Yerel Haberler
Bursa
13 Kasım 2024 Çarşamba - 14:43 İnegöl’de kaçak yapılar yıkılıyor, malzeme temin eden de yanıyor İnegöl Belediyesi kaçak yapılarla mücadeleyi sürdürüyor. Her kaçak yapının mutlaka yıkılacağını ifade eden İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, “Yıkılan her yapı bir milli servet. Sonunu bile bile milli serveti heba etmeyelim” dedi. Kaçak yapıların yanında malzeme temin edenler de yaptırımlar uygulanıyor. Belediye ekipleri Gündüzlü Mahallesi’nde bir kaçak yapının yıkımı gerçekleştirildi. Her kaçak yapı mutlaka yıkılacak Kaçak yapılara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Belediye Başkanı Alper Taban, vatandaşlara kanunlara uygun hareket etme noktasında çağrıda bulundu. Kaçak yapının hem mimari hem de güvenlik açısından tehlike arz ettiğini kaydeden Başkan Taban, “Denetimsiz şekilde yükselmiş her yapı, deprem kuşağında bulunan şehrimizde ekstra bir güvenlik tehdidi oluşturmakta. Bu işin affı, telafisi ne yazık ki yok. Son örneğini Kahramanmaraş depreminde çok acı tecrübelerle yaşadık. Aynı zamanda kaçak yapı demek milli servetin de boşa harcanması demek. Kaçak yapıya harcanan para, zaman ve emek yıkım kararıyla yok olup gidecek. Her kaçak yapı bir gün mutlaka yıkılacak. Yıkılan her yapı da bir milli servet. Sonunu bile bile milli serveti heba etmeyelim” dedi. Hem cezai işlem hem de yıkım Başkan Taban, kaçak yapılarda yıkımla beraber cezai işlem uygulandığını da hatırlatarak şöyle konuştu: “Kaçak yapılarda hem cezai işlem uygulanıyor hem de ardından yıkım kararı uygulanıyor. Cezai işlem uygulanması ve cezanın ödenmiş olması kaçak yapıyı legal hale getirmiyor. Burada vatandaşlarımızda cezayı ödediğinde yapının da artık legal olduğu şeklinde bir algı var. Bu doğru değil.” Kaçak yapıya malzeme temin edene de ceza uygulanıyor “Şunun da bilinmesini isterim ki kaçak yapılara işyeri ruhsatı verilmiyor. Tarım alanlarına yapılan kaçak yapılara ise ayrıca İl Tarım Müdürlüğü de idari yaptırım uyguluyor. Kaçak yapılara beton ve hizmet sağlayan kişi ve kuruluşlara da aynı şekilde yaptırımlar uygulanıyor. Hem milli servet heba oluyor. Yapıda kullanılan malzemeler çöp oluyor, hem de yıkım masrafları ayrıca kaçak yapı sahibinden tahsil ediliyor. Yapı sahibi hakkında da savcılığa suç duyurusu yapıyor.”
13 Kasım 2024 Çarşamba - 14:16 Maksim Gorki’nin eserlerine ve hayatına bakış Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Maksim Gorki Romanlarında Yoksulluğun Sosyolojik Tahlili etkinliği kapsamında Sosyolog Mürvet Özçelik Doğan ile Tarihçi İsmail Taha Bilici, katılımcılarla birlikte sınıf mücadelesi, toplumsal adalet ve yoksulluğun birey ile toplum üzerindeki etkilerini inceledi. Osmangazi Gösteri Merkezi’nde gerçekleşen programda Sosyolog Mürvet Özçelik Doğan, Maksim Gorki’nin romanlarında ve tiyatro oyunlarında, Rus toplumunun portresini ortaya koyduğunu belirtti. 1868’de Novgorod’da doğan Gorki’nin ‘Toplumcu Gerçekçilik’ akımının öncülerinden olduğunu söyleyen Doğan, “Yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Gorki, anneannesi ve büyükbabası tarafından büyütülmüştür. Çocuk yaşta çalışmaya başlayan Maksim Gorki, işçilerin sorunlarını bizzat yaşayarak öğrenmiştir. Asıl adı Aleksey Maksimoviç Peşkov olan sanatçı, yoksullukla ve acıyla dolu bir hayat sürdüğü için Rusça’da ‘acı’ anlamına gelen ‘Gorki’ takma adını almıştır” dedi. Maksim Gorki’nin güçlü sözler sevdiğini vurgulayan Tarihçi İsmail Taha Bilici de, “Gorki’nin en büyük özelliği işçi sınıfının sorunlarını başarıyla dile getirmesidir. ‘Ana’, ‘Ekmeğimi Kazanırken’ ve ‘Klim Samgin’in Hayatı’ sanatçının en ünlü romanları arasındadır. Bunun yanı sıra ‘Ayaktakımı Arasında’, ‘Küçük Burjuvalar’ ile ‘Güneşin Çocukları’ eserleri, dünyanın dört bir köşesinde sahnelenmiş tiyatro oyunlarıdır. Sovyetler Birliği’nde Komünist Akademi’nin Gorki’yi proleter yazar olarak kabul etmesi üzerine sanatçıya önce Sovyetler Birliği’nin en değerli ödülü olan Lenin Madalyası verilirken, ardından Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komite üyeliğine seçildi. Ancak Gorki’nin Sovyet devlet yazarına dönüştürülmesi onun saygınlığına son derece zarar verdi. Daha sonra Gorki, Bolşevik çizgiye dönüş yaptı. Uzun yıllar Sovyetler Birliği dışındaki ülkelerde yaşayan yazar, 18 Haziran 1936’da da Moskova’da öldü” diye konuştu. Program sonunda katılımcılar ise söyleşi hakkında görüşlerini paylaşarak, Maksim Gorki’nin düşüncülerini günümüz ile ilişkilendirdi.
BTSO başkanı Burkay’dan BESOB’a tarihi ziyaret
01 Kasım 2024 Cuma - 12:22 BTSO başkanı Burkay’dan BESOB’a tarihi ziyaret Bursa Sanayi ve Ticaret Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Bursa Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği’ni (BESOB) ziyaret etti. Birlik Başkanı Fahrettin Bilgit, BTSO’nun ilk kez kurumu ziyaret ettiğine vurgu yaparken, BTSO Başkanı İbrahim Burkay, kent ekonomisinin kalbi olan esnaf ve sanatkarlığa gençlerin yönelmesi için teşvik edici politikaların geliştirilmesi gerektiğini söyledi. BESOB Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Bilgit ile BESOB Yönetim Kurulu üyeleri; BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Metin Şenyurt, BTSO Yönetim Kurulu üyelerini misafir etti. Ankara Yolu üzerindeki BESOB Hizmet Binası’nda gerçekleşen ziyarette konuşan BESOB Başkanı Fahrettin Bilgit, BTSO tarafından BESOB’a ilk kez bir ziyaretin gerçekleştiğine dikkati çekti. Bu ziyaretin önemine değinen Bilgit, görüşmenin iki kurum arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi noktasında büyük önem arz ettiğini söyledi.Bursa’nın kadim bir esnaf, ticaret ve sanayi kenti olduğuna vurgu yapan Fahrettin Bilgit, BESOB’un faaliyetleri hakkında da bilgi verdi. “Dijital Gelişim Ofisi ile esnafın kapılarını dünyaya açtık” BESOB Akademi çatısı altında yaklaşık 1,5 yıldır devam eden Dijital Gelişim Ofisi projesiyle, esnafın kapılarını dünyaya açtıklarını belirten Bilgit, “Aldığımız BEBKA desteği ile hayata geçirdiğimiz projeyle önemli işler yapıyoruz. Dijital dünyada olmak isteyen esnafımızı, bu dünyanın gerekleri neyse o şekilde hazırlıyoruz. Bugüne kadar pek çok esnafımız bu hizmetten ücretsiz şekilde faydalandı. Kapsamını daha da genişletmeyi hedefliyoruz” dedi. “Çataltepe hepimizin gündeminde olmalı” Çataltepe Sanayi Sitesi konusuna da değinen Bilgit, “Bu proje Bursa’nın, Bursalının projesi, hepimizin projesi. Burada sekteye uğramış bir iş var ve bu işi hep birlikte tamamlayacağız. İş dünyasının iki kanadını temsil eden bizler, yani esnaf ve sanayiciler, elele verdik mi üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yok. Dışarıda bu işin üstesinden bir kurum gelemedi demiyorlar, koca bir şehir gelemedi diyorlar. Bu işi çözecek güç ve irade Bursa’da var. Yeter ki isteyelim” diye konuştu. “DünyadakiBüyük Dönüşüme Hazırlıklı Olmalıyız” BTSO Başkanı İbrahim Burkay, Bursa’nın 1960’lı yıllarda ilk organize sanayi bölgesini kurarak Türkiye’nin güçlü sanayi hamlesine liderlik eden, yerel dinamikleri, üretim yeteneği ve insan kaynağı ile ülke ekonomisine dinamizm katan öncü şehirler arasında bulunduğunu söyledi. İbrahim Burkay, BESOB’un bünyesindeki genç ve dinamik nüfusa değinerek, esnaf ve sanatkar sayısını artıracak yeni politikaların geliştirilmesinin önemine işaret etti. BESOB bünyesindeki esnaf ve sanatkâr odasında önemli bir tecrübe ve birikimin olduğunu kaydeden İbrahim Burkay, “Dünya büyük bir dönüşümün eşiğinde. Bu dönüşüme herkesin hazırlıklı olması gerekiyor. Bursa’mız da bu süreçte kilit rol oynayan şehirlerin başında geliyor. Kent ekonomimizin can damarı olan esnaf ve sanatkarlarımız kentimizin her alanda gelişimine önemli katkı sağlayan bir yapıya sahip. Kentimizdeki bu tecrübeyi iyi kullanmak zorundayız. Bu bir nimet. Genç neslin bu alanlara yönelmesini sağlamalıyız. BESOB’a üye 87 bin kişi Bursa’nın en değerli insanlarıdır. Esnaf ve sanatkarımızın sahip olduğu yeteneği kopyalayabilecek olan kişi sayısı bile çok az. Esnaf ve sanatkarımızı kendini daha iyi ifade edebilmelerini sağlamalıyız” dedi. “Gelir Getirici Yeni Ekosistemleri Kurmamız Gerekiyor” İbrahim Burkay, Çataltepe Sanayi Sitesi projesine ilişkin BTSO olarak konunun çözülmesi adına destek vermeye hazır olduklarını söyledi. Burkay, “Çataltepe Sanayi Sitesi 16 yıldır hayata geçmedi. Bu konuda BTSO olarak esnaf ve sanatkarımızın yanındayız. Bu konuda üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Bizim esnaf ve sanatkarlara gelir oluşturacak yeni ekosistemleri kurmamız gerekiyor. Bu konuyu ortak akılla çözmemiz ve proaktif iş modellerini hayata geçirmemiz gerekiyor” İfadelerini kullandı. BTSO Başkanı Burkay, ziyarette Odanın makro projeleri arasında olan TEKNOSAB Lojistik Park Girişim Sermayesi Yatırım Fonu hakkında BESOB Başkanı Bilgit ve Yönetim Kuruluna bilgiler verdi.
Yıldırım’da nefes kesen tatbikat
01 Kasım 2024 Cuma - 12:19 Yıldırım’da nefes kesen tatbikat Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz:Yıldırım Belediyesi Arama-Kurtarma ekibimiz gerek personel gerekse ekipman olarak afetlere karşı 7/24 hazır durumda. Yıldırım Belediyesi AramaKurtarma Ekibi,afet ve acil durumlara hazırlık düzeyini arttırmak için zaman zaman tertiplediği hizmet içi eğitimlerine bir yenisini daha ekledi. Değirmenönü Mahallesi’nde bulunan kentsel dönüşüm kapsamındaki 3 katlı binada gerçekleştirilen arama kurtarma ve eğitim çalışmalarında deprem arama kurtarma eğitimi ve tatbikatı düzenlendi. Arama Kurtarma ekibinden 40 gönüllünün katıldığı, gönüllülerin arama kurtarma yetenek ve kabiliyetlerini geliştirmek amacıyla düzenlenen tatbikat 4 gün sürdü. Arama kurtarma teknikleri, enkaza müdahale, kurtarma malzemelerinin kullanılması ve kriz yönetimi gibi konuları kapsayan eğitimlerde, katılımcılara, gerçekçi senaryolar altında uygulamalı deneyim kazandırıldı. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Türkiye Afet Müdahale Planı’nda yer alan (TAMP) bütünleşik afet yönetim sisteminde, afet öncesi, sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalar kapsamında afete dirençli kentler oluşturulması amacıyla ilçede bulunan eğitim-öğretim kurumlarında, mahallelerde, toplu konutlarda ve kamu binalarında vatandaşlara yönelik arama kurtarma ekibi tarafından temel afet eğitimleri verildiğini ifade etti. Belediye personelinin bir afet durumunda donanımlı bir şekilde olaya müdahale edebilmesinin hayati önem taşıdığını belirten Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Yıldırım Belediyesi Arama-Kurtarma Ekibimiz gerek personel gerekse ekipman olarak afetlere karşı 7/24 hazır durumda. Ekibimizin temel amacı doğal afetlerde ve kazalarda profesyonel bir yaklaşım ile kazazedelere en kısa sürede ulaşarak, emniyetli nakillerini gerçekleştirmek. Doğal afetlerin önüne belki geçemeyiz. Ancak oluşacak tahribatı minimize edebiliriz. Tüm hazırlıklarımızı ve çalışmalarımızı bu doğrultuda yapıyoruz. İki adet tam teçhizatlı araçlarımızın içerisinde demir ve beton kesme-ayırma makineleri, 10 tondan fazla yük kaldıracak hava yastıkları, destek üniteleri ve su tahliye motorları bulunuyor. Bu sayede arama çalışmalarını sağlıklı bir şekilde yürüterek kazazedelere en kısa sürede ulaşma imkânına sahibiz” diye konuştu.Deprem riski olan bölgelerde sağlıksız ve güvensiz konutların yerine modern, güvenli ve sağlıklı konutlar inşa etmek amacıyla çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Yılmaz, “Yıldırım’ın dört bir tarafında, sadece binaları değil yaşamı değiştirecek önemli kentsel dönüşüm planlarımız var. Hem kamu eliyle, hem özel sektör eliyle, hem de kamu-özel sektör ortaklığıyla Yıldırım’ı dönüştürecek ve geleceğe taşıyacağız” dedi.
Başkan Asa, “Avans fiyat, ön alım fiyatıdır”
01 Kasım 2024 Cuma - 12:06 Başkan Asa, “Avans fiyat, ön alım fiyatıdır” Marmarabirlik’in, geçtiğimiz günlerde 2024/2025 iş yılı ürün alım fiyatlarıyla ilgili açıklamada bulunan Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, “Görevimiz hem Marmarabirlik’i hem de üreticiyi korumaktır. Avans fiyat uygulamasının sebebi budur” dedi. Marmara Zeytin Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Marmarabirlik), geçtiğimiz hafta 2024-2025 iş yılı ürün alım fiyatlarını açıkladı. Gerçekleştirilen kooperatifler koordinasyon toplantısında alınan ortak karar ile avans fiyatla ürün alınması kamuoyuna bildirildi. Buna göre; avans tavan fiyat 180 dane 125 TL, 200 dane 105 TL, taban fiyat 380 dane için 47 TL, yağlık zeytin fiyatı ise 45 TL olarak belirlendiği bilgisi paylaşıldı. Neden avans fiyat? Farklı çevrelerce avans fiyat açıklaması yapılmasına rağmen, fiyatların düşük olduğu yönünde beyanlarda bulunulduğunu belirten Hidamet Asa, “Piyasa şartlarında ürün alış ve satış fiyatlarını herkes çok iyi biliyor. Biz hem üreticimizi hem de Marmarabirlik’i koruyabilmek adına avans fiyat verdik. Avans fiyat demek, ön alım fiyatı demektir. Alımlar sürdüğü dönemde piyasa şartları gözlemlenecek, eğer piyasa ortamında fiyat farkı gerçekleşirse Marmarabirlik kimseyi mağdur etmez” dedi. Başkan Asa açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Görev yaptığımız süre içinde hiçbir zaman üreticimizi yüzüstü bırakmadık her zaman destek olduk. Zeytin üreticisi ortaklarımız bize güvensinler. Hiçbir sorumluluğu olmayan ve sırtında yumurta küfesi bulunmayan bazı kesimler avans fiyatlarla ilgili yorum yapıyor ve talimat vermeye çalışıyorlar. Üretici üzerinden olumsuz algı oluşturmaya çalışanlara sesleniyorum; üreticimiz yönetim kuruluna serzenişte bulunabilir ama sahibi olduğu kurum Marmarabirlik’e asla küsmez.” Bugün ne demek istediğimizin ilerleyen günlerde çok daha iyi anlaşılacağını vurgulayan Asa, “Marmarabirlik ile ortakları, et ile tırnak gibidir. Geçtiğimiz yıl üreticimize büyük destek verdik. Bu yıl da kuruma sahip çıkma zamanı. Arz ve talep dengesi ürünün var yılı ya da yok yılı olması ile ilgilidir. Geçtiğimiz yıl 350 bin ton sofralık zeytin rekoltesi vardı, bu sene ise bu rakam 800 bin ton oldu. Marmarabirlik’in faaliyet alanı dışındaki diğer bölgelerde zeytin fiyatları 80-85 TL. Bu yıl Cumhuriyet tarihinin en yüksek rekoltesi gerçekleşecek. Böyle bir dönemde 125 TL avans fiyat ile yani yapılacak ön ödeme ile ürün alımı yapıyoruz” diye konuştu. Üreticinin beklentisi: “Fiyatlar korunsun, ürünü kaldırın yeter” Yüz bin tona yakın rekolte beyanıyla tarihi rekolte artışının yaşandığı bu yılda, üretici ortakların en yüksek fayda sağlayacağı alım stratejisini izlediklerini söyleyen Hidamet Asa şöyle konuştu: “Rekolte beyan alımları döneminde rekolte beyanı veren bütün ortaklarımız, ‘Geçtiğimiz yılın fiyatlarını koruyun fakat bizden daha çok ürün alın’ önerisinde bulundular. Beklenti bu yöndeydi. Üreticimizden daha çok ürün alabilmek için 60 bin ton alım planı yapıldı.” Risk aldık, amacımız üreticiye destek olmak Asa, üretici ortaklara destek olabilmek için tüm riskleri değerlendirdiklerini belirterek, “Marmarabirlik olarak ‘30 bin ton ürün alıyoruz’ deyip kenara çekilebilirdik. Ama biz bunu yapmadık. 60 bin ton ürün alımı ile üretim kapasitemizin 1,5 katını planlamamızın tek sebebi ortaklarımızın yaşayacağı sıkıntıyı önceden görmüş olmamızdır. İlerleyen günlerde kimse fiyat konuşmayacak, ürünü verebilmek için çabalayacaktır. Sağ duyulu üretici ortaklarımız bu sıkıntılı yılı anlayışla karşılamaktalar” ifadelerini kullandı.
Gıyasettin Bingöl’e Yaşam Boyu Eğitim Ödülü
01 Kasım 2024 Cuma - 12:05 Gıyasettin Bingöl’e Yaşam Boyu Eğitim Ödülü Bursa’da ana okulundan üniversiteye kadar hayata geçirdiği eğitim kurumları ile fark oluşturan eğitimci Gıyasettin Bingöl, sektörün prestijli yayın organı Artı Eğitim Dergisi’nin düzenlediği Yılın Eğitimde Başarı Ödülleri’nin 11.’sinde büyük ödül olan Yaşam Boyu Eğitim Ödülü’ne layık görüldü. Artı Eğitim Dergisi’nin düzenlediği Yılın Eğitimde Başarı Ödülleri’nin 11.si İstanbul Sheraton Grand Ataşehir’de gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu. MEB, sektör dernekleri, kurucular, yöneticiler, öğretmenler ve eğitim tedarikçilerinin katıldığı gecede 17 dalda kurum ve yöneticilere ödülleri takdim edildi. MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner, TÖDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ümit Kalko’nun açılış konuşmaları ile başlayan ödül törenine İstanbul Milli Eğitim Müdürü Mücahit Yentür, Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Talip Emiroğlu, rektörler ve dekanlar katıldı. Ödülünü Gazzeli Çocuklara İthaf Etti Gecede, Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, Yaşam Boyu Eğitim Ödülü’ne layık görüldü. Ödülünü MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner’den alan Bingöl, ödülü Gazze’deki İsrail soykırımında yaşamını yitiren ve eğitim hakları elinden alınan çocuklara ithaf ederek başladığı konuşmasında, “Hayatını eğitime adamış biri olarak benim için çok anlamlı bir ödül. Biz, Bursa Sınav Kolejleri, Bursa Çocuk Üniversitesi, Kurs Merkezleri ve Mudanya Üniversitesi ile çok büyük bir aile ve iyi bir takımız. Yaşam Boyu Eğitim Ödülü’nü almamda takımımızın her bireyinin katkısı var. Beni ödüle layık görenlere ve ekibime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Son nefesime kadar eğitime hizmet etmeye devam edeceğim” dedi.
BUÜ’nün yeni laboratuvarları hizmete açıldı
01 Kasım 2024 Cuma - 12:03 BUÜ’nün yeni laboratuvarları hizmete açıldı Üniversite-Sanayi işbirliği konusunda ciddi ilerlemeler kaydeden Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), iş dünyası temsilcilerinin destekleriyle eğitim-öğretim alanında yeni yatırımlar yapmayı sürdürüyor. BUÜ Teknik Bilimleri Meslek Yüksekokulu ile Dijital Dönüşüm Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (DİJİMER) yürüttükleri işbirliği çalışmaları neticesinde altyapısı tamamlanan Üç Boyutlu Tasarım Atölyesi ve Servo Motor Mekanizmaları Laboratuvarı hizmete açıldı. Düzenlenen açılış törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Teknik Bilimler MYO Müdürü Prof. Dr. Mehmet Karahan, DİJİMER Müdürü Prof. Dr. Kurtuluş Kaymaz, Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Genel Sekreteri Mümin Karacakayalılar, Simut A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bölük, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Araştırma Üniversite Vurgusu Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, meslek yüksekokullarında yürütülen nitelikli projelere dikkati çekti. Teknik Bilimler MYO’nun gerek eğitim-öğretim faaliyetlerinde, gerekse de iş dünyası ile ortak çalışmalar yürütülmesinde oldukça başarılı bir iş çıkardığını vurguladı. Farklı sektörlerden gelen taleplere hızlı yanıtlar verildiğini aktaran Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “İş dünyası ile canlı bir iletişim sistemi oluşturduk. Karşılıklı taleplerimiz oluyor. Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulumuz da bu anlamda oldukça donanımlı çalışıyor. Sektörlerden gelen isteklerin yerine getirilebilmesi için canla başla çalışıyorlar. Öğrencilere en yeni teknolojiler üzerine eğitim veriyorlar. Böyle olunca da başarı kendiliğinden geliyor. Araştırma Üniversitesi kimliğimizle çok daha nitelikli ve çıktısı olan projeler oluşturmaya gayret ediyoruz. DİJİMER ve Teknik Bilimler MYO, bu anlamda bizim elimizi güçlendirecek faaliyetlere imza atıyorlar. Kurumlarımızın yöneticilerine, hocalarımıza ve tüm personelimize gönülden teşekkür ediyorum. Atölyemizin ve laboratuvarımızın hepimize hayırlar getirmesini diliyorum” şeklinde konuştu. Türkiye’nin en iyi öğrencilerini alıyoruz Teknik Bilimler MYO Müdürü Prof. Dr. Mehmet Karahan ise üniversite-sanayi işbirliği ruhunun okulun kuruluşundan itibaren var olduğuna dikkati çekti. Teknik eleman yetiştirmede öncü konumda olduklarını belirten Prof. Dr. Mehmet Karahan; “Türkiye’nin en iyi öğrencilerini alıyoruz. Bunun için eğitim programımızı ve altyapımızı sürekli geliştiriyoruz. Çok daha iyisi için iş dünyası temsilcileriyle görüşmelerimizi sürekli yapıyoruz. Mesleki eğitimde yeni adımlar atıyoruz. Bir yapay zeka programı açacağız. Siber güvenlikle ilgili bir çalışmamız devam ediyor. Bu yıl uluslararası meslek yüksekokulları sempozyumunun okulumuz tarafından yapılması konusunda görüşmelerimizi tamamladık. Ayrıca bir de mesleki eğitim zirvesi yapacağız. Bugün açacağımız 3 boyutlu tasarı atölyesinde CLO 3D eğitimlerini vermeye başlıyoruz. Bu eğitimin altyapısı Türkiye’de ikinci olarak okulumuzda olacak. Atölyemizin ve laboratuvarımızın kurulmasına katkı sağlayan herkese şükranlarımızı iletiyorum” dedi. Simut A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bölük de konuşmasında üniversite ile ilişkilerin güçlendirilmesi adına kıymetli bir adım attıklarına işaret etti. Mezun öğrenciler için kıymetli bir iş potansiyeli oluşturulacağının altını çizen Hüseyin Bölük, gençlerin geleceğe en iyi şekilde hazırlanması için üniversite ile işbirliği gerçekleştirmeye devam edeceklerini belirtti. Program, UİB üyelerinin destekleriyle kurulan Üç Boyutlu Tasarım Atölyesi ve Simut A.Ş.’nin katkılarıyla yapımı tamamlanan Servo Motor Mekanizmaları Laboratuvarı’nın açılışlarının yapılmasının ardından sona erdi.
Tarihi Çarşı Hamamı açılış için gün sayıyor
01 Kasım 2024 Cuma - 09:57 Tarihi Çarşı Hamamı açılış için gün sayıyor Tarihi Çarşı Hamamı’nın hizmete hazır hale gelmesi için çalışma yaptıklarını belirten Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, tarihi hamamın hizmete girmesi için gün saydıklarını söyledi. Osmanlı’nın ilk başkenti olan Yenişehir’de tarihi bir yapı daha ayağa kalkıyor. Tarihi ve kültürel mirasın en önemli sembollerinden biri olan hamam kültürünün tekrar ilçeye kazandırılması için aylar önce çalışma başlatan Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, Tarihi Çarşı Hamamı’nın tekrar hizmete girmesi için gün saydığını ifade etti. Başkan Ercan Özel, “Kıymetli büyüklerimizin her birinin çok uzun yıllara dayanan değerli hatıralarının olduğu ilçemizde bulunan Osmanlı Cihan Devletinden kalma Tarihi Çarşı Hamamını, tekrar halkımızın kullanımına açmak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz” diye konuştu. Göreve gelmeden önce, “Osmanlı’nın ilk başkenti olan Yenişehir’de hamam kültürünün yok olmasına müsaade etmeyeceğiz. Yenişehir’in önemli ihtiyaçlarından biri olan hamam eksikliğini gidereceğiz” sözlerini hatırlatan Başkan Ercan Özel, “Aylardır, süren hummalı çalışmalarımızı Vakıflar Bölge Müdürü Dr. Sayın Haluk Yıldız ile birlikte inceledik. Tarihi Yenişehir Çarşı Hamamını uzun yılların ardından çok kısa zaman içerisinde şehrimize yeniden kazandıracağız. Tüm halkımıza şimdiden hayırlı uğurlu olsun” diyerek Yenişehir halkına müjdeyi verdi.
Arazi yatırımında doğru bilinen yanlışlar
01 Kasım 2024 Cuma - 09:56 Arazi yatırımında doğru bilinen yanlışlar Uzmanlar arazi yatırımı yaparken uyguna arazi almak yerine talep gören bölgelerden arazi satın alanların bu yıl daha çok kazandıklarını söyledi. Arazi yatırım danışmanı Mehmet Çakır arazi yatırımı yaparken doğru bilinen yanlışları anlattı. 31 milyonu aşkın aktif çalışan, 15 milyon 800 bin emeklinin bulunduğu Türkiye’de milyonlarca kişi, dişinden tırnağından arttırdıkları birikimlerini altın, gümüş, döviz, gayrimenkul, taşıt, arazi gibi yatırım enstrümanlarında tutup kazanç sağlamaya çalışıyor. Her yatırımın kendi özelinde püf noktalarının olduğuna dikkat çeken uzmanlar; arazi yatırımında da doğru bilinen yanlışları anlattı. Uyguna arazi almak yerine talep gören yerlerden arazi satın alanların kazandığını ifade eden Arazi Yatırım Danışmanı Mehmet Çakır, "Arazi alırken doğru bilinen en büyük hata ’arazi ne uygundur ne de pahalı’, arazide iyi yada kötüyü belirleyeceksek, talep olan ve olmayan bölge olarak kümeleştirilmeli. Çoğu kişi bir imar geldiğinde yada imar revize edildiğinde araziden para kazanacağını düşünür. Bu da çok yanlıştır. Hiç bir imar yada plan gelmese bile talep yoğunluğu da arazinin fiyatını arttırır. Dolayısıyla uyguna arazi aramak yerine talep edilen yerlerden yer almanın bir çok yatırımcıya daha çok kazandırdığına yıllardır tanıklık ediyoruz" dedi. "Araziye yatırım yapmanın tam zamanı" Şu an arazi almanın tam zamanı olduğunu aktaran Çakır, "Piyasaların dengesizliği bir çok ürünün fiyat artışını zayıflatıyor. Şu an arazi tercih eden yatırımcıların 5-6 ay öncesinin fiyatları ile bile yer sahibi olmaları mümkün. Dolayısıyla fırsat noktasında yatırımcıların arazi almaları kazanç sağlayacaktır" diye konuştu. Çakır sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Yıllardır emlak ve ekonomi ile ilgili tecrübe ettiğimiz bir husus var. "Para piyasa iyiyken kazanılır, servet piyasa kötüyken yapılır" Ben buna çok inanırım. Arazi tapusu alan bir çok yatırımcının faiz indirimi ile birlikte kredilerin açılmasının ardından elindeki arazilerde talep oranın artmasına bağlı değer kazanacak. Şu an piyasalardaki dengesizlik fiyatları tutuyor olsa da 5-6 ay öncesinin fiyatlarıyla şu an arazi sahibi olabiliyorken yatırımcıların bu fırsatı iyi kullanmaları gerektiğini düşünüyorum." Arazi yatırımının 2024 yılında çok ciddi yatırımcı çekmesine rağmen vatandaşlar tarafından halen bir ürün olarak görülmediğini sözlerine ekleyen Çakır, "Arazi üretimi olmayan bir üründür dolayısıyla bu şekilde talep edilmesi bir çok yatırımcıya para kazandırır. Arazi 2024 yılında çok ciddi yatırımcı çeken yatırım aracı olmayı başarsa da vatandaşımız araziyi bir ürün olarak halen kabul edemedi. "Araba gibi ev gibi dükkan gibi yatırım araçlarına ürün diyebiliyorken araziye ürün gözüyle bakamadığı için arazideki fırsat kazançlarını da hissedemiyor ve göremiyor. Arazi ev gibi araba gibi dükkan gibi bir üründür. Bunu anlayabilenler bu yıl çok iyi kazançlar elde ettiler. "Toprak dededen kalır" anlayışının yanlış olduğunu anlayan yatırımcılar araziye bu yıl ciddi anlamda ilgi gösterdi. Dolayısıyla 2025’te de bu ilginin artacağını düşünüyoruz. Tüm yatırımcıların gücü nispetinde 1 karışta olsa bir arazi tapusunun olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ondan bir tane daha yok. Üretimi olmayan bir ürünün sahibi olmak vatandaşlarımızın geleceğine ışık tutacaktır. Kendini toplayan bir ekonomik yapımız var. Bu nedenle önümüzdeki yılın daha iyi olacağını düşünüyorum. Vatandaşlarımızın küçük birikimleriyle nüfus artışı potansiyeli olan illere, ilçelere, köylere yatırım yapmalarını tavsiye ediyoruz" dedi.
Çocuklara kitap söyleşilerinde konu Cumhuriyet’in değerleri
01 Kasım 2024 Cuma - 09:54 Çocuklara kitap söyleşilerinde konu Cumhuriyet’in değerleri Nilüfer Belediyesi’nin ’Çocuklara Kitap Söyleşileri’ etkinliğinde konuşan eğitmen ve yazar Çiğdem Sezer, ’Yüz Yaşında Bir Çınar’ adlı kitabı üzerinden ilkokul öğrencilerine Cumhuriyet’in değerlerini anlattı. Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’nün çocukları kitap okumaya teşvik etmek amacıyla düzenlediği ’Çocuklara Kitap Söyleşileri’ne, eğitmen ve yazar Çiğdem Sezer katıldı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen söyleşide Sezer, ’Yüz Yaşında Bir Çınar’ isimli kitabını merkeze alarak Cumhuriyet’in önemini ve değerlerini çocuklarla paylaştı. Uğur Mumcu Sahnesi ve Eşref Ergin İlkokulu’nda iki oturum şeklinde düzenlenen söyleşilerde, toplam 6 okuldan 400’e yakın 3’üncü ve 4’üncü sınıf öğrencisi yer aldı. İlk oturumda Ali Karasu İlkokulu, Ahmet Uyar İlkokulu, Canaydın İlkokulu, Demirci İlkokulu ve Görükle Hazinedaroğlu Özkan İlkokulu öğrencileriyle buluşan Sezer, ikinci oturumda ‘Gezici Kütüphane’ etkinlikleri çerçevesinde Eşref Ergin İlkokulu’ndaki çocuklarla bir araya geldi. Çocuklara ’Yapmaktan mutlu olduğunuz işi yapın’ tavsiyesinde bulunan Sezer, kitabını yazma hedefini ise şöyle açıkladı; "Her Türk vatandaşı gibi ben de, Cumhuriyet’e borçluyum. Öğretmenlik yaptım, çocuklar yetiştirdim, şimdi de torunlarımı yetiştiriyorum. Cumhuriyet’e olan borcumu en iyi bildiğim şeyle, yazarak ödemek istedim. Bu nedenle Cumhuriyet’in hikayesini çocuklara şiirlerle anlatmak için bu kitabı kaleme aldım." Cumhuriyet’i öğrencilere özgün bir bakış açısıyla anlatan Sezer, "Cumhuriyet, çocukların özgürce şarkılar söyleyip okula gidebilmesi, kadınların sahneye çıkabilmesi, gökte uçaklar yerine uçurtmaların uçmasıdır. Bu özgürlükleri Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet’e borçluyuz" dedi. Yazar, Cumhuriyet’i köklü bir çınara benzeterek, çocukları da bu ağacın yaprakları olarak nitelendirdi. Etkinlik sonunda ’Yüz Yaşında Bir Çınar’ kitabını imzalayan Çiğdem Sezer, çocukların sorularını da cevapladı.
(Özel) Gözüyaşlı anne bisikletle Alaska turuna çıkan oğlunu 3 yıldır arıyor
01 Kasım 2024 Cuma - 09:40 (Özel) Gözüyaşlı anne bisikletle Alaska turuna çıkan oğlunu 3 yıldır arıyor Berlin’deki evinden 3 yıl önce "Alaska’ya bisiklet turuna gidiyorum" diye ayrılıp bir daha geri dönmeyen oğlunu bulabilmek için Berlin, Alaska ve Bursa arasında mekik dokuyan 80 yaşındaki Nevriye Güvenç, Türk yetkililerden yardım bekliyor. Almanya ve Amerika’da ihbarda bulunmadığı tek bir birim kalmayan yaşlı kadın; karşılık bulamayınca yardım istemek için Türkiye’ye geldi. Yıllar önce işçi olmak için bırakıp gittiği Bursa’daki baba ocağına yardım aramak için yıllar sonra geçici süreliğine geri dönen yaşlı kadın, Türk yetkililere "ne olur oğlumu bulun bana" diye seslendi. 80 yıl önce Bursa’nın İnegöl ilçesine bağlı Yenice Mahallesinde dünyaya gelen Nevriye Güvenç, 6 yaşındayken ailesiyle birlikte Hamzabey Mahallesi’ne göçüp buraya yerleşti. 15 yaşına geldiğinde Demirkapı Mahallesi’nden çocukluk arkadaşı Cevdet Karasinan’a gönlünü kaptıran Nevriye Güvenç daha çocuk yaşta birlikte Almanya’ya gitme hayali kurmaya başladı. O yaşlarda bir dokuma fabrikasında çalışmaya başlayan Nevriye Güvenç, ailesine "boyum küçük olduğu için beni çalıştırmıyorlar" deyip yaşını 2 yaş büyüttürerek o dönem SSK müdürü olan dayısı vasıtasıyla Almanya’ya işçi olarak gitti. Alman kablo fabrikasında işe başlayan Güvenç daha sonradan yanına gelen çocukluk arkadaşı ile Almanya’da evlenip orada yuva kurdu. Çiftin Almanya’da doğup büyüyen 4 çocuğundan biri olan, evli 4 çocuk babası Soydan Karasinan, 5 Mayıs 2022 yılında Berlin’deki bağ evinden Amerika Birleşik Devletleri’nin Alaska eyaletine "bisiklet turuna gidiyorum" diye çıkıp bir daha geri dönmedi. En son olarak 10 Mayıs’ta Alaska dağlarında kamp yaparken çektiği videolarını sosyal medya hesabında paylaşan 51 yaşındaki Soydan Karasinan son olarak kendisine çizdiği ve ailesine "beni buradan takip edersiniz" dediği rotayı da paylaştı ve o tarihten sonra bir daha paylaşımda bulunmadı. Eşi ve 4 çocuğunu Berlin’de bırakıp bisikletle dünya turuna çıktıktan sonra bir daha haber alınamayan Soydan Karasinan için Almanya ve Amerika’da başvurmadık yer, çalmadık kapı bırakmayan annesi Nevriye Güvenç; yardım alabilmek için Bursa’daki baba ocağına geri döndü. 3 yıldır Berlin ve Alaska arasında mekik dokuyan 80 yaşındaki Nevriye Güvenç; yaşlı gözlerle Bursa’dan oğlunun bulunması için yardım istedi. Türk yetkililere seslenen çaresiz kadın, "Ne olur benim oğlumu bulun, ben anneyim. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Bittim tükendim. Almanya’da kimse ilgilenmiyor, "devletim bana yardım eder" diye Türkiye’ye geldim. Burası benim memleketim. Ben yanıyorum, bana yardım edin. Ne olursunuz evladımın ölüsü ya da dirisi ne durumdaysa bulun" şeklinde konuştu.