GÜNDEM - 24 Eylül 2024 Salı 14:10

‘Sanat Güneşi’ Bursa’da anıldı

A
A
A
‘Sanat Güneşi’ Bursa’da anıldı

Bursa’nın yetiştirdiği en önemli sanatçılardan olan Türk Sanat Müziği’nin unutulmaz ismi Zeki Müren, vefatının 28’inci yıl dönümünde kabri başında sevenleri tarafından anıldı. Daha sonra Bursa Kent Müzesi’nde Zeki Müren adına sahne kıyafetleri, gözlükleri, ayakkabıları, piyanosu, plakları ve birçok kişisel eşyasıyla hazırlanan sergiyi gezen Sanat Güneşi’nin hayranları, zamanda yolculuk yaparak usta sanatçıyı bir kez daha özlemle andı.


Türkiye’nin ‘Sanat Güneşi’ olan Zeki Müren, vefatının 28’inci yıl dönümünde Bursa Büyükşehir Belediyesi, TSK Mehmetçik Vakfı ve Türk Eğitim Vakfı (TEV) tarafından hazırlanan törenle Emirsultan’daki mezarı başında sevenleri tarafından anıldı. Törene Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mustafa Orkun Gazioğlu, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı ve Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkan Vekili Güney Özkılınç, TEV Bursa Şube Başkanı Sertaç Şipka, Mehmetçik Vakfı Bursa Temsilcisi Emekli Albay Levend Üzüm, Zeki Müren’in aile üyeleri, Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri ve vatandaşlar katıldı.


Törenin ardından Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından TEV ve Mehmetçik Vakfı işbirliğiyle Bursa Kent Müzesi’nde açılan ‘Elbet Bir Gün Buluşacağız’ temalı Zeki Müren sergisi, sevenleri tarafından ziyaret edildi. Eserleriyle yüreklere dokunan Zeki Müren’i anlatan sergide, sanatçının vasiyeti üzerine bağışladığı kişisel eşyalardan oluşan koleksiyonlar yer alıyor. Sanatçıya ait sahne kıyafetlerini, gözlükleri, ayakkabılarını, piyanosunu, plaklarını ve birçok kişisel eşyasının yanı sıra bizzat kendi yazdığı bestelerini, mektuplarını notlarını yakından inceleyen Zeki Müren hayranları, zamanda yolculuk yaparak ‘Sanat Güneşi’ni bir kez daha andı.


Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mustafa Orkun Gazioğlu, müzedeki hatıra defterine duygularını yazarak Zeki Müren’i andı. Ölümünün 28’inci yıldönümünde Zeki Müren’i önce kabri başında daha sonra Bursa Kent Müzesi’nde andıklarını söyleyen Gazioğlu, Bursa’da doğup büyüyen ve Türkiye’ye mal olan usta sanatçının yıllar geçse de unutulmayacağını ve sevgiyle anılacağını ifade etti.


Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, Bursa’nın ve Türkiye’nin değeri olan Zeki Müren’i aramızdan ayrılışının 28. Yıldönümünde özlemle andıklarını söyledi. Mezarı başındaki törenin ardından Bursa Kent Müzesi’ndeki Zeki Müren sergisini gezerek usta sanatçıyı yad ettiklerini dile getiren Yıldız, tüm Bursalıları ve sanatseverleri sergiyi ziyaret etmeye davet etti.


Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Güney Özkılınç ise Zeki Müren’in Hisar Mahallesi’nde doğup büyüdüğünü ve çocukluğunu Bursa’da geçirdiğini hatırlattı. Zeki Müren’in etrafında hep bir Bursa öyküsü bulunduğunu anlatan Özkılınç, Zeki Müren’in Bursa’nın ve Türkiye’nin bir kültür mirası olduğunu söyledi.


TEV Bursa Şube Başkanı Sertaç Şipka, Sanat Güneşi’nin maddi ve manevi mirasını yaşatmanın ve binlerce gencin eğitim hayatına ışık olabilmenin gururunu yaşadıklarını belirtti.


Mehmetçik Vakfı Bursa Temsilcisi Emekli Albay Levend Üzüm ise vakfın en önemli bağışçılarından biri olan Zeki Müren’i her zaman özlemle anacaklarını ve mirasına sahip çıkacaklarını dile getirdi.



‘Sanat Güneşi’ Bursa’da anıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa Valisi Enver Ünlü’den Manisalılara veda mesajı Son yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Valiler Kararnamesi ile Mülkiye Başmüfettişliğine atanan Manisa Valisi Enver Ünlü bir veda mesajı yayımlayarak Manisalılara veda etti. Vali Ünlü Manisa gibi önemli bir kente hizmet etmiş olmanın şerefini yaşadığını söyledi. Manisa Valisi Enver Ünlü yayımladığı mesajında, “19 Ağustos 2023 tarihinden itibaren büyük bir onurla yürüttüğüm Manisa Valiliği görevimden, 19 Eylül 2024 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Vali-Mülkiye Başmüfettişliği görevine atanmama binaen ayrılıyorum. Gönül coğrafyamızın kutup yıldızlarından Hazreti Mevlana’nın ‘Kâmil odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser’ sözünden hareketle, vazife icra ettiğimiz süre zarfında, adaletli ve hakkaniyetli bir şekilde sevgi, hoşgörü, tarafsızlık ve eşitliği gözetme hassasiyetinden taviz vermeyen bir gayretle çalıştık. İrfan medeniyetimizin, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ şiarını merkezine alan bir üslupla çalışmalarımızda, devletimizin kudretten ibaret olmadığını aynı zamanda bir baba şefkatinin de olduğunu, kimsesizlerin kimsesi olmaya, vatan yolunda şahadete eren şehitlerimizin kıymetli aileleri ve kahraman gazilerimizin her daim yanında olmaya gayret ederek gösterme azminde olduk. Görevin boyunca, ülkemizin göz bebeklerinden biri olan, birçok medeniyete ev sahipliği yapan kadim şehrimizin bereketli topraklarının, gelişmiş sanayisinin ve kültürel mirasının kıymetini bilerek, önemli bir potansiyeli olan Manisa’ya katkı sağlayacak çalışmalar yapmaya gayret gösterdik. Tamamlayabildiklerimizin yanı sıra, çok istememize rağmen tamamlayamadığımız projelerimiz için bizden esirgemediğiniz engin hoşgörünüze sığınıyorum. Bir bayrak yarışı olarak addettiğimiz millete hizmet faaliyetlerinin eksilmeden devam edeceğine olan mutlak inancımla, Manisalı hemşehrilerimin daha güzel hizmetlere layık olduğunu ifade etmek istiyorum.” dedi. Saruhan Bey’in ebedi Türk yurdu kıldığı, Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman gibi çağ kapatıp çağ açan padişahların yetiştiği, tarım, sanayi, turizm başta olmak üzere her alanda yüksek bir potansiyele sahip Manisa’da Gediz Ovasının çalışkan insanlarına hizmet etmenin kendisi için büyük bir şeref olduğunu kaydeden Vali Ünlü mesajını şu ifadelerle tamamladı: “Bu vesileyle Manisa’ya hizmet etmiş tüm valilerimize yapmış oldukları hizmetler dolayısıyla teşekkür ediyor, ebediyete irtihal eden valilerimizi rahmetle, hayatta olanları minnet ve şükranla yâd ediyorum. Görevi devralacak olan Valimiz Vahdettin Özkan’a da başarılar diliyorum. Görevimden bugün itibariyle ayrılmak durumunda olmam sebebiyle vedalaşamadığım değerli hemşehrilerimin hoşgörüsüne sığınıyorum. Her daim gönül kapınızın bana açık olduğunu hissettiren siz değerli hemşehrilerime benim de kapımın her zaman açık olduğunu hassaten belirtmek isterim. Şehzadeler şehri güzel Manisa’mızda yaşayan herkese gönül borcumuz olduğunu, ailemle birlikte bu kadim şehri değerli kılan siz yüce gönüllü Manisalı hemşehrilerimizi çok sevdiğimizi ve sevmeye devam edeceğimizin beyanıyla arz-ı veda ederim. Haklarınızı helal edin. Allah’a ısmarladık.”
Kocaeli Eniştesini öldüren sanığa müebbet hapis talebi Kocaeli’nin İzmit ilçesinde defalarca ablasını darp ettiğini ve çıkan kavgada kendisine bıçakla saldırdığını öne sürdüğü eniştesini tabancayla ateş ederek öldüren sanık hakkında müebbet hapis cezası talep edildi. Olay, 2 Eylül 2023 tarihinde Yenişehir Mahallesi Ahmet Ziya Sokak’ta bulunan 3 katlı binanın 2. katında meydana geldi. İddiaya göre, Recep A. ile eniştesi Hüseyin Yaşar arasında ablasına şiddet uyguladığı gerekçesiyle tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesiyle Recep A. silahla, Hüseyin Yaşar’a ateş açtı. Hüseyin Yaşar kanlar içinde yere düşerken, Recep A. ise kaçtı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince hastaneye kaldırılan Yaşar kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Polis ekipleri tarafından yakalanan Recep A. gözaltına alındı. İfadesi alınan Recep A., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Müebbet hapis talebi Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 3.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık ve taraf avukatları katıldı. Tutuklu sanık Recep A., önceki ifadelerini tekrar ettiğini söyledi. Cumhuriyet savcısı mütalaasında sanığın, "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis ve "ruhsatsız silah bulundurma" suçundan ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi. "Bıçakla üzerime yürüdü" Recep A. ilk duruşmadaki savunmasında, "Sanık ablamı darp ediyordu. Bu sebeple son günlerde ablam gelip bende kalmaya başladı. Olay günü ablamın eşyalarını almak için eve gittik. Eniştem sürekli emir vererek konuşuyordu. Hangi eşyaları alacağımızı söylüyordu. Eniştem ablama ’Sen benim evime bu kıyafetlerle mi geldin, bunlar benim paramla alındı’ diye yere atıyordu. Sesler yükselince yanlarına gittim. Elinde bıçak vardı ve bana ’Sen benim evime karışamazsın’ dedi. Üzerime yürüdü. Balkona, daha sonra salona ve çıkış kapısına kaçtım. Eniştem tekrar bıçakla peşimden gelince kendimi korumak amacıyla ateş ettim. Kaç kez ateş ettiğimi korku ve panik halinde olmam nedeniyle hatırlamıyorum" ifadelerini kullanmıştı.
Gaziantep Uzmanlardan sosyal medya bağımlılığı uyarısı Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gülçin Elboğa, sosyal medya bağımlılığının, diğer bağımlılıklardan farklı olmadığını ve benzer şekilde ciddi sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Sosyal medya bağımlılığı, dijital çağın en önemli sorunlarından biri olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, bu bağımlılığın sadece teknolojiye aşırı bağlılık olmadığını, aynı zamanda bireylerin psikolojik ve sosyal hayatlarında ciddi bozulmalara yol açtığını belirtiyor. Dijital platformlara sürekli bağlı kalma isteği, kaygı, depresyon ve dikkat dağınıklığı gibi ruhsal sorunlara neden olabiliyor. Özellikle gençler arasında yaygın olan sosyal medya bağımlılığı, kişisel ilişkilerin zayıflamasına, akademik ve mesleki başarıların düşmesine, hatta fiziksel sağlığın olumsuz etkilenmesine yol açıyor. Uzmanlar, bu bağımlılığın diğer bağımlılıklardan farkı olmadığını, kontrol edilmediğinde yaşam kalitesinde ciddi düşüşlere neden olduğunu vurguladı. Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gülçin Elboğa, sosyal medya bağımlılığının, diğer bağımlılıklardan farklı olmadığını ve benzer şekilde ciddi sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Elboğa, sosyal medya bağımlılığı konusunda önemli uyarılarda bulunarak, bu tür bağımlılıkların bireylerin ruhsal ve sosyal hayatlarını olumsuz etkilediğini belirtti. Elboğa, "Sosyal medya bağımlılığı diğer bağımlılıklardan çok ayrışmıyor. Sosyal medya bağımlılığında biz bağımlı olduğu durumla ilişkili artan bir miktarda zaman ve efor harcadığını görüyoruz, diğer bağımlılıklarda olduğu gibi. Bunun dışında sosyal medyaya ulaşamadığında sıkıntı yaşaması, ruhsal çöküntü hali, kaygı, depresyon gibi bir takım psikolojik sorunların eşlik ettiği durumları görüyoruz. Sosyal medyayla kişi sürekli zihinsel bir aşırı uğraş içerisinde oluyor. Çevrim içi veya çevrim dışıyken bir sonraki yapacağı etkinliği planlama, aldığı beğenileri takip etme, alınan yorumları izleme, ’Acaba bir şeyin gerisinde kaldım mı?’ gibi sürekli zihinsel aşırı uğraşın olduğunu görüyoruz. Bazen çevresinin de belki eleştirileriyle, kendinin de farkına varmasıyla sosyal medyadan bir miktar uzaklaşmak istese de artık bunun azaltılmadığını, yani başarısız bir girişimlerinin olduğunu görüyoruz. Tüm bu noktalarda kişiye dijital bağımlı diyoruz. Çünkü kişi bunun artık zararlı etkilerini görmeye başlamasına rağmen bir türlü kendisini geriye çekemiyor. Artık bu kişinin sosyal ilişkileri bozuluyor, arkadaş ilişkileri bozulmaya başlıyor, zamanında sözlerini tutamayabiliyor, ödevlerini yapamayabiliyor. Geceleri, özellikle öğrenciler, o kadar vakit geçiriyor ki, artık gece uykusuzluğu başlıyor. Bu sefer gündüz uykululuk haline dönüyor. Tüm bunlar, aile, okul, iş ve çevresel ilişkilerini ve başarısını etkilemeye başlayarak kısır bir döngüye neden oluyor" dedi. Elboğa, bağımlılıkların tedavisinde en önemli adımın önleyici tedbirler almak olduğunu ifade ederek, "Tüm bağımlılık hastalıklarında amacımız oluşmadan önlemektir. Burada da hem aileye hem okula, birinci koruma dediğimiz, bağımlılık oluşmadan sürecin farkındalığıyla ilişkili çalışmalar yapmak ve kişilere sağlıklı teknolojiyi kullanmayı öğretmek en büyük önem arz ediyor. Tüm bunlara rağmen bir bağımlılık söz konusuysa, zaten incinebilir olan aile ilişkileri çok da hırpalamamak gerekiyor. Bağımlı kişiye yaralayıcı ifadeler kullanıldığı zaman sürece faydası olmuyor. Bu tür durumlarda bir profesyonelden yardım almakta fayda var" şeklinde konuştu. Elboğa, dijital bağımlılığın genellikle daha masum görüldüğünü, ancak madde veya alkol bağımlılığından farklı olmadığını vurgulayarak, "Aileler dijital bağımlılığı genellikle hafife alıyor. Madde veya alkol bağımlılığında aileler her an tetikte olabiliyor, önlem alabiliyor, hemen önünü kesebiliyor ancak dijital bağımlılık biraz daha masum görülüyor, oysaki diğer bağımlılıklardan çok farkı yok ve benzer işliyor. Dijital bağımlılığı hafife almamak gerekiyor. Gün geçtikçe zamanın daha fazla harcanması ya da ulaşılmadığında ruhsal anlamda sıkıntı yaşanması, depresyon, anksiyete, kaygı bozukluğu, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu gibi birçok ruhsal bozukluğu beraberinde görüyoruz. Ruhsal bozukluklar, bağımlılığın başlamasına sebep olabiliyor, bazen sürmesine, bazen de bir sonucu oluyor. Kısır döngüyü kırmadan etkili bir tedavi uygulayamıyoruz" ifadelerini kullandı.