ASAYİŞ - 23 Ocak 2025 Perşembe 09:21

Sarıyer’de ‘değnekçi’ operasyonu: 3 gözaltı

A
A
A
Sarıyer’de ‘değnekçi’ operasyonu: 3 gözaltı

Sarıyer’de ‘değnekçilik’ yaptığı belirlenen 3 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin, araç sahiplerinden para aldıkları anlar cep telefonu kamerasına yansıdı.


İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekiplerince Sarıyer Galatasaray Rams Park Stadı çevresinde korsan otoparkçılık yapan şahıslara yönelik çalışma yürütüldü. Teknik ve fiziki takip sonucu 21 Ocak’ta Kağıthane’de gerçekleştirilen operasyonda F.Ö., U.K. ve T.B. isimli şüpheliler yakalandı. Haklarında adli işlem başlatılan şüphelilerin aracını park etmek isteyen kişilerden para aldıkları anlar ise cep telefonu kamerasına yansıdı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Uludağ’da 80 yıllık oteller tehlike saçıyor Bolu Kartalkaya’da yaşanan facianın ardından gözler Bursa Uludağ’a çevrildi. 1945 yılından kalan eski otellerin Uludağ Dönüşüm Projesi çerçevesinde yıkılıp yeniden yapılmaları gerekirken, siyasi boşluktan faydalanıp 50 yıllık süre uzattıkları ortaya çıktı. Milli Parklar döneminde kaçak kat çıktıkları gerekçesiyle davaları devam eden bazı otellerinde tepeden yıkım yapmaları gerekirken restoran, kayak odası ve kafe kısımlarında oynamalar yapıp yeterli metrekare azaltımına gittik diyerek kaçak katlarda hizmet verdikleri iddia edildi. Öte yandan, tüm yetkinin Alan Başkanlığına devredildiği Uludağ’da olabilecek bir afet durumunda canlar, Milli Parklar döneminde yapılan alanda görevli Bursa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığına bağlı 3 ekip, AFAD, JAK, UMKE, 112 Sağlık Personeli ile Karayolları ekiplerine emanet. Tüm Türkiye’de bir günlük Milli yas ilan edilen ve kara sömestr olarak kayıtlara geçen 78 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan son yüzyılın belki de en büyük yangın faciasının yaşandığı Bolu Karkalkaya’daki Grand Kartal Otel, bir yandan Uludağ’daki otellerin sorgulanmasına bir yandan da tedbirlerin arttırılmasına ön ayak oldu. Uzun yıllardır yaşanan yetki karmaşası yüzünden sahip olduğu potansiyeli yeterince gün yüzüne çıkaramayan Uludağ’da 5 bin yatak kapasiteli 35 konaklama merkezi bulunuyor. Bu konaklama merkezleri her yıl 1 milyon 700 bin misafiri konuk ediyor. Bu yoğunlukla Türkiye’nin kış turizminde en büyük merkezi durumundaki Uludağ’da peki oteller ne durumda. Kartalkaya’da yaşanan felaketin ardından sorgulanan Uludağ otellerinin genelinin 80 yıllık eski yapılar olduğu ortaya çıktı. Uludağ Dönüşüm Projesi rafa kalktı, yıkılması gereken oteller 50 yıllık süre kazandı 1945’li yıllardan kalma 80 yıllık otellerin yıkılması için o günkü Orman Bakanı Veysel Eroğlu döneminde Uludağ Dönüşüm Projesi kapsamında Birinci Bölgedeki tüm otellerin yıkılıp yerine yenilerinin inşa edilmesine karar verildi. 1. Bölgede o zamanki ismiyle Aydın Otel yıkılıp yerine Trend otel yapıldı. Kabine değişikliğine bağlı bakanlıklarında değişmesiyle oluşan boşluktan faydalanan otel işletmecileri yıkım için sürenin uzatılmasını talep etti. Yıkım için tanımlanan sürenin sonuncu günü bir çok otele 50 yıllık ek süre verildi. Böylelikle 1. Bölgedeki tüm oteller süre uzatımı aldı. 2009’a kadar tüm otellerin yıkılıp yenilerinin yapılmaları gerekiyordu ancak bakan değişince proje rafa kalktı. Milli Parklar döneminde kaçak kat yaptıkları için bir çoğu mahkemelik olan 1. Bölge otellerinden hiç biri mahkeme kararı gereği tepeden yani en üst katlardan yapmaları gereken yıkımları gerçekleştirmedi. Genellikle kafeterya, restoran, kayak odası ve bar gibi alanlarında düzenlemeler yaptıran oteller gerekli metrekarelerde küçültme yaptıklarını bahane ederek otellerini dönüştürmedi. Bir süre sonrada yetki Alan Başkanlığına geçti ve Uludağ ile ilgili tüm süreç alan başkanlığına devredildi. Otellerin dönüşümü ile ilgili yapılan tasarım projeleri de askıya alındı. Ayrıca geçen yıl yayınlanan genelgeyle, 2007’den önce itfaiye raporu belgesi alan otellerin yeniden rapor almaları istendi. Uludağ’daki tüm oteller gidip bu belgeyi aldı. Bursa şehir merkezine 40 kilometre uzaklıkta bulunan birinci bölgedeki oteller Kartalkaya’daki otellerle aynı uzaklığa sahip olsa da, Uludağ tedbir açısından daha avantajlı, Uludağ’da yaz kış görev yapan bir itfaiye ekibi var, aynı zamanda özellikle turizmin yoğun olduğu dönemlerde sürekli olarak 1 UMKE sağlık ekibi ve 1 AFAD ekibi de görev yapıyor. Aynı zamanda yaz kış görev yapan JAK ekibi de mevcut. Elbette bu denli büyük bir olay göz önünde bulundurulduğunda Uludağ’daki otellerin biraraya gelerek sezonluk bir yangın müdahale ekibi kiralayabilirler. Bu sayede müdahale kapasitesi daha da genişlemiş olur. Müdahale araçları dış firmalardan kiralanabiliyor. Ayrıca sezonluk itfaiye hizmeti veren firmalar da mevcut. Uludağ Otelcileri Birliği tarafından bu kiralama kolaylıkla yapılabilir.
Ankara TİGEM 2025’te 346 bin ton üretim rekoltesi hedefliyor Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hasan Gezginç, “Geçen yıl üretimimiz 300 bin ton civarındaydı. Bir önceki dönem üretimimiz 390 bin tondu. Bu sene de 346 bin ton hedef ile ekimlerimizi tamamladık” dedi. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Türkiye’nin en batısından en doğusuna, birçok bölgede faaliyet gösteren 17 işletmesiyle, ülkenin bitkisel ve hayvansal üretimini arttırmayı hedefliyor. Üretim çeşitliliğine önem veren TİGEM, yetiştirilen ürünlerin kalitesini iyileştirmek amacıyla tohumluk, fidan, fide ve benzeri ürünlerde araştırma ve geliştirme çalışmaları yürütüyor. “1 milyon 27 bin dekar alanda ekimlerimizi tamamladık” TİGEM Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Hasan Gezginç, İHA muhabirine, kurumun 2024 yılındaki faaliyetlerine ilişkin bilgi vererek, 2025 yılı hedeflerini anlattı. TİGEM’in 3,5 milyon dekar arazi üzerinde tarım yapan bir kurum olduğuna dikkati çeken Gezginç, “Asıl görevimiz, Türk çiftçisine özellikle hububat tohumu anlamında destek vermek. Her yıl 1 milyon dekar kadar alanda hububat tohumluğu üretimi yapmak için ekim yapıyoruz. Bu sene de 1 milyon 27 bin dekar alanda ekimlerimizi tamamladık” ifadesini kullandı. “346 bin ton hedef ile ekimlerimizi tamamladık” TİGEM’in 45 çeşit hububat tohumu kullandığını aktaran Gezginç, “Bunlardan 6 tanesi makarnalık buğday. 24 tanesi ekmeklik buğday. 9 tanesi arpa. Diğerleri de hububat çeşitlerinden olmak üzere toplam 45 çeşit ile üretim yapıyoruz. Geçen yıl üretimimiz 300 bin ton civarındaydı. Bir önceki dönem üretimimiz 390 bin tondu. Bu sene de 346 bin ton hedef ile ekimlerimizi tamamladık” diye konuştu. “2024 ülkemiz için bir miktar kurak bir yıl oldu” Bitkisel üretimin dış etkenler ve doğa şartlarından etkilendiğinin altını çizen TİGEM Yönetim Kurulu Başkanı Gezginç, “2024 ülkemiz için biraz kurak bir yıl oldu. 17 işletmede faaliyet gösteren, Türkiye’nin en doğusundan en batısına, en güneyinden en kuzeyine kadar farklı coğrafyalarda üretimini devam ettiren Genel Müdürlüğümüz, Türkiye’nin tamamındaki iklim verilerinden etkilenmiş oldu. Onun için önceki yıllara göre üretimde bir miktar düşüşler yaşadık” değerlendirmesinde bulundu. “Tohum satışlarımızda yüzde 21’lik bir artış söz konusu” Bitkisel üretimde sertifikalı tohum yetiştirmeye büyük önem verdiklerini vurgulayan Gezginç, “Bugün Türkiye’de üretilen her 4 tohumdan bir tanesi hububat anlamında TİGEM çeşididir. Hububat için yüzde 21 pazar payımız var. Pazarın lideri durumundayız. 2024’te de biz bu üretimimizi gerçekleştirdik. Pazardaki liderliğimizi devam ettiriyoruz. Hatta bir önceki yıla göre tohum satışlarımızda yüzde 21’lik bir artış söz konusu” ifadelerini kullandı. “TİGEM ülkenin üretiminin sigortası” TİGEM Yönetim Kurulu Başkanı Gezginç, “TİGEM’i ülkenin üretiminin sigortası şeklinde düşünebiliriz. TİGEM’de üretimi yapılan her bir materyal bir yıl sonra çiftçilerimizin üretim yapabileceği tohum anlamına geliyor. 2024 yılı bizim tarafımızdan değerlendirildiğinde verimli, satışların da bir önceki yıla göre arttığı, bereketli ve güzel bir yıldı diyebilirim” diye konuştu. “Her yıl kendimize rekolte hedefi koyuyoruz” TİGEM’in 2025 yılındaki rekolte hedefini de paylaşan Gezginç, “Her yıl biz kendimize rekolte hedefi koyuyoruz. Tarım dış etkenlere çok açık bir konu. Bu seneki hedefimizi 346 bin ton olarak belirledik" dedi. “TİGEM ‘iyi tarım sertifikalı’ üretim yapmaktadır” Tarımda üretimin sürdürülebilir olarak devam etmesi gerektiğini kaydeden Gezginç, açıklamasını şöyle sürdürdü: “TİGEM 2019 itibariyle tüm üretim yaptığı alanlarda ‘iyi tarım sertifikalı’ üretim yapmaktadır. Bunu gururla söylemek istiyorum ki bu ülkede iyi tarım uygulaması yapılan arazilerin tamamının yüzde 57’si TİGEM’e aittir. Toprak ve suyu koruma noktasında bize düşen görevi yapıyoruz ve gayret ediyoruz. Tüm sulama sistemlerimiz basınçlı sulama sistemidir. Vahşi sulama dediğimiz sistemleri uygulamıyoruz. Damla sulama, yağmurlama sulama benzeri model sulama sistemlerini uyguluyoruz.” “Tohumlarımızın yüzde 40’ı kuraklığa toleranslı” İklim değişikliği nedeniyle ekimi yapılan tohumların farklılık gösteren sıcaklık derecelerinden etkilenmemesi için önemli çalışmalara imza attıklarını ifade eden TİGEM Yönetim Kurulu Başkanı Gezginç, “İklim değişikliği dediğimizde rejimde bozulma akla gelmeli. Sadece kuraklık ve aşırı yağış değil. Bunların tamamının içine aldığı zaman zaman aşırı yağışların zaman zaman uzun süren kuraklıkların oluştuğu bir düzenden bahsediyoruz. İklim değişikliğine hazırlık yapmak içinde bugün itibariyle üretimde bulunan tohumlarımızın yüzde 40’ı bir şekilde kuraklığa toleranslı ya da dayanıklı çeşitlerden oluşuyor” ifadelerine yer verdi. “Üretimi etkileyebilecek her türlü şarta hazırlıklı olmaya gayret ediyoruz” Türkiye’de tarımın etkilenmemesi için iklim değişikliğinin her aşamasının takip edildiğini vurgulayan Gezginç, Tarım ve Orman Bakanlığının araştırma ve geliştirme birimleriyle işbirliği yaptıklarını belirterek, “İklim değişikliğine ve üretimi etkileyebilecek her türlü şarta karşı hazırlıklı olmaya gayret ediyoruz” dedi. “Halkımızın ülkemizin kendine yeterliliği noktasında hiçbir şüphesi olmasın” Gezginç, TİGEM’in Türkiye’nin en büyük üretim alanına sahip olduğunu dile getirerek, “Ceylanpınar Tarım İşletmemiz tek parça olarak dünya üzerindeki en büyük tarım işletmesidir. Bu ülkenin gurur duyulacak bir Genel Müdürlüğüyüz. Bu ülkenin herhangi bir sebepten dolayı üretimini riske düşürebilecek bir durum oluşur ise biz her zaman bu üretimi destekleyebilecek, çiftçiye gerekli tohumu ve hammaddeyi sağlayabilecek kapasitedeyiz. Halkımızın, ülkemizin kendine yeterliliği noktasında hiçbir şüphesi olmamasını istirham ediyorum” ifadelerini kullandı.
Hatay Can sıkıntısından çekici üzerine masa ve sandalye atarak şehir turuna çıkan 4 kafadarın o anları ilgi odağı oldu Hatay’da çekici üzerine masa ve sandalye koyarak şehri gezen araç kurtarıcısı Cemil Mailoğlu ile arkadaşlarının ilginç anları sosyal medyada ilgi odağı oldu. Yaptıkları davranışla yüzleri gülümseten Mailoğlu, can sıkıntısından dolayı böyle bir davranışta bulunduklarını söyledi. Altınözü ilçesinde yaşayan Cemil Mailoğlu, yıllardan beri araç kurtarıcılığı yaparak geçimini sağlıyor. Araç kurtarıcısı olan Mailoğlu, görenlerin ilgisini çeken bir davranışta bulunarak çekici üzerine masa ve sandalye koyarak şehir turuna çıktı. Seyir halindeyken sandalyede oturarak, masa üzerinde sohbet eden Mailolu ve arkadaşlarının o anları sosyal medyada ilgi odağı oldu. Grubun can sıkıntısından yaptığı davranış izleyenleri gülümsetirken Mailoğlu, bir dahaki sefere çekici üzerinde okey oynayacaklarını söyledi. “Deprem bölgesindeki insanları güldürmek ve tebessüm olsun diye yaptık” Canlarının sıkıldığı için arkadaşlarıyla birlikte çekicinin üzerine masa ve sandalye koyarak şehir turuna çıktıklarını ifade eden Cemil Mailoğlu, “Oto kurtarıcısıyım, can sıkıntısından yaptık. Canımız sıkıldığı için arkadaşlarla böyle bir şey yaptık. Milletin tepkilerini merak ettik. İnsanlar bizi görünce gülüyorlar. Ben insanların ne dediğini umursamıyorum. Canımız sıkılınca ve iş olmayınca böyle şeyler yapıyoruz. Her zaman oturarak zaman geçmiyor. Her zaman bir kafeye gittiğimiz için bu defa değişiklik olsun diye yaptık. Bir dahaki aktivitemiz çekici üzerinde okey oynamak olacak. Deprem zamanında çoğu insanlarımız ve ailelerimizden insanları kaybettik. Deprem bölgesindeki insanları güldürmek ve tebessüm olsun diye yaptık” dedi. “Kuzenlerle oturuyorduk, gidecek bir kafe de yoktu ve birden masayı çekicinin üzerine koyalım dedik” Çekiciye masa ve sandalyeleri koyarak arkadaşları şehirde tur atan Ömer Faruk Mailoğlu, “Depremden dolayı dışarıya çıkamadık, burada da aktivite yeri yok ve canımız sıkıldığından dolayı yaptık. Kuzenlerle oturuyorduk ve gidecek bir kafe de yoktu. Birden masayı çekicinin üzerine koyalım dedik. Çekicinin üzerine koyduk ve parka doğru gittik. Parka doğru giderken insanların ilgisini ve tepkilerini çektik. Depremden dolayı buradaki insanların gülmeye ihtiyaçları var. İnsanlar bize tepkilerini gülerek veriyordu. Herkes gülüyordu. Geçen gün video çekip sosyal medyaya atmıştık ve gündem oldu. 5 yaşındaki kız bizi gösteriyordu. Bir sonraki aktivitemiz çekici üzerinde okey oynamak olacak. İyi şeyler olacak. Çekici üzerinde unutulmaz anlarımız oluyor. Herkesin tepkileri bizim üzerimizde oluyor. Olumsuz tepki verenleri de umursamıyoruz ve takmıyoruz. Keyfimiz gıcır gıcır oldu. Masa ve sandalyeler sabit değil ve o şekilde dolanıyoruz. Bu şekilde mutluyuz ve huzurluyuz” ifadelerini kullandı.