KÜLTÜR SANAT - 24 Ocak 2025 Cuma 09:28

Çanakkale’nin yeni turizm destinasyonu olacak Pegae kalesi, Bizans tarihine ışık tutacak

A
A
A

Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Karabiga beldesinde yer alan ve Priapos antik kenti olarak da yaklaşık bin yıllık bilinen Pegae Kalesi’nde arkeolojik yüzey araştırmalarının tamamlanması sonrası kalede restorasyon çalışmalarına başlanması ve alanın çevre düzenlemesi yapılarak turizme kazandırılması amaçlanıyor.

 Geçtiğimiz dönem sürdürülen Yüzey Araştırmaları Başkanı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit, çok disiplinli bir ekiple yaptıkları arkeolojik çalışmaların bilimsel anlamda oldukça verimli geçtiğini, bu çalışma sonunda elde edilen kazanımların bölge tarihini aydınlatmanın yanı sıra yöre turizmine ve Karabiga’nın kalkınmasına da yardımcı olabileceğini ifade etti.

Çanakkale’nin yeni turizm destinasyonu olacak Pegae kalesi, Bizans tarihine ışık tutacak

Çanakkale’nin kuzey kıyılarında yer alan yaklaşık bin yıllık Pegae Kalesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Karabiga Belediyesi’nin destekleriyle, Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit başkanlığındaki 8 kişilik ekip tarafından 2021’de başlanılan arkeolojik yüzey araştırmaları, geçtiğimiz yıllarda tamamlanmıştı. Modern yer altı görüntüleme teknikleri ile jeofizik çalışmalar sonucu Pegae Kalesi’ndeki yerleşime ait önemli izlere rastlanılmış ve toprak altındaki gün yüzüne çıkarılacak olan bu kalıntıların Bizans tarihine, arkeolojisine ilişkin önemli bilgiler vereceği ifade edilmişti. Pegae Kalesi’nde arkeolojik yüzey araştırmalarının tamamlanması sonrasında ise artık kalede restorasyon çalışmalarına başlanması ve alanın çevre düzenlemesi yapılarak turizme kazandırılması amaçlanıyor.

Çanakkale’nin yeni turizm destinasyonu olacak Pegae kalesi, Bizans tarihine ışık tutacak

Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit, “Çanakkale’mizin Kuzeyinde baktığınız zaman antik çağda Troas olarak adlandırılan bölgenin Kuzey kıyılarında, Güney Marmara kıyılarında bulunan Pegae Kalesi, antik çağın önemli şehirlerinden birisi olan Priapos Antik yerleşim üzerine kurulmuş önemli bir Bizans Kalesi. Aynı zamanda burada bir Latin yerleşim olduğunu da biliyoruz. Burada yakın zaman öncesinde bilimsel çalışmalarımızı ve kapsamlı bir yüzey araştırması gerçekleştirdik. Burayla ilgili baktığınız zamanda kapsamlı bir belgeleme çalışması yaptık. Özellikle de yıkılmaya yüz tutan surlar ve kalıntılar için koruma önerileri geliştirdik, harç analizleri yaptık. Yine kale içerisinde yeraltı görüntüleme çalışmaları gerçekleştirdik. Muhtemel potansiyel arkeolojik varlıkları burada tespit etmeye çalıştık. Bilim insanlarıyla ve kamuoyuyla yaklaşık olarak iki yıl kadar süren bu çalışmaların sonuçlarını biz bilimsel ortamlarda ve platformlarda zaman zaman paylaşıyoruz. Ancak burası konumu ve sahip olduğu jeopolitik önemi nedeniyle Çanakkale’mizin önemli kültür rotalarından birisi olmayı hak ediyor. Çünkü baktığınız zamanda denizi, doğası ve tarihi bir arada buluşturan önemli noktalardan bir tanesi. Biz çalışmalarımız sonunda bununla ilgili olarak özellikle Pegae Kalesi’nin restorasyonu, korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması yönünde raporlarımızı hazırlayıp, ilgililere iletmiştik. Bununla ilgili çalışmalar başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı burası ile ilgili önemli çalışmalar yürütüyor. İnanıyoruz ki yakın zamanda burası Çanakkale’nin kültür turizmine, Çanakkale’nin doğasına, tarihine katkı sunacak önemli bir turizm destinasyon merkezi de olacak. Bu sadece turizme kazandırılan bu alanların baktığınız zamanda antik kentlerin, ören yerlerinin turist çekim noktası olması değil, aynı zamanda gelen ziyaretçilere kapsamlı bir şekilde aktarılması, tarihinin, geçmişinin, doğasıyla birlikte sunulması gerekiyor. Pegae Kalesinin de buna ihtiyacı var. Bu yüzden umarım yakın zamanda ilgili kurumlar ve sivil toplum kuruluşları gerekli adımları atacaklar. Birlikte Pegae Kalesi hak ettiği yere gelecek. Çünkü gerçekten de burası Çanakkale’nin tarihi, kültür ve doğası için önemli bir nokta” dedi.

Mustafa Suiçmez-Murat Yüksel

Çanakkale’nin yeni turizm destinasyonu olacak Pegae kalesi, Bizans tarihine ışık tutacak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Simon Banza: “Burada olmaktan çok mutluyum ve sanırım bu sahaya da yansıyor” Trabzonspor’un başarılı futbolcusu Simon Banza, bordo-mavili kulübün şampiyonlukları ve hedefleri olan bir kulüp olduğunu belirterek, “Burada olmaktan çok mutluyum ve sanırım bu sahaya da yansıyor” dedi. Trabzonspor’un başarılı forveti Simon Banza, Trabzonspor Dergisi’ne açıklamalarda bulundu. İlk olarak karateye olan ilgisini anlatan Banza, “Karate sevgisi ailemden geliyor. Babam bir karate ustasıydı, siyah kuşaktı. Bu onun DNA’sında var. Bu nedenle karateyi çok severdim. O sıralarda futbol da oynuyordum. O dönemde ne düşündü tam olarak bilmiyorum ama annem birden fikir değiştirdi, futbol oynamamı istedi. Ne düşündü tam olarak bilmiyorum, çıktı ve ‘oğlumun karate değil, futbol oynamasını tercih ediyorum’ dedi, bu değişikliğe o neden oldu” dedi. "Ben bir golcüyüm ve kendinden çok şey bekleyen biriyim" Gol atamadığı zamanlarda izleyeceği iki yol olduğunu kaydeden Demokratik Kongolu oyuncu, “Ben bir golcüyüm ve dolayısıyla kendinden çok şey bekleyen birisiyim. Gol atamadığım zamanlarda aslında izleyebileceğim iki yol oluyor; ya kendi kendime işlerin iyi gitmediğini, gol atamadığımı ve yeteri kadar iyi olmadığımı söyleyeceğim. Ya da durumun o kadar da vahim olmadığını, bir sonraki maçta gol atabileceğimi söyleyeceğim. Ben daha çok yapabildiğim şeylere odaklanmaya çalışırım. Başarabileceğim pozitif şeylere odaklanırım, çünkü her maç gol atamazsınız. Bazen iki üç gol attığınız günler olur, kendiliğinden geliverir. Bazı günlerde de gelmek istemez. Öyle olduğunda kafanı kaldırıp olumlu şeylere odaklanmalısın ve bir sonraki maç daha iyisini yapmalısın. Elbette sonrasında hayal kırıklığı yaşıyorsunuz, fakat gol atmanın dışında başka şeyler de var, takıma nasıl yardım edeceğini biliyor olmak gibi. Bu oyun sadece gol atmaktan ibaret değildir. Çok çalışmalı ve asist yapmak gibi şeyleri de biliyor olmanız gerek. Dolayısıyla, sorunu yenmeye çalışıp daha çok sakın ve huzurlu oluyorum” şeklinde konuştu. “Trabzonspor beni çok etkileyen bir kulüp” Trabzonspor’un şampiyonlukları ve hedefleri olan bir kulüp olduğuna vurgu yapan Banza, “Trabzonspor beni çok etkileyen bir kulüp. Birçok Türk arkadaşım var ve sözleşme imzalamadan önce Trabzonspor’un üst düzey bir kulüp olduğunu bana söylemiştiler. Şampiyonlukları olan, hedefleri olan bir kulüp. Aslında buraya gelişim, transferim biraz özeldi. Benim için bir ilkti. Bu transfer, daha sonrasında milli takım derken kafamı meşgul eden birçok şey vardı. Yeni takım arkadaşlarıma, yeni bir dile ve yeni bir ülkeye alışmak zorundaydım. Ancak şu bir gerçek ki mutlu olduğunuzda, bir yerde iyi hissettiğinizde gerisi geliyor ve Trabzon’da da öyle oldu. Trabzon’a geldiğimde çok iyi karşılandım, hiçbir sorun yaşamadım. Burada olmaktan çok mutluyum ve sanırım bu sahaya da yansıyor. Sahada yeterli performansı sergileyebilmeniz için zihnen ve bedenen iyi olmanız gerekir. Her zaman bunu başaramayabilirsiniz. Böyle zamanlarda bazen de mucizeler gerçekleşir. Ancak esas olan şey, sahada iyi olabilmek için saha dışında da iyi olabilmektir. Burada yaşadığım şey de tam olarak bu” ifadelerini kullandı. “Gol kralı pozisyonuna takılıp kalmıyorum” Gol kralı olmak istediğini fakat oraya takılıp kalmadığını söyleyen 28 yaşındaki forvet, “Futbol, bir piyano eseri gibidir. Uzun süredir futbolun içindeyim. Genç yaşta başladım. Yakında profesyonel oluşumun 10. yılını dolduracağım. Futbol, bir piyano eseri gibidir. Mükemmeliyeti başarabilmek için yapılan tekrarlar bütünüdür. Bu şu anlama geliyor; her gün aynı şeyi tekrar edersiniz, aynı hareketleri her gün tekrar ederek gelişirsiniz. Böylece topu kaleye sokarken ya da doğru pası verirken de aynı hareketi sergilersin. Bir başka deyişle olabildiği kadar verimli olabilmektir. Trabzonspor’a biraz geç geldim, transfer döneminin sonunda ekibe katıldım. Dolayısıyla, diğerlerine kıyasla daha geç oynamaya başladım. Benim açımdan hedefim atabildiğim kadar çok gol atmak, takımıma yardımcı olmaktır. Ben kulübün daha yukarlarda olmasını ve takımı üçüncü, ikinci, birinci yapacak golleri atmayı isterim. Değerli olan goller, bu gollerdir. Bu sadece benimle alakalı değil. Yukarılara çıkmamıza yardımcı olacak olan takımdır. Bu nedenle gol kralı pozisyonuna takılıp kalmıyorum. Elbette bir forvet olarak bunu isterim. Bazen forvet oyuncuları bu hedefe takılıp kalabilirler çünkü bu bireysel bir hedeftir. Ve bu unvan bir forvet için çok özel bir unvandır. Güçlü olmalısınız ve bazen bir forvet olarak doğru kararı verebilmeniz gerekir. Elbette hedefe çok yakınsam da kendimi bundan mahrum etmek istemem” diye konuştu. "Joker, bana ilham kaynağı oluyor" Gol sevincinin film karakteri olan Joker’den geldiğini açıklayan Banza, sözlerini şöyle sürdürdü: “Joker, toplumun içinde kendini ifade etmekte zorlanan bir karakter. Aslında filmi izlediyseniz anlayacaksınız. Belli bir sıkıntıyı yansıtıyor ve bir noktada patlıyor. Ama lütfen dikkat edin, ben sıkıntılıyım demeye çalışmıyorum, ben bu karakteri gerçekten çok beğendim çünkü bugün toplumda yaşanan birçok şeyi yansıtıyor. Zorluklarla mücadele eden insanlar üzerinden tüm dünyada neler yaşandığını anlatıyor. Her yerde neler olduğunu biliyoruz. Bir yerde yemek bulamayan insanlar varken başka bir yerde daha az sıkıntısı olan, sağlıklı insanlar var. Dara düşmüş insanlar sonunda çıkıp kimsenin onları fark etmediğini söylüyorlar. Bu gerçekten zor bir dünya. Joker de bunu iletmek istiyor. Herkesin oldukça üzgün olduğunu düşünerek biraz neşe getirmeyi arzuluyor. Şunu söyleyebilirim, kötü bir karakter değil. En sonunda bu hareketler bana da ilham kaynağı oluyor.” “Muhteşem bir goldü ve herkes seviniyordu” 2018-19 sezonunda Lens-Troyes maçında attığı golü unutamadığını belirten Simon Banza, “Sakatlık dönüşünde attığım bir gol var. 2018-19 sezonunda Lens-Troyes maçında rakip sahada oynuyorduk ve Ligue 1’e yükselme maçlarıydı. Kulüp uzun zamandır Ligue 2’deydi. Dolayısıyla bu çok önemli bir maçtı ve kazanmamız gerekiyordu. Ben oyuna ikinci yarı girmiştim. Bu şekilde uzatmalara kadar gittik. Maç bitmek üzereydi. Uzatmalarda Arial Mendy biraz da yerden orta yaptı, ön direkte alçalıp topa uçarak kafa vurdum. Hareket, zamanlama, ve en önemlisi anlamı, hepsi güzeldi. Muhteşem bir goldü ve herkes seviniyordu. Ailem de ordaydı ve onlar da seviniyordu” sözlerini kaydetti. “Trabzon şehrini görmeyi seviyorum” Famalicao’dayken 17 numaralı formayı giydiğini ve 17 gol attığını kaydeden golcü oyuncu, “Geçen sene dahil Braga’dayken 23 numarayı giydim ve ligde 21 gol attım. 2 taneyi de ekleyince toplamda 23 gol ediyor. Bu nedenle özel numaralar. Belki de 30 numaralı formayı giyersem 30 gol atacağım. Futbol oynamadığımda Playstation oynarım, arkadaşlarımla sohbet ederim. Bazen dışarı çıkarım ki bunu çok severim. Yürüyüş yaparım. Doğayı ve doğanın içindeki her şeyi severim. Trabzon şehrini görmeyi seviyorum. Çıkıp ne olduğunu bile bilmediğim şeyleri satın alırım. İnsanlarla konuşur, fotoğraf çekilirim. Bunu önemli buluyorum, insanlarla sosyalliği kaybetmemek gerekiyor” dedi. Maça çıkmadan önce mental anlamda hazır olabilmek için müzik dinlediğini vurgulayan Banza, “Bu tam olarak bir ritüel değil, ancak kendimi sahaya en iyi şekilde çıkacak kondisyona getiririm. Açma germe yaparım, duş alırım ve özellikle mental olarak hazır olabilmek için müzik dinlerim. Zihnen konsantre olabilmek için sakince meditasyon yaparım. Hepsi bu, ancak özel bir ritüelim yok” açıklamasında bulundu. “Genel olarak fiziksel kapasitem iyi” Futbolcu olmasaydı başka bir spor dalında olacağını belirten deneyimli futbolcu, “Yine sporun içinde, bir başka spor dalında olurdum, çünkü çok kuvvetliyim. Genel olarak fiziksel kapasitem iyi. Atletizmle uğraşırdım sanırım. Ayrıca basketbol, voleybol ya da hentbolda da başarılı olurdum diye düşünüyorum. Karate var mesela. Bunlar sevdiğim sporlar. Vücudunuza yatırım yapmanıza ve vakit ayırmanıza bağlı. Ben pratik biriyim. Masa başı iş de ayrı bir meslek dalı, ancak ben daha hareketli olsun isterdim. Çünkü beni mutlu edecek bir şey yapardım” diye konuştu. Trabzon’un sevdiğini, doğal bir şehir olduğunu söyleyen Simon Banza, “Yemekleri çok lezzetli, burada iyi besleniyorum. Favorim künefe. Burada olmaktan gerçekten mutluyum. Dışarı çıktığım zaman insanlar tarafından çok iyi karşılanıyorum. Her zaman saygı görüyorum. Trabzon’da kendimi gerçekten iyi hissediyorum” ifadelerini kullandı. Kendisine göre tüm zamanların en iyi 11’ini sıralayan Banza’nın listesinde şu isimler yer aldı: “Casillas, Dani Alves, Puyol, Sergio Ramos, Marcelo, Zidane, Ronaldinho, Iniesta, Messi, Ronaldo, Didier Drogba”
Konya Acarkon Store’dan Classen ile büyük iş birliği ve güçlü yapılanma hamlesi Akustik paneller, parke, duvar profilleri ve dekorasyon çözümleri konusunda adından sıkça söz ettiren ve dekorasyon tutkunlarının yakından takip ettiği Acarkon Store, yeni yatırımları ve yapılanmasıyla dikkat çekmeye devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda dünya parke devi Classen’in Türkiye distribütörlüğünü üstlenerek sektörde önemli bir iş birliğine imza atan firma, sektörün deneyimli isimlerinden Levent Korkmaz’ın Türkiye Satış Direktörü olarak bünyeye katılmasıyla yapılanmasını güçlendirdi. Acarkon Store Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Acar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Orman ürünleri ve dekorasyon sektöründe yarım asrı aşan tecrübe ve deneyimlerimizi, Classen gibi bir dünya devi ile iş birliği yaparak taçlandırmanın yanında, Levent Korkmaz gibi değerli bir ismi aramıza katarak, sektörümüzdeki yapılanma ve liderlik hedeflerimizi daha güçlü bir şekilde gerçekleştireceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Levent Korkmaz’ın tecrübesi Orman ürünleri sektöründe 27 yıllık tecrübe ve deneyime sahip olan Levent Korkmaz, Krono Orijinal firmasında Türkiye Satış Müdürü olarak görev yaptı. Korkmaz, öncesinde yine sektörün öncü firmalarından Agt ve Peli’de farklı birimlerde yöneticilik yaparak dikkat çekici başarılara imza attı. Satış yönetimi, pazarlama stratejileri ve müşteri ilişkileri konusundaki uzmanlığıyla tanınan Korkmaz, özellikle Türkiye pazarında geniş bayi ağlarının oluşturulması ve etkin yönetimiyle biliniyor. Acarkon Store’un büyüme hedeflerine paralel olarak Korkmaz’ın liderliğinde firmanın Türkiye genelindeki rekabet gücünü artırması ve daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşması bekleniyor. Acarkon Store ve yeni yönetim yapılanması Yarım asırdır Konya’daki merkezi ile Türkiye orman ürünleri ve dekorasyon sektöründe yenilikçi çözümleriyle öne çıkan Acarkon Store, 2024 yılı itibarıyla genel müdürlük ofisini Ankara’da kurarak, yönetim altyapısını daha da güçlendirdi. Bu yapılanmayla hem operasyonel süreçlerini hızlandırmayı hem de genişleyen bayi ağına daha etkin hizmet sunmayı amaçlayan firma, yeni hedeflerini kararlılıkla hayata geçiriyor. Dünya parke devi Classen ile gerçekleştirilen iş birliği kapsamında Acarkon Store, Türkiye genelindeki 10 mağazasını 2025 yılı sonuna kadar 20’ye çıkararak ulusal alandaki varlığını ikiye katlamayı hedefliyor. Bu stratejik adımların ardından uluslararası pazara açılmayı planlayan firma, dekorasyon tutkunlarının bir numaralı tercihi olmayı sürdürüyor. Classen iş birliği ve güçlü yapılanma Acarkon Store’un Classen ile gerçekleştirdiği iş birliği, hem sektör hem de iş dünyasında büyük yankı uyandırdı. Classen gibi global bir markanın Türkiye’deki distribütörlüğünü üstlenmesi, Classen’in uluslararası standartlardaki Alman teknolojisi ile üretilen ürünlerini ülkemiz tüketicisine sunmanın önünü açtı. Bu stratejik hamle, Acarkon Store’un sektördeki liderlik vizyonunu güçlendiren önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Levent Korkmaz gibi deneyimli bir ismin sisteme dahil olması ise bu vizyonun hayata geçirilmesinde büyük bir katkı sağlayacak. Korkmaz’ın liderliğinde Acarkon Store’un pazardaki etkinliği artarken, Classen markasının Türkiye’deki bilinirliği ve pazar payı da önemli ölçüde genişleyecek. Sektörde yeni bir dönemin habercisi Akustik paneller, parke, duvar profilleri ve dekorasyon çözümleriyle sektörde fark yapan Acarkon Store, Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Acar’ın liderliğinde büyüme hedeflerine hızla ilerliyor. Firma, yenilikçi yaklaşımı, güçlü iş birlikleri ve başarılı yönetimiyle sektörde yeni bir dönemin kapılarını aralıyor.
Antalya Kaleiçi’nde çöpte dedektiflik dönemi Muratpaşa Belediyesi, Antalya’nın tarihi ve turistik bölgesi Kaleiçi’nin temizliği için alışılmadık bir yönteme başvurdu: Çöpte dedektiflik. Sokaklara gelişigüzel bırakılan atıklar, belediye ekipleri tarafından tek tek açılarak inceleniyor ve sorumlular tespit ediliyor. Bu yöntemle, son 7 ayda kurallara uymayan işletmelere 113 bin 239 lira ceza kesildi. Muratpaşa Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri, Kaleiçi sokaklarına bırakılan çöplerin izini sürmek için detaylı bir çalışma yapıyor. Çöp poşetlerinin içinden çıkan ıslak mendil, pet bardak ve ambalajlarda bulunan işletme isimleri, kurallara uymayan işletmelerin tespit edilmesinde kilit rol oynuyor. Çöplerin titizlikle incelenmesi sonucu failler belirlenerek haklarında idari işlem yapılıyor. 7 ayda 113 bin lira ceza Geçen yıl Ağustos ve Aralık ayları arasında, dedektif gibi yapılan bu çalışmalar sonucunda 22 işletmeye 107 bin 33 lira idari ceza kesildi. 2025 yılının Ocak ayında ise aynı yöntemle tespit edilen 2 işletmeye toplam 5 bin 906 lira ceza uygulandı. Belediye ekipleri, kurallara uyulmaması halinde yaptırımların artarak devam edeceğini belirtti. Kaleiçi’nin temizliği için 24 saat mesai Antalya’nın milattan önce 4’üncü yüzyıldan günümüze kadar gelen yaşayan tarihi Kaleiçi, her yıl milyonlarca turistin uğrak noktası. Kaleiçi’nin cazibesini ve temizliğini korumak için Muratpaşa Belediyesi ekipleri 24 saat aralıksız çalışıyor. Atıkların toplanması için 11 noktada 39 konteyner bulunan bölgede, belediyenin farklı ekipleri gün boyunca çeşitli saat dilimlerinde görev yapıyor. Ayrıca, ambalaj ve moloz atıkları için özel bir rota izleniyor ve işletmelere ayrı hizmet sunuluyor. Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın öncülüğünde yürütülen çalışmalar, Kaleiçi’nin tarihi kimliğini ve temizliğini koruma amacını taşıyor.