GÜNDEM - 19 Ocak 2025 Pazar 09:28

120 çeşit bitkinin karışımıyla elde edilen baharat; Zetrin

A
A
A
120 çeşit bitkinin karışımıyla elde edilen baharat; Zetrin

Erzincan’ın Kemaliye ilçesine has olan baharat türü Zetrin, 120 bitkinin karışımıyla elde edilerek sofralara lezzet olarak sunuluyor.


Zetrin, Kemaliye’de yapımı asırlar öncesine giden, bilinen birçok çiçek ve bitkiler topluluğudur. Mart ayında doğada yetişen bitkiler Kasım ayına kadar toplanmaya başlanır. Gölge ortamda kurutulur. 120 çeşit bitki kurutulduktan sonra taş dibeklerde dövülerek karıştırılır. Kemaliye’nin meşhur kurutulmuş taş fırın ekmeği ıslatılarak sofralara gelir. İşte bu ıslatılmış ekmeğe dökülerek tüketilir. Ayrıca zeytinyağına ve peynirin üzerine dökülerek tüketilir.


Yörede çok faydalı bir karışım olarak bilinen Zetrin’in, Üniversitesi öğrencileri tarafından yapılan tez çalışması sonucunda vücutta bağışıklık sistemini artırıcı sonuçlarının çıktığı açıklanmıştır. Emek isteyen bu ürün, günümüzde az sayıda köylü tarafından yapılmaktadır.


Nesilden nesile devam eden Zetrin yapımını anlatan Osman Birler, yıllar önce dedesinin, daha sonra babası Mehmet Birler tarafından 50 yıldır yapıldığını şimdi de kendisinin yaptığını ifade ederek şöyle konuştu:


“Babamdan sonra 20 yıldır ben Zetrin yapıyorum. Doğada yetişen şifalı bitkileri topluyoruz. Munzur Dağı eteklerinden Sarıçiçek Yaylasından şifalı otları topluyoruz Gölge ortamda kurutulur. Çuvallarda biriktiriyoruz bir yıl boyunca süren süreçte bu şekilde bekletiyoruz en son yapraklar sararana kadar toplanan bitkileri harmanlıyoruz. 120 çeşit bitki kurutulduktan sonra eskiden taş dibeklerde dövülerek karıştırılırdı şimdilerde robotta çekiliyor. Kurutulmuş taş fırın ekmeği ıslatılarak sofralara gelir. İşte bu ıslatılmış ekmeğe dökülerek tüketilir. Patates salatasında ayrıca zeytinyağına ve peynirin üzerine dökülerek tüketilir. Pişen yemeğe atılmaz.”



120 çeşit bitkinin karışımıyla elde edilen baharat; Zetrin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sivas’ın tarihi camileri 3 dilde tanıtılıyor Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü, şehrin zengin tarihi mirası olan camileri yerli ve yabancı ziyaretçilere daha iyi tanıtmak amacıyla Türkçe, Arapça ve İngilizce olmak üzere 3 dili içerisinde barındıran bir kitap yayınladı. Tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Sivas, içerisinde barındırdığı tarihi eserler ile yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekânı oluyor. Geçmişten günümüze birçok medeniyete ev sahipliği yapmış şehir, bu zenginliği sayısız eserlerinde barındırıyor. Şehrin bu eşsiz dokusunu korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü, önemli bir çalışmaya imza attı. Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Sivas’ta ki tarihi eser camilerin tanıtımına yönelik kapsamlı çalışma yaparak Türkçe, Arapça ve İngilizce olmak üzere 3 dilde kitap haline getirildi. Hazırlanan bu kitap ile hem yerli hem de yabancı ziyaretçilere Sivas’ın tarihi camileri daha yakından tanıtılarak, kültürel etkileşim hedefleniyor. Kitap içeriğinde ise camilerin mimari özellikleri, tarihi süreçleri ve kültürel anlamda önemi hakkında bilgiler barındırıyor. “Şehrimize hayırlı olsun” Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Cemal Karaca, yaptığı açıklamada başka illerden Sivas’a gelen ziyaretçilerin ve yerli halkın tarihi eserleri daha detaylı tanıyabilmesi için bu kitabı çıkarttıklarını ifade ederek, “Vakıf eserlerimizin tanıtım tabelalarının yazılı olduğu bir belge çıkartmak istedik. Başka illerden Sivas’a gelen insanların veya yerli halkın da tarihi eserlerimizin daha detaylı tanıyabilmesi için onlara kaynak oluşturabilecek detaylı birer belge tasarlamayı düşünüyorduk ancak içinde bulunduğumuz ekonomik şartlardan dolayı bunu yapamadık. İlerleyen yıllarda yapılabilir ancak biz bu bilgiler kaybolmasın diye de tarihi eserlerin bilgilerini taşıyan bir kitap çıkarttık. Tanıtım tabelalarının yazılı olduğu kitabımız Türkçe, Arapça ve İngilizce dillerine de çevrilmiş bir şekilde basıldı. Otellere, devlet dairelerine ve ilgili bütün kurumlara kitabımızı ulaştırdık. Şehrimize ve halkımıza hayırlı uğurlu olsun” şeklinde konuştu.
Ankara Bakan Kurum: “Emlak katılım Cumhurbaşkanı’mızın iradesiyle yeniden hayat buldu” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Köklü geçmişi olan Emlak Bankası, maalesef liyakatli olmayan ellerde zaman içerisinde geri gitmiş, atıl kalmış. Ülkemize milletimize sağladığı o katkıları bitirip tasfiye sürecine girmişti. Bunu hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Emlak katılım Cumhurbaşkanı’mızın iradesiyle yeniden hayat buldu. Hamdolsun bugün çok daha güçlü çok daha verimli ve ilgili kuruluşlarımızla, kurumlarımızla etkin bir iş birliğini yöneten bir banka haline geldi” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Sapanca’da düzenlenen Emlak Katılım Bankası Yöneticiler Zirvesi’nde konuştu. Bakan Kurum, Emlak Katılım Bankası’nın sosyal sorumluluk ve sosyal konut projelerinde yer alması gerektiğine dikkat çekti: TOKİ Başkanlığımızla sosyal konut uygulamalarındaki proje süreçlerine dahil olunması Emlak Katılım Bankası’nı çok daha yukarılara taşıyacaktır. Emlak Katılım ve Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın yaptığı ortaklık da İstanbul’da kentsel dönüşüm projelerinin finansmanına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Bu ortaklık ile İstanbul özelinde konut stokuna katkı sağlanacaktır. “Sosyal sorumluluk projesi yapmakta ve Türkiye’yi örnek teşkil etmekte fayda var” Emlak Katılım Bankası’nın sosyal sorumluluk projeleriyle de daha çok anılması gerektiğine dikkat çeken Bakan Kurum, yetim çocukların eğitim ve diğer ihtiyaçları için burs gibi imkanları oluşturması gerektiğini kaydederek, “Tabii imarını üstlenmek, inşaat teşebbüslerine destek olmak önemli ama bunun yanında yetimlerin hakkını koruma kısmının da sizde kaldığını düşünüyorum. Emlak Katılım’da olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla bu konuda da bir sosyal sorumluluk projesi yapmakta ve Türkiye’yi örnek teşkil etmekte fayda var. Belki yetim öğrencilerimize burslar verilerek olabilir. Belki onların yine okul giderleri, aile giderleriyle alakalı destekler olunabilir. Belki ilk işinde ve ilk evinde kısmi destekler olabilir. Bunu bir çalışmakta fayda olduğunu düşünüyorum” açıklamasında bulundu. Bakan Kurum halka arzı doğru ihtiyaç olarak işaret etti 2024 yılı sonu itibarıyla ülke ekonomisine 149 milyar lira kaynak sağlayan Emlak Katılım Bankası’nın, konut ve gayrimenkul piyasasını domine eden yapıda olacağını söyleyen Bakan Kurum, “Kıymetli genel müdürümüz 2025 yılı hedeflerini açıklarken halka arzı açıkladı ki doğru bir ihtiyaç. Yani bu manada hem sermayesini arttıracak hem de kredi ve finans kapasitesini arttırmaya yönelik ve uluslararası manada da yerli, yabancı yatırımcılarla birlikte adını bir üst noktaya taşıyabilecek bir konuma kavuşabilecektir" diye konuştu. “Emlak katılım Cumhurbaşkanı’mızın iradesiyle yeniden hayat buldu” Bakan Kurum, Emlak ve Eytam Bankası olarak yola çıkan Emlak Katılım Bankası’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesiyle güçlendiğini ifade ederek, şöyle konuştu: “Köklü geçmişi olan Emlak Bankası, maalesef liyakatli olmayan ellerde zaman içerisinde geri gitmiş, atıl kalmış. Ülkemize milletimize sağladığı o katkıları bitirip tasfiye sürecine girmişti. Bunu hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Emlak katılım Cumhurbaşkanı’mızın iradesiyle yeniden hayat buldu. Hamdolsun bugün çok daha güçlü çok daha verimli ve ilgili kuruluşlarımızla, kurumlarımızla etkin bir iş birliğini yöneten bir banka haline geldi. 1987’de tabii TOKİ’nin kurulmasıyla birlikte belki bu ihtiyaç azaldı. Ben hatırlıyorum; Emlak Bankası’nın kuponlarından biriktirip ev alan birçok vatandaşımız olduğunu da biliyorum.” Depozito sisteminde emlak katılım damgası Bakan Kurum, Emlak Katılım Bankası’nın bu yılın sonuna kadar 81 ilde hayata geçirilecek Depozito Saha Yönetim Sistemi’ne (DSYS) katkısının önemine de dikkat çekerek, “Emlak Katılım’ın bu kapsamda bankacılık altyapısı ile sisteme entegre olması, marka belirliliği ve finansal fikirle de gücüne güç katacaktır. Yani aslında Emlak Katılım bu projeyle birlikte bir nevi 85 milyon vatandaşımıza dokunacak, hizmet verecek ve bu manada tasarrufu sağlamış olacak, üretime, istihdama da katkı vermiş olacak” ifadelerini kullandı.
Antalya Kepez Belediyesi’nden Osmanlı Bahçesi’nde peyzaj çalışması Kepez Belediyesi, Yükseliş Mahallesi Mehmet Akif Caddesi üzerinde bulunan ve 2 bin 204 metre kara alana sahip Osmanlı Bahçesi’nde kapsamlı bir peyzaj çalışması gerçekleştirdi. Kepez Belediyesi, doğayla uyumlu tasarımı ve zengin bitki çeşitliliğiyle dikkat ve 2 bin 204 metre kara alana sahip Osmanlı Bahçesi’ni, baştan aşağıya yeniledi. Peyzaj çalışmaları kapsamında çim serimi gerçekleştirilerek, bitki ve ağaçlar budanarak zararlı böceklere karşı ilaçlandı. Peyzaj çalışmaları kapsamında bahçeye şimşir, taflan, Isparta gülü ve kurtbağrı gibi çeşitli bitkiler ekilirken, Akdeniz iklimine uyumlu ve her mevsim yeşil kalan Laurus Nobilis (defne ağacı) dikildi. Beyaz taşlar ve mavi yontularla park daha estetik ve renkli bir görünüme kavuşturuldu. Havuz ve park alanı onarıldı Osmanlı Bahçesi’nde bulunan havuz tadilattan geçirilerek aktif hale getirildi. Bahçenin zamanla yıpranan parke taşları onarılırken, park içindeki oyun grupları, banklar, masalar ve kamelyalar bakım ve boyama işlemlerinden geçirildi. Bahçedeki binanın tefrişatı da tamamlanarak su tesisatı yenilendi ve tuvaletler onarıldı. Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, 2024 yılının son meclis toplantısında Osmanlı Bahçesi içindeki binanın kadınlara özel bir sosyal tesise dönüştürüleceğini bildirmişti Başkan Kocagöz, bu özel tesisin adının Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi “Zübeyde Hanım” ile taçlandırılacağını da söylemişti.
Mersin Mersin’de bir yılda 4 bin 675 adet gemi denetlendi, 100 milyon TL’lik ceza uygulandı Mersin Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Dr. Bülent Halisdemir, "2024 yılı içinde 4 bin 675 adet gemi denetledik. Bu gemilerin 18’inin denize yasa dışı atık bıraktıklarını tespit ettik ve yaklaşık 100 milyon TL’yi bulan idari yaptırım uyguladık. Denizimizi korumak amacıyla bir yaptırım uygulamamız gerektiğinin bilincindeyiz” dedi. Mersin Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığının, önceki yıllarda olduğu gibi 2024 yılında da Mersin’in çevresini ve doğasını korumak için tüm gücüyle çalıştığı belirtildi. Tüm dünyayı etkileyen küresel ısınma, insan kaynaklı kirlilikler, mikroplastiğin denizleri ve doğayı korkutucu bir şekilde esir almasının büyükşehir çevre koruma ekiplerinin çalışmalarının bu alanda daha çok yoğunlaşmasını sağladığı ifade edildi. Temizlik, denetleme, eğitim, ilaçlama, kurum görüşü verme gibi birçok faaliyetlerini rutin bir şekilde sürdüren ekiplerin, Mersin’de çevreyi korumak adına 2024 yılında da önemli hizmetlere imza attığı kaydedildi. Teknolojiyi yakından takip ettiğin belirtilen Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığının 2024 yılında yeniliklere imza atarak bünyesine su altı dronunu da kattığı, hayata geçirdiği Elektronik Gemi Denetleme Sistemi ile de gemileri 7 gün 24 saat esasıyla şehrin her noktasından denetlemeye başladığına dikkat çekildi. "Her türlü çevresel kirlilikle ilgili birçok çalışmamız oldu” 2024 yılını dolu dolu geçirdiklerini belirten Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Dr. Bülent Halisdemir, 2025 yılında çok daha fazla çalışmaya gayret edeceklerini söyledi. Dr. Halisdemir, “806 mahallemiz var. Hiçbir yere ayrım yapmadan çalışıyoruz. 2024 yılında ilimizde meydana gelen her türlü çevresel kirlilikle ilgili birçok çalışmamız oldu. Biz bilinçlendirme ve farkındalığa çok önem veriyoruz. Bu doğrultuda 2 binin üzerinde öğrenciye çevre farkındalığı kazandırmak amacıyla eğitim verdik. 400’ün üzerinde ÇED kurum görüşü vererek, doğanın kirlenmemesi adına katkı sağladık. Sadece 2024 yılında 16 adet idari yaptırım uygulamak zorunda kaldık. Bu idari yaptırımların değeri 5.5 milyon TL’yi geçti. Vatandaşımızın huzuru, konforu bozulmasın, evlerinde rahat yaşasınlar diye gürültü kirliliğini sıfıra indirmek için, yetki alanlarımızda çok ciddi kontroller yapıyoruz. Biz, her gün 5 bin kilometreye yakın 15 metre ve üstü cadde, bulvar ve sokakların temizliğini yapıyoruz. Süpürge araçlarımız ve personelimiz ilimiz temiz kalsın, herkes güzel ve sağlıklı çevrede yaşasın diye 24 saat esasıyla çalışıyor” diye konuştu. “100 milyon TL’yi bulan idari yaptırım uyguladık” Mersin denizinin temiz kalması için gerekli temizlik ve denetim faaliyetlerini de titizlikle sürdürdüklerine değinen Halisdemir, “Kentimize, yılda 5 bin 400’ün üzerinde ticari amaçlı gemi geliyor. Biz bu gemileri düzenli olarak takip ediyoruz. 2024 yılı içinde 4 bin 675 adet gemi denetledik. Bu gemilerin 18’inin denize yasa dışı atık bıraktıklarını tespit ettik ve yaklaşık 100 milyon TL’yi bulan idari yaptırım uyguladık. Denizimizi korumak amacıyla bir yaptırım uygulamamız gerektiğinin bilincindeyiz” ifadelerini kullandı. Rutin temizlik faaliyetlerinin yanı sıra vatandaşlardan gelen şikayetleri de değerlendirdiklerini aktaran Halisdemir, “2024’te, 2 bin 600’e yakın temizlik şikayeti geldi. Tüm şikayetlere yanıt veriyor ve mutlaka vatandaşımıza yardımcı oluyoruz. Kentimizde, biyosidal mücadele için 400’den fazla personelimiz görevli. 2024 yılında da 365 gün boyunca ilaçlama faaliyetimizi sürdürdük ve 1 milyon 670 bin biyosidal uygulama yaptık. 2024 yılında da bünyemize su altı dronu kazandırdık. Su altı dronu, 150 metre kadar derine inebiliyor. Su altı dronunu, yüzeyden tespit edemediğimiz kirlilikleri önlemek amacıyla kullanıyoruz. Aynı zamanda bu dronumuzun, istenmeyen bazı atık türlerini de önündeki bir aparatla denizden çıkartabilme özelliği var” şeklinde konuştu. “Mersin Limanı 24 saat esaslı ve taviz verilmeden denetleniyor” Büyükşehir olarak 53,5 kilometrelik bir kıyı şeridinden sorumlu olduklarının altını çizen Dr. Halisdemir, Mersin Büyükşehir’in Elektronik Gemi Denetim Sistemi hakkında da bilgiler verdi. Halisdemir, “53,5 kilometrelik kıyı şeridini özel kameralarla donattık ve Elektronik Gemi Denetim Sistemi’ni (EGDS) kurduk. EGDS ile 24 saat esaslı olarak denetlemeye ve kayıt almaya başladık. EGDS’yi kuralı 2,5 ay oldu ve bu süre zarfında 34,5 milyonluk bir ceza yazmak zorunda kaldık. Mersin’e gelen tüm gemilerin şunu bilmesini istiyoruz. Mersin Limanı çok ciddi, 24 saat esaslı ve taviz verilmeden denetleniyor” diye kaydetti. Deniz ekosisteminin korunmasının da önemine vurgu yapan Halisdemir, “Denize gelen her kirlilik, deniz canlılarının yaşam faaliyetlerini olumsuz etkiliyor. Mikroplastikler son yıllarda büyük sıkıntı oluşturuyor. Bunlarla da ilgili çöp kapan sistemleri almaya başladık ve çalışmalarımızı yürütüyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.