Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Çankırı
Dr. Sarıkaya: “Glisemik indeksi düşük besinler daha uzun süre tok tutuyor”
17 Ocak 2025 Cuma - 12:02:27
Glisemik indeks ile ilgili bilgiler veren Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, glisemik indeksi düşük besinler bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağlarken, bu oranın yüksek olduğu besinlerde ise hızla acıkmakta olduklarını söyledi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, glisemik indeks ile ilgili önemli bilgiler verdi. Glisemik indeksi düşük besinlerin, bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağladığını belirten Dr. Sarıkaya, bu oranın yüksek olduğu besinlerin ise kandaki insülin miktarını hızla yükseltmekte, bunun sonucunda da kan şekerinin hızla düşmesine neden olmakta ve kişinin besin almasına rağmen hızla acıkacağını söyledi. Glisemik indeksinin yüksek olduğu besinlerin pankreas dengesini bozacağını kaydeden Dr. Sarıkaya, diyabet, hipertansiyon ve damar sertliğine de yol açabileceğini söyledi. “Glisemik indeksi düşük besinler bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağlarken bu oranın yüksek olduğu besinlerde ise hızla acıkmaktadır” Glisemik indeksinin yüksek olduğu besinlerin kandaki insülin miktarının hızla yükselteceğine değinen Dr. Sarıkaya, “Glisemik indeksi düşük besinler bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağlarken bu oranın yüksek olduğu besinler kandaki insülin miktarını hızla yükseltmekte ve bunun sonucunda da kan şekerinin hızla düşmesine neden olmakta ve kişi besin almış olmasına rağmen hızla acıkmaktadır. Bu, bir yandan ani yükselen kan şekerinin vücutta depolanmasının beraberinde getirdiği yağlanma yani kilo almaya, bir yandan da durumu dengelemek isteyen pankreasın aşırı ve dengesiz çalışmayla insülin üretmesine ve sonuçta kan şekerindeki bu ani değişikliklerin yıllar içinde genetik yatkınlığı olan kişilerde diyabetin ortaya çıkmasına, hipertansiyona, damar sertliğine yol açmaktadır. Gıdaların glisemik indeksi, gıdaların yapısında bulunan maddelere ve miktarlarına bağlı olarak, besinlerin depolanma süresine bağlı olarak, gıdanın pişirilme süresine ve pişirilme yöntemine göre, yiyeceklerin hazırlanma aşamalarında görmüş olduğu işlemlere göre, gıdanın birlikte tüketildiği diğer gıda ve içeceklere göre, gıdanın tüketildiği sıcaklığına göre, besin maddesinin tüketilme hızına bağlı olarak, yiyeceklerin tazeliğine ve olgunluğuna bağlı olarak, gıdaların yetiştirildiği toprak ve iklim özelliklerine göre ve besinlerin bağırsaklarda sindirilme süresine bağlı olarak değişkenlik gösterir” dedi. Glisemik indeksinin yüksek ve düşük olduğu besinlere değinen Dr. Sarıkaya, “Glisemik indeksi yüksek besinler; beyaz ekmek, glikoz, haşlanmış patates, karpuz, kavun, mayasız buğday ekmeği, mısır gevreği, patates kızartması, patates püresi, haşlanmış pirinç, pirinç cipsi, pirinç krakeri, pirinç lapası, pişmiş havuç ve şekerli mısır. Glisemik indeksi düşük besinler ise fındık, badem, ceviz, baklagiller, kepekli pirinç, meyve, sebze, tam buğday ekmeği ve yoğurttur” diye konuştu.
16 Ocak 2025 Perşembe - 19:00
Durdurulan araçta yüzlerce sentetik ecza hapı ele geçirildi: 2 tutuklama
Çankırı’da polis ekiplerince durdurulan bir araçta bin 407 adet uyuşturucu madde ele geçirildi. Olayla ilgili gözaltına alınan 3 şüpheliden 2’si tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Çankırı İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürülüğü ekiplerince uygulama noktasında durdurulan bir araçta arama yapıldı. Ekipler, yaptığı aramada bin 407 ade sentetik ecza hapı ele geçirdi. Olayla ilgili araç içerisinde bulunan 3 şahıs gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şahıslar adliyeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkartılan 3 şahıstan 2’si tutuklandı.
15 Ocak 2025 Çarşamba - 14:21
Rektör Çiftçi: "ÇAKÜ Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacaktır"
Son dönemde uluslararası alanda yaptığı projelerle dikkat çeken Çankırı Karatekin Üniversitesi, farklı ülkelerle yaptığı iş birlikleri ile akademik alanda önemli başarılara imza atıyor. Üniversitenin önemli bir tecrübeye sahip olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Harun Çiftçi, "Üniversitemiz sadece Afrika ülkeleri değil, Orta Doğu’da, Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacaktır" dedi. Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin (ÇAKÜ) Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, son dönemde üniversitenin ön plana çıktığı uluslararasılaşma çalışmaları ile ilgili bilgi verdi. Rektör Çiftçi, Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin en önemli özelliğinin insan odaklı ve dönüşüme açık olması olduğunu belirtti. 2021 yılında göreve başladıklarında akredite edilmiş hiçbir programın olmadığına değinen Çiftçi, 12 programın akredite edildiğini söyledi. ÇAKÜ’nün uluslararasılaşma noktasında ciddi bir potansiyelinin olduğunu kaydeden Çiftçi, sadece Afrika’da değil, Suriye’nin yapılanması noktasında akademik destek sağlayabileceklerini ifade etti. “12 programımız akredite edilmiş oldu” Akredite oranlarının daha da yükseleceğini söyleyen Çiftçi, “Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin en önemli özelliği, insan odaklılığının yanında, dönüşüme en açık olan üniversitelerden birisi. Akreditasyon süreçleri ile ilgili yükseköğretim kurumlarında bir hareketlenme başladı. Göreve geldiğimiz 2021 yılında akredite edilmiş programımız yokken, bugün 12 programımız akredite edilmiş oldu. 7 programımız ön lisans düzeyinde. Onların da belgelerini aldık. 5 programımız ise lisans düzeyinde, onlarında belgelerini inşallah değerlendirmeler tamamlanınca yakın bir süreçte alacağız. Biz ortaya ciddi hedefler koyuyoruz. Üniversitemizin odağına baktığımızda, sağlık alanındaki öğrenci sayımız ve çeşitliliği oldukça fazla. Bu yüzden sağlık alanında da bir cazibe merkezi olması için önümüzdeki yıl tüm sağlık ile ilgili programlarımızı akredite etmek istiyoruz. Akreditasyon, eğitimin niteliğini ve kalitesinin en önemli özelliği. Bu vesile ile eğitimimizin niteliği noktasında kendimizi ifade etmek istersek, akreditasyon belgelerini mümkün olduğu kadar bölümlere yaymak zorundayız. Özellikle birçok kurumsallaşmış ve eskiye dayalı üniversitelere baktığımızda, akreditasyon yüzdeleri yüzde 10 civarında. Şu anki süreçte bile bizim akreditasyon oranımız yüzde 15’lerde. Tabii bu oranları ilerleyen süreçlerde yüzde 40’lara kadar çıkartmak istiyoruz. Bizim avantajımız ise üniversiteye nitelikli öğrenci gelecek. Ayrıca, öğrenciler burada belge sahibi olunca Avrupa’nın birçok yerinde geçerliliği olacak” dedi. “Orta Doğu’da, Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacağız” İhtiyaç halinde çeşitli ülkelerin akademik anlamda yanlarında olabileceklerini belirten Çiftçi, “Ayrıca üniversitemiz, birçok hedeflerini gerçekleştirmenin mutluluğunu da yaşamakta. Özellikle, üniversitemizde fiziki altyapılar noktasında ciddi yatırımlar var. Birçok yatırımın bir sonraki dönemlere ertelendiği süreçte, bizim üniversitemizde sanki yeni bir üniversite açılıyormuşçasına inşaatlarımız yoğun bir şekilde devam etmektedir. Üniversiteler toplumla buluşmalı, toplum ile iç içe olmalıdır. Bu yüzden üniversitemizi insanlara yakın bir duruma da getirmek istiyoruz. Başta Sudan olmak üzere Cibuti, Etiyopya, Somali gibi bize ihtiyaç duyulan her ülkenin yükseköğretim kurumları olarak yanlarında olmak zorundayız. Dolayısıyla bu alanda tecrübesi olan Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin de bu işi seve seve yapacağını da ifade etmek isterim. ÇAKÜ sadece Afrika ülkeleri değil, Orta Doğu’da, Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacaktır. Uluslararasılaşma noktasında da üniversitemizin ciddi bir potansiyeli var. Uluslararasılaşmanın sadece gelen öğrenciler ve akademisyenler için değil, aynı zamanda uluslararası düzeyde etkinlikler ve kongreler düzeyinde de olması için çaba sarf ediyoruz” diye konuştu.
14 Ocak 2025 Salı - 09:41
Bakır bazlı hidrazon bileşiği ile meme kanserine karşı yeni umut
Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Ahi Evran Üniversitesi’nden kimyager, biyolog ve fizikçi akademisyenlerin bir araya geldiği ekip, bakır bazlı yeni bir hidrazon bileşiği sentezleyerek meme kanseri tedavisinde potansiyel bir ilaç olarak kullanılabileceğini ortaya koydu. Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Ahi Evran Üniversitesi’nden kimyager, biyolog ve fizikçi akademisyenlerden oluşan bir ekip, bakır bazlı yeni bir hidrazon bileşiği sentezledi. Araştırma sonucunda, bu bileşiğin meme kanseri tedavisinde potansiyel bir ilaç olarak kullanılabileceği tespit edildi. Laboratuvar ortamında yapılan çalışmada, meme kanserine yakalanmış 50 yaşındaki bir kadından alınan insan hücreleri test edildi. Yapılan testte, hücrenin büyümesinin engellenmesi gözlemlendi. Sentezledikleri bakır bazlı bileşiğin potansiyel bir yerli ilaç olabileceğini belirten Çankırı Karatekin Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Yüksektepe Ataol, hem meme kanserine umut, hem de yerli ilaç portföyünün genişletilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi açısından önemini vurguladı. “Bakır komplekslerinin meme kanseri tedavisinde önemli bir yer aldığını düşünüyoruz” Bakırın çinko ve demirden sonra gelen önemli bir element olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çiğdem Yüksektepe Ataol, “Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Ahi Evran Üniversitesi’nden kimyager, biyolog ve fizikçi arkadaşlarımızla bir ekip oluşturduk. Uzun zamandır bu konular üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Hidrazon ve metal kompleklerinin antibakteriyel ve antikanser çalışmaları üzerinde önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Biz de bu sebeple hidrazon bileşiğini içeren bakır bazlı yeni bir bileşik sentezledik. Bu sentezimiz ile Dünya Sağlık Örgütü’nün insan sağlığını ciddi anlamda tehdit eden ve birden fazla antibiyotiğe direnç gösteren bakteri türlerine etkisini inceledik. Ardından ise antikanser çalışmalarına odaklandık. Aslında bakır, insan vücudunda çinko ve demirden sonra gelen üçüncü önemli bir element. Bakır komplekslerinin yan etkileri oldukça düşük ve hücresel direnç gösterme riski az. Bu yüzden bakır komplekslerinin meme kanseri tedavisinde önemli bir yer aldığını düşünüyoruz. Biz de bakır komplekslerini içeren bir birleşik sentezleyerek aslında yeni bir ilaç ve meme kanserini tedavi edici bir potansiyel oluşturacağını düşünüyoruz. Yaptığımız bileşiği, insan hücresi olan MDA-MB-231 meme kanseri hücre hattı üzerinde test ettik. Bu, geç evrede ortaya çıkan güçlü, negatif ve agresif kanser hücresi. Çalışmalarımızda bu birleşiklerimizin sitotoksisite sonuçları kontrol grubuna kıyasla bileşiğin kanser hücrelerindeki büyümeyi, düşük dozlarda bile durdurduğunu ortaya koyuyor” dedi. “Bizim test sonuçlarımızda hücrenin büyümesini engellemesine dair sonuçlarımız var” Yapılan testler sonucunda hücrenin büyümesinin engellendiği görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Çiğdem Yüksektepe Ataol, “Aslında yaptığımız bileşiğin potansiyel bir yerli ilaç olması yönünde yenilikçi bir alternatif oluşturduğunu düşünüyoruz. Meme kanserinin tedavi yöntemleri var. Ama tabii ki gerekli testlerin yapılması lazım. Bizim yaptığımız bu çalışma sadece laboratuvar ortamında. Ama insan hücresi üzerinde, kansere yakalanmış 50 yaşındaki bir kadından alınmış olan kanser hücresi üzerinde çalışmalar yaptık. Biz sadece laboratuvar ortamındaki etkisini gördük. Daha fazla denemelere ihtiyacımız var. Daha fazla denemeler yapıldıktan sonraki amacımız, patentli üretim aşamasına taşımak. Bu yüzden ekibimiz ile bir TÜBİTAK projesi içerisindeyiz. TÜBİTAK’ın öncelikli alanları arasında yer alıyor, Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma amaçlarına katkı sağlıyor. Bu çalışmanın ülke ekonomisine de büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yerli ilacın üretimi ile Türkiye ilaç portföyüne yüksek katma değerli ürünlerin dahil edilmesi gerekiyor. Böyle ürünlerin dahil edilmesi ile beraber yerli ilaç üretimi teşvik edilecek ve maliyette düşecek. Bizim test sonuçlarımızda hücrenin büyümesini engellemesine dair sonuçlarımız var. Tabii ki klinik sonuçlarda da yan etkileri ve detayına bakılması gerekir. Bu çalışmanın ülke ekonomisine de büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yerli ilacın üretimi ile Türkiye ilaç portföyüne yüksek katma değerli ürünlerin dahil edilmesi gerekiyor. Böyle ürünlerin dahil edilmesi ile beraber yerli ilaç üretimi teşvik edilecek ve maliyette düşecek. Bizim test sonuçlarımızda hücrenin büyümesini engellemesine dair sonuçlarımız var. Tabii ki klinik sonuçlarda da yan etkileri ve detayına bakılması gerekir” diye konuştu.
28 Mayıs 2024 Salı - 09:15
Bu müze ziyaretçilerini 8,5 milyon yıl öncesine götürüyor
Çankırı’da 8,5 milyon yıllık fosillerin sergilendiği Çankırı Müzesi ziyaretçilerini tarih yolculuğa çıkartıyor. İkinci Abdülhamit döneminde yapılan ve yaklaşık 90 yıl hükümet konağı olarak hizmet veren bina, 2017 yılında restorasyon çalışmasının ardından müzeye dönüştürüldü. Tarihi binada yer alan Çankırı Müzesi’nde sergilenen zürafagiller, gergedangiller, kılıç dişli kaplan gibi hayvanlara ait 8,5 milyon yıllık fosiller, ziyaretçilerini tarihi yolculuğa çıkartıyor. Müze Çankırı ve il dışından gelen vatandaşlardan büyük ilgi görüyor. “Burada soyu tükenmiş birçok hayvanın fosilleri sergileniyor” Müzeyi ziyarete gelen vatandaşlardan Muhammet Demirbaş, “Çankırı Müzesi’ne çocuklarımızla birlikte geldik. Burada soyu tükenmiş birçok hayvanın fosilleri sergileniyor. Özellikle çocuklarımızın ilgisini çok çekti. Bizim için de güzel bir aktivite oldu, beğendik” dedi. Bedirhan Göksu
27 Mayıs 2024 Pazartesi - 22:02
İstiklal Marşı okunurken ayağa kalkmayan araştırma görevlisi açığa alındı
Çankırı Karatekin Üniversitesi’nde düzenlenen bir programda İstiklal Marşı okunduğu sırada ayağa kalkmayan araştırma görevlisi açığa alındı. Çankırı Karatekin Üniversitesi’nde ÇAKÜFEST etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen konferansta araştırma görevlisi M.Ç., saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okunduğu sırada ayağa kalkmadı. Yaşanan olayın ardından gelen tepkiler üzerine Çankırı Karatekin Üniversitesi tarafından hakkında soruşturma başlatılan araştırma görevlisi açığa alındı. Üniversiteden konu ile ilgili yapılan açıklamada, “Üniversitemizde düzenlenen bir etkinlikte saygı duruşu ve İstiklal Marşı esnasında ayağa kalkmadığı tespit edilen araştırma görevlisi hakkında yürütülen soruşturma süreci çerçevesinde açığa alınmıştır” ifadelerine yer verildi.
27 Mayıs 2024 Pazartesi - 16:30
Meteorolojiden Çankırı için sağanak yağış uyarısı
Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından, Çankırı’da yarın etkili olması beklenen gök gürültülü sağanak yağış sebebiyle ani sel, su baskını, yıldırım ve kuvvetli rüzgar gibi olumsuzluklara karşı tedbirli olunması istendi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü Çankırı’da 28 Mayıs Salı günü için gök gürültülü sağanak yağış tahmininde bulundu. Yağışının öğle saatlerinde etkili olacağı ve akşam saatlerine kadar devam etmesinin beklendiğinin ifade edildiği açıklamada, “28 Mayıs 2024 Salı günü Çankırı ve Kırıkkale çevrelerinde beklenen gök gürültülü sağanak yağışların yerel olarak kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Ani sel, su baskını, yıldırım, yerel dolu yağışı ve ulaşımda aksamalar ile ani kuvvetli rüzgar ve kısa süreli fırtına gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır” ifadelerine yer verildi.
26 Mayıs 2024 Pazar - 23:32
Galatasaray’ın şampiyonluğu Çankırı’da coşkuyla kutlandı
Galatasaray’ın şampiyonluğunu ilan etmesinin ardından tüm Türkiye’de olduğu gibi Çankırı’da taraftarlar büyük coşku yaşadı. Konyaspor’u 3-1’lik skorla mağlup eden Galatasaray, 24. şampiyonluğunu ilan etti. Karşılaşmanın hemen ardından Çankırı’da sarı-kırmızılı taraftarlar, cadde ve meydanlara akın etti. Taraftarlar, marşlarla şampiyonluğu kutladı.
26 Mayıs 2024 Pazar - 13:01
AFAD’tan vatandaşlara farkındalık eğitimi
Çankırı’nın Yapraklı ilçesindeki vatandaşlara AFAD ekipleri tarafından farkındalık eğitimi verildi. Çankırı Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ekipleri tarafından, Yapraklı ilçesine bağlı Gürmeç ve Kavacık köylerinde ikamet eden vatandaşlara afet farkındalık, yangın farkındalık ve temel afet bilinci eğitimleri verildi.
25 Mayıs 2024 Cumartesi - 16:08
Turistik Tuz Ekspresi’nin 2. seferinde yolcular Çankırı’ya hayran kaldı
Çankırı’da 1934 yılındaki Tenezzüh Treni’nin 90 yıl sonraki devamı niteliğinde olarak başlatılan ‘Turistik Tuz Ekspresi’nin ikinci seferinde Çankırı’yı ziyaret eden günübirlik turistler, şehre hayran kaldı. Çankırı’da 1934 yılında başlatılan ve 4 yıl sefer düzenledikten sonra kaldırılan “Tenezzüh (Gezinti) Treni” seferleri, Çankırı Valiliği koordinasyonunda Çankırı Belediyesi, TCDD, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA), Çankırı İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çankırı Konfederasyonu ve TÜRSAB Orta Anadolu Bölge Temsil Kuruluna bağlı seyahat acentelerinin iş birliğiyle “Turistik Tuz Ekspresi” olarak 90 yılın ardından yeniden başlatıldı. Turun ikinci seferinde Ankara Garı’ndan hareket eden “Turistik Tuz Ekspresi”, 3 saatlik bir yolculuğun ardından Çankırı’ya ulaştı. “Turistik Tuz Ekspresi” yolcuları, "kaya tuzunun başkenti" olarak nitelendirilen Çankırı’da, büyüleyici yer altı tuz şehrini ziyaret etti. Trende seyahat edenler, dünyanın en büyük tuz mağarası olması özelliğini taşıyan ve yerin 150 metre altında bulunan, Türkiye’nin endüstriyel mirasları arasındaki yer altı tuz şehrini gezdi. Yer altı tuz şehrine hayran kalan turistik tren ekspresi yolcuları, daha sonra Çankırı’nın önemli tarihi eserleri arasında yer alan tıbbın ve eczacılığın sembollerinin doğduğu mekan olan Taş Mescit ve Çankırı Mevlevihanesi gibi çeşitli tarihi ve kültürel mekanlarda tarihi bir yolculuk yapma fırsatı buldu. “Çankırı’da bu kadar değerli turistik yerlerin olduğunu ilk defa gördüm” Tren turuna katılan Nuray Yıldız, “Türkiye’nin pek çok yerini gezdim ama Çankırı’ya ilk defa geldim. Çankırı’da bu kadar değerli turistik yerlerin olduğunu ilk defa gördüm ve gerçekten çok şaşırdım”dedi.
25 Mayıs 2024 Cumartesi - 16:02
Turistik Tuz Ekspresi’nin 2. seferinde yolcular Çankırı’ya hayran kaldı
Çankırı’da 1934 yılındaki Tenezzüh Treni’nin 90 yıl sonraki devamı niteliğinde olarak başlatılan ‘Turistik Tuz Ekspresi’nin ikinci seferinde Çankırı’yı ziyaret eden günübirlik turistler, şehre hayran kaldı. Çankırı’da 1934 yılında başlatılan ve 4 yıl sefer düzenledikten sonra kaldırılan “Tenezzüh (Gezinti) Treni” seferleri, Çankırı Valiliği koordinasyonunda Çankırı Belediyesi, TCDD, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA), Çankırı İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çankırı Konfederasyonu ve TÜRSAB Orta Anadolu Bölge Temsil Kuruluna bağlı seyahat acentelerinin iş birliğiyle “Turistik Tuz Ekspresi” olarak 90 yılın ardından yeniden başlatıldı. Turun ikinci seferinde Ankara Garı’ndan hareket eden “Turistik Tuz Ekspresi”, 3 saatlik bir yolculuğun ardından Çankırı’ya ulaştı. “Turistik Tuz Ekspresi” yolcuları, "kaya tuzunun başkenti" olarak nitelendirilen Çankırı’da, büyüleyici yer altı tuz şehrini ziyaret etti. Trende seyahat edenler, dünyanın en büyük tuz mağarası olması özelliğini taşıyan ve yerin 150 metre altında bulunan, Türkiye’nin endüstriyel mirasları arasındaki yer altı tuz şehrini gezdi. Yer altı tuz şehrine hayran kalan turistik tren ekspresi yolcuları, daha sonra Çankırı’nın önemli tarihi eserleri arasında yer alan tıbbın ve eczacılığın sembollerinin doğduğu mekan olan Taş Mescit ve Çankırı Mevlevihanesi gibi çeşitli tarihi ve kültürel mekanlarda tarihi bir yolculuk yapma fırsatı buldu. “Çankırı’da bu kadar değerli turistik yerlerin olduğunu ilk defa gördüm” Tren turuna katılan Nuray Yıldız, “Türkiye’nin pek çok yerini gezdim ama Çankırı’ya ilk defa geldim. Çankırı’da bu kadar değerli turistik yerlerin olduğunu ilk defa gördüm ve gerçekten çok şaşırdım”dedi.
24 Mayıs 2024 Cuma - 18:06
D-100’de tır şarampole devrildi: 1 ölü, 2 yaralı
Çankırı’nın Kurşunlu ilçesi D-100 karayolunda tırın şarampole devrildiği kazada 1 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi yaralandı. Kaza, Kurşunlu ilçesi D-100 karayolunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Zafer Şengül (23) yönetimindeki 33 ALB 326 plakalı tır, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu şarampole devrildi. Kazada, sürücü Şengül, G.T. (13) ve T.Ş. (39) yaralandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda ekip sevk edildi. Sağlık ekiplerinin olay yerinde yaptığı incelemede, sürücü Zafer Şengül’ün hayatını kaybettiği belirlendi. Yaralılar ambulanslarla hastaneye kaldırıldı.
24 Mayıs 2024 Cuma - 15:14
Bu camide işitme engelli bireylere cuma hutbesi işaret diliyle anlatılıyor
Çankırı’da yaşayan işitme engelli vatandaşlar için cuma namazı hutbesinde işaret dili uygulaması hayata geçirildi. İşitme engelliler cuma hutbesini işitme sayesinde anlayabiliyor. Çankırı il merkezinde bulunan Hoca Ahmet Yesevi Camii’nde hayata geçirilen uygulama sayesinde, işitme engelli vatandaşlar cuma hutbesini anlayabiliyor. İşitme engelli ağabeyi ve ağabeyinin eşinden işaret dilini öğrenen imam hatip Saadettin Özsoy tarafından hutbe işaret dili ile anlatılıyor. Hayata geçirilen uygulama sonrasında kentteki işitme engelli vatandaşlar, cuma namazını kılarken, duaları ve sohbetleri de anlayabiliyor. “Burada da işitme engelliler için işaret dili ile hutbe anlatıyorum” İşitme engelli bireylerin projeden memnun kaldıklarını dile getiren Saadettin Özsoy, “İşitme engelli vatandaşlar ile iletişim kurmayı ağabeyim ve yengem için öğrendim. Kendileri işitme engelli. Burada da işitme engelliler için işaret dili ile hutbe anlatıyorum. Bu proje, engelli bireylerin çok istemiş olduğu bir projeydi. Kendilerini dışlanıyor gibi görüyorlardı. Cuma günleri namazda imamın konuşmasını anlamıyorlardı. Bu proje sayesinde hutbeleri onların anlayabileceği bir şekilde anlatıyorum. Projenin ilk haftası engelli bireyleri Çankırı Valimiz Mustafa Fırat Taşolar camiye çağırdı. Eskiden hangi cami kendisine yakınsa ona gidiyorlardı, şimdi ise bu camiyi tercih ediyorlar” dedi. Çankırı’da yaşayan işitme engelli Basri Sütlü, daha önce farklı bir camiye gittiğini ve başlatılan projeyi öğrendikten sonra cuma namazı için Ahmet Yesevi Camii’ni tercih ettiğini söyledi.
23 Mayıs 2024 Perşembe - 21:40
Çankırı ve Kastamonu’da iki ayda yapı ruhsatı verilen bina sayısı 154 oldu
Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı tarafından açıklanan verilere göre, Çankırı ve Kastamonu’da Ocak-Mart aylarında yapı ruhsatı verilen bina sayısı 154 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu 2024 yılı Nisan ayı konut satış istatistiklerini açıkladı. TÜİK Başkanlığı tarafından verilen bilgiye göre, Çankırı’da belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatlarının 2024 yılının Ocak - Mart aylarında bina sayısı 37, daire sayısı 227, toplam yüzölçümü ise 119 bin 598 metrekare oldu. Kastamonu’da ise belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatlarının 2024 yılının Ocak - Mart aylarında bina sayısı 117, daire sayısı 905, toplam yüzölçümü ise 147 bin 326 metrekare oldu.
23 Mayıs 2024 Perşembe - 09:29
Bahar yağmurları tarlalara can suyu oldu
Çankırı’da kurak geçen kış mevsiminin ardından etkili olan mayıs yağmurları tarlalarda verimi arttırdı. Çankırı’da kış mevsiminin kurak geçmesi sebebiyle tedirgin olan çiftçilerin yüzünü Mayıs ayındaki yağışlar güldürdü. Kentte etkili olan soğuk sebebiyle bazı meyve ağaçları zarar görürken, yağışlar ise tarlalara can suyu oldu. Türkiye’nin önemli tarım kentlerinden birisi olan Çankırı’da etkili olan yağışlar, tarlalarda verimi arttırdı. Konu ile ilgili açıklama yapan Çankırı İl Tarım ve Orman Müdürü Dr. Hüseyin Düzgün, yağışların devam etmesi ile verimli bir sezon yaşanmasını beklediklerini söyledi. “Günümüzde yağan yağışlar sebebiyle çiftçilerimizin yüzü gülüyor” Yağan yağışların çiftçileri mutlu ettiğini ifade eden Düzgün, “Çiftçilerimizin yoğun çalıştığı yaz sezonu başladı. Günümüzde yağan yağışlar sebebiyle çiftçilerimizin yüzü gülüyor. İlimiz açısından verimli bir yıl olacağını tahmin edebiliyoruz. Çiftçilerimizi meteorolojik olaylara karşı hemen uyarıyoruz. Yağan her yağmurun tarla bitkilerine faydası var, ilimizde de yağan yağmurlar ekinleri canlandırdı. Bu hafta da yağış bekliyoruz, inşallah böyle devam ederse verimli bir geçeceğini tahmin etmekteyiz” dedi. “İnşallah daha verimli bir yıl olur” Çankırı’da çiftçilik yapan Fahri Çalışkan da, “Yağmurlardan yana bir problemimiz olmadı ama soğuk etkiledi. Toprak biraz daha yağış istiyor. İnşallah daha da verimli bir yıl olur” dedi.
22 Mayıs 2024 Çarşamba - 12:36
İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: "Obeziteden korunma çocukluk çağında başlamalıdır"
Avrupa Obezite Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, “Obeziteden korunma çocukluk çağında başlamalıdır” dedi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, ‘Avrupa Obezite Günü’ çerçevesinde açıklamalarda bulundu. Aşırı ve yanlış beslenme ve fiziksel aktivite yetersizliği obezitenin en önemli nedeni olduğunu belirten Dr. Sarıkaya, “Obeziteden korunma çocukluk çağında başlamalıdır. Çocuk ve adolesan döneminde oluşan obezite, yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır” dedi. Obeziteden korunmanın çocukluk çağında başlaması gerektiğini söyleyen Dr. Sarıkaya, “Aşırı ve yanlış beslenme ve fiziksel aktivite yetersizliği obezitenin en önemli nedenleri olarak kabul edilmektedir. Bu faktörlerin yanı sıra genetik, çevresel, nörolojik, fizyolojik, biyokimyasal, sosyo-kültürel ve psikolojik pek çok faktör birbiri ile ilişkili olarak obezite oluşumuna neden olmaktadır. Obezite oluşmadan korunma büyük önem taşımaktadır. Obeziteden korunma, çocukluk çağında başlamalıdır. Çocuk ve adölesan döneminde oluşan obezite, yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle aile, okul ve çevre yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirilmelidir. Obezite tedavisi, bireyin kararlılığı ve etkin olarak katılımını gerektiren, tedavisi zorunlu, uzun ve süreklilik arz eden bir süreçtir. Obezite tedavisinde hekim, diyetisyen, psikolog, fizyoterapistten oluşan bir ekip gerekmektedir. Obezite tedavisinde amaç, gerçekçi bir vücut ağırlığı kaybı hedeflenerek, obeziteye ilişkin morbidite ve mortalite risklerini azaltmak, bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir” diye konuştu.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder