Son Dakika
|
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Deprem turistleri ortalıkta yok, biz buradayız"
Mersin’de acı olay: 2 çocuk hayatını kaybetti
AKOM uyardı: İstanbul’da İzlanda soğuk hava dalgası etkili olacak
Antalya Döşemealtı Belediyesi’ne ’yolsuzluk’ operasyonu: 10 gözaltı
Çin elektrikli otomobillere enerji tüketim sınırı getirdi
Zelenskiy’den Ukrayna’da barış açıklaması: "Yeni yıl öncesinde birçok karar alınabilir"
MİT yeni yılda eylem hazırlığında olan DEAŞ sempatizanını yakaladı
'Futbolda Bahis Soruşturması'nda yeni dalga!
Bahis soruşturması kapsamında 30 gözlemci, PFDK’ya sevk edildi
Sultangazi’de kuyumcu vurgunu: Altınları alıp kayıplara karıştı
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Radon Thermal Springs Near Bishkek Attract Visitors Year-Round
Selçuk Bayraktar: "Geleceğe yürüyebilmek için farklı olmanız gerekiyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın butona basmasıyla Kurtuluş Caddesi’nde yeniden ışıklar yandı
Kanada’dan Ukrayna’ya 2,5 milyar dolarlık yardım
Arda Güler, tatilini Bolu’da yapıyor
İsviçre Genelkurmay Başkanı: "Ülkemizi tam ölçekli bir saldırıya karşı savunabilecek durumda değiliz
İran İçişleri Bakanı Mumini: "İran nüfusu 70 yıl içinde 40 milyonun altına düşebilir"
Ümraniye’de kereste deposunda yangın
EKONOMİ
Soğuğa dayanıklı kazancı yüksek
28 Aralık 2025 Pazar - 08:06:24
Manisa’nın Sarıgöl Ovası’nda yetiştirilen Crimson üzümü, örtü altına gerek duymadan soğuk havalara dayanıklılığı, uzun raf ömrü ve gevrek yapısıyla kış aylarında da taze olarak tüketiciyle buluşuyor. Manisa’nın Sarıgöl Ovası’nda yetiştirilen, başta Sultaniye üzüm olmak üzere dokuz çeşit üzüm arasında yer alan Crimson üzümü, soğuk hava şartlarına rağmen en dayanıklı üzüm çeşitlerinden biri olarak öne çıkıyor. Sarıgöl ilçesinde yaklaşık 15-20 yıl önce yetiştirilmeye başlanan pembe çekirdeksiz üzüm türü olan Crimson, az ilaçlama ile üretilebilmesiyle dikkat çekiyor. En önemli özelliklerinden biri uzun süre asmada taze kalabilmesi olan Crimson üzümü, gevrek yapısı sayesinde üretici ve tüketiciler tarafından tercih ediliyor. Örtü altında yetiştirilmemesine rağmen dayanıklı yapısıyla kış aylarında da pazarlarda taze olarak yer alan Crimson üzümünün, yaz aylarından bu yana kilosunun 50 liranın altına düşmediği ifade ediliyor. Raf ömrünün uzun olmasına rağmen veriminin düşük olması nedeniyle üretiminin yaygınlaşmadığı belirtiliyor. Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, Cripson üzümüne ilişkin yaptığı açıklamada, "Crimson üzümü gerçekten gevrek ve çekirdeksiz bir üzüm türüdür. Pazarı vardır ancak veriminin az olması nedeniyle bölgemizde sınırlı sayıda üretici tarafından yetiştirilmektedir. Yeni yıla yaklaşmamıza rağmen bağlarda, örtü altında olmadan bile tazeliğini koruyabilmektedir" dedi. Crimson üzümü yetiştiren üretici Serhat Akkaya ise üzüm sezonunun sona erdiğini belirterek, "Bağımdaki Crimson üzümlerinden ayırdığım asmalardan topladığım üzümleri poşetleyerek konu komşuma ve arkadaşlarıma hediye ediyorum. Kış mevsiminde bile asmadan taze üzüm toplamak mümkün" diye konuştu.
27 Aralık 2025 Cumartesi - 17:21
ASO Başkanı Ardıç: "Hedefimiz, Ankara’mızı yalnız bugünün değil, geleceğin sanayi ve teknoloji başkentlerinden biri yapmak"
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, "Ankara Sanayi Odası olarak bizler, bu tarihi birikimin ve Cumhuriyetin emanet ettiği sorumluluğun farkındayız. Hedefimiz, Ankara’mızı yalnız bugünün değil, geleceğin sanayi ve teknoloji başkentlerinden biri yapmaktır" dedi. Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 106’ıncı yıl dönümü kapsamında Cumhuriyeti Kuran Şehirler etkinliği düzenlendi. Samsun, Amasya, Erzurum ve Sivas Ticaret ve Sanayi odalarının iş birliğiyle yapılan etkinlik 2’inci TBMM Binası ev sahipliğinde düzenlendi. Burada bir konuşma gerçekleştiren ASO Başkanı Seyit Ardıç, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş hikayesinin, yalnızca askeri zaferlerin değil; iradenin, aklın, dayanışmanın ve kalkınma idealinin hikayesi olduğunu vurguladı. Mustafa Kemal Atatürk’ün vatanı yalnızca işgalden kurtarmayı değil yoksulluktan, geri kalmışlıktan ve dışa bağımlılıktan kurtarmayı da hedeflediğini söyleyen Ardıç, "Bu anlayışla Cumhuriyet, daha ilk günlerinden itibaren siyasi bağımsızlığı ekonomik bağımsızlıkla tamamlamayı temel bir amaç olarak benimsedi. Üretmeyen, kalkınmayan bir ülkenin bağımsızlığını sürdüremeyeceği gerçeği, Cumhuriyetin kurucu felsefesinin merkezinde yer aldı" ifadelerine yer verdi. "Ankara’nın yerli ve milli üretim iradesi, bugün dünyanın en büyük savunma sanayii şirketlerine ev sahipliği yapan bir ekosisteme dönüştü" Ardıç, Ankara’nın Türkiye’nin savunma sanayiinin kalbi olduğunu ve bunun arkasında tarihten gelen bu büyük birikim yer aldığını söyleyerek, "Ankara’nın; dün Kurtuluş Savaşı’nın ihtiyacını karşılayan yerli ve milli üretim iradesi, bugün yüksek teknolojiye, mühendisliğe, Ar-Ge’ye ve dünyanın en büyük savunma sanayii şirketlerine ev sahipliği yapan bir ekosisteme dönüştü. Bu şehir, daha Cumhuriyet ilan edilmeden önce kararın, mücadelenin ve üretimin aynı merkezde buluştuğu bir iradeyi temsil etti. Cumhuriyeti kuran kuşak, yokluk içinde dahi üretmeyi bir varlık meselesi olarak gördü. Fabrika kurmayı, altyapı inşa etmeyi, demiryolu döşemeyi yalnız ekonomik değil, milli bir görev saydı. Bugün bize düşen sorumluluk da, işte bu ruhu çağın şartlarıyla yeniden yorumlamaktır" açıklamasında bulundu. "Hedefimiz Ankara’mızı yalnız bugünün değil, geleceğin sanayi ve teknoloji başkentlerinden biri yapmaktır" Ankara’nın savunma sanayiinden havacılığa, makineden medikale, yazılımdan ileri malzemelere uzanan güçlü bir üretim ve teknoloji ekosistemine sahip olduğunun altını çizen Ardıç, şu ifadelere yer verdi: "Üniversiteleriyle, teknoparklarıyla, organize sanayi bölgeleriyle; Türkiye’nin yüksek katma değerli üretim hedefinin taşıyıcı merkezlerinden biridir. Ankara Sanayi Odası olarak bizler, bu tarihi birikimin ve Cumhuriyetin emanet ettiği sorumluluğun farkındayız. Hedefimiz; Ankara’mızı yalnız bugünün değil, geleceğin sanayi ve teknoloji başkentlerinden biri yapmaktır. Cumhuriyetin ikinci yüzyılını; üretimle, teknolojiyle ve güçlü bir sanayi vizyonuyla inşa etmeye kararlıyız. Ancak bu yürüyüş tek bir şehrin yürüyüşü değildir. Bugün bu salonda bir araya gelmemizin anlamı; Cumhuriyeti kuran iradeden ve taşıdığımız tarihi sorumluluktan, ülkemizin parlak bir geleceğe taşıyacak ortak vizyona birlikte yürümektir. Cumhuriyeti Kuran Şehirler buluşmasının finalinin Ankara’da yapılması bir başlangıçtır. Samsun’da yakılan meşale, Amasya’da ilan edilen irade, Erzurum’daki bağımsızlık kararlılığı, Sivas’taki birlik ruhu, Ankara’nın üretim gücü ve devlet aklı; ortak projelere ve ortak hedeflere dönüşmelidir. Bu yürüyüş üretimle büyümeyi, teknolojiyle güçlenmeyi zorunlu kılmaktadır." Ardıç, konuşmasının sonunda Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 106. yıl dönümünü kutladı. Programa, Samsun Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, Amasya Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Murat Kırlangıç, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Başkanı Saim Özakalın, Sivas Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Zeki Özdemir katıldı.
27 Aralık 2025 Cumartesi - 15:37
Evcil hayvan sahiplerine "mikroçip" uyarısı: Son gün 31 Aralık, taktırmayana ceza
Kedi ve köpeklerine mikroçip taktırmayan evcil hayvan sahipleri için son günün 31 Aralık olduğu bildirildi. Uzman Veteriner Hekim Coşkun Tuna Çoban, cezai yaptırımlarla karşılaşılmaması için evcil hayvan sahiplerini yasal yükümlülüklerini gecikmeden yerine getirmeleri konusunda hatırlatma yaptı.
27 Aralık 2025 Cumartesi - 15:20
Başkan Büyüksimitci: "Sanayicilerimizin ABD ve Çin arasında başarısı mükemmel"
Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yölnetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci; düzenlediği basın toplantısında 2025 yılı faaliyetlerini anlatarak, "Sanayicilerimizin ABD ve Çin arasında başarısı mükemmel" dedi. Türk sanayicilerinin ABD ve Çin’in bulunduğu ortamdaki başarısının mükemmel olduğunu söyleyen Başkan Büyüksimitci; "Bizim şu andaki savunma sanayi gücümüzü biliyorsunuz. Diyorlar ki ’gelin Avrupa’ya yatırım yapın’. Belli Türk firmaları da özellikle Almanya, Polonya olmak üzere yatırım yapıyorlar. Amerika zaten bu işin başını çekiyor. Çok ciddi şekilde ekonomisini kapattı ve askeri alanda yerlilik oranını yüzde 75’e çıkarttı. Diğer ürünlerde de yüzde 51’ini Amerika’da üretmezsen işin kötü diyor. Çin’in de başlamış olduğu dünya ticaretinde yeni bir konsept. Bu ortamda bir sıkıntımız daha var. İnanılmaz bir dev Çin, her taraftan sıkıştırıyor. Önceden diyorduk ki evet ucuz iş gücüyle iş yapıyorlar, uygun fiyata ürün veriyorlar. Fakat kalite olarak bir Türkiye kalitesinde değil. Onlarla girdiğimiz her işi alabiliyorduk. Şimdi yaptıkları işlerle büyük bir hızla çalışıyorlar. Türkiye’de Çin’le ilgili sattığımızın yaklaşık 18 katını ithal ediyoruz. Yani böyle bir ortamda ben bütün sanayicilerimizin muhteşem bir başarı gösterdiklerini söyleyebilirim. Hepsine de teşekkür etmek istiyorum" dedi. Başkan Büyüksimitci, organize sanayi bölgelerinin istatistiklerini paylaşarak; "Buraya gelen hiç kimse boş oturmamış. Allah hepsinden razı olsun. Hepsine teşekkür edip dua etmek lazım. İnşallah bizler de dua alanlardan oluruz diye temenni ediyorum" ifadelerini kullandı. "Kayseri için 2 planımız var" Kayseri’ye Uzay, Havacılık ve Savunma İktisat OSB ve Geri Dönüşüm İktisat OSB kazandırmak istediklerini söyleyen Büyüksimitci; "2 tane planımız var ve bunun Kayseri’nin geleceği ile ilgili olmazsa olmazı olduğuna inanıyoruz. Biri Uzay, Havacılık ve Savunma İktisat OSB, diğeri ise Geri Dönüşüm İktisat OSB. Özellikle Kayseri’de savunma sanayinin çok gündeme geldiği 2026 yılı aynı zamanda biliyorsunuz TOMTAŞ’ın faaliyete geçtiği 1926’dan sonra 100. yılı. İnşallah şu anda bakanlığımıza başvurusu yapıldı. Bakan beyin onayında. Gerekli incelemeler yapıldı. Orada Kayserimiz güzel bir organize sanayi bölgesi kazanacak. Burada amacımız hem Kayseri içerisinden hem Türkiye’den hem de uluslararası yatırımcıları getirmek" dedi. Büyüksimitci, asgari ücrete iki taraftan da bakmak gerektiğini söyleyerek; "Yüzde 27 civarında bir asgari ücret artışı oldu. Her iki taraftan bakmak lazım, biraz empati yapmak lazım. Yüzde 27 il insanlar bu dönemde geçinebiliyor mu? hayır. Satın alma güçleri düşmüş durumda. Sanayici tarafından baktığımızda da maliyetlerle ilgili de ciddi problemler var. Aslında belki tam anlaşılamıyor ama bizim ana çalıştığımız konu verimlilik artışı dediğimiz konu bu. Almanya’da ki düşünün burada şimdi 655 dolara geliyor yeni asgari ücret. Almanya’nın ihracatı 1,8 triyon dolar. Türkiye’nin ihracatı 265 miyar dolar. Bir çarparsak Almanya’nın nüfusu 85 milyon dersek Türkiye’de 85 milyon. Aynı nüfusa sahibiz. Bunun 1 trilyon dolarını desek ki bu adamlar inanılmaz derecede teknoloji üretiyorlar diye silsen bile orada 3,5 katı zaten orada fark var. Yani birim insan başına fazla üretiyor. Bu Türkiye’nin topyekun bir problemi verimsizlik. Bizim genimizde çalışmak var. Ölürcesine çalışmak, gayret, çaba var. Fakat sistematikle ilgili problemimiz var. Bunu biz kurumsal olarak çözmeliyiz. İhracatçı ihracatını yapacak, döviz yüzde 20 artacak ama işçiliğin ki konu asgari ücretle ilgili de değil. Bugün 100-150 bin TL net maaş alan adamın maaşını da ayarlamak zorundasınız. Oraya yüzde 27 verdiyse oraya da mı vermelisiniz. Yüzde 27 o adamı kurtarır mı? Herkesin bir harcama alışkanlığı oluyor aldığı maaşa göre. Bu dönemler rol dönemler. İşçi de işveren de herkes biraz daha dişini sıkmak zorunda ve mücadele etmek zorunda" ifadelerini kullandı. Satışı yapılan Erciyes Anadolu Holding fabrikalarının taşınacağını düşünmediğini söyleyen Başkan Büyüksimitci; "Erciyes Anadolu Holding ile ilgili de direkt biz konuşmadık ama bizim meclis üyemiz Bellona Genel Müdürümüz. Bu tarz işletmelerin söküp götürülmesi bana göre imkansız. Başka yerde yeni yapılanmalar oluyor. Mesela bir metal şirketi bana göre Türkiye’nin en başarılı tesislerinden biri. İlave olarak Kayseri OSB’ye yaptı. Özellikle biz metal olmayan konuda da çok iyiyiz. Onlar yaptıklarını Amerika’ya ihraç ediyorlar ama oraya da yatırım yapmak zorunda kalıyor. Artık ülkeler zorluyor. Ben çok fazla bir şey olacağını düşünmüyorum. Kayseri’den daha iyi bir yer yok, onlar için de yok. Çünkü özellikle mobilya tarafında. Kayseri’ye zaten gelmek isteyenler de var. Çok fazla batıdan gelmek isteyenler vardı" dedi. "Sanayicinin denize ulaşması için açıklama bekliyoruz" Akdeniz ve Karadeniz arasında sanayicinin işini kolaylaştıracak demir yolu için bakandan açıklama beklediklerini söyleyen Mehmet Büyüksimitci; "Yakında sayın bakanımız açıklayacak. Samsun-Mersin Hattı ki biz havzadan bahsediyorduk. Oradaki bütün illerin Kayseri dahil Mersin’e kadar hem tren yoluyla bağlanması, batıdaki sanayinin de buralara taşınması. Liman olarak da hem Akdeniz’i hem Karadeniz’i kullanmakla ilgili ki biz bunu 2016’da Sayın Cumhurbaşkanı da direkt harita üzerinde gösterdi. Dedi ki ‘Orta Anadolu sanayi havzası olmak zorunda’. Bunu da 12. Kalkınma Planı’nda programa yazdılar. Şimdi bakanlık da gereğini yapıyor, bunları artık gündeme getiriyor. Bizim her zamanki talebimiz şu; Mersin hattımız çift hat olmalı, Samsun’a da bize bir çıkış yolu vermelisiniz. Bununla ilgili de Hazine ve Maliye Bakanımız geldiğinde de arz ettik. Şu anda tren hattı giren ilk OSB ki ben ikincisini bilmiyorum Türkiye’de. Sayın Mehmet Şimşek geldiğinde Ulaştırma Bakanı’na gidin bununla ilgili bütçe probleminiz yok dedi. Karayolu taşımacılığının bir maliyeti var. Demir yollarımız bizim istediğimiz noktaya gelmedi ama miktar arttıkça gelecek. O da bir avantaj olur. Tren yoluyla ilgili bekliyoruz. O tam bir proje ve lojistik üsleriyle beraber. Bakan beyin açıklamasını bekliyoruz. Ondan sonraki gelişmeleri göreceğiz hep beraber" ifadelerini kullandı.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
25 Aralık 2025 Perşembe- 11:05
Keçiören Belediyesi’nde Sosyal Denge Sözleşmesi yeniden imzalandı
2
17 Aralık 2025 Çarşamba- 21:58
Bakan Işıkhan: "Asgari ücret miktarının çalışanlarımızın gelirlerini enflasyona ezdirmeyecek şekilde belirlenmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz"
3
26 Aralık 2025 Cuma- 12:22
Manisa’da "Zeytin 5.0 Projesiyle" çocuklar hem öğrendi hem üretti
4
23 Aralık 2025 Salı- 17:21
Mersin Uluslararası Limanı ile Port Sudan arasında kardeş liman mutabakatı imzalandı
5
27 Aralık 2025 Cumartesi- 15:37
Evcil hayvan sahiplerine "mikroçip" uyarısı: Son gün 31 Aralık, taktırmayana ceza
10 Aralık 2025 Çarşamba - 13:46
Bakan Kacır: "Yılda 20 milyar dolar Ar-Ge harcaması yapılan bir ülkeyiz"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "22 yıl önce yılda sadece 1.2 milyar dolar Ar-Ge harcaması yapılan bir ülkeyken şimdi yılda 20 milyar dolar Ar-Ge harcaması yapılan bir ülkeyiz. Ar-Ge insan kaynağımız 29 binden 310 binin üzerine çıktı" dedi. Take Off Girişim Zirvesi, bu yıl 8. kez İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını ziyaretçilere açtı. Zirvenin açılışına Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İstanbul Valisi Davut Gül, bakanlar, milletvekilleri, girişimciler ve çok sayıda ziyaretçi katıldı. Anadolu Ateşi Dans Topluluğu’nun gösterisinin ardından açılış konuşmasını yapan Bakan Kacır, "2018 yılından bu yana Take Off’u gerçekleştiriyoruz. 2018’de Teknofest’in ilk yılında Take Off’u yan etkinlik olarak gerçekleştirdik. Sonraki yıllarda büyüdü ve müstakil bir etkinlik haline geldi. Şimdi bölgenin en büyük girişimcilik zirvesi. Bu yıl 40’dan fazla ülkeden 250’den fazla yatırımcı, 500’den fazla girişimci Take Off’ta buluştu. Hem Türkiye’nin teknoloji girişimi hem de dünyanın dört bir yanından gelen teknoloji girişimleri burada yatırımcılarla bir raya geliyor. Bu Türkiye’nin araştırma, geliştirme, inovasyon ve girişimcilik alanlarında geldiği seviyeyi de gösteriyor" dedi. "Ar-Ge insan kaynağımız 29 binden 310 binin üzerine çıktı" Bakan Kacır, "Son 22 yıl Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğine milli teknoloji hamlesinin adım adım inşa edildiği bir dönem oldu. Türkiye araştırma, geliştirme ve inovasyon kabiliyetlerini yükseltti. 22 yıl önce yılda sadece 1.2 milyar dolar Ar-Ge harcaması yapılan bir ülkeyken şimdi yılda 20 milyar dolar Ar-Ge harcaması yapılan bir ülkeyiz. Ar-Ge insan kaynağımız 29 binden 310 binin üzerine çıktı. Bu teknoloji girişimlerinin doğmasını da hızlandırdı. O yıllarda iki tane Teknoparkımızda 56 tane teknoloji şirketi vardı. Şimdi 113 Teknoparkımızda 12 binden fazla teknoloji şirketi var. Ve bu şirketlerin girişim sermayesi imkanlarıyla buluşmasını da mümkün kılıyoruz. Son 5 yılda girişim sermayesi fonlarını büyüttük" şeklinde konuştu. "Teknoloji girişimlerine yılda 1 milyar doların üzerinde yatırım yapılıyor" Türkiye’deki teknoloji girişimlerine yapılan yatırımlara dikkat çeken Kacır, "Kamu kaynakları ile teknoloji girişimlerine yapılan yatırımları daha yüksek bir ölçeğe taşıdık. Fonların fonu mekanizmalarını kurduk, eş finansman mekanizmaları kurduk ve son 5 yılda Türkiye’de teknoloji girişimlerine yapılan yatırımı 5, 3 milyar dolara yükselttik. Önceki dönemlerde teknoloji girişimlerine yılda 80-90 milyon dolar yatırım yapılırken, şimdi yılda 1 milyar doların üzerinde yatırım yapılıyor. Bu da çok fazla teknoloji girişiminin doğmasını, Türkiye’de doğan teknoloji girişimlerinin de küreselleşme yolculuklarını hızlandırıyor. Biz Take Off’ta dünyanın dört bir yanından gelen parlak fikirlerin yatırımcılarla buluşmasını sağlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Atatürk Havalimanı’nda bir Teknopark kurduk. Türkiye’nin yıldızı girişimcilik dünyasında parlamaya devam edecek" ifadelerini kullandı. Take Off, bugüne kadar 100’ü aşkın ülkeden yüzlerce girişimi ve binlerce ziyaretçiyi ağırladı Zirve, Teknofest çatısı altında T3 Vakfı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi öncülüğünde yürütülen bölgenin en kapsamlı inovasyon ve girişimcilik platformu olarak konumlanıyor. 2018 yılında kapalı bir yan etkinlik olarak başlayan Take Off, bugüne kadar 100’ü aşkın ülkeden yüzlerce girişimi ve binlerce ziyaretçiyi ağırladı. 2018’den bu yana yaklaşık bin girişim Take Off programlarından faydalanırken, platform toplamda 1,8 milyon dolar tutarında ödül ve yatırım imkanı sağladı. Bu yıl zirvede 40 ülkeden 500’ü aşkın girişim, 260’tan fazla yatırımcı, 85 partner ve 12 sponsor kurum yer aldı. İspanya, Bangladeş, Kuzey Makedonya ve Özbekistan gibi ülkeler, oluşturdukları pavilyonlarla kendi ekosistemlerinin öne çıkan startuplarını İstanbul’a taşıyarak, zirveye güçlü bir uluslararası boyut kazandırdı. Yeni dönemin iş birliği modeli: Executive Lounge Artan girişim ve kurum sayısı doğrultusunda bu yıl ilk kez hayata geçirilen "Executive Lounge", katılımcıların daha verimli, odaklı ve hedefli iş birliği görüşmeleri yapabileceği özel bir alan olarak dikkat çekiyor. Bu yeni model, 2024 yılında Investor Lounge ve kurumsal stantlarda gerçekleştirilen 557 planlı görüşmenin ardından 2025’te çok daha yoğun bir etkileşim için kapılarını açtı.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 13:34
Çarşamba Ticaret Borsası’nın Batum temasları
Çarşamba Ticaret Borsası(ÇTB) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Yılmaz, Meclis Başkanı Hacı Toraman ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şevket Zeren, Batum’daki iş ziyaretleri kapsamında BATGİAD Türk Gürcü İş Adamları Derneği Başkanı Ayhan Dikme’yi ziyaret etti. Gerçekleştirilen ziyarette, Türkiye-Gürcistan arasındaki ticari ilişkiler, bölgesel iş birliği imkanları ve iki ülke arasında geliştirilmesi planlanan ortak projeler üzerine değerlendirmelerde bulunuldu. Ayhan Dikme, ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederek BATGİAD olarak bölgede ekonomik iş birliklerinin güçlenmesine yönelik çalışmalara devam ettiklerini belirtti. Çarşamba Ticaret Borsası heyeti ise Batum temasları çerçevesinde yapılan bu görüşmenin, bölgesel ticaretin geliştirilmesi ve iş dünyası arasındaki bağların güçlendirilmesi açısından verimli geçtiğini vurguladı.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 13:14
Yeniköy Kemerköy Enerji’ye 4 milyon fidan için takdir belgesi
Yeniköy Kemerköy Enerji, Orman Genel Müdürlüğü ile 2022 yılında yaptığı protokol kapsamında ülkenin farklı bölgelerindeki ağaçlandırma çalışmalarına devam ediyor. Protokol çerçevesinde, 2025 yılı sonu itibarıyla dikilen fidan sayısı 4 milyonun üzerine çıktı. Orman Genel Müdürlüğü (OGM), Yeniköy Kemerköy Enerji ile yürüttüğü ağaçlandırma protokolü kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar nedeniyle şirkete takdir belgesi verdi. OGM koordinasyonunda sürdürülen ağaçlandırma programı çerçevesinde, Türkiye’nin farklı bölgelerinde 4 milyondan fazla fidan toprakla buluşturuldu. Türkiye’nin ormanlarını güçlendiren ortaklık Yeniköy Kemerköy Enerji Genel Müdür Yardımcısı Burak Işık’a takdir belgesi Orman Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Yüzer, tarafından takdim edildi. Yüzer, protokol kapsamındaki çalışmaların bir dikim yükümlülüğünden çok, ülkenin orman varlığını güçlendiren uzun vadeli bir ekosistem yatırımı olduğunu vurguladı: "Doğru planlamayla özel sektör ve kamu ortaklıklarının orman varlığına kalıcı katkı sunduğunu açıkça görüyoruz. Yeniköy Kemerköy’le olan iş birliğimiz, klasik bir dikim programının ötesine geçti; planlama, tür seçiminden bakım ve izlemeye kadar bütüncül bir ormancılık uygulamasını temsil ediyor." "Sürdürülebilirliği rakamlardan öte bir sorumluluk olarak görüyoruz" Yeniköy Kemerköy Enerji Genel Müdür Yardımcısı Burak Işık ise Türkiye’nin farklı bölgelerinde oluşturdukları dikim alanlarının, yıllar içinde kendi ekosistemini kuracak ormanlara dönüşeceğini belirtti: "Orman Genel Müdürlüğü ile dört yıldır yürüttüğümüz ağaçlandırma çalışmalarında, yalnızca faaliyet gösterdiğimiz Muğla ile sınırlı kalmayıp Türkiye’nin farklı bölgelerinde de dikimler gerçekleştiriyoruz. Protokol kapsamında fidan türlerinin belirlenmesi ve dikim sürecinin planlanması Orman Genel Müdürlüğü tarafından yapılıyor; biz ise bu süreçlerin hayata geçirilmesi için tüm gerekli desteği sağlıyoruz. Bir fidanın toprağa kazandırılmasıyla başlayan süreç, uzun vadede hem karbon yutak kapasitesini hem de biyolojik çeşitliliği artıran zincirleme bir fayda oluşturuyor. Bu etki, toprak sağlığından su döngüsüne kadar geniş bir alanı olumlu yönde değiştiriyor" Yapılan açıklamaya göre, şirket tarafından akademisyenlerle beraber yürütülen karbon yutak alanı hesaplama çalışması sonucuna göre, dikilen 4 milyonun üzerindeki fidan, 2024 yılı sonunda atmosferden 1 milyon 501 bin ton karbondioksiti tuttu. 2025 yılı sonunda bu miktarın 2 milyon 80 bin tona ulaşması bekleniyor. Ağaçların büyümesiyle birlikte tutulum miktarının 10 yıl içinde 2 milyon tonu; 30 yıl içinde ise 4 buçuk milyon tonu aşması öngörülüyor. 2025’te 576 hektarlık maden sahası rehabilite edildi Şirketin Milas’taki eski maden sahasında yürüttüğü "Hüsamlar Yeniden Doğaya Kazandırma" projesi, Türkiye’nin tek seferde uygulanan en kapsamlı doğaya geri kazandırma çalışmalarından biri olarak öne çıkıyor. Projenin bölgenin iklimine uygun bitkiler ve bilimsel yöntemlerle yürütüldüğünü belirten Işık, "Faaliyetimizin sonlandığı maden sahalarımızı ağaçlandırıyor, konusunun uzmanı kıymetli akademisyenlerle çalışıyoruz. 2025 yılı itibarıyla 576 hektarlık alanı rehabilite ettik ve 246 binden fazla fidan ve bitki diktik. Ayrıca Türkiye’nin köklü çevre derneklerinden biri olan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği, çalışmalarımızı izliyor ve raporluyor. Rehabilitasyon süreçlerimizle ilgili hazırladıkları raporlar kamuoyuna açık bir şekilde kurumun web sitesinde yayınlanıyor. Süreçlerimize bölge insanını da dahil edip onların da bilgilerinden faydalanıyoruz. Proje tamamlandığında 2032’ye kadar toplam 1363 hektarlık alanı doğaya kazandırmayı hedefliyoruz" dedi.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 13:10
Araç yenilemek ya da ilk kez araç almak isteyenler için doğru dönem
Denizli’de ikinci el araç piyasasında haraketlilik yaşandığını belirten galericiler, aracını yenilemek ya da ilk kez araç almak isteyenler için doğru dönem olduğunu belirtti. Denizli’de uzun yıllardır otomotiv sektöründe hizmet veren galerici Alican Memiş ve Halil Tuncer, ikinci el araç piyasasındaki son durumu değerlendirdi. Araç fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar, kredi şartlarının zorluğu ve alıcıların daha temkinli davranması nedeniyle sektörün farklı bir döneme girdiğini söyleyen galericiler, "Eskisi gibi yüksek tempo bir alım-satım yok ama piyasada doğru araç her zaman karşılığını buluyor" dedi. "Yeni yılda taleplerin artacağını, piyasanın daha da canlanacağını öngörüyoruz" Denizli’de otomotiv sektöründe faaliyet gösteren galerici Alican Memiş, ikinci el araç piyasasındaki son durumu değerlendirerek vatandaşların artık aracı bir yatırım aracı olarak değil, gerçek ihtiyaçtan dolayı tercih ettiğini söyledi. Son yıllarda yaşanan dalgalanmanın ardından piyasada daha bilinçli bir müşteri profili oluştuğunu belirten Memiş, "Eskiden insanlar aracı yatırım amaçlı alırdı, şimdi ise gerçekten ihtiyacı olan alıyor. Bu da piyasayı daha stabil ve kontrollü bir hale getirdi. Şu an satışlarımız gayet iyi gidiyor. Fiyatların oturması, kredi şartlarının kısmen de olsa öngörülebilir hale gelmesi müşterileri harekete geçirdi. Doğru araç bulunduğu zaman hiç beklemeden alınıyor. Yeni yılda taleplerin artacağını, piyasanın daha da canlanacağını öngörüyoruz. Hem alıcı hem satıcı için daha dengeli ve daha güvenli bir süreç olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı. "Aracını yenilemek yahut ilk kez araç almak isteyenler için şu an gerçekten doğru dönem" Araç sahibi olmak isteyenler için içinde bulunduğumuz ayların tam anlamıyla "en uygun zaman" olduğunu vurgulayan Halil Tuncer, "Uzun zamandır beklenen o yumuşama süreci başladı. Araç fiyatlarında belirgin bir gevşeme var. Bu dönem, özellikle gerçek alıcı için oldukça avantajlı bir zaman. Son yıllarda araçlar ciddi anlamda yatırım aracı haline gelmişti. Şu anda ise bu algı kırılıyor. Fiyatlar dengeye oturuyor ve bu da alıcı için çok daha adil bir piyasa ortaya çıkarıyor. Piyasanın bu seviyede olması hem alıcıyı hem satıcıyı rahatlatıyor. Aracını yenilemek yahut ilk kez araç almak isteyenler için şu an gerçekten doğru dönem. Fiyatların biraz daha oturmasıyla birlikte hareketlilik de artacaktır" diye konuştu. Yakın dönemde piyasanın nasıl şekilleneceğine dair öngörülerini de aktaran galericiler, fiyatların bir süre daha dengede kalabileceğini fakat talep arttıkça yeniden hareketlenme yaşanabileceğini belirtti.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:59
Edirne’de yılbaşı öncesi fahiş fiyat denetimi: Kontroller arttı
Edirne Ticaret İl Müdürlüğü ekiplerince yılbaşı öncesi fiyat ve etiket denetimi yapıldı. Edirne’de yılbaşına kısa bir süre kala işletmelerde denetim yapan Ticaret İl Müdürlüğü ekipleri, öncelikle raf ve kasa fiyatlarını karşılaştırdı, fiyat etiketleri ile faturalarını inceledi. Kuruyemiş, şekerleme, tatlı, hediyelik eşya gibi ürünlerin satıldığı iş yerlerinde denetim yapan ekipler, fahiş fiyata ve fırsatçılığa geçit vermedi. Yılbaşı öncesi denetimleri arttıran ekipler, Edirne’nin en işlek ve turistlerin en çok alışveriş yaptığı noktalarından biri olan Saraçlar Caddesi’ndeki işletmeleri dolaşarak fiyat etiketlerini kontrol etti. 604 ürün incelendi, 82’sinde aykırılığa rastlandı İş yeri yetkililerini bilgilendiren ekipler, fiyat etiketlerinin görünebilir şekilde asılması yönünde de hatırlatmada bulundu. Kent merkezi ile ilçelerinde kasım ayında ve aralık ayı içinde 110 iş yerinde yapılan denetimlerde 604 ürün incelenirken, incelemelerde 82 aykırılığa rastlandı. Denetimlerde fiyat etiketi olmayan ve aykırılık tespit edilen işletmelere idari para cezası uygulanması için işlem yapıldı. Şehrin muhtelif cadde ve sokaklarında denetimlerin devam edeceği belirtildi. Bir işletmede mağaza müdür yardımcısı olarak görev yapan Özkan Yaprak, denetim olmasının hem işletmeler hem de vatandaşlar için her zaman iyi olduğunu belirtti. Yaprak, vatandaşların alışveriş yaparken etiketleri kontrol etmelerinde fayda olduğunu aktardı. Alışveriş yapan vatandaşlar da denetimleri iyi bulduklarını ve sürekli yapılmasını istediklerini söylediler. Orhan Döngel, "Şu anda Türkiye genelinde etiketler bayağı uygun. Denetimler hoşumuza gidiyor. Daha sık olmasını rica ediyoruz" dedi. Denetim yapılması ve etiket kontrolünün güven kattığını belirten bir başka işletme sorumlusu Reşit Bilen, kontrollerin sık sık gerçekleştirildiğini aktardı.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:54
Geç gelen kış balığın tadını kaçırdı
DENİZLİ (İHA) – Denizli balık halinde en çok tercih edilen türler sardalya, hamsi ve istavrit olurken, geç gelen kış nedeniyle balıklarda yağlanmanın olmadığı belirtildi. Piyasada daha çok küçük ve ekonomik balıkların talep gördüğünü belirten balık hali esnaflarından Kemal Ercan, "Şu anda en çok sardalya, hamsi ve istavrit türleri talep görüyor. Sezonu olmasına rağmen palamut ile çinekop bu sene yok. Bu türler 2-3 senede bir bol oluyor. Seçen sene bolluk vardı, bu sene olmadı. Bunda göçebe balık olmalarının da etkisi büyük. Bu sene Karadeniz’de hamsi çok bol, buna karşılık çinekop ve palamut yok. Bu iki tür hamsi olmadığı zaman o oluyor. Bunlara alternatif olarak genelde çipura ve levrek tercih ediliyor. Vatandaşlarımız sardalya ve hamsiye daha çok rağbet ediyor. Ekonomik olarak uygun. Hem besleyici hem de vitamin bakımından zengin. Balığına göre fiyatlar 250 liradan başlayıp bin 500 liraya kadar çıkıyor" dedi. Havaların soğumasıyla birlikte balık tüketiminin arttığına işaret eden Ercan, "Kış sezonu geldi, balık yeme dönemleri başladı. Vatandaşlarımızın sağlıkları ve dengeli beslenme için en az haftada bir gün balık yemeleri lazım. Denizlilere en taze ve uygun balığı yedirmek için İzmir Balık Halinden, Karadeniz’den, Bursa ve Bandırma’dan da balık temin ediyoruz. Piyasayı takip edip, en güzel balık neredeyse ona göre şehrimize getiriyoruz" ifadelerini kullandı. Kış gecikti, balığın tadı kaçtı Halk dilinde "Kar düşmeden balık yenmez" diye bir tabir olduğunu hatırlatan Ercan, şöyle konuştu: "Bu sene havalar normale göre daha yeni yeni soğumaya başladı. Şu an Aralık’tayız, yağışlar daha yeni başladı. Tabii bu yüzden denizlerin de suyu sıcak oluyor, kış geç geldiği için. Halk dilindeki deyiş gibi balığın lezzetli olması için suyun soğuyup balığın daha çok yağlanması lazım"
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:48
TechXtile Challenge’da finale kalan projeler belirlendi
TechXtile Challenge Tasarım Yarışması’nın 7. yılında yarı final süreci tamamlandı; katılımcılar bu yıl verimlilik odağında jüri karşısına çıkarak sektörün geleceğine ışık tutacak projelerini sundu. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tarafından, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinasyonunda ve T.C. Ticaret Bakanlığı desteğiyle düzenlenen 7. TechXtile Challenge Tasarım Yarışması kapsamında Değerlendirme Kurulu, çevrimiçi toplantıda bir araya gelerek finale yükselecek projeleri belirledi. Bu yıl "Verimlilik" sloganı ile düzenlenen yarışma sürecinde "Girişimcilik Nedir?", "Nasıl Melek Yatırımcı Olunur?", "Liderlik ve Motivasyon", "Sunum Geliştirme" gibi kapsamlı seminer programları düzenlenerek katılımcıların iş modellerini güçlendirmelerine katkı sağlandı. Seminer programlarının ardından gerçekleştirilen Değerlendirme Kurulu toplantısında Level-Up ve Scale-Up kategorilerinde projeler, 4’er dakikalık sunumlarla jüri karşısına çıktı. Girişimler; yapılabilirlik, satılabilirlik, ölçeklenebilirlik, teknoloji-inovasyon boyutu ve ekip yetkinliği başlıkları altında değerlendirildi. UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, yarışmanın tekstil sektörüne sağladığı katkının giderek büyüdüğünü belirterek şunları söyledi: "7 yıldır kesintisiz olarak sürdürdüğümüz bu programın tekstil sektörünün yenilikçilik kapasitesini artıran stratejik bir yapıya dönüştüğünü görüyoruz. Tekstil sektörü, dönüşümün en hızlı yaşandığı alanlardan biri. Sürdürülebilirlik, ileri teknoloji kullanımı, verimlilik artışı, akıllı tekstiller ve dijitalleşme gibi kavramlar artık sektörün temel gündemini oluşturuyor. Bu nedenle yarışmanın yapısı, eğitim süreçleri ve farklı olgunluk seviyelerini kapsayan Level-Up ve Scale-Up kategorileri, girişimcilerin gerçek ihtiyaçlarına cevap veren çok değerli bir çerçeve sunuyor." Program kapsamında yürütülen seminerlerin önemini vurgulayan Engin, "Girişimcilerin bu seminerlere aktif katılım göstermesi, geri bildirimleri uygulaması ve projelerini yeniden şekillendirmesi, ortaya çıkan sonuçların kalitesini ciddi biçimde artırıyor. Bir fikri büyütmek, onu doğru anlatmak ve pazara uygun bir model haline getirmek; işte bu yolculukta TechXtile Challenge onlara güçlü bir yönlendirme mekanizması sunuyor. Bu yarışmanın en önemli katkılarından biri sağladığı iş ağı ortamıdır. Sektörün lider firmaları, yatırımcıları, akademisyenleri ve genç girişimcileri aynı platformda buluşturmak, sadece bir yarışma değil, bir ekosistem oluşturmak demektir. TechXtile’ın gerçek değeri de tam olarak burada ortaya çıkıyor. Bugünün projelerini yarının başarı hikayelerine dönüştürebilecek bir zemin hazırlıyoruz" ifadelerini kullandı. TechXtile Challenge Program Koordinatörü Ufuk Batum, yarışmanın uluslararası ölçekte ilgi gördüğünü belirterek, "TechXtile Challenge tekstil dikeyinde girişimciliği besleyen ve büyüten kapsamlı bir gelişim programı haline geldi. Her yıl daha fazla girişimci ve yatırımcının ilgisini çekiyor; hatta yurt dışından dahi programımıza katılmak isteyen ekipler oluyor. Bu da aslında burada oluşturduğumuz modelin uluslararası ölçekte karşılık bulduğunu gösteriyor. Benzer programlarda katılımcıların yatırım alması için 4-5 yıllık bir olgunlaşma süreci gerekirken, biz 2. yıldan itibaren yatırım alan, ölçeklenen ve piyasa değerini artıran girişimler çıkarmaya başladık. Bu yıl ayrıca önceki dönemlerimizden mezun olan, ekosistemi yakından tanıyan finalistleri ara jüriye dahil ederek onlara sürecin bir parçası olma fırsatı sunduk" dedi. Büyük Fınal 26 Mart’ta Değerlendirme Kurulu tarafından belirlenen finalistler, yarışmanın sonraki aşamasında mentorluk desteği alarak projelerini geliştirmeye devam edecek ve 26 Mart 2026’da düzenlenecek final töreninde projelerini Final Jürisi karşısında sunacak.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:44
Akademi ve iş dünyası ULUTEK’te bir araya geldi
ULUTEK Teknopark’ta gerçekleştirilen Üniversite-Sanayi İş Birliği Programı, Bursa’nın teknoloji üretme kapasitesini, akademik bilgi birikimini ve sanayinin değişen ihtiyaçlarını aynı platformda buluşturdu. Toplantıda Ar-Ge odaklı üretimin geliştirilmesi, akademi-sanayi etkileşiminin kurumsallaştırılması, yeşil mutabakatın sektörlerde oluşturduğu dönüşüm ve Bursa’nın ihtiyaç duyduğu yeni teknoloji ekosisteminin nasıl şekillendirilmesi gerektiği kapsamlı bir biçimde ele alındı. ULUTEK Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz, araştırma üniversitelerinin Türkiye’nin kalkınma vizyonundaki yerine dikkat çekerek ULUTEK’in bu noktadaki misyonunu şu sözlerle ifade etti; "Üniversitemiz araştırma üniversitesi unvanıyla büyük bir sorumluluk taşıyor. Bu sorumluluğun sanayi ile bütünleşmesini sağlayan en önemli yapılardan biri teknokentlerdir. ULUTEK olarak hem üniversitemizi hem de teknokent firmalarımızı aynı platformda buluşturan mekanizmaları güçlendiriyoruz. Bugün burada yaptığımız gibi, tarafları bir araya getirmek önemli; fakat daha önemlisi bu iş birliğini sürdürülebilir kılacak sistematik bir yapı oluşturmak. Her iş birliğinin mutlaka bir projeye, bir çıktı ya da katma değere dönüşmesi gerektiğine inanıyoruz. Bursa’nın Ar-Ge kapasitesini büyütmek için bu dönüşümü birlikte inşa etmek zorundayız." Programda söz alan Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Akpınar, üniversitenin araştırma üniversitesi kimliğini güçlendirmek için yürüttükleri faaliyetleri belirterek, "Güçlü bir sanayiye sahip olan Bursa’da araştırma üniversitesi olarak daha üst sıralarda yer almak için yoğun bir çaba gösteriyoruz. Bu dönem özellikle Ar-Ge’ye yatırım yapan firmalarla sistematik bir çalışma yürütüyoruz. Her hafta firmalarımızla bir araya geliyor, çıktı odaklı ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Bu görüşmelerde Avrupa Birliği projelerini nasıl artırabileceğimizi, yayınlarımızı nasıl güçlendirebileceğimizi ve firmaların akademiyle hangi durumlarda iş birliği kurabileceğini değerlendiriyoruz. Hocalarımızla birlikte sanayiye daha çok yaklaşmak, akademisyenlerimizi sanayinin ihtiyaçlarıyla daha sık buluşturmak ve bu etkileşimi somut projelere dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda bu değerli organizasyon için ULUTEK Yönetimine teşekkürlerimizi sunarız" şeklinde konuştu. Bursa Uludağ Üniversitesi Ar-Ge Koordinatörü Prof. Dr. Esra Karaca üniversitenin araştırma üniversiteleri arasında yer almasının getirdiği sorumluluk ve avantajlara vurgu yaptı. Ar-Ge’nin sürdürülebilir kalkınmanın en kritik unsurlarından biri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Karaca, "Üniversite olarak hem ulusal hem de uluslararası arenada yenilikçi projeler üretme kapasitemizi her geçen yıl artırmayı çabalıyoruz. Araştırma üniversitesi statümüz, sanayi ile iş birliğini güçlendiren, bilgi ve teknoloji transferini hızlandıran önemli bir itici güçtür" dedi. Üniversite-sanayi etkileşiminin, bölgesel ve ulusal ekonomiye yüksek katma değer sağlayacağını belirten Prof. Dr. Karaca, ULUTEK ile yürütülen çalışmaların bu açıdan büyük önem taşıdığını ifade etti. BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, hem sanayinin gelişimi hem de nitelikli insan kaynağının yetişmesi için üniversitelerle yakın çalıştıklarını belirterek, "Üniversite-sanayi iş birliğini güçlendirmek için komitelerimiz ve çalışma gruplarımızla ortak mekanizmalar kuruyoruz. Asıl ihtiyacımız olan şey; bu etkileşimi düzenli, periyodik ve yapısal bir modele dönüştürmek. Üniversitelerimizle sanayicilerimizi daha sık ve daha planlı biçimde aynı masada buluşturursak Bursa’nın rekabet gücünü çok daha hızlı artırabiliriz" diye konuştu. Küresel dönüşümün sanayi yapısını yeniden şekillendirdiğine dikkat çeken BİSİAD Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, "Bugün artık üniversite-sanayi iş birliğini çok daha net konuşmamız gereken bir dönemdeyiz. Yeşil Mutabakat’ın gereklilikleri ve önümüzdeki dönüşüm dalgası, mevcut iş modellerimizin tamamını etkiliyor. Son 3-4 yıldır teknolojide ve iş süreçlerinde ciddi bir kırılma yaşıyoruz. Bu dönüşümün sağlıklı yönetilebilmesi için ekosistemi güçlendirmemiz, akademik dünyanın bilgi birikimini sanayiye daha etkin şekilde aktarmamız gerekiyor. Sanayici olarak bazı konuları anlatmakta zorlanıyoruz; bu nedenle ihtiyaçların doğru tanımlandığı, sektörlerin doğru yönlendirildiği bilimsel bir kurula veya koordinasyon mekanizmasına ihtiyaç var" dedi. Ekosistemin bütün paydaşları içine alan kapsayıcı bir yapıya kavuşturulması gerektiğini belirten TÜMKAD Başkanı Ülfet Öztürk ise, "Üniversite, sanayi ve kamu birlikte hareket ettiğinde gerçek bir dönüşümden söz edebiliriz. Güçlü bir ekosistem olmadan sürdürülebilir gelişim sağlamak mümkün değil" ifadelerini kullandı. ULUTEK Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz’ün ev sahipliğinde düzenlenen programa; Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Akpınar, BUÜ Ar-Ge Koordinatörü Prof. Dr. Esra Karaca, Bursa Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, Bilişim Sektörü İş İnsanları Derneği (BİSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, Tüm Mühendis Kadınlar Derneği (TÜMKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ülfet Öztürk ve BUÜ Mühendislik Fakültesi bölüm başkanları katılım gösterdi.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:39
ESO Başkanı Kesikbaş: "2026 yılından umutluyuz"
Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş, 2026 yılından umutlu olduklarını belirterek, "Devletten finansmana erişim ve finansman maliyetlerinin düşüklüğü, enflasyonla mücadele konularındaki hassasiyetle birlikte umarım 2026’yı iyi geçiririz" dedi. ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, 2025 yılında Eskişehir sanayisinin ekonomik olarak ne durumda olduğu ve 2026 yılından neler beklendiğiyle ilgili değerlendirmede bulundu. Gazetecilere açıklamada bulunan Başkan Kesikbaş, "2025 yılı ortalama kesen, ciroların bir miktar arttığı ama kârlılıkların minimize olduğu, düştüğü bir yıl. Bu anlamda Eskişehir diğer kentlerden pozitif tarafta ayrışıyor. Eskişehir, teknolojisi yüksek önemli bir kent. Yüksek teknoloji ihracatında Türkiye’nin ilk 3 kentinden bir tanesi. İhracatının yüzde 30’u yüksek teknoloji ürünlerinden oluşuyor. Eskişehir üzerinde özellikle KOBİ ölçeğinde finansal nakit sıkışıklığı yaşayan şirketlerimiz var. Finansmana erişim, Eximbank Kredileri, reeskont kredilerinin bugünden itibaren ve önümüzdeki 2026 yılı içerisinde artmasıyla bu tip problemlerin çözüleceğini zannediyorum. 2026 yılından umutluyuz. Devletten finansmana erişim ve finansman maliyetlerinin düşüklüğü, enflasyonla mücadele konularındaki hassasiyetle birlikte umarım 2026’yı iyi geçiririz" şeklinde konuştu.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:28
Bakan Bayraktar’dan Türk Dünyası’na ‘Hazar’ teklifi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ‘‘Hazar’ın Türk Dünyası’nı ayırmasını değil birleştirmesini sağlamalıyız. Orta Asya’da üretilecek yenilenebilir enerji kaynaklı elektriği Hazar’ın batısına taşımayı öngören ‘Yeşil Enerji Koridoru’ projesi bu bağlamda önemli’’ dedi. Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Enerji Bakanları, İstanbul’da bir araya geldi. Bu yıl 5’incisi düzenlenen buluşmaya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ev sahipliği yaptı. Toplantıya, Azerbaycan Enerji Bakanı Parviz Şahbazov, Kazakistan Enerji Bakan Yardımcısı İlyas Bakytzhan Nassenovich, Kırgız Cumhuriyeti Enerji Bakanı Taalaibek Ibraev, Özbekistan Enerji Bakanı Jurabek Mirzamakhmudov, Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu katıldı. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Bayraktar, Türk Dünyası’na ‘Hazar’ teklifinde bulundu. Orta Asya’da üretilecek yenilenebilir enerji kaynaklı elektriği Hazar’ın batısına taşımayı öngören ‘Yeşil Enerji Koridoru’ projesinin önemine işaret eden Bakan Bayraktar, "Biz bu konuda Azerbaycan, Gürcistan ve Bulgaristan ile birlikte çalışıyoruz. Ayrıca Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan da kendi aralarında bir anlaşma imzaladılar" dedi. Bakan Bayraktar, parçalı yapıları birleştirip bir sinerji oluşturmanın gerektiğine vurgu yaparak, "Türkiye ve Kırgızistan’ın da katılımıyla bu iş birliği çok daha anlamlı ve güçlü olacaktır. Bu proje ile bölgenin potansiyelini hayata geçirerek üretilen elektriği önce Türkiye pazarına, buradan da Avrupa’ya taşıyacağız. Hazar’ın Türk Dünyası’nı ayırmasını değil birleştirmesini sağlamalıyız" diye konuştu. ‘‘Türk Devletleri Teşkilatı 180 milyonluk nüfus, 2 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğü temsil ediyor’’ Bakan Bayraktar, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Türk Devletleri Teşkilatı’nın yaklaşık 180 milyonluk nüfus, 4,5 milyon kilometrekarelik coğrafya ve 2 trilyon doların üzerinde bir ekonomik büyüklüğü temsil ettiğini ifade ederek "Dünya doğal gaz rezervlerinin onda biri bu coğrafyada bulunmakta. Bir ucunda Çin’e komşu, diğer ucunda Akdeniz’e ve Avrupa’ya. Rusya’ya da sınırı olan, Orta Doğu’daki enerji zengini ülkelere de sınırımızın olduğu bir coğrafya’’ ifadelerini kullandı. Konuk bakanlara, Hacı Bektaş-ı Veli’nin "Bir olalım, iri olalım, diri olalım" sözleriyle seslenen Bakan Bayraktar, "Bu manada Hazar’ın Türk Dünyası’nı ayırmasını değil birleştirmesini sağlamalıyız. Orta Asya’da üretilecek yenilenebilir enerji kaynaklı elektriği Hazar’ın batısına taşımayı öngören ‘Yeşil Enerji Koridoru’ projesinin bu bağlamda çok mühim olduğunu belirtmek isterim. Biz bu konuda Azerbaycan, Gürcistan ve Bulgaristan ile birlikte çalışıyoruz" diye konuştu. Bakan Bayraktar, ayrıca Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan’ın da kendi aralarında bir anlaşma imzaladıklarını ifade ederek "Kırgızistan’ın da bu birlikteliğe katılma isteğini öğrendik ve bundan memnuniyet duyduk. Biz de bu parçalı yapıları birleştirip bir sinerji oluşturmak gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye ve Kırgızistan’ın da katılımıyla bu iş birliği çok daha anlamlı ve güçlü olacaktır. Bu proje ile bölgenin potansiyelini hayata geçirerek üretilen elektriği önce Türkiye pazarına, buradan da Avrupa’ya taşıyacağız" dedi. Hazar’ın doğusundaki hidrokarbon kaynaklarını da Hazar’ın batısına taşımak gerektiğine işaret eden Bayraktar, "30 yıllık hayalimiz olan Hazar Geçişli Boru Hattıyla Türkiye’ye doğal gaz ulaştırma hedefimizde artık somut adımlar atma aşamasına geldik. Hazar’ın batısında zaten bunun için altyapı hazır, TANAP bu bağlamda çok stratejik bir proje. Bu hedefte sağlayacağımız ilerlemeler hem Türk Devletlerinin kalkınmalarına katkı yapacak hem de Avrupa ve Akdeniz enerji piyasaları bağlamında oyun değiştirici bir etkisi olacak" diye konuştu. ‘‘22 farklı ülke ve 33 şirketten doğal gaz alıyoruz’’ Bayraktar, Türkiye’nin güçlü doğal gaz altyapısı sayesinde Macaristan, Bulgaristan, Romanya, Sırbistan ve Kuzey Makedonya’nın arz güvenliğine katkı sağladıklarını ve BOTAŞ’ın çok geniş bir tedarik ağına sahip olduğunu vurgulayarak "Bugün 22 farklı ülke ve 33 şirketten doğal gaz alıyoruz. Türkmenistan’dan da bu sene ilk kez ülkemize gaz ithal ettik. Bir sonraki adım olarak bu akış miktarını daha da artırmayı hedefliyoruz" sözlerini ifade etti. Azerbaycan ve Katar ile iş birliği yaparak Suriye’ye doğal gaz vermeye başladıklarına işaret eden Bayraktar, Somali ve Pakistan’da arama sahaları için anlaşmaları ve ilk etap teknik çalışmalarına tamamladıklarını söyledi. Bayraktar; Socar, MOL ve MVM, Kazmunaygaz, Turkmengaz gibi şirketlerle çok verimli iş birlikleri geliştirdiklerini belirterek "Tüm üye ülkelerle kamu ve özel sektör şirketleriyle de bu iş birliklerini gerek kendi ülkelerimizde gerekse de üçüncü ülkelerde geliştirmek arzusundayız" açıklamalarında bulundu. ‘‘Dünyadaki dönüşümü yakalamak için birlikte hareket etmemiz, yatırımları artırmamız lazım’’ Enerji dönüşüm sürecinin önemli aktörlerinden birinin kritik mineraller olduğunun altını çizen Bayraktar, TDT bünyesinde madenler için de bir bakanlar buluşması organize edilmesinin faydalı olabileceğini dile getirdi. Bu toplantıları, iyi niyetlerin paylaşıldığı bir yer olmaktan çıkarmanın önemli olduğunu kaydeden Bayraktar, "Dünyadaki dönüşümü yakalamak için hızlı bir şekilde birlikte hareket etmemiz ve yatırımları artırmamız lazım" dedi. Bayraktar, ayrıca bu gibi toplantılarda iş dünyasıyla bir araya gelmek gerektiğinin altını çizdi. COP31 Kasım 2026’da Antalya’da Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı olan COP31’in Kasım 2026’da Antalya’da düzenleneceğini anımsatan Bayraktar, 29’uncu konferansa ev sahipliği yapan Azerbaycan’ı tebrik ederken tüm katılımcıları Antalya’ya davet etti.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:12
MediaMarkt’tan kombi ve petek bakım hizmeti
MediaMarkt Türkiye, evde kullanılan cihazların ömrünü uzatan ve performansını koruyan bakım hizmetlerine, kombi ve petek bakım hizmetini de ekledi. Yaşam alanlarında kullanılan cihazların düzenli bakım ve temizliğinin yapılması büyük önem taşıyor. Özellikle ısıtma sistemlerinde hem enerji tasarrufu hem de optimum sıcaklık için kombilerin yılda 1 kez, peteklerin ise minimum 2 yılda bir düzenli bakımlarının yaptırılması öneriliyor. MediaMarkt Türkiye, çoğu evde olmak üzere sunduğu bakım ve temizlik hizmetlerine ‘Kombi ve Petek Bakım Paketini’ de ekleyerek, müşterilerinin cihazlarından daha uzun süre verim alabilmesini hedefliyor. Yapılan açıklamaya göre, Kombi ve Petek Bakım Paketi kapsamında, kombi ya da petekler nereden alınmış olursa olsun MediaMarkt güvencesiyle tüm bakım ve temizlik işlemleri bizzat evde veriliyor. Uzman teknik servisler; kombinin genel kontrolü, baca temizliği, gaz kaçağı testi, eşanjör kontrolü, peteklerde iç temizlik ve su dolaşımı testi, elektronik kart ve su basıncı kontrolü gibi işlemlerle derinlemesine bakım yapıyor, böylece olası arızaların önüne geçiliyor. Cihazların performansı korunurken kullanım ömrü de uzatılıyor. MediaMarkt Kombi ve Petek Bakım Paketi 1 yıllık ve 2 yıllık kullanım seçeneğiyle sunuluyor. 2 yıllık paketlerde bakım hizmeti senede 1 defa olacak şekilde veriliyor. Satın alma işlemi tamamlandıktan sonra hizmet paketi 24 saat sonra aktifleşiyor. Kombi yetkili servislerinden farklı olarak petek temizliğinin de dahil olduğu paket, 3 taksit imkanı ile sunuluyor. Markanın tüm bakım paketlerinde olduğu gibi ücretsiz arıza tespiti ve işçilikte yüzde indirim uygulaması geçerli oluyor.
10 Aralık 2025 Çarşamba - 11:45
Zorlu Enerji, ESG değerlendirmesinde küresel ölçekte öne çıktı
Zorlu Enerji, ESG performansında küresel ölçekte güçlü konumunu iyileştirdi. S&P Global’in güncel değerlendirmesinde 85 puan alan şirket, çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında dengeli ve yüksek performans gösterdi. Yenilenebilir enerji yatırımları, net-sıfır stratejisi ve yüksek veri şeffaflığı ile şirket, sürdürülebilirlikte sektörün öncü isimlerinden biri olarak öne çıkıyor. Yenilenebilir enerji alanındaki öncü konumuyla Zorlu Enerji, sürdürülebilirlik faaliyetleriyle ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) değerlendirmelerinde küresel ölçekte iyi performans sergiledi. Yapılan açıklamaya göre, uluslararası sürdürülebilirlik ölçümleme platformu S&P Global’in güncel CSA (Kurumsal Sürdürülebilirlik Değerlendirmesi) modeliyle gerçekleştirdiği ESG değerlendirmesinde Zorlu Enerji, bir önceki döneme göre 11 puanlık iyileşme kaydederek skorunu 74 puandan 85 puana yükseltti. Değerlendirme sonuçlarına göre şirket, çevresel boyutta 88, sosyal boyutta 85 ve yönetişim/ekonomik boyutta 76 puan alarak sürdürülebilirliğin üç temel alanında da dengeli ve yüksek bir performans sergiledi. İklim stratejisi ve biyoçeşitlilikte önemli başarı Açıklamaya göre şirket, uluslararası yatırımcıların karar süreçlerinde önemli bir referans noktası olan S&P Global’in veri erişimi değerlendirmesinde yüksek şeffaflık gösterdi. S&P Global, şirketin veri açıklama şeffaflığını çok yüksek seviyede değerlendirdi. Değerlendirmede en fazla ağırlık verilen kriterler arasında ürün sorumluluğu (Product Stewardship), iklim stratejisi (Climate Strategy) ve insan sermayesi yönetimi (Human Capital Management) öne çıktı. Düşük karbonlu ekonomiye geçişin en önemli bileşenlerinden biri olarak yenilenebilir enerji kullanımını artırmayı benimseyen Zorlu Enerji, uzun süredir yalnızca yenilenebilir kaynaklara yatırım yaparak atmosferdeki sera gazı salımlarının azaltılmasına katkı sağlıyor. İklim stratejisi alanında 93 puan alan şirket, net-sıfır hedefleri, iklim risk analizleri, TCFD uyumu ve iç karbon fiyatlaması gibi uygulamalarda yüksek performans sergiliyor. Biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik çalışmalara da ağırlık veren şirket, biyoçeşitlilik alanında 99, atık ve emisyon yönetiminde 97 puan aldı. Üretim portföyü ve gelir yapısı da sürdürülebilirlik açısından yüksek değerlendirilen Zorlu Enerji, sürdürülebilir gelirler (Sustainable revenues) 97, elektrik üretim portföyü (Electricity generation mix) 98 ve üretim verimliliğinden (Generation efficiency) 100 puan aldı. Şirketin müşteri memnuniyeti sistemleri (Customer Relations) en yüksek seviyede değerlendirildi ve 100 puan aldı. Şeffaf raporlama ve doğrulama süreçleri (Transparency & Reporting) de 100 puanla üst düzeyde performans gösterdi. İş etiği uygulamaları (Business Ethics) 98 puanla güçlü bir performans ortaya koyarken, tedarik zinciri yönetimi (Supply Chain Management) 96 puanla başarılı değerlendirildi. Risk ve kriz yönetimi (Risk & Crisis Management) 91 puan, bilgi güvenliği (Information Security) ise 85 puanla güçlü seviyede değerlendirildi. "ESG alanlarında ölçülebilir hedefler koyuyor ve bunları somut aksiyonlarla destekliyoruz" Konu hakkında değerlendirmede bulunan Zorlu Enerji CEO’su Elif Yener, "ESG alanındaki yükselen performansımız, çevresel sürdürülebilirlikte güçlü bir şirket olduğumuzu ve üretim portföyü ile gelir yapımızda yüksek sürdürülebilirlik standartlarına sahip olduğumuzu ortaya koyuyor. Çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında dengeli ve güçlü performansımızla gurur duyuyoruz. Enerji dönüşümünün sorumluluğunu ve liderliğini üstlenen bir şirket olarak, ESG alanlarında ölçülebilir hedefler koyuyor ve bunları somut aksiyonlarla destekliyoruz. Stratejik hedeflerimiz arasında dahil olduğumuz ESG endekslerinde sektörel liderlik pozisyonumuzu korumak yer alırken 2040’a kadar net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda ilerlerken, su verimliliği ve biyoçeşitlilik alanında da güçlü hedefler belirledik. 2035’e kadar doğa için net pozitif bir şirket olmayı ve ekosistemlerin güçlenmesine katkı sunmayı hedefliyoruz. 2030’a kadar üretilen birim enerji başına su kullanımını her yıl azaltmayı taahhüt ediyoruz. Kuraklık riski yüksek bölgelerde suyu en verimli biçimde kullanacak teknolojilere yatırım yapıyoruz" dedi.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder