SAĞLIK - 24 Eylül 2024 Salı 10:37

Uzmanlar uyarıyor: “D ve B12 vitamininde çok bilinçsiz kullanımlar görüyoruz”

A
A
A
Uzmanlar uyarıyor: “D ve B12 vitamininde çok bilinçsiz kullanımlar görüyoruz”

Toplumda vitamin ve gıda takviyesi gibi ürünlerin bilinçsiz kullanımına karşı uyarılarda bulunan Dahiliye Uzmanı Doç. Dr. Murat Akarsu, “D ve B12 vitaminiyle ilgili çok bilinçsiz kullanımlar görüyoruz. Hastalar, öğünlerinin bir parçası olarak gördüğü takviye ürünü sürekli kullanıyor. Altta yatan bir sebep var mı diye araştırdığımız çok oluyor. Sosyal medyadan etkileniyor olabilirler, reçetesiz alınabilen ilaçları çok yoğun talep ettiklerini, hele ki bu vitamin ve takviyelerin çok yanlış kullanıldığını söylemek istiyorum. Karaciğer enzimleri çok yüksek şekilde gelebiliyorlar. Böbrek, sinirsel fonksiyonlarımızı bozabiliyor, kardiyak etkiler de oluşturabiliyor” dedi.


Toplumda sosyal medya etkisi ya da çevre tavsiyesi ile hekim önerisi dışında kullanılan çeşitli ürünlerin kişiler üzerinde olumsuz etkiler oluşturabileceğini belirten uzmanlar uyarıyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye Bölümü Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Murat Akarsu da bilinçsiz vitamin ve gıda takviyesi, çeşitli sebzelerin sıklıkla tüketilmesi gibi durumlara karşı vatandaşlara önemli tavsiyelerde bulundu. Doç. Dr. Akarsu, uzman önerisi dışında kişilerin sağlık durumu göz önüne alınmadan sürdürülen kullanımların başta karaciğer, böbrek gibi birçok organa olumsuz etkisi olduğunu söyledi.



“Karaciğer enzimleri çok yüksek şekilde gelebiliyorlar"


Hastalıkların tedavisinde doktor kontrolü olmadan, çevre tavsiyesiyle kullanılan ürünlerle tedavi çabasının yanlış olduğunu söyleyen Dahiliye Uzmanı Doç. Dr. Murat Akarsu, “Maydanoz ekstreleri, sarımsak, tarçın gibi sosyal medyada da çok konuşulan, arkadaş, komşu tavsiyesi gibi sebeplerle çok yanlış kullanımlar görüyoruz. Bir maydanozu ekstre haline getirip günde 3 öğün tükettiğinizde toksik hepatit tablosuyla hastalar hastanelere başvurabiliyor. Karaciğer enzimleri çok yüksek şekilde gelebiliyor. Bir hasta sarımsak suyuyla ya da sarımsak yutarak tansiyonunu tedavi etmeye çalışabiliyor. Bu tip durumlarda çoğu zaman bizim verdiğimiz tedaviler bir kenara itiliyor. Birçok hastaları görüyoruz sadece tarçınla diyabetini tedavi etmeye çalışıyor. Hiçbir zaman diyabeti tarçınla tedavi etmiyoruz, diyabet tedavimizi bir kenara itmiyoruz. Bir maydanoz ekstresiyle sindirim sorunlarımızı ya da vücuttaki tansiyon, kan basıncı problemlerimizi çözmeye çalışmıyoruz. Soframızda bulundurmamız gereken ürünler, bunları ekstre yapıp da ilaç yerine kullanmamalıyız. Bol bol salata tüketmeli, Akdeniz tipi diyetle beslenmeliyiz. Tutup da bunu bir doktor reçetesinin yerine sanki doktor bu ekstreleri önermiş gibi tedavi yerine kullandığımızda 2 problemle karşılaşıyoruz. Bir tedavi aksıyor, ilaçları kesmiş oluyor, ikincisi de toksik tablolarla karşımıza geliyor. Bunların en başında hepatotoksisite (karaciğerde oluşmuş hasar) gelişebiliyor ya da böbrek fonksiyonları bozulabiliyor, bazen alerjik reaksiyonlar olabiliyor. Özellikle yeşil çaylar, ishal tabloları, kronik ishal sebebi olabiliyor, bunlara dikkat etmemiz gerekiyor" dedi.



"İshal mekanizması üzerinden kilo vermek sağlıklı değil"


Türkiye’nin obezite konusunda olumsuz bir tablo çizdiğini ve zayıflama konusunda da kişilerin zaman zaman farklı tercihlere yönelebildiğini söyleyen Doç. Dr. Akarsu, sağlıklı kilo vermenin önemini vurguladı. Doç. Dr. Akarsu, "Ülkemiz, Avrupa’da en fazla obez hastanın olduğu ülkelerden biri, giderek de sayımız artıyor. Obezite için çoğunlukla bitkisel, yeşil çaylar kullanılıyor. Bu çayların önemli bir kısmı içeriğini bilmediğimiz karışımlar ve bunların çok önemli oranda toksik etkileri var. Hem bağırsak mukozası hem karaciğer üzerine çok önemli toksik etkileri var. Kişiler, 2-3 kilo vermiş oluyor, ertesi gün sıvı alımıyla zaten o kilolar yerini buluyor. Bu konuda da özellikle uyarmak istiyorum; aşırı ishal yapan, ishal mekanizması üzerinden bir kilo vermek sağlıklı değildir. Zayıflama çayları çoğunlukla ishal mekanizması üzerinden sıvı kaybıyla vücuttaki total sıvıyı azaltarak kilo verdiriyor ya da yalancı kilo verme duygusunu hissettiriyor. Toksik hepatit bu tip çaylarda da çok yüksek oranda karşımıza çıkabiliyor. Zayıflamak isteyen arkadaşlarımıza şunu söylüyorum; mutlaka bir hekim görüşü alın, hekim kontrolünde olun. Belli bir spor ve diyetisyenle sağlıklı kilo vermeyi sağlıyoruz. Burada önerim; bitkisel çayları belli öğünlerde haftanın belli günlerinde tercih olarak kullanabileceğiniz ve doğru yerden doğru şekilde tanımlanmış yan etkileri de çok doğru şekilde bilinen ürünlerin tüketilmesi şeklinde olacaktır" şeklinde konuştu.



"D ve B12 vitamini kullanımların çok bilinçsiz olduğunu görüyoruz"


Bilinçsiz vitamin kullanımına ilişkin açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Akarsu, sözlerine şöyle devam etti: "B vitamini yüksekliğini çok görüyoruz. Hastalar günün bir parçası, öğünlerinin bir parçası olarak gördüğü takviye ürünü sürekli kullanıyor ve B12 vitamini yüksek çıkıyor. Biz de altta yatan bir sebep var mı diye çalıştığımız çok oluyor. Polikliniklerde, servislerde çok başıma geldi. Vitaminlerin hipervitaminoz (Yüksek vitamin depolama durumu) durumları ciddi toksik etkiler olabiliyor, çok dikkat etmemiz gerekiyor. Klinikte de çok sık karşılaştığımız tablolara yol açabiliyor. Toplumda D ve B12 vitaminiyle ilgili kullanımların çok bilinçsiz kullanımlar olduğunu görüyoruz. Kış aylarında önerilerimiz, genellikle C vitaminini gıdalardan almak şeklinde, üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu olduğu için C vitaminini öneriyoruz ama tüm mevsimlerde yoğun vitamin takviyelerini de önermiyoruz. Belirli yaş gruplarında sınav döneminde çocuklar kullanabiliyor ama bunu da doğru bulmuyorum, mutlaka doktor kontrolünde olması gerekiyor. Aksi takdirde B hipervitaminozlarını çok görüyoruz. B12 vitamin yüksekliklerini çok sık görüyoruz. Çoğu zaman da kinlikte ileri araştırmalar yapmamız gerekiyor B12 vitamini neden yüksek, altta yatan başka bir sebep mi var diye araştırdığımız oluyor. Toplumsal olarak D vitaminlerimiz düşük, polikliniklerden edindiğim sonuç bu şekilde. Mutlaka laboratuvar tetkiklerinizi, vitamin değerlerinizi, demir düzeyinizi, B12 seviyelerinizi görüp ona göre takviye ürün almanızı tavsiye ediyorum, mümkünse doktorun reçete ettiği vitamini kullanın. Takviye üründeki B vitamini, eksikliğinizi düzeltebilir ama çinko düzeyiniz sınırdaysa yüksek gösterecektir ya da diğer B alt gruplarını yüksek gösterecektir. Vatandaşlar kendi kendini tedavi etmeye çalışan bir pozisyonda olabiliyorlar. Sosyal medyadan etkileniyor olabilirler, komşularından, çevrelerinden etkileniyorlar ve genellikle bir doktorun teşhisi olmadan bu tip kullanımların, reçetesiz alınabilen ilaçlara çok yoğun talep ettiklerini, hele ki bu vitamin ve takviyelerin çok yanlış kullanıldığını söylemek istiyorum. Böbrek, karaciğer fonksiyonlarımızı, sinirsel, aktivitelerimizi, fonksiyonlarımızı bozabiliyor, kardiyak etkiler de oluşturabiliyor” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Kars’ta yangında dumandan etkilenenler tedavi altına alındı Kars’ta 7 katlı bir otelde çıkan yangında dumandan etkilenen 9 kişi kentteki hastanelerde tedavi altına alındı. Vali Ziya Polat, geldiği hastanede yabancı uyruklu vatandaşlarla İngilizce konuşarak geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Kars’ta sabah saatlerinde çıkan yangında dumandan etkilenen 9 kişi Harakani Devlet Hastanesi ve Eğitim Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Tedavi altına alınan yaralıların genel durumları iyi olduğu öğrenildi. Vali Ziya Polat, her iki hastanede bulunan 4’ü yabancı uyruklu 9 kişiyi tek tek ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Polat, hastane başhekimlerinden yaralılarının durumları ile ilgili bilgi aldı. Hastanede İhlas Haber Ajansına (İHA) açıklamalarda bulunan Vali Ziya Polat, “Kars’ımıza geçmiş olsun. Bugün sabah saatlerinde şehrimizdeki bir otelimizde 9 vatandaşımız dumandan etkilendi. Hemşehrilerimiz ve misafirlerimizin hastanelerimize sevkleri yapılmıştır. Tedavileri de devam etmekte Allah’a şükür her hangi bir can kaybımız yok. Oteldeki yangınla ilgili soğutma çalışmaları devam ediyor. Şükürler olsun can kaybı ve çok büyük bir hasarımız yok. Elektrik kontağından çıktığını değerlendiriyoruz ama arkadaşlarımız kontrollerini yapıyorlar. Tekrar geçmiş olsun” dedi. Harakani Devlet Hastanesi’nde tedavileri devam eden yabancı uyruklu vatandaşlarla İngilizce konuşan Polat, devletin her türlü imkanlarını seferber ettiklerini belirterek geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Polat ile yabancı uyruklu vatandaşların İngilizce sohbeti dikkat çekti. Tedavileri devam eden vatandaşların belirli bir süre müşahade altında kalacakları ve tedavileri tamamlandıktan sonra taburcu edilecekleri bildirildi.
Adana Op. Dr. Gökler: "Obez kadınlarda hamile kalmak 3 kat daha zor" Obezitenin yol açtığı birçok sağlık sorununun dışında, kadınlarda hamile kalma ihtimalini de azalttığını söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cihan Gökler, "Araştırmalar, obez kadınların kısırlık riskinin obez olmayan kadınlara göre 3 kat daha fazla olduğunu ve bu kadınların hamile kalmak için daha uzun süreye ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Yapılan çalışmalar, BMI değeri arttıkça doğurganlığın azaldığını ve normal döngülere sahip obez kadınlarda bile doğurganlık oranlarının düştüğünü ortaya koyuyor" dedi. Medical Park Seyhan Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cihan Gökler, obezitenin kadın doğurganlığı üzerindeki moleküler ve endokrinolojik etkileri hakkında bilgilendirmede bulundu. Obezitenin sadece kilo fazlalığı ile değil, aynı zamanda hormon dengesizlikleri ve metabolik bozukluklarla da yakından ilişkili olduğunu belirten Op. Dr. Gökler, "Obezite, hem kadınlarda hem erkeklerde çeşitli nedenlerle infertilite yani kısırlığa sebep olmaktadır. Kadın üreme sağlığını olumsuz yönde etkileyen çeşitli endokrinolojik mekanizmalara yol açmaktadır" şeklinde konuştu. "Obezite kadınlarda yumurtlama fonksiyonunu bozuyor" Obezitenin kadınlarda insülin direnci, hiperinsülinemi ve hipotalamus-hipofiz-yumurtalık (HPO) eksenindeki bozulmalarla doğrudan ilişkili olduğunu dile getiren Op. Dr. Gökler, bu durumun, gonadotropin salgılanmasını etkileyerek yumurtlama fonksiyonunu bozduğunu ve kadınların doğurganlık şansını azalttığını vurguladı. Op. Dr. Gökler, obezite ve aşırı kilonun hormon profillerini nasıl değiştirdiğine dair şu bilgileri paylaştı: "Obez kadınlarda insülin direnci ve hiperinsülinemi, hiperandrojenemiye yol açarak yumurtlama bozukluklarına neden olabilir. Ayrıca, seks hormonu bağlayıcı globulin (SHBG), büyüme hormonu (GH) ve insülin benzeri büyüme faktörü bağlayıcı proteinlerin (IGFBP) azalması, leptin seviyelerinin artmasıyla birlikte HPO ekseninin düzensizliğine yol açar." "Tüp bebek tedavisini de olumsuz etkiliyor" Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’daki birçok ülkedeki kadınların önemli bir kısmının aşırı kilolu veya obez olduğunu belirten Op. Dr. Gökler, obezitenin doğurganlık üzerindeki etkilerinin ciddi olduğunu söyledi. Obez kadınların sıklıkla adet düzensizlikleri, endometriyal patolojiler ve kısırlık gibi sorunlarla karşılaştığına dikkat çeken Op. Dr. Gökler, "Obezite, tüp bebek tedavisi gören kadınlarda da ürümede görev alan düşük oosit kalitesi ve düşük preimplantasyon oranı gibi olumsuz sonuçlarla ilişkilidir. Araştırmalar, obez kadınların kısırlık riskinin obez olmayan kadınlara göre üç kat daha fazla olduğunu ve bu kadınların hamile kalmak için daha uzun süre ihtiyaç duyduğunu gösteriyor" dedi. Dr. Gökler, "Yapılan çalışmalar, BMI değeri arttıkça doğurganlığın azaldığını ve normal döngülere sahip obez kadınlarda bile doğurganlık oranlarının düştüğünü ortaya koyuyor" diye konuştu. "Erkeklerin sperm sayılarında azalmaya yol açıyor" Obezite ile erkek üremesi arasındaki ilişkinin de çok eski tarihlerden beri bilindiğini ifade eden Op. Dr. Gökler, şu bilgileri paylaştı: "İbn-i Sina kitabında obezitenin erkek üremesi üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsetmiştir. Obezitenin erkek vücudunda oluşturduğu sistemik inflamasyon, hipogonadizim, organlar üzerindeki yağ dokusu artışı, hiperinsülinemi, hiperleptinemi gibi nedenler sonucunda sperm kalitesinde ve sperm sayısında azalma görülmüştür. Ayrıca ereksiyon bozukluğu yine yapılan çalışmalara ortaya konulmuştur. Bunun dışında gebe kadınlar üzerinde yapılan çalışmalarda da eşi obez olan gebelerin daha uzun sürede gebe kalabildiği ve gebelik deneme sayısının daha fazla olduğu görülmüştür." "Orta düzeyde kilo kaybı bile gebe kalma şansını artırabilir" Kilo kaybının hem obez erkekler, hem de obez kadınlar için üreme sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirebileceğini gösteren klinik çalışmalar mevcut olduğunun altını çizen Op. Dr. Gökler, "Orta düzeyde kilo kaybı bile, kadınlarda iyileştirilmiş yumurtlama oranları ve daha yüksek gebe kalma şansı ile ilişkilendirilmiştir. Diyet ve egzersize odaklanan yaşam tarzı müdahalelerinin normal adet döngülerini geri getirebileceğini ve aşırı kilolu kadınlarda doğurganlığı artırabileceğini göstermektedir" şeklinde konuştu. Obeziteye cerrahi müdahale ile birlikte diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleriyle müdahale etmenin doğurganlık sonuçlarını iyileştirebileceğine dikkat çeken Op. Dr. Gökler, "Yüzde 5-10’luk bir kilo kaybının bile gebe kalma şansını artırdığı gözlenmiştir. Bu yüzden obeziteye bağlı doğurganlık sorunlarıyla karşı karşıya kalan kadınlar için kilo yönetimi hayati önem taşımaktadır" dedi. "Cerrahi sonrasında yaşam tarzı değişiklikleri de önemli" Obezite cerrahisi sonrasında erkeklerdeki cinsel fonksiyonlar ve üreme üzerine yapılan birçok çalışmada sperm sayısında artış, erektil fonksiyonlarda artış ve cinsel istekte artış olduğunun tespit edildiğini söyleyen Op. Dr. Gökler, "Obezite cerrahisi bu noktada büyük bir öneme sahiptir. Obezite cerrahisi ile birlikte sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri, kilo kaybı ve düzenli fiziksel aktivite, kadın ve erkek üreme sağlığını korumak ve iyileştirmek adına kritik bir adımdır" ifadelerine yer verdi. "Uygun tedavi planı için bir uzmana başvurulmalı" Obezitenin üreme üzerindeki etkilerinin karmaşık ve çok boyutlu olduğunu vurgulayan Op. Dr. Gökler, erken teşhis ve tedavinin önemine de dikkat çekerek şunları söyledi: "Bireylerin sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeleri, dengeli beslenmeleri ve düzenli fiziksel aktivite yapmaları gerekir. Ayrıca, obezite ile ilgili ciddi sorunlar yaşayan bireylerin uygun bir tedavi planı için bir uzmana başvurmalarının önemlidir. Obezite ve kısırlık arasında önemli bir ilişki vardır. Obeziteden kurtulmak kaliteli bir yaşam sağlamasının yanında üreme fonksiyonlarında önemli derecede iyileşme sağlamaktadır."
Kırşehir Anadolu Diriliş Derneği Başkanı Göçmen: “Ahilik Haftası etkinlikleri amacından saptı” Anadolu Diriliş Derneği Genel Başkanı Şevket Göçmen, Kırşehir’deki Ahilik Haftası etkinliklerinin amacından saptığını ve yalnızca konserlerin ilgi çektiğini üzülerek gözlemlediklerini belirtti. Anadolu Diriliş Derneği Genel Başkanı Şevket Göçmen, "İnsanımızın ve esnaflarımızın zor günler geçirdiği bu dönemde, ’ahiliğin başkenti’ Kırşehir’de düzenlenen Ahilik Haftası programlarında sadece konserlerin ilgi çektiğini görüyoruz. Oysa ki, ahiliği tam anlamıyla yaşamayan bir toplumda konserlerin ön plana çıkmasını doğru bulmuyoruz" dedi. "Daha faydalı işlere yönelmeli" Her yıl düzenlenen etkinlikler için harcanan bütçenin, ahiliğin kurucusu Ahi Evran’ın mirasına uygun projelere aktarılması gerektiğini vurgulayan Göçmen, "Elbette ki konserler de olmalı, ancak esnafın ve halkımızın ekonomik sıkıntılar yaşadığı bu süreçte, ahilik teşkilatlanmasına uygun iş kollarına destek verilmesi daha doğru bir karar olurdu. Üretim ve istihdam çalışmalarına ağırlık vererek, toplumsal gelişimin önünü açabiliriz" diye konuştu. Aileleri ciddi anlamda kırtasiye masraflarının zorladığını ifade eden Başkan Göçmen açıklamasını şöyle sürdürdü: "Masraflar, geçtiğimiz yıla oranla 4 kat arttı. Anadolu Diriliş Derneği olarak okullarda istenen yüksek kayıt ücretlerinden de şikayetçiyiz. Milli Eğitim Bakanlığının her yıl yaptığı ‘kayıt parası alınmayacak’ açıklamalarına rağmen, birçok okulda yüksek kayıt ücretlerinin talep edildiği iddia ediliyor. Bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerektiğini düşünüyoruz."
Ardahan Ardahan’da 37. Ahilik Haftası kutlandı Ahilik Haftası etkinlikleri Ardahan’da düzenlenen törenlerle kutlandı. AESOB Başkanı İskender Alihanoğlu, ’’Mesleği, ticareti ve sanatı güzel ahlak ile bütünleştiren ahilik, milli birlik ve bütünlük anlayışıyla toplumda düzeni sağlayan kültürel, sosyal ve ekonomik bir oluşumdur. Ahilikte eğitim hayat boyu devam eder’’ dedi. Ardahan Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği (AESOB) tarafından Valilik ve Ticaret İl Müdürlüğü destekleriyle 37. Ahilik Haftası Etkinlikleri Ardahan Valiliği önündeki tören alanında gerçekleştirildi. Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek, törende yaptığı konuşmada Ahilik değerlerinin mutlaka yaşatılması gerektiğini söyledi. Vali Çiçek, şunları kaydetti: ’’Ahilik kültürü nesilden nesile devreden çok önemli bir toplumsal anlayış. Doğruluk, dürüstlük, fedakârlık, cömertlik gibi milli değerlerimizi esnaflarımız çarşıda yaşatır. Bu değerlerimizi korumak ve yaşatmak için yabancı unsurların toplumumuzda kökleşmesini engelleyici tavırlar almalıyız. Toplumsal denetim mekanizmalarını çalıştırarak, toplumsal uyumu sağlamalıyız. Bu uyumu sağlamak da Ahilik gibi kültürel değerlerimize sahip çıkmakla olur’’ dedi. AESOB Başkanı İskender Alihanoğlu da Ahilik örgütlenmesinin temellerinin Ahi Evran-ı Veli tarafından 12. yüzyılda Anadolu’da atılarak günümüze kadar ulaşan en önemli kültürel hazinelerimizden biri olduğunu söyledi. Alihanoğlu, konuşmasında: ’’Temelleri 12. Yüzyılda Ahi Evran tarafından Anadolu’da atılan Ahilik teşkilatı; Türk insanının mesleğini, dayanışma ve güzel ahlak ile bütünleştiren, milli birlik ve bütünlük anlayışıyla asırlar boyu toplumda düzeni sağlayan, üreten ve tüketen ilişkisini en iyi şekilde düzenlemeyi amaç edinen kültürel, sosyal ve ekonomik değerleri esas alan kadim bir müessesedir. Esnaf ve sanatkarların piri Ahi Evran Veli’nin “Akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir” düsturuyla ticaret ahlakı, yardımlaşma ve dayanışma gibi ilkeleriyle günümüzde de esnaf ve sanatkarlarımıza yol göstermekte, ticaret erbabına kılavuzluk etmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran’ı rahmet ve minnetle yad ediyor, Türkiye ekonomisinin mihenk taşı olan esnaf ve sanatkarlarımızın Ahilik Haftasını kutluyor, bereketli kazançlar diliyorum’’ dedi. Konuşmaların ardından Vali Hayrettin Çiçek, yılın ahisi seçilen Aydın Karabağ’a plaket ve sertifika takdim ederek kaftan giydirdi. Törende Şed Kuşanma gösterisi de gerçekleştirildi.