ASAYİŞ - 13 Ekim 2024 Pazar 09:58

Bursa’da arsa sahibi kiracısının dükkanına ekskavatörle daldı

A
A
A

Bursa’da bir arsa sahibi içinde kiracısı bulunan arsayı müteahhite verdi. İddiaya göre, sözleşmesi bitmeyen kiracıyı arsadan çıkarmak istedi. Sözleşmenin devam ettiğini ve arsadan çıkmayacağını söylemesi üzerine gece vakti arsaya ekskavatörle girerek her şeyi yerle bir etti.

Bursa’da yaşayan İbrahim Çalışkan, 2007 yılında Osmangazi ilçesi Gülbahçe Mahallesi’nde kendisine ait şirketlerin faaliyetlerini yürütmek için arsa kiraladı. Kiraladığı günden bu yana kirasını düzenli ödeyen Çalışkan arsanın 1 ay önce mülk sahibi tarafından müteahhite verildiğini öğrendi. Arsa sahibinin kendisine yeri boşaltmasını arsaya konut inşa edileceğini söylemesiyle, sözleşmesinin henüz bitmediğini ve arsayı boşaltmayacağını arsa sahibine bildiren Çalışkan sabah işyerine geldiğinde hayatının şokunu yaşadı. İddiaya göre arsa sahibi gece vakti ekskavatörle arsaya girerek, içerisindeki eşyalarla birlikle işyerini yerle bir etti. Yaşadığı olayın şokunu atlatan Çalışkan en yakın polis merkezine giderek şikayetçi oldu.

Bursa’da arsa sahibi kiracısının dükkanına ekskavatörle daldı

Sabaha karşı yağmalanmış

İşyerinin yıkılmasının üzerine kalan eşyalarının da yağmalandığını söyleyen Çalışkan, “Burada servis taşımacılığı, turizm işletmeciliği ve kendi araçlarımın bakımını yapıyorum. 2007 yılında bu arsayı kiraladık. İçerisindeki her şeyi kendimiz yaptık. Olaydan 1 ay önce müteahhite verdik diye bilgi verdiler. Kira sözleşmesi devam ettiği için biz de çıkmayacağımızı söyledik. Noter’den boşaltın diye ihtar göndermişler bizde ona cevap yazdık. Sözleşmemiz devam ediyor hatta geçen ayki kirayı zamlı olarak yatırdık. Her ay düzenli ödemelerimizi yapıyoruz. Bir tane bile eksik ödememiz yok. Sabaha karşı veya gece geldiklerini tahmin ediyoruz. Sabah ben geldiğimde içeriden 3-5 kişi koşarak kaçtı. Muhtemelen kalan eşyaları yağmaladılar. Hemen karakola bildirdik, ifademizi verdik” dedi.

Bursa’da arsa sahibi kiracısının dükkanına ekskavatörle daldı

Duvarı yıkarak girmişler

Arsada araç girişi için kapı olduğunu fakat dükkanı yıkmaya gelenlerin arsaya duvarı yıkarak girdiğini söyleyen Çalışkan, “Ekskavatörle duvarı yıkarak içeriye girmişler. Arsanın kapısı da var ama duvarı yıkarak girmeyi tercih etmişler” dedi.

Faciadan dönülmüş

Dükkan içerisinde birçok yanıcı ve patlayıcı malzeme bulunduğunu söyleyen Çalışkan, “Su tesisatını patlatmışlar, elektrik kabloları ortaya saçılmış. İlk geldiğimizde korkudan giremedik. Elektriği hala kesemedik. Elektrikçi çağırıp sistemi kesip bu şekilde içeriye girmeyi düşünüyoruz. İçeride mutfağımız var, içinde tüp var. Ayrıca oksijen tüpleri var. Bunları biri bile yıkım esnasında patlasaydı neler olabileceğini bilmiyorum. Muhtemelen çok büyük bir facia olurdu” şeklinde konuştu.

Bursa’da arsa sahibi kiracısının dükkanına ekskavatörle daldı

Ekmek teknemizi yıktılar

Yaşadığı durumu yargıya taşıyacağını kaydeden Çalışkan, “Kısa süre içinde davamızı açacağız, davamızda haklıyız. Bize herhangi bir evrak gelmedi. Herhangi bir mahkeme kararı yok. Tüm bunlara rağmen zorba bir şekilde ekmek teknemizi yıktılar” dedi.

Bursa’da arsa sahibi kiracısının dükkanına ekskavatörle daldı

Abdullah Bozkurt - Polat Taha Öztürk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Savunma Sanayii Başkanı Görgün: "Bayraktar TB-3, dünya tarihine geçti" Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Bayraktar TB-3’ün kısa pistli bir gemiden kalkış ve iniş yapabilen ilk SİHA olarak dünya tarihine geçtiğini açıkladı. Savunma Sanayii Başkanı Görgün, sosyal paylaşım sitesi X hesabından “Dünya havacılık tarihinde bir ilk” başlığıyla yaptığı paylaşımda, “Bayraktar TB-3, kısa pistli bir gemiden kalkış ve iniş yapabilen ilk SİHA olarak dünya tarihine geçti. Bu başarı, yalnızca Türk savunma sanayiinin değil, aynı zamanda havacılık teknolojilerindeki küresel yarışta liderliğimizin bir göstergesidir. Bu yarışı Türkiye kazandı” dedi. Milli Deniz Havacılığı tarihimizde de bir ilk, olduğunu dile getiren Görgün, “Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen TB-3, Milli deniz havacılığımız alanında çığır açan bir inovasyon. Havada kalış süresi, yüksek faydalı yük kapasitesi ve şimdi de kısa pistli bir gemiden havalanma yeteneği ile TB-3, geleceğin savunma teknolojilerinde yeni bir dönemin kapısını araladı. Türkiye deniz havacılığına en yüksekten girdi. Bu tarihi başarıda emeği geçen başta BaykarTech firmamız olmak üzere, mühendislerimizi, teknisyenlerimizi ve tüm ekipleri yürekten tebrik ediyorum. Türkiye, azmi ve kararlılığıyla küresel bir yarışta daha en önde yer aldı. Baykar’ımızla ve Savunma sanayiimizle gurur duyuyoruz. TB-3 gerçek kuvvet çarpanı” ifadelerine yer verdi.
Antalya Antalya’da yaşayan yerleşik Ukraynalılardan 1000. gün açıklaması Antalya’da yaşayan yerleşik Ukraynalılar, Ukrayna-Rusya savaşının bininci günü nedeniyle açıklamada bulundu. Antalya’da yaşayan Ukraynalılar, Ukrayna-Rusya savaşının bininci günüde Attalos Heykeli önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması sırasında çok sayıda Ukraynalı, bayraklarına bürünmüş halde alanda hazır bulundu. “Rusya, dün çocukların da bulunduğu onlarca can kaybına sebep oldu” Ukrayna Antalya Konsolosu Oleksandr Voronin, Rusya’nın saldırısı nedeniyle Ukrayna’da yaşayan insanların normal hayat düzeninden mahrum kaldığını ifade ederek, "Sivil yerleşim yerlerinin ve sivillere yönelik altyapı ile enerji altyapısının sürekli olarak bombardımana maruz kalması nedeniyle, insanlar, normal bir hayat düzeninden mahrum kaldı. Başkent Kiev’de bile, kimi zaman hava hücum alarmı, kesintisiz on saat sürüyor ve bu esnada insanlar, işlerine, öğrenimlerine ve gece uykularını bölerek sığınaklara inip beklemek zorunda kalıyor. Geride bıraktığımız Pazar günü, 17 Kasım’da Rusya, Ukrayna geneline yönelik, 120 füze ve 90 kamikaze İHA ile yoğun bir hava saldırısı düzenledi. Bu saldırıda hedef, enerji altyapısıydı ve saldırının sonucunda, Ukrayna’nın bütün illerinde yoğun elektrik kesintileri görülmeye başladı. Rusya, dün Sumı ve Odesa şehirlerindeki yerleşim bölgelerine füze saldırıları düzenleyerek yeni bir suç işledi. Bu saldırılar, aralarında çocukların da bulunduğu onlarca can kaybına sebep oldu” dedi. Zelenskiy’nin formülüne destek talebi Savaşın bin gündür sürdüğünü vurgulayan Ukrayna Antalya Konsolosu Oleksandr Voronin, kendilerine destek olan tüm ülkelere teşekkür ederek, "Bin gün, sembolik bir tarihtir, çünkü işgalin başlangıcında dünya toplumu, Ukrayna’nın dayanabilme şansını 48-72 saat olarak değerlendiriyordu. Ancak Ukrayna askerleri ve halkı, orantısız bir güce karşı gerçek bir kahramanlık sergileyerek ayakta kalmayı başardı ve topraklarını savunmaya devam ediyor. Tüm ortaklarımıza, bu süre boyunca bize destek olmaya devam ettikleri için minnettarız. Ayrıca, tüm dünyanın, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy tarafından sunulan, adil ve kalıcı bir barışı sağlamayı amaçlayan Zafer Planı ve Barış Formülü’nü destekleyeceğini umuyoruz.”
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasına yarın devam edilecek İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine yarın devam edilecek. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılanmasına 2. gününde devam ediliyor. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Fehmi Alperen, "Ben İBB’ye bağlı ambulans şoförü olarak çalışıyorum. 17 yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışıyorum. Hasta sevki yapıyoruz. Bir şirketim de vardır aynı zamanda. Biz yeni doğan hasta nakli yapmıyorduk. 112 sisteminin bertaraf edilerek hastanelere sevk yapıldığı iddiasına katılmıyorum. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bahsi geçen hiçbir hastaneye nakil yapmadım. Birçok sevki sanık Hasan Basri Gök yürütmektedir. Hatta sevk işlemi için bazen doktor olduğunu söylemiştir kendisi. Benim hakkımda iddianamenin hiçbir sayfasında sevk ile alakalı bir şey yoktur. Sanıklardan Hakan Doğukan Taşçı’yı tanıyorum. Taşçı bana hasta bebeklerin basamak değerleri ile oynandığını da söyledi. Benim Fırat Sarı ile bir menfaat ilişkim yoktur. Sarı’nın hesabından bana yıllardır gelen 1 TL bile yoktur. Burada bir örgüt olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Buradaki herkes sağlık çalışanı” dedi. Fehmi Alperen’in avukatı ise savunmasında, “Benim müvekkilim mağdurdur. Burada suçlanan kişiler aynı zamanda da mağdurdur. Uzun süredir tutuklu olan müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum” dedi. Sanık avukatının savunmasının ardından duruşmanın 3. oturumunun yarın saat 09.30’da devam etmesine karar verildi.