EKONOMİ
Van’daki oto lastikçilerde hareketlilik başladı 16 Kasım 2024 Cumartesi - 14:36:57 Van’ın yüksek kesimlerinde etkili olan soğuk hava ve don olayları, oto lastikçilerde hareketliliği artırdı. 1 Aralık’ta başlayacak zorunlu kış lastiği uygulaması öncesinde sürücüler, araçlarını kış şartlarına hazırlamak için lastikçilerde yoğunluk oluşturmaya başladı. Kış lastiklerinin, zorlu hava şartlarında yola tutunma kapasitesi, güvenli sürüş ve kazaları önleme avantajlarıyla sürücüler için hayati öneme sahip olduğu belirtiliyor. Kasım ayıyla birlikte havaların soğuması ve don olaylarının başlaması, lastikçilerdeki hareketliliği de artırdı. Lastik ustaları, sürücülere 1 Aralık tarihini beklemeden kış lastiklerini taktırmaları çağrısında bulundu. “Lastiklerini şimdiden değiştirsinler” Konuya ilişkin konuşan oto lastik ustası Yusuf Sancak, bölgedeki araç sürücülerinin kış lastiği için 1 Aralık tarihini beklememesi gerektiğini belirtti. Don olayının başlamasıyla yazlık lastiklerin yol tutuş performansının düştüğünü ifade eden Sancak, “Vatandaşımızın kışlık lastiklerini şimdiden değiştirmesini istiyoruz. En azından 20 gün daha erken değiştirmeleri gerekiyor. Tabii genellikle vatandaşımız son güne bırakıyor. Van da karlı ve don olayının sürekli yaşandığı bir bölgedir. Kışlık lastiklerde kauçuk oranı düşük olduğu için daha iyi yolu tutar” dedi.
16 Kasım 2024 Cumartesi - 13:56 Kuşadası Avrupa’da liste başında Kuşadası Belediyesi, Avrupa’nın en büyük seyahat acentesi zinciri olan RTK Reiseland tarafından düzenlenen ‘Türk-Alman Dostluk Gecesi’ etkinliğine ev sahipliği yaptı. Kuşadası’nın sahip olduğu doğal ve tarihi güzellikler ile konaklama imkanlarının etkili şekilde tanıtıldığı geceye katılan Başkan Ömer Günel, “Kentimizin turizm potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmek için çalışıyoruz. Önümüzdeki turizm sezonunda çok daha fazla yabancı turist ağırlayacağız” dedi. Türkiye’nin turizm başkentlerinden olan Kuşadası, Avrupa’da yaklaşık 4 bin seyahat acentesinin üye olduğu RTK Reiseland firmasının, Almanya’dan gelen ve aralarında üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu 500 temsilciyi ağırladı. "Türk-Alman 1001 Dostluk Gecesi" adı altında düzenlenen etkinliğe Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, belediye başkan yardımcıları, Kuşadası’nın turizm paydaşları, Almanya RTK Reiseland CEO’su Hanke Moll, Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner ve çok sayıda davetli katıldı. Kırmızı beyaz giyinerek geldiler, "Erik Dalı" ile coştular RTK Reiseland firmasına Almanya’dan üye seyahat acentelerinin üst düzey yöneticileri ve temsilcileri geceye kırmızı ve beyaz renkte elbiseler giyerek geldi. Kuşadası Kent Orkestrası’nın çaldığı müziklerle karşılanan yabancı turizmciler, daha sonra keşkek, gözleme, yaprak sarma, çiğ köfte, tantuni kebabı ve baklava gibi Türkiye’ye özgü yöresel lezzetlerin tadına baktı. Halk oyunları gösterilerinin renk kattığı etkinlikte tam bir dostluk havası esti. Gecenin sonunda ise Türk ve Alman turizmciler karşılıklı Erik Dalı oynadı. Kuşadası’nın tanıtımı yapıldı Kuşadası’na Avrupa ve Almanya’dan gelecek yabancı turist sayısını artırmak açısından büyük öneme sahip programda, Alman seyahat acentelerinin temsilcilerine, tüm yönleriyle kentin sahip olduğu doğal ve tarihi güzellikler ile konaklama imkanları anlatıldı. Kuşadası’ndaki turizmcilerle bir araya gelen RTK Reiseland firmasına üye acentelerin yetkilileri, kenti daha fazla yabancı turistin ziyaret etmesi için yapılması gerekenler hakkında da fikir alış verişinde bulundu. "Rezervasyonlarda artış olacak" Gecede bir konuşma yapan Almanya RTK Reiseland CEO’su Hanke Moll, "Öncelikle Kuşadası bizim için turizm lokasyonları içerisinde liste başında geliyor. Türkiye’nin hem Avrupa hem de Almanya için çok önemli bir turizm destinasyonu olduğunu belirtmek istiyorum. Gelecek sene Almanya’dan Kuşadası’na yapılan tatil rezervasyonlarında önemli bir artış olacak. Kuşadası’nda çok samimi bir tatil ortamı var. Bizi Kuşadası’nda dostça misafir eden Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e çok teşekkür ederim" dedi. "Kuşadası’na gelen turist sayısı her geçen gün yükseliyor" Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ise, "Göreve geldiğimiz günden bu yana geçen sürede gerek yurt içi gerekse de yurt dışında katıldığımız birçok fuarda Kuşadası’na daha fazla yabancı turist çekmek için etkili bir şekilde tanıtım faaliyetlerimizi gerçekleştirdik. Bunun sonucunda Kuşadası ilk defa Avrupa’nın en büyük turizm acentelerini kentimizde ağırlıyor. Kuşadası’nda Alman turistleri yeniden görmenin heyecanı içerisindeyiz. Her geçen yıl Kuşadası’na gelen yabancı turist sayısında artış yaşanıyor. 2025 turizm sezonu her açıdan esnafımız ve bizim için çok olumlu geçecek. Almanya ve diğer ülkelerden kentimize gelen turist sayısında önemli bir yükseliş yaşanacak. Kentimizin turizm potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmek için çalışıyor, Kuşadası’nı daha geniş kitlelere tanıtmak adına projeler üretiyoruz" diye konuştu.
16 Kasım 2024 Cumartesi - 13:28 Kâmil Koç 3. Kariyer Fuarı’nda gençlerle buluştu İSTANBUL (İHA) – Seyahat markası Kâmil Koç, bünyesinde oluşturduğu birçok departmana personel bulma amacıyla 3. Kariyer Fuarı’na katıldı. Binlerce gence iş imkanı tanıyan firma yıl sonuna kadar onlarca kişiye daha istihdam sağlamayı hedefliyor. İstanbul’da nitelikli genç işsizliğine çözüm üretmek amacıyla ilk kez 2022’de gerçekleştirilen İstanbul Kariyer Fuarı, bu yıl üçüncü kez kapılarını açtı. 14-15 Kasım’da Yenikapı Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen fuarda iş dünyasının önemli temsilcileri ile binlerce genç bir araya geldi. Onlarca sektörden firmanın stant kurduğu fuarda, seyahat markası Kâmil Koç da birçok departmana personel bulma amacıyla 3. Kariyer Fuarı’na katıldı. Fuarda kurulan stantta açıklamalarda bulunan Kâmil Koç İnsan Kaynakları Müdürü Canalp Büyükuysal, yıl sonuna kadar onlarca kişiye daha istihdam sağlanacağını söyledi. Kariyer fuarına ikinci kez katıldıklarını ifade eden Büyükuysal, "Fuar çok verimli geçiyor. Bu sene çok iyi hazırlık yaptık. 1.000’in üzerinde başvuru aldık. Genelde bilet satışları, peron ve host kısmında personel arıyoruz. 500’e yakın toplu mülakat yaptık. Ayrıca ofis tarafında da bir istihdam oluşturmayı planlıyoruz. Kâmil Koç çok büyük bir yapı 5 bin kişiye ulaşan bir ekosisteme can veriyor. Türkiye’nin dört bir yanında operasyonları olan büyümeye devam eden bir firmayız" dedi. "Kadın personel sayısını artırıyoruz" Kadın istihdamına da önem verdiklerini dile getiren Büyükuysal, "Şu an yüzde 30 civarında kadın personelimiz var. Bu sayıyı artırmaya çalışıyoruz. Yönetim kademesinde de kadın personellerin sayısını artırmaya amaçlıyoruz. Bu anlayış doğrultusunda firma olarak kadınların istihdamına sağladığımız katkıyı daha artırmaya gayret ediyoruz" diye konuştu. Büyükuysal, "Ulaşım sektörü önemli bir sektör. Ofis tarafımız İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da hizmet veriyor ama Türkiye’nin dört bir yanında faaliyet gösteriyoruz" ifadelerini kullandı. Çalışmaya başlamadan önce oryantasyon programlarının da olduğunu belirten Büyükuysal, "Personellerimize eğitim programları da sunuyoruz. Özellikle oryantasyon programlarımız oluyor. Kişi işe başladığında kendini denizin ortasında bulmuyor. Genel oryantasyon programlarımızın ardından kendi departmanıyla ilgili teknik eğitim alıyor. Bu eğitimlerin devamında ise hazır olduğunda ve biz de uygun bulduğumuzda karşılıklı anlaşmayla görevine başlıyor" şeklinde konuştu.
Mersin’de ’6. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu’ başladı
08 Kasım 2024 Cuma - 14:09 Mersin’de ’6. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu’ başladı Mersin Büyükşehir Belediyesi, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), TMMOB Gıda Mühendisleri Odası ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası iş birliğinde düzenlenen 6. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu başladı. Toros Üniversitesi ev sahipliğinde geleneksel gıdaları yaşatmak, korumak ve geleceğe taşımak amacıyla düzenlenen sempozyum, bu yıl ’Gelenekten Geleceğe: Gıda Mirasımızın Korunması’ temasıyla gerçekleştiriliyor. Geleneksel gıdaların korunması, geliştirilmesi, ticarileştirilmesi, geçmişten alınan bilgi ve deneyimlerle geleneksel gıdaların kendine has özelliklerini koruyarak güncel teknolojilerle harmanlanıp daha rekabetçi hale getirilmesi ve sürdürülebilir uygulamalarla birleştirilmesi konularında bilgi alışverişi ve iş birliği fırsatları sunmayı hedefleyen sempozyuma, Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Arıöz, Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, Mersin İl Tarım Orman Müdürü Erdem Karadağ, STK ve oda temsilcileri, akademisyenler ile öğrenciler katıldı. Sempozyum kapsamında katılımcılarla; geleneksel gıdalara dair bilimsel araştırmalar, sürdürülebilirlik örnekleri ve kültürel mirasın korunması gibi çeşitli konularda bilgi ve deneyim paylaşımı yapılıyor. Geleneksel gıdaların geleceği, inovasyon ve teknoloji ile entegrasyonu, sürdürülebilir gıda üretim yöntemleri, coğrafi işaretli ürünler, geleneksel gıdaların kültürel öneminin yanı sıra, ekonomik değerini artırma ve global pazarlarda rekabet edebilirliğini sağlamak gibi birçok konuda bilimsel sunumların ve panellerin yer alacağı sempozyum, 3 gün boyunca devam edecek. Sempozyumda bilim insanları tarafından 48 sözlü, 30 poster bildiri olmak üzere, toplam 78 akademik çalışma sunulacak. "İş birliklerine önem veriyoruz" Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Arıöz, iş birliklerine önem verdiklerini belirterek, "Bugün düzenlediğimiz sempozyumun altında, elde ettiğimiz başarılar yatıyor. 3 gün boyunca güzel bir sempozyum gerçekleştireceğiz. Kente ilk defa gelenlere de, Mersin’imizi güzel bir şekilde tanıtmak istiyoruz" diye konuştu. "Projelerin sürdürülebilir olmasına dikkat ediyoruz" Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, Büyükşehir Belediyesinin 2019’dan bu yana geleneksel gıdalarla ilgili yaptığı çalışmaları anlattı. Şahutoğlu, "Yaptığımız her çalışmayı, sofradan son tüketiciye gelecek şekilde planlıyoruz. Projelerin sürdürülebilir olmasına dikkat ediyoruz. Atalık tohumu destekliyoruz. Ama atalık tohumu desteklerken tohum üretimine de katkı sunuyoruz. Üreticilerimizle buluşuyor, atalık tohumu üretmelerini sağlıyoruz. Sonra da bu üreticilerimizle anlaşma yapıyoruz. Hem üreticiyi destekliyoruz, hem de tüketicinin güvenilir gıdaya aynı zamanda geleneksel gıdaya erişimine destek sağlamış oluyoruz" dedi. "Mersin’de 24 adet coğrafi işaretli ürünümüz var" Coğrafi işaretli ürünleri önemsediklerini dile getiren Şahutoğlu, "Mersin’de 24 adet coğrafi işaretli ürünümüz var. Bizler geçen sene Gülnar’ın Kişniş Üzümü’nün coğrafi işaretini almıştık. Bu sene de Mersinden Kadın Kooperatifi ortaklığıyla, Kan Portakalı’nın coğrafi işaretini aldık. Amacımız geleneksel gıdaları desteklemek. Mersin gibi, deniz seviyesinden 3 bin rakıma kadar tarımın yapıldığı, 86 farklı ürünün yetiştiği, birçok ürünün birincilik elde ettiği, 30’a yakın ürünün de Türkiye üretiminde ilk 5’te olduğu bir kentte tarımı desteklemeye devam edeceğiz" diye konuştu. ’Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim Projesi’nin detaylarını paylaşan Şahutoğlu, küçük aile işletmelerinin tarımsal üretimine destek olan fide-fidan, sulama borusu ile makine ekipman desteklerini anlattı. Bölgeye özgü ürünleri çeşitli etkinliklerle hem Türkiye’ye, hem de dünyaya tanıttıklarını belirten Şahutoğlu, tarımın her noktasında üreticilerle beraber, omuz omuza yürüdüklerini kaydetti. "Genç neslin geleneksel gıdaya bakış açısı biraz dar kaldı" Mersin İl Tarım ve Orman Müdürü Erdem Karadağ da son yıllarda vatandaşların geleneksel gıdaya önem verdiğini, fakat genç neslin geleneksel gıdaya bakış açısının biraz dar kaldığını ifade etti. Karadağ, "Geleneksel gıdaları, kültürümüzü aktarmada ciddi öneme sahip köprüler olarak görüyorum. Geleneksel gıdaları biz yaşatacağız, biz üreteceğiz" dedi. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Üzümcü ise geleneksel gıdaların kültürel mirasın en önemli parçalarından biri olduğunu ifade etti. Üzümcü, "Geleneksel gıdalar yerel üreticiler için istihdam kaynağı sağlarken, bölgesel kalkınmaya ve kırsal ekonomiye de katkıları bulunmaktadır" diye konuştu. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez de gıda üretim alanlarının ciddi tehdit altında olduğunu belirtti. Suiçmez, "Üretim olmadan tüketim olmaz. Gıda olmazsa yaşam da olmaz. Geleneksel gıdalar, olmazsa olmazımız" dedi.
MediaMarkt yeni mağazasını Denizli’de açtı
08 Kasım 2024 Cuma - 13:43 MediaMarkt yeni mağazasını Denizli’de açtı MediaMarkt, Türkiye’deki 102’nci mağazasını Denizli’de açtı. Türkiye genelinde mağaza açılışlarına devam eden markanın Denizli’deki yeni mağazasında, açılışa özel olarak düzenlenen kampanya, ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. Avrupa’nın önde gelen elektronik perakendecilerinden MediaMarkt, Türkiye’deki 102’nci mağazasını Denizli’de açtı. 1504 metrekarelik geniş satış alanına sahip olan, 17’si kadın 33 çalışanın istihdam edildiği mağazanın açılış töreni gerçekleşti. Son teknoloji ürünleri deneyimin ön planda olduğu mağazalarında tüketicilerle buluşturmaya devam eden markanın düzenlediği açılış töreni ilgiyle karşılandı. Açılış sonrasında kampanyalı ürünler talep görürken, Denizli Horizon Garden’da yer alan mağazanın geniş alanı ve kapsamlı son teknoloji ürün yelpazesi ziyaretçiler tarafından beğeniyle karşılandı. MediaMarkt Türkiye CEO’su Hulusi Acar, şunları söyledi: ’’Şirket olarak 2024 yılı boyunca mağaza açılışlarımıza hızlıca devam ederken Türkiye genelindeki satış alanımızı genişletiyor, ülkemizde kazandığımızı yine ülkemize harcıyoruz. Yerel istihdama katkı sunarken, kadın çalışan oranının her yeni mağazada en az yüzde 50 olmasına dikkat ediyoruz. Denizli mağazamızla birlikte Türkiye genelinde mağaza sayımızı 102’ye yükselttik. Bu yıl olduğu gibi önümüzdeki yıl da kararlılıkla genişletmeye devam edeceğimiz mağaza ağımızla, Telefon Kiralama gibi artı hizmetlerimizi ve MediaMarkt’ın benzersiz deneyim mağazacılığını Türkiye’nin farklı illerine taşımayı sürdüreceğiz.” Son teknoloji geniş ürün yelpazesini tüketicilere sunan markanın, Türkiye’nin farklı noktalarında mağaza açılışlarına devam edeceği açıklandı.
TCMB Başkanı Karahan: “2024 ve 2025 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi sırasıyla yüzde 44 ve yüzde 21 olarak yukarı yönlü güncelledik”
08 Kasım 2024 Cuma - 13:37 TCMB Başkanı Karahan: “2024 ve 2025 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi sırasıyla yüzde 44 ve yüzde 21 olarak yukarı yönlü güncelledik” Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, “Enflasyon tahminlerimizde güncelleme yaptık. Enflasyonun 2024 yılı sonunda yüzde 44’e gerileyeceğini öngörüyoruz. 2025 ve 2026 yıllarında enflasyonun sırasıyla yüzde 21 ve yüzde 12 seviyesine gerileyeceğini tahmin ediyoruz" dedi. TCMB Başkanı Fatih Karahan, TCMB İdare Merkezinde düzenlenen 2024’ün Dördüncü Çeyrek Enflasyon Raporu bilgilendirme toplantısında enflasyonun durumunu, enflasyona ilişkin öngörüleri, küresel ekonomik ve enflasyona dair gelişmeleri, para politikası stratejilerini ve aldıkları kararların finansal piyasalardaki etkilerini değerlendirdi. Karahan, iç talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldiğini değerlendirdiklerini belirtti. Yavaşlamanın da etkisiyle cari işlemler açığında düşüşün sürdüğünü kaydeden Karahan, “Enflasyonun ana eğilimi öngördüğümüzden yavaş olsa da iyileşiyor. Para politikasındaki sıkı duruşumuzu, dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu. “Küresel ölçekte ılımlı büyüme, merkez bankalarının parasal sıkılığı azaltabileceklerine işaret ediyor” Karahan, küresel büyüme görünümünde önceki rapor dönemine paralel olarak kademeli toparlanma öngörüsünün korunduğunu belirtti. Aşağı yönlü risklerin daha fazla ağırlık kazandığını gözlemlediklerine işaret eden Karahan, “İmalat sanayi ve hizmetler sektörü arasında önceki rapor döneminde gözlenen farklılaşma da sürmekte. Öncü göstergeler ise, özellikle imalat sanayiinde aşağı yönlü risklerin bir miktar arttığına işaret ediyor. Küresel talep görünümü, jeopolitik riskler ve arz yönlü faktörler, emtia fiyatları üzerinde belirleyici olmaya devam ediyor. Enerji dışı emtia fiyatlarında son dönemde genele yayılan artışlar görülürken, jeopolitik gelişmeler özellikle enerji fiyatlarındaki oynaklığı artırdı. Enflasyon görünümüne bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankaları faiz indirim süreçlerine başladı. FED ilk faiz indirimini eylül ayında yaptı. Gelişmekte olan ülkelerde ise daha önceden başlayan faiz indirim sürecine yeni merkez bankalarının da dahil olduğunu görüyoruz. Küresel ölçekte ılımlı büyüme ve enflasyon görünümü, merkez bankalarının önümüzdeki dönemde de parasal sıkılığı azaltabileceklerine işaret ediyor” ifadelerini kullandı. “Üçüncü çeyreğe ilişkin mevcut veriler, yurt içi talepte ılımlı seyrin devam ettiğini gösteriyor” Merkez Bankası’nın yurt içi makroekonomik gelişmelere ilişkin tespitlerini paylaşan Karahan, “Yılın ikinci çeyreğinde yurt içi talebin yıllık büyümeye katkısı belirgin olarak azalırken, net ihracatın büyümeye pozitif katkısı sürdü. Bu dönemde yurt içi talep büyümeye 1,2 puan katkı verirken, net ihracatın katkısı 1,3 puan olarak gerçekleşti. Böylelikle büyümedeki talep kompozisyonu daha dengeli bir görünüm sergiledi. Üçüncü çeyreğe ilişkin mevcut veriler, yurt içi talepte ılımlı seyrin devam ettiğini gösteriyor. Bu dönemde perakende ve ticaret satış hacim endeksleri, bir önceki çeyreğe kıyasla bir miktar arttı. Bununla birlikte perakende satış hacim endeksine daha detaylı baktığımızda, altın hariç olarak artışın daha ılımlı olduğunu görüyoruz” diye konuştu. Talep koşullarının enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere yaklaştığını aktaran Karahan, göstergelerin üçüncü çeyrekteki çıktı açığının gerilediğini gösterdiğini ve bu gerilemenin yılın son çeyreğinde de devam edeceğini ifade etti. İç talepteki dengelenmeyle uyumlu olarak dış ticaret dengesindeki iyileşmenin devam ettiğini vurgulayan Karahan, ikinci çeyrekte cari açığın milli gelire oranının yüzde 1,7 seviyesine gerilediğini ve üçüncü çeyrekte ise birikimli cari açığın azalmaya devam edeceğini tahmin ettiklerini açıkladı. “Temel mal enflasyonu düşük seyrini koruyarak, ana eğilimdeki söz konusu yavaşlamayı sürüklüyor” Tüketici enflasyonunun ekim ayında yüzde 48,6 oranına gerileyerek, mayıs ayındaki tepe noktasına kıyasla önemli miktarda düştüğünü aktaran Karahan, “TCMB bünyesinde takip ettiğimiz göstergeleri bir bütün olarak incelediğimizde, ekim ayında enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün sürdüğünü görüyoruz. Temel mal enflasyonu düşük seyrini koruyarak, ana eğilimdeki söz konusu yavaşlamayı sürüklüyor. Hizmet enflasyonundaki iyileşme ise öngörülerimizden daha yavaş gerçekleşiyor. Burada kira dışındaki kısımda daha belirgin olmak üzere kademeli bir iyileşme izliyoruz. Ekim ayında ise talebe duyarlı bazı hizmet kalemlerinde ılımlı bir seyir gözledik. Bu görünümün süreceğini değerlendiriyoruz. Gıda tarafında ise üçüncü çeyrekteki iyileşen görünüm, ekim ayında işlenmemiş gıda fiyatları kaynaklı olarak sekteye uğradı. Bu dönemde para politikasının görece etki alanı dışında olan taze meyve ve sebze grubunda yüksek fiyat artışı gözledik. Diğer taraftan taze meyve ve sebze dışındaki gıda enflasyonu daha düşük seyretti” şeklinde konuştu. “Kiralarda yüksek fiyat artışı, sözleşme yenileme oranının üçüncü çeyrekte yükselmesinin etkisiyle sürdü” Hizmet fiyatları dinamiklerine kira ve kira dışı şeklinde bakmanın daha sağlıklı olduğunu söyleyen Karahan, şu ifadelere yer verdi: “Kiralar; deprem, kentsel dönüşüm, kira artış sınırlaması gibi nedenlerle diğer hizmet kalemlerinden ayrı ele alınması gereken, yapısal boyutu da olan bir husus. Nitekim kiralarda yüksek fiyat artışı, sözleşme yenileme oranının üçüncü çeyrekte yükselmesinin de etkisiyle geçtiğimiz çeyrekte de sürdü. Sağdaki grafikten takip edebileceğiniz üzere gerek PÖS verilerinden, gerekse konut değerleme raporlarından elde edilen kira artış oranlarının TÜFE yıllık kira enflasyonunun altında kaldığı ve gerilediği görülüyor. Kira sözleşmelerinde kullanılan referans oranlarının düşüşü, son çeyrekte aylık kira enflasyonunun yavaşlayacağına işaret ediyor. Bu konudaki kutu çalışmamıza bakmanızı tavsiye ediyoruz. Kira enflasyonundaki ataletin öngörülerimizden yüksek olduğunu değerlendirmekle beraber, kira hariç hizmetlerin daha belirgin yavaşladığını görüyoruz.” Mevduat faizlerinde politika faizi, makroihtiyati politikalar ve piyasadaki likiditenin yanı sıra enflasyonun ve kur beklentilerin de belirleyici olduğunu kaydeden Karahan, para politikası duruşlarının ve makroihtiyati çerçevelerinin mevduat faizlerini, Türk lirasına geçişi ve tasarrufları destekleyecek seviyelerde kalmasını sağlayacağını belirtti. “2024 ve 2025 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi sırasıyla yüzde 44 ve yüzde 21 olarak yukarı yönlü güncelledik” Orta vadeli tahminlerini de paylaşan Karahan, enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşu sürdürmeyi esas aldıklarını söyledi. Ekonomi politikalarındaki eşgüdümün de artarak devam edeceğini tahminlerine yansıttıklarını kaydeden Karahan, “Bu çerçevede 2024 ve 2025 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi sırasıyla yüzde 44 ve yüzde 21 olarak yukarı yönlü güncelledik. Enflasyonun 2026 yıl sonunda yüzde 12’ye gerileyeceğini öngörüyoruz. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5’te istikrar kazanmasını hedefliyoruz. Tahmin aralıklarının alt ve üst noktaları da 2024 yılı için yüzde 42 ve 46, 2025 yılı için yüzde 16 ve 26, 2026 yılı için ise yüzde 6 ve 18’e tekabül etmektedir” diye konuştu. “Yıllık enflasyonun önümüzdeki dönemde istikrarlı olarak gerileyeceğini öngörüyoruz” Para politikasındaki kararlı duruşlarının yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmeye devam edeceğini de söyleyen Karahan, “Para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesiyle yıllık enflasyonun önümüzdeki dönemde istikrarlı olarak gerileyeceğini öngörüyoruz. Bu süreçte finansal koşullardaki sıkılıkla beraber talep koşulları enflasyondaki düşüşe desteğini sürdürecek” dedi. Toplantı, Karahan’ın Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkan Yardımcıları Osman Cevdet Akçay ve Hatice Karahan ile birlikte basın mensubu ve ekonomistlerin sorularını yanıtladığı bölümle devam etti.
Karademir’den esnafa destek mesajı: "Mücbir sebep ve vergi erteleme şart”
08 Kasım 2024 Cuma - 12:52 Karademir’den esnafa destek mesajı: "Mücbir sebep ve vergi erteleme şart” MAGİNDER Yönetim Kurulu Başkanı Salih Karademir, Ankara temaslarında esnafın sorunlarını çözmek ve deprem bölgesindeki mağduriyetleri gidermek için önemli bir çağrıda bulundu. Karademir, 30 Kasım’da sona erecek olan mücbir sebep halinin en az 3 yıl daha uzatılması gerektiğini ve depremden etkilenen esnaflar için SGK ile vergi borçlarının 1 yıl ertelenmesinin hayati öneme sahip olduğunu belirtti. Karademir, Milliyetçi Hareket Partisi Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu’nun MAGİNDER tarafından sunulan dosyadaki bilgileri Meclis gündemine taşımasından ötürü teşekkürlerini sundu. Kandemir, Fendoğlu esnafın sıkıntılarını Meclis gündeminde dile getirerek, önemli bir adım attığını belirterek, mücbir sebep süresinin uzatılmasına yönelik taleplerinin dikkatle ele alındığına vurgu yaptı. AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak ile de yakın temas halinde olduklarını belirten Karademir, Ölmeztoprak’ın konuyla ilgilenerek 6. Bölge teşviklerinin devamı ve mücbir sebep halinin uzatılması için çaba gösterdiğini ifade etti. Karademir, “Ölmeztoprak’tan yakında müjdeli haberler bekliyoruz” dedi. AK Parti Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan’ın da dosyayı değerlendirerek Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman ve Malatya illerinin milletvekilleriyle Maliye Bakanı’nı ziyaret ederek mücbir sebep süresinin uzatılmasına yönelik girişimlerde bulunacaklarını ifade etmesi, esnafa umut verdi. MAGİNDER Başkanı Karademir, esnafa destek çağrısını yineleyerek, tüm vekillerden deprem bölgesindeki esnafların yanında olmalarını talep etti. Kandemir, “Esnaflarımızın zor günlerinde yanlarında olmaya devam edeceğiz ve onların haklarını savunmak için gereken tüm adımları atacağız” diye konuştu.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat: "Türkiye, dünyanın en büyük 11’inci ekonomisi"
08 Kasım 2024 Cuma - 12:45 Ticaret Bakanı Ömer Bolat: "Türkiye, dünyanın en büyük 11’inci ekonomisi" Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ’’Türkiye, dünyanın en büyük 11’inci ekonomisi. 85 milyonluk nüfusu, yaklaşık 1,2 trilyon dolarlık gayrisafi yurt içi hasılası (GSYİH) ve 600 milyar dolarlık dış ticaretiyle Türkiye, küresel ekonominin önemli bir aktörü’’ dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İstanbul’da düzenlenen Boğaziçi Zirvesi’nde açıklamalarda bulundu. Bakan Bolat, dünyanın en büyük 11’inci ekonomisi olan Türkiye’nin, dünya ihracatındaki payının da 2020 yılından bu yana istikrarlı bir şekilde arttığını söyledi. "Yılın 10 aylık döneminde ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,6 artışla 216,4 milyar dolar oldu" Bakan Bolat, 2024 yılının ilk 10 aylık döneminde ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,6 artışla 216,4 milyar dolar olduğunu belirterek, "2023 yılı sonunda dünya mal ihracatındaki payımız yüzde 1,08, hizmet ihracatındaki payımız ise artan bir trendle yüzde 1,35 civarında bulunuyor. Hizmet ticaretinde hedefimizi 2028 yılına kadar yüzde 2’ye ulaşmak olarak belirledik" ifadelerini kullandı. "Türkiye küresel ekonominin önemli bir aktörü" Bakan Bolat, 85 milyonluk nüfusu, yaklaşık 1,2 trilyon dolarlık gayrisafi yurt içi hasılası (GSYİH) ve 600 milyar dolarlık dış ticaretiyle Türkiye’nin küresel ekonominin önemli bir aktörü olduğunu kaydetti. "E-ticaret Türkiye’de ortalama ekonomik büyüme oranının üzerinde büyüyor" Bakan Bolat, "E-ticaret, sınırları aşan ve dünyanın dört bir yanındaki ekonomileri birbirine bağlayan, uluslararası iş birliğini güçlendiren ve toplumların refahını artıran evrensel bir köprü haline geldi. Bunun etkilerini dünya genelinde net bir şekilde görebiliyoruz. 2019’dan bu yana yüzde 75 oranında büyüyen küresel e-ticaret hacmi, 2023 yılına kadar 5,8 trilyon dolar gibi tarihi bir büyüklüğe ulaştı. E-ticaret, Türkiye’de ortalama ekonomik büyüme oranının üzerinde büyüyor" diye konuştu. Yatırımlarda ise finansal taraftaki başarılar sayesinde daha da parlak bir tabloyla karşı karşıya olduklarının altını çizen Bakan Bolat, "Şu anda toplam 269,2 milyar dolarlık yatırıma sahip 83 binden fazla çok uluslu şirkete ev sahipliği yapıyoruz. Küresel doğrudan yabancı yatırımlardaki payımızı yüzde 1,5’e çıkarmayı hedefliyoruz. Müteahhitlik şirketlerimiz dünya çapında 522,2 milyar dolar değerinde 12 bin 317 proje üstlendi. 2002 yılında 10,7 milyar dolar olan İslam İş birliği Teşkilatı ülkeleriyle ticaret hacmimiz 2023 yılında 129,7 milyar dolara ulaştı" dedi.
ATO’dan “Sürdürülebilirlik Dünyasındaki Son Gelişmeler” semineri
08 Kasım 2024 Cuma - 12:31 ATO’dan “Sürdürülebilirlik Dünyasındaki Son Gelişmeler” semineri Ankara Ticaret Odası (ATO), üyelerini ticarette yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir döneme hazırlamak için “Sürdürülebilirlik Dünyasındaki Son Gelişmeler” konulu seminer düzenledi. ATO Meclis Salonu’nda Yeşil Mutabakat, sınırda karbon düzenlemesi, sürdürülebilirlik raporlama standartları, şirketlerin çevresel sosyal ve yönetişim (ESG) konularının ele alındığı seminere oda üyeleri yoğun katılım gösterdi. KPMG Denetim Vergi ve Danışmanlık Hizmetleri katkılarıyla düzenlenen seminerin açılışında konuşan ATO Başkanı Gürsel Baran, sanayileşme sürecinin kazandırdığı artıların yanında insanlık için yeni sorunları beraberinde getirdiğini belirterek, “Bugün tüm dünyanın yaşadığı sorunların başında iklim krizi geliyor. Sera gazının atmosferdeki miktarının artması küresel ısınmaya neden oldu. Yaşanan süreç, tarımdan sanayiye, turizmden ticarete, eğitimden sağlığa her alanı etkiliyor. İnsanlık olarak kritik bir eşiğe gelmiş durumdayız” dedi. Paris İklim Anlaşması’na imza atan ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltmak üzere belli bir dönüşüm sürecine girdiğini kaydeden Baran, Avrupa Birliği’nin de bir yandan ekonomik gelişimini sürdürmek, diğer yandan iklim değişikliği ile mücadele etmek üzere “Yeşil Mutabakatı” devreye aldığını anlattı. Baran, Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın 1 Ekim 2023 tarihinde başlattığı geçiş dönemini 2025 yılı sonunda tamamlayarak, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren nihai olarak uygulamaya hazırlandığını belirterek, AB’nin ticaretinin geleceğini sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm olarak konumlandırmasının Türkiye’yi ve AB ile ticaret yapan şirketleri yakından etkilediğini ifade etti. Baran, “Avrupa Birliği, Türkiye’nin toplam ihracatı içinde yüzde 40’ın üzerinde bir paya sahip. Türkiye geçtiğimiz yıl Avrupa Birliği ile 206,8 milyar avroluk ticaret hacmine ulaşarak, Birliğin 5’inci en büyük ticaret ortağı konumuna geldi. AB ile yaptığımız ticaretin 95,5 milyar avrosunu ülkemizin ihracatı; 111,3 milyar avrosunu ise AB’den ithalatı oluşturdu. AB tarafından Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması kapsamında belirlenen 5 sektör (demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen) ile tekstil ve hazır giyim sektörlerinin yeşil dönüşüm sürecinden en hızlı ve en fazla etkilenen sektörler olacakları öngörülüyor. İşletmelerimiz bu süreçte bir yandan üretim süreçlerini karbondan arındırmaya yönelik tedbirleri hayata geçirirken, diğer yandan da 2026 yılı başından itibaren Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması doğrultusunda raporlama gerçekleştirmek durumunda kalacak. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na tabi ürünler için emisyon verileri hesaplama, bunların raporlaması ayrı birer prosedür. Ankara Ticaret Odası olarak bu süreçte üyelerimizi küresel ticarette yaşanan değişime, dönüşüme hazırlayarak, rekabet güçlerini artırmayı, böylelikle dünya ekonomisinden daha fazla pay almayı hedefliyoruz” dedi. “Dönüşüm zorunluluk haline geldi” OSTİM OSB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın ise sürdürülebilirlik kavramının son yıllarda gündeme çok geldiğini belirterek, gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelerin sanayii üretimiyle iklimi ve dünyanın düzenini bozan bir yapı ortaya çıkardığını belirtti. Aydın, “Şu anda yaşadığımız karbon, çevre sorunlarının temelinde sanayileşme politikaları var” dedi. Bu alanda yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Aydın, 15 sene önce yaptıkları teknoparkı ekolojik teknopark olarak tasarladıklarını ve adını da EKOPARK koyduklarını anlattı. Aydın, yaptıkları çalışmalarla diğer işletmelere örnek olmak istediklerini ifade ederek, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik konusundaki çalışmaların geçmiş yıllarda ihtiyari iken artık getirdiği yasal ve mali sorumluluklar nedeniyle zorunluluk haline geldiğini belirtti. Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) Sürdürülebilirlik Dairesi Başkanlığı Uzmanı Tufan Gökçer de yaptığı konuşmada, finansal raporlamanın yanı sıra, sürdürülebilirlik raporlamalarının da hayatımıza girdiğini söyledi. Gökçer, bu alanda farkındalığı arttırmaya ve bilgilendirmeye yönelik toplantıların önemine dikkat çekti. KPMG Denetim Vergi ve Danışmanlık Hizmetleri Şirketi Ortağı Ankara Lideri Engin Ölmez, düzenlenen seminer ve konuşmacılar hakkında detaylı ön bilgi verdi. Açılış konuşmalarının ardından konuşmacılara plaket takdimi yapıldı. Program, KPMG ESG Risk Yönetimi ve Kurumsal Risk Yönetimi Uzmanı Sertuğ Özkan ile KPMG Gümrük ve Dış Ticaret Hizmetleri Direktörü Zahide Demir’in sunumlarıyla devam etti.
Trabzon hurmasının hasadı başladı
08 Kasım 2024 Cuma - 12:17 Trabzon hurmasının hasadı başladı Türkiye’de Trabzon hurmasının üretiminde üçüncü sırada yer alan Adıyaman’da hasat başladı. Devletin fidan desteğiyle her geçen yıl ekim alanı artan Trabzon hurması için hasat şenliği düzenlendi. Türkiye’de üretimde 3’üncü sırada yer alan Adıyaman’da 7 bin dekarlık alanda yaklaşık 13 bin ton Trabzon hurması elde ediliyor. Bu yıl da geçen yılla aynı oranda bir ürün bekleniyor. Hasat edilen hurmalar işçiler tarafından toplanarak kasalara yerleştiriliyor. Hurmalar daha sonra tüccarlar tarafından alınarak iç piyasada tüketiliyor. Adıyaman Valisi Osman Varol, Gölbaşı Kaymakamı Tarık Buğra Seyhan ve Tarım ve Orman Müdürü Nurettin Kıyas ve beraberindekiler hurma hasadı şenliğine katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Adıyaman Valisi Osman Varol, “Trabzon hurması ilimizde nispeten geç dönemde yetiştiriciliği başlamış ama başladıktan sonra çok hızlı bir şekilde gelişmiş ve bu gün Türkiye’de Adana’nın Kozan ilçesi, Denizli’nin Honaz ilçesi, 3’üncü sırada da Adıyaman’ımızın Gölbaşı ilçesi gelmektedir. Çiftçilerimiz, Türkiye’deki üretime önemli bir katkı sunuyor. Bu anlamda tabi öncelikle bölgede bunun analizi yapıldıktan sonra çiftçilerimizin bu konuya heves etmesi, sahip çıkması, arkasından da devletimizin çeşitli birimlerinin büyük desteğiyle ki sadece valiliğimizin, bakanlığımızın, özel idaremizin son dönemde dağıttığı 115 bin fidandan bahsedebiliriz” dedi. Tarım ve Orman Müdürü Nurettin Kıyas ise konuşmasında, “Yaklaşık 7 bin dekar yetiştiricilik alanımız mevcut. Bu alanda da 13 bin ton Trabzon hurması elde etmekteyiz. Çiftçilerimiz ortalama 2 ile 3 ton arasında verim elde etmektedir. Çiftçilerimiz bu yıl ürünün büyüklüğünden ve veriminden memnunlar. Şu an tarlada yaklaşık 15-20 lira arası bir fiyata satış yapılmaktadır” diye konuştu.
Türk Telekom Grubu’ndan finansman kaynaklarını çeşitlendirmeye yönelik önemli adım
08 Kasım 2024 Cuma - 12:12 Türk Telekom Grubu’ndan finansman kaynaklarını çeşitlendirmeye yönelik önemli adım Alternatif finansman çeşitliliğini geliştirmeye yönelik çalışmalarını sürdüren Türk Telekom, iştiraki TTNET ile, 250 milyon TL tutarındaki nominal değerli 93 gün vadeli ilk kira sertifikası (sukuk) ihracını tamamladı. Türk Telekom’un sabit genişbant ve fiber perakende alanındaki iştiraki TTNET, sermaye piyasalarına yönelik stratejik adımlar atmaya devam ediyor. Yapılan açıklamaya göre, alternatif finansman çeşitliliğini geliştirmeye yönelik çalışmalarını sürdüren Türk Telekom, iştiraki TTNET ile, 250 milyon TL tutarındaki nominal değerli 93 gün vadeli ilk kira sertifikası (sukuk) ihracını tamamladı. Türkiye Emlak Katılım Bankası A.Ş. ve %100 bağlı ortaklığı Emlak Varlık Kiralama A.Ş. aracılığıyla gerçekleştirilen sukuk ihracı, yatırımcılardan gelen yoğun taleple, piyasa muadillerine göre başarılı bir şekilde kısa sürede tamamlandı. TTNET, Sermaye Piyasası Kurulu’ndan 7 Haziran tarihinde aldığı 3 milyar TL tutarındaki ihraç tavanı izni kapsamında ilk kez kira sertifikası ihracına imza atarak Türk Telekom Grubunun finansman çeşitliliğinde önemli bir adım atmasını sağladı. Fiber İnternet Hizmet Paketleri portföyüne dayalı varlık olarak gerçekleştirilen ihraç, alternatif finansman yöntemleriyle yatırımcılara sunuldu. 4 Kasım tarihinde talep toplaması gerçekleştirilen ihraç, yatırımcıların yoğun ilgisiyle karşılandı. Türk Telekom Finans Genel Müdür Yardımcısı Kaan Aktan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları ifade etti: “TTNET’in kira sertifikası ihracı ile Türk Telekom Grubu olarak finansman kaynaklarımızı çeşitlendirmeye yönelik güçlü bir adım atmış bulunuyoruz. Katılım finans prensipleriyle uyumlu bu enstrüman, grubumuzun sürdürülebilir büyümesi için stratejik bir değer taşıyor. Teknolojik altyapımız, geniş hizmet ağımız ve aralıksız gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımızla ülkemizin kalkınmasına ve sektörün gelişimine katkı sağlama misyonumuz doğrultusunda, sermaye piyasalarında daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik etme ve ülkemizi geleceğe taşıma vizyonumuz doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
Büyükşehir’den İbradı Ürünlü Mahallesi’ne Petek Evi
08 Kasım 2024 Cuma - 12:06 Büyükşehir’den İbradı Ürünlü Mahallesi’ne Petek Evi Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yöreye özel aromatik ballarıyla ünlü İbradı Ürünlü Mahallesi’ne arıcılığa değer katmak ve geliştirmek amacıyla “Bal Arısı Petek Evi” kuruluyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Ar-Ge Şube Müdürlüğünün çalışmalarıyla Ürünlü Mahallesi’ne kazandırılacak “Bal Arısı Petek Evi” bölgede sürdürülen arıcılık faaliyetlerine üretim ve eğitim desteği sunacak. Bu amaçla Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne tahsisi yapılan Ürünlü İlkokulu’nun bir bölümü Petek Evi’ne dönüştürüldü. Son hazırlıkları yapılan Petek Evi’nin yakında hizmete girmesi bekleniyor. Eğitim ve sergi salonu olacak Petek Evi’nde bölgede arıcılık faaliyetlerinde bulunan üreticilere, ilgililere ve yeni üreticilerin kazandırılması amacıyla 20 kişilik eğitim salonu yer alacak. Eğitimlerde arı ürünleri, arı bakımı, arı besleme, biyolojik çeşitliliğin korunması ve bitkisel üretime olan katkılarını içeren konular yer alacak. Geçmişten günümüze arıcılığın gelişimini, çeşitli yörelere ait arıcılık malzemelerini, geleneksel ve modern arıcılık tekniklerinin ve arıların anatomik yapılarının görsel olarak sergileneceği bir sergi salonu da bulunacak. Bal Arısı Petek Evi Projesi, bölgede arıcılığın desteklenmesinin yanı sıra verilecek eğitimlerle kendini hızla hissettiren kuraklığın olumsuz etkilerini azaltmak, ekolojik dengenin korunması ve sürdürülebilir çevre gibi pek çok konuda halkın bilinçlenmesi için önemli katkılar sunacak. Üretime destek olacak Petek evinin içerisinde bölge halkının hasat ettikleri balları ekonomik kayba uğratmadan süzme işlemini gerçekleştirebileceği elektronik ve manuel bal süzme makinaları bulunacak. Paketleme ve etiketleme işlemlerini yapabileceği üniteler de üreticilerin hizmetinde olacak. Turistik ziyaretlerin yoğun olarak gerçekleştiği bölgede yöre halkının süzüp paketledikleri ballarını satabilecekleri ve farklı yöresel ürünlerini de tanıtabileceği satış üniteleri de proje kapsamında mahalleye kazandırılacak. Petek Evi projesinden memnun kaldıklarını belirten Ürünlü Mahallesi Muhtarı Naci Özkan, “Mahallemizde 1988 yılında kapanan ilkokulumuz Büyükşehir Belediyemiz tarafından aslına uygun şekilde restore edildi. Buradaki Petek Evi’nde eğitimler verilecek çeşitli kurslar olacak. Arıcılarımız için bal sıkma makineleri olacak” dedi. Petek Evi’nin bölgede sürdürülen arıcılık faaliyetlerine destek olacağını söyleen üretici Mesut Şanlı ise, “Emekli olduktan sonra doğup büyüdüğüm mahallemize dönüp ata mesleğimiz arı üreticiliğine yeniden başladım. Atıl vaziyette kalan okulumuzun arıcılık faaliyetleri için yenilenmesinden son derece memnunuz” ifadelerini kullandı.