuz maç bittikten sonra sahaya çıkıp boş tribünlerde sevinenler, bizim seyircimiz varken sahaya girmememiz için kapı yerine sahanın girişine kepenk yaptırmış. Biz Kadıköy’de bu akşam kepenk indirttik” dedi. Trendyol Süper Lig’in 6. haftasında oynanan derbide Galatasaray, deplasmanda Fenerbahçe’yi 3-1’lik skorla mağlup ederek ligde 6’da 6 yaptı. Karşılaşmanın ardından Galatasaray Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi İbrahim Hatipoğlu, takım otobüsünde GS TV’ye açıklamalarda bulundu. Galibiyetten ötürü mutlu olduklarını dile getiren Hatipoğlu, "Çok güzel bir galibiyet aldık. Beşte beş ile geldik. Altıda altı ile dönmek istiyorduk. Bunu başardığımız için çok mutluyuz. Başta hocamız Okan Buruk’a, teknik ekibe, oyuncularımıza, taraftarımıza çok teşekkür ediyoruz. Olağanüstü bir mücadele sergiledik. Hakkımızla, anamızın hak sütü gibi helal bir galibiyetle Kadıköy’den dönüyoruz" şeklinde konuştu. “Bir koridorda insanlığa yakışmayacak şekilde taraftarımız stada alındı” Taraftarların deplasman tribününe girişlerinde bazı sorunlar yaşandığını söyleyen İbrahim Hatipoğlu, "Takım olarak çok güzel geldik. Güzel gittik. İstanbul Emniyeti’ne teşekkür etmek istiyorum. Takımımızı son derece iyi karşıladılar. Saha içinde de tedbirleri almışlardı. Dönerken de hiçbir sorunla karşılaşmadık. Maalesef aynı şeyleri deplasman seyircimiz için söyleyemeyeceğim. Stada girişte, bir koridorda insanlığa yakışmayacak şekilde taraftarımız stada alındı. Bayılanlar, fenalık geçirenler oldu. Başkaları yaptığı zaman şikayet edenlerin daha kötüsünü statlarında yapmaları gerçekten üzüntü verici. Samimi olmadıklarını gösteriyor" ifadelerini kullandı. “Bir kadına su şişesi fırlatarak hoşgörüsüz davranmalarını üzüntüyle karşılıyoruz” Protokolde galibiyet fotoğrafları çekildikleri esnada kendilerine doğru su şişesi fırlatıldığını belirten Hatipoğlu, "Bugün bir konu da protokol tribününde yaşandı. Yöneticiler olarak galibiyetimizin verdiği gururla fotoğraf çektirirken Fenerbahçe yöneticilerinden sular gönderilmeye başlandı. Maalesef bir kadın yöneticimize, Ece Bora’ya su şişesi isabet etti. Bir kadına su şişesi fırlatarak bu kadar hoşgörüsüz davranmalarını üzüntüyle karşılıyoruz. Kendilerini kınıyoruz. Bunların yaşanmaması lazım" diye konuştu. İbrahim Hatipoğlu son olarak, "Son maçta kendi sahamızda biliyorsunuz maç bittikten sonra sahaya çıkıp boş tribünlerde sevinenler, bizim seyircimiz varken sahaya girmememiz için kapı yerine sahanın girişine kepenk yaptırmış. Biz Kadıköy’de bu akşam kepenk indirttik. Bu akşam galibiyetimizi soyunma odasında doyasıya kutladık. O kepengi indirmiş olmanın mutluluğuyla da dönüyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.
TFF Başkanı Hacıosmanoğlu, UEFA TEP Toplantısı’na katıldı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 20:40 TFF Başkanı Hacıosmanoğlu, UEFA TEP Toplantısı’na katıldı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu, Fransa’nın Cannes şehrinde düzenlenen UEFA Üst Düzey Yöneticiler Programı’na (TEP-Top Executive Programme) katıldı. UEFA’nın üye ülke federasyonlarının üst yönetimleri ile yaptığı UEFA Üst Düzey Yöneticiler Programı (TEP-Top Executive Programme), Fransa’nın Cannes şehrinde düzenlendi. UEFA Başkanı Aleksander Ceferin’in başkanlığında gerçekleşen toplantıya Türkiye Futbol Federasyonu adına Başkan İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu, Başkan Vekili, İcra Kurulu Üyesi, Milli Takımlar, FIFA ve UEFA İlişkilerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ceyhun Kazancı, Genel Sekreter Abdullah Ayaz ile Dış İlişkiler ve Milli Takımlar İdari Direktörü Buğra Cem İmamoğulları katıldı. UEFA Genel Sekreteri Theodore Theodoridis, UEFA Genel Sekreter Yardımcısı Giorgio Marchetti ve UEFA Üye Federasyonlar Direktörü Zoran Lakovic’in de hazır bulunduğu toplantıda Türkiye Futbol Federasyonu ile birlikte UEFA üyesi 55 federasyonun başkanları, genel sekreterleri ve üst düzey yöneticileri yer aldı. UEFA kulüp müsabakalarının yeni formatı ve hakemlik konularına dair bilgilendirmelerin yapıldığı toplantıda, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2024) yönetimsel ve finansal açılardan mercek altına alındı. Toplantıda ayrıca Avrupa ve dünya futbolunun gelişimi, geleceği ve yaşanan son gelişmeler değerlendirilip görüş alışverişinde bulunuldu.
Nurcan Arslan cinayeti davasında sanığa 25 yıl hapis cezası
18 Eylül 2024 Çarşamba - 19:06 Nurcan Arslan cinayeti davasında sanığa 25 yıl hapis cezası Küçükçekmece’de, 30 Ocak 2016’da barışma teklifini kabul etmeyen kız arkadaşı Nurcan Arslan’ı kurşun yağmuruna tutarak öldüren sanığın yargılandığı dava karara bağlandı. Yargıtay’ın üçüncü bozma kararı sonrası mahkeme, sanık Abdullah Melih Barış’ı ‘kasten öldürme’ suçundan önce müebbet hapis cezasına çarptırdı. Heyet, iyi hal indirimi uyguladıkları sanığın 25 yıl hapis cezasına çarptırılmasına ve tutukluluk halinin devamına hükmetti. Küçükçekmece’de 30 Ocak 2016’da Abdullah Melih Barış (39) barışma teklifini kabul etmeyen kız arkadaşı Nurcan Arslan’ı 11 kurşunla öldürmüştü. Abdullah Melih Barış hakkında ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, ardından iyi hal indirimi uygulanarak müebbet hapis cezasına çarptırılması yönündeki kararı inceleyen Yargıtay, "suçun tasarlanmadığı" gerekçesiyle kararı 3. kez bozdu. Bunun üzerine Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar görülen duruşmaya tutuklu sanık Abdullah Melih Barış, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada bir kısım müşteki ve taraflar avukatları da hazır bulundu. Sanığın olayı önceden planladığı, ruhsatsız tabancasını çıkararak Arslan’a ateş ettiği belirtildi. Duruşmada Cumhuriyet Savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Mütalaada sanık Abdullah Melih Barış’ın kız arkadaşı Nurcan Arslan’ın kendisinden ayrılmak istemesi üzerine ikamet ettiği Tokat’tan İstanbul’a geldiği, Nurcan Arslan’ı ikna edemediği taktirde yanında getirdiği ruhsatsız tabanca ile vurarak öldürmeyi planladığı anlatıldı. Mütalaada 30 Ocak 2016 tarihinde saat 11.00 sıralarında Halkalı’daki bir sitenin önünde Barış ile Arslan’ın tartıştıkları, Arslan’ın Barış’a “Gitmek istiyorum” dediği, Barış’ın ise “Lütfen sadece konuşacağız, yemek yer çıkarız” şeklinde karşılık verdiği belirtildi. Mütalaada ayrıca Arslan’ın geri dönmek istemesi üzerine Barış’ın onu ikna etmeye çalıştığı, Arslan’ı ikna edemediği, sanığın olayı önceden planladığı, belindeki ruhsatsız tabancasını çıkararak genç kadına ateş ettiği anlatıldı. Mütalaada, Barış’ın polis ekiplerini arayarak, silahla birisini yaraladığını ve teslim olacağını söyleyerek bulunduğu yeri bildirdiği; bunun üzerine polis ekiplerince ruhsatsız tabanca ile gözaltına alındığı, Arslan’ın ise yaralanma sonucu hayatını kaybettiği aktarıldı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebi Mütalaada sanık Abdullah Melih Barış’ın ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi. “Kesinlikle bir tasarlama söz konusu olmamıştır” Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Abdullah Melih Barış, mahkemeden Yargıtay’ın bozma kararına uymasını talep ederek, “Tanıklar Nurcan’la bizim camekanın arkasında tartıştığımızı ve tartışmanın içeriğini kesinlikle bilmediklerini söylüyorlar. Olay tartışma neticesinde geçirdiğim cinnet sonucunda gerçekleşmiştir. Kesinlikle bir tasarlama söz konusu olmamıştır” ifadelerini kullandı. Duruşmada beyanda bulunan müşteki avukatları, mütalaaya katıldıklarını belirterek bozulan karara uyulmasını talep etti. Savunma yapan sanık avukatları ise, uzun tutukluluk halinin göz önünde bulundurularak sanığın tahliyesini istedi. Son sözü sorulan sanık Abdullah Melih Barış, çok pişman olduğunu belirterek tahliyesini istedi. İyi hal indirimi uygulanan sanığa 25 yıl hapis cezası Kararını açıklayan mahkeme, Yargıtay tarafından verilen kararlara karşı direnilemeyeceği gerekçesiyle sanık Abdullah Melih Barış hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan önce müebbet hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanığın tutum ve davranışları sebebiyle cezada iyi hal indirimi uygulayarak 25 yıl hapis cezasına çarptırılmasına ve tutukluluk halinin devamına hükmetti. Aile sinir krizi geçirdi Mahkemenin kararını öğrenen aile, karara tepki göstererek mahkeme koridorunda sinir krizi geçirdi. Olayın Geçmişi Küçükçekmece’de, 2016 yılında barışma teklifini kabul etmeyen kız arkadaşı Nurcan Arslan’ı ruhsatsız tabancasıyla 11 kurşunla öldüren sanığa iyi hal indirimi uygulanmış, mahkemenin önce ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırdığı sanık Abdullah Melih Barış’ın duruşmadaki iyi halini göz önüne alarak cezayı müebbet hapis cezasına indirmişti. Abdullah Melih Barış’ın Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinde karara bağlanan davada son sözü sorulan sanık Barış, “Olayı planlamadım. Nurcan beni olayın gerçekleştiği yere götürdü. Pişmanım, lehime olan hükümlerin uygulanmasını talep ediyorum” demişti. Mahkeme verilen cezada iyi hal indirimine gitmişti Kararını açıklayan mahkeme heyeti sanık Abdullah Melih Barış’ı kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırmış, ardından Barış’ın duruşmadaki iyi halini göz önüne alan mahkeme cezayı infazı daha az olan müebbet hapse indirmişti. Sanık hakkında haksız tahrik indirimi uygulanmasına da yer olmadığına hükmeden mahkeme heyeti, ruhsatsız silah bulundurmak suçundan verdiği cezada da indirime gitmişti. Ruhsatsız silah bulundurmak suçundan sanık Barış’ı 2 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme daha sonra bu cezaya da iyi hal indirimi uygulayarak 1 yıl 8 ay hapse indirmişti. Mahkeme, sanık Abdullah Melih Barış’ın tutukluluk halinin devamına hükmetmişti.
Nurcan Arslan cinayeti davasında karar: İyi hal indirimi uygulanan sanığa 25 yıl hapis cezası
18 Eylül 2024 Çarşamba - 18:48 Nurcan Arslan cinayeti davasında karar: İyi hal indirimi uygulanan sanığa 25 yıl hapis cezası Küçükçekmece’de, 30 Ocak 2016’da barışma teklifini kabul etmeyen kız arkadaşı Nurcan Arslan’ı kurşun yağmuruna tutarak öldüren sanığın yargılandığı dava karara bağlandı. Yargıtay’ın üçüncü bozma kararı sonrası mahkeme, sanık Abdullah Melih Barış’ı ‘kasten öldürme’ suçundan önce müebbet hapis cezasına çarptırdı. Heyet, iyi hal indirimi uyguladıkları sanığın 25 yıl hapis cezasına çarptırılmasına ve tutukluluk halinin devamına hükmetti. Küçükçekmece’de 30 Ocak 2016’da Abdullah Melih Barış(39) barışma teklifini kabul etmeyen kız arkadaşı Nurcan Arslan’ı 11 kurşunla öldürmüştü. Abdullah Melih Barış hakkında ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, ardından iyi hal indirimi uygulanarak müebbet hapis cezasına çarptırılması yönündeki kararı inceleyen Yargıtay, "suçun tasarlanmadığı" gerekçesiyle kararı 3. kez bozdu. Bunun üzerine Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar görülen duruşmaya tutuklu sanık Abdullah Melih Barış, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada bir kısım müşteki ve taraflar avukatları da hazır bulundu. Sanığın olayı önceden planladığı, ruhsatsız tabancasını çıkararak Arslan’a ateş ettiği belirtildi. Duruşmada Cumhuriyet Savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Mütalaada sanık Abdullah Melih Barış’ın kız arkadaşı Nurcan Arslan’ın kendisinden ayrılmak istemesi üzerine ikamet ettiği Tokat’tan İstanbul’a geldiği, Nurcan Arslan’ı ikna edemediği taktirde yanında getirdiği ruhsatsız tabanca ile vurarak öldürmeyi planladığı anlatıldı. Mütalaada 30 Ocak 2016 tarihinde saat 11.00 sıralarında Halkalı’daki bir sitenin önünde Barış ile Arslan’ın tartıştıkları, Arslan’ın Barış’a “Gitmek istiyorum” dediği, Barış’ın ise “Lütfen sadece konuşacağız, yemek yer çıkarız” şeklinde karşılık verdiği belirtildi. Mütalaada ayrıca Arslan’ın geri dönmek istemesi üzerine Barış’ın onu ikna etmeye çalıştığı, Arslan’ı ikna edemediği, sanığın olayı önceden planladığı, belindeki ruhsatsız tabancasını çıkararak genç kadına ateş ettiği anlatıldı. Mütalaada, Barış’ın polis ekiplerini arayarak, silahla birisini yaraladığını ve teslim olacağını söyleyerek bulunduğu yeri bildirdiği; bunun üzerine polis ekiplerince ruhsatsız tabanca ile gözaltına alındığı, Arslan’ın ise yaralanma sonucu hayatını kaybettiği aktarıldı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebi Mütalaada sanık Abdullah Melih Barış’ın ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi. “Kesinlikle bir tasarlama söz konusu olmamıştır” Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Abdullah Melih Barış, mahkemeden Yargıtay’ın bozma kararına uymasını talep ederek, “Tanıklar Nurcan’la bizim camekanın arkasında tartıştığımızı ve tartışmanın içeriğini kesinlikle bilmediklerini söylüyorlar. Olay tartışma neticesinde geçirdiğim cinnet sonucunda gerçekleşmiştir. Kesinlikle bir tasarlama söz konusu olmamıştır” ifadelerini kullandı. Duruşmada beyanda bulunan müşteki avukatları, mütalaaya katıldıklarını belirterek bozulan karara uyulmasını talep etti. Savunma yapan sanık avukatları ise, uzun tutukluluk halinin göz önünde bulundurularak sanığın tahliyesini istedi. Son sözü sorulan sanık Abdullah Melih Barış, çok pişman olduğunu belirterek tahliyesini istedi. İyi hal indirimi uygulanan sanığa 25 yıl hapis cezası Kararını açıklayan mahkeme, Yargıtay tarafından verilen kararlara karşı direnilemeyeceği gerekçesiyle sanık Abdullah Melih Barış hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan önce müebbet hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanığın tutum ve davranışları sebebiyle cezada iyi hal indirimi uygulayarak 25 yıl hapis cezasına çarptırılmasına ve tutukluluk halinin devamına hükmetti. Aile sinir krizi geçirdi Mahkemenin kararını öğrenen aile, karara tepki göstererek mahkeme koridorunda sinir krizi geçirdi. Olayın Geçmişi Küçükçekmece’de, 2016 yılında barışma teklifini kabul etmeyen kız arkadaşı Nurcan Arslan’ı ruhsatsız tabancasıyla 11 kurşunla öldüren sanığa iyi hal indirimi uygulanmış, mahkemenin önce ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırdığı sanık Abdullah Melih Barış’ın duruşmadaki iyi halini göz önüne alarak cezayı müebbet hapis cezasına indirmişti. Abdullah Melih Barış’ın Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinde karara bağlanan davada son sözü sorulan sanık Barış, “Olayı planlamadım. Nurcan beni olayın gerçekleştiği yere götürdü. Pişmanım, lehime olan hükümlerin uygulanmasını talep ediyorum” demişti. Mahkeme verilen cezada iyi hal indirimine gitmişti Kararını açıklayan mahkeme heyeti sanık Abdullah Melih Barış’ı kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırmış, ardından Barış’ın duruşmadaki iyi halini göz önüne alan mahkeme cezayı infazı daha az olan müebbet hapse indirmişti. Sanık hakkında haksız tahrik indirimi uygulanmasına da yer olmadığına hükmeden mahkeme heyeti, ruhsatsız silah bulundurmak suçundan verdiği cezada da indirime gitmişti. Ruhsatsız silah bulundurmak suçundan sanık Barış’ı 2 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme daha sonra bu cezaya da iyi hal indirimi uygulayarak 1 yıl 8 ay hapse indirmişti. Mahkeme, sanık Abdullah Melih Barış’ın tutukluluk halinin devamına hükmetmişti.
Bahar ve Nihal Candan’ın aralarında bulunduğu 21 sanıklı dolandırıcılık davasına devam edildi
18 Eylül 2024 Çarşamba - 18:06 Bahar ve Nihal Candan’ın aralarında bulunduğu 21 sanıklı dolandırıcılık davasına devam edildi Dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olmak suçlarından Alisya Bahar Candan’ın 44, Nihal Candan’ın ise 24 yıla kadar hapsi istenen 21 sanıklı davanın görülmesine devam edildi. Duruşmada beyanda bulunan bir dolandırıcılık mağduru, örgüt lideri Onur Apaydın ile yediği bir yemekte Bahar ve Nihal Candan’ı gördüğünü söyleyerek, “Bu bayanlar araç ile ilgili bir konuda konuşmadı. Dolandırıcılık olayının içindelerse şikayetçiyim" dedi. Bahar Candan’ın bu beyana tepki göstermesi üzerine mahkeme başkanı, “Karşılıklı diyalog olmaz. Hukuk okumuşsunuz, lütfen” dedi. Dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olmak suçlarından Alisya Bahar Candan’ın 14 yıldan 44 yıla kadar, Nihal Candan adıyla bilinen Gülnihal Çiçek’in ise 8 yıldan 24 yıla kadar hapsi istenen davanın görülmesine devam edildi. Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Bahar Candan ile tutuksuz olarak yargılanan ablası Nihal Candan hazır bulundu. Duruşmaya bir kısım tutuklu sanıklar ile taraf avukatları ve müştekiler de katıldı. İlçe nüfus müdürünü dolandırmışlar Duruşmada beyanda bulunan ve dolandırıldığı dönemde Sarıkamış İlçe Nüfus Müdürü olan müşteki Özkan Yıldız, “Beraber çalıştığım arkadaşlarımdan biri aracını değiştirmek için İstanbul’a gideceğini söyleyerek yıllık izin istedi. Hacı İsrafil Sağlam aracılığı ile araç temin edildiğini söyledi. Bu şahsın İstanbul’da bağlantıları olduğunu, kiralık arabaları ihale ile satın aldıklarını piyasadan satın alıp yüzde 15-20 daha ucuza satın aldıklarını söyledi. Ayrıca tanıdıklarına uygun fiyatlı verdiklerini de belirtti. Bana bir araç listesi gönderildi. Ben de oradan bir araç seçtim. Kendi aracım ile takas yapmak istedim. Eşime vekalet vermiştim, kendi aracımın başka biri üzerine devrini gerçekleştirdik. Daha sonra bana gönderilen IBAN numarasına para da gönderdim. 20 gün içerisinde aracımın geleceği söylendi. Araç teslim edilmedi, süreç uzadı. Bu nedenle Hacı İsrafil Sağlam beni aradı. ‘Deprem sebebi ile işler uzadı vergi dairelerinde sıkıntı var araçları vergiden düşüremedik bu nedenle gecikme var sizin aracınız teslim edilecek merak etmeyin’ dedi. Süreç biraz daha uzayınca Hacı İsrafil ile yazışmalara devam ettik. Aracım teslim edilmedi. Savcılığa şikayette bulunduk. Benim aracım 450 bin TL’ye sayıldı üzerine de 90 bin TL gönderdim” ifadelerini kullandı. Nihal Candan duruşmada kardeşi Bahar’a moral verdi Öte yandan duruşma esnasında Bahar Candan ablası Nihal Candan’a “Çok güzel olmuşsun” dedi. Nihal Candan ise kardeşine, “Senin için giydim, seni çok seviyorum” dedi. Örgüt lideri ile yenilen yemekte Bahar ve Nihal Candan yer almış İddianamede 4 milyon 500 TL zarara uğradığını belirten ve mimar olan dolandırıcılık mağduru Sinan Damgacı ise örgüt lideri Onur Apaydın ile yediği bir yemekte Bahar ve Nihal Candan’ı gördüğünü söyledi. Damgacı, "Bu bayanlar araç ile ilgili bir konuda konuşmadı. Sadece Bahar Candan bir kere Onur Apaydın’dan para istedi. İşlerin içindelerse şikayetçiyim" dedi. Mahkeme başkanı Candan kardeşleri uyardı: “Hukuk okumuşsunuz, lütfen” Müştekinin beyanının ardından Bahar Candan söz alarak, “Ben 1 yıldır cezaevindeyim. Benden şikayetçi mi? Ben kendisini dolandırdım mı?” dedi. Sinan Damgacı ise, “Ben her şeyi net bir şekilde bilemem, mahkemenin araştırması gerekir" şeklinde cevap verdi. Bahar Candan’ın “Bilmediğiniz bir şey için neden şikayetçisiniz?” demesi üzerine mahkeme başkanı, “Karşılıklı diyalog olmaz. Hukuk okumuşsunuz, lütfen" dedi. Nihal Candan ardından ağladığı için nefes darlığı yaşayarak duruşmadan çıktı. Duruşma müşteki beyanları ile sürüyor. İddianameden Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 38 müşteki, 1 müşteki şüpheli ve Nihal ile Bahar Candan’ın aralarında bulunduğu 21 sanık yer almıştı. İddianamede tutuklu Gülnihal Çiçek’in tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak adli kontrol şartıyla tahliye edildiği de aktarılmıştı. İddianamede Onur Apaydın ve İlker Oflu’nun liderliğindeki şebekenin ucuza araç sattıklarını söyleyerek vatandaşları sazan sarmalı yöntemiyle dolandırdığı belirtilmişti. Bahar ve Nihal Candan’ın suç örgütünün hiyerarşik ve organik yapısı içerisinde yer aldığı iddianamede kaydedilmişti. İddianamenin devamında “Şüphelilerin önceki tarihlerde çeşitli televizyon programlarına uzun süre katıldığı, ünlü olduktan sonra magazin programlarında da yer aldığı, sosyal medya platformunda çok sayıda takipçiye ulaşması sebebiyle günümüzde sosyal medya fenomeni ve ekran yüzü olarak tabir edilen bir sıfatının bulunduğu, dolayısıyla toplumun geniş kesimleri tarafından tanınan bir sima olduğu, bu özelliği sebebiyle de suç örgütü tarafından dolandırıcılık eylemlerine yönelik düzenlenen özel toplantılarda mağdurların kandırılmasında etkin rol oynadığı” ifade edilmişti. İddianamede örgüt lideri Onur Apaydın’ın örgüt içerisinde ‘gizli muhasebeci ve kasa’ konumunda olan Alisya Bahar Candan üzerinden bankacılık faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve elde edilen suç gelirinin aklandığı belirtilmişti. Öte yandan mağdur temin etme görevlisi olan şüpheli Hacı İsrafil Sağlam iddianamede yer verilen ifadesinde örgüt toplantılarına katıldığını söyleyerek “Toplantılara üst kademeden herkes katılıyordu. Saha elemanları ve alt kademe asla katılamazdı. Örgütün üst yönetimindeki herkes iştirak ediyordu. Toplantıların ikisinde Nihal Candan’ı gördüm. Nihal Candan örgüt lideri Onur Apaydın’ın sevgilisiydi. Diğer şahıslar Nihal Candan’a saygı gösteriyor ve mesafeli davranıyordu. Nihal Candan’ın yanında örgütün iç işleyişine ilişkin konular araba alım satım işler konuşuldu” şeklinde beyanda bulunduğu da iddianamede ifade edilmişti. İddianamede Bahar Candan’ın ’suç örgütüne üye olmak’ suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar ’kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık’ suçundan ise 2 kez 12 yıldan 40 yıla kadar olmak üzere toplamda 14 yıldan 44 yıla kadar hapisle, Nihal Candan’ın ise aynı suçlardan 8 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan diğer 20 şüpheli hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istenmişti.
İbrahim Hatipoğlu: "Transferde 34.2 milyon Euro harcadık"
18 Eylül 2024 Çarşamba - 17:27 İbrahim Hatipoğlu: "Transferde 34.2 milyon Euro harcadık" Galatasaray Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi İbrahim Hatipoğlu, transfer döneminde 34.2 milyon Euro harcadıklarını, 30 milyon 350 Euro da gelir elde ettiklerini söyledi. Galatasaray Divan Kurulu Eylül ayı Olağan Toplantısı, Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret Salonu’nda düzenleniyor. Toplantıda Galatasaray Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi İbrahim Hatipoğlu, futboldaki transferlerle ilgili konuştu. Futbol takımına 6 yabancı, 1 de 19 yaşında genç futbolcu transfer ettiklerini hatırlatan Hatipoğlu, "Toplam harcamış olduğumuz bonservis bedeli 34.2 milyon Euro, 4 yıla yayılmış ödemelerle. Bu yıl elde ettiğimiz giden oyuncular bonservis ve kira gelirleri toplamı 30 milyon 350 bin Euro. Toplam harcamalarımızda kulübe oluşan yük, 3 milyon 850 bin Euro. Bu oyuncular için ödediğimiz sabit maaş ücretleri, sezon sonu mayıs ayı itibarıyla Galatasaray’ın futbolcularına ödediği sabit maaş ücreti 50 milyon Euro iken şu andaki takımımızın toplam maaş ücreti 45.9 milyon Euro. 4 milyon Euro’ya yakın maaşlarda tasarruf sağlanmıştır. Gelen oyuncularımızın yaş ortalaması 24.7. Bu oyunculara harcamış olduğumuz bonservis bedellerinde tamamında ileride daha fazla bedellere satılarak kulübümüz için gelir konusu olmaya adaydır. Ayrıca Şampiyonlar Ligi’nden elenmeden önce bu transferlerin 3’ünü gerçekleştirdik. 3 transferlerimizi elendikten sonra giden oyunculara bağlı olarak gerçekleştirdik. Şampiyonlar Ligi’nden elendik, hepimiz için üzüntü vericiydi. Yeni statüsüyle Avrupa Ligi de Galatasaray için önemli bir fırsat. Bu yıl 25. şampiyonluğumuz ve 5. yıldızımız için mücadele ediyoruz. Bu şampiyonluğa yürekten inanıyoruz. Avrupa Ligi’nde başarılı olacak kadromuz var. Sonuna kadar gideceğiz ve final oynayacağız" ifadelerini kullandı.
Aykutalp Derkan: "Anormal, futbolun doğasında olmayan bir saldırı sezinliyorum"
18 Eylül 2024 Çarşamba - 17:11 Aykutalp Derkan: "Anormal, futbolun doğasında olmayan bir saldırı sezinliyorum" Galatasaray Divan Kurulu Başkanı Aykutalp Derkan, sarı-kırmızılılara karşı hakemleri manipüle edecek şekilde, anormal ve futbolun doğasında olmayan bir saldırı olduğunu söyledi. Galatasaray Divan Kurulu eylül ayı olağan toplantısı, Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret Salonu’nda düzenleniyor. Toplantıda Fenerbahçe derbisiyle ilgili konuşan Galatasaray Divan Kurulu Başkanı Aykutalp Derkan, "Öyle bir saldırı altındayız ki hafta sonu bir derbi maçı var ve derbinin bir futbol şenliği şeklinde geçmesini umarken bütün televizyon kanallarında bir düğmeye basılmışçasına şu kulüp şu kadar faul yaptı, şu kadar sarı kart gördü. Liste başı biziz. Burada ciddi bir saldırı var. Sahada yenemeyeceklerini anlayanlar birtakım acemi oyunlara girişiyorlar. Bunun başında da dünyada kendini kabul ettirmiş ama Türkiye’ye gelince alaturka tavırlar sergileyen tercüman hocaları. Bu konuda camiamızın yeterli konuda duyarlı göstermediğini maalesef düşünüyorum. Bu sadece yönetimlerin işi değil, sadece teknik direktörümüzün işi değil. Galatasaray camiası bu konuda kenetlenmelidir. Oyuncularımıza son oynadığımız dünkü maçtan itibaren anormal saldırılar var. Şu penaltı, şu kırmızı kart, şu sarı karttı biçimde hakemleri de manipüle edecek şekilde, anormal ve futbolun doğasında olmayan bir saldırı sezinliyorum" diye konuştu.
Pendik’te İsrail’i boykot pankartı asan işletmeye İBB ceza kesti
18 Eylül 2024 Çarşamba - 17:02 Pendik’te İsrail’i boykot pankartı asan işletmeye İBB ceza kesti Pendik’te Filistin’e destek amacıyla binasına “Bu işletmede boykot ürünleri kullanılmamaktadır” yazan bir işletmeye İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından para cezası kesildi. Olay sosyal medyada ve basında yer aldıktan sonra tepki topladı. Ceza kesilen işletmenin ortağı Ferhat Sevgi, “Biz bunu ortağım Mesut Bey ile beraber şeref madalyası olarak göğsümüzde taşıyacağız” dedi. İstanbul’un Pendik ilçesinde bulunan ‘The Churros Kaffe’ adlı yeme içme mekanının yetkilileri, mekanın bulunduğu 5 katlı binaya yaklaşık 2 ay önce İsrail’in soykırım yaptığı Filistin’e destek amacıyla ‘Bu işletmede boykot ürünleri kullanılmamaktadır. Katil İsrail’ yazan bir pankart astı. İddiaya göre dün işletmeye gelen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı zabıta ekipleri, pankart ile ilgili şikayet aldıklarını belirterek, Kabahatler Kanunu’nun 42/1 (Meydanlara veya parklara, cadde veya sokak kenarlarındaki kamuya ait duvar veya alanlara, rızası olmaksızın özel kişilere ait alanlara bez, kâğıt ve benzeri afiş ve ilân asmak) maddesini gerekçe göstererek 2 bin 52 TL’lik cezai işlem uyguladı. İşletme sahibi olan iki ortak Ferhat Sevgi ve Mesut Çelik, kesilen ceza karşısında şaşırdıklarını ifade etti. Sevgi ve Çelik, mekanı 5 yıllığına bir şahıstan kiraladıklarını ve haklarının kendilerinde olduğunu, kamu binası olmadığını, çevredeki diğer binaların da hakkını gasp etmediklerini belirtti. “Türlü türlü pankartlar astık ama hiçbir cezayla karşı karşıya kalmadık” İşletme ortağı Ferhat Sevgi, “Biz 6-7 Ekim olaylarından beri kendi evimizde bu boykotu uyguluyorduk. Ortağımla beraber bunu işletmemize de uygulama kararını 2 ay önce aldık. 2 aydır o pankart yukarıda asılı duruyor. Hatta o pankarttan önce açıldığımızdan beri türlü türlü pankartlar astık. Ama hiçbir cezayla karşı karşıya kalmadık. Gelen zabıta birimindeki arkadaşlar şikayet üzerine geldiklerini söylediler. Kesmiş oldukları ceza makbuzunda da kabahat kısmında fotoğraf yazıyordu. Fotoğraftan kastı eğer pankarttaki Filistin bayrak renklerindeki yumruk ise, bu bir fotoğraf değil, bu bir sosyal sorumluluk projesi. 2 ay önce astığımız pankarta dün gelip ceza kestiler. 64 bin liradan kapıyı açmışlar, 15 bin liraya inmişler, en son uyarı cezası mahiyetinde 2 bin 52 lira rakamda ceza kesmişler. Kabahatler Kanunu’na göre izinsiz afiş asmak gibi bir maddeden bahsediliyor, kamusal alandan bahsediliyor. Kaldı ki bu 5 katlı bina bize ait. Astığımız yer sadece bizim binamızı çevreleyen bir alan, başkalarının hakkına da tecavüz etme gibi bir durum söz konusu değil. Bu bina 5 yıllığına şahıstan kiralanmış, hakları bize ait olan bir bina. Normalde bir tedarik firmasıyız. Üst katlarımızda ofislerimiz var, alt 2 katında da tatlı ve içecek konseptinde bir kafe olarak ayrıştırdık. Burada kamuya dair bir kiralama yok” dedi. “O kadar çok sessiz çoğunlukmuşuz ki” Kendilerine gelen destek hakkında da konuşan Sevgi, “‘Her yer boykot ürünü ama insanlarda bir bilinçsizlik hakim’ diye bir umutsuzluk olur ya hani insanlarda, o kadar çok sessiz çoğunlukmuşuz ki ben onu anladım. Şairin dediği gibi ‘Biz kısık sesleriz.’ Şanlıurfa’dan, Tokat’tan aradılar, sabaha kadar benim telefonum susmadı. Tebrik mesajları aramaları oldu. Kimisi ‘IBAN gönderin biz size parayı gönderelim’ dediler ama bizim derdimiz para değil. Ortada bir zulüm var, bu zulme karşı bir duruş sergilenmiş, bu sergilenen duruşa karşı da gafil bir şekilde bir ceza uygulanmış. Tepkiler çok güzel. Sosyal medyada da zaten çoğu platformda yayınlanmış. O sessiz çoğunluk dediğimiz kişilerde çok ciddi bir açlık, susuzluk var. Sanki ‘Birisi çıksa da sesimizi duyursa, bağırsa da biz de onun yanında yer alsak’ gibi. Şu an mesela gelenlerin çoğunu tanımıyorum. Yoldan geçerken ‘Burası mıymış’ deyip uğrayanlar oluyor. Tepkiler çok olumlu” diye konuştu. Cezaya karşı dava açmayacaklarını ve cezayı ödeyeceklerini belirten Sevgi, “Biz bu cezayı ödeyeceğiz. Bununla alakalı mahkemeye gitmeyeceğiz. İnşallah hatalarının farkına varırlar ve ‘yanlış bir uygulama yaptık’ diye özür dilerler. Bizden de değil gerçi, milletten özür dilesinler. Biz burada sosyal sorumluluk projesi yaptık ve birçok insan bu dükkana geldi, gelmeye devam ediyor. Biz bunu ortağım Mesut Bey ile beraber şeref madalyası olarak göğsümüzde taşıyacağız” dedi. Olayın duyulmasının ardından kimi vatandaşlar, hem boykota destek için hem de ceza kesilen işletmeye destek için mekana gelmeye başladı. Dükkana Filistin atkısıyla gelen Ebru Aydın, “Arkadaşlarımızla beraber Tuzla’dan buraya destek amaçlı geldik. Cesaretlerinden ötürü kendilerine çok teşekkür ediyorum. Her zaman arkalarında olduğumuzu bildirmek için temsilen buradayız. Elimizden geleni de yapacağız inşallah. Bu zamana kadar hiç böyle bir ceza duymadık” dedi.