EKONOMİ - 01 Kasım 2024 Cuma 13:52

Bakan Bayraktar: "Enerjide, madenlerde ve bu gibi önemli alanlarda mutlaka tam bağımsız ülke olmak istiyoruz"

A
A
A
Bakan Bayraktar: "Enerjide, madenlerde ve bu gibi önemli alanlarda mutlaka tam bağımsız ülke olmak istiyoruz"

Gaziantep Enerji Zirvesi’ne katılan Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Alpaslan Bayraktar, "Enerjide, madenlerde ve bu gibi önemli alanlarda mutlaka tam bağımsız ülke olmak istiyoruz" dedi.


Bir dizi program ve toplantılara katılmak üzere Gaziantep’te bulunan Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Alpaslan Bayraktar, Gaziantep Ticaret Odası, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep Akaryakıt Bayileri Derneği (GABDER) ev sahipliğinde düzenlenen Gaziantep Enerji Zirvesi’ne katıldı.


Programın açılış konuşmasını yapan Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım, enerji verimliliği, yatırımları ve yapılacak çalışmalarla ilgili bilgi vererek her türlü iş birliğine açık olduklarını söyledi. Yıldırım, enerji konusunda yaşadıkları sorun ve sıkıntıları da sıralayarak çözüm konusunda bakanlıktan destek talep ettiklerini ifade etti.


Zirvede konuşan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz son yıllarda enerji alanında yapılan yatırımlar ile ilgili bilgi vererek ileriye dönük hedefler hakkında açıklamalarda bulundu.


Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise belediye olarak kentte kazandırdıkları enerji yatırımlarını sıralayarak gelecekte de hayata geçirecekleri projeler ile ilgili bilgi verdi. Şahin, kısa süre içerisinde kentte hidrojenli otobüslerin hizmet vermeye başlayacağını da aktardı.


Gaziantep Valisi Kemal Çeber de kentin pek çok ekonomik getiri konusunda Türkiye’de ilk 5-6 şehir arasında yer aldığını ve başarının kent olarak birlikte hareket etme düsturuyla sağlandığını ifade etti. Çeber, emeği geçenler ile destekleriyle katkı sağlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alpaslan Bayraktar’a teşekkür ederek sözlerini tamamladı.


"Dünyada enerjide çok büyük bir dönüşüm var"


Gaziantep Enerji Zirvesi’nde önemli açıklamalarda bulunan Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Alpaslan Bayraktar, "Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya ama dünyanın geneli, aslında bütün ülkelerin enerji kaynaklarına erişimi, enerjiyi daha ucuz temin edebilmek, teşviksiz temin edebilme mücadelesine tanıklık ediyor. Aslında yüz yılı aşkın bir süredir biz bunu görüyoruz. Özellikle dünya petrol ve doğal gaz türlerinin üçte ikisinin olduğu bu coğrafyada çok daha yakın bir şekilde görüyoruz. Ama şunu da hemen ifade etmem lazım. Dünyada enerjide çok büyük bir dönüşüm var. Dünyada enerjiyle ilgili bildiğimiz birçok şeyin değiştiği, dönüştüğünü artık konuşuyoruz. Dolayısıyla bu büyük bölümü biz neresinden yakalayacağız, bu dönüşümü nasıl ülkemizde yöneteceğiz? Açıkçası burada bu dönemde iyi kullanmamız gerekiyor. Dolayısıyla biz ülkemizi öncelikli olarak büyük bir düşme hazırlamaya gayret ediyoruz" dedi.


"Türkiye’nin 2002 yılında 31 bin megavat olan kurulu gücü 135 bin megavata geldi"


Son 22 yılda Türkiye’de yapılan enerji yatırımları ile ilgili verileri paylaşan Bakan Alpaslan Bayraktar, "Türkiye’ye AK Parti iktidarları döneminde enerjide çok büyük devrim geldi. Bu devrimi biz sizlerle gerçekleştirdik. Zira 2002 yılında sadece 31 bin megavat olan kurulu gücü 22 yılda 135 bin megavata geldi. Yani biz neredeyse üç tane yeni Türkiye elektrik üretimine kavuştuk. Bunun bir devrimsel niteliği var. Onu ifade etmek istiyorum özellikle. Biz bunu yaparken eskiyen dikey entegre olan yapıyı değiştirdik. Türkiye’de bugün sağlık sektörümüz, havaalanlarımız, altyapımız çok daha güçlü. Bu sayede de kamu daha iyi sosyal politikaları milletimizin hizmete sunmayı başarmıştır. Dolayısıyla bu çok büyük bir başarı hikayesidir. Eminim ilerleyen dönemde daha iyi olacaktır. Ama Türkiye burada gerçekten tarihi bir adım atmıştır. Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşu, kararlı duruşu, bu politikaları, bu reformları hayata geçirmeye yardımcı oluyor. Ve bu sayede Türkiye bugün hakikaten elektrik talebi ve doğal gaz talebi üç kat artmasına rağmen bu talebi karşılayan doğal gaz sadece beş ilde kullanırken bugün seksen bir ilde ve yaklaşık 760 bin yerleşim yerine doğal gazı götürmüş bir ülke haline geldi" ifadelerini kullandı.


"Türkiye kurulu gücünü yaklaşık dört katına çıkaracak"


Türkiye’nin kurulu enerji gücüyle ilgili ve rakamlar veren Bakan Bayraktar, "Türkiye bugün kurulu gücünü yaklaşık dört katına çıkaracak. Önümüzdeki 11 yıl içerisinde bizim Türkiye olarak güneşte ve rüzgarda 8-9 bin megavatlık kurulu güç yapmamız lazım. Türkiye Iki bin beş yüz, iki bin yedi yüz megavat yapmış 2014’ten sonra ağırlıklı olarak. Biz şimdi bunu üç dört katına arttırmak istiyoruz. İki bin yedi yüzü sekiz binlere çıkarmak istiyoruz. Dolayısıyla bunu nasıl yapacağız? Biz bu yıldan başlayarak inşallah 2024 yılı bir milat olacak ve biz beş bin megavatı bu sene kurulu güçle sizlerin yatırımlarıyla, sizlerin gayretleriyle başaracağız. Ama bu yetmez daha ileri gitmemiz lazım" ifadelerine yer verdi.


"Biz 30 bin megavat güneş ve rüzgarla kurulu güce geldik"


Türkiye’nin güneş ve rüzgar kurulu enerji gücüne de değinen Bakan Alpaslan Bayraktar, "Türkiye’nin mutlaka aynı zamanda panelini kendisi üretmesi lazım. Tribününü kendisi yapması lazım. Çünkü biz 30 bin megavat bugün güneş ve rüzgarla kurulu güce geldik. Ve bu 30 bin megavatımız güneş için, rüzgar için, ürünler için, ithalata baktığımızda on milyar doların üzerinde, on beş milyar civarında ithalata tekabül eder. Biz şimdi yüz yirmi bin megavatla giderken bir elli altmış milyar dolar daha ithalat istemiyoruz. Kaldı ki bu ülkenin sanayisi güçlü. Kaldı ki bu ülkenin mühendisleri, teknisyeni, teknik ekibi, kuvvetli, insan kaynağının kuvvetli. Dolayısıyla biz bunu kendimiz üretelim. Petrol ve doğal gazda Türkiye olarak 2022 enerji ithalatına yaklaşık 96,5 milyar dolar ödedi. Bu 2023 yılında 70 milyar dolarlara geldi" dedi.


"Türkiye enerji üretimimizi iki katına çıkaracağız"


Türkiye’nin kritik noktalardaki üretimleri iki katına çıkaracağını da ifade eden Bakan Bayraktar, "Türkiye daha önce terörden dolayı gidemediği, gidilemeyen yerlerde Gabar’da bugün Türkiye’nin en kaliteli üretimi yapıyor. Türkiye üretimimizi iki katına çıkaracağız. Şu anda kendi ürettiğim gazla 20 milyon hane halkının üç milyonunun evindeki gazı kendimiz üretir hale geldik. İnşallah bu rakamları daha da artıracağız. 2025 yılının ilk çeyreğinde ilk hedefimiz 9,5 milyon metreküpe ulaşmak, 2026 yılı içerisinde de 20 milyon metreküpe ulaşmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.


"Türkiye’yi nükleer enerji ligine sokmuş olacağız"


Akkuyu nükleer enerji santrali ile ilgili verileri de paylaşan Bakan Bayraktar, "Türkiye’nin 70 yıllık 1950’lerden beri yapmak istediği karbonsuz ekonomiye dönüş için de en önemli konulardan bir tanesi nükleer enerjiden elektrik üretme konusunda da çok büyük bir adım attık. 2010 yılından bu tarafa Akkuyu’da şu anda dört reaktör aynı anda dünyanın en büyük nükleer enerji şantiyesin üretim şu anda devam ediyor. Birinci reaksiyonda yüzde doksanların üzerinde tamamlama var. Önümüzdeki yıl orayı devreye alarak yine Türkiye’yi farklı lige, nükleer ligine aslında sokmuş olacağız. Elbette ki çok zorluklarla karşı karşıyayız. Ama yılmadan kararlılıkla bu yolda devam ediyoruz" şeklinde konuştu.



"Enerjide, madenlerde ve bu gibi önemli alanlarda mutlaka tam bağımsız ülke olmak istiyoruz"


Türkiye olarak enerji alanında mutlaka tam bağımsız ülke olmak istediklerini de ifade eden Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Alpaslan Bayraktar, "Türkiye yerli kaynaklarını azami düzeyde ekonomisine katarken, enerjiyi verimli kullanırken, enerji elde ederken, kendi doğal gaz kaynaklarını ve dışarıdaki kaynakları ararken tabii ki yeni teknolojiler, hidrojen, depolama teknolojileri, dijital teknolojileri de beraberinde enerji sistemimizin içerisine katmaya gayret ediyoruz. Ve bütün bu çabaların neticesinde de inanıyorum ki biz önümüzdeki 30 yıl içerisinde enerjide ve madenlerde bir önemli alanda madenden mutlaka bağımsız olmak istiyoruz. Ne ihracatçı bir ülke olma hedefiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Madenler en büyük zenginliği yeraltı kaynakları nasıl petrol ve doğal gazı ararken ve bulurken üretirken heyecan duyuyorsa Türkiye mekanik madenlerini, altınını, kömürünü, nadir toprak elementlerini, bütün madenlerini, çinkosunu, bakırını mutlaka bulmalı ve ekonomisine katmalı. Bu anlamda da yine madencilik sektörünün önünü açacak reform çalışmalarımızı hukuki düzenlemelerimizi en kısa zamanda inşallah kamuoyumuza paylaşmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla Türkiye bütün bu alanlarda çok büyük çok büyük bir ekonomist faaliyet aldı" diye konuştu.



Bakan Bayraktar: "Enerjide, madenlerde ve bu gibi önemli alanlarda mutlaka tam bağımsız ülke olmak istiyoruz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Savunma Sanayii Başkanı Görgün: "Bayraktar TB-3, dünya tarihine geçti" Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Bayraktar TB-3’ün kısa pistli bir gemiden kalkış ve iniş yapabilen ilk SİHA olarak dünya tarihine geçtiğini açıkladı. Savunma Sanayii Başkanı Görgün, sosyal paylaşım sitesi X hesabından “Dünya havacılık tarihinde bir ilk” başlığıyla yaptığı paylaşımda, “Bayraktar TB-3, kısa pistli bir gemiden kalkış ve iniş yapabilen ilk SİHA olarak dünya tarihine geçti. Bu başarı, yalnızca Türk savunma sanayiinin değil, aynı zamanda havacılık teknolojilerindeki küresel yarışta liderliğimizin bir göstergesidir. Bu yarışı Türkiye kazandı” dedi. Milli Deniz Havacılığı tarihimizde de bir ilk, olduğunu dile getiren Görgün, “Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen TB-3, Milli deniz havacılığımız alanında çığır açan bir inovasyon. Havada kalış süresi, yüksek faydalı yük kapasitesi ve şimdi de kısa pistli bir gemiden havalanma yeteneği ile TB-3, geleceğin savunma teknolojilerinde yeni bir dönemin kapısını araladı. Türkiye deniz havacılığına en yüksekten girdi. Bu tarihi başarıda emeği geçen başta BaykarTech firmamız olmak üzere, mühendislerimizi, teknisyenlerimizi ve tüm ekipleri yürekten tebrik ediyorum. Türkiye, azmi ve kararlılığıyla küresel bir yarışta daha en önde yer aldı. Baykar’ımızla ve Savunma sanayiimizle gurur duyuyoruz. TB-3 gerçek kuvvet çarpanı” ifadelerine yer verdi.
Antalya Antalya’da yaşayan yerleşik Ukraynalılardan 1000. gün açıklaması Antalya’da yaşayan yerleşik Ukraynalılar, Ukrayna-Rusya savaşının bininci günü nedeniyle açıklamada bulundu. Antalya’da yaşayan Ukraynalılar, Ukrayna-Rusya savaşının bininci günüde Attalos Heykeli önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması sırasında çok sayıda Ukraynalı, bayraklarına bürünmüş halde alanda hazır bulundu. “Rusya, dün çocukların da bulunduğu onlarca can kaybına sebep oldu” Ukrayna Antalya Konsolosu Oleksandr Voronin, Rusya’nın saldırısı nedeniyle Ukrayna’da yaşayan insanların normal hayat düzeninden mahrum kaldığını ifade ederek, "Sivil yerleşim yerlerinin ve sivillere yönelik altyapı ile enerji altyapısının sürekli olarak bombardımana maruz kalması nedeniyle, insanlar, normal bir hayat düzeninden mahrum kaldı. Başkent Kiev’de bile, kimi zaman hava hücum alarmı, kesintisiz on saat sürüyor ve bu esnada insanlar, işlerine, öğrenimlerine ve gece uykularını bölerek sığınaklara inip beklemek zorunda kalıyor. Geride bıraktığımız Pazar günü, 17 Kasım’da Rusya, Ukrayna geneline yönelik, 120 füze ve 90 kamikaze İHA ile yoğun bir hava saldırısı düzenledi. Bu saldırıda hedef, enerji altyapısıydı ve saldırının sonucunda, Ukrayna’nın bütün illerinde yoğun elektrik kesintileri görülmeye başladı. Rusya, dün Sumı ve Odesa şehirlerindeki yerleşim bölgelerine füze saldırıları düzenleyerek yeni bir suç işledi. Bu saldırılar, aralarında çocukların da bulunduğu onlarca can kaybına sebep oldu” dedi. Zelenskiy’nin formülüne destek talebi Savaşın bin gündür sürdüğünü vurgulayan Ukrayna Antalya Konsolosu Oleksandr Voronin, kendilerine destek olan tüm ülkelere teşekkür ederek, "Bin gün, sembolik bir tarihtir, çünkü işgalin başlangıcında dünya toplumu, Ukrayna’nın dayanabilme şansını 48-72 saat olarak değerlendiriyordu. Ancak Ukrayna askerleri ve halkı, orantısız bir güce karşı gerçek bir kahramanlık sergileyerek ayakta kalmayı başardı ve topraklarını savunmaya devam ediyor. Tüm ortaklarımıza, bu süre boyunca bize destek olmaya devam ettikleri için minnettarız. Ayrıca, tüm dünyanın, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy tarafından sunulan, adil ve kalıcı bir barışı sağlamayı amaçlayan Zafer Planı ve Barış Formülü’nü destekleyeceğini umuyoruz.”
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasına yarın devam edilecek İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine yarın devam edilecek. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılanmasına 2. gününde devam ediliyor. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Fehmi Alperen, "Ben İBB’ye bağlı ambulans şoförü olarak çalışıyorum. 17 yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışıyorum. Hasta sevki yapıyoruz. Bir şirketim de vardır aynı zamanda. Biz yeni doğan hasta nakli yapmıyorduk. 112 sisteminin bertaraf edilerek hastanelere sevk yapıldığı iddiasına katılmıyorum. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bahsi geçen hiçbir hastaneye nakil yapmadım. Birçok sevki sanık Hasan Basri Gök yürütmektedir. Hatta sevk işlemi için bazen doktor olduğunu söylemiştir kendisi. Benim hakkımda iddianamenin hiçbir sayfasında sevk ile alakalı bir şey yoktur. Sanıklardan Hakan Doğukan Taşçı’yı tanıyorum. Taşçı bana hasta bebeklerin basamak değerleri ile oynandığını da söyledi. Benim Fırat Sarı ile bir menfaat ilişkim yoktur. Sarı’nın hesabından bana yıllardır gelen 1 TL bile yoktur. Burada bir örgüt olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Buradaki herkes sağlık çalışanı” dedi. Fehmi Alperen’in avukatı ise savunmasında, “Benim müvekkilim mağdurdur. Burada suçlanan kişiler aynı zamanda da mağdurdur. Uzun süredir tutuklu olan müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum” dedi. Sanık avukatının savunmasının ardından duruşmanın 3. oturumunun yarın saat 09.30’da devam etmesine karar verildi.