Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Bursa
Bursa’da bir göl daha yok oluyor...
17 Aralık 2025 Çarşamba - 10:11:46
Bursa’nın şeftali, armut, siyah incir ve kiraz gibi önemli tarım ürünlerinin üretildiği tarım alanlarının sulanmasında önemli rol üstlenen Gölbaşı göletinin, aralık ayında olunmasına rağmen içler acısı hali tedirgin ediyor. Kestel ilçesindeki Gölbaşı göleti, Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla 1933’te tarımsal sulamaya katkı sağlaması amacıyla inşasına başlandı ve 1938’de hizmete alınmasından bu yana Bursa Ovası’nın verimli topraklarıyla suyun buluşmasında önemli görev yerine getirdi. Özellikle şeftali, armut, siyah incir ve kiraz gibi Bursa’ya özgü tarım ürünlerinin üretildiği Kestel ve Gürsu ilçelerindeki topraklar Gölbaşı göletinden gelen suyla sulandı. Bu yıl yaşanan kuraklık ve yıllardır tabanıyla ilgili sorunun çözülmemesi nedeniyle Gölbaşı göletindeki durum tehlikeli boyutlara ulaştı. Aralık ayının ortalarına gelinmesine rağmen ortada bir tepsi misali az miktarda suyu bulunan göletin içler acısı durumu çiftçileri ve sektör paydaşlarını tedirgin ediyor. Neredeyse sulak alan özelliğini kaybetmek üzere olan tehlike çanlarının çaldığı Gölbaşı göletinin böyle giderse kuruması durumunda Bursa Ovası’ndaki tarımın bitme noktasına geleceği belirtiliyor. 14 metre dolgu gölü tepsi yaptı Gölbaşı yakınlarında zeytin bahçesi bulunan DSİ’den emekli çiftçi Orhan Çağlayan, yukarıdan gelen sellerin getirdiği rüsubatlar yüzünden göl tabanında 14 metreye yakın dolgu bulunduğunu söyledi. Göletin özelliğini kaybettiğini ve adeta bir tepsi konumuna geldiğini vurgulayan Çağlayan, "Su toplama kapasitesi çok düştüğü için çiftçiler mağduriyet yaşıyor. Bu yıl şiddetli bir kuraklık da söz konusu. Gölün bir an önce yükseltilmesi gerekiyor. DSİ’nin 2014 yılında bitirmesi gerekiyordu planlama diye diye bugüne gelindi. Bir an öce yapılması gerekiyor." dedi. Buradaki göletin tam anlamıyla tekrar faaliyete geçirilmesi gerektiğine dikkati çeken Çağlayan, böylece daha çok su depolanabileceğini ve bölge tarımının rahat nefes alacağını anlattı. Şu anda kış döneminde olunmasına rağmen yeterli yağış düşmediğini aktaran Çağlayan, "Henüz daha toprak doymadı, çamurdan bahçelere giremememiz lazım ama öyle değil. Toprak aç suya ve gelen yağış ancak kendisine yetiyor. Toprak doyacak sonra baraja akacak ancak gölet yerinde kalırsa." diye konuştu.
17 Aralık 2025 Çarşamba - 10:02
Aşırı kırmızı et tüketimi, kanser riskini arttırıyor
Kanserin dünya genelinde ölümlere sebep olan en yaygın hastalıklardan biri olduğunu belirten Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nilüfer Avcı, ancak birçok kanser türünün ortaya çıkması engellenebilir ve kanser riskini azaltmak için birçok adım atılabileceğini söyledi. Kanser riskini azaltmak için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek çok önemli olduğuna dikkat çeken Medicana Bursa Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nilüfer Avcı, beslenme tavsiyelerinde bulundu. Avcı, "Aşırı miktarda kırmızı et tüketimi kolon, rektum ve prostatkanseri riskini artırmaktadır. Aşırı kilonun ve yetersiz fiziksel aktivitenin göğüs, rahim, kolon ve yemek borusu kanserine sebep olabilir. Salamura et ve şarküteri tüketiminin kolon ve rektum kanserine yakalanma riskini artırır. Balık tüketiminin kolon ve rektum kanseri riskini azaltır. Bazı besinler toksik bileşenler içerir. Bu bileşenlerin bazıları pişirme yöntemleri sebebiyle açığa çıkar. Bazıları ise tarımda kullanılan zirai ilaç ve kimyasalların, kimyasal gübrelerin, parazit ilaçlarının kalıntılarıdır. Bu kimyasalların besinlerde bıraktığı kalıntılar insan sağlığı için son derece zararlıdır. Bu tarım ilaçlarının ilk kurbanları ise bu tehlikenin farkında olmayan çiftçilerdir. Ürünlerin hasat sonunda depolama, saklama, işleme ve arıtma teknikleri son derece önemlidir. Bu aşamalarda yapılan hatalar sağlığımız için gerekli gıdaları birer silah haline dönüştürebilir" dedi. Vücudun su ve mineral ihtiyacının dengeli olarak karşılanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Avcı, "Bir yetişkinin günlük su ihtiyacı 2,5 litredir. Bunun 1 litresini tükettiğimiz gıdalardan alırken, kalan 1,5 litresini içeceklerden almak gerekir. Günde en az 4 porsiyon meyve tüketilmeli, mevsim meyveleri tercih edilmeli. Meyvelerin farklı öğünlerde tüketilmesi gerekiyor. Günde bir veya iki porsiyon çiğ sebze ve en az bir porsiyon pişmiş sebze tüketilebilir. Yeşil, sarı, kırmızı sebzelerden her gün en az birer porsiyon tüketilmesi gerekir" diye konuştu. Nohut, kuru fasulye ve barbunya gibi kuru baklagillerin kırmızı etten daha fazla tüketilmesi gerektiğini ifade eden Avcı, önerilerin besinleri şöyle sıraladı; "Haftada bir, mümkünse iki ya da üç kez balık tüketilmelidir. Yapay tatlandırıcı içeren tüm içeceklerden uzak durulmalı. Özellikle semizotu ve ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler, antioksidan etki gösteren betakaroten ve lutein açısından zengindir. Kuarsetin tam bir antioksidan, antiinflamatuvar ve antialerjik etkiye sahiptir. Ek olarak antikanserojen kansere karşı koruyucu etkisi unutulmamalıdır. Kuarsetin daha çok soğan, elma ve karabuğdayda daha az miktarda da brüksel lahanası, lahana ve kuruyemişlerde bulunur. Domates, bir antioksidan olan likopen kaynağıdır. Ek olarak karoten ve vitamin E içerir. Likopen prostat ve akciğer kanserine karşı koruyucu özellik gösterir." "Kansere karşı koruma sağlayacak tek bir besin yoktur" Zeytinyağının Akdeniz ülkelerinde daha fazla tüketildiğini söyleyen Avcı, özellikle sızma zeytinyağının rafine zeytinyağından çok daha fazla polifenol içerdiğini vurgulayarak, "Polifenol tüketimi, kanser vakaları ve kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin görülme sıklığını azaltır" dedi. Prof. Dr. Avcı, şöyle devam etti; "Soğan ve sarmısak bolca tüketilmelidir. Soğan ve sarımsak güçlü bir karsinojen olan nitrozaminleri bloke ederek bizleri kansere karşı korur. Brokoli özellikle prostat kanserine karşı koruyucu rolü olan glukorafanin içerir. Kırmızı üzüm bolca resveratrol içerir. Resveratrol kansere karşı koruyucu özellik gösterirken kanser hücrelerinin büyümesini de önler. Ahududu, çilek ve yaban mersini gibi orman meyveleri antikanserojen olan elarjik asitten zengin meyvelerdir. Elarjik asit kiraz, armut, elma ve kivide de bulunur. Doğadaki birçok besin kaynağı insanın gelişimi için gereklidir." Sağlıklı beslenmenin tek başına yeterli olamayacağını ifade eden Prof. Dr. Avcı, "Sağlıklı var olabilmek için sağlıklı yaşamayı öğrenmek gerekiyor. Spor yapmalı, zararlı alışkanlıklardan uzak durmalı, stres faktörlerini iyi yönetebilmeli, dinlenmeli ve farklı hobiler ile uğraşmalıyız. Unutmayalım, bizi kansere karşı koruyacak veya bizim kanserimizi tedavi edebilecek tek bir besin yoktur" diye konuştu.
17 Aralık 2025 Çarşamba - 09:51
Dünyanın en yüksek 2.dağına tırmanıp tarihe geçen Türk kadın dağcı o anları anlattı
Dünyanın ikinci en yüksek dağı olan Çin ve Pakistan sınırındaki K2 dağına tırmanan ilk Türk kadın dağcı olan Esin Handal (47) o anları İHA’ya anlattı. İstatistiklere göre bugüne kadar sadece dünyada 700 dağcının tırmandığı ve bunlardan 91’inin vefat ettiği 8611 metre yüksekliğindeki K2 dağında Ağustos ayındaki tırmanışta Türk Bayrağı açan Esin Handal, "Everest dünyanın en yükseği olabilir ama tırmanışı en zor dağ K2’dir. Sağlıcakla bunu yapabilmiş ve Türk Bayrağı’nı dalgalandırdığım için çok mutluyum. Tırmanış sırasında yanımdaki ekipte çok fazla vefat yaşandı. Mental olarak güçlü olmak zorunda hissediyordum" diye konuştu. Dağcılığa tesadüfen başladığı bir doğa yürüyüşünün ardından hayatını zirvelere adayan Esin Handal (47), dünyanın en zorlu dağlarından biri olarak kabul edilen K2 Dağı’na tırmanarak tarihe geçti. 8 bin 611 metre yüksekliğindeki K2’nin zirvesine ulaşan Handal, bu başarıyı gerçekleştiren ilk Türk kadını oldu. Çalıştığı özel şirketin motivasyon amacıyla düzenlediği günübirlik Ilgaz Dağı gezisinde dağcılıkla tanışan Handal, aldığı eğitimlerin ardından Türkiye’nin birçok bölgesinde tırmanışlar gerçekleştirdi. 25 yıllık dağcılık kariyerinde Türkiye’de 300’ün üzerinde zirve tırmanışı yapan Handal, yüksek irtifa dağcılığında sayılı isimler arasına girdi. Handal, 1960’lı yıllardan bu yana Sovyetler Birliği sınırları içerisindeki en yüksek beş dağa tırmanan dağcılara verilen ve dünya genelinde büyük prestij taşıyan "Kar Leoparı" unvanını alan Türkiye’deki tek kadın olma özelliğini de taşıyor. Dünyada ise bu unvana sahip 32’nci kadın dağcı olarak kayıtlara geçti. Dağcıların en büyük hayallerinden biri olarak gösterilen K2 Dağı, teknik zorlukları, sert hava şartları ve yüksek ölüm oranıyla biliniyor. Tırmanış yapan dağcıların bir kısmının hayatını kaybettiği belirtilen bu zorlu zirvede Türk bayrağını dalgalandıran Esin Handal, aynı zamanda dünyada K2’ye tırmanan ilk 20 kadın arasında yer alarak önemli bir başarıya imza attı. Ilgaz Dağı gezisi dönüm noktası oldu Çalıştığı özel şirketin motivasyon olarak Ilgaz Dağı gezisine göndermesinin ardından yaşadığı deneyimle birlikte hayata bakış açısının değiştiğini kaydeden Esin Handal, "Dağcılığa başlamam tesadüfen oldu. Bir doğa yürüyüşüne katıldım ve bu hayatımı değiştirdi. O günübirlik doğa yürüyüşü ve tırmanışından sonra, dağlara ilgim arttı ve ben bu işi yapacağım dedim. Önce eğitimini aldım, sonrasında bir zirveye kendi çabalarımla çıktım. Daha sonra da tırmanış metrelerini arttırarak şimdilerde 8 bin metrelere tırmanıyorum. Benim başladığım zaman yani 25 yıl öncesinde bu kadar kulüp ve imkan yoktu. Ama her şehirdeki dağlarda festivaller düzenlenirdi. Bu festivallere katılarak zirveleri öğrendim. Şu anda da Türkiye’de 300’ün üzerinde tırmanışım var" şeklinde konuştu. Türkiye’nin tek kadın "Kar Leoparı" Dağcılar arasında dünyanın en prestijli unvanlarından olan "Kar Leoparı" unvanına sahip tek Türk kadını olduğunu belirten Handal, "Dünyada da çok az kadında var. Ama ben Türkiye’deki ilk kadın ‘Kar Leoparı’ unvanına sahibim. Şu an benden başka kimsede yok ama umarım ileride olacaktır. Dünyada da bu unvana sahip 32’nci kadınım. Erkelerin sayısı biraz daha fazla, dünyada 600’e yakın erkek bu unvanı aldı. Bu unvan 1960’lı yıllarda verilmeye başlanmış çok eski bir unvan ve dünyadaki bütün dağcılar tarafından kabul ediliyor. Sovyetler Birliği döneminde kendi sınırları içerisinde en yüksek 5 dağa tırmanınca bu unvan veriliyor. Nesli tükenmekte olan kar leoparlarına dikkat çekmek için bu isim konulmuş. Bunu ülkemizden 3 kişi aldı. İlk Türk 25 yıl önce aldı, sonrasında ben ve Bülent Çınar bu unvanı kazandık" dedi. Zirvede Türk bayrağı dalgalandırdı Dünyanın en zor tırmanışı olarak kabul edilen K2 dağı zirvesinde Türk bayrağını dalgalandıran Handal, "K2 dağına çıktım bu sene, daha ayağımın tozuyla geldim. Dünyanın en zor dağı, tırmanış yapanların bir kısmı vefat ediyor. Çıkılması çok teknik bir dağdır. Bunu başarmış olmak beni çok mutlu etti, yıllardır bunun için çabalıyorum. Bizim gibi bütün dağcıların hayali K2’dir. Everest dünyanın en yükseği olabilir ama tırmanışı en zor dağ K2’dir. Sağlıcakla bunu yapabilmiş olduğum için mutluyum. 8 bin 611 metre yüksekliğe sahip ama havası çok değişken Çin ve Pakistan arasında ve Çin’den gelen çok sert rüzgarlar var. Tamamen teknik bir tırmanış yapıyorsunuz, herhangi bir düz yürüyüş içermiyor. Kamp yerleri çok zor ve çığ riski çok yüksek bir dağ. Hatta benim yanımdaki ekipte çok fazla vefat yaşandı. Mental olarak güçlü olmak zorunda hissediyorum. Aynı zamanda arama-kurtarma ekibindenim. Aslında felaket durumlarında müdahaleye de hazırım. Bu nedenle biraz daha alışkınım ama gözünüzün önünde bu tür olaylar olması yüksek irtifa dağlarında sizi çok yıpratıyor. Bütün şartlara rağmen daha dayanıklı olmaya çalıştım. Tabiî ki moraliniz bozuluyor ama dağcılığın gerçeği bu" dedi. "Daha yüksek hedeflerim var" Daha büyük hedefler için destek beklediğini kaydeden Handal, "Birçok dağcının hayali hayatlarının bir evresinde mutlaka K2’ye tırmanmaktır. Çok şükür bu sene ben bunu da başardım. K2’ye tırmandım ve dünyadaki ilk 20 kadın arasına girdim. Şu an Türkiye’de bunu gerçekleştirebilen bir elin parmaklarını geçmiyor. Ama benim daha da büyük hedeflerim var. Çünkü dünyada daha da yüksek dağlarımız var. Ben hepsinde Türk Bayrağını dalgalandırmak ve ülkemizi gururla temsil etmek istiyorum. Tabi bu birazda projeme destek bulmakla ilgili bir durum. Umarım sağlığım el verdikçe dağlara çıkacağım" dedi.
17 Aralık 2025 Çarşamba - 09:51
Bursa’da korku dolu anlar: Agresif sürücü küçük çocuğu hiçe saydı
Bursa’nın Osmangazi ilçesinde seyir halindeki bir aracın kadın sürücüsü, 2 yaşındaki kızının gözü önünde başka bir sürücünün agresif hareketleriyle karşı karşıya kaldı. Olay, Bağlarbaşı Mahallesi’nde meydana geldi. Yaşanan gerginlik sırasında araçtan inen sürücünün öfke dolu tavırları paniğe neden olurken, araçta bulunan kadın sürücü kucağındaki 2 yaşındaki kızını korumaya çalıştı. Anne, küçük çocuğun korkudan titreyerek ağlamaya başladığını ifade etti. Cep telefonu kamerasına yansıyan anlarda yaşanan gerilim kısa sürede çevredeki vatandaşların da dikkatini çekti. Görüntülerin sosyal medyada yayılmasıyla birlikte olay büyük tepki toplarken, trafikte bu denli kontrolsüz davranışların ciddi tehlike oluşturduğu bir kez daha gözler önüne serildi.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 14:08
Sencer Solakoğlu, Bursa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğinden istifa etti
Bursa İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sencer Solakoğlu, birlikteki görevinden istifa ettiğini duyurdu. Solakoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Tarım ve Orman Politika Kurulu Başkanı oldu. Solakoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye’de önemli sorunlardan birisinin sivil toplum örgütlerinin siyasallaşması olduğunu belirtti. Sivil toplum kuruluşlarında siyasallaşma olduğu zaman eleştirilerin sınırlı kaldığını istenen sonucun alınamadığını dile getiren Solakoğlu, "Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliğinin en son yaptığı talihsiz açıklama buna en iyi örnek; ithalatı öven, Türkiye’nin süt konusunda nasıl başarılar yakaladığını ve bakanın nasıl başarılı olduğunu öven... Halbuki, bahsettikleri sözleşmeli tarımın nasıl çalışmadığını Bursa Birliğinde gördük." dedi. Hak hukuk adaletten hiçbirinin çiftçiye olmadığını vurgulayan Solakoğlu, şöyle devam etti: "Ne verilirse onunla yetinmek zorunda olan çiftçi. Çok çeşitli STK’lerde sesimi yükselttim gayret ettim. İnsanlara Türkiye’nin potansiyelini ve yapılanların na kadar az oduğunu gözler önüne sermeye çalıştım. Ne yazık ki STK platformunda bir zaman sonra tıkanıyorsunuz, bir sonraki aşamaya geçmek zorundasınız. Bursa Damızlık Sığır Yetiştiricieri Birliğinden istifa ediyorum. Sesimi daha gür çıkarabileceğim daha etkili bir pozisyona geçme kararı aldım. Hangi platform olursa olsun siyaset üzeri çözüm üreten, Türkiye’nin geleceğini planlayabileceğim bir mecraya gidiyorum. Daveti kabul ettim. Bu daveti yapanlara teşekkür ediyorum. Yakında platformu açıklayacağım, duyacaksınız."
15 Aralık 2025 Pazartesi - 14:07
BUÜ’de personel motivasyonu ön planda
Üniversitenin geliştirilmesi ve çok daha nitelikli eğitim-öğretim hizmeti verebilmesi amacıyla farklı organizasyonlara imza atan Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) yönetimi, son olarak öğrenci işleri daire başkanlığı personeli ile bir araya geldi. BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ve Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Prof. Dr. Cafer Çiftçi ve Genel Sekreter Mehmet Aydemir’in hazır bulunduğu programda, OİDB personeli ile devam eden çalışmalara dair görüş alışverişinde bulunuldu. "ÖİDB üniversitenin yüzüdür" Törende konuşan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, ÖİDB’nın doğrudan öğrenciyle iletişim kurması sebebiyle üniversitenin yüzü olduğunu vurguladı. Personelin güler yüzlü, çalışkan ve aidiyet duygusuyla hareket etmesinin öğrenci memnuniyetine ve akademik personelin motivasyonuna doğrudan yansıdığını belirten Prof. Dr. Yılmaz, değerli katkıları için herkese şükranlarını sundu. Rektör, üst yönetim olarak idari personelin yükselme imkanlarının önünü liyakate bağlı olarak açık tutma gayretinde olduklarını ve fiziki altyapı imkanlarını sunmaya devam edeceklerini ekledi. "Çalışmaları taçlandırmak için bir aradayız" Öğrenci İşleri Daire Başkanı Nurten Alakoç ise personelin her zaman özveriyle ve kurumsal aidiyet duygusuyla iş ayırmadan çalıştığını vurguladı. Bu organizasyonun sadece onları onore etmek, çalışmalarını ve başarılarını taçlandırmak gayesiyle düzenlendiğini ifade eden Alakoç, etkinliğe katılarak kendilerini onurlandıran üst yönetime de teşekkürlerini iletti. Kahvaltının ardından ÖİDB Daire Başkanı, Şube Müdürleri ve tüm ÖİDB Personeline emeklerinden dolayı hazırlanan belgeleri takdim edildi. Organizasyon, fotoğraf çekimi ile son buldu.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 12:39
Bursa’da ilginç bir yıkım
Bursa’da yeni yapı için yıkılacak olan 4 katlı eski bina, iş makinesi tarafından ilginç yöntemle yerle bir edildi. Binanın çatısından başlayacağına, zemininden başlayınca ortalık savaş alanına döndü. İlginç yıkım, Bursa’nın Osmangazi ilçesi Sakarya Mahallesi 10. Yavuz sokakta gerçekleşti. Eski binanın yıkılarak yerine yeni bina yapımı için hareke geçen yüklenici firma, iş makineleriyle sokağa geldi. Binanın yıkımı için harekete geçen iş makinesi, çatı kısmından aşağı doğru binayı yıkacağına zeminden işe başladı. Binan ilk iki katı yıkı yıkılırken, 3’üncü ve 4’üncü katı yandaki binaların arasında asılı kaldı. İş makinesinin binanın 3’üncü katına darbe vurmasıyla, geri kalan katları da yerle bir oldu. Sokak toz bulutuyla kaplanırken, vatandaşlar ilk defa böyle bir yıkım gördüğünü söyledi. Araçlar, evler ve yerleri toza bürünürken, hiç kimseye bir zarar gelmemesi sevindirdi.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 12:20
Bursa Şehir Hastanesi’nde gerçeğini aratmayan deprem ve yangın tatbikatı
Bursa Şehir Hastanesi ’Hastane Afet ve Acil Durum Planları (HAP)’ kapsamında afet bilincini artırmak ve acil durumlara hazırlığı güçlendirmek amacıyla kapsamlı bir deprem ve yangın tatbikatına ev sahipliği yaptı. Gerçeğini aratmayan tatbikat, HAP Başkanı Hastane Başhekimi Doç. Dr. Salih Metin, hastane personeliyle itfaiye ve güvenlik ekiplerinin yüksek koordinasyonuyla başarıyla tamamlandı. Tatbikat senaryosu gereği, saat 09.30’da merkez üssü Yalova Esenköy olan 7.2 büyüklüğünde meydana gelen depremle birlikte alarm sistemleri devreye girdi. Hastane içinde bulunan doktorlar, hemşireler, teknik ekipler ve yönlendirme görevlileri, önceden belirlenmiş toplanma alanlarına hızlı ve düzenli bir şekilde hareket etti. Özellikle yoğun bakım ve acil servislerdeki hastaların tahliyesi, ekiplerin profesyonelliğini gözler önüne serdi. Depremin ardından senaryoya göre, hastanenin yoğun bakım bölümünde küçük çaplı bir yangın çıktığı varsayıldı. Yangın algılama sistemlerinin uyarısıyla harekete geçen ekipler, kısa sürede bölgeyi güvenli hale getirirken, Bursa Büyükşehir Belediyesi itfaiyesi de destek amacıyla tatbikata katıldı. Tatbikatta UMKE ve jandarma ekipleri de hazır bulundu. Ekipler, yangının kontrol altına alınması ve muhtemel can kayıplarının önlenmesi için koordineli bir müdahale gerçekleştirdi. "Riskleri önceden görüyoruz" Hastane Başhekimi Doç. Dr. Salih Metin, tatbikatın ardından yaptığı açıklamada, afetlere hazırlığın önemine dikkat çekti. Bu tatbikatlarla hem personelin hem de hastaların güvenliğini en üst düzeye çıkarmayı hedeflediklerini vurgulayan Doç. Dr. Metin, "Gerçek bir afet anında saniyelerin ne kadar kritik olduğunu biliyoruz. Amacımız, herhangi bir acil durumda panik yaşanmadan hızlı ve etkili bir müdahale gerçekleştirmek. Tatbikatlar, hem ekiplerimizin reflekslerini güçlendiriyor hem de muhtemel riskleri önceden görmemizi sağlıyor. Bu kapsamlı tatbikatın başarıyla tamamlanmasında emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma, kurum içi müdahale birimlerimize ve iş birliği içinde çalıştığımız UMKE, jandarma ve itfaiye ekiplerine teşekkür ediyorum. Her bir çalışanımızın sergilediği dikkat, disiplin ve koordinasyon, hastanemizin afetlere karşı dayanıklılığını artırmakla kalmıyor aynı zamanda toplumumuza güven veriyor. Bu bilinç ve iş birliği ruhu, gerçek bir acil durumda hayat kurtaracak en büyük gücümüzdür" şeklinde konuştu.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 12:13
Nilüfer’de ‘Ustalara Saygı’ konserleri başladı
Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen 2Saz 1Ses projesi kapsamındaki ‘Ustalara Saygı’ konserleri, Nâzım Hikmet Kültürevi’nde başladı. Gecede Türk Halk Müziği’nin sevilen eserleri, keman, saz ve vokal uyumuyla sanatseverlerle buluştu. Nilüfer Belediyesi, 2Saz 1Ses projesi kapsamında düzenlenen "Ustalara Saygı" konser serisinin ilki, Nâzım Hikmet Kültürevi’nde gerçekleştirildi. Ustaların mirasını yeni yorumlarla buluşturmayı hedefleyen konserde, Ozan Sari kemanıyla, Mahmut Cemal Sari ise sazıyla sahne aldı. İkili, müziğin farklı tınılarını ortak bir ruhla birleştirerek dinleyicilere sundu. Enstrümantal performansa, gecenin konuk sanatçısı Salih Taşkın da sesiyle eşlik etti. Konser repertuvarında Türkiye’nin farklı yörelerinden izler taşıyan eserlere yer verildi. Sanatçılar; "Haydar Haydar", "Ben Kendimi Gülün Dibinde Buldum", "Üç Güzel Oturmuş", "Söğüt’ün Erenleri", "İnce Mehmet Türküsü" ve "Gemi Kalkar Sulara Akar" gibi Türk Halk Müziği’nin önemli türkülerini seslendirdi. Sanatseverlerin ilgiyle takip ettiği konseri, Nilüfer Belediye Meclis Üyeleri Gülver Deniz ve Ali Sezgin de izledi. Gecenin sonunda sahneye gelen Deniz ve Sezgin, performanslarından dolayı sanatçıları tebrik ederek günün anısına hediye takdiminde bulundu.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 11:44
Engelli öğrenciler unutulmaz bir gün yaşadı
İnegöl Belediyesi Engelsiz Yaşam Merkezinde Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası kutlandı. Engelli öğrenciler ve ailelerinin hazırladığı ikramlarla hem keyifli bir etkinlik gerçekleşti hem de yerli malı kullanmanın önemine vurgu yapıldı. İnegöl Belediyesi’nin engelli bireylere eğitim ve rehabilitasyon desteği sağladığı, halihazırda 50 öğrencinin eğitim aldığı Engelsiz Sosyal Yaşam Merkezi, Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftasını kutladı. Engelli bireylerin hayata hazırlık ve sosyal entegrasyonunu sağlayan, aynı zamanda bakım ve aile desteği veren, belirli aralıklarla düzenlenen etkinliklerle de engelli bireylerin toplumsal katılımını sağlayan merkezde, yerli malı etkinliği renkli görüntülere sahne oldu. Engelli öğrenciler unutulmaz bir gün yaşadı Velilerin ve merkez idarecilerinin hazırladığı ikramlarla kutlanan Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası programında, İnegöl Belediye Başkan Yardımcısı Derya Uysal’da öğrencilerle beraber oldu. Engelli öğrencilerle yakından ilgilenip ailelerle sohbet eden Derya Uysal, hazırlanan ikramların da tadına baktı. Engelli öğrenciler de hem ikramlar hem de çeşitli eğlencelerle unutulmaz bir gün yaşadı. Dayanışmanın da en güzel örneği Yerli malı haftasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başkan Yardımcısı Derya Uysal, "Burası inegöl’ümüzün kalbi, bizim için çok kıymetli bir merkez. Engelsiz Sosyal Yaşam Merkezimiz sadece bir merkez de değil; sevginin, emekle yoğrulmuş başarının, engelleri aşma iradesinin simgesidir. Bugün özelinde de velilerimiz ve merkez idarecilerimiz yerli mallarıyla ilgili çok güzel ikramlar, sunumlar hazırlamışlar. Öncelikle bu buluşmaya katkı sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum. Bu özel gün; tasarrufun, yerli üretimin ve milli ekonomiye katkının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattığı gibi, aynı zamanda birlik ve dayanışmanın da en güzel örneklerinden biri. Öğrencilerimiz ve velilerimizin hazırladığı ikramlar da bu dayanışma ruhunun en güzel göstergelerinden oldu" dedi.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 11:08
Bursa’da kadınlar örgü için yarıştı
Bursa’da örgü konseptiyle dikkat çeken bir kafede düzenlenen "Örgünü Giy Gel" yarışmasında, 24 yarışmacı kendi tasarlayıp ördükleri giysilerle sahneye çıktı. Yarışmacıların birbirini puanladığı etkinlikte birincilik Nilay Türker Kaplan’ın oldu. Sanat, tasarım ve el emeğini aynı çatı altında buluşturan Reglan Kafe, Bursa’da dikkat çeken etkinliklere ev sahipliği yapmayı sürdürüyor. Kentte örgü konseptiyle ilgi gören kafede "Örgünü Giy Gel" mottosuyla düzenlenen yarışmayla örgü tutkunlarını bir araya getirdi. Örgü sanatını sosyal bir deneyime dönüştüren etkinlik, hem katılımcılar hem de izleyiciler tarafından ilgiyle takip edildi. Organizasyonda 24 yarışmacı, tamamen kendi tasarladıkları ve kendi elleriyle ördükleri giysilerle sahneye çıktı. Yarışmanın en dikkat çeken yönlerinden biri değerlendirme süreci oldu. Yarışmacılar, jüri yerine birbirlerini puanlayarak dereceye giren isimleri belirledi. Bu yöntem, etkinliğe samimi bir atmosfer kazandırırken güçlü bir topluluk ruhu oluşturdu. Yapılan puanlama sonucunda birincilik ödülü Nilay Türker Kaplan’a verildi. Şeyma Erkoca ikinci, İrem Kardaş ise üçüncü oldu. Çeyizi için yıllar önce ördüğü dantel fiskos örtüsünü dönüştürerek eteğe çeviren Nilay Türker Kaplan, gecenin en dikkat çeken ismi olarak öne çıktı. Nilüfer’deki kafenin işletmecilerinden Selin Köfteci, gerçekleştirilen yarışmaya ilişkin, "‘Örgünü giy gel’ yarışmasıyla hem üretmenin hem paylaşmanın keyfini aynı masada buluşturduk. Bu akşam buradaki insanlar sadece kahve içmedi, emeğini giyip gururla sergiledi" ifadelerini kullandı. Kafenin diğer işletmecisi olan Ceyda Öztürk ise, "Türkiye’de bir ilke imza attığımız etkinliğimiz çok eğlenceli geçti birbirinden güzel farklı yaşlarda farklı tarzlarda insanı bir araya getirip örgüleri yarıştırdık" şeklinde konuştu. Yarışmanın gördüğü yoğun ilgi üzerine yeniden düzenleneceği belirtildi. Yeni yarışmanın tarihi ve yenilenen formatının, önümüzdeki günlerde Reglan Kafe’nin sosyal medya hesapları üzerinden duyurulacağı bildirildi. Örgü tutkunlarını bir araya getiren bu özel konseptin geleneksel hale getirilmesi hedefleniyor.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 10:26
Faizler yükselince, yatırımcı altın ve dövize kaçtı
Faiz oranlarının yüksek olmasıyla birlikte gayrimenkul yatırımı yapmayan herkesin döviz, altın ve benzeri yatırımlara yöneldiğini ifade eden gayrimenkul danışmanı Sare Semiha Akbulut, Bursa’nın İzmir istikametine değil, İstanbul istikametine doğru büyümesi gerektiğine dikkat çekti. Sare Semiha Akbulut, gayrimenkul sektöründe umudun faizlerin düşmesinde olduğuna dikkat çekti. Bursa’nın ulaşım açısından İstanbul, İzmir, Ankara gibi şehirlerin merkezi konumda olduğunu belirten TİG Nilüfer Şubesi Brokeri Sare Semiha Akbulut, "Bununla birlikte otomotiv yan sanayi, tekstil ve gelişen sanayi olması sebebiyle ciddi göç almaktadır. Bursa’nın en büyük sıkıntısı konuttur. Konut ihtiyacına cevap verebilmek için yeni imar alanlarının olması, yeni konutların ve projelerin yapılması gerekiyor. İmara açılmasının yanı sıra, hızlıca alt yapı çalışmalarının da tamamlanması gerekiyor. Çünkü Kayapa bölgesi çok güzel bir konsept olmasına rağmen, alt yapı sonu var. Bunun yanı sıra, Bursa’da sadece batı tarafını yapılan projeler sebebiyle trafikte büyük sorun olmaktadır. Bursa’nın artık İstanbul tarafına da yatırımlarla genişlemesi gerekiyor. Bu bölgede imara açılması gereken yerlerin değerlendirilip, Bursa’nın eşit bir şekilde büyümesi trafik ve nüfus olarak daha sağlıklı olacaktır" dedi. "Faizlerden dolayı, gayrimenkul alamayanlar, altın ve dövize yöneldi" Herkes kredi faiz oranları yüksek diye, yatırımlarını gayrimenkule değil de altına ve dövize yapmak zorunda kaldığını belirten gayrimenkul danışmanı Sare Semiha Akbulut, "Kredi oranlarının gayrimenkul için yapılacak yatırımlarda biraz daha düşük olması gerekiyor. 0,90’lara kadar inmesini bekliyoruz. Bu zor gibi görünüyor. Ancak en kötü ihtimal ile 1,5 seviyelerine kadar inmelidir. Bu oranlar yatırımcıları harekete geçirecektir. Çünkü gayrimenkul yatırımı yapmak isteyenler, kredi çekmek zorunda kalıyor. Kredi oranları da yüksek olduğu için elinde olan nakit parasını, döviz veya altın alarak değerlendiriyor" diye konuştu. Bursa’da Nilüfer Şubesinin açılışını gerçekleştiren TİG Nilüfer Şubesi Brokeri Sare Semiha Akbulut’u diğer bölgelerdeki brokerler de yalnız bırakmadı. Görkemli bir açılışa imza atan Akbulut, "Gayrimenkul sektöründe 15’inci yılımı geride bıraktım. Daha önce televizyon, radyo gibi kurumlarda görev aldım. Daha sonra gayrimenkul alanının büyüyen ve gelişmesiyle bu alanda eğitimler aldım. Sonunda kendi ofisimi açtım. Bu süreç içerisinde de çok güzel işlere imza attık" dedi. "Bir avuç toprağı olan zengindir" Açılışta yer alan TİG Türkiye kurucu üyesi Halit Baş, "Türkiye genelinde toprak yatırımlar içerisinde en iyi yatırımdır. Toprak hiçbir zaman kaybetmez. Bundan birkaç yıl önce metrekaresi ile bugün ne kadar olduğuna iyi bakılmalıdır. Altın çok kazandırıyor gibi görünse de, belli bir ivmeden sonra durağanlaşıyor. Ancak gayrimenkul öyle değil. Bugün 1 karış toprağı olan her zaman için bana göre, zengin adamdır. Faiz oranları bana göre gayrimenkul piyasasını çok kötü etkiledi. Özellikle konut alımlarında çıkan yüksek faiz, alıcıyı sıkıntıya soktu. Sadece ev sahibi olabilme, barınmak için konut alan orta kesime faiz yükü de geldiği için artık kimse alıma yanaşmıyor. Önceki yıllara göre, şuan ki konut alımları faiz oranlarından dolayı düştü. 2026’da faiz oranları daha makul rakamlara inerse, insanlar barınma ihtiyaçlarını da karşılamış olur" şeklinde konuştu. Ev ararken bu sektöre giriş yaptığını belirten TİG Türkiye Yönetim Başkanı Mine Baş, "Bir ev hanımı tarafından bana ev gösterilirken, neden ben yapmıyorum diye bu yola çıktım. İlk başkan bilmediğim bir sektör olduğu için farklı kurumlarda belli yıllarda çalışarak hem deneyim, hem de eğitimler aldım. Daha sonra kendi markamı kurdum. Gayrimenkul benim ‘ek işim değil, tek işim’ olduğu için bu sloganla yola çıktık. Hedefimiz 100 ofise ulaşmaktır. Şuan da 10 ofis açılışını gerçekleştirdik. Bütün ev hanımları benim gibi başarabilir" dedi.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 09:54
Uludağ’daki tatbikat gerçeği aratmadı
Kış turizminin gözde merkezlerinden Uludağ’de sezon hazırlıkları sürüyor. Uludağ’ın zorlu kış şartlarında teleferik ve telesiyejlerde mahsur kalma ihtimaline yönelik kar yağışı altında yapılan tatbikat, gerçeği aratmadı. Bursa’da AFAD ve JAK ekipleri, Uludağ’da gerçekleştirdikleri kurtarma tatbikatında yürekleri ağza getirdi. Uludağ’ın karla kaplı bölgesinde 35 AFAD ve 2 tim JAK ekibi, duran telesiyejdeki kişileri sağlıklı bir şekilde yere indirmek için akrobatları aratmayacak şekilde tellerde ilerledi. Mahsur kalanlara ulaşan ekipler, onları sağlıklı bir şekilde indirmek için gereken bütün önlemleri aldı. Kış aylarında sağlıklı bir insanın bile eksi derecelerdeki havada hareketsiz kalması, donma tehlikesi yaşamasıyla karşı karşıya gelebileceğini belirten ekipler, senaryo gereği teleferikte mahsur kalan ekip arkadaşlarını güvenli bir şekilde kurtardı. Ayrıca, uzman eğitmenler eşliğinde verilen eğitimlerde personel, hem teorik bilgi ediniyor hem de sahada uygulamalı olarak deneyim kazanıyor. Ekiplerin özellikle kış aylarında Uludağ’da yaşanabilecek muhtemel kazalara karşı hazırlıklı olması hedefleniyor.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 09:53
7 kat artan rayiç bedeli için dava açtılar, kazandılar
Bursa’nın Gemlik ilçesinde 7 kata varan orandaki rayiç bedelleri mahkemelik oldu. Emlak vergisine de yansıyacak astronomik bedeller üzerine Gemlik Ticaret ve Sanayi Odası dava açtı. Dava ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da devreye girmesiyle meclisteki düzenleme ile rayiç bedellerinin yüzde yüzün üzerinde arttırılamayacağına karar verildi. Gemlik’te bulunan 35 mahallede, Gemlik Belediyesi tarafından yüzde 700’lere varan rayiç bedel artışlarına karşı dava açan Gemlik Ticaret ve Sanayi Odası (GTSO), aynı zamanda Ankara’da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) nezdinde de girişimlerde bulundu. GTSO Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda TOBB Mevzuat Komisyonu Üyesi olan Hasan Hamaloğlu’nun, konuyu TOBB’a resmi olarak iletmesinin ardından başlayan çözüm arayışları, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Tespit Komisyonu gündemine taşındı. Komisyon görüşmelerinin ardından TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen yasa ile mağduriyetlere yol açan fahiş emlak vergisi artışlarına sınırlama getirildi. Yeni düzenlemeye göre, emlak vergisine esas alınan rayiç bedeller en fazla iki kat artırılabilecek. Buna göre 2026 yılı için hesaplanacak bina ve arazi vergi değerleri, 2025 yılına ait vergi değerlerinin iki katını aşamayacak. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan GTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hamaloğlu, sürecin başından itibaren titizlikle takip edildiğini vurguladı. Hamaloğlu, "Belediye tarafından yapılan ve yüzde 700’lere varan artışlar kabul edilemez boyuttaydı. Hukuk servisimizle konuyu değerlendirdik ve oda yönetimimizin aldığı karar doğrultusunda, iki bin 500 oda üyemizi de yakından ilgilendiren bu yüksek zammın iptali için 14 Temmuz 2025 tarihinde 1. Vergi Mahkemesi’ne dava açtık," dedi. Hamaloğlu açıklamasının devamında, "Bunun yanı sıra üyesi olduğum TOBB Mevzuat Komisyonu aracılığıyla konuyu ülke gündemine taşıdık. Sayın Cumhurbaşkanımızın da dikkatini çeken bu mesele, vatandaşımızın ve sanayicimizin lehine bir sonuçla neticelendi. Genel Kurul’da gerçekleşen görüşme sonrası 2026’da uygulanacak emlak vergisinde üst sınır belirlendi. Alınan karara göre, 2026 için hesaplanan vergi değerleri 2025’in vergi değerlerinin 2 kat fazlasını geçemeyecek. Hayırlı olsun," ifadelerini kullandı.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 09:49
Vatandaşın telefonlarını Başkan Erkan Aydın açtı
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Osmangazililerin istek ve taleplerine cevap vermek için 24 saat esasıyla hizmet veren Osmangazi Belediyesi Çağrı Merkezi’ni ziyaret etti. Vatandaşların şikayetlerini bizzat kendisi not alıp telefonlara cevap veren Başkan Erkan Aydın, her türlü ihbarın titizlikle değerlendirildiğini söyledi. Vatandaşlar Osmangazi’deki şikayetler için 4441601 numaralı hattı arayabilir. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, vatandaş ile Osmangazi Belediyesi arasında iletişim köprüsü olan ve belediyecilik hizmetleri ile ilgili yaşanan sorunlara hızlı çözümler üretmek, talep ve önerilerini değerlendirmek için 7 gün 24 saat Osmangazililere hizmet veren Çağrı Merkezi’nde personel ile bir araya geldi. Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren merkezde yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdüren personele destek olan Başkan Erkan Aydın, ekranın başına geçerek çağrıları aldı. Renkli görüntülerin ortaya çıktığı anlarda Osmangazi’de yaşayan halkın istek ve taleplerine cevap veren Başkan Aydın, görüşmelerin sonuna doğru kendisini tanıtınca telefonun ucundaki vatandaşlar şaşkınlığını gizleyemedi. 12 personel ile günün her saniyesi Osmangazi ilçesinin sakinlerinin bir telefon uzağında olan Çağrı Merkezi ekibine kolaylıklar dileyen Başkan Erkan Aydın, her öneriyi dikkate aldıklarını ve çözümlerin hayata geçirilmesi adına yoğun çaba gösterdiklerini dile getirdi.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 09:25
Yorgun ve renkliler
Zirai don ve kuraklık nedeniyle çok zor bir sezon geride kalırken yorgun düşen meyve ağaçları sonbahar ve kış renklerine büründü. TÜİK’in "Bitkisel Üretim 2. Tahmini"ne göre, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde üretim miktarının 2025 yılında 2024’e göre 30,4 azalarak yaklaşık 19,8 milyon tona düşmesi bekleniyor. Bir önceki yıla göre elma üretiminin yüzde 48,3, şeftalinin yüzde 46,1, nektarinin yüzde 44,1, kiraz ve vişnenin 70,6, üzümün yüzde 24,5, kayısının yüzde 73, armudun yüzde 32 azalacağı tahmin ediliyor. Armut ve şeftalide önemli üretim merkezlerinden olan Bursa’nın Gürsu ilçesinde de zirai don ve kuraklık nedeniyle şeftali rekoltesinin 15 bin ton, santa maria cinsi armudun ise 45 bin tona düştüğü öngörülüyor. Tarım ve Orman Bakanlığına göre son 30 yılın en düşük sıcaklığının oluştuğu zirai don ve ardından gelen kuraklık nedeniyle çok zor bir sezonu geride bırakan meyve ağaçları, yorgunluğunu atmaya dinlenmeye çalışıyor. Yazarlar ve şairlerin hasat mevsimi olan sonbaharda, hasattan yorgun çıkan ve yapraklarını döken meyve ağaçları, ilkbaharda tekrar çiçek açana kadar yaşadıkları soğuk stresi ve oluşan yaraları iyileştirecek. Gürsu’da da bahçeler sonbahar renklerine büründü ve birçok ağaçta yaprak bile kalmadı. Armut ve şeftali ağaçlarından dökülen rengarenk yapraklarla bahçelerin zeminleri, bir ressamın doğayı resmettiği tuvali andırdı. Bahçeler drone ile havadan görüntülendi.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder