EKONOMİ - 08 Kasım 2024 Cuma 14:09

Mersin’de ’6. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu’ başladı

A
A
A
Mersin’de ’6. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu’ başladı

Mersin Büyükşehir Belediyesi, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), TMMOB Gıda Mühendisleri Odası ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası iş birliğinde düzenlenen 6. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu başladı. Toros Üniversitesi ev sahipliğinde geleneksel gıdaları yaşatmak, korumak ve geleceğe taşımak amacıyla düzenlenen sempozyum, bu yıl ’Gelenekten Geleceğe: Gıda Mirasımızın Korunması’ temasıyla gerçekleştiriliyor.


Geleneksel gıdaların korunması, geliştirilmesi, ticarileştirilmesi, geçmişten alınan bilgi ve deneyimlerle geleneksel gıdaların kendine has özelliklerini koruyarak güncel teknolojilerle harmanlanıp daha rekabetçi hale getirilmesi ve sürdürülebilir uygulamalarla birleştirilmesi konularında bilgi alışverişi ve iş birliği fırsatları sunmayı hedefleyen sempozyuma, Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Arıöz, Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, Mersin İl Tarım Orman Müdürü Erdem Karadağ, STK ve oda temsilcileri, akademisyenler ile öğrenciler katıldı.


Sempozyum kapsamında katılımcılarla; geleneksel gıdalara dair bilimsel araştırmalar, sürdürülebilirlik örnekleri ve kültürel mirasın korunması gibi çeşitli konularda bilgi ve deneyim paylaşımı yapılıyor. Geleneksel gıdaların geleceği, inovasyon ve teknoloji ile entegrasyonu, sürdürülebilir gıda üretim yöntemleri, coğrafi işaretli ürünler, geleneksel gıdaların kültürel öneminin yanı sıra, ekonomik değerini artırma ve global pazarlarda rekabet edebilirliğini sağlamak gibi birçok konuda bilimsel sunumların ve panellerin yer alacağı sempozyum, 3 gün boyunca devam edecek. Sempozyumda bilim insanları tarafından 48 sözlü, 30 poster bildiri olmak üzere, toplam 78 akademik çalışma sunulacak.



"İş birliklerine önem veriyoruz"


Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Arıöz, iş birliklerine önem verdiklerini belirterek, "Bugün düzenlediğimiz sempozyumun altında, elde ettiğimiz başarılar yatıyor. 3 gün boyunca güzel bir sempozyum gerçekleştireceğiz. Kente ilk defa gelenlere de, Mersin’imizi güzel bir şekilde tanıtmak istiyoruz" diye konuştu.



"Projelerin sürdürülebilir olmasına dikkat ediyoruz"


Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, Büyükşehir Belediyesinin 2019’dan bu yana geleneksel gıdalarla ilgili yaptığı çalışmaları anlattı. Şahutoğlu, "Yaptığımız her çalışmayı, sofradan son tüketiciye gelecek şekilde planlıyoruz. Projelerin sürdürülebilir olmasına dikkat ediyoruz. Atalık tohumu destekliyoruz. Ama atalık tohumu desteklerken tohum üretimine de katkı sunuyoruz. Üreticilerimizle buluşuyor, atalık tohumu üretmelerini sağlıyoruz. Sonra da bu üreticilerimizle anlaşma yapıyoruz. Hem üreticiyi destekliyoruz, hem de tüketicinin güvenilir gıdaya aynı zamanda geleneksel gıdaya erişimine destek sağlamış oluyoruz" dedi.



"Mersin’de 24 adet coğrafi işaretli ürünümüz var"


Coğrafi işaretli ürünleri önemsediklerini dile getiren Şahutoğlu, "Mersin’de 24 adet coğrafi işaretli ürünümüz var. Bizler geçen sene Gülnar’ın Kişniş Üzümü’nün coğrafi işaretini almıştık. Bu sene de Mersinden Kadın Kooperatifi ortaklığıyla, Kan Portakalı’nın coğrafi işaretini aldık. Amacımız geleneksel gıdaları desteklemek. Mersin gibi, deniz seviyesinden 3 bin rakıma kadar tarımın yapıldığı, 86 farklı ürünün yetiştiği, birçok ürünün birincilik elde ettiği, 30’a yakın ürünün de Türkiye üretiminde ilk 5’te olduğu bir kentte tarımı desteklemeye devam edeceğiz" diye konuştu.


’Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim Projesi’nin detaylarını paylaşan Şahutoğlu, küçük aile işletmelerinin tarımsal üretimine destek olan fide-fidan, sulama borusu ile makine ekipman desteklerini anlattı. Bölgeye özgü ürünleri çeşitli etkinliklerle hem Türkiye’ye, hem de dünyaya tanıttıklarını belirten Şahutoğlu, tarımın her noktasında üreticilerle beraber, omuz omuza yürüdüklerini kaydetti.



"Genç neslin geleneksel gıdaya bakış açısı biraz dar kaldı"


Mersin İl Tarım ve Orman Müdürü Erdem Karadağ da son yıllarda vatandaşların geleneksel gıdaya önem verdiğini, fakat genç neslin geleneksel gıdaya bakış açısının biraz dar kaldığını ifade etti. Karadağ, "Geleneksel gıdaları, kültürümüzü aktarmada ciddi öneme sahip köprüler olarak görüyorum. Geleneksel gıdaları biz yaşatacağız, biz üreteceğiz" dedi.


TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Üzümcü ise geleneksel gıdaların kültürel mirasın en önemli parçalarından biri olduğunu ifade etti. Üzümcü, "Geleneksel gıdalar yerel üreticiler için istihdam kaynağı sağlarken, bölgesel kalkınmaya ve kırsal ekonomiye de katkıları bulunmaktadır" diye konuştu.


TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez de gıda üretim alanlarının ciddi tehdit altında olduğunu belirtti. Suiçmez, "Üretim olmadan tüketim olmaz. Gıda olmazsa yaşam da olmaz. Geleneksel gıdalar, olmazsa olmazımız" dedi.



Mersin’de ’6. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu’ başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul 14. yüzyıldan kalma Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası ortaya çıktı Yunus Emre Divanı’nın 14. yüzyıla tarihlenen ve bugüne dek bir ailenin elinde bulunan Karaman nüshası ortaya çıktı. Nüsha, 24 Kasım’da İstanbul’da yapılacak müzayede ile devredilecek. Müzayedede satışa sunulacak nüshanın açılış fiyatı ise 50 bin dolar olacak. Yunus Emre Divanı’nın 14. yüzyıla tarihlenen, en kapsamlı ve en eski Yunus Emre Divanı olarak değerlendirilen ve nesillerdir aynı ailenin elinde özel bir koleksiyonda bulunan Karaman nüshası el değiştirmeye hazırlanıyor. 6 ya da 7 nüshadan biri olduğu değerlendirilen bu eseri özel mülkiyetinde bulunduran ailenin, bu kültürel ve tarihi mirası devretmek istemesiyle Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası Türkiye içinde satışa arz edildi. 24 Kasım tarihinde kanuni ve hukuki gereklilikler yerine getirilerek İstanbul’da yapılacak müzayedede satılması sonucunda nüshanın yurt dışına çıkarılmaması ve tescilli şekilde Türkiye içerisinde kalması sağlanmış olacak. "Eser Yunus Emre Divanı’nın bilinen en eski nüshası" Müzayedeyi düzenleyecek olan müzayede evinin yöneticisi Fatih Selim Bayram, “Eser Yunus Emre Divanı’nın bilinen en eski nüshası. Yunus Emre Divanı’nın 14. yüzyıla tarihlenen bilinen 5, 6 ya da 7 adet nüshası var. Bu nüsha haricindeki hepsi yurt içinde ya da yurt dışında birtakım kütüphanelerdeydi, kamu mülkiyetindeydi. Özel mülkiyette olan, devredilebilir nitelikte olan tek nüsha buydu. Eseri elinde bulunduran aile artık nöbeti devretmek istedi ve bunu yurt içinde yapmak istediler. Eserin yurt dışına çıkmasını istemediler. Biz de müzayede evi olarak eserin el değiştirmesine aracılık yapmaya gönüllü olduk. 24 Kasım’da tamamlanacak müzayede ile eser inşallah yurt içinde el değiştirmiş olacak. Başta el yazma kitaplar olmak üzere bizim kültür varlıklarımız el altından yurt dışına çıkarılarak Londra’da satılıyor. Bazen devletimiz çok büyük bütçeler harcayarak bu eserleri Türkiye’ye geri getiriyor. Bazense hiç getiremiyoruz ve bilinmeyen ellere gidiyor ve kayboluyor. Türkiye’de kanuni izinler alınarak özel koleksiyonlardan başka özel koleksiyonlara veya devletin eline geçmesinin yolu açıldığında inşallah birçok eserimiz hem memlekette kalacak hem de bunlar için yurt dışına aktarılan milli servet ülkemizde kalacak. Bu eser de bunun çok güzel örneklerinden birisi” dedi. "Bugün bu Yunus Emre Divanı Londra’da müzayedeye çıkmış olsaydı 1 milyon sterlinden aşağı bir fiyata biz bunu asla alıp geri getiremezdik" diyen Bayram, "Uzun süren çalışmalarımız sonucunda bu eser Türkiye içerisinde satışa sunulacak ve muhakkak Türkiye içerisinde kalacak. Eserin yurt dışına çıkarılması, resmi izinler alınan bir müzayede ile yapıldığı için mümkün değildir. Ya doğrudan bir devlet kurumuna ya da eseri ülkemiz içerisinde kanuni gereklilikleri yerine getirerek saklayacak olan bir özel koleksiyona intikal edecek” diye konuştu. Bayram, "Eser için müzayede açılış fiyatı 50 bin dolar olacak. Sembolik bir rakam bu. Eser şu anda dünya piyasasına açılmış olsaydı, el altından Londra’ya gitmiş olsaydı bu eseri 10, 20 katına eseri geri getiremezdik. Eserin 14. yüzyıla tarihlenen 6, 7 nüshası var, bunlardan 3 tanesi maalesef yurt dışında. 3 tanesi yurt içinde. Bu nüshanın ismi de Karaman nüshası. Eserin sahibi olan ailenin Karamanlı olmasından dolayı bu ismi almış” şeklinde konuştu.
Elazığ Elazığ’da 5. Kitap Fuarı kapılarını ziyaretçilere açtı Elazığ Belediyesinin bu yıl 5’incisini düzenlediği kitap fuarı açılışı, yoğun katılımla gerçekleştirildi. Elazığ Belediyesi tarafından düzenlenen 5. Kitap Fuarı, Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezinde düzenlenen açılış programıyla kapılarını okuyuculara açtı. Fuarda, 70’i ulusal yayın evi olmak üzere çok sayıda stant kuruldu. Birçok yazarın da 9 gün boyunca imza günü düzenleyeceği Kitap Fuarına ilk günden ziyaretçiler akın etti. Fuar açılış törenine, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş, Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları ve birçok protokol üyesi ve vatandaşlar katıldı. Açılışta konuşan Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, ’’Elazığ Belediyesi olarak 5’incisini gerçekleştirmiş olduğumuz kitap fuarımızın açılışını bugün coşkulu bir şekilde gerçekleştirdik. Elazığ’ımızın göz bebeği olan bu mekanda Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezi’mizin bir tarafında Elazığ’ın gelecek tasavvuru adı altında ulusal bir kongre düzenliyoruz. Yaklaşık 290 bildirinin olduğu bir çok bilim adamının kongreye katkı sağladığı kongreni açılışını gerçekleştirdik. Yine fuar ve kongre merkezinin bir tarafında da hemşehrilerimizin uzun yıllardır her yıl hasretle beklemiş olduğu kitap fuarının açılışını gerçekleştirdik” dedi. (RY-YRT
İstanbul Tayfur Havutçu, kanser tedavisi için yoğun bakıma kaldırıldı Eski futbolcu ve teknik direktör Tayfur Havutçu, kanser tedavisi için yoğun bakıma kaldırıldı. A Milli Takım başta olmak üzere Beşiktaş, Fenerbahçe ve Kocaelispor formaları giyen ve Beşiktaş, Adana Demirspor ve Kasımpaşa’da da teknik direktörlük yapan 54 yaşındaki Tayfur Havutçu, bir süredir kanser tedavisi görüyor. Havutçu’nun enfeksiyon sebebiyle değerlerinin yükseldiği ve tedbir amaçlı olarak yoğun bakıma kaldırıldığı ifade edildi. Eşi Neslihan Havutçu, Tayfur Havutçu durumuyla ilgili yaptığı açıklamada, 1 hafta önce enfeksiyon nedeniyle hastaneye yatırıldığını belirterek, "Eşim geçirdiği hastalık nedeniyle doğal olarak kontrollere gittiğinde son rutin işlemlerde bazı değerleri yüksek bulunduğundan tedbir amaçlı yoğun bakıma yatırıldı. Değerler gün geçtikçe düşmekte ve yakın zamanda da Allah’ın izniyle normal kata çıkarılacaktır. Bu süreçte bize yoğun ilgi gösteren hastanesinin tüm çalışanlarına teşekkürü borç biliriz" diye konuştu. Hastalık sürecinde Beşiktaş yönetimi, eski yöneticiler ve camiadan destek gördüklerini söyleyen Neslihan Havutçu, "Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Biz her zamanki gibi eşimin değerlerine saygı göstererek sevenlerimizi ve camiamızı üzmemek adına içimizde yaşamayı tercih ettik. Güzel dilekleriniz ve dualarınız için çok teşekkürler" dedi.