Yerel Haberler
Bursa
Adalet Bakanı Tunç: "Yargı personelimizi töhmet altında bırakan davranışlara müsaade etmeyiz"
10 Ekim 2024 Perşembe - 16:42 Adalet Bakanı Tunç: "Yargı personelimizi töhmet altında bırakan davranışlara müsaade etmeyiz" Bursa’da yeni adli tıp kurumunun açılışına katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "25 bin hakim ve savcımızı, tüm yargı personelimizi töhmet altında bırakan davranışlara da biz müsaade etmeyiz" dedi. Bursa’da yeni hizmete giren 17 bin metrekarelik Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı binası açılışı dualarla gerçekleşti. Açılışta konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bir takım dezenformasyona yargı mensuplarımız maalesef tabi tutulabiliyor. Sosyal medya aracılığıyla özellikle dosya içeriğini bilmeden birtakım paylaşımlar yapılarak milyonlarca insana ulaştırılan dezenformasyonla da karşı karşıyayız. Yargının içerisinde hatalı karar verenler olamaz mı? Olabiliyor. İtiraz, temyiz ve istinaf müessesesi bunun için var. Yargı, hatalı kararları kendi içerisinde kendi mekanizması içerisinde zaten düzeltebilir. Dolayısıyla bir hatalı karardan yola çıkarak 25 bin hakim ve savcımızı, tüm yargı personelimizi töhmet altında bırakan davranışlara da biz müsaade etmeyiz. Hatalı kararların en aza indirilmesi için çalışırız, vatandaşlarımızın memnuniyetini en üst noktaya taşımak için gayret gösteririz. Ama yargı mensuplarımızı özellikle haksız yere ve son zamanlarda özellikle toplumda bir güvensizlik algısı oluşturmaya çalışan, Türkiye’nin sokaklarının güvenli olmadığı yönünde birtakım dezenformasyonlar yapan ve bugün bunu adliye üzerinden yapmaya çalışan bir takım mahfillerin de olduğunu sosyal medya üzerinden bunun daha da aşırı yapıldığını da görüyoruz. O nedenle buna da müsaade etmeyerek yargı teşkilatımızı daha da güçlendirerek vatandaşlarımızın memnuniyetini en üst noktaya taşımak. 22 yıldır bunu yaptık, bundan sonra da bunu yapmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Bursa’da yeni hizmete giren adli tıp kurumu binasının çevre illere de hizmet verebilecek kapasitede olduğunu belirten Bakan Tunç, "Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Bursa Adli Tıp Kurumu Bölge Başkanlığı 17 bin metrekare kapasiteye sahip ve içerisinde de adli tıp kurumunun tüm imkanları mevcut. Başka ihtiyaçlar varsa teknolojinin diğer imkanlarını getirmek gerekiyorsa da Bursa’ya o anlamda özellikle delillerin sağlıklı toplanması, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suçlunun tespiti anlamında gerek desteği vereceğiz. Son zamanlarda meydana gelen özellikle de Diyarbakır’daki meselede adli tıp kurumumuzun önemli delil tespiti çalışmaları oldu. Önümüzdeki süreçte oradaki soruşturma ve yargılama süreçlerinde adli tıbbın ortaya çıkarılması ve suçluların en ağır cezaya çarptırılması noktasındaki teknik kapasitede adli tıp kurumu gerçekten çok önemli" diye konuştu. Bakan Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Vatandaşlarımız özellikle adli tıp kurumu çalışanlarımız burada Bursa’mıza yakışır güzel bir hizmet vermiş olacaklar. Bursa’mızda yargı hizmetlerinin aksamadan devam etmesi bizim en önemli hedefimiz. Bursa bugüne kadar adalet hizmetlerinden çok önemli yatırımlar aldı. Bursa’nın merkezde ilk derece bir adliye sarayına ihtiyacı var. Bunu da arkadaşlarımızla, valimizle, başsavcımızla yerel yöneticilerimizle konuşarak Bursa’nın bu ihtiyacını, geleceğe yönelik bir çalışmamız var. İnşallah öncelikle etüt projeye, yatırım programına teklif edeceğiz. 2025 yatırım programına teklif edeceğiz. Etüt projenin ardından inşaat programını aldıktan sonra da o süreci inşallah takip edeceğiz. Yine İnegöl’e ve Orhaneli’ye de adalet binası ihtiyacı var. Bunları da takip ediyoruz ve oralarda da ek binalar yapılmasıyla ilgili çalışmamızı sürdüreceğiz. Adli Tıp Kurumu Bölge Başkanlığımız hayırlı uğurlu olsun. Emeği geçen herkese çok çok teşekkür ediyorum."
Büyükşehir’den ‘Estetik Bursa’ mesaisi
10 Ekim 2024 Perşembe - 16:21 Büyükşehir’den ‘Estetik Bursa’ mesaisi Kenti daha estetik ve yaşanabilir hale getirmek için çalışmalarını sürdüren Bursa Büyükşehir Belediyesi, Şehit Cüneyt Yıldız Caddesi’nde yönetmeliğe uymayan tabela, afiş ve totemleri kaldırdı. Daha estetik, temiz ve yaşanılabilir bir Bursa hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, ana arterlerde ve meydanlardaki görüntü kirliliğinin önüne geçmek için çalışmalarını sürdürüyor. Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı Kent Estetiği Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan denetimlerle, Büyükşehir Belediyesi sorumluluğundaki alanlarda İlan ve Reklam Uygulama Yönetmeliğine uymayan tabela, afiş ve totemler kaldırılıyor. Kent Estetiği Reklam Yönetimi ekipleri, son olarak Şehit Cüneyt Yıldız Caddesi’nde zabıta ekipleriyle birlikte çevreye ve kent estetiğine uygun olmayan izinsiz tabela ve totemlerle ilgili çalışma yaptı. Denetimler sonucunda 79 adet totem ve tabela kaldırılarak Cüneyt Yıldız Caddesi görsel olarak daha estetik ve temiz hale getirildi. Büyükşehir Belediyesi ekipleri, tabela kaldırma çalışmalarının yanında tüm ana arterlerde denetim ve tebligat çalışmalarını da sürdürüyor. 24 saat boyunca köprülü kavşaklar, meydanlar, tarihi ve turistik bölgelerdeki izinsiz afişleri de temizleyen ekipler, daha estetik bir Bursa için duvar yazılarını ve kâğıt afişleri de ortadan kaldırıyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentli ile birlikte kenti de gülümsetme hedefiyle benzer çalışmaları sürdürecek.
Adalet Bakanı Tunç: "Yargıda yeni reform paketini milletvekillerine sunacağız"
10 Ekim 2024 Perşembe - 14:16 Adalet Bakanı Tunç: "Yargıda yeni reform paketini milletvekillerine sunacağız" Bursa’da Mudanya Üniversitesi’nin 2024-2025 akademik yılı açılışına katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yargıda yeni reform paketini milletvekillerine sunacaklarını söyledi. Bakan Tunç, "Özellikle son günlerde tartışılan, cezasızlık algısına yönelik eleştirileri elbette ki dikkate alıyoruz. Bir buçuk yıldan bu yana yargı reformu strateji belgesiyle ilgili bir hazırlığımız var. Önümüzdeki birkaç hafta sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyuyla paylaşacak" dedi. Mudanya Üniversitesi’nin 2024-2025 akademik yılı açılışına katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç yaptığı konuşmada, ülkelerin kalkınması için eğitimin en önde gelen unsurlardan bir tanesi olduğunu belirterek, "Gençlerin eğitimi, çocukların geleceğe hazırlanması eğitimle mümkün. Eğitim olmadan kalkınma olmaz. İlköğretimden ortaöğretime, liseden üniversiteye varıncaya kadar eğitimin her kademesi birbirinden değerli. Özellikle yükseköğretim, gençlerin geleceğe hazırlanması çok çok önemli. Bu anlamda da son yıllarda ülkemiz çok önemli mesafeler aldı. Üniversite sayıları, 66’dan 208’e çıkarıldı. Tüm ülke genelinde 81 vilayetimizde üniversiteler kurulurken, vakıf üniversitelerinin önü açıldı. Bu anlamda eğitimin kalitesini arttırmak için akademik kadroların güçlendirilmesi için destekler verildi. Bütçede en fazla pay eğitime ayrıldı. Eskiden savunmaya ayrılıyordu. Üniversitelerde okuyan öğrencilerin okuma imkanları, burs, yurt imkanları arttırıldı. Tabii insanı güçlendirmenin en önemli yolu da çocukları daha ilk baştan itibaren güçlü bir eğitimle desteklemek. Eğitime bütçede en fazla payı ayırdık. Tabii istikrarlı kalkınma hamleleriyle ülkemizin dört bir yanını eserlerle donattık. Bursa’mız bu eserlerden çok çok faydalanırken, faydalanmaya da devam ediyor" diye konuştu. Yüzde 20’lik savunma sanayinde yerlilik oranı varken bugün yüzde 80’e çıkardıklarını belirten Bakan Tunç, "Bunun ne kadar önemli olduğunu işte görüyoruz. Yüzde 100’e varmamız lazım. Hatta ihraç eder noktaya gelmemiz lazım. Teknolojinin tüm imkanlarını her alanda kullanmamız lazım. Eğitimde de, adalette de artık dijital çağdayız. İstikrarlı kalkınma hamlelerinde bugüne kadar aldığımız mesafeyle yetinmememiz lazım. Dünyada Türkiye’yi en güçlü ülkeler arasında görmemiz lazım. Bunun mücadelesini milletçe birlik beraberlik içerisinde vermemiz lazım. Dünyada hakkaniyeti, adaleti savunmanın yolu da güçlü olmaktan geçiyor. Bugün maalesef, üniversite rektörümüzün de açılışta belirttiği gibi dünyada adaletsiz bir sistem var. Bu adaletsizliği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler kürsüsü de dahil olmak üzere sürekli dile getiriyoruz. Uluslararası sistemin artık insanlığın sorunlarına cevap veremediğini, uluslararası kuruluşların etkisiz olduğunu, dünyadaki sıkıntıları çözme noktasında başarısız olduğunu ve dünyanın 5’ten büyük olduğunu ve daha adil bir dünyanın mümkün olduğunu her fırsatta söylüyor. Sadece tek başımıza söylememiz bir şey ifade eder mi diye düşünüyorken, bugün dünyanın birçok lideri de aynı söze geldi. Aynı cümleleri kurmaya başladı. Uluslararası sistemin Birleşmiş Milletler’in yapısının güvenlik konseyinin yapısının adil olmadığını, artık dünyanın birçok lideri, ülkenin devlet başkanı da söylemeye başladı. Seslendirmeye başladı. Hatta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri dahi, Güvenlik Konseyi’nin yapısının sorunları çözmediğini, bir reforma tabi tutulması gerektiğini söylemeye başladı. Yani dünyada adaletin, hakkaniyetin sözcülüğünü, insan haklarının savunuculuğunu yapan bir liderimiz ve bir ülke noktasında dikkat çekmeye başladık. Bunu daha da güçlü yapmanın yolu Türkiye’yi her alanda güçlü kılmak. Fiziki kalkınma hamleleriyle de demokrasisiyle de daha güçlü hale gelmelidir" ifadelerine yer verdi. "İsrail aslında bir maşa. O maşayı kullanan eller maalesef insanlık düşmanı, oradaki soykırımın asıl azmettiricileridir" Bugün Filistin’de dünyanın gözü önünde çocukların katledildiğini belirten Tunç, "41 binden fazla Filistinli şehit edildi. Bunun yüzde 80’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Ama maalesef bu katliamı durdurabilecek bir güç, bir uluslararası kuruluş yok. Birleşmiş Milletler soykırım sözleşmesinin tüm unsurları ihlal ediliyor. Cenevre Sözleşmesi’nin bütün hükümleri, insancıl hukukun bütün hükümleri ayaklar altına alınıyor. Uluslararası kuruluşların aldığı kararlar sınırlı ve alınan kararlar da maalesef uygulanmıyor. Aslında bir asırdan bu yana orada yerlerinden, yurtlarından edilmek istenen insanlar var. 400 yıl boyunca Osmanlı hakimiyetinde her dinden insanın barış içerisinde, huzur içerisinde yaşadığı Filistin orada Siyonizm Kongresi’nden sonra Yahudi devletinin kurulması fikriyle beraber oluşan ve oradaki yerli halkı yerinden yurdundan ederek bir işgal süreci başladı. O işgal sürecine yönelik Birleşmiş Milletler’in Güvenlik Konseyi’nin çok sayıda kararları olduğu, işgal edilmemesi, işgal topraklarından çekilmesi noktasında kararlar oldu. Sayısız kararlar var ama bu kararların hiçbirisine uymayan bir İsrail devleti maalesef bugünlere kadar gelindi. 7 Ekim’den bu yana da artık olay çok daha farklı bir boyuta geldi. Dünyanın gözü önünde bir soykırım işlendi. Bu soykırım tanımının tamamına uyan bir durum. Bir milletin sırf Müslüman olduğu için yaşadığı topraklardan çıkarılması, sürgüne tabi tutulması, katledilmesi soykırımın ta kendisi. Birleşmiş Milletler soykırım sözleşmesi ihlal edildi. Güney Afrika’nın başlatmış olduğu Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davaya biz ilk günden beyan dilekçemizi verdik. Dışişleri Bakan Yardımcımız da beyanda bulundu. Bunun bir soykırım olduğunu, ateşkesin bir an önce sağlanması gerektiğini, insani yardımların engellenmemesi gerektiğini, hatırlayın o günlerde güvenlik konseyinin huzuruna gelen insani yardım önergeleri dahil reddedilmiştir. Yani insani yardım önergesi reddedilebilir mi? ’Oradaki çocuklar aç kalsın veya ölsün. Kadınlar katledilsin.’ İşte uluslararası sistem maalesef bu. Uluslararası Adalet Divanı yargılamaya başladı. Tabii oradaki durumun soykırım olmadığını söylemek, hukukçular için mümkün değil. Tedbir kararları aldı. Soykırım sözleşmesi ihlal ediliyor dedi. Esas hakkında karar olmamakla beraber dedi. Ateşkesin bir an önce sağlanması ve insani yardımların engellenmemesi konusunda karar alındı. Bu tedbir kararlarını uygulayacak, icra edecek olan mekanizma neresi? Güvenlik konseyi. Güvenlik konseyinin huzuruna gidildi ama maalesef güvenlik konseyinin kararları birçok zaman oy çokluğuyla reddedildi. Tabi İsrail özellikle Amerika Birleşik Devleti başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin büyük desteğini alıyor. Burada İsrail aslında bir maşa. Asıl o maşayı kullanan eller maalesef insanlık düşmanı, oradaki soykırımın asıl azmettiricileridir. Dolayısıyla, insanlık bunu da gördü. Bu soykırımı ve tutumunu destekleyenler de azmettiriciler olarak dünyanın tarihine kara leke olarak geçtiler. Bunlar bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor. Şimdi tabii oradaki savaşı, soykırımı daha da genişletmenin çabası içerisinde Lübnan’a saldırdılar. Biz Türkiye olarak dünyada adaleti, hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz. Filistin sorununun kesin ve kalıcı çözümü orada 1967 sınırlarında yani İsrail’in işgal ettiği Batı Şeria, Gazze ve diğer bölgelerden çekilerek 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devleti kurulmadan oradaki akan kanın durmayacağını bir an önce bağımsız Filistin devletinin kurulması gerektiğini de biz bütün dünyaya, söylemeye, haykırmaya devam edeceğiz. Dünyada hakkaniyeti, adaleti savunmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Diğer yandan, ülkedeki adalet sisteminin daha güvenilir, gecikmeyen, hukukun üstünlüğüne dayanan öngörülebilir bir adalet sisteminin tesisi noktasında çok mesafeler alındığını ifade eden Bakan Tunç, "Biraz önce Mudanya Üniversitesi kurucusu Gıyasettin Bingöl, gençlik yıllarındaki üniversite hayatından bahsetti. Nasıl sıkıntılar çektiğinden bahsetti. Hangi kitapların yasaklandığından, nelerin konuşulamadığından bahsetti. İşte burada örnek. Bugün bu sıkıntıların hiçbirisi yok. Düşünce ve ifade özgürlüğünün önü alabildiğine açıldı. Düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, fikir özgürlüğünün olmadığı bir yerde gelişme olmaz. Özgürlükler, düşünce ve ifade kesinlikle kısıtlanamaz. Ama belli şartlarda kısıtlanabilir. O da şiddeti teşvik ediyorsa, şiddet çağrısı. Orada artık düşünce özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. Dolayısıyla özellikle ülkemiz terörle mücadele eden bir ülke. Terörle, 40 yıldan bu yana PKK terör örgütüyle mücadele ediyoruz. Hemen yanı başımızda bir terör devleti kurulmaya çalışıldı. Son yıllarda, son 5-6 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Diğer yandan 15 Temmuz’da hain bir darbe kalkışmasıyla karşı karşıya kaldık. O darbeci teröristlerle mücadele sürecimiz hem yargı alanında var hem diğer alanlarda devam ediyor. Dolayısıyla ülkemizde terörün her türlüsüyle mücadele ediyoruz. Terörün her türlü mücadele ederken de iktidarıyla, muhalefetiyle birlik olmak durumundayız. Birlik ve beraberlik içerisinde milletimizin huzurunu, güvenliğini sağlayabiliriz. Bu anlamda ülkemiz 22 yıldan bu yana temel hak ve özgürlüklerin daha da alanının genişletmesi genişletilmesi anlamında çok önemli mesafeler aldık. Bir kere mevzuatımızın temel kanunlarımızın tamamını biz yeniledik" dedi. "Yargıda yeni reform paketiyle ilgili çalışmalarımızı milletvekillerimizin takdirlerine sunacağız" Toplumun geliştiğini, ihtiyaçların çeşitlendiğini, bilişim teknolojilerinin de gelişmesiyle yeni yeni suç tiplerinin ortaya çıktığına dikkat çeken Bakan Tunç, "Sosyal medyanın görünürlüğün artması nedeniyle suçlardaki artış tüm bunlar tabi ki yeni ihtiyaçları da doğuruyor. Bu yeni ihtiyaçları da süratli bir şekilde gerçekleştirmek, ihtiyaçlara uygun mevzuat düzenlemelerini yapmak gerekiyor. Özellikle son günlerde tartışılan, işte cezasızlık algısına yönelik eleştiriler. Bu eleştirileri elbette ki dikkate alıyoruz. Bir buçuk yıldan bu yana yargı reformu strateji belgesiyle ilgili bir hazırlığımız var. Önümüzdeki birkaç hafta sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyuyla paylaşacak. Özellikle suç ve suçluyla mücadelede bir kere suçun önlenmesinden tutun da soruşturma aşaması, dava aşaması ve infaz aşamasının her biri birbirinden değerli. Bu anlamda caydırıcılığı sağlamak, özellikle suç işlemesini önlemek, suç işleyenlerin cezalarını çektikten sonra onların topluma kazandırılmasını sağlayabilmek için çok önemli çalışmalar bugüne kadar yaptık. Bundan sonra da özellikle gelişen durumlar nedeniyle yapmak durumundayız. Yargı reformu strateji belgemizde özellikle eleştiri konusu olan denetimli serbestlikle ilgili uygulamalarla ilgili, koşullu salıvermeyle ilgili ve bazı suçlar, özellikle öne çıkan, toplumun huzur ve sükunetini bozmaya yönelik davranışlara yönelik cezaların, alt sınırların arttırılmasına yönelik tutuklama tedbirinin şekline gerek mevzuatımızda gerekli uygulamaya yönelik önemli çalışmalarımız var. Bu taslak çalışmalarımızı milletvekillerimizin takdirlerine sunacağız ve bu anlamda suç şebekeleriyle mücadeleyi emniyet güçlerimizle de yargı teşkilatımızla beraber bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Toplumun huzurunu bozan suç şebekelerine, örgütlerine hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Özgürlüklerin alanını alabildiğine genişlettik dedik. Tabii bunu yaparken hem mevzuatımızdaki değişiklikler hem de anayasal düzenlemeler yaptık. Anayasamızda kadın haklarıyla ilgili, çocukların korunmasıyla ilgili. Hak arama yollarının genişletilmesiyle ilgili önemli reformları hayata geçirdik. Kamu Denetçiliği’nin kurulması, bilgi edinme hakkı, bireysel başvuru hakkı gibi birçok düzenlemeyi hayata geçirdik. Özel hayatın korunması, kişisel verilerin korunması. Bunlar anayasamızda olmayan şeylerdir. Darbe anayasasında bunlar yoktu. Ama bunlar ihtiyaçtı ve bu mekanizmaların kurulması gerekiyordu ve bunlar önümüzdeki işte 2010, 2004, 2005 ve 2017 anayasa değişiklikleriyle bir kısmı referandumla, bir kısmı mecliste oy birliğiyle yapılan düzenlemeler olarak hayata geçti. Tabii ülkemizin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşması önemliydi. Çok önemli düzenlemeleri hayata geçirdik. İşte Milli Güvenlik Kurulunun yapısı, Yüksek Askeri Şura’nın yapısı, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi, demokratik hukuk devleti ilkelerine daha uygun hale getirilebilmesi için önemli çalışmalar yapıldı. Tabii bundan sonra yapılamaz mı? Özellikle o kurum ve kuruluşların bundan sonra bu ülkede bir daha milli iradenin, demokrasinin önü kesilmesin diye vesayetçi ruhtan tamamen arındırılabilmesiyle ilgili olarak yapılabilecekler elbette ki var. Anayasamızda yapılan bunca değişiklik darbecilerin yargılanabilmesinden tutun da sıkıyönetimin ilan edilebilmeyeceğine yönelik hükümlerin kaldırılmasına yönelik sıkıyönetimin ilan edilebileceğine yönelik hükümlerin kaldırılmasından tutun da birçok demokratik düzenlemeleri anayasamızda hayata geçirdik. Ama biz şimdi diyoruz ki Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına başladık. Türkiye Yüzyılı diyoruz inşallah. Gençlerimiz burada, onların omuzlarında Türkiye Yüzyılı inşa edilecek. Bizler özellikle ön sıradakiler temeli attı. Şimdi asıl inşaat sürecini bu gençlerimiz yapacak. O nedenle gençlerimize biz güveniyoruz" diye konuştu. Mudanya Üniversitesi kurucusu Gıyasettin Bingöl ise yaptığı konuşmada, "Mudanya Üniversitesi’ni elimizden geldiği kadar dünya üniversitesi yapmak için bütün çabaları sarf edeceğiz. Çok iyi bir ekip kurduğumuzdan emin olabilirsiniz. Liyakata, puana önem verdiğimizden emin olabilirsiniz. Bütün ilanlarımız bağımsız bir şekilde ilan edilir. Layık olan kişi tercih edilir. Mudanya Üniversitesi’nde rektörümüzden hocalara, düşünülmüş, tartışılmış, sınavlardan geçip hak ederek buraya geldiler. Eski rektörümüz ve danışma kurulu başkanımız, nerede bir akıl buluyorsak oraya hemen müracaat ediyoruz. İstişare etmek, büyümek, gelişmek istiyoruz. Adalet Bakanımızın öğrencilerimize ilk dersi vermesinden dolayı çok onur duyuyoruz" ifadelerini kullandı.
Büyükşehir’de ‘Başkanlık Kupası’ heyecanı başlıyor
10 Ekim 2024 Perşembe - 14:15 Büyükşehir’de ‘Başkanlık Kupası’ heyecanı başlıyor Bursa Büyükşehir Belediyesi, kurum içi iletişimi güçlendirmek adına ‘8. Başkanlık Kupası Personel Futbol Turnuvası’ düzenliyor. 64 erkek ve 6 kadın takımı olmak üzere toplam 70 takımın mücadele edeceği turnuvada, 980 Büyükşehir Belediyesi personeli şampiyonluk için kıyasıya mücadele edecek. Bursa’da birçok alanda çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, personelin motivasyonunu artırmak amacıyla sosyal faaliyetlerini de sürdürüyor. Bu kapsamda Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı aracılığıyla ‘8. Başkanlık Kupası Personel Futbol Turnuvası’ düzenliyor. 14 Ekim Pazartesi günü başlayacak olan turnuvada, 6’sı kadın olmak üzere toplam 70 takım ve 980 personel kıyasıya mücadele edecek. Merinos Stadyumu’nda gerçekleşecek olan müsabakalar sonucunda final maçları Kasım ayı içerisinde oynanacak. Turnuvanın kura çekimi ise Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde yapıldı. Takım kaptanlarının katıldığı kurada konuşan Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanı Gökay Azak, sporun birleştirici gücünü kullanarak Bursa Büyükşehir Belediye ailesi içinde birçok etkinliğe imza atacaklarını belirtti. Turnuvaya bu sene rekor bir katılım olduğunu belirten Azak, turnuva tarihinde ilk defa kadın takımlarının da yer aldığını dile getirerek, katılan tüm kadınlara teşekkür etti.
Ayça Azak Gündüz Bakımevi ve Çocuk Kreşi açılıyor
10 Ekim 2024 Perşembe - 13:50 Ayça Azak Gündüz Bakımevi ve Çocuk Kreşi açılıyor Bursa Osmangazi Belediyesi tarafından Hamitler Mahallesi’nde inşa edilen Ayça Azak Gündüz Bakımevi ve Çocuk Kreşi, 12 Ekim Cumartesi günü saat 13.00’da düzenlenecek tören ile hizmete açılıyor. Osmangazi’nin birçok noktasına kreş inşa etme hedefi ile yolan çıkan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan, Hamitler Mahallesi’nde inşa edilen Ayça Azak Gündüz Bakımevi ve Çocuk Kreşi’ni hizmete açarak, Osmangazililere vermiş olduğu sözü yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyor. Temeli geçtiğimiz Mayıs ayında atılan kreşin inşaatı 5 ay gibi kısa bir süre içerisinde tamamlandı. Mülkiyeti Osmangazi Belediyesi’ne ait arazi üzerine, hayırsever Metin Azak’ın desteğiyle inşa edilen kreş, çocuklara çağdaş ve nitelikli bir eğitim imkanı sunacak. Toplam 500 metrekare alan üzerine tek katlı olarak inşa edilen kreş, dört sınıftan oluşuyor. 80 çocuğa eğitim verebilecek kapasitede inşa edilen kreşin içerisinde müdür odası, öğretmenler odası, veli görüşme alanı, revir, kapalı etkinlik alanı ve veliler için bekleme alanı yer alıyor. Kreş bünyesinde, çocuklar için açık etkinlik ve oyun alanları ile hobi bahçesi de bulunuyor. Geleceğe güven ve umutla bakan çocukların yetiştirileceği Ayça Azak Gündüz Bakımevi ve Çocuk Kreşi, 12 Ekim Cumartesi günü saat 13.00’da düzenlenecek tören ile hizmete açılacak.
Sakarya Kapalı Spor Salonu açılışa hazır
10 Ekim 2024 Perşembe - 12:53 Sakarya Kapalı Spor Salonu açılışa hazır Yıldırım Belediyesi’nin Sakarya Mahallesi’ne 2 bin metrekarelik alana kazandırdığı çok amaçlı spor salonunda çalışmalar tamamlandı. Yıldırım Belediyesi, mahallelerde yaşam kalitesinin yükseltilmesine katkı sağlayan yatırımlarına devam ediyor. Yıldırım Belediyesi’ninSakarya Mahallesi’ne kazandırdığıkapalı spor salonu misafirlerine hizmet vermeye hazırlanıyor. Çalışmalarda sona gelinen 2 bin metrekarelik kapalı spor salonunda eğitimlerin verileceği çok amaçlı spor salonu, idari birimler; tesis bahçesindeise otopark ve yeşil alan bulunuyor. Çocuklarımız ve gençlerimiz için Çocuklar ve gençlerin kötü alışkanlıklardan uzak kalarak sportif faaliyetlerde bulunabilmeleri için spor yatırımlarına büyük önem verdiklerinin altını çizen Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Tüm hemşehrilerimizin kolaylıkla ulaşabileceği spor tesislerini ilçemize kazandırdık. Yenilerini kazandırmak amacıyla çalışmalarımızı tüm hızıyla sürdürüyoruz. Yıldırım Belediyesi olarak ilçemizde sporu tabana yaymak ve sporla tanışmayan vatandaşımız kalmaması için çalışmalar yürütürken bir yandan da sporda ülkemizi gururlandıran nesiller yetişsin diye tüm hızla çalışıyoruz. Hemşehrilerimize söz verdiğimiz bir projeyi daha hayata geçirmenin gururunu yaşıyoruz. İlçemize ve gençlerimize yakışan Sakarya Kapalı Spor Salonu’nu yakın zamanda hemşehrilerimizin istifadesine sunacağız. Yıldırım için hayırlı olsun” dedi.
Kalaşnikofla 2 genç kızı tehdit eden şüphelinin mesajı kan dondurdu
10 Ekim 2024 Perşembe - 12:47 Kalaşnikofla 2 genç kızı tehdit eden şüphelinin mesajı kan dondurdu Bursa’nın İnegöl ilçesinde 2 genç kızı takip ve tehdit ettiği iddia edilen şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Sosyal medyaya yansıyan mesajlarda, şüphelinin kalaşnikof marka silahla kızların kapısına dayandığı iddia edildi. Hasan S. (29), iddiaya göre kız arkadaşı Sümeyye K.’nin (26) evinin kapısına kalaşnikofla gelip, tehdit etti. Hasan S. daha sonra Sümeyye K.’nin ablası Hülya K.’ye (28) sosyal medya hesabından "Bu kızın organlarını yakmayı düşünüyorum, sonra satacağım" diye mesaj attı. Bu duruma sinirlenen Hülya K., Hasan S.’nin attığı mesajı ekran görüntüsü alıp kardeşine gönderdi. Abla ve kardeşi, tehdit mesajları atan Hasan S. hakkında karakola giderek şikayette bulundular. Sosyal medyada yayılan tehdit mesajlarıyla beraber polis ekipleri şüpheliyi kısa sürede yakaladı. "Ben o mesajları atmadım" Hasan S.’nin ifadesinde "Ben o mesajları atmadım. Suçlamayı kabul etmiyorum" dediği öğrenildi. Sorgulamasının ardından adliyeye sevk edilen şüpheli mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. "Kolumu ısırdı, keleşle kapıma geldi" Sosyal medyaya yansıyan mesajlar ise kan dondurdu. Büyük korku yaşayan Sümeyye K.’nin "Kaçmaya çalışırken kolumu ısırdı. Peşimde geziyor. Keleşle kapıma geldi" sözleri tüyler ürpertti. "Bu kızın organlarını yakacağım" Şüphelinin, "Bu kızın organlarını yakmayı düşünüyorum, sonra satacağım" şeklindeki mesajları da büyük tepki topladı.