Son Dakika
|
Eski muhtar varilde ölü bulunmuştu, düştüğü ihtimali üzerinde duruluyor
İngiltere’ye kaçan şüpheli ve eşi hakkında kırmızı bülten çıkarıldı
Bakırköy’de otomobile silahlı saldırı: 1 ölü
ABD'de nükleer bilimci MIT profesörü vurularak öldürüldü
Bakan Işıkhan: "Asgari ücrette rakam konuşmak için daha çok erken"
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Karadeniz’de sivil gemiler hedef alınmamalı, ikazlarımızı ilettik"
Tayland-Kamboçya çatışmasında can kaybı 45'e yükseldi
PFDK’dan 218 futbolcuya bahis cezası!
Gazeteci Fatih Altaylı hakkında gerekçeli karar açıklandı
Bolivya'da sel felaketi: 20 ölü, 24 kayıp
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Pakistan’s Traditional Instrument ‘Rubab’ Reaches Beyond Borders
2025 FIFA Kıtalararası Kupa’nın sahibi PSG
Almanya Başbakanı Merz: "Büyük güçlerin oyun topu değiliz"
İsrail'den Mısır’a gaz ihracatına onay
Zelenskiy: "Bugün Moskova'dan, gelecek yılın savaş yılı olacağına dair yeni sinyaller aldık"
Kontrolden çıkan otomobil kafeteryaya girdi: Saniyelerle kurtuldular
ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Katar Başbakanı Al Thani ile Gazze’yi görüştü
Sarıkamış kayak sezonuna "Merhaba" dedi
EKONOMİ
Bakan Işıkhan: "Asgari ücret miktarının çalışanlarımızın gelirlerini enflasyona ezdirmeyecek şekilde belirlenmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz"
17 Aralık 2025 Çarşamba - 21:58:30
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "2026 yılı asgari ücret miktarının çalışanlarımızın gelirlerini enflasyona ezdirmeyecek, istihdamı ve makroekonomik dengeleri koruyacak ortak bir noktada belirlenmesi için, komisyon olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi.
17 Aralık 2025 Çarşamba - 21:11
Tescillenip dünya pazarında yerini alan Antalya portakalları tanıtıldı
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM) tarafından geliştirilen ve tescillenerek dünya pazarındaki yerini alan portakal çeşitleri Vali Hulusi Şahin’in katıldığı etkinlik ile tanıtıldı. BATEM’in Muratpaşa ilçesindeki merkez yerleşkesinde düzenlenen etkinlikte Antalya’nın iklimiyle narenciye üretimi için uygun bir il olduğuna dikkat çeken Vali Şahin, "BATEM ile beraber portakal başta olmak üzere narenciye bölgenin ana tarımsal üretimi, ana gelir ve geçim kaynağı haline geldi. Antalya’nın sembolü portakal oldu, şehrimizi portakalla tanıtıyoruz. Özellikle Finike portakalı tadıyla aromasıyla çok özel. Bunlar, emekle bilimle araştırmayla alın teriyle oluyor." diye konuştu. Şahin, mühendislerin, teknikerlerin omuzlarında büyüyen sektör sayesinde Türkiye’nin, dünyanın en önemli narenciye üreticisi ülkelerinden biri olduğunu ve bu alanda ihracat yaptığını vurguladı. Antalya’nın özel bir şehir olduğuna dikkati çeken Vali Şahin, "Finike portakalının da Avrupa Birliği tescil süreci devam ediyor, inşallah onu da alacağız, bunu başaracağız. Antalya’da ne üretirseniz en iyisi ortaya çıkıyor. Ürünlerimiz o kadar değerli ki ciddi ihracat kalemine de ulaşıyor. Antalya, hem miktar hem kalite itibarıyla dünyanın en önemli üretim merkezlerinden biri. Türkiye’yi besliyor, üstüne ciddi ihracat da yapıyor. Bu büyük başarı hikayesidir. Antalya tarımı büyük emeklerle buraya geldi. Antalya turizm şehri ama aynı zamanda tarım şehri. Tarım, gelir adaletini sağlıyor, yani geliri tabana yayıyor. Her eve bir tarladan, bahçeden gelir giriyor. Bu da bölge insanın ekonomisini büyük oranda güçlendiriyor. Tarım stratejik bir ürün, milli güvenlik meselesidir. Paranızla dahi alamazsınız, pandemide bunu gördük. O yüzden tarımı korumak, kollamak geliştirmek çok önemli" dedi. Etkinlikte, enstitünün geliştirerek tescillendirdiği "Finike Yerli", "Alanya dilimli", "BATEM Şekeri", "BATEM Fatihi", "BATEM Baharı", "Navelina", "Valencia Late", "Moro", "Yafa" ve "Washington Navel" olmak üzere 10 portakal çeşidi tanıtıldı. Programda, portakallardan yapılan tatlılar ve atıştırmalık, davetlilere ikram edildi. Etkinlik, portakal koleksiyon bahçesi gezisiyle sona erdi. Etkinliğe Muratpaşa Kaymakamı İhsan Kara Kepez Kaymakamı Suat Dervişoğlu, İl Tarım Orman Müdürü Fırat Erkal, BATEM Müdürü Abdullah Ünlü, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, AESOB Başkanı Adlıhan Dere, kurum müdürleri, STK ve kooperatif temsilcileri katıldı.
17 Aralık 2025 Çarşamba - 20:08
Kastamonu’da trafiğe kayıtlı araç sayısı 171 bin 996 oldu
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan verilere göre, Kasım ayı itibarıyla Kastamonu’da trafiğe kayıtlı araç sayısı 171 bin 996 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından motorlu taşıt istatistikleri paylaşıldı. Verilere göre, Kastamonu’da Kasım ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı toplam 171 bin 996 oldu. Trafiğe kayıtlı araçların taşıtın yüzde 44,9’unu otomobil, yüzde 22,4’ünü traktör, yüzde 14,1’ini motosiklet, yüzde 12,7’sini kamyonet yüzde 3,5’ini kamyon, yüzde 1,4’ünü minibüs, yüzde 0,6’sını otobüs, yüzde 0,4’ünü ise özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Kastamonu’da Kasım ayında trafiğe 557 adet taşıtın kaydı yapıldı. Kaydı yapılan 557 aracın 36,1’ini otomobil, yüzde 32,1’ini motosiklet, yüzde 16,7’sini kamyonet, yüzde 10,2’sini traktör oluşturdu. Kastamonu’da Kasım ayında trafiğe kaydı yapılan toplam taşıt sayısı bir önceki aya göre 44 adet arttı. Kasım ayında Kastamonu’da devri yapılan toplam 3 bin 371 adet taşıt içinde otomobil 2 bin 181 adet ile ilk sırada yer aldı.
17 Aralık 2025 Çarşamba - 19:49
Bölgesel Teknopark için ön fizibilite kararı
Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) toplantısında, Samsun–Mersin Sanayi Koridoru hedefleriyle uyumlu şekilde yürütülen Samsun Merkezli Bölgesel Teknopark Projesi için ön fizibilite çalışmalarının başlatılması kararlaştırıldı. 2025 yılının son OKA Yönetim Kurulu Toplantısı, Samsun’un ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Bölgenin sanayi, yeşil dönüşüm ve yerel kalkınma vizyonuna yön verecek kritik başlıkların ele alındığı toplantıda, Samsun merkezli bölgesel teknoparktan yeşil dönüşüm desteklerine kadar birçok stratejik karar alındı. Aralık Ayı OKA Yönetim Kurulu Toplantısı, Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın başkanlığında yapıldı. Toplantıda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Sanayi Master Planı’nın ilk fazında yer alan Samsun–Mersin Sanayi Koridoru hedefleriyle uyumlu biçimde yürütülen "Samsun Merkezli Bölgesel Teknopark Projesi" kapsamında önemli bir adım atıldı. Projeye ilişkin mevzuat, yönetim yapısı, ortak kurumlar ve finansal kaynaklar başta olmak üzere gerekli alanlarda araştırmalar yapılması, ön fizibilite çalışmalarına başlanması ve sürecin OKA Genel Sekreterliği koordinasyonunda yürütülmesi kararlaştırıldı. Toplantıda ayrıca, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü ile Dünya Bankası desteğiyle uygulamaya alınan Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş Projesi kapsamında, 3 Temmuz 2025’te ilan edilen Orta Karadeniz Yeşil Dönüşüm Hızlandırıcı Hibe Desteği Programı’nda başarılı bulunan projeler değerlendirildi. Aynı proje çerçevesinde 2026 yılında uygulanması planlanan Geri Ödemeli Finansman Desteği Programının öncelikleri, bütçesi ve başvuru koşulları da görüşüldü. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 17 Haziran 2025’te ilan edilen ve kesin başvuruları 19 Aralık 2025’te tamamlanacak olan Yerel Kalkınma Hamlesi Programı 2025 Yılı Çağrısı kapsamında, bölgede belirlenen 16 yatırım başlığına yönelik yatırım yapmayı planlayan 35 işletmenin başvuruları ele alındı. Bunun yanında, 2026 yılı çağrısına yönelik hazırlıklar çerçevesinde Yatırım Destek Ofislerince önerilen yeni yatırım başlıkları değerlendirildi. Ajansın mali ve teknik destek programları kapsamında devam eden projelerin genel bir değerlendirmesi yapılırken, 2025 yılı Fizibilite Programı’na katma değerli üretim ve turizm temalarında yapılan başvurular karara bağlandı. Toplantıda ayrıca, 2025 Yılı İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (SEGE) sonuçları üzerinden bölgenin ve illerin konumu hakkında istişarede bulunuldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından yürütülen Türkiye Siber Vatan Programının 2026 dönemi kapsamında planlanan eğitim faaliyetlerinin genel çerçevesi hakkında kurul üyelerine bilgi verildi. Bunun yanı sıra, 2024 ve 2025 yıllarında kadın istihdamı ve kadın girişimciliği alanında yürüttüğü çalışmalarla en başarılı kalkınma ajansları arasında yer alan OKA’nın faaliyetleri paylaşıldı. Toplantının son bölümünde, 2026 yılı için Emine Erdoğan’ın himayelerinde yürütülen Anadoludakiler Projesi kapsamında belirlenen "Yöresel Ürünlerin Ticarileştirilmesi" teması doğrultusunda, Orta Karadeniz’in yöresel ürünlerinin ulusal ve uluslararası düzeyde pazarlanmasına yönelik yapılabilecek çalışmalar ele alındı. Toplantıya; Amasya Valisi Önder Bakan, Çorum Valisi Ali Çalgan, Tokat Valisi Abdullah Köklü, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, Amasya Belediye Başkanı Turgay Sevindi, Amasya İl Genel Meclisi Başkanı Zeki Eraslan, Tokat İl Genel Meclisi Başkanı Ali İhsan Gürel ve OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle katıldı.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
16 Aralık 2025 Salı- 14:03
Merkez Kariyer Uzmanları ve Denetim Elemanları Platformu vaatlerin yerine getirilmesini istiyor
2
16 Aralık 2025 Salı- 11:09
İMD BÜRO-SEN’den, iş ve meslek danışmanlarının ’taşra kariyer uzmanlığı’ statüsünde değerlendirilmesi talebi
3
17 Aralık 2025 Çarşamba- 10:19
Türk şirketi, Kongo’da 1 milyar dolarlık yatırım için mutabakat zaptı imzaladı
4
13 Aralık 2025 Cumartesi- 13:01
Samsun’da 3,2 milyar TL’lik içme ve atık su yatırımı devam ediyor
5
16 Aralık 2025 Salı- 09:39
Samsun’da gençler teknolojiyle iş hayatına hazırlanıyor
12 Aralık 2025 Cuma - 14:24
Asgari Ücret Tespit Komisyonu birinci toplantısı Çalışma Genel Müdürü Oğuz Tuncay başkanlığında başladı
Asgari Ücret Tespit Komisyonu birinci toplantısı Çalışma Genel Müdürü Oğuz Tuncay başkanlığında başladı
12 Aralık 2025 Cuma - 14:24
Bakan Işıkhan TÜRK-İŞ ve TİSK temsilcileriyle ön toplantı gerçekleştirdi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısı öncesinde Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ile bir araya geldi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri kapsamında Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda bir ön toplantı gerçekleştirdi Bakan Işıkhan, Ağar’ın asgari ücreti belirleme çalışmaları ile ilgili taleplerini dinledi. Görüşmede her iki tarafın da yaklaşım ve değerlendirmelerinin Komisyon’un çalışmaları açısından önemli olduğunu belirten Işıkhan, sosyal diyalog ve istişare mekanizmalarının güçlendirilmesinin önemine dikkat çekti. Sendikaların, asgari ücrete yönelik beklentilerinin, teklif ve önerilerinin değerlendireceğini belirten Işıkhan, "Bakanlık olarak sosyal diyaloğu esas alan bu çalışmalarımızı Komisyon olarak sürdüreceğiz. Asgari Ücret tespit Komisyonu’nun işleyişi içinde sonuna kadar, sosyal diyaloğa açık olarak süreci tamamlayacağımıza inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
12 Aralık 2025 Cuma - 14:20
Osmaniye’de yüksek getirili safrana ilgi artıyor
Osmaniye’de ekonomik getirisi oldukça yüksek olan safran bitkisine üreticilerin ilgisi her geçen gün artarken, üretim alanlarının da genişletildiği bildirildi. Osmaniye İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı biriminde görevli teknik personel tarafından Bahçe köyündeki üretim alanlarında incelemelerde bulunuldu. Yetkililer, safran yetiştiriciliği yapan çiftçilere eğitim, bilgilendirme ve kuruluş aşamalarında sürekli destek sağlandığını ifade etti. Dünyanın en pahalı baharatı olarak bilinen safranın, karasal ve ılıman iklim şartlarına uygun, soğanlı bir kültür bitkisi olduğu belirtilirken, bölge toprak yapısının safran üretimi için elverişli olduğu vurgulandı. Yapılan çalışmalarla birlikte safranın, Osmaniye için önemli bir alternatif ürün olma yolunda ilerlediği kaydedildi. Yetkililer, safran üretiminin yaygınlaştırılmasıyla hem çiftçi gelirinin artırılmasının hem de tarımsal çeşitliliğin güçlendirilmesinin hedeflendiğini belirterek, üreticilere desteklerin devam edeceğini bildirdi.
12 Aralık 2025 Cuma - 14:18
Ümraniye’de gençler için ekonomik menü sunan mekan kapılarını açtı
Ümraniye’nin en yoğun noktalarından Santral Etkinlik Alanı’nda gençlere yönelik uygun fiyatlı menüleriyle dikkat çeken "Bir Başka Burger" hizmete açıldı. Ümraniye’nin en yoğun noktalarından biri olan Ümraniye Metro Çıkışı - Santral Etkinlik Alanında gençlere yönelik uygun fiyatlı ve kaliteli hizmet sunacak yeni "Bir Başka Burger" şubesi hizmete açıldı. Ekonomik lezzet alternatifleri arayan özellikle öğrenciler, yeni işletmeye yoğun ilgi gösterdi. Ümraniye Belediyesi tarafından desteklenen projeyle, gençlerin güvenilir ve hesaplı bir lezzet noktasına kolayca ulaşması amaçlanıyor. Yeni şubenin açılışı, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım tarafından gerçekleştirildi. "Gençlerimize ne yapsak azdır" Açılışta basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Başkan Yıldırım, fiyatların uygun olduğunu ifade ederek, " Ümraniye’de gençlerimize söz vermiştik. ‘Bir Başka Burger’ adı altında damak tadı çok güzel, hem uygun fiyatlı hem de kaliteli bir işletmeyi hizmete açıyoruz. Burgerlerimiz soyadan değil, tamamen gerçek etten ve tavuktan hazırlanıyor. Gençlerimize hakiki etten yapılan lezzetli burgerleri sunuyoruz. Fiyatlarımız menü şeklinde; içinde patates ve içecek bulunuyor. Menüde 110 veya 120 gram et ya da tavuk burger, patates ve içeceğiyle birlikte, oturma alanında sıcak sıcak gençlerimize sunuyoruz. Hayırlı uğurlu olsun. Gençlerimize ne yapsak azdır. Daha önce de söylediğimiz gibi, üç yıldır kahveyi 15 TL’den vermeye devam ediyoruz. Hem üniversiteli hem liseli gençlerimiz, karekodu okutarak öğrenci olduğunu doğruluyor ve menüsünü alıp afiyetle yiyor. Hayırlı uğurlu olsun" dedi.
12 Aralık 2025 Cuma - 13:32
Murzioğlu: "Sanayide dijital dönüşüm artık tercih değil, zorunluluk"
"Sanayide Dönüşüm Buluşmaları" etkinliğinde konuşan Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, üretimde kaliteyi artırmak, maliyetleri azaltmak, rekabette öne çıkmak ve ihracatı güçlendirmek için dijital dönüşümün şart olduğunu belirterek, "Dijitalleşme artık bir tercih değil, zorunluluk. Samsun iş dünyası olarak bu dönüşümün dışında kalamayız" dedi. "Sanayide Dönüşüm Buluşmaları" etkinliği Samsun TSO ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu burada yaptığı konuşmada, Samsun’un üretim kapasitesini, dijitalleşme vizyonunu ve sanayinin geleceğine dair güçlü mesajlarını katılımcılarla paylaştı. Samsun’un sanayi ve yatırım vizyonu Samsun’un; doğal kaynakları, stratejik konumu, limanları, gelişmiş OSB’leri, üniversiteleri ve yetişmiş insan kaynağıyla Karadeniz’in yükselen üretim üssü olduğuna vurgu yapan Başkan Salih Zeki Murzioğlu, "Bugün sahip olduğumuz üretim altyapısı, lojistik kapasite ve yatırım ortamı tesadüf değil; yıllardır kararlılıkla attığımız adımların sonucudur. Bir zamanlar hayal denilen projeleri tek tek hayata geçirdik. Samsun Fuar ve Kongre Merkezi, Samsun Lojistik Merkez, Metal, Metroloji ve Kalibrasyon Laboratuvarı, Samsun Teknopark makro derecedeki projelerimizden bazıları. Ve bugün 11 organize sanayi bölgesi ile şehrimizin üretim gücü her geçen gün katlanarak büyüyor. Üretim gücü, ihracat potansiyeli ve istihdama sağladığı katkıyla bölge ve Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri olan kentimiz, son yıllarda uygulanan stratejik yatırımlar ve gelişen sanayi altyapısıyla ekonomik büyümesini istikrarlı bir şekilde sürdürmektedir. Samsun, yenilikçi sektörlerle şekillenen bilgi ve teknoloji odaklı, yenilikçi kalkınma modeliyle, sadece Karadeniz’in değil, Türkiye’nin de yükselen üretim ve yatırım üssü olarak geleceğe yön vermeye devam ediyor" diye konuştu. Sanayinin yeni dili, dijitalleşme, yeşil dönüşüm, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik oldu Dijitalleşme konusunun artık sadece teknolojiye uyumlanmanın değil, rekabet ortamında sürdürülebilir büyümenin stratejik anahtarı haline geldiğini belirten Murzioğlu, "Türkiye’nin ikinci yüzyılında kritik bir eşikteyiz. Artık kalkınmaya bütüncül bir gözle bakmak zorundayız. Çünkü dünya çok hızlı değişiyor. Dijitalleşme, yeşil dönüşüm, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik artık sanayinin yeni dili, yeni düzeni haline geldi. İş süreçlerinin dijital ortamlarda verimli, güvenli ve sürdürülebilir şekilde yürütülmesi artık bir tercih değil, zorunluluk. Üretimde kaliteyi artırmak, maliyetleri azaltmak, rekabette öne çıkmak ve ihracatı güçlendirmek için dijital dönüşüm şart. Samsun iş dünyası olarak bu dönüşümün dışında kalmamız mümkün değil. Biz de Oda olarak üyelerimizi bu yolculukta desteklemek için projeler üretiyor, etkinlikler düzenliyor, politikalar geliştiriyoruz. Finansmana erişimden yeşil dönüşüm gerekliliklerine, dijitalleşme yatırımlarının teşvik edilmesinden nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesine kadar birçok alanda sorumluluk üstleniyoruz. Çünkü biliyoruz ki; üretim gücü yüksek, teknolojiyi doğru kullanan, sürdürülebilirliği işinin merkezine koyan bir Samsun; sadece bölgenin değil, ülkemizin geleceğinde çok daha büyük bir rol oynayacaktır" diye konuştu.
12 Aralık 2025 Cuma - 13:28
Mersin iş dünyası Doğu Anadolu’daki yatırım fırsatlarını radarına aldı
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), son dönemde Malatya, Elazığ ve Tunceli’ye yaptığı ziyaretlerin ardından bu kez Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) heyetini ağırladı. Şırnak’ın yatırım potansiyelinin anlatıldığı buluşmada, iki il arasında hayata geçirilebilecek ortak projeler değerlendirildi. Şırnak TSO Yönetim Kurulu Başkanı Osman Geliş ve Meclis Başkanı Zekeriya Ökten başkanlığındaki heyet, MTSO’da düzenlenen toplantıda bölgenin sunduğu yatırım olanaklarını anlattı. Görüşmede, Şırnak’ın tarım ve hayvancılık kapasitesi, Silopi’de kurulması planlanan Sera Organize Tarım Bölgesi ve Habur Sınır Kapısı yakınında planlanan Karma OSB projeleri hakkında sunum gerçekleştirildi. Toplantıya MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, Meclis Başkanı Hamit İzol, her iki ilin meclis ve yönetim kurulu üyeleri ile Şırnak Tarım ve Orman İl Müdürü Oktay Sezgin katıldı. "Yeni büyüme hikayesi Doğu’da yazılacak" MTSO Başkanı Hakan Sefa Çakır, Doğu ve Güneydoğu’nun barış ortamıyla birlikte önemli bir kalkınma sürecine girdiğini belirterek, "Artık batının doğuyu keşfetmesi lazım. Batı doyuma ulaştı, yeni büyüme hikayeleri Doğu Anadolu’da yazılmalı. Üretimin yerinde yapılması lojistik maliyetlerini düşürecek, karbon ayak izini azaltacak ve tersine göçü hızlandıracak" dedi. Çakır, Türkiye’nin her bölgesinin potansiyeli olduğunu ancak bu potansiyellerin birlikte hareket edilerek değerlendirilebileceğini kaydetti. "Ülkemize barış ve kardeşlik yaraşır" MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ise birlik mesajı vererek, "Biz iş insanları olarak süreci destekliyoruz. Bu sürecin başarıya ulaşması için hepimiz el ele vermeliyiz. Ülkemize barış, birlik ve kardeşlik yaraşır" diye konuştu. "Gelin beraber üretelim, beraber kazanalım" Şırnak TSO Başkanı Osman Geliş, bölgenin genç nüfusu, verimli toprakları ve stratejik konumuna dikkat çekti. Uzun yıllar batıya göç verdiklerini dile getiren Geliş, "Şimdi batının doğuya gelme zamanı. Güneşimiz, suyumuz, topraklarımız, güçlü altyapımız var. Şırnak; Irak, Suriye ve İran pazarlarına en yakın şehirlerden biri. 6. Bölge teşvikleri büyük avantaj sağlıyor. Gelin birlikte üretelim, birlikte kazanalım" ifadelerini kullandı. Şırnak TSO Meclis Başkanı Zekeriya Ökten de konuşmasında barış ve iş birliği vurgusu yaparak iki ilin ortak proje geliştirmesinin bölgesel kalkınmaya katkı sunacağını belirtti.
12 Aralık 2025 Cuma - 13:24
Kilogram fiyatı 2 TL’ye düşünce dalda çürümeye bırakılmıştı, 320 ton ürün vatandaşlara ücretsiz dağıtıldı
Hatay Büyükşehir Belediyesi, tarla fiyatı 2 TL’ye kadar düşen ve maliyeti sebebiyle dalda çürümeye bırakılan 320 ton ürünü satın alarak vatandaşlara ücretsiz olarak dağıttı. Türkiye’nin en verimli topraklarının yer aldığı Hatay’da bu yıl mandalina bereketi yaşanıyor. Adeta dalları kırılırcasına bereketli olan mandalina da fiyatta tarlada 2 TL’ye kadar geriledi. Satış fiyatının, toplama maliyetini karşılamaması üzerine yerel üreticiye destek olmak için Hatay Büyükşehir Belediyesi (HBB) harekete geçti. HBB, kırsal üretimin güçlendirilmesi ve toplumsal dayanışmanın artırılması hedefiyle önemli bir sosyal destek projesini hayata geçirdi. HBB Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı koordinesinde hem yerel üreticiyi desteklemek hem de ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak amacıyla Dörtyol, Erzin, Arsuz ve Samandağ ilçelerinden toplam 320 ton mandalina alımı gerçekleştirilerek vatandaşlara dağıtıldı. HBB Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından dağıtım süreçleri titizlikle yürütülerek, hem küçük ölçekli üreticilerin ürünlerinin ekonomiye kazandırılması sağlanıyor hem de meyve israfının önüne geçiliyor. Kış aylarında böyle düşünceli hizmetten dolayı memnuniyetlerini dile getiren vatandaşlar, HBB Başkanı Mehmet Öntürk’e ve yetkililere teşekkür etti. HBB yetkilileri; proje kapsamında bölgede üretilen mandalinaların ihtiyaç sahibi ailelere, okullara, yurtlara, konteyner kentlerde yaşayan vatandaşlara ve sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı gruplara ulaştırıldığını kaydetti.
12 Aralık 2025 Cuma - 13:08
Antalya’ya 2050 sözü: "Bu şehir için ortak bir gelecek inşa ediyoruz"
ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya’nın gelecek 25 yılına yön verecek stratejilerin ortak akılla belirleneceğini söyleyerek, "Antalya 2050 Vizyonu sadece bir plan değil, bu şehre verdiğimiz bir sözdür" dedi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda kentin sosyo-ekonomik yapısını geliştirmek ve yaşam kalitesini artırmak amacıyla Antalya’nın gelecek 25 yılına yön verecek stratejilerin ortak akılla belirleneceği "Antalya 2050 Vizyonu Arama Konferansı" başladı. ATSO öncülüğünde gerçekleştirilen konferans, ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman ev sahipliğinde, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Serik Kaymakamı Dr. Cemal Şahin, Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Büşra Özdemir, ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk, Antalya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere, Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, meslek kuruluşları, iş dünyası temsilcileri ve sivil toplum paydaşlarının geniş katılımıyla gerçekleşti. Üç gün sürecek olan etkinlik, tarım, turizm, ticaret/sanayi ve kentsel dönüşüm başlıkları altında dört oturum şeklinde ilerleyecek. Elde edilen çıktılar doğrultusunda her alan için hazırlanacak "Antalya 2050 Vizyonu Stratejik Yol Haritası Raporları" ilgili kurumlarla paylaşılarak, belirlenen stratejilerin hayata geçirilmesi için ATSO iş birliğinde projeler geliştirilecek. Antalya’nın uzun vadeli geleceğini ilk kez konuşacağız Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, şehrin geleceğini planlama konusundaki heyecanlarını vurgulayarak, "ATSO olarak şehrimizin geleceğini planlama konusunda büyük heyecan içinde olduğumuzu ifade etmek isterim. Çünkü ilk kez Antalya’nın uzun vadeli geleceğini konuşacağız, ilk kez camiamızın her kesiminden temsilcileri bir araya getiriyoruz ve ilk kez Antalya’yı farklı sektörler boyutunda, şehircilik boyutunda, insan, çevre ve iklim değişikliği boyutunda her açıdan değerlendireceğiz" dedi. Rakamlarla antalya dinamizmi Hacısüleyman, Antalya’nın ekonomik ve demografik gücüne dikkat çekerek, "Antalya bizler için bir memleket, bir yuva olmanın çok ötesinde bir il. Türkiye’nin en büyük altıncı ekonomisiyiz. Ülkemizde her yıl oluşturulan ekonomik katma değer 100 ise Antalya bunun 3,5’ini üretiyor. Tarımsal üretimde lider illerden biriyiz. Örtü altı üretimde ise birinci sıradayız. Her yıl 17 milyona yakın yabancı turist ağırlıyoruz. Ülkenin hizmet ihracatına, döviz gelirlerine en fazla katkı veren illerden biriyiz. Türkiye’deki konut satışlarının aşağı yukarı yüzde 4-5’i Antalya’da gerçekleşiyor. Nüfusumuz 3 milyona yaklaşıyor. Yurt içinden ve yurtdışından yüksek miktarda göç alıyoruz. Trafikteki araç sayısı 1,5 milyonu aştı. Ülkemizdeki her 5 araçtan biri Antalya yollarında. 500 binden fazla öğrencimiz, 40 bine yakın öğretmenimiz var" ifadelerini kullandı. Hacısüleyman, bu verilerin Antalya’nın dinamizmini gösterdiğini belirterek gelecek planlamalarının bu değişkenlere göre şekillenmesi gerektiğini kaydetti. Geleceğin kentini inşa etmek için bir aradayız Konuşulacak her konu, dile getirilen her öneri ve masaya yatırılacak her sorunun, 2050’nin Antalya’sına atılmış bir tohum olacağını belirten Başkan Hacısüleyman, "Bugün burada, sadece bir toplantı yapmak için değil; geleceğin Antalya’sını hep birlikte inşa etme sorumluluğunu üstlenmek için bir aradayız. Bir şehrin geleceği, yalnızca fiziki projelerle, yatırımlarla veya planlarla değil; o şehirde yaşayan insanların ortak aklıyla, birlikte ürettiği vizyonla, cesareti ve kararlılığıyla şekillenir. İşte bu konferans da tam olarak bu nedenle büyük önem taşıyor" dedi. Hacısüleyman, Antalya’nın ulusal ve uluslararası ölçekteki konumuna ilişkin değerlendirmesini yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Antalya, Türkiye’nin vitrin şehirlerinden biridir. Ekonomik olarak ülkemizin en güçlü merkezlerinden biri olmasının yanında, uluslararası ölçekte marka bir şehir olmayı başarmıştır. Türkiye için Antalya turizmin omurgası olduğu gibi, Antalya için de turizm bizim ekonomik yapılanmamızın omurgası. Yılda milyonlarca yabancı turistin kente gelmesi, Antalya’yı ekonomik olarak ayakta tutuyor. Antalya’yı dünyanın farklı kültürlerine ev sahipliği yapan bir ‘barış ve medeniyet vitrini’ hâline getirme konusunda daha fazla ne yapmamız gerektiğini de düşünmeliyiz." Tarım, teknoloji, girişimcilik ve dijital dönüşüm vurgusu Tarımda güçlü yönlerin yanında kırılganlıkların da bulunduğunu belirten Başkan Hacısüleyman, "Tarım konusunda hakikaten büyük bir üretim kapasitemiz var. Türkiye’yi besliyoruz, gelen misafirlerimizi besliyoruz, bir de üzerine ihracat yapıyoruz. Ama aynı zamanda bazı kırılganlıklarımız, bazı zayıf noktalarımız var. Bu konularda ne adımlar atmalı, neler üzerinde kafa yormalıyız? Karşı taraftan, tüm dünyayı saran iki ana eğilim var. Yeni nesil girişimcilik ve yüksek teknoloji yarışı. Antalya bu alanlarda da potansiyeli olan bir il. 2050 için planlarımız ne olmalı? Girişimcilik ekosistemini nasıl desteklemeliyiz? Antalya’nın yüksek teknolojili üretim alanlarını, girişimcileri destekleyen kuluçka merkezlerini, dijital dönüşüme hazır işletmeleri çoğaltmak için neler yapmalıyız? Bunları da konuşmamız gerekiyor" açıklamasında bulundu. Gücümüz insan kaynağı Konuşmasında kentin demografik çeşitliliğine de değinen Hacısüleyman; "Bir şehrin gerçek gücü, insan kaynağıdır. Antalya’nın en büyük avantajı da işte burada yatıyor. Çünkü ilimizde yaşayan yabancı misafirlerin payı son yıllarda hızla artıyor ve bu da Antalya’yı, Türkiye’nin en kozmopolit şehirlerinden biri yapıyor. Bu çeşitliliği enerjiye, sinerjiye, üretime, katma değere dönüştürmek için yapabileceğimiz çok şey var" diye konuştu. Artan şehirleşme ve iklim krizi ciddi riskler taşıyor Kentin büyümesine bağlı riskleri de sıralayan Başkan Hacısüleyman, sözlerini şöyle sürdürdü; "Antalya, ülkemizin en yüksek yaşam kalitesine sahip illerinden biri. Ancak artan nüfus, artan şehirleşme, yoğunlaşan trafik ve bunlara bağlı olarak gürültü kirliliği, görüntü kirliliği, çevre kirliliği gibi risklerimiz de giderek yükseliyor. Şehir içi ulaşım ağı, altyapı ve yeşil alanlarda güçlü, iddialı ve uzun vadeli planlara ihtiyaç var. İklim değişikliği artan yaklaşan bir tehdit olmanın ötesine geçti. Resmen hayatımıza girdi. Su kaynaklarımız azalıyor, sıcaklık artıyor, orman yangınları artıyor. Bunlar zamanla tarım sektörünü de turizm sektörünü de olumsuz etkilemeye başlayacak. Dolayısıyla 2050 vizyonumuz mutlaka, yeşil dönüşüm, yenilenebilir enerji, su yönetimi gibi konuları da içermek zorunda. Antalya ortak akılla büyüyecek Antalya’nın ortak akılla büyüyerek kalkınacağına inandıklarını vurgulayan Başkan Hacısüleyman, ortak akıl vurgusu yaparak, "Vizyon, bir kişinin değil, bir toplumun ürünüdür. 2050, bugünden hazırlanmazsa sadece bir tarih olur; ama bugün çalışırsak bir hedefe dönüşür. 2050 vizyonu konferansında, bilgi ile deneyimi buluşturacak, kamu, akademi, özel sektör ve sivil toplumu bir araya getirecek, fikirlerin çarpışmasına değil, birleşmesine zemin sağlayacak ve Antalya’nın geleceğine dair somut bir yol haritası oluşturacağız" ifadelerini kullandı. Geleceğe umutla bakan bir şehir inşa edeceğiz Antalya’nın geleceğini şekillendirecek güçlü bir adım attıklarını kaydeden Başkan Hacısüleyman, "Eminim ki buradan çıkacak fikirler, öneriler, projeler ve stratejiler, Antalya’nın geleceğini olumlu yönde değiştirecek, geleceğe umutla bakan bir şehir inşa etmemizi sağlayacaktır. Antalya 2050 Vizyonunun sadece bir plan değil; Antalya’ya verdiğimiz bir söz olmasını umuyoruz. Biz bu sözü, çocuklarımıza, torunlarımıza, bu şehre emek veren herkese ve bu eşsiz coğrafyaya veriyoruz" diye konuştu. "Bugünün meselesi su ve iklim" Antalya Valisi Hulusi Şahin, ATSO Arama Konferansı’nda yaptığı konuşmada kentin geleceğinin bugünden alınacak kararlarla belirleneceğini vurgulayarak, "25 yıl sonra dönüp baktıklarında Antalya’ya dair nasıl bir vizyon ortaya koyduğumuzu bugün burada yazdıklarımız gösterecek. Bu nedenle popülizme değil, gerçek sorunlara dokunan çözümlere odaklanmalıyız" dedi. Tarihe not düşecek nitelikte bir toplantıda bir araya gelindiğini belirten Vali Şahin, sosyal bilimlerin laboratuvarının tarih olduğunu hatırlatarak, geçmişten çıkarım yapmadan geleceğe dair doğru politika üretilemeyeceğini söyledi. Antalya’nın 30 yıl öncesiyle bugününün karşılaştırmasını yapan Şahin, turizm ve tarımda yaşanan büyük dönüşümlere dikkat çekti. 1980'li ve 90'lı yılların en büyük sorununun turistik yatak kapasitesi olduğunu hatırlatan Şahin, "Bugün Antalya’nın yatak kapasitesi birçok ülkenin toplamından fazla. O dönem eksik olan ne varsa bugün fazlasıyla var edildi. Ama artık başka şeyleri konuşuyoruz" dedi. Tarımda da benzer bir değişim yaşandığını vurgulayan Vali Hulusi Şahin, geçmişte en temel meselenin verimlilik ve mekanizasyon olduğunu, bugün ise su kıtlığı ve iklim krizinin ön planda olduğunu söyledi. "Artık üretimi değil, suyu konuşuyoruz. Antalya’nın en kıymetli varlığı su. Onu korumak ve doğru yönetmek zorundayız" diye konuştu. "En acil gündem: kentsel dönüşüm ve şehircilik" Arama Konferansı'nda tartışılan tüm başlıkların önemli olduğunu söyleyen Şahin, özellikle şehircilik ve kentsel dönüşüm konusunun kritik seviyede olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü; "Antalya’nın yapı stoğu ciddi anlamda yetersiz. Sadece bina yenilemek değil, şehirleri yeniden planlamak zorundayız. Kimi yerde zemin sıkıntılı, kimi yerde aşırı sıkışık yapılaşma var. Antalya merkez, Kumluca, Alanya… Hepsi bütüncül bir planlamaya ihtiyaç duyuyor." Antalya’da deprem riskinin düşük görülmesine rağmen yakın zamanda yaşanan 4.9’luk sarsıntının bir uyarı niteliğinde olduğunu belirten Şahin, "Oturduğumuz evlerin hangi yıllarda, hangi şartlarda yapıldığını düşünmek zorundayız" dedi. "2050’de bıraktığımız metinler olacak" Vali Şahin, "Bu konferanstan çıkacak her rapor, her öneri 2050’nin Antalya’sına ışık tutacak. Bugünün popülist tartışmaları hatırlanmayacak ama bugün çözüme kavuşturmadığımız her sorun geleceğe taşınacak. Gelin, bu kente kalıcı katkı sunan bir yol haritası oluşturalım" diye konuştu. Antalya sadece turizm değil, ticaret ve üretim üssü Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Büşra Özdemir, ATSO Arama Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Antalya’nın turizm kenti olmanın ötesinde güçlü bir ticaret merkezi ve tarımda dünya markası olma potansiyeline sahip bir üretim üssü olduğunu söyledi. Özdemir, kentin inovasyon ve girişimcilik alanında da giderek büyüyen bir çekim noktası haline geldiğini vurgulayan Özdemir, Antalya’nın geleceğinin tüm kurum ve kuruluşların işbirliğiyle şekilleneceğini belirtti. Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak, üst düzey yöneticiler ve yaklaşık 20 uzman personelle konferansa katkı sunduklarını kaydeden Özdemir, arama konferanslarının yalnızca sorunları değil, kentlerin potansiyellerini de ortaya koyduğunu dile getirerek, "Bugün burada yalnızca sorunları konuşmak için değil; çözümler üretmek, yeni fırsatlar keşfetmek ve sürdürülebilir, dirençli bir Antalya ekonomisi için güçlü bir yol haritası oluşturmak için toplandık" dedi. Konferanstan dijitalleşme, yeşil dönüşüm, iklim kriziyle mücadele, kent planlaması, istihdam ve üretim gibi birçok alanda yol gösterici sonuçlar beklediklerini belirten Özdemir, "Antalya’nın geleceğini birlikte konuşmak, birlikte karar almak ve birlikte uygulamak zorundayız" ifadelerini kullandı.
12 Aralık 2025 Cuma - 12:54
Merkez Bankası Başkanı Karahan: "Fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte kalıcı ve genele yayılan refah artışına ulaşacağız"
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Fiyat istikrarının sağlanması amacı doğrultusunda alınan mesafeyi önemsediklerini belirtti. Karahan, "Fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte kalıcı ve genele yayılan refah artışına ulaşacağız" dedi. Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), 2’nci Yüksek İstişare Konseyi toplantısını gerçekleştirdi. Ankara’da gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmalarını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan gerçekleştirdi. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ise programa onur konuğu olarak katıldı. Toplantıda konuşan Karahan, Merkez Bankası olarak real sektörle çift yönlü iletişime önem verdiklerini ifade ederek, şubelerinde görev yapan uzman ekiplerin, 2013 yılından bu yana firmalarla, real sektör temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirdiğini belirtti. Karahan, "Makro ve mikrobiyatrilerden yaptığımız analizleri, saha görüşmelerinden elde ettiğimiz bilgilerle destekliyoruz. Elde ettiğimiz bilgileri hem karar alma süreçlerinde kullanıyoruz, hem de çeşitli sektörlerdeki durum ve yapısal sorunlar hakkında tespit yapma fırsatı buluyoruz. Bunları ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla paylaşıyoruz. Bu kapsamda 2025 yılında iki bin 500’den fazla firmayla, son 5 yılda da toplamda yaklaşık 15 bin firma ile görüştük. Bu sene bu iletişimi bir adım öteye taşımaya karar verdik. Bu doğrultuda para politikası ve makroekonomik görünüm adlı toplantılar yapmaya başladık. Birçok şehirde sanayi ve ticaret odalarıyla, esnaf odalarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler gerçekleştirdik. Yeni yılda da bu toplantılara devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. "Fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte kalıcı ve genele yayılan refah artışına ulaşacağız" Yapılan çalışmalarda 3 temel öncelikleri olduğuna değinen Karahan, "Rezerv yeterliliğini sağlamak, KKM bakiyesini azaltmak ve fiyat istikrarını tesis etmek. Merkez Bankası net rezervlerinde 120 milyar dolardan fazla artış kaydettik. Geldiğimiz noktada Merkez Bankası rezervlerinin artık günlük bazda takip edilmediğini görüyoruz. Bu da bize piyasanın, rezervlerimizin belli bir yeterlilik seviyesine ulaştığını düşündüğünü söylüyor. Bildiğiniz gibi şartlı bir yükümlülük olan KKM hesaplarının bakiyesi 143 milyar dolara ulaşmıştı. Şu anda bu bakiyenin 1 milyar doların altına indiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu konuyu da başarıyla gündemden çıkarmış oluyoruz. Üçüncü ama en önemli önceliğimiz fiyat istikrarı. En önemli diyorum çünkü rezerv ve KKM konularının kök sebebi olan yüksek enflasyon, aynı zamanda vatandaşın alım gücünü ve yaşam standartını düşürüyor. Bu nedenle ilk olarak enflasyonu kontrol altına almayı hedefledik. Aldığımız tedbirlerle enflasyonun yüzde 75’i aşmamasını sağladık. Daha sonra dezenflasyonu tesis ettik ve geldiğimiz noktada enflasyonun yüzde 31 seviyesine indiğini görüyoruz. Fiyat istikrarının sağlanması amacı doğrultusunda aldığımız mesafeyi önemsiyoruz. Hem kısa dönem göstergeler hem de orta vadeli görünüm bize dezenflasyonun sürdüğünü ve süreceğini gösteriyor. Bu düşüşün kalıcılığını sağlamak için sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz. Elbette bu dönemde uygulanan politikaların real sektör üzerine bir takım etkileri söz konusu. Ancak geldiğimiz noktada ekonomideki büyümenin kompozisyonun değişerek devam ettiğini görüyoruz. Bununla birlikte ciddi bir sektörel dönüşümün de gerçekleştiği açık. Fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte kalıcı ve genele yayılan refah artışına ulaşacağız" dedi. "Fiyat istikrarı demek faizlerin kalıcı olarak düşük olması demek" Fiyat istikrarının önemine değinen Karahan, açıklamalarına şu sözlerle devam etti: "Bildiğiniz gibi fiyat istikrarına giden yolda bazı maliyetler olabiliyor. Bu maliyetlere neden katlanılması gerektiğini anlatmak istiyorum. Sonrasında bugüne kadar enflasyonda yaşadığımız düşüşü nasıl sağladığımızı, bunun hangi kaynaklar aracılığıyla gerçekleştiğini anlatacağım. Bu aynı zamanda bize bundan sonraki düşüşün nasıl olacağı hakkında da bir fikir verecek. Son olarak kamuoyunda sık sık konuşulan faiz kararlarımız hakkında bir değerlendirme yapmak istiyorum. Burada hem vatandaş için hem real sektör için önemli olan, belirleyici olan piyasadaki faizler. Piyasadaki faizler ne zaman düşer? Piyasa faizleri Merkez Bankası’nın politika faizinden nasıl ve ne ölçüde etkilenir? Bu etki hangi unsurlara bağlıdır? Bu konuda bir değerlendirme yapacağım. Böylelikle kararlarımızı alırken göz önünde bulundurduğumuz bazı unsurları da vurgulayacağım. Merkez Bankamızın internet sitesini açtığınızda sol üst köşede şöyle bir ifade görürsünüz. Merkez Bankası’nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Bu fiyat istikrarı konusu neden bu kadar önemli ki, temel amacı bu olan bir kurum kurulması gerekli görülmüş. Bir ülkenin refahı için fiyat istikrarı neden bu kadar kritik? Fiyat istikrarının önemini anlamanın yolu, fiyat istikrarı olmadığında yani yüksek enflasyon ortamında neyi kaybettiğimizi analiz etmekten geçiyor. Hepimiz dönem dönem yaşamışızdır. Bazı şeylerin kıymetini en iyi onu kaybettiğimizde anlarız. Bu nedenle önce yüksek enflasyonun maliyetini anlatarak başlamak istiyorum. Her şeyden önce yüksek enflasyon demek, alım gücünde düşüş demek. Ücretlerde yaşanan artışların refahı aynı ölçüde artıramaması demek, yaşam standartlarına yansımaması demek. Bunun yanında her ne kadar yüksek enflasyon dönem dönem yüksek büyüme ile birlikte görülse de aslında aynı zamanda istikrarsızlık demek. Yüksek enflasyon dönemlerinde büyümenin çok oynak olduğunu görüyoruz. Bazı dönemlerde çok yüksek olabilen büyüme takip eden dönemlerde yavaşlayabiliyor. Maliyet artışları da benzer şekilde hareket ediyor. Bu nedenle yüksek enflasyon dönemleri genelde öngörülebilirliğin son derece düşük olduğu dönemler. Bunun neticesinde de böyle dönemlerde uzun vadeli planların ve uzun vadede verimlilik artışı sağlayacak yatırımların yapılması zorlaşıyor. Dolayısıyla bu dönemler uzun sürdüğü takdirde ekonominin verimliliği düşüyor ve uzun vadeli potansiyeli de zarar görüyor. Fiyat istikrarını sağladığınızda ise aynı zamanda öngörülebilirliği tesis etmiş oluyorsunuz. Bunun yanında fiyat istikrarı demek faizlerin kalıcı olarak düşük olması demek ve finans sektörü tarafından uzun vadeli finansmanın uygun şartlarda sağlanabilmesi demek. Uzun vadeli finansman imkanı ve öngörülebilirlikle birlikte düşük enflasyon yatırım ortamında ciddi bir iyileşme sağlar. Bu iyileşme ile beraber uzun vadeli yatırımlar yapılabilir hale gelir. Ülkenin büyüme potansiyeli artar, büyüme sürdürülebilir hale gelir. Büyümenin getirdiği refah artışı toplumun birçok kesimi tarafından daha dengeli şekilde paylaşılabilir." "Özel tüketim büyümesinin dengelenmesi, ekonomideki büyüme için oldukça önemli" 2020 yılından sonra Türkiye’nin yeniden yüksek enflasyonla tanıştığına değinen Karahan, 5 yıllık süreçte enflasyonun ortalama olarak yaklaşık yüzde 45 olarak gerçekleştiğini ifade etti. Karahan, "Bu dönem aynı zamanda para politikasının gevşek olduğu, kredi maliyetlerinin düşük tutulduğu ve kredi miktarının da oldukça bol olduğu bir dönemdi. Yani yatırım yapmak isteyenin, finansmana ulaşmak isteyenin ne erişim ne maliyet açısından zorlanmayacağı bir ortamdı. Böyle bir dönemde yatırımların hızlanmasını beklersiniz. Ancak veriye baktığımızda fiyat istikrarı döneminde neredeyse yüzde 8’i bulan yatırım büyümesinin bu söz konusu dönemde hızlanmak bir yana yavaşladığını gördük. Bu son dönemin bir başka özelliği ise büyüme oranlarının fiyat istikrarı dönemine benzer olması. 2004-2019 yılları arasında ortalama yüzde 5.5 kadar büyüyen Türkiye ekonomisi, ondan sonraki 5 yılda da benzer oranda büyüdü. Peki yatırım büyümesi bu dönemde zayıfladı ise ekonomi nasıl aynı hızda büyümeye devam etti? Sorunun cevabı aslında özel tüketimde yatıyor. Fiyat istikrarı döneminde yıllık bazda yüzde 4.5 büyüyen özel tüketim, yüksek enflasyon döneminde yüzde 10 oranında ve neredeyse tarihi olarak en büyük seviyelerde büyüdü. Bu büyüme kompozisyonu çok sağlıklı değil. Verilere baktığımızda yüksek enflasyon döneminde yani 2020’den sonraki dönemde yatırımlar Yüzde 5.7 büyürken özel tüketim yüzde 10 oranında yani yatırımlardan çok daha yüksek oranda büyüyor. Üretim kapasitesinin bu hızla artmadığı bir ekonomide bu kadar hızlı özel tüketim büyümesi ancak ithalatla mümkün. Nitekim ekonomimizde de bunu gördük. 2023 başında cari açığın milli geliri oranı ithalattaki artış kaynaklı yüzde 5’i aştı. Fiyat istikrarını sağladığımızda bu büyüme kompozisyonunun geçmişte olduğu gibi düzeleceğini yani yatırım tüketim dengesinin çok daha sağlıklı seyredeceğini düşünüyoruz. Özel tüketim büyümesinin dengelenmesi ve büyüme kompozisyonunun iyileşmesi dezenflasyon için önemli olduğu kadar ekonomideki büyümenin dengeli olabilmesi için de oldukça önemli. Bildiğiniz gibi parasal sıkılaşmaya başlayalı iki yıldan fazla bir süre oldu. Geldiğimiz noktada büyüme kompozisyondaki dengelenmenin ne boyutta olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Şu anda baktığımızda yatırım büyümesinin yüzde 7,7 olduğunu özel tüketimdeki hızla artışında önemli ölçüde törpülendiğini görebiliriz. Ve tıpkı anlattığım gibi yatırım büyümesinin özel tüketimden daha hızlı olduğu ve dolayısıyla büyümenin daha sürdürülebilir olduğu bir görünüm elde etmiş olduk" ifadelerini kullandı.
12 Aralık 2025 Cuma - 12:52
Bakan Şimşek: "Enerji fiyatları ve ihracat cari dengeyi destekleyecek"
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Enerji fiyatlarındaki olumlu görünüm ve ihracat performansımızın cari dengeyi desteklemesi bekleniyor" dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından ekim ayı cari denge verilerini değerlendirdi. Bakan Şimşek, ekonomi yönetiminde elde kazanımları kalıcı hale getirmek için yapısal reformları kararlılıkla uygulamaya devam edeceklerini belirterek, şu ifadelere yer verdi: "Ekim ayında cari denge 0,5 milyar dolar fazla verdi. Yıllık cari açık 22 milyar dolar ile sürdürülebilir seviyelerde kalmaya devam etti. Altın hariç cari açık program döneminde belirgin şekilde iyileşti. Tasarruf tercihlerinde önemli yeri olan ve son dönemde fiyatı yükselen altın, artan dış ticaret açığında etkili oldu. Ekim ayında altın hariç cari denge 3,2 milyar dolar fazla verirken yıllık açık 2,6 milyar dolar gerçekleşti. Enerji fiyatlarındaki olumlu görünüm ve ihracat performansımızın cari dengeyi desteklemesi beklenirken elde ettiğimiz kazanımları kalıcı hale getirmek için yapısal reformları kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz."
12 Aralık 2025 Cuma - 12:42
Bakan Şimşek: "Ekim ayında cari denge 0,5 milyar dolar fazla verdi. Yıllık cari açık 22 milyar dolar ile sürdürülebilir seviyelerde kalmaya devam etti."
Bakan Şimşek: "Ekim ayında cari denge 0,5 milyar dolar fazla verdi. Yıllık cari açık 22 milyar dolar ile sürdürülebilir seviyelerde kalmaya devam etti."
12 Aralık 2025 Cuma - 12:20
Marmara Yüksek Teknoloji ve Makine İhtisas OSB’de doluluk oranı yüzde 90’ı aştı
Balıkesir’in Bandırma ilçesinde kurulumu devam eden Marmara Yüksek Teknoloji ve Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (OSB), kısa sürede önemli ilerleme kaydederek yüzde 90’ın üzerinde doluluk oranına ulaştı. OSB’nin tamamlanmasıyla birlikte yaklaşık 187 üretim tesisi ve 10 binin üzerinde istihdam oluşturulması hedefleniyor. OSB Yönetim Kurulu Başkanı Menderes Akar, bölgede yürütülen çalışmalar ve hedeflere ilişkin açıklamalarda bulundu. Akar, makine, otomotiv, savunma sanayi, enerji, bilişim, medikal, uydu, havacılık, kalıp ve elektronik gibi pek çok stratejik sektörde faaliyet gösterecek firmaların Marmara OSB’ye yoğun ilgi gösterdiğini söyledi. Akar açıklamasında, "Marmara OSB, Türkiye’nin stratejik üretim üssü olacak. Bölgemizi sadece üretim alanı olarak değil, aynı zamanda bilim ve teknolojinin merkezi hâline gelecek bir Ar-Ge üssü olarak tasarlıyoruz." ifadelerini kullandı. Akar, bölgenin her geçen gün daha fazla yatırımcı çektiğini belirterek, "Sanayicilerimizle birlikte yüksek teknoloji üretimini, bilimi ve yenilikçiliği aynı çatı altında buluşturuyoruz. Bu vizyonla büyümeye devam ediyoruz" dedi. Teknokent projesi hazırlanıyor Marmara OSB’nin Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi iş birliğiyle hayata geçireceği Teknokent Projesi kapsamında Teknoloji Üretim Merkezi, Ar-Ge ve Test Merkezleri ile Kuluçka Merkezi kurulması planlanıyor. Atık yönetiminde sıfır tolerans: "Bir Evin Atığından Daha Azdır" Saha gezisinde basın mensuplarına fabrikaların çevre standartları hakkında da bilgi verildi. OSB Yönetimi, özellikle atık kontrolü ve çevresel denetimlerin en üst seviyede tutulacağını vurguladı. Başkan Menderes Akar, atık yönetimi konusunda son derece net bir duruş sergilediklerini ifade ederek şu açıklamada bulundu: "Firmalar atıklarını rastgele atamayacak. Evde yağ atarsınız ama burada atamazsınız. Her fabrika kendi atık ayrıştırma tesisine sahip olmak zorunda. Atık çıkışları elektronik sensörlerle takip edilecek. Gerektiğinde uzaktan müdahale edebileceğimiz bir sistem kuruyoruz. Bu bölgedeki fabrikaların atığı, tabiri caizse bir evin atığından daha az olacak. Uluslararası standartlara uyum zorunlu; özellikle ihracat hedefleyen firmalar için karbon ayak izi kriterleri kritik önem taşıyor" dedi. Yenilenebilir enerji Marmara OSB’de yeşil enerji kullanımı öncelikli hedeflerden biri. Yönetim, OSB’deki tüm fabrikaların çatılarına güneş enerjisi sistemleri kurulabilmesi için gerekli yasal altyapının tamamlandığını duyurdu. Akar "Kendi enerjisini üreten, çevreye duyarlı, sürdürülebilir bir sanayi bölgesi olmak istiyoruz. Bu vizyonla ilerliyoruz." açıklamasında bulundu. Akar, yabancı yatırımcıların bölgeye olan ilgisinin arttığını belirtti. Bir Alman firmanın OSB’de yer aldığını, ayrıca farklı ülkelerden yatırımcılarla görüşmelerin sürdüğünü ifade etti. Yatırımcı sürecindeki işleyiş hakkında da bilgi veren Akar:"Biz bir anlamda belediye gibi çalışıyoruz. Altyapıyı hazırlıyoruz, arsaları planlıyoruz. Ön tahsiste bölgemizin yüzde doksanı doldu. Yatırımcıya arazi tahsis edildikten sonra süreler belirli: Ruhsat için 1 yıl, gerekirse +1 yıl uzatma, ardından 2 yıllık üretim süreci. Toplam 4 yıl içinde üretime geçilmezse, bakanlık devreye giriyor ve ciddi yaptırımlar uygulanıyor." dedi. OSB içerisinde ada ve yol hafriyatlarının büyük kısmının tamamlandığı, atık su ve içme suyu hatlarının, doğalgaz ve elektrik altyapılarının ise büyük oranda tamamlandığı bildirildi. Yol ve aydınlatma çalışmalarının da devam ettiği belirtildi. Akar, "Yol medeniyettir sözünün sahadaki karşılığını görüyoruz. Beton yol uygulamalarımız ve sokak aydınlatmalarımızla bölgemiz modern, düzenli ve dinamik bir kimliğe kavuştu."ifadelerini kullandı. 30 parselde tahsis gerçekleşti Altyapısı tamamlanan 30 sanayi parselinin tahsisi gerçekleştirildi. Bu parsellerden 17’sinin inşaat ruhsatını aldığı, 16’sında ise fabrika inşaatlarının başladığı açıklandı. Fabrikaların 2026 yılı içerisinde üretime geçmesi hedefleniyor. Akar,"2026’da üretime başlayacak tesislerimizle birlikte Marmara OSB güçlü bir üretim ekosistemine dönüşecek. Yeni fabrika yatırımlarıyla büyüme süreci hız kesmeden devam edecek." dedi. 2 milyar dolar ihracat hedefi Tam kapasiteye ulaşıldığında Marmara OSB’nin yıllık 2 milyar dolar ihracat hedeflediği bildirildi. Menderes Akar, ihracat vizyonuna ilişkin, "Attığımız her adım Türkiye’nin yüksek teknoloji vizyonu açısından büyük önem taşıyor. Ülkemizin üretim gücünü dünyaya taşıyan, katma değer kazandıran bir sanayi modeli oluşturuyoruz "şeklinde konuştu.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder