Son Dakika
|
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Deprem turistleri ortalıkta yok, biz buradayız"
Mersin’de acı olay: 2 çocuk hayatını kaybetti
AKOM uyardı: İstanbul’da İzlanda soğuk hava dalgası etkili olacak
Antalya Döşemealtı Belediyesi’ne ’yolsuzluk’ operasyonu: 10 gözaltı
Çin elektrikli otomobillere enerji tüketim sınırı getirdi
Zelenskiy’den Ukrayna’da barış açıklaması: "Yeni yıl öncesinde birçok karar alınabilir"
MİT yeni yılda eylem hazırlığında olan DEAŞ sempatizanını yakaladı
'Futbolda Bahis Soruşturması'nda yeni dalga!
Bahis soruşturması kapsamında 30 gözlemci, PFDK’ya sevk edildi
Sultangazi’de kuyumcu vurgunu: Altınları alıp kayıplara karıştı
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Radon Thermal Springs Near Bishkek Attract Visitors Year-Round
Van kar yağışı: 569 yol kapandı, uçak seferleri iptal edildi
Uçurumda can pazarı! 15 ölü, 19 yaralı
Zelenskiy, Trump görüşmesi öncesinde Avrupalı liderlerle ortak telefon görüşmesi gerçekleştirdi
Beyoğlu’nda 4 katlı binada yangın çıktı: 2 kişi çatıya sığındı
Selçuk Bayraktar: "Geleceğe yürüyebilmek için farklı olmanız gerekiyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın butona basmasıyla Kurtuluş Caddesi’nde yeniden ışıklar yandı
Kanada’dan Ukrayna’ya 2,5 milyar dolarlık yardım
EKONOMİ
Konya’da kokina çiçeği yılbaşı öncesi ilgi görüyor
28 Aralık 2025 Pazar - 11:32:32
Yılbaşına günler kala Konya’da çiçekçilerde kokina hazırlığı devam ediyor. Kokina çiçeğine Konya’da rağbet son yıllarda daha da artıyor. Kokina çiçeğinin vatandaşlardan yoğun ilgi gördüğünü ve yılbaşının simgesi olduğunu ifade eden çiçekçiler, talep konusunda yaş aralığının olmadığını belirtti. Buket halinde satılan kokinanın fiyatı ise 700-800 liradan başlıyor. Konya’da çiçekçilik yapan Metin Dikici, 30 yılı aşkın süredir çiçekçilik yaptıklarını, dededen oğula, babadan da toruna sürdüreceklerini belirtti. Kokina çiçeğinin yılbaşının simgesi olarak geçtiğini söyleyen Metin Dikici, "Son zamanlarda artık Aralık ayı geldiği zaman kokina hem insanlar arasında hem sosyal medyada gündem haline geliyor. Bir rivayete göre kokina çiçeği sahibine verildikten sonra bir yıl boyunca hiç solmadan eğer durursa sahibine şans, bereket ve mutluluk getirdiğine inanılır" dedi. Kokinanın iki farklı bir çiçek olduğunu ifade eden Metin Dikici, "Ruscus adı verilen yeşilliğin üstüne sonradan eklenen kırmızı meyvelerden oluşan bir çiçektir. Kadınların yılbaşı geldiği zaman eşlerinden, erkek arkadaşlarından bir kokina çiçeği beklentisi oluyor. Bu da ister istemez bizim satışlarımıza olumlu yönde yansıyor. Hatta daha yeni zaten iki tane arajman siparişi aldık. Üzerine de ‘Birden bire hayatımın tümü oldun’ notuyla da iki tane sipariş hazırlamış bulunduk" şeklinde konuştu. Demetlerin fiyat aralıklarının 700-800 liradan başladığını belirten Metin Dikici, "İçine eklediğimiz güllere veyahut da farklı aparatiflere göre ayıcık ekliyoruz, kozalak ekliyoruz. Bazıları papatya istiyor. Ama tek demet kokinalarımız 700’den başlıyor. İçine eklediğimiz çiçeklere göre değişiklik bulunuyor. Yaş aralığı yok. 10-11 yaşında kız kardeşine götürenler, işte 40-45 yaşında ablasına ya da daha yaşlı 60-65 yaşında bile eşine götüren amcalarımızı gördüm. Herhangi bir yaş aralığı bulunmamaktadır" diye konuştu.
28 Aralık 2025 Pazar - 11:25
Yeni model bakır su mataraları büyük rağbet görüyor
Bakır işlemeciliğinin coğrafi patentini elinde bulunduran Gaziantep’in geleneksel yöntemlerle üretilen bakır su mataraları büyük ilgi görüyor. Gaziantep’te geleneksel yöntemlerle üretilen yeni model bakır eşyalar, Türkiye ve dünya pazarında yoğun ilgi görüyor. Bakır ürünlere ilginin her geçen gün arttığı Gaziantep’te bu yıl bakır su mataraları trend ürünler arasına girdi. Her geçen gün gelişen teknolojiyle birlikte bir dönem kaybolmaya yüz tutan bakır işleme mesleğini, yaptıkları yeni model ve tasarımlarla yeniden canlandıran bakır ustaları, bakır ürünlerin kullanımının azalması üzerine sektörden çekilmek yerine hediyelik bakır eşya üretimine yönelerek kendilerine yeni bir gelir kapısı açmayı başardı. Asırlık bakırcılık mesleği bakırdan mutfak ve hediyelik eşyalara artan ilgi ile birlikte son yıllarda tekrar eski canlılığını yaşamaya başlarken, bakırcı esnafı ise günümüze ayak uydurmak için her sezon gelen talepler doğrultusunda yenilikçi bakır ürünleri üretmeye devam ediyor. Emektar bakır ustalarının ürettiği tencere, kazan, kahve takımları, paşa mangalları, sürahiler, tepsiler ve su mataraları ile diğer ürünler çeşitli motiflerle süslenerek Türkiye’nin yanı sıra Irak, İran ve Suriye gibi bölge ülkeleri başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesine de ihraç ediliyor. Ahşap kaplamalı dükkanları, taş döşenmiş sokakları ile yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanı olan ve yüzyıllardır hiç boş kalmayan tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda bu yılın en gözde bakır ürünlerinden biri olan bakır su mataraları büyük rağbet görüyor. Su, meyve suyu ve kokteyl gibi soğuk içecekleri taşımak için şık ve yenilikçi bir seçenek olan bakırdan üretilen mataralar, sızdırmaz özellikte tasarlanıyor. Termos özelliği de bulunan mataralar, üzerindeki el işlemeleri ve gövdesi ile estetik bir tasarıma sahip olduğu için tercih ediliyor. Modern tasarımı ile günümüz içecek taşıma trendine uygun bir ürün olan bakır mataralar, taşıması kolay olduğu için özellikle doğa gezilerinde kullanılıyor. 50 yıldır bakır ustası olarak mesleğini sürdüren Recep Hançerkıran, bakır su mataralarının bu yılın en gözde ürünlerinden olduğunu söyledi. Bakır su mataralarının büyük rağbet gördüğünü belirten Hançerkıran, "Bakır ürünlerimize eskiden beri büyük ilgi var. Mataralarımız, su kaplarımız eskiden de vardı. Ama son yıllarda mataramız meşhur oldu. Sağlıklı olduğundan dolayı eskiden su bakır kaplarda içiliyordu. Matara, su tası ve ayran bardağı gibi ürünlerden su ve ayran içildiğinden dolayı bakıra ilgi vardı. Şimdi en popüler ürünümüz bakır su matarası oldu. Atalarımız genelde bakır eşyalarda suyu içtiklerinden dolayı şimdi de en popüler ürün olarak hemen dikkat çekiyor. Su mataralarının üzerine süslemeler yaparak daha da güzelleştirdik" dedi. Bakırın doğal olarak antimikrobiyal özelliklere sahip olduğunu belirten Hançerkıran, "Ürünlerimiz gerçekten kalitelidir ve herhangi bir zehirleyici maddesi yoktur. Mataralar üretilirken 7-8 aşamadan sonra ortaya çıkıyor. Günümüzün en popüler ürünü olan su mataralarına artan ilgi nedeniyle şu an daha çok matara üretimi yapıyoruz. Plastik ve benzeri ürünler çıktıktan sonra bakıra ilgi azalmıştı. Ama son dönemlerde özellikle içecek veya yemek yapımı için bakır ürünlerimize ilgi bayağı arttı. Bakır sağlık açısından faydalı olduğu için ürünlerimize artan ilgi nedeniyle yoğun mesai harcıyoruz. Bakır su mataralarımızın fiyatı bin 300 TL’den başlıyor ve 3 bin TL’ye kadar çıkıyor" diye konuştu.
28 Aralık 2025 Pazar - 11:17
Eski yöntemlerle ürettiği kebap şişlerini 15 ülkeye ihraç ediyor
Gaziantep’te demir ustaları tarafından geleneksel yöntemlerle üretilen kebap şişleri, Almanya, Fransa ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa’nın 15 ülkesine ihraç ediliyor. Şahinbey ilçesinde bulunan tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda bir asır önce dedesinin açtığı küçük dükkanda babasından sonra kalan son ustalardan olan 53 yaşındaki Gökmen Gürban, örsün üzerindeki demire çekiçle vurarak şekil verip ürettiği kebap şişlerini Türkiye’nin yanı sıra dünyanın da birçok ülkesine gönderiyor. Çeşitli boy ve ebatlarda üretilen şişler, ülke genelindeki kentlere satılıyor. Türüne göre değişen kebap şişleri, Avrupa’nın birçok ülkesine de ihraç ediliyor. Henüz 6 yaşındayken mesleğe adım atan Gürban, 10 yaşındayken babası vefat etti. Ağabeyi ile birlikte babasının mesleğini sürdürmeye karar veren ve 42 yıldır baba mesleği sayesinde geçimini sağlayan Gürban, babasının dükkanında gördüğü şişlerden etkilenerek üretime yöneldi. Yerli malzemelerle başladığı serüvenle 4 yıl içinde yurt dışına açılan Gürban, 23 yaşında ilk ihracatını gerçekleştirdi. Baba mesleğini gelişen teknolojiye rağmen geleneksel yöntemlerle devam ettiren, 200 derecede erittiği demirleri çekiç ve örs yardımı ile şekil vererek kebap şişi üretimini sürdüren Gürban, kızgın ateşle birlikte 120 dereceye kadar yükselen sıcaklık karşısında el yapımı kebap şişi yaparak ekmeğini kazanıyor. Örsün üzerindeki demire çekiçle vurarak şekil verip ürettiği çeşit çeşit kebap şişlerini Türkiye’nin 81 ilindeki müşterilerinin yanı sıra dünyanın birçok ülkesine de gönderen Gürban, demirden 42 yıldır şiş üretimi yaptığını söyledi. Mesleğe 6 yaşındayken başladığını belirten Gürban, "Henüz 6 yaşındayken bu çarşının içine girdim. 10 yaşında babam vefat etti. Babam öldükten sonra ağabeyimle beraber bu işi yapmaya başladık. 42 seneden beri bu mesleği yapıyorum. Babamın zamanında biz çilingirdik. Kebap şişi fazla yapmazdık. Eski köy anahtarları, fıstık kıracağı ve çeşitli demir malzemeler yapardık. O dönem babamın yanında hemen hemen 5-6 tane kalfa çalışırdı. Biz tabi babamın yanında babamın mesleğini icra edemedik. Çünkü babam erken yaşta vefat etti. Ağabeyimle birlikte bir müddet sıcak çilingir işine devam ettik. Ağabeyimle beraber çalıştık, olmadı ve tekrar baba mesleğine döndük. Baba mesleğine dönünce de kendi işimizi yapmaya çalıştık. Ağabeyimle beraber yola çıktık ve mesleğe ağabeyimle beraber devam ettik. Ağabeyim vefat edene kadar ben işçilik yapıyordum. İşçilikten Allah’a şükür şu anda bu dükkanı çalıştırıyorum" dedi. El emeği ile demir döven ustaların azaldığını belirten Gürban, "Allah elimizden almadığı müddetçe bu mesleği ölümüz bile olsa yaparız. 2014’te dükkanı ben devir aldım. 11 senedir dükkanı çalıştırıyorum. Ağırlıklı olarak kebap şişi yapıyorum. Kebap şişleri, lokanta şişleri ve ev şişleri yapıyoruz. Ben genelde kebap şişi yapıyorum" şeklinde konuştu. Ürettiği kebap şişlerini Türkiye’nin 81 ilindeki müşterilerinin yanı sıra Avrupa’daki müşterilerine de gönderdiğini bildiren Gürban, "Genellikle yurt dışı ağırlıklı çalışıyorum. Fakat İstanbul, İzmir, Aydın, Samsun ve çevre illerdeki illerimize kebap şişi gönderiyorum. Yurt dışında da Almanya, Belçika ve İngiltere gibi birçok ülkeye gönderiyorum. İstek üzerine şiş yapıp gönderiyorum. Kebap şişleri talep üzerine yapıp gönderdiğim şişler. Şişlerimizi yurt dışındaki 15-20 ülkeye gönderiyoruz" diye konuştu.
28 Aralık 2025 Pazar - 10:33
Alaçatı’da yılbaşı rezervasyonları yüzde 40’a ulaştı
Alaçatı Turizm Derneği Başkanı Kerem Ünsal, bölgedeki yılbaşı hazırlıkları ve rezervasyon taleplerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Ünsal, Alaçatı’da şu an itibarıyla konaklama tesislerinde rezervasyon oranlarının yüzde 40, restoranlarda ise yüzde 50 seviyelerinde seyrettiğini belirtti. Alaçatı Turizm Derneği Başkanı Kerem Ünsal, yılbaşı dönemine ilişkin yaptığı değerlendirmede, bölgenin her yıl son dakika rezervasyonlarının etkili olduğu bir yapıya sahip olduğunu vurguladı. Mevcut ekonomik şartlar ve tüketici davranışlarındaki değişimlere dikkat çeken Ünsal, talebin önümüzdeki günlerde daha net şekilleneceğini ifade etti. "Son haftayı görmek daha sağlıklı olacaktır" Geçmiş yıllardaki deneyimlerin yılbaşı haftasında talebin artabildiğini gösterdiğini belirten Ünsal, "Ancak bu artışın hızını ve seviyesini temkinli bir şekilde değerlendirmek gerekiyor. Açık olan tesislerimizin önemli bir kısmının makul doluluk oranlarına ulaşmasını bekliyoruz ancak kesin rakamlar için son haftayı görmek daha sağlıklı olacaktır" dedi. Restoranlarda doluluk yüzde 50 Restoran sektöründeki son durumu da paylaşan Ünsal, "Restoranlar cephesinde şu anda ortalama doluluk oranı yaklaşık yüzde 50 seviyelerinde seyrediyor. Yılbaşı programlarının netleşmesiyle birlikte bir miktar hareketlilik beklenmekle birlikte, restoranların da süreci ihtiyatlı bir planlamayla yönetmesi gerektiğini düşünüyoruz. Genel olarak Alaçatı’da yılbaşı dönemine yönelik ilgi mevcut; ancak sektör olarak beklentilerimizi kontrollü ve gerçekçi bir çerçevede tutmayı önemsiyoruz" ifadelerini kullandı.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
25 Aralık 2025 Perşembe- 11:05
Keçiören Belediyesi’nde Sosyal Denge Sözleşmesi yeniden imzalandı
2
17 Aralık 2025 Çarşamba- 21:58
Bakan Işıkhan: "Asgari ücret miktarının çalışanlarımızın gelirlerini enflasyona ezdirmeyecek şekilde belirlenmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz"
3
26 Aralık 2025 Cuma- 12:22
Manisa’da "Zeytin 5.0 Projesiyle" çocuklar hem öğrendi hem üretti
4
23 Aralık 2025 Salı- 17:21
Mersin Uluslararası Limanı ile Port Sudan arasında kardeş liman mutabakatı imzalandı
5
27 Aralık 2025 Cumartesi- 15:37
Evcil hayvan sahiplerine "mikroçip" uyarısı: Son gün 31 Aralık, taktırmayana ceza
10 Aralık 2025 Çarşamba - 13:10
Araç yenilemek ya da ilk kez araç almak isteyenler için doğru dönem
Denizli’de ikinci el araç piyasasında haraketlilik yaşandığını belirten galericiler, aracını yenilemek ya da ilk kez araç almak isteyenler için doğru dönem olduğunu belirtti. Denizli’de uzun yıllardır otomotiv sektöründe hizmet veren galerici Alican Memiş ve Halil Tuncer, ikinci el araç piyasasındaki son durumu değerlendirdi. Araç fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar, kredi şartlarının zorluğu ve alıcıların daha temkinli davranması nedeniyle sektörün farklı bir döneme girdiğini söyleyen galericiler, "Eskisi gibi yüksek tempo bir alım-satım yok ama piyasada doğru araç her zaman karşılığını buluyor" dedi. "Yeni yılda taleplerin artacağını, piyasanın daha da canlanacağını öngörüyoruz" Denizli’de otomotiv sektöründe faaliyet gösteren galerici Alican Memiş, ikinci el araç piyasasındaki son durumu değerlendirerek vatandaşların artık aracı bir yatırım aracı olarak değil, gerçek ihtiyaçtan dolayı tercih ettiğini söyledi. Son yıllarda yaşanan dalgalanmanın ardından piyasada daha bilinçli bir müşteri profili oluştuğunu belirten Memiş, "Eskiden insanlar aracı yatırım amaçlı alırdı, şimdi ise gerçekten ihtiyacı olan alıyor. Bu da piyasayı daha stabil ve kontrollü bir hale getirdi. Şu an satışlarımız gayet iyi gidiyor. Fiyatların oturması, kredi şartlarının kısmen de olsa öngörülebilir hale gelmesi müşterileri harekete geçirdi. Doğru araç bulunduğu zaman hiç beklemeden alınıyor. Yeni yılda taleplerin artacağını, piyasanın daha da canlanacağını öngörüyoruz. Hem alıcı hem satıcı için daha dengeli ve daha güvenli bir süreç olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı. "Aracını yenilemek yahut ilk kez araç almak isteyenler için şu an gerçekten doğru dönem" Araç sahibi olmak isteyenler için içinde bulunduğumuz ayların tam anlamıyla "en uygun zaman" olduğunu vurgulayan Halil Tuncer, "Uzun zamandır beklenen o yumuşama süreci başladı. Araç fiyatlarında belirgin bir gevşeme var. Bu dönem, özellikle gerçek alıcı için oldukça avantajlı bir zaman. Son yıllarda araçlar ciddi anlamda yatırım aracı haline gelmişti. Şu anda ise bu algı kırılıyor. Fiyatlar dengeye oturuyor ve bu da alıcı için çok daha adil bir piyasa ortaya çıkarıyor. Piyasanın bu seviyede olması hem alıcıyı hem satıcıyı rahatlatıyor. Aracını yenilemek yahut ilk kez araç almak isteyenler için şu an gerçekten doğru dönem. Fiyatların biraz daha oturmasıyla birlikte hareketlilik de artacaktır" diye konuştu. Yakın dönemde piyasanın nasıl şekilleneceğine dair öngörülerini de aktaran galericiler, fiyatların bir süre daha dengede kalabileceğini fakat talep arttıkça yeniden hareketlenme yaşanabileceğini belirtti.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:59
Edirne’de yılbaşı öncesi fahiş fiyat denetimi: Kontroller arttı
Edirne Ticaret İl Müdürlüğü ekiplerince yılbaşı öncesi fiyat ve etiket denetimi yapıldı. Edirne’de yılbaşına kısa bir süre kala işletmelerde denetim yapan Ticaret İl Müdürlüğü ekipleri, öncelikle raf ve kasa fiyatlarını karşılaştırdı, fiyat etiketleri ile faturalarını inceledi. Kuruyemiş, şekerleme, tatlı, hediyelik eşya gibi ürünlerin satıldığı iş yerlerinde denetim yapan ekipler, fahiş fiyata ve fırsatçılığa geçit vermedi. Yılbaşı öncesi denetimleri arttıran ekipler, Edirne’nin en işlek ve turistlerin en çok alışveriş yaptığı noktalarından biri olan Saraçlar Caddesi’ndeki işletmeleri dolaşarak fiyat etiketlerini kontrol etti. 604 ürün incelendi, 82’sinde aykırılığa rastlandı İş yeri yetkililerini bilgilendiren ekipler, fiyat etiketlerinin görünebilir şekilde asılması yönünde de hatırlatmada bulundu. Kent merkezi ile ilçelerinde kasım ayında ve aralık ayı içinde 110 iş yerinde yapılan denetimlerde 604 ürün incelenirken, incelemelerde 82 aykırılığa rastlandı. Denetimlerde fiyat etiketi olmayan ve aykırılık tespit edilen işletmelere idari para cezası uygulanması için işlem yapıldı. Şehrin muhtelif cadde ve sokaklarında denetimlerin devam edeceği belirtildi. Bir işletmede mağaza müdür yardımcısı olarak görev yapan Özkan Yaprak, denetim olmasının hem işletmeler hem de vatandaşlar için her zaman iyi olduğunu belirtti. Yaprak, vatandaşların alışveriş yaparken etiketleri kontrol etmelerinde fayda olduğunu aktardı. Alışveriş yapan vatandaşlar da denetimleri iyi bulduklarını ve sürekli yapılmasını istediklerini söylediler. Orhan Döngel, "Şu anda Türkiye genelinde etiketler bayağı uygun. Denetimler hoşumuza gidiyor. Daha sık olmasını rica ediyoruz" dedi. Denetim yapılması ve etiket kontrolünün güven kattığını belirten bir başka işletme sorumlusu Reşit Bilen, kontrollerin sık sık gerçekleştirildiğini aktardı.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:54
Geç gelen kış balığın tadını kaçırdı
DENİZLİ (İHA) – Denizli balık halinde en çok tercih edilen türler sardalya, hamsi ve istavrit olurken, geç gelen kış nedeniyle balıklarda yağlanmanın olmadığı belirtildi. Piyasada daha çok küçük ve ekonomik balıkların talep gördüğünü belirten balık hali esnaflarından Kemal Ercan, "Şu anda en çok sardalya, hamsi ve istavrit türleri talep görüyor. Sezonu olmasına rağmen palamut ile çinekop bu sene yok. Bu türler 2-3 senede bir bol oluyor. Seçen sene bolluk vardı, bu sene olmadı. Bunda göçebe balık olmalarının da etkisi büyük. Bu sene Karadeniz’de hamsi çok bol, buna karşılık çinekop ve palamut yok. Bu iki tür hamsi olmadığı zaman o oluyor. Bunlara alternatif olarak genelde çipura ve levrek tercih ediliyor. Vatandaşlarımız sardalya ve hamsiye daha çok rağbet ediyor. Ekonomik olarak uygun. Hem besleyici hem de vitamin bakımından zengin. Balığına göre fiyatlar 250 liradan başlayıp bin 500 liraya kadar çıkıyor" dedi. Havaların soğumasıyla birlikte balık tüketiminin arttığına işaret eden Ercan, "Kış sezonu geldi, balık yeme dönemleri başladı. Vatandaşlarımızın sağlıkları ve dengeli beslenme için en az haftada bir gün balık yemeleri lazım. Denizlilere en taze ve uygun balığı yedirmek için İzmir Balık Halinden, Karadeniz’den, Bursa ve Bandırma’dan da balık temin ediyoruz. Piyasayı takip edip, en güzel balık neredeyse ona göre şehrimize getiriyoruz" ifadelerini kullandı. Kış gecikti, balığın tadı kaçtı Halk dilinde "Kar düşmeden balık yenmez" diye bir tabir olduğunu hatırlatan Ercan, şöyle konuştu: "Bu sene havalar normale göre daha yeni yeni soğumaya başladı. Şu an Aralık’tayız, yağışlar daha yeni başladı. Tabii bu yüzden denizlerin de suyu sıcak oluyor, kış geç geldiği için. Halk dilindeki deyiş gibi balığın lezzetli olması için suyun soğuyup balığın daha çok yağlanması lazım"
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:48
TechXtile Challenge’da finale kalan projeler belirlendi
TechXtile Challenge Tasarım Yarışması’nın 7. yılında yarı final süreci tamamlandı; katılımcılar bu yıl verimlilik odağında jüri karşısına çıkarak sektörün geleceğine ışık tutacak projelerini sundu. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tarafından, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinasyonunda ve T.C. Ticaret Bakanlığı desteğiyle düzenlenen 7. TechXtile Challenge Tasarım Yarışması kapsamında Değerlendirme Kurulu, çevrimiçi toplantıda bir araya gelerek finale yükselecek projeleri belirledi. Bu yıl "Verimlilik" sloganı ile düzenlenen yarışma sürecinde "Girişimcilik Nedir?", "Nasıl Melek Yatırımcı Olunur?", "Liderlik ve Motivasyon", "Sunum Geliştirme" gibi kapsamlı seminer programları düzenlenerek katılımcıların iş modellerini güçlendirmelerine katkı sağlandı. Seminer programlarının ardından gerçekleştirilen Değerlendirme Kurulu toplantısında Level-Up ve Scale-Up kategorilerinde projeler, 4’er dakikalık sunumlarla jüri karşısına çıktı. Girişimler; yapılabilirlik, satılabilirlik, ölçeklenebilirlik, teknoloji-inovasyon boyutu ve ekip yetkinliği başlıkları altında değerlendirildi. UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, yarışmanın tekstil sektörüne sağladığı katkının giderek büyüdüğünü belirterek şunları söyledi: "7 yıldır kesintisiz olarak sürdürdüğümüz bu programın tekstil sektörünün yenilikçilik kapasitesini artıran stratejik bir yapıya dönüştüğünü görüyoruz. Tekstil sektörü, dönüşümün en hızlı yaşandığı alanlardan biri. Sürdürülebilirlik, ileri teknoloji kullanımı, verimlilik artışı, akıllı tekstiller ve dijitalleşme gibi kavramlar artık sektörün temel gündemini oluşturuyor. Bu nedenle yarışmanın yapısı, eğitim süreçleri ve farklı olgunluk seviyelerini kapsayan Level-Up ve Scale-Up kategorileri, girişimcilerin gerçek ihtiyaçlarına cevap veren çok değerli bir çerçeve sunuyor." Program kapsamında yürütülen seminerlerin önemini vurgulayan Engin, "Girişimcilerin bu seminerlere aktif katılım göstermesi, geri bildirimleri uygulaması ve projelerini yeniden şekillendirmesi, ortaya çıkan sonuçların kalitesini ciddi biçimde artırıyor. Bir fikri büyütmek, onu doğru anlatmak ve pazara uygun bir model haline getirmek; işte bu yolculukta TechXtile Challenge onlara güçlü bir yönlendirme mekanizması sunuyor. Bu yarışmanın en önemli katkılarından biri sağladığı iş ağı ortamıdır. Sektörün lider firmaları, yatırımcıları, akademisyenleri ve genç girişimcileri aynı platformda buluşturmak, sadece bir yarışma değil, bir ekosistem oluşturmak demektir. TechXtile’ın gerçek değeri de tam olarak burada ortaya çıkıyor. Bugünün projelerini yarının başarı hikayelerine dönüştürebilecek bir zemin hazırlıyoruz" ifadelerini kullandı. TechXtile Challenge Program Koordinatörü Ufuk Batum, yarışmanın uluslararası ölçekte ilgi gördüğünü belirterek, "TechXtile Challenge tekstil dikeyinde girişimciliği besleyen ve büyüten kapsamlı bir gelişim programı haline geldi. Her yıl daha fazla girişimci ve yatırımcının ilgisini çekiyor; hatta yurt dışından dahi programımıza katılmak isteyen ekipler oluyor. Bu da aslında burada oluşturduğumuz modelin uluslararası ölçekte karşılık bulduğunu gösteriyor. Benzer programlarda katılımcıların yatırım alması için 4-5 yıllık bir olgunlaşma süreci gerekirken, biz 2. yıldan itibaren yatırım alan, ölçeklenen ve piyasa değerini artıran girişimler çıkarmaya başladık. Bu yıl ayrıca önceki dönemlerimizden mezun olan, ekosistemi yakından tanıyan finalistleri ara jüriye dahil ederek onlara sürecin bir parçası olma fırsatı sunduk" dedi. Büyük Fınal 26 Mart’ta Değerlendirme Kurulu tarafından belirlenen finalistler, yarışmanın sonraki aşamasında mentorluk desteği alarak projelerini geliştirmeye devam edecek ve 26 Mart 2026’da düzenlenecek final töreninde projelerini Final Jürisi karşısında sunacak.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:44
Akademi ve iş dünyası ULUTEK’te bir araya geldi
ULUTEK Teknopark’ta gerçekleştirilen Üniversite-Sanayi İş Birliği Programı, Bursa’nın teknoloji üretme kapasitesini, akademik bilgi birikimini ve sanayinin değişen ihtiyaçlarını aynı platformda buluşturdu. Toplantıda Ar-Ge odaklı üretimin geliştirilmesi, akademi-sanayi etkileşiminin kurumsallaştırılması, yeşil mutabakatın sektörlerde oluşturduğu dönüşüm ve Bursa’nın ihtiyaç duyduğu yeni teknoloji ekosisteminin nasıl şekillendirilmesi gerektiği kapsamlı bir biçimde ele alındı. ULUTEK Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz, araştırma üniversitelerinin Türkiye’nin kalkınma vizyonundaki yerine dikkat çekerek ULUTEK’in bu noktadaki misyonunu şu sözlerle ifade etti; "Üniversitemiz araştırma üniversitesi unvanıyla büyük bir sorumluluk taşıyor. Bu sorumluluğun sanayi ile bütünleşmesini sağlayan en önemli yapılardan biri teknokentlerdir. ULUTEK olarak hem üniversitemizi hem de teknokent firmalarımızı aynı platformda buluşturan mekanizmaları güçlendiriyoruz. Bugün burada yaptığımız gibi, tarafları bir araya getirmek önemli; fakat daha önemlisi bu iş birliğini sürdürülebilir kılacak sistematik bir yapı oluşturmak. Her iş birliğinin mutlaka bir projeye, bir çıktı ya da katma değere dönüşmesi gerektiğine inanıyoruz. Bursa’nın Ar-Ge kapasitesini büyütmek için bu dönüşümü birlikte inşa etmek zorundayız." Programda söz alan Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Akpınar, üniversitenin araştırma üniversitesi kimliğini güçlendirmek için yürüttükleri faaliyetleri belirterek, "Güçlü bir sanayiye sahip olan Bursa’da araştırma üniversitesi olarak daha üst sıralarda yer almak için yoğun bir çaba gösteriyoruz. Bu dönem özellikle Ar-Ge’ye yatırım yapan firmalarla sistematik bir çalışma yürütüyoruz. Her hafta firmalarımızla bir araya geliyor, çıktı odaklı ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Bu görüşmelerde Avrupa Birliği projelerini nasıl artırabileceğimizi, yayınlarımızı nasıl güçlendirebileceğimizi ve firmaların akademiyle hangi durumlarda iş birliği kurabileceğini değerlendiriyoruz. Hocalarımızla birlikte sanayiye daha çok yaklaşmak, akademisyenlerimizi sanayinin ihtiyaçlarıyla daha sık buluşturmak ve bu etkileşimi somut projelere dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda bu değerli organizasyon için ULUTEK Yönetimine teşekkürlerimizi sunarız" şeklinde konuştu. Bursa Uludağ Üniversitesi Ar-Ge Koordinatörü Prof. Dr. Esra Karaca üniversitenin araştırma üniversiteleri arasında yer almasının getirdiği sorumluluk ve avantajlara vurgu yaptı. Ar-Ge’nin sürdürülebilir kalkınmanın en kritik unsurlarından biri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Karaca, "Üniversite olarak hem ulusal hem de uluslararası arenada yenilikçi projeler üretme kapasitemizi her geçen yıl artırmayı çabalıyoruz. Araştırma üniversitesi statümüz, sanayi ile iş birliğini güçlendiren, bilgi ve teknoloji transferini hızlandıran önemli bir itici güçtür" dedi. Üniversite-sanayi etkileşiminin, bölgesel ve ulusal ekonomiye yüksek katma değer sağlayacağını belirten Prof. Dr. Karaca, ULUTEK ile yürütülen çalışmaların bu açıdan büyük önem taşıdığını ifade etti. BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, hem sanayinin gelişimi hem de nitelikli insan kaynağının yetişmesi için üniversitelerle yakın çalıştıklarını belirterek, "Üniversite-sanayi iş birliğini güçlendirmek için komitelerimiz ve çalışma gruplarımızla ortak mekanizmalar kuruyoruz. Asıl ihtiyacımız olan şey; bu etkileşimi düzenli, periyodik ve yapısal bir modele dönüştürmek. Üniversitelerimizle sanayicilerimizi daha sık ve daha planlı biçimde aynı masada buluşturursak Bursa’nın rekabet gücünü çok daha hızlı artırabiliriz" diye konuştu. Küresel dönüşümün sanayi yapısını yeniden şekillendirdiğine dikkat çeken BİSİAD Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, "Bugün artık üniversite-sanayi iş birliğini çok daha net konuşmamız gereken bir dönemdeyiz. Yeşil Mutabakat’ın gereklilikleri ve önümüzdeki dönüşüm dalgası, mevcut iş modellerimizin tamamını etkiliyor. Son 3-4 yıldır teknolojide ve iş süreçlerinde ciddi bir kırılma yaşıyoruz. Bu dönüşümün sağlıklı yönetilebilmesi için ekosistemi güçlendirmemiz, akademik dünyanın bilgi birikimini sanayiye daha etkin şekilde aktarmamız gerekiyor. Sanayici olarak bazı konuları anlatmakta zorlanıyoruz; bu nedenle ihtiyaçların doğru tanımlandığı, sektörlerin doğru yönlendirildiği bilimsel bir kurula veya koordinasyon mekanizmasına ihtiyaç var" dedi. Ekosistemin bütün paydaşları içine alan kapsayıcı bir yapıya kavuşturulması gerektiğini belirten TÜMKAD Başkanı Ülfet Öztürk ise, "Üniversite, sanayi ve kamu birlikte hareket ettiğinde gerçek bir dönüşümden söz edebiliriz. Güçlü bir ekosistem olmadan sürdürülebilir gelişim sağlamak mümkün değil" ifadelerini kullandı. ULUTEK Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz’ün ev sahipliğinde düzenlenen programa; Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Akpınar, BUÜ Ar-Ge Koordinatörü Prof. Dr. Esra Karaca, Bursa Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, Bilişim Sektörü İş İnsanları Derneği (BİSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, Tüm Mühendis Kadınlar Derneği (TÜMKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ülfet Öztürk ve BUÜ Mühendislik Fakültesi bölüm başkanları katılım gösterdi.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:39
ESO Başkanı Kesikbaş: "2026 yılından umutluyuz"
Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş, 2026 yılından umutlu olduklarını belirterek, "Devletten finansmana erişim ve finansman maliyetlerinin düşüklüğü, enflasyonla mücadele konularındaki hassasiyetle birlikte umarım 2026’yı iyi geçiririz" dedi. ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, 2025 yılında Eskişehir sanayisinin ekonomik olarak ne durumda olduğu ve 2026 yılından neler beklendiğiyle ilgili değerlendirmede bulundu. Gazetecilere açıklamada bulunan Başkan Kesikbaş, "2025 yılı ortalama kesen, ciroların bir miktar arttığı ama kârlılıkların minimize olduğu, düştüğü bir yıl. Bu anlamda Eskişehir diğer kentlerden pozitif tarafta ayrışıyor. Eskişehir, teknolojisi yüksek önemli bir kent. Yüksek teknoloji ihracatında Türkiye’nin ilk 3 kentinden bir tanesi. İhracatının yüzde 30’u yüksek teknoloji ürünlerinden oluşuyor. Eskişehir üzerinde özellikle KOBİ ölçeğinde finansal nakit sıkışıklığı yaşayan şirketlerimiz var. Finansmana erişim, Eximbank Kredileri, reeskont kredilerinin bugünden itibaren ve önümüzdeki 2026 yılı içerisinde artmasıyla bu tip problemlerin çözüleceğini zannediyorum. 2026 yılından umutluyuz. Devletten finansmana erişim ve finansman maliyetlerinin düşüklüğü, enflasyonla mücadele konularındaki hassasiyetle birlikte umarım 2026’yı iyi geçiririz" şeklinde konuştu.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:28
Bakan Bayraktar’dan Türk Dünyası’na ‘Hazar’ teklifi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ‘‘Hazar’ın Türk Dünyası’nı ayırmasını değil birleştirmesini sağlamalıyız. Orta Asya’da üretilecek yenilenebilir enerji kaynaklı elektriği Hazar’ın batısına taşımayı öngören ‘Yeşil Enerji Koridoru’ projesi bu bağlamda önemli’’ dedi. Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Enerji Bakanları, İstanbul’da bir araya geldi. Bu yıl 5’incisi düzenlenen buluşmaya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ev sahipliği yaptı. Toplantıya, Azerbaycan Enerji Bakanı Parviz Şahbazov, Kazakistan Enerji Bakan Yardımcısı İlyas Bakytzhan Nassenovich, Kırgız Cumhuriyeti Enerji Bakanı Taalaibek Ibraev, Özbekistan Enerji Bakanı Jurabek Mirzamakhmudov, Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu katıldı. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Bayraktar, Türk Dünyası’na ‘Hazar’ teklifinde bulundu. Orta Asya’da üretilecek yenilenebilir enerji kaynaklı elektriği Hazar’ın batısına taşımayı öngören ‘Yeşil Enerji Koridoru’ projesinin önemine işaret eden Bakan Bayraktar, "Biz bu konuda Azerbaycan, Gürcistan ve Bulgaristan ile birlikte çalışıyoruz. Ayrıca Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan da kendi aralarında bir anlaşma imzaladılar" dedi. Bakan Bayraktar, parçalı yapıları birleştirip bir sinerji oluşturmanın gerektiğine vurgu yaparak, "Türkiye ve Kırgızistan’ın da katılımıyla bu iş birliği çok daha anlamlı ve güçlü olacaktır. Bu proje ile bölgenin potansiyelini hayata geçirerek üretilen elektriği önce Türkiye pazarına, buradan da Avrupa’ya taşıyacağız. Hazar’ın Türk Dünyası’nı ayırmasını değil birleştirmesini sağlamalıyız" diye konuştu. ‘‘Türk Devletleri Teşkilatı 180 milyonluk nüfus, 2 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğü temsil ediyor’’ Bakan Bayraktar, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Türk Devletleri Teşkilatı’nın yaklaşık 180 milyonluk nüfus, 4,5 milyon kilometrekarelik coğrafya ve 2 trilyon doların üzerinde bir ekonomik büyüklüğü temsil ettiğini ifade ederek "Dünya doğal gaz rezervlerinin onda biri bu coğrafyada bulunmakta. Bir ucunda Çin’e komşu, diğer ucunda Akdeniz’e ve Avrupa’ya. Rusya’ya da sınırı olan, Orta Doğu’daki enerji zengini ülkelere de sınırımızın olduğu bir coğrafya’’ ifadelerini kullandı. Konuk bakanlara, Hacı Bektaş-ı Veli’nin "Bir olalım, iri olalım, diri olalım" sözleriyle seslenen Bakan Bayraktar, "Bu manada Hazar’ın Türk Dünyası’nı ayırmasını değil birleştirmesini sağlamalıyız. Orta Asya’da üretilecek yenilenebilir enerji kaynaklı elektriği Hazar’ın batısına taşımayı öngören ‘Yeşil Enerji Koridoru’ projesinin bu bağlamda çok mühim olduğunu belirtmek isterim. Biz bu konuda Azerbaycan, Gürcistan ve Bulgaristan ile birlikte çalışıyoruz" diye konuştu. Bakan Bayraktar, ayrıca Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan’ın da kendi aralarında bir anlaşma imzaladıklarını ifade ederek "Kırgızistan’ın da bu birlikteliğe katılma isteğini öğrendik ve bundan memnuniyet duyduk. Biz de bu parçalı yapıları birleştirip bir sinerji oluşturmak gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye ve Kırgızistan’ın da katılımıyla bu iş birliği çok daha anlamlı ve güçlü olacaktır. Bu proje ile bölgenin potansiyelini hayata geçirerek üretilen elektriği önce Türkiye pazarına, buradan da Avrupa’ya taşıyacağız" dedi. Hazar’ın doğusundaki hidrokarbon kaynaklarını da Hazar’ın batısına taşımak gerektiğine işaret eden Bayraktar, "30 yıllık hayalimiz olan Hazar Geçişli Boru Hattıyla Türkiye’ye doğal gaz ulaştırma hedefimizde artık somut adımlar atma aşamasına geldik. Hazar’ın batısında zaten bunun için altyapı hazır, TANAP bu bağlamda çok stratejik bir proje. Bu hedefte sağlayacağımız ilerlemeler hem Türk Devletlerinin kalkınmalarına katkı yapacak hem de Avrupa ve Akdeniz enerji piyasaları bağlamında oyun değiştirici bir etkisi olacak" diye konuştu. ‘‘22 farklı ülke ve 33 şirketten doğal gaz alıyoruz’’ Bayraktar, Türkiye’nin güçlü doğal gaz altyapısı sayesinde Macaristan, Bulgaristan, Romanya, Sırbistan ve Kuzey Makedonya’nın arz güvenliğine katkı sağladıklarını ve BOTAŞ’ın çok geniş bir tedarik ağına sahip olduğunu vurgulayarak "Bugün 22 farklı ülke ve 33 şirketten doğal gaz alıyoruz. Türkmenistan’dan da bu sene ilk kez ülkemize gaz ithal ettik. Bir sonraki adım olarak bu akış miktarını daha da artırmayı hedefliyoruz" sözlerini ifade etti. Azerbaycan ve Katar ile iş birliği yaparak Suriye’ye doğal gaz vermeye başladıklarına işaret eden Bayraktar, Somali ve Pakistan’da arama sahaları için anlaşmaları ve ilk etap teknik çalışmalarına tamamladıklarını söyledi. Bayraktar; Socar, MOL ve MVM, Kazmunaygaz, Turkmengaz gibi şirketlerle çok verimli iş birlikleri geliştirdiklerini belirterek "Tüm üye ülkelerle kamu ve özel sektör şirketleriyle de bu iş birliklerini gerek kendi ülkelerimizde gerekse de üçüncü ülkelerde geliştirmek arzusundayız" açıklamalarında bulundu. ‘‘Dünyadaki dönüşümü yakalamak için birlikte hareket etmemiz, yatırımları artırmamız lazım’’ Enerji dönüşüm sürecinin önemli aktörlerinden birinin kritik mineraller olduğunun altını çizen Bayraktar, TDT bünyesinde madenler için de bir bakanlar buluşması organize edilmesinin faydalı olabileceğini dile getirdi. Bu toplantıları, iyi niyetlerin paylaşıldığı bir yer olmaktan çıkarmanın önemli olduğunu kaydeden Bayraktar, "Dünyadaki dönüşümü yakalamak için hızlı bir şekilde birlikte hareket etmemiz ve yatırımları artırmamız lazım" dedi. Bayraktar, ayrıca bu gibi toplantılarda iş dünyasıyla bir araya gelmek gerektiğinin altını çizdi. COP31 Kasım 2026’da Antalya’da Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı olan COP31’in Kasım 2026’da Antalya’da düzenleneceğini anımsatan Bayraktar, 29’uncu konferansa ev sahipliği yapan Azerbaycan’ı tebrik ederken tüm katılımcıları Antalya’ya davet etti.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:12
MediaMarkt’tan kombi ve petek bakım hizmeti
MediaMarkt Türkiye, evde kullanılan cihazların ömrünü uzatan ve performansını koruyan bakım hizmetlerine, kombi ve petek bakım hizmetini de ekledi. Yaşam alanlarında kullanılan cihazların düzenli bakım ve temizliğinin yapılması büyük önem taşıyor. Özellikle ısıtma sistemlerinde hem enerji tasarrufu hem de optimum sıcaklık için kombilerin yılda 1 kez, peteklerin ise minimum 2 yılda bir düzenli bakımlarının yaptırılması öneriliyor. MediaMarkt Türkiye, çoğu evde olmak üzere sunduğu bakım ve temizlik hizmetlerine ‘Kombi ve Petek Bakım Paketini’ de ekleyerek, müşterilerinin cihazlarından daha uzun süre verim alabilmesini hedefliyor. Yapılan açıklamaya göre, Kombi ve Petek Bakım Paketi kapsamında, kombi ya da petekler nereden alınmış olursa olsun MediaMarkt güvencesiyle tüm bakım ve temizlik işlemleri bizzat evde veriliyor. Uzman teknik servisler; kombinin genel kontrolü, baca temizliği, gaz kaçağı testi, eşanjör kontrolü, peteklerde iç temizlik ve su dolaşımı testi, elektronik kart ve su basıncı kontrolü gibi işlemlerle derinlemesine bakım yapıyor, böylece olası arızaların önüne geçiliyor. Cihazların performansı korunurken kullanım ömrü de uzatılıyor. MediaMarkt Kombi ve Petek Bakım Paketi 1 yıllık ve 2 yıllık kullanım seçeneğiyle sunuluyor. 2 yıllık paketlerde bakım hizmeti senede 1 defa olacak şekilde veriliyor. Satın alma işlemi tamamlandıktan sonra hizmet paketi 24 saat sonra aktifleşiyor. Kombi yetkili servislerinden farklı olarak petek temizliğinin de dahil olduğu paket, 3 taksit imkanı ile sunuluyor. Markanın tüm bakım paketlerinde olduğu gibi ücretsiz arıza tespiti ve işçilikte yüzde indirim uygulaması geçerli oluyor.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 11:45
Zorlu Enerji, ESG değerlendirmesinde küresel ölçekte öne çıktı
Zorlu Enerji, ESG performansında küresel ölçekte güçlü konumunu iyileştirdi. S&P Global’in güncel değerlendirmesinde 85 puan alan şirket, çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında dengeli ve yüksek performans gösterdi. Yenilenebilir enerji yatırımları, net-sıfır stratejisi ve yüksek veri şeffaflığı ile şirket, sürdürülebilirlikte sektörün öncü isimlerinden biri olarak öne çıkıyor. Yenilenebilir enerji alanındaki öncü konumuyla Zorlu Enerji, sürdürülebilirlik faaliyetleriyle ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) değerlendirmelerinde küresel ölçekte iyi performans sergiledi. Yapılan açıklamaya göre, uluslararası sürdürülebilirlik ölçümleme platformu S&P Global’in güncel CSA (Kurumsal Sürdürülebilirlik Değerlendirmesi) modeliyle gerçekleştirdiği ESG değerlendirmesinde Zorlu Enerji, bir önceki döneme göre 11 puanlık iyileşme kaydederek skorunu 74 puandan 85 puana yükseltti. Değerlendirme sonuçlarına göre şirket, çevresel boyutta 88, sosyal boyutta 85 ve yönetişim/ekonomik boyutta 76 puan alarak sürdürülebilirliğin üç temel alanında da dengeli ve yüksek bir performans sergiledi. İklim stratejisi ve biyoçeşitlilikte önemli başarı Açıklamaya göre şirket, uluslararası yatırımcıların karar süreçlerinde önemli bir referans noktası olan S&P Global’in veri erişimi değerlendirmesinde yüksek şeffaflık gösterdi. S&P Global, şirketin veri açıklama şeffaflığını çok yüksek seviyede değerlendirdi. Değerlendirmede en fazla ağırlık verilen kriterler arasında ürün sorumluluğu (Product Stewardship), iklim stratejisi (Climate Strategy) ve insan sermayesi yönetimi (Human Capital Management) öne çıktı. Düşük karbonlu ekonomiye geçişin en önemli bileşenlerinden biri olarak yenilenebilir enerji kullanımını artırmayı benimseyen Zorlu Enerji, uzun süredir yalnızca yenilenebilir kaynaklara yatırım yaparak atmosferdeki sera gazı salımlarının azaltılmasına katkı sağlıyor. İklim stratejisi alanında 93 puan alan şirket, net-sıfır hedefleri, iklim risk analizleri, TCFD uyumu ve iç karbon fiyatlaması gibi uygulamalarda yüksek performans sergiliyor. Biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik çalışmalara da ağırlık veren şirket, biyoçeşitlilik alanında 99, atık ve emisyon yönetiminde 97 puan aldı. Üretim portföyü ve gelir yapısı da sürdürülebilirlik açısından yüksek değerlendirilen Zorlu Enerji, sürdürülebilir gelirler (Sustainable revenues) 97, elektrik üretim portföyü (Electricity generation mix) 98 ve üretim verimliliğinden (Generation efficiency) 100 puan aldı. Şirketin müşteri memnuniyeti sistemleri (Customer Relations) en yüksek seviyede değerlendirildi ve 100 puan aldı. Şeffaf raporlama ve doğrulama süreçleri (Transparency & Reporting) de 100 puanla üst düzeyde performans gösterdi. İş etiği uygulamaları (Business Ethics) 98 puanla güçlü bir performans ortaya koyarken, tedarik zinciri yönetimi (Supply Chain Management) 96 puanla başarılı değerlendirildi. Risk ve kriz yönetimi (Risk & Crisis Management) 91 puan, bilgi güvenliği (Information Security) ise 85 puanla güçlü seviyede değerlendirildi. "ESG alanlarında ölçülebilir hedefler koyuyor ve bunları somut aksiyonlarla destekliyoruz" Konu hakkında değerlendirmede bulunan Zorlu Enerji CEO’su Elif Yener, "ESG alanındaki yükselen performansımız, çevresel sürdürülebilirlikte güçlü bir şirket olduğumuzu ve üretim portföyü ile gelir yapımızda yüksek sürdürülebilirlik standartlarına sahip olduğumuzu ortaya koyuyor. Çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında dengeli ve güçlü performansımızla gurur duyuyoruz. Enerji dönüşümünün sorumluluğunu ve liderliğini üstlenen bir şirket olarak, ESG alanlarında ölçülebilir hedefler koyuyor ve bunları somut aksiyonlarla destekliyoruz. Stratejik hedeflerimiz arasında dahil olduğumuz ESG endekslerinde sektörel liderlik pozisyonumuzu korumak yer alırken 2040’a kadar net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda ilerlerken, su verimliliği ve biyoçeşitlilik alanında da güçlü hedefler belirledik. 2035’e kadar doğa için net pozitif bir şirket olmayı ve ekosistemlerin güçlenmesine katkı sunmayı hedefliyoruz. 2030’a kadar üretilen birim enerji başına su kullanımını her yıl azaltmayı taahhüt ediyoruz. Kuraklık riski yüksek bölgelerde suyu en verimli biçimde kullanacak teknolojilere yatırım yapıyoruz" dedi.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 11:37
Çavdarhisar’da Arazi Toplulaştırma projesi kapsamında tapu teslim töreni düzenlendi
Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü ile DSİ 3. Bölge Müdürlüğü tarafından yürütülen "Çavdarhisar Arazi Toplulaştırma ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri" projesi kapsamında tapu teslim töreni gerçekleştirildi. Bölgenin tarımsal kalkınması açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilen proje çerçevesinde düzenlenen tapu teslim törenine, Vali Yardımcısı Süleyman Ovalı, Kaymakam Murat Ak, Belediye Başkanı Halil İbrahim Topbaş, DSİ Genel Müdür Yardımcısı Faruk Fıratoğlu, DSİ Daire Başkanı Sinan Demirbaş, DSİ 3. Bölge Müdürü Kağan Şan, ilgili daire amirleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 11:35
Simav’ın Kuşu beldesinde günlük 15 bin yumurta üretimi
Kütahya’nın Simav ilçesine bağlı Kuşu beldesinde, iş insanı İsmail Çetiner tarafından kurulan yeni üretim tesisi, 16 bin adet tinted coral cinsi tavukla günlük yaklaşık 15 bin yumurta üretimine başladı. Simav Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü ekipleri, sorumluluk alanlarında bulunan tesise ziyaret gerçekleştirerek incelemelerde bulundu. 16 bin tavuk kapasiteli tesiste üretim süreçleri yerinde değerlendirildi. Ziyaret kapsamında İlçe Tarım ve Orman Müdürü Nurullah Özdemir, yumurta paketleme için gerekli İşletme Onay Belgesini çiftlik sahibi İsmail Çetiner’e takdim etti. Bununla birlikte tesis, ilçede bu kapsamda onay alan ilk ticari yumurtacı kanatlı işletmesi oldu. Kuşu’nun girişimci iş insanı İsmail Çetiner, bölgenin tavukçuluk için uygun iklim şartlarına sahip olduğunu vurgulayarak, "Yıllar önce Kuşu’da onlarca tavuk çiftliği vardı. Ancak özellikle Batı Anadolu’da etkili olan Kuş gribi gibi salgın hastalıklar nedeniyle bu sektör beldemizde büyük zarar gördü. Şimdi kurduğumuz tesisle Kuşu’nun tekrar bu alanda söz sahibi olmasını temenni ediyorum" dedi. Çetiner, tesiste günlük üretim kapasitesine ilişkin de bilgi verdi: "Tinted coral cinsi 16 bin yumurta tavuğundan günde yaklaşık 15 bin yumurta elde ediyoruz. 30’lu koli olarak günlük 500 koli, 15’li koli olarak ise 1000 koli yumurtayı anlaşmalı alıcılarımıza teslim ediyoruz." Yeni tesisin, Kuşu’nun tarımsal üretim çeşitliliğine ve bölge ekonomisine önemli katkı sağlaması bekleniyor.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 11:01
Samsun Büyükşehir, enerjisini güneşten karşılıyor
Samsun Büyükşehir Belediyesi, il genelindeki üç güneş enerji santralinde(GES) ürettiği elektrikle hem kendi enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü karşıladı hem de 285 milyon TL tasarruf elde etti. Kentte elektrik maliyetlerini düşürmek için yürütülen GES projeleri, katı atık depolama tesisindeki üretimle birlikte belediyeye güçlü bir enerji kaynağı sağlıyor. Belediyenin Mart 2024’ten bu yana üç GES tesisinde ürettiği elektrik miktarı 119 milyon 638 bin 919 kilovatsaate ulaştı. Bu üretimle 285 milyon 141 bin TL’lik tasarruf sağlanırken, 75 bin ton karbon salımının da önüne geçildi. Sistem sayesinde 140 bin ağacın yok olması engellendi. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Samsun GES, Tekkeköy Bilim Merkezi ve Yabancılar Çarşısı çatı GES’lerinden elde edilen elektrikle belediye hizmetlerinin büyük kısmının beslendiğini belirterek, SBB ve SAMULAŞ’a ait 20 elektrikli otobüsün tüm enerji ihtiyacının da yine bu kaynaklardan karşılandığını ifade etti. Doğan, "3 adet güneş enerjisi santralimiz var. Samsun GES, Tekkeköy Bilim Merkezi ve Yabancılar Çarşısı çatısındaki panellerden elektrik üretiyoruz. Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin ve SAMULAŞ’ın 20 elektrikli otobüsünün tüm elektrik ihtiyacını buralardan ürettiğimiz elektrik ile karşılıyoruz. SASKİ’nin enerji ihtiyacının yarısı da yine GES’lerden karşılanıyor. Katı atık depolama tesisimizde de çöplerden çiçekler oluşuyor. Burada da elektrik üretiliyor. Yıllık yaklaşık 2 milyon çiçeği burada üreterek Samsun’daki parklara dikiyor ve görsel zevke sunuyoruz" dedi. Ayrıca 981 konut ve 436 iş yerinin katılımı ile hayata geçirilen Sıfır Atık Dönüşüm Projesi kapsamında da 11 ayda 84 ton atığın doğaya geri kazandırıldığına dikkat çeken Başkan Doğan, "Samsun’da sıfır atık örnek caddesi olsun istedik. Çiftlik(İstiklal) Caddesi herkesin bildiği bir cadde. Burada örnek bir çalışma hayata geçirdik. 11 aylık süreçte yaklaşık 84 ton atık geri dönüşümü sağlanmış oldu. Esnafın da ekonomik olarak bundan fayda sağladığı bir çalışmamız var. Ayrıca Samsun’da 16 olan mavi bayraklı plaj sayımız da Allah nasip ederse 19’a çıkacak" diye konuştu.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder