Yerel Haberler
Bursa
Brüksel’de Mudanya’dan barış çağrısı
11 Ekim 2024 Cuma - 09:50 Brüksel’de Mudanya’dan barış çağrısı Genç Seçilmiş Politikacılar programı çerçevesinde Brüksel’de düzenlenen Avrupa Bölgeler Haftası’nda Türkiye’yi temsil eden Mudanya Belediye Başkan Yardımcısı Baran Güneş, Filistin için ’derhal barış’ çağrısı yaptı. Mudanya Belediye Başkan Yardımcısı Baran Güneş, Avrupa Birliği’nin Genç Seçilmiş Politikacılar (YEP) programı kapsamında, Brüksel’de düzenlenen Avrupa Bölgeler Haftası etkinliklerinde Türkiye’yi temsil etti. Konuşmasını boynundaki kefiye ile yapan Güneş, Filistin için barış çağrısında bulundu. 7-11 Ekim 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilen etkinliğe katılan Baran Güneş, Avrupa’nın dört bir yanından belediye başkanları ve yerel yöneticilerin bulunduğu gruba Filistin’de yaşanan zulme karşı daha yüksek sesle itiraz edilmesi gerektiğini hatırlattı ve “Derhal Barış” çağrısı yaptı. Konuşması sırasında Filistin’de mezalime uğrayan siviller için boynunda bir “Kefiye” takan Güneş, Nablus’ta öldürülen aktivist Ayşegül Ezgi Eygi’yi de, Aliya İzzetbegoviç’in “Ve her şey sona erdiğinde hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır” sözleriyle andı. Baran Güneş, Brüksel’de gerçekleştirilen etkinliklerdeki konuşmasında, gençlerin yerel yönetimlerdeki temsilinin artırılmasının, sürdürülebilir kalkınma ve demokratik değerlerin güçlendirilmesine katkı sağlayacağını da söyledi. Güneş, “Gençlerin siyasete katılımı yalnızca gelecekte değil, bugün de oldukça önemli. Karar mekanizmalarında yer almaları, dinamik ve yenilikçi çözümler üretmek açısından büyük bir fırsat sunuyor” diye konuştu. Avrupa Bölgeler Haftası’nın her yıl Avrupa genelindeki bölgesel liderlerin ve genç politikacıların bir araya gelerek, Avrupa’daki politikalar ve sürdürülebilir kalkınma üzerine görüş alışverişinde bulunduğu önemli bir platform olduğunu söyleyen Güneş, “Bu etkinliklere katılımımız, Mudanya Belediyesi’nin uluslararası düzeydeki iş birliklerine verdiği önemin de bir göstergesidir” dedi.
Sokak lambaları, meme kanseri farkındalığı için pembe yandı
11 Ekim 2024 Cuma - 09:43 Sokak lambaları, meme kanseri farkındalığı için pembe yandı UEDAŞ’ın Pembe Lambalar Projesi ile erken teşhisin hayat kurtarıcı rolüne dikkat çekmek hedefiyle her yıl Ekim ayında sokakları pembeye büründürerek toplumsal farkındalık oluşturmaya devam ediyor. Son 50 yılda görülme sıklığı iki katından fazla artan meme kanseri, her 8 kadından birinin karşılaştığı bir risk haline geldi. Türkiye’de, dünya ortalamasından 10 yıl daha erken yaşlarda ortaya çıkabilen meme kanseri, toplumda yaygınlaşan bir sağlık sorunu olarak öne çıkıyor. UEDAŞ’ın Pembe Lambalar Projesi ise erken teşhisin hayat kurtarıcı rolüne dikkat çekmek amacıyla her yıl Ekim ayında sokakları pembeye büründürerek toplumsal farkındalık oluşturmaya devam ediyor. Proje, bu yıl ONKODAY iş birliğiyle hayata geçirilirken, aydınlatma direklerine eklenen pembe çalar saatler erken teşhis için “Geç Kalma” mesajına vurgu yaptı. Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da 5 milyonun üzerinde nüfusa kesintisiz enerji sağlayan UEDAŞ, 2017’den bu yana sürdürdüğü “Pembe Lambalar Projesi” ile meme kanseri hakkında farkındalık oluşturuyor. Bu yıl ONKODAY (Uludağ Onkoloji Dayanışma Derneği) iş birliğiyle gerçekleştirilen proje yeni bir boyut kazanarak, erken teşhisin önemini vurgulayan pembe çalar saatlerle desteklendi. Her yıl Ekim ayında hayata geçirilen proje, dünya genelinde her sekiz kadından birinin karşılaşabileceği meme kanserine dikkat çekiyor ve erken teşhisin hayat kurtarıcı etkisine dair toplumsal farkındalığı artırıyor. UEDAŞ’ın toplumsal sorumluluk anlayışını gözler önüne seren Pembe Lambalar Projesi, her yıl farklı kadın dernekleriyle yapılan iş birlikleri sayesinde daha da güçlenerek kadın sağlığı konusunda bilinç oluşturmayı sürdürüyor. Her Ekim, erken teşhis için pembe ışıklar yanıyor Meme kanserinde erken teşhisin hayati önemine dikkat çeken UEDAŞ Genel Müdürü Gökay Fatih Danacı, "7 yılı aşkın süredir Pembe Lambalar Projesi ile Ekim aylarında şehirlerimizi meme kanserine karşı bilinçlendirme amacıyla pembe ışıklarla donatıyoruz. Kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan meme kanseri, her yıl dünyada milyonlarca yeni vaka ile ciddi bir sağlık sorunu olmaya devam ediyor. Proje kapsamında erken tanının yaşamı kurtarma potansiyelini gündelik hayata taşıyoruz. Türkiye’de meme kanserinin dünya genelindeki ortalama yaş sınırından yaklaşık on yıl daha önce görüldüğünü göz önüne aldığımızda, farkındalığın yaygınlaşması büyük bir önem taşıyor. Bu sebeple bu yıl ONKODAY ile güçlerimizi birleştirerek, Pembe Lambalar projemiz ve şehrin uğrak noktalarındaki aydınlatma direklerimize yerleştirdiğimiz çalar saatlerle meme kanser riskine dikkat çekmeyi, farkındalığı arttırmayı hedefledik. Kadınların sağlıkla dolu bir yaşam sürebilmesi için, farkındalığı artırmak ve tarama oranlarını yükseltmek adına bu projeye kararlılıkla devam ediyoruz” dedi. Erken teşhisin gücünü topluma hatırlatıyoruz Projenin sadece görsel bir etki oluşturmakla kalmadığını, aynı zamanda sağlık bilincini güçlendirdiğini belirten Onkoday Yönetim Kurulu Üyesi Ülkü Şimşek , "Bu projeyle, kadınların meme kanserine karşı bilinçlenmelerini ve düzenli taramaların ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyoruz. Farkındalık çalışmaları sayesinde kadınlar, erken teşhisin getirdiği tedavi avantajlarından haberdar oluyor. Ayrıca, pembe ışıklarla şehirde oluşturulan bu güçlü semboller, herkesin aklında meme kanseri konusunda kalıcı bir iz bırakıyor. ONKODAY olarak, toplum sağlığını iyileştirecek her projede var olmaktan gurur duyuyoruz ve UEDAŞ ile yürüttüğümüz bu farkındalık projesinin geniş kitlelere ulaşmasını amaçlıyoruz" açıklamasında bulundu.
Türkiye’de kişi başına yılda 150 yumurta düşüyor
11 Ekim 2024 Cuma - 09:36 Türkiye’de kişi başına yılda 150 yumurta düşüyor Dünyada gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin başlıca temel protein kaynağının yumurta olduğunu ifade eden uzmanlar, gelecekte de ekonomik ve çevre dostu üretimi sayesinde en çok tercih edilen ürünün yumurta olacağını kaydetti. Türkiye’de ise kişi başına yılda düşen yumurta sayısı 150 olarak belirlendi. Dünyada her yıl ekim ayının ikinci cuma günü “Dünya Yumurta Günü” olarak kutlanıyor. Yumurtanın uzun yıllar boyunca en ekonomik protein ürünü olarak kalacağının altını çizen HasTavuk Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Sezer, “11 Ekim Yumurta Günü olarak tüm dünyada kutlanıyor. Çok önemli bir gün çünkü yumurta, hem sağlıklı hem ekonomik hem de kolay üretilebilir, çevre dostu bir ürün. Yumurtanın içinde her türlü vitamin, mineral ve her türlü aminoasitler var. Bir yumurta sonradan bir canlıyı dünyaya getiriyor. Bu şekilde yaratılmış, dolayısıyla insanların en önemli gıdalarından birisi olmasının sebebi de bu. Şu anda ve gelecekte yumurta en ekonomik protein ürünü. Bunu etlerle, baklagillerle ve neyler karşılaştırırsanız karşılaştırın en ucuz proteini yiyebileceğiniz ürün. Kaldı ki dünyada her zaman için gıdanın önemi çok fazla ve gelecekte de insanların beslenmeleri için hangi ürün derseniz yine tavuk etini söyleyebiliriz. Çünkü yumurta sürdürülebilir ve çevre dostu ürün. Örneğin bir kırmızı eti üretirken salınan karbon miktarı 12 iken, yumurta üretmek için salınan karbon miktarı bunun 10’da biri kadar, bu çok önemli. Son zamanlarda gündeme gelen iklim değişikliklerinden dolayı herkesin çok dikkatle takip ettiği bir konu. Bir diğer konu ise yumurta üretmek için harcadığınız su ile kırmızı et üretmek için harcadığınız su arasında yine 3’te bir oranında fark var. Bütün bunları topladığınızda dünya nüfusu artıyor. İleriye dönük tabiî ki dünyanın iklimini de korumamız lazım, çevreyi de korumamız lazım. Dolayısıyla en tercih edilebilir ürün olmaya devam edecek” şeklinde konuştu. Türkiye kişi başına yılda 150 yumurta düşüyor Türkiye’de 100 milyon yumurta tavuğundan yılda 18 milyar yumurta üretildiğini ve üretim kapasitesinin artması gerektiğini kaydeden Sezer, “Dünyadaki bütün istatistiklere bakarsanız, şu an yumurtanın insan başına tüketimi ortalama 100 civarında ama gelişmiş ülkelere geçtiğimizde bu Japonya, Amerika ve Meksika gibi ülkelerde 400’e kadar kullanım miktarı artıyor. Şimdi Türkiye’ye gelirsek şu an hala 200’ü bulabilmiş değiliz. Türkiye’de sürekli yumurtlayan 100 milyon yumurta tavuğu var. Bu 100 milyon yumurta tavuğundan yılda yaklaşık 18 milyar yumurta elde ediyoruz. 18 milyar yumurtanın yaklaşık 2 milyarı ihraç oluyor dolayısıyla içeride 16 milyar civarında yumurta tüketiliyor. Türkiye nüfusunu 100 milyondan hesaplarsak ortalama yediğimiz yumurta miktarı 150 - 160 civarında. Türkiye’nin bunu mutlaka arttırması lazım. Çünkü gelecekte planlanan dünyada sağlık ve ekonomik açıdan hiç tartışmasız 300 yumurtaya kadar çıkması planlanıyor. Bunu üretimi arttırarak sağlayabiliriz” dedi. “Üreticinin önünün açılması lazım” Devlet ve kamuoyundan üretim için destek beklediklerini söyleyen Sezer, “Bugüne kadar Türk tavukçusu kendi kazandığı parayı yatırıma çevirerek buraya gelebildi. Ama ne yazık ki desteklendiği söylenemez. Kaldı ki yumurta tavukçuları destekten ziyade köstek olunmamasını istiyorlar. Üretimin artması lazım, üretim arttırmanın çözümlerinden bir tanesi üreticinin para kazanması lazım. Para kazandığı zaman yatırıma yönelir. Ama ne yazık ki zaman zaman bu çeşitli sebeplerle engelleniyor. Bence yumurta tavukçusunun önü hem devlet tarafından hem de kamuoyu tarafından açılması lazım. Hep zorluklarla mücadele ediliyor. Zaten meşakkatli bir iş, tamamen doğa içinde bir üretim yapıyorsunuz, her şey çok ciddi, biyogüvenlikli şirketlerimiz zaten mevcut. Fakat doğada çalıştığınız için rüzgarla bile gelebilecek riskler var. Dolayısıyla yumurta tavukçusu çok takdir edilebilir bir iş yapıyor. Bunu hiç göz ardı etmemek lazım. Tavuk üretiminde en önemli ham madde mısır. Türkiye’de mısır üretimi her geçen gün artıyor ama bu artışın devamlılığını sağlamak önemli. Çiftçilere ne olursa olsun destek verilmesi lazım. Çiftçiliğin gelişmediği sürece hayvancılığın gelişmesi ve üretim kapasitesinin artması söz konusu değil. Çiftçilerin de para kazanması lazım. Para kazanmaları için ne gerekiyorsa yapılması lazım. Tavukçular para kazandıklarında her zaman modernizasyona harcayacaklardır. Bu da beraberinde verimliliği getirir ve kapasite artırımına gideceklerdir. Günü kurtarmak için değil ileriye dönük makro düşüncelerle çok büyük oranda desteklenmeleri lazım. İhracat her zaman bir denge unsurudur. Bu konuda hiçbir zaman kısıtlama ve önleme olmaması lazım. Yurt dışında yeni pazarların açılması için devlet yeteri kadar destek veriyor. Bunların sürekli olması lazım. Bunları yapmazsak bugün kırmızı ette yaşadığımız sıkıntıları, gelecekte beyaz et ve yumurtada da yaşayabiliriz” diye konuştu.
Uygulamadan kaçan alkollü sürücüyü polis havaya ateş açarak yakaladı: O anlar kamerada
11 Ekim 2024 Cuma - 09:14 Uygulamadan kaçan alkollü sürücüyü polis havaya ateş açarak yakaladı: O anlar kamerada Bursa’nın İnegöl ilçesinde Emniyet Müdürlüğü ekipleri vatandaşın güvenliği ve huzuru için uygulama yaptı. 150 polisin görev aldığı uygulamada uyuşturucu madde ele geçirildi. Öte yandan uygulama noktasından kaçan bir şahsı polis havaya ateş ederek durdurdu.İnegöl İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler kentin huzur ve güvenliğini sağlamak adına çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. İlçe genelinde yapılan uygulamalarda 150 polis görev alırken, durdurulan araçların sürücüleri denetlendi. Aranan şahıslar yakalanırken, kurallara uymayan sürücülere ceza yazıldı.Alkollü sürücü polisleri sürükledi, kaza yaptıOsmaniye Mahallesi, Ahmet Akyollu Caddesi üzerinde uygulama yapan ekipler 16 PH 934 plakalı otomobilin sürücüsüne "dur" ihtarında bulundu. "Dur" ihtarına uymayan sürücü hızla kaçmaya çalışırken, ekipler aracı durdurmak için tutundu. Araca tutunan polisi hiçe sayan maganda, polisi sürükledi. Diğer polislerin havaya ateş açması sonucu otomobil, başka bir araca çarparak durdu.Yusuf K.’nin (20) alkol testinde 2.0 promil alkollü olduğu tespit edildi. Sürücüye alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL cezai işlem uygulanırken, ehliyetine 6 ay süreyle el konuldu.Uygulama esnasında ceza yağdı4 farklı noktada yapılan uygulamalarda 190 araç denetlendi. 484 şahsın GBT sorgulaması yapıldı. Sürücülere 70 bin TL cezai işlem uygulandı. 2 alkollü sürücüye ceza yazılırken, üzerinde 18 gram uyuşturucu çıkan şüpheli gözaltına alındı.
Bursa’da 7 araç zincirleme kazaya karıştı: 4 yaralı
10 Ekim 2024 Perşembe - 23:55 Bursa’da 7 araç zincirleme kazaya karıştı: 4 yaralı Bursa’nın İnegöl ilçesinde duran trafiği fark etmeyen sürücü zincirleme kazaya neden oldu. 7 aracın karıştığı kazada 4 kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, saat 16.30 sıralarında Bursa-Ankara karayolu üzeri Mezit boğazında Abdil Ö. (45) yönetimindeki 03 FZ 920 plakalı kamyon, sürücüsünün kontrolünden çıkarak yağmur suyu kanalına çarptı. Kaza maddi hasarla atlatılırken, trafik ekipleri kamyonun çekiciyle kurtarılması için saat 21.00 sıralarında karayolunu kontrollü olarak ulaşıma kapattı. Duran trafiği fark etmeyen Ahmet Ç. (50) yönetimindeki 06 JRK 78 plakalı kamyon, önünde duran İbrahim Y. (35) idaresindeki 16 C 4001 plakalı otomobile, ardından Orçun U.(27) yönetimindeki 34 ANF 445 plakalı otomobile, ardından sırasıyla Yaşar Ö. (57) idaresindeki 61 FL 929 plakalı kamyonete, Süleyman Y. (35) yönetimindeki 35 BKR 568 plakalı kamyonete, Mehmet D. (40) yönetimindeki 38 AHZ 697 plakalı kamyona çarparak durabildi. Çarpışmanın etkisiyle kontrolden çıkan 61 FL 929 plakalı kamyonet önünde duran Ercan G. (36) yönetimindeki 16 ATJ 045 plakalı otomobile çarparak durdu. 8 aracın karıştığı kaza sonucu 06 JRK 78 plakalı kamyonun sürücüsü Ahmet Ç., 38 AHZ 697 plakalı kamyon sürücüsü Mehmet D. ve 61 FL 929 plakalı kamyonette bulunan yolcular Refika Sezen T. (17) ile Hilal Ö. (23) yaralandı. Araçta sıkışan bir sürücü olay yerine sevk edilen itfaiye ekiplerince kurtarıldı. 4 yaralı kaza yerine sevk edilen ambulanslarla İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Jandarma ekipleri kazayla ilgili soruşturma başlattı.