SAĞLIK - 18 Ocak 2025 Cumartesi 09:37

İnfluenza A, gıda zehirlenmesiyle karıştırılıyor: “48 saat içinde doktora gidin”

A
A
A

Son dönemde oldukça yaygın olan İnfluenza A virüsü hakkında bilinmesi gerekenleri anlatan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Yaşanan belirtiler yüzünden genellikle gıda zehirlenmesi ile de karıştırılabiliyor. Ancak risk grubundaki kişiler bu virüse yakalandığında sonu ölüme kadar gidebiliyor. Bu yüzden kendilerinde grip bulguları fark edenler 48 saat içinde hastaneye başvurmalıdır” uyarısında bulundu.

Sonbahar, kış grip vakalarının arttığı mevsimler. İnfluenza A yani domuz gribi de şu anda en sık gördüğümüz virüs enfeksiyonudur. Konuyla ilgili konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim dalı Başkanı Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Acil servislere ve polikliniklere son günlerde yüksek ateş, yaygın vücut ağrısı, şiddetli öksürük, baş ağrısı, boğaz ağrısı, bulantı, kusma, ishal şikâyetleriyle gelen hasta sayısında ciddi bir artış var. Bunun için test yaptığımızda en çok influenza A, H1N1 alt grubunun daha fazla olduğunu görüyoruz” açıklaması yaptı.

“Mutlaka aşı olunmalı”

İnfluenza A’ya bağlı ölümler olabildiğini belirten Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Özellikle risk gruplarında bu daha fazla oluyor. 65 yaş üstü, kronik hastalık, kalp yetmezliği, şeker hastalığı, kronik akciğer hastalığı, böbrek yetmezliği tanıları olan hastalar, hamileler, 5 yaş altı çocuklar, kanser tedavisi gören hastalar risk grubundadır. O yüzden risk grubundaki kişiler, Eylül- Ekim aylarında aşı olmalılar. Ama hastalık olduysa ve kendilerinde grip bulguları fark ettilerse mutlaka 48 saat içinde, erken dönemde hastaneye başvurmalılar. Erken tedavi edelim ki olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalınmasın. Çünkü mevsimsel grip maalesef zatürre, bronşitle komplike olup ölümlere neden olabiliyor” dedi.

“İzole olmak önemli”

Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Pandemide herkes maske kullanıyordu. İzolasyon yöntemleri çok ciddi şekilde uygulanıyordu. Dolayısıyla grip vakalarını çok görmüyorduk. Kovid daha ön plandaydı. Ancak Kovid için aldığımız tedbirler, influenzanın da yayılmasına engel oluyordu. İnfluenzadan korunmak için kapalı ortamlar havalandırılmalıdır. Özellikle semptomları olan kişiler maske takarak izole olmalıdır. Eller sıkça yıkanmalı, hapşırma ve öksürme durumunda ağızlarını peçete ile kapatmaları, o peçeteyi atıp sonra ellerini yıkamaları gerekir. Böylece kişiden kişiye geçmesi önlenecektir” şeklinde konuştu.

“Aşılar mutasyonlar öngörülerek hazırlanıyor”

“İnfluenza grip virüsü aslında her yıl mutasyona uğruyor” diyen Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “İnfluenza A ve B’de bu mutasyonları görüyoruz. Aşılar da bunlar ön görülerek ona göre hazırlanıyor. Dolayısıyla örneğin zatürre aşısında her yıl olmak gibi bir şey yok ama grip aşılarının her yıl Eylül ve Ekim aylarında uygulanması gerekiyor. Bu aşılar mutasyonlar öngörülerek hazırlanıyorlar” dedi.

İnfluenza A, gıda zehirlenmesiyle karıştırılıyor: “48 saat içinde doktora gidin”

“İnfluenza A, sindirim sistem şikâyetlerine de neden olabiliyor”

Gribin çok farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü yüksek ateşle seyrediyor. Yaygın vücut ağrısı, baş ağrısı, şiddetli öksürük yapıyor. Soğuk algınlığı ise rinovirüs gibi virüslere bağlı ve daha hafif semptomlarla burun akıntısı, nezle, hafif boğaz ağrısı gibi şikâyetlerle geçiyor. Daha hafif seyirli. Kovid- 19 ile influenzanın birbirinden farkı ise Kovid19’da biraz daha fazla tat ve koku kaybını görüyoruz. Yine bu dönemde İnfluenza A, sindirim sistem şikâyetlerine de neden olabiliyor. Dolayısıyla bulantı, kusma, ishal yapabiliyor. Bu da gıda zehirlenmeyle karışabiliyor. Ama gıda zehirlenmelerinde gripteki yüksek ateş, yaygın vücut ağrısı gibi diğer bulguları da görmediğimiz için onu da rahatlıkla ayırt edebiliyoruz. PCR dediğimiz virüsün izolasyon testi ve hızlı antijen testleri bu hastalıkları birbirinden ayırt etmede kolaylık sağlıyor.”

“Antibiyotik kullanmamamız gerekiyor”

Tedavisinden de bahseden Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, “Gribal enfeksiyonlar viral enfeksiyonlardır. Dolayısıyla antibiyotik kullanmamamız gerekiyor. Çünkü gereksiz yere antibiyotik kullanımı, mikroorganizmaların antibiyotiklere karşı direnç oluşturmalarına neden oluyor. Bir de antibiyotiklerin gereksiz yan etkilerine maruz kalınıyor. İnfluenza A’da asıl antiviral ilaçları kullanıyoruz. Oseltamivir grubu ilaçları beş gün süreyle hastalarımıza verdiğimizde çok daha hızlı bir şekilde düzelmelerini sağlıyoruz. Özellikle ilk 48 saat içerisinde bu tedaviye başladığımızda virüsün vücuttaki yayılımını engellemiş ve şikâyetlerinin süresini azaltmış oluyoruz” dedi.

“Tatil bitince çocuklarınıza dikkat edin”

Okulların tatile girmesiyle influenza grip vakalarının azalacağına da değinen Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı son olarak şunları söyledi:

“Çünkü çocukların birbirleriyle yakın temasları azalacaktır. Dolayısıyla yayılım zincirini de kırmış olacağız. Ama tekrar okulların açılmasıyla yeniden bir artış olacaktır. Dolayısıyla çocuklara el yıkama alışkanlığını kazandırmak, hasta çocukların okula gönderilmemesi ve şikâyetleri düzelene kadar da evde izole olarak kalmaları salgının kontrol altına alınmasında kolaylık sağlayacaktır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Erciyes’te sömestir yoğunluğu Okulların yarı yıl tatiline girmesiyle vatandaşlar hafta sonunu da fırsat bilerek soluğu Erciyes’deki pistlerde aldı. 2024 - 2025 eğitim öğretim yılının ilk yarısı dün itibariyle sona ererken, Türkiye’nin en önemli kayak merkezlerinden olan Erciyes Kayak Merkezi de tatilin yoğunluğunu yaşıyor. Hafta sonunu fırsat bilen vatandaşlar; 112 kilometrelik pist uzunluğuyla Türkiye’nin en büyük kayak pistine sahip Erciyes’e akın ederken karın tadını doyasıya yaşıyor. Erciyes’e gelen yerli ve yabancı turistler sayesinde otellerde doluluk oranı yüzde 90’a yaklaşırken Antalya’dan tatil için Kayseri’ye gelen Varol Şakar, "Antalya’dan geldim, Antalya’da da kayak merkezimiz var. Dağ ile deniz seviyesi yaklaşık 50 kilometre ama Erciyesimiz bambaşka. Maşallah gelin gibi süslenmiş, bembeyaz tacını da giymiş. Koca heybetiyle herkesi davet ediyor. Memleketimizin güzelliği, yurdumuzun bereketi bunlar. Deniz Antalya’da olduğu sürece insanlar gelip, gidecek; Erciyes’in karı burada olduğu sürece de buraya insanlar gelip gidecek. Ne güzel bir coğrafyadayız. Erciyes çok güzel, pistler geniş. Hem acemiler hem profesyoneller için iyi bir organizasyonla karşılaştık" dedi. Kayak Eğitmeni Veysel Değirmenci de gördükleri ilgiden çok memnun olduklarını kaydederek, "Son 14 yılın en erken sezonu oldu. Kayak pistlerinde de kaliteli kar oldu. Bütün pistler açık ve hizmet veriyor. Kayağa gelen kişi sayısında çok fazla artış var. Kayseri’de çok sayıda kayak öğrenmek isteyen var. Sömestirde Erciyes’te bütün oteller dolu. Çok memnunuz" ifadelerini kullandı.
Sivas Dipsiz göl ve şelalesi tabiat parkı ilan edildi Sivas’ın ender güzelliklerinden olan Dipsiz göl ve şelalesi, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından tabiat parkı ilan edildi. Sivas’ın Doğanşar ilçesi sınırları içerisinde yer alan Dipsiz Göl Şelalesi, her mevsim doğanın farklı bir yüzünü sergileyerek ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. Doğal güzellikleri ve huzur veren atmosferiyle bölgenin incisi olan bu şelale, ziyaretçilerine adeta masalsı bir manzara sunuyor. Rengarenk çiçeklerle bezeli doğası, kuş cıvıltılarıyla birleşerek adeta bir görsel ve şölen yaşatan bu göl ve şelale 2020 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünce hazırlanan ve tescillenen alanlara ait koordinat ve parsel bilgilerinin yer aldığı ilanlara göre Dipsiz Göl, Şelale ve Mağarası doğal sit alanı "Nitelikli doğal koruma alanı" olarak tescillenmesinin arından Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından, tabiat parkı ilan edildi. “Doğa turizmi için büyük potansiyelle öne çıkıyor” Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Kadir Çokçetin sosyal medyasından yaptığı açıklamada, Sivas’ın Doğanşar ilçesinde yer alan Dipsizgöl Şelalesi, "Tabiat Parkı" olarak ilan edildi. 41,31 hektarlık alan; zengin orman ekosistemi, eşsiz peyzaj değerleri ve dikkat çeken jeolojik yapısıyla doğa tutkunlarını bekliyor. Bölge, doğa turizmi için sunduğu büyük potansiyelle de öne çıkıyor. Geçmişte birçok medeniyete ev sahipliği yapan, doğal ve tarihi zenginlikleriyle öne çıkan Doğanşar ilçemize hayırlı olsun” ifadelerine yer verdi.