Yerel Haberler
Çankırı
Dr. Sarıkaya: “Glisemik indeksi düşük besinler daha uzun süre tok tutuyor” 17 Ocak 2025 Cuma - 12:02:27 Glisemik indeks ile ilgili bilgiler veren Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, glisemik indeksi düşük besinler bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağlarken, bu oranın yüksek olduğu besinlerde ise hızla acıkmakta olduklarını söyledi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, glisemik indeks ile ilgili önemli bilgiler verdi. Glisemik indeksi düşük besinlerin, bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağladığını belirten Dr. Sarıkaya, bu oranın yüksek olduğu besinlerin ise kandaki insülin miktarını hızla yükseltmekte, bunun sonucunda da kan şekerinin hızla düşmesine neden olmakta ve kişinin besin almasına rağmen hızla acıkacağını söyledi. Glisemik indeksinin yüksek olduğu besinlerin pankreas dengesini bozacağını kaydeden Dr. Sarıkaya, diyabet, hipertansiyon ve damar sertliğine de yol açabileceğini söyledi. “Glisemik indeksi düşük besinler bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağlarken bu oranın yüksek olduğu besinlerde ise hızla acıkmaktadır” Glisemik indeksinin yüksek olduğu besinlerin kandaki insülin miktarının hızla yükselteceğine değinen Dr. Sarıkaya, “Glisemik indeksi düşük besinler bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağlarken bu oranın yüksek olduğu besinler kandaki insülin miktarını hızla yükseltmekte ve bunun sonucunda da kan şekerinin hızla düşmesine neden olmakta ve kişi besin almış olmasına rağmen hızla acıkmaktadır. Bu, bir yandan ani yükselen kan şekerinin vücutta depolanmasının beraberinde getirdiği yağlanma yani kilo almaya, bir yandan da durumu dengelemek isteyen pankreasın aşırı ve dengesiz çalışmayla insülin üretmesine ve sonuçta kan şekerindeki bu ani değişikliklerin yıllar içinde genetik yatkınlığı olan kişilerde diyabetin ortaya çıkmasına, hipertansiyona, damar sertliğine yol açmaktadır. Gıdaların glisemik indeksi, gıdaların yapısında bulunan maddelere ve miktarlarına bağlı olarak, besinlerin depolanma süresine bağlı olarak, gıdanın pişirilme süresine ve pişirilme yöntemine göre, yiyeceklerin hazırlanma aşamalarında görmüş olduğu işlemlere göre, gıdanın birlikte tüketildiği diğer gıda ve içeceklere göre, gıdanın tüketildiği sıcaklığına göre, besin maddesinin tüketilme hızına bağlı olarak, yiyeceklerin tazeliğine ve olgunluğuna bağlı olarak, gıdaların yetiştirildiği toprak ve iklim özelliklerine göre ve besinlerin bağırsaklarda sindirilme süresine bağlı olarak değişkenlik gösterir” dedi. Glisemik indeksinin yüksek ve düşük olduğu besinlere değinen Dr. Sarıkaya, “Glisemik indeksi yüksek besinler; beyaz ekmek, glikoz, haşlanmış patates, karpuz, kavun, mayasız buğday ekmeği, mısır gevreği, patates kızartması, patates püresi, haşlanmış pirinç, pirinç cipsi, pirinç krakeri, pirinç lapası, pişmiş havuç ve şekerli mısır. Glisemik indeksi düşük besinler ise fındık, badem, ceviz, baklagiller, kepekli pirinç, meyve, sebze, tam buğday ekmeği ve yoğurttur” diye konuştu.
15 Ocak 2025 Çarşamba - 14:21 Rektör Çiftçi: "ÇAKÜ Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacaktır" Son dönemde uluslararası alanda yaptığı projelerle dikkat çeken Çankırı Karatekin Üniversitesi, farklı ülkelerle yaptığı iş birlikleri ile akademik alanda önemli başarılara imza atıyor. Üniversitenin önemli bir tecrübeye sahip olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Harun Çiftçi, "Üniversitemiz sadece Afrika ülkeleri değil, Orta Doğu’da, Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacaktır" dedi. Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin (ÇAKÜ) Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, son dönemde üniversitenin ön plana çıktığı uluslararasılaşma çalışmaları ile ilgili bilgi verdi. Rektör Çiftçi, Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin en önemli özelliğinin insan odaklı ve dönüşüme açık olması olduğunu belirtti. 2021 yılında göreve başladıklarında akredite edilmiş hiçbir programın olmadığına değinen Çiftçi, 12 programın akredite edildiğini söyledi. ÇAKÜ’nün uluslararasılaşma noktasında ciddi bir potansiyelinin olduğunu kaydeden Çiftçi, sadece Afrika’da değil, Suriye’nin yapılanması noktasında akademik destek sağlayabileceklerini ifade etti. “12 programımız akredite edilmiş oldu” Akredite oranlarının daha da yükseleceğini söyleyen Çiftçi, “Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin en önemli özelliği, insan odaklılığının yanında, dönüşüme en açık olan üniversitelerden birisi. Akreditasyon süreçleri ile ilgili yükseköğretim kurumlarında bir hareketlenme başladı. Göreve geldiğimiz 2021 yılında akredite edilmiş programımız yokken, bugün 12 programımız akredite edilmiş oldu. 7 programımız ön lisans düzeyinde. Onların da belgelerini aldık. 5 programımız ise lisans düzeyinde, onlarında belgelerini inşallah değerlendirmeler tamamlanınca yakın bir süreçte alacağız. Biz ortaya ciddi hedefler koyuyoruz. Üniversitemizin odağına baktığımızda, sağlık alanındaki öğrenci sayımız ve çeşitliliği oldukça fazla. Bu yüzden sağlık alanında da bir cazibe merkezi olması için önümüzdeki yıl tüm sağlık ile ilgili programlarımızı akredite etmek istiyoruz. Akreditasyon, eğitimin niteliğini ve kalitesinin en önemli özelliği. Bu vesile ile eğitimimizin niteliği noktasında kendimizi ifade etmek istersek, akreditasyon belgelerini mümkün olduğu kadar bölümlere yaymak zorundayız. Özellikle birçok kurumsallaşmış ve eskiye dayalı üniversitelere baktığımızda, akreditasyon yüzdeleri yüzde 10 civarında. Şu anki süreçte bile bizim akreditasyon oranımız yüzde 15’lerde. Tabii bu oranları ilerleyen süreçlerde yüzde 40’lara kadar çıkartmak istiyoruz. Bizim avantajımız ise üniversiteye nitelikli öğrenci gelecek. Ayrıca, öğrenciler burada belge sahibi olunca Avrupa’nın birçok yerinde geçerliliği olacak” dedi. “Orta Doğu’da, Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacağız” İhtiyaç halinde çeşitli ülkelerin akademik anlamda yanlarında olabileceklerini belirten Çiftçi, “Ayrıca üniversitemiz, birçok hedeflerini gerçekleştirmenin mutluluğunu da yaşamakta. Özellikle, üniversitemizde fiziki altyapılar noktasında ciddi yatırımlar var. Birçok yatırımın bir sonraki dönemlere ertelendiği süreçte, bizim üniversitemizde sanki yeni bir üniversite açılıyormuşçasına inşaatlarımız yoğun bir şekilde devam etmektedir. Üniversiteler toplumla buluşmalı, toplum ile iç içe olmalıdır. Bu yüzden üniversitemizi insanlara yakın bir duruma da getirmek istiyoruz. Başta Sudan olmak üzere Cibuti, Etiyopya, Somali gibi bize ihtiyaç duyulan her ülkenin yükseköğretim kurumları olarak yanlarında olmak zorundayız. Dolayısıyla bu alanda tecrübesi olan Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin de bu işi seve seve yapacağını da ifade etmek isterim. ÇAKÜ sadece Afrika ülkeleri değil, Orta Doğu’da, Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacaktır. Uluslararasılaşma noktasında da üniversitemizin ciddi bir potansiyeli var. Uluslararasılaşmanın sadece gelen öğrenciler ve akademisyenler için değil, aynı zamanda uluslararası düzeyde etkinlikler ve kongreler düzeyinde de olması için çaba sarf ediyoruz” diye konuştu.
14 Ocak 2025 Salı - 09:41 Bakır bazlı hidrazon bileşiği ile meme kanserine karşı yeni umut Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Ahi Evran Üniversitesi’nden kimyager, biyolog ve fizikçi akademisyenlerin bir araya geldiği ekip, bakır bazlı yeni bir hidrazon bileşiği sentezleyerek meme kanseri tedavisinde potansiyel bir ilaç olarak kullanılabileceğini ortaya koydu. Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Ahi Evran Üniversitesi’nden kimyager, biyolog ve fizikçi akademisyenlerden oluşan bir ekip, bakır bazlı yeni bir hidrazon bileşiği sentezledi. Araştırma sonucunda, bu bileşiğin meme kanseri tedavisinde potansiyel bir ilaç olarak kullanılabileceği tespit edildi. Laboratuvar ortamında yapılan çalışmada, meme kanserine yakalanmış 50 yaşındaki bir kadından alınan insan hücreleri test edildi. Yapılan testte, hücrenin büyümesinin engellenmesi gözlemlendi. Sentezledikleri bakır bazlı bileşiğin potansiyel bir yerli ilaç olabileceğini belirten Çankırı Karatekin Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Yüksektepe Ataol, hem meme kanserine umut, hem de yerli ilaç portföyünün genişletilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi açısından önemini vurguladı. “Bakır komplekslerinin meme kanseri tedavisinde önemli bir yer aldığını düşünüyoruz” Bakırın çinko ve demirden sonra gelen önemli bir element olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çiğdem Yüksektepe Ataol, “Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Ahi Evran Üniversitesi’nden kimyager, biyolog ve fizikçi arkadaşlarımızla bir ekip oluşturduk. Uzun zamandır bu konular üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Hidrazon ve metal kompleklerinin antibakteriyel ve antikanser çalışmaları üzerinde önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Biz de bu sebeple hidrazon bileşiğini içeren bakır bazlı yeni bir bileşik sentezledik. Bu sentezimiz ile Dünya Sağlık Örgütü’nün insan sağlığını ciddi anlamda tehdit eden ve birden fazla antibiyotiğe direnç gösteren bakteri türlerine etkisini inceledik. Ardından ise antikanser çalışmalarına odaklandık. Aslında bakır, insan vücudunda çinko ve demirden sonra gelen üçüncü önemli bir element. Bakır komplekslerinin yan etkileri oldukça düşük ve hücresel direnç gösterme riski az. Bu yüzden bakır komplekslerinin meme kanseri tedavisinde önemli bir yer aldığını düşünüyoruz. Biz de bakır komplekslerini içeren bir birleşik sentezleyerek aslında yeni bir ilaç ve meme kanserini tedavi edici bir potansiyel oluşturacağını düşünüyoruz. Yaptığımız bileşiği, insan hücresi olan MDA-MB-231 meme kanseri hücre hattı üzerinde test ettik. Bu, geç evrede ortaya çıkan güçlü, negatif ve agresif kanser hücresi. Çalışmalarımızda bu birleşiklerimizin sitotoksisite sonuçları kontrol grubuna kıyasla bileşiğin kanser hücrelerindeki büyümeyi, düşük dozlarda bile durdurduğunu ortaya koyuyor” dedi. “Bizim test sonuçlarımızda hücrenin büyümesini engellemesine dair sonuçlarımız var” Yapılan testler sonucunda hücrenin büyümesinin engellendiği görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Çiğdem Yüksektepe Ataol, “Aslında yaptığımız bileşiğin potansiyel bir yerli ilaç olması yönünde yenilikçi bir alternatif oluşturduğunu düşünüyoruz. Meme kanserinin tedavi yöntemleri var. Ama tabii ki gerekli testlerin yapılması lazım. Bizim yaptığımız bu çalışma sadece laboratuvar ortamında. Ama insan hücresi üzerinde, kansere yakalanmış 50 yaşındaki bir kadından alınmış olan kanser hücresi üzerinde çalışmalar yaptık. Biz sadece laboratuvar ortamındaki etkisini gördük. Daha fazla denemelere ihtiyacımız var. Daha fazla denemeler yapıldıktan sonraki amacımız, patentli üretim aşamasına taşımak. Bu yüzden ekibimiz ile bir TÜBİTAK projesi içerisindeyiz. TÜBİTAK’ın öncelikli alanları arasında yer alıyor, Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma amaçlarına katkı sağlıyor. Bu çalışmanın ülke ekonomisine de büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yerli ilacın üretimi ile Türkiye ilaç portföyüne yüksek katma değerli ürünlerin dahil edilmesi gerekiyor. Böyle ürünlerin dahil edilmesi ile beraber yerli ilaç üretimi teşvik edilecek ve maliyette düşecek. Bizim test sonuçlarımızda hücrenin büyümesini engellemesine dair sonuçlarımız var. Tabii ki klinik sonuçlarda da yan etkileri ve detayına bakılması gerekir. Bu çalışmanın ülke ekonomisine de büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yerli ilacın üretimi ile Türkiye ilaç portföyüne yüksek katma değerli ürünlerin dahil edilmesi gerekiyor. Böyle ürünlerin dahil edilmesi ile beraber yerli ilaç üretimi teşvik edilecek ve maliyette düşecek. Bizim test sonuçlarımızda hücrenin büyümesini engellemesine dair sonuçlarımız var. Tabii ki klinik sonuçlarda da yan etkileri ve detayına bakılması gerekir” diye konuştu.
Sulama projeleri ve su verimliliği seferberliği Çankırı’yı tarımsal üretimde üst seviyeye taşıyacak
03 Haziran 2024 Pazartesi - 10:46 Sulama projeleri ve su verimliliği seferberliği Çankırı’yı tarımsal üretimde üst seviyeye taşıyacak Çankırı’da yapılan tarımsal sulama projeleri ve "Su Verimliliği Seferberliği" ile tarımsal üretimin üst seviyeye taşınması hedefleniyor. Konu ile ilgili açıklama yapan İl Tarım ve Orman Müdürü Dr. Hüseyin Düzgün, "Önümüzdeki dönemlerde projeler tamamlandığında tarımsal üretimde Çankırı ilimizin çok iyi yerlere geleceğini biliyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğünde doğal kaynakları korumak amacıyla başlatılan “Su Verimliliği Seferberliği”, Çankırı’da başarı ile yürütülüyor. Bir yandan şehrin dört bir yanında yapılan göletler, barajlar ile tarımsal sulamada yeni boyut kazandırılan Çankırı’da "Su Verimliliği Seferberliği" ile de çiftçiler bilinçlendiriliyor. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar ile vahşi sulamanın önüne geçilmesi hedefleniyor. Devam eden sulama projelerinin tamamlanması ve çiftçilerin suyu daha etkin kullanmasının sağlanması ile Çankırı’nın tarımsal üretimde üst seviyeye taşınması hedefleniyor. Konu ile ilgili İHA muhabirine konuşan Çankırı İl Tarım ve Orman Müdürü Dr. Hüseyin Düzgün, arazilerdeki suyu verimli kullanılması için etkin bir uygulama başlattıklarını belirtti. "Suyu tarımsal açıdan da etkin kullanmak için gayret ediyoruz" Suyu tasarruflu kullanmaya çalıştıklarını söyleyen İl Tarım ve Orman Müdürü Dr. Hüseyin Düzgün, “Cumhurbaşkanımızın eşi hanımefendi Emine Erdoğan’ın himayelerinde ülkemiz genelinde başlatılmış olan ‘Su Verimliliği Seferberliği’ ilimizde de Allah’a şükür etkin bir şekilde uygulanmaya başlandı. Arazideki suyu etkin kullanmak için vahşi sulamadan kurtulup yağmurlama, damlama ve kapalı sulama sistemi gibi projeler yapıp, suyu tarımsal açıdan da etkin kullanmak için gayret ediyoruz. İklim değişikliği dünyanın bir gerçeği. Bu hususta ilimiz Allah’a şükür sulama projeleri açısından çok kaliteli proje üreten, çoğu köylere baraj büyüklüğünde göletlerin yapıldığı, büyük barajların ve büyük projelerin yapıldığı bir iliz. Önümüzdeki dönemlerde bu projeler tamamlandığında tarımsal üretimde Çankırı ilimizin çok iyi yerlere geleceğini biliyoruz. Suyu, etkin ve tasarruflu kullanarak hem çiftçimizin kazanacağı hem de suyumuzu tasarruflu kullanacağımız bir altlık oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.
İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: “İyotlu tuz kullanalım, kendimizin, ailemizin ve toplumun sağlığına sahip çıkalım”
02 Haziran 2024 Pazar - 13:38 İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: “İyotlu tuz kullanalım, kendimizin, ailemizin ve toplumun sağlığına sahip çıkalım” İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulunan Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, “İyotlu tuz kullanalım, kendimizin, ailemizin ve toplumun sağlığına sahip çıkalım” dedi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, ‘İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi Haftası’ çerçevesinde açıklamalarda bulundu. İyotlu tuzun önemine değinen Dr. Sarıkaya, Tüketilen besinlerden yeterli iyot alınmadığı için dışardan iyot alınması gerekmekte olup bunun da en uygun, en ucuz ve en kolay yöntemi iyotlu tuz kullanılması olduğunu söyledi. İyotlu tuzun önemine değinen Dr. Sarıkaya, “Dünyada ki önlenebilir zihinsel geriliğin başlıca nedeni olan iyot, insan vücudunda çok az miktarda bulunan normal büyüme ve gelişme için gerekli olan bir eser elementtir. Vücudumuza besinler, su ve deniz ürünleri tüketimi ile alınır. Ancak besinlerde ve o besinlerle beslenen hayvanların etlerinde de yeterli iyot bulunmamaktadır. Tükettiğimiz besinlerden yeterli iyodu alamadığımız için dışardan iyot alınması gerekmekte olup bunun da en uygun, en ucuz ve en kolay yöntemi iyotlu tuz kullanılmasıdır. Bir kişinin günlük olarak kullandığı tuz miktarı 5 gramı geçmemeli ve iyotlu tuz kullanılmalıdır. Unutmayalım ki bazı hastalıkları önlemek elimiz de, iyotlu tuz kullanalım kendimizin, ailemizin ve toplumun sağlığına sahip çıkalım” diye konuştu.
“Mahzen-49”operasyonunda 32 tutuklama
31 Mayıs 2024 Cuma - 19:01 “Mahzen-49”operasyonunda 32 tutuklama Çankırı merkezli 9 ilde düzenlenen “Mahzen-49” operasyonda çökertilen suç örgütünün, elebaşı Durmuş Görmez’in de aralarında bulunduğu üyesi 32 şüpheli tutuklandı. Şahısların adliyeden cezaevine sevki sırasında suç örgütü elebaşı, gazetecilere, “Örgüt lideri olsaydım, tırlarım, kamyonlarım olurdu” diye bağırdı. Edinilen bilgiye göre, Çankırı merkezli 9 ilde düzenlenen “Mahzen-49”operasyonunda, elebaşı Durmuş Görmez’in olduğu organize suç örgütü çökertilmişti. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından duyurulan operasyonda, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde, Çankırı İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ve Narkotik Şube Müdürlüğü tarafından Çankırı merkezli Ankara, İstanbul, Rize, Kastamonu, Kırıkkale, Çorum, Düzce ve Sakarya’da belirlenen adreslere operasyon düzenlendi. 105 adres, 122 şahsa yönelik yapılan Özel Harekat destekli operasyon çerçevesinde, şu ana kadar toplam 110 şahıs yakalandı. Operasyon çerçevesinde, 120 şahsın da konu ile alakalı beyanı alındı. Elebaşının da aralarında olduğu 32 kişi tutuklandı Operasyonda gözaltına alınan 50 şüpheli adliyeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkartılan şahıslardan, aralarında elebaşı Durmuş Görmez’in de bulunduğu 32 kişi tutuklandı, 10 şahıs adli kontrol şartıyla, 8 şahıs ise savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Yapılan operasyonun Çankırı’da bugüne kadar yapılan en büyük operasyon olduğu öğrenildi. “Örgüt lideri olsaydım, tırlarım, kamyonlarım olurdu” Tutuklanan şahıslar, geniş güvenlik önleminin ardından cezaevine gönderildi. Şahısların adliyeye sevki sırasında Durmuş Görmez, kendisini görüntüleyen gazetecilere, “Örgüt lideri olaydım şimdi tırlarım, kamyonlarım, dairelerim olurdu” diye bağırdı. Operasyonda ele geçirilenler şoke etti Operasyon çerçevesinde yapılan ikamet ve iş yeri aramalarında 26 adet ruhsatsız tabanca, 27 adet ruhsatsız tüfek, 6 adet kurusıkı tabanca, 25 adet tabanca şarjörü, 248 adet tabanca parçası, 14 adet tarihi eser niteliğindeki parça, farklı çaplarda 4 bim391 adet fişek, 106 adet bıçak, 15 adet jop ve sopa, 5 adet muşta, 529 adet sentetik ecza hapı, 18 gram esrar ve kullanımlık kokain, metamfetamin maddesi, 98 gram bonzai, 344 bin TL suçtan elde edildiği değerlendirilen para, 458 adet yazılı senet ele geçirildi.
“Mahzen-49”operasyonunda 32 tutuklama
31 Mayıs 2024 Cuma - 18:50 “Mahzen-49”operasyonunda 32 tutuklama Çankırı merkezli 9 ilde düzenlenen “Mahzen-49” operasyonda çökertilen suç örgütünün, elebaşı Durmuş Görmez’in de içerisinde bulunduğu üyesi 30 şüpheli tutuklandı. Şahısların adliyeden cezaevine sevki sırasında elebaşı, gazetecilere, “Örgüt lideri olsaydım, tırlarım, kamyonlarım olurdu” diye bağırdı. Edinilen bilgiye göre, Çankırı merkezli 9 ilde düzenlenen “Mahzen-49”operasyonunda, elebaşı Durmuş Görmez’in olduğu organize suç örgütü çökertilmişti. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından duyurulan operasyonda, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde, Çankırı İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ve Narkotik Şube Müdürlüğü tarafından Çankırı merkezli Ankara, İstanbul, Rize, Kastamonu, Kırıkkale, Çorum, Düzce ve Sakarya’da belirlenen adreslere operasyon düzenlendi. 105 adres, 122 şahsa yönelik yapılan Özel Harekat destekli operasyon çerçevesinde, şu ana kadar toplam 110 şahıs yakalandı. Operasyon çerçevesinde, 120 şahsın da konu ile alakalı beyanı alındı. Elebaşının da aralarında olduğu 32 kişi tutuklandı Operasyonda gözaltına alınan 50 şüpheli adliyeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkartılan şahıslardan, aralarında elebaşı Durmuş Görmez’in de olduğu 32 kişi tutuklandı, 10 şahıs adli kontrol şartıyla, 8 şahıs ise savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Yapılan operasyonun Çankırı’da bugüne kadar yapılan en büyük operasyon olduğu öğrenildi. “Örgüt lideri olsaydım, tırlarım, kamyonlarım olurdu” Tutuklanan şahıslar, geniş güvenlik önleminin ardından cezaevine gönderildi. Şahısların adliyeye sevki sırasında Durmuş Görmez, kendisini görüntüleyen gazetecilere, “Arkadaşlar, örgüt lideri olaydım şimdi tırlarım, kamyonlarım, dairelerim olurdu” diye bağırdı. Operasyonda ele geçirilenler şoke etti Operasyon çerçevesinde yapılan ikamet ve iş yeri aramalarında 26 adet ruhsatsız tabanca, 27 adet ruhsatsız tüfek, 6 adet kurusıkı tabanca, 25 adet tabanca şarjörü, 248 adet tabanca parçası, 14 adet tarihi eser niteliğindeki parça, farklı çaplarda 4 bim391 adet fişek, 106 adet bıçak, 15 adet jop ve sopa, 5 adet muşta, 529 adet sentetik ecza hapı, 18 gram esrar ve kullanımlık kokain, metamfetamin maddesi, 98 gram bonzai, 344 bin TL suçtan elde edildiği değerlendirilen para, 458 adet yazılı senet ele geçirildi.
İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: “Sigara dumanından kaynaklanan toksinler vücudun pek çok organında hasara yol açmaktadır”
31 Mayıs 2024 Cuma - 12:30 İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: “Sigara dumanından kaynaklanan toksinler vücudun pek çok organında hasara yol açmaktadır” Dünya Tütünsüz Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, “Sigara dumanından kaynaklanan toksinler vücudun pek çok organında hasara yol açmaktadır” dedi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, ’Dünya Tütünsüz Günü’ çerçevesinde açıklamalarda bulundu. Sigara dumanından kaynaklanan toksinlerin vücudun pek çok organında hasara yol açtığını belirten Dr. Sarıkaya, Sigaranın tüm kanser nedenli ölümlerin yüzde 40’ından, kardiyovasküler hastalık nedenli ölümlerin yüzde 21’inden sorumlu olduğunu söyledi. Dumansız mekanların önem kazandığını belirten Dr. Sarıkaya, “Tütün kullanımı tüm dünyada önde gelen ölüm nedenlerinden bir tanesidir. Sigara dumanından kaynaklanan toksinler vücudun pek çok organında hasara yol açmaktadır. Sigara tüm kanser nedenli ölümlerin yüzde 40’ından, kardiyovasküler hastalık nedenli ölümlerin yüzde 21’inden sorumludur. Artık tüm dünyada sigaranın sadece içen kişilere zarar vermediği konuşulmaktadır. İkinci hatta üçüncü el sigara içiminin öneminden bahsedilmektedir. İkincil el sigara içiciliği olarak da bilinen pasif içicilik sigara ile ilişkilendirilen ölümlerin neredeyse %10’unu oluşturmaktadır. Parkelere, perdelere, mobilyalara sinen sigara dumanı ve içeriğindeki zararlı toksinler özellikle yaşlılar ve çocuklar daha yüksek dozda ve daha uzun süre bu toksinlere maruz kalmalarına neden olmaktadır. Tüm bu nedenlerden ötürü yüzde 100 dumansız mekanlar önem kazanmaktadır. Bu amaçla ülkemizde ciddi politikalar geliştirilmiştir ve sigarasız iç ortamlar için önemli adımlar atılmıştır. Son yıllarda sigara içme oranlarının yeniden artmaya başladığı kaydedilmektedir. Gün geçtikçe zararsız oldukları algısı ile nargile, filtreli sigaralar, elektronik sigaralar ve diğer tütün ürünlerinin kullanımı içilen sigaralar ile yer değiştirebilmektedir. Özellikle gençlerin ve kadınların sigaraya başlamalarını önleyecek girişimler bu mücadelede en kıymetli noktalardan biri olarak sürdürülmelidir" dedi. Tütün ürünlerini tüketen insanların ömür boyu devam edecek sağlık sorunları ile karşılaştığını belirten Sarıkaya, "Tütün kullanımı, hane halkı harcamalarını gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçlardan tütüne yönlendirerek yoksullaşmaya katkıda bulunmaktadır. Tütün ürünü kullanımı nedeniyle dünya genelinde her yıl 8 milyon insan hayatını kaybetmektedir. Hamilelik döneminde tütün ürünü kullanmak, bebekler için ömür boyu sürecek çeşitli sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Kısaca tütün ürünleri pasif etkilenim yoluyla, kullanmayanlar için de ölümcül zararlar vermektedir” diye konuştu.
Kurulacak OSB ile 3 bin nüfuslu ilçede tersine göç hedefleniyor
30 Mayıs 2024 Perşembe - 10:30 Kurulacak OSB ile 3 bin nüfuslu ilçede tersine göç hedefleniyor Çankırı’nın 3 bin nüfusa sahip Orta ilçesinde altyapı çalışmaları devam eden organize sanayi bölgesindeki fabrikaların hayata geçmesi ile ilçeye tersine göç yaşanması hedefleniyor. Çankırı’nın Orta ilçesinde 2016 yılında projesine başlanılan Orta Organize Sanayi Bölgesi’nde altyapı çalışmaları yüzde 48’e ulaştı. 3 bin nüfusa sahip ilçede kurulan OSB’deki altyapı çalışmalarının Temmuz ayında bitmesi hedefleniyor. Altyapı çalışmalarının tamamlanmasının ardından, yer tahsisleri yapılan firmalar fabrikalarını inşa etmeye başlayacak. 53 adet sanayi parseliyle biçimlendirilen ve 3 bin 600 metrekare ile 43 bin metrekare aralarında parsel ölçülerine sahip olacak OSB, oto yedek parça, kumaş, paketleme, küçük ev aletleri gibi firmalara ev sahipliği yapacak. Organize sanayi bölgesindeki çalışmaları yerinde inceleyen Orta Belediye Başkanı Ömer Bezci, oluşacak istihdam imkanı ile ilçeye tersine göçün başlamasını hedeflediklerini söyledi. ’İstanbul ve Ankara’da yaşayan vatandaşlarımız dönmek istiyor’ Çalışmalarla ilgili bilgi veren Başkan Ömer Bezci, “Bir ilçenin gelişim için en önemli şeylerden bir tanesi sanayi. Eskiden böyle bir yatırım kararı çıkartmışlar, belli bir seviye ye de getirmişler. Ben de yaklaşık iki aydır buradayım. Bundan öncesine kadar yüzde 12 olan alt yapı çalışmaları bugün yüzde 48 seviyesine yükseldi. Allah nasip ederse Temmuz ayı içerisinde alt yapıyı tamamen bitiriyoruz. Ciddi olduğunu düşündüğümüz, 6-7 firmaya da yer tahsisi yaptık. Bu firmaların 3 tanesi Temmuz ayında burada temel atacak. Allah’ın izniyle fabrika bacaları tütmeye başlayacak. Oto yedek parça, kumaş, paketleme, küçük ev aletleri yapacak fabrikalar olacak. Bizim ilçemizdeki vatandaşların birçoğu Ankara ve İstanbul’da yaşıyor. Bu insanların büyük bir kısmı Orta ilçesine dönmek istiyorlar. Onların beklentileri burada iş sahası ve konut olması. Bu yatırımla tersine göç bekliyoruz” dedi.