Son Dakika
|
Yalova polisi 4 ay önce aynı eve baskın yapmış
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan hain saldırıya tepki: ''Mücadelemizi devam ettireceğiz"
Yalova’da DEAŞ terör örgütüne operasyon: 3 polisimiz şehit oldu!
Türkiye’de kar esareti başladı, 15 ilde okullar tatil edildi
Veyis Ateş ve fenomen Taner Çağlı gözaltına alındı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Deprem turistleri ortalıkta yok, biz buradayız"
Mersin’de acı olay: 2 çocuk hayatını kaybetti
AKOM uyardı: İstanbul’da İzlanda soğuk hava dalgası etkili olacak
Antalya Döşemealtı Belediyesi’ne ’yolsuzluk’ operasyonu: 10 gözaltı
Çin elektrikli otomobillere enerji tüketim sınırı getirdi
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Radon Thermal Springs Near Bishkek Attract Visitors Year-Round
Putin ve Trump, telefonda görüştü
TFF, hak mahrumiyeti cezası alan 70 futbolcunun cezasını onadı
Hamas, İzzeddin El Kassam Tugayları'nın Sözcüsü Ebu Ubeyde'nin öldüğünü doğruladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt Veliaht Prensi el-Sabah ile görüştü
Edirne’de 12 yıl sonra tahliye olan mahkûm mutluluk gözyaşları döktü
Iğdır’da kuyumcu soygunu: 5-6 kilo altın çalındı
Annesi ölen kuzuya evinde bebek gibi bakıyor
EKONOMİ
İş Bankası’ndan yüzen şube: İş Vapur hizmete açıldı
29 Aralık 2025 Pazartesi - 20:22:37
Türkiye İş Bankası’nın yüzen şubesi İş Vapur, Galataport’ta hizmete başladı. İş Vapur, olası bir afet anında hizmet sürekliliğini sağlayacak altyapısı ve donanımı; yıl boyu sunacağı bankacılık hizmetleri; etkinlik, dinlenme, kafe alanlarıyla yeni nesil yüzen şube özelliği taşıyor. Vapur, Bankanın ilk yıllarında kuruluş yıl dönümlerinin kutlandığı Şirket-i Hayriye filosundaki 66 numaralı Boğaziçi Vapuru’ndan esinlenilerek sıfırdan inşa edildi.
29 Aralık 2025 Pazartesi - 17:52
Filistin Devleti menşeli bazı ürünlerin ithalatında tarife kontenjanı uygulamasında değişiklik
Filistin Devleti menşeli bazı ürünlerin ithalatında uygulanan tarife kontenjanına ilişkin düzenlemede değişikliğe gidildi. Cumhurbaşkanı Kararı ile Filistin Devleti menşeli bazı ürünlerin ithalatında uygulanan tarife kontenjanına ilişkin düzenlemede değişikliğe gidildi. Resmî Gazete’de yayımlanan 10779 sayılı Karar ile mevcut uygulamanın kapsamı ve şartları yeniden belirlendi. Karar Resmi Gazete’nin mükkerer sayısında yayınlandı.
29 Aralık 2025 Pazartesi - 16:41
Hepsiburada 1 Temmuz’da bayrak değişimine hazırlanıyor
Hepsiburada, şirket ve CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin arasında planlı bir liderlik geçişi başlatma kararı alındığını duyurdu. Geçişin 1 Temmuz 2026 itibarıyla tamamlanması bekleniyor. Son birkaç yıl boyunca Hepsiburada, finansal disiplini güçlendirmeye ve şirket temellerini sağlamlaştırmaya odaklandı. Şirket ve CEO, bu aşamanın başarıyla tamamlanmasının ardından, liderlik geçişinin önümüzdeki dönemde başlatılması konusunda görüş birliğine vardı. Geçiş, sürekliliğin ve icra momentumunun korunacağı bir çerçevede, sorumlulukların düzenli ve dikkatli bir şekilde devredilmesi sonrasında gerçekleşecek. Lomtadze: "Hepsiburada’nın bir sonraki liderlik dönemi şirket içinden yetişen liderlerle inşa edilecek" Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hepsiburada Yönetim Kurulu Başkanı Mikheil Lomtadze, "Nilhan ile yakın bir şekilde çalıştım ve Hepsiburada’ya katkıları için kendisine teşekkür etmek isterim. Görev süresi boyunca şirket finansal disiplinini güçlendirdi ve uzun vadeli stratejisini hayata geçirme kabiliyetini pekiştirdi. Bu geçişi, süreklilik ve operasyonların kesintisiz devamına odaklanarak birlikte planladık. Ayrıca şunu da önemle belirtmek isterim; Hepsiburada’nın bir sonraki liderlik döneminin şirket içinden yetişen liderlerle inşa edilmesine karar verdik" dedi. Gökçetekin: "Hepsiburada’nın uzun vadeli başarısını desteklemek için şirket ve liderlik ekibiyle yakın çalışmaya devam edeceğim" Nilhan Onal Gökçetekin ise açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Hepsiburada’da ekip olarak inşa ettiklerimizden ve oluşturduğumuz değerle büyük gurur duyuyorum. Şirketimiz bugün güçlü bir iş modeliyle desteklenen sağlam bir finansal yapıya sahip. Devir teslimin sorunsuz ve sorumlu bir şekilde tamamlanması ve Hepsiburada’nın uzun vadeli başarısını desteklemek için şirket ve liderlik ekibiyle yakın çalışmaya devam edeceğim. Geçiş sürecinin tamamlanmasının ardından yeni bir profesyonel yolculuğa adım atacağım." Konuyla ilgili gelişmeler kamuoyu ve paydaşlarla paylaşılacak.
29 Aralık 2025 Pazartesi - 15:52
MTONET mobil uygulaması üyelerin hizmetine açıldı
Marmaris Ticaret Odası (MTO) üyelerinin oda hizmetlerine daha hızlı ve kesintisiz erişimini sağlamak amacıyla mobil oda uygulaması MTONET’i hizmete aldı. Dijital dönüşüm çalışmaları kapsamında hayata geçirilen uygulama ile MTO hizmetleri artık cep telefonları üzerinden 7/24 erişilebilir hale geldi. MTO Yönetim Kurulu Başkanı S. Mutlu Ayhan, mobil uygulamanın üyelerin günlük iş süreçlerini kolaylaştıracağını belirterek, üyelerin zaman ve maliyetten tasarruf etmesini hedeflediklerini söyledi. Ayhan; "Üyelerimizin işlemlerini Odamıza gelmeden hızlıca tamamlayabilmeleri adına hazırladığımız mobil uygulama ile oda hizmetlerini üyelerimizin ceplerine taşıdık" dedi. Tüm uygulama platformlarından ücretsiz olarak indirilebilen uygulamaya, e-Devlet doğrulaması ile güvenli giriş yapılabiliyor. Uygulama üzerinden belge talepleri oluşturulabiliyor, elektronik imzalı belgelere anında erişim sağlanabiliyor. Uygulama kapsamında firma adına işlem yapacak kişiler için işlem yetkisi devri, NACE kodu değişikliği talebi ve firma bilgi güncelleme işlemleri birkaç adımda gerçekleştirilebiliyor. Ayrıca şirketlere ait kapasite raporları ve iş makineleri görüntülenebiliyor. MTONET üzerinden online vezne hizmeti ile aidat ödemeleri yapılabiliyor ve Ticaret Sicil Gazetesi ve Resmi Gazete’ye mobil erişim sağlanabiliyor. Oda tarafından yapılan duyuru ve haberler ise bildirimler aracılığıyla üyelere anlık olarak iletiliyor. "Dijital hizmetlerimizi sürekli geliştireceğiz" Mobil uygulamanın sunduğu imkanlara da değinen Başkan Ayhan, üyelerin faaliyet belgesi, oda kayıt belgesi, ihale durum belgesi, ortaklık teyit belgesi ve Medos belgeleri gibi evraklara hızlıca ulaşabileceğini belirtti. Borç sorgulama ve ödeme işlemlerinin de uygulama üzerinden kolaylıkla yapılabileceğini ifade eden Ayhan, sektörel harita ve NACE kodlarına dayalı sanal işletme rehberi sayesinde bölgedeki firmalara ilişkin bilgilere erişim sağlanacağını söyledi. Ayhan, mobil uygulamanın yalnızca oda hizmetlerine erişimi kolaylaştırmakla kalmayıp, üyeler arasındaki iletişimi ve ticari iş birliklerini de güçlendirmeyi hedeflediğini vurgulayarak tüm MTO üyelerini MTONET mobil uygulamasını indirmeye davet etti.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
28 Aralık 2025 Pazar- 15:22
Köyceğiz’de yılbaşı pazarı kuruldu
2
26 Aralık 2025 Cuma- 16:33
’’Gıda arzı güvenliği için tarımda teknolojik dönüşüm şart’’
3
17 Aralık 2025 Çarşamba- 21:58
Bakan Işıkhan: "Asgari ücret miktarının çalışanlarımızın gelirlerini enflasyona ezdirmeyecek şekilde belirlenmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz"
4
28 Aralık 2025 Pazar- 11:17
Eski yöntemlerle ürettiği kebap şişlerini 15 ülkeye ihraç ediyor
5
28 Aralık 2025 Pazar- 12:15
Asırlardır üretilen Kastamonu fanilasına kış günlerinde yoğun ilgi
08 Aralık 2025 Pazartesi - 11:57
L’oréal Türkiye desteğiyle bilimde genç kadınlara ilham
Bu yıl L’Oréal Türkiye ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle düzenlenen "Bilim Kadınları İçin" Programı çerçevesinde, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Sevinç Figen Öktem Seven, düşük maliyetli ve taşınabilir hiperspektral görüntüleme sistemleri geliştirmeye yönelik projesiyle bu yıl ödüle layık görüldü. Bu sene L’Oréal Türkiye ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle düzenlenen "Bilim Kadınları İçin" Programı kapsamında ödül alan isimlerden biri de Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Sevinç Figen Öktem Seven oldu. Hesaplamalı görüntüleme alanındaki çalışmalarıyla dikkat çeken Öktem Seven, doğrudan gözle görülemeyen yapı ve özellikleri görünür hâle getiren sistemler geliştirerek; tarım, çevre ve sağlık gibi alanlarda daha hızlı ve doğru kararların alınmasına imkân tanıyacak yenilikçi teknolojiler üzerinde çalışıyor. Ulaşılabilir hiperspektral görüntüleme için ODTÜ’de öncü laboratuvar 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science Programının küresel ölçekteki prestiji, Nobel ödüllü 7 bilim kadınını onurlandırmış olmasıyla kanıtlandığı belirtildi. Türkiye’nin bu uluslararası programda en aktif ilk beş destekçilerden biri olmasının, Dr. Öktem Seven gibi bilim insanlarının başarılarının uluslararası alanda da tanınmasının yolunu açtığı kaydedildi. Programın oluşturduğu bir başka somut göstergelerinden birinin ise bugüne dek ödül alan bilim kadınlarından 100’ünün akademik kariyerlerinde yükselerek doçent veya profesör unvanına erişmiş olduğu ifade edildi. ODTÜ’ye Ocak 2015’te katılan Öktem Seven, doktorasını ABD’de Illinois Üniversitesi Urbana-Champaign’de tamamladıktan sonra NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nde araştırmacı olarak çalıştı. NASA deneyimi, hiperspektral görüntüleme sistemlerinin değerini görmesini sağladı; ancak bu sistemlerin pahalı ve sınırlı kullanımını fark ederek, daha ulaşılabilir çözümler geliştirmeyi hedefledi. Bu vizyon doğrultusunda Doç. Dr. Öktem Seven’in projesi, mevcut pahalı hiperspektral kameraların maliyet, boyut ve veri toplama süresi engellerini aşmayı amaçlıyor. Özel difraktif lensler ve yapay zekâ destekli algoritmalarla geliştirilecek sistem, görünür ve yakın kızılötesi (VNIR) bantta saniyeler içinde detaylı görüntüleme sağlayacak. Bu teknoloji sayesinde bitki hastalıkları erken tespit edilebilecek, çevresel kirleticiler fark edilebilecek ve tıbbi teşhis süreçleri daha doğru yürütülebilecek. Doç. Dr. Öktem Seven, ODTÜ’de kurduğu laboratuvarında genç araştırmacılarla birlikte çalışmalarını sürdürüyor. Laboratuvar prototipinin bir yıl içinde tamamlanması ve endüstri iş birlikleri veya start-up girişimleriyle sahada test edilebilecek hâle getirilmesi planlanıyor. Bilimi saha uygulamalarıyla buluşturan sistem Hiperspektral görüntüleme sistemlerinin düşük maliyetli, kompakt ve taşınabilir hâle gelmesinin, Türkiye’de tarım, çevre ve sağlık alanlarında hızlı ve doğru karar alınmasına olanak tanıyacağı belirtildi. Projenin uzun vadede yerli üretim ve teknolojik bağımsızlık açısından da önemli bir potansiyel taşıması bekleniyor.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 11:51
Samsun’da 11 ayda 1,5 milyon kişiye havayolu hizmeti
Samsun Çarşamba Havalimanı’nda yolcu trafiği, 2025 yılının ilk 11 ayında 1 milyon 457 bin 979 kişi olarak kayıtlara geçti. Aynı dönemde yük trafiği ise 13 bin 432 ton olarak gerçekleşti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü, Samsun Çarşamba Havalimanı’nın 2025 yılı kasım ayına ait hava yolu uçak, yolcu ve yük istatistiklerini açıkladı. Buna göre; Samsun Çarşamba Havalimanı’nda kasım ayında, iç hat yolcu trafiği 121 bin 928, dış hat yolcu trafiği 10 bin 641 oldu. Böylece kasım ayında toplam 132 bin 569 yolcuya hizmet verildi. Kasım ayında Samsun Çarşamba Havalimanı’na iniş-kalkış yapan uçak trafiği iç hatlarda bin 234, dış hatlarda 114 olmak üzere toplamda bin 348’e ulaştı. Yük (kargo+posta+bagaj) trafiği ise kasım ayında toplamda 1097 ton oldu. 11 aylık (ocak-kasım) dönemde ise Samsun Çarşamba Havalimanı’nda yolcu trafiği 1 milyon 457 bin 979, uçak trafiği 15 bin 845, yük trafiği ise 13 bin 432 ton olarak kayıtlara geçti.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 11:50
KAGİDER ve Migros iş birliğinde tarımda kadın girişimcilere destek
KAGİDER ve Migros iş birliğiyle bu yıl altıncısı düzenlenen ‘Tarımda Kadın Girişimci Geliştirme ve Hızlandırma Programı’, İstanbul’da gerçekleştirildi. Yoğun bir eğitim programının uygulandığı iki günlük kampa 26 şehirden 36 kadın girişimci katıldı. Kampı başarı ile tamamlayan katılımcılar arasından seçilecek 15 kadın girişimci bir sonraki aşamada mentor desteği alacak. Migros, kampa katılan ve kalite standartlarına uygun üretim yapan tüm girişimcilere ürünlerini Türkiye’nin dört bir yanındaki mağazalarında satış imkânı sunacak. Tarım sektöründe faaliyet gösteren kadın girişimcilere destek vermek amacıyla Migros ve KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) iş birliğiyle hayata geçirilen ‘Tarımda Kadın Girişimci Geliştirme ve Hızlandırma Programı’ kapsamında altı yıldır düzenlenen kamp İstanbul’da gerçekleştirildi. Dijital tarım, finans, gıda güvenliği ve markalaşma süreçlerine kadar geniş bir yelpazede birçok konunun ele alındığı iki günlük kampa, Türkiye’nin 26 farklı ilinde tarım sektöründe faaliyet gösteren 36 kadın girişimci katıldı. Migros Grubu Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Ekmel Baydur ve KAGİDER Başkanı Esra Bezircioğlu’nun açılış konuşmaları ile başlayan kampın ilk gününde yerelleşme ve tarımsal kalkınma, kalite süreçleri, süreç tasarımı ve pazarlamada genel perspektif ile girişimciler için teşvikler ve kamu destekleri başlıklı oturumlar gerçekleştirildi. Kampın ikinci gününde ise perakendede medya dinamikleri, dijital pazarlamada doğru mecra seçimi, dijital tarım alanındaki güncel yaklaşımlar ve girişimcilerin finansal farkındalığını artırmaya yönelik finans oturumu gerçekleştirildi. Program kapsamında geçmiş dönem program mezunlarının deneyimlerini paylaştığı "iyi örnek" paneli ile kadın girişimciler arasında ilham verici bir deneyim aktarımı sağlandı. KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Esra Bezircioğlu açılış konuşmasında şunları kaydetti: "Tarım sektörü, Türkiye ekonomisinin güçlü alanlarından biri. Ancak bu alanda kadınların potansiyeli hâlâ yeterli değil. KAGİDER olarak biz, kadın girişimciliğinin tarımda yenilik, sürdürülebilirlik ve verimlilik açısından stratejik bir rol üstlendiğine inanıyoruz. Migros iş birliğiyle bu yıl altıncı kez hayata geçirdiğimiz ‘Tarımda Kadın Girişimci Geliştirme ve Hızlandırma Programı’, kadınların üretimden pazarlamaya, markalaşmadan dijitalleşmeye kadar her aşamada güçlenmelerine katkı sağlıyor. Türkiye’nin 26 ilinden 36 kadın girişimcinin katılımıyla gerçekleşen bu program, kadınların bilgiye, mentorluk desteğine ve güçlü bir iş ağına erişimini kolaylaştırıyor. KAGİDER olarak temel hedefimiz, kadınların ekonomideki görünürlüğünü artırmak, girişimcilik ekosisteminde daha etkin rol üstlenmelerini sağlamak ve Türkiye’nin kalkınma hedeflerine somut katkı sunmalarına destek olmaktır. Kadınların tarımda güçlenmesi; yalnızca üretimin artması değil, aynı zamanda kırsal kalkınmanın hızlanması, istihdamın genişlemesi ve yerel ekonomilerin sürdürülebilir hale gelmesi anlamına geliyor. Bu program, tam da bu dönüşümün bir parçası olarak kadınların potansiyelini ekonomiye kazandırmayı ve Türkiye’nin geleceğine değer katmayı amaçlıyor." Migros Grubu Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Ekmel Baydur, programın altıncı yılında kadın girişimcilerin tarımda önemli bir dönüşüm oluşturduğunu belirterek şunları söyledi: "Migros ve KAGİDER iş birliği ile kadın girişimcilere üretim, kalite süreçleri, finansal okuryazarlık, markalaşma ve dijital tarım teknolojileri gibi farklı birçok alanda eğitim ve danışmanlık desteği sağlıyoruz. Bu desteklerle kadın girişimcilerimizin yerelden ulusala yayılan projeler geliştirdiğini görmekten mutluyuz. Kadınların ekonomik hayata katılımları aynı zamanda bölgelerin kalkınmasına da önemli katkılar sağlıyor. Ürünleri Türkiye’nin dört bir yanındaki mağazalarımızda satışa sunuyoruz. Yerelleşme yaklaşımımız kapsamında gerçekleştirdiğimiz Kayseri’de yerli yeşil mercimek, Niğde’de yerli tohumlarla üretilmiş barbunya ve patates, Adana’da yerli susam, Ordu’da yumurta üretimi çalışmalarımızda kadınlarımızın emeği var. Yerel kooperatifler ve birlikler ile yaptığımız iş birlikleri ile sahada daha çok kadına ulaşabiliyoruz. Onarıcı tarım ve münavebe uygulamalarıyla toprağın verimini ve üreticinin gelirini artıracak çalışmalar yapıyoruz. Ar-Ge ve dijital tarım yatırımlarımızla da bu etkiyi güçlendiriyoruz. Sadece üretimle değil, tarladan sofraya uzanan tedarik zincirinin tamamı için destek sağlıyoruz. Keşan’da kurduğumuz MİGBAK paketleme tesisimizle Migros markalı bakliyat ürünlerini yüzde yüz yerli üretime dönüştürüyoruz. Bu bizim için çok değerli" dedi.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 11:45
Kuraklık arpa ekimini artırdı
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Bursa, Konya, Kayseri, Tekirdağ, Diyarbakır, Çorum ve Sakarya gibi birçok bölgede arpa ekiminin arttığını bildirdi. TMO’nun "Fenolojik Değerlendirme – Hububat ve Bakliyatta Yağış, Ekiliş ve Gelişim Analizine (Ekim 2025 Değerlendirmesi)" göre, 2025/26 üretim sezonunda Türkiye genelinde arpa ekim alanlarında genel bir artış eğilimi dikkati çekiyor. Konya’da geçen yıl makarnalık buğday ekilen alanlarda bu yıl azalış, arpa ve ekmeklik buğday alanlarında ise artış bekleniyor. Kayseri’de makarnalık buğdaydan ekmeklik buğdaya yüzde 8, makarnalık buğdaydan arpaya ise yüzde 3 oranında geçiş olacağı değerlendiriliyor. Kırıkkale’de Tarım ve Orman Bakanlığının uyguladığı münavebe sistemi nedeniyle ekmeklik buğday ekim alanlarında yüzde 8–10 azalış gerçekleşti, nadas ve arpa ekimlerine yönelim arttı. Arpa ekim alanlarında yüzde 10–15 artış beklenirken, yetersiz yağış ve münavebe zorunluluğu nedeniyle nadas alanlarının yüzde 5–10 oranında artacağı tahmin ediliyor. Eskişehir’de altı ilçenin "su kısıtı bölgesi" ilan edilmesi, yaz aylarında kuyulardaki su yetersizliği ve aşırı sıcakların tozlaşma sorunlarına yol açması nedeniyle mısırda düşük verim elde edilmesi yüzünden bölgede mısırdan buğday ve arpaya bir miktar geçiş bekleniyor. Diyarbakır’da da 2025/26 üretim sezonunda, önceki yıllara kıyasla arpa ekilişinde artış olacağı öngörülüyor. Çanakkale, Bursa, Balıkesir ve Yalova illerinde toprak hazırlıkları tamamlanırken, bölgede arpa ekilişlerine başlandı. Tekirdağ’da ayçiçeği ekilen alanların bir bölümünde arpa ekilişine geçildi. Bu nedenle arpa ekim alanlarında artış görüldü. Sakarya’da da son yıllarda ülke genelinde yaşanan kuraklığa bağlı olarak mısırdan buğday ve arpaya yaklaşık yüzde 10 oranında geçiş olacağı değerlendiriliyor. Çorum’da üreticilerin ayçiçeği ekili alanlardan arpaya yöneldikleri gözlendi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Hepokur, arpa yerine buğday ekilemeyecğini ancak buğday yerine arpanın her zaman olabildildiğini söyledi. Arpanın fazla su istemeyen bir ürün olduğunu ve kıraç arazilerde genellikle tercih edildiğini vurgulayar Hepokur, "Son yıllarda etkili olan kuraklık nedeniyle birçok üründe verim düştü. Buğday sıcaktan yanar ama arpa yanmaz. Susuzluğa daha dayanıklı bir ürün olan arpa, suyu az kullanır" dedi.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 11:17
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin GES sayısı 19’a çıktı
Antalya Büyükşehir Belediyesi yenilenebilir enerji kaynağı yatırımları ile enerji tasarrufunu arttırıyor. Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı hizmet binası çatısına yeni GES’in kurulumları tamamlandı. Yeni kurulum ile Büyükşehir Belediyesi’nin GES sayısı 19’a çıktı. Türkiye’nin İklim Dostu Kuruluş Belgesi’ne sahip Büyükşehir Belediyesi, hizmet binalarına kurduğu çevre dostu GES’ler ile kendi enerji ihtiyacını karşılıyor. Antalya’da yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarına öncülük eden Büyükşehir, kurulan yeni GES’ler ile hem doğayı koruyor hem de tasarrufunu arttırıyor. Antalya’nın iklimi ve coğrafi avantajlarını şehrin kazancına dönüştüren Büyükşehir Belediyesi, Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı hizmet binası çatısına yeni GES’in kurulumunu gerçekleştirdi. Yıllık 216 Bin Kilowatt saat (kWh) elektrik üretebilecek santral ile hizmet yerleşkesindeki tüm binaların elektrik ihtiyacı karşılanacak. GES sayısı 19 oldu Büyükşehir Belediyesi’nin GES yatırımları ile ilgili bilgi veren Temiz Enerji Şube Müdürlüğü Elektrik Elektronik Mühendisi Nilüfer Çetin "Artan Enerji maliyetlerine karşı Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak kurmuş ve kurmakta olduğumuz güneş enerji santrallerimizle belediye aboneliklerinde enerji tüketimini en aza indirme hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı Temiz Enerji Şube Müdürlüğü olarak 19’uncu GES’imizi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığımızın ana hizmet binası çatısına kurulumunu gerçekleşti. Büyükşehir Belediyesi olarak yıllık 145 Bin hanenin ihtiyacını karşılayabilecek elektrik üretmekteyiz. Yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarımıza devam edeceğiz" dedi. "Bu üretimle yıllık 1 milyon TL’lik bir tasarruf sağlanabilecek" Yeni GES’in elektrik üretim kapasitesi hakkında bilgi veren yüklenici firma temsilcisi Ercan Berberoğlu ise "Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler binası çatısına yaklaşık 120 kWh saat’lik GES’in kurulumunu tamamladık ve teslimini gerçekleştirdik. Güneş Enerji santralimizden yaklaşık günde 480 kWh saat yılda da 216 Bin kWh saat gibi bir elektrik üretilebilecek. Bu üretimle yıllık 1 milyon TL’lik bir tasarruf sağlanabilecek. Bu alanda yer alan bütün binaların elektrik ihtiyacını karşılayabilecek bir santral kuruldu. 30 yıl boyunca sorunsuz çalışabilecek bir sistem" bilgisini verdi.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 10:38
Son beş yılın üretim ve tüketim şampiyonu beyaz et
HasTavuk Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Sezer, beyaz et sektörünün 2025 yılında üretimini düzenli şekilde artırarak yaklaşık 2 milyon 700 bin ton seviyesine ulaşacağını, bunun da geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış anlamına geldiğini belirtti. Üretimin yaklaşık 500 bin tonunun ihracata ayrılacağını ifade eden Sezer, "Beyaz et her zaman olduğu gibi istikrarlı bir şekilde hem üretimini hem de ihracatını artırıyor" dedi. Küresel ve yerel tüketim Türkiye’de kişi başı yıllık beyaz et tüketiminin 20 kilogram seviyesinde olduğunu söyleyen Sezer, Brezilya’da bu rakamın 40-45 kilogram civarında olduğunu vurguladı. Son 5 yıllık trendde beyaz etin, kırmızı et ve domuz etini geride bıraktığını belirten Sezer, bunun en önemli nedeninin ekonomik fiyat avantajı ve sağlıklı protein kaynağı olması olduğunu dile getirdi. Sezer, tavuk etinin üretiminde kullanılan su miktarının kırmızı ete göre çok daha düşük olduğunu, ayrıca karbondioksit salınımının da üç kat daha az olduğunu ifade etti. Bu özelliklerin, iklim değişikliği ve çevresel hassasiyetler nedeniyle beyaz etin dünya genelinde daha fazla tercih edilmesine yol açtığını söyledi. Üretim ve denetim Son dönemde yaşanan gıda zehirlenmelerine dikkat çeken Sezer, özellikle işlenmiş ürünlerde (örneğin tavuk döner) merdiven altı üretimlerin ciddi riskler taşıdığını ve denetimlerin sıkılaştırılması gerektiğini söyledi. Türkiye’deki büyük firmaların Avrupa standartlarının üzerinde üretim yaptığını, hijyen ve biyogüvenliğe büyük önem verdiklerini dile getiren Sezer, "üretim sırasında soğuk zincirin korunmasının kritik olduğunu, ürünlerin 6 derecelik ortamlarda üretilip aynı şartlarda tüketiciye ulaştırıldığını aktardı. Sezer, "Siz bir döneri bitirmeyip ertesi gün tekrar aynı döneri satarsanız büyük bir faciaya sebep olursunuz. Bu işlerin ciddi yapılması gerekiyor ve markalaşmış ciddi firmalardan bu ürünlerin tüketilmesi gerektiğini veya bunun dışında denetleme otoritelerinin çok daha sıkı ve acımasız şekilde denetlemeler yapması gerektiğini söylemek isterim" şeklinde konuştu. Fiyat ve medya eleştirisi Türkiye’de beyaz etin hâlâ en ucuz protein kaynağı olduğunu belirten Müjdat Sezer, zaman zaman ileri işlenmiş ürünlerde fiyat artışı yaşansa da bunun genelleştirilmemesi gerektiğini ifade etti. Medyanın fiyat artışlarını gündeme getirdiğini, ancak beyaz etin ucuz olduğu dönemlerde aynı ilgiyi göstermediğini eleştirerek, "49 TL’ye sattığımız günlerde kimse ‘En iyi protein çok ucuza satılıyor’ demiyor. Adil bir bakış açısı gerekiyor" dedi. Sezer sözlerini şu şekilde sürdürdü; "Türkiye’de beyaz etin en ucuz protein ve birinci sırada olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Şunu söylemekte yarar var, zaman zaman bazı ileri işlenmiş ürünlerimizin fiyatı artıyor olabilir. Sonra medyada hemen "Tavuk eti acayip arttı" gibi yayınlar yapılıyor. Fakat şu tip yayınların da yapılmasının adil olacağını düşünüyorum. Mesela 49 TL’den beyaz eti sattığımız günlerde hiçbir büyük medyada "En iyi protein çok ucuza satılıyor." diye bir kelime duymuyoruz. Evet, hakkımızın verilmesi lazım. Ama bir gün hamsi 150 TL’ye düştü diye hemen hemen bir hafta bütün haber kanallarında bunu dinleyebiliyoruz. Aynı adil bakış açısının beyaz ete de yapılmasını tavsiye ediyorum" Sezer’in açıklamaları, beyaz et sektörünün hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemini bir kez daha ortaya koyarken, tüketicilere güvenilir ve markalaşmış firmaların ürünlerini tercih etmeleri çağrısı yaptı.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 10:32
OYAK, üç şirketi ile Take Off İstanbul’da yerini alacak
OYAK, 10-11 Aralık tarihlerinde düzenlenecek Take Off İstanbul etkinliğine bağlı şirketleri OYAK PORTFÖY, Hektaş ve Indisol ile katılacak. Girişimcilik dünyasını bir araya getirerek yeni iş birliklerine zemin hazırlamayı hedefleyen etkinlik, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Türkiye’nin köklü kurumlarından OYAK, İstanbul Fuar Merkezi’nde 10-11 Aralık tarihlerinde düzenlenecek Take Off İstanbul etkinliğinde, bağlı şirketleri OYAK PORTFÖY, Hektaş ve Indisol ile temsil edilecek. Türkiye’de ve küresel ölçekte girişim ekosistemini güçlendirmeyi hedefleyen etkinlik; Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi iş birliğiyle gerçekleştirilecek. OYAK PORTFÖY yenilikçi girişimleri anlatacak Yatırım fonları ve girişim sermayesi fonları aracılığıyla teknoloji, dijitalleşme ve verimlilik odaklı şirketlere yatırımlarını sürdüren OYAK PORTFÖY, Take Off İstanbul’da; portföyündeki 3D yazıcı teknolojileri (Zaxe), teslimat ve lojistik çözümleri (Pudo), finansal teknoloji uygulamaları (Poca) ve bulut tabanlı iş yönetim platformları (KolayBi) gibi girişimlerin ürün ve hizmetlerini tanıtacak. Etkinlik süresince, girişimlerin teknoloji ve iş geliştirme alanlarına yönelik çözümlerine dair bilgilendirmeler yapacak olan şirket, aynı zamanda ziyaretçilere söz konusu şirketlerin faaliyet alanları hakkında bilgi verecek. Hektaş, ürün ve hizmet geliştiren girişimlerle buluşacak Hektaş, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini stratejik önceliklerinin merkezine yerleştiriyor. Bu vizyon doğrultusunda Take Off İstanbul etkinliğinde yerini alacak şirket, verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı tarım teknolojileri üzerine çalışmalar yapan, ürün ve hizmet geliştiren girişimlerle bir araya gelecek. Etkinlik kapsamında şirket; iklim değişikliği, su krizi ve artan nüfusun beslenme ihtiyacına yönelik gıda arzı gibi küresel sorunlara yönelik çözüm üretmeye odaklanan girişimciler ve fikir sahipleriyle aynı ekosistemde buluşarak, yeni iş birliklerine, ortak projelere, yeni ürün ve hizmetlerin ticarileşmesine katkı sunmayı hedefliyor. Indisol ürün ve hizmetlerini tanıtacak OYAK tarafından 2023 yılında kurulan teknoloji şirketi Indisol ise etkinlikte; dijital dönüşüm, yapay zekâ, veri analitiği platformları, bulut ve teknoloji çözümleri, endüstriyel yapay zekâ uygulamaları, optimizasyon ve simülasyon dashboard’ları, RPA, AI Chatbot, siber güvenlik ve kurumsal yazılım uygulamalarına yönelik ürün ve hizmetlerini tanıtacak. Indisol, etkinlikte ayrıca dijital ve teknoloji dönüşümü odağıyla geliştirdiği uygulamalar hakkında şirketlere ve ziyaretçilere bilgi verecek.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 10:20
OMSAN Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Arıburnu, Tanger Med Limanı’nı inceledi
Lojistik sektörünün önde gelen firmalarından OMSAN Lojistik, Türkiye’yi "süper lojistik merkezine" dönüştürmek amacıyla Tanger Med benzeri bir liman kurmak için harekete geçti. Şirket, ayrıca dünyadaki tüm liman fırsatlarını da radarına aldı. OYAK Grubu’nun amiral gemilerinden biri olan OMSAN Lojistik, gerek kendi büyüme planlarını gerçekleştirmek gerekse Türkiye’yi bölgesinin lojistik merkezi haline getirmek için harekete geçti. OYAK’ın önümüzdeki 5 yıl içinde odaklanacağı sektörlerin başında lojistiğin gelmesinin OMSAN’ın stratejik kararlar vermenin arifesinde olmasının da en büyük dayanak noktalarından bir tanesi olduğu belirtildi. OMSAN, önce bölgesel sonra küresel güç haline gelmek isteyen OYAK Grubu’nun dünya arenasındaki güvenli limanı olmayı hedefliyor. Şirketin büyüme planının odağında dünya limanlarında söz sahibi olma stratejisi yattığı kaydedildi. OMSAN Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Arıburnu bu amaç doğrultusunda ilk ziyaretini Akdeniz’in en büyük limanlarından biri olan ve dünyanın en büyük 20 limanı arasında yer alan Fas Tanger Med Limanı’na gerçekleştirdi. "Türkiye için olmazsa olmaz proje" Türkiye’nin lojistik kapasitesini küresel ligde üst basamağa taşıyacak yeni yatırımlar ve vizyoner adımların sinyallerini veren Arıburnu, başta Marmara Bölgesi’nin olmak üzere Türkiye’nin artan ticaret hacmi, büyüyen otomotiv ihracatı ve demir yolu-deniz yolu entegrasyonu sayesinde Türkiye’nin Tanger Med benzeri bir "lojistik süper merkez" kurma potansiyeline sahip olduğunu söyledi. Böyle bir merkezin, bölgesinin "Lojistik Üssü" olmayı hedefleyen Türkiye için olmazsa olmaz bir proje olduğunu kaydeden Arıburnu, "Türkiye böyle bir merkezi OMSAN öncülüğünde kurma potansiyeline sahip" dedi. OYAK’ın, Türkiye ekonomisinin en dinamik kurumsal güçlerinden biri olduğunu vurgulayan Arıburnu, "Elbette böylesine büyük vizyon ve projelere OYAK gibi güçlü kuruluşların öncülük etmesi gerekiyor. Biz Tanger Med benzeri bir liman inşa etmeyi arzuluyoruz. Çünkü, şu anda Türkiye’nin en büyük ve en kıymetli limanlarından Port Yarımca’yı Japon ortaklarımızla biz işletiyoruz. Bu konuda benzersiz bir deneyime sahibiz. OYAK’ın yön verdiği dönüşüm, ülkemizi bu hedefe taşıyacak en güçlü kurumsal iradedir. Bu ve benzeri liman projelerini değerlendirmek istiyoruz. Dünyada önümüze çıkacak fırsatlar için de radarımız açık" ifadelerini kullandı. "Lojistik tercih değil, yaşamsal gereklilik" Lojistik sektörünün ülkeler için önemine işaret eden Arıburnu, üretim ve ticaret süreçlerinde ulusal rekabet gücünün belirleyicisinin artık lojistik ve potansiyel olduğuna dikkat çekerek, "Bugün rekabeti belirleyen maliyet değil; hız, entegrasyon ve tedarik zinciri güvenliğidir. Bu nedenle Türkiye’nin entegre limanlara, güçlü denizciliğe, demiryolu entegrasyonuna yatırım yapması stratejik bir zorunluluktur. Bu yüzden lojistik artık bir tercih değil, ülke ekonomisinin yaşamsal bir gerekliliğidir" dedi. Tanger Med analizini ve izlenimlerini de aktaran Arıburnu, "Toplam 5 bin hektarlık sanayi ve lojistik alanı, 3 bin hektarlık geliştirilmiş yatırım bölgesi, bin 400’den fazla yatırımcıyla oluşan 17 milyar doların üzerindeki ekonomik hacim; Tanger Med’in neden dünya ligine çıktığını çok net gösteriyor" dedi. Arıburnu, "Dünya ticareti yeniden şekillenirken, Afrika, Avrupa ve Orta Doğu’nun kesişimindeki bu yapı artık sadece bir liman değil; üretim ve lojistikte bölgesel güç dağılımını değiştiren stratejik bir platform. Burası Afrika ve Orta Doğu’nun en büyük otomotiv üretim kapasitesine sahip; elektronik, tekstil, havacılık ve tarım sanayileriyle entegre bir üretim ekosistemi sunuyor. Küresel bağlantı gücü bu başarının temel taşı. 70 ülkeye, 180’den fazla limana erişim; Çin’e 20 günde, Rotterdam’a 3 günde, Amerika kıtasına 6 günde ulaşabilmek; bu yapıyı küresel tedarik zincirinin tam merkezine yerleştirmiş" ifadesini kullandı. "Türkiye küresel ticaretin kavşak noktası olacak" Tanger Med’in her yönüyle Türkiye için doğru ve gerçekçi bir model olduğunun altını çizen Arıburnu sözlerini şöyle tamamladı: "Aslında burada gördüğümüz şey, bir ülkenin üretimi, lojistiği ve küresel bağlantıyı tek bir stratejiye dönüştürdüğünde nasıl büyük bir sıçrama oluşturabileceğinin somut bir örneği. Bu model, Türkiye’nin lojistik üs olma vizyonu ile güçlü bir paralellik taşıyor. Orta Koridor’dan Kalkınma Yolu’na, Zengezur Koridoru’ndan liman yatırımlarımıza kadar yürüttüğümüz tüm stratejilerin sahadaki karşılığı işte burada çok net olarak okunabiliyor. Türkiye, jeopolitik avantajları, OYAK’ın uzun vadeli yatırımları, OMSAN’ın çok modlu operasyonel gücü, Türkiye’nin son 23 yılda yaptığı 300 milyar dolarlık altyapı yatırımı ve büyüyen ihracat ekonomisi ile lojistikte yeni bir çağın eşiğindedir. Türkiye’nin lojistik yükselişi artık inkar edilemez bir gerçek. Doğru yatırımlar, entegre limanlar ve akıllı lojistik ağlarıyla ülkemiz küresel ticaretin yeni kavşak noktası olacaktır."
08 Aralık 2025 Pazartesi - 10:18
Habur’un yanı başında dev proje: Silopi Sera OTB 2026’da üretime başlıyor
Şırnak’ın Silopi ilçesinde, Habur Sınır Kapısı’na komşu stratejik bir konumda yükselen Silopi Sera Organize Tarım Bölgesi (OTB), tarım devriminin habercisi olarak dikkat çekiyor. Şırnak Tarım ve Orman Müdürü Oktay Sezgin, 946 dekarlık devasa alanda kurulacak seraların, bin kişiye istihdam sağlayacağını ve bunların yüzde 75’inin kadınlardan oluşacağını söyledi. Projenin, sadece yerel ekonomiyi canlandırmakla kalmayacağını Irak ve Suriye pazarlarına açılan bir ihracat kapısı olacağını dile getiren Sezgin, yerel üretimin yüzde 10’dan yüzde 40’a yükseleceğini ifade etti. 946 dekar arazi üzerine kurulması planlanan Sera Organize Tarım Bölgesinde alt yapı çalışmalarının bitme aşamasına geldiğini vurgulayan Sezgin, ’’Silopi Sera Organize Tarım Bölgesi (OTB) Projesinde alt yapı çalışmaları bitmek üzere. 946 dekar arazi üzerinde kurulacak seralarla ilimizde yatırım, kalkınma, istihdam hedefi ile yola çıkılmıştır. Burada yaklaşık bin kişi istihdam edilecek, yüzde 75’i kadın istihdamı olacak bu projede" dedi. Habur’un yanı başında konumlanan Sera OTB, yüksek ihracat potansiyeliyle katma değerli ürünler üretileceğini belirten Sezgin, "Sera OTB alanı Habur Sınır Kapısına olan yakınlığı ve Irak-Suriye pazarına olan yakınlığından dolayı çok stratejik bir noktada. Bu bölge de üreteceğimiz tarımsal ürünlerin ihracat potansiyeli yüksek olup, bölgemize katma değerli ürünler sağlayacak. İstihdam, ekonomik kalkınmada rehberlik ve öncülük edecektir. Projemizde ilimizin gençlerine, kadınlarına dönük iş kapısı sunmuş olacağız. Bu projenin hayata geçmesi ile beraber bölgemizde sebze yetiştiriciliği hem ilimiz, hem de bölge illerinin tüketimine sunulacak" diye konuştu. Alt yapı çalışmaları yıl sonuna kadar tamamlanacak Sezgin, projenin altyapı çalışmalarının 2025 sonuna kadar tamamlanacağını müjdeleyerek, "Sera OTB alt yapı inşaat süreci devam etmekte olup, 2025 yılı bitmeden tamamlanacak. Yıl sonu itibari ile alt yapı çalışmalarının bitmesi ile beraber müteşebbislerimize, sera yatırımcılarımıza tahsis süreci başlayacak olup, 2026 yılı içerisinde sera kurulumlarına başlayacağız" şeklinde konuştu. Şırnak’ın tarımsal ürünler üretimi açısından stratejik bir noktada yer aldığını ve hem iklim şartlarının hem de coğrafi şartlarının seracılık yapmaya elverişli olduğunu ifade eden Sezgin, "İlimiz tarımsal üretim açısından oldukça stratejik bir noktadır. İklimimiz, coğrafi şartlarımız seracılık yapmaya elverişlidir. Silopi ilçemizde kuracağımız Sera OTB alanı güçlü bir yatırım, üretim, istihdam ve kalkınma sunacaktır hepimize. Bu projenin duyulması ile beraber çiftçilerimiz, bölgedeki, ilimizdeki, müteşebbislerin dikkatini çekmiş ve heyecan uyandırmıştır. Projenin tamamlanması ile beraber bölgenin kalkınmasına güçlü bir şekilde destek verecektir" dedi. Yerel üretime önemli katkı vermesi beklenen Sera OTB Projesi ile birlikte yerel üretimin yüzde 10’dan yüzde 40’a çıkacağını aktaran Sezgin, "Şırnak’ta sebze üretiminde kendi ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’nu karşılamakta yerel üretimle. Bu dar kapsamlı kısa dönemli. Sonbahar ve ilkbahar dönemlerinde gerçekleşen sebze üretimi ile karşılanmaktadır. Bölgemizdeki tüketicilerimiz, vatandaşlarımız sebze ihtiyaçlarını Adana, Mersin gibi illerden tedarik etmektedir. İlimizde kurulacak olan Sera OTB Projesi ile beraber yerinde bir üretim, güçlü bir üretim gerçekleşecektir. Bu şekilde ilimizin ihtiyacının yaklaşık yüzde 40’lık bir bandını Sera OTB alnında üretilen ürünlerden tedarik etmiş olacağız. Yerinde üretim ile beraber taze, kaliteli ve güvenilir gıdaya vatandaşlarımız hızlı bir şekilde ulaşmış olacaktır" ifadelerini kullandı.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 10:08
Aylık en yüksek reel getiri mevduat faizinde oldu
Aylık en yüksek reel getiri, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 2,18 oranlarıyla mevduat faizi (brüt)’te gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları’nı açıkladı. Buna göre, aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 2,21, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 2,18 oranlarıyla mevduat faizi (brüt)’te gerçekleşti. Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından, Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 1,89, BİST 100 endeksi yüzde 0,50 ve dolar yüzde 0,26 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; külçe altın yüzde 0,41 ve euro yüzde 0,45 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise DİBS yüzde 1,86, BİST 100 endeksi yüzde 0,47 ve dolar yüzde 0,23 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; külçe altın yüzde 0,44 ve euro yüzde 0,48 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 23,52, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 21,53 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde BİST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 6,83, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 8,33 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. Altı aylık değerlendirmeye göre külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 23,30, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 22,74 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde Amerikan Doları, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 2,88, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 3,32 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri külçe altında gerçekleşti Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 47,77, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 43,44 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 10,91, DİBS yüzde 5,79, euro yüzde 4,90 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; dolar yüzde 3,53 ve BIST 100 endeksi yüzde 8,02 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise mevduat faizi (brüt) yüzde 7,66, DİBS yüzde 2,69 ve euro yüzde 1,82 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; dolar yüzde 6,36 ve BIST 100 endeksi yüzde 10,71 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 10:05
Binlerce ailenin geçim kaynağı limonun başkentinde hasat zamanı
Binlerce aileye ekmek kapısı olan limonun başkenti olarak bilinen Mersin’in Erdemli ilçesinde, depoluk üründe hasat dönemine girildi. Şu anda bahçede 40 TL civarında alıcı bulan limonlar sabah erken saatlerde bahçeye giren işçiler tarafından tek tek toplanarak bir kısmı iç ve dış piyasaya gönderilirken, bir kısmı da yazın tüketilmesi için soğuk hava depolarına sevk ediliyor. Türkiye’de yaş sebze ve meyve üretiminde ilk sıralarda yer alan Mersin’de en çok üretilen ürünlerin başında limon geliyor. 100 bin dekardan fazla alanla en çok üretimin yapıldığı Erdemli ilçesinde binlerce kişiye ekmek kapısı olan limonda şu anda depoluk olan coğrafi işaret tescilli ’lamas’ ile ’küt dikenli’ cinsinin hasadına başlandı. Mart ayı sonuna kadar sürmesi beklenen hasatta toplanan limonların bir kısmı iç ve dış piyasaya gönderilirken yazın yaklaşık 6 ay boyunca tüketilmek üzere soğuk hava depolarına sevk ediliyor. İşçiler sabahın erken saatlerinde girdikleri bahçede tek tek kestikleri limonu küfelerle taşıyıp ilk ayrıştırmayı yaparak tesislere gönderiyor. Tesislerde hem makinelerin yardımı hem de birçoğu kadın olan işçilerin çalışmasıyla tek tek özenle paketlenen ürünlerin depo ve piyasaya sevki sağlanıyor. Geçtiğimiz yıl yaşanan zirai dondan dolayı rekolte bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 30 azalan limonda bu yıl beklentinin 580 bin ton olduğu, bahçede fiyatının ise 40 TL civarında alıcı bulduğu öğrenildi. Binlerce kişi limondan ekmek yiyor Yurt genelinden limon üretiminin yüzde 50’sinin Erdemli bölgesinde yapıldığına dikkat çeken üreticilerden Murat Topal, hasada sabahın ilk ışıklarında başladıklarını söyledi. Limon hasadının meşakkatli olduğuna dikkat çeken Topal, bahçede tek tek toplanıp ayrıştırma yapıldıktan sonra tesislere gönderilip paketlenip yurt içinde ve dışında pazara sunulduğunu anlattı. Aralık ile mart ayları arasında depoluk olarak geçen coğrafi işaret tescilli ’lamas’ ile ’küt dikenli’ limonun hasat edildiğini vurgulayan Topal, "Çiftçimizin geçim kaynağı olan limondan binlerce kişi ekmek yemektedir. Aralık ve mart ayları arasında hasat edilen limonlar, soğuk hava depolarına sevk ediliyor. Depolardaki ürünler limon hasadının olmadığı yaz aylarında satışa sunuluyor" dedi. Limon üretiminin zahmetine değinen Topal, "Bahçelerde ağaçlardan tek tek toplanarak kasalara alınıyor. Kasalara alındıktan sonra tekrar tek tek boy ve kalitesine seçiliyor daha sonra depolara gönderiliyor. Burada çürüme ve fire oranlarının düşürülmesi için sürekli kontrollerini yapılması lazım" diye bilgi verdi. Sabah saat 7.30’da bahçede hasada başladıklarını, 16.30’a kadar çalıştıklarını anlatan işçilerden Firdevs Bolcalı, limonun hassas bir ürün olduğunu, dikkatlice keserek sepetlere koyduklarını söyledi. Limon bahçelerinde 18 yaşında çalışmaya başladığını aktaran 55 yaşındaki Selma Köpüç, sağlığının elverdiği kadar çalışmaya devam edeceğini kaydetti.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 09:53
Yılda 10 ton üretiliyor, 100 ton sahtesi satılıyor
Anzer Ballıköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Osman Civelek, yıllık 8-10 ton coğrafi işaret tescilli Anzer balı üretildiğini ancak piyasada 100 ton civarında sahtesinin satıldığını tahmin ettiklerini söyledi. Civelek, katıldığı bir programda yaptığı açıklamada, 1988 yılında kurulmuş bal kooperatifi olduklarını belirterek, 2021 yılından bu yana coğrafi işaretli ürünler sattıklarını anlattı. Anzer balına coğrafi işareti almanın kolay olmadığını, 7-8 yıl sürdüğünü dile getiren Civelek, aldıktan sonra tescil belgesini Rize Tarım ve Orman İl Müdürlüğüne devrettiklerini, bir kurumun takip etmesini daha doğru bulduklarını kaydetti. Civelek, Anzer balının tarihi bir geçmişi, hikayesi olduğunu ifade ederek, bunun coğrafi işaret alınmasında büyük fayda sağladığını çünkü tescillerde ürünlerin öyküsüne önem verildiğini söyledi. Anzer balının Osmanlı döneminde saraya gönderilen ender Karadeniz ballarından biri olduğuna dikkati çeken Civelek, "Coğrafi işaret alarak Türkiye ve dünyaya kazandırma hedefimiz vardı. Anzer balını korumak amacıyla aldık. Ürettiğimiz bal miktarı düşük miktarda ama tonlarca Anzer balı satılıyordu. Bunu önlemek amacıyla yola çıktık" dedi. Coğrafi işaret aldıktan sonra taklitleri daha çok arttı Koruma tedbirlerinin, coğrafi işaret tescili alınmasının Anzer balını korumak adına bir faydasının olmadığını vurgulayan Civelek, şunları kaydetti: "Balımızı yine koruyamadık ve hatta coğrafi işaret aldıktan sonra daha çok arttı taklitleri. Önceden 10 ton sahte satılırsa şimdi 100 ton sahtesi satılıyor. Hava şartlarıyla değişim gösterse de yıllık 8-10 ton bal üretimimiz oluyor. Yani yıllık 10 ton Anzer balı üretiliyor ama 100 ton sahte Anzer balı satılıyor diye tahmin ediyoruz. Ülkenin dört bir yanında sahtelerini görüyoruz. Rize’de gördüklerimizi toplatıyoruz ama uzakta olanlara elimiz uzanmıyor, güçümüz yetmiyor." Kilosu 20 bin liraya kadar çıkıyor Kooperatif olarak bir kilosunu 6 bin liraya sattıklarını dile getiren Civelek, "Karadeniz bölgesinin balları 2 ila 4 bin lira arasında satılıyor. Yine de biz ucuza satıyoruz. İstanbul’da bazı noktalarda kilosu 15-20 bin liraya kadar satılıyor" dedi. Civelek, fiyatının yüksekliğinin şifa kaynağı olmasından kaynaklandığını belirterek, "Balın fiyatı niye bu kadar yüksek? Kahvaltıda tüketmek için alanların sayısı azdır. Yüzde 5’i kahvaltı için alır, yüzde 95’i şifa amaçlı tüketir. Bütün müşterilerimize ilaç satmıyoruz, bu ilaç değildir diye uyarıyoruz. Balların tamamı şifadır yeter ki organik katkısız doğal bal olsun" diye konuştu. Anzer balının 2 bin 500 rakımda, endemik çiçeklerin de arasında olduğu 400’e yakın çiçek çeşidinin bulunduğu yerde üretildiğini anlatan Civelek, zor şartlarda üretildiği, doğal ve şifalı olduğu için diğerlerine göre yüksek fiyata satıldığını söyledi.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder