Yerel Haberler
İstanbul
20 Eylül 2024 Cuma - 23:27 Seçil Erzan davasında 1 sanığa tahliye Yüksek karlı özel fon vaadiyle aralarında Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan’ın yargılandığı davada mahkeme, sanık Ali Yörük’ün tahliyesine hükmetti. Kararın ardından davanın tek tutuklu sanığı Erzan’ın gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü. Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30’dan fazla kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan’ın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen 8 sanıklı duruşmada tutuklu sanıklar Seçil Erzan ile Ali Yörük, bazı tutuksuz sanıklar ile birlikte hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları da katıldı. "12 Nisan’da bu davayla ilgili görevden uzaklaştırıldım, daha sonrasında görevim geri iade edildi" Verilen aranın ardından devam eden duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Rüya Sağır, "Fatih Terim sanırım Seçil Erzan’a ulaşamadığından dolayı bana hesaplarla ilgili son durumu öğrenebilir miyim şeklinde SMS attı. Seçil Erzan bana Fatih Terim sana sorarsa bilgi verirsin demişti. Seçil Hanım bunu bana söylediğinde izinliydi. Bu zamana kadarki bankacılık deneyimim boyunca diğer müşterilerim SMS ile benden hesap durumlarıyla ilgili bilgi alırlardı. Seçil Erzan alacak verecek paraların yazılı olduğu exel tabloyu bana ne zaman iletti hatırlamıyorum. 12 Nisan’da bu davayla ilgili görevden uzaklaştırıldım, daha sonrasında görevim geri iade edildi. Ekim 2023 tarihinde de istifa ettim. 7 Nisan’da Volkan Bahçekapılı, Emre Belözoğlu ve birkaç kişi şubeye geldiler ve Seçil Erzan’la ilgili şikayetlerini dile getirdiler" dedi. "Seçil’le konuştum, bana ‘para çoğalıyor’ dedi, ne arsa kaldı ne para" Müşteki Sevgi Sini mahkemedeki beyanında, "Bizim bir arsamız vardı. Eşim o arsayı satıp, parayı bankaya yatırdı. Nazlı bize, ’Seçil iyi faiz veriyor’ dedi. Biz de parayı Nazlı’ya verdik. Ne arsa kaldı ne para, biz 2 milyon 250 bin lira parayı iki seferde çekip Nazlı’ya verdik. Sonra Seçil’le konuştum. Bana ‘para çoğalıyor’ dedi. Daha sonra ben paranın durumunu öğrenmek için aradım bana ıslak imzalı bir belge atıp, paran değerleniyor dedi. Bana geri 1 milyon 300 bin geri verdi. Onunla da oğluma ev aldık’’ şeklinde konuştu. "Ben sıkıştığım bu çarkta, banka tarafından sahip çıkılmadım" Duruşmada söz alan Erzan, sanık Rüya Sağır’ı tanımadığını belirterek, "Ben dolandırıcı değilim bulunduğum konum ve olaylar içerisinde akıl oyunlarına maruz kaldım. İnsanların isteklerini yerine getirme gibi bir zorunluluğum varmış gibi hissettirildim. Ben, beni hiçbir zaman abla, kardeş ve kızı gibi gören kişileri dolandırmadım, kimsenin bir kuruşunu bile almadım. Dolandırıcı olsaydım, bu kadar borçlu, bu kadar suçlu ve bu kadar yorgun hissetmezdim. Hesap kitap yapar, kendimi mağdur hale getirmezdim. Ben gecesi gündüzüne katan başarılı o bir şube müdürüydüm. 23 yıl boyunca işimle ön plandaydım. Elimden gelenin fazlasını yaptım. Ben sıkıştığım bu çarkta, banka tarafından sahip çıkılmadım. Ben şubede darp edilip, kıyametler koparılırken, her şey görmezden gelindi" diye konuştu. "Mağdur olan kim varsa banka tarafından zararın ödenmesini istiyorum" Savunmasına devam eden Erzan, "Sanki bu süreçte herkesi tek ben mağdur etmişim gibi, paraları tek ben almışım gibi bir tek ben suçlu oldum. Bu dosyada bu bankanın genel müdürü ile birbirleriyle ailecek görüşecek kadar yakın kişiler bulunmakta. İçlerinde ilkokul mezunu, futbolcusu ve yüksek lisans mezunu olan bu insanlar paralar geldikçe beni el üstünde tutup pamuklara sarıyorlar. Banka yüzünden hayatımın bir buçuk senesi kayıp gitti. Mağdur olan kim varsa banka tarafından zararın ödenmesini istiyorum. Bu paraları ben alsaydım, ben geri öderdim. Ne olursam olayım her şey olayım ama ben dolandırıcı değilim. Avukat tuttuklarında çok sevinmiştim. Herkes elini taşın altına koyacağını düşündüm. Banka kim mağdur kim gerçekten para verdi buna adaletin karar vermesini istediğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Sanık Ali Yörük’e tahliye, Erzan’ın tutukluluk hali devam Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Ali Yörük’ün ‘yurt dışına çıkış yasağı’ ve haftada 3 gün ‘imza atma’ şeklinde adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Heyet, sanık Erzan’ın ise tutukluluk halinin devamına hükmetti. Banka çalışanları hakkında Savcılığa bildirimde bulunulacak Mahkeme ayrıca, banka çalışanlarından sorumlular ile ilgili olarak ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulmasına ve Fatih Terim’in mahkemede tekrar dinlenilmesi talebinin alınan beyanı yeterli görüldüğünde reddine karar verdi. Heyet, bankaya yazı yazılarak genel olarak hesap sahiplerinin hesaplarıyla ilgili riskleri koruyan sigorta bulunup bulunmadığının sorulmasına ve müştekilerle ilgili sigorta şirketinin ‘zimmet’ riskinin gerçekleştiğinden bahisle ihbar yapılıp yapılmadığının sorulmasına hükmetti. Duruşma 15 Kasım 2024 tarihine ertelendi. Kararın açıklanmasının ardından sanık Erzan’ın ağladığı da görüldü.
Rönesans Holding’in Hollanda’daki iştiraki Ballast Nedam, sürdürülebilir yaşam alanları tasarlıyor
19 Eylül 2024 Perşembe - 11:29 Rönesans Holding’in Hollanda’daki iştiraki Ballast Nedam, sürdürülebilir yaşam alanları tasarlıyor Rönesans Holding’in 2015 yılında bünyesine kattığı, Avrupa’nın en büyük inşaat ve taahhüt şirketlerinden biri olan Hollanda merkezli Ballast Nedam, sürdürülebilirlik odaklı projeleriyle küresel inşaat sektöründe öne çıkıyor. Şirketin öncelikli hedefi, topluma katkı sağlayan sürdürülebilir ikonik yapılar inşa ederek, geleceğin yaşam alanlarını şekillendirmek. İklim değişikliğinin çevre, ekosistemler ve toplumlar üzerindeki kapsamlı etkileri, enerji, su, kentsel gelişim, ulaşım ve sanayi gibi temel sektörlerde dönüşümü zorunlu kılıyor. İnşaat, taahhüt ve gayrimenkul sektörlerinin sürdürülebilirlik odağındaki dönüşümüne öncülük eden Hollanda merkezli Ballast Nedam, Rönesans Holding çatısı altında Avrupa, Karayipler, Afrika ve Asya’daki faaliyetlerini artırarak uluslararası varlığını güçlendirmeyi hedefliyor. Köprü, tünel, kamu binası, liman, konut ve otoyol inşaatı gibi farklı projeleri hayata geçiren şirket, ekonomik kalkınma, hareketlilik ve erişilebilirliği artırmak amacıyla sunduğu yenilikçi çözümlerle sürdürülebilir yaşam alanları oluşturuyor. Hedef, 2040’ta enerji nötr inşaat 2024 yılı boyunca enerji, su, konut, ulaşım ve sanayi gibi temel sektörlerde sürdürülebilir dönüşümleri hayata geçirerek büyümeyi hedefleyen şirket, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı, iklim krizine karşı dirençli sistemler kurmaya odaklanıyor. Şirket, sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda, 2030 yılına kadar şantiyelerde yüzde 100 karbon nötr olmayı, 2040 yılına kadar ise ‘enerji nötr inşaat’ hedefini gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Yenilikçi projelerle dönüşen altyapılar Hollanda’nın temel altyapısını yenileme konusunda önemli adımlar atan Ballast Nedam, Rijkswaterstaat ile iş birliği içinde, DEME ve Macquarie konsorsiyum ortaklığıyla A24 Blankenburgverbinding yol bağlantısı projesini hayata geçiriyor. Rotterdam bölgesinde erişilebilirliği ve ulaşımı geliştirmeyi, sürdürülebilir altyapı yoluyla bölgenin geleceğini güvence altına almayı hedefleyen proje kapsamında, iki kavşak, bir kara tüneli ve Scheur Nehri’nin altından geçen bir tünelin tasarımı, inşası, finansmanı ve 20 yıllık bakımı üstleniliyor. Tünel parçalarının suyun altına yerleştirilmesi gibi karmaşık ve hassas bir operasyon gerektiren Maasdeltatunnel projesi, Ballast Nedam’ın 2023 yılına attığı başarılı bir imza olarak değerlendiriliyor. Hollanda’da bir ilk olarak kabul edilen bu operasyon, dünya çapında önemli bir teknik başarı olarak görülüyor. Bölgedeki trafiği rahatlatmak ve ekonomik büyümeyi desteklemek açısından önemli bir role sahip olacak tünelin inşasının 2024 yılı sonunda tamamlanması planlanıyor. Proje Direktörü Patrick van Os, proje hakkında şöyle konuştu: “Bu proje, üstün teknik yetenek ve yenilikçi düşünce gerektiren bir çalışmaydı. Çığır açan bu projeyi başarıyla tamamlayan ekibimizle büyük gurur duyuyorum. BAAK ve Rijkswaterstaat yetkilileri, danışmanlar, çok sayıda alt yüklenici ve Rotterdam Liman İdaresi gibi paydaşlar da dahil olmak üzere yüzlerce kişi bu projenin gerçekleşmesini mümkün kıldı. Ballast Nedam çalışmalarımızın 2024 sonunda kullanıma girdiğini görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Bizi en çok heyecanlandıran, Rotterdam bölgesinin erişilebilirliğini geliştirmek ve ekonominin büyümesine katkıda bulunmak.” Cartesius: Kent yaşamını sürdürülebilirlik ve refah ile birleştiriyor Ballast Nedam, sürdürülebilir yaşam alanları kurma hedefi kapsamında, yenilenebilir enerjiye yönelik küresel stratejisini de genişletiyor. Bu stratejinin bir parçası olan Cartesius projesi, dünya genelinde insanların daha uzun, mutlu ve sağlıklı yaşadığı “Mavi Bölgeler” biliminden esinlenerek hayata geçirildi. Mavi Bölgeler bilimi, modern kentleşme projelerinde ve sürdürülebilir yaşam alanlarının tasarımında ilham kaynağı olarak kullanılıyor. Proje, yoğun kent yaşamını sürdürülebilirlik ve refah ile birleştirirken, modern ulaşım yöntemlerini de entegre ediyor. Cartesius’taki tüm evler, düşük enerji tüketimi ve yeniden kullanılabilir malzemelerle inşa edilerek çevresel etkiler minimize ediliyor. Sıcak su ve ısıtma, ortak toprak enerji kaynağı ve güneş panelleri aracılığıyla sağlanırken, binalar iklimle uyumlu beyaz çatılarla donatılarak yaz aylarında soğutma ihtiyacı azaltılıyor. Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp’in, projeye yönelik değerlendirmeleri şöyle: “Amacımız, yaşam alanları ile sürdürülebilirliği bir araya getiren, kendi kendine yeten, akıllı ve yeşil binalar inşa etmekti. Ballast Nedam’ın bu alandaki global başarılarından ve sürdürülebilirlik odaklı yürüttüğü öncü çalışmalardan büyük gurur duyuyoruz.” Hidrojenle güçlenen gelecek Ballast Nedam, sürdürülebilirlik taahhüdünü bir adım daha ileri taşıyarak, kablo kanallarından temellere ve çatıya kadar tamamı sürdürülebilir malzemelerle inşa edilen çok işlevli bir hidrojen istasyonu geliştirdi. Hollanda’nın ilk 700 bar hidrojen dolum istasyonu olan Mexicostraat Hidrojen İstasyonu, hidrojen üretimini yerinde elektroliz yöntemiyle gerçekleştiriyor. Bu yenilikçi tesis, otomobillerden otobüslere, kamyonlardan teknelere kadar geniş bir yelpazede taşıma araçlarının fosil yakıtlar yerine hidrojenle dolum yapmasına olanak tanıyor ve temiz enerjiye geçişi hızlandırıyor. Jonas Projesi Şirket, Rönesans Holding ile birlikte, bu yıl Edie Ödülleri’nde Jonas Projesi ile finalistler arasında yer alırken, SEAL Sürdürülebilirlik İş Ödülleri’nde ise Yılın Sürdürülebilir Ürün Ödülü’nü kazanarak, önemli bir başarıya imza attı. Amsterdam’ın IJburg bölgesinde yer alan bu yeni ikonik bina, sağlıklı yaşam, sürdürülebilir malzeme kullanımı ve enerji verimliliği esas alınarak tasarlandı. Projede ahşap ve sürdürülebilir beton gibi çevre dostu malzemeler kullanılırken, yapı yüzde 97’lik atık ayırma oranına ulaşarak sürdürülebilirlik alanında en yüksek BREEAM sertifikasına layık görüldü. Jonas Projesi, modern şehir yaşamının gereksinimlerini karşılayan, çevresel etkiyi en aza indiren ve geleceğe yön veren bir model olarak öne çıkıyor.
Ataşehir Belediyesi’nden sokak hayvanları için dikkat çeken mektup
19 Eylül 2024 Perşembe - 11:13 Ataşehir Belediyesi’nden sokak hayvanları için dikkat çeken mektup Ataşehir Belediyesi, ilçedeki sokak hayvanlarının sahiplendirilmesi amacıyla önemli bir çağrıya daha imza atıyor. Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel imzasıyla ilçede bulunan kurumsal firmalara, fabrikalara ve okullara mektup gönderilerek, geçici hayvan bakım merkezlerinde bulunan sokak hayvanlarının sahiplenilmesi teşvik ediliyor. Sokak hayvanlarının sağlığı ve refahı için önemli bir adım attıklarını vurgulayan Başkan Adıgüzel, duyarlı yurttaşları sokak hayvanlarını sahiplenmeye davet etti. Ataşehir Belediyesi, sokak hayvanlarının daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürebilmeleri için önemli bir kampanya başlattı. Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel kampanya kapsamında geçici hayvan bakım merkezlerinde bulunan sokak hayvanlarının sahiplenilmesi için ilçede faaliyet gösteren şirketlere, fabrikalara ve okullara birer mektup gönderdi. Sokak hayvanlarının sahiplenilmesi için destek istenen mektuplarda, onlara güvenli yaşam alanları sunulması gerektiği vurgulanıyor. Modern rehabilitasyon merkezi çalışmaları sürüyor Sokak hayvanlarının yaşadığı sorunlara çözüm üretmek için çeşitli adımlar atan Ataşehir Belediyesi, büyük bir projenin çok yakında hayata geçirileceğini duyurmuştu. Bu proje kapsamında; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin katkıları ve Ataşehir Belediyesi ile Maltepe Belediyesi’nin iş birliğiyle, Kayışdağı Ormanı’nda 76 bin metrekarelik alanda modern bir rehabilitasyon merkezi inşa edileceği müjdesi paylaşılmıştı. Sahiplendirilme konusunda destek bekleniyor Bu projeye ek olarak, sokak hayvanlarının sağlıklı ve güvenli bir yaşam sürmesi için farklı metotlara da ihtiyaç duyulduğunu gözlemleyen Ataşehir Belediyesi yetkilileri, toplum bilincinin arttırılması için de çalışmalar gerçekleştiriyor. Bu çalışmalarda; bakıma ve sevgiye muhtaç sokak hayvanlarının geçici bakım merkezlerinden alınarak, sıcak bir yuvaya ve sevgi dolu güvenli bir ortama kavuşmaları için onların sahiplendirilmesi teşvik ediliyor. “Can dostlarımızı, sahiplenmeye davet ediyorum” Kampanya hakkında açıklamada bulunan Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel, şunları ifade etti: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ve Ataşehir ile Maltepe belediyelerinin iş birliğiyle Kayışdağı Ormanı’nda inşa ettiğimiz modern rehabilitasyon merkezi, sokak hayvanlarına iyi bir yaşam sunacak. Ancak, bakıma ve sevgiye ihtiyaç duyan sokak hayvanlarının sıcak bir yuvaya kavuşmaları için toplumsal destek ve sahiplenme bilinci de büyük bir rol oynuyor. Bu nedenle, İlçemizdeki şirketlerin, fabrikaların ve okulların bakımevlerimizdeki can dostlarımızı sahiplenerek onlara güvenli yaşam alanları sunabileceğine yürekten inanıyoruz. Birlikte, daha yaşanabilir bir şehir ve mutlu hayvanlar için çalışmaya devam edeceğiz.” Proje kapsamında Başkan Adıgüzel imzasıyla gönderilen mektupta şu ifadelere yer veriliyor: “Hızla büyüyen ve modernleşen ilçemiz, sokak hayvanlarının refahını sağlama konusunda da büyük bir sorumluluk taşıyor. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişiklikler sonrasında, sokak hayvanlarının bir yuvaya olan ihtiyaçları her geçen gün artıyor. İlçemizdeki sokak hayvanlarının tam sayısını bilmesek de, bu dostlarımızın bizimle birlikte sağlıklı, huzurlu ve güven içinde yaşaması için hepimize büyük görevler düşüyor. Ataşehir Belediyesi olarak, can dostlarımızın yaşam şartlarını iyileştirmek amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin katkıları ve Maltepe Belediyesi ile iş birliği içinde modern bir rehabilitasyon merkezi inşa ediyoruz. Kayışdağı Ormanı’nda 76 bin metrekarelik bir alanda kurulacak bu merkez, modern tıbbi üniteler, barınma, egzersiz ve sosyalleşme alanları gibi pek çok yaşam alanını içeriyor. Ancak bu adımların tek başına yeterli olmayacağını düşünüyoruz. İlçemizdeki şirketlerin, fabrikaların ve okulların bakımevlerimizdeki can dostlarımızı sahiplenerek onlara güvenli yaşam alanları sunabileceğine yürekten inanıyoruz. Sizler de iş yerlerinizde küçük yaşam alanları oluşturarak bu projeye katkıda bulunabilir ve dostlarımızın mutlu ve güvenli bir hayata kavuşmasına yardımcı olabilirsiniz. Bu sayede hem kurumunuzun sosyal sorumluluk bilincini pekiştirebilir hem de topluma örnek bir adım atabilirsiniz.”
“Dijital Benim İşim” projesi 4 yılda 43 milyon TL’yi aşkın sosyal değer üretti
19 Eylül 2024 Perşembe - 11:07 “Dijital Benim İşim” projesi 4 yılda 43 milyon TL’yi aşkın sosyal değer üretti Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Vodafone Vakfı iş birliğiyle hayata geçirilen “Dijital Benim İşim” projesi, kadınları ekonomik ve sosyal hayata kazandırmaya devam ediyor. Projenin başından bu yana 43 milyon TL’yi aşkın sosyal değer elde edilirken, bu yıl proje için yapılan her 1 TL’lik yatırım 14 TL’nin üzerinde sosyal getiri sağladı. Toplumun dijitalleşmesine katkıda bulunmak, kadınların gelişimini desteklemek ve iş gücüne katılımını artırmak amacıyla hayata geçirilen “Dijital Benim İşim” projesi 3’üncü yılını tamamladı. Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Vodafone Vakfı iş birliğiyle hayata geçirilen projede bugüne kadar 20 ilde 35 bine yakın kadın kursiyere Dijital Okuryazarlık ve Dijital Pazarlama eğitimleri verildi. Projenin etkisini ölçmek için hazırlanan sosyal etki analiz raporuna göre, bu eğitimlerle 43 milyon TL’yi aşkın sosyal değer elde edilirken, bu yıl proje için yapılan her 1 TL’lik yatırım bir önceki döneme kıyasla 1,5 katına çıkarak 14 TL’nin üzerinde sosyal getiri sağladı. Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Cengiz Mete, şöyle konuştu: “Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü olarak, "Hayata mutlu bireyler hazırlamak için her zaman, her yerde, herkese eğitim" anlayışıyla çalışıyoruz. Bünyemizde Türkiye genelinde faaliyet gösteren 1000 halk eğitimi merkezi ve 31 olgunlaşma enstitüsünde 3 bin 741 adet yaygın eğitim kurs programıyla örgün eğitimin içinde veya dışında kalan bireylere yönelik açılan genel, meslekî ve teknik alanlardaki kurslar ve diğer faaliyetlerle hayat boyu öğrenme çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Ayrıca paydaşlarımızla, kursiyerlerimizin mesleki, sosyal, kültürel olarak geliştirilmesi amacıyla çeşitli projeler yürütüyoruz. Vodafone Vakfı ile hayata geçirdiğimiz Dijital Benim İşim Projesi de dijital dünyanın gücünü, kadınların potansiyeliyle buluşturmak üzere kamu ve özel sektör birlikteliğinin başarılı örneklerinden. Proje kapsamında eğitim verdiğimiz on binlerce kadının dijital alanda farkındalığının, bilgi ve becerilerinin artmasının mutluluğunu yaşıyoruz. Bu faydanın kadınların özgüvenine, motivasyonuna da yansıdığını görmek çok kıymetli.” Konu hakkında değerlendirmede bulunan Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, “Amaç odaklı bir şirket olarak, dijital geleceğin toplumdaki her kesimi kapsaması için çalışıyoruz. “Dijital Benim İşim” de bu vizyonla hayata geçirdiğimiz bir proje. Temel amacımız, kadınları dijital dünyayla tanıştırarak onlara dijital okuryazarlık becerileri kazandırmak, kadınların sosyal hayatta güçlenmelerini sağlamak ve onları potansiyel dijital iş olanaklarıyla buluşturmak. Bu projeyle bugüne kadar 20 ilde 35 bine yakın kadına dijital okuryazarlık ve dijital pazarlama eğitimleri verdik. Projemizin etkisini de düzenli olarak ölçümlüyoruz. Son dönem sosyal etki raporumuza göre, projemiz kadınların yalnızca dijital bilgi ve becerilerini artırmıyor, aynı zamanda özgüven ve motivasyonlarının artmasında, dijital dünyanın önemine dair farkındalık kazanmalarında ve destekleyici ilişkiler geliştirmelerinde önemli rol oynuyor. Diğer yandan, projeye yaptığımız her 1 TL’lik yatırımın geçen döneme kıyasla 1,5 katına çıkarak 14 TL’nin üzerinde değer oluşturduğunu gördük. Tüm veriler, proje hedeflerine uygun ve yüksek etkili sonuçlar elde edildiğini gösteriyor. Vakıf olarak, kadınların yanında durmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Dijital bilgi ve becerilerde artış Yapılan açıklamaya göre, “Dijital Benim İşim” projesi kapsamında dijital okuryazarlık katılımcılarındaki en büyük değişim yaklaşık yüzde 44 ile bilgi ve becerilerindeki artış oldu. Projede görev yapan eğiticiler dijital okuryazarlık kursiyerlerindeki en büyük değişimin yüzde 67 ile dijitalleşmenin önemine dair farkındalık başlığı altında yaşandığını belirtti. Diğer yandan, dijital pazarlama kursiyerlerinin gözünden kendilerindeki en büyük değişim yüzde 43 oranında dijital pazarlama konusundaki bilgi ve becerilerindeki artış olurken, ikinci en yüksek değişim yüzde 32 ile iş geliştirmeye yönelik motivasyon alanında oldu. Eğiticiler, dijital pazarlama kursiyerlerindeki en büyük değişimin yüzde 75 ile destekleyici ilişkiler ve yüzde 70 ile özgüven ile dijitalleşmenin önemine dair farkındalık alanlarında yaşandığını belirtti. Projenin eğiticiler üzerinde de etkisi oldu. Buna göre, hem dijital pazarlama hem de dijital okuryazarlık eğiticilerinde en yüksek değişim bilgi, beceri ve yetkinlik gelişimi başlığında gerçekleşti. Dijital alışkanlıklarda değişim Analiz kapsamında Dijital Pazarlama Kampanya Yarışması finalistleriyle yapılan görüşmeler, yarışmanın itibar kazanma, özgüvenin güçlenmesi, planlama ve istikrarlı çalışma motivasyonu, iş büyütme, satış ve takipçi artışı gibi alanlarda olumlu etkiler oluşturduğunu ortaya koydu. Katılımcıların dijital beceri ve alışkanlıklarındaki değişimlere yönelik etki değerlendirildiğinde, davranış bazında en büyük gelişimin dijital araçların etkin kullanımı ile mobil platformlar ve internet üzerinden satış yapabilme konularında olduğu görüldü. Deprem bölgesine özel eğitim “Dijital Benim İşim” Projesi kapsamında verilen eğitimlere bu yıl ayrıca “Dijital Dünyaya Giriş” seminerleri eklendi. Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinden etkilenen kadınların iyi olma hallerine katkı sağlanması amacıyla bölgenin koşullarına uygun olarak geliştirilen seminer, halk eğitimi merkezleri ve konteyner kentlerde kadınlarla buluştu. 8 binin üzerinde kadına ulaşılan seminerlerle kadınların gündelik hayatlarında kullanabilecekleri dijital araçlar hakkında bilgi verildi. Katılımcıların en büyük gelişimi, yüzde 19 oranında bankacılık işlemlerini dijital araçlar üzerinden yapabilme konusunda olurken, cep telefonu ve internet üzerinden satış yapabilme başlıklarında ise yüzde 18’lik artış yaşandı. Seminerlerden sonra internet üzerinden alışveriş yapan kadınların sayısında önemli bir artış sağlanırken, e-Devlet ve e-Nabız gibi devlet kurumlarıyla ilgili işlemlerini dijital araçlar aracılığıyla yapan kadınların oranı ise yüzde 94’e çıktı. Seminerlere katılan kadınların yüzde 56’sı aldıkları eğitimden sonra internet ve cep telefonu ile yeni uygulamaları öğrenme ve kullanma isteklerinde artış olduğunu belirtti. Yatırımın Sosyal Getirisi (SROI) metodolojisi kullanıldı “Dijital Benim İşim Projesi Sosyal Etki Analizi” kapsamında uygulanan Yatırımın Sosyal Getirisi (SROI) metodolojisi, sosyal temelli projelerin oluşturduğu sosyal değerin hesaplanması için kullanılıyor. SROI yolu ile değişim, bu değişimi yaşayan ya da ona etki eden paydaşları kapsayacak şekilde hesaplanıyor. SROI analizinde, saha çalışmaları yolu ile paydaşlar üzerinde oluşturulan sosyal değişimi anlamak hedefleniyor ve bu değişimin, finansal değerler kullanılarak yansıtılması yolu ile değişimin hikayesi anlatılmaya çalışılıyor. Bu sayede, sosyal kazanım ve maliyetleri yansıtacak bir oranın hesaplanması mümkün oluyor. Buna göre, 2:1 oranında bir etki, 1 birimlik yatırımın 2 birimlik sosyal değer oluşturabildiğini dile getiriyor.
“Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde İGÜ’den 5 akademisyen yer aldı
19 Eylül 2024 Perşembe - 10:57 “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde İGÜ’den 5 akademisyen yer aldı Stanford Üniversitesi tarafından her yıl yayımlanan “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesi açıklandı. Bu yılki listede, İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) bünyesinden 5 akademisyenin ismi yer aldı. Bilim insanlarının araştırmalarının etki değeri, yayımlanan makale sayısı, atıf sayıları ve uluslararası ölçütler gibi birçok kriterle değerlendirilen listede, İGÜ’nün akademik başarıları bir kez daha ön plana çıktı. Bilim insanlarının makalelerinin yayımlandığı derginin etki değeri, nitelikli yayın sayısı, çalışmalarına yapılan atıf sayısı, h-indeks, hm-indeks, ilk isim ve tek isim makale sayısı, atıf alan makale sayısı ve atıf yapan makalenin yayımlandığı derginin etki değeri gibi uluslararası ölçütler temel alınarak oluşturulan; Stanford Üniversitesi’nin her yıl gerçekleştirdiği “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesi açıklandı. Stanford Üniversitesi’nden Dr. John P. A. Loannidis tarafından Elsevier veri tabanında; "Kariyer Boyu Etki" ve "Yıllık Etki” olarak iki kategoride yayımlanan ve 2023 alıntı yılına göre, ilk yüzde 2’lik dilimde bulunan “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden 5 akademisyen yer aldı. “Kariyer Boyu Etki” ve “Yıllık Etki” kategorilerinde İGÜ’den 5 akademisyen “Araştırma Üniversitesi” vizyonuyla ilerleyen; çağa uygun, gelişen, üreten ve kaliteli eğitim anlayışıyla ilerleyen İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), uluslararası platformda bir başarıya daha imza attı. İGÜ Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, listelerde ismini koruyan bilim insanı olarak “Kariyer Boyu Etki” listesinde yer alırken; aynı listede İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi (İİSBF) Lojistik Yönetimi Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Festus Victor Bekun, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi (MMF) Uçak Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Ahmet Cihat Baytaş ve Diş Hekimliği Fakültesi (DHF) Diş Hekimliği Bölümü’nden Prof. Dr. Kemal Sıtkı Türker de “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” arasında yer aldı. Detaylı kriterlere göre sıralanan listede, “Yıllık Etki” kategorisinde ise İİSBF Lojistik Yönetimi Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Festus Victor Bekun ve MMF Yazılım Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Neslihan Özdemir “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesine adını yazdırdı. “Akademik katkılarımızla küresel bilim camiasında daha fazla söz sahibi olmayı hedefliyoruz” Listesiyle ilgili açıklama yapan İGÜ Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, “Stanford Üniversitesi tarafından yayımlanan ‘Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları’ listesinde yer alan kıymetli akademisyenlerimizi en içten dileklerimle tebrik ediyorum. Bu başarı, yalnızca üniversitemizin değil, ülkemizin de uluslararası arenada tanınan bir güç olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bilimsel araştırmalara yapılan atıflar ve yayımlanan makalelerin etkisi gibi uluslararası ölçütlerle oluşturulan bu prestijli listede yer almak, hepimiz için büyük bir gurur kaynağı. İstanbul Gelişim Üniversitesi olarak, ’Araştırma Üniversitesi’ vizyonumuz doğrultusunda, nitelikli eğitim ve bilimsel üretkenlik alanında çıtayı her geçen gün yükseltiyoruz. Bu başarıların arkasında yatan azim ve kararlılıkla, gelecekte daha büyük başarılara imza atacağımıza olan inancım sonsuz. Gelecekte, akademik katkılarımızla küresel bilim camiasında daha fazla söz sahibi olmayı hedefliyoruz” dedi.
Akcoat, Sustainable Brands Türkiye 2024’te sürdürülebilir çözümlerini paylaştı
19 Eylül 2024 Perşembe - 10:44 Akcoat, Sustainable Brands Türkiye 2024’te sürdürülebilir çözümlerini paylaştı Akcoat, Sustainable Brands Türkiye 2024’te; inovasyon, sürdürülebilirlik ve ileri Ar-Ge’ye dayalı deneyim ve başarılarını katılımcılarla paylaştı. Akcoat, 17-18 Eylül tarihlerinde düzenlenen Global Sürdürülebilir Markalar Topluluğu’nun Büyük Türkiye Buluşması Sustainable Brands Türkiye 2024’te ‘Activation Hub’ sponsoru olarak yer aldı. Markaların sürdürülebilirliğin nabzını tutmak ve güncel gelişmelerini paylaşmak için bir araya geldiği etkinlikte emaye, seramik, cam, yapışmaz dekoratif kaplamalar ve pigment ürün grubunda kaplama malzemeleri üreticisi Akcoat, inovasyon, sürdürülebilirlik ve ileri Ar-Ge’ye dayalı deneyim ve başarılarını katılımcılarla paylaştı. Etkinlik kapsamında, “Net Sıfır Gelecek İçin Bir Rota Çizmek: Tedarik Zinciri Evrimi” başlıklı panelde Akcoat Ar-Ge Direktörü Selçuk Yazan konuşmacı olarak yer aldı. Şirketin tedarik zincirindeki sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarını ürün geliştirme sürecinden enerji verimliliğine kadar hayatın her aşamasına nasıl entegre ettiklerine dikkat çekti. Yazan, sürdürülebilirlik vizyonları doğrultusunda yenilikçi yaklaşımlarını katılımcılara aktararak, sektörün geleceğine dair önemli bilgiler paylaştı. Sustainable Brands Türkiye 2024’te yer almak ve Akcoat’un sürdürülebilirlik vizyonunu paylaşmanın önemli bir fırsat olduğu değerlendirmesinde bulunan Akcoat Genel Müdürü Burç Yıldırım, “Etkinlik boyunca ziyaretçilerle bir araya gelerek, sürdürülebilirlik stratejilerimizi ve çevresel etkileri azaltma konusundaki yenilikçi çözümlerimizi tanıtma imkanı bulduk. Akcoat olarak, sürdürülebilir bir gelecek için atacağımız adımları ve sektöre katkılarımızı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. Paneli destekleyen standıyla yalnızca ürünlerini değil, aynı zamanda enerji verimliliği, atık yönetimi ve karbon emisyonlarını azaltma gibi alanlarda sunduğu yenilikçi çözümleri de ziyaretçilere deneyimleme fırsatı sunan şirket, katılımcıların dikkatini çekerken, geleceğe dair heyecan uyandırdı.
Küçükçekmece Belediyesi’nin ödüllü yarışmaları başlıyor
19 Eylül 2024 Perşembe - 10:27 Küçükçekmece Belediyesi’nin ödüllü yarışmaları başlıyor Küçükçekmece Belediyesi’nin öğrencileri bilim ve sanata teşvik etmek amacıyla düzenlediği ödüllü yarışmalara başvurular başladı. Küçükçekmece Kaymakamlığı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mangala Federasyonu işbirliği ile gerçekleştirilen ödüllü yarışmalara, Küçükçekmece’de ikamet eden resmi ya da özel ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin yanı sıra öğretmenlerde katılım sağlayabilecek. Alanında uzman akademisyenlerin jürilik yapacağı yarışmalarda dereceye girenlere Küçükçekmece Belediyesi tarafından 2 bin 500 TL ile 7 bin 500 TL arasında para ödülü verilecek. Yarışmalar; ‘’Ata’ya Özlem’’ konulu şiir okuma yarışması, ‘’Yap Boz’’ hız yarışması, ‘’Mangala’’ turnuvası, ‘’Sudoku’’ yarışması ve ‘’23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’’ konulu resim yarışması olmak üzere altı kategoride gerçekleştirilecek. Gençlik ve Spor Müdürlüğü tarafından düzenlenen ödüllü yarışmalara öğretmenler de başvurabilecek. ‘‘Ata’ya Özlem’’ Konulu Şiir Okuma Yarışması Yarışmaya Küçükçekmece genelindeki ilkokul 3 ve 4, ortaokul ve lise öğrencileri ve tüm öğretmenler katılım sağlayabilir. İlkokul, ortaokul ve lise olmak üzere üç kategoride yapılacak yarışmanın başvuruları 25 Ekim’de sona erecek. ‘’Yap-Boz’’ Hız Yarışması Ortaokul 5 ve 6. sınıf öğrencilerinin başvurabileceği yarışmanın başvuru tarihi ise 29 Kasım’da son bulacak. ‘’Mangala’’ Turnuvası İlkokul 2,3,4, ortaokul ve lise öğrencilerinin katılabileceği yarışma; ilkokul, ortaokul ve lise kategorisinde gerçekleştirilecek. Yarışmanın son başvuru tarihi ise 13 Aralık. ‘’Sudoku’’ Yarışması Ortaokul 5 ve 6. sınıfların katılabileceği yarışmanın başvuruları 2 Nisan 2025’e dek devam edecek. ‘’23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’’ Konulu Resim Yarışması İlkokul 2,3,4 ve ortaokul öğrencilerinin katılabileceği yarışma, ilkokul ve ortaokul olmak üzere iki kategoride gerçekleştirilecek. Başvurular 11 Nisan 2025’e dek sürecek. Ödüllü yarışmalara başvurular Küçükçekmece Belediyesi’nin sosyal medya hesapları üzerinden online olarak yapılacak. Ayrıca detaylı bilgi almak isteyenler 444 4 360 nolu telefonu arayabilir.
Net UYP açığı 357,7 milyar dolara yükseldi
19 Eylül 2024 Perşembe - 10:22 Net UYP açığı 357,7 milyar dolara yükseldi Net UYP, 2023 yıl sonunda eksi 316,2 milyar ABD doları iken 2024 Temmuz sonunda eksi 357,7 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Temmuz ayı Uluslararası Yatırım Pozisyonu Gelişmeleri’ni açıkladı. Temmuz sonu itibarıyla, Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerine göre, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, 2023 yıl sonuna göre yüzde 4,8 oranında artışla 348,8 milyar ABD doları, yükümlülükleri ise yüzde 8,9 oranında artışla 706,5 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP, 2023 yıl sonunda eksi 316,2 milyar ABD doları iken 2024 Temmuz sonunda eksi 357,7 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Varlıklar alt kalemleri incelendiğinde, rezerv varlıklar kalemi 2023 yıl sonuna göre yüzde 4,9 oranında artışla 147,8 milyar ABD doları, diğer yatırımlar kalemi yüzde 3,9 oranında artışla 129,1 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Diğer yatırımlar alt kalemlerinden bankaların Yabancı Para ve Türk Lirası cinsinden efektif ve mevduatları yüzde 6,9 oranında artışla 49,7 milyar ABD doları oldu. Yükümlülükler alt kalemleri incelendiğinde, doğrudan yatırımlar (sermaye ve diğer sermaye) piyasa değeri ile döviz kurlarındaki değişimlerin de etkisiyle 2023 yıl sonuna göre yüzde 15,3 oranında artışla 222,0 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Portföy yatırımları 2023 yıl sonuna göre yüzde 29,1 oranında artışla 123,8 milyar ABD doları oldu. Yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi stoku 2023 yıl sonuna göre yüzde 33,6 oranında artışla 39,5 milyar ABD doları olurken, yurt dışı yerleşiklerin mülkiyetindeki DİBS stoku yüzde 399,2 oranında artışla 13,2 milyar ABD doları, Hazine’nin tahvil stoku (yurt içi yerleşiklerce alınan tahvil stoku düşüldükten sonra) ise yüzde 4,1 artışla 44,3 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde, diğer yatırımlar 2023 yıl sonuna göre yüzde 0,1 oranında artarak 360,7 milyar ABD doları oldu. Yurt dışı yerleşiklerin yurt içi yerleşik bankalardaki Yabancı Para mevduatı, 2023 yıl sonuna göre yüzde 5,3 oranında azalarak 40,9 milyar ABD doları olurken, TL mevduatı yüzde 36,4 oranında artarak 23,2 milyar ABD doları oldu. Bankaların toplam kredi stoku yüzde 10,1 oranında artarak 68,8 milyar ABD doları olurken, diğer sektörlerin toplam kredi stoku yüzde 0,8 oranında azalarak 100,2 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti.