GÜNDEM
Erzincan’da uzmanından tavsiye: Buzlanan camı zarar vermeden nasıl çözeriz! 18 Kasım 2024 Pazartesi - 00:23:03 Uzmanından, buz tutan araç camlarındaki buzu cama zarar vermeden çözmek için tuzlu su tavsiyesi. Erzincan’da havaların soğumasıyla birlikte araç sahiplerinin buzlu camlarla mücadelesi başladı. Kimi araç sahipleri buzlu camı çözmek için erken uyanıp aracını ısıtmak zorunda kalırken, kimileri de camdaki buzu kazıyıcı veya kredi kartı gibi malzemelerle temizlemeye çalışıyor. Hal böyle olunca buzlu camı hızlı çözmek isteyen sürücüler cam kazıyıcılarını aşırı bastırdıkları için camlarını çizebiliyor. Oto tamircisi Kenan Gürler, buzlu camları çözmek için en etkili yöntemleri paylaştı. Gürler, buz kazıyıcıların camlarda çizik oluşturabileceğini belirterek, daha güvenli bir yöntem olarak tuzlu su ya da alkollü yüksek antifrizli cam sularını kullanmayı tavsiye etti. “Buzlu camı çözmede en güzel etken, alkollü yüksek antifrizli cam suyu ya da tuzlu su” Oto tamirci Kenan Gürler, buzlu camı çözmede en etkili yöntemin alkollü yüksek antifrizli cam suları yada tuzlu su olduğunu ifade ederek, “Kış öncesi yoğunluk başladı. Buzlu camı çözmede en güzel etken alkollü su ya da tuzlu su. Ben kendi aracımda sprey kullanıyorum, tuzlu su yaptım. Çok kolay ve rahat bir şekilde buzu açıyor. Buz kazıcı ister istemez çok sert basıldığında camı çiziyor. Buna karşı kullanılacak en güzel etken sprey kullanmak. Bazı marketlerde satılıyor. Özel açıcılar var. Bu tür malzemeleri kullanabilirler. Bir arkadaşımız sıcak suyla alakalı bir sorun yaşadı. Camda çatlama oldu. Şahsen tavsiye etmiyorum. Yapan çok insan var ama ne kadar sağlıklı bilmiyorum. Ama dediğim gibi sprey yada tuzlu su en iyisi” dedi. Sönmez, buzlu cama tuz dökmenin sileceklere zarar verebileceğini söyleyerek, “Erzincan’da akşamları eksiyi görüyor gündüzleri de soğuk. Artık bu saatten sonra antifrizli cam suyu kullanmak lazım. Piyasada cam suyu çok ama bunun için önemli olan içindeki alkol oranı ve kaliteli cam suyu kullanmamız lazım. Alkol oranı yüksek olmazsa bir faydası olmaz. Ben sprey kutusuna tuzlu su doldurdum. Tuz oranı yüksek olacak, camdaki buzu çözmesi için. Buzlu cama direk tuz dökerlerse faydası olur ama bu sefer sileceğe zarar verebilir. Buda silecekte aşınmaya neden olur. En etkilisi tuzlu su” diye konuştu.
18 Kasım 2024 Pazartesi - 00:21 Büyük hasarlardan kaçınmak için araçların kışlık bakımı şart Erzincan’da hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte sürücüler, araçlarının kışlık bakımlarını yaptırmak ve maddi zararları en aza indirmek maksadıyla sanayinin ve servislerin yolunu tutuyor. Araç sürücülerinin kış bakımlarını muhakkak yaptırmaları gerektiğini ifade eden sanayi esnafı, büyük hasarlarla karşılaşmamak için araçlarının kışlık bakımlarını yaptırmaları konusunda vatandaşları uyarıyor. Havaların soğumaya başladığı şu günlerde sürücülerin araç bakımlarını ihmal etmemeleri konusunda uyarılarda bulunan uzmanlar, araçlardaki sıvı kontrolleri ve periyodik bakımlarının kış şartlarında araçların verimli kullanılabilmesi için şart olduğunu ifade ediyor. Kış aylarına az zaman kalmasıyla birlikte sürücülerin araç bakımlarını ihmal etmemeleri konusunda uyarılarda bulunan uzmanlar, araçlardaki sıvı kontrolleri ve periyodik bakımlarının önemine dikkat çekiyor. Kış şartlarında araçların verimli kullanılabilmesi için kışlık bakım masrafından kaçınmaması gerektiğini anlatan oto bakım ustası Serkan Arslan, “Kış aylarının gelmesiyle birlikte işlerimiz oldukça yoğun. Öncelikle antifrizlere kesinlikle bakılması gerekiyor. Antifriz bakımları olmazsa olmazımız kışın bakımlara girildiği zaman yağ filtresi, hava filtresi, polen filtresi olarak genel bakımları yapılır. Bu yaz kış dönüm noktasında çatlama yapan boruların falan hepsinin kontrolü yapılır. Bunların da değişmesi gerekenler değişir, sürücülerimiz sağlık bir şekilde kışı geçirmeleri için yapılması gereken tüm bakımlar yapılır” dedi. "Antifriz bakımının kesinlikle yapılması gerekiyor" Vatandaşların her zaman son noktayı beklediklerini söyleyen Arslan, “Bu aylarda havalar soğur o zaman bakıma geliriz. Kış gelince ilk olarak aracına müşterilerimiz bakımını yaptırmaları gerekiyor. Özellikle antifriz bakımının kesinlikle yapılması gerekiyor ve kışlık lastiklerin kesinlikle taktırmaları gerekiyor. Bunların hepsi bir etkendir. Yani kışın sağlıklı bir yolculuk yapmak istiyorlarsa öncelikle araçların antifriz bakımları, yağ, filtre ve periyodik bakımların düzenli bir şekilde yapılması gerekiyor. Normalde bunların 9’uncu ayda yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Servise gelen her aracın kesinlikle ilk olarak antifriz değerlerini ölçtüklerini anlatan usta Arslan, “Antifriz araca eklediğimiz zaman kesinlikle derecesini iyi ayarlamamız gerekiyor. Piyasada satılan 30 ve 35 derece antifrizler var. Biz kesinlikle bunları tavsiye etmiyoruz eksi 75 derecelik antifrizler kullanmamız gerekiyor kışlık bakımlarda. Çünkü arabalarda su esme gibi olaylar oluyor, üzerine vatandaşlar su eklediği zaman su derecesini kış derecesini yakalaması gerekiyor bunun için antifriz derecesinin biraz yüksek dereceli olmasını tavsiye ediyoruz. Cam sularına ise antifriz suları koymalarında fayda olacaktır. Çünkü kış aylarında her hangi bir donma olayında haznede patlama olabilir. Bu bakımlar yapıldıktan sonra, yağ bakımı, hava ve yağ filtreleri lastik basınçları ve kış lastiklerini taktırmalarını öneriyoruz” şeklinde konuştu. Son olarak sürücülere bir uyarıda daha bulunan Arslan, “Su eksilten arabanın kesinlikle bu sorunun neden yaşandığının araştırılması gerekiyor. Çünkü bugün senin kaçağın küçüktür bir bardak veya yarım litre su eksiltmiş olabilir ama kış zamanında bu kaçak artabilir bir anda su biterse de motor gibi büyük bir masraf çıkartabilir. Araçlardaki yağ ve su eksiltmesi gibi en ufak sorunlarda uzmanlara danışması gerekiyor. Bazı vatandaşlar, internet ve sosyal medyada araştırmaya çalışıyor ama oradaki bilgiler sağlıklı değil. Bizim kadar bilgilerini kimse internet üzerinde paylaşmaz. Bir uzmana geldiklerinde kaçakların nereden geldiğini neden sebep olduğunu zamanla oluşan zararları gereken en makul şekilde doğru yere doğru şekilde hizmet verebiliyoruz” diye anlattı.
18 Kasım 2024 Pazartesi - 00:21 Erzincan’da arıların "tatlı uykusu" başladı Soğuk havanın kendini iyice hissettirdiği Erzincan’da, bal arıları kış uykusuna yatırılıyor. Erzincan’da ilkbaharda yaylalara çıkarılan arı kovanları havanın soğumasıyla birlikte köylere taşındı. Hava sıcaklığının düşmesiyle arıcılar, kovanları daralttıktan sonra çuval, bez gibi koruyucu eşyalarla muhafaza ederek, arıları dondurucu soğuktan koruyor. Arıcılar, bu yöntemle arıların hem telef olmasının önüne geçiyor hem de bir sonraki sezona daha sağlıklı girmelerini sağlıyor. Erzincan’ın Kalecik köyünde arı kovanlarına kışlatma çalışması yapan Cemal Gümüş, kar yağıp ve iyice soğuklar başlayınca arıcılık faaliyetlerinin tamamen sona ereceğini ifade ederek arılarında kış uykusuna yatmaya başladığını söyledi. Gümüş, arı kovanlarına kışlatma çalışmasıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Arılar, kovan içi sıcaklığı 14 dereceye düştüğü zaman bir araya toplanarak kış salkımı oluştururlar. Salkımın merkezindeki sıcaklık 33 derece, dış yüzeyinde ise 6-8 derece olabilmektedir. Arılar bal yiyerek gerekli olan ısıyı üretirler ve ısı arttıkça salkımı genişletirler. Kışın herhangi bir sarsıntı ile kış salkımından düşen arılar tekrar salkıma çıkamaz ve ölürler. Kış salkımının bozulmaması için koloniler kış süresince ve soğuk dönemlerde kesinlikle rahatsız edilmemelidir. Mevsim şartlarından etkilenmemeleri için kovanlar yan yana getirilerek üstleri örtülebilir. Fakat bu örtü kesinlikle kovanın havalanmasını engelleyecek şekilde olmamalıdır. Arılar giriş deliklerini kendileri daraltırlar. Ama bu yapılmamışsa bir çıta parçasıyla giriş deliğini daraltmak gerekir. Kovan giriş deliğinin yönü sert ve soğuk esen rüzgarların aksi istikamette olmalıdır. Buna dikkat edilmezse arı kovan içindeki gerekli ısıyı sağlayamaz. Kovanların yerden 40-50 cm yükseklikte sehpalar üzerine konması en doğru harekettir. Eğer kovanlar doğrudan toprak üzerindeyse, kış mevsimine girmeden önce bunların yer ile temasını kesmek gerekir. Kovanın üzerine kar yağması herhangi bir probleme yol açmaz. Bilakis kovan soğuğa karşı daha iyi korunur. Ama özellikle çok kar yağdığı günlerde kovan giriş deliklerinin kontrol edilerek açılması gerekir. Kışın dışarıda kar olup havanın da güneşli olduğu günlerde arı girişine havalandırmayı kesmeyecek şekilde bir tahta parçası koyarak, güneş ışıklarının kovan içine girmesi engellenmelidir. Çünkü böyle havalarda güneş ışıklarını gören arılar kovan dışına çıkmaya teşebbüs ederler. Eğer kışın arılarda gıda azlığı problemi çıkarsa güneşli bir günde şerbet yerine arı kekiyle beslemek gerekir. İlkbahar için yapılması gereken işler varsa onlar ile ilgilenin ve arılarla ilgilenmek için bahar günlerini bekleyin. Arılar kış salkımında olup, salkımda düşen arı bir daha salkıma çıkamaz ve o arı ölür. Bunu bir kaç defa yaparsanız arı mevcudu azalır hatta arıların sönmesine kadar sebep olabilirsiniz.”
17 Kasım 2024 Pazar - 23:20 İstanbul Valisi Gül uyardı: Havai fişek atanlara 232 bin 264 TL ceza İstanbul Valisi Davut Gül, havai fişek atmak için izin alınması gerektiğini belirterek, "Havai fişek atma belgesi olan kişilere uygun alanlar için izin veriliyor. Sadece 20.00-22.00 saatleri arasında havai fişek atılmasına izin verilebiliyor. Kurallara uymayanlara 232 bin 264 TL cezai işlem uygulanmaktadır” dedi. İstanbul Valisi Davut Gül, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada havai fişek talimatını hatırlatarak, uyarılarda bulundu. Havai fişek kullanımının izne tabi olduğunu, kurallara uymayanlara 232 bin 264 TL cezai işlem uygulandığını belirten Vali Gül, “Bilindiği gibi ülkemizde resmi ve milli bayramlar ile çeşitli açılışlarda, özel günlerde ve kutlamalarda, nişan, düğün, uğurlama gibi organizasyonlarda havai fişek diye tabir edilen piroteknik maddeler yaygın olarak kullanılmaktadır. 29 Eylül 1987 tarih ve 19589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 87/12028 karar sayılı ’Tekel Dışı Bırakılan Patlayıcı Maddelerle Av Malzemesi ve Benzerlerinin Üretimi, İthali, Taşınması, Saklanması, Depolanması, Satışı, Kullanılması, Yok Edilmesi, Denetlenmesi Usul ve Esaslarına İlişkin Tüzük’ün 2. maddesinde de çeşitleri sayılan piroteknik maddelerin izinsiz, zamansız veya uygunsuz yerlerde kullanımı ile çevresel gürültü seviyesi sınır değerleri aşılmakta, bu durum vatandaşlarımızda korku, heyecan ve panik yaşanmasının yanı sıra yayılan zehirli gazlar nedeniyle insan, çevre ve canlı sağlığını da tehdit etmektedir. Patlama sonucu oluşan partiküllerin kuşlara isabet etmesi doğal yaşamı da olumsuz etkilemektedir. Ayrıca havai fişeklerin isabet ettiği yerde yangın çıkma ihtimali halkın can ve mal güvenliği açısından da tehlike arz etmektedir” ifadelerini kullandı. “Havai fişek kullanımı için belirlenen faaliyet saati 20.00-22.00 olarak belirlenmiştir” Gül, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: “30.11.2022 tarihli ve 32029 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliği’nin 14. maddesinde ’Havai fişek kullanımı için zaman ve mekan bildirilerek, mahallin mülki amirliğinden izin alınması zorunludur’ hükmüne göre ve aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan yerleşim alanlarında açık havada gerçekleştirilen faaliyetlerin izin verilen zaman dilimi tablosunda havai fişek kullanımı için belirlenen faaliyet saati 20.00-22.00 olarak belirlenmiştir. 11.07.2002 tarih ve 24812 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ’Patlayıcı Madde Ateşleyici Yeterlilik Belgesi Verilmesi Esas ve Usullerinin Belirlenmesi Hakkındaki Yönetmelik’ hükümleri uyarınca ’A Sınıfı Patlayıcı Madde Ateşleyici Yeterlilik Belgesi’ bulunmayan şahıslara şenlik ve işaret fişeklerinin satılması ve şenlik ve işaret fişeklerinin önceden müracaatla valilik veya kaymakamlıktan izin alınmadan kullanılması yasaklanmıştır. Bu itibarla 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. maddesi A ve C fıkrası ve 66. maddesi gereği vatandaşlarımızın güvenliği, huzuru ve esenliğini sağlamak, telafisi mümkün olmayan zararları önlemek amacıyla meri mevzuat hükümleri çerçevesinde konunun hassasiyetle bizzat kaymakamlarımız ve sıralı/sorumlu amirlerce takip edilmesi ve uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi hususunda bilgilerini ve gereğini önemle rica ederim.”
‘Tilki acıktığında bir çocuk gibi bizim yolumuzu gözlüyor’ diyen adam 6 aydır yayla komşusu olan tilkiyi besliyor
14 Kasım 2024 Perşembe - 09:05 ‘Tilki acıktığında bir çocuk gibi bizim yolumuzu gözlüyor’ diyen adam 6 aydır yayla komşusu olan tilkiyi besliyor Hatay’da yaylada yiyecek bulmakta güçlük çeken tilkiyi beslemeye başlayan Cemal Çevik, 6 aydır tilkiyi beslemeye devam ediyor. Şefkati ve merhametiyle yürekleri ısıtan Çevik, “Tilkiler acıktıklarında bir çocuk gibi bizim yolumuzu gözlüyor” diyerek hayvanın kendisine olan ilgisini dile getirdi. İskenderun ilçesi Sarıseki Mahallesine bağlı Haymaçınar mevkiinde yayla evi bulunan Cemal Çevik, doğada yaşayan tilkiyi beslemeye başladı. Bölgenin ıssız olması ve çok fazla yerleşim yeri olmaması dolasıyla tilkiyle arasındaki bağ gelişen Çevik, yaz mevsiminde akşamları düzenli olarak tilkiyi besledi. Havaların soğumasıyla birlikte yayla evini pek kullanmamaya başlayan Çevik, doğadaki tilkiyi unutmadı ve hafta sonları gölgeye gittiğinde hayvana da yem vermeye devam etti. Yaklaşık 6 aydır tilkiyi besleyen ve ‘Tilkiler acıktıklarında bir çocuk gibi bizim yolumuzu gözlüyor’ diyen Çevik, merhametiyle yürekleri ısıttı. Zaman zaman hayvanları beslediği anları kayıt altına alan Çevik, yaptığıyla takdir topluyor. “Beslediğimiz tilki bizim yayla komşumuz” 6 aydır her tilkiyi beslediğini ifade eden 47 yaşındaki Cemal Çevik, “Beslediğimiz tilki bizim yayla komşumuz. Tilkinin yuvasını benim oğlum buldu, biz de her gün akşamları yemek götürüyorduk tilkiye, sürekli et ve tavuk gibi yiyecekler götürünce hayvanlar bize alıştılar. En son pikniğe gittiğimizde eve dönerken biraz kemik götürdük onlara ve baktık halen orada bizi bekliyordu. Sevimli hayvanlar çok seviyorum. Tilki acıktığında bir çocuk gibi bizim yolumuzu gözlüyorlar. Biz de onlara her hafta gittiğimizde kendi imkanlarımızla ne varsa götürüyoruz, onları beslemeye çalışıyoruz. Yaklaşık altı aydan beri bu tilkiyi besliyorum. Yaylada olduğumuzda günlük besliyorduk onları, şu anda yayladaki evimizden merkeze geldiğimiz için hafta sonları gidiyoruz. Bu hafta sonu tekrar gideceğim bu defada et ve kemik götüreceğim. Bir aile gibi olduk onlarla biz, onlar doğasından mutlular biz de onlara hayat şartlarına göre yardımcı oluyoruz. Allah’ın bir lütfu diyelim” ifadelerini kullandı.
Mari’nin bal kabakları depremzede kadınlara umut oldu
14 Kasım 2024 Perşembe - 09:00 Mari’nin bal kabakları depremzede kadınlara umut oldu Hatay’ın tescilli lezzeti beyaz bal kabağıyla 31 yıldır tatlı yaparak para kazanan Mari Saatçi, 21 metre prefabrik iş yerinde yeniden lezzeti damakta tat bırakan tatlılarını yapmaya başladı. Depremde evi ve iş yeri yıkılan Saatçi, beraber çalıştığı afetzede 2 kadına da yeniden umut oldu. Gastronomi şehri Hatay’ın tescilli lezzeti olan beyaz bal kabağı, kendine özel pişirimi ve tarifiyle lezzetiyle damak çatlatıyor. Antakya ilçesinde yaşayan ve 31 yıldır bal kabağı tatlısı yaparak para kazanan 66 yaşındaki Mari Saatçi’nin iş yeri ve evi depremde yıkıldı. Bölge halkı tarafından ‘Mari teyze’ olarak bilinen Saatçi, asrın felaketinin ardından pes etmeyerek ilerleyen yaşına rağmen yaptığı bal kabağı tatlısını müşterileriyle yeniden buluşturdu. Hatay Valiliği tarafından Defne ilçesi Atatürk Alışveriş Merkezi prefabrik çarşısındaki 21 metrekare iş yerinde yeniden hayata tutunan Saatçi, 2 afetzede kadına da yeniden iş vermeye başladı. Azmi ve başarısıyla takdir toplayan namı değer Mari teyze, kendisiyle beraber 2 kadına da umut oldu. “2 ay kadar sonra evimize ve iş yerimize gittiğimizde hırsızlar her şeyimizi çalmıştı” Depremin ardından evinin ve iş yerinin hırsızlar tarafından talan edildiğini belirten Mari Saatçi, “1958 doğumluyum, 31 yıldır bu işi yapıyorum. Eski Antakya’da iş yerim vardı ve basit usulle bu işi yıllarca yaptım. Yanımda 4 - 5 kadına iş vermiştim. Yani herkes benle birlikte bir şeyler yapıp para kazanıyordu. Deprem oldu ve iş yerime uzun süre gidemedim. 2 ay kadar sonra evimize ve iş yerimize gittiğimizde hırsızlar her şeyimizi çalmıştı. Emekli maaşım var ve uzun süre 3 kişi geçindik bu parayla” dedi. “31 yıldır bal kabağı tatlısı pişirerek, para kazanıyorum” Depremin ardından kendisine tahsis edilen prefabrik iş yerinde yeniden meşhur tatlılarını yapmaya başladığını ve 21 metrekarelik iş yerinin 3 kişiye ekmek kapısı olacağını belirten Saatçi, “Daha sonra duyduk ki devletimiz prefabrik çarşı iş yerleri veriyor ve bende iş yerimi aldım. Oğlum çalışmamı istemedi, bende devletten aldığım yardımla ve maaşla yaşayamayacağımı söyledim. Yeni iş yerimde işimize tekrar başladık. 2 kadın aldım yanıma, bu dükkanımızda 3 kişi ekmek yiyeceğiz. Dükkan yaklaşık 21 kare ve bize yetmiyor. 31 yıldır bal kabağı tatlısı pişirerek, para kazanıyorum. Kabak tatlısının şu anki fiyatı 220 TL. Her yiyen bir daha alıyor, Rabbim razı olsun. Çok beğeniyorlar, kim Mari ablanın tatlısını duysa beğeniyor” ifadelerini kullandı. “Mari abla bize umut oldu, ben bu yaşımda çalıştığımı hissediyorum ve hoşuma gidiyor” Mari’nin kendisine umut olduğunu ve 60 yaşında çalıştığını hissettiğini dile getiren Selma Ezer, “Mari ablayı çoktandır tanıyorum. Depremden sonra maddi olarak sıkışmıştık, yeni bir iş yeri açtı ve bana imkan sağladı. Yardımcı olabiliyorum. Normalde yüzde 90 görme engelliyim, sağlığımı bilerek beni kabul etti. 3 kişi çalışıyoruz, şimdilik güzel gidiyoruz. İnşallah müşterimiz gelir. Mari abla bize umut oldu, ben bu yaşımda çalıştığımı hissediyorum ve hoşuma gidiyor” dedi.