ASAYİŞ - 04 Nisan 2025 Cuma 11:14

Balıkesir’de aile içi şiddet kanlı bitti

A
A
A
Balıkesir’de aile içi şiddet kanlı bitti

Balıkesir’de aile içi yaşanan kavga kanlı bitti. Annesine şiddet uygulayan babaya bıçakla saldıran 14 yaşındaki çocuk babasının katili oldu.


Edinilen bilgiye göre, Balıkesir’in Dursunbey ilçesi İstasyon Mahallesinde geçtiğimiz gün saat 21.00 sıralarında M.Ç. (38) eşi N.Ç.’ye (37) ikametlerinde şiddet uyguladı. Olay sırasında çocukları R.E.Ç.’nin (14) annesini korumak amacıyla babası M.Ç’yi ekmek bıçağı ile sırt bölgesinden bıçakladığı öğrenildi. Bu sırada kavgayı ayırmaya çalışan kız çocuğu C.Ç. (16) bacağından hafif derecede yaralandı. İki şahıs 112 Acil Servis ekipleri tarafından Dursunbey Devlet Hastanesine sevk edildi. Baba M.Ç. hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen vefat ederken, R.E.Ç. gözaltına alındı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Karnındaki 23 santimetrelik kitle başarıyla çıkarıldı İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi’nde gerçekleştirilen başarılı operasyonla, Birgül Ermekin karnındaki 23 santimetrelik kitle alındı. Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Toyly Meredov liderliğinde başarılı bir operasyon geçiren Birgül Ermekin sağlığına kavuştu. İEÜ Medical Point Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Toyly (Toylu) Meredov, "Hastamız bir yıl önce over kanseri tanısı almış ve başka bir merkezde ameliyat olmuştu. Ancak, bir yıl içinde hastamızın karnında, tüm leğen kemiğini dolduran ve göbeğine kadar uzanan 23 cm’lik yeni bir kitle gelişti" diye konuştu. Kitle, hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkiliyordu Op. Dr. Toyly Meredov, kitlenin hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürdüğünü belirtirken, "Hastamız yemek yeme, günlük aktivitelerini sürdürme ve hatta kemoterapi almasında dahi büyük sorunlar yaşıyordu. Kitle, karın içindeki ana damarlara baskı yaparak hayati riskler oluşturuyordu" ifadelerini kullandı. Kemoterapi almasının önündeki engel kalktı Op. Dr. Toyly Meredov, "Hastamızla tüm detayları konuştuk ve ameliyat kararı aldık. Ameliyatımız başarılı geçti ve hastamızın karnındaki kitleyi tamamen çıkardık. Bu sayede hem hastamızın şikayetlerini ortadan kaldırdık hem de kemoterapi almasının önündeki engeli kaldırmış olduk. Yani, hem semptomatik hem de terapötik bir tedavi yapmış olduk" dedi. "Hayat kalitem arttı" Ermekin, "Toyly Bey tomografide kitlenin yerini görünce hemen ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Ameliyattan sonra kitle çıkınca rahatladım. Şimdi yeniden yemek yiyebiliyorum, kendi başıma dolaşabiliyorum. Hayat kalitem arttı" diye konuştu. "Ameliyat için hiç beklemesinler" Birgül Ermekin, "Op. Dr. Toyly Meredov’a ve tüm hastane ekibine minnettarım. Benim gibi bu durumda olan hastalar hiç vakit kaybetmeden tedavileri için hekime başvursunlar. Çünkü o aradaki ağrılar, sıkıntılar gerçekten çok kötü" dedi. Kantar, erken teşhis ve müdahalenin hayat kurtardığını vurguladı.
Kocaeli Uzmanlardan, balıktaki parazitle ilgili hijyen uyarısı Kocaeli’de pazardan alınan balıkların içinden çıkan parazitler, vatandaşları tedirgin etti. Önemli uyarılarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Sevilay Okkay, "Balığa çiğ halde doğrudan temas eden ya da evde temizliğini yapan kişilerin, işlem sonrası ellerini mutlaka sabunla yıkamaları gerekir. Bazı türler görünürken, bazı türler çıplak gözle fark edilemeyebilir. Hangi parazitin insanı konak olarak kullanabileceği işlem esnasında bilinemeyebileceğinden, hijyen kurallarına dikkat etmek ve kişisel önlemleri almak yararlı olacaktır" dedi. Geçtiğimiz günlerde vatandaşların pazardan aldığı balıkların içinde parazitler çıktı. Bu anları kayda alan vatandaşlar, görüntüleri sosyal medya hesaplarından paylaştı. Görüntüler kısa sürede büyük yankı uyandırdı. Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Su Ürünleri ve Sağlığı Parazitoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Sevilay Okkay, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. "Parazitlerin en dikkat çekici özelliklerinden biri, karmaşık olabilen yaşam döngüleridir" Parazitleri tanımlayarak sözlerine başlayan Dr. Okkay, "Parazitler, başka bir canlının içerisinde ya da onun üzerinde yaşayarak kaynaklarını kullanan ve genellikle de konak canlıya zarar veren organizmalardır. Biyolojik çeşitliliğin bir parçası olan bu canlılar insanlarda, hayvanlarda ve balıklarda farklı türlerde bulunabilirler. Parazitleri ’protista’ ve ’metazoa’ gibi gruplara ayırıyoruz ve bu şekilde incelemelerini gerçekleştiriyoruz. Parazitlerin en dikkat çekici özelliklerinden biri oldukça karmaşık olabilen yaşam döngüleridir. Bazı parazitler yaşamlarını tek bir konakta yani doğrudan yaşam döngüsüne sahip türler olarak tamamlarken, bazıları da birden fazla konağa ihtiyaç duyuyorlar" dedi. "Bazıları yaşam döngüsünü tek konakta tamamlar" Dr. Okkay, bazı parazit türlerinin yaşam döngüsünü tek konakta tamamlarken, bazılarının birden fazla konağa ihtiyaç duyduğunu belirtti. Okkay, "Tatlı su balığında gelişen bir parazit ancak başka bir balık türü ya da omurgalı canlının sindirim sisteminde gelişimini tamamlayabilir. Bu döngüde kuşlar da konak olabilir" diye konuştu. "İnsanın konak olup olmaması en önemli kriter" Parazitlerin insan sağlığına etkisine ilişkin konuşan Dr. Okkay, "Parazitlerin insan sağlığı açısından risk taşıyıp taşımadığı, yaşam döngüsünde insanın bir konak olarak yer alıp almadığıyla ilişkilidir. İnsan bu döngüde yer almıyorsa, bu parazitlerin doğrudan insan sağlığıyla ilgili risk potansiyelinin üzerine bir soru işareti koymak gerekiyor. Bu bilgiler ışığında değerlendirildiğinde, balık parazitleri özellikle doğadan avlanan balıklarda zaman zaman görülebilen canlılardır. Ancak burada önemli bir ayrım vardır. Yaşam döngüsünde insanın konak olarak yer alıp almama durumudur" şeklinde konuştu. "Bazı türler, az pişmiş ya da çiğ balık tüketimiyle bulaşabilir" Parazitlerin bulaşma riskine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dr. Sevilay Okkay, "Tüm balık parazitlerinin insanı enfekte etme durumu söz konusu değildir. Ancak bazı türler, az pişmiş ya da çiğ balık tüketimiyle bulaşabilir. Bu nedenle balıkların hijyenik şartlarda temizlenmesi, iç organlarının mutlaka ayıklanması ve en az 60-70 derecede pişirilmesi gerekir" ifadelerini kullandı. Okkay, güvenli balık tüketimine de dikkat çekerek, vatandaşları uyardı. Balığın güvenilir kaynaklardan alınmasının, tazeliğinin kontrol edilmesinin ve soğuk zincirin korunmasının önemli olduğunu söyleyen Okkay, "Satın alınırken de tazeliği kontrol edilmelidir. Gözleri parlak, solungaçları kırmızı ve doğal, kokusunu kaybetmemiş balıklar tercih edilmelidir" dedi. "Balığa temas ettikten sonra ellerinizi sabunlayın" Çiğ balığa temas eden kişinin dikkat etmesi gereken önlemlere de değinen Dr. Öğr. Üyesi Sevilay Okkay, "Balığa çiğ halde doğrudan temas eden ya da evde temizliğini yapan kişilerin, işlem sonrası ellerini mutlaka sabunla yıkamaları gerekir. Ayrıca balığa temas eden bıçak ve doğrama tahtası ayrılarak uygun hijyen yöntemleriyle temizlenmelidir. Bunun nedeni, balıkta bulunan parazit türlerinin tamamını gözle tespit edemememizdir. Bazı türler görünürken, bazı türler çıplak gözle fark edilemeyebilir. Hangi parazitin insanı konak olarak kullanabileceği işlem esnasında bilinemeyebileceğinden, hijyen kurallarına dikkat etmek ve kişisel önlemleri almak yararlı olacaktır. Parazitler konağı kendileri seçebilirler. Eğer yaşadığı ortamda yaşamasını gerektirecek herhangi bir ara konak veyahut uygun şartlar bulunmuyorsa, o parazit orada yer alamayacaktır. Bunun için de çeşitli kirlilik parametrelerinden ve biyolojik yönetimden bahsedebiliriz. Dolayısıyla bunlar komplike olarak değerlendirilmesi gereken olgulardır" diye konuştu. Balıkçıdan açıklama Balık satan bir esnaf ise parazitlere ilişkin, "Parazitlenmeyi biz de gördük. Zaten denizde de yaşarken balıklarda parazit olabilir. Bunun sebebi balığın her bulduğunu yemesidir. Deniz balıklarının çoğunda bu durum olabilir. Denizde yaşayan her balıkta parazit vardır" cümlelerini kullandı.
Denizli DSO Başkanı Kasapoğlu ve Jurgis Vilcinskas AB ile Türkiye iş birlikleri hakkında görüştü Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda önemli bir adım olan 4. Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası, Denizli Sanayi Odası’nın (DSO) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kamu ve özel sektör profesyonellerini, Türkiye ve Avrupa’dan sektörün önde gelen isimleriyle bir araya getiren etkinlikte, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas ile DSO Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu yapılacak iş birlikleri hakkında önemli görüşmeler gerçekleştirdi. Etkinliğin açılış konuşmalarını gerçekleştiren Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu, Denizli Sanayi Odası olarak, 4. Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası’na ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getirdi. Döngüsel ekonominin, sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda iş dünyası için rekabet avantajı sağlayan, inovasyonu teşvik eden ve sürdürülebilir büyümeyi mümkün kılan bir model olduğunun altını çizen Başkan Kasapoğlu, "Denizli, Türkiye’nin en önemli ihracatçı kentlerinden biri olarak, bu dönüşüm sürecinde kritik bir noktada bulunuyor. Odamız, üyelerimizin yeşil dönüşüm sürecine katkı sağlamak ve kentimizi bir temiz üretim merkezi haline getirmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu ve oda çalışanlarımızın emek verdiği sürdürülebilirlik yeşil dönüşüm biriminin açılmasıyla odamız daha sürdürülebilir bir kimlik kazandı. Yaklaşık 2 yıldır gerçekleştirdiğimiz farkındalık çalışmaları, uluslararası önemde eğitimler ve projelerle üyelerimizin yeşil dönüşüm sürecine nitelikli katkılar sağlıyoruz. Özellikle Akdeniz Havzasında Sınırötesi İşbirliği vb. Avrupa Birliği destekli programlar aracılığıyla, yaptığımız başarılı işlerin etki alanını genişletmeyi bir hedef olarak önümüze koyuyoruz. Güney Ege Kalkınma Ajansı’nın 12,8 milyon TL’lik hibe desteğiyle yakında faaliyete geçecek olan Güney Ege Yeşil Dönüşüm ve Verimlilik Test Merkezi ile, enerji verimliliği ve temiz üretim alanlarında üyelerimize destek olmak istiyoruz. Yine GEKA ile yürütmüş olduğumuz Sürdürülebilirlik Olgunluk Analizi Projesi kapsamında yapılan çalışmalar neticesinde elde edilen delillere dayanarak, önümüzdeki süreçte ikiz dönüşüm çalışmalarına da ivme kazandıracak. Denizli sanayisinin için önemli bir yatırım olan, üretim gücümüzün sürdürülebilirlik, verimlilik ve dijitalleşme yolculuğuna rehberlik etmesi planlanan Model Fabrika’mızı açılışı için de oldukça heyecanlıyız. Mayıs sonunda hizmete almayı hedefliyoruz" dedi. "Türkiye’nin bu dönüşümünde yanında olmaya ve yatırım yapmaya hazırız" Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas da "Döngüsel Ekonomi Haftası kapsamında Denizli’de olmak çok güzel. Yeniden Düşün - Yeniden Tasarla - Geri Dönüştür - Ticarileştir - Büyüt. Bu beş temel kelime, Denizli’de düzenlenen Döngüsel Ekonomi Haftasını en iyi şekilde tanımlıyor. Küresel ekonominin köklü bir dönüşüm içinde olduğu bu dönemde, ’al, üret, at’ şeklindeki geleneksel doğrusal ekonomi modelinin artık sürdürülebilirliği kalmamıştır. Avrupa Birliği ve Türkiye olarak, döngüsel ekonomiye geçişte birlikte ve hızlı hareket etmemiz büyük önem taşımaktadır. Türkiye’nin genç ve dinamik iş gücü, üretim merkezi olma gücü ve 4.0 endüstri devriminin sunduğu fırsatlarla, bölgede döngüsel ekonomi dönüşümüne öncülük etme potansiyeli bulunmaktadır. Ancak bu potansiyeli gerçeğe dönüştürmek için, bireysel düzeyden başlayarak, ulusal politikalara kadar hızlı ve kararlı adımlar atmamız gerekmektedir. Avrupa Birliği olarak, Türkiye’nin bu dönüşümünde yanında olmaya ve yatırım yapmaya hazırız. Ortak çabalarımızla, daha dirençli, sürdürülebilir ve rekabetçi bir gelecek inşa edebiliriz. Gerçek iş henüz önümüzde. Geçiş zorlu olacak ve hükümet, iş dünyası, akademi ve sivil toplum arasında yakın iş birliği gerektirecek. Önemli olan, Türkiye’nin döngüsel alanda hızlanmak için kabiliyet ve enerjiye sahip olmasıdır. Şimdi gereken, ivme oluşturmak ve siyasi irade bulmaktır. Denizli’de böyle bir ivme oluşturdukları için DCube, B4G Platformu, SKD Türkiye ve Denizli Sanayi Odası’nı tebrik etmek isterim" dedi. "Özellikle sanayinin lokomotifi kentlerin başında gelen Denizli’nin konuyu önceliklendirmesini önemsiyoruz" 2025 yılının döngüsel ekonomi alanında hareketli bir yıl olacağını dile getiren DCube Sürdürülebilirlik ve Döngüsel Ekonomi A.Ş. Kurucu Ortağı Gülcan Ergün ise "2018’den beri sürdürülebilir kalkınma için döngüsel ekonomi modelini yaygınlaştırmak adına sektörlerle çalışmalar yürütüyoruz. Ancak, sanayi devriminden bu yana kökleşmiş doğrusal ekonomi modelinden döngüsel ekonomi modeline geçiş zorlu bir süreç. Her ne kadar şirketlerin döngüsellik algısı yavaş yavaş oturuyor olsa da döngüsel iş modellerinin şirketlerin operasyonel süreçlerine entegre edilmesi zaman alacaktır. Biz de DCube olarak bu sürecin daha kolay ve verimli ilerlemesi adına özellikle döngüsel tasarımın geliştirilmesi, tedarik zincirinin döngüsellik anlamında kapasitesinin artırılması ve hem mevcut iş gücünün hem de şu anda eğitim hayatına devam eden gençlere döngüsel yetkinliklerin kazandırılması için çalışmalarımızı hızlandırdık. Özellikle sanayinin lokomotifi kentlerin başında gelen Denizli’nin konuyu önceliklendirmesini önemsiyoruz. Denizli Sanayi Odası’nın sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi alanında yaptığı çalışmaların model olabileceğine de inanıyoruz. Bundan sonraki süreçte de Türkiye’nin kalkınması ve küresel ölçekte rekabetçiliğini arttırması adına bir fırsat olarak değerlendirdiğimiz döngüsel ekonomiyi sanayi gündeminde canlı tutmaya devam edeceğiz" dedi. "Denizli’nin döngüsel ekonomiye geçişte kritik bir rol oynayacağını düşünüyorum" 2019 yılından bu yana dönüşümün bir parçası olarak çok yol kat ettiklerini söyleyen Hedefler İçin İş Dünyası Yönetim Kurulu Üyesi Canberk Mersin de konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "2020’de ilk döngüsel ekonomi buluşmamızı düzenledik. Tarım, gıda, tekstil, mimari gibi sektörlerle özel buluşmalar gerçekleştirdik. Sonuç olarak döngüsel ekonomiye geçiş sürecinde 2021’de bu çabalar meyvesini vermeye başladı. Türkiye’nin ilk döngüsel ekonomi haftasını yaptık. Aynı yıl işletmelere yol göstermek için bir rehber yayınladık. 2025’e geldiğimizde ekonomi haftasının dördüncüsünü gerçekleştirdik. Denizli, bu yolculukta özel bir yere sahip. Burası, tekstilden tarıma, sanayiden ticarete Türkiye’nin gücünü yansıtan bir şehir. Türkiye’nin dönüşümde küresel bir oyuncu olmasına katkı sağlamaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Farkındalık Oluşturuldu AB Türkiye Delegasyonu katkılarıyla Denizli Sanayi Odası AB Bilgi Merkezi koordinasyonunda, DCube Döngüsel Ekonomi ve Sürdürülebilirlik (DCube), Hedefler için İş Dünyası Platformu (B4G) ve İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) iş birliğiyle düzenlenen etkinliğimiz, Türkiye’nin ve şehrimizin döngüsel ekonomiye geçişini hızlandırmayı ve sürdürülebilir bir gelecek için farkındalığı artırmayı hedefliyor. Daha az atık, daha fazla değer’ temasıyla gerçekleştirdiğimiz bu önemli etkinlik, Denizli’nin ve Denizli sanayisinin dönüşüm ve değişim yolculuğuna güçlü bir adım olacak. Türkiye’nin yeşil dönüşüm yolculuğunda kaydedilen ilerlemeler ve geleceğe dönük stratejik fırsatları konuştuğumuz programımız, endüstriyel süreçlerin değer zincirlerinin, üretim ve hizmet kurgularının ve tüketim alışkanlıklarının döngüsel ekonomi anlayışıyla yeniden kurgulaması adına da önemli bir platform oluşturulmasını sağladı. 22 Uzman Konuşmacı, 6 Ayrı Oturumda Döngüsel Ekonomiyi Konuştu 6 farklı oturumda gerçekleştirilen etkinlikte, ‘Türkiye Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’, ‘Türkiye’de Döngüselliğin Finansmanı’, ‘Nordik Ülkelerinden İyi Uygulama Örnekleri’, ‘Tekstilde Döngüsel Tasarım ve İnovasyon, Tekstilde Sürdürülebilir Üretim ve Döngüsellik Stratejileri’, ‘Demir Çelik ve Bakır Sektöründe Döngüsel Ekonomi ile Uyumlu İnovasyonlar’, ‘Döngüsel Ekonomi Odaklı Yeni Yetkinlikler ve Paydaş İletişimi’ gibi önemli başlıklar ele alındı. İş dünyasının sürdürülebilirlik profesyonelleri bilgi ve deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. Döngüsel ekonomi yaklaşımını odağına alan ve sürdürülebilir dönüşüm sürecine ivme kazandırmayı hedefleyen etkinlikte, döngüsel ekonominin iş dünyasına nasıl entegre edilebileceği, sanayide yeşil dönüşüm, dönüşüm için gerekli yetkinlikler, iklim dostu çözümler, kaynak verimliliği, döngüsel ekonominin finansmanı, döngüsel ürün tasarımı gibi kritik konular derinlemesine konuşuldu. Türkiye’nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na nasıl daha hızlı ulaşabileceği ve döngüsel ekonominin iş dünyasına katkıları üzerinde duruldu. Ayrıca, döngüsel ekonomi uygulamalarının farklı sektörlerde oluşturacağı inovasyon, sürdürülebilir üretim, yeşil teknoloji ve yeni iş modelleri gibi potansiyellerin keşfedilmesi için önemli bir adım oldu.