ÇEVRE - 19 Kasım 2024 Salı 11:15

Şehir Plancısı Vardar: "İmar ve planlama faaliyetleri, rant aracı olarak görülmemeli"

A
A
A
Şehir Plancısı Vardar: "İmar ve planlama faaliyetleri, rant aracı olarak görülmemeli"

Özellikle 2018 yılında çıkarılan imar barışı düzenlemesinin, doğa ve fen kurallarına aykırı yapılaşmayı meşrulaştırarak şehirlerin geleceğini tehdit ettiğini belirten Şehir Plancısı Bayram Vardar, "İmar ve planlama faaliyetleri ’rant aracı’ olarak görülmemeli, çok parçalı uygulamalardan kurtarılarak imar ve planlama hareketlerine yönelik kabul edilmiş mevzuata aykırı hareket edenler tarafından işlenen suçlar ’Şehre karşı işlenen suçlar’ olarak kabul edilip ’Siyaset üstü’ değerlendirilerek en ağır ceza ile cezalandırılmalıdır" dedi.


Türkiye’nin sık sık karşı karşıya kaldığı deprem felaketlerinin ardından şehirleşme politikalarını ve imar düzenlemelerini yeniden değerlendirme çağrısında bulunan Şehir Plancısı Bayram Vardar, Türkiye Düşünce Kulubü’nde tecrübelerini paylaştı.


Vardar; şehirleşme politikaları ve imar düzenlemelerindeki eksikliklerin, kentleri hem yaşanabilirlik hem de güvenlik açısından büyük risk altında bıraktığını ifade etti. Özellikle 2018 yılında çıkarılan İmar Barışı düzenlemesinin, doğa ve fen kurallarına aykırı yapılaşmayı meşrulaştırarak şehirlerin geleceğini tehdit ettiğini öne süren Vardar, “1984 yılındaki imar affından yaklaşık bir nesil sonra, 1999 Marmara Depremi ve 2011 Van Depreminden sonrası 2018 yılında imar barışı adı altında tabiat Kurallarına meydan okuyan bir anlayış ile şehirlerimizin tarumarını bir kez daha yasallaştırmaya çalıştık. Ancak tabiat ve fen kuralları bu coğrafyada hep bizi uyardı. Ülkemiz şehirlerinin yakın gelecekte en çok üzerinde durmaları gereken konu. Şehir yaşamının gerektirdiği çok genel konforu sunmaktan uzak Kentlerimizin mevcut yapı stokunun yenilenmesi ve depreme duyarsız şehirlerimizin yenilenmesi olmalıdır. Ama konforsuzluğundan dolayı, ama dayanıksız yapılarından dolayı şehirlerimizin yenilenmesi konusu yakın gelecekteki (önümüzdeki bir nesillik konu) yegâne meselemiz olacaktır. Konfor eksikliği göz ardı edilse de deprem bizi göz ardı etmeyecek, bu kesin” şeklinde konuştu.



"İmar ve planlama faaliyetleri, rant aracı olarak görülmemeli"


İmar ve planlama faaliyetlerinde yasalara aykırı hareket edenlerin şehre karşı işlenen suçlar çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini belirten Vardar, bu tür suçların şehirlerin fiziksel, sosyal ve çevresel yapısını bozduğunu ve yaşam kalitesini düşürdüğünü ifade etti. Türk Ceza Kanunu’nun yalnızca 184. maddesinde ’imar kirliliğine neden olma’ suçunun tanımlandığını vurgulayan Vardar, bu suçların kapsamının genişletilmesi gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu;


“İmar ve planlama faaliyetleri, kapsamı nedeniyle çok disiplinli Teknik bir konu olmakla birlikte siyaset alanının da sinir uçlarına dokunması nedeniyle yerel ve ulusal siyasi aktörlerin de malzemesi konumundadır. O nedenle, imar ve planlama faaliyetleri rant aracı olarak görülmemeli, çok parçalı uygulamalardan kurtarılarak imar ve planlama hareketlerine yönelik kabul edilmiş mevzuata aykırı hareket edenler tarafından işlenen suçlar ’Şehre karşı işlenen suçlar’ olarak kabul edilip ’Siyaset üstü’ değerlendirilerek en ağır ceza ile cezalandırılmalıdır. Şehre karşı işlenen suçlar, ’Bir şehirdeki fiziksel, sosyal veya çevresel yapıyı bozan ve şehirdeki yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yasa dışı faaliyetler’ şeklinde tanımlanabilir. Bu tür suçlar, genellikle kentsel alanlarda kamu düzenini bozucu etkiler oluşturur ve şehrin sürdürülebilir gelişimini engeller. 26 Eylül 2004 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk ceza Kanunu’nun sadece 184. Maddesi ’Şehre Karşı İşlenen Suçlar’ çerçevesinde sayabileceğimiz ’İmar kirliliğine neden olma’ başlığı altında bu konuyu işliyor.”


İmar sorunları ile ilgili çözüm önerileri de sunan Vardar, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı havza düzeyinde üst ölçekli ulusal stratejilerin ve öngörülerin ele alınması ve yansıtılması gereken ülke ve alt ölçeğinde havza planı düzeyinde strateji planlarının acilen yapılması gerekli. Aksi takdirde Şehirler kısır yerel hedefleri ile kalıyor. O durumda Bursa gibi tek şehirde 24 adet organize sanayi bölgesi oluyor. Yine 4 tane dev otomobil farikası hepsi Bursa’da yapılabiliyor. Sanayi sektörü, istihdam arzında sebep olduğu yoğunluk nedeniyle göçü çok etkileyen bir unsur olduğu için, Alman şehirlerinde olduğu gibi sanayi sektörü ulusal boyutta desantralize edilmeli. Tüm sanayii bir bölgede toplamak, hele bu bölge onlarca deprem fayının bulunduğu bir alansa, burada beka sorunu vardır. Türk ceza Kanunu’nda sadece 184. madde ile basit bir geçiştirme ile değil de, tüm imar faaliyetlerini ve sosyal, ekonomik ve kültürel sonuçları da ceza hukukuna derç etmek gereklidir. Planlama ve imar kararları son yıllarda hukuki bir düzene girmiş olsa bile yine de çok başlılık ve disiplinsizlik mevcuttur. Planlama ya yerelin konusu olacak ya da genel yönetime bırakılacak, bu vermemiz gereken temel bir karar olması lazım" diye konuştu.



Şehir Plancısı Vardar: "İmar ve planlama faaliyetleri, rant aracı olarak görülmemeli"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Kapıkule’de binlerce tır 4 gündür bekliyor Edirne’den Bulgaristan’a açılan Kapıkule Sınır Kapısı’nda binlerce tır, yapılan sistem güncellemesi nedeniyle 4 gündür ülkeden çıkmak için bekliyor. Ayrıca, Hamzabeyli Sınır Kapısı’nda da 25 kilometreden fazla tır kuyruğu oluştu. Edirne’de Bulgaristan’a açılan Kapıkule ve Hamzabeyli Sınır Kapılarında ihracat yükleri ile dolu binlerce tır ülkeden Avrupa ülkelerine çıkış yapmak için sıra bekliyor. Sınır kapılarında yapılan sistem güncellemesi olan “yeni transit bilgi sistemi NCTS-P5’in” devreye girmesiyle tırların sınırdan geçişleri durduruldu. Edirne’den Bulgaristan’a açılan Hamzabeyli Sınır Kapısı’nda ise tır kuyruğu 25 kilometreyi buldu. Tır sürücüleri günlerdir gümrüklerde beklediklerini ve yapılan güncellemenin daha önceden bilgi verilerek yapılması gerektiğini belirtti. Ayrıca, tır sürücüleri, ihtiyaçlarını gideremedikleri için içinde yaşanan duruma sert tepki gösterdi. “Burada ne park var ne de lavabo var, hiçbir şey yok” İstanbul’dan yüklediği yükü Fransa’ya teslim etmek için Kapıkule’de bekleyen tır sürücüsü Ömer Ünal, “4 gündür burada sırayım. Yol kenarlarında sosyal yaşantımız olmadan bekliyoruz. Burada ne park var ne de lavabo var, hiçbir şey yok. Yaşanan durumun ne kadar süreceğinden de bilgimiz yok. Sistem değişikliğinden dolayı 60 saattir bekliyorum” dedi. “Mağduriyet var” Tır sürücüsü Mustafa Aslan, "Biz İstanbul’dan yükleme yaptık ve Edirne’de Kapıkule’de bekliyoruz. Gördüğünüz gibi yol kenarları ve tır parkları tamamen dolu. Yeni bir sistem güncellemesi olacak ve bu daha önce neden söylenmedi. Burada şuan mağduriyet var. Masrafları şoförler kendi ceplerinden karşılıyor. Bu daha önce belli bir düzene koyulup öyle yapılsaydı daha iyi olurdu” dedi. "Bir anda lap diye çıkıyorlar efendim sistemi güncelliyoruz diyorlar" Bursa İnegöl’den Paris’e ihracat yükünü Avrupa’ya götürmek için Kapıkule’de 4 gündür bekleyen tır sürücüsü Hüseyin Ünal, Burada sistem güncellemesi var ve bu sistem güncellemesinden kimsenin haberi yok. Bir anda lap diye çıkıyorlar efendim sistemi güncelliyoruz diyorlar. Yer gök göründüğü gibi her yer tır zaten. Sistem daha kurulmadan daha önceki sistem siliniyor ve bu kadar insan mağdur oluyor. 60-70 saattir bekliyoruz” şeklinde konuştu. “Tuvalet yok, banyo yok, içecek suyumuz yok” Mersin’den limon yükledikten sonra Polonya’ya götürmek için yola çıkan 25 yıllık tır sürücüsü Ahmet Doğru, Uluslararası ülkelere sefer yaptığını ifade ederek, “Burada yaklaşık 4-5 gündür bekliyoruz. Burada tır şoförlerinin 60-70 saat bekleme süresi var. Hiçbir sosyal yaşantımız yok. Tuvalet yok, banyo yok, içecek suyumuz yok. Sırda duranların hali perişan ve bu sıkıntıların giderilmesi için Edirne Valiliği’nin ve yetkililerin bir el atması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İzmir Başkan Erkan Özkan, şoför esnafının sorunlarına çözüm için Ankara’da İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Erkan Özkan, göreve geldiği kısa süre içinde taksici esnafının sorunlarını çözmek için yoğun bir mesai harcıyor. Başkan Erkan Özkan, bu kez taksici esnafının mülkiyet konusundaki sorunlarını gündeme taşımak için tekrar Ankara’ya gitti. İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Erkan Özkan, geçtiğimiz günlerde İzmir milletvekillerine seslenerek korsan taşımacılıkla ilgili sert bir çıkış yapmış ve "korsanı ya bitireceğiz ya bitireceğiz" demişti. Özkan, korsan taşımacılığın taksici esnafının en büyük sorunlarından biri olduğunu belirterek, bunun sadece oda olarak çözülemeyeceğini ifade etmişti. Ayrıca, "Kolluk kuvveti değiliz, ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi, merkezi hükümet ve emniyet güçleriyle koordineli bir şekilde çalışarak bu sorunu eninde sonunda bitireceğiz," diyerek kararlılığını dile getirmişti. Mülkiyet Tasarısı esnafı kaygılandırdı Meclise sunulan ve tartışmalara neden olan mülkiyet konusundaki yasa tasarısı, taksici esnafını yakından ilgilendiriyor. Tasarıda, esnafın aleyhine olabilecek maddelerin yer aldığı yönündeki iddialar üzerine Başkan Erkan Özkan, bu konuyu görüşmek üzere Ankara’ya gitti. "Esnafımızın en büyük sorunu şu an mülkiyet tasarısı. Tasarının mevcut haliyle yasalaşması, taksici esnafının geleceğini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, gerekirse yetkililerin kapısında sabahlayarak bu konuyu çözüme kavuşturacağız," diyen Erkan Özkan, esnafın haklarını savunmak için sonuna kadar mücadele edeceklerini belirtti. "Esnafım için kapılarında yatarım" Başkan Erkan Özkan, yasa tasarısının esnafın lehine düzenlenmesi için her türlü çabayı göstereceklerini ifade etti. Ankara’da yetkililerle görüşmelere başlayan Erkan Özkan, tasarının revize edilerek taksici esnafının haklarının korunmasını sağlamak için çözüm odaklı öneriler sunduklarını söyledi. "Bu mesele sadece bir düzenleme değil, esnafın geleceği meselesidir. Esnafımın ekmeğiyle oynanmasına asla izin vermeyeceğim," diyen Erkan Özkan, mücadelelerinin süreceğini vurguladı.
Ankara "İGEF’25" Fuarı için hazırlıklar başladı İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen ve 2025 yılında ikincisi yapılacak olan İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nın (İGEF) tanıtım toplantısı yapıldı. İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nın (İGEF) tanıtım toplantısı ATO Congreisum’da düzenlendi. Toplantıya Türk Polis Teşkilatı Güçlendirme Vakfı (TPTGV) Genel Müdürü İzzet Tuna, Jandarma Asayiş Vakfı (JAV) Genel Müdürü Hakan Saraç, Silah Sanayicileri ve Patlayıcı Maddeler İş Adamları Derneği (SİSİAD) Başkanı Mehmet Cafer Sayılır ve Expolink Furacılık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Erdoğan katıldı. “Fuar organizasyonu İçişleri Bakanlığı için bir ihtiyaçtı” İçişleri Bakanlığı himayesinde yapılan İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı hakkında bilgi veren Zeki Erdoğan, “Savunma Sanayi’nin dış tehditlere karşı Milli Savunma Bakanlığı’nın ihtiyaçları var, iç tehditlere karşı da İçişleri Bakanlığı’nın ihtiyaçları var. Emniyeti ve güvenliği sağlamak için ihtiyaç duyulan ürünlerin gerek üretimini yapan gerekse tedariğini yapan firmaların alım heyetleriyle yani ihtiyaç duyan sadece ülkemizde değil dünyanın birçok ülkesindeki emniyet genel müdürlüklerinin, jandarma genel komutanlıklarının ve içişleri bakanlıklarının yetkililerin bizzat gelmek suretiyle ürünleri gördüğü ve bağlantılar yaptığı bir fuar organizasyonu İçişleri Bakanlığı için bir ihtiyaçtı” diye konuştu. “Biz şimdiden çalışmalarımıza başladık” Erdoğan, Türkiye’de düzenlenen fuarların kamu içinse Ankara’da diğerlerinin ise İstanbul’da yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Fuarlarımızı a firmasının, b firmasının, a şahsının, b şahsının fuarı gibi algılamamak lazım. Fuarlar milli projelerimizi ve sanayimizi gösterebilmekte, geliştirebilmekte son derece önemli. 2024 fuarımızda hem sanayicimizi memnun ettik çünkü katılan firmaların tamamı tekrar katılıyorlar. Bu sene takvimden dolayı katılamayanlar da 2025 fuarı için katılmaya başladılar. Biz şimdiden çalışmalarımıza başladık” açıklamasında bulundu. “3 gün sürecek fuarın ikincisini ATO Kongre Merkezi’nde yapacağız” Türkiye’de ilklerin yapılmasının zor olduğunu belirten TPTGV Genel Müdürü İzzet Tuna ise, “Biraz fazla gayret göstererek tüm paydaşlarımızın da destekleriyle bu fuarı Ankara’da gerçekleştirdik. Tabii tecrübelerimiz de artmış oldu. Seneye 18 Eylül 2025 tarihinde 3 gün sürecek fuarın ikincisini ATO Kongre Merkezi’nde yapacağız” ifadelerini kullandı.